#muhalif
Explore tagged Tumblr posts
sonmuzik · 2 months ago
Link
0 notes
seslimeram · 5 months ago
Text
Tarumar
Tumblr media
Bütünü gösteren yapının tarumar edildiği bir düzlemi görüyoruz hep birlikte. Asırlık olan o devlet aklının yurttaşına sunduğu, bütünlediği ya da pay ettiği şeyin cürümlerden ibaret olagelen bir yapım / çaba olduğu art��k gizli saklı olmadan var ediliyor. Bütünü bildirecek olanın yerle bir edildiği bir zeminde, toz toprak arasında hakikatin örtülmesi gerçekliğine kavuşturuluyor. Engellemelerle, dönüşümsüz ve kesintisiz bir cerahat hamlesini süreğen bir halde yeniden imal ederek, soran / edeni de derdest etmenin eşiğine taşıyarak bir yer, bir menzil her şeyin kapkaranlığa esir ediliyor. Tümüyle bariz bir biçimde yaşama eylem ve ediminin hiçe yazılması var ediliyor. Erkete bekleyen yok etme şablonları, halihazırda bir biçimde kurtarıcı görülen ve devletlinin kendi bekası adına elzem bildikleri hamlelerin yekununda bütünü bildiren yapının / müşterek imecesi kurgunun tastamam rezil rüsva olunmasına şahit yazılıyoruz. Her günün bir öncesinden ağır, onu aşan bir yıkıcılığın tam da merkezi / mabedi kılınan bir yerden bildiriyoruz.
Demokrasi idesinin boş, bomboş kılındığı bir zemindeyiz. Afaki bir yönelimin doğrudan ve hiç kesintisiz asırdır var edilen bu ülkenin tek tip bir akla rehineliğinin ardışık halleri, pratikleri içinde çürüme kesintisiz kılınıyor. Cürüm, biz iktidar olacağız, hayır tabi ki de biz iktidar olacağız olmalıyız bahisleri arasında iki kutbun mücadelesine sahne kılınıyor, o aralıktan cerahatle birlikte sökün ediyor. Yurttaşın haklarının tastamam tarumar edildiği bir zeminin güncelliğine çaba sarf ediliyor. Her zaman olagelen denetim, gözetim ve illa ki tahakkümün binbir suretinin yeniden ve yeniden imaliyle dünün kurucu yöneticisi ve aklının takipçileriyle, yıllarca tohumu atılmış olagelen bir karşıt aklın / zihni düşüncenin ve en nihayetinde kurucudan farklı bir / teslimiyetçi memleket tahayyülüne sahip çıkan ol cenah arasında bir punt bulundu mu yıkım ardışık kılınıyor. İktidar kavgalarında hayatın en elzem olan müşterekleri tarumar ediliyor. Hakkaniyet, hak, hukuk ve adalet tahayyülleri için ne yer / ne geçit bırakılıyor. Yönetenin arzusu doğrultusunda bir memleket o anda ister cennet isterse cehennemin ta kendisine benzetiliyor. Tek bir olumlanabilir gün var ediliyorsa gerisi topyekun yıkımın ve kuşatmanın kılınıyor. Büyük ülke nidaları aksettirilirken ne kuyuruklardan haber veriliyor. Ne yarını muallak kılınanların çektikleri sıkıntılardan bir bahis. Ne ayrımcılığın vardığı eşikten bir kesitin farkına varılabiliyor, ne de sınırın içini nasıl tarumar edebiliyorsa sınır dışında da aynısı için çabalayan bir iktidara dur denilebiliyor. Bütünü bildiren bir insani / metazori değil sahici ve kalıcı bir müşterek yaşam idesinin kökü kazılıyor öyle ya da böyle.
