#Memur
Explore tagged Tumblr posts
Text
2024 Kpss Lisans sorularını hazırlayan şahıslar Allahınız yok mu lan sizin.
9 notes
·
View notes
Text
2 notes
·
View notes
Text
Devletin Teminatının Olmadığı yerde Milletin Teminatı Olur mu?

Yürütmenin yargıya tepeden atamış olduğu memurlar (kendi adamları) ile yürütmedeki ve yasamadaki memurlar karşı karşıya gelmiş durumda. Ne de olsa bugüne kadar tüm kirli işlerini bu yargıya yaptırdılar.
Bahçeli sistem krizi yok dese de, sadece sistem krizi de yok! Sistem krizi ile iç içe girmiş yapısal bir kriz var. Yasama, yargı ve yürütme klikleri arasındaki gerilimin asıl nedeni de bu.
Düne kadar emir ve talimat ile AYM'ye karar aldıran Bahçeli (Jülistokratik MHP çetesi) ne oldu da şimdi AYM'yi "kapatmakla" tehdit eder hale geldi.
Bahçeli ve adamlarında AYM'yi kapatabilecek cesaretin zerresi yok!
İyisi mi yürütmenin (kendisini milletten üstün gören yetki diktatörlüğünün) son kalesi olan yürütme-yargısı AYM'yi ve diğer sözde yargı kurumlarını Bahçeli'yi beklemeden millet topyekün kapatsın!
Bu kurumların bugüne kadar millete bir faydası da görülmedi. Bu kurumlar ülke tarihi boyunca kendisini milletin üstünde gören bir avuç memur kastına çalıştı. Bu memur kastları da milletin devlete sunduğu olanakları kullanarak kendi kafalarına göre bir "kapitalist düzen" yarattı. Ama bu nasıl bir kapitalizm ise ortaya çıka çıka kapitalizmin ne evrensel ne de yerel normlarına dahi oturmayan feoktokratik ve müphem bir çete-kapitalizmi ortaya çıktı.
Bu çeteleri AYM gibi yürütme-yargısı değil, yargılasa yargılasa denetim usul/muhakeme kanunları ve denetim mahkemeleri yargılar!
Öyle yalandan tehditleri geçeceksin önce icraat görelim. Hadi paçan yiyorsa Bahçeli AYM'yi kapatta görelim! Sende o yürek var mı Bahçeli?
Yıllarca "devletin bekası" söyleminin arkasına saklanıp milletin temel haklarına çökme döneminiz artık bitti. Yaptığınız onca katliamlar, işkenceler, zulümler yanınıza kar mı kalacak sandınız!
"Devlet" diye isim mi olur? Gerçek ismini kullanmayan adamdan milliyetçi mi olur?
Milliyet-çiliği bile ayaklar altına alıp milleti tanımayanlar tabii ki anayasada tanımaz, kanunda tanımaz, her haltı yer. Bu nasıl bir milliyet-çilik ise Türklüğü/üniter kimliği mahkemeleştirmek için 15 Temmuz senaryosunu çevirir!
Millet niye bu temsiliyetist-memuriyetist zorbalığı tanımaya devam etsin ki? Teminatı olmayan devlet çete devletinden başka da bir şey değildir.
Çeteyseniz açıkça çıkıp "biz çeteyiz" diyin olsun bitsin. Öyle yalandan cumhuriyet gibi demokrasi gibi kavramların arkasına saklanmaya devam etmeyin.
O da olmuyorsa çıkın açıklayın "biz devlet değiliz" diyin, biz anayasa ile kanun ile kural ile yönetilmiyoruz, bu devleti bir avuç memur kastı idare ediyor diye millete beyan edin!
Ne de olsa devlet bile beyan esasına göre kurulur.
Bu ülkede devletin teminatı yok! Bir ülkede devletin teminatı yoksa o ülkede milletinde teminatı yok demektir.
Milletin teminatının olmadığı bir ülkede kurtuluşun tek yolu vardır; o da yasamada, yargıda ve yürütmede gerçekleşecek olan kurumsal denetimist devrimlerdir.
Ancak millet bu şekilde kendi temel hakları için ister seçilmiş olsun ister atanmış olsun temsiliyetizmden ve memuriyetizmden hesap sorabilir.
