#Oy Verme Davranışı
Explore tagged Tumblr posts
sustun · 2 years ago
Text
Normalin Dönüşümü ve Oy Verme Davranışları
Bu yazımızda, normalin dönüşümü kavramını açıklamaya çalışarak seçmenin oy verme davranışları arasındaki farklara dikkat çekiyoruz.
Malum seçimler yaklaşıyor. Her zaman olduğu gibi “kritik bir seçim” daha yapacağız. Burada siyasi bir analiz yapmayacağım elbette. Uzun zamandır eğitimini aldığım alanlar üzerinden seçmendeki oy tercihleri üzerinde çok düşünüyorum. Vardığım sonuçları da sizlerle paylaşmak istedim. Son yıllarda istisnai durumlar artık olağan hale geldi ya da getirildi. Bu da toplumdaki düşünme ve karar verme…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
korkutkalkan · 2 years ago
Text
AK Parti'li Mahir Ünal duyurdu: Cumhurbaşkanı Erdoğan 28 Ekim'de açıklayacak
AK Parti’li Mahir Ünal duyurdu: Cumhurbaşkanı Erdoğan 28 Ekim’de açıklayacak
AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, AK Parti seçmeninin oy verme davranışını, rasyonel tercih modeline göre belirlediğini belirterek, “AK Parti’nin karnesine bakıyor, çözüm kapasitesine bakıyor, yaptıklarına bakıyor, rasyonel bir şekilde bir oy verme davranışı sergiliyor. CHP seçmenine baktığımızda; rasyonel tercih modeliyle oy verme davranışı göstermiyor. Bunu nereden biliyoruz? CHP’de,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
mexcexchangenews · 3 years ago
Text
[İlk Listeleme] MEXC Kickstarter - 28.000 Privapp Network (BPRIVA) Airdrop Kazanmak İçin Oy Kullanın!
MEXC Global, MEXC proje ekibi tarafından başlatılan ve kullanıcıların proje öncesinde belirlenmiş bir hedefe ulaşmak üzere oy kullanarak tokenlerini stake edebilecekleri bir listeleme kampanyası olan Kickstarter oturumunu başlatmaktan dolayı heyecan duyuyor! Hedefe ulaşıldığında, listeleme süreci başlatılacak ve listelemeden önce oylamaya katılan kullanıcılara airdrop hediye edilecektir. Oylama belirlenen hedefe ulaşamazsa, MEXC Global proje listelemesini iptal edecek ve oylama tokenlerinin kilidini açacaktır. Bu etkinlik, yüksek kaliteye sahip projeleri belirlemek ve aynı zamanda MEXC kullanıcılarına airdrop avantajları sağlamak için tasarlanmıştır.
Kickstarter projesi olan Privapp Network'ü (BPRIVA) sizlere sunuyoruz.
Proje Bilgileri
(Bu bilgiler proje ekibi tarafından sağlanmıştır. Sadece referans amaçlıdır.)
Proje Adı: Privapp Network (BPRIVA)
Toplam Arz: 2.000.000 BPRIVA
Resmi Web Sitesi: https://privapp.network/
Blok Gezgini BEP-20:
https://bscscan.com/token/0xD0f4afA85a667d27837e9c07c81169869c16Dd16
Telegram: https://t.me/PrivappNetwork
Twitter: https://twitter.com/PrivappNetwork
Medium:https://medium.com/@privappnetwork
Whitepaper
Proje Tanıtımı
Privapp Network, Priva Token (PRIVA) ve privapp.network uygulaması üzerinden güvenliğinizden ve gizliliğinizden ödün vermeden sunulan tüm hizmetlerden oluşur. PRIVA, birden fazla amaca hizmet eden bir yardımcı program tokenidir ve ağımızın güvenliğini ve büyümesini sağlar. İlk bakışta PRIVA, hem son kullanıcılar hem de geliştiriciler için davranışı yönlendiren çok işlevli bir tokendir.
