Text
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen? – Nietzsche
1 note
·
View note
Text
Değişimi reddetme… başına gelen olaylar her ne kadar kötü olursa olsun o senin uyanışının kaynağı🤍
1 note
·
View note
Text
Kıskançlık sevginin bir parçası değildir.
Ve kıskançlığın olduğu yerde sevgi yoktur. Kıskançlık sevginin yokluğudur✨
1 note
·
View note
Text
0 notes
Text
Gerçek Özgürlük Nedir?
Sağlık, para, başarı, sevilme, taktir görme… Bekar ya da evli olmak… Peki bulunduğun şehir ya da ülke, oturduğun ev, sahip olduğun aile… Senin özgürlük tanımlarının ne kadar içinde?
Özgürlük arayarak ya da çabalayarak bulunan veya elde edilen bir olgu mudur gerçekten? ‘Gerçek’ özgürlük, zihinden özgürleşmeye başladığımızda kendini göstermeye başlar. Çünkü zihin varsa, tanımlar, etiketler, yargılar vardır. Yapmamız ya da yapmamamız gerekenler, doğrular ve yanlışlar ve en önemlisi, bizi sıklıkla yönetebilen duygu ve düşünceler vardır.
Her deneyim bir kere gerçekleşir. Her ne deneyimliyorsak, o deneyim başlar ve biter. Yakın zamanda içinden geçmekte zorlandığın bir deneyimi düşün. Aslında o deneyim oldu ve bitti. Peki zihninde de gerçekten bitti mi? O deneyimin içinde yaşadığın duygular dönüştü mü? O deneyimi zihninde kaç kere tekrar tekrar yaşadın, analiz ettin Farklı senaryoları düşündün ve kendini yargıladın, eleştirdin? Düşüncelerinle kendini ne kadar sıkıştırdın, ne kadar acı çektirdin?
Zihnimiz, bize ışığı da gösterebilir, bizi karanlığa da çekebilir. Zihnimiz hizmetkârımız da, işkencemiz de olabilir. Uzun bir süredir zihnimize verdiğimiz gücü, artık yeniden elimize alabiliriz. Ruhsal yolculuğumuzda, zihnimizin nasıl çalıştığını öğrenerek, nötr alanda kalabiliriz. Bunu yapma seçimi sende.Zihnin sorumluluğunu alma seçimi yine sende. Asıl olan, hangi yol ve yöntem sana iyi geliyorsa, o yöntem ile düşüncelerin farkına varmak ve sabırla zihnini eğitmektir. Duygulara takılmadan içinden geçebilmektir. Bilinçli farkındalık geliştirmektir. Zihnin seni yönettiği alanları, duyguları ve düşünceleri fark ederek zihni yönetmeye başladıkça, deneyimlerin acı ve zorluklardan arınarak daha keyifli, çabasız ve kolay bir hale dönüşebilmesi mümkün.
‘Gerçek’ özgürlüğün kendi içinde olduğunu hissetmeye ve idrak etmeye başlamak mümkün, ‘Öz’gürlük tanımının genişlemesi ve içindeki Öz’ü hatırlamak, Öz’gürlüğün ve ‘Öz’ün kendisi olduğunu hatırlamak mümkün…
…Namaste 🙏🏻🤍
1 note
·
View note
Text
Potansiyel Arayışı
İnsanın en gizemli ve onu en büyüten yolculuğudur kendi potansiyelini araması… Kimi zaman birinde, kimi zaman bir şeyin parçası olma halinde, Bazen sıkışık , dar bir yerde; bazense geçici deneyimlerin içinde… İnsanın bu arama hali, neredeyse arayacağını bile bilmeden kendiliğinden ortaya çıkan bir yol hikayesine dönüşür yaşamın içinde.
Her deneyimin ardından yolu yine sana çıkaran, seni alıp yine seninle buluşturan bir yol üstelik… Bir diğeri sandığın ile bağlantı kurmanı, ardından bu bağlantıyı yaşama taşımanı sağlayan, kurduğun her bağlantıda kendi derinlerinde barındırdığın var olma kapasiteni sana hatırlatan bir tür hatırlatıcı.. Yaşamda her bir kişiyle, durumla veya ilişki ile olan bağlantımız, kendi konusuna has bir deneyim paketi taşır.
