#Nusayriler
Explore tagged Tumblr posts
dipnotski · 1 month ago
Text
Necati Alkan – Osmanlı’da Gayrisünni Müslümanlar (2024)
Gayrisünni azınlıkları “modernleştirmek” hem Osmanlı’nın hem Batılıların ortak gayesiydi. Peki hem Osmanlı Devleti’nin hem de Batılı misyonerlerin aynı anda sarıldığı bu gaye, en nihayetinde kime hizmet ediyordu? On dokuzuncu yüzyıldan bu yana bölgesel hâkimiyet kurmanın söylemi hâline gelen “modernleştirici/uygarlaştırıcı” misyon hem bireyler hem de etnik azınlık olarak Nusrayrilerin kaderini…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
gregor-samsung · 5 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kuru Otlar Üstüne [About Dry Grasses] (Nuri Bilge Ceylan, 2023)
1 note · View note
birguzelllincirkini · 16 days ago
Text
Beşar Esad'ın Ailesi Adana'lı bir Arap (Fellah-Nusayri) idi.
Hatayda büyüdüğüm için burada ki Arapların sosyolojisi ve politik duruşlarına ilişkin geniş bir dataya sahibim diyebilirim.
-Barışçıl
-Çalışkan
-zanaatkar
Genel anlamda a politik insan tipolojisinin yaygın olduğu asimle olmaya gönüllü bir topluluk demek haksızlık olmaz.
Gençlerinin ekserisi dillerini konuşmayan popüler kültürün ve eğlencenin peşinde koşan dejenere bir kültür edinmiş..
Bir birine olan yeğane bağlılıkları "alevi" oluşlarıdır. Ama tuhaf bir şekilde son dönemde cemaatlerin bu toplumun arasında sızması ile mezhep değiştiren ve namaz kılmaya başlayan küçük guruplar var olmaya başlamıştır.
Özelikle Adana-Karataş-Yumurtalıkta yaşanlar..
Neyse konuyu Beşar İle kapatayım şu anda ekserisi çok üzgün çünkü yakında HTŞ tam anlamı ile kontolü sağladığında Suriyede ki Nusayrileri kıtır kıtır kesecektir..Kürtler gibi Mezhepsel-Etnik temizliği engeleyebilecek öz savunmalarıda yok.
Nusayriler eğlence-laylaylom ve a politik oluşları yüzünden çok ağır bedeller ödeyecek gibi duruyor.
Umarım Hatayda ki akrabaları sahip çıkarlar diyecem ama o bilincede sahip değil bizim Nusayriler.
2 notes · View notes
seslimeram · 2 days ago
Text
Anlatılanla Hakikat Arasında...
Tumblr media
Bildirilen ile yaşanan arasındaki uçurum hali hayatın üç yüz altmış beş gün, altı saatini her anlamda her şekilde çitliyor. Bütünüyle kuşatılan yaşamlarımızın orta yerinde açık, aleni, belirgin bir biçimde muğlak olagelen bir cerahat halinin esirleri ilan ediliyoruz her an her şekilde. Tümüyle kendine vazife belleyenlerin elinde ite kaka, bata çıka, hep dibe, hep sonsuz bir girdabın içine yuvarlanıyor insan / akıl / töz. Uçurum o kadar keskin bir hal dahilinde var ediliyor ki, kimse nasıl buralara demirlediğini ülkenin sorgulamaya tek bir an olsun çabalamıyor. Başlangıcının gerisine düşmüş olagelen bir demokrasi meselini, hiçbir türlü var edilememiş hürriyet aksını, düşünsel / eylemsel bağımsızlığın tam suretini her haliyle hayatı muhafaza etme gayretinin unutturulduğu bir zeminde bildirilen ile artık yegane gerçeklik kılınan yaşanmışlıklar arasında derin yarlar belirginleşiyor. Hiçbir vakit olmadığı kadar yakıcı, delici, delirtici.
İki haftanın gündeminde kendine çokça yer bulan bir hakikat söz konusu; Suriye. Bildirile gelenlerle yaşananların arasındaki uçurumun çokça zehir edileni bildirdiği bir sarmalın ta kendisine dönüştürülen yerden insanlık namına tek bir iyi haberin var edilemediği bir hali güncenin içinde yaşam sınırlandırılır. Zorbalığına kimsenin hayır diyemeyeceği Esad’a ait ol elli bir yıl, Baas partisinin tek kılındığı toplamdaki altmış bir yıllık devinimin, otokrat iktidarın devrilmesinin ardından çıkagelen tablonun vahameti bunu bildirecektir. Kaç parça oldukları muamma, Suriye Milli Ordusu nam çatı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin dolaylı ya da doğrudan katkı / arka toplayıcısı kılındığı Özgür Suriye Taburu, Türkmen İslam Birliği, Sultan Mahmud / Murat Tugayları, Uygur ve Çeçen uyruklu milisler, kiralık bir örgüt olarak varlığını sürdüre duran, daha düne kadar terörist bildirilen El Kaide maşası Heyet Tahrir Al-Şam önderliğinde ortaya çıkan cihadist yapının var ettiği her şey o yıkımların devamlılığına dair endişeyi de var eder. Güncelliğin sınırlarında iş bu memleketin her sorunu tamamlanmış, halledilmiş gibi yıkıcılıkta pay sahibi olup yeniden ol Büyük Türkiye, Turan sevdası, Osmanlı mirası Şam, Halep diyerek çıkılan güzergahta o terör devletlerinin taşeronu olarak iş bölüştürücü olagelen, harami bir iktidarı yerle bir ettirip, yerine ikame edilenle çok daha acıyı var edebilecek bir cürete sahip çıkılmasıdır misal bir örnek. Bildirilen ile yaşatılan arasındaki uçurumun gövde gösterisi, dünyaya kimin kimin sahibi olduğuna dair rivayetler bitmeyen toprak hırsının, zulmün binbir türlü hal ve yönteminin yeniden biçimlendirilmesine ön ayak olunan bir tahayyülü birleştirir.
Her şeyiyle makus bir talih denilen, oldu bitti devletlerin var ettiği / bütünlediği belirgin bir yıkım sarmalının mükerrer imalidir. Yeniden on üç yıllık yıkımın en başından bir kez daha imaline çaba sarf edilir. Cihatçı çetelerin var ettiği yağma, soygun, ganimet savaşları kimi kentlerde yapmaya çalıştıkları katliamlar ile Nusayriler, Hristiyanlar, Kürtler, Ezidiler topyekun bir kez daha hedef kılınırlar. Cerahati imal edip, sonra da biz ne yapıyoruz bile diyemeyen bir ülkenin teşvik ve onamasıyla birlikte Suriye’deki birliğin de, yeni kurulan yönetim şemasının da dünkü kadar ağır, ezici ve yıkıcılıktan imal edildiği görünür olacaktır, olur. HTŞ nam yapının başındaki Golani’nin ılımlılık mesajlarının yanında, Rojava topraklarındaki yaşayan başta Kürtler olmak üzere hiçbir halkın var olma mücadelesinin kaile alınmayacak olduğunu bizatihi Türk devletinin ol destek attığı çetelerle yürüttüğü operasyonlarda bildirilir. Yaşamın Suriye sınırları içinde kalakalan bir hayat memat mücadelesini, terörist faaliyet olarak gören, kentlerini, insanlarını, hayatta var olma biçimlerini, seslerini ve soluklarını bu haliyle, birlikte muhafaza etmek isteyen insanlara saldırılır. YPG’nin varlığını PKK ile bir edince, ya da SDG-QSD’nin her kimliğin kendi hayat hakkını savunması için, Işid ya da başka bir cihatçı çete ile mücadele etmesini sorun teşkil ederek oraları da ilhak ve istimlak edilmesini tahayyül eder. Türkiye’nin savunduğu tezlerin, anlatılanların Efrin’den Mare ve Tel Rifat’a, Tel Abyad’da Serekani’ye bir çürümenin ta kendisini oluşturduğu konuşulmasın / bildirilmesin istenir. Yerlerinden edilen insanlar, katledilmeye bugün hala devam olunan doğal zenginlikler, bitimsiz bir kinle, hayatın kökten lağvına uğraşılan birer sahneye dönüştürülen Türkiye işgali altındaki bölgeler ol Rojava’nın kalanında yapılmak istenenleri de bildirir. Bu tahayyül, istimlak ve ilhak pratiklerinin elinde taşınan onca cihatçı ile kurumsallaştırılan Türkiye olgusunun Suriye topraklarının geleceğinde her nasıl bir karanlığı imale evrildiği görenler için büyük birer soru işaretidir.
