#dem parti
Explore tagged Tumblr posts
Text
Hakikate Sıra Gelmedi Mi!
Düzen eğrelti, düzen eksik gedik, düzen harap viran olanın yollarını arşınlayan bir mesele olarak varlığını muhafaza ediyor. Eğrinin düz, yalanın doğru, yanlışın tam da varılacak en nihai odak, tahakküm ve tehdidin bitimsiz bir devamlılıkla icraat kılındığı bir menzilin ol gerçekliği yaşamlarımızı mahvediyor. Ekranlardan hepsi bir, hep benzeş simaların günlük olarak neredeyse hiçbir konuyu atlamadığı iktidarın diliyle akladığı, pakladığı, pır-u pak eylediği bir zeminin gerçekliğinde kopartılan fırtınaların meselesidir bildirmeye bir gayret çaba sarf ettiğimiz. Barış derken toplumsal ayrışmanın, birliktelik derken en kestirmeden bir biçimde ötekileştirmenin, yeniden elemelerin, adalet, hukuk denilirken adaletsizliğin o sınırsız tahayyülünün her yanda yinelenmesine tanıklık edilen bir zemindeyiz. Daha yeni, yepyeni asgari ücret bildiriminden hemen sonra, enflasyon yenildi, hayatımız normalinin sınırlarına geri dönüyor diye bildirilirken oluşturulan uçurum hal, her günün daha da beter kılınmasının gerçekliği o eğrelti, eksik, gedik, harap viran menzilin nasıl biçimlendirildiği meselini de özetleyecektir.
Suskunluğu daim kılarken, yaraların konuşulmasından çok sessizce sineye çekilmesi arsız bir biçimde talep olunur. Harap viran olanı örtbas etmenin birkaç maniple edici hamleyle o iktidarın sağladığı konforla birlikte sallayarak var edilebildiği, buna çabalanan bir yerde yıkımın devamlılığıdır mesele. Duraksamadan, hiç bitmeyen bir tükeniş sarmalını arasız, fasılasız icra-i sanata dökmenin yollarında yürünürken düzen kesintisiz bir biçimde teslim olmayı bildirir. Her alanda, gündelik yaşam kuşatılmışken, bizim dediğimiz olacak ötesini düşünmek dahi imkansızı var eder, her eylemle, her hamlede. Çürümenin başta bir eylemi bildirdiği bir zeminde, içteki eksikleri daha büyük yaralar için sebep / neden / ihtimal gibi değerlendiren akımın / aklın sunacağı tek şey çok daha kalıcı kırılmalardır, bugünlerde de böyle. Yarınlara bir umudun pazarlanmasının süre durduğu, handiyse asırlık olan bir yara için, yaklaşık kırk beş yıldır süre duran bir düşük yoğunluklu savaşın ardından barışa dair bir şeylerin katara eklendiği söylenirken ortaya çıkan garabet tablo misal buna bir örneği oluşturur. Cerahati elinde güncellerken, ceberut aklın var ettiği sınırlarla insanları yine ve yeniden ayrıştırmaya devam ederken muktedirin, baş faşistin hamleleriyle ortaya çıkan ol müzakere tahayyülü, sonunda bir barışma ihtimalini var edebilecek mi, Kürd ile Türk’ün arasında bu meçhul kılınır.
Mezopotamya Ajansından son gelişmelere dair iki haberi aktaralım: “Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Akdeniz Belediyesi'nin eşbaşkanları Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Aslan ile Belediye Meclis üyeleri Özgür Çağlar, Neslihan Oruç, Yakup Danış ve Hikmet Bakırhan dün gözaltına alındı. Gizlilik olan soruşturma dosyasıyla ilgili verilen 24 saatlik avukat görüş yasağı sona erdi.
Avukatlar Mersin Emniyet Müdürlüğü’ne giderek müvekkilleriyle görüştü. Avukatlardan alınan bilgilere göre; soruşturma dosyasının 2024 Mayıs ayında açıldığını, bugün ifade işlemlerinin başlanacağı belirtildi. Avukatlar ayrıca eşbaşkanların morallerinin yüksek olduğunu ve mesajlarını paylaştı.
Eşbaşkanların Mesajı
Eşbaşkanların mesajı şu şekilde: "Bizler, halkımızın iradesiyle, hizmetlerini adalet ve eşitlik temelleri üzerine inşa ettiğimiz Akdeniz Belediyesi’nin eş başkanları olarak, meclis üyelerimiz ile birlikte hukuksuz ve antidemokratik bir şekilde gözaltına alındık. Sağlık durumumuz iyi ve moralimiz gayet yüksektir. Bu uygulamalar, sadece bizleri değil, bizi seçen halkın iradesini ve onurunu da cezalandırmayı amaçlamaktadır. Ancak bizler, bu hukuksuzluğa boyun eğmeyeceğimizi ve her koşulda halkımız için mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Buradan halkımızı iradesine, seçme ve seçilme hakkına sahip çıkmaya davet ediyoruz. Haklı mücadelemiz er ya da geç kazanacak, halkın iradesi bu düzene karşı mutlaka galip gelecektir. Biz kazanacağız, halk kazanacak, adalet kazanacak! Serkeftin." Eşbaşkanların mesajı nöbet alanında sanatçi Kadir Çat tarafından okundu. Mesajın okunmasına kitle alkış ve zılgıtlarla karşılık verdi.”
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Akdeniz Belediyesi'nin eşbaşkanları Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Aslan ile Belediye Meclis üyeleri Özgür Çağlar, Neslihan Oruç, Yakup Danış ve Hikmet Bakırhan'ın gözaltına alınmasına tepkiler sürüyor. Ablukaya alınan belediye önündeki nöbete Adana, Osmaniye, Hatay'da partililer ve yurttaşlarında destek verdiği eylemde sık sık "Direne direne kazanacağız", "Kayyıma geçit vermeyceğiz", "Kayyım gidecek biz kalacağız" sloganları atıldı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları'nın için de yer aldığı heyet, belediye önünde nöbet başlatan kitleyi ziyaret etti.
'Direne Direne Kazanacağız'
Belediye önündeki kitleye seslenen Tülay Hatimoğulları, kayyım politikasıyla barışın yan yana olamayacağını belirterek, "Halkın oyuna bir darbe yapılmaktadır. Asla kabul etmiyoruz. Seçme seçilme hakkımızı hep beraber savunmaya devam edeceğiz" dedi. Belediyelere kayyım atayarak, faşizmle halkın diz çökmeyeceğinin altını çizen Tülay Hatimoğulları, "Akdeniz belediyesi nadine belediyelerden biridir. Akdeniz Belediyesi Akdeniz’in incisidir. Halk olarak bu irade gaspını kabul etmiyoruz. Bizler direne diren kazanacağız, kazanmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
'Bu Uygulamaları Kabul Etmiyoruz'
Çözüm tartışmalarının olduğu dönemde Akdeniz Belediyesi'ne gözaltı operasyonu yapıldığını vurgulayan Tülay Hatimoğulları, "Bir yandan halkın iradesini gasp ederken barışın sesini yükseltemezsiniz. Yarın iktidar barış yapmıyorum dese de biz barış demeye devam edeceğiz. Dolayısıyla Akdeniz Belediyesi önünde iktidara sesleniyoruz; bir yandan barış diyerek bir yandan bu uygulamaları yapmanızı kabul etmiyoruz" diye belirtti.
