#feodalizm
Explore tagged Tumblr posts
serhatnigiz · 2 years ago
Text
Özel Mülkiyetin Gölgesinde Tarihsel Temsiliyetist Devlete Dair Ütopik Proletaryalist Yanılsamalar Üzerine
Tumblr media
“Komünistlerin kuramı bir tek cümlede şöyle özetlenebilir: özel mülkiyetin kaldırılması. Devlet özel mülkiyetin ilk ve en güçlü koruyucusu olduğuna göre, bu amaç sosyalist güçlerin devlet gücüyle kafa kafaya çatışması olmadan gerçekleşemez.” (K. Marx - F. Engels, Komünist Manifesto)
Marx, Engels ve Lenin gibi düşünen pek çok komünist devlet aygıtının tarihsel olarak değişik ve farklı biçimlerini soyutlayarak ve yorumlayarak devletin özel mülkiyetle özdeş kılındığı bir Marksist tarih algısının zamanla oluşmasına neden olmuştur. Şöyle ki, bu eğilim gerçekte 16. ve 17. yüzyıl burjuva devrimcilerine ait yanılsamalı bir tanımın devamı ola gelmiştir. İşte bu tanım üzerinden burjuva devrimcileri galebe çaldıkları feodalizme (krala ve kralda cisimleşen feodal mülkiyete) karşı savaş açmışlardı. Bu savaşıma da burjuva devrimcileri “özgürlük” mücadelesi adını veriyorlardı. Başka bir deyişle, buradaki özgürlük burjuvazinin feodalizmden ve feodal özel mülkiyetten özgürlüğünü elde etmesinden ibaret idi. Bu sayede burjuvazi ile birlikte kurulan parlamento, genel oy ve seçim hakları, modern (burjuva) insan hakları hareketinin gelişmesine de olanak sağladı.
Dolayısıyla, özel mülkiyetçi devlet algısı, burjuva devrimcileri arasında feodal devlete karşı savaş verme ve onun yerine burjuva özel mülkiyetçi, “hür teşebbüse ve girişime” dayalı bir devlet algısının gelişmesine de zemin hazırlamıştı. Proletaryan özel mülkiyetçi devlet algısı da tıpkı burjuva devrimci algı gibi sorunun temelini özel mülkiyette gördüğü içindir ki, bu durum özel değil, kamusal mülkiyet ilişkileri üzerinden sosyalizme ya da komünizme ulaşılabileceği algısının oluşmasına sebebiyet vermişti. Bu nedenledir ki, sosyalizm ya da komünizm eşittir “kamu mülkiyeti” ya da “devlet mülkiyeti” biçiminde bir algı oluştu. Hatta sosyalist ya da komünist olmak “kamucu” olmakla ya da “devletçi” olmakla özdeş şekilde algılandı. Bugün bile bu algı büyük oranda devamlılığını korumaktadır.
Halbuki proletaryalist algıların aksine özel mülkiyet devleti belirlemiyor, tersine devlet özel mülkiyeti belirliyor. Başka bir deyişle, özel mülkiyetin biçimi sınıf eliyle devleti belirlemiyor, aksine devlet yarattığı memur tabakası (ki bu toplumsal tabakanın bir “sınıf” olduğu da söylenebilir) eliyle sınıfları ve özel mülkiyeti belirliyor. Dahası, ilkel sermayenin oluşabilmesi açısından gerekli olan para-sermayenin tarih sahnesine çıkışı bile devlet ve devleti oluşturan memur tabakası (sınıfı) eliyle gerçekleşmişti. Bunun en bilinen örneği Köleci dönemin ortalarında var olmuş olan Lidya devletinin parayı (sikkeleri) bulan tarihteki ilk devlet olmasıdır. Keza para demek para-sermaye, para-sermaye demek ilkel-sermaye demektir. Burada parayı ve sermayeyi yaratan özel mülkiyet değil, devlettir. Devlet ve devletlü-memur tabakası (sınıfı) olmasaydı bunların hiçbiri gerçekleşemezdi.
Diğer bir deyişle, ister köleci, ister feodal, ister kapitalist sistemlerin tümünde devlet bir memur tabakası (sınıfı) eliyle özel mülkiyetin o toplumsal formasyona uygun biçimini ortaya çıkartmaktadır. Bu ister köleci mülkiyet biçiminde olsun, ister feodal mülkiyet biçiminde olsun, ister kapitalist mülkiyet biçiminde olsun, özel mülkiyetin biçimini belirleyen ana faktör her koşul altında devletin memur tabakası (sınıfı) olmuştur. Bu durumun anlaşılamamış olması proletaryanizm ve genel manada Marksist tarih teorisi açısından devlet ve özel mülkiyet konularındaki temsiliyetizm ve memuriyetizm olgularının da görülememesine neden olmuştur. Ne yazık ki bugün dahi ister teocu/ortodoks Marksizm olsun ister neocu/postçu Marksizm olsun bu konuya dair genel bakış açısı “sınıfların devleti yarattığı ve devletin ise sınıfsal sömürüyü devam ettiren bir aygıttan ibaret olduğu” tezine dayanmaktadır. Halbuki bu tespit ve tanımlama şekli kısmen doğru olmakla birlikte, gerçeğin ancak çok küçük bir bölümünü açıklamaya yetmektedir.
Haliyle, 16. ve 17. yüzyıla damgasını vuran anti-feodal burjuva devrimciliğinin “özel mülkiyet eşittir devlet algısı”, biçimsel olarak kabuk değiştirmiş olsa da, nihayetinde bu algı kamusal mülkiyet biçimindeki proletaryanist temsiliyetist algı içinde de yaşamaya devam etmiştir. Burjuva devrimciliğinin feodalizme karşı geliştirdiği bu tepkisel teorik refleks Marx ve Engels tarafında da yeterince fark edilememiş olsa ki, Marx ve Engels’in yolundan giden Lenin ve Bolşevizm’de bu burjuva tarih algılarından kesin bir teorik kopuşu gerçekleştirememiştir.
Kaldı ki, her toplumsal devlet formu kendisine ait kurumlar ve devletlü bir memur tabakası (sınıfı) yaratarak özel mülkiyete ve sınıflara yukardan aşağıya doğru şekil vermektedir. Aynı durum “reel sosyalizm” olarak anılan Sovyet deneyiminde de kendisini göstermiştir. Keza Sovyetlerde mülkiyet ilişkileri sosyalist ve komünist ütopyaya uygun bir biçimde kamusal hale getirildiği halde, Sovyet devleti içinde de devletli bir memur tabakası (sınıfı) oluşmuş ve çeşitli ayrıcalıklara sahip olan bu tabaka (sınıf) proletarya adına ve proletaryaya rağmen “proletaryan-efendicilik” yapan bir devletlü-memur tabakasına (sınıfına) dönüşmekten de kurtulamamıştır. Başka bir deyişle, kamusal mülkiyetin varlığı Sovyet sistemi içerisinde sovyetik bir memur tabakasının (sınıfının) ortaya çıkmasını engelleyememiştir. Bu da yine tek tek şahıslara (Lenin’e, Stalin’e vs.) bağlanarak açıklanabilecek bir durum olmayıp, tamamen sistemin yapısal karakterinden kaynaklanan bir durumdur. Aynı memur tabakası (sınıfı) Sovyetlerin dağılması sürecinde halkın büyük çoğunluğunun karşı çıkmasına karşın (91’deki referandum sonuçlarına rağmen) sistemin fişini çekmekten de geri durmamıştır.
Bütün bu nedenlerden dolayı, devleti eşittir özel mülkiyet olarak gören proletaryalist teori ve algı, devletin kendisinin devletlü bir memur tabakası (sınıf) yaratmakta oluşunu da ne yazık ki göz ardı etmiştir. Başka bir açıdan, proletaryalist-Marksizm devleti oluşturan memurun (sınıfın) devletlü bir tabaka (sınıf) olduğunu göremediği için, bürokrasi sorununda çuvallamış ve bu konuya dair akılcı çözümler ve esnek stratejiler/taktikler geliştirmekte de başarısız olmuştur. Başka bir deyişle, proletaryanizm temsiliyetizme ve memuriyetizme karşı mücadelede “iki kere ikinin her zaman dört etmeyeceğini” bir türlü anlamak istememiştir! [1]
Hangi devlet biçimi olursa olsun, insanlık tarihinde bugüne kadar görülmüş olan tüm devlet türleri devletin kendisinin özel mülkiyetçi bir sınıf yaratmasına dayanmaktadır. Bu yüzden kamusal mülkiyete dayalı bir temsiliyetist ve memuriyetist sistem kendisine “sosyalist” ya da “komünist” de dese, bu sistemin kamusal bir memur tabakası (sınıfı) yaratması da kaçınılmazdır. Keza her türden özel mülkiyetçi sistemin çatısında/toplumsal üst yapısında devlet ve devletlü-memur tabakaları (sınıfları) vardır. Fakat her özel mülkiyet durumundan da eşittir kapitalizm çıkmaz. Kapitalizmin ortaya çıkabilmesi kapitalist devlet ve devletlü-memur tabakası (sınıfı) tarafından yaratılmış olan özel mülkiyet biçimlerini (ve bu biçimlere bağlı burjuva/feoburg/sanayiburg/teknoburg vs. türlerini) zorunlu kılar. [2]
Dolayısıyla, kendisine “sosyalist” ya da “komünist” adını veren bir sistemde de devleti ve devletlü-memur tabakalarını (sınıflarını) aşağıdan yukarıya doğru denetleyebilecek, geri çağırabilecek, hesap sorabilecek ve yargılayabilecek toplumsal kurumlar yoksa ortada bir “işçi iktidarı” ya da “emekçi iktidarı” pratiğide yok demektir. Bu durumda aynı devletin ve devletlü-memur tabakasının (sınıfının) yukardan aşağıya doğru kapitalist özel mülkiyeti ve burjuvaziyi (sınıfı) yeniden örgütlemesi sadece bir süreç meselesinden ibarettir. SSCB’de, Doğu Avrupa ülkelerinde ve Çin’de yaşayan acı deneyimler bu gerçeğin en açık kanıtıdır. [3]
Salt Lenin açısından değil, Marx ve Engels açısından da “özel mülkiyet eşittir devlettir” algısı burjuva devrimci bir algı olup, proletaryanizmin bu sorunu kamusal mülkiyet yoluyla aşma gayretleri de başarısız olup yenilgiye uğrayınca, Sovyetlerde ve diğer ülkelerde proletaryanizmin zamanla kamusal bir bürokrasiye ve hatta kamusal bir aristokrasiye dönüşmesi de yine bu devletlü-memur tabakası (sınıfı) gerçeğinin yeterince kavranamamış olmasından kaynaklanmıştır. İşte toplumsal denetimizm düşüncesi bütün bu deneyimlerin deney öncesi ve deney sonrası derslerinin bugün ki pratik deneyler ve mücadeleler içinde aldığı teorik ve felsefi bir miras-biçimi olma özelliğine de sahiptir. Nasıl mı?
Tarihte devlet var oldu var olalı, devletlü-memur kastları da, sınıfları da, zümreleri de temsiliyetizm ile birlikte var ola gelmiştir. Yürütme, yargı ve yasama kurumları şeklinde gelişen üç bacaklı devlet modelleri, kapitalist toplum modellerini yaratırken ve bu modeller bir avuç kasta/sınıfa/zümreye dayanırken, sınıflı toplumların aksine sınıfsız bir topluma gidişte, yeni sosyalist devlet ve iktidar modeli olan toplumsal denetim kurumlarının temelleri başlangıçta bir avuç insan tarafından atılacak olsa da, süreçle birlikte bu kurumlar toplumsallaşa toplumsallaşa her geçen gün daha da toplumsallaşarak bir avuç insan olmaktan çıkarak, çoğunluğu kucaklayıp içine alan devasa topluluklara dönüşe dönüşe, tüm emekçileri ve ara sınıfları tek bir çatı altında birleştire birleştire, ezici çoğunlukların toplumsallaşmış devlet aygıtına dönüşecektir. Başka bir deyişle, devlet temsiliyetizm ile değil, denetimist bürokratizm ve denetimist devlet ile kitleselleşerek temsiliyetist devletinde adım adım sönümleneceği bir sürece doğru evrilecektir.
Tarihte yürütme, yargı ve yasama temsiliyetizmleri var oldu olalı, bunlara bağlı temsiliyetist devlet aygıtları yetkiyi kurumlardan kurullara, kurullardan üst kurullara, üst kurulları da kişilere bağlayan bir yapıya sahip ola gelmiştir. Bu yüzden sosyalizmin alt evresindeki çoğulculuktan sosyalizmin üst evresindeki çoğunlukçuluğa geçiş sürecinde yetki toplumsal iradeye/emekçi sınıflara doğru yayılmak ve genişlemek zorundadır. Ancak bu şekilde yetki bir avuç kastın/sınıfın/zümrenin elinden zor yoluyla alınarak emekçi kitlelere üleştirilebilir. Ve ancak bu yolla emekçi sınıfların gerçek tarihsel iktidarı tesis edilebilir.
