#Kim Si-A
Explore tagged Tumblr posts
kaipanzero · 2 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kill Boksoon
길복순 (2023)
150 notes · View notes
adamwatchesmovies · 2 years ago
Text
Kill Boksoon (2023)
Tumblr media
As an action film, Kill Boksoon has the pulse-pounding sequences of hand-to-hand combat you're looking for. When the picture slows down to focus on its family drama and side characters, it can’t help but feel derivative of other works. Whether the stunts and choreography are enough for you, I can't be sure. For me, I found it lacking.
Single mother Gil “Kill” Bok-Soon (Jeo Do-yeon) is a hitwoman working for M.K. Ent, one of several criminal organizations specializing in discreet - or not-so-discreet, if that’s what you want - assassinations. Gil is also a single mother who struggles to connect with her teenage daughter, Jae-yeong (Kim Si-a). As Gil contemplates retirement, the two worlds she’s worked so hard to keep separate start moving too close together for comfort.
I never buy into these “assassins with a code of honour” movies. Bok-Soon’s boss, Cha Min-Kyu (Sol Kyung-gu) goes into great length about this airtight secret society of killers he and his peers assembled, how they won’t slaughter children, will always do the jobs they’re assigned (among other rules) and how this has made the criminal underworld a better place. It just doesn’t hold up. Firstly, any drug addict will accept to do pretty much anything if you give them $100, so how exactly can Min-Kyu and his sister Cha Min-Hee (Esom) guarantee only "sanctioned" killers are "working"? We see them take out targets outside of Korea. Are we supposed to believe there aren't any mercenaries anywhere else? Next, that code of honour. Give me a break. So you’re not killing little kids. What you are willing to do is make them orphans, and the second someone turns 18, they’re fair game so don’t pretend like you have some moral high ground. You didn’t see Mother Teresa handing envelopes of cash to get someone whacked. What I’m getting at is that no matter how much the film tries to get you to sympathize with Bok-Soon, a part of you will always think “she freely admits she’s going to Hell because of all the crimes she’s committed. I’m pretty sure the planet would be better off without her.”
Even if you don’t have issues with the problems above, the premise isn’t original. You figure Bok-Soon will eventually have to turn on her fellow assassins, with her boss - the man who taught her everything - facing off against her at the very end. We’ve seen that a thousand times. There is a bit of intrigue in the family drama stuff. After a violent incident at school, mom wonders if the apple doesn’t fall so far from the tree. Too bad that business makes the film swell up to a needlessly hefty 137 minutes. Way too long.
The action scenes are the reason to see this picture. Director Byun Sung-hyun does this cool thing where he has his protagonist imagine how a scenario might go, and then show Bok-soon snapping out of her fantasy so she can try something different. It’s a clever way to extend the fights and more than once, catches you by surprise. The stunt choreography is great, with an extended brawl in a bar is the film’s highlight.
In North America, Kill Boksoon is being released via Netflix, which means you can see it "for free". This is a film that ultimately, I doubt you'll remember, which means that's the right price for it. From the comfort of your home, you can set aside the blemishes and focus on what works, which are the action scenes and to a certain extent, the family drama. (Original Korean with English Subtitles, May 21, 2023)
Tumblr media
2 notes · View notes
korelist · 8 days ago
Text
Tumblr media
THE SILENT SEA // KDRAMA DİZİ YORUMU
UYARI : Yazılar genel olarak spoiler içerebilir. İçermeyedebilir.
İmdb puanı: 6,9 Benim puanım: 7
Drama: The Silent Sea (English tilte) / The Sea of Tranquility (literal title)
Hangul: 고요의 바다
Director: Choi Hang-Yong
Writer: Park Eun-Kyo
Producer: Jung Woo-Sung
Date: 2021
Language: Korean
Country: South Korea
Cast: Bae Doo-Na, Gong Yoo, Lee Joon, Kim Sun-Young, Lee Mu-Saeng, Lee Sung-Wook, Kim Si-A
İlk çıktığı dönem bir iki olumsuz eleştiri okuduğum için izleme listeme bile almadığım ama en nihayetinde Gong Yoo 😊 olduğu için daha fazla karşı koyamazdım. Zaten 8 bölümlük minnacık bir dizi. İnsanlığın yok olmaya başladığı bize çok da uzak olmayan yakın gelecek konu alınmış. Suyun damla hesabı ile dağıtıldığı, zenginliğin su ile ölçülebileceği bir dünya da geçiyor. İnsanlar öfkeli, bıkkın ve kabullenilmiş çaresizliği ile yaşıyor.
