#Eksik her şey şimdi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Senden sonra dört duvarın arasına tıkıldım kaldım. Hep bir seçim yapmam istendi. Bana zarar verecek, üzecek ve geri dönüşü olmayan birçok tercih yaptım. Ezildim sonra bu tercihler altında. Ne bir hayat bulabildim, ne de bir nefes olabildim. Sığamadım koskoca dünyaya. Yerim hep dört duvar oldu. Sürekli başkalarının isteklerine göre yaşadım. Onların istediği gibi giyindim, onların görüşmemi istediği insanlarla görüştüm. Telefon konuşmalarını sonlandırdım. Birileriyle mesajlaşırken gözetim altında tutuldum. Yeri geldi beş yaşındaki çocuk gibi cezalandırıldım. Türlü etiketlere maruz bırakıldım. Yok sayıldım. Yetersiz olmakla suçlandım. İyi bir eş, anne olamadım belki de insan olamadım. Bu doğrultuda değer görmedim çünkü. Yüzüme başka konuşuldu, arkamdan başka konuşuldu. Sığamadım o yarattıkları kalıplara. Yakışmadım etiketlerine. Saygısız oldum, geçimsiz oldum, rezil oldum. Beceremedim yani hiçbir şeyi. Toprak kokan senden uzak kaldım yıllarca. Doğup büyüdüğüm eve gidemez oldum. Eskiden gittiysem bile hep göz hapsinde hareket ettim. Kelimelerimi hep seçmem gerekti. Bazı "normallere" uymak zorundaymışım gibi sert tepkilere maruz kaldım. Yaşadıklarımı hep içimde tutmam gerekiyormuş. Herkes yaşarmış böyle şeyler. Herkes cezalandırılırmış. "çeneme dur demem" lazımmış. Ben değer görmemeliymişim. Şımarırım yoksa. Ha bir de ne yaşadıysam hak ediyormuşum.
Keşke hayatta olsaydın da gölgene sığınsaydım. Sen beni tüm dünyaya karşı korurdun. Nefes aldırırdım, konuştururdun. Ne şimdi bulunduğum yere aitim, ne de bir kimliğim var. Ben kendimi kaybettim. Bulamıyorum zaten izin de veren yok. Ama sen hayatta olsaydın izin vermezdin bunlara. Biliyorum ben. Dayanamazdın göz yaşlarıma. Başka bir kasabaya uğurlarken beni hep gözlerin dolardı. Sevmezdin vedaları. Senden sonra ben de sevemedim. Nefret ettim gökyüzünden. Ağaçlardan. Seni hatırlatan ne varsa yok saydım. Mesela üzüm bağları gördükçe ağladım hep sen vardın çünkü her bir üzüm tanelerinin yansımasında. Sen vedaları sevmedin ansızın gittin, ansızın bıraktın beni yarı yolda. Sen gittiğinden beri kimse beni sevmedi. Sarılmadı sen gibi. Okşamadı saçımı. Konuşmadı benimle. Problemlerimi çözemedim geçimsizin teki oldum. İşte tam da bu noktada her şey o kadar ağır geliyor ki... Yirmili yaşlar artık altmışlı gibi. Güzelliğim uçup gidiyor, saçlarım beyazlıyor. Sen de beni özlediysen eğer BABA, ne olur al beni yanına.
Biricik kızın, ilk göz ağrın, gözünün nuru.
2 notes
·
View notes
Text
Nasıl bir ruh haliydi bilmiyorum ama hal değildi ruhumun hali. Bir daha iki sevgili olarak görüşmemek üzere vedalaşıyorduk ki ben "Her şey için teşekkür ederim" dedim.
O da bana "Eksik olma" dedi ve gitti
Tam oldu şimdi, o yok ama eksik değildim.
Ben ona hep "gel" dim, o bana "git" ti.
Uzun uzun anlatacak değilim,
Kısaca sevmedi beni "gitti" ✒️📖
#my post#yazılı postlar#artists on tumblr#photografy#bookslove#black post#literature#my art#dark posts#siyah beyaz aşk#edebiyat#tumblr postları#sevgi#alıntı#postlarım#books and bilinders#photography#kitap alıntısı#pintetest#anka khann
134 notes
·
View notes
Text
Yorgunluğun Ertesi
Pür telaş yaşadım sanki çok acelem varmış gibi.
Her şeyde olmaya çabaladım...
Sanki ben olmayınca bir şeyler eksik kalacakmış gibi...
An oldu zamanla yarıştım
Geçme ihtimalim varmış gibi.
Yanılttıkça insanlar Hep bir şans daha tanıdım bazen abarttım
Üç beş sayısını sayamadım.