Sosyalizm her şeyden önce politik bir kültür meselesidir. Kuşkusuz bu kültürün merkezinde de toplumsal denetim düşüncesi olmak zorundadır. Toplumsal denetimist politik kültür ve bilinç oluşturmak komünistlerin görevidir. Sosyalizm artık bu şekilde tarif edilmelidir. Başka türlü bir sosyalizm kesinlikle mümkün değildir. Tarihsel pratikte yenilgiye uğramış ve bir daha gerçekleşmesi mümkün olmayan proletaryalist “sosyalizm” modelleri dün olduğu gibi bugünde bir yanılsamadan ibarettir!
O vakit Marx ve Engels’in kaleme almış olduğu Komünist Manifesto’yu yeniden yorumlandığımızda şunları söylememiz gerekir:
“Komünist kuramı “bir tek cümlede” özetlemek gerekir ise, özel mülkiyetin kaldırılması, özel mülkiyetin en güçlü koruyucusu olan devletlü-kastlara/sınıflara/zümrelere karşı toplumsal denetimist politik kültür ve bilinç geliştiği ölçüde gerçekleşebilir. Dolayısıyla, sınıflı toplumdan sınıfsız topluma geçişte, toplumsal denetim mücadelesi yürütülmeksizin emeğin çoğulculuğundan emeğin çoğunlukçuluğuna da sosyalizm yoluyla geçiş mümkün değildir. Bu geçişin sağlanabilmesi tüm sınıflı toplumlarda özel mülkiyetin karakterini belirleyen temsiliyetizm ve memuriyetizm biçimlerine karşı denetimist bürokratik savaşımı da zorunlu kılar. Aksi takdirde, tarihsel-temsiliyetist burjuvazinin politik ve kültürel hegemonyasına da asla son verilemez.”
Sonuç olarak bir topluma karakterini veren şey, her ne kadar alt yapıda “üretim ilişkileri” gibi gözükse de, aslında alt yapıda emek türlerinin birleşik diyalektiği o toplumun alt yapısında her ne kadar gözükmese de ve bu durumda alt yapı üst yapıya oranla daha çekinik ve ikincil planda var oluyorken, o toplumun son çözümlemede karakterinin üst yapı ile belirlenmesi nedeniyle, o toplumun üst yapısını da belirleyen temsiliyetizm ve temsiliyetizmin türevleri olmaktadır. Bu tespit emekoloji’nin “alt yapı ile üst yapı arasındaki diyalektik birliğinin” temelini oluşturmaktadır.
Kısacası, temsiliyetizm ve temsiliyetizm türevlerine göre o toplumun ana egemen biçimi belirlenirken, bu biçime uygun düşen alt yapıda ise emek türlerinin birleşik diyalektiği o toplumun (ekonomik, kültürel, sanatsal vs.) dokusunu ve karakterini oluşturmaktadır. Emekoloji, alt yapı ile üst yapı arasındaki bu diyalektik ilişkinin emek türlerinin birleşik iş bölümü diyalektiği temelinde yeniden yorumlanması ihtiyacından da ortaya çıkan yeni bir bilimsel disiplindir.
Temsiliyetizm bürokratizmden çok farklı bir şeydir. Memuriyetizm ile bürokratizmin doğrudan birbirine bağı olsa da, temsiliyetizmin hem memuriyetizmden hem de bürokratizmden apayrı bir yapı oluşturduğunu anlayabilmek için ilkel komünal topluma bakmak yeterli gelecektir. İlkel komünal toplumda ne memuriyetizm ne de bürokratizm vardı. Lakin memuriyetizmin ve bürokratizmin ilkel komünal dönemde var olmamış olması durumu ilkel komünal dönemde temsiliyetizmin var olmadığını kanıtlamaya yetmez. Keza temsiliyetizm oluşmadan, din ve devlet oluşmadan, devlet bürokrasisi oluşmayacağı için, temsiliyetizmden sonra devletin bürokratizmi oluşur, en sonda ise bu bürokratizmi yöneten de bir memur tabakası (sınıfı) oluşur. Bu memur tabakası (sınıfı) oluşur oluşmaz da özel mülkiyetçi sınıflı toplum formasyonu ortaya çıkar. Köleci özel mülkiyet, feodal özel mülkiyet, kapitalist özel mülkiyet biçimleri bu sınıflı toplum formasyonlarının aldığı tarihsel-temsiliyetist biçimlerdir.
Dolayısıyla, sınıf toplumlar tarihi temsiliyetizm ve temsiliyetizm türlerinin biri biri üzerine geçen biçimlerinin ve bu biçimler arasında süre giden savaşımların tarihidir. Halde böyle olunca, sosyalizm ve komünizme giden yol temsiliyetizmin ve temsiliyetizm türlerinin panzehiri olan toplumsal denetimizm mücadelesinden geçmek zorundadır. Bu sebepledir ki, özel mülkiyetin gölgesindeki tarihsel temsiliyetist devlet biçimlerine dair ütopik proletaryalist algı ve teorilerin kapsanarak aşılması bilimsel komünist düşüncenin gelişimi içinde bir elzemdir.
Dipnot
[1] Her özel mülkiyet eşittir kapitalizm anlamına gelmemektedir. Keza her özel mülkiyetten kapitalizm çıkmaz. Kapitalizmin ortaya çıkabilmesi için özel mülkiyetin kapitalist biçiminin (sanayi emek türünün) ortaya çıkması gerekir. Şayet devlet ve devletlü-kastlar/sınıflar/zümreler olmasaydı özel mülkiyeti temel alan bir devlet modelide, üç bacaklı kapitalist bir devlet modelide ortaya çıkamazdı. Kapitalizmin dolayısıyla kapitalist özel mülkiyet biçiminin ortaya çıkışında devletin ve devletlü-kastların/sınıfların/zümrelerin oynadığı rol gerçekte hiç kimse tarafından görülmek istenmemiştir. Emekolojistler bu yüzden temsiliyetizm kavramını durduk yere kullanmamışlardır. Köleci sistemde bile bir kölenin teminatı köle sahibinin ukdesindeydi. Modern kapitalizmde de işler seçme, seçilme, parlamento vs. üzerinden yürüdüğü için "seçmenin teminatı da seçilmedir" diye kabul edilmekteydi. Bu da asli unsur olan seçmenden/emekçi sınıflardan kopuk bir seçilmenler (atanmanlar) kastının/sınıfının/zümresinin oluşmasına ve halkın çoğunluğunun yararına değil, bir avuç seçilmen azınlığının çıkarı için var olmaya devam eden bir devlet ve iktidar aygıtının ortaya çıkması sonucunu doğurmaktaydı. Kapitalizm gücünü devletlü-kastlardan/sınıflardan/zümrelerden almakta ve özel mülkiyetin/sermaye birikiminin biçimide bu şekilde belirlenmektedir. Talan ve yağma düzeni temsiliyetizm eliyle sürdürülmektedir. Kapitalist devlet ve devletlü-sınıflar olmasa burjuvazi bir ay bile ayakta kalamaz! Devlet aradan çıkarsa dünyanın açları, baldırı çıplakları, garibanları, dışlanmışları, ötekileri vs. bunları çiğ çiğ yer bitirir! Kapitalizm denilen illetin tarihi şunun şurasında oturmuş ve yerleşik bir sanayi kapitalizmi olarak ortaya çıkması en fazla 200 yıl bile değildir. Üstüne üstük kabaca 1950-60 sonrası glokal-kapitalizmin gelişimiyle sahneye teknik-elektronik emeğin çıkması ve protekyanın kendiliğinden bir biçimde de olsa üretimde fiili önderlik konumuna geçmesiyle birlikte, sanayiburglar ve teknoburglar ne yapsak da sistem üzerindeki kontrolümüzü sürdürsek diye kara kara düşünmeye başladılar. Zira hem temsiliyetizm hem burjuva devlet modelleri hem de devletlü-kastlar/sınıflar/zümreler tarihsel sınırlarının sınırına yaklaşmış durumdalar. Kuşkusuz bu durum, biri biri üzerine geçerek ilerleyen emek türlerinin doğa karşısındaki mukavemet oran ve orantılarıyla meydana gelen tarihsel sistemlerin devir ve momentlerinin hesaplanmasıyla da, nominal değerler açısından yeni bir tarihsel sistem olan sosyalizmin de hangi şartlar ve hız mekaniği ile ortaya çıkacağına dair somut ve soyut ön görüngülerin oluşabilmesini de olanaklı hale getirmektedir.
[2] Her temsiliyetizm kesinkes memuriyetizm yaratır. Lakin her memuriyetizm kesinkes temsiliyetizm yaratır diyemeyiz. Keza her memuriyetizm kısmen temsiliyetizm yaratabilir. Köleci, feodal ve kapitalist temsiliyetizm sırasıyla köleci, feodal ve kapitalist memuriyetizm yaratmıştır. Toplumsal denetimist memuriyetizm ise sosyalist memuriyetizm yaratır. Bu sosyalist memuriyetizmde temsiliyetizm değildir. Bu toplumsal denetimist memuriyetizm yaratılamadığı için Sovyetik proletaryan temsiliyetizm modeli çökmekten kurtulamamıştır. Bu şartlar altında da sosyalizme geçiş yapmak mümkün olmamıştır. Sosyalizmin tarihsel olgu ve ilkesi olan toplumsal denetimist fikirler hayata geçirilemediği için proletaryan kapitalizm ne üst yapıda ne de alt yapıda sosyalizme dönüşememiştir.
[3] Örneğin, Bolşevikler iktidarı aldıklarında da aldıktan sonrada gerçekte iktidar değillerdi. Çünkü eski sistemin iktidar ilişkileri hala canlılığını koruyordu. Öyle bir noktaya geldiler ki, yönetemeyeceklerini anlayınca mecburen eski sistemin memurlarını yeniden göreve çağırmak zorunda kaldılar. Troçki bile Lenin'in talimatıyla ilk başlarda Kızıl Ordu’yu (asker Sovyetlerini) eski Çarlık subaylarından ve askerlerinden devşirmek zorunda kalarak kurmuştu. Bu da tarihsel zorunluluktan idi. Çünkü askerlik bilim ve eğitimine vakıf olan bilinçli komünist sayısı pratikte bir avucu geçmiyordu. Yeni Sovyet devletinin başındakilerde bir avuç komünistti ve tüm çevreleri eski sistemden gelen memur kastları tarafından zorunlu olarak kuşatılmıştı. İster “işçi devleti” densin, ister “proletarya devleti” densin, devlet varsa kurum ve memur var demektir. Sovyetler Birliği’nde de tıpkı kapitalist ülkelerde olduğu gibi yasama, yargı ve yürütme biçimindeki devlet erkleri vardı. Buna verilebilecek en basit örneklerden biri Sovyet yargısının içinde bulunduğu durumdu. 1920'lerden itibaren Sovyet yargı sistemi içinde çalışan hakim, savcı ve avukat gibi yargı personelinin çoğunluğu feodal Çarlık döneminde yetişmiş olan kişilerden (feodal-memurlardan) oluşuyordu. Dolayısıyla, bu feodal-memurların hak, hukuk, adalet vs. gibi temel yargı normlarına dair bakış açıları tarihsel ve toplumsal temsiliyetist kültürden kopmuş değildi. Gerçekte iktidar olmak sadece siyasi iktidara bir partinin geçmesinden ibaret değildir. İktidar sorununun çözümü yeni tarihsel ve toplumsal bir sistemin inşası için gerekli olan kurumların eski toplumun bağrından çıkabilmesi kabiliyetine ve iradesine bağlıydı. Keza eski toplumun olumlu ve olumsuz mirasını devralan yeni kurumlar olmaksızın eski toplumdan gelen canlı ve somut iktidar ilişkilerinin denetim mücadelesi içinde zayıflatılabilmesi ve temsiliyetist kültürden gelen burjuva alışkanlıkların ve algıların ortadan kaldırılabilmesi mümkün değildir.
31.08.2023
Serhat Nigiz
4 notes · View notes
fedbocom · 3 months ago
Text
Feodalizm Nedir? Feodalite, Derebeylik ve Tımar Sistemi Üzerine Derinlemesine Bir İnceleme
Feodalizm Nedir Feodalizm, Ortaçağ toplumlarının temel yapı taşlarından birini oluşturur. Feodalite nedir, nasıl işledi, Osmanlı’da neden feodalite yoktu ve derebeylik sistemi nasıl çalışıyordu? Bu yazıda, feodalizm ve feodal yapı hakkında tüm merak edilenleri derinlemesine ele alıyoruz. Feodal köylü, senyör ve tımar sistemi gibi konuları inceleyerek, bu tarihin önemli dönemine dair kapsamlı bir…
0 notes
gokyuzumanzarasi · 6 months ago
Text
Orta Çağ Karanlık Tarihi: Avrupa'nın Cehennem Çağı!