Bu paketlerin her biri bize derinlerimizde yatan gizli potansiyelimizi hatırlatmak ve aynalarla üzere programlanmıştır. Çünkü insan aslında başkasına da baksa, baktığı her yerde daima kendini görür, kendini bulur…
0 notes
Text
Kendini Değersiz Hissetmek ve Değersizlik Hissiyle Başa Çıkmak
Her birey zaman zaman kendini değersiz hissetmek gibi anlar yaşaya bilir. Ancak kendinizi çoğu zaman önemsiz, işe yaramaz, amaçsız, çaresiz hissediyorsanız öz-değeriniz zedelenmiş olabilir. Kendini değersiz hissetme duygusunun sürekli olarak hissedilmesi ve bu duygunun bireylerin hayatını yönlendirmesiyle psikolojik ve duygusal zararlar ortaya çıkabilmektedir.
Kendilerini değersiz hisseden bireyler, hayatta amaçları yokmuş gibi hissedebilirler. Bu amaçsızlık da kendilerini değersiz konuma yerleştiren kişilerin hayat kalitelerinin düşmesine, yaşamdan zevk almalarına engel olur. Değersizlik hissi olan kişiler kendilerine olumlu ve güzel şeyleri pek yakıştıramaz. Çoğu zaman biri tarafından sevilmeyi, başarılı olmayı, haklı olmayı hak etmediklerini düşünebilirler. Kendini Değersiz Hissetmek Neden Olur?
Değersizlik duygusu, her bireyde farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkabilir. Kişinin kendini değersiz hissetmesinin sebeplerinden biri, kişilerin yaşadığı psikolojik sorunlardır. Depresyon, kaygı bozukluğu, panik atak, kişilik bozuklukları, şizofreni gibi sorunlara sahip olan bireyler kendilerini değersiz görmeye daha meyilli olabilirler.
Değersizlik hissinin diğer nedenlerinden bir diğeri, fiziksel rahatsızlıklardır. Konuşamamak, yürüyememek, tek başına yemek yiyememek gibi fiziksel bir sorunu ya da ciddi bir hastalığı bulunan bireyler, kendilerini diğer kişilerden daha yetersiz ve değersiz görebilmektedirler.
Bireyin aile içerisinde veya çevresinde kıyaslanmaya maruz kalması da kişilerde kendini değersiz hissetmeye sebep olabilmektedir. Başkaları ile kıyaslanan kişiler kendilerini diğer kişilerden daha değersiz hissetmeye başlayabilir. Özellikle ebeveynleri tarafından diğer çocuklarla kıyaslanan çocukların ileride öz güven ve öz saygı eksikliği yaşayabilme potansiyelleri yüksektir.Çocukluk çağı travmaları, hayatta önemli büyük bir olay olması (boşanma, taşınma, iş değişikliği, birinin kaybı vb…), stresle mücadele edememek, sürekli eleştirilere maruz kalmak, her olumsuzluğu kendi hatası olarak görmek de bireylerin kendilerini değersiz hissetmelerine neden olmaktadır. Kendini Değersiz Hisseden Bireylerin Sergilediği Davranışlar
Vücutta şiddetli ve donuk ağrılar,
Kendi hakkında olumsuz düşünceler,
Çok sık ağlamak, umutsuzluk
Sosyal anksiyete
Yaşam amacının kaybolması, yaşama olan ilginin azalması
Sosyal ilişkilerden uzak durmak
Duygusal ifadede azalma
Kendini sürekli uyuşuk ve uykulu hissetmek
Kişisel günlük bakımını göz ardı etmek
İntihar düşünceleri
Değerli Hissetmek İçin Neler Yapılabilir?
