#Eksik her şey şimdi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Senden sonra dört duvarın arasına tıkıldım kaldım. Hep bir seçim yapmam istendi. Bana zarar verecek, üzecek ve geri dönüşü olmayan birçok tercih yaptım. Ezildim sonra bu tercihler altında. Ne bir hayat bulabildim, ne de bir nefes olabildim. Sığamadım koskoca dünyaya. Yerim hep dört duvar oldu. Sürekli başkalarının isteklerine göre yaşadım. Onların istediği gibi giyindim, onların görüşmemi istediği insanlarla görüştüm. Telefon konuşmalarını sonlandırdım. Birileriyle mesajlaşırken gözetim altında tutuldum. Yeri geldi beş yaşındaki çocuk gibi cezalandırıldım. Türlü etiketlere maruz bırakıldım. Yok sayıldım. Yetersiz olmakla suçlandım. İyi bir eş, anne olamadım belki de insan olamadım. Bu doğrultuda değer görmedim çünkü. Yüzüme başka konuşuldu, arkamdan başka konuşuldu. Sığamadım o yarattıkları kalıplara. Yakışmadım etiketlerine. Saygısız oldum, geçimsiz oldum, rezil oldum. Beceremedim yani hiçbir şeyi. Toprak kokan senden uzak kaldım yıllarca. Doğup büyüdüğüm eve gidemez oldum. Eskiden gittiysem bile hep göz hapsinde hareket ettim. Kelimelerimi hep seçmem gerekti. Bazı "normallere" uymak zorundaymışım gibi sert tepkilere maruz kaldım. Yaşadıklarımı hep içimde tutmam gerekiyormuş. Herkes yaşarmış böyle şeyler. Herkes cezalandırılırmış. "çeneme dur demem" lazımmış. Ben değer görmemeliymişim. Şımarırım yoksa. Ha bir de ne yaşadıysam hak ediyormuşum.
Keşke hayatta olsaydın da gölgene sığınsaydım. Sen beni tüm dünyaya karşı korurdun. Nefes aldırırdım, konuştururdun. Ne şimdi bulunduğum yere aitim, ne de bir kimliğim var. Ben kendimi kaybettim. Bulamıyorum zaten izin de veren yok. Ama sen hayatta olsaydın izin vermezdin bunlara. Biliyorum ben. Dayanamazdın göz yaşlarıma. Başka bir kasabaya uğurlarken beni hep gözlerin dolardı. Sevmezdin vedaları. Senden sonra ben de sevemedim. Nefret ettim gökyüzünden. Ağaçlardan. Seni hatırlatan ne varsa yok saydım. Mesela üzüm bağları gördükçe ağladım hep sen vardın çünkü her bir üzüm tanelerinin yansımasında. Sen vedaları sevmedin ansızın gittin, ansızın bıraktın beni yarı yolda. Sen gittiğinden beri kimse beni sevmedi. Sarılmadı sen gibi. Okşamadı saçımı. Konuşmadı benimle. Problemlerimi çözemedim geçimsizin teki oldum. İşte tam da bu noktada her şey o kadar ağır geliyor ki... Yirmili yaşlar artık altmışlı gibi. Güzelliğim uçup gidiyor, saçlarım beyazlıyor. Sen de beni özlediysen eğer BABA, ne olur al beni yanına.
Biricik kızın, ilk göz ağrın, gözünün nuru.
2 notes
·
View notes
Text
Nasıl bir ruh haliydi bilmiyorum ama hal değildi ruhumun hali. Bir daha iki sevgili olarak görüşmemek üzere vedalaşıyorduk ki ben "Her şey için teşekkür ederim" dedim.
O da bana "Eksik olma" dedi ve gitti
Tam oldu şimdi, o yok ama eksik değildim.
Ben ona hep "gel" dim, o bana "git" ti.
Uzun uzun anlatacak değilim,
Kısaca sevmedi beni "gitti" ✒️📖
#my post#yazılı postlar#artists on tumblr#photografy#bookslove#black post#literature#my art#dark posts#siyah beyaz aşk#edebiyat#tumblr postları#sevgi#alıntı#postlarım#books and bilinders#photography#kitap alıntısı#pintetest#anka khann
144 notes
·
View notes
Text
Kasım 2024
kızımız oluyor. 🌸💖
ayın ortasında doktor kontrolümüz vardı geçen ay da kız diye tahmin etmişti bu ay netleştirdi doktorumuz. doktorun kapısının oraya gittiğimde tek yaptığım sağlıklı olması için dua etmekti. uzandım ve aniden renkli bir görselle bebişimizin yüzünü gördük o kadar beklemiyorduk ki eşimle şok olduk birazcık daha dursaydım öyle, ağlardım çok duygulandım. bu ay çok büyülü bir şey oldu, artık hareketlerini hissediyorum. bazen kahvaltıdan sonra hiçbir şey yapmayıp uzanıp izliyorum. pıtır pıtır bir şeyler :) gece Fatih de şahit oluyor gerçekten öyle büyülü öyle güzel bir şey ki. kayınvalidem geldi bebek için alışverişe çıktık birkaç eksiğini aldık bu sürede. insan istiyor ki her şeyin en iyisi en güzeli olsun. elimizden geldiğince ki beni bilen bilir her şeyi 500 kere araştırıp öyle alırım. evlenirken alıp da şu an kullanmadığım hiçbir şey yok mesela. yavaş yavaş eksiklerini de tamamlıyoruz. bununla ilgili bir video görmüştüm maddi şeylerde çok düşünüp araştırıyoruz manevi konularda da eksik bırakmak hiç istemem. ablamlarla hatime başladık, ben de evde ayrı kuranı kerim okuyorum, bol bol da dinliyoruz. hamilelikten önce de evde açıp çok dinlerdim eve çok iyi geldiğini düşünüyorum. elimden geldiğince yapıyorum şifa olsun kolaylık olsun inşallah. rabbim isteyen herkese kolaylıkla sağlıkla nasip etsin. kan değerlerim birkaç ay önce öyle güzeldi ki şimdi yerlerde takviye almama ve çok iyi beslenmeme rağmen bebiş tüm şeyi silip süpürüyor derlerdi de inanmazdım öyleymiş 2 gün sonra 20 haftalık oluyor :') kendimi iyi hissediyorum çok şükür Allah’a, sadece halledemediğim bir konu var uyku bayılıyorum uyumaya bu konuda da kendimi sıkmamaya karar verdim. veee kilo alıyorumm.