Kickstarter'a nasıl katılınır:
Kullanıcılar, oylamaya katılmak için ön koşul olarak tokenlerini stake ederek ücretsiz airdrop kazanma şansına sahip olur. Detaylar aşağıdadır:
Oylama Dönemi: 7 Ocak 2022 09.00 – 7 Ocak 2022 16.50 (TSİ)
Oylama Linki: https://www.mexc.com/sun/assessment
Airdrop Detayları:
- Ödül Havuzu: 28.000 BPRIVA
- Ücret: 0 USDT (Referans Ücreti: $1,86)
Oylama Tokeni: MX (Oylama sınırı: maksimum 500.000 MX)
Şartlar: Minimum 10 Oy
Kurallar: Oylama için kullanılan tokenler etkinlik süresince geçici olarak kilitlenir ve etkinlik bittikten sonra bir saat içinde kilidi açılır. Kullanıcılar oy verme süresi bitmeden diledikleri kadar oy kullanabilirler.
Ödüller: Airdrop ödülleri, etkinlik sona erdikten sonra kullanıcıların toplam oy kullanma sayısına göre bir saat içinde orantılı olarak dağıtılacaktır.
Özel Ödül: Toplam varlığı 1.000 MX’i aşan ve Kickstarter'ın bu oturumunda oy kullanan 500 kullanıcıya rastgele 10 USDT Vadeli İşlem Bonusu dağıtılacaktır. Ödüller etkinlik bittikten sonra 7 iş günü içinde airdrop şeklinde gönderilecektir. (Not: Kullanıcılar, Vadeli İşlem Bonus ödülünü almaya hak kazanmak için etkinlik sona ermeden Vadeli İşlem Hesaplarını açmalıdır.)
Daha fazla bilgi için Kickstarter sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Listeleme Hakkında
1) Listeleme detayları Kickstarter sona erdikten sonra ayrıca duyurulacaktır, lütfen bizi takipte kalın!
2) Hedef oy oranı: %500
Oy Oranı = Toplam Oy (USDT) / Ödüllerin Toplam Değeri (USDT)
(Not: Hesaplama birimi eşit olarak USDT'ye dönüştürülecektir)
*Projeler yalnızca oy oranı %500'e ulaştığında listelenir.
Tumblr media
Hüküm ve Koşullar:
Stake edilen tokenler, etkinlik sona erdiğinde iade edilecektir. Kickstarter etkinliğine katılmak için herhangi bir ücret talep edilmez.
Etkinliğe katılan kullanıcıların, ödül almaya hak kazanabilmeleri için etkinlik bitmeden gerekli KYC doğrulamasını tamamlamaları gerekir.
MEXC, etkinlik hakkındaki son kararı verme yetkisine sahiptir.
Risk Uyarısı
Kripto para yatırımları yüksek piyasa riski taşımaktadır. Lütfen yatırımlarınızı dikkatli yapınız. MEXC Global, kaliteli projeleri seçmek için elinden gelenin en iyisini yapmaktadır, ancak yaşayacağınız yatırım kayıplarından sorumlu tutulamaz. Topluluğa saygı duyan bir dijital alım satım platformu olarak MEXC, hiçbir kötü niyet olmaksızın doğru, şeffaf ve adil ticaret ilkelerini esas alır. Kullanıcılarımıza dijital varlıkların alım satımı için daha güvenli, daha verimli ve daha güvenilir bir hizmet sunmayı taahhüt ediyoruz.
0 notes
anlamiyorumki · 6 years ago
Photo
Tumblr media
Beyoğlu gazozu eşliginde oy verme davranışı üzerinde calışıyor belki kabul alırım diye mülakatlara hazırlanıyorum kabul alamazsam da ögrendiklerim tekrar ettiklerim bana kalır dünyanın sonu degil ya. Akşam üzeri de çocuklarımla dışarı çıkacağım fatih stajdan gelip melihle yanımıza ugrayacak sanıyorum kaliteli bir aksam üzeri geçirecegim Bir de this is us ı geceleri izlememeye karar verdim çünkü sonrasında uyumam çok zor oluyor vücudum nikotinnn diye acı çekiyor
4 notes · View notes
cocuklariniyiyensaturn · 8 years ago
Text
Sokrates Demokrasiden Neden Nefret Etti?
Demokrasi, modern ülkeler için fazlasıyla el üzerinde tutulan bir konudur. Demokrasinin anavatanı olan Antik Yunan da demokrasiyle adeta eş anlamlıdır. Antik Yunan'ın meşhur tapınağı olan Parthenon Tapınağı, demokratik değerler için bir sembol haline gelmiştir. Tam da bu nedenle demokratik ülkelerin liderleri bu tapınak önünde fotoğraflar çektirip paylaşmaktan hoşlanırlar. Ancak Antik Yunan'ın en büyük başarılarından biri olan felsefenin, diğer en büyük başarısı olan demokrasi hakkında son derece büyük bir şüphe duyduğunu öğrenmek birçoklarına şaşırtıcı gelebilecektir.
