Tumgik
#zihin gücü
mistikyol · 10 months
Text
BEDENİNDE AĞRI OLARAK ORTAYA ÇIKAN DUYGUSAL YARALAR #mistikyol 1- OMUZ AĞRISI: Gereğinden fazla sorumluluk ve yük taşımak Hayatımı hafiflikle ve neşeyle yaşamaya izin veriyorum. 2- BOYUN AĞRISI: Korku ve kendini ifade edememe Hayatımı cesaretle ve isteklerimi ifade ederek yaşamaya izin veriyorum. 3- DİZ AĞRISI: Korkular, takılı kaldığını hissetme, egolu davranışlar Alçakgönüllülükle yaşamımın sorumluluğunu alıyorum ve değişime izin veriyorum. 4- SIRT AĞRISI: Güvende hissetmeme ve gücünü kaybetme Hayatımı güvende, rahat ve güçlü hissederek yaşamaya izin veriyorum.
mistik #mistikyol #mistikyolyoutube #ağrılarınruhsalsebepleri
hastalıklarınruhsalsebepleri #bedenzihinruhbağlantısı #kişiselgelişim
#ağrılarınduygusalnedenleri #ruhsalgelişim #olumlama #olumlamalar #didemçiloğlu #cemçiloğlu
1 note · View note
kotukarma · 7 months
Text
Tumblr media
Öyle görünüyor ki ben hep zamanımın ilerisinde olacağım.
Yalnız kalın, icadın sırrı buradadır; yalnız kalın, fikirler buradan doğar. Akıl inziva halindeyken ve kesintisiz kendi başınalığında daha çok işler. Düşünmek için büyük bir laboratuvara veya beyaz önlüklere ihtiyaç yoktur. Yaratıcı zekâyı köstekleyen harici tesirlerden uzakta özgünlük büyüyüp serpilir.
UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan!
Beynin sadece bir alıcıdan ibarettir; evrende ise bilgiyi, gücü ve ilhamı aldığımız bir öz vardır. Henüz bu özün sırrına erişemedim ama var olduğunu biliyorum. Tüm maddeler ilksel bir tözden gelir. Bu töz ışıksal eterdir.
Beden bir ev gibidir ama zihin hep seyahattedir; sahip hep başka diyarlarda geziyor ve ev hep boş kalıyor.
Zihin gücü Tanrı’dan, İlahi Varlık’tan gelir; zihnimizi bu gerçeğe odaklarsak bu yüce güçle uyumlanırız. Annem bana bütünü Kutsal Kitap’ta aramamı öğretti.
Hepimiz cahil doğarız ama aptal kalmayı sürdürmek için çok çalışmak gerekir.
Ben sükunetin ve gücün şahin başlı efendisiyim.
Benim Nefesim gece mavisi gökyüzünü kaplar.!
50 notes · View notes
doriangray1789 · 9 months
Text
YEMEN
İslam dünyası sessiz! İslam dünyası tepkisiz! İslam dünyası gözlerini kapadı! İslam dünyası görmezden geldi!
Filistin meselesinde en çok duyduğumuz sözler bunlar. Halbuki bu mesele yeni değil. 77 yıldır sürüyor. Şimdi İngiltere'nin Yemen'i vurduğu süreç de başladı. Baktım aynı ezber cümleler. Benzer tepkiler…
İslam dünyası diye bir dünya yok! Nüfusunun büyük kısmı Müslüman olan devletler var. Hepsi bu! Olsaydı ne olurdu? İyi mi olurdu? Kötü mü olurdu? Bunların hepsi ayrı tartışma konusu. Fakat sanırım bazı insanların, ''İSLAM DÜNYASI'' diyerek çağırdığı güçten tek kelime cevap gelmemesinin boşluğunu; ''ahhh ahhh bir hilafet gelse. O zaman cevap da gelir'' efkarıyla bastırdığı bir psikolojik virajdayız. Anlamamız gerek. Gerçeklerle yüzleşmemiz gerek. Bakın bugün ''İSLAM DÜNYASI'' diyebileceğimiz ekonomik, siyasi, askeri bir güç oluşumu başlasa ve bu oluşum ciddi bir gücü eline geçirse, Türkiye'yi ne kadar sürece dahil edeceği bile şüphelidir!
Arapların zihin dünyasını anlamak gerek! Arapların giyim, kuşam, tavır, davranış ve reaksiyonlarını taklit ettiğinde, onları anlamış olmuyorsun! İslam, Arapların topraklarında doğmuş bir din. Dolayısıyla bu dine dair aklınıza gelebilecek ne kadar öğe varsa, Araplara dairdir. Araplar da kendilerini, İslam'a dair ne kadar öğe varsa temsilcisi ve hakimi olarak görürler. Bu görüş ve bakış açısından ötürü de, kendilerini seçkin bir sınıfın mensubu olarak takdim ederler. Bu sınıfa onlardan olmayan giremez. Mevali diye bir kavram vardır. Kendilerinden olmayan herkes, onlar için mevalidir! Lütfen ufak bir araştırma yaparak mevali nedir, mevalinin hakları nelerdir okuyun.
Türklerin görece İslam dünyasındaki egemenliği, Arapların kabulü ya da devretmesiyle mümkün olmuş bir olgu, konum değildir! Abbasi hilafetinin zayıflaması ve hilafetin koordine edilmesi meselesinin Türklerin eline geçmesi altında yatan kompleksi okumazsanız, okumadan geçtiğiniz her satırda tarihi olarak yanılırsınız. Araplar, mevali dedikleri zümrenin 400 yıl kontrolü altında yaşamayı asla içselleştirememiş ve bundan büyük bir prestij kaybı hissiyatı altında ezilmişlerdir. Araplar bize ihanet etti, etmedi meselesini okurken, konunun psikolojik ve zihinsel takıntılarını ıskalamamak gerekir. Kafamın arkasında bir dikiş izi var. Bu dikişi, ortaokula giderken çevremizde toplanan arkadaşlarımın ve kalabalığın, karateci bilinmesinden ötürü beni döveceğine ikna oldukları bir çocuğu alt ettikten sonra sırtımı dönmeye borçluyum! Anlatabiliyor muyum?
Olmayan bir gücü çağırmayı bırakmalısınız! Olmayan bir güçten medet ummayı terk etmelisiniz! Kendi öğelerinize, kendi kültürünüze, kendi temalarınıza dönmeyi bilmelisiniz.
İslam dünyası diye bir dünya yok! Olsa bile biz o dünyanın mevalisiyiz!
7 notes · View notes
theinfectedbat · 2 months
Note
Sana hayatını kolaylastıracak bir güç vermeyi teklif etselerdi ne olurdu? Örneğin uçmak, zihinlere girmek, görünmez olmak vs.
İsteyeceğim güç Scarlet Witch'in gücü olurdu sanırım. Ama bir süre sonra telepatiyi bırakır sadece telekinezi ile devam ederdim. Çünkü zihin manipülasyonunun bir süre sonra midemi bulandıracağını düşünüyorum ve insanların düşüncelerine hükmetmenin beni yozlaştıracağını sanıyorum.
2 notes · View notes
fiemanillah · 2 years
Text
Rabbim zihin açıklığı ,azim ve çalışma gücü nasip et bana ..amin
16 notes · View notes
gamzeles-blog · 7 months
Text
Tumblr media
Ölüm mü daha çok şaşırtır sizi yoksa doğum mu? Duyar duymaz beni afallattı bu soru. Gerçekten en ilginç olan hangisiydi? Kulağımı tırmalayandan başlayalım üzerine düşünmeye. “Ölüm”. Var oluşun bir parçası. Her canlının bir gün yaşayacağı gerçek . Ölüm gerçekleştiğinde bedenin dünyada bir eşya gibi kalakalması çok tuhaf. Can yok, ruh yok, hareket yok. Ölen kişi kim olursa olsun en fazla 72 saat sonra çürümeye başlayıp kötü kokacağı için, istenilmeyen bir an önce dünyadan yok edilmeye çalışılan bir eşya. Demek ki can olmayınca bedenin dünyada yeri yok.