Serbest Bırakılsınlar
Barış görüşmeleri devam ederken, Akdeniz Belediyesi'ne gözaltı operasyonu yapıldığına dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, "Bir yandan halkın iradesini gasp ederken barışın sesini yükseltemezsiniz. Yarın iktidar barış yapmıyorum dese de biz barış demeye devam edeceğiz. Dolayısıyla Akdeniz Belediyesi önünde iktidara sesleniyoruz; bir yandan barış diyerek bir yandan bu uygulamaları yapmanızı kabul etmiyoruz. Bizlerin barışa olan umudu bitmez ama iktidarın yaklaşımları doğru değil. Biz barış dedikçe onlar barış üzerine kibrit suyu döküyorlar. Bizler gözaltındaki arkadaşların serbest bırakılmasını istiyoruz. Bizler irademize sonuna kadar sahip çıkacağız. Kayyımlar sadece irademizi çalmıyorlar, kasayı da boşaltıyorlar. Kayyım hırsızdır, darbedir, bunu kabul etmiyoruz. Kayyımlar sadece irademizi çalmıyorlar, kasayı da boşaltıyorlar. Kayyım hırsızdır, darbedir, bunu kabul etmiyoruz. İktidarın yapması gereken gözaltındakilerin serbest bırakılmasıdır. Atanmışın seçilmişin yerine getirilemez. Bu hiç bir demokratik ülkede olmaz. Kayyımlar yerlerini acilen seçilmişlere bırakmalıdır. Gözaltındaki arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar mücadelemiz devam edece. Bu dayanışmayı büyütmenin zamanıdır" dedi.
'Savaş Bu Ülkeye Kazandırmadı'
EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, Akdeniz Belediyesi Belediye Eşbaşkanlarının serbest bırakılmasını ve görevlerine dönmesini isteyerek, "Bir taraftan barış derken, öbür taraftan gözaltı yapmak, sınır ötesi operasyonlar yapmak, Rojava halkını tehdit etmek kabul edilemez. Savaş ve çatışma bu ülkeye kazandırmadı. Barış, çözüm istiyorsanız bir an önce atanmış bütün kayyımları görevden alarak seçilmiş yöneticileri derhal göreve başlatılmasıdır. On binlerce Kürt tutsakların bir genel afla serbest bırakılmasıdır. Sınır ötesi operasyonları durdurmak, baskı, tecridi kaldırmaktır. Bunları yapmadan söylediklerinizin bir anlamı yoktur" diye belirtti. Aslan, son olarak ise ortak mücadele vurgusu yaptı.
Düzen eğrelti, düzen eksik gedik, düzen harap viran olanın yollarını arşınlayan bir mesele olarak varlığını muhafaza ediyor. Gelişigüzel icrasına devam olunan, bir yerlerde sökün eden barışma tahayyülünü, daha sınırın hemen ötesindeki bir benzere günbegün saldırarak bunu da nihai bir kök kazıma biçiminde ırkçıların beğenisine sunan bir yapının onca ağır, çetrefilli bir güvencesiz ortamı tümüyle ortadan kaldırması söz konusu edilebilir mi? Bu düzenin var edeceği şeylerin her nasıl Dolmabahçe müzakereleri sonrasında bir kıyamete dönüştüğü unutulup gitmişken sahiden, itirazsız bir biçimde sürekli emir erleri gibi onama ve görüşme trafiğinin ortasında Kürd’ün ve tüm Mezopotamya halklarının hakları nihayet kendilerine gerisin geriye tahsis olunur mu? Ön yargıların sabit olunduğu bir zeminde her şeyin alelade bir hızlılıkla tükenişe evrildiği bir düzlemde, barışmak kaç kere harcanacak, kaç defa insanlar sınanacaktır ki? Henüz seçilmiş belediyelere kayyım darbeleri bitmeden bir yenisini Akdeniz Belediyesinde var eden bir iktidar kliğinin barıştan anladığının her ne olduğuna ayabiliyor musunuz? Sorgusuz sualsiz, hedef kılma halini sürekli bir biçimde güncelleyerek demokratik hakları talan ederek, müşterek bir yaşam idesini umursamadan, her gün biraz daha fazla baskıyı kurarak, eşitlikçi, adil ve hakkaniyetli bir ülkenin imali söz konusu edilebilir mi? Düzen bunca bezirganlığın, üç kağıdın, bitimsiz entrikaların ol sahnesi kılınırken kaybedileni geri getirebilecek, bir bütün halinde sulh var edilebilecek midir, şu ülkede? Bütünüyle bu ülkede şeffaf, adil ve hakkaniyetli bir barışa varabilmenin yolu var edilebilecek midir, masallara, gün kurtarmalara, ayak oyunlarına, yalan dolana değil doğrudan hakikate sıra gelmemiş midir, sahi ama sahiden?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2025
Görsel İçin Kaynakça: İştirakî Dergisi
Meramda Paylaşılan Haberler
Gözaltındaki Eşbaskanlar: Halkın İradesine Sahip Çıkacağız - Mezopotamya Ajansı https://mezopotamyaajansi41.com/tum-haberler/content/view/264125
‘Bir Yandan Çözüm Derken Bir Yandan Da Kayyım Olmaz’ - Mezopotamya Ajansı https://mezopotamyaajansi41.com/tum-haberler/content/view/264094
#meram#arzihal#düzen#devinim#türkiye gerçekliği#yol nereye?#gerçeklik#barışa ne oldu?#öcalan#dem parti#siyasa#rojava#akdeniz belediyesi#çözümsüzlük#geleceksizlik#çıkış yok#hayat hakkı#demokrasi#cumhuriyet#barış#insan#devlet101#pragmatizm#biyopolitika#anlam#mesel#yordam#yarın ne getirecek#söz hakkı#mezopotamya
0 notes
Text
DEM Parti İmralı heyeti, AK Parti'yi ziyaret ediyor.
0 notes
Text
DEM Parti Heyeti İmralı'da Abdullah Öcalan ile Görüştü
1 minute Adalet Bakanlığı’ndan İzin Çıktı Adalet Bakanlığı, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti), PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için yaptığı başvuruya olumlu yanıt verdi. Görüşmenin gerçekleşmesi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’de yaptığı çağrının ardından başlayan sürecin bir parçası olarak değerlendirildi. Heyet İmralı’da Adalet Bakanı Yılmaz Tunç,…
#Abdullah Öcalan#Adalet Bakanlığı izni#çatışma çözümü#DEM Parti#Demokratik Cumhuriyet#Devlet Bahçeli#görüşme süreci#MHP#Pervin Buldan#PKK lideri#Recep Tayyip Erdoğan#siyasi çözüm#Sırrı Süreyya Önder#Türkiye siyaseti#Türkiye siyasi süreç#tecrit kaldırılması#yeni başlangıç#İmralı Adası#İmralı görüşmesi
0 notes
Text
Bakırhan: Gotegotên li ser xwestekên Ocalan ne rast in
Parlamenterê DEM Partîyê yê Rihayê Omer Ocalan dabû zanin ku ew 23yê Cotmehê çûye seredana Abdullah Öcalan. Ev çar sal hevdîtin ligel rêberê PKKyê Abdullah Öcalan nehatibûn kirin. Omer Ocalan li ser hesaba xwe Xê derbarê hevdîtinê da wiha gotibû: “Herî dawî 3ê Adara 2020an hevdîtina rûbirû ligel Öcalan hatibû kirin. Wekî malbat, piştî çend salan, 23yê Cotmeha 2024an me hevdîtinek ligel birêz…
1 note
·
View note
Text
Dem Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'dan Yeni Anayasa Çağrısı
Dem Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’dan Anayasa Açıklamaları Dem Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Bursa’da düzenlenen ‘Ekmek ve Adalet Buluşmaları’ etkinliğinde önemli açıklamalarda bulundu. Bakırhan, mevcut anayasanın geçerliliği hakkında, “Şimdi, ‘Yeni anayasa yapalım’ diyorlar. İçimizde ‘Eski anayasa kalsın’ diyen var mı? Hayır, yok. Sivil bir anayasa yapalım. Ancak bu mevcut…
#12 Eylül#Bursa#Dem Parti#Ekmek ve Adalet Buluşmaları#etnik kimlik#halk buluşması#Muhalefet#Tuncer Bakırhan#yeni anayasa
0 notes
Text
Part of the reason that Republicans are so desperately acting like they will never lose again is because they are deeply terrified that this is their last real chance to win. The big orange dipshit came in and gutted the party of everyone who wasn't a loyalist, which left it full of nasty little gremlins who have gaping voids where charisma and human decency is supposed to go.
