#asgari
Explore tagged Tumblr posts
Text
Dengan mengenakan jilbab seharusnya tidak menghentikan impianmu. Sungguh, itu memberimu lebih banyak kepercayaan diri dalam menghadapi dunia luar! Banggalah selalu dengan hijabmu.
#maymi asgari#asgari#freestyle#freestyler#football#soccer#qatar#world cup#hijab girl#hijabi#hijabers#jilbab#muslimah#islamdaily#islamic#islamic life#islamicreminder#islamic quotes#islampost#islam#lifestyle#quotes#quote#life#positif#motivasi#muslim#erling haaland#erling håland#cr7
7 notes
·
View notes
Text
Hep Eksik Kılınıyor Hayat!
Didaktik, belirgin bir biçimde saplantılarla donatılmış, duraksamadan yok etmenin yolunu arşınlayan bir biçimde hayata kastın devam olunduğu bir zemindeyiz. İnsanlık mefhumu, insana ait olan hakkaniyet / hak ve hürriyet tanımlamalarının topyekun zehirlendiği, afaki bir biçimde görmezden gelindiği bir zeminin ortasındayız. Her yanımız simsiyah. Hemen her günümüz kapkaranlık. Dünden ağır bir şimdi, şimdiden teyakkuz halinde yıkımlar bir biçimde sınırlandırmalar üstünden ilerleyen, yok etmenin eşiklerini araya duran bir yerin hazin öyküsüdür mesele. Her şekilde hemen her anlamda, sıradanın hakkının, hukukunun alelade değil doğrudan milimetrik yıkıma terk edildiği zeminde mübalağa değil doğrudan yaşadığımız yerin halidir mesele, meselemiz.
Madun siyaset aktörlerinin hepsinin, hep birlikte ama en çok da baş efendi ve şürekasının suna geldiği yenilenmiş ülke şablonunda bu mesel olunan yıkımın / yok etme / çürütmeye dair pek çok örnek birlikte var edilir. Gündelik yaşam tahayyülünün açmazlara rehineliği bir yanda, toptancı bir zihniyetin artık vahamet sınırlarını da aşan sınırlama çabaları diğer yanda, her durumda o yok etme istemi sürekli güncel bir mesele kılınır. Belirsiz değil her anlamda doğrudan yinelenen haller / tahayyül ve pratiklerle birlikte o cürüm sahasına bir adım daha yaklaşılır. Yazılı, verili hakların ters yüz edildiği, ya hiç, ya yok sayıldığı kala kala bir avuç insani mefhumun savunusunun avuntu kabilinden bildirildiği yerde yıkımın her nereyi, her neyi kapsadığı zaten afakidir. Cürümlere tutunarak ilerleyen bir menzilde, salt rakamlardan ibaret görülen asgari ücretin güncellenmesi, memur, emekli maaşlarına doğrudan yapılmış müdahaleler bir iyileştirmeyi değil tam aksine, güncellendikçe daha da dipsiz bir karanlığı arşınlamayı mümkün kılar. Cerahat elinin, eline kan bulaşıp oturmuş o sermaye ile kotardığı vizyonsuz ülke pratikte zorun / ceberut olagelen bir sarmalın kendisi olarak güncellenendir. Budur artık yeni ülke, her dem daha ağır yıkımların sahnelendiği bir cerahat sarmalı.
Evrensel Gazetesinden aktaralım: “ENAG'ın yüzde 108,58 olarak açıkladığı yıllık enflasyonu TÜİK'in yüzde 38,21 olarak açıklaması üzerine KESK İstanbul Şubeler Platformu Cevahir AVM önünde "İnsanca yaşanacak ücret istiyoruz" şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Tüm illerde ortak gerçekleştirilen basın açıklamasını İstanbul'da KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ayfer Koçak okudu.
"İyileştirme Gerçek Enflasyon Üzerinden Yapılsın"
Basın açıklamasında esnasında "TÜİK şaşırma, maaşımı aşırma", "Rakamlar sahte, yoksulluk gerçek", "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganları atıldı. Basın açıklaması öncesinde konuşan Eğitim Sen İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Mesut Mike, "Maaşlarımızın yoksulluk sınırı üzerinde olmasını istiyoruz, bugün yoksulluk sınırı yapılan pek çok araştırmaya göre 34 bin ile 35 bin civarında. TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarının doğru olmadığını, bugün bize yansıyan yakıcı enflasyonun ise kesinlikle 100'ün üzerinde olduğunu görüyoruz, biliyoruz ve yaşıyoruz. O nedenle yapılan iyileştirmeler enflasyona ezdirilmeyecek deniyorsa zamların gerçek rakamlar üzerinden yapılması gerektiğini bir kez daha kamuoyuyla paylaşıyoruz" dedi.