Meğer her şey değişir de bir tek insanlar değişmezmiş.
Ve ben en çok kendimde yanılıp
Kendime mahçup kaldım.
Ne zamana yetişebildim
Ne yanında olduklarımı gün geldi yanımda bulabildim.
Meğer yorulmayı ben yaşamak sanmışım.
Meğer en lazım olan kendimi hep başkaları kazansın diye harcamışım.
Meğer daha dün gibi aklımda olan çocukluğum, çok geride kalmış.
Dağ gibi bir ömrü bilmeden yerle bir etmenin Şimdi kâh şaşkınlığını yaşıyorum ...
Kâh pişmanlığını.. Ahraz snr
💙🦋🥀😔😞
💙🦋🥀😔😞
Bir garip hüzün çöker insana🥀
El, ayak çekilince🥀
Tek başına kalırsın dünyada🥀
Etraf sessizleşince🥀
108 notes
·
View notes
Text
savaş diyemiyorum artık kendime. biraz daha dayan, bitecek her şey diyemiyorum. öylece bakıyorum, aynanın karşısında bedenime. her bir ize ve her bir noktaya. nefes aldığım anda ortaya çıkan kaburgalarım acıyı simgeliyor. göğüs oluğumda barınan tırnak izlerim beni geçmişe götürüyor. çok uzak bir geçmişe değil, bir hafta öncesine veya birkaç gün. bilmiyorum. nelerden sağ çıktın bak, diye fısıldıyorum. oysa sağ mı çıktım onu bile bilmiyorum. eksik ve aksak kaldım. o titreklik, ellerimde kaldı. o buğu, bakışlarımda kaldı. her bir şey bedenimde yer edindi. şimdi, konuşmak öyle basit değil. acı dolu bakışlarla izlediğim sokaklar kana bulanıyor yoksa ben mi kanıyorum? doğru cevapları bulamıyorum. bir belirsizlik var. hep var. bir sigara yakıp yine her şeyin geçeceğine inanmak istiyorum. oysa bir aptal gibi kendimi kandırıyorum yalnızca. bak, ben farkındayım. yemin ederim. sadece inanmak istemiyorum. bu denli bir yıkımı kabul edemez bedenim, biliyorum.
annem bakmıyor yüzüme, sigara içmeme kızmıyor bile. kendimi bitirişimi görmek istemediğini söyledi. o an gözümden yaş akmadı ama inan bana, çok ağladım. dişlerim kırılırcasına birbirine girdi. ellerim tenimi kesti. yalvarmak istedim. yapamadım. anladım. annem, vazgeçti. annem, beni kurtarmaktan vazgeçti. sustum. öldüm.
daha birkaç dakika önce. bir elimde sigarayla balkon köşesindeyken geldi yanıma. bir şey desin istedim. kızsın, sövsün. yapmadı. yalnızca baktı. ben o bakışlarda vazgeçişi gördüm. bu yükü benden al. kaldıramıyorum.
sadece, bir sigara daha yakıyorum.
82 notes
·
View notes
Text
Pür telaş yaşadım sanki çok acelem varmış gibi.
Her şeyde olmaya çabaladım…Sanki ben olmayınca bir şeyler eksik kalacakmış gibi..An oldu zamanla yarıştım geçme ihtimalim varmış gibi.
Yanılttıkça insanlar hep bir şans daha tanıdım, bazen abarttım üç beş sayısını sayamadım..
Meğer her şey değişir de bir tek insanlar değişmezmiş.Ve ben en çok kendimde yanılıp,kendime mahçup kaldım.
Ne zamana yetişebildim,ne yanında olduklarımı gün geldi yanımda bulabildim.Meğer yorulmayı ben yaşamak sanmışım.Meğer en lâzım olan kendimi, hep başkaları kazansın diye harcamışım.
Meğer daha dün gibi aklımda olan çocukluğum, çok geride kalmış.Dağ gibi bir ömrü bilmeden yerle bir etmenin şimdi kâh şaşkınlığını yaşıyorum,kâh pişmanlığını…
-AHRÂZ SNR
Günaydın mutlu sabahlar 🌦☕🌺
47 notes
·
View notes
Text
İyilik, nezaket ve kalbimizin daha geniş bir salona alınarak ferahlatılması hk.
Off bazı insanların nezaketi karşısında benim de iyi bir insan olma isteğim artıyor. Geçen sene bir şeyler sormak için Linkedin'den bulmuştum kendisini. Vaktini ayırıp uzun uzun anlatmıştı merak ettiğim şeyleri. Hollanda'ya gelince görüşelim bi kahve ısmarlayayım dedim. Ama geldikten sonra olanlar malum...