Nicesinden / daha nice örnekle birlikte var edilebilecek bir uçurum tahayyülünün, sınırları hep muğlak katliamcılık / istimlak ve tehciri savuna gelen bu devletin var ettiği şeylere bir son ek olarak Menbiç’teki kuşatma hali ve sonrasında yaşatılanlar ilave edilebilir. Kobane ile bağlantıyı sağlayan, Qerekozak köprüsü ve civarındaki şiddetli çatışmaların ve Türkiye Devletinin üniformasıyla, askeriyle Cihatçı çetelerin el ele verdiği bir karanlığı belgeleyen iki gazeteci katledilir. “Kuzey ve Doğu Suriye'deki gelişmeleri takip eden gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, dün saat 15.20 sularında Tişrîn Barajı ve Sirîn beldesi arasındaki yolda hedef alındı. İki gazeteci, Türkiye'nin SİHA saldırında katledildi. Aracın şoförü Ezîz Hec Bozan ise yaralandı. Daştan ve Cihan Bilgin, 8 Aralık’tan bu yana Tişrîn Barajı ve Qerekozak Köprüsü’nde yaşanan gelişmeleri takip ediyordu.”
Mezopotamya Ajansından iliştirelim: “Türkiye'nin SİHA saldırısında katledilen gazeteci Cihan Bilgin'in taziyesine yürüyüş düzenleyerek giden kitle, miraslarına sahip çıkacakları mesajını verdi.
Türkiye’nin gerçekleştirdiği SİHA saldırısında katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için taziye ziyaretleri devam ediyor. Mêrdîn’in Mîdyad ilçesinde Cihan Bilgin için kurulan taziyeye aralarında DEM Parti, DBP, TJA yönetimleri ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ile Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği'nin (MKG) de bulunduğu yüzlerce kişi yürüyüş gerçekleştirerek, taziye ziyaretinde bulundu. İlk olarak kadınlar için kurulan taziyeyi ziyaret eden kitle ardından yürüyüş ile Hacı İsa Arslan Taziyeevine geçti. Katledilen gazetecilerin fotoğraflarının taşındığı yürüyüş boyunca “Şehîd namirin”, “Özgür basın susturulamaz”, “Jin jiyan azadî” ve “Bijî berxwedana Rojava” sloganlarını atıldı.
Polisin “Şehîd namirin” sloganına yönelik tehditlerine kitle daha gür bir sesle “Şehîd namirin” sloganı atarak karşılık verdi. Yürüyüşün ardından Cihan Bilgin’in anne ve babası ile aile fertleri taziye evinin önünde kitleyi karşıladı. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunun ardından konuşmalar yapıldı.
‘Çözümün Adresi İmralı’
MEBYA-DER Eşbaşkanı Gurbet Tekin, "Gurbettelli Ersöz ve Apê Musa'nın öğrencileriydi onlar” dedi. Gurbet Tekin, konuşmasının devamında “Nazım Daştan ve Cihan Bilgin şahsında tüm Kürdistan şehitlerini saygıyla anıyoruz. Özgür Basın olmasa halkın hiç bir şeyden haberi olmayacak. Özgür Basın doğru habercilikle bize verdikleri bilgilerden kaynaklı hedef haline geliyorlar. Onlar da gerçeğin ortaya çıkmaması için katledildiler. Rojava DAİŞ'i yenmişti. Yok etmişti. Herkesin Rojava'ya yönelik gerçekleşen saldırılara karşı ses olması gerekir. Çözümün adresi de İmralı'dan geçiyor. Sayın Abdullah Öcalan özgür olmadığı sürece bu kan ve bu acı devam edecek ve bu topraklara barış gelmeyecek" ifadelerini kullandı.
‘Miraslarına Sahip Çıkacağız’
Ardından DGF adına söz alan Jinnews muhabiri Öznur Değer de "Bize bıraktıkları mirası her geçen gün daha da büyüteceğiz. Amaçlarına ulaşması için mücadele edeceğiz. Türkiye'nin oyunlarını herkesin görmesi için haykırdık. Rojava ve Kürtler üzerinde yürütülen özel savaş politikalarını herkesin görmesi için duyurduk. Bu yüzden gözaltına alındık, tutuklandık, işkence gördük. Fakat Cihan Bilgin ve Nazım Daştan sınırın ötesinde hakikati kamuoyuna duyurmak istediler. Kürt halkının ve Rojava halklarının sesini bütün dünyaya duyurmak istedikleri için katledildiler. Kelimeler anlamsız kalıyor. Söz veriyoruz ki Türkiye'nin Rojava’da oynamak istediği oyunları boşa çıkaracağız. Kobanê'nin, Rojava'nın, Kürt halkının sesi olacağız. Söz veriyoruz ki miraslarına sahip çıkacağız ve büyüyeceğiz. Özgür Basını susturamazsınız. Cihan ve Nazım gitti fakat onlarcası gelecek. Hiç bir zaman hakikatlerini, sözlerini, kalemlerini ve kameralarını yerde bırakmayacağız" dedi.
‘Özgür Günlere Ulaşacağız’
DEM Parti Milletvekili Beritan Güneş Altın ise "Tüm zorluklara rağmen Özgür Basın hakikati yazmaktan vazgeçmeyecek. Hakikati yazan, duyuran iki arkadaşımızı kaybettik. Çok üzgünüz. Nazım ve Bilgin sadece gazeteci değillerdi ayni zamanda Rojava'nın hafızasıydılar. Onlar Türkiye ve uluslararası devletlerin kirli oyunlarını ortaya çıkardıkları için katledildi. Nazım ve Bilgin arkadaş son olarak ‘Tarih bizi bekliyor’ demişlerdi. Biz de buradan bizi bekleyen tarihe mutlaka ulaşacağımızı belirtiyoruz. Özgür günlere mutlaka ulaşacağız" dedi.
‘Hakikati Arıyordu’
Cihan Bilgin’in annesi Katibe Bilgin ve babası Nesim Bilgin taziyeye katılanlara teşekkür ederken, anne Katibe Bilgin, “Kızım Kürdistan’ın şehididir. Kızım gazetecilik yapıyordu. Gerçekleri, hakikati arıyordu. Kızım bu uğurda mücadele etti ve şehit düştü. Hepimizin başı sağ olsun” dedi.”
Anlatılanlarla hakikatin arasındaki uçurum giderek daha keskin bir halde belirginleşiyor. Her yıkım, her cinayet, hemen her tahakküm hamlesi, tehdit ve beraberindeki nice eylem ortasında herkese masallar anlatılıp, demokratik bir ülkeye yardımcı olunuyor bizler ol Suriye’nin refahını istiyoruz derken olan biten yeniden insanlarının canına göz koymak, hayat çalmakla var edilen bir sistematik şiddet sarmalını göstere geliyor. Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in bildirdikleri, var edilmiş olagelen cerahat sarmalına dönüştürülmek bir biçimde esarete mahkum kılınmak istenen bir yerin / menzilin / duruşun her nasıl imal edildiğini de göstere gelir. Her faaliyeti bir insanlık suçu olagelenlerin, başkalarının evinde var etmeye çalıştıkları yıkıcılık her gün bir bedele dönüştürülür. Daştan ve Bilgin’in kameralarına, yazdıklarına kaydedilmiş olan şey Rojava devriminin, onunla birlikte bütün o menzilde kök salmış bir yaşama tutunma iradesinin, direnişin de köküne kibrit suyu dökmek isteyen zihniyeti de ifşa eder. Katledilmeleri ardından Şişhane’de yapılmak istenen basın açıklamasında da onlarca gazeteci gözaltına alınır. Duraksamayan, sonu hiç gelmeyen bir öteki olgusunu işleyip duran, bir yandan eşitlik derken öte yandan cürmün ta kendisine arka çıkan zorbalıkla yoluna devam diyen ülke canlı yayınlarda aktarılır. Anlatılanla hakikatin arasındaki farklılık bir kere daha, bir asırdan uzunca bir zaman sonrasında yeniden hayat memat mücadelesinin nasıl da zorunlu ikilemler, süreğen bir tehdit, ardışık bir varlığı sorgulama tahayyülleriyle birlikte zehirlenmek istendiğini göstere gelir. Barışmaktan imtinayla kaçınan bir devletin, komşusu, sınırın içi dışı hep bir olana (Kürd, Ezidi, Arap, Süryani, Ermeni ve herkese) vereceği yegane şey daha büyük elem midir! Artık yetmedi mi?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: From Kobane – Mauricio LIMA – The New York Times
Meramda Paylaşılan Haberler
Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin Katledildi - Mezopotamya Ajansı https://mezopotamyaajansi40.com/tum-haberler/content/view/261984
Katledilen Gazeteciler İçin Yürüyüş: Miraslarına Sahip Çıkacağız - Mezopotamya Ajansı https://mezopotamyaajansi40.com/tum-haberler/content/view/262149
0 notes
ortadoguhaber-blog · 11 days ago
Text
SURİYE’DE GELİŞMELER OLUMLU
Devrimci güçler hiç de dünyaya tanıtılmaya çalışıldığı gibi çıkmadı. Eski rejim kalıntılarıyla iş birliği yapıyor (ki buna mecburlar), gelişmelerden en çok tedirgin olan Nusayriler dahil Suriye’nin tüm kesimlerini kucaklamaya çalışıyorlar. İşin esası Esad’ın günahlarına ortak olmamış, onun gönüllü yardakçılığını ve tetikçiliğini yapmamış hiç kimsenin dışlanmaması gerekmektedir. Tersi, iç savaşı…
0 notes
erol25030 · 10 months ago
Video
youtube
NUSAYRİLER - ARAP ALEVİLERİ ve GİZEMLİ DÜNYALARI
0 notes
rojdablog-blog · 6 years ago
Text
BU FOTO SİZE KİMİ HATIRLATIYOR?
