#kayıp ruhlar
Explore tagged Tumblr posts
karanliginyankisi · 4 months ago
Text
"Ne içimdeki sokaklara sığabildim. Ne de dışarıdaki dünyaya."
75 notes · View notes
vintages-s · 1 month ago
Text
Tumblr media
Şuan hangi gökyüzüne bakıyorsun bilmiyorum...işin kötüsü gökyüzüne bakabiliyor musun onu bile bilmiyorum....yanında kim var mesela...kim bakıyor gözlerine şuan....kim duyuyor benden esirgediğin sesini...gülüyor musun....en azından gülümseyebiliyor musun...bilmiyorum... Kıskançlık değil bu sorular...isyan bunlar...isyancılar bastı devrim yaptığın topraklarıma... Gelmelisin....Özlemin suskunluğa dönüşüyor.. gelmelisin sevgilim....yıktığın duvarların temellerini atıyor bilmediğim isyankar eller ....gelmelisin..
39 notes · View notes
efillavin · 1 month ago
Text
Henüz ölmemiş bir bedenden ruhun çekilmekte olduğunu hayal ettiğiniz mi hiç ?
19 notes · View notes
berfinyikilmaz · 1 year ago
Text
Biliyormusun? Bekledim... beni gerçekten sevebilecek birini bekledim... ne büyük aptallık...
109 notes · View notes
black-dark1 · 1 year ago
Text
Kaybettiklerim arasında en çok
Kendimi özledim..
106 notes · View notes
kirik-beyaz · 7 months ago
Text
Kimseler anlamamış seni, ruhunu küstürmüşler..
22 notes · View notes
derinkalem · 6 days ago
Text
Aynaya bakıyorum.
Karşımda, zamanın izlerini taşıyan bir yüz duruyor. Gözlerim eskisi gibi ışıldamıyor artık; yorgun, dalgın, hüzünle örtülmüş. Bu ben miyim gerçekten? O neşeli bakışlar, o ışıl ışıl parlayan gözler nereye kayboldu? Hani o pembe hayallerin peşinden koşan, geleceğe umutla bakan kız vardı ya… Güzel gülüşlü o kız. Şimdi kim, hangi yollar aldı onu benden?
Ruhuma eğiliyorum.
Orada bir sessizlik var. Bir zamanlar huzurun ve dinginliğin peşinde, durmadan arayışta olan o ruh şimdi şaşkın ve yorgun. Meğer ne çok savaşıp durduğunun farkında bile değilmişim. Huzurlu zamanlarım varmış aslında; kıymetini bilmediğim, avuçlarımın arasından kayıp giden o zamanlar. Şimdi sadece dua ediyorum, bu günler de geçicidir diyorum. Belki yarın, güneş yeniden benim için doğacak.
Ama biliyorum…
Bugüne kadar kaç kez düştüm, kim bilir? Yaralarım derindi.Ağladım. Kayıp bir yaprak gibi rüzgarla savruldum. Ama ne olursa olsun, bir şekilde hep ayağa kalktım. Her defasında yolumu buldum. Şimdi kalkmak daha zor, adımlarım daha ağır belki. Ama duramam. Durursam, olduğum yerde kalırım. Ve beni kimse kaldırmaz, kimse beklemez. Kendime söz verdim: Kalkacağım ve devam edeceğim. Eksik yanlarımı tamamlamayı, acılarımı sarmayı öğreneceğim. Gözyaşlarımı silemesem bile, varsın silinmesin. Onlar bana güçlü olduğumu, olmam gerektiğini fısıldıyor.
Değişmek istiyorum.
Daha iyi bir “ben” olmak istiyorum. Bunun yolu da düşmekten, yanılmaktan ve yeniden başlamaktan geçiyor. Şu an bir inşa sürecindeyim. Harabeye dönmüş yanlarımı onarıyor, kendimi yeniden kuruyorum. Kolay değil, ama vazgeçmiyorum. Çünkü hâlâ çabalıyorum.
Yolun ortasındayım.
Düz, kahverengi, sonsuzluğa uzanan bir yol… Sis çökmüş her yanı; hafif rutubet kokusu genzimi yakıyor. Soğuk bir rüzgar, tenime değip geçiyor. Yolun sessizliği içimi ürpertiyor, ama o sessizlikte bile bir şeyler fısıldıyor bana: "Yürümeye devam et..." Tedirginim, adımlarım titrek, ama ilerliyorum. Çünkü biliyorum, bu yol benim yolum. Hangi taş çıkarsa çıksın önüme, hangi fırtına savurursa savursun beni, durmayacağım. İçimde küçücük bir umut parçası var. Çok uzakta belki, ama orada…
En zor olan neydi biliyor musun?