Şimdi o kadar sürenin ardından tekrar bi şey sormak için yazdım ve yine o kadar ayrıntılı, o kadar güzel açıklamış ki her şeyi artık mahcubiyet hissettim istemsizce.
Arkadaşımın linkedin gibi bir bumble projesi vardı, o zaman "saçmalama" demiştim ama böyle insanlar bulunacaksa harika bi fikir aslındafkflflf.
Yolumuza çıkan iyi insanlar hiç eksik olmasın ya, hayattaki en büyük şanslardan birisi gerçekten. Biz de iyi olalım, her şey iyi olsun artık, yoruldum gerçekten. Niye böyle negatif bitti yazı bilmiyorumfkflglf.
38 notes
·
View notes
Note
Merhaba herkes bir şey sormus. Bende bir kapınızı çalayım belki bir faydası olur dedim. Olmazsa da içimi döker bir hayır duası almış olurum belki. 😇
Evlenmek isteyen ama tam da bu konuda harekete geçemeyen birine ne tavsiyede bulunursunuz ?
Helale harama dikkat etmeye çalışan 4 yıldır da iyi rahat bir işe sahip olan bir kadınım. Ekonomik özgürlüğüm var bu nedenle bu detayı verdim. Huyum suyum da kötü değildir. Bolca okuyan ve kibar biriyim de. Evlilik için gücü yetenlerdenim ama nasip faktörü var tabi.
Velhasıl evlenmek istememe rağmen oldum olası bu evlilik görüşmelerine sıcak bakmıyordum. Ta geçen seneye kadar. Şu an 29 yaşındayım. Bu yaşımda sadece 2 evlilik görüşmesinde bulundum. Hata ettim galiba. Ama bu durumlara hep romantik ruhum izin vermedi. Şimdi de sanki doğru insanı bulamayacakmisim gibi hissediyorum.
Oysa o kadar ihtiyacım var ki helal dairede sevmeye sevilmeye. Bunu söylerken hep utanıyorum aslında ama durum bu. Ama beceriksizim galiba ben nasıl bu işler olur doğru nasıl bulunur hiç bilmiyorum. Yaşım da küçük değil ama sınav degil ki çalışayım moduna geldim. Bolca dua da ediyorum ama acaba bi şeyleri eksik mi yapıyorum diye düşünmekten de geri duramıyorum. Bana bir tavsiyeniz var mıdır acaba?
Selâmünaleyküm, Bayramınız mübarek olsun 🕊️
Bunlar ne güzel dertler, Allah haram peşinde koşanlardan değil de rızası için helal ile rızıklanmayı bekleyen kullarını biiznillah en güzelleriyle rızıklandırır. Bu tertemiz zümreden olmak da çok güzel.
Evlilik babında aracılık müessesini çok önemsiyorum. Bu işler biraz da boşlanmış gibi ama harama bulaşmak istemeyen, sağda solda aranmadan edeple bekleyip çekindiği için isteğini dile getiremeyen o kadar çok kaliteli insan var ki. Evlilik hususunda aracı olmak Rabbimizin ayetinde buyurduğu önerisi ve efendimiz aleyhisselam’ın sünnetlerindendir. Ama çoğumuz faziletinden habersisiz. Oysa buyruluyor ki ; “En üstün sadaka-i câriye, evliliğe vesîle olmaktır. Zîrâ onların neslinden gelen kimselerin yaptıkları her iyilikten, vesîle olana da bir ecir vardır.”
En fazîletli şefaatlerden (teşvik edilen amellerden) biri, evlilik husûsunda iki kişiye aracı ve yardımcı olmaktır.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 49)
Bu yüzden öncelikle yakın çevrenizi bu isteğinizden haberdar etmeniz de mühim. Anneniz ablanız arkadaşınız vesilesiyle de söyleyebilirsiniz. Bu asla utanılacak bir durum değil Allahın fıtratımıza koyduğu bir ihtiyaç bunu dillendirirken utanmayın bir ibadeti ister gibi isteyin söyleyin. Çünkü duanın yanında fiili destek olarak bunları da işlemek gerekiyor.
Mesele çok kişiyle görüşmek de değil bence, ben de evliliklikle ilgili her istek, durum ve talibi direk reddeden biriydim sonra kararımı değiştirdiğim anda evlilik niyetli ilk görüştüğüm kişiyle evlenmiş biriyim. Çünkü duamda andığım nerdeyse tüm detayların somut hali gibiydi 🙊
Her dua nasibe, her nasip de vaktine esirdir denildiği gibi bir de nasibin vakti vardır. Allah hayırla o vakte eriştirsin.