Temsiliyetizm ve memuriyetizm var oldu olalı devlet her zaman var olmuştur. Devletin-kitleselleşebilmesinin ve kitlelerin-devletleşebilmesinin yolu denetimle mümkündür. Aksi takdirde; ister cumhuriyet denilsin ister demokrasi denilsin tüm rejimler son çözümlemede bir memur kastları diktatörlüğünden başka da bir şey değildir.
Bir avuç bürokrasi mi hayatınızı nasıl yaşacağınıza karar verecek yoksa siz kendi hayatınızın yönetiminde söz ve hak sahibi mi olacaksınız?
Denetim mücadelesi ne sağ ne de sol meselesidir. Denetim meselesi siyaset üstü politik bir toplumsal proje meselesidir. Bir kişiye hak olan şey herkese de hak olmalıdır ki, toplum kendi deneylerinden dersler çıkararak denetimi tabandan tavana kadar yaşamın her alanına yayabilsin. Bu sayede de insan kurtarıcı aramayı bırakıp, kendi hayatının öznesi haline dönüşebilsin.
Kendi temel hakları için mücadele etmesini bilmeyen bir insan, ne işçiler adına, ne emekçiler adına, ne ezilenler adına, ne kadınlar adına, ne de gençler adına mücadele falan yürütemez. Yürütüyormuş gibi yapar ama farkında olsun ya da olmasın aslında temsiliyetizme ve memuriyetizme hizmet etmekten öteye de geçemez. Bu yüzden de kafasında ya kişileri kutsallaştırır ya partileri kutsallaştırır ya da devletleri kutsallaştırır. Bu da kendi özgür iradesinin ortadan kalkıp yerine kendisinden daha üstün olduğunu düşündüğü bir iradenin boyunduruğu altına girmesi sonucunu doğurur.
Halbuki her insan önce "ben" olduğu müddetçe "biz" olabilir ve kendi temel haklarına paralel olarak toplumsal haklar içinde mücadele edebilir. Ancak hayatın her alanında denetimist olmayı başarabilen bir insan tüm insanlığın global hak ve özgürlük mücadelesine yol gösterebilir. Emeğin emek, insanın insan üzerindeki tahakkümüne ve baskısına ancak denetimist yoldan son verilebilir! [1]
Dipnot
[1] AYM'nin Avrupa Konseyi ve AİHM-AİHS ile sözleşmesi/protokolü yok. Bu durumda AYM "seçilmenin seçimlerde teminatı yok" diyip seçilmeni (uluslararası hukuk açısından) AİHM'ne de gönderemiyor. AYM yürütmenin emrini yerine getirmek adına (yerel hukuktan) Can Atalay parodisi üzerinden sözüm ona sorunu çözmeye kalktı. Ama bu durumda da AYM hükümetin istediği kararı alamıyor. Yargı aslında hep yürütmenin-yasamanın yargısı/personeli idi. AYM'de ki memurlara onca kararı aldırıp sonrada aldırdıkları kararları, kanunları ve anayasayı tanımayanlarda yürütmedeki ve yasamadaki memur kastları. AYM'ye karar aldır sonrada AYM'yi terör yuvası olmakla suçla ne güzel di mi? AYM de adam olsun "seçilmenin seçimlerde teminatı yoktur" kararı ile birlikte Cumhurbaşkanının kanun olmayan 14 Mayıs CK'sını iptal ederek hükümeti düşürsün! Ne yani bu memur ilahları Allah'tan büyük mü? Devletten ve milletten daha mı büyükler? Bahçeli kim oluyor? Gerçek ismini kullanmayan adamdan ülkücü mü olur!
24.11.2023
Serhat Nigiz
#yürütme#yargı#memur#aym#diktatörlük#millet#toplum#kapitalizm#feoktokrasi#çete#usul#mahkeme#katliam#zulüm#devlet#milliyetçilik#cumhuriyet#türkçülük#temsiliyetizm#memuriyetizm#demokrasi#kanun#bürokrasi#özne#hak#özgürlük#denetimist#emek#yasama#sözleşme
2 notes
·
View notes
Text
Beni düşünme hiç
Bi'süre özleme
Bi'şeyler oldu.
2 notes
·
View notes
Text
İBB Memur Alımı Başvurusu Nasıl Yapılır?