"Büyümeyle Övünenler Refah Payını Emekçilerle Paylaşmıyor"
Koçak basın açıklamasına “Alanlardayız. Çünkü güvenli bir gelecek, güvenceli bir iş istiyoruz. Alanlardayız çünkü büyükşehirlerde 12 bin TL’yi aşan ev kiralarını karşılayacak gücümüz kalmadı” diye başladı. TÜİK’in hayat pahalılığını en az yarı yarıya düşük göstererek maaş artışlarımızı bir kara delik gibi yutmaya devam ettiğini ifade eden Koçak, “Yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan bu sanal rakamlar özellikle maaş zammı alacağımız dönemlerde daha da aşağı çekiliyor. Seyyanen yapılması zorunlu hale gelen artışlar bunun en büyük itirafıdır” dedi.
"22 Bin TL 55 Günde Bile Eridi"
Ülkeyi yönetenler tarafından yıllardır “işçiyi, memuru, emekliyi, asgari ücrete ezdirmedik” nutukları atıldığını vurgulayan Koçak, “Yandaş Memur-Sen yöneticilerinin her toplu sözleşmede iktidarın belirlediği hedef enflasyon rakamlarına imza atmasından bıktık. Türkiye tüm çalışanlar için bir asgari ücretliler ülkesine çevrilmiş bulunuyor. En yüksek ücreti alan kamu emekçisi maaşı dahi yoksulluk sınırı altında kalıyor” ifadelerini kullandı.
Koçak iktidarın seçimlerden önce verdiği “en düşük memur maaşı 22 bin TL olacak” sözünü hatırlatarak Türk lirasının sadece son 55 günde dolar karşısında %25 değer kaybettiğini ifade etti. AKP’nin her fırsatta büyüme rakamları ile övündüğünü vurgulayan Koçak, o büyüme rakamlarını emeği, alın teri ile yaratanlara, bizlere refah payı vermeye yanaşmadığını söyledi.
"Ağustos Ayında Ankara’da Olacağız"
Kamu emekçilerine seslenen Koçak, “Gelin yıllardır tekrarlanan bizi her geçen gün daha sefalete iten bu oyuna artık dur diyelim. Ne TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına ne iktidarın refah payı aldatmacasına kanmayalım. Yandaş basının müjde haberlerine itibar etmeyelim. Bugün sunulan 17.55 + 8077 seyyanen zam ile kamu emekçilerinin eline geçek olan gelir bugünkü yoksulluk sınırının dahil çok altında kalmaktadır” dedi. Toplu iş sözleşmesi süreci için bilerek kamu emekçilerinin tatilde olduğu ağustos ayının tercih edildiğinin altını çizen Koçak, tüm kamu emekçilerini Ankara’ya davet etti.
"İnsanca Yaşanacak Ücret İçin Mücadele Etmek Zorundayız"
Kamu emekçilerini, emeklileri yıllardır kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde omuz omuza vermeye çağıran Koçak, KESK adına talepleri yineledi:
* Bunun için en düşük kamu emekçisi maaşı temmuz ayı itibari ile eş ve çocuk yardımı, yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.
* Her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmeli, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamları refah payı olarak eklenmelidir.
* Gelir vergisi birinci dilim oranı %15 ten %10’a düşürülmeli, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar-ücretler birinci vergi diliminde sabitlenmelidir.
* Seçim öncesi verilen kira yardımı, mülakatın kaldırılması sözlerinin gereği zamana yayılmadan hemen yerine getirilmelidir.”
Daimi bir biçimde kendi kötülük eşiğini durmadan güncelleyen bir zemindeyiz vesselam. Hiç kimseyi ezdirmedik lafzı döndürülüp, ısıtılıp aralıksız servis edilirken oluşturulan tüm o cerahatin her neye tekabül ettiği zaten başlı başına dile getirilenler ile anlatılmıştır. Bugünün ülkesinin dününden de ağır bir sınamayı, iyileştirme diyerek kaktırma çabasının vardığı düzlemin ne kadar hazin bir sonucu beraberinde getirdiği o eylemlerle çıka geleni, itirazı dikkatle baktığımızda gözler önüne serer. İktidarın yalan / riyayla birlikte kurduğu ve var ettiği ülke tiradının nasıl da boşa düştüğü gözler önündedir. Büyüme rakamları, bir biçimde var edilen muktedir ülke olma halleri, hiçbir surette yaşamda imkanları, olasılık, ihtimalleri bırakılmamış bir kesimi / büyük çoğunluğu sessizlikle kuşatır. Geçinmenin bir biçimde tamama erdirilip, lütfen var edilen iyileştirmeler karşısında anında gerisin geriye iptal olunmasının / heder edilmesinin mesel edilmediği bir yerde emekçilerin sesini kim, nasıl, nerede duyacaktır? Sahiden bunca bodoslamadan ilerlenen bir yok etme kültürünün, ekonomik çökertme halinin ortasında, bütünüyle var edilen imdat çığlıklarını kim nerede, ne zaman duyacaktır?