Tumblr media
Lütfen dikkatli ama çok dikkatli ve düşünerek bakın bu fotoğrafa!
İlk bakışta, gayet  yakışıklı,  aşırı parlak ve masum bir melek görünümünde bir insan görürsünüz.
Dikkatlerinizi  yüz hatlarına ve hele gözüne konsantre ederseniz arkasında içi sunilerce okunamayan izler görürsünüz. Muhtemelen cinsel eğilimleri sınır tanımayan bir yaratık bu. Ve yine muhtemelen çocukluğunda aldığı Nusayrilik inancının sunilerle dalga geçercesine alay eden izlerini de okursunuz!
Bu şahsı okuyabilmek için geldiği toprakları, mensup olduğu tarikatı tanımak lazım. İnsan yüzü iç dünyasının aynasıdır. İnsanın iç dünyası ise yoğrulduğu hamurdur. Nusayriler hiç bir zaman kendilerini suni diye algıladıkları Türkiye’nin gerçek bir vatandaşı olarak görmediler. Ve yaşadıkları Trakya’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin bir parçası olduğunu sindiremediler. Sunileri ise hep düşman gördüler. Bu düşmanlıklarını varlıklarının derinliklerinde  profesyonelce saklamasını bildiler. Zaten çoğunun genetik kodlamasına işlemiş iki yüzlülük ya da çok maskecilik. Bu çok maskeciliği onlar hayatta kalabilmenin şartı olarak algıladılar ve marifet olarak görürler.
Bu fotoğraftaki kişi Türkiye Cumhuriyeti’nin Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu jandarma güçlerinde yüzbaşı rütbesine kadar yükselmiş bir "asker " ! Görev yaptığı yer ise Diyarbakır Bağlar ilçesi! Yani hem suni ve hem de Kürt kökenli vatandaşların çoğunlukta olduğu bir bölge!
Bülent Cabir ŞERİFLER bölgesinde yaşayan ve öz kız kardeşinin cinayetinin  zanlısı olan Ömer Ziya DIKEN in bölgede elini kolunu sallayarak dolaşmasına, ölüm yatağındaki diğer kız kardeşine terör salmasına, tarlada çobanları darp etmesini duyup muhtemelen uzaklardan izlediğinde  : " Yesin bu suni Kürt kardeşler birbirini " deyipte şevkten orgazm mı oluyor diye sorası geliyor insanın!
 Bazı sosyoantropoloji ve pskoantropoloji uzmanları Nusayrilerin de İran Şiileri gibi sunilerden Hz. Ali’den günümüze kadar hep "zulüm" gördüklerini annelerinin sütüyle aşılanarak büyürler, büyütürler ve tüm yaşamları boyunca sunilere bu "acının " bedelini ödetme hevesiyle, heyecanıyla yaşarlar. Haklı olarak bu yüzbaşıda bu sendromun taşıyıcısı mıdır diye sorası geliyor insanın.
 Muhtemelen varlığında taşıdığı geleneksel suni düşmanlığını askeri okuldayken "parlak alevi çocuk "tur diye üst sınıftaki "ağabeylerinin " aşırı ilgisiyle yaşadığı travmalarla dahada mı körüklendi? 
 Rütbesi olmazsa bu adam bir hiç! Bunu  bildiği için mi jandarma ya "dört elle sarılmış " ve o gücü gönlünce kullanarak  yasalarda ve hiç bir ahlakta yeri olmayan zevkini çıkarıyor!
Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ruh hastalıkları uzmanlarına sesleniyoruz: Bu hybrid ve bir o kadarda tehlikeli "yaratığı " Jandarmanın öz menfaatleri içinde olsa muayeneye ve izlenime alın!
Sahada bir getirisi yok belki varlığında taşıdığı ve ender görünen sendromları uzmanlar tanıyarak psikiyatri ilmine katkı sağlarlar  ve gelecekte TSK’ye personel alımına böylelikle katkı sağlarlar.
 Saygılarımızla
2 notes · View notes
hanargelisim · 2 years ago
Text
A860...AİDİYET 1
.
.
HER toplumun her bireyinin ait olduğunu düşündüğü,
Ait olduğunu hissettiği,
Ait olduğunu kabul ettiği yaşam alanları, Siyasi, dini, ekonomik, güç, .. odakları ve merkezleri vardır.
Bu noktada bunların belirlenmesi için bir başlangıç olarak basit bir tablo için çaba gösterilebilir.
Benim içinde bulunduğum toplumsal yapı böyle bir incelemeye alınır ise,
Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Arap Nusayri Alevisi nerede duruyor olabilir.
.
Köken olarak Suriyeli Arap,
Din olarak Müslüman,
Özerk Din olarak Bütün peygamberi kutsayan Hz Ali'nin şaşmaz takipçisi şeklinde tanımlanan Arap Nusayri Aleviliği, Koruyucu anlamında Nasrani, mezhep olarak Sünni İslam'ın sevmediği ve dışladığı Kur'an'ı Kerim ve Muhammed takipçileri, Muhammedîler,
Vatandaş olarak yasaya göre Türk,
Konuştukları dil olarak Turkoarap,
Siyasi görüş olarak ekonomik çıkarlarına göre farklılık gösteren bir çeşitlilik içerisinde,
.
Analizler,
Arap milliyetçilisi olarak en az iki farklı yönelim göstereceklerdir.
Arap milliyetçiliği ve vatandaşlık bağları ile Türkiye'ye bağlı bir devletsever,
Arap milliyetçilisi ve kendisinin Arap dünyasına bağlı olduğunu hissedenler, ekonomik olarak Türkiye'ye, yaşam kaynağı olarak Arap dünyasına bağlı olduğunu hissedenler,
KENDİNE ETNİK Kökeni yok sayan ve yasaya göre tanımlama yapan, KENDİNE Türk diyenler,
Her şeyi ile Türkiye Cumhuriyetine bağlı olanlar,
Farklı Siyasi yönelimlerde olabilir, sadece Türkçe konuşur, Araplığından utanır,
Bir Türk milliyetçisi,
Bir sosyalist,
Bir komünist,
Bir ulusalcı olabilir.
Takiye yapanlar,
Arap olduğu halde kendine Türk diyenler,
Kendini Türk olarak tanımladığı halde ARAPlar arasında kültürü devam ettirenler,
Hiçbiri olmadığını düşünen ve sadece çıkarına göre devlet önünde Türk, TOPLUM önünde Arap olanlar,
Din olarak,
Kendilerine saf Alevi ve Ali'nin askerleri tanımlaması yapanlar, mezhep olarak Alevilik, Arap Alevi Nusayriler,
Aleviliğin bir Müslümanlık paralelliği Ali'nin ve Muhammed'in gerçek takipçileri olduklarını düşünen özerk Din içerisinde bir birey olduklarını düşünenler,
İslamiyet'in Vahdet fikrî ile Mehdi'yi yok sayan ve Cafer Sadık noktasında bütün müslümanlar ile bütünleşen akıl sahipleri,
Şeklinde basit tanımlamalar ile Arap Alevi Nusayrilerin ait olduklarını düşündükleri en görünen birkaç basit tanım.