1. Olduğun “sen” ile olmak istediğin “sen” i iyi tanıyıp ayırt etmelisin. Olduğun senden nefret edip uzaklaşmak yerine onu kabul edip o şekilde iletişim kurmaya ve sevmeye başlayabilirsin. Eğer sadece olmak istediğin “sen” e doğru hareket etmeye çalışırsan geçmiş hep peşinden gelir ve sen de kaçmaya devam edersin. Her kaçış ve takip ise stres yaratarak kısır döngü devam eder.
2. Kendinizin iyi yönlerinizi belirleyin. Fiziksel özellikleriniz, karakter özellikleriniz hepsini katarak bir liste yapın kendinize.
3. Geçmişinizde eğlendiğiniz, keyif aldığınız, mutlu olduğunuz zamanları düşünün. Mutlu anlarınızı hatırlamak kendinizi değerli hissetme duygunuzu arttıracaktır. Hem böylece gelecekte de benzer şekilde mutlu anlar veya etkinlikler planlamak için size motivasyon olabilir.
4. Kendinizi eleştirmekten, başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçin.
5. Kendinize başarılı ve statü sahibi olmayı önemsemeden, hiçbir karşılığı olmadan sadece yapmaktan keyif alacağınız yeni uğraşlar bulun.
6. İlişkilerinizde aşırı fedakarlığı bırakarak eşit ilişkiler kurmaya çalışın. Daha fazla verdiğiniz ilişkiler dengeyi bozar.
7. Sağlıklı beslenin, yeterince uyuyun, düzenli spor veya egzersiz yapın, ruhunuzu doyuracak hobiler bulun.
Tüm bunlara rağmen hala kendinizi değersiz hissetmeye devam ediyorsanız psikoterapi desteği alarak uzman bir psikologla görüşebilirsiniz.
🤍Değerli Hissetmek Nedir?
Değerli hissetmek, kişinin özüne ve kendisine saygı duyması, kendini olduğu gibi kabul etmesiyle gelmektedir. Kişinin kendisine karşı duyduğu sevgi, saygı, güven ve beğeni duygularını içerir. Kendisine karşı olumlu tutum ve değerlendirme içinde olan kişi, kendisinin sevilmeye ve beğenilmeye de layık olduğunu düşünür. Tüm bunların temelinde ise kişinin kendisini değerli hissetme duygusu oluşmaktadır.
1 note
·
View note
Text
Kendini Sevmek Neden Önemlidir? | Kendini Sevmek İçin İpuçları
‘‘Kendini sev.’’
Bu cümleyi son zamanlarda ne kadar çok duyuyorsunuz, değil mi? Öz sevgi kavramının internet ortamında da sıkça gündeme getirilmeye başlaması ile kendini sevme haline yönelim iyice arttı. Bu da beraberinde türlü türlü yolla ile kendimizi sevmemiz gerektiğine dair öğütler veren içeriklere maruz kalmamıza yol açtı. Peki, insan ister istemez hemen kendini sevebilir mi? Öz sevgiyi kurmak ve beslemek, kulağa geldiği kadar kolay mı? Bu sorulara bir çırpıda ‘‘Evet’’ cevabını veremiyor olabilirsiniz. Bunun çok normal olduğunun altını çizmek ile birlikte, bu yazımızda sizlere kendini sevmenin ne olduğunu, neden önem arz ettiğini ve en önemlisi nasıl kendinizi sevebileceğinizi anlatmaya çalışacağım
Kendini Sevmek Nedir?