Düzenleme diye düzensizliğin, iyileştirme diye yoksunlaştırma hallerinin, gelir artırımı ve refah derken yerinde sayan bir eksiltmeyi reva gören, bunu sadece asgari ücretliye değil aynı zamanda kendisinin de oy deposu kıldığı / bildiği emeklilere de var eden bir düzlemde kim neyin hakkını, nerede ne zaman duyacaktır? “Önergelere göre yüzde 25'lik zam, daha önce 5 bin 500 liradan 7 bin 500 liraya yükseltilen en düşük emekli aylığına uygulanmayacak. Emekli zamları sadece kök aylıklara yapılacak. Buna göre örneğin kök aylığı 6 bin lira olup Hazine desteğiyle 7.500 lira aylık alan emeklinin 6 bin liralık kök aylığına yüzde 25 zam yapılacak.” Sonucunda dönüp dolaşıp, batmaya son sürat devam denilen bir menzilde iki gıdım hayat hakkını da çok görmeye devam diyenlerin elinde kalakalır ülke? Misal, hiçbir biçimde görünür kılınmayan, artık mevzu dahi edilemeyen o asgari ücretle / devlet memurunun asgarisi arasındaki uçurum bahsi ne açılır / ne söz hakkı ne de tek bir itiraza yer bıraktırılır. Ülke nüfusunun ekseriyetle ezici çoğunluğuna takdim edilen / eline kan oturmuş sermayenin vermemek için kırk takla atıp, vergisinden düşmeye gayret ettiği asgari ücretin kuş kadar kılınması mesel olunmaz, bu açık imdatları kim ne zaman duyacaktır ki sahiden?
BirGün Gazetesinden iliştirelim: “Temmuz ayı memur maaş katsayısındaki yeni düzenleme kapsamında artırılan sosyal yardım ödemeleri artırıldı.
Düzenlemeye göre, yaşlı aylığı 2 bin 348, yüzde 40-69 engelli aylığı 1874, yüzde 70 ve üzeri engelli aylığı ise 2 bin 811 liraya yükseltildi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, artışa ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Göktaş, açıklamasında, "Yapılan yeni düzenleme sonrasında sosyal yardım programlarımızın aylık ödemelerini artışlı bir şekilde hak sahiplerimizin hesaplarına yatıracağız" dedi.
Dezavantajlı durumdaki bireylerin çeşitli hizmet ve sosyal yardım modelleriyle desteklendiğini ifade eden Göktaş, memur maaş katsayısında yapılan düzenleme sonrası sosyal yardım programlarının aylık ödemelerini artırdıklarını belirtti.
Bakan Göktaş, şunları kaydetti:
"Temmuz ayı memur maaş katsayısında yapılan yeni düzenleme sonrasında sosyal hizmet modelleri kapsamındaki yaşlı aylığı 1997 liradan 2 bin 348 liraya, yüzde 40-69 arası engelli oranına sahip vatandaşların aylığı 1594 liradan 1874 liraya, yüzde 70 ve üzeri engelli raporu bulunan vatandaşların aylığı da 2 bin 392 liradan 2 bin 811 liraya yükseldi. Diğer yandan 18 yaş altı engelli yakını olan vatandaşlara ödenen engelli yakını aylığı 1594 liradan 1874 liraya, hafif silikozis aylığı 3 bin 445 liradan 4 bin 50 liraya, orta silikozis aylığı 3 bin 938 liradan 4 bin 629 liraya, ağır silikozis aylığı ise 4 bin 388 liradan 5 bin 158 liraya çıktı."
Her şey ortadayken hangisini neresinden yazarsınız sahiden? Bütünüyle kafasını kuma gömülü tutmaya devam diyen hazirunun varlığı söz konusuyken şu yukarıdaki haberlerin hiçbir anlamı yok mudur? Sokağa çıktığınızda düşünmekten heder olup, dalgın dalgın bir yerlere yetişme telaşında olan insanlara bir tek olumlanabilir bahis açılabilir mi? Yok o iş sandığınız gibi değil denilebilir mi? Marketlerde, öyle on yıldız, beş yıldız, kocaman mega bilmem ne marketlerde değil, un ufak edilmiş hayatlarında hayatta kalmak için bir mücadeleye tutunanların ucuz ürünlerden hangisi daha ucuz bunu alabilmek için bile kırk kez düşünmesinin hesabını mesela kim fark edecektir? Bıraktık, içkiyi, sigarayı, bıraktık o dışarıda yemeği içmeyi, bir yerlerde bir konsere / tiyatroya / sinemaya gidebilmeyi bir tek kitap alabilmenin bile imkansız kılındığı yerde cehaletin yükseltilen duvarlarını bütün bu yoksunluğa dair kime neyi anlatabiliriz sahiden? Bir biçimde sınırlanan, daha da eksik kılınan, her defasında hizaya geçip emir erliğine devam etmesi beklenen, duraksamadan da oyuna talip olunup, yaşam sürmesi beklenen insanların hayatına tek bir iyileştirme sahi ama sahiden de söz konusu edilebilir mi? Markette parası kalmadığı için ketçap çalmaya çalışanı, bir biçimde ekmeğe katık edip onunla yaşayabilmeyi aklında gerekçelendirebilir mi yaygın medya soytarıları, sarayın palyaçoları, üç kuruşa onurlarını satanlar, şunlar ve dahi bunlar! Sahiden!