bu ay misafir konusunda bereketli bir aydı, eski iş arkadaşlarım geldi, kayınvalidem kaldı birkaç gün, görümcemler ablamlar annemler. misafiri seviyorum Allah eksikliğini göstermesin. semantin’le görüştük evime 7 dk olan avmde ani bir buluşmayla, ani buluşmalar beni çok iyi hissettiriyor ve her zamanki gibi çok iyi geldi. eşimle sakarya’da dolaştık bir gün özlemişiz, bir kahve içtim ve ondan sonra içtiğim tüm kahvelerde onu aradım o kadar güzeldi ki. en kısa zamanda tekrarlarız inşallah.
bu ay hoş olmayan şeyler de yaşayıp sınır koymak durumunda kaldım. bazen o kadar iyi niyetli olduğumu düşünüyorum ki ben mesela diyemem öyle şeyler ama bana dendi bu yüzden artık ufak da olsa bir sınırım var. eşimin bu konuda beni desteklemesi desteği de geçtim her şeyi onun da farkında olması beni çok mutlu ediyor sanırım ondan güç alıyorum. bu arada ben eşime insanlar konusunda şikayetlenmem 6 aydır falan hiç ağzımı açmadığım konular var ama bu ay bir şey tak dedi ve eşimle paylaşmak durumunda kaldım sağolsun desteğini de hissettim. öyle olunca mutlu oldum. daha da fazla bir şey demedim hayatıma devam ettim.
annemin kuzeni bizim teyze diyerek büyüdüğümüz şükran teyze, kızının düğününe 10 gün kala vefat etti. Allah rahmetiyle muamele etsin. uzun bir süredir kanser tedavisi oluyordu, onun kaybı kalbimde çok acı bir şey bıraktı. evlenmeden önce hediye ettiği battaniyeyi kullanıyoruz hep ruhuna okuyarak.
tüm bu anlar içinde şükretmediğim bir an yok. rabbim şükrümüzü arttırsın.
96 notes
·
View notes
Text
Yorgunluğun Ertesi
Pür telaş yaşadım sanki çok acelem varmış gibi.
Her şeyde olmaya çabaladım...
Sanki ben olmayınca bir şeyler eksik kalacakmış gibi...
An oldu zamanla yarıştım
Geçme ihtimalim varmış gibi.
Yanılttıkça insanlar Hep bir şans daha tanıdım bazen abarttım
Üç beş sayısını sayamadım.
Meğer her şey değişir de bir tek insanlar değişmezmiş.
Ve ben en çok kendimde yanılıp
Kendime mahçup kaldım.
Ne zamana yetişebildim
Ne yanında olduklarımı gün geldi yanımda bulabildim.
Meğer yorulmayı ben yaşamak sanmışım.
Meğer en lazım olan kendimi hep başkaları kazansın diye harcamışım.
Meğer daha dün gibi aklımda olan çocukluğum, çok geride kalmış.
Dağ gibi bir ömrü bilmeden yerle bir etmenin Şimdi kâh şaşkınlığını yaşıyorum ...
Kâh pişmanlığını.. Ahraz snr
💙🦋🥀😔😞
💙🦋🥀😔😞
Bir garip hüzün çöker insana🥀
El, ayak çekilince🥀
Tek başına kalırsın dünyada🥀
Etraf sessizleşince🥀
108 notes
·
View notes
Text
savaş diyemiyorum artık kendime. biraz daha dayan, bitecek her şey diyemiyorum. öylece bakıyorum, aynanın karşısında bedenime. her bir ize ve her bir noktaya. nefes aldığım anda ortaya çıkan kaburgalarım acıyı simgeliyor. göğüs oluğumda barınan tırnak izlerim beni geçmişe götürüyor. çok uzak bir geçmişe değil, bir hafta öncesine veya birkaç gün. bilmiyorum. nelerden sağ çıktın bak, diye fısıldıyorum. oysa sağ mı çıktım onu bile bilmiyorum. eksik ve aksak kaldım. o titreklik, ellerimde kaldı. o buğu, bakışlarımda kaldı. her bir şey bedenimde yer edindi. şimdi, konuşmak öyle basit değil. acı dolu bakışlarla izlediğim sokaklar kana bulanıyor yoksa ben mi kanıyorum? doğru cevapları bulamıyorum. bir belirsizlik var. hep var. bir sigara yakıp yine her şeyin geçeceğine inanmak istiyorum. oysa bir aptal gibi kendimi kandırıyorum yalnızca. bak, ben farkındayım. yemin ederim. sadece inanmak istemiyorum. bu denli bir yıkımı kabul edemez bedenim, biliyorum.