Orta Çağ, Avrupa tarihinde yaklaşık olarak 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren ve Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından Rönesans’ın başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. Orta Çağ boyunca Avrupa, siyasi istikrarsızlık, ekonomik gerileme, savaşlar ve salgın hastalıkların gölgesinde kalmıştır. Bu dönemde eğitim ve bilgiye erişim son derece sınırlıydı ve toplum, kilise ve feodal beylerin…
0 notes
gururbenimneyime · 6 months ago
Text
Orta Çağ Karanlık Tarihi: Avrupa'nın Cehennem Çağı!
Orta Çağ, Avrupa tarihinde yaklaşık olarak 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren ve Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından Rönesans’ın başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. Orta Çağ boyunca Avrupa, siyasi istikrarsızlık, ekonomik gerileme, savaşlar ve salgın hastalıkların gölgesinde kalmıştır. Bu dönemde eğitim ve bilgiye erişim son derece sınırlıydı ve toplum, kilise ve feodal beylerin…
0 notes
ellerielimde · 6 months ago
Text
Orta Çağ Karanlık Tarihi: Avrupa'nın Cehennem Çağı!
Orta Çağ, Avrupa tarihinde yaklaşık olarak 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren ve Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından Rönesans’ın başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. Orta Çağ boyunca Avrupa, siyasi istikrarsızlık, ekonomik gerileme, savaşlar ve salgın hastalıkların gölgesinde kalmıştır. Bu dönemde eğitim ve bilgiye erişim son derece sınırlıydı ve toplum, kilise ve feodal beylerin…
0 notes
sanacicekaldim · 6 months ago
Text
Orta Çağ Karanlık Tarihi: Avrupa'nın Cehennem Çağı!
Orta Çağ, Avrupa tarihinde yaklaşık olarak 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren ve Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından Rönesans’ın başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. Orta Çağ boyunca Avrupa, siyasi istikrarsızlık, ekonomik gerileme, savaşlar ve salgın hastalıkların gölgesinde kalmıştır. Bu dönemde eğitim ve bilgiye erişim son derece sınırlıydı ve toplum, kilise ve feodal beylerin…
0 notes
okusana-org · 6 months ago
Text
Orta Çağ Karanlık Tarihi: Avrupa'nın Cehennem Çağı!
Orta Çağ, Avrupa tarihinde yaklaşık olarak 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren ve Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından Rönesans’ın başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. Orta Çağ boyunca Avrupa, siyasi istikrarsızlık, ekonomik gerileme, savaşlar ve salgın hastalıkların gölgesinde kalmıştır. Bu dönemde eğitim ve bilgiye erişim son derece sınırlıydı ve toplum, kilise ve feodal beylerin…
1 note · View note
okusanaorgsblog · 6 months ago
Text
Orta Çağ Karanlık Tarihi: Avrupa'nın Cehennem Çağı!
Orta Çağ, Avrupa tarihinde yaklaşık olarak 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren ve Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından Rönesans’ın başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. Orta Çağ boyunca Avrupa, siyasi istikrarsızlık, ekonomik gerileme, savaşlar ve salgın hastalıkların gölgesinde kalmıştır. Bu dönemde eğitim ve bilgiye erişim son derece sınırlıydı ve toplum, kilise ve feodal beylerin…
0 notes
onderkaracay · 3 days ago
Text
Tumblr media
] 🇹🇷 Son Feodal Zulmü Nasıl Bitirdim
Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşama vedası sonrası toprak ağası feodal zulüm her mahallede bir milyoner olarak para ağası zulme dönüştürüldü.
14 Mayıs 1948 - 14 Mayıs 1950 tarihlerinde bir terör örgütü devlet yapıldı.
Bu terör örgütü korumasını da Türkiye Cumhuriyeti ihanet siyaseti ile üstlendi.
Yaşanan bütün kötülüklerin hepsi bu zulmün kalesi iç tehdit sermaye (para ağalığı yerli kapitalizm) yararına bugüne kadar getirildi.
Tarihsel olayları ayrı ayrı yazdım. Yeniden yazmak istemiyorum.
Bunun benim mücadelem ile ilgisi nedir?
Bende toprak ağası bir dedenin torunuyum.
Bu zulmü toprak ağası bir dedenin torunu olarak ders vererek devrim yaparak bitirmek için bu sebeple ilmi sır ile sıralandım.
Bu zulme satılmış olsaydım veya onlar tarafından ele geçirilmiş olsaydım (bu bozgunu ve bozgunculuk yapanları sonra yazarak deşifre edeceğim) onların planı gerçek olarak zulüm düzeni sürdürülebilir bir hale gelecekti.
Türk olduğum için ve sırrım beni koruduğu için bu devrim bir Tufan ve ibret ile yeni bir Türk destanı olarak insanlık devrimi yaparak çağı değiştirdi ve tarihe yine Türk adına geçti.
Bundan sonra bütün dünya bu devrimi örnek alarak devrimler yapacak.
Feodalizm yeryüzünde tarih oldu.
Bu konuda toprak ve mülk devrimi yaparak bu zulmü Töreye uygun yeryüzünde yaşanır hale getireceğiz.
Ne mutlu Türküm diyene, ne mutlu insanım diyenilene.
Önder Karaçay
0 notes
benimpencerelerim · 6 days ago
Text
ABARTILMIS AYDINLAR
DEV AYNASINDAKİ AİLE
https://www.youtube.com/watch?v=A4iHMuh--lA Mehmet Altan da babası Çetin Altan gibi çoğunlukla temellendirmediği, analitik olarak göstermediği iri laflar etmeyi seviyor. İri ve şatafatlı laflar etme konusunda Ahmet Altan da onlardan aşağı kalmaz ama o, ikisine göre nispeten daha çok ayakları yere basan bir aydın.
Çetin Altan da Mehmet Altan da bence gereğinden fazla abartılan “overrated” aydınlar. Atilla Köprülüoğlu da bu abartılı Çetin Altan rüzgarına kapılıp kendinden geçenlerden:
https://www.ajansbakircay.com/cetin-altan-makale,2480.html İnsanlar değerli olmayı unuttular, önemli olmaya çalışıyorlar!" saptaması onundur... "Batıda düello vardır, doğuda pusu. Biz Doğu ile batı arasında olduğumuz için düelloya çağırıp pusu kurarız.” tespiti de popülerdir. Bir toplum filozofudur.. Derin birikimli entelektüeldir.. "Her köyümüzde bir piyano olmasını" savunan da! Diliyle dilimizi "zenginleştiren" kalem erbabıdır... Dil kullanımı konusunda ustalığı gerçekle eni konu örtüşen tek olgu görebildiğim kadarıyla. Bu dil hakimiyeti ve kıvraklığıyla kelimelerle ustalıkla oynaması da böyle abartılmasına neden olmuş sanırım. Ama toplum, sosyoloji, toplumsal ve sosyolojik çözümleme konularıyla ciddi, derinlemesine bir ilgileri yok, sadece yüzeysel ve tumturaklı saptamaları var. Mesela Batıda düello vardır aforizmasını ele alalım. Acaba Çetin Altan bu saptamasını hiç bir yerde irdelemiş midir. Ben bu özlü saptamaya birçok yerde rastladım ama bunun açılmasını, irdelenmesini hiçbir yerde görmedim. Bu saptamayı şehvetle kullananların da onu hiç sorguladığına tanık olmadım. Çetin Altan bu düello/pusu saptamasını yaparken toplumların (Batı, Türkiye, Orta Doğu) bugünkü gelişmişlik düzeylerine bakarak konuşuyormuş gibi görünüyor. (Elimizde ne düşündüğüne, nasıl akıl yürüttüğüne ilişkin başka veri yok çünkü). Ama toplumların kültürleri, davranış örüntüleri farklı faktörlerin uzun süreli etkileri sonucunda oluşur ve o faktörler kalktıktan sonra bile ideolojik aygıtlar aracılığıyla devam etmeyi sürdürürler. Çetin Altan ne bu faktörlere değinmiş ki, Arap dünyası bir dönem altın çağını yaşamıştır, ne de bu faktörlerin bahsettiği davranışlara nasıl yol açtığının bir çözümlemesini yapmıştır. https://www.tumblr.com/futbolpenceresi/744541271876599808/toplumun-mekanizmalari
Biz Batı ile Doğu arasındayız ifadesinin ne anlamda dile getirildiği meçhul. Evet coğrafi anlamda batı ile doğu arasındayız ama Osmanlı ve uzun süre onun hakimiyetinde olan yakın doğu ATÜT tarzı bir mülkiyet rejimi ve gücün aşırı merkezileştiği bir yönetim biçiminde yaşadı. Yani Çetin Altan üstat herhalde coğrafya kaderdir demiyordur ama ne dediği de belli değil fakat yine de yaptığı bu yüzeysel saptama nicelerinin başını döndürüyor. Feodalizm ve sonuçları, mirasın büyük oğula kalması ve sonuçları, mülkiyetten mahrum kalan küçük oğulların kadınlar için rekabette ellerinde şeref, onur ve kahramanlıktan yani şövalyelikten başka bir şeyin kalmaması ve bunun sonucunda şövalyeliğin alabildiğine romantize edilmesi, ayrıca bu düello ve pusu seçimlerinin her iki tarafta sadece biri varmış gibi genellenmesi, say say bitmez. Her köyde bir piyano olmasını savunması da böyle temelsiz ve savruk bir düşünce. Ne marksizmin altyapı-üstyapı şematizmi var ne Althusser'in ideolojik aygıtları. Piyanonun prestiji üstünden batıda feodalizm, soylular ve soylular arası rekabet, kendilerini alt sınıflardan üstün ve farklı göstermenin araçları gibi mekanizmalarla uzun bir dönemde altyapının (feodal örgütlenme biçimi) yarattığı sonuçları, bir üst yapıyı aşırı merkezi bir yönetim altında kavruk kalmış bir üst yapıya romantik bir şekilde giydirme hayalleri. Mehmet Altan da babasından çok farklı değil. İri ve şatafatlı laflar, ezberler çok fazla var dağarcığında. Tüm liberaller gibi her şeyi hukuka bağlaması da bu ezberlerden biri. Oysa Güney Kore otuz yıllık diktatörlükle orta gelir seviyesine ulaştı. Ama ne ulaşma. Olağanüstü eğitimli bir nüfus ve yüksek sanayi ürünlerinde dünyayla rekabet etmeye teşvik edilen ve demokrasiye geçildikten sonra gerçekleşen sıçramayı son derece kolaylaştıran adeta kaçınılmaz hale getiren yetkin bir sanayi altyapısı ile. https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2017/10/02/yargi-bagimsizligi-gerilerken-yatirimci-nasil-guvende-olabiliyor https://www.gazeteduvar.com.tr/demokrasi-yatirimlar-ve-kapitalizm-makale-1655383 ivanstat.com/tr/gni/kr.html
Güney Kore, linkteki istatistikte görüldüğü gibi 1970 yılından beri hep %7-8 büyümüş. Genç ve parlak bir akademisyen olan Alp Buğdaycı’nın söylediğine göre de bu yüksek büyüme hızı 1997 yılında eski üretici elitlerin yaratıcı yıkımla çeşitlendirilmeye başlandığı 1997 yılına kadar da aynı şekilde devam etmiş. Yani demokrasiye geçilen 1987 yılından çabolların tahtlarının sarsıldığı 1997 yılına kadar olan büyüme rakamları da diktatörlüğün attığı temeller üstünde yükseliyor. Mehmet Altan da babası gibi iri laflar ediyor ama açmıyor çoğunlukla. Marksist Liberal diye bir kitabını okumuştum. Eski gazete yazılarıymış. Ama marksizm ve liberalizmin kavramlarını arka arkaya kullanıyor, sıralıyor fakat birbirine mantıksal olarak bağlamıyor, öylece havada bırakıyordu. Fazla değişen bir şey yok gibi görünüyor.
https://www.bartleby.com/essay/Feudalism-And-The-Code-Of-Chivalry-PJZHEXYETU The Code of Chivalry greatly impacted the lives of the knights. As we all know knights were expected to be strong, skillful and brave. The Code of Chivalry “was a moral system which went beyond rules of combat and introduced the concept of Chivalrous conduct - qualities idealized by knighthood, such as bravery, courtesy, honor, and gallantry toward women” (“MedievalCode”). This code could be seen as a new life that must be followed by the knights. The Code of Chivalry had a numerous amount of rules to follow. Some of the rules included protecting the weak and defenseless, obey the authority, keeping faith, and speaking the truth at all times (“MedievalCode”). In addition, knights were seen as heroes to the people of the land. The code also presented the knights more desirable to the women of the land
Şövalyelik kuralları şövalyelerin hayatlarını büyük ölçüde etkilemiştir. Hepimizin bildiği gibi şövalyelerin güçlü, becerikli ve cesur olması bekleniyordu. Şövalyelik kuralları “savaş kurallarının ötesine geçen ve şövalyelik tarafından idealize edilen cesaret, nezaket, onur ve kadınlara karşı yiğitlik gibi nitelikler olan Şövalyelik davranışı kavramını tanıtan bir ahlaki sistemdi” (“MedievalCode”). Bu kurallar sistemi şövalyeler tarafından uyulması gereken yeni bir hayat olarak görülebilirdi. Şövalyelik ahlakı uyulması gereken çok sayıda kurala sahipti. Bu kurallardan bazıları zayıf ve savunmasızları korumak, otoriteye itaat etmek, inancı korumak ve her zaman doğruları söylemekti (“MedievalCode”). Ayrıca şövalyeler ülke halkı için kahraman olarak görülüyordu. Ayrıca bu ilkeler ve ahlak sistemi şövalyeleri ülke kadınları için daha çekici hale getirdi
https://study.com/academy/lesson/knighthood-the-middle-ages-code-of-chivalry.html
What were the chivalry rules?