Kendini sevmek; kişinin kendisini her haliyle tamamen kabul etmesi, kendisine karşı nazik olması, kendisine saygılı davranması ve hem gelişimini hem de bireysel refahını beslemesi anlamına gelir. Bunun yanı sıra, kendini sevmek; kişinin kendine dair duygu ve düşünceleri ile de doğrudan bağlantılıdır. Öz sevgi kavramını derinlemesine incelediğinizde; bu kavramın içerisinde kendiniz için yaptıklarınızı, kendi kendiniz ile kurduğunuz iletişimi, kendinize dair hislerinizi bulursunuz. Tüm bu bulgular bir yandan da sevgi ve endişe ikilisini yansıtan bulgulardır. Kişi kendini sevebildiğinde, kendi kendisi hakkında çoğunlukla olumlu bir görüşe sahip olur. Elbette bu, kendini seven kimselerin kendilerine dair sürekli olumlu hissettikleri anlamına da gelmez. Açıkçası böylesi de pek gerçekçi olmazdı. Burada kastedilen, kişilerin olumsuz yaşanmışlıklarda dahi kendini sevebilmeyi başarmasıdır. Örneğin, yaptığınız bir hatadan ötürü başınıza kötü bir şey gelebilir ve siz de doğal olarak yaşananlar dolayısıyla üzgün ya da kendinize kızgın hissedebilirsiniz. Önemli olan, tüm bu negatif duygulara rağmen kendinizi sevmekten vazgeçmiyor olmanızdır. Bu örnek size kafa karıştırıcı geliyorsa, bunu kendiniz üzerinden değil de başka bir kişi üzerinden de düşünebilirsiniz. Mesela kız/erkek kardeşinizin sizi çok kızdıracak bir şey yaptığını hayal edin. Hissedeceğiniz öfke, ona karşı duyduğunuz sevgiyi etkiler mi? Sırf öfkelendiğiniz için, onu daha az mı seversiniz? Tabii ki hayır. Her ne olursa olsun bağışlayıcılığınızı devreye alabilir, ona iyi gelecek davranışlarda bulunmaya devam edebilirsiniz. İşte kendini sevmek de buna çok benzerdir. Anlayacağınız, başkalarını sevmeyi biliyorsanız (kardeş örneğinde olduğu gibi) kendinizi sevmeyi de biliyorsunuz demektir.
Kendini Sevmek Nasıl Olur?
♥︎ Kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmek
♥︎Olumsuz durumlarda kendini affedebilmek
♥︎ Başkalarına istismar hakkı tanımamak, başkalarının istismar etme ihtimalinin önüne geçebilmek
♥︎ Kendi sağlığını ve refahını öncelik olarak görebilmek
♥︎ Destekleyici ve yapıcı kimselerle vakit geçirmek, aksini yapanlar ile mümkün olduğu kadar ilişki kurmamak
♥︎Gerektiğinde yardım isteyebilmek
♥︎Kin ve öfke gibi kişinin ilerlemesine engel olacak duygulardan vazgeçebilmek
♥︎ Kendine karşı olumlu söylemler geliştirebilmek
♥︎ Bireysel değerlerine uygun şekilde yaşayabilmek
♥︎ Sağlıklı kararlar alabilmek
♥︎ Güçlü yönlerini hatırlayabilmek
♥︎ Kendine güvenebilmek ve iddialı olmak
♥︎ Duygularına değer vermek
♥︎ Gelişiminin ve sarf ettiğin eforun farkında olmak
♥︎ Gerçekçi beklentiler içine girmek
♥︎ Kusurlarını kabul edebilmek
♥︎ Kendi kendine sağlıklı ödüller vermek
♥︎ İlgi alanlarının ve hedeflerinin peşinden gitmek
♥︎ Yeri geldiğinde kendi kendini deneyerek zorlamak
♥︎ Kişinin kendi kendinden mesul olduğunun bilincinde olmak
Kendini Sevmek Neden Gereklidir?