They still hold a lot of power, but if we stop them this year the next presidential election may not be the Most Important One Of Your Life™, that's not a guarantee or anything, but if they don't win here and now their future looks grim, this dipshit is the only guy they have left and he's extremely diminished and has his brains leaking out of his ears at this point. We can beat him into the ground.
So that's what we're gonna fucking do. We're gonna break these fucking fash. They will crash upon us and we're gonna break their fucking necks. When they come for us they will lose because they're fucking losers and we have each other's backs which is something they fundamentally are incapable of comprehending.
#We will fight them on the shores in the trenches etc etc etc#I know it's been said before but the people who said it were right to beat back fash for whatever else they weren't right about#Fuck these fucking little bastards who want to rule our fucking lives and destroy our communities#They've got too much power as is and right now is our moment to crush them and take it back#If you're not into Harris fine work to kick the GOP off your city council they're shitty little gremlins there too I guarantee it#(Hell if you're in LA there's two good chances to swap a shitty Dem for a good dem on the council)#But it's time to fucking break their necks and if we do it here the worldwide movement of these fuckers is gonna follow#Not because we're particularly special but because our fascists are pretty large exporters of the stuff#A loss for them is going to shred their party this unholy alliance is already fraying between the fundamentalists and the tech ghouls#Let's magnify that shit for them by making them eat it.#Don't mind me I'm just sick of these fucking ghouls and ready to make them suffer for what they've tried to do#All implied violence in this post is metaphorical ;)
7K notes
·
View notes
Text
Ali Babacan,Ahmet Davutoğlu,Muharrem İncenin oy oranları yüzde 1’in altında kaldı.
Yerel seçimlere geri sayım sürerken, anket sonuçları da bir bir paylaşılmaya devam ediyor. Son olarak Asal Araştırma, Ocak ayında yaptığı seçim anketinin sonuçlarını yayımladı. Açıklanan son anket sonuçlarında Yeniden Refah Partisi ve Türkiye İşçi Partisi‘nin yükselişi dikkat çekerken; 14 Mayıs’taki seçimlerde CHP kontenjanından Meclis’e giren Ali Babacan’ın DEVA Partisi, Ahmet Davutoğlu’nun…
View On WordPress
#ahmet davutolu#ak parti#ALİ BABACAN#anket#ÖZGÜR ÖZEL#cesur haber#chp#davutoğlu#DEM Parti#deva partisi#devlet bahçeli#fatih erbakan#GELECEK PARTİSİ#Memleket partisi#meral akşener#MHP#Muharrem İnce#Recep Tayyip Erdoğan#tıp#YENİDEN REFAH PARTİSİ#yerel seçimler#Zafer Partisi#İYİ PARTİ
1 note
·
View note
Text
#donald trump#democrats#president trump#kamala harris#trump 2024#trump#democratic party#wisconsin#school shooters#far left#leftist#dems#police#police officer#christianity#christian living#christian school#abundant life#christian faith#faith#mass shooters#mental health#mental illness#evil#bad news#madison wisconsin#university of wisconsin#wisconsin badgers#big 10#disturbing
540 notes
·
View notes
Text
Artakalan
Duraksamadan yitip gidiyor zaman. Hızlandırılmış devrin suna geldiği teknolojik ilerleme bütünüyle insani olanı zehirleyen bir kısır döngüye esir etti insanlığı. Her şekilde tükenen, tüketmenin salık verildiği, tükenişin konuşulmadığı bir zemin var ediliyor. Her şey elden kayıp gidiyor. Her şekilde zamanın yitimi önemsizleştiriliyor. Geri sayımlar biterken tam da yeni bir yıla girişin bildirildiği dakikadan başlayarak koca bir üç yüz altmış beş gün altı saatin yeniden sıfırlanmasına geçiliyor. Yaşatılan, yara edilmiş, bünyede kalıcı kılınan harap viran etme hamlelerinin, her defasında duvara toslayan umutların, bunca açık bir hal ve şekilde çürümeyi önceleyen, aklı lağveden, eylemi hiç kılan, acıyı, yergiyi, yıkımın binbir türlüsünü icraat diye pay edenlerin gözetiminde hayatın eksik konulması gerçekliği karşımızdadır. Bir yıl daha devrildi. 2024’ün de önceki yılları aşan, onlardan aşağı kalır hiçbir yanı olmayan tahakküm, tehdit, ezme, biçme ve yok saymalara fon sayıldığı bir zeminde olduğumuz kayıt altına alındı bir kere daha. Duraksamadan akıp giderken zaman, geriye bir yirmi dört saatliğine, bilemediniz kırk sekiz saatliğine konuşulan, anılan, görülen tüm o yaralardan izler kaldı. Bir koca sene daha geçip gitti, elimizde kalanın yaşatan bir yerin artık ötesinde bir cendereye doğru seyrüseferine devam olduğunu görüyoruz. Tümüyle ol benliğinden saymadıklarına nasıl bir hayatı reva gördüğünü, zaman tükenirken elimizden burada yaşayan sıradan insanların hayatlarından neler alıp götürdüğünü, neleri eksilttiğini nasıl bir cendereye sıkıştırdığını görmek için bu not var ediliyor. Bir koca yıldan artanın o katran karanlığına enikonu saplanmış olan yeni ülke tiradının bir evi nasıl talan ettiğinden birkaç örnek sizleri bekliyor. Tümüyle yalın bir halde, halden anlamayanların var ettiği ol kötücül sarmalın ortasında un ufak edilmiş hayatlardan birer kesiti sizlere sunuyoruz. En azından unutmamak için, unutulmamak için, sahiden “görmeniz” dileğiyle...
19 Ocak 2024 ::: Adaletsiz, Eşitliksiz, Ahparigsiz
“19 Ocak 2007 günü onu, tüm doğrularından, belleğimizin dibinde kalakalmış olagelen korkuların hiç de uzakta ötede olmadığını bilerek, göstermek isteyen bir çete / yapı / küme bir tetikçi eliyle, onu yönlendirenler sayesinde katletti. 1915 sonrasında var edilmeye çalışılan bir avuçtan az kalan Ermeni’nin meramını bildirebilme çabasının elbet bir karşılığı olacaktı. O melun günün ardından kalakalan yegane şey susun çağrısının artık aleni kılınmasıydı. Eğrelti, yalan, yanlış ve kötücül bir aksin eline rehin kılınmış olagelen yerde, baş efendinin tabiri ile kendisini de aşan bir cinayet sistematiği ile bir can katledilir. O günden bu yana adaletin her nerede olduğu muallaktır.”
28 Ocak 2024 ::: Büyükdere Santa Maria Kilisesi’nde Silahlı Saldırı
“Kötülüğü bir normatif kılanların aralıksız olarak nefreti yaygınlaştırma gayretine düşen, yazsak en az on parti, söylesek en azından milyonlarca insan tarafından desteklenen / yönlendirilen ocaklar, dernekler, siyasi denile gelirken bildiğiniz çeteleşmiş ari ırk sevdalısı zümreler vesaireler vesaireler etraflıca bu karanlığı yenilerken kim Tuncer Murat Cihan’ın hesabını verecektir sahi ama sahiden de! Düzeni var eden temsilin, bir yandan olayı gizlilik örtüsü ile kapatmaya teşne olması bir yandan da o salyalar saçarak nefretini kusmaya devam diyen yapıların üstün körü olayı, cinayeti (adı üstünde) geçiştirmeye çalıştığı zeminde kim güvende olabilir sahi ama sahi.”
