#yazmak
Explore tagged Tumblr posts
arcfatoma · 7 months ago
Text
Köprüyü yaktılar, sonra neden ziyaret etmediğimi soruyorlar.
68 notes · View notes
birseyleryazar · 12 days ago
Text
Eskiden duygularımı / hislerimi şiirleştirmeyi severdim. Evet severdim... uzun bir zamandır yazmıyorum ama son zamanlarda şiir yazasım da geliyor. Kendimi engelliyorum. Nedense yazmamalıymışım gibi geliyor. Sanki eski bir alışkanlık olarak kalmalıymış ve elime kalemi alıp sayfalar hiç kirletmemeliyim gibi hissediyorum. Saçma. Şöyle de bir şey ver ben en çok pişmanlıklarımı şiirleştirirdim ve sanırım artık ne pişman olmak istiyorum/yada öyle hissetmek İstiyorum. Ne de yazarak kalıcı hale getirmek istiyorum. Mesela eski şiir kitabımın içinde yazanlar beni rahatsız ettiğinden elime alıp okuyamıyorum. Yırtıp çöpe de atamıyorum. Kitaplığın bir köşesinde var olmasını istiyorum?
Yazarkedy.
21 notes · View notes
alperen1emre · 2 months ago
Text
Öyle tedirgin ettiki beni
27 notes · View notes
sahnearkasi · 3 months ago
Text
hikayemin sonu | bir.
Hayatın bu kadar güzel olduğunu çok yenilerde öğrendim ben. Evet, yine bir gideri vardı ve güzeldi ama bu kadar olduğunu yeni öğrendim. Ağaçlar yeşil, gökyüzü mavi amenna ama yürürken ansızın durup ciğerlerini havayla doldurup o havanın serinliğini hissetmeyi yeni öğrendim ben. O serinlikte kişisel huzurumun gizli olduğunu yeni sezdim. Ne zaman başladı olanlar olmaya ve benim aklımı başıma getirmeye, tam olarak bir gün veremesem de bundan aslında yıllar öncesiydi. Temeli doğuştan saflığımı görmezden gelip kendimi akıllı sandığım ama aslında enayiliğe kaçacak bir iyi niyet beslediğim yıllardı. Aşkı hep uzakta arardım ve bir gün zengin olacağıma inanırdım. Zengin oldun mu derseniz, zenginlik aslında nedir derim. Zamanla kelimelerin anlamlarının değiştiğine şahitlik ettim. İnsanların değiştiğini görmekten çok daha iyi olsa da en acısı insanları hiç tanımadığınızı fark etmekti. Bu geç fark ediş de aslında kibrimde boğulup kendime yakıştıramadığım enayiliğimdendi. İnanın, gerçek bir enayilik bu. Saflık diyerek yumuşatmaya hiç niyetim yok. Ç��nkü siz kendinize acısanız da size acımayan başka birileri elbet çıkacak karşınıza ama eğer kendinizin en ağır eleştirmeni ve dürüstü olursanız hiçbiri çıkamaz karşınıza. Kulak verin sözlerime. Bundan yıllar önce birileri bana bunları söylemiş olsaydı size bugün çok daha farklı bir hikaye anlatabilirdim. Bi ihtimal anlatacak bir hikayem de olmayabilirdi ama işte nasılsa “yaşadığım her an aleyhime bir delil doktorların ve devletin nazarında”.
24 notes · View notes
okuryazar06 · 7 months ago
Text
ben en çok kendimi sevdim
kendimi de yazarken buldum
bulduğum gibi kalabiyseydim
belki de çok daha fazla sevebilirdim
hayat her yanımdan tuttu çekiştiriyor
sonun sanırım mezar taşımdaki yazıyı tamamlamak
ya da taşa yazarken mezarımı kazmakla olacak...
47 notes · View notes
ilmiyyat1453 · 1 year ago
Text
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Yalnız kalmak (uzlet, inzivâ) kötü arkadaştan hayırlıdır, salih arkadaş ise yalnız kalmaktan hayırlıdır. Hayır yazmak susmaktan hayırlıdır, sükut ise kötü şey yazmaktan hayırlıdır."
Hâkim, el-Müstedrek
78 notes · View notes
dianaa70 · 6 months ago
Text
yazasım var ama ya sıkıldıysa yazmamdan
27 notes · View notes
sessiizliginsesii · 2 years ago
Text
Bazen kelimelerim de düşüncelerime yetmiyor.
Tumblr media Tumblr media
258 notes · View notes
anlatilmayan-seylervar · 4 months ago
Text
17 yaş ÜSTÜ ve PORN bloglar yazmasın
14 notes · View notes
sessizsozcuklerim · 1 year ago
Text
Tumblr media
Her anlamda...
57 notes · View notes
birseyleryazar · 8 days ago
Text
Bugün çok mağlup hissediyorum hayata karşı.
Bir durgunluk, bir sessizlik hakim. Kabullenmişim sanki. Bu hissiz, boş bakışlarım buna işaret. Olduğum yerde duruyorum. Tek ben varmışım dünyada sanki. Oysa herkes hala nasıl da mücadeleye devam ediyor. Herkes hareket içinde. Dünya dönmeye devam ediyor. Ben ise mutfağın bir köşesinde iki bacağımı kendime çekmiş oturuyorum.
