#el-müstedrek
Explore tagged Tumblr posts
bugrembera · 1 year ago
Photo
Tumblr media
“Muhakkak evlatlarınız Allâhü Teâlâ’nın sizlere bir hibesidir (ihsânıdır). O, dilediğine kız evlat bahşeder, dilediğine de erkek evlat bahşeder…” Hadis-i Şerif
3 notes · View notes
mnsrykt · 16 days ago
Text
"İşte Peygamber aleyhisselam sana söylüyor. Yorumlamaya gerek kalmayacak kadar açık ve tane tane söylüyor. Dinle onu ve gerekeni yap:
'Babalarınıza iyi davranın ki evlatlarınız da size iyi davransın. Siz iffetli olun ki kadınlarınız da iffetli olsun.'
Söze, yoruma gerek yok bu sözden sonra. Sen ve senin yarının bu sözde gizli, gereğini yapmak sana kalacak."
5 notes · View notes
bir-devrin-tarihcisi · 5 months ago
Text
Hz. Aişe Annemizin Yaşı
...öncelikle şunu söyleyelim ki eğer böyle olsaydı ve Efendimiz ﷺ 5 -6 yaşında bir kız ile evlenseydi, biz bir mü’min olarak bunu sorgulamaz, bu konuda şu an modern dünyanın bize telkin ettiği bazı düşüncelerden etkilenerek asla konuşmazdık. Ancak bu konuda yaptığımız araştırmalara göre Aişe annemiz nişanladığında 15-16 evlendiğinde 18-19 yaşlarındadır. Biraz teknik bir konu olan bu mevzuya, burada fazlaca girmeden, bazı verileri sizlerle paylaşmak istiyorum.
📌Diri diri kız çocuklarını toprağa gömen cahiliye Arapları genel itibari ile kız çocuklarının yaşlarını tutmazlardı. Toplumun tüm kınamasına rağmen kızlarını gömmeyip onları büyütenler, çocukları buluğa erdiklerinde Dâru’n-Nedve’de bir tören düzenler ve kızlarınm artık büyüdüğünü halka ilan ederlerdi. Eğer bu uygulamayı esas alırsak, Hz. Aişe’nin 9 yaşında evlendiği iddiasını, “9 yıldır ay hali görüyordu” şeklinde anlamak gerekecektir. 9 yıldır ay hali görmesi ve bir 9 yılda çocukluk dönemini dikkate alınca, Hz. Aişe validemiz evlendiğinde 18 yaşlarında bir genç kız olduğu anlaşılacaktır.(İbn Hişam, es-Sîre)
📌Hz. Aişe validemiz yıllar sonra Mekke’nin ilk dönemlerinde inen bir sûre olan, Kıyamet Sûresinin iniş zamanı sorulduğu zaman: "Ben Mekke'de sokaklarda oynayan bir çocuk iken Kıyamet saatinin dehşetini anlatan şu ayetler (Kamer Sûresi, 54/46) nazil oldu” (Buhari) diye cevap vermesi, onun yaşını tespit etmemiz açısından önemli bir işarettir. Bu sûrenin nübüvvetin 3. ya da 4. yılında nazil olduğunu hatırlarsak, Aişe validemizin de oyun oynayacak ve dile getirilen sûreyi aklında tutacak bir yaşta olması gerektiğini de dikkate alırsak; o günlerde en az 6-7 yaşlarında olması icap edecektir. Hz. Aişe’nin Efendimiz ﷺ ile evliliğinin nübüvvetin 13. yılında gerçekleştiğini hatırlarsak, demek ki bu evlilik Kamer Sûresinin nazil olmasından yaklaşık 10 yıl sonra olduğunu kabul etmek zorunda kalacağız. Böyle olunca da Aişe validemizin evlendiği zaman yaşının en az 17 ya da 18 olduğu anlaşılacaktır.