13 Şubat 2024 ::: İliç Maden Faciası
“Kamusal alanı, parası gelsin de ne isterlerse onu yapsınlar diyerek peşkeş çekebilen zihni garabetlik aklın yıllar yılıdır görmezden geldikleri bir kere daha ihmaller zinciriyle birleşip dokuz insanın canından olmasına neden olur. Kanada / ABD ortaklı şirketin çekip gitmesinin, madenin lafta kapatıldığı bildirilirken, taşeron firmanın işçileri bu haldeyken o saha tekrardan mesaiye çağırabildiği bir zeminde yaşanan her şey biyofaşizmin de sınırlarını bildirir. Can almalar, yok etmeler sadece insana değil doğrudan doğruya hayatı var eden, edecek olan doğanın kendisine karşı bir tahribatı süreğen kılarak, toprağa ve su kaynaklarına sızıp sızmadığı henüz kestirilemeyen bir siyanür sızıntısı karşısında sessizliği muhafaza ederek yok etmelerin bir başka evresine ilerlemek meselesini ihtiva eder.”
21 Şubat ::: Dünya Anadil Günü
“Bugünün ülkesinde, bir kelaynak sürüsü kadar bırakılmış Süryani halkının, Ermeni, Rum, Yahudi, Kıpti gibi pek çok farklı inanç ve dile haiz insanların ortak istenci de bir kere daha günyüzü bulur. Türkiye Cumhuriyetinin var ettiği Türkçe sınırlarının ötesinde kendisinin yaşamasındaki bir temel olan dilini, yaşam pratiklerini, her anlamda iletişim ve diyalektik bağları muhafaza edebilmek. Hiç bitimsiz bir kısır döngü tartışması içerisinde unutuşa terk edilmek istenen o ötekinin asli unsur olduğu gerçekliğini göz ardı etmeden sahiden de hakkı tanzim edebilmek mesel edilmeyecekse, onca eşit yurttaşlık lafzı boş laftan ötesi olmaz, değil mi?”
08 Mart ::: Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal’dan Irkçı Ayrımcılık
“Ayrımcılığı, iktidar ve üyelerinin suna geldiği kini bir hal bir şekilde yeniden sahip çıkarak kurumsallaştıran, bunu sözüm ona muhalif bir kimliğin içine yedirebilen bir temsilde, Türk dışında kalakalan insanların hali nice olacaktır? Dönüşüm nam yenileme, giderek bir Nazi Almanyası haline savrulurken, baş efendiden, mimli nam faşistine eyledikleri yetmezken bir de kendini eşitlikçi, adil, hakkaniyetli bir demokrat olarak bildiren bir yapıdan çıkagelen bu tahayyül, şimdi şu aşağıda okuyacak olduğunuz bahis söz konusuyken bu ülke gün yüzü görebilir mi?”
04 Nisan ::: 17 Yaşındaki Süleyman Ç’ye Polis İşkencesi
“Bir çocuğa işkence edip, kafasında kırıklarla birlikte mahpusa yollayabilme iradesindeki sakatlıktır sorun. Bütünüyle birbirinin benzeri olagelen bir tavır silsilesi içerisinde Bakur Kürdistan’ı coğrafyasında hakkın da hukukun da telef edilmesi haline bunca canhıraş çabadır misal sorun. Anlatılan ile yaşananların arasındaki derin yar, o kör karanlıklarda nice hayatın gasp edilebildiği bir ülke gerçekliği söz konusuyken asıl nerede komşuluğun / eşit yurttaşlığın / hürriyet ve adaletin gasp olunabildiğinin / eksikliği ya da hiç var edilmemesinin meselidir misal sorun. Kim nasıl verecektir bunca ağır vebal, yıkıcılığın hesabını değil mi?”
24 Nisan ::: Medz Yeghern
“109 yıl sonra, her şeyi en baştan anlatmaya gerek kalmadan bir kere olsun özür dilemenin dahi çok görüldüğü bir zeminde, hayatta kalmaya çalışıyoruz. 109 koca yıl sonra, bir hale, bir nedene bağlı kalmaksızın bu toplum için hedef kılınabilecek bir güruh olarak anılmaktan, bariz sinkaf / hakaret / tehditlere maruz bırakılmaktan illallah ediyoruz. Kaybettirme politikasından, devletin tüm kesimleriyle birlikte bir nefret objesi olarak başta Ermeni olmak üzere azınlıkların hepsini birden gözüne kestirdiği bir zeminde yıkımın sadece burada yaşamakta olanlara değil silsile halinde herkeslere, her bir ötekisi olarak anılana denk gelebileceğini biliyoruz. Biraz da bunun için Nisan 24’ün önemini, ol yok etme saiklerinin sunduğu perspektifin korkunçluğuna dikkat çekmek istiyoruz. Tümüyle, belirgin ve doğrudan zamana yayılarak bir tehdit olarak bilinen, görülen Ermeni yarasıyla bir başına bir asrı ve dokuz koca yılı geride bırakıyor. Yüzleşmek bir yana sorgulamak öte yana, inkarı kenara terk edip, ikrarla, iktidarın var ettiği / kendisine eşlikçi kıldığı ırkçı hiziplerin nefretine rağmen bir yaranın varlığı unutulmasın diye tüm bu serzenişler. Kenara yazılmış olagelen bir ağıdın, bir mendilin, bir tek kare sararmış ol fotoğrafın ardından çıkagelen nice hikayenin hatırına, unutmadık, unutturmayacağız.”
09 Mayıs: Normalleşme Mi Kutuplaşma Mı?
“Ilımlılık, yumuşama derken, Taksim’in 1 Mayıs’ta yeniden kapatılmasından, asgari ücretin un ufak haline rağmen halen Temmuz ayında en ufak bir iyileştirmenin dahi söz konusu edilmeyecek ilan edilmesinden, tantana arasında hazır paketlerden birisine iliştirilmiş herhangi bir durumda fikrini beyan edeni, sözünü savunanı “mihrak”, “ajan” ilan edebilecek bir cüretin tezgah altında pişirildiği bir zeminde doğru nereden başlar. Bir yer, bir zeminde hakikate ne ara sıra gelir?”
17 Mayıs ::: Kobani Davası ::: Mahkeme, Yargılanan 24 Sanığa Toplamda 407 Yıl 7 Ay Hapis Cezası Verdi.
“Normalleşme, ılımlılık, hataların telafisi, yeniden yurttaşın sözünün dinleneceği zikredilen bir zamanda, yeniden Kürd halkının savunageldiği değerler, siyaset, barışa dair söylem ve eylemlerin yekunu, Kobane gibi hedef kılınmak isteniyor. Bu uğurda, asırdır var edilmiş fecaat ötesi yanlışlarda ısrarın devam olunacağı bir kere daha baş efendi eliyle teyit ediliyor. Daha ötesi olmadığı malumken, kalkıp hak gasplarına itirazların reddiyesi için cephe açılmaya çalışılıyor. Malum ırkçı hizbin başı bir siyasi çetenin lideri kalkıp milyonların iradesi olan bir temsilin ivedilikle kapatılmasını talep edebiliyor. Dahası kendi içlerindeki malumun ötesi bir ismin o ithamname kısmını kaleme aldığı gizliden değil açıktan zikrediliyor. Bu düşmanlaştırma miti devam olunurken hakikatin her ne olduğu unutturulmaya çabalanıyor. Gültan Kışanak’ın dediği gibi tahliyeye değil (bu ülkenin) özgürlük ve barışa ihtiyacı olduğuna aymak için daha kaç sınama gerekiyor. Bütünüyle korku / yıkıcılık / kin ve nefretle atılan adımlar karşısında kaç “Kobane” sınavı ülkede var edilecektir, düşünür müsünüz?”
