#takdi

[guratpena]

kecil

aku merasa semakin sering merasa kecil. mungkin karena aku terlalu sombong, memasang target terlalu tinggi. hingga akhirnya terjatuh, dijegal kenyataan.

aku merasa semakin sering merasa kecil. mungkin karena aku terlalu lalai, merasa telah mencapai tujuan. hingga akhirnya terlena, tersusul yang berusaha.

aku merasa semakin sering merasa kecil. mungkin karena aku terlalu meresah, merasa paling merana. hingga akhirnya terpuruk, meyakini ujungnya sudah tertebak.

akulah yang mengecilkan diri.

[yakazakalb]

"Takdis ederiz o Zâtı ki, en büyük lûtfu en büyük azamete, en yüksek şefkati en yüksek ceberûta ithal ettiği gibi, nihayetsiz kurbu nihayetsiz bu'd ile cem edip, zerrelerle şemsler arasında uhuvveti tesis etmiştir. Birbirine zıt olan bu şeyleri cem etmekle derece-i azametini bir derece göstermiştir."

.

[huzunbey]

Bir mümin'in Rabb'ine karşı olan sorumlulukları O'nu zikretmek, O'na şükretmek, O'nu tenzih ve takdis etmek, dua ve ibadetle O'na yaklaşmak, O'na sığınıp O'ndan yardım dilemektir.

[mirzablogg]

ALLAH SIRRINI TAKDİS ETSİN

Makamı yüce olsun

Allah bizede giydirsin velilere verdiği nurdan

AMİN🤲

[nefessim]

“Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: “Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!” - Âl-i İmrân, 3/191

[ayten-ali]

‎🌹سْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم. 🌹

✤ ☆❥ ✤🌹EY KALPLERİ SÜSLEYEN ALLAH 'ım ...!

✤ ☆❥ ✤❤Kalplerimizi Seni Bilmekle

Süsle RABBİM

✤ ☆❥ ✤🌹Kalplerimizi Sana Yakınlıkla

Zinetlendir RABBİM

✤ ☆❥ ✤❤Kalplerimizi Seni sevmekle

Güzelleştir RABBİM

✤ ☆❥ ✤🌹Kalplerimizi Senin Tarafından Sevildiğimizi Bilmekle Taçlandır .

✤ ☆❥ ✤❤EY KALPLERİMİZİ SÜSLEYEN ...! RABBİM

✤ ☆❥ ✤🌹Kalplerimizi Sana İnanmakla Nurlandır RABBİM

✤ ☆❥ ✤❤Kalplerimizi Güzel İsimlerinin Tecellileriyle Aydınlat .

✤ ☆❥ ✤🌹Kalplerimizi Senin

Vuslatınla Işıklandır RABBİM

✤ ☆❥ ✤❤Kalplerimizi Ümitsizliğin Karanlığına Düşürme .

✤ ☆❥ ✤🌹EY KALPLERİ NURLANDIRAN ...!RABBİM

✤ ☆❥ ✤❤Kalplerimizi Hidayetin İle İyileştir RABBİM

✤ ☆❥ ✤🌹Kalplerimize Ebedi Saadet Müjdesiyle Şifa Ver RABBİM

✤ ☆❥ ✤❤Kalplerimizi Yokluğun Acısına Terk Etme RABBİM

✤ ☆❥ ✤🌹EY KALPLERE ŞİFA VEREN ...!

GÜZEL RABBİM

✤ ☆❥ ✤❤Kalplerimizi Senin Muhabbetinle Sevindir

✤ ☆❥ ✤🌹EY KALPLERİN SEVGİLİSİ ...! YÜCE RABBİM

✤ ☆❥ ✤❤Kalplerimizi Sana Yakınlıkla Sevindir RABBİM.

✤ ☆❥ ✤🌹Kalplerimize Seni tanımakla Sıcaklık Ver RABBİM

✤ ☆❥ ✤❤Kalplerimizi Birbirine Isındır .