annem bakmıyor yüzüme, sigara içmeme kızmıyor bile. kendimi bitirişimi görmek istemediğini söyledi. o an gözümden yaş akmadı ama inan bana, çok ağladım. dişlerim kırılırcasına birbirine girdi. ellerim tenimi kesti. yalvarmak istedim. yapamadım. anladım. annem, vazgeçti. annem, beni kurtarmaktan vazgeçti. sustum. öldüm.
daha birkaç dakika önce. bir elimde sigarayla balkon köşesindeyken geldi yanıma. bir şey desin istedim. kızsın, sövsün. yapmadı. yalnızca baktı. ben o bakışlarda vazgeçişi gördüm. bu yükü benden al. kaldıramıyorum.
sadece, bir sigara daha yakıyorum.
83 notes
·
View notes
Text
Pür telaş yaşadım sanki çok acelem varmış gibi.
Her şeyde olmaya çabaladım…Sanki ben olmayınca bir şeyler eksik kalacakmış gibi..An oldu zamanla yarıştım geçme ihtimalim varmış gibi.
Yanılttıkça insanlar hep bir şans daha tanıdım, bazen abarttım üç beş sayısını sayamadım..
Meğer her şey değişir de bir tek insanlar değişmezmiş.Ve ben en çok kendimde yanılıp,kendime mahçup kaldım.
Ne zamana yetişebildim,ne yanında olduklarımı gün geldi yanımda bulabildim.Meğer yorulmayı ben yaşamak sanmışım.Meğer en lâzım olan kendimi, hep başkaları kazansın diye harcamışım.
Meğer daha dün gibi aklımda olan çocukluğum, çok geride kalmış.Dağ gibi bir ömrü bilmeden yerle bir etmenin şimdi kâh şaşkınlığını yaşıyorum,kâh pişmanlığını…
-AHRÂZ SNR
Günaydın mutlu sabahlar 🌦☕🌺
47 notes
·
View notes
Text
İyilik, nezaket ve kalbimizin daha geniş bir salona alınarak ferahlatılması hk.
Off bazı insanların nezaketi karşısında benim de iyi bir insan olma isteğim artıyor. Geçen sene bir şeyler sormak için Linkedin'den bulmuştum kendisini. Vaktini ayırıp uzun uzun anlatmıştı merak ettiğim şeyleri. Hollanda'ya gelince görüşelim bi kahve ısmarlayayım dedim. Ama geldikten sonra olanlar malum...
Şimdi o kadar sürenin ardından tekrar bi şey sormak için yazdım ve yine o kadar ayrıntılı, o kadar güzel açıklamış ki her şeyi artık mahcubiyet hissettim istemsizce.
Arkadaşımın linkedin gibi bir bumble projesi vardı, o zaman "saçmalama" demiştim ama böyle insanlar bulunacaksa harika bi fikir aslındafkflflf.
Yolumuza çıkan iyi insanlar hiç eksik olmasın ya, hayattaki en büyük şanslardan birisi gerçekten. Biz de iyi olalım, her şey iyi olsun artık, yoruldum gerçekten. Niye böyle negatif bitti yazı bilmiyorumfkflglf.
38 notes
·
View notes
Text
Sessiz Bekleyiş
Ufukta soluk bir ışık var,
Güneş doğacak mı, bilinmez.
Sabah, kapıda sessizce bekler,
Ama umutlar kırılgan ve derinlerde gizli.
Rüzgar, eskisi gibi neşeyle esmez,
Yorgun dallar, ağır ağır sallanır.
Bir zamanlar yeşeren o bahar,
Şimdi uzak bir hayal gibi kaybolur.
Her şey yerinde ama eksik,
Gökyüzü mavi, ama renksiz.
Adımlarım boşluğa gider,
Ve sanki zamanın sonu gelir.
Bir kıvılcım arar gözlerim,
Ama ufuk hep belirsiz.
Yine de yürüyorum bu yolda,
Belki bir gün, ışık beni bulur.
11 notes
·
View notes
Note
Merhaba herkes bir şey sormus. Bende bir kapınızı çalayım belki bir faydası olur dedim. Olmazsa da içimi döker bir hayır duası almış olurum belki. 😇
Evlenmek isteyen ama tam da bu konuda harekete geçemeyen birine ne tavsiyede bulunursunuz ?
Helale harama dikkat etmeye çalışan 4 yıldır da iyi rahat bir işe sahip olan bir kadınım. Ekonomik özgürlüğüm var bu nedenle bu detayı verdim. Huyum suyum da kötü değildir. Bolca okuyan ve kibar biriyim de. Evlilik için gücü yetenlerdenim ama nasip faktörü var tabi.
Velhasıl evlenmek istememe rağmen oldum olası bu evlilik görüşmelerine sıcak bakmıyordum. Ta geçen seneye kadar. Şu an 29 yaşındayım. Bu yaşımda sadece 2 evlilik görüşmesinde bulundum. Hata ettim galiba. Ama bu durumlara hep romantik ruhum izin vermedi. Şimdi de sanki doğru insanı bulamayacakmisim gibi hissediyorum.
