#duygusal çöküş
Explore tagged Tumblr posts
Text
Mesele, olaylar geçene kadar katlanmak mı, yoksa görmezden gelmek mi, belki de savaşmak mı olduğuna karar veremedim. Bir şeylerin içinde çırpınıyorum, fakat neyin içinde olduğumu bilmiyorum. Acı çekiyorum, ama neyin acısını çektiğimi anlayamıyorum. Ruhsal acılar o kadar derine işliyor ki, sonunda fiziksel acılara dönüşüp izler bırakmaya başlıyorlar ve benim bedenimin her yerinde izler var. Sanırım bu izler, görünür olmanın bir yolu olarak ortaya çıkıyor, ama işleri daha da zorlaştırdıklarının farkındalar mı acaba?
Yılların baskısı,biriktirmesi, bir patlamaya dönüşür mü? Dönüşürse, bu patlama ne kadar şiddetli olur? Eskiden ne yapmam gerektiğine dair bir fikrim vardı. Kafam karışıktı, evet, ama o kaosun içinde bir yön bulabiliyordum. Şimdi her şey boş, bir kırıntı bile kalmadı. Her şey çöktüğünde ne yapacağım ben?
Uzun zamandır, kimse için bir kurtarıcının gelmeyeceğini ve kendimi kurtarmam gerektiğini biliyorum. Ama ah o kitaplar... o kurulan hayaller... Her gece yatmadan önce içimde minicik bir umut kırıntısı: "Belki de bu kadar şeyle tek başıma savaşmam gerekmiyordur, belki birisi çıkar ve benim elimden tutar, ben de onun..." diye geçen binlerce gece... Ve her sabah aynı umutsuzluk. Yine de zihin, ya da belki hayal gücü, asla vazgeçmiyor. Uyuyamadığım gecelerin kurtarıcısı, hayatımın en büyük işkencesi.
Belki de kendi karamsarlıklarıma, olumsuzluklarıma o kadar odaklanıyorum ki, güzel şeyleri kaçırıyorum. Hayır, aslında her an dikkatliyim, her an tetikteyim. Dikkatim her şeyin üzerinde yoğun. Ama belki de sadece kendimi oyalıyorumdur.
Hayatta olan her şeyin, insanın kendi çabasına bağlı olduğunu düşünüyorum. Ama bunu uygulamak.. ah, uygulamak o kadar zor ki..
Keşke her şey kitaplarda olduğu kadar kolay olsaydı.. Hep sonunu bildiğimiz gibi: "Ah, kesin kurtulacak ve başına güzel bir şey gelecek" diye düşünmek kadar kolay. Elbette, kitaplarda bile öncesinde hep acı ve yıkım var ama.. aması yok işte.
Kafam karışık. Zaten hep karışıktır benim zihnim, düşüncelerim çoğu zaman ben bile anlamam beni, ama en azından kendime göre düzenli bir karışıklığım vardı. Şimdi her şey paramparça. Niye böyle oldu ki? O zor bela alıştığım hayata yeni yeni tutunmaya başlamıştım...
Her düştüğümde, her dibe battığımda tekrar kalktım. Ama her seferinde biraz daha eksik, biraz daha güçsüz... Bazen yarım kaldım, bazen tamamen tükenmiş hissettim. Yine de ayağa kalktım. Sonra fark ettim ki, ben ne kadar o dipten çıkmaya çalışırsam, beni yeniden oraya iten bir şey hep vardı. Sanki ne kadar çabalarsam, o kadar aşağı çekiliyordum.
Ve bir gün, tekrar düştüğümde.. bu kez kalkmadım. O çukurun dibinde, karanlığın ortasında oturdum. Nasılsa eğer kalkmazsam, kimse beni yeniden itip daha derine batıramazdı.Sonra alıştım o çukurun dibinde oturmaya. İlk başta zor geldi; o soğuk, o karanlık, o derin boşluk. Ama zamanla o sessizlik bana tanıdık gelmeye başladı. Kendi içimde kaybolduğum bir yer oldu orası. Kalkmaya dair bir isteğim de kalmadı zaten, çünkü ne zaman ayağa kalksam, beni yeniden düşürmek için bekleyen bir güç vardı.
Çukur, artık sadece bir düşüş değil, benim sığınağım olmuştu. Belki de en acıtan kısım buydu: O dibe mahkum olmayı kabullenmiş olmak. Kalkmamanın getirdiği o garip huzur... Hem acıtan, hem uyuşturan bir rahatlık.
Sürekli inandığım şeyleri tekrar tekrar sorgulamaktan çok yoruldum. Keşke bazı şeyler bambaşka olsaydı...
✧☽✧
#hayal kırıklığı#düşünceler#edebiyat#lluminara#pişmanlık#acı#geçmiş#Luminara#hayaller#gerçekler#düşler#rüyalar#gece#gece kurulan hayaller#yıkılan umutlar#delirmek#arayış#dibe batmak#karamsar#duygusal çöküş#ruhsal çöküş#yıkım#karanlık#kabullenme#yalnızlık#geceye not#uykusuz geceler#duygular#son#kendi kendime düşünceler
7 notes
·
View notes
Text
Bence sen beni kıskandın , geçen odada kesmiştim ya küt çok beğenmiştin kesesin geldi demiii
Saçlarımı kestirmeye karar verdim çünkü sürekli uykum geliyor
8 notes
·
View notes
Text
34.BÖLÜM
İÇSEL SORGULAMA
Samira, bahçede tek başına bir şeyler mırıldanırken Tufan’ı gördü. Yanına gittiğinde, Tufan diz çökmüş, başını ellerinin arasına almıştı. Samira, elini Tufan’ın omzuna koyarak sakin bir sesle, “İyi misin hayatım?” diye sordu. Tufan başını kaldırıp Samira’nın gözlerine baktı ve gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. “Bütün bu olanlar gerçek mi?” diye sordu, sesi titreyerek. Samira, “Ne gerçek mi?” diye karşılık verdi, boş bakışlarla.
