#Orta Çağ
Explore tagged Tumblr posts
Text
Orta Çağ'ın Karanlığı ve Aristoteles İlişkisi
Felsefi düşünce açısından karanlık çağ olarak bilinen Orta Çağ döneminde aslında birçok araştırma, inceleme yapılmıştır. Bu araştırmaların genel sebebi ise dünyanın nasıl ve ne kadar kusursuz olduğunu kanıtlamak olmuştur. Üstelik bu çalışmalarda elde edilecek sonuçların, genel bir kuralı olmalıydı. Aristoteles'in düşünceleriyle çelişmemesi.
Bu temel, Aristoteles'in yaklaşımını benimseyen dini otoritelerin, kendini daha güçlü konumlandırması ve tüm alanlarda söz sahibi olmasını sağlıyordu. Kısacası, inanç ve düşünceyi uzlaştırmak hedefleriydi. Çünkü akıl yoluyla yöneltilen eleştiriler, saldırılar ancak akıl yoluyla bertaraf edilebilirdi, kilise bunun farkındaydı. Aristoteles'de akıl yolunu temsil ediyordu.
Özellikle Yüksek Orta Çağ diye tanımlanan 11. yüzyıldan Rönesans'a kadar olan süreyi dışarıda tutarsak, felsefenin amacı dini öğretileri temellendirmek ve dinin kendisini açıklamasını sağlamaktı diyebiliriz. Skolastik Felsefe olarak da bilinen Orta Çağ felsefesinde, felsefeyi yapanlar manastır ve katedrallerde yetişmiş din adamları olduğu için felsefeye biçilmiş bu amacı çok yadırgayamayız. Düşünün ki, bilimsel ve mantıklı tedaviler yerine dini amaçlı tedavilerin, din adamlarının dualarının tedavi olarak kullanıldığı bir dönemden bahsediyoruz...
#aristoteles#orta çağ#kilise#din#felsefe#akıl#skola#skolastik d��şünce#skolastik#felsefe bilim#platon#rönesans
20 notes
·
View notes
Text
Orta Çağ Karanlık Tarihi: Avrupa'nın Cehennem Çağı!
Orta Çağ, Avrupa tarihinde yaklaşık olarak 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren ve Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından Rönesans’ın başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. Orta Çağ boyunca Avrupa, siyasi istikrarsızlık, ekonomik gerileme, savaşlar ve salgın hastalıkların gölgesinde kalmıştır. Bu dönemde eğitim ve bilgiye erişim son derece sınırlıydı ve toplum, kilise ve feodal beylerin…
0 notes
Text
Orta Çağ Karanlık Tarihi: Avrupa'nın Cehennem Çağı!
Orta Çağ, Avrupa tarihinde yaklaşık olarak 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren ve Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından Rönesans’ın başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. Orta Çağ boyunca Avrupa, siyasi istikrarsızlık, ekonomik gerileme, savaşlar ve salgın hastalıkların gölgesinde kalmıştır. Bu dönemde eğitim ve bilgiye erişim son derece sınırlıydı ve toplum, kilise ve feodal beylerin…
0 notes
Text
Orta Çağ Karanlık Tarihi: Avrupa'nın Cehennem Çağı!
Orta Çağ, Avrupa tarihinde yaklaşık olarak 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren ve Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından Rönesans’ın başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. Orta Çağ boyunca Avrupa, siyasi istikrarsızlık, ekonomik gerileme, savaşlar ve salgın hastalıkların gölgesinde kalmıştır. Bu dönemde eğitim ve bilgiye erişim son derece sınırlıydı ve toplum, kilise ve feodal beylerin…
0 notes
Text
Orta Çağ Karanlık Tarihi: Avrupa'nın Cehennem Çağı!