Beklediğimden çok daha başarılı bir giriş ile oldukça ilginç bir şekilde başladı. Bütün bu kötü şartlara çözüm bulmaya çalışan hükümet, çok önce ayda bir araştırma üssü kurmuş. Ancak beş yıl önce gizemli bir radyasyon sızıntısı nedeniyle 117 kişi ölünce araştırmalarda durdurulmuş. Günümüzde ise yeni bir ekip ile öncekilerin bulduğu önemli numuneleri almaya karar veriyorlar. Bunun için bir ekip kuruluyor.
Dr. Song Ji-An (Bae Doo-Na) ablasını bahsi geçen bu ay üssündeki radyasyon kazasında kaybettikten sonra onun araştırmasına ulaşmaya çalışan bir bilim insanı. Hem ablasının amacı olan dünyayı kuraklıktan kurtarmak üzerine araştırmalar yapıyor, hem de ablasına ne olduğunu bulmaya çalışıyor. Başta uzay ekibine katılmak istemese de merakına yenik düşüyor. Ekipte almaları gereken numunelerden sorumlu kişi kendisi. Ben oyuncuyu Kore dizilerinden ziyade Amerikan bilimkurgu dizisi Sense8’den tanıyorum. Bence şahane bir diziydi. Dizi tamamen yapım ekibinin Game of Thrones’u geçen harcamaları nedeni ile iptal edildi. Yazık oldu.
Captain Han Yun-Jae(Gong Yoo)’a gelirsek. Kendisi operasyonun başındaki isim. Herkesin güvenliğinden sorumlu, tek söz sahibi kişi. Gong Yoo ile ilgili ekstra bir şey söylememe gerek olduğunu sanmıyorum. Onu bir kere izlemiş herkes benimle aynı fikirleri paylaşacaktır. Dizide de yine varlığı yeter tadındaydı. Ekipte pilot, doktor, teknisyen, asker olmak üzere farklı meziyetlerde insanlar mevcut. Aynı zamanda bir önceki kazadan kurtulduğu söylenen bir kişide onlara dahil oluyor.
Kısa bir dizi olmanın verdiği yetkiye dayanarak uzay gemisi yolculukları dizinin daha en başında aksiyon başlıyor. Gemileri arıza yapan ve zorunlu iniş yapmak zorunda kalan ekipten daha en başta bir önceki olayın kurtulanını kaybediyorlar. Oksijenleri bitmek üzereyken güç bela üsse kendilerini yayan olarak atıyorlar. Bismillah daha girer girmez cesetlerle karşılaşan ekip, Dr. Song Ji-An’ın “bu insanlara ne olmuş bi bakalım, otopsi yapalım” ısrarlarına rağmen tam gaz, almaya geldikleri numuneleri bulmak için devam ediyor.
Şimdi dizide ufak bir yer çekimi sorun vardı. Maalesef o uzayda olma duygusunu tam veremiyordu. Ama bence sorun değildi. iç mekanlarda, yerçekimi olmadığını göstermeleri gerekmediklerinde ki dizinin büyük çoğunluğunda çok da göze batmadı. Kore dizilerinde karakterler her zaman ön planda oluyor. Oyunculuklarla çoğu zaman bu tarzlarını da arşa çıkartıyorlar. Belki bu kadar düşmemizin sebebi de bu oluyor. Bu dizi bunu birazcık değiştirmiş diyebilirim. Kesinlikle hiçbir karakterin hikayede hükmü yoktu. Minik minik arka plan hikayelerini gösterdiler ama hiçbir karakter tam anlamı ile hakimiyet kuramadı. Kuramadığı içinde anlatılan arka plan hikayeleri hep havada kaldı.