One list of chivalric rules can be found in The Song of Robard—a poem from the 11th century. In general, knights were expected to uphold the honor of God and the church. They were expected to fight for their liege lord, maintain order, collect taxes, and manage landholdings. Additionally, knights were to protect women, orphans, and those less fortunate than they were, though this was often interpreted to include only the nobility, not the peasantry.
Why was chivalry important in Medieval times?
Chivalry provided a code of behavior for knights in the Middle Ages. Knights were young men who were well-trained in fighting, heavily armed, and granted power of people and lands, but overall had little to keep them occupied. There were often reports of knights abusing their power and committing violence against those they were supposed to protect. The code of chivalry put into place guidelines they were to adhere to. Specifically, a duty to their liege lord, a duty to God and the church, and a duty to protect those less fortunate.
Chivalry In The Middle AGes The medieval code of chivalry may seem to be a romantic notion that idealises the behavior of knights in the middle ages. Surprisingly this Medieval code was actually real though it varied accross regions and was really more guidelines than hard and fast rules.
A necessary part of the feudal system was the need for military force. A class of knights was developed as a part of the nobility, then trained and heavily armed. As the knights did not have always military action to tend to, their behaviors were frequently disruptive and violent. In an effort to reign the knights’ behavior, the code of chivalry in the Middle Ages developed. So what exactly was chivalry in the Middle Ages? It was a list of behavioral rules that focused on a knight’s behavior and centered around a knight’s duty to God and the church, to women a nd the less fortunate, and to his liege lord. Şövalyelik kuralları nelerdi? Şövalyelik kurallarının bir listesi 11. yüzyıldan kalma bir şiir olan The Song of Robard'da bulunabilir. Genel olarak şövalyelerin Tanrı'nın ve kilisenin onurunu koruması beklenirdi. Kendileri için savaşmaları, düzeni sağlamaları, vergi toplamaları ve toprak mülklerini yönetmeleri beklenirdi. Ayrıca şövalyeler kadınları, yetimleri ve kendilerinden daha az şanslı olanları korumakla yükümlüydüler, ancak bu genellikle yalnızca soyluları kapsayacak şekilde yorumlanırdı, köylüleri değil. Şövalyelik Orta Çağ'da neden önemliydi? Şövalyelik Orta Çağ'daki şövalyeler için bir davranış kuralları sistemi sağladı. Şövalyeler, savaşta iyi eğitilmiş, ağır silahlı ve insanlar ve topraklar üzerinde güç verilmiş, ancak genel olarak onları meşgul edecek çok az şeyleri olan genç adamlardı. Şövalyelerin güçlerini kötüye kullandıkları ve korumaları gereken kişilere karşı şiddet uyguladıkları sık sık bildiriliyordu. Şövalyelik kuralları, uymaları gereken yönergeleri uygulamaya koydu. Daha spesifik olarak, hükümdarlarına karşı bir görev, Tanrı'ya ve kiliseye karşı bir görev ve daha az şanslı olanları koruma görevi. Orta Çağ'da Şövalyelik  Orta Çağ şövalyelik kuralları, orta çağdaki şövalyelerin davranışlarını idealize eden romantik bir kavram gibi görünebilir. Şaşırtıcı bir şekilde, bu Orta Çağ kuralları aslında gerçekti, ancak bölgelere göre değişiyordu ve aslında katı ve kesin kurallardan çok yönergelerdi. Feodal sistemin gerekli bir parçası askeri güce duyulan ihtiyaçtı. Soyluların bir parçası olarak bir şövalye sınıfı geliştirildi, ardından eğitildi ve ağır silahlarla donatıldı. Şövalyelerin her zaman ilgilenmeleri gereken askeri bir eylem olmadığından, davranışları sıklıkla yıkıcı ve şiddetliydi. Şövalyelerin davranışlarını kontrol altına alma çabasıyla, Orta Çağ'da şövalyelik kuralları geliştirildi. Peki Orta Çağ'da şövalyelik tam olarak neydi? Bir şövalyenin davranışına odaklanan ve bir şövalyenin Tanrı'ya ve kiliseye, kadınlara ve daha az şanslı olanlara ve efendisine karşı görevi etrafında dönen bir davranış kuralları listesiydi.
Metafor ya da alegoriye sığınırsak. Mülkiyet biçimi toplumun iskeletini oluşturur. Merkezi mülkiyet tipleri tek güç odağı içereceğinden tek sesli, tek merkezli, tek renkli, otoriter toplumların oluşmasına yol açar. Bölünmüş mülkiyet tipleri ise çok sayıda güç odağı, gücün bölünmesi, sınırlanması, dengelenmesi, gelirin (mülkiyetin) daha eşit dağılması, talebin ve dolayısıyla yatırımın daha yüksek miktarlarda gerçekleşmesi, rekabet, rekabete dayalı verimlilik ve dizginlenemediğinde rekabete bağlı aşırı sömürü, çeşitlilik, çok seslilik, çoğulculuk gibi sonuçlara yol açar. Mülkiyet biçimi daha baştan toplumun iskeletinin nasıl bir şekil alacağını belirler. Üretim biçimi ve ilişkileri ise sinirleri ve damarları oluşturur. Diğer faktörler de toplumun kaslarını, derisini ve bunların çeşitli niteliklerini oluşturur.
Bakın anarşistler, daha gerçekleşmeden, Merkezi-Toplumsal Mülkiyet biçimi hakkında neler demişler :
“Kapitalist toplumda bir çok kurumun ve kişinin yaptığı bütün işleri bünyesinde toplayan ve tek yönetici durumuna gelen sosyalist devlette (Halk Devleti) bu merkezileşme, zorunlu olarak bütün işleri planlayacak bir yöneticiler grubunu gerekli kılacaktır. Bu grubun burjuva yöneticilerinden özde bir farkı olmayacaktır; çünkü asli görevi yönetmek olan herkes, doğal olarak yönettiklerini baskı altında tutmak zorunda kalacaklardır. Bu hükümet, bugüne kadar kurulmuş olanların en aristokratik, en despotik, en kibirli ve en küstahı olan bilimsel bir entelijensiyanın egemenliği olacaktır. Yeni bir sınıf, gerçek ve sözde bilim adamları ve eğiticilerin yeni bir hiyerarşisi doğacak ve dünya, bilgi adına yöneten küçük bir azınlık ile muazzam cahiller yığını halinde bölünecektir. Ve o zaman, vay cahiller yığınının haline.
Mülkiyet biçimine ve insan doğasına (psikolojisine) bağlı olarak insanlar arasında çok sayıda ilişki filizlenir, serpilir ve olgunlaşır :
AKSİYOMLAR (İNSAN DOĞASI) : A1 : İnsanlar, güçleri(gelir,iktidar,v.s.) arttıkça kendilerini zayıflardan farklı kılacak uğraşlar, simgeler, ürünler edinir. A2 : İnsanlar kendilerine denk gördükleri insanlar ile rekabet eder. A3 : İnsanlar kendilerinden üstün gördükleri insanları taklit eder. A4 : İnsanlar diğerleri (öteki) tarafından onaylanma ihtiyacı duyarlar. A4.1 Denk ve üstün olanlarca takdir edilmek ister. A4.2 Alt düzeyde olanlardan saygı görmek ister
AVRUPA BAŞLANGIÇ KOŞULU : B0 : Çok sayıda büyük toprak sahibi/derebeyi (Güç Odağı)
SÜREÇ :
B0 : Çok sayıda derebeyi 1 : Derebeyleri sanat ve bilimle ilgilenir, sanatçı ve bilim adamına (filozofa) saygı gösterir, onları destekler. (A1, A4) 2 : Derebeyleri gelirlerinin bir kısmını statü simgeleri olarak kullandığı ürünlere harcar. (A1, A4) 3 : Derebeyliklerin çevresinde derebeylerinin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayan bir zanaatkarlar ve tüccarlar sınıfı oluşur. 4 : Derebeyleriyle temasları olan zanaatkar ve tüccar sınıfı da bilime ve sanata ilgi duymaya, saygı göstermeye başlar. (A3, A4) 4.1 Bilimin/bilim adamının ve sanatın/sanatçının saygı görmesi bilim ve sanatla uğraşan insanları teşvik eder. (A4) 4.2 Değerli olan bilim ve sanatı elde etmek, zapt etmek amacıyla okuma alışkanlığı gelişir. (A3, A4) 5 : Derebeylerinin tüketim ihtiyaçlarını karşılayan zanaatkar ve tüccar sınıfının serveti giderek artar. (Özel sermaye birikimi) 5.1 : Diğer ülkelerin doğal kaynakları ve emek gücünün sömürülmesi sonucunda servet birikimi devasa boyutlara ulaşır. 6 : Sermaye Birikimi (Servet ve Bilgi) belli bir eşiği geçer. 7 : Biriken Sermaye üretime yönelik alanlarda kullanılır.
S0 : Endüstri Devrimi
SONUÇ S0 : Ekonomik Gelişme
ÖZET :
[(İnsan Doğası) VE (Çok Sayıda Güç Odağı)] => [Her Türlü Sermaye Birikimi] [(İnsan Doğası) VE (Çeşitlilik)] ==> [Her Türlü Sermaye Birikimi] [Sermaye Birikimi] VE [Sermayenin Üretken Kullanımı]==>[Ekonomik Gelişme]
OSMANLI : Osmanlı’da bütün toprakların mülkiyeti padişaha aitti. (Tek Güç Odağı)
Notlar:
@sacitgunes2561
Çetin Altan ve oğulları Ahmet Mehmet Altanlar Türkiye’nin gerçekten hem aydınlarıdır hem vicdanlarıdır hem onurlarıdır
Ruşen Çakır bu abartma ayinine bana yaptığı sansürle katılmış. Benim bu yazıda dillendirdiğim ve video altındaki yorumlara eklediğim düşüncelerimi silmiş. İşte kendini solcu olarak tanımlayan kalem erbabı da bu halde. Herkes kendi egemenlik alanı içinde padişah, astığı astık, kestiği kestik.
https://serbestiyet.com/featured/son-rusen-cakir-ornegi-1-tanrilar-ve-kullar-39894/ Bir arkadaşımın deyimiyle, “kategorik temiz solcu.” Entellektüel dostluklarından bulaşan yaldızlarla birlikte, solculuğu bir kimlik, bir paye, bir madalya, bir apolet, bir hatıra gibi taşıyor ve satıyor.
0 notes
serhatnigiz · 2 months ago
Text
1 note · View note
musatokmak · 20 days ago
Video
youtube
Balzac Köylüler Tek Parça #Sesli Kitap #sesliroman #edebiyat #kitapdinle...