Türkiye sathı mahallinin muhalefet partisi olmaya devam eden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisinin şu var ettiği imge mesela bir şeyleri aksettirmeye kafi gelebilecektir misal. Yeni Yaşam Gazetesinden aktaralım: “Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan’da gerçekleştirdiği Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının sonuç bildirgesini yayınladı. Yayınlanan bildirgede, Ortadoğu’da halkların varlığını, dilini, kimliğini ve kültürünü yok sayan savaş iktidarları ile karşı karşıya olunduğu belirtilerek, iktidarların siyasi bekaları ve çıkarları için hakları sefalette sürüklediği vurgulandı.
İsrail’in Lübnan’a dönük saldırılarına değinilen bildirgede, “İsrail Hükümeti’nin Lübnan’a dönük saldırılarında sivillerin hayatını kaybetmesi, sivil yerleşim yerlerinin pervasızca hedef haline getirilmesi, hemen akabinde İran’da siyasi suikastlara başvurulması bölgesel savaş riskini yükseltmektedir. Netanyahu Hükümeti’nin Gazze’ye dönük saldırılarında 40 bine yakın insanın hayatını kaybetmesi ve bu soykırımcı durum karşısında küresel çapta devletlerin sessizliğine/onayına karşı insani, ahlaki ve politik tutum almak tarihsel bir görev olarak önümüzde durmaktadır. Bu bağlamda Birleşmiş Milletler’i ve diğer uluslararası kuruluşları bir kez daha Netanyahu Hükümeti’nin ağır saldırılarını ve yarattığı katliamı durdurma konusunda aktif ve acil tutum almaya çağırıyoruz. Öte yandan Ortadoğu’nun yıllardır ezilen halklarından olan Kürt halkının siyasi ve idari kazanımları, hatta varlığı savaş ve şiddet politikalarıyla yok edilmek istenmektedir. Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya her düzeyde saldırılar farklı biçimlerde sürdürülmektedir” denildi.
Ezilen iki halk Kürtler ve Filistinliler
Bildirgenin devamında şu ifadelere yer verildi:
“AKP-MHP iktidarının Federe Kürdistan bölgesine dönük işgal girişimleri ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni hedef alan saldırı ve siyasi suikastlarının yanı sıra Türkiye’de Kürtlerin demokratik siyaset hakkına, varlığına, kültürüne ve diline yönelik organize ırkçı saldırılar da yoğunluk kazanmış durumdadır. Aynı zamanda İran rejiminin, Kürt muhaliflere ve aktivistlere yönelik idam politikalarıyla da bir halkın varoluş ve siyaset hakkı yok edilmek istenmektedir. Ortadoğu’nun iki ezilen halkı Filistinliler ve Kürtlere dönük saldırılara karşı başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu ve dünya halklarının savaşa karşı barışı örgütlemesi, ezilen halkların sesi olması, enternasyonalist mücadeleyi büyütmesi savaş ve saldırı politikalarını alaşağı edecek adımlardır.”
Saldırılara karşı asla sessiz kalmayacağız
Özellikle Türkiye’de son günlerde Kürtlerin diline, halayına, şarkılarına, kısacası kültürüne ve kimliğine yönelik geliştirilen tehlikeli saldırılar; Kürt gençlerinin Yüksekova, Van ve Ankara’da gün ortasında işkenceye uğraması; belediyelerimizin çok dilli hizmet anlayışının hedef haline getirilmesi ağır baskı dönemlerini bile geride bırakan uygulamalardır. Bu tür uygulamalar insanlık onuruyla bağdaşmayan, demokratik bir toplumda asla yeri olmayan ve kabul edilemez saldırılardır. Bu ırkçı ve Kürt düşmanı saldırılara karşı asla sessiz kalmayacağız, demokratik siyaset hakkımızı savunacağız ve her koşulda direneceğiz. Türkiye’nin temel meselelerini her zaman diyalog ve müzakere ile çözme tutumuna sahip olan bir partiyiz. Bu kez de demokratik siyaset hakkımıza ve bir halkın varoluşuna, kimliğine ve kültürüne karşı geliştirilen bu sistematik saldırılara karşı asla susmayacağız. Demokratik tepkimizi ortaya koymaktan, demokratik protesto hakkımızı kullanmaktan asla geri durmayacağız.