📌Birçok tarihi kaynak Aişe validemiz ile ablası Esma arasındaki yaş farkının 10 olduğunu söylerler. (Nevevî, Tehzîbul-Esmâ,II, 597; Hâkim, el-Müstedrek, III,) Hicretin 73. yılında 100 yaşında vefat etmiş olan büyük İslâm kadını Hz. Esma hicret sırasında, 27-28 yaşlarında idi. Eğer bu yaşlarda idiyse ve Aişe validemizden de 10 yaş büyük idiyse, demekki Hz. Aişe’de hicret sırasında 18 yaşlarında idi.
📌Bugün hadis kitaplarımızda yer alan ve Hz. Aişe validemizin Mekke yıllarıyla ilgili olarak anlattığı bazı rivayetler, onun yaşını tespit edebilmemize yardımcı olacak niteliktedir. Bunlardan birkaçına değinirsek, mesela; risâletten kırk yıl önce gerçekleşen ve tarih belirlemede bir ölçü olarak kabul gören fil hadisesinden geriye kalan iki kişiyi Mekke’de dilenirken gördüğünü söylemesi; (ibn hişam, ibn kesir) Mekke’nin en sıkıntılı günlerinde Allah Resûlü’nün ﷺ kendi evlerine geldiğini ve bu sıkıntılara dayanamayan babası Hz. Ebû Bekir’in de Nübüvvetin 5. veya 6. yılında Habeşistan’a hicret teşebbüsünde bulunduğunu detaylarıyla birlikte anlatması;(Buhârî, Ahmet b. Hanbel) namazın ikişer rekât farz kılındığını, mukim olanlar için daha sonraları onun dört rekâta çıkarıldığını, ancak sefer durumlarında yine iki rekât olarak bırakıldığını ifade etmesi gibi rivayetler (Taberani) onun yaşı konusunda bize ipuçları verecek niteliktedir.
Muhammed Emin Yıldırım, Sahabe İklimi, c. 1, s. 479-481
41 notes · View notes
ilmiyyat1453 · 11 months ago
Text
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Yalnız kalmak (uzlet, inzivâ) kötü arkadaştan hayırlıdır, salih arkadaş ise yalnız kalmaktan hayırlıdır. Hayır yazmak susmaktan hayırlıdır, sükut ise kötü şey yazmaktan hayırlıdır."
Hâkim, el-Müstedrek
78 notes · View notes
bi-perva · 6 months ago
Text
🌊 "Allah’ım! Senin rahmetini kazandıracak, bağışlamanı sağlayacak işler yapmayı, her türlü günahtan uzak kalmayı, her iyiliğe ulaşmayı ve (sonunda) cennete kavuşup cehennemden kurtulmayı dilerim."
(Hakim, el-Müstedrek, 1/525)
12 notes · View notes
umuttherzamanvar · 2 months ago
Text
Tumblr media
ALDANANLAR (İMÂM-IGAZALİ)
KENDİNİ BEĞENEN ÂLİMLER:
Başka bir kısım älimler ise, bu huyları bilirler; ve yine bilirler ki, bu huylar din açısından kötü olarak değerlendirilir. Ancak, kendilerini beğendikleri için, bu sıfatlardan uzak olduklarını ve Allah'ın onları bu huylarla imtihan etmeyecek kadar yüce bir derecede bulunduklarını düşünürler.
Yani onların zannına göre Allah, kendilerinin ilimde ulaştıkları mertebedekileri değil de, bununla ancak sıradan insanları imtihan eder.
Kendileri ise Allah katında, Allah'ın bu durumla karşı karşıya getirmeyeceği bir mevkidedirler.
Bu gruptaki bilginleri kibir, baş olma hırsı, üstünlük ve değerlilik tutkusu mağlup etmiştir.
Aldanmaları ise bunun kibir değil de, sadece dinin izzeti, ilmin şerefini ortaya koymak ve Allah'ın dinine yardım olduğunu zannetmeleridir.
Oysa onlar, sahābīlerin tevazuunu, yumuşak başlılığını ve bu tür şeylere meyletmemelerini gözden kaçırıyorlar.