Dua için önerim ise kendim de ediyordum evlendikten sonra da hala devam ediyorum namazlardan sonra okumaya. Furkan suresi 74.ayet ve İbrahim suresi 40,41.ayet bunları ezberleyip düzenli olarak okursanız çok faydasını görürsünüz. Bir de her akşam cuma suresi okuyabilirseniz bu da çok güzel olur.
Bir diğer önerim de 21 taha suresi okumak. Bunun dışında bu maksatla ve niyetle sadakalar verip evlenenlere yardımcı olun. Hususen bu konuda anne duası da alın.
Sabır ve dua ile de beklemeye devam edin. Çünkü evlilik çok mühim ve sonraki hayatınızı şekillendiren bir mesele acele edip yanlış bir evlilik yapıp sıkıntısını çekeceğinize hayırlı bir evliliğin yolunu gözlemek çok daha hayırlı bir durumdur zannımca.
Olmazken hiç olmayacakmış gibi geliyor ama vakti geldiğinde de sular seller gibi kolaycacık akıp oluveriyor önceki beklemek sıkıntıları unutuluyor yaş yahut başka meseleler sizi korkutmasın hiçbir yere grç kaldığınız yok :) Allah tez vakitte hayır ve bereketle nasibinize kavuştursun sizi ve bu durumdaki tüm kardeşlerimizi. Yine bu durumdaki kardeşlerimizin evliliği için dualar edin devamlı ki melekler de aynını sizin için etsin ✨🌙🕊️
30 notes
·
View notes
Text
Sessiz Bekleyiş
Ufukta soluk bir ışık var,
Güneş doğacak mı, bilinmez.
Sabah, kapıda sessizce bekler,
Ama umutlar kırılgan ve derinlerde gizli.
Rüzgar, eskisi gibi neşeyle esmez,
Yorgun dallar, ağır ağır sallanır.
Bir zamanlar yeşeren o bahar,
Şimdi uzak bir hayal gibi kaybolur.
Her şey yerinde ama eksik,
Gökyüzü mavi, ama renksiz.
Adımlarım boşluğa gider,
Ve sanki zamanın sonu gelir.
Bir kıvılcım arar gözlerim,
Ama ufuk hep belirsiz.
Yine de yürüyorum bu yolda,
Belki bir gün, ışık beni bulur.
9 notes
·
View notes
Text
Tek seferde tiryaki olmuyor insan.Zamanla alıştıra alıştıra, yavaş yavaş, bazen sessiz sessiz, bazen gürültülü bir sağanak gibi, bazen acıta acıta, bazen de lezzete lezzet kata kata oluyor her ne oluyorsa. Bazı şeyler de biz farkında olmadan oluyor. Denk geliyor, ya da asıl manasıyla tevafuk oluyor.
Hiç aklında yokken bulursun bazı şeyleri de. Kendine baksan hiçbir eksiğin yok gibidir,her şeyinin tam olduğunu sanırsın. Bildiğin şey doğru,söylediğin söz gerçek,gördüklerin asıl. Ama bulunca farkedersin,aslında hep eksik olduğunu. Söylediğin sözlerin yarım,yaşadığın hayatın mânâsız,yediğin aynı yemeğin dahi lezzetinin farklı olduğunu farkedersin.
Hadi buldun diyelim... Şimdi ne olacak arkadaş? Bulduğuna sevinebilir musun,yoksa eksiğini farkettiğin için geçen ömrüne eyvahlar mı ediyorsun? İnsan bir şeyleri geç bulmanın,geç fark etmenin acısıyla geçen zamanını suçluyor. Mesela bir kitaba denk gelirsin, senin çoğu yargılarını yerle bir eder. Dersinki: " Keşke daha önce okusaydım bu kitabı,bunca zaman abes bir fikri savunup durmuşum." Ya da öyle bir dost,arkadaş bulursun ki, senin her derdini dinler,çareler bulur,yol gösterir, hayatının her karesine ortak olur. Dersin ki: " Keşke daha önce tanısaydım seni, bunca zaman nerelerdeydin?" Ya da Hakkı bulursun, dersin ki: "Yaa ben bunca zaman nasıl da bomboş yaşamışım,niye daha önce bu kapıya gelmemişim?" diye geçen zamana hayıflanırsın. Halbuki her şey zamanında olmuştur. Boşuna suçluyoruz geç kalmaları. Zamanı boşuna dert ediyoruz. İnsan çaresiz olduğu için suçlayacak bir şey arıyor. En mantıklı suçlu da geç kalınmış zaman oluyor galiba.