Oysa o kadar ihtiyacım var ki helal dairede sevmeye sevilmeye. Bunu söylerken hep utanıyorum aslında ama durum bu. Ama beceriksizim galiba ben nasıl bu işler olur doğru nasıl bulunur hiç bilmiyorum. Yaşım da küçük değil ama sınav degil ki çalışayım moduna geldim. Bolca dua da ediyorum ama acaba bi şeyleri eksik mi yapıyorum diye düşünmekten de geri duramıyorum. Bana bir tavsiyeniz var mıdır acaba?
Selâmünaleyküm, Bayramınız mübarek olsun 🕊️
Bunlar ne güzel dertler, Allah haram peşinde koşanlardan değil de rızası için helal ile rızıklanmayı bekleyen kullarını biiznillah en güzelleriyle rızıklandırır. Bu tertemiz zümreden olmak da çok güzel.
Evlilik babında aracılık müessesini çok önemsiyorum. Bu işler biraz da boşlanmış gibi ama harama bulaşmak istemeyen, sağda solda aranmadan edeple bekleyip çekindiği için isteğini dile getiremeyen o kadar çok kaliteli insan var ki. Evlilik hususunda aracı olmak Rabbimizin ayetinde buyurduğu önerisi ve efendimiz aleyhisselam’ın sünnetlerindendir. Ama çoğumuz faziletinden habersisiz. Oysa buyruluyor ki ; “En üstün sadaka-i câriye, evliliğe vesîle olmaktır. Zîrâ onların neslinden gelen kimselerin yaptıkları her iyilikten, vesîle olana da bir ecir vardır.”
En fazîletli şefaatlerden (teşvik edilen amellerden) biri, evlilik husûsunda iki kişiye aracı ve yardımcı olmaktır.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 49)
Bu yüzden öncelikle yakın çevrenizi bu isteğinizden haberdar etmeniz de mühim. Anneniz ablanız arkadaşınız vesilesiyle de söyleyebilirsiniz. Bu asla utanılacak bir durum değil Allahın fıtratımıza koyduğu bir ihtiyaç bunu dillendirirken utanmayın bir ibadeti ister gibi isteyin söyleyin. Çünkü duanın yanında fiili destek olarak bunları da işlemek gerekiyor.
Mesele çok kişiyle görüşmek de değil bence, ben de evliliklikle ilgili her istek, durum ve talibi direk reddeden biriydim sonra kararımı değiştirdiğim anda evlilik niyetli ilk görüştüğüm kişiyle evlenmiş biriyim. Çünkü duamda andığım nerdeyse tüm detayların somut hali gibiydi 🙊
Her dua nasibe, her nasip de vaktine esirdir denildiği gibi bir de nasibin vakti vardır. Allah hayırla o vakte eriştirsin.
Dua için önerim ise kendim de ediyordum evlendikten sonra da hala devam ediyorum namazlardan sonra okumaya. Furkan suresi 74.ayet ve İbrahim suresi 40,41.ayet bunları ezberleyip düzenli olarak okursanız çok faydasını görürsünüz. Bir de her akşam cuma suresi okuyabilirseniz bu da çok güzel olur.
Bir diğer önerim de 21 taha suresi okumak. Bunun dışında bu maksatla ve niyetle sadakalar verip evlenenlere yardımcı olun. Hususen bu konuda anne duası da alın.
Sabır ve dua ile de beklemeye devam edin. Çünkü evlilik çok mühim ve sonraki hayatınızı şekillendiren bir mesele acele edip yanlış bir evlilik yapıp sıkıntısını çekeceğinize hayırlı bir evliliğin yolunu gözlemek çok daha hayırlı bir durumdur zannımca.
Olmazken hiç olmayacakmış gibi geliyor ama vakti geldiğinde de sular seller gibi kolaycacık akıp oluveriyor önceki beklemek sıkıntıları unutuluyor yaş yahut başka meseleler sizi korkutmasın hiçbir yere grç kaldığınız yok :) Allah tez vakitte hayır ve bereketle nasibinize kavuştursun sizi ve bu durumdaki tüm kardeşlerimizi. Yine bu durumdaki kardeşlerimizin evliliği için dualar edin devamlı ki melekler de aynını sizin için etsin ✨🌙🕊️
31 notes
·
View notes
Text
Emre,
Bilmiyorum bu satırları okur musun ya da okumak için bir çaba sarf eder misin. Ama içimde büyüyen kelimeleri susturamadım. Sana söylemek istediklerim var ve eğer konuşamıyorsak, en azından yazmalıyım. Çünkü içimde bir yerlerde hâlâ cevaplanmamış sorular var, hâlâ kapanmamış bir kapı gibi aralık duran hisler.
Bugün yine seni rüyamda gördüm. Bana "Sana çok haksızlık ettim," dedin. Bunu söylerken yüzün ciddiydi. Belki de bir özür vardı o cümlenin ardında, belki de sadece ben öyle hissettim. Ama söyleyeyim mi? Bu kadarını duymak bile beni sarsmaya yetti. Uyandığımda her şey ağır geldi. Tıpkı seninle ilgili hissettiğim her şey gibi…
Uyandığımda her şey ağırlaştı. Sanki üzerime kara bir bulut çökmüş gibi. Ne rüyanın etkisinden kurtulabildim ne de içimdeki bu kasvetten. Üzerimde taş gibi bir ağırlık var, gün boyu ondan kurtulmaya çalıştım ama olmadı. Düşünüyorum, bu gördüğüm sadece bilinçaltımın bir oyunu mu, yoksa gerçekten bana göndermeye çalıştığın bir enerji mi? Belki de seni hâlâ düşünüyor olmamın bir yansımasıdır. Bilmiyorum.