Eğer kendini sevme modeli ile büyümediyseniz veya çevrenizde size sık sık kendini sevmenin ne denli önemli ve değerli olduğunu anlatıp hatırlatan birileri hiç olmadıysa, kişinin neden kendini sevmesi gerektiğine dair kafasında soru işaretleri olabilir.Kendini sevme alışkanlığı edinememiş bireyler bu gibi sorgulamalar ile sıkça karşılaşır.Basitçe açıklamak gerekirse; kendinizi sevmediğiniz takdirde, çok yüksek bir ihtimalle, kendinize karşı aşırı eleştirel yaklaşarak tamamen insanları memnun etmeye odaklı mükemmeliyetçi birine dönüşürsünüz. Bu dönüşüm, sizi dış tehditlere de açık hale getirerek kendi kendinize vereceğiniz zararın yanı sıra etrafınızdakilerden de zarar görme olasılığınızı artırır. Kendini sevmeyen bir kişinin, başkalarının suistimallerine ve kötü muamelesine karşı herhangi bir gardı olmayacağından çokça maruz kalacağını söylemek mümkün. Kendi kendinize vereceğiniz zararı da azımsamamanız gerekir. Kendinizi sevmediğinizde, kendi ihtiyaç ve duygularınızı ihmal etmeye başlarsınız. Bu da kendi kendinizi sabote etmenize ve belki de yanlış kararlar alarak size hiç uygun olmayan yerlere savrulmanıza yol açabilir. Kendini sevmek; özgüveninize, sağlıklı ilişkilerinize, ilgi alanlarınıza ve hedeflerinize yönelik odağınıza, yeri geldiğinde sınırlar koyabilme ve kendinizle gurur duyabilme yetisini de beraberinde getirir. Temeli sağlam olmayan binalar nasıl ki bir gün elbet yıkılmaya mahkum ise, benliğinin temeline öz sevgiyi yerleştirememiş kişiler de az evvel sıraladığımız özelliklerden mahrum kalarak yaşamı boyunca olumsuzluklar ile karşılaşma potansiyelini artırmaktan kaçamaz.
Kendini Sevmek ve Narsisizm Aynı Şey Mi?
Kendini sevmek pek çok kimse tarafından sık sık bencil ve hatta narsist olmak ile karıştırılır. Kendini sevmenin gerekli olup olmadığını sorgulamanın yanı sıra, bahsi geçen yanılgılar da kendini sevme yolunda adım atmak isteyenler için büyük bir engel teşkil eder. İşin özü şu ki ne psikologlar ne psikiyatrlar ne de bir başkası kendinizi sevmeniz gerektiğini söylediğinde, öz sevgiyi teşvik etmeye çalıştığında sizden kendinizi herkesin üzerinde en büyük ya da en mükemmel olarak görmenizi istemiyor. Narsistler; kendilerini hep en iyi gören, hatalarını/kusurlarını asla kabul etmeyen, empatiden yoksun ve kesinlikle sorumluluk almayan kişilerdir. Bunun yanı sıra sürekli tanınma ve dıştan doğrulama alma ihtiyacı da hissederler. Kendini sevmek ise ne kadar harika olduğunuz ile alakalı değildir ve dolayısıyla narsistlik gibi bir duruma da sebep olmaz. Kendini sağlıklı şekilde seven kişi, kusurlarını yok saymaz. Aksine, o kusurların varlığını kabul eder ve onların varlığına rağmen kendini değerli görmeye devam eder.
Kendini Sevmek İçin Neler Yapılabilir?
Kişinin kendini sevebilmesi için, elini taşın altına koyması vaz geçilmezdir; fakat iş aksiyon almaya geldiğinde kafada beliren düşünceler genellikle insanın ayaklarının geri geri gitmesine neden olacak türden düşünceler olur. Kendini sevebilmek için adım atmakta zorlanan bireylerden sıkça duyulan cümleler şunlardır:
‘‘Ne yaparsam yapayım değişemeyeceğimden korkuyorum.’’
‘‘Duygularımı anlamak ve kaydetmek çok zahmetli bir iş gibi geliyor.’’
‘‘Kendimden önce ailemle ilgilenmem gerek. Önce onlara göz kulak olayım, sonra sıra bana zaten gelir.’’
‘‘Kendimi sevmeye başlarsam, bazı ilişkilerimi sonlandırmam gerekecek. Bunun bana iyi geleceğini bilsem de yalnız kalmak istemiyorum.’’
‘‘Zaten hali hazırda yapacak çok fazla işim var.’’
‘‘Kendime karşı daha az eleştirel olmak istiyorum; ama bunu nasıl yaparım bilmiyorum.’’
‘‘Ben yıllardır günde 5 saat uyuyarak hayatta kalmayı başarıyorum. Kendimi sevmesem bir şey olmaz sanırım.’’
