#sağlıklı bitkiler
Explore tagged Tumblr posts
Text
#diet#natural#healthy plants#from nature#plants aromatic#form#su teresi#sağlıklı bitkiler#şifalıbitkiler#healthy#stay fit#tea time#tea
2 notes
·
View notes
Text
Hızlı Yaşlandıran Yiyecekler Nelerdir?
Hızlı Yaşlandıran Yiyecekler Nelerdir?
#AntioksidanEksikliği, #BeslenmeVeYaşlanma, #DoymuşYağlarVeYaşlanma, #GençKalmakIçinBeslenme, #Glikasyon, #HızlıYaşlanma, #HücreselHasarÖnleme, #OksidatifStres, #SağlıklıBeslenmeIpuçları, #SağlıklıYaşlanma, #SağlıklıYaşlanmaIpuçları, #SağlıksızBeslenmeEtkileri, #TıbbiBitkiler, #TıbbiVeAromatikBitkiler, #TransYağlarVeYaşlanma, #YaşlanmaBelirtileri, #YaşlanmaKarşıtıBeslenme, #YaşlanmaSüreci, #YaşlanmayıErtelemek, #YaşlılıkEtkileri https://is.gd/87Pg6A https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/blog/hizli-yaslandiran-yiyecekler-nelerdir/
Hızlı yaşlandıran yiyecekler hangileri hiç düşündünüz mü? Yediklerimiz, yaşlanma sürecini etkileyen bir dizi faktörü tetikleyebilir. Özellikle yanlış beslenme alışkanlıkları, vücudumuzun sağlıklı fonksiyonlarını sürdürmesini zorlaştırabilir ve hızlı yaşlanmaya katkıda bulunabilir. İşlenmiş gıdaların, şekerin, doymuş yağların ve tuzun aşırı tüketimi, metabolik sorunlara, iltihaplanmaya ve oksidatif stresin artmasına neden olabilir.
Hızlı yaşlandıran yiyecekler, yüksek şeker içeren besinler, glikasyon adı verilen bir süreci tetikleyerek, vücuttaki protein ve lipid moleküllerini hasara uğratabilir. Bu, cilt elastikiyetini kaybetmesine ve kırışıklıkların oluşmasına yol açabilir. Ayrıca, şeker ve işlenmiş karbonhidratlar kan şekerini hızla yükseltip düşürerek enerji dalgalanmalarına ve insülin direncine neden olabilir, bu da yaşlanma belirtilerini hızlandırabilir.
Hızlı Yaşlandıran Yiyecekler Nelerdir?
Tuz: Fazla alınan tuz; içeriğindeki sodyum sebebi ile hücre tampon sistemini bozarak, sağlıksız, hızlı yaşlanan hücre sayısını artırır. Potasyum ve kalsiyum mekanizmalarını bozarak kalp, damar, böbrek ve kemik sistemini alt üst eder. Tuz tüketimini en aza indirmekte fayda var. Çünkü vücudun tuza olan ihtiyacı çok az.
İşlenmiş Buğday, Un, Ekmek: Beyaz undan yapılan mamullerin, vücudunuzda faydalı olduğu hiç bir mekanizma yok. Aksine faydası olmadığı gibi yüzlerce yan etkisi var. İşlenmiş un ürünleri sindirilirken hem sindirim sistemini yorar hem de içeriği kalori nedeniyle zarar verir. Ayrıca; sağlıklı mayalanmamış ürünler bağırsak florasına zarar verir. İçerdiği gluten nedeni ile bazı bünyelerde çeşitli sorunlar çıkmasına neden olur.
Rafine Şeker: Beyaz Şeker yine içeriğinde hiç vitamin, mineral, protein bulunmayan sadece enerji veren ve açlık hissini bastıran değersiz bir üründür. Ayrıca lifsiz olduğundan çok kolay sindirilir. Bunun sonucunda ise kandaki şeker oranınız çok hızlı yükselir. Çabuk sindirildiğinden kan şekeri aniden düşme yönünde bir refleks verir. Bu durumda acıkmış oluruz. Vücudumuz hazır enerji kaynaklarına alıştığından gözümüz tatlıdan başka bir şey görmez. Bu esnada tüm metabolizmanız bu yüklenme sebebiyle hasar görür. Rafine şeker tüketimini sıfıra yakın azaltmanızda fayda vardır.
İlginizi çekebilir: Şeker Pancarından Şeker Nasıl Üretilir?
İşlenmiş Et ürünleri: Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş ürünler içinde zamanla oluşan nitrat bileşikleri vücut için çok zararlıdır. İşlenmiş et ürünleri hele hele uygun şartlarda hazırlanmamışsa tam bir kanserojen ve serbest radikal deposudur.