Daha fazlası olduğu muhakkaktır.
.
.
HaNAR
.
.
        #thehanardevelopment #personalconstutionaltrials #hanargelisim #HaNARgelisim #hanargelisimtakvimi #theroad #birey #kişiselanayasadenemeleri #dive #kişiselanayasa #God #bakışaçısı #tasarım #religionofnewworldpeace #религиюмира
0 notes
kurtlercom · 4 years ago
Text
Haluk Levent Kimdir? Nerelidir? Kürt Mü? -Haluk Levent Biyografisi
Haluk Levent Kimdir? Nerelidir? Kürt Mü? -Haluk Levent Biyografisi
Sanatçı kişiliğinin yanı sıra sosyal destek konularında da gündeme gelen Haluk Levent kimdir? Haluk Levent Nereli? 26 Kasım 1968 Adana Yüreğir doğumlu olan Haluk Levent aslen Nusayri kökenlidir.Adana ve Mersinde Nusayriler vardır. Haluk Levent Kürt Mü? Haluk Levent Kürt mü? soruları sıklıkla gelmektedir.Haluk Levent Kürt değil Türk kökenlidir. Haluk Levent Kaç Yaşında? Haluk Levent 53…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
hetesiya · 4 years ago
Text
Devşirmelerin Uydurması: ETİ Türkleri
Tumblr media
İbrahim Aksoy
Gazi Üniversitesi’nde profesörlerden oluşan bir kurulu, “Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi” ile ilgili bildiklerini, 2016 tarihinde bir kitapta yayınlamışlar. Kitabı okuduktan sonra, bunlara profesör ve bilim kurulu diyebilmek için insanın zır cahil olması gerekiyor. Hacı Bektaş ile ilgili bir sürü masaldan sonra, Nusayrilerin “ETİ TÜRKLERİ” olduklarını bilimsel olarak ispatlamaya çalışıyorlar. Zavallılar görevleri gereği uydurma bir masal yazarlarken, çok zorlanmışlar. Devşirme Türkler, kendilerinin kim olduğunu bilmezler, bir DNA testi yaptırıp, kendilerinin kim olduklarını öğrenseler, daha iyi olur. Ondan sonra oturup, toplumsal bilimi ve kimin kim olduğunu öğrenip, öyle yazsınlar.
Nusayriler Kuzeydoğu Akdeniz’in, yani Amanos dağlarının 8-10 bin yıllık yerleşik toplumudur. Bilindiği gibi Şehir Devletleri döneminde, Doğu Akdeniz’de Palastinalar, Yudalar, Beni İsrail ve Nusayriler yaşıyorlardı. M.Ö.1003 tarihinde Kral Yakup (Yakup Peygamber) Palastinaları, Yudaları ve Beni İsrailleri bir devlet olarak birleştirdi ve Kudüs’ü de Başkent ilan etti. Kral Yakup bütün zorlamalara rağmen, Nusayri Devletini bir türlü kendi topraklarına katamadı.
Nusayriler Amanos Dağları, Tarsus Ovası, Antakya Ovası ve Halep Ovasına hakim, çok zengin bir devlete sahiplerdi. Ayrıca Lazkiye’deki doğal liman da Nusayri Devleti için çok önemli bir gelir kaynağı idi. Amanos dağlarında yetişen, bir cins ağaçtan yaptıkları gemilerle, bölgenin en eski gemicileri olduğunu da söyleyebiliriz. Kısaca Asya steplerinde yaşayan Türkmenler daha geyiklerin sırtında binip dolaşmayı bilmezken, Nusayri’ler yaptıkları gemilerle, Akdeniz’i dolaşıyor ve ticaret yapıyorlardı. 3000 yıldan fazla bir zamandan beri yazı kullanıyorlardı. Lazkiye, Halep ve Antakya 6000 yıldan daha eski Nusayri Devleti şehirleridir.  Bölgede yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan tarihi eserlerin çoğunun, Nusayri kültürüne ait olduğu biliniyor.
Nusayri Devleti (Suriye) M.Ö. 1300’lü yıllarda, Mısırlılarla- Hititliler arasındaki çekişmelerin ortasında kaldı. Bu çekişme sonunda, Antik Çağın Büyük Savaşı Kadeşte karşılaştılar. Taraflar yenişemedi ama her iki tarafın orduları bölgeyi talan ettiler. Kadeş’te, Mısırlılar ve Hititler savaştı ama savaşın bütün acıları Nusayrilerin yüreğinde kaldı. O gün Suriye için tarihin en acı günüydü diyebiliriz.
Suriye uzun süre Romalıların işgali altında kaldı. Halife Ömer döneminde, Müslüman Arap orduları bölgeyi işgal etti, halkı haraca bağladı ve Araplaştırmaya çalıştılar. Haçlı orduları ise bölgeyi işgal edip, iaşelerini buradan temin ediyorlardı. İşgalciler, her seferinde acımasız katliamlar ve talanlar da yapıyorlardı. Yavuz Selim döneminde bölge, Osmanlıların işgaline uğradı. Osmanlılar Kudüs’ü işgal edince, Palastinaları Müslüman ve Araplaştırdılar, ardından bunlar aracılığı ile Yahudileri bölgeden uzaklaştırdılar. Nusayriler de Müslümanlaştırma ve Araplaştırmayı çok denedi ama başarılı olamadılar.
Kral Yakup bütün çabalarına rağmen, Nusayrileri Musevileştirip, Yahudieştiremedi. Nusayri Devleti en uzun süre Cihatçı Arap Ordularının işgalinde kaldı. Her türlü baskı ve zulme rağmen, Nusayrileri Araplaştırıp, İslamlaştıramadılar. 300 Yıldan fazla bir zamanda Osmanlılar uğraştı, Nusayrı’ları Araplaştırıp, Müslümanlaştıramadı. Devşirme Türkler, 100 yıldan fazla her türlü yol ve yöntemi denediler ama Nusayrileri Müslümanlaştırıp, Türkleştiremediler.
Nusayri Devleti Kadim bir Devlettir, Dini de Zerdüşt’tür. Onları dönüştürmeye çalışan, Araplar, Osmanlılar ve Devşirme Türkler, on bin yıllık Nusayri medeniyetini dönüştürmek için yeterli medeniyete ve bilgiye sahip değillerdi. Sürekli kendi metotları olan, baskı ve zulmü onlara dayattılar. Katliamlardan sağ kalan Nusayriler dağlara ve ormanlık alanlarda gizlenmeye çalıştılar. Bölgenin acemisi olan, atlı askerler de gizlenme alanlarına girmekte zorlanıyorlardı.
Nusayriler her şeyle baş ettiler ancak dağlarda gizlenenler açlıkla savaşmak çok zorunda kaldılar. Osmanlılar da bunu çok iyi biliyorlardı, bu nedenle başka yollar denediler. Osmanlılar Nusayrileri Müslüman olarak görüyor ve Müslümanların sahip olduğu bütün haklardan onlar da yararlanacaktı. Bunun için 1870 Tarihinde, yayınlanan bir genelge ile Müslümanlığı kabul edip, köylere yerleşmek isteyenlere, ev, arazi verileceğini ve Cizye vergisini kaldıracaklarını ilan ettiler. Çok az bir kesim bu çağrı doğrultusunda İslam’ı kerhen kabul edip, köylere yerleştiler.
Osmanlı; yerleşim yerlerine Müslümanlaşmış kendi muhacirlerini de yerleştiriyordu. Bunları birbirleriyle evlenmeye zorluyor, evlenenlere ev, arazi ve para yardımı yapıyordu. Zerdüşt (Alevi) ibadethanelerini yıkıp, Aleviler sıkı takip altına alıyorlardı. Bu nedenle bölgeye bol miktarda Cami ve Mescitler yaptılar ve özel yetiştirilmiş Müslüman din adamlarını ve hafiyeleri bölgeye yerleştirildiler.