02 Haziran: SOCAR'ı Protesto Eden Filistin İçin Bin Genç'ten 13 Kişi Gözaltına Alındı
“Bir yandan baş efendinin Hamas Anadolu’yu da savunuyor benzetmesi, diğer yanda kapalı kapılar ardında çıkagelen kirli bir ticaretin tezgahta devam olunması. Hangisi doğru, hangisi gerçek olagelen tavrıdır bu yönetimin? Terörü var ederken elini korkak alıştırmayan, kendisinden saymadığına öteki, hain, mihrak, düşman, başı ezilecek yılan ve daha bir dolu benzetmeyi var ederken muktedir ve yeni ülkesi, onca imdat çığlığını sahiden önemsiyor mudur? Önemsiyor olsa Socar nam kan ile petrolü birleştiren bir karanlık odağın arkasını korur mu? Sırf bu kirli ticaret eksenine izin verilmesin denildiği için, insanların meram eyledikleri Filistin’e dikkat çekmeye çabaladıkları için on üç insan gözaltına alınır mıydı? Hemen arkasından bizatihi Akp eliyle var edilmiş bakınız biz de telin ediyoruz yollu İsrail Konsolosluğu önündeki ol tepkime ile var edilmiş cerahat / yıkıcılık ve adıyla sanıyla devletin terörü yurttaşlarına karşı koz olarak kullanmasının akıbeti nice olacaktır?”
14 Haziran: Tahir Elçi Davası:Sanık Polisler Sinan Tabur, Fuat Tan ve Mesut Sevgi Hakkında Beraat Kararı Verilir
“Dokuz yıl öncesinde var edilmiş olagelen cinayetin üstünün her nasıl / hangi hamlelerle kapatılmak istendiğini de göstere gelen ol kayıtsızlık, göz ardı etme hali, Kürdün de hakkının geçersiz kılındığı bir zemini ifşa eder. Uğur Kaymaz, Baran Tursun, Nihat Kazanhan, Mazlum Turan, Kemal Kurkut, Helin Hasret Şen, Ceylan Önkol gibi ilk elden akla gelen nice kırımın, cinayetin ardındaki o kolluk kuvveti asker-polis olduğunda yargının sessizliği, kararları alelacele vermesinin türevi bir hal Tahir Elçi davasında da kendisini yeniden belirgin bir biçimde göstere gelir. Adalet kavramının boşa düşürüldüğü bir zeminde bir asırdan uzunca süredir var edilen eşitlik mücadelesi de, kırk küsur yıldır devam olunan çatışma / savaş / yıkım ve terör olgusunun da her şeyi yerinde saymaya devam eden bir ülkeyi gösterdiği muhakkaktır. Kürd sorununun çözümünü değil bu kalıcı kördüğüm çözümsüzlüğü hattını diri tutarak, acıları / yaraları / yıkımları daim bir biçimde yineleyerek hangi yaraya merhem olunabilir ki, olunur ki!”
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: From Doodles Series – Gençay AYTEKİN
#mesele#meram#arzihal#günce#almanak#genel geçer#yıkıcılık#tahakküm#türkiye gerçekliği#başka türkiye vardır#yıl değerlendirmesi#nihai#anlam#santa maria latin kilisesi#hrant dink#buradayız ahparig#iliç maden faciası#ayrımcılık#afyon#kötülük sarmalı#nefret söylemi#tahir elçi#kobani#siyasi tutsaklar#dem parti#siyasa#bakur kürdistan#socar#azerbaycan#kötülük temsili
0 notes
Text
Also Preserved in our archive (Daily updates!)
What if the pandemic safety net cobbled together in 2020 had been a new beginning?
What if when Joe Biden came into office in 2021, the Covid-19 safety net he was handed had become a new floor?
What if that was his baseline—and the newly elected Democratic president, sold by his most ardent supporters as FDR 2.0, had used our Covid-19 response as the bare minimum of a new social contract with Americans?
What if the caring nature of the best aspects of the US Covid response became the map for international relations—leading not just to international cooperation on infectious disease, but on matters of war, climate and genocide?
What if, instead of dismantling the vaccine-delivery infrastructure—which, at its height, delivered some four million shots in a single day—the Biden administration built upon and made some version of it permanent, so that everyone could easily get annual Covid boosters, annual flu vaccines, or get specialty vaccinations during outbreaks of unusual viruses (such as for mpox during the 2022 summer outbreak among queer men) whenever they needed it?
What if the viral surveillance and communication mechanisms utilized for learning about SARS-CoV-2, treating it and telling the public about it were being used to address H5N1—a virus which has been moving from birds to farm mammals to humans with so little notice that dead cows were killed by the “avian flu” and left on the side of a road in California’s Central Valley, as “Thick swarms of black flies hummed and knocked against the windows of an idling car, while crows and vultures waited nearby—eyeballing the taut and bloated carcasses roasting in the October heat”?What if the leaders of the Democratic party had used Covid as a blueprint to make a national platform based on care?
What if all the ways Covid had made clear how farmers, industrial butchers, kitchen staff and other food workers are the most at risk people amongst us to viral infection led to meaningful, permanent protections, such that they were much less likely to contract not just SARS-CoV-2 but H1N1, H5N1, influenza, or any other existing or novel pathogens?
What if all the all the ways Covid exposed how unsafe industrial food production is (for the workers who make it and the people who eat it alike) had triggered safety reforms, instead of having these warnings ignored and leading towards record numbers of safety recalls for e-coli, Salmonella, and Listeria?
What if an airborne pandemic had led to indoor air being as filtered, treated and regulated as drinking water?
What if everyone with a child was still getting a $300 check from the US treasury, so that having a child was not a gambling-style risk, but a responsibility shared with all of society?
What if the paused-for-years student debts were forgiven, so that young people could actually begin their lives?
What if Biden built on Americans’ experience of just showing up somewhere to get the medical care they needed to create a universal healthcare system?
(What if Kamala Harris built upon Americans’ taste of not getting charged at the point of such service—and campaigned on Medicare for All?)
What if once the link between Covid and homelessness was established, the Democrats had pushed infectious disease as just one reason for an end to evictions and a robust, public-health-backed campaign to end homelessness and stop the United States from having more people living on the streets than any other country?
What if after the link between Covid and incarceration was established, the Democrats had pursued decarceration as a public health measure and—instead of throwing weed and cryptocurrency at us—had made reducing incarceration a centerpiece of the Harris campaign to earn the votes of Black men?
(What if after 100,000 Californians died of Covid and the links between Covid, homelessness and incarceration were clear, residents of the Golden State chose to allow rent control and to abolish legal slavery in prisons—instead of voting to ban rent control and to continue prison slavery?)
What if the leaders of the Democratic party had used Covid as a blueprint to make a national platform based on care?
Would we be in the lethal position we are now—with a genocide raging abroad, Covid deaths in the hundreds every week at home, a poisoned food supply, $17 trillion in household debt, oligarch goons ready to dismantle government regulations, and a sociopath heading back into the White House—if Covid had been the floor?
#mask up#covid#pandemic#public health#wear a mask#wear a respirator#still coviding#coronavirus#covid 19#sars cov 2#us politics#democratic party#ditch the dems
283 notes
·
View notes
Note
Incorrect, the fact that Biden has dropped out and a candidate with history of supporting medicare for all and being more receptive to a ceasefire in the I/P conflict has made me go from "I cannot morally support the Democratic nominee" to "I am voting for the Democratic nominee despite the fact she isn't perfect in every respect." I'm really happy this played out. The Dems for the most part abandoned the old Obama platform and it feels like its possible an actual progressive agenda could come to pass in my lifetime.