Meselâ, Hz. Ömer'i (r.a.) bazıları, Şam'a geldiğinde, son derecede sade olan durumu sebebiyle hoş karşılamamışlardı.
Fakat o şöyle dedi:
"Biz, Allah'ın İslâm ile yücelttiği bir toplumuz ve kesinlikle başka bir şeyde izzet aramıyoruz."
(Hakim, Müstedrek, 1/130; Münávi, Feyzu'l-Kadir, 2/290.)
Sonra, bu mağrur, dinin üstünlüğünü gösterişli elbiselerle talep ederken ilmin izzetini ve dinin şerefini arzuladığını savunuyor.
Diğer taraftan, çağdaşlarından veya kendi görüşüne karşı çıkanlardan birisine dil uzatınca, bunun kendi hasedinden kaynaklandığını düşünmüyor da,
Bu, sadece hak için öfkelenmek ve batıl ehline, düşmanlığı ve haksızlığı hususunda bir cevaptır.' diyebiliyor.
Bu kişi aldanıyor.
Çünkü şayet o, çağdaşı alimlerden birine dil uzatılacak olsa, değil kızmak, belki de bundan dolayı sevinir.
Insanların huzurunda böyle bir şeye öfkelendiğini ortaya koysa da, belki de kalbi bundan son derecede hoşnut olur.
Dahası, bilginlik taslayarak der ki: 'Benim böyle yapmaktaki amacım, sadece insanlara faydalı olmaktır.
O, bu sözüyle gösteriş yapmaktadır.
Çünkü, eğer onun amacı, insanların iyiliği olsaydı, kendi seviyesinde veya kendisinden üst yahut alt seviyedeki başkaları tarafından insanların fayda görmelerine sevinmesi gerekirdi.
Bazen yöneticilerin yanına gidip onları överek gözlerine girmeye çalışır.
Bu konuda soru sorulunca, 'Benim amacım ancak, müslümanlara faydalı olmak ve onlara gelebilecek zararları defetmektir.
Halbuki o, aldanmaktadır.
Şayet gayesi bu olsaydı, bunu başkaları yapınca da memnun olması gerekirdi.
Fakat kendisi gibi birisini devlet yetkilisinin yanında bir kişi hakkında şefaatçilik yaparken görseydi bundan hoşlanmazdı.
Bazen de onların mallarından alır.
Aklına bunun haram olduğu gelecek olursa, şeytan ona der ki:
'Bu, sahipsiz bir maldır ve, müslümanların faydalanmaları, içindir.
Sen de onların önderi
ve bilginisin.
Din senin sayende, ayakta durmaktadır!"
Burada üç aldanma noktası söz konusudur:
BİRİNCİSİ,
bunun, sahibi olmayan bir mal olması;
İKİNCİSİ,
müslümanların maslahatları için olduğu;
ÜÇÜNCÜSÜ
ise kendisinin önder olduğu. Peygamberler, sahåbiler ve bu ümmetin faziletli âlimleri gibi, dünyadan yüz çevirenlerden başkası hiç önder olabilir mi?
Hz. İsa (a.s.)'ın dediği gibi:
"Kötü alim, derenin önüne düşmüş kaya gibidir:
Suyu ne kendisi içer ne de bırakır ki o su gitsin de bir ekine faydalı olsun."
İlimle uğraşanların aldanma çeşitleri çoktur.
Bu insanların bozdukları, düzelttiklerinden daha fazladır.
#ALDANANLAR
#KENDİNİ #BEĞENEN #ÂLİMLER
(#El-#Keşf #vet-#Tebyîn #fi #Ğurûri'l-#Halki #Ecma'în)
#İMAMI #GAZALİ
3 notes · View notes
derdiderun · 2 years ago
Text
Lanet etmek: Lânet etmek ister hayvana olsun isterse elbise ve insana, tümü yerilmiştir. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:
"Mümin, lânet edici değildir." (Tirmizî, Birr, 72 (nr. 2019); Hâkim, el-Müstedrek, 1/13)
Ebü'd-Derdâ (radıyallahu anh) demiştir ki: "Bir insan, yere ya da bir şeye lânet ederse, lânet ettiği o şey, 'İçimizde Allah'a en âsi olana, Allah lânet etsin' der."
| Kimyâ-yı Saâdet - İmam Gâzâl�� (k.s)
54 notes · View notes
fikret-i · 2 years ago
Text
Kadir Gecesi Ramazan içerisinde gizlidir. Niçin? Çünkü her Ramazan gecesi kadir derecesinde bilinsin ve ihya edilsin diye.