‘‘Öz sevgi, öz saygı, kendine bakabilmek gibi kavramlar bana kendine çok düşkün olmakmış gibi geliyor.’’
Öncelikle şunu belirtelim: Kendinizi sevmek ya da değişim geçirmek konusunda karmaşık düşünceler ve duygular içerisindeyseniz, bu oldukça sık rastlanan ve fazlasıyla normal bir durum; ama şunu hatırlatmakta da fayda var, kendinizi sevmeniz için tüm hayatınızı komple değiştirmenize hiç mi hiç gerek yok. Kendinize dün davrandığınızdan daha iyi davransanız, bu bile bir adım sayılır. Gerçek bir başlangıç için ise aşağıda sıralayacağım maddeleri dikkate alabilir ve bu maddelere bir şans vererek onları uygulamaya koyabilirsiniz.
Size iyi gelecek, hoşlandığınız herhangi bir şey düşünün. Ardından bunu nasıl ve ne zaman gerçekleştireceğinize dair not tutun. Not tutmaktan lütfen kaçınmayın; çünkü yazmak, takip etmeyi kolaylaştırarak yazdığınız her ne ise onu hayata geçirme ihtimalini de yükseltir. Bu düşünüp not alma işlemi bir rutin haline geldiğinde, size zarar veren düşüncelerden ve davranışlardan uzaklaşmaya başladığınızı fark edeceksiniz. Yazdıklarınızı uygulamaya koydukça, öz sevgi benliğinizin ayrılmaz bir parçası haline gelecektir.
Doğada sevdikleriniz ile düzenli olarak vakit geçirmeye özen gösterin. Temiz havanın terapi gücünde bir etken olduğunu unutmamakta fayda var. Öte yandan, birlikte olmaktan keyif aldığınız kimseler ile maceralara atılmak; iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Yapılacak aktiviteleri seçmek size kalmış💗
Sürekli başkalarının ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktan vazgeçin. Bazen farkında olmadan bile bunu yapıyor olabilirsiniz; çünkü pek çok kişide bu davranış maalesef artık yerleşik hale gelmiş durumda. Tabii ki ebeveyn iseniz ya da bakımınıza muhtaç herhangi bir kişi ile bir ev paylaşıyorsanız elinizde olmadan da kendinize dönük bir şeyler yapmakta zorlanıyor olabilirsiniz. Size tavsiyemiz, en ufak bir boşluğu bile kaçırmamanız yönünde olacaktır. Kısa bir süreliğine de olsa kendiniz ile baş başa kalabilecek bir an mı yakaladınız? Bunu değerlendirin. Mümkün olduğu kadar herkesten ve her şeyden uzakta, kendinizi dinleyebileceğiniz ortamlar yaratmaya çabalayın.
Evinizi sizi mutlu edecek eşyalar ile donatın. Ev, en güvenli ve en çok vakit geçirdiğimiz alanların başında geliyor. Kişisel alanınızı kendi zevkinize göre, size keyif veren objelerle süslemeniz inan kendinizi ruhen çok daha iyi hissetmenize yardımcı olacaktır.
Teknolojiden uzaklaşın. Teknolojiden uzaklaşın derken, tamamen kopun demiyorum tabii; zira günümüz dünyasında böyle bir şey zaten mümkün değil. Üstelik, buna gerek de yok. Ara ara telefonunuz başta olmak üzere aklınıza gelebilecek tüm ekranlardan uzak durmaya çalışın. Tüm günü ekran karşısında geçirmenin yalnızca kendinizi sevmek noktasında değil fiziksel sağlığınıza yönelik de ciddi bir tehdit olduğunu unutmamanız gerekir.
Bilimsel araştırmalar, günlük egzersizin hem fiziksel hem de ruhsal sağlığınız için sayısız faydası olduğuna işaret ediyor. Kendinizi zorlamadan, sizin için en uygun miktarda ve şekilde her gün egzersiz yapmaya çabalayın. 30 dakikalık bir yürüyüş, kısa mesafede bisiklet sürmek, hafif tempoda koşmak… Tercih sizin. Yeter ki bunu bir alışkanlık haline getirebilecek düzende egzersizi hayatınıza katabilin.