EY KALPLERİ ISINDIRAN Rabbim

✤ ☆❥ ✤🌹 SENİ Kusurdan Tenzih Eder Noksanlıktan Takdis Ederiz ,

✤ ☆❥ ✤❤ SENDEN BAŞKA İLAH YOK Kİ

Bize Medet Eylesin ,

✤ ☆❥ ✤🌹BİR TEK SENSİN KURTULUŞUMUZ ,

✤ ☆❥ ✤❤BİR TEK SENSİN SIĞINAĞIMIZ RABBİM

✤ ☆❥ ✤🌹BİZİ HİÇLİĞİN ATEŞİNDEN KORU RABBİM

✤ ☆❥ ✤❤BİZİ SENSİZ OLAN CEHENNEMİNDEN Koru

✤ ☆❥ ✤🌹EYYYY YÜCELER YÜCESİ GÜZEL RABBİM YA ZÜL CELALİ VEL İKRAM

🌹🤲AMİİİNN🤲🌹🤲 ÂMİN 🤲🌹

🌿🌹🤲DUAYLA HUZURA KAVUŞANLAR🤲🌹🌿

[oguzhanhzl]

Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler (ve şöyle derler:) “Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!

(Al-i İmran/191)

[umuttherzamanvar]

İNANÇTA HASSAS ÖLÇÜLER

4. SÜKÜT (İMAM-I GAZÂLÎ)

Bu vazife de bütün avâm üzerine váciptir.

Çünkü soru sormakla, tåkåt getiremeyecekleri şeyi talep edip peşine düşmüş ve ehil olmadıkları konulara dalmış olurlar.

Eğer, kendileri gibi câhil birisine sorarlarsa, onun verdiği cevap cehaletlerini artırır.

Hatta çoğu kere onları küfür bataklığına atar.

Eğer bir arife sorarlarsa, anlayışlarının noksanlığından dolayı, arif meseleyi kendilerine anlatmaktan aciz kalır.

Bu, bir babanın, evinde yapması uygun olan şeyleri oğluna anlatmaktan ve okula gittiği zaman elde edeceği yararları açıklamaktan aciz kalmasına benzer.

Bunu, bir kuyumcunun, sanatının özellik ve inceliklerini bir marangoza anlatmaktan

aciz kalmasına da benzetebiliriz.

Çünkü hakikatta göz her ne kadar kuyumcunun şanatını görse de, kuyumculuğun inceliklerini anlamaktan acizdir.

O, bütün ömrünü marangozluk öğrenmekle geçirdiği ve onunla uğraştığı için sadece marangozluğun inceliklerini bilir.

Aynı şekilde kuyumculuk da, ömrü o uğurda harcamakla ve uğraşmakla öğrenilir.

Bu uğurda çaba sarfetmeden evvel her ikisi de sanatlarını bilmezlerdi.

İşte, bir sanatla uğraşmayanlar onu anlamaktan aciz oldukları gibi, dünyada marifetullah kabilinden olmayan ilimlerle meşgul olanlar ilahi işleri anlamaktan aciz kalırlar.

Arifin avama bu meseleyi anlatmaktan aciz kalması, emzikli çocuğun et ve ekmek ile beslenememesine benzer.

Onu bunlarla beslemekten aciz kalmak, et ve ekmek yokluğundan değil de çocuğun fıtratında bulunan kusurdan dolayıdır.

Çünkü bunlar kuvvetlilere gıda olur.

Zayıf bünyeliler onları yemek ve onlarla beslenmekten aciz olurlar.

Kim zayıf bir çocuğa et ve ekmek yedirmeye çalışsa ve mümkün olsa da yedirse, ölümüne sebep olabilir.

Aynı şekilde, bu månåları sormak isteyince âvamın men edilmeleri, eğer vazgeçmezlerse kamçı ilə dövülmeleri gerekir.

Nitekim Hz. Ömer (r.a.), müteşăbih haberlere dair soru soran herkese böyle yapardı. Hz. Peygamber (a.s.) de, kader meselesine daldıklarını gördüğü bir topluluğu bundan men etmiş, kendilerine soru sordukları zaman,

SAYFA 27

ابهُذَا أَمَرْتُمْ ؟ إِنَّمَا هَلَكَ مَنْ قَبْلَكُمْ بِكَثْرَةِ السُّوَالِ

Siz bununla mı emredildiniz? Sizden evvelkiler, ancak çok soru sormaları nedeniyle helâk olmuştu (1) buyurmuştu.

Bundan dolayı ben diyorum ki, kürsü ve minberlerden halka vaaz ve nasihatta bulunanların, bu sorulara, tevil ve tafsilata dalarak cevap vermeleri haramdır.

Bizim ve selefin zikrettiği şeylerle yetinmeleri gerekir.

O da takdis, tenzih ve Allah'ı cisme benzetmemekte mübalağa etmeleridir. Bunlarda, istedikleri kadar mübalağa edebilirler.