Kadir suresi 3. Ayetinde belirtildiği gibi “Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.” Bu gece, savabın bire otuzbin yazıldığı gece karlılığı daha da artırmak için rivayetlerde de belirtildiği üzere Fatiha, İhlas, Kafirun, Zilzal, Ayetelkürsi, Yasin, Mülk, Fetih, Rahman, Fetih, Hucurat gibi sevabı bol sureleri okumak gerekir. Kadir suresi 5. Ayetinde bildirildiği gibi “O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.” Vakit kısa Kuran’ı bütün okumaya zamanımız yetmez.
Duhan suresi 4. Ayetinde de belirtildiği üzere “Katımızdan bir emirle her hikmetli işe o gecede hükmedilir.” Bu gece, diğer kadir gecesine kadarki önümüzdeki bir yıllık hayat programımızın takdir edildiği gecedir.
Peki Ramazan’ın 27. Gecesi Kadir gecesi midir?
Peygamberimiz (asm) bazı işaretlerde bulunmuşlardır. “Kadir Gecesi'ni ramazanın son on beşinde, özellikle son on günde ve özellikle tek gecelerde arayınız.”
Süfyan b. Uyeyne gibi bazı alimler Übeyyu'bnü Ka'b gibi bazı sahabelere istinaden bu gecenin 27. Gece olduğu kanısına varmışlar.
Said Nursi Hazretlerinin dediği gibi “bir kısım müçtehidler bu geceye Leyle-i Kadr'i tahsis etmişler. Hakikî olmasa da, madem ümmet o geceye o nazarla bakıyor, inşâallah hakikî hükmünde kabule mazhar olur.” Allah Rahim-i Mutlaktır. Merhameti boldur ümmetini boş çevirmez elbet.
Ve bu gece duaların makbul olduğu, kabul gördüğü gece.
Duamızın makbuliyetini nasıl daha da artırırız peki?
Esbab-ı kabul dairesinde olmalı. Yani mantık çerçevesinde Güneş benim olsun Ay benim olsun gibi değil.
Dua edileceği vakit, istiğfar ile manevî temizlenmeli, sonra makbul bir dua olan salavat-ı şerifeyi şefaatçı gibi zikretmeli ve âhirde yine salavat getirmeli. Çünki iki makbul duanın ortasında bir dua makbul olur.
Hem hadîste ve Kur'anda gelen me'sur dualarla dua etmek.
Allahım, Senden kendim ve onun için dünyada ve âhirette af ve âfiyet istiyorum. (en-Nevevî, el-Ezkâr, 74; el-Hâkim, el-Müstedrek, 1:517-Hadis)
Eyyüb a.s duası: ‘Şüphesiz ki ben derde uğradım, sen merhametlilerin en merhametlisisin’ diye yalvarmıştı.” (Enbiya, 21/83)
Yunus a.s duası: «Sen’den başka hiçbir ilâh yoktur. Sen’i tenzîh ederim. Gerçekten ben, zâlimlerden oldum!»” (el-Enbiyâ, 87)
Yusuf a.s duası: (Ey Rabbim!) Beni müslüman olarak vefât ettir ve beni sâlihler arasına kat!” (Yusuf Suresi 101)
Hem hulûs(samimi) ve huşu' ve huzur-u kalb ile dua etmek; hem namazın sonunda, bilhâssa sabah namazından sonra; hem mevâki'-i mübarekede(mübarek mekanlar), hususan mescidlerde; hem Cum'ada, hususan saat-ı icabede; hem şuhur-u selâsede(üç aylar), hususan leyali-i meşhurede(mübarek gecelerde); hem ramazanda, hususan leyle-i kadirde(Kadir Gecesi) dua etmek kabule karin olması rahmet-i İlahiyeden kaviyyen me'muldür.