Orta Çağ, Avrupa tarihinde yaklaşık olarak 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren ve Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından Rönesans’ın başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. Orta Çağ boyunca Avrupa, siyasi istikrarsızlık, ekonomik gerileme, savaşlar ve salgın hastalıkların gölgesinde kalmıştır. Bu dönemde eğitim ve bilgiye erişim son derece sınırlıydı ve toplum, kilise ve feodal beylerin…
0 notes
Text
Orta Çağ Karanlık Tarihi: Avrupa'nın Cehennem Çağı!
Orta Çağ, Avrupa tarihinde yaklaşık olarak 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren ve Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından Rönesans’ın başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. Orta Çağ boyunca Avrupa, siyasi istikrarsızlık, ekonomik gerileme, savaşlar ve salgın hastalıkların gölgesinde kalmıştır. Bu dönemde eğitim ve bilgiye erişim son derece sınırlıydı ve toplum, kilise ve feodal beylerin…
1 note
·
View note
Text
Orta Çağ Karanlık Tarihi: Avrupa'nın Cehennem Çağı!
Orta Çağ, Avrupa tarihinde yaklaşık olarak 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren ve Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından Rönesans’ın başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. Orta Çağ boyunca Avrupa, siyasi istikrarsızlık, ekonomik gerileme, savaşlar ve salgın hastalıkların gölgesinde kalmıştır. Bu dönemde eğitim ve bilgiye erişim son derece sınırlıydı ve toplum, kilise ve feodal beylerin…
0 notes
Text
Geçmişten Günümüze İnsanlık tarihi ve gelişim süreçleri
İnsanlık tarihinin ilk dönemlerine, Paleolitik Dönem olarak bilinen dönem olarak bakalım. Bu dönem, yaklaşık 2,5 milyon yıl önce başlar ve Neolitik Çağın başlangıcına kadar devam eder. Bu dönemde, insanlar köpekbalıkçılık, avcılık ve toplama gibi yöntemlerle geçimlerini sağlarlar. Bu dönemde, insanlar ilk kez taş araçlar yapmayı ve kullanmayı öğrendiler. Neolitik Çağ Neolitik Çağ Neolitik Çağ,…
View On WordPress
#antik çağ#günümüz dönemi#insanlık tarihi#modern çağ#neolitik öağ#orta çağ#paleolitik çağ#tarih#teknolojik gelişimler
0 notes
Text
Kızkalesi'nde Korikos Kalesi Kazı Çalışmaları ve Önemli Keşifler
Kızkalesi’nde Korikos Kalesi Kazı Çalışmaları Devam Ediyor Mersin’in Erdemli ilçesine bağlı Kızkalesi Mahallesi’nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koordinasyonunda Mersin Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şener Yıldırım’ın liderliğinde yürütülen kazı çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Geçmişi yaklaşık 2 bin 200 yıl öncesine dayanan…
#Antik Kent#Doç. Dr. Şener Yıldırım#Geleceğe Miras Projesi#Kızkalesi#Kültürel Miras#kazı çalışmaları#Korikos Kalesi#Mersin#Orta Çağ tuvaleti#tarihi kalıntılar
0 notes
Text
ORTA ÇAĞ'DA MANYETİK KUZEY KUTBU TEORİSİ: RUPES NIGRA
Pusulaların iğnesi her zaman kuzeyi gösterir, daha çocukken öğrendiğimiz bir bilgidir bu. İyi de niye kuzeyi gösterir? Pusula iğnesi neden hareket ediyor? İcat edildiği MÖ 200’lü yıllardan modern teorinin geliştirildiği 1600’lü yıllara kadar insanlar pusulanın hareketi hakkında ne düşündü? Bu kuzeye dönme durumunu nasıl açıkladılar? Gelin videonun devamında hep beraber…
View On WordPress
#ancient maps#kuzey kutbu#kuzey kutbunda manyetik ada#manyetik kutup teorileri#orta çağ haritaları manyetizma adası#orta çağ haritaları rupes nigra#orta çağ haritalarında kuzey kutbu#orta çağ haritalarında manyetik ada#orta çağda harita#orta çağda pusula#orta çağda pusula neden kuzeyi gösteriyor#orta çağda pusula teroisi#pusula neden kuzeyi gösterir#rupes nigra
1 note
·
View note
Text
Karolenj Rönesansı Nedir?