Evcil hayvan sahiplenmek her evin şartlarına uymayabilir; fakat ben yine de bu tatlı mı tatlı öneriyi paylaşmak istedim. Evcil hayvan sahiplenin evinizi tüylü bir dost ile paylaşmaktan daha keyifli çok az şey vardır. Sahiplenmek için uygun değilseniz bile sokaktaki patili dostlarımıza yardımcı olabilirsiniz
Uykunuzu düzene sokun ve ihtiyacınız olan uykuyu her gün almaya mutlaka dikkat edin. Uyku da tıpkı egzersiz gibi hem fiziksel hem ruhsal sağlık için olmazsa olmazların başında gelen bir faktör. Yeterli düzeyde, düzenli şekilde alınmayan uyku; hayatınızın her alanını kolaylıkla tehdit edebilir veya dış tehditlere açık hale getirebilir.
‘‘Hayır’’ diyebilmeyi öğrenin. Hayır demek çoğu insan için oldukça zordur. Nedense birçok kişi hayır demeyi nezaketsizlik, saygısızlık ya da ayıp kavramı ile ilişkilendirir bu kelimeyi kullanmaktan kaçınır. Üstelik bunu gerekli durumlarda bile böyle yaparak işleri iyice çıkmaza sokar. Hayır diyebilmek sanılan tüm olumsuz algıların aksine çok gerekli ve kişiyi ileriye taşıyabilecek bir özelliktir. Lütfen yavaş yavaş da olsa hayır demeye karşı negatif algılarınızdan kurtulmaya gayret edin.
Son önerim elbette profesyonel yardım almaktan yana olacak. Bireyler kimi zaman her ne yaparsa yapsın, her ne kadar uğraşırsa uğraşsın bir şeyleri çözüme kavuşturamaz. Bu durum, yani başarısızlık hissi, her şeyi daha da kötü hale getirebilme potansiyeline sahiptir. Profesyonel yardım almak, işleri içinden çıkılmaz hale gelmeden görüp aksiyon alabilmeyi beraberinde getirecektir. Eğer kendinizi çıkmazda görüyorsanız, yalnız olmadığınızı bilin ve profesyonel destek almaktan çekinmeyin. Unutmayın terapiye gitmek bir insanın kendisine yapabileceği en büyük iyiliktir. Terapiye gitmeniz için illa ki korkunç şeyler yaşamanıza gerek yok✨
0 notes
Text
Sana ne oldu da derin bir nefes almayı unuttun?
Oysaki sen ruhuna üflenen,
doğduğunda tam bağlantıda olandın. Öz'ünün, Tanrısallığının bilincindeydin. Nefesinle sonsuzluğun deneyimlerindeydin.
An'daydın. Akıştaydın. Birden bir 'şey'ler olmaya başladı. Şaşırdın. Anlam veremedin. Sana ne oluyordu?
Bazı duygular hissediyordun. Öfke, değersizlik, korku, güvensizlik… Duyguları hissettikçe, nefesin yavaş yavaş kısıtlanmaya başladı. Ve 'şey'ler olmaya devam etti...
Bazı düşünceler oluşturuyordun. Zaman ilerledikçe o düşüncelerinden inançlar geliştiriyordun.
"Ben yetersizim."
"Dünya güvenli bir yer değil."
"Burada yeterince sevilmiyorum."
“Bedenimde mutsuzum." Seni sıkıştıran düşünce inanç kalıplarından nefesin biraz daha kısıtladı. Ve 'şey'ler olmaya devam etti…
Duygularını döngüsel olarak hissetmeye başladın. Düşüncelerini burada yaratmaya, inanç kalıplarını deneyimlemeye başladın. Artık hayatının kontrolü sende değil, 'şey'lerdeydi. Böylelikle nefesin derinliğini ve genişliğini tamamen kaybetti.
Nefesin 'şey'lerden ibaret oldu. Sen 'şey'lerden ibaret, hatta 'şey'lerin kendisi bile oldun. Ve derin bir nefes almayı unuttun. Sen kendini unuttun!