Duaların kabul olma ihtimalinin en nihayet noktası bu gece yapılan dualar.
Allah gecemizi hakkıyla idrak etmemizi nasip eylesin inşallah.
34 notes · View notes
sermerii · 1 year ago
Text
قَالَ‭ ‬رَسُولُ‭ ‬اللهِ‭ ‬صَلَّى‭ ‬اللهُ‭ ‬عَلَيْهِ‭ ‬وَسَلَّمَ: إِسْبَاغُ‭ ‬الْوُضُوءِ‭ ‬عَلَى‭ ‬الْمَكَارِهِ‭ ‬وَإِعْمَالُ‭ ‬الْأَقْدَامِ‭ ‬إِلَى‭ ‬الْمَسَاجِدِ‭ ‬وَانْتِظَارُ‭ ‬الصَّلَاةِ‭ ‬بَعْدَ‭ ‬الصَّلَاةِ‭ ‬يَغْسِلُ‭ ‬الْخَطَايَا‭ ‬غَسْلًا. (‬ك)
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “(Soğuk gibi) meşakkatli hâllerde bile abdesti tam almak, (cemâatle namaz kılmak için) mescitlere adım atmak, bir (farz) namazdan sonra diğer namazı gözetip beklemek, (küçük) günahları tamamıyla temizler.” (Hâkim, el-Müstedrek)
06 Kasım 2023 Pazartesi
Fazilet Takvimi
8 notes · View notes
rasiha · 2 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Resûlullah (a.vesselam) Efendimiz, Ebû Zer'in uzun bir yoldan tek başına yürüyerek geldiğini görünce, şöyle bir baktı ve buyurdu ki:
"Allah Ebû Zer'e rahmet eylesin. O tek başına yürür, tek başına ölür ve tek başına haşredilir.". (Hâkim, el-Müstedrek, 4373)
22 notes · View notes
yakazakalb · 2 years ago
Text
Hz. Peygamber (s.a.v.)
“Ümmetime (daha önceki) ümmetlerin hastalığı bulaşacaktır” deyince Sahâbe: “Ümmetin hastalığı nedir?” diye sordular. O şöyle buyurdu: “Taşkınlık, şımarıklık, dünya hususunda birbirlerine karşı öğünmek ve yarışmak, birbirinden uzaklaşmak ve hasetleşmek. Öyle ki, böylece zulüm ortaya çıkar ve anarşi olur.” (Hâkim, el-Müstedrek, IV, 282, hadis no: 7390).
20 notes · View notes
susamsokak · 1 year ago
Text
Tumblr media Tumblr media
🌿Bir hadis-i şeriflerinde de Peygamber Efendimiz (asm) hurmanın doyuruculuk ve kifayetini anlatmak için Hz. Aişe'ye "Ya Aişe evinde hurma olmayanlar açtırlar" (Müslim,et'ime 153; Darimi,et'ime 26) buyurmuştur. 
🌿Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm, hurma ile süte "atyabân" derdi yani "iki en güzel şey" demektir. (Hakim, el-Müstedrek 4/119)
13 notes · View notes
caginmumineleri · 2 years ago
Text
Tumblr media
Tarık bin Şihab'dan: "Hattaboğlu Ömer (ra) Şam'a gitmek üzere yola çıktı. Ebu Ubeyde bin El-Cerrah da (ra) vardı. Bir su birikintisine geldiler. Ömer (ra) devesinin üzerindeydi. Aşağı indi. Ayakkabılarını ayağından çıkarıp boynuna astı ve devesinin yularınıda eline alarak su birikintisine daldı. Bunun üzerine Ebu Ubeyde (ra): "Ey Müminlerin emiri! Sende mi böyle yapıyorsun? Ayakkabılarını çıkarıp boynuna asıyor ve devenin yularını eline alarak su birikintisine dalıyorsun? Bölge halkının seni böyle karşılamaları benim hoşuma gitmez." dedi. Ömer (ra): "Eyvah! Ebu Ubeyde bu sözü senden başkası söyleseydi onu Ümmeti Mühammed'e bir ibret örneği yapardım. Şunu bil ki biz zillet içinde bir toplumduk. Allah bizi İslâm ile aziz kıldı. Ne zaman ki Allah'ın bizi aziz kıldığından başka bir şeyle aziz olmak istersek, Allah bizi tekrar zelil eder." dedi.