Dün direndik, bugün daha büyük direneceğiz
Nice fırtınadan geçtik, nice badireler atlattık, bedeller ödedik. Dün direndik, bugün daha büyük mücadele edeceğiz. Hiçbir baskı ve saldırı bizleri yıllar önce elde ettiğimiz kazanımlarımızın gerisine düşüremez. Bir halkın anadili, kültürü, şarkıları, sloganları, halayları tehdit ve şantaj konusu edilemez. Yıllardır iktidar içi kavgalarda ve egemen güçler arası hesaplaşmalarda, ülke gündemini değiştirmek için mızrağın sivri ucu hep Kürtlere ve muhaliflere çevriliyor. Bu oyunu görüyoruz, oyuna gelmeyeceğiz. Ülkenin temel meselelerine kurucu ve yapıcı bir akılla yaklaşmaya devam edeceğiz.
Gelin, hep birlikte Kürt halkı başta olmak üzere Türkiye halklarına karşı tezgâhlanan bu kirli ve ırkçı oyunu boşa çıkaralım, ortak mücadele etrafında birleşelim, dayanışmamızı büyütelim. Anayasa Mahkemesi’nin kurumsal varlığını hedef alan, Can Atalay örneğinde de olduğu gibi kararlarını uygulatmayan, sosyal medya mecralarını hukuk dışı ve keyfi tutumlarla engelleyerek Anayasayı ve uluslararası sözleşmeleri çiğneyen, siyasi ve hukuki darbelerle iktidarını sürdüren anlayış karşısında da ortak demokratik tutumu ve mücadeleyi geliştirelim. Muhalefet belediyelerine yönelik SGK borçları adı altındaki dayatmalarla halka her türlü hizmeti engelleme ve demokratik siyaseti işlevsizleştirme girişimlerine karşı mücadeleyi büyütelim.”
Bütünüyle bir coğrafyanın kaderi diye dayatılan şartlı / koşulu yıkıcılığın karşısında dur diyebilecek iradenin nasıl imal edileceğine dair önemli bir seslenişi var eder, Dem Parti. Türkiye sathı mahallinden, Rojava’ya, Irak Kürdistan’ından, Gazze’ye, daha öncesinde o Libya ve Dağlık Karabağ’a kadar uzanan bir düzlem / hattın üstünde imal olunan hemen her türden insanlık suçunun karşısında ide olguları sorgulamak, kayıt altına almak ve sahi ama sahici bir adalet tahayyülü için mücadele / yıkımlara karşı müdahaleyi önceleyerek söz konusu olabileceği bir kere daha bildirilir. Yıkımlarla bir yarının değil, şimdiden bu günü ve sonrasının imhasının ısrarcılığına karşı durabilmek meseldir. Devrin suna geldiği tüm o hakir görme, ayrıştırma ve bitimsiz kılınan elemelere karşı insani olanın yolunun ve izinin kaybedilmemesi en büyük meseledir. Cerahatin sıkboğaz ettiği bir hayat imgesinin karşısında, yıkıcılık ve kötülüğü savunanların iktidarlarına karşı ortak bir itirazın ne kadar elzem olduğu bu yaşadığımız güncellikte bir kere daha meydandadır.