#Balzac #Köylüler #seslikitap #roman #romanözeti Honoré de Balzac’ın klasik eserlerinden Köylüler, toplumsal çatışmaları ve insan doğasının en derin yönlerini gözler önüne seren etkileyici bir romandır. Bu podcast’te, Balzac’ın eşsiz anlatımıyla Köylüler romanını sesli kitap olarak dinleyebilirsiniz. 📖 Köylüler Hakkında: ✅ Fransız toplumunun köy yaşamı üzerine gerçekçi bir bakış ✅ Zengin ve fakir arasındaki mücadele ✅ İnsan hırsı, açgözlülük ve güç savaşları ✅ Kırsal kesimin sosyal yapısı ve sınıf çatışmaları 🎧 Tamamen ücretsiz bir şekilde dinleyin, arkanıza yaslanın ve Balzac’ın dünyasına adım atın! 📌 Daha fazla klasik eser için abone olmayı ve bildirimleri açmayı unutmayın! 🔔 200 Anahtar Kelime (Virgüllerle Ayrılmış): Balzac,Köylüler,sesli kitap,podcast,kitap dinle,edebiyat,Fransız edebiyatı,klasik romanlar,audiobook,roman,Honoré de Balzac,toplumsal roman,kırsal yaşam,sınıf çatışması,köy hayatı,zengin ve fakir,mülkiyet mücadelesi,insan doğası,güç savaşı,toplumsal yapı,realizm,19. yüzyıl edebiyatı,kitap önerileri,tarihsel roman,Fransız devrimi,sosyal adalet,kapitalizm,feodalizm,köylü sınıfı,serfler,toprak sahipleri,kırsal burjuvazi,açgözlülük,hırs,ahlak,iktidar mücadelesi,toprak reformu,Fransa tarihi,kitap özeti,kitap yorumları,kitap analizleri,kitap tavsiyesi,edebiyat podcast,roman analizleri,toplumsal eleştiri,kitap severler,klasik eserler,tarihi romanlar,audiobook dinle,edebiyat incelemeleri,realist edebiyat,edebiyat klasikleri,modern romanların kökeni,edebiyat tarihi,romantik realizm,Fransız köylüleri,kitap kulübü,roman kahramanları,edebi çözümleme,okuma listesi,ücretsiz sesli kitap,kitap dünyası,sesli kitap dinle,audiobook önerileri,19. yüzyıl Avrupa edebiyatı,Fransız realist yazarlar,kitap seslendirme,roman dünyası,toprak kavgaları,köy ekonomisi,burjuvazi,köylü isyanları,serf sistemi,edebiyat eleştirisi,kitap incelemesi,Fransız yazarlar,edebi akımlar,toplumsal analiz,edebiyat sohbetleri,kitap kültürü,toplumsal yapı analizi,insan doğası ve hırs,kitap okuma alışkanlığı,audiobook serileri,Avrupa romanları,kitap arşivi,19. yüzyıl Fransa’sı,toplum yapısı ve dönüşüm,edebiyat severler için öneriler,ücretsiz edebiyat kaynakları,Fransa’nın köylü hareketleri,kırsal kesim ve sanayileşme,yoksulluk ve sosyal eşitsizlik,edebi anlatım teknikleri,kırsal dramlar,kitap seslendirme projeleri,edebi karakter analizi,edebiyatın toplumsal işlevi,roman seslendirme,Fransız köy hikayeleri,toprak sahipleri ve köylüler,köylülerin yaşam mücadelesi,çiftçi hayatı,köy hayatının gerçekleri,sanat ve edebiyat,köylülerin tarihsel gelişimi,roman sesli kitap,kitap dünyası podcast,klasik eserler podcast,sesli roman dinle,Fransa edebiyatı,edebiyat tarihi podcast,kitap sohbetleri,audiobook klasikleri,toplum eleştirisi romanları,kitap dünyası önerileri,edebiyat severler için kitaplar,köy toplumları,kitap seslendirme listesi,audiobook projeleri,köy romanları,sınıf mücadelesi edebiyatı,köy edebiyatı,Fransa tarihi ve toplum,sesli roman podcast,okuma tutkusu,audiobook serileri ve önerileri,Fransız edebiyat klasikleri,ücretsiz kitap dinle,kitap tavsiyeleri ve yorumları,sesli kitap uygulamaları,kitap okuma deneyimi,toplum ve sınıflar,sosyoloji ve roman,köyde yaşam,edebi anlatım ve karakterler. balzac,köylüler,roman,edebiyat,roman özeti,uzun roman özeti,Köylüler (Honore de Balzac) Fiyatı,Yorumları,Satın Al,KÖYLÜLER Honoré de BALZAC,Köylüler : Honore de Balzac,Zaven Biberyan,Honore De Balzac Kitabı ve Fiyatı - Köylüler,Köylüler - Honore de Balzac,Balzac köylüler ne anlatıyor?,Balzac ne anlatıyor?,Honoré de Balzac Hakkında - Doğan Kitap,Balzac Köylüler kaç sayfa?,Balzac neden öldü?,Balzac Vadideki Zambak ne anlatıyor?
0 notes
okusanaorg · 10 months ago
Video
youtube
(Ortaçağ Avrupa'sında Yaşam ve Savaş: Şövalyelik, Feodalizm ve Dinamik Bir Dönem gönderdi)
0 notes
444namesplus · 1 year ago
Text
A Aat Administrasia Administrasiata Administrativen Administrativna Administrativni Adrianovia Ages Ako Akop Akra Aksent Aksentira Al Ala Alain Alezia Alkasar Allen Alternativa Alternativen Alternativni Alternativnite Alternativno Am Amb Ambrazuri Ambrazurite America Amerika Amerikite An Analogisnite And Anglessey Anglia Anglicanum Angliiskata Angliiski Angliiskia Angliisko Anglosaksonskite Antecedentes Antiohia Antiohiiskoto Antisnite Antisnostta Anzu Apogei Aponia Ar Arbalet Arbaleti Archaeological Archaeology Architecture Arheologiseski Arheolozite Arhitekt Arhitekti Arhitektura Arhitekturata Arhitekturna Arhitekturni Arhiv Aristokrasia Aristokrasiata Aristokrat Aristokrati Aristokratisen Aristokratisnata Aristokratisnite Aristokratite Armia Armiata Armii Artileria Artileriata Artileriiskata Artileriiski Artileriiskite Asno Aspekt Association Astia At Ataki Atakite Atakuvasi Atakuvasite Aula Aurell Avgust Avila Avtorite Avtorskite B Ba Baden Bailey Baio Balata Bamburg Ban Barbakan Barker Baronsko Barry Barthélemy Barut Baruta Bastion Batsford Bavarskiat Bavat Bavno Baza Bazileus Bditelnost Behind Beili Beilita Beilito Beleg Belknap Belvuar Bergfrid Berite Bes Beseda Bez Bezpolezna Bezpolezni Bezsmisleno Bi Biat Bibliografia Bibliography Biha Bilata Biskvitki Bist Bitia Bitkata Biumaris Biva Bivat Bivsa Blagodarenie Blagonadezdni Blagopriatstva Blagorodnik Blagorodnika Blagorodniseskata Blagorodniseski Blagorodniseskia Blagorodniseskoto Blagorodnisi Blagorodnisite Blagosklonnostta Blizka Blizki Blizkia Blizko Blizo Blizost Blizostta Blokira Blokirana Blokirat Bludavat Bludstvoto Bne Bnf Bodiam Bog Bogatstva Boinisa Boinisi Boinisite Book Books Bov Boydell Brag Brak Brandenburg Brannisite Brata Braun Bregovi Britain Britanskata Britanskite British Broa Broat Brodueiskata Broi Bronzovata Brown Bsi Bsite Builders Buildings Buntovete Buse By C
Cambridge Castellarium Castle Castles Cathcart Cathedral Central Century Channel Charles Chartrand Chateaux Chester Chevaliers Chicago Chichester Christopher Châteaux Civilizing Clūsa Commons Companion Context Continuum Coulson County Courtliness Courtly Crac Creative Creighton Croom Crusaders Crusading Culture Cunliffe D Da Dadeno Dadenosti Dal Dama Dania Daniel Danni Dat Datiran Datirani Datirasi Datsanite Dava Davaiki Davat David De Debela Debeli Debelina Decline Definira Definisia Definisiata Deinite Deistvie Dekorasiata Dekorasii Dekorativni Dekorativnite Delkasi Delo Des Desa Desetiletie Deto Devoikite Dia Diata Die Dieter Dieto Diktuva Diktuvat Dilisa Dilisni Din Dinan Direkten Direktno Dnes Dnesnia Dnesnite Dni Do Dobava Dobavaiki Dobavane Dobavaneto Dobavat Dobavka Dobavki Dobiv Dobra Dobre Dobrite Dokato Dokazano Dokazatelstvo Dokazva Dokument Dokumentasia Dokumentirano Dolinata Dom Doma Domakinskite Domakinstva Domakinstvo Domakinstvoto Domasniat Dominant Dominique Dominirat Dominus Domove Domus Donato Donjon Donzon Donzona Donzoni Donzonite Dop Doprinasa Dorazvita Dori Dornenburg Dorset Dosli Dost Dosta Dostat Dostavkata Dostavki Dostiga Dostigat Dostignata Dostoverni Dotogava Douv Dr Drastisna Drebnite Drevna Drevni Drevnorimskite Drezden Drogo Drug Druga Drugade Drugari Drugi Drugite Drugo Duby Due Duffy Duloto Duma Dumata Dungeon Dupka Dupki Dupkite Dusi Dva Dvama Dvata Dve Dvete Dvizeiki Dvizenie Dvoini Dvoranstvo Dvorsovi Dzeims Dzordz E Early Eaton Ebidat Ed Edesa Edin Edinisi Edinstveno Edm Edna Ednak Ednakvi Edni Edno Ednovremenno Eduard Eduin Edva Efekt Efektivnata Efektivni Efektivnost Efikasen Egipet Ekset El Elementarni Elementi Eleventh Elit Elita Elizabet En Enfilada England English Enoriiska Ensiklopedia Epoha Erlande Es Eskalada Esperans Estate Estestveni Estestveno Estestvo Estetika Estetikata Estetiseski Et Etapa Etapi Etaz Etaza Etazi Etimologia Etimologisen Eu Europe Evoluira Evropa Evropeiskata Evropeiski Evropeiskia Evtin Ezera Ezersata Ezik Faktori Familia Faza Feodal Feodala Feodalen Feodali Feodalizm Feodalizma Feodalna Feodalnata Feodalnia Feodalnite Feodalno Feudalism Finansite Finansovi Flamandskite Flammarion Flangovi Flangovoto Folly Fon Fonten Forma Formata Formi Fort Forteresse Fortifications Fortifikasia Fortifikasiite Fortove Fortress Fortresses Forts Fotografia Fototeka Foundation Four Fourteenth Fr France Frances Francois Frankskata Fransia Fransoa French Frenska Frenski Frenskiat Frenskite Frenskoto Friar From Ftava Fundament Funksia Funksii Funksionalni Funksionirat Futa G Gaar Galerii Galilea Garnizon Garnizona Garnizonite Gate Gebelin Georges Georgiev Germania Germanskiat Germany Gers Gi Gibel
Gies Gisor Gla Glad Glasas Glavno Gledna Gli Glindur Glost Gnd Gnu Go Goblen Goblena Godina Godini Godisno Golam Golama Golamata Golamo Golemi Golemiat Golemite Gorasi Gordost Gorespomenatite Gori Gornite Gospodar Gospodara Gospodarite Gosti Gotika Gotiseskata Gotiseski Gotiseskoto Gradi Gradini Gradove Gradska Gradskite Grafstvo Granisite Gravett Grazdanska Greda Gredi Greenwood Gresni Grizat Grizi Grupirat Gubat Gubi Guide H Hai Harakter Harakteristika Harakteristiki Harper Harseneto Hart Harti Harvard Haznata Hds Hektara Helm Henri Heritage Herlihy Hersozi Higham Hil Hiladi Historia History Históricos Hnoveni Hoensolern Hoenzalsburg Holy Horata Horizontalen Horizontalna Horizontalni Hospitalierite Hr Hrana Hristianite Hristianskite Hudson Humanities Hunadi Hv Hvі Hvіі I Ide Idea Ideal Idealen Ideata Idva Idvasiat Idvat Ierusalimskoto Igra Igraat Ii Ikonomika Ikonomiseskia Ili Illustrated Ilsev Im Ima Imas Imat Imenia Imenieto Imeto Imitirat Imore Imperator Imperia In Ind Index Industria Informasia Inovasia Inovasii Inovasiite Inovativniat Inovativnite Institusia Institusii Institut Instrumenti Interes Interesa International Interpretative Interpretirat Intimna Invazia Iordania Iorkskata Ireland Iresek Irlandia Irokezite Isbn Islands Ispania Ispanski Ispanskite Istinski Istinskite Istoria Istoriata Istorii Istorik Istoriseski Istorisi Istorisite Italia Italienne Iv Ix Iz Izbira Izbirat Izbiti Izblednava Izbrana Izbranite Izbrano Izd Izdanie Izdava Izdelia Izdigane Izdiganeto Izdigat Izdignata Izdignati Izdr Izgarat