[Hakim, Müstedrek: 1/61]
Rabbimiz bizlere yeniden yalnızca aziz İslâm'ın izzetini dileyen yöneticiler nasip et. Amin
10 notes · View notes
oguzhans003 · 1 year ago
Text
قَالَ‭ ‬رَسُولُ‭ ‬اللهِ‭ ‬صَلَّى‭ ‬اللهُ‭ ‬عَلَيْهِ‭ ‬وَسَلَّمَ: ‬إِنَّ‭ ‬أَحَدَكُمْ‭ ‬لَنْ‭ ‬يَمُوتَ‭ ‬حَتَّى‭ ‬يَسْتَكْمِلَ‭ ‬رِزْقَهُ‭ ‬فَلَا‭ ‬تَسْتَبْطِئُوا‭ ‬الرِّزْقَ‭ ‬وَاتَّقُوا‭ ‬اللهَ‭ ‬أَيُّهَا‭ ‬النَّاسُ‭ ‬وَأَجْمِلُوا‭ ‬فِي‭ ‬الطَّلَبِ‭ ‬خُذُوا‭ ‬مَا‭ ‬حَلَّ‭ ‬وَدَعُوا‭ ‬مَا‭ ‬حَرُمَ. (‬ك)‬
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Muhakkak sizden biriniz (kendisine takdîr edilen) rızkını tamamen alıncaya kadar elbette ölmez. O hâlde rızkınızın geciktiğini düşünmeyin. Ey insanlar, Allâhü Teâlâ’dan korkun ve rızkınızı talepte güzelce hareket edin. Helâl olanı alın ve haram olanı terk edin.” (Hâkim, el-Müstedrek)
3 notes · View notes
necaattin58blog · 1 year ago
Text
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aaleyhi ve sellem buyurdular:
“ Allâhü Teâlâ katında günlerin en büyüğü, kurban bayramının birinci günü, sonra da ikinci günüdür. “                                   - - - Hâkim, el-Müstedrek - - -
Tumblr media
4 notes · View notes
hatiragulzaman · 2 years ago
Text
💫🌟💫🌟💫🌟
“Yeryüzünde Allah’ın değer verdiği bir tek insan kaldığı sürece kıyamet kopmaz. Hatta öyle bir zaman gelecek ki, yolun gündüzün ortasında, sokakta açıktan kadınlarla cinsi ilişkide bulunurlar da hiç kimse bunu garipsemez ve bu durumu değiştirmeye gayret etmez. Bunlara: 'Keşke biraz yolun kenarına çekilseydiniz ya!' diyen kimse, o devrin en muhafazakâr, en itibarlı adamıdır. Bu adamın o cemiyetteki konumu, (ey ashabım!) sizdeki Ebu Bekir ve Ömer’in konumu gibidir.” (bk. Hâkim, el-Müstedrek, 4/495’den naklen Kenzu’l-Ummal, h. no: 38588)
Duada cimrilik bencillik yapmayalım.Dışarıda (gördüğüm) gördüğümüz gençlere Allah rızası için dua edelim. Aynı Kendi evlatlarımıza yaptığımız dualar gibi .
Oğlum henüz küçükken parka götürdüğümde liseli gençleri çam ağacı altlarında gizli saklı buluşurlardı .içler acısı bir hal. Şimdi alenen uluorta her yerde Allah'ın haram ettiği her şey yaşanmakta .
Dua edelim .Bilen bilmeyenin alimidir demişler.
3 notes · View notes