Osmanlı bunlarla da yetinmedi, Halep yöresinde meşhur Alevi katliamını başlattı. Yörede Alevi Kürtler de yoğun biçimde yaşıyorlardı. Bu katliamdan sağ kurtulan Kürtlerin bir kısmı, güneye doğru kaçtılar, ki Beyrut’un doğusundaki dağlık bölgede yaşayan Dürzi Kürtler, o katliamda kaçan Kürtlerdir. Bir kısmı da kuzeye doğuya kaçtı. Maraş, Malatya ve Sivas yöresinde dağlık bölgede yaşayan Kürtler, o katliamdan kaçan Kürtler. Kalan Alevi Nusayriler ise yüzleştikleri katliamlarla acıların, acısını yaşadılar.
Birinci Dünya Savaşında, 30 Ekim 1918 tarihinde Osmanlılar koşulsuz teslim oldular. Limni adasındaki Mondros limanında Bahriye Nazırı Rauf Bey (Orbay) General Somerset Arthur ve General Gough Carltrop tarafından Mondros ateşkes anlaşması imzalandı. Böylece Rauf Bey (Orbay) Osmanlı İmparatorluğunun anahtarını İngiliz ve Fransız Generallere teslim etti. Artık işgal edilmemiş toprakların ve İstanbul’un tek hâkimi ve Valisi İngiliz General Csarles Harrington’dur. Harrington işgal altındaki Şam’a da Fransız General Henri Gouraud’u Vali olarak atadı.
Şam valisi Fransız General Henri Gouraudo’nun desteği ile Lazkiye merkezli, Alevi özerk bölgesi ilan edildi. Adana Nusayrileri de Lazkiye yönetimine katılma, isteklerini bildirdiler. 1923 tarihinde bağımsızlığını ilan eden Nusayriler, 1925 tarihinde devlet olarak kabul edildiler. 1926 Ankara anlaşmasıyla, mevcut Suriye sınırının belirlenmesiyle, sadece Kürtler değil, Nusayriler de Fransa ve Paşalar Cumhuriyeti arasında paylaşıldı. 1930 yılında Lazkiye sancağı, 1936 yılında Suriye Vilayeti, 1942’de Suriye’ye bağlandı. Fransızlar 1939 tarihinde Antakya’yı, Paşalar Cumhuriyetine hibe ederek, çıkıp gittiler.
Paşalar Cumhuriyeti, Kürtlere karşı açıkça savaşırken, Alevi Nusayriler’e karşı ilan edilmemiş bir savaş sürdürdü. Alevileri aşağılamak için, bunlara Fellah Arap (Dinsiz) olarak adlandırılıp, devlet yönetiminden uzak tutuldular. Cumhuriyet tarihinde Nusayri Aleviler, General, Vali, Emniyet Müdürü ve Büyük Elçi olamadılar. Devletin desteği ile iş sahibi olmuş MÜSİAD içerisinde, bir tek Alevi Nusayri bulunmaz. Türkleştirmek ve Müslümanlaştırmak için devlet bölgeye bol miktarda Cami yaptı. Alevi Nusayri köylerindeki bu Camilere din adamları atandı.
Devşirme Türkler, utanmadan bilim adına, bugün Nusayri Alevilerin ETİ Türkleri olduğunu söyleyebiliyorlar.
Nusayri Aleviler; kim ve on bin yıllık şanlı bir geçmişe sahip olduklarını, çok iyi biliyorlar. Tarih boyunca direndiler ve varlıklarını sürdürdüler. 1926 Ankara anlaşmasıyla, Devşirme Osmanlı Paşaları ve Fransızlar kendi aralarında yaptıkları bir anlaşmayla, sınır belirleyip, Nusayri’eri ikiye böldüklerini düşünseler de, onların gönülleri hala birdir. Çünkü onlar şanlı bir geçmişin ve köklü bir medeniyetin çocuklarıdır.
Nusayriler, Kürtler ve Ermenilerin devletleşememelerinin sebebi İngiliz ve Fransızlardır. Eğer Lazkiye Alevi devleti varlığını sürdürseydi, sadece Paşaların işgali altındaki Nusayriler değil, bu Alevi Kürtler için de örnek olacaktı. Paşaların huzuru bozulmasın diye, İngiliz ve Fransızlar bu kararı aldılar. Suriye’de kalan Nusayri nüfusunu dengelemek için, Fransızlar gitmeden önce Antakya’yı paketleyip Osmanlı Paşalarına hediye ettiler.
Hacı Bektaş Veli Tekkesi, 1826 tarihinde II- Abdülhamit döneminde kapatıldı. Ondan tam yüz yıl sonra Mustafa Kemal ise, 1925 tarihinde 677 sayılı yasa ile tekrar kapatıp Postnişini de Amasya’ya sürgün etti. 1957 tarihinde Menderes mührü kırdı ve Tekkeyi yeniden açıtı. 1963 tarihinde dönemin Başbakanı Albay İsmet İnönü yeniden kapatmayı göze alamadı, Bakanlar Kurulu kararıyla orayı müzeye dönüştürdü. Eğer giriş kapısının üzerindeki “Hacı Bektaş Müzesi” yazılı mermer sökülüp atılırsa, altında gizlenen Hacı Bektaş Tekkesi yazısı ortaya çıkacaktır. AKP’de Kültür ve Turizm Bakanı olan Ertuğrul Günay, Kasım 2011 tarihinde Hacı Bektaş Tekkesinin içerisine Atatürk’ün heykelini dikti. Atatürk’ün kapısına mühür vurduğu ve hala resmen yasak olan yere, gidip Atatürk’ün heykelini dikmek, iki yüzlü riyakarlık değil de nedir? Eğer yüzünüzde tükürük istemiyorsanız, bırakın heykel dikmeyi, Hacı Bektaş Tekkesi üzerindeki 677 sayılı yasayla konan yüz yıllık yasağı kaldırın. Hangi yüzle kapısına mühür vurduğunuz, Hacı Bektaş Tekkesini ağzınıza alıyorsunuz?
“İslam ümmettir devleti olamaz.”
“İslam’ın devleti dünyadır.”
“Irka çağıran bizden değildir.”
İbrahim Aksoy
https://navkurd.net/2020/05/devsirmelerin-uydurmasi-eti-tuerkleri/
0 notes
vuslatahasret01 · 7 years ago
Text
SAPIK FIRKALARIN EN TEHLİKELİSİ: ŞİA
Ehl-i bid’at fırkalarının belki de en tehlikelisi budur. Şia, Ehl-i sünnetin başına tarih boyunca bela olmuş olan ve Yahudi asıllı münafık Abdullah ibni Sebe’nin temellerini attığı sapık bir fırkadır. Tarihleri boyunca gayri Müslimlerle savaşmamışlardır. Bütün savaşları Müslümanlara karşıdır. Bugün de fitnelerine tam süratle devam ediyorlar. Şia kendi arasında yirmi iki fırkadır, yani yetmiş üç fırkanın yirmi ikisi bunlardır. Şianın ehl-i sünnetten ayrıldığı ve neticede sapıttığı temel meseleler şunlardır;
*Ali radıyellahu anh’e ALLAH’ın hulul ettiğine inanıp Ali radıyellahu anh’i (haşa) ALLAH kabul edenler. Bugün Suriye’deki esed ve tebaası yani Nusayriler bunlardandır.
*Ali radıyellahu anh’i peygamber kabul edenler
*Ali radıyellahu anh hariç Aşere-i Mübeşşereyi tel’in edip (onlara lanet okuyup) cehennemlik olduklarını savunanlar (Aşere-i Mübeşşere, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in cennetle müjdelediği on büyük sahabedir ki, teberrüken (bereketlenmek için) ism-i şeriflerini buraya alıyorum:
Ebu Bekrini’s-Sıddık,
Ömer İbni’l-Hattab,
Osman İbni Affan,
Ali İbni Ebi Talib,
Abdurrahman Bin Avf,
Zübeyr Bin Avvam,
Talha Bin Ubeydullah,
Sad Bin Ebi Vakkas,
Ebu Ubeyde Bin Cerrah,
Said Bin Zeyd. ALLAH hepsinden razı olsun, bizleri de o büyük sahabilerin şefaatlerine nail eylesin…
*Aişe radıyellahu anha validemize zina iftirası atanlar
*Ashabın çoğunu tekfir edip Ebu Bekir ve Ömer radıyellahu anhuma’yı gâsıp olarak niteleyenler yani halifeliğin Ali radıyellahu anh’e ait olduğunu Ebu Bekir ve Ömer radıyellahu anhuma’nın zorla halifeliğe geçtiğini savunanlar. Bunlar ALLAH’ın aslanı olan Hazret-i Ali Efendimizi korkaklıkla ve hak karşısında susmakla itham etmiş oluyorlar. Çünkü ��ayet halifelik Ali radıyellahu anh’in hakkı olsaydı, kesinlikle korkup susmazdı.