Izgled Izglezda Izglezdasia Izgraden Izgradeni Izgradenite Izgrazdaneto Izgrazdat Iziskva Iziskvaneto Iziskvania Iziskvasa Izklusitelno Izkop Izkopavat Izkopi Izkustvena Izkustveni Izkustveno Izlaga Izlivane Izlizasite Izlizat Izmestat Izmesteni Izmezdu Iznenadvaso Izobrazen Izobrazenia Izobrazenie Izobretenia Izobretenie Izolda Izp Izpadat Izpolzva Izpolzvan Izpolzvana Izpolzvanata Izpolzvane Izpolzvaneto Izpolzvani Izpolzvas Izpolzvasi Izpolzvat Izraz Izrazava Izrazena Izrazhodva Izrazhodval Izsalo Izsezva Izsezvat Izsipva Izsipvaneto Izsledvania Iztok Iztoka Iztosen Iztosna Iztosnata Iztosnik Iztosnisi Iztosnite Iztosno Izv Izvesten Izvestni Izvestniat Izvivka Izvlisaneto Izvori J James Japanese Jean John Johnson Joseph Journal K Ka Kak Kakto Kakvito Kakvo Kaliakra Kalkira Kam Kambanariite Kamenari Kamenen Kamenna Kamenni Kamennite Kamenodelsi Kamenodelstvo Kamenolomni Kampaniata Kanada Karak Karaula Karfili Karkason Karl Karnarv Karti Karusi Kasestva Kasi Kastra Katedrali Katedralite Kategoria Kato Kavaleriata Kazano Kazarma Kazarmata Kegan Kenilu Kenyon Kerak Keramisni Kilogramovi King Kirpisena Kitai Kladenes Klasiseskite Kletva Klonat Klounes Klus Klusalka Klusovi Knazestvo Koato Koda Kodeks Koeto Kogato Koito Kolhida Kolisestva Kolkoto Kolonisti Kom Kompleks Kompromisi Kon Kone Konemann Konflikti Konfliktite Konkretni Konsentrira Konsentrirasi Konsentrisen Konsentrisna Konsentrisnata Konsentrisni Konsentrisnite Konstantinopol Konstruiraneto Konstruksia Konstruksiata Konstruksii Kontakt Kontinent Kontinentalna Kontrol Kontrolira Kontroliraso Kontrolirat Kontrolredaktirane Konusnite Kopaat Kopertino Kopirat Koreni Korenno Koritoto Kosi Kovasi Kove Kovodi Kovodstvoto Kovseznik Kr Kraa Kraen Krai Kraibreznite Kraina Kraino Krak Kral Krala Krale Kralisa Kralski Kralskite Kralstvo Krasivite Kraus Kreit Krepost Kreposten Kreposti Krepostite Krepostna Krepostnata Krepostni Krepostnite Krepostta Krieitiv Kriterii Krivolineina Kuhnite Kuka Kula
Kulata Kuli Kulite Kuls Kurs Kurtoazna Kurtoaznata Kusi Kvadraten Kvadratna Kvadratni Kvat L La Lalis Land Landsaft Landscape Landscapes Las Latinskata Latinski Lbi Lbisa Lccn Legendata Legendi Legendite Leicester Leit Leksikon Len Lenno Lesen Lesno Lesnoto Letas Lg Lga Lgaria Lgarski Lgi Lgia Lgo Lgokrakia Li Liddiard Life Linia Linii Link Lipsata Lira Lisenza Liseto Lisna Lisni Literatura Lm Lmove Lmovite Ln Lnat Lnenia Lnenie Lni Lnite Lnitelna Lnitelni Lnitelnite Lno Lnoletie Loalnost Lodki London Long Lord Lorda Lordove Lov Love Lsaid Ltd Lubov Lubovta Ludvig Luis Luks Luzeski Lzaso Lzat Lzava Lzavame Lzavat Lzenia Lzenie Lzenieto Lzi Lzinata Lzitelen Lzitelna Lzitelnata Lzitelno M Macclesfield Machine Madzarite Main Maistori Makar Maksimalno Mal Malbork Malka Malki Malkia Malkite Malko Malkoto Mandalo Mangonel Mansio Marc Margat Marienburg Martin Masa Masab Masikula Masikuli Masikulite Masina Masini Masite Masivniat Masto Mastoto Material Materiali Mcneill Meandri Mediawiki Medieval Medievistite Mehmed Meid Meksiko Melnisi Menu Meri Mesesi Mesqui Mesta Mestata Mesten Mestnata Mestni Mestnia Mestnite Mestnost Mestnosti Mestnostta Mestnoto Mestonahozdenieto Metal Metalni Metatelni Metod Metra Metrovia Mezdu Michael Middle Miklosis Minaloto Minavas Mirni Mirno Mit Mladezite Mn Mnenia Mneniata Mnenie Mni Mnimi Mnisa Mnogo Mnogobroinata Mnogoto Mnozestvo Moat Mobilen Modata Moderen Modern Moderni Mog
Mogat Mogila Mogilata Mogili Mogli Moldavia Monarh Monarha Monarsi Monreal Montgomery Morris Morskia Mortrieri Mos Mosen Mosna Mosni Mosnite Most Mosta Mot Mota Motte Moze Mozete Mrasni Mrezata Mu Museo Musulmanite Musulmanskata Märchenkönig N Na Nablegne Nablizo Nabludava Nacional Nad Nadminavat Nadmosie Nadpis Naemnisi Nai Nak Nakazanie Nakoa Nakoi Nakolko Nalaga Nalozi Nama Namalat Namalava Namalavaneto Namalavat Namalila Namat Namira Namiraneto Namirasi Namirat Nanasaiki Nanovo Naokolo Nap Napadateli Napadenie Napadne Napodobavasi Napravena Napraveni Napresnite Napresno Naprimer Napusne Nar Narastva Naresen Naresena Narezda Narisan Narisat Narusavane Nas Nasalo Nasaloto Naseleni Naselenite Naseleno Naselo Nasestvenisi Nasestvenisite Nasestviata Nasestvie Nasin Nasip Nasipi Nasite Naslednik Naslednisi Nasoka Nast Nat Natat Natrupvaneto Nausavat Nausen Nausnite Nav Navezdat Navliza Navodnava Navodnavane Navsak Naznasava Naznasavane Nbrasni Nd Ndl Ne Nea Nego Negov Negova Negovata Negovi Negovia Negoviat Negovo Nein Neiniat Neinite Neizdr Nekvalifisirani Nemskata Nemski Nemskoto Neobhodimo Neotlezala Neposredstveno Nepraktisna Nepraktisni Nepravilna Nepravilno Nepredvidimi Neprek Neprevzemaem Nepriatni Neprist Ner Neravnosti Nesigurni Neso Nesposobni Netosni Neudobni Neudobnia Neukrepeni Nevinagi New Nezamenimi Nezelani Neznasitelno Ni Nia Niderlandia Nik Nikak Nikakva Nikakvi Nikoga Niski Niskite Nissite Nite Nito Niva Nivo Nivoto Nkc Nki Nli No Noemvri Noisvansain Normandia Normandskata Normanite Normanskite Normanskoto Normativen Norris North Noseiki Noseni Nosi Noto Nova Novata Novi Novia Novite Novopostroeniat Novopostroenite Novosti Novov Ns Nsen Nsnata Nsni Nsnia Nsniat Nuzda Nuzdae Nuzdaehme Nuzdaem Nuzdi Nuzni Nuznite Nuzno O Ob Obase Obasnava Obasnenia Obasneno Obedinenoto Obekt Obekta Obekti Obezludava Obgradeni Obgrazdasata Obiknovenite Obiknoveno Obis Obisaino Obitateli Obitavane Obkr Oblastta Oboznasava Oboznasavane Obrabotvaema Obrabotvasi Obratno Obrazsi Obrazuva Obrazuvala Obrazuvat Obsa Obsada Obsadi Obsadite Obsadna Obsadni Obsadnoto Obsazda Obsazdasata Obsazdasite Obseg Obsestva Obsestvena Obsestveni Obsestvo Obsestvoto Obsim Obsirni Obsnostta Obsomedia Obstrel Obstrela Obstrelvane Obstrelvat Obuslava Obv Of Ofanzivna Ofisi Ofisialna
Ofisialnite Og Ognevata Ogradenite Ogradi Ogranisava Ograniseno Ograzda Ogromni Ogromnite Ohrana Ohranavaneto Oi Okazva Okolnata Okolnia Okolo Okop Okoto Oktomvri Olio Olioto Oliver Olovo Olovoto Om Opaseniata Opasnostta Opidum Opidumi Opirane Opisani Opisano Opisvan Opisvana Opit Opitni Opitva Opitvat Opozaravane Opredelasi Opredelena Opredeleni Or Ora Orden Ordeni Ordenite Ordensburg Orford Originala Originalnata Originalniat Ornament Osakva Osama Ose Oseani Oselava Oselavat Oseleli Osem Osenena Osevidno Osigurava Osiguravaiki Osiguravane Osiguravasi Osiguravat Osiguri Oslananeto Osnovata Osnovna Osnovnata Osnovni Osnovnite Osnovno Osnovnoto Osobeno Osobenosti Osobenostite Osobi Osprey Ostanali Ostanalite Ostanki Ostava Ostavat Ostrova Ostrovi Osven Ot Otbagvani Otbivan Otbrana Otbranata Otbranitelen Otbranitelna Otbranitelnata Otbranitelni Otbranitelnite Otbranitelno Otdavane Otdelni Otdelnite Otdelno Otdolu Otgore Otgovara Otgovor Otgovoren Otgovornostta Otidat Otk Otkat Otklonavaneto Otklonavat Otkolkoto Otkriite Otkrito Otkrivat Otlisitelen Otmena Otnasa Otnasasi Otnema Otnosenie Otnosno Otnovo Oto Otrazava Otrazenie Ots Otsasti Otsetliv Otslabva Otslabvat Ottam Ottogava Otv Otvetno Otvor Otvori Otvorite Ouain Oxford Oziveno Oznasava Ozovavat P Pada Padaneto Padasi Padenieto Pak Palestina Palisada Palisadi Pari Paris Parkove Patovoto Patronaz Paul Paunda Pazasa Pbr Peizaz Peizaza Pen Perfon Period Perioda Periodi Pernik Peseleiki Pesi Pet Petno Petrariata Peveril Philip Phillimore Pi Pili Pilo Pioner Piper Pirati Piruva Pise Pismenata Pistoleti Pite Plan Planinite Planirania Plantagenetite Plasa Plasaniata Plesivi Plit Plodorodna Plodorodnia Plos Pnost Po Poava Poavata Poavava Poavavat Poavi Pobedata Pobira Pod Poda Podavat Podbran Podd Poddr Podelena Podem Podhod Podhodasi Podhodi Podkopavane Podkopavat Podkrepa Podkrepane Podkrepeno Podlaga Podoben Podobna Podobni
Podobno Podobravat Podobril Podobrite Podovete Podpalat Podpori Podporite Podrazava Podrobno Podrobnosti Podronvaneto Podsertavani Podsertavasi Podsigurat Podsiguravane Podsigurena Podsileno Podsinenite Podvizen Podviznata Podviznost Podzemen Podzemni Podzemno Poema Poeme Pogl Pogresno Pohod Pohodi Pokaze Pokaznost Pokaznostta Pokazva Pokazvane Pokazvas Pokazvasa Pokazvat Pokoite Pokrit Pokrita Pokritie Pokriva Pokrivni Pokupkata Polagat Political Polovina Polozenie Polsa Polski Polukr Polumeses Polusava Polusavat Polusi Polza Polzite Polzvane Pomesenia Pomislat Pomos Pompozna Ponakoga Ponasa Pone Poneze Popov Poradi Porta Portal Portata Porti Portite Poseten Poseti Posetitelite Posle Posledna Poslednata Poslednite Poslednoto Posledvaloto Posluzi Pososvat Postava Postavane Postavaneto Postavat Postavilo Postepenno Posti Postoanna Postoanni Postroava Postroavane Postroavaneto Postroavat Postroen Postroena Postroeni Postroeniat Postroi Postroika Postroikata Postroiki Postroili Pot Potok Pounds Pov Povdigane Povedenie Poveritelnost Povese Poveseto Povliavat Power Powered Pozar Pozari Pozertvan Pozisiata Pozisii Poznat Poznata Poznati Poznavali Pozorno Pozvolava Pozvolavasa Pozvolavasi Pozvolavaso Pozvolavat Pozvolenia Pozvolenie Pozvolenieto Pozvoli Pr Praka Prava Pravat Pravo Pravos Pravoto Prazen Prebivava Prebivavane Pred Preden Predi Predimno Predimstvoto Predisno Predistoria Predlagat Predmeti Prednata Prednaznaseni Prednaznasenie Prednaznasenieto Prednia Predostavat Predotvratava Predotvratavane Predotvrati Predpazva Predpazvat Predpolagalo Predpolozenie Predpositani Predpositat Predsestvenisi Predstava Predstavata Predstaveno Predstaviteli Predstavitelna Predstavlava Predstavlavat Preduprezdenie Pregled Pregledaite Pregrada Pregradi Prehistoric Prehranata Preimusestvata Preimusestvo Preimusestvoto Preizgrazdaneto Prekaleno Prekarvaneto Preki Prekonstruiraneto Prelubodees Premahvaneto Premestvane Premestvat Preminat Preminavaneto Prenebregnat Preneseni Preobrazuvane Preodolavane Preodoleni Prepatstvia Prepitavat Prepratki Prerastva Presat Presmetnato Press Presses Prestiz Prestiza Prestizni Prestoa Prestoi Prestroenoto Preustanovi Preuveliseno Prevod Prevodnata Prevr Prevzemat Prevzet Prevzetite Prez Pri Pribaltiiskite Pribava Priblizava Priblizavaneto Priblizi Priblizitelno Pridobiva Pridobivat Pridvizi Pridvizvaneto Pridvizvasi Pridvizvat Priemat Priemi Prieto Prigodavat Prigoden Prigodeni