O derin nefesi hatırlamayı seçer misin? Kendini hatırlamayı seçer misin?
O derin nefesin içindeki sonsuzluğun, genişliğin, An'ın kendisi olduğunu sezebilir, hissedebilir misin?
Ve de öyledir.
…ve derin bir nefes✨
1 note
·
View note
Text
Birilerine açıklama yapmayı bıraktım insanlara bana nasıl davranmaları gerektiğini söylemek yerine ve bana iyi gelmeyen herkesten sessizce bir şeyler demeden uzaklaşmaya başladım belki yalnızlaşmaya başladım çevremde kimse kalmadı ama bu bana oldukça iyi geldi ruhumu iyileştirdim çünkü mental sağlığımı önemsiyorum kendimi seviyorum
2 notes
·
View notes
Text
Kabullenmek
Bizden büyük bizden öte kontrol edemeyeceğimiz şeyler oluyor bizim kontrolümüzü aşan şeyler olduğunda oturup üzülmek yerine ya da değiştirmeye çalışmak yerine bazen kabul etmek en kolayıdır elinden gelenin en iyisini yaptığını bildiğin sürece artık daha fazla bir şey yapamıyorsan bu bizden kontrolümüz dışındadır artık
olanı kabul edip olmayanı bırakmaksa sana yeni bir özgürlük alanı açıyor
Kabullenmek kaçmak değildir
Sevgi ve huzurla kalmanız dileğiyle
Namaste🙏🏻🪷
0 notes
Text
Kendimize nasıl davranırsak, başkaları da bize öyle davranır:
Kendine olan saygın azsa eğer, bakımsız bir görünümün vardır. Saygın olmadığı için de zaten değer vermiyorsundur kendine. Kendi yaşam alanını, düşüncelerini çizmemişsindir. Öyle bir döngüye girersin ki, geceleri uykuya dalmakta dahi zorlanır, sürekli bir çelişki içinde huzursuzsundur.
Ne zaman "hayır" yanıtını vermeye başlarsan, iç dünyan senin için çalışır. Daha kaliteli insanlar çevrende olur. Sana zarar vermeyen, iyi ve sağlıklı olmanı isteyen insanlarla vakit geçirisiyondur artık. İçimizde kötü bir ben gelişmiş olabilir. Kendine saygısı olmayan insan, zaten kendisini de sevmiyordur. Seviyor gibi görünür ama kendine büyük zulüm içerisindedir.
Öfke nöbetleri, sinirlilik hep yanlarındadır…Zamanını güzel kullanmayı bilemez kendisine saygısı olmayan insan. Genellikle vaktini öldürmek için çabalar. Sabah kalkar uyumayı hesaplamaya başlar. Hafta başlamadan hafta sonunu düşünür. Saygımız az olduğunda kendimize, rahatlıkla başkaları tarafından kullanıırız. Yine burada ‘’hayır’’ demeyi bilmediğimiz ortaya çıkar. Tek başına hayır demek de çözüm değildir. Saygının, en başta da öz saygının ne demek olduğunu benliğimize işlememiz gerekir.
Kendimize saygımız arttığı zaman, omuzlarımız geniş ve dik dururuz. Başı yere bakan değil, önde duran ve yere sağlam basanızdır artık.
Senin sınırların vardır artık. Kimse seni görmemezlikten gelip de sözünü kesemez, çünkü sen, ona gereken cevabını, kendine olan saygını yitirmeden ve karşı tarafa da saygısızlık yapmadan vermişsindir.
İşte şimdi saygınlığın artar. Sen konuşmaya başladığında, meydana çıktığında heyecanla bekler insanlar seni, önemlisindir.
Lütfen her koşulda kendimizi sevip sayalım ve bizden sadece bir tanecik olduğunu sınırlarımızı toksik insanlara karşı belirlememiz gerektiğini unutmayalım sevgi ve huzurla kalmanızı dilerim
Namaste🙏🏻🩷
8 notes
·
View notes