İçindekiler
- İBB Memur Alımı Başvurusu Nasıl Yapılır?- Başvuru Tarihleri ve Yöntemi- Başvuru Sırasında Gerekli Belgeler İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 2025 yılı için toplam 1.532 memur alımı gerçekleştireceğini duyurdu. Bu kapsamda, itfaiye eri, zabıta memuru ve çeşitli unvanlarda personel istihdam edilecek. Başvurular, 10-16 Şubat 2025 tarihleri arasında elektronik ortamda kabul edilecek.
İBB Memur Alımı Başvurusu Nasıl Yapılır?
Başvuru Tarihleri ve Yöntemi
Adaylar, başvurularını 10 Şubat 2025'ten itibaren 16 Şubat 2025 tarihine kadar e-Devlet üzerinden gerçekleştirebilirler. Başvuru için https://www.turkiye.gov.tr/ibb-is-basvurusu adresi kullanılacaktır. Her aday, yalnızca bir kadro için başvuruda bulunabilir. Başvuru Sırasında Gerekli Belgeler - T.C. Kimlik Numarası: Adayın kimlik bilgileri doğrulanacaktır. - KPSS Sonuç Belgesi: İlgili puan türünde alınan sonuç belgesi. - Diploma veya Mezuniyet Belgesi: Başvurulan pozisyona uygun eğitim belgesi. - Sürücü Belgesi: İtfaiye eri ve zabıta memuru pozisyonları için en az B veya C sınıfı sürücü belgesi. - Diğer Belgeler: Pozisyona göre ek belgeler talep edilebilir. Eksik veya yanlış bilgiyle yapılan başvurular işleme alınmayacaktır. Gerçeğe aykırı beyanda bulunan adaylar hakkında yasal işlem başlatılacaktır. Hangi Bölüme Kaç Kişi Alınacak? Kadro Dağılımı İBB, toplamda 1.532 memur alımı yapacak olup, kadro dağılımı şu şekildedir: - İtfaiye Eri: 785 kişi - Zabıta Memuru: 315 kişi - Diğer Unvanlar: 432 kişi Diğer unvanlar arasında bilgisayar işletmeni, tekniker, mühendis, sosyal hizmet uzmanı, psikolog, sosyolog, şehir plancısı, veteriner hekim ve sağlık teknikeri gibi pozisyonlar bulunmaktadır. İtfaiye Eri Alımı - Toplam Kontenjan: 785 kişi - Eğitim Şartı: Ortaöğretim, ön lisans veya lisans mezunu olmak. - Sürücü Belgesi: En az B veya C sınıfı sürücü belgesine sahip olmak. - KPSS Puanı: En az 60 puan. Ayrıca, itfaiye eri adayları için boy ve kilo şartları da aranmaktadır. Erkek adayların en az 1.67 metre, kadın adayların ise en az 1.60 metre boyunda olmaları gerekmektedir. Ayrıca, beden kitle indeksinin 25 ile 30 arasında olması şartı aranır. Zabıta Memuru Alımı - Toplam Kontenjan: 315 kişi - Eğitim Şartı: Ortaöğretim, ön lisans veya lisans mezunu olmak. - Sürücü Belgesi: En az B sınıfı sürücü belgesine sahip olmak. - KPSS Puanı: En az 60 puan. Zabıta memuru adayları için de boy ve kilo şartları geçerlidir. Erkek adayların en az 1.67 metre, kadın adayların ise en az 1.60 metre boyunda olmaları ve beden kitle indeksinin 25 ile 30 arasında olması gerekmektedir. Diğer Unvanlar Toplamda 432 kişilik kontenjan aşağıdaki pozisyonlara dağıtılacaktır: - Bilgisayar İşletmeni: 150 kişi - Tekniker: 30 kişi - Mühendis: 181 kişi - Sosyal Hizmet Uzmanı: 2 kişi - Psikolog: 2 kişi - Sosyolog: 3 kişi - Şehir Plancısı: 10 kişi - Veteriner Hekim: 5 kişi - Sağlık Teknikeri: 4 kişi Bu pozisyonlar için adayların ilgili bölümlerden mezun olmaları ve KPSS'den en az 70 puan almış olmaları gerekmektedir. Başvuru Şartları Genel Şartlar - Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak. - Kamu haklarından mahrum bulunmamak. - Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinde belirtilen suçlardan mahkûm olmamak. - **Erkek adaylar için askerlikle ilişiği bulun Read the full article
0 notes
Text
Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Hazırlıkları Devam Ediyor
New Post has been published on https://lefkosa.com.tr/kamu-toplu-is-sozlesmeleri-hazirliklari-devam-ediyor-35430/
Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Hazırlıkları Devam Ediyor

Kamu toplu iş sözleşmeleri hazırlıkları sürüyor. Çalışanların hakları ve talepleri üzerine yapılan görüşmeler, sosyal diyalogun güçlenmesine katkı sağlıyor. Gelişmeleri takip edin ve önemli detayları kaçırmayın!