8. yüzyılda Franklardan oluşan Karolenj İmparatorluğu döneminde toplumsal, ekonomik kültürel olarak bir dolu gelişme yaşanmıştır. Charlamagne (Şarlman) ile başlayan bu rönesans modern Avrupa'nın temellerinin atıldığı dönemi oluşturur. İşte bu yenilik ve gelişmelerin bütününe, Karolenj Rönesansı denmiştir.
Karolenj Rönesansı'nı tetikleyen şey, Şarlman'ın din adamlarının yozlaşmış ve çöküntü içinde olduklarını, üst tabakadaki devlet görevlisi olabilecek kişilerin de yeterince donanımlı olmadıklarını düşünmesi olmuştur. Bu dönemde gerekli entellektüel atılımı yapabilmek için kitap yazımı desteklenmiş ve artmış; Antik Yunan ve Roma'dan kalan birçok eser çoğaltılmıştır. Hatta rahipler ve keşişlerin başını çektiği ekipler tarafından çoğaltılan bu eserler, 16. yüzyıldaki İtalyan Rönesansı'nın altyapısını oluşturmuştur. Yazıda büyük-küçük harf uygulamasının da ilk defa bu dönemde kullanıldığı söylenir. Ayrıca dünyadaki gelişmeleri ve yenilikleri takip etmek hem de yeni icatlar, düşünceler için farklı bölgelerden rahip, sanatçı ve öğretmenler imparatorluğa getirilip himaye altına alınmıştır. Bu atılım ile de sosyal bilimlere ve sanatsal faaliyetlere olan ilgi artmıştır.
#şarlman#charlamagne#franklar#frank#karolenj#karolenj imparatorluğu#rönesans#orta çağ#antik yunan#Roma imparatorluğu
24 notes
·
View notes
Text
Himmelpforten Manastırı'nda Yeni Keşifler
Himmelpforten Manastırı’nın Tarihi Himmelpforten Manastırı, Almanya’nın Wernigerode kasabası yakınlarında, Harz Dağları’nın eteklerinde ağaçlık bir vadide yer almaktadır. Manastır, 1253 yılında daha önce yakınlarda yaşamış olan Aziz William Münzevileri ile bağlantısı nedeniyle alt soylular von Hartesrode ailesi tarafından kurulmuştur. Himmelpforten Manastırı, 16. yüzyılda Köylüler Savaşı olarak…
1 note
·
View note
Text
Himmelpforten Manastırı'nda Yeni Keşifler
Himmelpforten Manastırı’nın Tarihi Himmelpforten Manastırı, Almanya’nın Wernigerode kasabası yakınlarında, Harz Dağları’nın eteklerinde ağaçlık bir vadide yer almaktadır. Manastır, 1253 yılında daha önce yakınlarda yaşamış olan Aziz William Münzevileri ile bağlantısı nedeniyle alt soylular von Hartesrode ailesi tarafından kurulmuştur. Himmelpforten Manastırı, 16. yüzyılda Köylüler Savaşı olarak…
0 notes
Text
Himmelpforten Manastırı'nda Yeni Keşifler
Himmelpforten Manastırı’nın Tarihi Himmelpforten Manastırı, Almanya’nın Wernigerode kasabası yakınlarında, Harz Dağları’nın eteklerinde ağaçlık bir vadide yer almaktadır. Manastır, 1253 yılında daha önce yakınlarda yaşamış olan Aziz William Münzevileri ile bağlantısı nedeniyle alt soylular von Hartesrode ailesi tarafından kurulmuştur. Himmelpforten Manastırı, 16. yüzyılda Köylüler Savaşı olarak…
0 notes
Text
Himmelpforten Manastırı'nda Yeni Keşifler
Himmelpforten Manastırı’nın Tarihi Himmelpforten Manastırı, Almanya’nın Wernigerode kasabası yakınlarında, Harz Dağları’nın eteklerinde ağaçlık bir vadide yer almaktadır. Manastır, 1253 yılında daha önce yakınlarda yaşamış olan Aziz William Münzevileri ile bağlantısı nedeniyle alt soylular von Hartesrode ailesi tarafından kurulmuştur. Himmelpforten Manastırı, 16. yüzyılda Köylüler Savaşı olarak…
0 notes
Text
Bazı hikâyeler vardır; etkisi saatler, günler veya haftalar sürer. Konuşacağımız hikâye ise o türden değil. "Berserk, ayrı bir dünya." [Spoiler!]