Çok kimlikliliğin üstünün çizildiği, yaşanan topraklardaki varlığın imha için yeterli görüldüğü bir zeminde / coğrafyada yaşatılan kaotik düzleme itirazı reddiye ile başlatabilir ancak insanlık. Gelip geçici, ucundan kıyısından değil sahiden eşitlikten, adalet ve hürriyetten bahis açılabilecek ise muhalefete ve memleketin en büyük ikinci kimliğine karşı yükseltilen bu şiddet sarmalının yekununa dur diyebilmek bir meseledir. Bariz bir hayat kırımının işlene geldiği, iktidarların sabık kimliklerinde yer bulunan tüm o açmazları aşabilmek için birilerini hedefe koyduğu böylesi bir zeminde ortaklığın, aklın tam da ihtiyaç duyulan akli ortaklıkların, reddiye ve koşulsuz itirazları savunabilmenin her neden elzem olduğu bir kere daha meydana çıkıyor. Asırdır sürdürüle durulan bir yönelim, tek tip bir akla rehin kılınmak istenen hayatın çok daha farklı katmanlara sahip, hemen her anlamda başka bir yönelimi / istikameti var edebilecek ihtimallerden menkul olduğunu unutmadan sözü yıkımdan geri kurtarabilecek miyiz, meselemizdir! Dayatmalar, tehditler ve bitimsiz tahakküm çemberleri ile kuşatılmaya devam olunurken bu hayat imgesi / sahnesi, zamansız değil doğrudan bir itirazı var edebilecek midir şu sahada yaşayanlar. Bütünüyle bir girdap halini alan karanlığı aşabilecek midir, mesele budur.
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: And The Convoy Keeps Going – Suleiman MANSOUR via MG+MSUM
Meramda Paylaşılan Haber
DEM Parti MYK: Her Koşulda Direneceğiz https://yeniyasamgazetesi6.com/dem-parti-myk-her-kosulda-direnecegiz/
1 note · View note
Text
Farkında mısınız ülkede ne kadar aydın muhalif beyefendi sanatçı güzel insan varsa hepsi birer birer bu ülkeye veda ediyor... Biz de burada her çeşit pisliğin kötülüğün içinde debelenip duruyoruz işte çaresizce...
1 note · View note
kimmkitsuragi · 1 year ago
Text
funniest thing ive learned about my family recently: my grand-grandfather was apparently hated in his village due to being a "communist"
2 notes · View notes
feminazist · 2 years ago
Text
bu elemanda kesinlikle mesih kompleksi var teşhisi koydum iyyaksamlar
4 notes · View notes
gokyuzumenots · 2 years ago
Text
Bu yıl bana kilometrelerce koşmuşum nefes nefese kalmışım ama bir arpa boyu yol alamamışım gibi hissettirdi
2 notes · View notes
zerihcom · 8 days ago
Text
Hizbullah’tan Suriye ve İsrail’e Mesaj
1 minute İran destekli Hizbullah, Suriye’deki gelişmelerle ilgili dikkat çeken bir açıklama yaptı. Uzun süredir Esad rejiminin en güçlü müttefiklerinden biri olan Hizbullah’ın liderlerinden Naim Kasım, Suriye üzerinden askeri tedarik yollarını kaybettiklerini belirtti. Kasım, “Başka yollar arayacağız” diyerek alternatif çözümler üzerinde çalışacaklarını ifade etti.Hizbullah lideri, Suriye’de…
0 notes
rayhaber · 2 months ago
Text
İYİ Parti'nin 7. Kuruluş Yıldönümü ve Meral Akşener'in Rolü
İYİ Parti’nin 7. Kuruluş Yıldönümü ve Meral Akşener’in Rolü İYİ Parti, 27 Ekim’de 7. kuruluş yıldönümünü coşkuyla kutlamaya hazırlanıyor. Bu özel etkinlikte, partinin kurucusu Meral Akşener’in de davet edileceği öğrenildi. Ancak kulislerden gelen bilgilere göre, Akşener’in etkinlikte konuşma yapmasına izin verilmeyecek. Ayrıca, organizasyonda Akşener’in ismini taşıyan flamaların yer almayacağı ve…
0 notes
sustun · 2 years ago
Text
Normalin Dönüşümü ve Oy Verme Davranışları
Bu yazımızda, normalin dönüşümü kavramını açıklamaya çalışarak seçmenin oy verme davranışları arasındaki farklara dikkat çekiyoruz.