https://lefkosa.com.tr/kamu-toplu-is-sozlesmeleri-hazirliklari-devam-ediyor-35430/ --------
#2025 yılı#600 bin işçi#Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı#Hak-İş#Kamu#Kamu Koordinasyon Kurulu#maaş zammı#memur#toplu iş sözleşmeleri#Türk-İş#Ekonomi
0 notes
Text
DEVLET MEMURU ALIM İLANI
İçişleri Bakanlığı Sahil Güvenlik Komutanlığından:DEVLET MEMURU ALIM İLANIBaşvurular, 11-20 Kasım 2024 tarihleri arasında https://www.turkiye.gov.tr/sahilguvenlik- komutanligi-is-basvurusu internet adresi üzerinden e-Devlet kapısı vasıtasıylayapılacaktır. Başvuru ile ilgili detayların yer aldığı bilgilendirme kılavuzuna, http://www.sg.gov.trinternet adresinden ulaşılabilecektir.DEVLET MEMURU��
0 notes
Text
DEVLET MEMURU ALIM İLANI
İçişleri Bakanlığı Sahil Güvenlik Komutanlığından:DEVLET MEMURU ALIM İLANIBaşvurular, 11-20 Kasım 2024 tarihleri arasında https://www.turkiye.gov.tr/sahilguvenlik- komutanligi-is-basvurusu internet adresi üzerinden e-Devlet kapısı vasıtasıylayapılacaktır. Başvuru ile ilgili detayların yer aldığı bilgilendirme kılavuzuna, http://www.sg.gov.trinternet adresinden ulaşılabilecektir.DEVLET MEMURU…
0 notes
Text
Türkiye de İşçiler modern köleler midir - KENDİME YAZILARIM
Türkiye, vahşi kapitalizmin dayattığı 'efendi memur, köle işçi' kalıbına mı sokuluyor ? Dini kapitalizmin işçi sınıfına dayattığı modern kölelik, günümüzde tam olarak gelişmemiş ve demokratik olmayan ülkemizde, çalışma koşulları ve ücretler bir nevi modern kölelik değil midir?
0 notes
Text
Devlet Memurluğunun Sona Ermesi

Devlet Memurları Kanunu'nun 94. ve 98. maddeleri, memurluğun sona ermesine neden olan durumları düzenlemektedir. Devlet Memurluğunun Sona Ermesi gibi durumlar genel olarak üç ana başlık altında toplanabilir:Memurluğu sona erer. Read the full article
1 note
·
View note
Text
0 notes
Text
Vaziyete Dair Kısa Bir Değinme

İster Türkçü-temsiliyetizm olsun ister Kürtçü-temsiliyetizm olsun ya da Kürtçü-Türkçü ya da Türkçü-Kürtçü temsiliyetizm biçimleri olsun bu coğrafyada tüm temsiliyetist-kimlikçi siyasetler iflasın eşiğine gelmiş durumdadır.
Daha düne kadar Abdullah Öcalan’a “bebek katili” ve “terörist” diyen Devlet Bahçeli’nin aynı Öcalan’ı “çözümün adresi” olarak göstermesine bu millet alışamamışken, ne olup bittiğine kimsenin anlam verememesi de milletin nasıl aptal yerine konduğunun göstergesidir.
Lakin bu durum perdenin önünde millete gösterilen ile perdenin arkasında ise başka bir oyunun başka bir planın uygulanmaya çalışıldığı gerçeğini de değiştirmemektedir. Zira millete anlatılan hikaye ile gerçekte olan birbirinden çok farklıdır.
Gerçekte ise AKP, MHP, CHP, DEM vs. iktidarı ve muhalefeti yani temsiliyetist partiler hepsi vatandaşa karşı terörle suçlanmaktadır! Terör damgası yemekten kurtulmak için iktidar ve muhalefet partileri birbirlerine sıkı sıkı sarılmış olsalar da, ne yaparlarsa yapsınlar terör damgasından kurtulamamaktadırlar. Bu gerçeğin somut delilleri ise mikrofon faşizmine rağmen er ya da geç ortaya çıkacaktır.