Şimdi gel gelelim duyduğumda ağzımı kulaklarıma vardıran kelimeye. “Doğum” tam anlamıyla bir mucize. Bu mucizeye bir anne olarak olabilecek en yakın şekilde şahit olmak hayattaki en güzel şansım. Kadın bedeninin hacmi, gücü, dayanıklılığı, bilgeliği, işlevselliği, adaptasyonu ve toparlanması hayret ve gurur verici. Her şeyden daha çok size ihtiyacı olan bir canlıya uzun bir süre duygularınız, yediğiniz, içtiğiniz, dinlediğiniz, izlediğiniz, okuduğunuz, yaptığınız, canınız, kanınız her şey ile yaşam alanı olduğunuzu idrak ettiğinizde yavaş yavaş yükleniyor annelik. Zor ve sancılı bir yolculuğun ardından gelen vuslat sonucunda ilk nefes, ilk ağlayış, ilk bakış, ilk besleme ve ilk ten teması arayışı ile taçlanıyor. Velhasıl doğumun en can alıcı ve şaşırtıcı tarafı bence kadının anne olmayı, bebeğin ise o minik hali ve acizliğine rağmen ne yapması gerektiğini zihin ötesi sezgisel bir yerden çok iyi bilmesi. Hayal ettiği gibi bir doğum süreci yaşamış bir kadın olarak bu konuda tavsiyem zihni mümkün mertebe susturup, bedenine ve bebeğine sezgisel bir yerden güvenmek. Onlar ne yapacaklarını bizim anlamlandıramadığımız bir şekilde iyi biliyorlar.
Bu bakış açısıyla bakıp yarıştırdığım tuhaflık müsabakasında aralarında seçim yapamıyorum. Çocukken kendini bilmez yetişkinlerin sorduğu “Anneni mi çok seviyorsun, babanı mı?” sorusu karşısındaki zihinsel ve duygusal çıkmazda buluyorum kendimi. Bence ikisi de berabere.
4 notes · View notes
mantikutayr · 2 years
Photo
Tumblr media
‘’..kimimiz, her türlü rüzgâr ve dalganın oraya-buraya savurduğu teknesinin içinde, dış etkilenmelere boyun eğerek, yaşamını edilgin bir biçimde sürdürüp gidecek; kimimiz, kulaktan dolma, yarım yamalak bir bilgi ile doğaya karşı mücadele verecek; çok azımız da, rüzgârı, dalgayı, teknesini ve bunların nasıl etkileştiklerini anlayarak, doğa ile uyum içinde, güvenli, huzurlu ve eğlenceli bir “rota” tutturacaktır.’’ 
‘‘..doğanın gücü, tanrı’nın gücünün dışında bir güç müydü ki tanrı ona müdahale etsindi?‘‘ 
‘’..nasıl ki doğayı anlamak için doğanın dışından getirdiğimiz bilgilere başvurmanın, bizi yanıltmaktan başka yararı yoksa kutsal yazıların içeriğini anlamak için de, bu yazıların dışından bilgilere başvurmanın bir yararı yoktu. mucize ve vahiyler gibi "doğal ışıkta" bize aşikar görünmeyen, alışılmamış, bizim anlayışımızı aşan olayları ancak bu şekilde anlayabilirdik. böyle hareket edilmezse, peşin fikirlere ve ön yargılara düşmek kaçınılmaz olurdu. sonuçta, araştırılan, kutsal kitaplarda yazılı olan olayların gerçek olup olmadığı değil, kendi içlerinde tutarlı olup olmadıklarıydı.’’ 
‘‘öğrenebildikleri dine inanmamışlar, inandıkları dini de öğrenememişlerdi.’’ 
“insan aklının en yüce çabası ve en yüce erdemi, şeyleri üçüncü tür bilgilenme ile anlamaktır." (e. v önerme xxv.)  
‘’..üçüncü tür bilgi ya da sezgi (scientia intuitiva):bu, tanrının özü hakkında yeterli bilgi edinildikten sonra, algılanan şeylerin özünde, tanrının özünün varlığının ve işleyişinin sezilmesidir. işte sadece çok ender kişilerinin erişebileceği en üstün bilgi türü budur.’’ 
'’hiçbir zihinde mutlak ya da özgür istenç diye adlandırılabilecek bir şey yoktur. zihni, şu ya da bu şeyi istemeye iten bir neden vardır. bu nedeni de belirleyen bir ikincisi, onu da belirleyen bir diğeri vardır ve bu nedensellik zinciri, sonsuza dek böyle gider (e. II, ö, 48) zihin, belirlenmiş bir düşüncedir; dolayısıyla da, kendi etkinliğinin özgür nedeni olamaz.’’
'’erdemle hareket eden birisi için en iyi şey, anlamaktır.’’ 
‘’freud, spinoza’ya çok büyük saygı duyuyor ve bunu “uzun ömrüm boyunca”... “çekingen bir biçimde”... “olağanüstü yüksek bir saygı”... gibi güçlü ifâdelerle dile getirmeye de özen gösteriyordu. bunu -belki de- spinoza’nın adını daha sık anmış olmamasını telafi etmek için yapıyordu. “spinoza doktrinine tamamen bağımlı olduğunu” kabul ediyor, ama spinoza gibi büyük bir filozofun da kendisi gibi düşündüğünü söylemeye gereksinimi olmadığını, hak etmediği bir “meşruiyetin” arayışında olmadığını söylüyordu. tabii bu böyle iken, bizlerin bâzen tam tersini yapıp, Spinoza’yı tanımayan insanların gözünde spinoza’ya bir “tanınma”, bir “meşruiyet” kazandırmak için, “bakınız psikolojinin babası da spinoza gibi düşünüyordu” demek eğilimini taşımamız da, kayda değer ilginç bir fenomendir.’’ 
"insan istediğini yapabilir ama istediğini isteyemez"  - schopenhauer  
8 notes · View notes
qwacious777 · 2 years
Text
Sen Seçilmiş Olansın ( 𝟷𝟷𝟷 )🐇☁️..୧
Unutmayın, varsayım yasası ve gerçeklik değiştirme birçok sosyal medya platformunda trend olmasına rağmen, herkes buna inanmayı seçmedi. Herkes bu gücü kabul etmeyi seçmedi.
Gerçekliğinizi düzenleme/oluşturma gücü, isteğinize göre değiştirmek, kendi dünyamızın ötesindeki dünyaları ziyaret edebilmek... Kimi görmezden geldi, kimi inananlarala alay etti, kimi çocukça görüp yoluna devam etti. Ama bugün SEN buradasın. Bugün buradayız. Açık fikirli ve güçlü bir zihne sahipsin. İstediğiniz her şeyi yaratabileceğiniz, istediğiniz her şeye sahip olabileceğiniz ve uzun zamandır kurmaca olduğunu düşündüğümüz dünyalara gidebileceğiniz gerçeğini zihninize sarabilecek kadar güçlü bir zihine sahibiz. İnsanlara bir seçenek sunuldu. Ama sadece birkaçımız kaldı.