Antik Yunan felsefesinin babası olarak kabul edilen Sokrates, öğrencisi Platon tarafından yazılan diyaloglarda, demokrasi hakkında derin endişelere ve pesimizme sahip biri olarak tasvir edilir. Platon'un 10 kitaptan oluşan meşhur Cumhuriyet (Republic) isimli eserinin 6. kitabında Sokrates, Ademantus isimli bir diğer karakter ile demokrasi hakkında sohbet eder. Sokrates bu kısımda Ademantus'a demokrasinin eksiklerini ve hatalarını göstermeye ve anlatmaya çalışır. Bunu yapmak için Sokrates, toplumu bir gemiye benzetir. Sokrates şöyle sorar:
“Eğer ki deniz yoluyla bir yolculuk yapmak isteseydin, geminin kontrolünün kimde olacağına nasıl karar verilmesini isterdin? Rastgele ve herhangi bir grup insan tarafından mı, yoksa deniz seyahatleri konusunda deneyimli, bilgili ve eğitimli insanlar tarafından mı?”
Ademantus'un cevabı çok açıktır: Elbette ki ikincisi! Sokrates'in buna cevabı ise şu şekildedir:
“Peki bu durumda nasıl olur da, bir ülkedeki yetişkin insanların rastgele ve herhangi bir grubunun bir ülkeyi kimin yöneteceğine karar verebilecek donanımda olduğunu düşünebilmekteyiz?”
Sokrates'in bahsetmeye çalıştığı şey, seçimlerde oy kullanmanın bir “yetenek” olduğudur. Sokrates'e göre oy kullanmak, “rastgele bir sezgi” olarak görülemez. Dolayısıyla oy kullanmanın da, diğer her yetenek gibi insanlara sonradan, dikkatle ve sistematik bir şekilde öğretilmesi gerekmektedir. Yeterli donanıma ve eğitime sahip olmaksızın insanlara oy kullanma hakkının tanınması, yeterli donanım ve eğitime sahip olmayanlara fırtınalı bir havada yolculuk yapacak bir geminin kontrolünün kime teslim edileceği kararını alma yetkisi vermekle aynıdır.
Üstelik Sokrates, demokrasinin ölümcül tehlikelerini ve oy kullananların engin aptallığının sonuçlarını birinci elden deneyimlemiş birisidir. Milattan Önce 399 yılında Sokrates, “Atina gençliğini yozlaştırmak” suçlamasıyla mahkemeye verilmiştir. 500 Atinalı'dan oluşan bir jüri, vakayla ilgili karara varmak için mahkemeye davet edilmiştir. Jüri heyeti, %52'ye karşı %48'lik bir oy farkı ile Sokrates'in suçlu olduğu kararına varmıştır. Sokrates, baldıranotu zehriyle ölüme mahkum edilmiş ve infaz edilmiştir.
Sokrates'in demokrasi ile ilgili düşüncelerinde doğru anlaşılması gereken en önemli nokta, Sokrates'in günümüzdeki anlamıyla bir “elitist” olmadığı gerçeğidir. Sokrates, az sayıda insanın, yegane oy verme yetkisine sahip grup olması gerektiğine inanmıyordu. Sokrates, oy verme yetkisinin sadece ve sadece verecekleri oy ile ilgili mantıklı bir biçimde ve oldukça derin bir şekilde düşünmüş olanlara verilmesi gerektiğini düşünüyordu. Yani oy verme yeteneğini icra edebilmek için, bu konuda eğitim alınmasının ve eğitimin de ötesinde bireylerin verecekleri oy konusunda derin düşüncelere sahip olduğunun garanti edilmesinin şart olduğunu ileri sürüyordu. Elbette ki işin pratiğinde, bunun tam olarak nasıl yapılabileceğine dair birçok soru işareti ve sıkıntı mevcuttur. Ancak konu oy vermek ve ülkelerin idaresini belirlemek kadar hayati kararlar olduğunda, bu tür sorunların da insanlık olarak üstesinden başarıyla gelmemiz şarttır. Öyle ya da böyle…
Biz modern insanlar, zekaya dayalı (entelektüel) demokrasi ile, doğuştan gelen bir hak olarak demokrasi arasındaki farkı tamamen unutmuş vaziyetteyiz. Günümüzde oy verme yetkisi neredeyse istisnasız olarak herkese verilmektedir ve “oy verme” davranışı ile “bilgelik” arasındaki bağlantı tamamen kopmuştur. Sokrates, bu durumun ne gibi sonuçlara neden olacağını çok ama çok iyi bir şekilde bilmekteydi: Demagogluk.