Hayat işte. İnsan eyvahlarla keşkelerle tüketiyor kendini de ömrünü de.Hiçbir şeyin doyumuna varmadan, tamamamlanamadan,hayat bitmeli belki de!
#H.
18 notes
·
View notes
Text
Mesele, olaylar geçene kadar katlanmak mı, yoksa görmezden gelmek mi, belki de savaşmak mı olduğuna karar veremedim. Bir şeylerin içinde çırpınıyorum, fakat neyin içinde olduğumu bilmiyorum. Acı çekiyorum, ama neyin acısını çektiğimi anlayamıyorum. Ruhsal acılar o kadar derine işliyor ki, sonunda fiziksel acılara dönüşüp izler bırakmaya başlıyorlar ve benim bedenimin her yerinde izler var. Sanırım bu izler, görünür olmanın bir yolu olarak ortaya çıkıyor, ama işleri daha da zorlaştırdıklarının farkındalar mı acaba?
Yılların baskısı,biriktirmesi, bir patlamaya dönüşür mü? Dönüşürse, bu patlama ne kadar şiddetli olur? Eskiden ne yapmam gerektiğine dair bir fikrim vardı. Kafam karışıktı, evet, ama o kaosun içinde bir yön bulabiliyordum. Şimdi her şey boş, bir kırıntı bile kalmadı. Her şey çöktüğünde ne yapacağım ben?
Uzun zamandır, kimse için bir kurtarıcının gelmeyeceğini ve kendimi kurtarmam gerektiğini biliyorum. Ama ah o kitaplar... o kurulan hayaller... Her gece yatmadan önce içimde minicik bir umut kırıntısı: "Belki de bu kadar şeyle tek başıma savaşmam gerekmiyordur, belki birisi çıkar ve benim elimden tutar, ben de onun..." diye geçen binlerce gece... Ve her sabah aynı umutsuzluk. Yine de zihin, ya da belki hayal gücü, asla vazgeçmiyor. Uyuyamadığım gecelerin kurtarıcısı, hayatımın en büyük işkencesi.
Belki de kendi karamsarlıklarıma, olumsuzluklarıma o kadar odaklanıyorum ki, güzel şeyleri kaçırıyorum. Hayır, aslında her an dikkatliyim, her an tetikteyim. Dikkatim her şeyin üzerinde yoğun. Ama belki de sadece kendimi oyalıyorumdur.
Hayatta olan her şeyin, insanın kendi çabasına bağlı olduğunu düşünüyorum. Ama bunu uygulamak.. ah, uygulamak o kadar zor ki..
Keşke her şey kitaplarda olduğu kadar kolay olsaydı.. Hep sonunu bildiğimiz gibi: "Ah, kesin kurtulacak ve başına güzel bir şey gelecek" diye düşünmek kadar kolay. Elbette, kitaplarda bile öncesinde hep acı ve yıkım var ama.. aması yok işte.
Kafam karışık. Zaten hep karışıktır benim zihnim, düşüncelerim çoğu zaman ben bile anlamam beni, ama en azından kendime göre düzenli bir karışıklığım vardı. Şimdi her şey paramparça. Niye böyle oldu ki? O zor bela alıştığım hayata yeni yeni tutunmaya başlamıştım...
Her düştüğümde, her dibe battığımda tekrar kalktım. Ama her seferinde biraz daha eksik, biraz daha güçsüz... Bazen yarım kaldım, bazen tamamen tükenmiş hissettim. Yine de ayağa kalktım. Sonra fark ettim ki, ben ne kadar o dipten çıkmaya çalışırsam, beni yeniden oraya iten bir şey hep vardı. Sanki ne kadar çabalarsam, o kadar aşağı çekiliyordum.
Ve bir gün, tekrar düştüğümde.. bu kez kalkmadım. O çukurun dibinde, karanlığın ortasında oturdum. Nasılsa eğer kalkmazsam, kimse beni yeniden itip daha derine batıramazdı.Sonra alıştım o çukurun dibinde oturmaya. İlk başta zor geldi; o soğuk, o karanlık, o derin boşluk. Ama zamanla o sessizlik bana tanıdık gelmeye başladı. Kendi içimde kaybolduğum bir yer oldu orası. Kalkmaya dair bir isteğim de kalmadı zaten, çünkü ne zaman ayağa kalksam, beni yeniden düşürmek için bekleyen bir güç vardı.
Çukur, artık sadece bir düşüş değil, benim sığınağım olmuştu. Belki de en acıtan kısım buydu: O dibe mahkum olmayı kabullenmiş olmak. Kalkmamanın getirdiği o garip huzur... Hem acıtan, hem uyuşturan bir rahatlık.