Tufan, derin bir nefes alarak konuşmaya devam etti: “Sen, ben, aylara bu ada… Bir tuhaflık yok mu?” Gözleri uzaklara dalmıştı, sanki başka bir dünyadaydı. Samira, “Ne demek istediğini anlamıyorum,” dedi, endişeyle. Ardından, “Mutsuz musun?” diye sordu Tufan’a. Tufan, “Hayır, demek istediğim şey, her şey iç içe girmiş gibi. Burada seninle olmak çok güzel ama bir sorun var,” dedi, sesi kırılgan ve çaresizdi.
Samira, Tufan’ın omzuna daha sıkı sarıldı, onun acısını hissetmeye çalışarak. “Ne sorunu?” diye sordu, gözleri dolmuştu. Tufan, “Bilmiyorum,” dedi, “Sanki her şey bir rüya gibi. Gerçekle hayal arasındaki çizgi kaybolmuş gibi hissediyorum.” Samira, Tufan’ın yüzüne dokunarak, “Buradayım, seninleyim. Ne olursa olsun, birlikteyiz,” dedi, gözlerinden akan yaşları silerek.
Tufan, Samira’nın sözleriyle biraz olsun rahatladı, ama içindeki karmaşa hala dinmemişti. “Sadece… bazen her şey çok ağır geliyor,” dedi, sesi neredeyse fısıltı kadar hafifti. Samira, “Birlikte üstesinden geleceğiz,” diyerek Tufan’ı teselli etmeye çalıştı, ama kendi içinde de bir huzursuzluk vardı. Tufan’ın yaşadığı bu duygusal çöküş, Samira’nın da kalbini sızlatıyordu.
O gece, Tufan bahçeye tekrar çıktı. Ay ışığı gölgeleri uzun ve karanlık yapmıştı. Tufan, gölgelerin arasında yürüyerek, kendi kendine mırıldanmaya başladı. “Gerçek mi, hayal mi?” diye sordu gölgelere. “Neden her şey bu kadar karmaşık?” Gölgelere bakarak, “Siz de benim gibi hissediyor musunuz?” dedi, sesi yankılanarak. Gölgelere konuşmak, Tufan’ın içindeki karmaşayı biraz olsun hafifletiyordu. Ama cevap alamayacağını bilmek, onu daha da yalnız hissettiriyordu.
Tam o anda, gölgelerden bir ses yükseldi, fısıltı gibi: “Gerçek ve hayal, hepsi senin zihninde.” Tufan, şaşkınlıkla etrafına bakındı, ama kimseyi göremedi. Gölgelere tekrar sordu, “Ne demek istiyorsunuz?” Ses tekrar yankılandı: “Zihnin, gerçekliği ve hayali birleştirir. Senin dünyan, senin düşüncelerinle şekillenir.”
#bir şair#demiş şair#edebiyat#keşfedilen#keşfedilmemiş#keşfedilmeyen#keşfet#şair#kitaplar#keşfedin#edebi yazılar
35 notes
·
View notes
Text
Erkekler duygusal çöküş yaşayınca tecili bozdurup askere gidiyorlar da biz kızlar nereye gideceğiz? En fazla mutfağa çay koymaya gidebiliyorum ben. Şöyle bir kafa sıfırlama bana da lazım. Olsa çoktan askere gitmiştim bende..
32 notes
·
View notes
Text
Her gece farklı bir duygusal intihar, her sabah farklı bir duygusal çöküş...
25 notes
·
View notes
Text
Herkes seni kpss çalışan biri olarak görürken sen aile, arkadaş, para, akraba zorbalığı, evlilik için yaş geçiyor hissi, mental, duygusal açılardan her anlamda çöküş dönemindesindir ve kimse bunun farkında bile değildir...
23 notes
·
View notes
Text
Şu sıralar gündemde olan Netflix mini dizisi Baby reindeer izlemekten geliyorum, yarın geç uyanacagim için bazı yerleri hızlandırarak izledim. İki kere gözledim doldu jdkdk ve bitirdim.
Sonu güzel bir aydınlanma ile bitse de ben bu tarz finishlerde tek başıma izlemiş olmanin "ama hadi ya-sını" yaşarım. Başrol herifin yaşadığı korkunç olayların içinde maruz kaldığı taciz, israrli takip, tecavüz, duygusal/sözel şiddet, istismar vb şiddet türlerinin hepsinin ağırlığı altında sancı çekerken izleyici olarak ben de gerçekten zorlandığımi hissettim. Neden şiddete maruz kaldığını ve niçin durduramadıgını kendi içinde sorgularken aynı zamanda yine yalnızca "acıyarak" çay ikram ettiği an itibariyle kendisine aşırı takıntı geliştiren kadının nasıl böyle birine dönüşmüş olduğunu anlamaya çalıştığı üzerine dönüyor hikaye. Her aşamasını yaşıyor, kaçmaya çalışıyor, yok sayıyor, anlamaya çalışıyor, zararı engelleyemiyor, farklı açılar arıyor, karşısındaki aşırılığı ve kendini anlamaya çalışıyor tabi bu sırada ciddi duygusal çöküş yaşıyor vs. vs. Güzel bir viktimolojik örnek.