Hatta şöyle diyebilirler:

Aklınıza gelen, içinizden geçen ve hatırınızda şekillenen her şeyin yaratıcısı Allah'tır.

O, hatırınıza gelenlerden ve onlara benzemekten münezzehtir.

Bu haberlerde, onları işittiğiniz zaman hatırınıza gelenlerden hiç biri murad edilmemiştir.

Murad edilen, aklınıza gelen değildir.

Siz onu anlamaya ve ondan sual etmeye ehil değilsiniz.

Siz takva ile meşgul olun.

Allah size ne emrettiyse onu yapın.

SAYFA 28

O'nun nehyettiklerindende kaçının.

Müteşåbih lafızların mânâlarını anlamak için soru sormak ve o konulara dalmakda nehyedildiğiniz şeylerdendir.

Binåenaleyh onlarla ilgili soru sormayın.

Bu konuda ne zaman

bir şey işitsəniz susun. İnandık, tasdik ettik.

Bize ilimden az bir şey verildi. Bu, bize verilenler

cümlesinden değildir deyin.

1) Hadis-i şerif Buhari, Müslim, Nesal ve İbn-i Mece'de:

فَإِنَّمَا هَلَكَ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ بِكَشْرَةِ سُوَ إِليهِمْ

Doğrusu sizden öncekiler, başlarına gelen bir musibet yüzünden helak oldular.

şeklinde rivayet edilmiştir.

#İMAM-I #GAZALI

#İNANÇTA #HASSAS #ÖLÇÜLER

(#İLCÂMÜ'L #AVÂM #AN #��LMİ'L-#KELÂM )

#SÜKÜT

[seekmemystar]

OH LAGDI LAHORE DI JIS HISAAB NA HASDI AA

OH LAGDI PUNJAB DI AA JIS HISAAB NA TAKDI AA

this from like 2016😭😭😭

[lvbrdz]

ਮਾੜੀ ਜਹੀ: Mari Jahi

(A lil bit: English Translation below)

ਫੁੱਲ ਨਈ ਬਣੀ ਅਜੇ ਉਹ ਕਲ਼ੀ ਏ ਮਾੜੀ ਜਹੀ ਮੇਰੇ ਨਾਲ ਆਣ ਰੱਲੀ ਏ ਮਾੜੀ ਜਹੀ ਮੈਂ ਓਹਦੇ ਨਾਲ ਗੱਲ ਕਰਨ ਤੋਂ ਝਿਝੱਕ ਰਿਹਾ ਓਹਦੇ ਤੇ ਵੀ ਜਵਾਨੀ ਆਣ ਚੜ੍ਹੀ ਏ ਮਾੜੀ ਜਹੀ ਮੁੱਛ ਫੁੱਟੀ ਤੇ ਇਸ਼ਕ ਹੋ ਗਿਆ ਸਿਖਰਾਂ ਦਾ ਓਹਦੇ ਨਾਲ ��ੇਰੀ ਗੱਲ ਬਣੀ ਏ ਮਾੜੀ ਜਹੀ ਦੇਖਾ-ਦੇਖੀ ਸਾਹ ਰੱਲ ਜਾਣਗੇ ਸਾਰੇ ਹੀ ਹਾਲੇ ਓਹਨੇ ਉੰਗਲ ਫੜੀ ਏ ਮਾੜੀ ਜਹੀ ਮੈਨੂੰ ਮਿਲਣ ਆਉਂਦੀ ਉਹ ਆਲਾ-ਦੁਆਲਾ ਤੱਕਦੀ ਏ ਮੈਂ ਵੀ ਆਸੇ-ਪਾਸੇ ਨਿਗਾਹ ਰੱਖੀ ਏ ਮਾੜੀ ਜਹੀ ਹੌਂਸਲਾ ਕਰਦਿਆਂ ਵਕ਼ਤ ਲੰਘੀ ਜਾਂਦਾ ਸੀ ਅੱਜ ਮੇਰੇ ਉਹ ਨਾਲ ਆਣ ਖੜ੍ਹੀ ਏ ਮਾੜੀ ਜਹੀ ਇਕ ਦੂਜੇ ਨਾਲ ਗੱਲ ਕਰਣ ਦਾ ਆਇਆ ਅਜੇ ਵੱਲ ਨਹੀਂ ਹੂੰ-ਹੂੰ ਹਾਂ-ਹਾਂ ਤੇ ਗੱਲ ਅੜੀ ਏ ਮਾੜੀ ਜਹੀ ਜੀ ਕਰਦਾ ਓਹਨੂੰ ਦਿਲ ਦਾ ਹਾਲ ਸੁਣਾ ਆਵਾ ਓਹਨੇ ਵੀ ਮੇਰੀ ਨਬਜ਼ ਫੜੀ ਏ ਮਾੜੀ ਜਹੀ -lvbrdz