*Ali radıyellahu anh’e sevgide ifrat edip (aşırı gidip) hasımlarını küfür ve dalaletle itham edenler
* Ramazan orucu ve beş vakit namazı inkâr edenler
*Ehl-i beytin haricinde yapılan hadis rivayetlerini kökten inkâr edenler
Ve daha nice sapık fikirler… Bu saydığımız fikirler açıkça küfürdür. Bir de fikirleri küfür derecesine varmayanları da vardır. O yüzden şiayı toptan tekfir sıkıntılıdır. Şiadan da, şianın sapık fikirlerinden de ALLAH’a sığınırız…
4 notes · View notes
zekiyuncuoglu · 5 years ago
Photo
Tumblr media
VEE YAHUDİ'NİN PATRONLUĞUNDA (KENDİ BİLMEZ, BİLENİ İSE ELBETTE İNKAR EDER) BİR KISIM AYNI ZAMANDA SİYASİ ERMENİ HAMİSİ FARS/ARAP ŞİA, ARAP ALİ'CİLER, BAZI NUSAYRİLER KOLKOLA DURUMDAN KENDİNE VAZİFE ÇIKARIP, TÜRKLÜK, AVŞARLIK MASKESİ TAKINIP, AMERİKAN DÜŞMANLIĞINI DA KOSTÜM YAPIP BAŞLAR ORYANTAL KIVIRMALARA😠 TÜRK ÜST SOYCULUĞU YERİNE TÜRKLÜĞÜ BÖLÜCÜ; BOYCULUK, DİNCİLİK, MEZHEPÇİLİK, TARİKAT, CEMAATÇİLİK YAPANLAR HEPİNİZ AVANE SÜRÜSÜNDE ACİLEN DEZENFEKTE EDİLMEK ZORUNDA OLUNAN BİRER MANKURTSUNUZ! EĞER AKLINIZI BAŞINIZA ALMAZ, ALAMAZSANIZ, ANT OLSUN Kİ; YARINLARDA KÖK YELELİ BOZKURTLARIN KADİM TÜRK TÖRESİ İLE HÜKMEDECEKLERİ ADALETLERİNE HAKSINIZ! #TÖRESİ_İLE_TÜRKLERİN_ADALET_GÜNÜNE_ANT_OLSUN 🤘 ☣️ 🤘 #ZEKİYÜNCÜOĞLU ☣️ #KÖKTÜRÜGMANAS 🌀 https://www.instagram.com/p/B66VO1nhoQv/?igshid=1qu89lb7rzuon
0 notes
43hm20 · 5 years ago
Text
بسم الله الرحمن الرحيم Eser: Quran, İncil, Hadis, Mektubatı Rabbani, @diwanairfan Havass: Alim ismi ve Hıdır Sırrı Meknun; Nüzulde 20. Hurufu Mukattaat; 43Zuhruf1: HM حٰمٓ Açılımı حم: حديث محمد HM: Hedîs Muhemmed Mecrun: İsrail oğullarının Nebileri gibi olan ümmetin alimleri. * UlamaiUmmet www.4hm20.tumblr.com Son Güncelleme 11 Kasım 2019 16:53√ Musa ✓Harun Yuşa Samuel ✓Davud ✓Süleyman ✓Yunus ✓İlyas ✓Üzeyr ✓Zekeriya ✓Yahya ✓İsa. * Hadis/Ebi Davud: Æulemae weresetu'l-enbiyai الْعُلَمَاءَ وَرَثَةُ الْاَنْبِيَاءِ Alimler Nebilerin varisidir. Æulema ummetî keenbiyai benî israîl عُلَمَاء اُمَّتٖى كَاَنْبِيَاءِ بَنٖى اِسْرَائٖيل Ümmetimin Alimleri İsrail oğullarının Nebileri gibidir. * Ümmetin Alimleri Beni İsrailin Nebileri, Bu hadisin uydurma olduğunu iddia edenler de hadis inkarcıları gibidir. Quran'da Beni İsrail Nebileri var mı?: Var. Ümmetin Alimleri onlar gibi midir? Evet. Öyleyse bu hadis sahih ve kaynağı Quran'dır. Hakikat bu. * Ey İnkarcılar ve uydurmacılar! Hadiste "Keenbiya=Nebiler gibi" deniliyor. Dört Halife Davud gibi halife değiller mi? Hüseyin, Yahya gibi Seyyid ve Şehid değil mi? İster inkar edin, ister uydurma deyin. İster inanın ister inanmayın bu hadisin kaynağı Quran'dır. Hakikat bu. * Ey ümnetin cühelası olan inkarcılar ve uydurmacılar! Neyi inkar ediyor, neye uydurma diyorsunuz?: Bu iki hadisteki tek farklı kelime "Varis ve Gibi" kelimeleridir. Quran'da Adem Halifedir. Davud da Halife. Yani Davud Ademe varis. Dört Halife Ademe ve Davuda varis. Hem Davud gibi halifeler. Bu hakikat. * Quran'ın hakiki müfessiri Resulüllah ve hakiki tefsiri onun hadisleridir. Öyleyse Hadislerin kaynağı Quran'dır. ... * UlemaiÜmmet, Harun gibi Vezirdir: (25Q35: Andolsun biz Musaya kitabı verdik ve onun yanında kardeşi harunu vezir yaptık.) Seyyid Kadri @diwanairfan #10d5: Emirim kah müşirim ben vezirim. Harun Musa yanında; Seyyid Kadri Şahı Nur, Resulüllah yanında vezir. * UlemaiÜmmet, Samuel gibidir? * UlemaiÜmmet, Davud gibi Halifedir: EbuBekir-Ömer-Osman-Ali-Hasan/Mehdi. (38Q26: يَا دَاوُدُ اِنَّا جَعَلْنَاكَ خَلٖيفَةً فِى الْاَرْضِ Ey Davud! Biz seni yerde Halife yaptık.) Hadis/Ebi Davud: خِلَافَةُ النُّبُوَّةِ ثَلَاثُونَ سَنَةً Nübuvvet hilafeti otuz senedir. * UlemaiÜmmet, Süleyman gibi Kitab/Dîwan başında ب B harfi/ Nokta ilmi ve İsmullah الله Allah ile başlar: (27Q30: بسم الله الرحمن الرحيم Bismillahi'r-Rehmani'r-Rehîm) Hz. Ali Celcelut'1: بدات ببسم الله Bede'tu BiBismillah Seyyid Kadri @diwanairfan #1d1: بحمد الله Bihemdillah. www.noktailmi.tumblr.com * UlemaiÜmmet, Yunus gibi bahr hali yaşar: (37Q140-146: ...Kura oku çekti kaydırılanlardan oldu... 31Q88: Ona icabet ettik ve onu gamdan kurtardık ve işte biz müminleri kurtarırız.) Ustad @diwanairfan #31d4; Bahr ile yunusu mahi Ahmed gibi olsun hami Kurtasın beni gönül bahrinden. * UlemaiÜmmet, İlyaslar-İlyas gibi-dir: (37Q130: سَلَامُ عَلٰٓى اِلْ يَاسٖينَ İlyaslar üzerine selam) Ustad @diwanairfan #48d7: Hıdır ile beraber ilyas gibi oturulan yeri yeşil…ederim. İmamı Rabbani 282. Mektub: Sabâh vakti toplanmışdık. İlyas ile Hızır rûhânî şekllerde geldiler. www.32elm25.tumblr.com * UlemaiÜmmet, İlahi kitabı yeniden yazdırmada Üzeyr gibidir: "Ümmetimin Uleması Beni İsrailin Nebileri gibidir" Hadisi, Quran'ı yeniden yazdıran Osmanın Beni İsrailin Nebisi gibi, Tevratı yeniden yazan Üzeyrin Beni İsrailin Nebisi ve 30 Peygamberden biri olduğunu isbat eder. www.31elm15.tumblr.com * UlemaiÜmmet, basedilmede Üzeyr gibidir: (2Q259: Allah onu öldürdü yüz yıl sonra basetti.) Hadis: Allah her yüz senenin başında bu ümmete din mücedddidi baseder. Hz. Ali Cafer Buhari Eşari Gazali Geylani Mevlana Nakşibend Fatih Suyuti Rabbani Dehlevi Halid Şahı Nur Tayyib Mehdi. www.muceddid.tumblr.com * UlemaiÜmmet, melekler tarafından müjdelenen Zekeriya gibidir: (3Q39: o mihrabda namazı ikame ederken, melekler ona nida ettiler: Allah seni Yahya ile müjdeler) Ustad @diwanairfan #35d9: Dediler selamun aminler Merheba ey bi zakirler Ne mutlu size ey aşıklar Müjde size ey amiller. * UlemaiÜmmet, Yahya gibi Seyyid ve başı kesilen Şehiddir: (3Q39: Allah seni Yahya ile müjdeler: Seyyiddir. 