Aslında dizinin fantastik tarafı da var ama bilimkurgu öğesi çok daha ağır bastığı için o fantezi normalleşiyor. Ayda almaya geldikleri numune canlı ve kendi kendine çoğalan su. Bu kısımda dizi izleyiciye farklı denklemler kurabilmesi ve soru sorması için özgürlük tanıyor. İnsanlar için ölümcül olan bu suyu dünyaya götürmeliler mi? Çoğalabilen bu su nasıl kullanılabilir. Dünya bu suya karşı evrimleşirse nasıl bir sonuç ortaya çıkar. Zehir mi, panzehir mi? Bu noktada dizi kendi sorunun cevabını aslında kilit noktalarda satır aralarına gizlemiş gibiydi.
Aslında dizi yeni bir şey anlatmıyor. Daha önce bir çok dizi, film dünya dışından gelen su ile ilgili senaryoları bizlere sundu. Bu diziyi benzerlerinden ayıran şey o suyun olmadığı bir dünyayı ve böyle bir suyun varlığını anlatırken ki yaratılan görsellik. Bu dizide nasıl ana konu “su” ise iki yıl sonra çıkan Black Knight dizisinde “hava”ydı. İkisinin ortak noktası ise hikayeyi anlattıkları o dünyayı izleyiciye başarılı bir şekilde aktarabilmeleriydi.
Aksiyon dozu yerinde, sinematografisi ise oldukça başarılıydı. Kısa olmasından da kaynaklı birçok şey uzatılmadı. Sakinleşmeye başladığı anda hareketlendi. İnsanın düşmanı; kuraklıkta olsa, kıtlıkta olsa, kirlilikte olsa yine insan oluyor. Bu tarz dizilerde gerilimi arttıran da tempoyu hızlandıran da hep bu insan hırsları oluyor. Bu dizideki bilimkurgu kısmı ise bize çok uzak olmayan bir düşünce olduğu için çok daha gergin ve gerçekçi ilerliyor diyebilirim.
Bu paragrafta bir eser miktarda spoiler vereceğim ama bunun yorumunu yapmazsam olmaz. Şimdi bu terk edilmiş insan yapımı üssün içinde kimsenin bilmediği çoğalabilen bir su bulunuyor. Ve buna adapte olmuş bir insan yavrusu ile karşılaşıyorlar. Kazara da bu küçük insan birini ısırınca bağışıklık kazanıldığını gördüler. Abicim ekipte biri bilim insanı olmak üzere iki tane doktor var kısmını geçtim; sıradan bir vatandaş olarak böyle bir ortamda bu bilgiyi edindiğim an beni de bir ısır gözünü seveyim diye açarım kolumu. Bunlar hiçbir şey yapmadılar. Çok saçmaydı. Saçma demişken en başta bahsettiğim “cesetlerle karşılaştıklarında, bunlara ne olmuş bir bakalım” ısrarını görmezden geldiler. Hadi tamam dedik. Sonra ekipten biri diğerlerinin nasıl olduğunu bilmediği bir şekilde enfekte olup öldü. Biz izleyici olarak nasıl neden olduğunu gördük, o kısımda sorun yok. Ama siz görmediniz yahu, bu nasıl bulaşıyor acaba endişeniz nerede? Yine 2 doktor varken bu kadar tedbirsiz davran��şlar sergilemek kesinlikle senaryo açığıydı. Her halta eldiven çıkarıp dokandılar. Maske vs hak götüre… çok anlamsızdı, çok. Ayrıca neden bulaşan adamın kamerasına bakmadınız? Nerden bulaştı bu diye bir izleyeydiniz keşke.
Ortada öyle bir gerek yokken kendini feda etme kısmına girmeyeceğim. Hiçbir motivasyonu yokken ben öleyim madem diye atlayan bir karakterimiz vardı. Bunun kim olduğunu söylemeyeceğim. Ama yaşamak için bir sürü nedeni varken kendini feda etmek için hiçbir nedeni yoktu.