Ama bildiğim bir şey var: İçimde hâlâ çözülmemiş bir düğüm gibi duran, adı tam konulmamış hisler var. O kadar çok sustuk ki Emre, o kadar çok erteledik ki konuşmayı, sonunda her şey bu yarım kalmışlık hissine dönüştü. Hiçbir şey tam değil, hiçbir şey tamamlanmış gibi hissettirmiyor.
Sana haksızlık eden kimdi Emre? Gerçekten sen miydin? Yoksa kendi kendime yüklediğim anlamlar mı bu kadar canımı yaktı? Seni olduğun gibi kabul etmeye çalışırken hep bir köşede bekleyen hayal kırıklıklarımı mı görmezden geldim? Şimdi düşünüyorum da, belki de biz birbirimize karşı hiç adil olamadık. Ama ben adil olmaya o kadar çabaladım ki, sonunda kendime haksızlık ettim.
Hiç düşündün mü? Gecelerce neden uyuyamadığımı, aklımda hep aynı cümlelerin dönüp durduğunu? Hiç merak ettin mi bu kadar yükü neden tek başıma taşımak zorunda kaldığımı? Sen susarken, ben kendi içimde yüzlerce senaryo kurdum. Her seferinde bir açıklama, bir işaret, bir anlam aradım. Ama sen hep sustun.
Belki de sorun bendeydi. Seni hep anlarım sandım. Söylemediğin şeyleri bile hissettiğime inandım. Ama ya hissetmediysen? Ya ben senin gözlerine bakıp bir dünya kurarken, sen başka bir yerde, başka bir hayatın hayalini kuruyorsan? İşte bunu düşündükçe kendime daha da kızıyorum.
Şimdi buradayım, yazıyorum. Çünkü başka ne yapabilirim ki? Sana karşı kırgın mıyım? Bilmiyorum. Öfkeliyim belki, ama daha çok yorgunum. İçimdeki bu bitmeyen soru işaretleriyle yaşamak beni tüketti. Kendime kızıyorum, sana kızıyorum, bize kızıyorum. Çünkü biz dediğimiz şey, hiçbir zaman tam olmadı. Hep bir taraf eksik, hep bir taraf yarım kaldı.
Bugün rüyamdan kalktığımda bir şey fark ettim, Emre. Bu sadece bir rüya değildi. Bu benim içimde hâlâ kapanmamış bir defterin sayfalarını karıştırmamdı. Ama artık yoruldum. Senden bir cevap beklemekten, senin suskunluğunu anlamlandırmaya çalışmaktan yoruldum. Belki de en büyük haksızlık bana yapıldı ve bunu sen de ben de fark etmedik.
Bu bir sitem mektubu değil. Bu içimdeki ağırlığı bir kenara bırakma çabası. Ama yine de bilmeni isterim: Ben senden vazgeçtim sanıyordum. Meğer içimde hâlâ sana ait sorular varmış. Ve bu soruların cevabını sen vermedikçe, kapanmayacaklar.
9 notes
·
View notes
Text
Hayatın Sevgiyle Şekillenen Yolu
Birçok insan hayatında çeşitli zorluklarla karşılaşır, ama önemli olan bu zorlukların bizi nasıl şekillendirdiğidir. Benim hikayem de bir arayış, bir mücadele ve sonunda sevgiyle tamamlanan bir yolculuk. Aile içinde tek kız olmamın, annemin sevgisinden eksik kaldığım bir dönemin izleri, yıllarca beni etkiledi. Ancak zamanla öğrendim ki, sevgi sadece verilen bir şey değil, aynı zamanda içimizde büyüttüğümüz bir hazine.
Annem, beni doğduğumda sevgiyle kucaklayabilse de zamanla o sevgi mesafeye dönüşmeye başladı. Belki de annemin hayatında eksik olan şey, sevgiye ve anneliğe dair deneyimlerin eksikliği, küçük yaşta kaybettiği annesinin açtığı bir boşluktu. Bu yüzden, annem benden daha az beklerken, abim onun gözünde farklı bir konumdaydı. Ama ben, kendi içimde her zaman farklıydım. Ne istediğini bilen, kararlarını kendi veren, hayatını şekillendirmeye kararlı bir insandım. Ailemdeki bu sevgi dengesizliği, beni daha fazla içsel bir yolculuğa itti.
Büyüdükçe fark ettim ki, annemin bana olan sevgisiyle, abime olan sevgisi arasındaki farklar aslında onun geçmişindeki eksikliklerden kaynaklanıyordu. Annemin sevgi dilini anlamadım belki de; ama ben, sevgiyi öğrenmeye başladım. En önemli dersimse, sevilmenin, sadece başkalarının bir eylemi olmadığını, insanın kendini sevmesinin ve kendi içindeki sevgiyi keşfetmesinin ne kadar kıymetli olduğunu anlamamdı.
Ergenlik yıllarımda, annem bana karşı daha mesafeli yaklaşmaya başladı. Belki de kadınsı bir kıskanmışlık, belki de benim daha başarılı olmamın getirdiği bir güvensizlik, aramızdaki mesafeyi artırdı. Ama içimdeki sevgi her zaman vardı. Ben, o sevgiyle her zaman kendi yolumu bulabileceğimi biliyordum. Hatta abimin hayatındaki zorluklar, bana daha da güç verdi. Ailemde yaşanan bu kırılmalar, bana kalbimi büyütme fırsatı sundu. İnsanların sevgisinin yeri farklı olsa da, bu sevgi, zamanla yerini buluyor.