Kendimle yüzleşmek. Kaçtığım, görmezden geldiğim, içimde yankılanan o çatlak seslerle barışmak. Aynada gördüğüm yorgun yüzle, kalbimdeki yaralarla, hayal kırıklıklarımın derin izleriyle yüzleşmek... Zordu. Ama barışmak zorundaydım. Çünkü o barış olmadan iyileşemezdim.
İçimde bir boşluk…
Oyuk oyuk. Kanıyor, sızlıyor, ağlıyor. Korkularım ellerimden tutmuş bırakmıyor. Ama biliyor musun, hâlâ bir ışık var içimde. Küçücük ama güçlü bir ışık. Yaşadığım sürece orada parlayacak. Bir gün, o ışığa ulaştığımda, yalnızca kendimi değil, hayatın gerçek anlamını da bulmuş olacağım. Ve o gün, sonunda, bu yolun beni nereye götürdüğünü anlayacağım. Çünkü bu yol, beni bana götürecek.
Tumblr media Tumblr media
12 notes · View notes
geceninmavisis0 · 1 year ago
Text
Tumblr media
Dünya beni sevmedi, ben de onu sevmedim. Kafamın içi dünyadan daha güzeldi. Ben de onu seçtim.
141 notes · View notes
yalnizbiradam77 · 20 days ago
Text
birer birer unutuyorum anılarımızı dünden çok eksilenim var bugün biliyormusun ben bi yüzünü unutamam sesini unuttum sayılır ama yüzünü unutamam gece ay tepeye ulaştığında bakarım ay tenini anımsatır soluk beyaz ve güzel siyah gökyüzü saçlarını anımsatır yıldızlarda yanaklarındaki o öpmeye doyamadığım çillerini anımsatır bana ben işte bu yüzden unutamam yüzünü her şey gitsede görünüşünü unutamam orkide… bu gün pek modumda değildim umarım güzel olmuştur :)
8 notes · View notes
sessiizliginsesii · 2 years ago
Text
Ruhuma attığım kaçıncı derin çizik bu?
Tumblr media Tumblr media
162 notes · View notes
witchgirll3 · 6 months ago
Text
İnsanları anlamak için kendinden vazgeçtin ve kendini kaybettin. Ama bunu fark ettiğinde çok geçti, sen artık sen olmaktan çıkmıştı, sen kendini unutmuştun...
15 notes · View notes
karanliginyankisi · 4 months ago
Text
"Giderek her şeyden vazgeçerek sanki bir başkası oldum."
26 notes · View notes
vintages-s · 1 month ago
Text
Anılara yelken açılmaz,
Avuç açılır..
,
Duygu dilenmek için..
23 notes · View notes
efillavin · 2 months ago
Text
"Midemin açlığını kuru mısır ekmeğiyle bastırırken ruhumun açlığını ödünç aldığım kitaplarla giderdim ."
Abraham Lincoln
9 notes · View notes
giderkenkalmaktibenimkisi · 4 months ago
Text
Tumblr media
8 notes · View notes
heartofsaturnn · 5 months ago
Text
Yardım bekledim, o kuyuda yapayalnızdım. Yardım bekledim, o yalnızlıktan kurtulmak için bir ışık, bir ses, bir el bekledim. Bir ışık aradım, bulamadım. Bir ses bekledim, bulamadım. Bir el istedim, onu da bulamadım. Bağırdım, çağırdım. Varlığımın hala sürdüğünü, son bulmadığını göstermeye çalıştım.
Uyudum, uyandım hala kimse yoktu. Bir kere daha uyudum, uyandım. Bir kere daha ve bir kere daha... Kaç gece çığlıklarla uyudum, çığlıklarla uyandım. Zaman geçiyordu ve tek yaptığım sadece uyumak ve uyanmaktı. Tek duyduğum ise çığlıklarımdı. Günler bu şekilde geldi geçti.. ama hala kimse yoktu. Varlığıma olan inançları ya yok olmuştu ya da umursamıyorlardı bile. Her gün bir umut o ışığı aradım, o sesi bekledim, o eli istedim. Her gün belki dedim. Bir gün belki beni duyacaklar, belki bir ışık yakıp ellerini uzatacaklar. Yardım edecekler, beni bu çıkmazdan kurtaracaklar...
Suları nefesimi kesen, karanlığından ürperdiğim kuyuda boğulmamalıydım. Seslendim, bağırdım, çağırdım.
...
Artık hissediyorum, boğuluyorum. Ne sudan boğuluyorum ne de karanlıktan. Kendi çığlıklarımda boğuluyorum.. ama kimse yardım etmiyor.. ve ben son bir çığlık atıyorum, son bir çığlık.. ve gözlerimde bir uyku hali hissediyorum.. gözlerim yavaş yavaş kapanıyor, bir daha açılmamak dileğiyle.
Kendimi çığlık seslerimi duymadığım bir rüyanın içinde buluyorum. Uçsuz bucaksız, sonsuza dek sürecek olan sessiz sakin, huzurlu bir rüya..
7 notes · View notes