Demagogluk, ya da daha Türkçe tabiriyle halk avcılığı, demokrasiler içerisindeki bazı liderlerin halk arasındaki önyargıları ve cehaleti kötüye kullanarak (manipüle ederek) popülerlik ve liderlik kazanmasına verilen isimdir. Demagoglar, kitlelerin tutkularını coşturarak ve duygusal taraflarına oynayarak onların mantıklama ve mantıklı bir biçimde kararlar alma yetisini körelten kişilerdir. Demagogların en temel vaadi, toplumsal sorunlara “ani bir şekilde” ve “vahşi bir biçimde” tepki gösterecekleridir. Sorunların çözümlerine kendi öfke ve tepkilerinin cevap olacağı fikrini halka pazarlarlar. Bu kişiler, genellikle ortayolcu, bilim ve veri odaklı, düşünüp taşınarak kararlar alma taraftarı olan rakiplerini “zayıflık” ve “hainlik” ile suçlarlar. Demagogların halk tepkisini yanına almak konusundaki en temel taktikleri arasında, halihazırda yerleşik bir biçimde süregelen politik işleyişi baş aşağı etme çabası, sözü veya tehdidi bulunmaktadır. “Ben yaparım.”, “Ben tek çözümüm.”, “Benim yolum tek doğru yoldur.” gibi ben-merkezci ve keskin görüşler, halkın gözündeki değeri arttırmak için kullandıkları yaklaşımlar arasında yer almaktadır. Tarih boyunca seçimle başa gelen demagogların hemen hepsi, demokrasileri öyle ya da böyle, er ya da geç bir çeşit diktatörlüğe dönüştürmüş veya dönüştürme yoluna sokmuştur.
Yunanlar da Sokrates'in gördüğü bu sıkıntıdan, yani demagogların yönetime gelmesinden genel olarak korkmuşlardır. Ancak ne yazık ki demagogların sebep olabileceği sancılı ve yıkıcı deneyimlerden de kurtulamamışlardır. Örneğin, zengin, karizmatik, insanların kanına girmek konusunda becerikli olan, varlıklı bir adam olan Alcibiades, en temel hakları insanların elinden alarak veya onlara erişimi kısıtlayarak, Yunanlar'ın Sicilya Adası'na yaptıkları son derece yıkıcı olan askeri müdahelelerin önünü açmış ve bu saldırıların başını çekmiştir. Demagogun sözlerine kanan halk, bu saldırılara onay vermiş ve Alcibiades'i desteklemiştir. Bu, Antik Yunan için ölümcül bir hata olmuştur.
İşte Sokrates, liderlik yarışına giren insanların nasıl kolaylıkla insanların “zor sorulara kolay cevaplar bulma” arzusunu sömürebileceğini öngörmüştür. Bunu daha da iyi anlatabilmek için, iki hayali aday arasındaki münazarayı göz önüne getirmemizi istemiştir. Bunlardan birisi, bir doktor gibidir. Diğeri ise şeker dükkanı sahibi gibidir. Şeker dükkanı sahibi olan, rakibiyle ilgili şöyle söyleyecektir:
“Bakın! Rakibim olan bu insan size birçok acı yaşatmıştır. Sizin canınızı yakar, tadı berbat olan ilaçlar içirir ve her ne istiyorsanız onu yiyip içmenize engel olmaya çalışır. Size asla benim yapacağım gibi son derece çeşitli ve lezzetli tatlar sunamayacaktır.”
Sizce doktor, bu saldırıya etkili bir şekilde cevap verip, münazarayı izleyen kitleyi ikna edebilir mi? Elbette ki şeker dükkanı sahibinin argümanına verilecek doğru cevap, “Size rahatsızlık veriyorum ve istediğiniz şeyleri yapmanıza engel oluyorum, çünkü sizin için iyi olan bu; size yardımcı olmak için size acı veriyorum!” gibi bir cevaptır. Ancak politik arenada bu tip bir cevabın nasıl bir halk tepkisine neden olacağını net bir şekilde görebilirsiniz.