Yaşadığım coğrafyada kadınlar için hayat genellikle "on sıfır yenilerek" başlar. Ama ben, asla bu kuralın içinde hapsolmadım. Çünkü kalbimdeki sevgi, tüm engelleri aşmamı sağladı. Kendimi sevmenin gücüyle, çevremdekilere sevgi ve saygı göstererek, kocaman bir aile kurdum. Artık hayatımda eksik hiçbir şey yoktu. En değerli olanı, sevgiyle inşa ettiğim bu dünyamdı.
Hayat, ne kadar zorlu olursa olsun, sevgiyle şekilleniyor. İnsanlar birbirine sevgi gösterdikçe, dünya daha parlak bir yer haline geliyor. Sevgi, her şeyin ilacı, her zaman kendini ve başkalarını sevebilmek, gerçek başarıyı getiriyor. Şimdi geriye dönüp baktığımda, en büyük başarımın kendimi sevmenin ve kendi yolumda sevgiyle ilerlemenin olduğunu fark ediyorum.
Hayatıma dokunan her insana minnettarım. Her birinizin kalbimde özel bir yeri var. Sevgiyle büyüyen bir ailem oldu, ve siz de bu ailenin değerli parçalarısınız. İyi ki varsınız. İçimden, kalbinizden öpüyorum.
#istanbul#iyiniyet#istanbuldayasam#türkiye#kıbrıs#insan#artists on tumblr#hayat#writers on tumblr#blog yazısı#blog yazarı#beauty blogger#blog help#blooger#guest blogger#ask blog#girl blogger#blog#tumblr yazarları#tumblog#tumblr girls#yazar#güncel#sosyalmedya#içeriküretimi#içerik stratejisi#medya#iletişim#sevgi#Halimecan
6 notes
·
View notes
Text
Tek seferde tiryaki olmuyor insan.Zamanla alıştıra alıştıra, yavaş yavaş, bazen sessiz sessiz, bazen gürültülü bir sağanak gibi, bazen acıta acıta, bazen de lezzete lezzet kata kata oluyor her ne oluyorsa. Bazı şeyler de biz farkında olmadan oluyor. Denk geliyor, ya da asıl manasıyla tevafuk oluyor.
Hiç aklında yokken bulursun bazı şeyleri de. Kendine baksan hiçbir eksiğin yok gibidir,her şeyinin tam olduğunu sanırsın. Bildiğin şey doğru,söylediğin söz gerçek,gördüklerin asıl. Ama bulunca farkedersin,aslında hep eksik olduğunu. Söylediğin sözlerin yarım,yaşadığın hayatın mânâsız,yediğin aynı yemeğin dahi lezzetinin farklı olduğunu farkedersin.
Hadi buldun diyelim... Şimdi ne olacak arkadaş? Bulduğuna sevinebilir musun,yoksa eksiğini farkettiğin için geçen ömrüne eyvahlar mı ediyorsun? İnsan bir şeyleri geç bulmanın,geç fark etmenin acısıyla geçen zamanını suçluyor. Mesela bir kitaba denk gelirsin, senin çoğu yargılarını yerle bir eder. Dersinki: " Keşke daha önce okusaydım bu kitabı,bunca zaman abes bir fikri savunup durmuşum." Ya da öyle bir dost,arkadaş bulursun ki, senin her derdini dinler,çareler bulur,yol gösterir, hayatının her karesine ortak olur. Dersin ki: " Keşke daha önce tanısaydım seni, bunca zaman nerelerdeydin?" Ya da Hakkı bulursun, dersin ki: "Yaa ben bunca zaman nasıl da bomboş yaşamışım,niye daha önce bu kapıya gelmemişim?" diye geçen zamana hayıflanırsın. Halbuki her şey zamanında olmuştur. Boşuna suçluyoruz geç kalmaları. Zamanı boşuna dert ediyoruz. İnsan çaresiz olduğu için suçlayacak bir şey arıyor. En mantıklı suçlu da geç kalınmış zaman oluyor galiba.
Hayat işte. İnsan eyvahlarla keşkelerle tüketiyor kendini de ömrünü de.Hiçbir şeyin doyumuna varmadan, tamamamlanamadan,hayat bitmeli belki de!
#H.
19 notes
·
View notes
Text
kendimi eksik hissediyorum. bu bana tanrı'nın verdiği bir hediye mi, bilmiyorum. insanların konuştuğu şeyleri dinlemek beni tamamlamıyor artık. bir ölüm değil aradığım şey. yalnızca kaçıyorum. geçmişin silesi tutmuş yakamdan, bırakmıyor. ben, her şeye rağmen koşmaya çalışıyorum. ve sonra, düşüyorum. düştüğüm yerde bir kan gölü oluşuyor, bilmezsin bak sen bunu. ağlamıyorum ama çok ağlıyorum. yaşlar süzülmese de gözlerden, ağlayabiliyor insan. ayrı bir dünyam da yok artık. başladığım kitapların sonu gelmiyor. dinlediğim şarkılar bana nefes aldırmıyor. sana da seslenmiyorum. duyma sesimi. ben susuyorum artık. resimler çizmiyorum. ama öyle ağlayıp bir köşede sızlanmıyorum da. çocuk değilim, büyüdüm. ellerimde çiçekler değil, bıçaklar vardı. bir sokak sonunda geçirdiğim krizle büyüdüm. bir hastane odasında yapayalnız kaldığım an büyüdüm. kolay değildi ama zor desem, yalancı olurum. şimdi sus benimle. benim bu acıyı anlatacak kelimem kalmadı. anlamazsın sen, bilirim. sen de onlar gibisin. gel otur yanıma. susalım. bu acı beni öldürmek üzere. lütfen izin verme.