Malum seçimler yaklaşıyor. Her zaman olduğu gibi “kritik bir seçim” daha yapacağız. Burada siyasi bir analiz yapmayacağım elbette. Uzun zamandır eğitimini aldığım alanlar üzerinden seçmendeki oy tercihleri üzerinde çok düşünüyorum. Vardığım sonuçları da sizlerle paylaşmak istedim. Son yıllarda istisnai durumlar artık olağan hale geldi ya da getirildi. Bu da toplumdaki düşünme ve karar verme…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
mesut-sems · 6 months ago
Text
Tumblr media
Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız Ey benim alfabemdeki kadım Elif Ne güzellik, ne de tat var baharsız Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Bahaeddin Karakoç
66 notes · View notes
nevzat-boyraz44 · 5 days ago
Text
Tumblr media
Gündem, tabii olarak, Suriye devrimi sonrasındaki gelişmeler…
Dünya, ağız birliği etmişçesine bu inanılmaz başarının arkasındaki gücün Erdoğan yani Türkiye olduğunu söylüyor.
Batılı ülkeler vakit geçirmeden hem Suriye’deki gelişmeleri tam desteklediklerini, hem yeni yönetimle çalışmaya hazır olduklarını hem de Türkiye’yi tebrik ettiklerini özellikle vurguladılar.
En son, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Suriye’deki gelişmeleri konuşmak üzere Türkiye’ye geldi.
Tumblr media
Sayın cumhurbaşkanıyla yaptığı görüşmeden sonra yaptığı açıklamada; “Son gelişmeler Türkiye’nin kilit ülke konumunu daha da perçinlemiştir” diyen Von der Leyen, Türkiye’yi adeta yere göğe sığdıramadı.
Şu sözler ise Türkiye’deki muhalif kesimi çıldırtmaya yetti.
“En üst seviyedeki diplomatımız Şam’a geri dönecek. Doğrudan HTŞ ve tüm diğer temsilcilerle angajmanımızı sürdürmeliyiz.”
Bilindiği üzere Türkiye’deki muhalif kesimler yaşanılan fevkalade gelişmeleri yutkunarak seyrediyor ve Erdoğan’ı ve hükumeti, ‘HTŞ’ üzerinden kötülemeye çalışmaktan başka bir yol bulamıyorlardı.
Tumblr media
Başta Amerika olmak üzere tüm batılı ülkelerin tüm bu tezvirata rağmen Colani ve HTŞ ile doğrudan diyaloga geçmeleri, işbu kesimi, kelimenin tam anlamıyla delirtmeye yetiyor.
‘CHP genel başkanı Özgür Özel bu delirenlerin başını çekiyor’ dersek kesinlikle abartmış olmayız.
Doğrusunu isterseniz AB Komisyonu başkanı Ursula Von der Leyen’in Sayın cumhurbaşkanıyla yaptığı bu kritik görüşme, Özel’in ayarlarını bozmaya yetti.
Leyen’in görüşme sonrasında başka hiç kimseyle konuşma ihtiyacı duymadan dönmüş olması üzerine küplere binen Özel, bu hüsranın sebep olduğu hırsla, açtı ağzını yumdu gözünü…
CHP genel başkanının neler söylediklerini değil, söyledikleriyle neyi kastettiğini tercüme edersek ortaya şöyle bir metin çıkıyor.
“Ey Ursula Hanım! Biz yıllardır Tayyip Erdoğan’a sizin hesabınıza düşmanlık ettik. Size yönelik yapmadığımız yalakalık kalmadı. Siz ise böyle önemli bir süreçte gelip doğrudan Erdoğan’la görüştünüz, görüşmekle de kalmayıp onu yere göğe sığdıramadınız. Bize ise tenezzül edip bir selam bile vermediniz. Haberiniz olsun, hırsımızdan çatlıyoruz!”
Tumblr media
Evet, Özgür Özel’in görüşme sonrasında yaptığı açıklamanın gerçek anlamı ve tam tercümesi, neredeyse harfi harfine yazdığımız gibidir.
Aslında Özel’i zıvanadan çıkaran sadece Leyen’in Türkiye’ye gelmesi değildi.