Son sahnede ona takıntı geliştiren kadınla benzer duygusal hezeyan içindeyken barda içecek parası çıkmadığında barmenin kendisine acıyarak ikram kabul ettiği anda kavradığını hissediyoruz. Tüm o acıyla geçen aylar hatta yıllar sonunda... üstelik o sırada ona takıntılı olan kadının kendisine attığı ses kayıtlarını dinliyordu, ne kadar çıldırsa da diğer yandan kadına acıması hiç bitmedi. İzleyici tek başına izleyince merak ediyor Yurdagül ne anladığını göstermeliydi...
Sonuç olarak daha fazla anlatmakla boğmak istemiyorum ama dizi yoğun şekilde psikolojik altyapıyla temellendirilmiş. Özellikle kendine tuzak kurma, kurban imajı, öz değer-içe dönük nefret, kabullenememe, acıma, empati, kabul edilme ve sevilmenin sağlıksız yorumu, takıntı geliştirme, şiddet, istismar döngüsü, travma sonrası stres bozukluğu gibi durumları yakından izletti.
Ulan ya ne diye yine uykusuz kaldım ben, ne gerek vardı??? İki bölüm anime izleyip yatsam şimdi uyuyordum tertemiz.
15 notes
·
View notes
Text
İş Yerinde Saygı, Empati ve İnsan Olmanın Gücü
İş hayatı, profesyonellik ve sorumlulukların ötesinde, insani ilişkilerin de önemli bir yer tuttuğu bir alandır. Bu ilişkiler bazen o kadar karmaşık hale gelir ki, tek bir yanlış anlaşılma ya da küçük bir saygısızlık, günümüzü, hatta tüm iş yaşamımızı derinden etkileyebilir. Çoğu zaman çalıştığınız yer, sadece meslek edindiğiniz bir ortam olmanın ötesinde, bir anlamda “günlük hayatınızın bir parçası” haline gelir. İnsanlar birbirine değer vererek, saygı göstererek ve empati kurarak bu ortamı daha verimli hale getirebilir. Ancak, ne yazık ki bazen insanlar, hem sözlü hem de davranışsal olarak, bu değerleri göz ardı edebiliyorlar. Bu da, psikolojik olarak yıpratıcı ve kırıcı sonuçlar doğurabiliyor.
Birçok kişi, iş yerindeki stresin ve zorlukların yalnızca "iş"le ilgili olduğunu düşünür. Oysa her birey bir insan, bir iş gününü tamamladıktan sonra geriye duygusal ve mental anlamda tükenmiş bir hali bırakabiliyor. Bir çalışanın, bir projeye, bir etkinliğe ya da bir göreve göstermiş olduğu özeni ve katkıyı görmezden gelmek, sadece profesyonel anlamda değil, aynı zamanda insani anlamda da büyük bir saygısızlık örneğidir. Bir çalışanın sadece "eksik" bir yönüne odaklanmak, diğer tüm başarı ve gayretleri göz ardı etmek, oldukça acımasız ve haksızdır. Herkes hata yapabilir, eksik olabilir; ancak bunu yalnızca bir "eksiklik" olarak görmek, kişinin tüm emeğini küçümsemek demektir.
İş yerinde insanlar arasında saygı ve anlayışın temeli, her bir bireyin kendi sınırlarını tanıyıp, diğerlerinin sınırlarına da saygı göstermesidir. Birinin duygusal bir çöküş yaşadığı bir dönemde ona alan açmak, ona saygı göstermek ve bir başkasının ruh haline dikkat etmek, çok basit gibi görünen ama aslında çok önemli adımlardır. Ne yazık ki, bu tür insani davranışlar bazen göz ardı ediliyor ya da ihmal ediliyor. "Sadece iş yapmalısın" yaklaşımı, insanları duygusal olarak yalnız bırakır ve iş ortamını yalnızca bir üretim alanı olarak görmek, sonunda daha büyük problemleri doğurur. Bir çalışanın ruh hali, iş verimliliğini doğrudan etkiler ve bu dengeyi sağlamak, yöneticiler ve meslektaşlar arasında karşılıklı bir saygı gerektirir.
Birinin size sürekli olarak “çok sabırlısın” demesi, aslında o kişinin sizin duygusal yükünüzü fark etmediğini, üzerinizdeki baskıyı anlamadığını gösterir. Sabır bir erdem olabilir, ancak sabır sınırsız değildir. Her insanın bir sınırı vardır. İnsanlar, bazen hata yapar, bazen sinirlenir, bazen de sadece biraz yalnız kalmak ister. Bu ruh haliyle başa çıkabilmek için, bir çalışana biraz alan tanımak gerekir. Eğer bu alana izin verilmez ve yalnızca eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşılırsa, kişi yalnız hisseder ve gösterdiği emeklerin takdir edilmediğini düşünür.
Beni en çok üzen şeylerden biri, çabaların göz ardı edilmesidir. Bir etkinliği her detayıyla ilgilenerek düzenlediğinizde ve her şey kusursuz olduğunda, sadece etkinliğe katılmadığınız için eleştiriliyorsanız, bu durum tüm emeğinizin yok sayılması anlamına gelir. Oysa iş yerinde işler sadece eksikliklere odaklanmak için değil, başarıya, çabaya ve emeklere de odaklanmak için yapılmalıdır. İnsanlar her zaman mükemmel olamayabilir; hepimiz bazen aksaklıklar yaşayabiliriz. Ancak bunun karşısında, takdir görmek ve teşekkür edilmek en doğal hakkımızdır. Birine "eline sağlık" demek yerine yalnızca eksiklikleri vurgulamak, hem saygısızlık hem de acımasızlıktır.