AYM de bu konuyla ilgili bir dava var. Temsiliyetist-kimlikçi siyasi partilere terörizm ile ilgili dava açıldı. Dava her ne kadar “gizlilik” içinde yürütülse de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’de (AİHM) yargılama sürecine müdahil olarak davayı mercek altına almış vaziyettedir. Türkiye’nin de taraf olduğu AİHS sözleşmesindeki “kimlik şehri” nedeniyle hem devlet hem de temsiliyetist-terörist partiler köşeye sıkışmış durumdadır.
Her ne kadar İstanbul Sözleşmesi’nden “çıkarak” konuyu manipüle etmeye çalışsalar da, temsiliyetist-terörist partiler sert kayaya çarptılar. İktidarın verdiği refleksler iktidarı daha da çok muhalefete CHP’ye ve DEM’e mahkum etti.
Abdullah Öcalan’ı terörle suçlayan Devlet Bahçeli profili mi? Yoksa “teröre kucak açan” Devlet Bahçeli profili mi? Sizce hangisi gerçek? Hangisi yalan?
Dolayısıyla, bu “çözüm” hikayesi ya da hamlesi dünün hikayesi olmayıp 2021 yılından gelen bir dizi tersine patinajın devamı olarak da okunmalıdır.
2025’in sonuna doğru Abdullah Öcalan’ın salıverilmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Ne yapıp edip terörü bitirdik imajını verebilmek için, bu şekilde terörizmle suçlandıkları mahkemelerden kurtulmanın derdine düştüler.
Selahattin Demirtaş onca rüşvete rağmen bu oyuna ısrarla girmeyerek terörizm davasında taahhüt ettiği konumu koruyarak Bahçeli, Erdoğan ve yancılarının oyunlarını bozmuştu. Tutuklanarak içeri atılmasının da asıl sebebi buydu.
Burunları koku almaz Pervin ve Sırrı ikilisi Bahçeli ve Erdoğan adına Abdullah Öcalan ile görüşerek bildik senaryoyu devreye soktular!
Temsiliyetist partilerin süresi daraldığı için DEM’lilerin Bahçeli ve Erdoğan’ı ikna etmesi gerekiyor ki bu çabalardan bir sonuç çıkarabilsinler. Eğer sonuç çıkaramazlarsa hem içerde hem de dışarda Bahçeli ve Erdoğan’ın kurduğu bu ne idiğü belirsiz sistem en başta kendi başlarına çorap örecektir.
Diğer yandan CHP lideri Özer’in Erdoğan vari ters patinaj hamlelerini devreye sokması ise iktidar cephesini sıkıştıracak gibi gözükmektedir.
İktidar iktidarda iken yalnızlaşarak içten içe çöktüğünü gizlemeye çalışsa da, temsiliyetist-kimlikçi siyasetin iflasından dolayı iktidar ve devlet erki hamle yapamaz hale gelmiştir. Tutunacakları bir dal olarak Öcalan’a yapışmaları da bundandır.
İktidar kamu yararını ve kamu güvenliğini yaptığı temsiliyetist-terörist faaliyetler yüzünden kaybetmekle yüz yüze kalmıştır. Kamu yönetimini yanlış yönlendirdikleri için takdir yetkilerini bireysel çıkarları için kötüye kullanmakla suçlanmaktadırlar!
Bir an önce Abdullah Öcalan ile sevişip kaynaşmış gözükmek (“Türk ve Kürt kardeşliği”) için kolları sıvadılar. Yoksa terör damgası yemekten kurtulamıyorlar!
Suriye’de Rusya ve İran yancılığı yapan Türkiye bir yandan Suriye federe devletini kurarken, diğer yandan ise Kürtlere federal oluşum sağlayıp bir an önce Suriye’den çekilme derdine düşmüştür. Türkiye Suriye’de izlediği dış politikadan dolayı terörizm ile suçlanmak istememektedir. Yoksa neden Türkiye Esad hükümetine monte edilmiş İslamcı soslu liberal bir HTŞ hükümetini desteklesin ki?