2Q91: önceden niye Allahın nebilerini katlediyordunuz) Seyyid Kadri @diwanairfan #45d6: Kerbela şehidi şahı hüseyin. #8d7: Ben kanı dökülmüş şehidim Kuş gibi başı kesilmişim. * Babasız doğan, Beşikte iken konuşan, Öldürülmeyip semaya kaldırılan İsa bir sonraki (16.) asırda yere inip evlenecektir. Bu konularda UlemaiÜmmet'ten İsa gibi olan yok ama Hıristiyanlar İsa'yı İlah edindikleri gibi İshaki ve Nusayriler de Ali'yi / 12 İmamı İlah edindiler. * UlemaiÜmmet, İsa gibi kendisine semadan sofra iner: (5Q114: Rabbimiz semadan üzerimize bir sofra indir. Bizim, önce ve sonrakiler için bayram ve senden mucize olsun.) Rivâyete göre İmam-ı Azam Ebû Hanîfe, duâ etti ve kendisine semâdan bir sofra indi⤵ http://www.haznevi.net/islam-kulturu/keramete-itiraz.html * UlemaiÜmmet, İlyas ile buluşmada İsa gibidir: [İncil/Markos 9:4: O anda Musa'yla İlyas öğrencilere göründü. İsa'yla konuşuyorlardı. İmamı Rabbani 282. Mektub: Sabâh vakti toplanmışdık. İlyas ile Hızır rûhânî şekllerde geldiler. * UlemaiÜmmet, su üzerinde yürümede İsa gibidir: [İncil/Matta 14:25: Sabaha karşı İsa, gölün üstünde yürüyerek onlara yaklaştı.] İmamı Rabbani 216. Mektub: ...Habîb-i Acemî, gemiyi beklemeyip, su üzerinden yürüyüp karşıya geçdi. Hasen-i Basrî ise, gemiyi beklemede kaldı... * UlemaiÜmmet, İsa gibi ölüyü çıkarır/diriltir: 5Q110-Allah: Benim iznimle ölüyü çıkarıyordun. 3Q49-İsa: Allahın izniyle ölüyü diriltirim. Ustad @diwanairfan #4d1: "Şahım hüsam büyük bir bedir Çürümüş kemiği diriltir." Ustad Seyyid Kadri de Maraşta asker oğlunu kabirden diriltti. * UlemaiÜmmet, İsa nefestir?: (5Q110: Ve hani iznim ile çamurdan kuş heyeti gibi yaratıp onda üfleyince iznim ile kuş oluyordu.) Seyyid Kadri @diwanairfan #30d18: Onun için ki o İsa nefes oldum. #51d6: Şiirimizin doğuşunda ben İsa himmet nefes. #33d7: Hani o İsa nefes> Şahı Nur. www.SahiNur.tumblr.com * UlemaiÜmmet, 61Q6'da Resulüllahı müjdeleyen misak Nebisi İsa gibi müjdeler: İmamı Rabbani 260. Mektubun sonunda Seyyid Kadri'yi müjdeleiştir: Kutb-i İrşâd, kemâlât-ı ferdiyyeye de mâlikdir. Çokaz bulunur. Asrlardan, çok uzun zemân sonra, böyle bir cevher dünyâya gelir. www.Mektubat260.tumblr.com * .
0 notes
seslimeram · 13 days ago
Text
Sesli Meram #488 - Yersiz Yurtsuz (09.12.2024)
Tumblr media
"Kimsenin kimseyi duymadığı bir zemindeyiz. Geleceğinin simsiyah olduğu gerçeğini çoktan muhteşem cuma indirimleri, gündelik bilme ne dizisinde ne olacak o bilmiyoruz kimin hikayesini takibe zorlanma, kesintisiz riya, aralıksız yalanlarla aksettirilen büyük güçlü ülke denirken ülkenin yurttaşının yaşadığı canhıraş psikolojik yıkımın / savaşımın göz ardı edildiği, birlikte yaşama pratiklerinin dün gayrimüslimi tehdit bilirken bugün ol Suriyeliler için yeniden imal edilebildiği bir zeminde hakikatten bahis ne zaman açılacak, söz konusu edilecektir! 27 Kasım’dan, bugün yarım asrı devirmiş Esad rejiminin filli sonuna kadar geçen sürede ortaya çıkan dengeler, dengesizlik halleri arasında bölgeye hiç ama hiçbir biçimde huzur verilebilecek midir? Amerika, Türkiye, İran, Rusya ve gizli özne İngiltere’nin başını çektiği bir şebekenin duraksamadan bir cehennemi bitirip hemen bir başkasını başlatabildiği bir zeminde, bugün o iktidarın tahayyülü olarak görülen ve handiyse Cihatçı yanlısı olmayan, Kürtler, Süryaniler, Ermeniler, Keldaniler, Kıptiler, Arap Aleviler (Nusayriler), Maruniler, Dürziler ve benzeri kadim halkların birlikte yaşam iradesini savuna geldikleri sahne neye evrilecektir? Dahası tam da bugün baş efendinin isteği doğrultusunda Halep, Humus, Şam diye ilerlemişken cihatçı çetelerin var edeceği en ufak bir kıvılcımın, ortaya bunca ekilmiş nefretin yanında, Türkiye’de kimi medya organlarında, bizatihi iletişim başkanlığı eliyle savunulan evini savunan insanları terörist, halen Kobane, Menbiç, Rakka, Deyr Ez Zor, Qamişlo gibi koca bir sahanlığı terör yuvası diye bildiren bir akla seza tahayyül karşısında sulhu, yaşamı konuşmak ne zaman söz konusu olacaktır ki? Beşşar Esad gider Ahmet El Şara nam-ı diğer Colani gelirken ya da getirilirken, Suriye’nin hakkının tanzimi, sulhun gerçekten var edilebilmesi ihtimalinin her nasıl söz konusu edilebileceğine dair en ufak bir tahayyül var edilebilecek midir, mesel buradadır. Birbirini sahiden duyabilen, anlayabilen, görebilen çözümü silahta bombada, kırımda, tehcirde, yok etmekte değil kelimelerle bulabilen bir gelecek söz konusu edilecek midir… sahiden?" sesli meram
podcast image credit: bloody dictator has fallen:::omar albam:::ap
0 notes
ulemaiummet · 5 years ago
Text
بسم الله الرحمن الرحيم Eser: Quran, İncil, Hadis, Mektubatı Rabbani, @diwanairfan Havass: Alim ismi ve Hıdır Sırrı Meknun; Nüzulde 20. Hurufu Mukattaat; 43Zuhruf1: HM حٰمٓ Açılımı حم: حديث محمد HM: Hedîs Muhemmed Mecrun: İsrail oğullarının Nebileri gibi olan ümmetin alimleri. * UlamaiUmmet www.4hm20.tumblr.com Son Güncelleme 11 Kasım 2019 16:53√ Musa ✓Harun Yuşa Samuel ✓Davud ✓Süleyman ✓Yunus ✓İlyas ✓Üzeyr ✓Zekeriya ✓Yahya ✓İsa. * Hadis/Ebi Davud: Æulemae weresetu'l-enbiyai الْعُلَمَاءَ وَرَثَةُ الْاَنْبِيَاءِ Alimler Nebilerin varisidir. Æulema ummetî keenbiyai benî israîl عُلَمَاء اُمَّتٖى كَاَنْبِيَاءِ بَنٖى اِسْرَائٖيل Ümmetimin Alimleri İsrail oğullarının Nebileri gibidir. * Ümmetin Alimleri Beni İsrailin Nebileri, Bu hadisin uydurma olduğunu iddia edenler de hadis inkarcıları gibidir. Quran'da Beni İsrail Nebileri var mı?: Var. Ümmetin Alimleri onlar gibi midir? Evet. Öyleyse bu hadis sahih ve kaynağı