Saygı, sadece kelimelerle değil, aynı zamanda davranışlarla da gösterilir. Herkesin kendine ait bir çalışma tarzı ve ritmi vardır. Bir kişi, zor bir dönemden geçiyorsa ya da sinirli hissediyorsa, bu tamamen doğal bir durumdur. Herkesin duygusal durumuna empatiyle yaklaşmak, ona zaman tanımak, sakinleşmesi için alan bırakmak en insani davranışlardır. Ancak bu durum genellikle göz ardı edilir. İnsanlar, kendilerine alan tanınmak yerine, suçlu gibi muamele edilir. Bu tavır, kişiyi daha da yalnızlaştırır ve onun daha çok duvarlar örmesine neden olur.
İş hayatında yıllarca hataları dile getirmekten yoruldum. Çünkü bazen insanlara hatalarını söylediğinizde ya da onlara sınır koyduğunuzda, değişim sağlanmaz. Üstelik değişmeyen insanlar, aynı hataları tekrar eder. Zamanla sabır tükenir ve insanlar, bu tür kişileri hayatlarından çıkarmak zorunda kalır. Bu, aslında bir tür korunma içgüdüsüdür. İnsanlar, sadece eleştirerek değil, aynı zamanda anlayış ve destekle daha güçlü olabilirler.
İş yerinde ya da herhangi bir ilişkide karşılıklı saygı, anlayış ve empati kurmak, yalnızca verimli bir iş ortamı yaratmakla kalmaz; aynı zamanda insanların güvenebileceği ve kendilerini ifade edebileceği bir alan oluşturur. İnsanlar, hatalarından öğrenebileceğini düşündükçe daha dikkatli olur ve gelişir. Ancak bir insana sadece eksikliklerini göstermek, ne kadar sabırlı olursa olsun, onu yıpratır. Ve sonunda, yıpranmış insanlar, hatalarını söylemekten bıkmış olurlar, çünkü aynı hatalar sürekli tekrar eder.
Hayat, kimseye mükemmel olma zorunluluğu getirmez. Hepimiz zaman zaman düşeriz, hatalar yaparız, bazen de sakinleşmeye ihtiyaç duyarız. Önemli olan, birbirimize alan tanımak, saygı göstermek ve hatalarımızı nazikçe hatırlatmaktır. İnsanlık, en çok bu anlayışla büyür.
#istanbul#iyiniyet#istanbuldayasam#türkiye#kıbrıs#insan#artists on tumblr#hayat#iş#işhayatı#işlergüçler#iş insanı#başarı#event#halklailişkiler#newyear#happynewyear#yeniyil#medya#sosyal medya#social media#media#instagram#writers on tumblr#blog yazısı#kahvekeyfi#kahve#blog yazarı#tumblr yazarları#kendine yazar
3 notes
·
View notes
Note
Merhabalar,sana biraz Güzin abla muamelesi yapacağım, şimdiden teşekkürler.
Akademik anlamda çok yoruldugum bir dönemdeyim,aile vs .üstüne eklenince bir çıkmazın içinde buluyorum kendimi.
Duygusal anlamda çöküş yaşıyorum,devamlı ağlarken buluyorum kendimi.
Toparlanmam için birkaç kez terapi denedim ama nafile.
Bunlari aşmam için bir tavsiyen var mı?
merhaba, biraz daha sabırlı olmanı isterim. akademik bi başarı seni moral ve motivasyon olarak üst perdelere taşıyacak ana etken olabilir. dar gelirli bi ailenin içinden geliyorsak bu durum daha kıymetlidir. lütfen aileleride anlayalım bu zor zamanlarda ve gerçekten onlara layık birer evlat olmak günümüzce şart olmalı. kendimize şart koyalım bu işi ne kadar istiyoruz. ne derece çalışıyoruz bu durum gözardı edilmemeli. sanırım akademik sorunun duygusal çöküşe sebebiyet veriyor. ilerleyen dönemlerde bu sorunu çözeceğini düşünüyorum. ikili ilişkilerede yansır bu olay bilgin olsun cünkü gelecek kaygısı kafa yapısını ve sağlıklı düşünceyi ileri şekilde bozabilir. Buna asla yol verme, önüne geç ve kazanmayı perçinle kendinde :) dediğim gibi şart koy kendine, yapabilir miyim değil, yapmalıyım, yapacağım gibi. başarılar hep seninle olsun. sen yaparsın.
6 notes
·
View notes
Text
Meraba arkadaşlar ben tunblr kap atıyorum bidaha açarmıyım bilmiyorum bu aralar duygusal çöküş yasıyor kabuslar görüyorum biraz dinlenmfye ve rahat bir nefese ihtiyaç duyuyorum iyi geceler
19 notes
·
View notes
Text
0 notes
Text
Toksik ilişkilerde, yalnızlık korkusu yaygın!
https://pazaryerigundem.com/haber/170488/toksik-iliskilerde-yalnizlik-korkusu-yaygin/
Toksik ilişkilerde, yalnızlık korkusu yaygın!
Başlangıçta zararsız gibi görünen ilişkilerin zamanla insanın ruhunu ve bedenini zehirlemeye başlayabileceğini dile getiren uzmanlar, sağlıklı bir ilişkiye kıyasla, toksik bir ilişkide yaşam enerjisinin azaldığını vurguladı.
İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, son dönemde sık sık gündeme gelen toksik ilişki konusunu değerlendirdi.
Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, ilişkilerin, hayatımızın önemli bir parçası olduğunu; ancak bazen, başlangıçta zararsız gibi görünen ilişkilerin zamanla ruhumuzu ve bedenimizi zehirlemeye başlayabileceğini dile getirdi.