Sürekli inandığım şeyleri tekrar tekrar sorgulamaktan çok yoruldum. Keşke bazı şeyler bambaşka olsaydı...
✧☽✧
#hayal kırıklığı#düşünceler#edebiyat#lluminara#pişmanlık#acı#geçmiş#Luminara#hayaller#gerçekler#düşler#rüyalar#gece#gece kurulan hayaller#yıkılan umutlar#delirmek#arayış#dibe batmak#karamsar#duygusal çöküş#ruhsal çöküş#yıkım#karanlık#kabullenme#yalnızlık#geceye not#uykusuz geceler#duygular#son#kendi kendime düşünceler
7 notes
·
View notes
Text
Bir gün sen çıktın geldin, daha öncekilerin ve daha sonrakilerin asla dolduramayacağı bir boşluğa dokundun bende, içimde benim bile haberdar olmadığım bir yere.. Bana eksik yanımı gösterdin; Sadece seninle kapanacak bir yarayı.. “Bak" dedin “işte tam burası.. burası benim evim artık" der gibiydi bana gelişin. Yüreğimin bütün kapılarını açtım sana. Bekledim.. Sonu mutlu bitecek bir hikayem olsun falan da istemedim, sadece yaşanacak bir hikayem varsa seninle olsun istedim. Şimdi öyle yanılgılar ortasındayım ki, her hatırlayış yeni bir yalnızlık oluveriyor. Oysa sende bir hayal bile olmadım hiç, işte buna kırıldım hep. Artık bildiğim tek bir şey var; Göğsümde geçmeyen bir ağrı.. Oysa bu gece doğum günündü.. Tıpkı 2 gün önce doğum günümü kutladığın gibi bende gece gelip sımsıkı seni sarıp yüreğimden dökülenleri, kurduğumuz hayalleri seninle doya doya geçireceğimiz zamanları konuşacaktık.. Şimdi yoksun çok garip geliyor,senin artık olmayacak olman.Sanki senden öncem yokmuş gibiydi benim.Yıllardır yanımdaymışsın,seninle büyümüşüm gibi geliyordu.Gidince boş kalıyor insan bi an.Oturdum ”peki şimdi napıcam ben?” diye düşünmeye başladım,istemsizce gözyaşlarımda bana eşlik etti.Yaşadığımız her şeyi düşündüm. Benim soluk alıp vermem sana bağlıymış gibiydi.Öyle korkutucu geldi ki bi an gittiğini bilmek bana.Beni gülümsettiğin anlar gözümün önünde şimdi,ne kadar da mutluymuşum.Sen benim ailemdin,belki beni korkutan en büyük şey bu oldu,ailemi kaybetmek.Ama insan kırılıyor be.Uğruna her gece gözyaşlarını döktüğün,hayallerini paylaştığın,gülücükler saçtığın insan gittiğinde kırılıyor..
Velhasıl kelam… Okuyamayacağını bildiğim halde yazmak istedim..
İyi ki doğdun iyi ki hayatıma dokundun.. umarım hep mutlu olursun sevgilim…
#kalbimyasta#post#postlarım#keşfedilmemiş#keşfet#edebiyat#kitap#şiir#şair#şiirimsi#tumblr şiir#şiirheryerde#gecenin şiiri#şiirsokağı#şiirdefteri#şiir sözleri#şiirsokakta#şiirler#şiirsever#aşk şiiri#aşk acıtır#acı aşk#istanbul#İzmir#Ankara#antalya#acı
35 notes
·
View notes
Text
kendimi eksik hissediyorum. bu bana tanrı'nın verdiği bir hediye mi, bilmiyorum. insanların konuştuğu şeyleri dinlemek beni tamamlamıyor artık. bir ölüm değil aradığım şey. yalnızca kaçıyorum. geçmişin silesi tutmuş yakamdan, bırakmıyor. ben, her şeye rağmen koşmaya çalışıyorum. ve sonra, düşüyorum. düştüğüm yerde bir kan gölü oluşuyor, bilmezsin bak sen bunu. ağlamıyorum ama çok ağlıyorum. yaşlar süzülmese de gözlerden, ağlayabiliyor insan. ayrı bir dünyam da yok artık. başladığım kitapların sonu gelmiyor. dinlediğim şarkılar bana nefes aldırmıyor. sana da seslenmiyorum. duyma sesimi. ben susuyorum artık. resimler çizmiyorum. ama öyle ağlayıp bir köşede sızlanmıyorum da. çocuk değilim, büyüdüm. ellerimde çiçekler değil, bıçaklar vardı. bir sokak sonunda geçirdiğim krizle büyüdüm. bir hastane odasında yapayalnız kaldığım an büyüdüm. kolay değildi ama zor desem, yalancı olurum. şimdi sus benimle. benim bu acıyı anlatacak kelimem kalmadı. anlamazsın sen, bilirim. sen de onlar gibisin. gel otur yanıma. susalım. bu acı beni öldürmek üzere. lütfen izin verme.