Prigotvaneto Prihod Priizdasite Prikaznia Prikazniat Prikrivasi Prilisas Prilisat Prilozeni Prilozenia Primer Primeri Primerite Primitivni Prinsip Prinsove Prinuzdavani Pripisvat Priroda Prirodni Prirodnite Pris Priselat Priselvane Prisina Prisini Prisposoblenia Pristiganeto Pritezanie Pritezatela Pritezatelite Pritezava Pritezavanite Pritezavat Private Privatizasia Privlisat Prizemnia Priznanie Proava Probie Probiv Probivane Probudat Prod Prodovolstvia Produksiata Proekta Proekti Proektirani Proektirat Programa Prohod Prohoda Prohodi Prohodite Proizhod Proiztisa Prokopavane Proletta Promana Promanata Promena Promeni Pros Prostira Prostiras Prosto Prostorni Prostranstva Prostranstvo Prostranstvoto Prosuvstvena Protiv Protiva Protiven Protivnikovi Protivoresasi Prousvane Provans Provinsialni Provinsialnia Provinsialnite Provinsiata Prozorsi Prozorsite Prug Pruga Prugata Publications Publishing Puski Pvaneto Qal R Rabota Rabotat Rabotesa Rabotesi Raboti Rabotilnisi Rabotilnisite Rabotnisi Rabotnisite Radko Radvat Raglan Raizing Ranni Rannia Ranniat Rannite Rannoto Rano Ravniat Razbiraneto Razbivat Razdelena Razdeleni Razgleda Razgranisenie Razhodite Razkazvani Razlika Razlisavat Razlisen Razlisna Razlisni Razlisno Razmer Razmeri Raznoobrazni Razpada Razpadaneto Razpolagat Razpolozeni Razpolozenie Razprostranavane Razprostranavat Razprostranena Razprostraneni Razprostranenieto Razprostraneno Razraboteni Razrabotsisi Razrazili Razresenie Razrusava Razrusavaneto Razruseni Razs Razsiravat Razsistvane Razsitaiki Razsitat Razstoanieto Raztopeno Razviat Razvit Razvita Razviti Razvitie Razviva Razvivat Rb Rba Rdavasi Rde Rdeniata Rdi Rdina Reaksia Redaksiite Redaktirane Redaktirate Redaktor Redisa Reference Reginald Regiona Regionalni Regions Reka Rekite Rekonstruksia Relefa Remonti Renaissance Renesans Renesansovi René Republiki Resava Rese Resenie Resenieto Resetka Resetki Resni Resnik Resurs Resursi Resursite Revelations Rezidensia
Rezidensiata Rezidensii Rezultat Rezultira Rgovia Rgovski Rha Rhnostta Rhovete Rhu Riba Rimlanite Rimska Rimskata Rimski Rimskite Risara Risarat Risari Risarite Risarski Risarstvo Risarstvoto Rise Riskuva Risunka Rkva Rkvata Rkvite Rlane Rlaneto Rlat Rnat Rnbul Rni Robert Rodeni Rola Rolata Romanskia Romantiseskoto Romantisnite Romantisnoto Romantizma Routledge Rov Rova Rovove Rovovete Row Rs Rsal Rsaska Rsat Rsava Rsena Rsene Rseto Rsi Rt Ruini Rum Ruski Rva Rvata Rvena Rvenata Rveni Rveniat Rvenite Rvenoto Rvesen Rvesina Rvia Rvite Rvo Rvodelsi Rvonasalno Rvoto Rza Rzan Rzane Rzaneto Rzani Rzanie Rzanieto Rzat Rzavi Rzavni Rzavnost Rzim Rzo Rzva Rzvat S Sa Sab Sablon Safad Safadin Sak Saksonski Sala Saladin Salah Salata Sam Sama Sambelan Samia Samiat Samite Samo Samostoatelni Samostoatelno Sapultepekskia Sarasinite Sarasinskite Sarls Sarlz Saso Sast Sasti Sastisno Sastni Sastnite Sat Sata Sato Sblizavaneto Sbornik Schultz Se Sebe Sedmisa Sedmisi Sedstvo Segovia Seh Seint Sekat Sel Sela Selani Seli Selia Selisa Selisata Seliseto Selite Selse Selta Semeistva Semeistvo Sen Sena Senata Sent Sentralizirana Sentraliziranata Sentralna Sentralnata Sentralni Sentrove Senvil Seriozen Seriozno Sertezi Seskata Seski Sesto Sestveno Sestvo Sestvuva Sestvuvasi Sestvuvat Setete Seti Setiri Sevalie Sever Severna Severnogermanska Sexuality Sgrada Sgradata Sgradi Sgradite Shaped Shema Shire Short Shvasane Si Sia Siato Siege Sigurno Sigurnost Sii Siion Siito Sila Silata Sili Silindrisen Silindrisni Silno Simon Simvol Simvoli Simvolisna Simvolisno Simvoliz Sinon Sinovete Siria Siriiski Sirok Siroko Sisart Sisloto Sist Sistema Sisterna Sitadeli Site Sitiranata Sk Skandinavia Skele Skeleta Skeleto Skite Sklad Skladiranite Skladovite Sklusva Skoro Skorostno Skrivalise Slabata Slabi Sladil Sladka Slapo Slavanski Sled Slednite Sledvat Slivat Sloeve Slozen Sloznostta Slugi Slusaat Slusai Slusva Slusvasoto Sluzat Sluzba Slōz Sm Smail Smata Smatat Smeil Smes Smesisa Smetka Sna Snabdavaneto Snabdavat Snarada Snarazenie Snata Sni Snite Sno Snost So Sobstvenik Sobstvenisi Sobstvenost Sobstvenostta Social Society Sofia Som Soroca Sosialen Sosialna Sosialni Sosialnia Sosialno Sotlandia Soto Sovek Soveski Spain Spanish Spedaliere Speseli Spesialno Spestat Spis Spodelane Spodelenoto Spomaga Spomenava Spomenavane Spomenavat Spored Sposobna Sposobni Sposobnost Sposobnostta Spramo Spravat Spre Sraknete Sravnavat Sravnenie Sred Sredata Sredisa Sredise Srednite Sredno
Srednovekovieto Srednovekovna Srednovekovnata Srednovekovni Srednovekovnia Srednovekovniat Srednovekovnite Srednovekovno Srednovekovnoto Sredstva Sresa Sresan Sresanata Sresani Sresanite Sresano Sresat Sresu Srez Srodni Srutva Ssitali Ssitat St Stai Standarti Staniata Star Staria Stariat Starite Statia Statiata Statii Statisen Statistika Statut Stava Stavat Staveno Staviteli Stavni Sten Stena Stenata Steni Stenite Stepen Stephen Stephens Stigne Stil Stila Stilovete Stiv Sto Stoan Stoanie Stoat Stoi Stoikata Stoiki Stoikite Stoinost Stonosen Stonosnite Stonossite Storat Str Strana Stranata Strani Stranisa Stranisata Stranisen Stranisna Stranisno Strategiseski Strela Strelasia Strelat Strelsi Strelsite Stremi Stroat Stroen Stroena Stroene Stroeneto Stroeni Stroez Stroeza Stroezi Stroi Stroitelat Stroitelen Stroiteli Stroitelite Stroitelnia Stroitelniat Stroud Structural Struva Struvat Stta Studeni Stvasite Stvie Stvieto Sudite Sudnata Suh Sultan Sumi Surm Surma Surmuva Surmuvane Surmuvat Sutton Suveren Suvstvitelno Suvstvo Suzdata Sv Sveisaria Sveisarskia Svesenata Svetite Svoa Svoata Svobodna Svobodnata Svobodno Svoeto Svoite Symbolism Syria T Ta Tah Tahna Tahnata Tahnoto Taina Tak Taka Takava Takiva Taligi Tam Tamplierite Tarani Tasno Tasnoto Tat Tazi Te Teb Tehniki Tehnikite Tehnite Tehnologia Tehnologii Tejada Tekst Tekstove Tempus Tendensia Tendensiata Teritoria Teritoriata Teritorii Teritoriite Termin Termina Terminologiata Tesen Tesenie Tesni Tesnite Tetrapirgii Tevtonskia Tezata Tezi Tezki Thames That The Thompson Ti Tiho Timber Tipa Tipisen Tipisna Tipisnata Tipisni Tipisnite Tipisno Tisa Tisata To Toest Togava Togavasnite Toi Tolkova Tom Toma Topovnite Toska Tova Tower Tozi Traat Trabva Trabvalo Trace Tradisionno Traektoria Trakia Transportirani Tre Trebuset Trebuseta Trebusetite Trenirani Tresni Tresniat Tresno Tresnostta Tresnoto Tretia Tri Tripoli Tristan Trudni Trudno Tuhlen Tuhlena Tuhlenata Tuhlenite Tuhli Tuk Tunel Tuneli Turnbull Turniri Turris Tv U Uazvimi Ubezise Ud Udar Udara Uels Ugasavaneto Ugodno Ugoiztosnia Uikidanni Uikipedia Uikiresnik Uilam Uindzorski Uindzorskiat Ukrasena Ukrepava Ukrepavania Ukrepen Ukrepena Ukrepeni Ukrepenite Ukrepeno Ukrepenoto Ukrepitelni Ukreplenia Ukrepleniata Ukreplenie Ukreplenieto Ukrepva Ukrepvane Ulusat Umenia Umirotvoravane Umis Umisleno Unasledava Unasledavat Unesko Uni Unikalen Unikalno Universalen Universitaires University Uorik Upad Upotreba Upovava Upravlava Upravlenie Upravlenieto Upraznavat Us Usastnisite Usastval Usastva Usenite Usilia Usilie Usilvane Uslovia Usloznava Usloznen Usloznena Usloznenata Uslozneni Uspavat Uspeat Uspesnite Uspesno Uspevaemostta Ustoat Ustroistva Utosnavane Uutni Uvelisava Uvelisavane Uvelisena Uvelisi Uvreden Uzakonavasi Uznata Uznisite Uzno V Val Valove Valuta Varira Varirat Vasala Vasalen Vasali Vasalna Vasalnata Vat Vazen Vazna Vazni Vaznite Vazno Vd Vdiga Vedenia Vednaga Vek Veka Vekove Veliki Velikoto Velisestvena Veroatna Veroatno Versia Vertikalna Vertikalni Vese Veseli Vhod Vhoda Vhodove Vi Vid Vida Vidat Vidi Vidimostta Vidite Vidove Viii Vikingite Viktorianska Vinagi Visaso Visok Visoka Visokata Visoki Visoko
Visokoto Visosina Visosinata Vissa Vizalka Vizantiiskata Vizantiiskite Vizdane Vizdaneto Vizte Vklusena Vklusva Vklusvat Vkus Vl Vladenie Vladetel Vladetela Vladetelat Vlast Vlastelin Vlastelina Vlastta Vlastvat Vliaat Vlianie Vlianieto Vlizane Vlizasite Vlubenite Vmesto Vnezapna Vnezapni Vnezapno Vnimatelno Vnusitelni Voda Vodat Vodata Vodena Vodeno Vodesi Vodi Vodnite Voenen Voenna Voennata Voenni Voenniat Voennite Voenno Voina Voinata Voiski Vouvaneto Vpesatlavat Vposledstvie Vr Vrag Vraga Vragovete Vraso Vratiski Vrazeskata Vrazeski Vrazeskite Vreme Vremena Vremennata Vremenni Vremennite Vremeto Vs Vsaka Vsakakvi Vsako Vse Vseizvesten Vseki Vsem Vsiski Vsisko Vst Vto Vtorata Vtoria Vurtemberg Vzima Vzora W Wales War Ward Warfare Warwick Wayback Welsh White Wikimedia Windgather Woodbridge World X Xi Xii Xiii Xiv Xix Xv Xvi Xvii Xviii Xx Xxi Xxii Xxiii Y York Z Za Zabavi Zabelazva Zabeli Zabranava Zad Zadnata Zaedno Zaet Zagradeni Zagubi Zaimov Zaklusenia Zaklusi Zala Zalez Zali Zam Zamana Zamek Zamenani Zamenen Zameneni Zamerat Zamestnisi Zaminal Zamira Zamki Zamkove Zamok Zanimanie Zaobikalasia Zaobleni Zapada Zapadat Zapadna Zapadnata Zapadnoevropeiskite Zapalitelnata Zapazen Zapazeni Zapazenite Zapazva Zapazvat Zaplaha Zaplahi Zaplasane Zaposne Zaposva Zaposvaiki Zaposvane Zaposvat Zaradi Zarazdat Zasilenata Zasita Zasitat Zasitata Zasitavanoto Zasitavat Zasiten Zasiteni Zasiti Zasitna Zasitnata Zasitni Zasitnisite Zasitnite Zasoto Zaspivaneto Zatrudnat Zatrudni Zatv Zatvarasi Zatvor Zatvoreno Zatvorenoto Zavasi Zavisimite
Zavladavaneto Zavoa Zavoevanie Zavoevatela Zavoevatelat Zavouvane Zavr Zavzema Zavzemat Zàm Zd Zdadena Zdadeni Zdadeno Zdania Zdaniata Zdanie Zdanieto Zdava Zdavane Zdavaneto Zdavat Zdravata Zdravi Zdravinata Zdravite Zelanieto Zelaznata Zelazno Zema Zemedelska Zemi Zemite Zemlanki Zemlankite Zemna Zena Zenata Zenen Zenia Zenie Zenite Zeno Zhod Zia Ziata Zibilan Zidari Zieto Zilisa Zilise Zilisnite Zilisno Ziteli Zitelite Ziveat Zivot Zka Zkata Zki Zlivi Zmozno Zmoznost Zmoznosti Zmoznostta Znak Znasenie Znasenieto Znasim Znasimi Znasimo Znasimost Znasitelno Zobnovava Zorz Zpirasi Zpolzvat Zrazdane Zrodeniat Zvat Zvezdoobraznite Zvuk Zámek Zámok
0 notes
theheartofmuses · 1 year ago
Text
bi de bu doğu kültürünü ispanyollar, italyanlar batıyla çok güzel dengelerken
Bizim osmanlıda yaptığımız yani greko roman türk fars arap sentezi gecekondu gibi bir şeye dönüştü yani ispanyollaşamadı
Ve de iran, doğu mezopotamya kültürü vs çok ağır bastı
Belki emperyalizm bölgede belki de cidden insanların olmamış olması, kötü olması bukelamun olması vs her şey var.