Kamala 2024!
If you weren't going to vote Democratic in this election before Biden dropped out you're a dorkass loser who does not care about any of the issues you're yammering about here and also a fundamentally bad person, and I hope you get run over by a bus.
But you got one thing right in all of this gibberish, Kamala 2024.
#personal#answered#anonymous#i mean let's be clear here no president is gonna attempt to be progressive ever again within my lifetime#because joe biden tried to do like 25% of that and got ZERO fucking credit#he did so much on healthcare on reform on loans on so many social issues and for all his litany of failings on i/p#he has been distinctly harsher on netanyahu than a good chunk of dems and certainly the entire republican party#for the first time since i was four we are not involved in any wars as americans and that is thanks to joe biden#but the thing is that he gets no credit for any of it!#him pulling out of afghanistan caused his approvals to tank in a way that never recovered#and leftists gave him FUCK ALL for it#they gave him nothing they just continued whining that even tho he cancelled a bajillion in student loans#he didn't actually cancel a QUADRILLION dollars so both parties are the same and voting is the most arduous task known to man#no democrat who is running is going to forget that catering to leftist/progressive policies gets them zero leeway with those supporters#that it not only tanks numbers but you still get constant haranguing about it anyway#so they're not gonna do it#we are gonna get fuckall for at least a good fifty years#and anything we get will be utterly in SPITE of people like you anon it will happen in spite of everything you've done#mostly because of people like me and mine who understand that voting is the bare minimum#and that for the democratic process to work the way you want it to you need to participate and not pitch a fucking fit#like a four year old who was told they can't go to disney this weekend#like i know you ratfuckers are happy this played out because this is all a game to you and you don't actually care#but that's why i've got zero faith in you people and why i'm glad it's my kind of folks#actual die hard democrats who have always been hardliners for supporting democrats in every possible election#who are picking up the slack and donating to harris and supporting her agenda#which is the exact same as biden's because she's his vice president and they share they same platform#because that's what they were both running on! twice!#anyway fuck you please feel free to find a necktie and test how tall your doorframe is
360 notes
·
View notes
Text
Li Enqereyê êrişî navenda DEM Partîyê kirine
Duhî bi şev, ber bi spêdeyê ve, li Balgata Enqereyê êrişî navenda DEM Partîyê kirine. Berdevka DEM Partiyê Ayşegul Doganê, li ser hesaba Xê, derbarê êrişê da postek belav kir. “Duhî nîvşev, Li Enqereyê êrişî navenda DEM Partîyê kirine ku navenda wê li Balgatê ye û navendên gelek partîyan din jî li wir e û cihekî qelebalix e. Ji fotoyan jî dîyar e der û pencereyên me şikandine û tabelaya me jî…
1 note
·
View note
Text
Best take I’ve seen all night
162 notes
·
View notes
Text
Pinkslump linkdump
Picks and Shovels is a new, standalone technothriller starring Marty Hench, my two-fisted, hard-fighting, tech-scam-busting forensic accountant. You can pre-order it on my latest Kickstarter, which features a brilliant audiobook read by Wil Wheaton.
We're less than a month into 2025 and I'm already overwhelmed by my backlog of links! Herewith, then, is my 25th linkdump post, a grab-bag of artful transitions between miscellaneous subjects. Here's the previous 24:
https://pluralistic.net/tag/linkdump/
Last week's big tech event was the Supreme Court giving the go-ahead for Congress to ban Tiktok, because somehow the First Amendment allows the US government to shut down a speech forum if they don't like the content of its messages. From now on, only Mark Zuckerberg and Sundar Pichai and Elon Musk and Tim Cook and the faceless mere centimillionaires running companies like Match.com will be able to directly harvest Americans' most private, sensitive kompromat. The People's Liberation Army will have to build their dossiers on Americans' lives the old fashioned way: by paying unregulated data-brokers who will sell any fact about you to anyone and who know everything about everyone.
After all, the reason the American market matters so much to Tiktok is that America is the only rich, populous country in the world without a federal privacy law. That's why an American is the most valuable user an ad-tech company can acquire. Keep your wealthy Norwegians: sure, they're saturated in oil money and thus fat prizes for ad-targeting, but they're also protected by the GDPR.
If you're an American (or anyone else, for that matter) who wants to use Tiktok without being spied on, Privacysafe has you covered: their Sticktock tool is a private, alternative, web-based front-end for Tiktok, with optional Tor VPN tunnelling:
https://sticktock.com/
As Privacysafe's Sean O'Brien explains, Sticktock is an free/open utility that's dead easy to use. Just change the URL of any Tiktok video from tiktok.com/whatever to sticktock.com/whatever, and you're have a private viewing experience that easily penetrates the Great Firewall of America:
https://bitsontape.com/p/sticktock-share-tiktok-videos
O'Brien – founder of the Yale Privacy Lab – writes that Privacysafe built this because they wanted to help Americans continue to access the great volume of speech on Tiktok, and because they knew that Americans would be using ad-supported, spyware-riddled VPNs to evade the Great Firewall.
Sticktock is a great hack, but it only defends your privacy while you're using Tiktok. For other social media, you'll need to try something else. For example, Mark Zuckerberg is the last person you want to entrust with your data, and always has been. Never forget that as soon as Zuckerberg's Harvard-based nonconsensual fuckability-rating service TheFacebook was up and running, he started offering copies of all his users' data as a flex to his buds:
Yeah so if you ever need info about anyone at Harvard Just ask I have over 4,000 emails, pictures, addresses, SNS
What? How'd you manage that one?
People just submitted it. I don't know why. They "trust me" Dumb fucks
Don't be a dumb fuck! Lots of people can't manage to leave Meta platforms because they love the people there more than they hate Mark Zuckerberg, and Zuck knows it, which is why he keeps turning the screws on his users. That doesn't mean there's nothing you can do. Over the years, various law enforcement and regulatory agencies have forced Meta to add privacy controls to its services, and though the company has implemented these as a baroque maze of twisty little malicious compliance passages, all alike, it is possible to lock down your data if you try hard enough. My EFF colleague Lena Cohen has a walkthrough of Meta's privacy settings, AKA the world's worst dungeon crawler, which will see you through safely:
https://www.eff.org/deeplinks/2025/01/mad-meta-dont-let-them-collect-and-monetize-your-personal-data
If this kind of thing interests you, you can spend a whole weekend learning about it, chilling and partying with some of the most fun-loving, fascinating weirdos in hackerdom this summer. 2600 magazine's semi-annual Hackers on Planet Earth (HOPE) con – now in its 31st year! – has gone annual, and they're pre-selling tickets at a freakishly low earlybird rate:
https://store.2600.com/products/tickets-to-hope_16
I keynoted HOPE last year and it was every bit as much fun as I remembered. Sure, DEF CON is amazing, but you can't really call a 40,000-person gathering in the Las Vegas Convention Center "intimate." HOPE is a homebrew, homely, cheap, cheerful and delightfully anarchic hacker con with deep history and great people.
Speaking of weird ancient history, my pal Ada Palmer – sf writer, librettist, singer, and Renaissance historian – blew my mind this week with her article on the tower-cities of medieval proto-Italy during the Guelph-Ghibelline wars (1125-1392):
https://www.exurbe.com/the-lost-towers-of-the-guelph-ghibelline-wars/
Once upon a time, Italian city-states were forested with tall towers, like miniature Manhattans. Rich families built these stone towers as a show of wealth and a source of power, since the stone towers were taller than nearby homes and far less flammable, so the plutes of the day could drop flaming garbage on their neighbors, burn them out, and emerge triumphant. This ended with cities like Florence banning towers above a certain height, forcing their warring oligarchs to decapitate their fortresses down to compliance levels.