Yazarkedy.
10 notes · View notes
derinkalem · 9 days ago
Text
Aynaya bakıyorum.
Karşımda, zamanın izlerini taşıyan bir yüz duruyor. Gözlerim eskisi gibi ışıldamıyor artık; yorgun, dalgın, hüzünle örtülmüş. Bu ben miyim gerçekten? O neşeli bakışlar, o ışıl ışıl parlayan gözler nereye kayboldu? Hani o pembe hayallerin peşinden koşan, geleceğe umutla bakan kız vardı ya… Güzel gülüşlü o kız. Şimdi kim, hangi yollar aldı onu benden?
Ruhuma eğiliyorum.
Orada bir sessizlik var. Bir zamanlar huzurun ve dinginliğin peşinde, durmadan arayışta olan o ruh şimdi şaşkın ve yorgun. Meğer ne çok savaşıp durduğunun farkında bile değilmişim. Huzurlu zamanlarım varmış aslında; kıymetini bilmediğim, avuçlarımın arasından kayıp giden o zamanlar. Şimdi sadece dua ediyorum, bu günler de geçicidir diyorum. Belki yarın, güneş yeniden benim için doğacak.
Ama biliyorum…
Bugüne kadar kaç kez düştüm, kim bilir? Yaralarım derindi.Ağladım. Kayıp bir yaprak gibi rüzgarla savruldum. Ama ne olursa olsun, bir şekilde hep ayağa kalktım. Her defasında yolumu buldum. Şimdi kalkmak daha zor, adımlarım daha ağır belki. Ama duramam. Durursam, olduğum yerde kalırım. Ve beni kimse kaldırmaz, kimse beklemez. Kendime söz verdim: Kalkacağım ve devam edeceğim. Eksik yanlarımı tamamlamayı, acılarımı sarmayı öğreneceğim. Gözyaşlarımı silemesem bile, varsın silinmesin. Onlar bana güçlü olduğumu, olmam gerektiğini fısıldıyor.
Değişmek istiyorum.
Daha iyi bir “ben” olmak istiyorum. Bunun yolu da düşmekten, yanılmaktan ve yeniden başlamaktan geçiyor. Şu an bir inşa sürecindeyim. Harabeye dönmüş yanlarımı onarıyor, kendimi yeniden kuruyorum. Kolay değil, ama vazgeçmiyorum. Çünkü hâlâ çabalıyorum.
Yolun ortasındayım.
Düz, kahverengi, sonsuzluğa uzanan bir yol… Sis çökmüş her yanı; hafif rutubet kokusu genzimi yakıyor. Soğuk bir rüzgar, tenime değip geçiyor. Yolun sessizliği içimi ürpertiyor, ama o sessizlikte bile bir şeyler fısıldıyor bana: "Yürümeye devam et..." Tedirginim, adımlarım titrek, ama ilerliyorum. Çünkü biliyorum, bu yol benim yolum. Hangi taş çıkarsa çıksın önüme, hangi fırtına savurursa savursun beni, durmayacağım. İçimde küçücük bir umut parçası var. Çok uzakta belki, ama orada…
En zor olan neydi biliyor musun?
Kendimle yüzleşmek. Kaçtığım, görmezden geldiğim, içimde yankılanan o çatlak seslerle barışmak. Aynada gördüğüm yorgun yüzle, kalbimdeki yaralarla, hayal kırıklıklarımın derin izleriyle yüzleşmek... Zordu. Ama barışmak zorundaydım. Çünkü o barış olmadan iyileşemezdim.
İçimde bir boşluk…
Oyuk oyuk. Kanıyor, sızlıyor, ağlıyor. Korkularım ellerimden tutmuş bırakmıyor. Ama biliyor musun, hâlâ bir ışık var içimde. Küçücük ama güçlü bir ışık. Yaşadığım sürece orada parlayacak. Bir gün, o ışığa ulaştığımda, yalnızca kendimi değil, hayatın gerçek anlamını da bulmuş olacağım. Ve o gün, sonunda, bu yolun beni nereye götürdüğünü anlayacağım. Çünkü bu yol, beni bana götürecek.
Tumblr media Tumblr media
17 notes · View notes
okuryazar06 · 6 months ago
Text
yazmak
yazmayı çok seviyorum
okunmak güzel duygu
okununca begenilmek tarifsiz
alın yazısı gibi olmuyor her yazı
kalın harflerle yazmak gerek
illa ki okunsun diye
sadece okunmasın
okunan her şeyden de fikir üretilsin
fikirlerde yazılsın
bazen bez parçasına
bazen az kullanılmış kağıda
çoğu zamanda tertemiz sayflara
gönüller gibi pırırl pırıl olmalı
okundukça duygular şelale gibi çoşmalı
küçük çocuğun kaderei gibi
tertemiz kokusu gibi taze olmalı yazmak...
anlık 16.40
25 haziran 2024 ankara
20 notes · View notes
arcfatoma · 7 months ago
Text
Sana hiç sahip olmadığın her şeyi vermek isterdim ve o zaman bile seni sevmenin ne kadar harika olduğunu asla bilemeyeceksin.
19 notes · View notes
onderkaracay · 5 months ago
Text
Tumblr media
13 notes · View notes