Tumblr media
Tezahür ettirmenin ve gerçeklik değiştirmenin size göre olmadığından mı endişeleniyorsunuz? Bunu düşünün. Bir an için söylediklerimi düşünün. Ben de bununla mücadele ettim. LOA topluluğuna girmeden önce gerçekliği değiştiren (shifting) topluluktaydım. Kendi kendime, "Ya gerçekliği değiştirmek bana göre değilse?" diye sordum. Ama bunu sorguladığım her zaman bir arkadaşıma değişmekten ve tezahür etmekten bahsettiğim zamanı düşünürdüm. O bunun gülünç, çocukça ve aptalca olduğunu düşündü. Ancak motivasyonumu kırılmak yerine, tam tersi oldu. Ona yetki verdim ama reddetti, kendi kaydetti. Ama biz, canlarım, bugün buradayız. 🫶🏼
Tumblr media
İstediğiniz hayatı yaşayabilmek için bu gücü kullanmak üzere seçildiniz. Size hayalinizdeki hayata hızlı geçiş teklif edildi. Sihrin (yasanın) var olduğu, tezahür ettirmenin gerçekten işe yaradığı, başka dünyaları ziyaret etmenin gerçek olduğu (shifting) gerçeğine herkes kafa yoramaz. Toplumun bize her zaman söylediklerine fazla takılıp kalmak, mantığa fazla takıldı. Elbette mantık, mantıklı ama sizi ne kadar uzağa götürebilir? Gücünüzü kucaklayın ve sihrin içinizde yaşadığını bilin.
﹅🫶🏼₊˚🥹 🏹 ( 𝟷𝟷:𝟷𝟷 )🐇☁️ . . ୧
cr @/princessofangiemania
@qwacious #manifest #manifesting #selfconcept #affirmations #thatgirl #itgirl #aesthetic #tumblr #lawofassumption #qwacious #nevillegoddard #manifestingtips #222 #777 #loa
5 notes · View notes
teneres · 2 years
Text
"Erkeklerin, erkekliği gitti" bu sözün muhattabı olan "Müslüman" erkekler, tarihte bu sözü Moğollar ve Haçlılar gelip İslam beldelerini işgal ettiklerinde, cihada çıkmadıkları için duyuyorlardı. Günümüzde bu yerinde kalakalma durumu maalesef geçerliliğini korumakla beraber, ortada en az yerinde oturmak kadar büyük bir problem daha var ki o da hanımlarına yol göstermesi, örnek olması, İslam'ı öğretmesi ve Allah'a karşı sorumluluklarını hatırlatıp, bunun için gerektiği yerde kısıtlayıp, gerektiği yerde sert çıkması gerekirken, sadece kendi nefsi söz konusu olduğunda erkekliğini hatırlaması ve hanımına sert çıkmasıdır. Allah'ın hakkı ise maalesef akıllara gelen en son şey oluyor. Hatta bazen hiç gelmiyor. Çünkü kendisi de evli olunca karısının, kendi üzerine yüklenen haklarından bihaber. Türkiye toplumunda eskiden kalma bir deyim vardır "kadının şeyhi kocasıdır" Yani kadın evde çocuklarla, ev işleriyle meşgul olurken; camiiye giden, ilim meclislerine katılan erkek erkek eve geldiğinde öğrendiği bilgileri karısına (ve tabii çocuklarına) da öğretmekle mükelleftir. Ne hazin ki, sosyal medyada paylaşımları ve yorumlarıyla allame-i cihan olan erkeklerimizin aklına dönüp hanımına öğretmek, hatırlatmak, Rasulullah ﷺ'in "biriniz bir yanlış gördüğünde eli ile düzeltsin, gücü yetmezse dili ile düzeltsin" hadisi gelmiyor. Ancak yemeği eksik/yanlış yapmışsa, çocuklar çok ses yapıyorsa, veyahut başka şahsi bir ihtiyacı ve/veya rahatsız olduğu durum varsa evde (deyim yerindeyse) terör estiriyor. Peki ya Allah'ın hakkı çiğnendiğinde?
Bundan daha fenası ise, yapılan yanlışa göz yummak bir yana, kadının erkek tarafından cesaretlendirilmesi, o münker fiilleri işlerken bizzat erkeğin de buna eşlik etmesi. Evinin içinde birbirlerinin üzerine nasıl atladığını görmediğimiz kaç tane sakallı-çarşaflı/peçeli kaldı? Birbirlerine şuh bakışlar atan? Oturma odasından, yatak odasına, salonundan mutfağına kadar bütün evlerini seyr edebildiğimiz?
"Kadın, kocasının izni olmadıkça, evine hiç kimsenin girmesine izin veremez."
Buhari, Nikah 86; Müslim, Zekat 84
Yine Veda hutbesinde de Rasulullah ﷺ “… Sizin kadınlar üzerindeki bir hakkınız da evinize istemediğiniz kimseleri almamalarıdır.” buyuruyor.
Tirmizî, Rada 11; İbn Mace, Nikah, 3
Şimdi bu hesaba göre, kendisi arsızlık yaparak, yahut kocasının umursamazlığından cesaret alarak veyahutta bizatihi kocasının da onayıyla hatta O'nun hesabından evlerinin ve kendilerinin bu halini paylaşanlar, bu hadislerin tam olarak neresindeler? Bu soru kadına gibi görünse de aslında erkeğe. Rızanız olmadan evinize giremeyiz ama gözlerimiz girebilir ve günün her saatinde, istediğimiz yerde bakabiliriz? Tıpkı "tenimi göremezsiniz ama vücut hatlarımı görebilirsiniz" dercesine tenlerini göstermeyecek kadar uzun elbise giydiği halde, dar kalıp giyinenler (ve tabii sosyal medyada paylaşılan fenomen olanlar) gibi.
Hanımının suratına kocaman emoji koyup paylaşarak, neredeyse dudak dudağa öpüşecek kadar iç içe girmiş halde fotoğraf paylaşıp yine bu poza da çeşitli efektler ile güya gizlilik koyarak; Cuma'dan ağ atıp, Pazar günü toplayarak sözüm ona Cumartesi avlanma yasağına uyan Yahudiler gibi olduğunuzu hiç düşündünüz mü?
Kendinden çok takipçilerinin, karının psikolojisini ve zihin dünyasını bilmesi nasıl bir his? Eve giren çıkanı, reelde konuştuğu muhattap olduğu kimseleri (güya) kontrol et ama sosyal medyada kontrol etme?
Harcadığı parayı kuruşu kuruşuna hesab et ama işlediği haramları hesab etme?
Kendin için süslenmesini, güzel görünmesini arzu edip, teşvik et ama Allah için amellerini, kalbini, ruhunu süslemesini hiç umursama?
Nisa Suresi 34. Allah’ın bir kısmını (erkekleri) diğer bir kısmına (kadınlara) üstün kılması ve mallarından harcamaları nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde idare edicidir (kavvamdır)
“Kavvam” kelimesi etimolojik açıdan; “kame bi” bir şeyi üstlendiğinde onu yerine getirip, korumak, bir işin ya da malın sorumluluğunu üstlenip, maslahatı gözetmek ve velayet gibi anlamlara gelmektedir.
Aynı kökten gelen “kayyım” kelimesi, başkan ve işi yöneten manasındadır.
“Kayyımu’l-mer’e” tabiri kadının geçimini temin eden koca anlamında kullanılmaktadır.
İbn Manzur bu köke, koruma, ıslah etme ve bir şeyde sabit kalma anlamının yanında ayrıca bu kelimenin efendisinin hizmetinde kalkıp oturması sebebiyle cariye için de kullanıldığını ifade etmektedir.
|| İbn Manzur, Lisanu’l-Arab, 12/497-499
Abdullah ibn Ömer (radıyallahu anh)'tan rivayet edildiğine göre Rasulullah ﷺ şöyle buyurdu:
“Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Âmir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idâre ettiklerinizden sorumlusunuz.”
Sahih-i Buhârî, Cum`a 11, İstikrâz 20, İtk 17, 19, Vesâyâ 9, Nikâh 81, 90, Ahkâm 1;
Sahih-i Muslim, İmâre 20;
İmam Ebû Dâvûd, İmâre 1, 13;
İmam Tirmizî, Cihâd 27
Tahrim Suresi 6. Ey iman edenler! Kendinizi ve ehlinizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyunuz! O ateşin başında, acımasız/sert, güçlü, Allah'ın kendilerine emrettiğine karşı gelmeyen, emrolunduklarını yerine getiren melekler vardır.