Ondan bir gün önce herkesin ‘acaba ne diyecek’ diye dört gözle beklediği Amerika’nın Seçilmiş Başkanı Trump’ın, Erdoğan ve Türkiye hakkında tüm muhalifleri ve ABD/AB taraftarlarını şoke eden açıklamaları dengesini kaybetmesine neden oldu ve ruhunda derin bir yara açtı. Leyen’in sözleri ise bu yaranın üzerine tuz biber ekti.
Dünya liderlerinin Türkiye’ye yönelik bu övgü dolu ifadeleri, şüphesiz ki boşuna değil.
Herkes, Türkiye’nin şahsında Erdoğan’ın artık bir ‘oyun kurucu’ olduğunu kabul etmekle birlikte, karşısında değil yanında durmaya özel bir gayret sarf ediyor.
Bu ‘herkes’ gerçeğine, yine hiç şüpheniz olmasın ki, Rusya da dâhildir.
Peki, uluslararası ölçekteki bu müspet gelişme nedeniyle ayarları bozulan sadece CHP ve Özgür Özel mi?
Değil elbette!    
Üç başlıkta ele alabileceğimiz kesimler de benzeri bir yıkım yaşıyor.
Bunlar da tıpkı Özgür Özel gibi zıvanadan çıkmış durumda…
Kimler mi?
Sayalım…
Birinci grup:
Sözde İslâmî argümanlarla Suriye’deki gelişmeleri kötüleyen ve bu vesile ile de Türkiye’ye buğz eden kesimin başını İran’cılar çekiyor.
Bunlara en büyük desteği SP veriyor.
Tabanındaki olumlu yansımaya rağmen YRP genel başkanı ve üst düzey yöneticileri de bu koronun elemanları.
Bunların, ‘yeni Suriye yönetiminin aslında İsrail ile işbirliği içerisinde olduğu’ yönünde ileri sürdükleri hiçbir iddia doğru değil.
Zira günbegün ortaya çıkan belgeler Esed yönetiminin İsrail’le canciğer kuzu sarması olduğunu kanıtlıyor.
İtikatları gibi şahsiyetlerini de İran’a ipotek etmiş bu kesimin tek derdi var o da İran’ın bu işten zararlı çıkmış olduğu gerçeğidir ve Türkiye, zerre kadar umurlarında değildir.
İkinci grup:
PKK’lı ve diğer Kürtçü kesimler…
Bunların tek derdi de bölücü örgüt ve Türkiye düşmanı Kürtçülerin Suriye’de yaşadığı kayıplardır.
Türkiye karşıtı tezler uğruna, Komünist olduğu halde Amerikan köpekliği yapmaya razı olmuş bu yapının ileri süreceği bir argümanı da yoktur zira herkes biliyor ki, Esed rejimi çekilirken hâkim olduğu bölgeleri ve silahları bunlara bıraktı.
Yani YPG’nin Esed’ten zerre kadar farkı yok.
Ellerinde tek şey var.
Yalan ve iftira…
Müfterilere göre devrimciler, bazı bölgelerde, tecavüz hadiselerine karışıyor ve asıp kesiyorlarmış…
Bu aşağılık iftirayı kanıtlamak adına tek bir kare fotoğraf bile gösterememiş olmaları, yalan atmalarına engel değil tabii ki.
Öyle bir hale geldiler ki, dünyanın dikkatini çekebilmek için DEAŞ’lı kılığına girip kendi insanlarını bile katletmeyi denediler.
Böylesine aşağılık bir hal anlayacağınız…
Türkiye, İletişim Başkanlığı vesilesiyle bu oyunlarını anında deşifre edip tüm dünyaya iletince de bu ahlaksızlıktan vaz geçmek zorunda kaldılar. 
Marjinal solcuların ve benzeri kesimlerin desteğini alan bu grup, her geçen gün biraz daha hüsran yaşıyor ve kurtuluşu ağız değiştirmekte buluyor.
Öyle ki, daha düne kadar Türkiye için en ağır ifadeleri kullanan örgütün başındaki şahıs yaltaklanmaya başladı ve Kandil, bunlarla ilgilerinin olmadığını söyleyerek paçalarını kurtarmaya çalıştı.