Didaktik, saplantılarla donatılmış, duraksamadan yok etmenin yolunu arşınlayan bir biçimde hayata kastın devam olunduğu bir zemindeyiz. Ezdirmedik halkımızı derken baş efendi bizatihi nereye yollandığımızı da göstere gelen günlerden geçmekteyiz. Kemerdeki sıkılacak deliğin kalmadığı, katığın ekmekten mülhem ağırlıkta olduğu bir ülkede fikriyat hep geri plana aksettirilirken çığ gibi yükselen faturalar mesela ezdirilmeyen yurttaşları hiç bildirmemektedir. Bütünüyle vergilendirme dilimlerinin tarumar edildiği bir yerde her harcamasını mahsup ettirip, vergi kaçıran mümtaz, müesses nizam asalaklarını mesela kim ne zaman görecektir? Beşli çete nam bir kolektifin memleketin her gününde ol yerli ve milliyi sömüre geldiği bir düzlemde, milletin a. koyacağız buyuranların var ettiği tüm o çürümenin hesabını kim verecektir mesela, sahiden? Devlete ödenen harçların en asgari yüzde elli küsur arttırıldığı, artık bir hayal kılınmış ülke içindeki takoz hiçbir işlemi tek bir kerede var edemeyen dandik telefonların yanında sahiden bir şeye benzeyen, hayır illa ayfon değil, x, y, z marka bir telefonun kayıt ücreti yüzde üç yüz otuz neye dayanarak arttılılır, kaçak şebekesinin başı zaten ak partili bir temsil iken misal! Sahiden yol nereyedir, her neresidir gidilen! Kesintisiz bir girdap halini alıyor koca memleket. Düşman addettiği kesimlerin var edemeyeceği bir ekonomik buhranı memleketin sahici, öz, yerli ve milli denilen evlatları var ediyor. Kış çok daha ağır şartlara gebe kılınırken bir mübalağaya gerek kalmazdan yaşam yağmalanırken, şimşek efendi, hafize hanım, bilmiyoruz kimler kimler için devletin kasası sonuna kadar açılırken, onca yağma var edilip durulurken yıkıma karşı el aman feryadını ne zaman ortaklaştırabileceğiz mesele budur. Tümüyle gemi su aldı, batmaya devam ediyor. Sahiden bunca badirenin ortasında bir imdat çığlığını ortaklaştırmak ne zamandır, iş işten geçmeden...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Nicole TUNG – Bloomberg
#gelir eşitsizliği#ekonomik#çökertme#asgari#hayat hakkı#yaşamak meselesi#sözcükler#darmaduman#kör karanlık#biyopolitika#yol nereye?#kölelik düzeni#neoliberalizm#akp102#asrın felaketi: akp#baş efendi#zulmat#yıldırı#tehdit dili#kesk#emek#prekarya#mücadele#yol ayrımı#düş kırımı#hayat akarken#demokrasi101#türkiye gerçekliği#siyasa
2 notes
·
View notes
Text
‘Ormanlarımız Turizm Yatırımcılarına Tahsis Ediliyor’ İddiası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzaladığı karar ile İzmir, İstanbul, Bitlis ve Artvindeki bazı alanlar orman sınırı dışına çıkarıldı. Kararın açıklamasında, “Artvin, Bitlis, İstanbul ve İzmir illerinde bulunan bazı alanların orman sınırları dışına çıkartılması hakkındaki ekli kararın yürürlüğe konulmasına, 6831 sayılı Orman Kanunun ek 16’ncı maddesi gereğince karar verilmimştir” ifadelerine yer verilirken, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ karara tepki gösterdi. Özdağ açıklamasında, “Artvin, Bitlis, İstanbul ve İzmir illerinde bulunan bazı alanlar 28 Haziran 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 8650 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile orman sınırı dışına çıkarıldı.