Amr İbn Kays şöyle dedi;
Muhakkak ki kadın, kıyamet günü Allah'ın huzurunda kocasıyla tartışıp şöyle der:
"Beni eğitmedi ve bana hiçbir şey öğretmedi! Onun yerine bana pazardan ekmek getirdi."
|| Tefsir es-Sem'ani, 5/475
5 notes · View notes
mistikyol · 10 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
TAROT KARTLARINDAN BİRİNİ SEÇ! BİRİNCİ TAROT KARTI: HAYATINDA SENİ ZORLAYAN TÜM ZITLIKLARLA VE ÇELİŞKİLERLE BARIŞ YAPABİLİRSİN İçinden geçen bir isteğe uygun olmayan dışsal koşullar veya bazen kendi kendinle çelişkiye düştüğün zorlayıcı durumlarla barış sağlama zamanın geldi. Kendini yargılama ve çelişkilerinle bir bütün olduğunu düşün. Sana uygun olmayan dışsal koşullar ancak kendi içinde barış sağladığın zaman düzelecek. Kendini ait hissedemediğin bir arkadaş çevresi, bir iş ortamı veya aile bireyleri sendeki içsel değişimden etkilenip daha uyumlu olacaklar. Hayır demeyi bilmek ama bunu uygun bir dille ifade etmek büyük adımlar atmana yardımcı olacaktır.
İKİNCİ TAROT KARTI: RUHUNUN GÜCÜNÜ KEŞFETMEK İÇİN SEZGİLERİNİN SESİNİ DİNLEYEBİLİRSİN Ruhunun sana iletmeye çalıştığı mesajları duymak için sessizliğe ve içsel meditasyona zaman ayırmak hayatında değişimler yapmana neden olacak. Şu aralar ruhsal mesajlar sana her yerden gelebilir çünkü ilahi güçle hiç olmadığı kadar bağlantı halindesin. Mesaj veren rüyalar görebilir ve özellikle dolunay zamanlarında artan sezgilerinle niyetlerini kendine çekebilirsin. Bunun için özellikle geceleri el ayak çekildiğinde meditasyon yap ve ulaşmak istediğin her şey o anda gerçek olmuş gibi gözünün önünde canlandır. İçsel gözünle gördüğün şey gerçek olacaktır.
ÜÇÜNCÜ TAROT KARTI: ÇAMURDAN ÇIKAN LOTUS ÇİÇEĞİ GİBİ BAŞARI VE MUTLULUKLA BÜYÜYEBİLİRSİN Lotus çiçeği yaşamın zorluklarına rağmen çamurun içinde büyüyerek açar, ve bu yönüyle içsel güzellik ve huzur simgesidir. Pek çok zorluğun üstesinden başarıyla geldin ve şu ana kadar gösterdiğin çabaların artık karşılığını almaya başlayacaksın. Zorluklar seni ruhsal olarak büyüttü ve olgunlaştırdı. Bu bir süreçti ve senin gelişimin için gerekliydi. Şimdi artık ruhsal olarak daha da parlamak için zorluklara ihtiyacın yok çünkü bilincindeki farkındalığın gücü sana yetiyor. El attığın her şeyden başarıyla ve zaferle çıkacaksın. Şimdiden bunun mutluluğunu yaşamaya bak.
DÖRDÜNCÜ TAROT KARTI: MELEKLERİN VE YÜKSELMİŞ ÜSTAT VARLIKLARIN REHBERLİĞİNDE KORUNUYORSUN Tekrarlayan sayılar, karşına çıkan beyaz tüyler, içinde melek kelimesi geçen şarkılar ve yazılar gördüğün bir dönemden geçebilirsin. Bunlar çevreni saran ilahi rehberliğin mucizevi işaretleri. Sabahları uyandığında ve gece uykuya geçmeden hemen önce bu güzel varlıkların rehberliği için teşekkür etmeyi ihmal etme. Attığın her adımda özel bir korunma altında olduğunu hisset ve bu hisle daha cesur atılımlar yap. İsteklerinin kısa sürede olumlu sonuçlar getireceği çok şanslı bir dönem senin için başlıyor.
BEŞİNCİ TAROT KARTI: KALP ZİHİN BAĞLANTISINI HEP GÜÇLÜ TUTARAK NİYETLERİNE HIZLA ULAŞACAĞINI BİL Kalpten istediğin her şey hızla gerçek oluyor ama ilk önce kalp çakranda geçmişin getirdiği küslüklerden ve hayal kırıklıklarından arınmalısın. Kalbinin kırıldığı o dönemlerden bugüne üzüntülerini taşımamalısın. Zihninde tekrar tekrar canlandırdığın olumsuz senaryolardan kurtulmalısın. Kalp zihin bağlantısı çok güçlü ve hassas bir insansın. Mantığının duygularınla uyumlu çalışması şu anda sana sıkıntı veren her şeyin kendiliğinden çözülmesini sağlayacak. Kalbinin güzelliğine güven.
ALTINCI TAROT KARTI: KADERİNDE HENÜZ KEŞFETMEDİĞİN HEDİYELERİN SANA AÇILMA ZAMANI GELDİ Böyle gelmiş böyle gider kök inancının seni engellediğinin farkında mısın? Oysa henüz kapısını açmadığın muhteşem fırsatlar seni bekliyor. Çevrende tekrarlanan negatif inançlardan etkilenmemek için olumlamalar yapmalısın. Bu olumlamaların etkisini o kadar kısa bir zamanda göreceksin ki belki de çok şaşıracaksın. Oysa kaderinde henüz keşfedemediğin ama senin gerçek doğanı yaşamanı sağlayacak açılımlar olmak üzere. Yaşadığın yerin ve görüştüğün insanların değişimine hazır ol. Bu değişim sana çok iyi gelecek.
tarot #tarotkartları #tarotokuması #tarotseansı #tarotkartlarındanbiriniseç #ruhsalmesaj #mistikyolruhsalmesaj #mistikyol #mistikyolyoutube #kişiselgelişim #ruhsalgelişim #didemçiloğlu #cemçiloğlu #olumlama #meditasyon #çekimyasası #melek #meleklerlebağlantı #meleklerdenmesaj #tekrarlayansayılar #düşüncegücü #bilinçaltıprogramlama #kökinançlar #kalpzihinbağlantısı
3 notes · View notes
ekipsaglik · 9 days
Text
Olumlu Düşünme Teknikleri ve Mental Sağlık
Tumblr media
Olumlu düşünme teknikleri, mental sağlığı güçlendirmek ve daha dengeli bir yaşam sürmek isteyen herkes için hayati önem taşır. Zihinsel sağlığı korumak, hayatın her alanında başarıyı ve mutluluğu yakalamanın temel taşlarından biridir. Ben Doğukan, bu yazıda olumlu düşünme teknikleri ve mental sağlık hakkında bilgiler vereceğim.