63 notes
·
View notes
Text
Mesele, olaylar geçene kadar katlanmak mı, yoksa görmezden gelmek mi, belki de savaşmak mı olduğuna karar veremedim. Bir şeylerin içinde çırpınıyorum, fakat neyin içinde olduğumu bilmiyorum. Acı çekiyorum, ama neyin acısını çektiğimi anlayamıyorum. Ruhsal acılar o kadar derine işliyor ki, sonunda fiziksel acılara dönüşüp izler bırakmaya başlıyorlar ve benim bedenimin her yerinde izler var. Sanırım bu izler, görünür olmanın bir yolu olarak ortaya çıkıyor, ama işleri daha da zorlaştırdıklarının farkındalar mı acaba?
Yılların baskısı,biriktirmesi, bir patlamaya dönüşür mü? Dönüşürse, bu patlama ne kadar şiddetli olur? Eskiden ne yapmam gerektiğine dair bir fikrim vardı. Kafam karışıktı, evet, ama o kaosun içinde bir yön bulabiliyordum. Şimdi her şey boş, bir kırıntı bile kalmadı. Her şey çöktüğünde ne yapacağım ben?
Uzun zamandır, kimse için bir kurtarıcının gelmeyeceğini ve kendimi kurtarmam gerektiğini biliyorum. Ama ah o kitaplar... o kurulan hayaller... Her gece yatmadan önce içimde minicik bir umut kırıntısı: "Belki de bu kadar şeyle tek başıma savaşmam gerekmiyordur, belki birisi çıkar ve benim elimden tutar, ben de onun..." diye geçen binlerce gece... Ve her sabah aynı umutsuzluk. Yine de zihin, ya da belki hayal gücü, asla vazgeçmiyor. Uyuyamadığım gecelerin kurtarıcısı, hayatımın en büyük işkencesi.
Belki de kendi karamsarlıklarıma, olumsuzluklarıma o kadar odaklanıyorum ki, güzel şeyleri kaçırıyorum. Hayır, aslında her an dikkatliyim, her an tetikteyim. Dikkatim her şeyin üzerinde yoğun. Ama belki de sadece kendimi oyalıyorumdur.
Hayatta olan her şeyin, insanın kendi çabasına bağlı olduğunu düşünüyorum. Ama bunu uygulamak.. ah, uygulamak o kadar zor ki..
Keşke her şey kitaplarda olduğu kadar kolay olsaydı.. Hep sonunu bildiğimiz gibi: "Ah, kesin kurtulacak ve başına güzel bir şey gelecek" diye düşünmek kadar kolay. Elbette, kitaplarda bile öncesinde hep acı ve yıkım var ama.. aması yok işte.
Kafam karışık. Zaten hep karışıktır benim zihnim, düşüncelerim çoğu zaman ben bile anlamam beni, ama en azından kendime göre düzenli bir karışıklığım vardı. Şimdi her şey paramparça. Niye böyle oldu ki? O zor bela alıştığım hayata yeni yeni tutunmaya başlamıştım...
Her düştüğümde, her dibe battığımda tekrar kalktım. Ama her seferinde biraz daha eksik, biraz daha güçsüz... Bazen yarım kaldım, bazen tamamen tükenmiş hissettim. Yine de ayağa kalktım. Sonra fark ettim ki, ben ne kadar o dipten çıkmaya çalışırsam, beni yeniden oraya iten bir şey hep vardı. Sanki ne kadar çabalarsam, o kadar aşağı çekiliyordum.
Ve bir gün, tekrar düştüğümde.. bu kez kalkmadım. O çukurun dibinde, karanlığın ortasında oturdum. Nasılsa eğer kalkmazsam, kimse beni yeniden itip daha derine batıramazdı.Sonra alıştım o çukurun dibinde oturmaya. İlk başta zor geldi; o soğuk, o karanlık, o derin boşluk. Ama zamanla o sessizlik bana tanıdık gelmeye başladı. Kendi içimde kaybolduğum bir yer oldu orası. Kalkmaya dair bir isteğim de kalmadı zaten, çünkü ne zaman ayağa kalksam, beni yeniden düşürmek için bekleyen bir güç vardı.
Çukur, artık sadece bir düşüş değil, benim sığınağım olmuştu. Belki de en acıtan kısım buydu: O dibe mahkum olmayı kabullenmiş olmak. Kalkmamanın getirdiği o garip huzur... Hem acıtan, hem uyuşturan bir rahatlık.
Sürekli inandığım şeyleri tekrar tekrar sorgulamaktan çok yoruldum. Keşke bazı şeyler bambaşka olsaydı...