İstanbul’da Beykoz ilçesinde: Bozhane, Cumhuriyet, Çayağzı/Riva, Çengeldere, Elmalı, Gümüşsuyu, Örnekköy, Tokatköy, Zerzevatçı’da bulunan alanlar orman dışına çıkarıldı. Yeraltı ve yer üstü kaynaklarımızdan madenlerimiz yabancılara, ormanlarımız turizm alanı olarak yatırımcılarına tahsis ediliyor. Peki, cumhurbaşkanı kararı ile orman alanı dışına çıkarılan araziler kim ya da kimlere verilecek? Ormanlar Erdoğan karar verdi diye artık orman değiller mi? Zafer Partisi kimlerin bu ormanları keserek burada inşaat yaptığını takip ediyor. Ve zamanı gelince gerekeni yapacağız” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) Read the full article
#Asgari#Bursa#BüyükTürkMitingi#DoyaDoyaMaçKeyfi#elazığsondakika#elazığhaber#ensonhaber#erdoğanistifa#Şimşek#SonDakika#Suriyeli#UElkemdeSığınmacıİstemiyorum#YusufTekinYalnızDeğildir#Deprem#haber7.sondakikaelazığ
0 notes
Text
Dünya'nın 60 Ülkesinde Asgari Ücret Ne Kadar? - İş ilanları sitesi
0 notes
Text
#ankara#cagdasyatirim#çağdaşemlak#çankaya#akp#emlak#kiralık#satılık#asgari#asgari ücret#komisyon#zam#pahalılık#ekonomi#milli gelir
1 note
·
View note
Photo
Bakan Bilgin'den asgari ücrete 'ara zam' ve EYT açıklaması Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, katıldığı programda asgari ücret ve EYT ile ilgili açıklamalarda bulundu. Asgari ücretin 455 dolar seviyelerine çıkarıldığını anımsatan Bilgin, 'ara zam' beklemediğini ancak olağanüstü bir durum olduğunda düşünülebileceğini kaydetti. Bilgin, EYT'lilerin ilk maaşlarını 1 Mart'ta alacaklarını yineleyerek, "Hazırlıklarımızı yaptık. Sarkma olmaz ama daha erken olabilir" dedi. #asgari #eyt https://www.instagram.com/p/Cn6GmansB70/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
Text
Memur ve emekli maaşına 'asgari ücret' ayarı
Memur ve emekli maaşına ‘asgari ücret’ ayarı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 yılında uygulanacak asgari ücretin net 8 bin 500 lira olarak belirlendiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile asgari ücretin açıklandığı masada bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, diğer ücretlerde yapılacak düzenlemelere ilişkin mesajlar verdi. “BÜTÜN ÇALIŞANLARIN REFAHTAN PAY ALACAKLARI YENİ ÜCRET SKALASI” “Asgari ücret Türkiye’de çalışanların…
View On WordPress
0 notes
Text
ASGARİ ÜCRET
Bu Dünya’da her şey para demek değildir diyebilmek için parayı bir sorun olmaktan çıkarmak şart. Başka ülkelerde benzer nasıl bir tarif kullanıyorlar bilmem ama bizde bunun karşılığı “Asgari Ücret”. Ülkemizdeki serbest piyasa ekonomisi şartlarında durum o kadar vahim ki özel teşebbüste çalışanların ücretlerini neden devlet belirlemek zorunda diye sormak kimsenin aklına gelmiyor. Uzun süre zaten…
View On WordPress
0 notes
Text
5 soruda asgari ücret: İşte asgari ücretle ilgili en çok merak edilenler - Cumhuriyet
5 soruda asgari ücret: İşte asgari ücretle ilgili en çok merak edilenler – Cumhuriyet
Doğrudan 7 milyona yakın çalışanı, dolaylı olarak ise tüm yurttaşları ilgilendiren yeni asgari ücreti belirleme çalışmalarında süreç devam ediyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2023 yılında uygulanacak asgari ücreti belirlemek üzere ilk toplantısını 7 Aralık’ta ikinci toplantısını 14 Aralık’ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda gerçekleştirdi. Peki 2023 yılı asgari ücretini belirleme…
View On WordPress
0 notes
Link
#ankara#istanbul#asgari#ücret#asgari ücret#ak parti#yeni yıl#maaş#zam#news#haber#teknoloji#teknikde#haberler#izmir#sözler#sert sözler#oku#beğen#like#work#workplace#twitter#instagram#word cup#fifa world cup#ronaldo#messi#arjantin#portekiz
1 note
·
View note
Text
Müştereklerimiz Sıfırlanırken...
Müştereklerimizin, devinimi yahut da dönüştürme nam evreler arasında hemen hemen hiç kılınmasına yahut da sıfırlamaya teşne olunmasının izleği hayatlarımızda var ediliyor. Bir biçimde madun siyasetin hemen her yengi sonrasında var edilmiş aldık mesajı çıkışının ol ardından geçen bunca sürede hak talanının yolu ile yönü güncelleniyor ne eksik, ne fazla. Tekrarlaya tekrarlaya bütünleşik bir hal alan mahvetme istemi o mesaj alındı cümleciğini müteakiben peyderpey yapılan her eylemde, düzenlenen her konuda, kanunda, nizamın ta kendisinde biraz daha sıradan insanı köşeye kıstıran bir ülkeyi imliyor, gösteriyor. Eşitlik, demokrasi, hürriyet, hakkaniyet gibi kavram ve edimlerin talan edildiği bir düzlemde tüm o mesaj alındı pratiği olarak günbegün her şey çözümsüzlüğe mahkum kılınıyor. Yalanlar bir yanda, talan diğer yanda, riya ile bütünleşik olagelen mesnetsiz masallar anlatılmaya devam olunurken çürüme öte yanda güncelleniyor. Cerahat icraat gibi eyleniyor. Cürüm o çürüme bir atılım addediliyor. Mahvetme hali bir soncun ta kendisi olarak olumlanmaya devam olunuyor. Gündelik yaşamın ekonomik pratiklerinin hiç edilmesinden gündelik ol hak ve taleplerin linç olunmasına bu izlek her an, her gün yeniden biçimlendiriliyor.