Sonuç olarak, sonunu görmezden gelirsek güzel ama bitmemiş bir diziydi. Sonunu açık bırakmak istemişler ama daha çok çekmemişler gibiydi. Bunun üzerine gelebilecek 2.- 3. hatta 4.sezon çekilebilirdi. Bunun yerine 2 sene olduğu gibi bırakma kararı alınmış. Bundan sonra da çekileceğini sanmıyorum.
Yaşandı bitti saygısızca 😊
OST:
Tizane - Floating
Raven Melus
BAŞKA NELER VAR ?
FOTOĞRAFLAR
1 note · View note
ramascreen · 2 years ago
Text
New Poster And Trailer For KILL BOKSOON
“Kill Boksoon” is an action film following Boksoon, who leads a double life of an ordinary single mom and a legendary killer at a top-tier killing agency, MK Ent. Amid early-on attention due to being officially invited to the 73rd annual Berlin International Film Festival for the Berlinale Special, the second poster and the trailer have been revealed, amplifying curiosity about the film. The…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
frontman-001 · 1 month ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Squid Game s2 cast X
317 notes · View notes
mrsmp28 · 2 months ago
Text
Tumblr media
I really liked previous scribble so here's the digital version 😊
And stupid shit
Tumblr media Tumblr media
345 notes · View notes
favorite-characters · 8 days ago
Text
𝕊𝕢𝕦𝕚𝕕 𝔾𝕒𝕞𝕖
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Park Sung-Hoon as 𝐂𝐡𝐨 𝐇𝐲𝐮𝐧-𝐉𝐮 (𝐏𝐥𝐚𝐲𝐞𝐫 𝟏𝟐𝟎) × Kim Si-Eun as 𝐊𝐢𝐦 𝐘𝐨𝐮𝐧𝐠-𝐌𝐢 (𝐏𝐥𝐚𝐲𝐞𝐫 𝟎𝟗𝟓) (sh. Hwang Dong-Hyuk / S02 / 2024)
113 notes · View notes
ulsiart · 8 months ago
Text
Tumblr media
He's coming back so soon!! TTOTT
265 notes · View notes
www-bestiemme · 5 months ago
Text
Tumblr media
I’m so unhappy with how Kim looks but I’ve spent 5 hours on this we move on, WHATEVER
175 notes · View notes
nunafilms · 5 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
THE FROG 아무도 없는 숲속에서 (2024)  Episode 2 ─ Who Will Come Knocking on the Door of My Destiny? 
164 notes · View notes
dasheis · 24 days ago
Text
Tumblr media
Team 2
120 notes · View notes
kdram-chjh · 19 days ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Kdrama: Squid Game (Season 2) (2024)
《오징어 게임》 시즌2 참가자들, 트레이닝복 준비 완료 | 오징어 게임 시즌2
Watch this video on Youtube: https://www.youtube.com/shorts/D9ixIkHD9_c
54 notes · View notes
adylote · 2 months ago
Text
Omg Eleanor asking for the child/operator was sooo lovely (can't/don't know how to use a better word (?).
That woman stole my heart in a way so fucking DIVINE!
Now I need to draw them while Drifter sob on the corner (?)
53 notes · View notes
korelist · 22 days ago
Text
Tumblr media
SEE YOU IN MY 19TH LIFE // KDRAMA DİZİ YORUMU
UYARI : Yazılar genel olarak spoiler içerebilir. İçermeyedebilir.