63 notes
·
View notes
Text
Bu bi veda. Bu sana bi veda. Yılgın kelimelerimin bi işe yaramayacağı son anlar bunlar. Çünkü bu bi veda sana, çünkü bu bi veda bize. Yine bi akşam. Öncekiler gibi upuzun. Çok istedim. Sana dokunmayı çok istedim. Teninde kaybolmayı mutluluk kadar istedim. Seninle kaybolmayı uzun yolculuklar kadar istedim. Ellerim senden yeterince uzak. Biz yeterince uzağız. Bi daha hissedemeyeceğin sıcaklığım bu. Kendine inandırdığın şeylerin etkisiz gösterimi belki de. Bi daha dokunamayacağın ellerimdi bu veda sana. En gerçek sana inandım. Sen bana inanmadın. Benim gecemin en uzun karanlığında sen orada yoktun. Ben umutsuzken sen orada olmadın. Yalnız bırakılmanın bu pis hissi kaldı sadece içimde. Gelmene gerek yoktu. Geldin. Böyle olmasına da gerek yoktu. Ama oldu. Bu bi veda sana. Her şeyin aktığı ırmakta kaybolan yansımalar bunlar. Sana sarılmayı çok istedim. Sen orada yoktun. Olmaman gerektiğini düşündüğün için orada değildin. Seni yeniden tanıdım. Alışmam epey zaman aldı. Çok fazla su geçti düşüncelerimin üzerinden. Şimdi sakinim. Her şey sakin. Aynı şeyi düşünmüyoruz. Yanımda çok güzeldin. Özel olan ne varsa sen tamamlayabilirdin. Şimdi uzağız. Bi yol var ve o yol çoktan ikiye ayrıldı. Sonu olan her şeyden daha güzeldin. Sonsuza bile giderdim seninle. Sonsuza bile giderdim bizimle.Çünkü bu bi veda sana, çünkü bu bi veda bize. İçim bi uğur böceği kadar kaldı sonunda. Bu bi veda sana. İçimdeki çocuğun bi vedası. İçimdeki çocuğa bi veda. Eksik bi çocuğun tamamlandığı nokta değilsin sen. Bu bi veda sana. Bu bi veda inandığım hayata. Bu bi veda sevdiğim adama.
16 notes
·
View notes
Text
Hayattaki en önemli becerilerden birisi (evet beylik laflar ediyorum!) hatalarından öğrenmek. Eğitimde, öğrendiğiniz yeni bir beceride, insan ilişkilerinde, her yerde işinize yarar.
Bu düşünce öğrencilerimi gözlemlemekten geldi tabiki ve bu gözlemin yüzeye çıkardığı anılarımdan. Babam eğitim hayatımda inanılmaz büyük bir rol oynadı, yıllarca bana çalışma programları çıkardı, konular anlattı, takip etti, tam bir eğitim koçu gibiydi.
Test çözdüğüm yıllarda yapamadığım/yanlış yaptığım sorulardan yeni testler hazırlardık beraber çünkü en iyi öğrenmenin yapamadığını anlamak, onun üstüne gitmekle olduğunu söylerdi.
Tabi insan zora gelmek istemiyor, o nedenle sık sık kaçardım bu aktivitelerden ve zaten rahat yaptığım konuları çözerek kendimi bir şey yapıyorum gibi hissetmek isterdim. Müsade etmezdi.
Şimdi sınıfımda yapamadığını, anlamadığı yeri soran, sınavdan sonra eksik kaldığı yerleri görmek isteyen bir adet öğrencim var ve bu becerinin ona çok şey katacağından eminim.
Vardır takip eden öğrenciler, yapamadığınızın anlamadığınızın üstüne gidin canlar bildiğinizi zaten biliyorsunuz. Tekrar tekrar bildiklerinizi “çalışarak” kendinizi kandırmanın alemi yok.
17 notes
·
View notes
Text
boşluk
Babam, İngiltere için eğitim işini ticarete döktüler deyince kızıyordum ama bırakın İngiltere’yi Hollanda bile öyle sanırım. Bunu bu şekilde değil ama eğitim kalitesi açısından Türkiye’deki lisansüstü eğitimden pek farkı olmadığını söylerek büyükelçiye de ilettim Brüksel’de. Programımı sorup “aaa ama sen x hocanın öğrencisindir, bir de Şırnak’taki üniversiteleri düşün, burayı kötülemeyin, burada ezbere eğitim yok, alabildiğiniz her şeyi alın, ben LSE’de çok bocalamıştım” dedi.