Biyopolitik bir deney sahnesi kılınmış olan by yeni ülke bütün bu tahakküm, tehdit, terör üçlemesi içinde müştereklerin kıyımına zemin edilir. Bir Mayıs, emek ve dayanışma günü var edilenler ardından çıkagelen devletlinin sinirlerimize hakim olduk, teslim olmadık vs. çıkışlarının yanında insanların işkence edilerek gözaltına alınmasından belki okunabilir bir ihtimal. Ev baskınlarını sanki gizli saklı varmış gibi kaçak kovalanıyormuş, terör ağı üyesi, şebeke elemanıymış gibi davranılan zorbalık hallerinde o tahakkümcü, tehditkar ve terörü esas var eden biyopolitik akımı sunan bir yönelim hakikat kılınır. Cerahat olduğu gibi muhafaza edilirken tüm sorumluluk birkaç on insanın gözaltına alınması, daha sonra birkaç onunun tutuklanması ile çözümlenebileceği var edilir. Hakkaniyet kavramı yerle bir edildiği için, gasp edilen hakların, talan edilmiş, kuşa dönüştürülmüş olagelen hemen tüm verili müşterek pratiklerin de köküne kibrit suyu dökülür. Devletli ve kolluğu bunları var ederken sermaye de tuvalet hakkını kısıtlamaktan, gündelik çalışma koşullarını alenen daha ağırlaştırmaya, asgari ücret tutarını matah bir şeymiş gibi göstermeye, yoksulluğu da bir kazanımmış gibi aksettirmeye devam eder. Bir gömleğin sayılı bir yerli firmada birkaç bine satıldığı, bir pantolonun ondan aşağı kalmadığı, bir kahvenin yüz, bir dilim kaşardan mülhem tostun yüz liradan başladığı bir zeminde kemer sıkma sadece sıradana bildirilir. O muktedir ve avenesinin gününü gün etmesi, bir günlük emek / dayanışma gününü dahi çok görüp yılın üç yüz altmış dört gününü kendi hesabına kar adına şekillendirmesi artık sorgulanmasın istenir. İyi de hal midir, gidişat gidişat mıdır?
BirGün Gazetesinden aktaralım: “AB Komisyonu’nun araştırmasında İstanbul, kira sorununda zirvede yer aldı. Gelir ve kiraya göre İstanbul, Münih’le birlikte Avrupa’nın en pahalı ikinci kenti oldu.
Münih’te küçük bir daire kirası 1770 Euro olurken İstanbul’da 650 Euro oldu. Bununla birlikte bir İstanbullunun maaşı, bir Münihlinin ortalama beşte biri.
Avrupa Birliği Komisyonu, Avrupa’nın bir çok şehrinde kiracılar için uygun daire bulmanın zorluğunu inceledi. Komisyon, 700 bin kişiye Avrupa kentlerindeki yaşam kalitesi ve konut kiralama konularını sordu.
AB Komisyonu’nun raporuna göre, Avrupa’nın kiracı için en pahalı kenti Cenevre. İsviçre’nin lüksle anılan şehrindeki kira ortalaması, ülke ortalamasının hayli üstünde ve bir dairenin metrekaresi 372 Frank’ı buluyor.
Yüzde 90’ı Uygun Fiyata Daire Bulamıyor
Sözcü’de yer alan habere göre onu İstanbul ve Münih izliyor. Bu iki şehirde yaşayanların yalnızca yüzde 10’u, kendi şehirlerinde uygun fiyata oturabilecekleri bir daire bulduğu görüşünde. Kiracıların yüzde 90’ı memnun değil. Münih’te iki odalı bir dairenin ortalama kirası 1770 Euro iken İstanbul’da ortalama 650 Euro oldu.
İstanbul’da kira Münih’in neredeyse üçte biri ama maaşlar da o orandan daha düşük. Bir İstanbullunun ortalama geliri, Münihlinin 4’te biri ile 6’da biri arasında değişiyor.
Münih ve İstanbul’un ardından en yüksek kiranın ödendiği kentler Hamburg, Zürih ve Stockholm oldu.
***
Kart borçları ödenemiyor
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) raporuna göre İstanbul’un gündemi ekonomi oldu. Kentte yaşayanların tamamına yakını ekonomiden kötü etkilenirken yurttaşlar kredi kartları borçlarını ödeyemedi.
İstanbul Barometresi Mart 2024 raporuna göre:
• Katılımcıların yüzde 42,7’si 31 Mart yerel seçimlerin, yüzde 32,5’i ekonomik sorunların, yüzde 2’si ise ailevi sorunların ev içerisinde konuşulduğunu belirtti.
• Katılımcıların yüzde 70,1’i bayramı genellikle İstanbul’da geçirdiğini belirtti. İstanbul dışında geçiren katılımcıların yüzde 2,1’i ekonomik sebeplerden dolayı İstanbul’da olduğunu belirtti.
• Katılımcıların yüzde 65,9’u 31 Mart yerel seçimleri mart ayında İstanbul’un gündemi olduğunu belirtti. İkinci sırada ise yüzde 20,4 ile ekonomik sorunlar yer aldı.