“Toksik ilişkiler genellikle tekrar eden döngülere girme eğilimindedir.” diyen Cumali Aydın, “İnsanlar, ilişkinin düzelebileceğini ya da sorunun kendi hatalarında olduğunu düşünmeye başlarlar. Bu düşünce tarzı, manipülasyonun bir parçası olabilir. Manipülatif davranışlar, kişinin karar mekanizmasını ele geçirir ve bu da diğer tarafı manipülasyona açık hale getirir. Ayrıca, kişinin kendi yetmezlik duyguları varsa, ilişkide bu duygulardan daha fazla etkilenebilirler. Aile de bu duruma katkıda bulunabilir; örneğin, bir baba kendi yetmezlik hissini çocuğuna yansıtabilir. Toksik ilişkilerde, yalnızlık ve terk edilme korkusu yaygındır. Kişi, zaman zaman sevildiğini hissetse de bazen sevilmediğini düşünebilir. Bu duygusal dalgalanmalar, kişinin genel olarak duygusal çöküş yaşamasına neden olabilir. Sonunda, kişi kendini başkalarına karşı kapatabilir ve ait olmadığı bir yerde hissedebilir.” diye konuştu.
KİŞİNİN KENDİ SINIRLARINI BELİRLEMESİ ÖNEMLİ
Toksik insanlara sınırlar koymadan önce, kişinin kendi sınırlarını belirlemesinin önemli olduğunu da söyleyen Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Sınırlar koymak, dışarıdan gelebilecek problemlere karşı kendimizi korumanın bir yolu olarak hizmet eder. Eğer bir durum rahatsızlık veriyorsa, kişinin duygularını ve düşüncelerini ifade etmesi önemlidir. Ancak, her zaman doğrunun söylenmesi uygun olmayabilir; bu nedenle, iletişimde dengeyi bulmak önemlidir.” dedi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Link
Beren Saat'in başrolde olduğu Atiye'nin üçüncü sezonunda, sevilen dizi Élite'in dördüncü sezonunda, Kevin Hart'lı duygusal yapı Babalık, Arsène Lupin'den esin alan bir hırsızı turnuvada alan Lupin'in 2. kısmı… Haziran 2021' Netflix'te piyasada seyirciyle buluşacak bütün orijinal içerikleri derledik. Netflix Orijinal Dizileri İyi Hisset – 2. Sürem Gösterim Zamanı: 4 Haziran 2021 İlk sezonla zevk toplayan Feel Good, bireysel buhranlarıyla uğraşırken birlikteliklerini ayakta tutan işçi Mae ve George'un hikâyesini yapmaya devam ediyor. Tatlıya düşkünlük Gösterim Zamanı: 4 Haziran 2021 Senedin önceden yaşanmış nedeni olan “Büyük Çöküş” gezegenimizin sınırlarının dışına çıkmış gizemli bir halde “melezlerin” ortaya çıkmasına rağmen verir. Bebekler yarı insan, yarı hayvan olarak doğmaya adım atar. Sweet Tooth, Gus adlı melez bir geyik-çocuğun hikâyesini konu alıyor. Acı Bakla – 2. Kısım Gösterim Zamanı: 11 Haziran 2021 Hubert ve arkadaşları tarafından aranan Assane, Raoul'u bulmaya çalışır ve Hubert'in suçlarını açığa çıkarmak için büyük planını hazırlarken sürpriz bir bağlaşık kazanır. Kara Yaz – 2. Sürem Gösterim Zamanı: 17 Haziran 2021 Zombi kıyametinin üstüne çöken siyah kış yeni bulunabilir da burada beraber gelir. Umutsuz yağmacılar ve gaddar milisler ise hem ölülerle aynı zamanda çaresizlikle savaşır. Katla Gösterim Zamanı: 17 Haziran 2021 İzlanda'da buzulun altında Katla Yanardağı'nın tam bir sene durabilmesi patlamasının mümkün olduğu Gríma hayatta kalan patlamaların başladığı gün ortadan kaybolduan kız kardeşini aramaktadır. Kardeşinin cesedini bulma dostu giderek yanarken yanardağın etrafındaki bölge sakinlerini şaşırtıcı misafirler ziyaret etmeye adım atar. Atiye – 3. Sürem Gösterim Zamanı: 17 Haziran 2021 Karanlık güçler fena emelleri için Aden'in kozmik güçlerinden yararlanmayı isterken kızına erişmeye işçi Atiye'yi kalmışca güç bir karar beklemektedir. Elit – 4. Sürem Gösterim Zamanı: 18 Haziran 2021 Las Encinas'ta göreve gelen sert bir mektep müdürü ve yeni gelen dört masal; karmakarışık ilişkiler, tehlikeli dedikodular ve büyük bir gizemle birlikte bir araya gelirler. Netflix Film Orijinalleri Karnaval Gösterim Zamanı: 2 Haziran 2021 Toplumsal medya femoneni Nina, adam arkadaşının internet üzerinden ihanet videolarını keşfeder. Yaşamış olduğu ayrılığı atlatabilmek için bağlantılarını araya sokarak Karnaval zamanında Salvador'a bir gezi ayarları. Bu onun şey dahilinde tatilde ve yakın üç arkadaşında ona eşlik edecek. Dans eden kraliçeler Gösterim Zamanı: 3 Haziran 2021 Helena Bergström'ün yönettiği Dancing Queens, Bohuslän takımlarındaki minik bir adada yaşayan Dylan Pettersson adlı 23 yaşındaki dans tutkunu kızı mevzu, bahis ediniyor. Uyanmak Gösterim Zamanı: 9 Haziran 2021 Bütün elektronik cihazlarda yok olan ve insanlığın uyuma yeteneğini kaybetmesine neden olan gizemli bir küresel oluşum ortaya çıkabilir, kaos patlak verir. Sorunlu bir geçmişi olan eski asker Jill, olanakları sayesinde seçeneklerin anahtarını elinde bulunduran tek kişidir. Ağlatısal Orman (Selva Tragica) Gösterim Zamanı: 9 Haziran 2021 1920'de, Meksika ve Belize arasındaki sınırda, Meksikalı bir grup izinsiz işçisinin yolu, efsanelerle dolu kanunsuz bir bölge olan Maya ormanının derinliklerinde Agnes ile kesişir. Bu gizemli ve genç Belizeli kadının varlığı, kadınların fantezilerini ve arzularını uyandırarak erkekleri içinde gerginliğe sebep olur. Yeni bir enerjiyle dolan bu çalışanlar, ormanın ortasında