Burada Sokrates'in söylediği yanlış anlaşılmamalı: Amaç, hoşumuza gitmeyen görüşten olan insanların oy kullanma haklarının elinden alınması değil. Amaç, istisnasız olarak herkesin aynı oy standartlarına tabi tutulması; ancak oy kullanma yeteneğini icra edebilmek için belli koşulların sağlanmasını garantilemek… Yani sanılanın tam tersine, Sokrates'in savunduğu sistem spesifik bir grubu hedef alan bir konu değildir. Hangi görüşten olursa olsun, kim için oy kullanacak olursa olsun, oy kullanma yeneğini icra edecek eğitimin alındığından emin olunmasını öğütleyen bir yaklaşım sergilemiştir Sokrates.
Bu açıdan düşünülecek olursa, açıkçası birçok ülkedeki hemen her görüşten insanın bolca eğitimden geçirilmesi gerektiği görülecektir. Çünkü ne yazık ki hemen hemen her görüşten olabilen seçmen kitlesinin çok çok az bir bölümü gerçekten bilinçli kararlar almakta ve oyları hakkında enine boyuna düşünerek karar vermekte. Birçok seçmen fanatizm ve geleneksel nedenlerle oy kullanmakta, çoğunluğun iyiliğini düşünmek yerine şahsi çıkarları gözetmekte ve aileden gelme fikirleri sürdürmektedir.
Ne yazık ki Sokrates'in demokrasinin tehlikeleriyle ilgili son derece geçerli ve yerine olan uyarılarının hepsini unutmuş vaziyetteyiz. Bizler günümüzde artık demokrasinin hiç de muğlak olmayan, koşulsuz şartsız bir iyilik olduğunu düşünmekteyiz.
Halbuki demokrasiler, ancak ve ancak demokrasinin temeli olup onun etrafını saran eğitim sistemi kadar etkilidir.
Kaynak: Evrim Ağacı
3 notes · View notes
bagimsizweb-blog · 6 years ago
Text
İnce ekibi bu hesabı yapıyor... İstanbul'u CHP nasıl kazanacak
Detaylar için https://bagimsizweb.com/ince-ekibi-bu-hesabi-yapiyor-istanbulu-chp-nasil-kazanacak/
İnce ekibi bu hesabı yapıyor... İstanbul'u CHP nasıl kazanacak
Tumblr media
Türkiye 24 Haziran seçimlerinin ardından şimdi de yerel seçim sürecine girdi. Partiler arka arkaya belediye başkan adaylarını açıklarken, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ekibinden dikkat çeken bir hamle geldi.
Muharrem İnce ekibi, İstatistikçi ve Yerel Yönetimler Uzmanı Filiz Aydın Koç’un, İstanbul’da hangi partinin adayının kazanacağına dair “Önceki Seçim Sonuçlarına Göre, İstanbul Belediye Başkanlığını kim kazanabilir” başlıklı bir analizi paylaşıyor.
Türkiye’deki seçmenin yüzde 20’sinin İstanbul’da yaşadığına dikkat çeken Filiz Aydın Koç, geçmiş seçimlerdeki oy oranları üzerinden bir değerlendirme yaptı. İstanbul’daki seçimlere ilişkin rakamlar paylaşan Filiz Aydın Koç, analizinde, “İstanbul’un muhalefet tarafından kazanabilme olasılığı, ancak M.İNCE ve diğer partilerin oy oranlarının bileşkesi ile ortaya çıkıyor. M.İNCE’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak aldığı oy oranı (%36,9), İyi Parti, Saadet Partisi ve HDP oylarını birlikte değerlendirdiğinde toplam oran %59’lara kadar yükseldiği görülmektedir. Dolayısıyla M. İNCE’nin cumhurbaşkanı adayı olduğu koşulların değişmediği varsayımı altında; M. İNCE’nin İstanbul büyükşehir belediye başkanı olması halinde muhalefetin İstanbul’u kazanabilme ihtimali ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.