İmdb puanı: 7,9 Benim puanım: 7
Drama: See You in My 19th Life
Hangul: 이번 생도 잘 부탁해
Director: Lee Na-Jeong
Writer: Lee Hye (webcomic), Choi Young-Rin
Date: 2023
Language: Korean
Country: South Korea
Cast: Shin Hye-Sun, Ahn Bo-Hyun, Ha Yoon-Kyung, Ahn Dong-Goo, Park So-Yi, Kim Si-A, Ki So-Yu, Cha Chung-Hwa, Choi Jin-Ho
Ayrı ayrı bu kadar mükemmel iki oyuncunun birbirine bu kadar yakışmadığını ilk defa görüyorum. Aralarında kimya, biyoloji, fizik, itme, çekme hiçbir şey yoktu ya... Aceleyle karalanmış bir senaryoya başarılı oyuncuları yerleştirmişler. İlk yapacağım yorum budur. 12 bölümlük kısa bir dizi olduğu için konu çabuk toparlanır, hikaye uzamaz diye düşünmüştüm. Onun yerine sona doğru yeni düğümler atıp evirip çevirip, al bitti bu dediler. Lee Hye’ye ait webtoondan uyarlanan dizi çizime sadık kaldı mı yoksa kendisi mi bir son yazdı bilmiyorum.
Hikaye küçük bir kız olan Ban Ji-Eum ( Park So-Yi )’nin geçmiş hayatlarını hatırladığını anlatması ile başlıyor. Şuan ki 19. hayatında içinde bulunduğu aile fakirdir ve annesi evi terk etmiştir. Babası ve küçük kardeşi ile sefalet içinde yaşarken böyle olamayacağını fark edip evden kaçar. 17.hayatında bir erkek olarak yeğeni ile sirkte yaşarken hastalanıp ölmüştür. 19.hayatında o zamanki yeğenini bulur.
Kim Ae-Gyeong(Cha Chung-Hwa), kendi başına çok zorluklarla büyümüş kocaman kadın olmuştur. Küçük bir yahni dükkanı işletmektedir. Cha Chung-Hwa bence şahane bir oyuncu bu arada. Aynı zamanda da Shin Hye-Sun ile Mr. Queen dizisinde beraber oynamışlardı. Böyle geçmiş hayatlar üzerine bir dizi yapıp neden Mr. Queen’e bir gönderme yapılmadığına anlam veremedim. Önceki hayatımda kraliçeydim dese bile olurmuş. Çok tatlı bir dokunuş olurdu. Geçmiş hayatlar konusunu çok büyük harcadıklarını düşünüyorum. Uçsuz bucaksız bir fırsat varken ellerinde yalnızca bir konuk geldi; Chae Jong-Hyeop. Farklı isimlerinde kısacık da olsa görünmelerini bekledim.
Neyse kızımız geliyor yahniciye, ben senin amcanım diyor. Kadıncağız da hemen inanıyor, 10 yaşındaki kıza amca amca diyerek beraber yaşamaya başlıyorlar. Aradan yıllar geçiyor. Ban Ji-Eum burada yeni bir hayat kurduğundan beri 18.hayatında beraber yaşadığı küçük çocuğu arıyor. 18.hayatında daha çocuk yaştayken bir trafik kazasında ölmüş. Kaza sırasında Mun Seo-Ha(Jeong Hyun-Jun)’da onunla beraber olan aile dostlarının oğluymuş. Ufak bir çocuk olmasına rağmen bütün zamanlarını beraber geçiren bu çocukların özel bir bağı varmış. Ji-Eum da bu özel arkadaşını 19.yaşında arayıp bulmuş. Seo-Ha’nın babasının şirketinde parmakla gösterilen bir çalışan olmuş. Basamakları tek tek çıkarak ona ulaşmaya çalışıyormuş.
Ve geliyoruz günümüze Mun Seo-Ha büyüyor, oyuncusu Ahn Bo-Hyun’a dönüşüyor. Yaşadığı araba kazası nedeniyle bir kulağında duyma kaybı ve ilk aşkı/çocukluk arkadaşını kucağında kaybetmesinin travmalarını yaşıyor. Ölen annesine ait otelin işletmesini üstlenip, oteli eski görkemli günlerine döndürmeyi planlıyor. Ban Ji-Eum ise büyüyüp Shin Hye-Sun’a dönüşüyor. Karakterimiz işinden istifa ederek Mun Seo-Ha ‘nun oteline iş başvurusunda bulunuyor.