gizlenen efsanevi varlık Xtabay'ı bilmeksizin kaderleriyle uyandırdıklarını surat, sima ,çehre surat, sima ,çehre geliyor. Kaykaycı Kız (Patenci Kız) Gösterim Zamanı: 11 Haziran 2021 Hindistan kırsalındaki bir genç, hayatınızı değiştirecek kaykay tutkusunu keşfeder. Yarışlara katılma hayalinin ardında bu genç sıkıntılı bir yol devam ediyor. Bir Tamamlanmamış (Babalık) Gösterim Zamanı: 18 Haziran 2021 Kevin Hart'ın başrolünde yer aldığı Babalık, kızlarının doğumundan yalnızca büyük bir günün ardından eşini kaybeden bir babasının, tek baba olarak kızını büyütmeye çalışması mevzu, bahis ediniyor. Kimsin Sen? (Kağıt üzerinde iyi) Gösterim Zamanı: 23 Haziran 2021 Seneler boyu kariyerini aşkının önünde tutan stand-up komedyeni Andrea Singer, muhteşem, harika bir erkekle tanışır. Kâğıt üstünde tüm özellikleri taşıyan görünse de bu adam tam olarak görünmüş olduğu kişilerin mi? Amerika: Sinema Filmi Gösterim Zamanı: 30 Haziran 2021 Alaycılığın sınırlarını zorlayan bu güncellemeci tarihsel animasyonda motorlu testere sallayan George Washington, Amerikan Devrimi'nde Benedict Arnold ve Kral James'i alt yapmak eylemek yapabilmek için bir grup provokatörü bir araya getiriyor. Netflix Orijinal Belgeselleri Gezegenimizin Tehlikeli sonuç Eşikleri Gösterim Zamanı: 4 Haziran 2021 David Attenborough ve ilim insanı Johan Rockström, Dünya'daki biyoçeşitliliğinin ayrıntılarını ve bu kırılmanın nasıl önüne geçilebileceğini inceliyor. Bu Pop Gösterim Zamanı: 22 Haziran 2021 ABBA'dan T-Pain'e kadar ünlü reklamlar popüler olarak ortaya çıkıyorn bile farkında değilsiniz boyutlarını incelerken, asla bilmediğimiz bir döneme açıklığa kavuşuyor. Umuda Koşan Kızlar Gösterim Zamanı: 24 Haziran 2021 Brooklyn'deki evsiz üç genç kız kardeşimiz, ilinti hissini ve daha parlak bir geleceğin gidişatını bütün engelliyor ve içinde kaldıkları karşı savaşım yapıyor. paylaş:
0 notes
Link
Beren Saat'in başrolde olduğu Atiye'nin üçüncü sezonunda, sevilen dizi Élite'in dördüncü sezonunda, Kevin Hart'lı duygusal yapı Babalık, Arsène Lupin'den esin alan bir hırsızı turnuvada alan Lupin'in 2. kısmı… Haziran 2021' Netflix'te piyasada seyirciyle buluşacak bütün orijinal içerikleri derledik. Netflix Orijinal Dizileri İyi Hisset – 2. Sürem Gösterim Zamanı: 4 Haziran 2021 İlk sezonla zevk toplayan Feel Good, bireysel buhranlarıyla uğraşırken birlikteliklerini ayakta tutan işçi Mae ve George'un hikâyesini yapmaya devam ediyor. Tatlıya düşkünlük Gösterim Zamanı: 4 Haziran 2021 Senedin önceden yaşanmış nedeni olan “Büyük Çöküş” gezegenimizin sınırlarının dışına çıkmış gizemli bir halde “melezlerin” ortaya çıkmasına rağmen verir. Bebekler yarı insan, yarı hayvan olarak doğmaya adım atar. Sweet Tooth, Gus adlı melez bir geyik-çocuğun hikâyesini konu alıyor. Acı Bakla – 2. Kısım Gösterim Zamanı: 11 Haziran 2021 Hubert ve arkadaşları tarafından aranan Assane, Raoul'u bulmaya çalışır ve Hubert'in suçlarını açığa çıkarmak için büyük planını hazırlarken sürpriz bir bağlaşık kazanır. Kara Yaz – 2. Sürem Gösterim Zamanı: 17 Haziran 2021 Zombi kıyametinin üstüne çöken siyah kış yeni bulunabilir da burada beraber gelir. Umutsuz yağmacılar ve gaddar milisler ise hem ölülerle aynı zamanda çaresizlikle savaşır. Katla Gösterim Zamanı: 17 Haziran 2021 İzlanda'da buzulun altında Katla Yanardağı'nın tam bir sene durabilmesi patlamasının mümkün olduğu Gríma hayatta kalan patlamaların başladığı gün ortadan kaybolduan kız kardeşini aramaktadır. Kardeşinin cesedini bulma dostu giderek yanarken yanardağın etrafındaki bölge sakinlerini şaşırtıcı misafirler ziyaret etmeye adım atar. Atiye – 3. Sürem Gösterim Zamanı: 17 Haziran 2021 Karanlık güçler fena emelleri için Aden'in kozmik güçlerinden yararlanmayı isterken kızına erişmeye işçi Atiye'yi kalmışca güç bir karar beklemektedir. Elit – 4. Sürem Gösterim Zamanı: 18 Haziran 2021 Las Encinas'ta göreve gelen sert bir mektep müdürü ve yeni gelen dört masal; karmakarışık ilişkiler, tehlikeli dedikodular ve büyük bir gizemle birlikte bir araya gelirler. Netflix Film Orijinalleri Karnaval Gösterim Zamanı: 2 Haziran 2021 Toplumsal medya femoneni Nina, adam arkadaşının internet üzerinden ihanet videolarını keşfeder. Yaşamış olduğu ayrılığı atlatabilmek için bağlantılarını araya sokarak Karnaval zamanında Salvador'a bir gezi ayarları. Bu onun şey dahilinde tatilde ve yakın üç arkadaşında ona eşlik edecek. Dans eden kraliçeler Gösterim Zamanı: 3 Haziran 2021 Helena Bergström'ün yönettiği Dancing Queens, Bohuslän takımlarındaki minik bir adada yaşayan Dylan Pettersson adlı 23 yaşındaki dans tutkunu kızı mevzu, bahis ediniyor. Uyanmak Gösterim Zamanı: 9 Haziran 2021 Bütün elektronik cihazlarda yok olan ve insanlığın uyuma yeteneğini kaybetmesine neden olan gizemli bir küresel oluşum ortaya çıkabilir, kaos patlak verir. Sorunlu bir geçmişi olan eski asker Jill, olanakları sayesinde seçeneklerin anahtarını elinde bulunduran tek kişidir. Ağlatısal Orman (Selva Tragica) Gösterim