İstatistikçi ve Yerel Yönetimler Uzmanı Filiz Aydın Koç’un İstanbul’daki seçimlere ilişkin analizi şöyle:
“İstanbul’da, 56 milyon 322 bin yurt içi seçmeninin yaklaşık %20 si (10 milyon 559 bin seçmen) yaşıyor. Yerel seçimlere 4 ay kala, İstanbul’da kimin kazanacağı merak konusu…
İlçelerdeki bugünkü duruma baktığımızda, 39 ilçesi bulunan İstanbul’un 25 ilçe belediyesi AK Parti, 14 ilçe belediyesi ise CHP tarafından yönetiliyor. AK Parti tarafından yönetilen 25 ilçede, İstanbul seçmenini %71,3’ü, CHP tarafından yönetilen 14 ilçede ise seçmenin %28,7’si yaşıyor.
İstanbul, hem Türkiye seçmeninin önemli bir çoğunluğunu barındırdığı ve aynı zamanda, ülkeyi temsil edecek düzeyde, her sosyo kültürel ve ekonomik yapıdan insanın yaşadığı bir il olduğu için, buradaki sonuçlar, Türkiye genelindeki sonuçlarla yakın bağlantılar oluşturuyor.
Biz bu yazıda, anket sonuçlarından ziyade, geçmiş seçim sonuçlarını baz olarak, yaklaşan yerel seçimlerde hangi partilerin ne kadar kazanma şansı olduğunu anlamaya çalıştık.
İSTANBUL’DA AK PARTİNİ OY DEĞİŞİMİ
Ülkedeki son iki seçime özgü siyasi partilerin ittifak yaparak seçime girmelerinin yoğun olarak tartışıldığı bir ortamda, eski seçim sonuçlarının analizi hem boyut kazanıyor, hem de önem kazanıyor.
İstanbul’da AK Parti’nin oy değişimini görebilmek için, R.T. ERDOĞAN’ın 24 Haziran Cumhurbaşkanı seçiminde aldığı oy oranı ile 16 Nisan 2017 Referandumunda “Evet” oy oranının da AK Parti oyları ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda 2004 Yerel seçimlerinden 24 Haziran 2018 Genel seçimlerine kadar oy oranlarına karşılaştırmalı baktığımızda aşağıdaki grafik görünümü oluşuyor.
Bu grafikten de görüldüğü üzere AK Parti en düşük oy oranına (%40,9) 7 Haziran 2015’de; en yüksek oy oranını ise (%50) 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanı seçiminde ulaşmıştır. 7 Haziran’daki en düşük oy oranından sonra 1 Kasım 2015’de MHP ile yapılan ittifak ile %48,7’ye ulaşırken, 16 Nisan 2017 Referandumunda %48,6 “Evet” ve 24 Haziran cumhurbaşkanı seçiminde ERDOĞAN’ının tek başına aldığı %50 oy, AK Partinin İstanbul büyükşehir belediyesini kazanabilmek için 30 Mart 2019’da da MHP ile ittifaka itmektedir. Ki MHP de İstanbul’da belediye başkan adayı çıkarmayacaklarını ifade ederek desteklerini açıklamıştı. MHP’nin 24 Haziran’da oy oranı %8,1 iken 30 Mart 2014 Yerel Seçimlerinde %4 oranında oy almıştır. 24 Haziran’da AK Partinin %42 oyu ile MHP’nin %8’lik oyunun toplamını %50 ye ulaşması ve muhalefet blokunun parçalı olması göz önünde bulundurulduğunda AK Partinin İstanbul’u kazanma ihtimali CHP’den daha yüksektir.
İSTANBUL’DA SONUCU MUHALEFET BELİRLEYECEK
16 Nisan Referandumunda “Hayır” oy oranının %51,4 çıkması İstanbul’un muhalefet partileri tarafından doğru aday ve strateji ile kazanılabileceği konusunu sürekli gündemde tutuyor.
24 Haziran’da AK Parti’nin aldığı %41,7 ve ittifakı MHP’nin aldığı %8,1’ oy oranı toplam da %49,9 ederken Hayır oy oranı ile arasında %1,5 oy farkı kapanamıyor.
Ana muhalefet partisi CHP’nin 2004 yerel seçimlerinden bu yana 24 Haziran’a oy değişimine baktığımızda ise AK Parti’ye kıyasla daha bir iniş- çıkış yaşadığı görülmektedir.
16 Nisan referandumunda Hayır oranı %51,4 ile tavan yaparken, 24 Haziran Genel Seçimlerinde CHP 2004’ten sonra en düşük oy oranına (%26,5) gerilemiştir.