• Katılımcıların yüzde 67’si 31 yerel seçimlerinin konuşulduğundan bahsetti. İkinci sırada, yüzde 22,7 ile ekonomik sorunlar, üçüncü sırada ise yüzde 4,1 ile İsrail’in Gazze’yi İşgali yer aldı.
• Katılımcıların yüzde 33,9’u kredi kartı borcunun asgari tutarını ödeyebildiğini belirtti. Kredi kartı kullananların yüzde 48’i aylık kredi kartı borcunun tamamını, yüzde 33,9’u ise borcun asgari tutarını ödeyebildiğini belirtti. Yüzde 5,4’ü asgari tutar ile borcun tamamı arasında bir miktarda, yüzde 4,1’i asgariden az miktarda ödeme yapabildiğini belirtirken, yüzde 8,6’sı hiç ödeyemediğini ifade etti.
• Mart ayında katılımcıların yüzde 47,4’ü kıt kanaat geçinebildiğini belirtti. Mart ayında katılımcıların yüzde 17,9’u bazı ödemeleri yapamadığını ve borca girdiğini, yüzde 13,7’si aslında pek geçinemediğini, yüzde 47,4’ü kıt kanaat geçinebildiğini, yüzde 21’i ise geçinebildiğini ve kenara da para koyabildiğini belirtti.
• Katılımcıların yüzde 60,9’u satın aldığı gıda miktarının azaldığını belirtti. Katılımcıların yüzde 58,7’si indirime giren gıdaları tercih etme sıklığının arttığını belirtti. Katılımcıların yüzde 97,8’i ekonomik sebeplerle gıda çeşidinin azalttığını belirtti. Yüzde 59,1’i geçen seneye göre satın aldığı gıda çeşidinin azaldığını belirtti.
• Katılımcıların yüzde 85,3’ü kırmızı et, yüzde 43,3’ü beyaz et, yüzde 33,7’si süt ve süt ürünü çeşitlerinde satın aldığı gıda çeşidinin azaldığını belirtti.
• Katılımcılara göre İstanbul’un ilk üç sorunu yüzde 57,9 ile ulaşım, yüzde 49,4 ile ekonomik sorunlar ve yüzde 47,3 ile sığınmacı ve mülteciler olarak belirlendi. Katılımcıların yüzde 97,8’i ekonomik sebeplerle gıda çeşidini azalttığını belirtti.”
Her şeyden kısılan bir ülkenin sureti temsili karşımıza çıkartılıyor artık. Ekonomik krizin son raddeye kadar vurduğu, umutların hep ama her dem çalındığı bir menzil gerçekliğine bir kere daha varılıyor. Barınma asrın mucizesi kabilinden bir tahayyüle evriliyor. Ev sahi ve salt dört duvar bulunmuş olsa bu sefer bedeli yüzünden vazgeçiliyor. Kira, gelir düzeyi birbirinden zıt kutuplara doğru evrilirken yaşamak imkansızın kıyısına terk ediliyor. Tüm o yaygın medyada köpük gitti, evler artık rayicine yakın fiyatlara satılıp, kiralanıyor bir yer, bir ülke ki masallar diyarı tonlu güzellemeler var edilirken, haber bitmeden bu üstteki açıklama çıkageliyor. Avrupa Komisyonunun suna geldiği perspektif ol müştereklerimizi her nasıl çarçur etmeye devam ettiğini bir devletin, sermayenin, mülkiyeti tahakküme bir araç kılan eline kanla beraber para sahiplerinin oluşturduğu girdabı görünür kılar. İstanbul Planlama Ajansının veri setiyse tam anlamıyla çökertmenin yansılarının her nasıl insanları alt ettiğini bildirir. Ekonomik sorunların bir çığ gibi giderek daha da derinleşip, kalıcı kılınarak hayattan her neyi eksilttiği başlı başına rakamlarla ifade edilir.