Ülkedeki eğitim eşitsizliği konusunda haklı ama onun LSE’de bocalamış olmasının üstünden on yıllar geçti ve biz artık bocalamıyoruz :’) Ben Türkiye’de seçmeli hukuk derslerimin hepsini Amerikalı hocalardan almıştım. Yüksek lisansta da baya iyi bir eğitim almışım meğer, AB hukukunu burada değil Türkiye’de öğrendim resmen.
Neyse bugün saçma sapan bir hocanın sınavından çıktım da bunlar geldi aklıma. Hiçbir şey öğrenmiyormuşum gibi hissediyorum. Ne bekliyordum peki? Daha alana ve uygulamaya yönelik şeyler sanırım. Sadece Artificial Intelligence derslerinde son üç hafta gelen guest lecturer’dan kayda değer bir şeyler öğrendim gibi hissediyorum.
Başım çatlıyor, bazen her şey çok boş geliyor ve bu da belki de bazı şeyleri çok ciddiye almaktan kaynaklanıyor. Ama ekzistansiyalizm krizlerine girecek vaktim yok, deadline üstüne deadline ile dolu takvimim.
Ps: Neyi sevdim ve wow işte bu dedim peki? Bir sınav sonrası her soru için rubrik hazırlanmıştı ve bütün sorular için değerlendirme yorumu yazılmıştı, şu eksik- şu çok iyi ele alınmış, şu da değerlendirilse daha iyi olurmuş gibi. Bunun bizim akademimize de gelmesini isterdim, yeap.
Ps 2: Güzel bir somon tarifi bulup onu pişireceğim şimdi ve bu akşamı dinlenme ve liste yapma akşamı olarak planlayacağım. Şu Türkiye’ye gidip gelme olayları tüm plan ve programları mahvetti mlsf :[ Ps 3: Çarşamba günü Peony almayı unutmayacağım 🌸
23 notes
·
View notes
Text
01/05/2023 02:14
vedalar canımı acıtırdı benim bayım, sana böyle söylemiştim aylar önce. bak yine canım çok yanıyor ama bu sefer sana veda edemediğim için yanıyorum. çok ağrıma gitti biliyor musun? hani böyle yutkunmak isteyip yutkunamazsın ya, boğazına bir şey batar gibi acır öyle işte. ben seni gerçekten çok sevdim. aşık oldum mu bilmiyorum, ben aşk ne onu da bilmiyorum. tek bildiğim senin için her şeyi yapardım. sırf sen üzülme diye ben kendimden vazgeçerdim. asıl aptallık hala senin için her şeyi yapabileceğim sanırım. biliyorum, biliyorum ki hiçbir şeye değmezsin. bunu da anladım sayende. bir boşluk taşıyordum aylardır içimde şimdi ise o boşluğun yerini koca bir ateş doldurdu biliyor musun? içim öyle bir yanıyor ki cayır cayır. yalvarırım bir yol göster bana. sana özledim gel artık desem gelmezsin biliyorum. küçücük gelme ihtimalin olsa ayaklarına kapanırdım. ama o ihtimallerin hepsi yok oldu sevgili. belki daha güzel olsaydım ya da ne bileyim kusurlarım olmasaydı sever miydin beni? o ihtimal olur muydu bizim için? sanırım kendimden nefret etme sebebimsin. yapabileceğim bir şey olsaydı bizim için yapardım. ne pahasına olursa olsun yapardım. bizden olmadı ama gerçekten bizden olsun isterdim. sana yemin ederim ki sevgili çok seveceğim bir gün. bugünler aklıma bile gelmeyecek kadar seveceğim. bütün acılarıma inat kahkahalarla güleceğim. bir kere daha anladım senle olmayacak. sensiz mutlu olamam belki ama senle de olamam. anlıyorsun değil mi beni. sen hiçbir şeye üzülme, bunu gerçekten tam kalbimle istiyorum. hayatında her şey hep iyi olsun. hep çok mutlu ol. yüzündeki tebessüm hiç eksik olmasın. sev çok sev olur mu? beni sevemedin ama bir başkasını çok sev.
#yalnizgokyuzu#spotify#aşk#alıntı#ay ve gece#keşfet#postlarım#gece#karantina#egeninizmiri#3391kilometre#3391km#egeninışıkları#izmirinegesi
64 notes
·
View notes