Rusya İran’la birlikte yıllardır süren Baas politikasından vazgeçerek Esad’ı görevden alıp liberal HTŞ’ye görev verdi. SGD/YPG ve liberal DAİŞ’i destekleyen Batı ise şaşkınlığını İsrail’in Suriye’nin güneyini işgal etmesi ile atmaya çalışsa da, Türkiye’nin Rusya ve İran’ın Suriye politikasına yancı olacağı ise kimin aklına gelirdi ki!
Hal böyleyken; klasik sol ya da sağ reflekslerden tamamen kurtulup davulun iç sesine kulak vermek gerekiyor ki, davulun dışardan bize verilen sesinin hakikati ve gerçeği görmemizi istemeyenlerin çıkardığı sahte bir ses olduğunu da anlayabilelim!
Bürokratik Denetimist Düşünce hareketi (BDDH)
1.3.2025
#temsiliyetizm#kimlik#terör#terörist#akp#mhp#chp#pkk#devlet#memur#memuriyetizm#iktidar#muhalefet#faşizm#yasama#yargı#yürütme#manipülasyon#dezenformasyon#siyaset#politika#federal#suriye#bürokrasi#rusya#iran#türkiye#kürdistan#ortadoğu#dünya
0 notes
Text
Görevden Uzaklaştırma ve Hak Arama Yolları
Görevden uzaklaştırma, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 137. ve devamı maddelerinde düzenlenen bir tedbirdir. Bu yazıda, görevden uzaklaştırma tedbirinin tanımı, süresi, itiraz ve dava süreçleri, memurun hakları gibi konulara detaylı bir şekilde değineceğiz. Makale, memur, polis, jandarma, asker gibi görevden uzaklaştırma tedbiri ile karşı karşıya kalan kamu görevlileri için kapsamlı bir rehber sunmaktadır.
Görevden Uzaklaştırma Nedir?
Görevden uzaklaştırma, hizmette fiilen bulunması sakıncalı görülen memura, geçici olarak görev ve yetkilerinden el çektirilmesi işlemidir. Bu tedbirin amacı, açılan bir soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesini sağlamaktır. Görevden uzaklaştırma, soruşturmanın herhangi bir aşamasında alınabilir ve hatta soruşturma açılmadan önce de uygulanabilir. Ancak, görevden uzaklaştırma kararı verilen memur hakkında, bu kararın verildiği tarihten itibaren on iş günü içinde soruşturmaya başlanması zorunludur.
Görevden Uzaklaştırma Kararını Kim Verir?
Görevden uzaklaştırma kararını vermeye yetkili makamlar şu şekildedir:
Atamaya yetkili amirler
Bakanlık ve genel müdürlük müfettişleri
İllerde valiler
İlçelerde kaymakamlar
Bu makamlar, memurun görevden uzaklaştırılması konusunda karar verme yetkisine sahiptirler.
Görevden Uzaklaştırma Kararının Süresi Ne Kadardır?
Görevden uzaklaştırma süresi, disiplin kovuşturması ve ceza kovuşturması durumlarına göre değişiklik gösterir. Disiplin kovuşturması nedeniyle verilen görevden uzaklaştırma en fazla üç ay sürebilir. Bu süre sonunda, hakkında bir karar verilmemişse memur görevine iade edilir. Ceza kovuşturması nedeniyle görevden uzaklaştırılmışsa, yetkili amir her iki ayda bir durumu inceleyerek memurun görevine dönüp dönmemesi hakkında karar verir ve bu kararı ilgiliye yazılı olarak bildirir.
Görevden Uzaklaştırma Kararına Karşı İtiraz
Görevden uzaklaştırma kararına karşı itiraz yolu bulunmamaktadır. Ancak, bu karara karşı idari yargıda iptal davası açılabilir. İptal davasının yanı sıra, şartları oluşmuşsa maddi ve manevi tazminat davası da açılabilir. İdarenin her türlü iş ve eylemine karşı yargı yolu açıktır ve idari işlemlerin hukuka aykırılık gerekçesiyle iptali için dava açma hakkı bulunmaktadır.
Görevden Uzaklaştırma Tedbirine Karşı Dava Nasıl Açılır?
Anayasa’nın 125. maddesi gereğince, idarenin her türlü iş ve eylemine karşı yargı yolu açıktır. Görevden uzaklaştırma tedbirinin hukuka aykırı olduğunu düşünen memur, tedbirin uygulanmasından itibaren 60 gün içinde idari mahkemelerde iptal davası açabilir. Dava açmak için gerekli olan hukuka aykırılık gerekçeleri; yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönünden olmalıdır.