Mari Jahi

Phul nai bani aje oh klli ae mari jahi Mere nal aan rlli ae mari jahi Main ohde nal gal krn toh jhijhak reha Ohde te vi jawani aan charhi ae mari jahi Much futti te ishq ho geya sikhra da Ohde nal meri gal bani ae mari jahi Dekha dekhi saah raljange saare hi Haale ohne ungal fari ae maari jahi Mainu milan aundi oh aala duaala takdi ae Main vi aase paase nigah rakhi ae mari jahi Haunsla kardeya waqt langhi janda si Aj mere oh nal aan khari ae mari jahi Ik duje nal gal karan da ayea aaje val nahi Hu-hu Ha-ha te gal aari ae mari jahi Jee karda ohnu dil da haal sunna ava Ohne vi meri nabaz fari ae mari jahi -lvbrdz

A lil Bit

She has not blossomed into flower yet she is still a bud She came closer to me, a lil bit I still hesitate to talk to her She has just entered in youth, a lil bit In the age when moustache is growing on my face I encountered the peak of love We have started talking, a lil bit With time, our breaths will collide with each other Right now, she just hold my finger, a lil bit When She come to meet me, she always look all around I also kept a look around, a lil bit The time was passing to gather courage to tell her my feelings Today, unexpectedly she stood so close to me We still run out of words while talking We are still stuck at Yes-yes Hmm-hmm, a lil bit My heart wishes to tell her my true feelings I m realizing, she is also feeling the same, a lil bit -lvbrdz

[ismetgurbuz1994]

Namazın manası, Cenab-ı Hakk'ı tesbih ve tazim ve şükürdür. Yani, celaline karşı kavlen ve fiilen ''Sübhanallah'' deyip takdis etmek; hem kemaline karşı lafzen ve amelen ''Allahu ekber'' deyip tazim etmek; hem cemaline karşı kalben ve lisanen ve bedenen ''Elhamdülillah'' deyip şükretmektir.

Sözler 44

[teselli-ikalb]

"Allahım! Senden, katından vereceğin öyle bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime hidayet, işlerime nizam, dağınıklığıma tertip, içime kâmil iman, dışıma sâlih amel, amellerime temizlik ve ihlâs verir, rızana uygun istikâmeti ilham eder, ülfet edeceğim dostumu lutfeder, beni her çeşit kötülüklerden korusun.

Allahım! Kullarından herhangi birine verdiğin bir hayır veya mahlukatından birine vaadettiğin bir lütuf var da buna idrakim yetişmemiş, niyetim ulaşmamış ve bu sebeple de istediklerimin dışında kalmış ise, ey âlemlerin Rabbi, onun husulü için de Sana yakarıyor, bana onu da vermeni rahmetin hakkında Senden istiyorum.

Allahım! Bu bizim duamızdır. Bunu fazlında kabul etmek Sana kalmıştır. Bu, bizim gayretimizdir, dayanağımız Sensin.

Allahım! Kalbime bir nur, kabrime bir nur ver; önüme bir nur, arkama bir nur ver; sağıma bir nur, soluma bir nur var; üstüme bir nur, altıma bir nur ver; kulağıma bir nur, gözüme bir nur ver; saçıma bir nur, derime bir nur ver; elime bir nur, kanıma bir nur ver; kemiklerime bir nur koy!

Allahım! Nurumu büyüt, nir nur ver, bir nur daha ver!

İzzeti bürünmüş, onu kendine alem yapmış olan Zât münezzehtir (Sübhandır). Büyüklüğü bürünmüş ve bu sebeple kullarına ikramı bol yapmış olan Zât münezzehtir. Tesbih ve takdis sadece kendisine lâyık olan Zât münezzehtir. Fazl ve nimetler sahibi Zât münezzehtir. Azamet ve kerem sahibi Zât münezzehtir. Celâl ve ikrâm sahibi Zât münezzehtir."