Quran'dır. Hakikat bu. * Ey İnkarcılar ve uydurmacılar! Hadiste "Keenbiya=Nebiler gibi" deniliyor. Dört Halife Davud gibi halife değiller mi? Hüseyin, Yahya gibi Seyyid ve Şehid değil mi? İster inkar edin, ister uydurma deyin. İster inanın ister inanmayın bu hadisin kaynağı Quran'dır. Hakikat bu. * Ey ümnetin cühelası olan inkarcılar ve uydurmacılar! Neyi inkar ediyor, neye uydurma diyorsunuz?: Bu iki hadisteki tek farklı kelime "Varis ve Gibi" kelimeleridir. Quran'da Adem Halifedir. Davud da Halife. Yani Davud Ademe varis. Dört Halife Ademe ve Davuda varis. Hem Davud gibi halifeler. Bu hakikat. * Quran'ın hakiki müfessiri Resulüllah ve hakiki tefsiri onun hadisleridir. Öyleyse Hadislerin kaynağı Quran'dır. ... * UlemaiÜmmet, Harun gibi Vezirdir: (25Q35: Andolsun biz Musaya kitabı verdik ve onun yanında kardeşi harunu vezir yaptık.) Seyyid Kadri @diwanairfan #10d5: Emirim kah müşirim ben vezirim. Harun Musa yanında; Seyyid Kadri Şahı Nur, Resulüllah yanında vezir. * UlemaiÜmmet, Samuel gibidir? * UlemaiÜmmet, Davud gibi Halifedir: EbuBekir-Ömer-Osman-Ali-Hasan/Mehdi. (38Q26: يَا دَاوُدُ اِنَّا جَعَلْنَاكَ خَلٖيفَةً فِى الْاَرْضِ Ey Davud! Biz seni yerde Halife yaptık.) Hadis/Ebi Davud: خِلَافَةُ النُّبُوَّةِ ثَلَاثُونَ سَنَةً Nübuvvet hilafeti otuz senedir. * UlemaiÜmmet, Süleyman gibi Kitab/Dîwan başında ب B harfi/ Nokta ilmi ve İsmullah الله Allah ile başlar: (27Q30: بسم الله الرحمن الرحيم Bismillahi'r-Rehmani'r-Rehîm) Hz. Ali Celcelut'1: بدات ببسم الله Bede'tu BiBismillah Seyyid Kadri @diwanairfan #1d1: بحمد الله Bihemdillah. www.noktailmi.tumblr.com * UlemaiÜmmet, Yunus gibi bahr hali yaşar: (37Q140-146: ...Kura oku çekti kaydırılanlardan oldu... 31Q88: Ona icabet ettik ve onu gamdan kurtardık ve işte biz müminleri kurtarırız.) Ustad @diwanairfan #31d4; Bahr ile yunusu mahi Ahmed gibi olsun hami Kurtasın beni gönül bahrinden. * UlemaiÜmmet, İlyaslar-İlyas gibi-dir: (37Q130: سَلَامُ عَلٰٓى اِلْ يَاسٖينَ İlyaslar üzerine selam) Ustad @diwanairfan #48d7: Hıdır ile beraber ilyas gibi oturulan yeri yeşil…ederim. İmamı Rabbani 282. Mektub: Sabâh vakti toplanmışdık. İlyas ile Hızır rûhânî şekllerde geldiler. www.32elm25.tumblr.com * UlemaiÜmmet, İlahi kitabı yeniden yazdırmada Üzeyr gibidir: "Ümmetimin Uleması Beni İsrailin Nebileri gibidir" Hadisi, Quran'ı yeniden yazdıran Osmanın Beni İsrailin Nebisi gibi, Tevratı yeniden yazan Üzeyrin Beni İsrailin Nebisi ve 30 Peygamberden biri olduğunu isbat eder. www.31elm15.tumblr.com * UlemaiÜmmet, basedilmede Üzeyr gibidir: (2Q259: Allah onu öldürdü yüz yıl sonra basetti.) Hadis: Allah her yüz senenin başında bu ümmete din mücedddidi baseder. Hz. Ali Cafer Buhari Eşari Gazali Geylani Mevlana Nakşibend Fatih Suyuti Rabbani Dehlevi Halid Şahı Nur Tayyib Mehdi. www.muceddid.tumblr.com * UlemaiÜmmet, melekler tarafından müjdelenen Zekeriya gibidir: (3Q39: o mihrabda namazı ikame ederken, melekler ona nida ettiler: Allah seni Yahya ile müjdeler) Ustad @diwanairfan #35d9: Dediler selamun aminler Merheba ey bi zakirler Ne mutlu size ey aşıklar Müjde size ey amiller. * UlemaiÜmmet, Yahya gibi Seyyid ve başı kesilen Şehiddir: (3Q39: Allah seni Yahya ile müjdeler: Seyyiddir. 2Q91: önceden niye Allahın nebilerini katlediyordunuz) Seyyid Kadri @diwanairfan #45d6: Kerbela şehidi şahı hüseyin. #8d7: Ben kanı dökülmüş şehidim Kuş gibi başı kesilmişim. * Babasız doğan, Beşikte iken konuşan, Öldürülmeyip semaya kaldırılan ��sa bir sonraki (16.) asırda yere inip evlenecektir. Bu konularda UlemaiÜmmet'ten İsa gibi olan yok ama Hıristiyanlar İsa'yı İlah edindikleri gibi İshaki ve Nusayriler de Ali'yi / 12 İmamı İlah edindiler. * UlemaiÜmmet, İsa gibi kendisine semadan sofra iner: (5Q114: Rabbimiz semadan üzerimize bir sofra indir. Bizim, önce ve sonrakiler için bayram ve senden mucize olsun.) Rivâyete göre İmam-ı Azam Ebû Hanîfe, duâ etti ve kendisine semâdan bir sofra indi⤵ http://www.haznevi.net/islam-kulturu/keramete-itiraz.html * UlemaiÜmmet, İlyas ile buluşmada İsa gibidir: [İncil/Markos 9:4: O anda Musa'yla İlyas öğrencilere göründü. İsa'yla konuşuyorlardı. İmamı Rabbani 282. Mektub: Sabâh vakti toplanmışdık. İlyas ile Hızır rûhânî şekllerde geldiler. * UlemaiÜmmet, su üzerinde yürümede İsa gibidir: [İncil/Matta 14:25: Sabaha karşı İsa, gölün üstünde yürüyerek onlara yaklaştı.] İmamı Rabbani 216. Mektub: ...Habîb-i Acemî, gemiyi beklemeyip, su üzerinden yürüyüp karşıya geçdi. Hasen-i Basrî ise, gemiyi beklemede kaldı... * UlemaiÜmmet, İsa gibi ölüyü çıkarır/diriltir: 5Q110-Allah: Benim iznimle ölüyü çıkarıyordun. 3Q49-İsa: Allahın izniyle ölüyü diriltirim. Ustad @diwanairfan #4d1: "Şahım hüsam büyük bir bedir Çürümüş kemiği diriltir." Ustad Seyyid Kadri de Maraşta asker oğlunu kabirden diriltti. * UlemaiÜmmet, İsa nefestir?: (5Q110: Ve hani iznim ile çamurdan kuş heyeti gibi yaratıp onda üfleyince iznim ile kuş oluyordu.) Seyyid Kadri @diwanairfan #30d18: Onun için ki o İsa nefes oldum. #51d6: Şiirimizin doğuşunda ben İsa himmet nefes. #33d7: Hani o İsa nefes> Şahı Nur. www.SahiNur.tumblr.com * UlemaiÜmmet, 61Q6'da Resulüllahı müjdeleyen misak Nebisi İsa gibi müjdeler: İmamı Rabbani 260. Mektubun sonunda Seyyid Kadri'yi müjdeleiştir: Kutb-i İrşâd, kemâlât-ı ferdiyyeye de mâlikdir. Çokaz bulunur. Asrlardan, çok uzun zemân sonra, böyle bir cevher dünyâya gelir. www.Mektubat260.tumblr.com * .
0 notes
erol25030 · 2 years ago
Video
youtube
ABD'nin Şii Fırkalarıyla İlişkisi.. Caferiler, Nusayriler ve İsmailîler ...
0 notes