Üçüncü grup.
Bunlar birbiriyle zıt bir sürü yapıdan oluşuyor.
İçlerinde Kemalistler de var, ulusalcılar da, Ümit Özdağ gibi faşistler de…
Alevi inancını istismar eden ayrılıkçılar da var, DHKP-C gibi örgütler de, vatan haini Mihraç Ural fanatiği işbirlikçiler de…
Bu taifenin de ileriye sürebileceği makul tek bir delilleri yok.
Tıpkı Kürtçülerde olduğu gibi bunlar da yalan ve iftira marifetiyle negatif algı oluşturmaya çalışıyorlar.
Özellikle de Nusayrilerin katledildiğine dair yaygara koparabilmek amacıyla birçok basın mensubu ile propaganda araç ve gereçleri gönderdiler Suriye’ye…
Hiçbir şey bulamadıkları için kendi haberlerini kendileri üretmeye çalıştılar ama o da tabir caiz ise ellerinde patladı. 
Sonuç olarak şuna kesinlikle emin olabilirsiniz ki, Türkiye içerisindeki Türkiye aleyhtarları, ülke dışındakilerden çok daha fazla…
Ne yazık ki gerçek budur!
Şimdi, bunların kalpleri mühürlü değil de nedir Allah aşkına!
Nihat Nasır / Haber7
37 notes · View notes
kara-sevdamm · 11 months ago
Text
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.
Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman...
-İbrahim Sadri-
Tumblr media
97 notes · View notes
kimmkitsuragi · 2 years ago
Text
abi kafayı yiycem insanlar çok salak yani evet bunu geçen ay establish etmiştik ama STILL... hak hukuk adalet ne demek bilmeyen insanlar bari biliyormuş gibi yapmasın. insanlar haksız yere tutuklu diyince ama terörö demek zaten korkunç ama bundan daha da beyinsiz olabileceklerini düşünmemiştim. her seferinde şaşırıyorum onlyfans ahlaksız bi şey zaten kapatılsın ne demek???????? o zaman youtube da çok ahlaksız o da kapatılsın. o zaman evlerimizden çıkmayalım en iyisi çünkü o da ahlaksız. abi türkiye bok halinde evet de yani her seferinde insanların BU kadar beyninin yıkanmış olması beni şok ediyor. muhalifin bile beyni yıkanmış gerçekten yüzyılın en büyük manipülasyon makinesi ya
0 notes
hamiraa · 1 year ago
Text
Tumblr media Tumblr media
"İnsanların muhalif olması sana ağır gelmesin. Tek başına bile olsan Allaha ve Resulüne itaat et. Çünkü Allah seninle beraberdir."
165 notes · View notes
huzunbey · 1 month ago
Text
Tumblr media
Dikkat et ve Allah'ın mülkünden hiçbir şeyi gerçek anlamda sahiplenerek benimseme. Allah'ın şehadet ettiğine muhalif bir iddiada bulunmayı terk et. Çünkü "Göklerde bulunanlarla yerdekilerin hepsi Allah'ındır." sözü Allah kelamıdır.
40 notes · View notes
nesrin-c · 1 year ago
Text
..
Bugün paranız yoktur,
Yarın olabilir.
Bugün mevkiniz,
makamınız yoktur, yarın olabilir..
Lakin, bugün ŞEREF’iniz yoksa,
Yarında olmaz..
#TuncelKurtiz 🌿
Muhalif ve devrimci duruşu, oynadığı roller, katıldığı eylemler, verdiği mesajlar ile hep gönlümüzde oldu.
İyi ki bu dünyadan geçtin.
27 Eylül 2013
Saygı ve özlemle anıyoruz
"Uzat ellerini güneşe dokun,
Uyandır uykusundan,
Tut yüreğimden ustam tut,
Tut beni, sür güne..."
#TuncelKurtiz
Tumblr media
149 notes · View notes