18.hayatındaki küçük kız kardeşi Yoon Cho-Won( küçük- Ki So-Yu, büyük Ha Yoon-Kyung) hep Seo-Ha’nın etrafında büyümüş. Peyzaj mimarı olan bu sevimli kızımız da Seo-Ha’nı sekreteri Ha Do-Yun(Ahn Dong-Goo) ile ilgileniyordu. Aslında bakarsanız bu çiftimiz çok daha uyumluydular. Uyumun yanı sıra çok daha da sevimliydiler. İkilinin aşkı, acısı, hissi izleyiciye çok daha fazla geçiyordu.
Daha önce dediğim gibi, oyuncular tek başlarına şahaneydiler. Shin Hye-Sun bir diziyi tek başına alıp götürebilecek potansiyele sahip dev kadro bir oyuncu. Ahn Bo-Hyun ise hem kötü adamı hem aksiyonu hem de aşık erkek rolünü hakkını vererek yaptığını kanıtladı. Itaewon Class, My Name, Yumi’s Cells gibi yapımlarla bu tezimi kanıtlayabilirim. Ayrıca ilk kötü adam olarak izledikten sonra bendeki imajını alaşağı ederek benim sapsabit fikrimi değiştirmeyi başaran çok nadir oyunculardan biridir. İşte tam burada kocaman bir ama! Ama işte olmamışlar beraber ya. İki dev oyuncunun birbirleri ile hiç mi kimyası uymaz arkadaş, uymamış işte.
Birazda senaryo hakkında konuşayım. Korelilerin çokça sevdiği bir konu olan reenkarnasyon mevzusu ana çıkış noktası. Hoş olmuş, güzel başlamış. Bütün hayatlarının her seferinde farklı bir suret farklı cinsiyet ile resmedilmesi de ayrıca güzel olmuş. Son 3 hayatının kısa sürmesi nedeni ile birden fazla hayatının iç içe geçmesini de çok güzel bağlamış birleştirmişler. Hikayeye verilen amaç yerine tam oturacakken, birden farklı bir boyut açmaları ise hiç diziye gitmemiş. Dizinin kaldıramayacağı bir karmaşa eklemişler. En başında bu insan neden sürekli geçmiş hayatlarını hatırlıyor diye sorgulamadan dizinin %80’ini izletip, sonra aslında her şey neden hatırladığına başlı diyemezsiniz. İzleyiciye ayıp olmuyor mu birazcık sizce de?
Çok gereksiz yükselip, verdiği açıklama ile tatmin etmeyen bir son yaşandı. Bana bir tık “Bulgasal” dizisini anımsattı. Keşke o dizideki gibi ilk bölümden bu lanetin sinyallerini verseydi. Kimin neden yaptığını söylemesine gerek yoktu, sadece böyle bir final yaşanacak mesajı bile yeterli olurdu. O yüzden hikayeyi çok zayıf buldum. Karakter gelişimi yok denebilecek kadar kötüydü. 18.hayatlarında birbirleri ile zaman geçiren iki çocuk… gerçekten çocuk. İzleyiciye, bir sonraki hayatlarında birbirlerini bulacakları kadar büyük bir bağ yansıtmıyorlar. Üstelik kız çocuktan büyük, ona ablalık yapıyor gibi bir hava hakim. Daha en başta çocukların arasında bir aşk var diye düşünüyorsunuz.