Kolpacılık, canlılık vs, da dahil
Demiyorum ki onlar süper vs değiller zaten adamlar kendi de diyor biz batılaşamadık modernleşemedik vs (feodalizm, ataerki eleştirisi ayrı)
Bugün zaten kimse o 19-20yy da falan değil kimsenin hiçbir şeye tahammülü vs yok
Neredeyse zemin kalmadı vs
Sistem sürekli kaotik ticari savaş vari bir şeye dönüştü cidden aptalca kendileri de biliyor ellerinde kaldı
0 notes
Text
Itaatsiz
Depdeğerli üstadım "Piramit inşaatında çalışan mısırlı bir kölenin yanına yanaşıp 'Bak hele senin sigorta yatıyor mu, iş güvenliği önlemleri tam mı burda, maaşını zamanında alıyor musun, sendikal hakların var mı, de bakayım bana?' diyen, kölenin 'Abi dediklerinden bir şey anlamıyorum, ben 8 aydır burada çalışıyorum, verdikleri günlük 2 öğün soğuk arpa lapası artı 16 saat aralıksız çalışma da cabası!' demesi üzerine 'Hmm multinetin yok demek, peki haftasonu mesai parası alıyor musun, patronun iyi bir insan mı bari?' diye sorup köleyi iyice ifrit eden kölenin 'Abi patron dediğin bizim firavun Amon Ra zaten, onu da gören eden yok, adam tanrı, ne multineti?' diye safça sorması üzerine 'Peki emekli olunca Nil kıyısında bir kasabada yaşamayı planlıyor musun? Hobi bahçesi filan, arkadaşlarla balık avları, akşamları barbekü, emekli paranla dünya turu falan ha?' diye üsteledikçe üsteleyen coştukça coşan kölenin 'Abi beni bakkal 25 kuruş para üstü çıkmayınca sakız niyetine firavunun adamına verdi, yani sakızla aynı değerim var BİM poşetinden halliceyim, hayır firavunun adamı da bakkaldan püsküüt almıştı firavunun karnı kazınmış zaar, 8 ay önce püsküütü firavuna götürürken beni de buraya bıraktı, o gün bu gündür piramit yapacam diye anam bellendi' demesi üzerine 'Hmm moralsiz ve negatif gördüm seni, oysa ki olumlu düşünürsen daha mutlu olabilirsin, evrene pozitif enerji yay, olumlu düşün işlerin rast gitsin' diyen, zavallı kölenin 'Abi bende enerji olsa yayıcam ama tınne, yok, tam pozitif düşünücem ölene kadar bu işi yapmak zorunda olduğum aklıma geliyor bir sıkıntı basmıyor değil hani' demesi üzerine 'Tamam oğlum şaka yapıyorum 1 saattir, başına yıkıcam o piramiti firavunun, sizi örgütleyip anasını bellicem o Ra yavşağının' deyip inşaatta ayaklanma çıkartan, inşaat ihalesinin Cengiz Holdinge verildiğini, tüm kölelerin Cengizin taşeron kölesi olduğunu duymasıyla gözleri yuvalarından fırlayan, Cengizin Mısır halkının anasıyla da arasının iyi olmasına pek şaşmayan, Truva surlarının önünde haykırarak Hektoru düelloya çağıran Aşil gibi, piramitin önünde haykırarak 'Raaa, çık karşıma, büzzüğün yiyorsa gel dışarı, piramit mezarın olacak' diye bir yandan gerçekleri haykırırken bir yandan da Ra'yı düelloya çağıran, düellodan kaçan Ra'yı kırmızı bültenle arayıp bulan, daha sonra piramiti halka açıp millet bahçesi haline getiren, firavunu da burda çaycı yapıp karşısında kölelerle nargile içen, dünya tiranlarının korkulu rüyası, diktatörlerin karabasanı, son despot bükücü, mazlumların hamisi, kölelerin abisi, yoksulların hırpanisi, fakirin Turabisi (burası saçma oldu) Volkan...
Ortaçağın son demlerinde artık şatoların eski tadı vermediği, önüne gelenin müteahit olur gibi derebeyi olduğu, boş hazine arazisine bazillikaların dikildiği, feoadalizmin artık baymaya başladığı, dönemin z-kuşağının klasik hristiyanlıktan uzaklaşıp, pazarları kiliseye gitmediği, Martin Luther gibi dine format atma iddiasında olanları kendine idol edindiği, ebeveynlerin 'oğlum/kızım bak Williamların oğlu lord olmuş, Edwardların kızı da Danimarka prensi ile evlenip düşes olmuş, sen anca otur, senden olsa olsa mancınık tamircisi olur' diye çocuklarına fırça kaydığı, usuldan halk arasında kapitalizmin adının dillendirildiği, kahvehanelerde tespih şakırtıları, nargile fokurtuları duvarlarda çınlarken, müdavimler arasında 'benden duymuş olma ama sermaye diye birşey varmış, bir de işçi sınıfı diye birileri varmış, bunlar devamlı çelişki halindelermiş, artık kim kimi tutarsa öpüyormuş' gibi muhabbetlerin döndüğü, buna kafası yatmayan serflerin 'abi kapitalizm de neymiş, gelip geçici hevesler bunlar, neymiş efendim ben artık Riçırt, Corç için değil piyasa için üretecekmişim, piyasa ne abi piyasa ne?' diye dert yandığı bazı kulağı deliklerin piyasanın görünmez elinden bile haberdar olduğu, feodalizm muhipleri derneği gibi çağın ülkü ocağı benzeri yapıların 'bu görünmez el anamızı bacımızı elleyecek, memlekette ar namus kalmayacak' gibi dedikoduları topluma yaydığı tıpkı sonraki yıllarda 'komünizmde kadınlarımız da ortak olacakmış' geyiği gibi geyiklerin çevrildiği, bu görünmez eli yakalamak için mahallelerde gençlerin devriye attığı, sermayeye dönüşebilecek her türlü birikimin önlenmeye çalışıldığı, kumbarasında para birikitiren çocukların 'başımıza kapitalist mi kesilecen len!' denerek yetimhanelere kapatıldığı, Fransızların Sans Culottes (donsuzlar) dediği baldırıçıplak tayfanın büyük devrimde krala karşı burjuvaziyi destekleyip özgürlük vaadiyle kandırılırken giyotinler altında can verdiği, donsuzların donsuz daha mutluyken ileride kapitalizm tarafından proleterleştirilip don sahibi yapıldıklarında mutsuzlaşacağı, kapitalizmin babalarından Adam Smith'in Ulusların Zenginliği kitabını sırf makara olsun diye dünyanın en fakir halkı Burundililer'e adadığı, "bütün dünya tarihi sınıf savaşlarının tarihidir" diyen Marx'a "evet bizim sınıf da çok piçti, 3-B ile hiç geçinemezdik" diyen Engels'in mevzuyu hayli tersinden anladığı, yeni yeni doğmakta olan dünya ekonomik sisteminin adını İbrahim mi koysak kapitalizm mi koysak diye uzun uzun düşünen burjuvazinin kapitalizmde karar kıldığı, karanlıkla aydınlık güreşirken loşluğun aradan sıyrılıp ipi göğüslediği, iyilikle kötülük birbirlerine dayılanırken nötürlüğün fırsattan istifade kendini öne attığı, güzellikle çirkinlik çekişirken sıradanlığın bayrağı kaptığı, sevgi ile nefretin evliliğinden boy boy 'samimiyetsizlik' adında çocuklarının olduğu, kapitalizm ile sosyalizmin mücadelesinden payımıza özgürlüksüzlüğün düştüğü akıllara seza, gönüllere feza yıllardı.
O yıllarda eski Yunan ileri gelenleri "demokrasi" denen bir yönetim şekli üzerinde çalışmaktaydılar. Yani ileri gelen dediysem de hani şu kafasına defne yaprağı takıp bembeyaz bol kıyafetler giyerek sünnet çocuğu gibi gezen tiplerden bahsediyorum. "Biz bu demokrasiye en iyisi halkın kendi kendini yönetmesi diyelim" diyerek tam da ilkokul kitaplarına yazmalık beylik banal bir tanım yapmışlardı. Peki ama halk kendi kendini nasıl yönetecekti? Tabi ki oy vererek... Kimler kime oy verecekti peki? İşte burada işler sarpasarıyordu. Oy hakkı hali vakti yerinde, parası pulu olan kişilere tanınacaktı? Peki ya dağdaki çoban? Onun oy hakkı ne olacaktı? Ona hak tanınmadı, çünkü o halktan sayılmazdı. Nasıl yani dağdaki çoban, tarladaki maraba da halk değilse kimdi ulan bu .mna kodumun halkı? Aristokrat erkeklerdi halk. Ünlü manken düşünür Aysun Kayacı, taa Yunan tarihinin derinliklerine dek izi sürülebilecek bir açmazı dillendirmişti oysa. Yunanlılar bunu düşünmemişlerdi, 5000 kişilik bir köy/kentte bu sistemi tıkır tıkır işletmekti gayeleri, 100/150 milyonluk devasa kitleler için ise bu sistemin tam bir garabete dönüşeceği akıllarının ucundan bile geçmemişti. Genişleyen halk kavramı bir çobanla bir bilimadamını, tamtam çalan donsuz yerliyle bir piyano virtiözünü, kıraathanede ağzında sigarası okey oynayan dayıyla bir astronotu eşitleyivermişti. Ben tanrı adına sizi yöneticem diyenle ben "halk" adına sizi yöneticem arasında mantıksızlık ve despotluk bab-ında bir fark kalmadı. Kutsiyet atfedilen şeyler aslında egemenlerin işine yarayan şeyler... Tanrı, din, vergi,devlet... Nerde kutsal orda tahakküm, nerde tahakküm orda sömürü, nerde sömürü orada fakir kitleler zengin zümreler... Nereye yol almalıdır insanlık? Belkide yönetimsizliğe, tahakkümsüzlüğe, anti otoriterliğe... İyi ama konuşanın bile dinleyen üzerinde, yazanın bile okuyan üzerinde, bilenin bilmeyen üzerinde yani en genel haliyle eyleyenin (özne) eylenen(nesne) üzerinde bir üstünlüğü varken bu ne mümkün? İşte en iyi idare ütopyası peşindeki insanlığın, önüne koyması gereken başka bir ütopya. Dünyanın sonunu ilan eden eski Yunanlılar erken hatta çok erken karara varmışlar sanki. Ya milyonluk topluluklar olarak yaşamayı bırakıcaz ya da bu en iyisi denen bir idare altında bile hergün prangalarımızı parlatıcaz. Taş yontup mağaraya resim yapanlar mı daha özgürdü, modern dünyanın sefil bilişim sihirbazı insanı mı, yıllarca Afrika çöllerinde, uçsuz bucaksız Asya steplerinde efendisiz yaşayan "barbarlar" mı daha özgürdü yoksa elinde kahve bardağı kulağında kulaklığı Starbucks masalarında laptopu ile dünyanın merkezinde olduğunu sanan modernite kölesi mi? Bilemiyorum Altan gerçekten bilemiyorum...
0 notes