Hadis, Tirmizî, Daavât 30

[yakazakalb]

İkindi namazını kıldım, pencerenin önüne oturdum. Seyretmeyi çok sevdiğim halde şu beton yığınları arasında küçücük alanda gökyüzünü seyre koyuldum. Bulutların gökyüzünde yüzüşleri ile şu tesbihi tekrar ettim:

سبحان الله رب السماوات السبع، ورب الأرضين السبع وما فيهن وما بينهن وما تحتهن.

Yedi göğün, yedi yerin ve bunların içindekilerin, ikisinin arasındakilerin ve onların altındakilerin Rabbi olan Allah'ım seni bütün kusurlardan tenzih ederim.

Bu tesbih çok kıymetli. Rabbimiz zâtında fiillerinde sıfatlarında bütün eksiklerden uzaktır. O fiilerinde (haşa) abes hiç bir şey asla ama asla olmaz. Rabbim senin yarattığın murad ettiğin herşeyde hayır vardır diyerek O'nun (c.c) şanını yüceltmek çok kıymetli. Hele şu zor zamanlarımızda itminan ile şu zikri yapabilmek çok kıymetli.

Hz. Meryem validemiz de benzer şekillerde dua etmiş:

Ululuk ve azametiyle beraber, yarattıklarına onlardan daha yakın olan... Nuh Nebi'yi (as) sahil-i selamete çıkaran... Adem peygamberi (as) bağışlayıp tövbesini kabul eden... Yüce şanı, gecenin zulmeti ile gündüzün aydınlığı tarafından bile takdis edilen Rabbim! Sen'i akla gelebilecek yahut gelmeyecek bütün eksikliklerden tenzih ederim.

Nefislerde ürperti ve haşyet hasıl eden... Kadri Yüce... Şanı yüksek... Hamd ü senaların yegane mercii... İlim ve rahmetiyle bütün varlığı kuşatan... Her şeyiyle namütenahi olan... Katiyen hiç kimseye muhtaç olmayan ve hoşnut olduğu kullarının üzerindeki belaları def ü ref eyleyen Mutlak Cemal Sahibi Rabbim! Sen'i bütün eksik ve kusurlardan tenzih ederim!

Abdullah bin Abbas (r.anh), Resulullah (s.a.v) Efendimizin üzüntülü, sıkıntılı ve felâketli zamanda şu şekilde duâ buyurduğunu söylemiştir:

(Lâilâhe illâllahül-azîmül-halîm. Lâilâhe illâllahu Rabbül-arşil-azîm. Lâilâhe illâllahu Rabbüs-semâvâti ve Rabbül-ardi ve Rabbül-arşil-kerim)

“Azamet ve vakar sahibi Allah’tan başka, ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Arş-ı Âzam sahibi Allah’tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Göklerin ve yerin sahibi ve Arş-ı kerim’in mâliki Allah’tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur.” (Buhari)

[hatiragulzaman]

💫💫💫

1785 - İbnu Abbas radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın geceleyin namazdan çıkınca şu duayı okuduğunu işittim: "ÂlIah’ım! Senden, katından vereceğin öyIe bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime hidayet, işlerime nizam, dağınıklığıma tertip, içime kâmil iman, dışıma amel-i sâlih, amellerime temizlik ve ihlâs verir, rızana uygun istikâmeti ilham eder, ülfet edeceğim dostumu lutfeder, beni her çeşit kötülüklerden korursun.

Allah’ım, bana öyle bir iman, öyle bir yakin ver ki, artık bir daha küfür ihtimali kalmasın. Öyle bir rahmet ver ki, onunla, dünya ve ahirette senin nazarında kıymetli olan bir mertebeye ulaşayım.

Allah’ım! Hakkımızda vereceğin hükümde lütfunIa kurtuluş istiyorum, (kurbuna mazhàr olan) şühedâya has makamları niyaz ediyorum, bahtiyar kulların yaşayışını diliyorum, düşmanlara karşı yardım taleb ediyorum!

Allah’ım! Anlayışım kıt, amelim az da olsa (dünyevi ve uhrevi) ihtiyaçlarımı senin kapına indiriyor, karşılanmasını senden taleb ediyorum. Rahmetine muhtacım, halimi arzediyorum. İhtiyacım ve fakrim sebebiyledir ki, ey işlere hükmedip yerine getiren, kalplerin ihtiyacını görüp şifâyâb kılan Rabbim! Denizlerin aralarını ayırdığın gibi benimle cehennem azabının arasını da ayırmanı, helâke dâvetten, kabir azabından korumanı diliyorum.