Bütün bu etkileşimi düşünerek izlediğinizde de, 1.bölümün sonunda ve fragmanda da gösterdiği o meşhur sahne geliyor karşınıza; iş görüşmesine gelmiş bir kadın, görüşme sonunda “beni işe almıyorsanız benimle çıkar mısınız” diye soruyor. Sen ne ara o kafaya geldin? Kardeşin gibi takıldığın çocuğa ölünce mi abayı yaktın. Hadi çocuğun kendinden büyük kıza açık olması normal. Her küçük erkek çocuğu zamanında bakıcısına, öğretmenine, komşunun büyük kızına vuruluştur. Onda da şöyle bir saçmalık hakimdi; yakışıklı patronumuz kızımızı gördü ve hiç etkilenmedi. Çok uzun süre kızımız çocuğun etrafında saçmalıklar yaptı, sülük gibi yapıştı. Yırtık dondan çıkar gibi “hadi çıkalım”, “senden hoşlanıyorum”, “öbüşek mi” tadında dolaştı. Sonra, sizde artık izlerken tamam hadi aşık oldu kız o kadar sene peşinde koşunca diye ikna oluyorsunuz. Bu seferde diğer tarafın mantıksızlığı suratınıza çarpıyor. Arkadaşım sen karşındaki kişiden hiç birazcık dahi hoşlanmazken onun aslında hoşlandığın kişi olduğunu öğrenince aşkında ölme moduna nasıl bu kadar çabuk geçebildin. Düğmesi mi var bunun aç kapat, nedir yani?
Yok bak kalp çarpıntısı yaptı düşünürken bile. Sözün kısası, oyuncuların uyumu olmadığı gibi senaryoda oldukça tutarsızdı. Benim fikrim, şahane bir konuyu, şahane oyuncularla harcamışlar. OST’sini de inceledim. Müzik de yoktu diyebilirim. En azından diziyi izlerken dikkatinizi çeken bir müzik olmuyor. Yine de ayrıca dinlerken iki tane seçtim. Yani kütüphanemede bu oyuncuların bütün yapımları olsun derseniz izleyin atın. Derseniz o kadar boş vaktim yok, izlemeyin.
OST:
Colde – Star
Jo Yuri – Down ( juicy Juicy )
Raven Melus
BAŞKA NELER VAR ?
FOTOĞRAFLAR
0 notes
junkobato · 6 months ago
Text
Upcoming Kdrama August 2024 🌈
2/8: Bad Memory Eraser with Kim Jae Joong, Jin Se Yeon, Lee jong Won. 16 episodes; rom-com.
10/8: Romance in the House with Ji Jin Hee, Son Na Eun, Choi Minho. 12 episodes; melodrama, romance.
12/8: Your Honor with Son Hyun Joo, Kim Myung Min, Kim Do Hoon. 10 episodes; thriller, law, crime.
14/8: Perfect Family with Park Ju Hyun, Yoon Se Ah, Kim Byung Chul. 12 episodes; thriller, family.
14/8: the Tyrant with Cho Seung Won, Kim Seon Ho. 4 episodes; sci-fi, fantasy.
16/8: Black Out with Byun Yo Han, Go Jun, Kim Bora. 14 episodes; thriller, mystery.
17/8: Love Next Door with Jung So Min, Jung Hae In, Yun Ji On. 16 episodes; rom-com.
17/8: DNA Lover with Choi Siwon, Jung In Sun, Lee Tae Hwan. 16 episodes; melodrama, rom-com.
23/8: Pachinko 2 with Lee Minho, Kim Min Ha, Noh Sang Hyun. 8 episodes; historical, melodrama.
23/8: The Frog with Go Min Si, Yoon Kye Sang. 8 episodes; thriller, mystery.
24/8: Cinderella at 2 AM with Shin Hyun Been, Moon Sang Min, Yoon Park. 10 episodes; rom-com.
26/8: No Gain, No Love with Shin Min Ah, Kim Young Dae, Lee Sang Yi. 12 episodes; rom-com.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Many new shows coming up just in time for my vacation!!!
118 notes · View notes
remyfire · 10 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
S5E5 "Lt. Radar O'Reilly" // Sara Teasdale, "From The Sea" // S6E4 "Last Laugh" // Song of Solomon 4:16 // S11E9 "Run for the Money" // Romeo Oriogun, "Sacrament of Bodies" // S7E15 "Dear Sis" // Anne Sexton, Anne Sexton: A Self-Portrait in Letters // S2E6 "Kim" // Anne Sexton, Anne Sexton: A Self-Portrait in Letters // S6E21 "Mail Call Three"
177 notes · View notes