2004 Yerel seçimlerinde CHP adayı Sefa SİRMEN’nin %28,9’luk oy oranını, K. KILIÇDAROĞLU %37’ye, 2014 Yerel Seçimlerinde de Mustafa SARIGÜL ile %40,1’e çıkarırken; aradan geçen 4 yılın sonunda 24 Haziran Genel Seçimlerinde CHP’nin oy oranının %26,5’e gerilemesi birçok tartışmayı da beraberinde getirmektedir.
Diğer yandan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı M. İNCE’nin 24 Haziran’da aldığı oy oranının da (%36,9) hem 2009’da CHP adayı K. KILIÇDAROĞLU’nun hem de 2014’te M. SARIGÜL’den daha düşük olduğu görülse de; partisinden yaklaşık 10 puan daha yüksek oy alması partisinin oy kaybını kısmi olarak kapattığı şekilde yorumlanabilir.
Diğer partilere baktığımızda; İYİ Parti 24 Haziran’da İstanbul’da %8,1 oy; Saadet Partisi %1,5; HDP ise %12,5 oy aldı. Millet İttifakı açısından değerlendirdiğimizde CHP+İYİ Parti+SP’nin toplam oyu %36,1 yaparken HDP oyu ile birlikte bu oran maximum %48,1’ e ulaşabiliyor. Burada, “CHP, HDP, İyi Parti bir arada olabilir mi? Seçmen nasıl bir oy verme davranışı gösterir?”sorularına net bir şey elbette söylenemez.
İstanbul’un muhalefet tarafından kazanabilme olasılığı, ancak M.İNCE ve diğer partilerin oy oranlarının bileşkesi ile ortaya çıkıyor. M.İNCE’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak aldığı oy oranı (%36,9), İyi Parti, Saadet Partisi ve HDP oylarını birlikte değerlendirdiğinde toplam oran %59’lara kadar yükseldiği görülmektedir. Dolayısıyla M. İNCE’nin cumhurbaşkanı adayı olduğu koşulların değişmediği varsayımı altında; M. İNCE’nin İstanbul büyükşehir belediye başkanı olması halinde muhalefetin İstanbul’u kazanabilme ihtimali ortaya çıkıyor.
İSTANBUL İLÇELERİNDE SON DURUM!
24 Haziran Genel Seçim sonuçlarına göre CHP 14 ilçenin bazılarını kaybetme riski ile karşı karşıya. Bu ilçeler;
–    CHP; Ataşehir’de 30 Mart 2014’de %49,7 oy alarak kazanmışken; 24 Haziran’da CHP %33,6’ye gerilemiş, AK Parti ise CHP’ye geçerek %36,9 oy almıştır. İYİ Parti %8,1.
–    CHP; Avcılar’da 30 Mart 2014’de %44 oy alarak kazanmışken; 24 Haziran’da CHP %33,4’e gerilemiş, AK Parti ise CHP’ye geçerek %35,1 oy almıştır. İYİ Parti %8,4.
–    CHP; Beylikdüzü’nde 30 Mart 2014’de %50,8 oy alarak kazanmışken; 24 Haziran’da CHP %33,4’e gerilemiş, AK Parti ise CHP’ye geçerek %35,9 oy almıştır. İYİ Parti %10,7.
–    CHP; Büyükçekmece’de 30 Mart 2014’de %47,6 oy alarak kazanmışken; 24 Haziran’da CHP %32,9’a gerilemiş, AK Parti ise CHP’ye geçerek %37,9 oy almıştır. İYİ Parti %8,1.
–    CHP; Kartal’da 30 Mart 2014’de %44,9 oy alarak kazanmışken; 24 Haziran’da CHP %32,1’a gerilemiş, AK Parti ise CHP’ye geçerek %37,6 oy almıştır. İYİ Parti %8,7.
–    CHP; Sarıyer’de 30 Mart 2014’de %51,1 oy alarak kazanmışken; 24 Haziran’da CHP %35,1’e gerilemiş, AK Parti ise CHP’ye geçerek %35,6 oy almıştır. İYİ Parti %8,6.