Olumlu Düşünmenin Mental Sağlığa Etkisi
Tumblr media
Olumlu Düşünmenin Mental Sağlığa Etkisi Olumlu düşünme, zihinsel sağlığı doğrudan etkileyen en güçlü yöntemlerden biridir. Zihni pozitif düşünceyle beslemek, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal bozuklukların önüne geçer. Bilimsel çalışmalar, pozitif düşünen bireylerin stresle daha iyi başa çıktığını ve daha uzun, sağlıklı bir yaşam sürdüğünü ortaya koymaktadır. Ayrıca olumlu düşünce, bağışıklık sistemini güçlendirir, bu da bireylerin hastalıklara karşı daha dirençli olmasını sağlar. Olumlu Düşünme Nedir? Olumlu düşünme, olaylara ve hayata iyimser bir bakış açısıyla yaklaşmayı ifade eder. Bu yaklaşım, karşılaşılan zorlukları birer fırsat olarak görmek ve sorunlarla daha yapıcı bir şekilde başa çıkmak anlamına gelir. Olumlu düşünme, ruh sağlığını koruma ve kişisel gelişim açısından önemli bir unsurdur. Bu bakış açısı, kişinin daha huzurlu, mutlu ve tatmin dolu bir yaşam sürmesine katkıda bulunur. Olumlu Düşünme Ne Anlama Gelir? Olumlu düşünme, olayları olabildiğince yapıcı bir çerçevede değerlendirmek ve geleceğe umutla bakmak anlamına gelir. Bu tutum, insanın kendine olan inancını pekiştirir, başarısızlıklardan öğrenmeyi sağlar ve kişinin hayatında daha fazla başarı elde etmesine yardımcı olur. Aynı zamanda, olumlu bir zihin yapısı kişinin çevresiyle olan ilişkilerini güçlendirir ve sosyal bağları derinleştirir. İlginizi Çekebilir; Kendine Şefkat: Öz-Sevgi ve Mental Sağlık Olumlu Düşünme Teknikleri 1. Kendini Olumlu İfadelerle Yönlendirme (Pozitif Onaylamalar) Pozitif onaylamalar, bireyin kendine güvenini artırır ve zihinsel gücü geliştirmek için kesin bir yoldur. Her sabah güne başlarken, “Başarılıyım, güçlü ve kararlıyım” gibi olumlu ifadeleri tekrar etmek, zihnin otomatik olarak olumlu bir düşünce yapısına geçmesini sağlar. Bu teknik, olumsuz düşünceleri zihinden uzaklaştırarak, yerini güçlü ve pozitif düşüncelere bırakır. 2. Negatif Düşünceleri Yeniden Çerçeveleme Negatif düşünceler, zihni kemiren ve bireyi stres altında bırakan en büyük düşmandır. Bu düşünceleri yeniden çerçevelemek, yani negatif bir duruma olumlu bir perspektiften bakmak, ruhsal dengenizi korumanın en etkili yoludur. Örneğin, iş yerinde bir hata yaptığınızda, bunu bir başarısızlık olarak görmek yerine, bu hatanın size yeni bir şey öğrettiğini ve gelişmenizi sağladığını düşünün. Bu teknik, bireyin kendine olan güvenini artırırken, stres seviyelerini de düşürür. 3. Minnettarlık Geliştirme Minnettarlık, bireyin sahip olduğu şeylere odaklanarak zihni olumlu bir yapıya sokar. Her gün şükredecek en az üç şey bulmak ve bunları yazmak, olumlu düşünceyi kalıcı hale getirmenin en kesin yollarından biridir. Minnettarlık pratiği yapan kişiler, hayatın olumsuz yanlarını daha az fark eder ve strese karşı daha dayanıklı hale gelir. 4. Olumlu Çevre Oluşturma Çevremizdeki insanlar, düşünce yapımızı doğrudan etkiler. Negatif düşüncelere sahip insanlarla sürekli etkileşimde bulunmak, zihni olumsuz düşüncelere çeker. Bu nedenle, olumlu düşünen, destekleyici insanlarla vakit geçirmek, zihinsel sağlığı korumak için kesin bir stratejidir. Pozitif bir çevre oluşturmak, bireyin kendine olan inancını artırır ve daha mutlu bir yaşam sürmesine katkıda bulunur. 5. Meditasyon ve Farkındalık Meditasyon ve farkındalık teknikleri, zihni arındırmak ve negatif düşüncelerden kurtulmak için en etkili yollardan biridir. Düzenli meditasyon, zihinsel berraklığı artırır ve stresle başa çıkma yeteneğini geliştirir. Özellikle farkındalık meditasyonu, anı yaşama odaklanarak, bireyin gelecekle ilgili kaygılarından uzaklaşmasına yardımcı olur. Günlük 10-15 dakikalık bir meditasyon pratiği, zihni pozitif bir yöne yönlendirmek için güçlü bir araçtır. İlginizi Çekebilir; İş Hayatında Mental Sağlık: Stresle Başa Çıkma Stratejileri Olumlu Düşünmenin Faydaları Olumlu düşünmenin mental sağlık üzerindeki etkileri bilimsel olarak kanıtlanmıştır. İşte olumlu düşünmenin sağladığı kesin faydalar: 1. Stres Azalması Olumlu düşünce, stres hormonu olan kortizol seviyesini düşürerek bireylerin stresle daha etkin bir şekilde başa çıkmasını sağlar. Bu, hem zihinsel hem de fiziksel sağlığı olumlu yönde etkiler. Stresten arınmış bir zihin, günlük zorluklarla daha kolay başa çıkabilir. 2. Daha Güçlü Bağışıklık Sistemi Pozitif düşünceler, bağışıklık sistemini güçlendiren önemli bir etkiye sahiptir. Araştırmalar, olumlu düşünen bireylerin daha az hastalandığını ve hastalandıklarında daha hızlı iyileştiğini göstermektedir. Bu da yaşam kalitesini artırır ve bireylerin daha enerjik ve dinç hissetmelerini sağlar. 3. Daha İyi İlişkiler Pozitif bir zihniyet, bireyin insanlarla olan ilişkilerini de güçlendirir. Olumlu düşünen bireyler, çevresine daha fazla destek verir ve insanlarla daha sağlıklı iletişim kurar. Bu da daha tatmin edici ve uzun ömürlü ilişkilerin anahtarıdır. 4. Daha Başarılı Kariyer Olumlu düşünme teknikleri, bireyin iş yaşamında daha başarılı olmasına katkı sağlar. Pozitif düşünce yapısına sahip bireyler, problem çözme yeteneklerini geliştirir ve iş yerindeki zorluklarla daha kolay başa çıkar. Ayrıca bu kişiler, liderlik yeteneklerini geliştirme eğilimindedir ve daha yaratıcı düşünce yapısına sahip olur. Zihinsel Sağlığı Güçlendirmek İçin Uygulama Adımları Olumlu düşünme tekniklerini günlük yaşantınıza dahil etmek, zihinsel sağlığınızı güçlendirmek için atılacak ilk adımdır. İşte bu teknikleri uygulamak için kesin adımlar: - Günlük Olumlama Egzersizi: Her sabah güne olumlu onaylamalarla başlayın. Kendinize olumlu ve motive edici cümleler söyleyin. - Farkındalık Meditasyonu: Günde en az 10 dakika farkındalık meditasyonu yaparak zihni negatif düşüncelerden arındırın. - Minnettarlık Günlüğü: Her akşam, gün içerisinde minnettar olduğunuz üç şeyi yazın. Bu, zihni olumlu bir yapıya yönlendirir. - Negatif Düşünceleri Yeniden Çerçeveleme: Negatif bir düşünceyle karşılaştığınızda, bunu yeniden çerçeveleyin ve pozitif bir bakış açısıyla değerlendirin. - Olumlu İnsanlarla Vakit Geçirme: Pozitif düşünen insanlarla zaman geçirerek, olumlu bir çevre oluşturun. Olumlu düşünme teknikleri, zihinsel sağlığı korumak ve geliştirmek için kesin çözümler sunar. Bu teknikler, stresle başa çıkmayı kolaylaştırırken, yaşam kalitesini artırır. Günlük hayatınıza bu teknikleri dahil ettiğinizde, daha mutlu, sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdüğünüzü fark edeceksiniz. Unutmayın, zihinsel sağlığınızı güçlendirmek için olumlu düşünmek, her zaman ilk adımdır. İlginizi Çekebilir; Uykunun Mental Sağlık Üzerindeki Rolü Sosyal Bağlantıların Mental Sağlık Üzerindeki Etkileri Mental Sağlık İçin Beslenme Önerileri Read the full article
0 notes
beyzagunesss · 26 days
Text
Doğal Taşların ve Doğal İncilerin Büyüleyici Dünyası
Doğa, binlerce yıl boyunca şekillendirdiği güzellikleri insanlığa sunar. Bu güzelliklerden biri de doğal taşlar ve inci gibi nadir ve değerli materyallerdir. Doğal taşlar, hem estetik hem de enerjik özellikleriyle tarih boyunca insanlar tarafından ilgi görmüştür. Doğal inci ise denizlerin derinliklerinden çıkarılan, zarafeti ve saflığı temsil eden özel bir mücevherdir. Özellikle akik taşı gibi taşlar, hem takı dünyasında hem de alternatif şifa yöntemlerinde sıkça kullanılmaktadır. Gelin, bu doğal hazinelerin büyüleyici dünyasına yakından bakalım.