Zamanı: 9 Haziran 2021 1920'de, Meksika ve Belize arasındaki sınırda, Meksikalı bir grup izinsiz işçisinin yolu, efsanelerle dolu kanunsuz bir bölge olan Maya ormanının derinliklerinde Agnes ile kesişir. Bu gizemli ve genç Belizeli kadının varlığı, kadınların fantezilerini ve arzularını uyandırarak erkekleri içinde gerginliğe sebep olur. Yeni bir enerjiyle dolan bu çalışanlar, ormanın ortasında gizlenen efsanevi varlık Xtabay'ı bilmeksizin kaderleriyle uyandırdıklarını surat, sima ,çehre surat, sima ,çehre geliyor. Kaykaycı Kız (Patenci Kız) Gösterim Zamanı: 11 Haziran 2021 Hindistan kırsalındaki bir genç, hayatınızı değiştirecek kaykay tutkusunu keşfeder. Yarışlara katılma hayalinin ardında bu genç sıkıntılı bir yol devam ediyor. Bir Tamamlanmamış (Babalık) Gösterim Zamanı: 18 Haziran 2021 Kevin Hart'ın başrolünde yer aldığı Babalık, kızlarının doğumundan yalnızca büyük bir günün ardından eşini kaybeden bir babasının, tek baba olarak kızını büyütmeye çalışması mevzu, bahis ediniyor. Kimsin Sen? (Kağıt üzerinde iyi) Gösterim Zamanı: 23 Haziran 2021 Seneler boyu kariyerini aşkının önünde tutan stand-up komedyeni Andrea Singer, muhteşem, harika bir erkekle tanışır. Kâğıt üstünde tüm özellikleri taşıyan görünse de bu adam tam olarak görünmüş olduğu kişilerin mi? Amerika: Sinema Filmi Gösterim Zamanı: 30 Haziran 2021 Alaycılığın sınırlarını zorlayan bu güncellemeci tarihsel animasyonda motorlu testere sallayan George Washington, Amerikan Devrimi'nde Benedict Arnold ve Kral James'i alt yapmak eylemek yapabilmek için bir grup provokatörü bir araya getiriyor. Netflix Orijinal Belgeselleri Gezegenimizin Tehlikeli sonuç Eşikleri Gösterim Zamanı: 4 Haziran 2021 David Attenborough ve ilim insanı Johan Rockström, Dünya'daki biyoçeşitliliğinin ayrıntılarını ve bu kırılmanın nasıl önüne geçilebileceğini inceliyor. Bu Pop Gösterim Zamanı: 22 Haziran 2021 ABBA'dan T-Pain'e kadar ünlü reklamlar popüler olarak ortaya çıkıyorn bile farkında değilsiniz boyutlarını incelerken, asla bilmediğimiz bir döneme açıklığa kavuşuyor. Umuda Koşan Kızlar Gösterim Zamanı: 24 Haziran 2021 Brooklyn'deki evsiz üç genç kız kardeşimiz, ilinti hissini ve daha parlak bir geleceğin gidişatını bütün engelliyor ve içinde kaldıkları karşı savaşım yapıyor. paylaş:
0 notes
Text
okay one final succession post here before i pack it up and take it to my sideblog for good
I FINISHED IT 😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭
farewell my mentally unstable fucked up siblings (jk, im not letting them go for some time. rotating them in my brain and such)
im proud to announce im a roman girl now ✌ he's literally the most special boy in the universe, i dont fucking care how weird or delusional that sounds, yes he's a piece of shit, yes he's an unbearable person, yes he's so fucking emotionally stunted that he would rather die than be vulnerable and sincere with anyone, which leads him to act like a heartless psychopath (for lack of a better word, sorry) when he actually feels soooooo much and sooooo deeply. so much that it fucks him up and drowns him out. so yes he's so hungry for love and acceptance, and he doesnt even know what to do any of his emotions!!! yes, he's daddy's little boy, yes he hates daddy and anyone who tells him what to do, but yes, he will do it anyway. because he's hungry for approval. and it fucks him up because no one in this fucking family is operating on emotions!!! and then he gets ridiculed for crying at his father's fucking funeral, and then he's the one who fucks it up all the time. and yes he will tear himself apart for any small mistake, but also yes, he has such an unfounded confidence that makes him think he can do fucking anything and will be fine. which he does, he fucking does anything, just because it will give him a rush, or just because he can, just to see how much he will be kicked around for it, beaten down because he wants it. he's so sick in the head he will get off to it. cant even accept love or any other emotion in a normal way, no, he has to turn it into a violent shitshow. kicked around by daddy, only to be beckoned back to run the next errand, and he will come wagging his tail, and then he will go and fuck it up again, kicked around again etc etc... and all this results in him constructing his life and personality around Doing Good (in dad's books), which he cant achieve no matter what. because he never put any real effort into learning the ropes. because he's a privileged fuck who is just living in the shadow of his father. and he will never be his father. he cant ever be his father. yet he acts like he can be. "daddy did it like that so why cant i too?" fuck you, you're not as competent and not as emotionally strong. and he hates himself for it. why cant it be me? why is it not me? god i love this shitshow of a human so much im sorry but. he <3. he's also adhd af. queer af. childhood trauma af. possibly borderline? af. i love him.