Allah’ım! Kullarından herhangi birine verdiğin bir hayır veya mahlukatından birine vaadettiğin bir lütuf var da buna idrakim yetişmemiş, niyetim ulaşamamış ve bu sebeple de istediklerimin dışında kalmış ise ey âlemlerin Rabbi, onun husülü için de sana yakarıyor, bana onu da vermeni rahmetin hakkında senden istiyorum.

Ey Allahım! Ey Kur'ân gibi, din gibi kuvvetli ipin, şeriat gibi doğru yolun sahibi! Kâfirler için cehennem vaadettiğin kıyamet gününde, senden cehenneme karşı emniyet, arkadan başlayacak ebediyet gününde de huzur-i kibriyana ulaşmış mukarrebin meleklerle, dünyada iken çok rükû ve secde yapanlar ve ahidlerini ifa edenlerle birlikte cennet istiyorum. Sen sınırsız rahmet sahibisin, sen seni dost edinenlere hadsiz sevgi sahibisin, sen dilediğini yaparsın. Dilek sahipleri ne kadar çok, ne kadar büyük şeyler isteseler hepsini yerine getirirsin.

Allah’ım! Bizi, sapıtmayıp, saptırmayan hidâyete ermiş hidâyet rehberleri kıl. Dostlarına sulh vesilesi, düşmanlarına da düşman kıl. Seni seveni sana olan sevgimiz sebebiyle seviyoruz. Sana muhâlefet edene, senin ona olan adâvetin sebebiyle adavet düşmanlık ediyoruz.

Allah’ım! Bu bizim duamızdır. Bunu fazlınla kabul etmek sana kalmıştır. Bu, bizim gayretimizdir, dayanağımız sensin.

Allahım! Kalbime bir nur, kabrime bir nur ver; önüme bir nur, arkama bir nur ver; sağıma bir nur, soluma bir nur ver; üstüme bir nur, altıma bir nur ver; kulağıma bir nur, gözüme bir nur ver; saçıma bir nur, derime bir nur ver; etime bir nur, kanıma bir nur ver; kemiklerime bir nur koy!

Allah’ım nurumu büyüt, söylediklerimin hepsine bedel olacak bir nur ver, söylenmeyenleri de kuşatacak bir nur daha ver!

İzzeti bürünmüş, onu kendine âlem yapmış olan Zât münezzehtir. Büyüklüğü bürünmüş ve bu sebeple kullarına ikramı bol yapmış olan Zât münezzehtir. Tesbih ve takdis sadece kendine layık olan Zat münezzehtir. Fazl ve nimetler sâhibi Zàt münezzehtir. Azamet ve kerem sahibi Zât münezzehtir. Celal ve ikrâm sâhibi Zat münezzehtir."

Tirmizi, Daavât 30, (3415).

[mumins-posts]

Ali imran 190-194.Ayet Tefsiri ve Tefekkür

Tefekkür Allahı bilmenin en kısa yoludur, Allaha açılan en geniş kapıdır çünkü tefekkür, bizi Allahın büyüklüğü ile yüz yüze getirir. Kur’an’da alemden ve insandan bahseden 1300 ayet var. Emir ayetlerinde emir, yasak ayetlerinde yasaklara muhattap olursun. Düşünmeyi emreden ayetlerde de düşünürsün. Tefekkür en büyük ibadettir. İbadet seni Allah ile tanıştırır. Eğer emri vereni bilirsen o emirlere uyarsın. Sahabe-i Kiram efendilerimiz emri bildiler, emir vereni de tanıdılar ve itaat de uzman oldular. İşte ümmetin öncesi ve sonrası arasındaki fark bu.

ALİ İMRAN 190-194

190. Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün farklı oluşunda aklıselim sahipleri için elbette ibretler vardır.

191. Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler:

"Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!

192. Rabbimiz! Sen kimi ateşe sokar­san hiç şüphe yok onu rezil etmiş olursun. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.

193. Rabbimiz! Doğrusu biz 'Rabbinize inanın!' diyerek, imana çağıran bir davetçivi işitip iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi sil ve bize iyilerin ölümünü nasip et.

194. Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığıyla bize vaad ettiklerini ver bize; kıyamet gününde bizi rezil etme. Sen asla sözünden caymazsın."