Doğal Taşların Güzelliği ve Faydaları
Doğal taşlar, dünyanın dört bir yanında bulunan minerallerin binlerce yıl boyunca şekillenmesiyle oluşur. Her bir taş, kendine özgü bir enerjiye, renge ve dokuya sahiptir. Bazı doğal taşlar, yalnızca estetik kaygılarla değil, aynı zamanda enerjisel faydalarından dolayı da tercih edilir. Doğal taşlar, özellikle stres azaltma, denge sağlama ve ruhsal huzuru artırma gibi faydalarıyla bilinir.
Akik Taşı: Doğanın Sakinleştirici Gücü
Akik taşı, doğal taşlar arasında en çok bilinen ve tercih edilenlerden biridir. Kırmızı, yeşil, beyaz gibi çeşitli renklere sahip olabilir ve her bir rengi farklı bir enerjiye sahiptir. Akik taşı, özellikle ruhsal denge ve sakinlik arayanlar için mükemmel bir seçimdir. Aynı zamanda bedeni negatif enerjilerden koruduğuna ve zihin açıklığı sağladığına inanılır. Akik taşından yapılan takılar ve aksesuarlar, sadece estetik olarak değil, aynı zamanda enerjisel açıdan da günlük hayatta sıklıkla kullanılmaktadır.
Doğal İncilerin Zarafeti
Doğal inci, diğer taşlardan farklı olarak bir canlı olan istiridyeler tarafından üretilir. Bu yüzden inci, doğanın nadir ve eşsiz bir armağanıdır. İnci, tarih boyunca saflık ve zarafetin sembolü olarak kabul edilmiştir. Doğal inciler, özellikle kadınlar arasında zarafeti ve zarafeti vurgulayan takılarda tercih edilir. İncinin, duygusal dengeyi sağlama, sakinlik ve huzur getirme gibi ruhsal faydaları da bulunmaktadır.
Doğal Taş ve İnci Takıları: Estetik ve Anlam
Doğal taşlar ve doğal inciler, sadece güzel mücevherler değil, aynı zamanda derin anlamlar taşıyan objelerdir. Her bir taşın kendine özgü bir hikayesi ve enerjisi vardır. Bu yüzden doğal taş ve inci takıları tercih eden kişiler, yalnızca estetik bir görünüm değil, aynı zamanda kendileri için anlam taşıyan bir obje taşımış olurlar.
Doğal taşların ve incilerin bu mistik dünyasında, kendi tarzınızı ve enerjinizi bulabilir, bu nadide güzellikleri hayatınıza dahil edebilirsiniz. Özellikle akik taşı gibi taşlar, hem günlük yaşamda hem de özel anlarda size eşlik edebilir. İnci ve doğal taşların büyüleyici dünyasını keşfetmek için doğru bir başlangıç yapın!
1 note · View note
gozdekibar · 26 days
Text
Doğal Taşların ve Doğal İncilerin Büyüleyici Dünyası
Doğa, binlerce yıl boyunca şekillendirdiği güzellikleri insanlığa sunar. Bu güzelliklerden biri de doğal taşlar ve inci gibi nadir ve değerli materyallerdir. Doğal taşlar, hem estetik hem de enerjik özellikleriyle tarih boyunca insanlar tarafından ilgi görmüştür. Doğal inci ise denizlerin derinliklerinden çıkarılan, zarafeti ve saflığı temsil eden özel bir mücevherdir. Özellikle akik taşı gibi taşlar, hem takı dünyasında hem de alternatif şifa yöntemlerinde sıkça kullanılmaktadır. Gelin, bu doğal hazinelerin büyüleyici dünyasına yakından bakalım.
Doğal Taşların Güzelliği ve Faydaları
Doğal taşlar, dünyanın dört bir yanında bulunan minerallerin binlerce yıl boyunca şekillenmesiyle oluşur. Her bir taş, kendine özgü bir enerjiye, renge ve dokuya sahiptir. Bazı doğal taşlar, yalnızca estetik kaygılarla değil, aynı zamanda enerjisel faydalarından dolayı da tercih edilir. Doğal taşlar, özellikle stres azaltma, denge sağlama ve ruhsal huzuru artırma gibi faydalarıyla bilinir.
Akik Taşı: Doğanın Sakinleştirici Gücü
Akik taşı, doğal taşlar arasında en çok bilinen ve tercih edilenlerden biridir. Kırmızı, yeşil, beyaz gibi çeşitli renklere sahip olabilir ve her bir rengi farklı bir enerjiye sahiptir. Akik taşı, özellikle ruhsal denge ve sakinlik arayanlar için mükemmel bir seçimdir. Aynı zamanda bedeni negatif enerjilerden koruduğuna ve zihin açıklığı sağladığına inanılır. Akik taşından yapılan takılar ve aksesuarlar, sadece estetik olarak değil, aynı zamanda enerjisel açıdan da günlük hayatta sıklıkla kullanılmaktadır.
Doğal İncilerin Zarafeti
Doğal inci, diğer taşlardan farklı olarak bir canlı olan istiridyeler tarafından üretilir. Bu yüzden inci, doğanın nadir ve eşsiz bir armağanıdır. İnci, tarih boyunca saflık ve zarafetin sembolü olarak kabul edilmiştir. Doğal inciler, özellikle kadınlar arasında zarafeti ve zarafeti vurgulayan takılarda tercih edilir. İncinin, duygusal dengeyi sağlama, sakinlik ve huzur getirme gibi ruhsal faydaları da bulunmaktadır.
Doğal Taş ve İnci Takıları: Estetik ve Anlam
Doğal taşlar ve doğal inciler, sadece güzel mücevherler değil, aynı zamanda derin anlamlar taşıyan objelerdir. Her bir taşın kendine özgü bir hikayesi ve enerjisi vardır. Bu yüzden doğal taş ve inci takıları tercih eden kişiler, yalnızca estetik bir görünüm değil, aynı zamanda kendileri için anlam taşıyan bir obje taşımış olurlar.
Doğal taşların ve incilerin bu mistik dünyasında, kendi tarzınızı ve enerjinizi bulabilir, bu nadide güzellikleri hayatınıza dahil edebilirsiniz. Özellikle akik taşı gibi taşlar, hem günlük yaşamda hem de özel anlarda size eşlik edebilir. İnci ve doğal taşların büyüleyici dünyasını keşfetmek için doğru bir başlangıç yapın!
1 note · View note
tanerucar · 26 days
Text
Doğal Taşların ve Doğal İncilerin Büyüleyici Dünyası
Doğa, binlerce yıl boyunca şekillendirdiği güzellikleri insanlığa sunar. Bu güzelliklerden biri de doğal taşlar ve inci gibi nadir ve değerli materyallerdir. Doğal taşlar, hem estetik hem de enerjik özellikleriyle tarih boyunca insanlar tarafından ilgi görmüştür. Doğal inci ise denizlerin derinliklerinden çıkarılan, zarafeti ve saflığı temsil eden özel bir mücevherdir. Özellikle akik taşı gibi taşlar, hem takı dünyasında hem de alternatif şifa yöntemlerinde sıkça kullanılmaktadır. Gelin, bu doğal hazinelerin büyüleyici dünyasına yakından bakalım.