✧☽✧
#hayal kırıklığı#düşünceler#edebiyat#lluminara#pişmanlık#acı#geçmiş#Luminara#hayaller#gerçekler#düşler#rüyalar#gece#gece kurulan hayaller#yıkılan umutlar#delirmek#arayış#dibe batmak#karamsar#duygusal çöküş#ruhsal çöküş#yıkım#karanlık#kabullenme#yalnızlık#geceye not#uykusuz geceler#duygular#son#kendi kendime düşünceler
7 notes
·
View notes
Text
Bir gün sen çıktın geldin, daha öncekilerin ve daha sonrakilerin asla dolduramayacağı bir boşluğa dokundun bende, içimde benim bile haberdar olmadığım bir yere.. Bana eksik yanımı gösterdin; Sadece seninle kapanacak bir yarayı.. “Bak" dedin “işte tam burası.. burası benim evim artık" der gibiydi bana gelişin. Yüreğimin bütün kapılarını açtım sana. Bekledim.. Sonu mutlu bitecek bir hikayem olsun falan da istemedim, sadece yaşanacak bir hikayem varsa seninle olsun istedim. Şimdi öyle yanılgılar ortasındayım ki, her hatırlayış yeni bir yalnızlık oluveriyor. Oysa sende bir hayal bile olmadım hiç, işte buna kırıldım hep. Artık bildiğim tek bir şey var; Göğsümde geçmeyen bir ağrı.. Oysa bu gece doğum günündü.. Tıpkı 2 gün önce doğum günümü kutladığın gibi bende gece gelip sımsıkı seni sarıp yüreğimden dökülenleri, kurduğumuz hayalleri seninle doya doya geçireceğimiz zamanları konuşacaktık.. Şimdi yoksun çok garip geliyor,senin artık olmayacak olman.Sanki senden öncem yokmuş gibiydi benim.Yıllardır yanımdaymışsın,seninle büyümüşüm gibi geliyordu.Gidince boş kalıyor insan bi an.Oturdum ”peki şimdi napıcam ben?” diye düşünmeye başladım,istemsizce gözyaşlarımda bana eşlik etti.Yaşadığımız her şeyi düşündüm. Benim soluk alıp vermem sana bağlıymış gibiydi.Öyle korkutucu geldi ki bi an gittiğini bilmek bana.Beni gülümsettiğin anlar gözümün önünde şimdi,ne kadar da mutluymuşum.Sen benim ailemdin,belki beni korkutan en büyük şey bu oldu,ailemi kaybetmek.Ama insan kırılıyor be.Uğruna her gece gözyaşlarını döktüğün,hayallerini paylaştığın,gülücükler saçtığın insan gittiğinde kırılıyor..
Velhasıl kelam… Okuyamayacağını bildiğim halde yazmak istedim..
İyi ki doğdun iyi ki hayatıma dokundun.. umarım hep mutlu olursun sevgilim…
#kalbimyasta#post#postlarım#keşfedilmemiş#keşfet#edebiyat#kitap#şiir#şair#şiirimsi#tumblr şiir#şiirheryerde#gecenin şiiri#şiirsokağı#şiirdefteri#şiir sözleri#şiirsokakta#şiirler#şiirsever#aşk şiiri#aşk acıtır#acı aşk#istanbul#İzmir#Ankara#antalya#acı
36 notes
·
View notes
Text
boşluk
Babam, İngiltere için eğitim işini ticarete döktüler deyince kızıyordum ama bırakın İngiltere’yi Hollanda bile öyle sanırım. Bunu bu şekilde değil ama eğitim kalitesi açısından Türkiye’deki lisansüstü eğitimden pek farkı olmadığını söylerek büyükelçiye de ilettim Brüksel’de. Programımı sorup “aaa ama sen x hocanın öğrencisindir, bir de Şırnak’taki üniversiteleri düşün, burayı kötülemeyin, burada ezbere eğitim yok, alabildiğiniz her şeyi alın, ben LSE’de çok bocalamıştım” dedi.
Ülkedeki eğitim eşitsizliği konusunda haklı ama onun LSE’de bocalamış olmasının üstünden on yıllar geçti ve biz artık bocalamıyoruz :’) Ben Türkiye’de seçmeli hukuk derslerimin hepsini Amerikalı hocalardan almıştım. Yüksek lisansta da baya iyi bir eğitim almışım meğer, AB hukukunu burada değil Türkiye’de öğrendim resmen.
Neyse bugün saçma sapan bir hocanın sınavından çıktım da bunlar geldi aklıma. Hiçbir şey öğrenmiyormuşum gibi hissediyorum. Ne bekliyordum peki? Daha alana ve uygulamaya yönelik şeyler sanırım. Sadece Artificial Intelligence derslerinde son üç hafta gelen guest lecturer’dan kayda değer bir şeyler öğrendim gibi hissediyorum.
Başım çatlıyor, bazen her şey çok boş geliyor ve bu da belki de bazı şeyleri çok ciddiye almaktan kaynaklanıyor. Ama ekzistansiyalizm krizlerine girecek vaktim yok, deadline üstüne deadline ile dolu takvimim.
Ps: Neyi sevdim ve wow işte bu dedim peki? Bir sınav sonrası her soru için rubrik hazırlanmıştı ve bütün sorular için değerlendirme yorumu yazılmıştı, şu eksik- şu çok iyi ele alınmış, şu da değerlendirilse daha iyi olurmuş gibi. Bunun bizim akademimize de gelmesini isterdim, yeap.
Ps 2: Güzel bir somon tarifi bulup onu pişireceğim şimdi ve bu akşamı dinlenme ve liste yapma akşamı olarak planlayacağım. Şu Türkiye’ye gidip gelme olayları tüm plan ve programları mahvetti mlsf :[ Ps 3: Çarşamba günü Peony almayı unutmayacağım 🌸
23 notes
·
View notes