oops. literally went ahead and wrote the whole thing abt roman. sorry :^) i started doing a roman playlist, dont know if i will finish it. i also started a kendall playlist emmsmsjdjfjf because yes there are loads of them but yes i need a personal one too. anyway THIS SHOW
kendall, özür dilerim eski bir kendall girl olarak bunu dediğim için, ama gerçekten bu sonu haketti 😭😭 hala istemsizce biraz kendall girl sayılırım. ama bro.... u fucked it. ne diyeyim cidden. evet kötü bir babasın, evet it runs in the family, ve evet dünyanın en loser kişisisin. ayrıca şunu da demek istiyorum, harika bir bipolar karakter yazmışlar. cidden eating him up with spoon çok güzel karakter ya. karakterin inişleri ve çıkışları, delusions of grandeur anlarından birden kendi içine çöküşleri... princess mental illness <3 kendall hakkında şimdiye kadar o kadar çok şey yazdım ki bilmiyorum daha ne yazabilirim şu an
SHIV..... one cold bitch cidden ya. gerçekten en duygusuz ve çıkarcı karakter sensin ve bu yüzden seni çok seviyorum dndjdjfh god forbid women do anything 🙄 ama bi yandan da (özellikle son sezon) çok fazla duygusal çöküş yaşadı cidden. ve oyuncu gerçekten o kadar iyi kiiii (hepsi için geçerli tbh). tom ile yaşadıkları toksiklik dibi ilişki o kadar leziz ki. ve her şeye rağmen çıkarları için yine birlikte olmuş olmaları. ikisi de iğrenç insanlar awwww <3 ve tom jsjdhdhufuf abi tom o kadar değişik bi karakterdi ki obsessed with him ya. özellikle de shiv ile olan dinamikleri çok iyiydi, ama bundan daha iyisi ne biliyor musunuz? gregle olan dinamiği <333 aslında shive en çıkarcı karakter demek yanlış, grege çok büyük haksızlık oluyor lmaooooo greg en sonunda gerçekten de masanın kendisi oldu. her masada olup da hepsini bu kadar iyi handle etmek ama hala awkward cousin greg olmak 😭😭 tom'un en sevdiği (???) iki insanın dünyanın en çıkarcı insanları olması skjsjdd king of toxic relationships
bro şu an daha fazla yazacak beynim yok ve şu an bunları akraba ziyaretinde konuşmalar arasında yazıyorum sjsjdhd very fitting atmosphere tbh. so i cant really elaborate more rn but rotating them all in my brain and such... now i will be rbing content to my sideblog bye
oh edit: aklima yeni geldi şunu da demek istiyorum ummm fucked up üçlümüzün çok kısa süreler boyunca gerçekten kardeşler gibi interact etmelerini izlemek çok eğlenceliydi. yine diyorum daha az iyi bi dizi olsa bu sahneleri çok daha değişik yapardı ve ayrıca fanservice gibi önümüze sürerlerdi sanırım. bu kadar kısıtlı süre boyunca team up olmaları ve sonra kavga etmeleri ve sonra yine kısa süre team up olmaları o kadar zevkliydi ki djdjdhhf daha uzun süre team up olsalar kesinlikle bu kadar zevkli olmazdi. something something the thing about desire is that it's stronger when it's not totally satisfied
1 note
·
View note
Note
Peki, Poyraz'ın ölü olarak bilindiği dönemde Ayşegül evlendi. Bunu Ayşegül'ün aldatmış olduğu şeklinde yorumlayabilir miyiz?
Herkesin yas tutma süreci ayrı işler bence Ayşegül bunu o adamı sevdiğinden mi yaptı? Sanmıyorum ama Poyraz'ın ölmüş olduğunu düşündüğü için birine bağlanma ihtiyacı duymuş olabilir. Duygusal çöküş ve boşluğun insana neler yaptırabileceğini tahmin etmek zor değil. Tabii bende sevmedim ama iki tarafı da düşünmek gerekiyor.
0 notes