Görevden Uzaklaştırma Kararının Kaldırılması
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 143. maddesine göre, görevden uzaklaştırma kararı şu durumlarda kaldırılır:
Haklarında memurluktan çıkarma dışında bir disiplin cezası verilenler
Yargılamanın menine veya beraatine karar verilenler
Hükümden evvel haklarındaki kovuşturma genel af ile kaldırılanlar
Memurluğa engel olmayacak bir ceza ile hükümlü olup cezası ertelenenler
Bu kararların kesinleşmesi halinde, haklarındaki görevden uzaklaştırma tedbiri kaldırılır.
Görevinden Uzaklaştırılan Memurun Hak ve Yükümlülükleri
Görevinden uzaklaştırılan memurun bazı hak ve yükümlülükleri devam eder. Aylık hakları, sosyal haklar ve yardımlardan faydalanma durumları bu süreçte belirli kısıtlamalarla devam eder.
Görevinden Uzaklaştırılan Memurun Aylık Hakkı
Göreviyle ilgili olsun ya da olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi ödenir. Göreve dönülmesi durumunda eksik yatırılan miktar toplu bir şekilde geri ödenir. Ceza kovuşturmasının sonucunda mahkûmiyet hükmü kesinleşinceye kadar memurun hak ve yükümlülükleri devam eder.
Görevinden Uzaklaştırılan Memurun Sosyal Hakları
657 sayılı Kanun’un 187-213. maddelerinde düzenlenen sosyal hak ve yardımlar, görevden uzaklaştırılan memurlar için de büyük ölçüde devam eder. Emeklilik hakkı, çocuk yardım ödeneği, aile yardımı ödeneği, doğum yardımı, tedavi ve cenaze giderleri yardımı gibi sosyal yardımlardan yararlanmaya devam ederler. Ancak emeklilik hakkı ve lojman kullanımı konusunda bazı sınırlamalar vardır.
Görevden Uzaklaştırmanın Sonuçları
Görevden uzaklaştırma, memuriyetin sona ermesi anlamına gelmez. Bu tedbir geçici bir önlemdir ve memurun özlük hakları bazı kısıtlamalarla devam eder. Görevden uzaklaştırmanın kaldırılmasının ardından memur görevine geri döner ve hakları tam olarak iade edilir.
Sonuç
Görevden uzaklaştırma, kamu görevlileri için oldukça önemli ve hassas bir süreçtir. Bu süreçte, memurların haklarını bilmesi ve hukuki yollarla savunması büyük önem taşır. Görevden uzaklaştırma tedbirine karşı açılacak davalar ve itiraz süreçleri hakkında bilgi sahibi olmak, bu süreçte memurun mağduriyetini en aza indirecektir. Kamu görevlileri, görevden uzaklaştırma kararlarına karşı haklarını korumak için hukuki danışmanlık almalı ve süreci yakından takip etmelidir. Bu konuda uzman bir idare avukatı ile yola çıkmak ve hizmet almak önemlidir.
1 note
·
View note
Text
#işdünyası#insankaynakları#ekonomi#kariyer#liderlik#mobbing#pazarlama#memur#motivasyon#yerlisermaye#yerliüretim
0 notes
Text
Memur ve Memur Emeklileri için Zam Talepleri ve Gelir Vergisi Adaletsizliği
New Post has been published on https://lefkosa.com.tr/memur-ve-memur-emeklileri-icin-zam-talepleri-ve-gelir-vergisi-adaletsizligi-31974/
Memur ve Memur Emeklileri için Zam Talepleri ve Gelir Vergisi Adaletsizliği

Memur ve memur emeklileri için zam talepleri ve gelir vergisi adaletsizliğini ele alan bu içerikte, hakların savunulması ve ekonomik zorluklarla başa çıkma yolları hakkında bilgiler bulabilirsiniz. Adaletli bir gelir dağılımı için öneriler.
https://lefkosa.com.tr/memur-ve-memur-emeklileri-icin-zam-talepleri-ve-gelir-vergisi-adaletsizligi-31974/ --------
#Adalet#Ali Yalçın#enflasyon#gelir vergisi#kamu çalışanları#maaş artışı#memur#memur emeklisi#refah payı#zam talebi#Ekonomi
0 notes