Gündelik yaşam ihtimalinin köküne kibrit suyu dökülmeye devam ediliyor. Anbean tüm o muktedir takımının, yönetim katının var ettiği şey Uluslararası Para Fonunun ülkeye davet edilmeden buradaymış gibi, sıradanın hayatını alt üst eden kuralları var ederek imal edilir. Dibine kadar sömürülen yurttaşın, sermaye ya da elindeki imkanları daha da çoğaltıp servetine servet katanları değil, üç kuruşuyla kendini idame ettirmeye çaba sarf edenleri alt etme gayreti tümüyle ifşa olur. Temmuz ayına kadar dişini sıkması salık verilip durulan, emekliye bariz bir hiçin, asgari ücretliye de asrın liderinin asırlık zammı sonrasında hiçin ta kendisini reva görerek o müşterek tahayyülün çürütülmesi kesintisiz bir halde yoksunlukla çıkagelir. Tekrarlaya tekrarlaya bütünleşik bir hal alan mahvetme istemi o mesaj alındı cümleciğini müteakiben peyderpey yapılan her eylemde, kurucu özne olan İttihatçı akımla milli ve yerli olanın birleşimini göstere gelirken “ılımlılık” diye çıkagelen şey kalıcı bir yıkım hamlesidir. Bir izlek aralıksız yinelenirken tümüyle ve belki de en kestirmeden yıkımın yönü doğrudan sıradan insana yönlendiriliyor. İktidarı ve ana muhalefetin birbiri peşi sıra güncellenen normalleşme / yumuşama gündeminin satır aralarında hakkaniyetin zayi edilmesi var ediliyor. Dur durak bilmeyen bir cerahat iklimi, kesintisiz bir mahvetme şablonuna rehin kılınmış bir yer / yurt var ediliyor. Sosyal politik ya da ekonomik fark etmeksizin kah biri kah hepsini birden taarruzların esiri kılarak belli başlı müşterek bahsin yıkımına yön veriliyor. Kimseler işitmeyecek olsa da soralım. Bir asırlık demokrasi deneyimi vaaz edilirken, onca yıkım dört bir yanı kuşatma altında halen tutmaktayken yarın her neyi getirecektir, sahiden düşünüyor musunuz!...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Her Şey Olur – Kesit – Cem DİNLENMİŞ – Bantmag
#dönüşüm#yeni ülke#siyasa#politikmeram#kenar#notlar#müştereken#hayat#akp#türkiye#müştereklerimiz#yol nereye?#ekonomik kriz#şimşek#baş vezir#kötülük sarmalı#asgari#devlet101#insan#mücadele#yorum#aktivizm#araştırma#ipa
0 notes
Text
Bakan Fahrettin Koca Kişisel Eşyalarını Toplayıp Makamından Ayrıldı
Fahrettin Koca istifa etti mi ? tartışmaları sürerken, Gazeteci Bülent Aydemir, Bakanın kişisel eşyalarını topladığını yazdı. Bakan Fahrettin Koca Kişisel Eşyalarını Toplayıp Makamından Ayrıldı Gazeteci Bülent Aydemir X hesabından yaptığı açıklamada Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın odasından kişisel eşyalarını toplayıp Bakanlık’taki makamından ayrıldığını yazdı. Aydemir paylaşımında, “Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, üç saat önce bütün kişisel eşyalarını toplayıp Bakanlık’taki makamından ayrıldı. Cumhurbaşkanı, Koca’nın ayrılığını da içeren 4 bakan değişikliğini pazar günü kamp bitiminde yapabilir. Bu iki gün Resmi Gazete’yi takip etmenizi öneririm” ifadelerine yer verdi. Bakan Koca’nın Yerine Kim Gelir Kulisi Kulislerde Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın yerine kimin gelebileceği konuşulmaya başlandı. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) Read the full article
#Asgari#BatırdınızSeçimŞart#bist100#elazığhaber#ensonhaber#gündemhaber#İğrenç#kpss2024#Memur#MügeAnlı#SonDakika#sondakika#sondakikahaber#YusufTekin
0 notes
Text
Tayland Asgari Ücret 2024 — Tayland Ucuz mu?
Tayland asgari ücret 2024 yılı boyunca en çok araştırılan konulardan biri olmayı başardı. Tayland asgari ücret ocak ayında arttı ancak vatandaşlar mart ayında yeni bir zam bekliyor. Ocak ayında ülkenin başbakanı Srettha Thavisin tarafından açıklanan %2,37 oranında asgari ücret vatandaş tarafından çok düşük bulundu ve bu sebeple yeni bir zam bekleniyor.
Bu yazımıza benzer diğer yazılarımızı incelemek için asgari ücret kategorimizde ki yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
Tayland Asgari Ücret Ne Kadar Oldu?
Tayland asgari ücret yeni bir ülkeye taşınmayı düşünenler tarafından merak ediliyor. Tayland’da asgari ücret günlük 330 baht ile 380 baht arasında değişiyor. Ülkenin farklı bölgelerine göre değişiklik gösteren asgari ücret aylık 9900 baht ile 11.100 baht arasında değişiyor. Ülkedeki en yüksek asgari ücret günlük olarak 30 baht ve Phuket bölgesinde veriliyor.
208 notes
·
View notes
Text
116 notes
·
View notes
Text
Avustralya Asgari Ücretinin Gelecekteki Eğilimleri
Avustralya asgari ücretinin gelecekte nasıl bir seyir izleyeceği, ekonomik trendler ve iş gücü piyasasındaki değişimlerle yakından ilişkilidir. Ülkenin ekonomik durumu ve yaşam maliyetleri, asgari ücretin nasıl şekilleneceğini belirleyici faktörlerdir.
Gelecek yıllarda Avustralya asgari ücretinde ne gibi değişiklikler olabileceğini tahmin etmek, hem çalışanlar hem de işverenler için stratejik bir avantaj sağlar. Bu tahminler, finansal planlamalarınızı yaparken size yardımcı olabilir ve iş dünyasında başarılı bir şekilde uyum sağlamanızı kolaylaştırabilir.
#Avustralya#Avustralya göç başvurusu#Avusturalya göç#Avustralya göçmenlik#Göçmen vizesi#avustralya asgari ücret#australia
37 notes
·
View notes