The images need to be seen to be believed. Ada's got a new book about this, Inventing the Renaissance, "which shows how the supposed difference between a bad 'Dark Ages' and a Renaissance 'golden age' is 100% propaganda, but fascinating propaganda with a deep history":
https://www.adapalmer.com/publication/inventing-the-renaissance/
Palmer is one of the most fascinating writers, thinkers, performers, and speakers I know. This is the book for every history nerd in your life, and also a magic artifact with the power to transform normies into history nerds.
Speaking of scholars finding nontraditional ways to do technical communication to the general public: this week, 404 Media's Emmanuel Maiberg reported on Zara Dar, an OnlyFans model who's racked up millions of Pornhub views for videos that consist of detailed, accessible, fully clothed explanations of machine learning:
https://www.404media.co/why-this-onlyfans-model-posts-machine-learning-explainers-to-pornhub/
Dar's videos cover a variety of poorly understood, highly salient mathematical subjects, like this introduction to probability theory:
https://www.pornhub.com/view_video.php?viewkey=65cfae54411b9
Dar's got a pretty straightforward reason for posting her explainers to Pornhub – it pays about 300% more than Youtube does for the same amount of viewership ($1,000 per million views vs. Youtube's $340 per million). But it comes at a cost. Other platforms like Linkedin have banned her for discussing the economics of posting videos to Pornhub, without explanation or appeal.
The reason Dar's in the news now is that the Supremes didn't merely ban Tiktok this week, they also heard arguments about the red state "age verification" laws, in which Alito asked if looking at Pornhub was analogous to reading Playboy, which was famous for interleaving softcore pornography with hefty, serious reporting and editorials. Can you really look at Pornhub "just for the articles?" Seems like the answer is a resounding yes.
These "age verification" laws are jaw-droppingly reckless. Red state lawmakers – and ALEC, the dark money org that wrote the model legislation they're pushing – envision a system where each person who looks at porn is affirmatively identified as a named adult, and where that identity information is indefinitely retained. The most common way of gating services to adults is to demand a credit-card, which means that these weirdos want to create highly leakable databases of every one of their constituents' sexual kinks, which can be sorted by net worth by would-be blackmailers. Remember, any data you collect will probably leak, and any data you retain will almost certainly leak. Good times ahead.
Of course, it wasn't all gruesome policy malpratice this week. In the final days of the Biden admin, antitrust enforcers from multiple agencies launched a flurry of investigations, cases, judgments, fines and sanctions against companies that prey on the American public. The FTC went after John Deere for its repair monopoly:
https://www.404media.co/ftc-sues-john-deere-over-its-repair-monopoly/
And the FTC sued to end a system of secret noncompetes, where employers illegally collude not to hire each others' workers, something the workers are never told:
https://prospect.org/labor/2025-01-17-building-service-workers-ftc-stops-secret-no-hire-agreements/
That's just for starters. Matt Stoller rounds up the "full Tony Montana" of last-week enforcement actions undertaken by Biden's best appointees, an all-out assault on pharmacy benefit managers (most notably Unitedhealth), junk-fee-charging corporate landlords, Capitol One, Cash App, rent-rigging landlords, Southwest Airlines, anesthesia monopolists, Experian and Equifax, private equity plunderers, lootbox-peddling video game companies, AI companies, Honda finance, politically motivatedd debanking, Google, Elon Musk, Microsoft, Hino Motors, and more:
https://www.thebignewsletter.com/p/out-with-a-bang-enforcers-go-after
This is all amazing, but also frustrating, as it exemplifies what David Dayen rightly calls the "essential incoherence" of Bidenism, a political philosophy that sought "balance" between different Democratic Party factions by delegating enormous power to people with opposing goals, then unleashing them to work at cross-purposes:
https://prospect.org/politics/2025-01-17-essential-incoherence-end-of-biden-presidency/
What to make of a president whose final address warned the American public of an out-of-control oligarchy, but whose final executive order was a giant giveaway to the biggest AI companies – and their oligarch owners?
And what to make of a president who oversaw a genocide in Gaza, fronting for an Israeli regime that made a fool of him at every turn, laughed at his "red lines," and demanded (and received) fresh shipments of arms even as they campaigned for Trump?
This had nothing to do with sound electoral politics. The vast majority of Americans supported a cease-fire in Gaza, and have done virtually since the beginning of the bombings. Harris – who reportedly agreed not to criticize Biden's record as a condition of Biden stepping aside – made it clear that she would ignore voters' horror at the mass killing. Voters responded by staying home in droves: 19 million 2020 Biden voters simply refused to cast a ballot in 2024:
https://www.dropsitenews.com/p/kamala-harris-gaza-israel-biden-election-poll
A Yougov poll showed that 29% of the "non-voters" who turned out for Biden in 2020 refused to vote at all in 2024 because of Biden's support for genocide in Gaza. Polling during the campaign made it clear that Harris would improve her electoral chances by promising a cease-fire, but that was a bridge too far, even during an election "where democracy was on the ballot."
America is famously a country where legislators and leaders ignore the policy preferences of voters and give elites everything they want. In that world, not voting – even when "democracy is on the ballot" – makes a lot of sense:
https://www.vox.com/2014/4/18/5624310/martin-gilens-testing-theories-of-american-politics-explained
But Biden did do some popular things that elites hated – fighting corporate power, price-fixing, rent-gouging, and other forms of predatory business conduct. The "compromise" the Biden administration made with its elite backers was to call as little attention as possible to all this stuff. The Biden admin did more on antitrust in four years than all the preceding administrations of the previous forty years, combined. Just last week, the Biden admin did more on antitrust than any presidential administration did in a four-year term. And yet, they barely whispered about it.
This is a great example of what Anat Shenker-Osorio calls "Pizzaburger politics." Imagine half your family wants pizza for dinner and the other half wants burgers, so you make a disgusting pizzaburger that makes them all equally miserable and claim that everyone being mad at you is proof that you've been "fair":
https://pluralistic.net/2024/05/29/sub-bushel-comms-strategy/#nothing-would-fundamentally-change
Handing billionaires a bunch of voter-enraging gimmes and sucking up to ghouls like Liz Cheney didn't buy the loyalty of America's tower-owning, neighbor-incinerating princelings. They gave millions to Trump, whom they knew would hand them billions in tax breaks and a license to loot the country. Worse, this pizzaburger strategy caused voters to stay home by the millions, convinced that they couldn't trust Biden or Harris.
We're heading into another four years of planet-incinerating, human-rights-destroying, immigrant-pogroming, mass-imprisoning misery. The incoming dictator has promised to throw all kinds of people in prison, so maybe we should learn a little about how America's prolific, crowded, nightmare penitentiaries actually function.
David Skarbek is a political scientist who studies prison gangs. In a fascinating interview with Asterisk, he describes the forces that led to the rise of race-segregated prison gangs, from virtually nonexistent for 100 years to ubiquitous:
https://asteriskmag.com/issues/08/why-we-have-prison-gangs
It boils down to this: in small prisons, it's possible to enforce a social code among prisoners that maintains order. Each prisoner can keep track of the trustworthiness of others and of the safety risks they pose. But once we started building larger prisons, this system broke down, requiring hierarchical, authoritarian structures – gangs – to keep people in line. Gangs are brutal, but they also keep the peace, regulating financial disputes, contraband trade, and the use of violence.