Burada vurgulanması gereken bir diğer önemli husus ise; CHP’li 14 belediyede hem AK Parti hem de CHP, İyi Parti nedeni ile oy kaybettiğidir. AK Parti ortalama %5 oy kaybederken CHP’nin %15 oy kaybetmesi kritik kazanılan ilçelerde CHP-İYİ Parti ittifakını gündeme getirmektedir. Aksi halde 6 ilçede sonuç CHP aleyhine değişebilir.
AK Partili 25 ilçe belediyesine de aynı bakış açısı ile baktığımızda; durum AK Parti açısından riskli görünmemektedir. 30 Mart 2019 ve 24 Haziran 2018 seçimlerindeki AK Parti oy oranlarına baktığımızda 25 ilçenin tamamında 24 Haziran’da AK Parti yine birinci parti durumundadır. CHP ile en yakın oy farkı %10,2 ile Küçükçekmece ilçesi iken en büyük fark ise %48,7 ile Sultanbeyli’dir. Yani AK Parti belediyelerin bir başka parti tarafından kazanılma ihtimali bile neredeyse yoktur.
AK Partili 25 ilçe belediyesinde; AK Parti’nin 30 Mart 2014’e göre oy kaybı 24 Haziran’da %3,8’dir. Bu oy kaybı oranı da en düşük oy farkının -%10,2 olduğu bilindiğinde- başka bir parti tarafından kazanılmasını sağlamaya yetmemektedir.  Dolayısıyla AK Parti’nin mevcut 25 ilçede MHP ittifakına ihtiyaç duymadığı görülmektedir.
Filiz Aydın Koç
İstatistikçi / Yerel Yönetimler Uzmanı”
0 notes
bagimsizweb-blog · 6 years ago
Text
Gezici'den AKP'lileri terletecek anket: İstanbul ve Ankara'da yüzde 40'ın altında
Detaylar için https://bagimsizweb.com/geziciden-akplileri-terletecek-anket-istanbul-ve-ankarada-yuzde-40in-altinda/
Gezici'den AKP'lileri terletecek anket: İstanbul ve Ankara'da yüzde 40'ın altında
Tumblr media
Gezici Araştırma, saha çalışmalarının ışığında Mart 2019’da yapılacak yerel seçimler için bir değerlendirme raporu paylaştı.
Diken’in aktardığına göre, anketlerle ilgili noktasal rakamsal sonuçları paylaşmayan şirketin AK Parti’nin alacağı sonuca odaklı analizlerinden satır başları şöyle:— MHP’li seçmen üzerinde parti lideri Devlet Bahçeli’nin kararına uyma konusunda bir sorun yaşanmayacak ve yüksek oranda parti kararına uyulacak.
— AK Parti’nin oyu İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa vs. hedeflediği illerde yüzde 40’ın altında.
— AK Parti’nin MHP’nin desteğini almadan büyükşehirleri kazanması zor.
‘HDP SEÇMENİ RENK VERMİYOR, AK PARTİ KÜRTLERİN İLK PARTİSİ’
– HDP’li seçmen yerel seçimlerde sessiz bir duruş göstermekte ve seçmen davranışı konusunda önemli bir emare ortaya koymamakta. Kürt seçmenlerin hâlihazırda ilk partisi AK Parti.
— Adayların belirlenmesi konusunda ise her ne kadar büyükşehir olmasına rağmen hemşerilik bağları İstanbul’da seçmen davranışı ve oy verme teamülleri açından önemli bir kriter olmaya devam ediyor.
— Partilerin özellikle Karadenizli aday çıkarma konusundaki geleneklerinin devam edeceği görülüyor.
‘AK PARTİ MODERN, EĞİTİMLİ İNSANLARA YÖNELECEK’
– Yerel seçim cumhurbaşkanlığı sisteminin de ruhuna uygun olarak özellikle AK Parti açısından geleneksel kalıpların dışından modern, eğitimli, ekonomik ve sosyal anlamda bağlantıları kuvvetli insanlardan oluşacak.
— AK Parti Ankara’da özellikle kamuoyu tarafından yakından tanınan, imajı ve popülaritesi yüksek milliyetçi kesime hitab edebilecek bir adayla seçimlere girecek.
— İzmir’de AK Parti seküler çizgide, göçmen, modern yaşam tarzına sahip, milliyetçi duyarlılığı yüksek bir adayla farkındalık yaratabilir. Cumhur ittifakının yerel seçimlerde hukuken gerçekleşmesi durumunda İzmir’de farklı gelişmelerin olması ihtimal dahilinde.
0 notes