"Sadece orta çağ işte. Abartılacak ne var anlamıyorum." diyerek girdiğim Berserk'e şu an çıldırıyorum. Daha bir finale sahip olmamasına rağmen o kadar tatmin edici ki... Kentaro Miura, yazdığı ve çizdiği her nokta ile saygımı kazandı. Hadi Berserk'i neden bu kadar övdüğümü anlatayım.
Okuyan herkesin anlayacağı üzere hikâye üç kişi arasında oluşturulmuş kompleks bir bağ üzerinden ilerliyor. Başta kurulan bu bağ eclipse (tutulma) sırasında sarsıntılı bir değişiklik geçiriyor. Söylemeliyim ki tutulma olayı beni benden almıştı. Çünkü güvendiğiniz bütün her şey gidiyor. Uzun bir süre geçirip empati kurduğunuz kişilerin hızlıca yok olduğunu görmek, Guts ile okuyucu arasında kurulan bağı güçlendiriyor ve kalıcı kılıyor.
Tabii ki tutulma daha yaşanmadan önce konuşulması gereken bir sürü olay var. Öncelikle Guts'ın hikâye boyunca amacının değişmesi doğallık kattığı gibi karakter gelişimi için de önemli adımlar atıyor. Guts karşımıza 3 şekilde çıkıyor: Ordu genarali, dostuna layık olmaya çalışan bir adam ve intikamcı. Bu geçişler o kadar hızlı ve şaşırtıcı ki ilk okuduğumda "Bu ne şimdi? Sadece bu olayların anlatıldığı 1000 bölümlük mangalar var ve bu olay hızlıca değişiyor mu?" demiştim.
Guts'ın bu karakteristik evrelerinin hepsini kapsayan bir evre daha var aslında: Canavar evresi. İlk bölümlerde, düşman general ile teke tek mücadele sırasında hayatını riske edip avantaj yakalaması ve galip gelmesi ile başlıyor bu evre. Özellikle yaratıklar ile olan savaşında ise bu durum iyice göze parmak oluyor.
Hikâye boyunca yaratıklar başka bir dünyadan gelse de çok insancıl istekleri oluyor. Bunlar cinsel tatmin, hayatta kalma veya otorite isteği gibi şeyler olabiliyor. Bütün bu yaratıkların aksine Guts sadece savaşıyor ve hayatını riske etme konusunda hiç çekinmiyor.
Berserk bize yaratıklara karşı olan mücadeleyi anlatıyormuş gibi gözükse de en büyük canavarı ana karakter bellemiş durumda. Guts, mangadaki bütün canavarlardan daha canavar. Yan karakterler de bu durumu dile getirmekten çekinmiyorlar.
Son olarak: Bu eser gerçekten herkese göre değil. Bunun sebebi de her şeyin gerçek olması. Fantastik bir dünyada, gerçek hisleri çok iyi ve doğru veriyor. Berserk: Gerçek ve dehşet bi' dünya.
13 notes
·
View notes