Skarbek thinks that building more, smaller prisons would eliminate gangs – as would increasing the number of guards, which would give the institution the capacity to step in and fill the regulatory void filled by gangs. He's not saying prison gangs are good, but he's explaining why they emerged and why they have remained.
There is no pleasure quite like reading the work of top-flight scholars explaining their areas of research. That's why I subscribe to the RSS feed for Matthew Green's blog about cryptography. Green is a great explainer who works in fascinating areas.
In his latest post, Green talks about the way that AI interacts with end-to-end encryption. After decades of rising catastrophes, mobile device makers and cloud providers finally standardized on end-to-end encrypted cloud storage, meaning that your data in the cloud is so scrambled that the cloud provider can't even guess about what it is (which means that if the cloud gets breached, none of that data can be read by hackers or sold on the darknet):
https://blog.cryptographyengineering.com/2025/01/17/lets-talk-about-ai-and-end-to-end-encryption/
This works great for cloud storage, but it poses a serious impediment to cloud computing. You can't offload computationally intensive tasks onto someone else's giant data-center if you scramble your data so thoroughly that it can't be read or understood by the computers there. This is especially salient when we're talking about "AI," which involves a lot of data-processing that exceeds the capacity of your phone or laptop.
This presents a serious privacy risk, because it implies that AI companies are going to abandon the idea of end-to-end cloud encryption. They'll need the capacity to decrypt (and possibly retain) all the data you ask their "AI" services to munge in some way. Green uses this conundrum to discuss Apple's solution to this: a "trusted computing" server environment.
I've been fascinated (and horrified) by Trusted Computing ever since a group of Microsoft engineers came by EFF in 2002 to explain their plans for something called "Next Generation Secure Computing Base" (AKA "Palladium") to us:
https://pluralistic.net/2020/12/05/trusting-trust/#thompsons-devil
The idea was to put a second, secure computer into every device. This "trusted platform module" (or, sometimes, "technical protection measure") would be tamper-evident and tamper-resistant, contain some factory-installed, non-modifiable cryptographic signing keys, and run an extremely limited set of programs. It would observe and record the code your computer ran, from the bootloader to the OS and on up.
Other computers elsewhere in the world could "challenge" your computer to prove that it was running an OS and programs that would behave in certain way (for example, that it would block screenshots of confidential messages). This challenge would include a long random number. Your computer's TPM would combine that number with hashes of all the other elements of your computer's operating environment – it's bootloader, OS, etc – and cryptographically sign that using its signing keys. This is then sent back to the other computer as a "remote attestation" about how your computer is configured.
Notably, it's an attestation that is outside of your own control – you can't override it or falsify it. That TPM in your computer isn't loyal to you, it doesn't take orders from you. It's a snitch that tells other people truthful things about your computer, including things you'd rather it not disclose.
Over the years, variations on this idea and its applications have popped up. TPMs aren't necessarily a second chip anymore – these days, they're more likely to be a "secure enclave" – a rectangle of logic gates on your computer's CPU that is designated as "secure" and subject to more strict testing and scrutiny than the rest of the chip. These secure enclaves are used to prevent you from installing a third-party app store on your games console or phone, and to prevent your car from being serviced by an independent mechanic.
But despite all these anti-user applications, Trusted Computing remains a fascinating subject. For example, you could use Trusted Computing to ask a remote technician to assess whether your phone had been infected with spyware, and the spyware (theoretically) couldn't hide from that helper.
This is how Apple proposes to solve the privacy/AI conundrum. Its remote AI servers are outfitted with their own TPMs, and before your phone sends them your data to be AIed, it can challenge the server to send it an attestation that proves that it is running software that will not leak or retain that data, or use it in any way other than for the task you're asking it to perform.
Apple calls this "Private Cloud Compute" and if it comes into widespread use, it'll be the first time in a quarter century that there is a major pro-user application for Trusted Computing, something the industry has touted as on the horizon since the first days of the second Gulf War.
That said, Green writes that he's "not thrilled" with Apple's privacy solution:
it still centralizes a huge amount of valuable data, and its security relies on Apple getting a bunch of complicated software and hardware security features right, rather than the mathematics of an encryption algorithm.
Nevertheless, this is way better than the approach of Apple's competitors, like Openai/Microsoft, who are just YOLOing it. Green points out that even if this works, it's only one of the many privacy issues raised by AI, notably the use of private information in AI training, which this does nothing for. He also worries that techniques like this will cause lawmakers to insist that "client-side scanning" (where your device runs a program that scans it constantly for illegal content and uploads anything suspicious to the police) can be done in a "privacy-preserving" way. It's not true, but it's easy to see how bad-faith would-be spies could spin, "There is a way to do some AI stuff in a more-private way" to "there are no privacy risks with this other AI stuff."
It's a gnarly issue, and like I say, it's one you can easily spend decades chewing on (or at least, one that I have spent decades chewing on). It's interesting how many of the fundamental tech policy questions have been with us since the start of the internet age. This week, I happened on a viral 1994 post explaining the difference between "the internet" and the promised "information superhighway":
https://www.wired.com/1994/11/q-what-is-the-information-superhighway/
It's not entirely prophetic, but it sure lands some blows that still sting, 30 years later:
It's just like the Internet, except:
* It's a lot more expensive. * You can't post, and there's no killfile. * There's no alt.sex or alt.drugs. * The new rec.humor.funny has a laugh track. * There's a commercial break every 10 minutes. * Everything is formatted to 40 columns for TVs. * The free software costs you US$2 per Mbyte to ftp, more for long distance. * There's a commercial break every 10 minutes.
It's just like cable TV, except:
* It's a lot more expensive. * The picture isn't as good. * There are 500 channels of pay-per-view and home shopping. * You can watch any episode of Gilligan's Island or any Al Gore speech for only $2. * There are no public-access channels. * There's a commercial break every 10 minutes.
It's just like renting videos, except:
* It's a lot more expensive. * There's only 1 percent of the selection. * There's no porn. * There's no pause, fast-forward, or rewind, and it costs you another $3.95 if you want to watch something twice. * There's a commercial break every 10 minutes.
It's just like the telephone, except:
* It's a lot more expensive. * There's no one to talk to. * Every number is a toll call. * There's a commercial break every 10 minutes.
(Image: Jen, CC BY 2.0, cropped)
Check out my Kickstarter to pre-order copies of my next novel, Picks and Shovels!
If you'd like an essay-formatted version of this post to read or share, here's a link to it on pluralistic.net, my surveillance-free, ad-free, tracker-free blog:
https://pluralistic.net/2025/01/18/ragbag/#reading-pornhub-for-the-articles
#pluralistic#ai#end to end encrytption#encryption#pizzaburgers#cryptography#crypto#matthew green#matt green#creator economy#machine learning#pornhub#age gating#anonymity#hackers on planet earth#hope#2600#hacker cons#linkdump#linkdumps#democrats in disarray#election 2024#gaza#genocide#democratic party#dems#dinos#prison gangs#sociology#noncompetes
61 notes
·
View notes
Text
Ahem…
If at this point, you are supporting the political establishment's candidate, Kamala Harris — 'cause let us face facts here, RINOs like Mitt Romney and Liz Cheney are supporting her and it is totally obvious that the two political parties are and have been a uni-party playing good cop/bad cop with Americans — then you are doing so out of ego and selfishness, or just plain ignorance
Have fun with that yo
… and if I am wrong, I do not have an ego and I will gladly admit I was wrong and apologize. You heard it here, bae
Angie/Maddie🦇❥✝︎🇺🇸
Meme by Angie
#this is not about party politics#this is not Dem vs Rep#this is us vs them#stop the division#solo roba di angie#non solo roba da angie#born a witch#vampire#here i am#2a#1a#FKH#FBHO#FDP#FRINOs
105 notes
·
View notes