Doğal Taşların Güzelliği ve Faydaları
Doğal taşlar, dünyanın dört bir yanında bulunan minerallerin binlerce yıl boyunca şekillenmesiyle oluşur. Her bir taş, kendine özgü bir enerjiye, renge ve dokuya sahiptir. Bazı doğal taşlar, yalnızca estetik kaygılarla değil, aynı zamanda enerjisel faydalarından dolayı da tercih edilir. Doğal taşlar, özellikle stres azaltma, denge sağlama ve ruhsal huzuru artırma gibi faydalarıyla bilinir.
Akik Taşı: Doğanın Sakinleştirici Gücü
Akik taşı, doğal taşlar arasında en çok bilinen ve tercih edilenlerden biridir. Kırmızı, yeşil, beyaz gibi çeşitli renklere sahip olabilir ve her bir rengi farklı bir enerjiye sahiptir. Akik taşı, özellikle ruhsal denge ve sakinlik arayanlar için mükemmel bir seçimdir. Aynı zamanda bedeni negatif enerjilerden koruduğuna ve zihin açıklığı sağladığına inanılır. Akik taşından yapılan takılar ve aksesuarlar, sadece estetik olarak değil, aynı zamanda enerjisel açıdan da günlük hayatta sıklıkla kullanılmaktadır.
Doğal İncilerin Zarafeti
Doğal inci, diğer taşlardan farklı olarak bir canlı olan istiridyeler tarafından üretilir. Bu yüzden inci, doğanın nadir ve eşsiz bir armağanıdır. İnci, tarih boyunca saflık ve zarafetin sembolü olarak kabul edilmiştir. Doğal inciler, özellikle kadınlar arasında zarafeti ve zarafeti vurgulayan takılarda tercih edilir. İncinin, duygusal dengeyi sağlama, sakinlik ve huzur getirme gibi ruhsal faydaları da bulunmaktadır.
Doğal Taş ve İnci Takıları: Estetik ve Anlam
Doğal taşlar ve doğal inciler, sadece güzel mücevherler değil, aynı zamanda derin anlamlar taşıyan objelerdir. Her bir taşın kendine özgü bir hikayesi ve enerjisi vardır. Bu yüzden doğal taş ve inci takıları tercih eden kişiler, yalnızca estetik bir görünüm değil, aynı zamanda kendileri için anlam taşıyan bir obje taşımış olurlar.
Doğal taşların ve incilerin bu mistik dünyasında, kendi tarzınızı ve enerjinizi bulabilir, bu nadide güzellikleri hayatınıza dahil edebilirsiniz. Özellikle akik taşı gibi taşlar, hem günlük yaşamda hem de özel anlarda size eşlik edebilir. İnci ve doğal taşların büyüleyici dünyasını keşfetmek için doğru bir başlangıç yapın!
1 note · View note
paganizmturkiye · 1 month
Text
Cadılığın Batı Dini Geleneğine Aykırılığı
Bu tezi oluşturan kafamdaki tüm saçmalıkları kovmadan önce, Batı Dini Geleneğini (WRT) tanımlamam gerekiyor. Basitçe ifade etmek gerekirse, bu gelenek Hıristiyanlık, Yahudilik ve İslam'ın tamamıdır.
Ancak tanım aslında bundan daha derindir, çünkü bu inançlar Batı'da baskın bir konuma sahiptir. Batı toplumumuzun genel ahlakını büyük ölçüde görünmeyen ya da en azından çok belirgin olmayan bir şekilde etkilemektedirler.
Bu inançların hepsi de Tanrı'nın maddi evreni çok güçlü bir ruh-varlık olduğu için yarattığı şeklindeki aynı kavramdan kaynaklanmaktadır. Maddi evren, bir yaratım olarak, ruhani olandan ayrıdır. Burası kısa bir süre için deneyimlememiz gereken zor bir yerdir, böylece buradan - buradaki maddi dünyadan daha iyi olan bir cennete - gidebiliriz.
Bu tür bir eskatoloji Eski Yakın Doğu boyunca yayılmıştır. Orada ortaya çıkan inançların bir parçası olduktan sonra, daha derin ahlakımıza ve nihayetinde hukuk sistemlerimize dahil oldu.
Özünde iki fikir vardır. Birincisi, bu maddi yaratılıştan daha büyük bir şeyin, yani Tanrı olan ruhani varlığın ilk önce var olduğudur. İkincisi ise Tanrı'nın son derece güçlü olduğudur.
Bu fikirlerden daha derin ilkeler ortaya çıkar: gerçekliği yaratma gücüne yalnızca Tanrı sahiptir, bu da maddi dünyada lehimize değişiklikler yapılması için Tanrı'ya başvurma ihtiyacını doğurur, Tanrı ile aramızda bir arabulucuya (rahiplik) ihtiyaç vardır, Tanrı'nın gücü kendimizi onun üstünlüğüne boyun eğdirmemizi gerektirir ve son olarak, hepimiz maddi olandan uzaklaşıp manevi olana geri dönmeye çalışmalıyız çünkü manevi olan iyi, maddi olan ise kötüdür.
İbrahimi inançlardan birinden Cadılığa geçen pek çok kişi için eski prensipler, gerçek güçlerinin ifade edilmesini engelleyerek asılı kalır. Bunu Wiccan kitaplarının yazılış biçiminde görebiliriz. Batı Dini Geleneğinin fısıltıları pagan olduğunu iddia edenlerin bile içine sızar.
Bu fikirler Batı'nın ahlak anlayışında o kadar yaygındır ki, dindar olmayan agnostik çoğu insan bunların çoğunun doğru olduğunu kabul edecektir. Kendi kendini ateist ilan edenlerin bile evrenle ilgili bu ilkeler doğruymuş gibi hareket ettiklerine şahit oldum.
Peki ya doğru değillerse?
Gerçek cadılık evrene çok farklı bir açıdan bakar. Şimdi her bir fikri teker teker ele alalım ve cadıların bunu nasıl yaptığını inceleyelim.
Bunlardan ilki, yalnızca Tanrı'nın gerçekliği yaratma gücüne sahip olduğudur. Cadı, tüm insanların içlerinde tanrıların yaratıcı gücünü barındırdığına inanır. Basitçe söylemek gerekirse, onlar yapabiliyorsa biz neden yapamayalım? Bu gezegenler, yıldızlar ve galaksiler yaratabileceğimiz anlamına gelmez, ancak bu dünyadaki olaylar üzerinde etki yaratarak doğal neden ve sonuçların arzularımız doğrultusunda belirli sonuçlar doğurmasını sağlayabiliriz. Esasen WRT'nin “madde üzerinde zihin” ya da “mucize” olarak adlandırdığı olayları yaratabiliriz. Bu süreç hem sembolik hem de gerçek eylemler gerektirir. Sembolik olan ritüelde yapılırken (büyü yapmak), gerçek olan maddi dünyada yapılır ve değiştirilmiş davranış olarak görünür. Bunlar arzu edilen değişime neden olmak için gerekli iki adım olarak görülür. İlk olarak, kişi arzularını bir tür enerjik dalga olarak evrene yayar. Ardından, sanki arzu zaten elde edilmiş gibi davranılır. Serbest bırakılan enerji sebep-sonuç dengesini değiştirecek ve böylece arzu edilen sonuç gerçekten gerçekleşecektir.
Büyü yapan ama davranışını değiştirmeye ve büyüsünü desteklemek için gerçek dünyada harekete geçmeye isteksiz olan herhangi bir cadı büyü yapmıyor demektir. Sadece arzularını ya da özlemlerini ifade etmek için karmaşık bir tören yapmaktadırlar.
Sonuç olarak, cadıların gerçekliklerini değiştirmek için herhangi bir tanrıya başvurmalarına gerek yoktur. Cadılar kendi yaratıcı güçlerine inanırlar; inanç, bu yeteneğe gerçekten sahip olmak için önemlidir. Cadılar, etki konusunda yardımcı olmaları için tanrı olarak adlandırdıkları güçlerden yardım isteyecek, hatta onlarla anlaşma yapacaklardır. Ancak kutsal tuzunun değerine layık hiçbir cadı büyü yapmak için bu tür başvuruların gerekli olduğuna inanmaz. Pagan tanrılarıyla çalışmak cadıların evrenin doğal güçleriyle ilişki kurmasının bir yoludur. Aynı zamanda zihinsel odaklanma yaratır çünkü her tanrının bir karşılığı vardır. Doğru tanrıyı kullanmak zihnin çalışmaya daha fazla yatırım yapmasına yardımcı olur. Aşağıda zihnin gücünü daha ayrıntılı olarak ele alacağım.
Kişinin kendi gücüne olan inancı nedeniyle, cadıların bir rahipliğe ihtiyacı yoktur. İçsel gücümüzün tanrıyla doğrudan ilişki kurmamızı sağladığına inanırız; her cadı kendi rahibi olma yeteneğine sahiptir. Peki neden cadıların “baş rahipleri” vardır? Birkaç cadı birbiriyle kişisel bir bağ geliştirdiğinde ve birlikte büyü çalışması yapmak istediğinde, baş rahip oyunun yönetmeni olarak hareket eder. Kabul edilmiş tüm geleneklere uyulmasını sağlar. Herkesi aynı sayfada tutarak ritüel tutarlılığı yaratır. Aksi takdirde, her cadı çok yaratıcı ama tamamen kaotik bir ritüel yapmaya çalışırdı. Baş rahip ritüel mutfağının baş aşçısıdır.
Bir baş rahip de geleneği daha az bilgili olanlara öğretir. Ancak paganizm ortodoks (“doğru inanç”) değil ortopraks (“doğru eylem”) bir din olduğundan, her cadı evren ve onun işleyişi hakkında istediği her şeye inanabilir, yeter ki uygulamaları geleneğin tekdüze işleyişine izin versin. Burada tartışılan genel inanç tekdüzeliğine rağmen, hiçbir baş rahip kovanına neye inanıp inanmayacaklarını söyleme hakkına sahip değildir, ancak onlara “bu işin nasıl yapıldığını” söyleyebilir.
Açıkçası, sadece Tanrı'nın güce sahip olduğu inancı olmadığından, cadılar kendilerini herhangi bir tanrıya boyun eğdirme ihtiyacı içinde hissetmezler. Çoğu pagan tanrılarının temsilleri olan evrenin güçlerinin öngörülemeyen gücünden korkarız, ancak bu güçleri etkilemeye çalışırız. Herhangi bir şeye boyun eğmemiz gerektiği fikri çoğu cadı için iğrençtir. Cadılık kendi kendini güçlendiren bir uygulamadır.
Son olarak, manevi olanın maddi olandan daha önemli olduğu fikrine değinelim. Bu hem New Age hareketinde hem de WRT'de yaygın bir fikirdir çünkü her ikisi de Dünya'da bulunma amacımızın ruhsal olarak evrimleşmek olduğunu iddia etmektedir. İnsanların biz olmaktan asla vazgeçmeyecek olan çözülmez bir parçamıza (“ruh”) inanarak elde ettikleri felsefi rahatlık bir yana, çoğu insan dünyayı günlük olarak deneyimlemekte ve her şeyi çok sıradan ve öngörülebilir bulmaktadır. Sadece ruhani olan tüm bunlardan çok farklı görünüyor. Şüphesiz, aydınlanmış kişinin amacı dünyevi olandan özgürleşmek olmalıdır. Yoksa öyle midir?
Eğer madde bu kadar önemsizse, neden bu kadar çok cadı büyüler aracılığıyla onunla etkileşime girme zahmetine katlanıyor? Neden hepsi ruhani dünyaya geçişlerini hızlandırmak için kendilerini öldürmüyor? Eğer madde o kadar kötüyse, neden burada onu deneyimliyoruz? Cadı size maddenin aslında sahip olmamız gereken deneyimlerin bir rüyası olduğunu söyleyecektir. Bir rüya olması onun önemsiz ya da düşük değerli olduğu anlamına gelmez. Aslında inanılmaz derecede değerlidir çünkü kendi ruhsal evrimimizi yönlendirmek için kurduğumuz bir rüyadır. Çoğu kişi “Bizler ruhani bir deneyim yaşayan maddi varlıklar değiliz; bizler maddi bir deneyim yaşayan ruhani varlıklarız” sözüne maruz kalmıştır. Şamanın, bizlerin sadece ruhlar olduğumuz ve bu dünyayı her an kolektif olarak düşleyerek var ettiğimiz fikri de buna benzer. Cadıya göre, evrimleşmemiz için en uygun olanı tam olarak deneyimliyoruz. Bu maddi dünya, “tanrı güçlerimizi” kullanarak manipüle etmeyi öğrendiğimiz önemli bir araçtır.
Şimdi bu konuyu tam bir döngüye sokalım. Yukarıda, büyüye uygun tanrılara başvurmakla ilgili olarak zihnin gücünden bahsetmiştim. Bu tür bir çağrı yalnızca manipülatif bir araçtır. Benzer şekilde, ritüelde tütsü, tekrarlanan eylem, belirli sembollerin veya sunak araçlarının kullanımı, hatta belirli seslerin çıkarılması, istenen değişimin başarısını artırmak için bilinçaltından akan yaratıcı gücü değiştirmeye yardımcı olur. Gücün kaynağının cadı olduğunu unutmamak önemlidir. Tüm bu maddi araçlar, duyularımızı harekete geçirerek zihnimiz üzerinde bir etkiye sahiptir. Duyusal girdilerin belirli kombinasyonları zihnin gücünü ve başarısını büyük ölçüde artırabilir. Tamamen başarısız olmasına ya da istediğinin aksine çalışmasına (yani lanetlenmesine) neden olabilir. Basitçe maddi düzlemi manipüle etme eylemi olan ritüel drama, zihni yaratıcı eylemleri giderek daha iyi gerçekleştirmesi için eğitir. Büyü sanatı kendi kendine hipnoz ve davranış modifikasyonundan (artı ruhani bir inanç) başka bir şey değildir.
Sonunda, başarı elde etmek için artık araçlara gerek kalmaz. Ritüelin kendisi bile gerekli olmaktan çıkar. Gerçekten usta bir cadı bir sandalyede sessizce oturabilir ve tam bir ritüel deneyimine ihtiyaç duyan biriyle aynı başarıyı elde edebilir.
Artık Cadılığın neden bu kadar sık yanlış anlaşıldığını ve şeytanlaştırıldığını biliyorsunuz. WRT ile temelde zıt inançlara sahiptir ve bu kum havuzunda iyi çalışmaz. Ancak daha da önemlisi, dini cemaati güçlendirir, böylece gücü elinde tutan ve topluluğun pahasına özgürce barınak ve yiyecek elde eden bir grup yüksek kutsal adama gerek kalmaz. Pagan altın katedralleri ve kendi ordusu olan dini bir şehir yoktur. Paganizm ruhani ve maddi gücü Dünya Savaşı'nın açgözlü organize dinlerinden alır ve tekrar sıradan insanın eline verir. Bundan daha tehditkâr ne olabilir?
Kaynak: http://spiritslip.blogspot.com/2018/01/witchcraft-works-contrary-to-western.html
0 notes
sillagen · 1 month
Note
Eğer bir süper güç seçebilseydin, hangi gücü seçerdin ve neden?
Bilgi, en büyük güç olarak bilgiyi görüyorum. Çok fazla okumus olmak ve bilgi. Çoğu kitabı okumak mesela böyle bir süper güç isterim. İlmin vakurlugu yanında yükseltici olmasını seviyorum. Büyük kavrayıcı bir zihin hayalimdir. Keskin zeka hayalimdir.
1 note · View note