Fastfood: Yukarıda saydıklarımızın hemen hepsini içeren bonus olarak da bir büyük bardak bol glikoz şuruplu kola armağan eden bol kalorili bir besin. İçinde tuz, artı bazen çin tuzu (iştah açıcı bir lezzet katmak için), bol hamur, işlenmiş et ve şeker içeren bir menüyü her gün tüketmek demek ileride kanda yüksek trigliserit, yüksek kolesterol, kalp rahatsızlıkları anlamına geliyor. Ülkemizde kitlesel fastfood beslenme tarzının geçmişi 20 yılı henüz geçmedi. Bu nedenle fastfood ile beslenen nesil göreceli olarak çok yaşlı değil. Önümüzdeki yıllarda toplulumuzda bazı hastalıkların artması ile arasında bir bağlantı veya korelasyon görülebilir.
Kızartmalar: Yiyecekleri kızartarak pişirmek çok ilkel bir yöntemdir. Kızartma esnasında; yağın ve besinin sağlıklı içeriği yok olmakla kalmaz bu sağlıklı içerikler yerine zehirli maddeler açığa çıkar. Bu nedenle her tür kızartmadan uzak durmakta fayda var. Et ve sebzeleri pişirmenin en sağlıklı yolu haşlama veya buğulamadır. Bu şekilde besinlerin içeriği bozulmaz ve daha lezzetli, sindirimleri daha kolay olur. Özellikle kızartılmış etlerden uzak durmak gerekir.
Yaşlanma Karşıtı Yiyecekler Nelerdir?
Hızlı yaşlandıran yiyecekler, yaşlanmak kişinin cilt görünümünde ve iskelet sisteminde meydana gelen değişiklik olarak görülebilir. Yaşlanma; vücudumuzdaki hücrelerin kendi kendini yenilememesi olarak da algılanabilir. Bu süreci hızlandırmak veya yavaşlatmak kişiye bağlı bir durumdur. Sağlıklı organlar sağlıklı bir cilt ve kemik sistemi anlamına gelir. Özellikle karaciğer, beyin, mide, böbrek ve bağırsakların sağlıklı olması kişinin daha zinde olmasını sağlar.
Bazı yiyecekler vücudun genel sağlığına olumlu etki gösterirler. Öğünlerimizi bu besinlerden oluşturursak bunun olumlu yansımasını görmememiz imkansız. Nedir bu besinler?
Sebzelerden; Başta enginar, kereviz, soğan, sarımsak, marul,lahana, karnabahar, ısırgan otu, karahindiba, maydanoz, dere otu, ıspanak, kenger otu, deve dikeni, sinir otu, pırasa, çiriş, kara havuç, havuç, turp, kırmızı pancar, ışkın olmak üzere yenebilir hemen hemen tüm sebzeler.
Meyvelere dikkat etmek gerekir; aşılı veya hormonlu meyveler yerine dağ ve orman meyveleri çok faydalıdır. Fruktoz içeriği az meyveler iyi bir tercih nedenidir. Dut, kara dut, kara üzüm, doğal çilek, doğal incir, yabani armut, alıç, böğürtlen, yaban mersini, dikenli incir, taze ayı üzümü, turna yemişi, yabani kayısı (zerdali), kiraz, vişne, kızılcık, kuşburnu, limon sayılabilir.
Kuruyemiş olarak; ceviz, badem, fıstık, yer fıstığı, ay çekirdeği, fındık sayılabilir. Kuruyemişler bayat olmamalıdır. Az miktarlarda tüketilir.
Hayvansal besinlerden; yoğurt, kefir, kemik suyu, yumurta, çökelek, az yağlı veya yağsız kırmızı et, doğal tavuk veya diğer kuş cinsi etler ve balık sayılabilir.
Balık tüketimi çok önemlidir. Omega-3 alımı en iyi balıklar sayesinde olmaktadır. Hiç bir besin Omega-3 ihtiyacını karşılayamamaktadır. Özellikle tükettiğimiz sıvı yağlar Omega-3 bakımından yoksun ancak Omega-6 bakımından zengindir. Omega-3 olmadan vücuda alınan Omega-6 ve diğer omega türleri kalp ve damar sorunlarına zemin hazırlayabilmektedir. Ceviz ve keten tohumu gibi bitkilerde Omega-3’ün bitkisel versiyonu yoğun oranda bulunsa da bitkisel kaynaklardan gelen Omega-3’ün %1 lik bir kısmı vücut tarafından emilmektedir.
Yağlar; en iyi yağ zeytinyağıdır. Tüketebiliyorsak sızma türü zeytinyağları tercih edilmelidir.
#antioksidan eksikliği#beslenme ve yaşlanma#doymuş yağlar ve yaşlanma#genç kalmak için beslenme#glikasyon#hızlı yaşlanma#hücresel hasar önleme#oksidatif stres#sağlıklı beslenme ipuçları#sağlıklı yaşlanma#sağlıklı yaşlanma ipuçları#sağlıksız beslenme etkileri#Tıbbi bitkiler#tıbbi ve aromatik bitkiler#trans yağlar ve yaşlanma#yaşlanma belirtileri#yaşlanma karşıtı beslenme#yaşlanma süreci#yaşlanmayı ertelemek#yaşlılık etkileri
0 notes
Text
FAYDASİ - GOLD
Faydasi.net: Doğanın Şifasını Keşfedin - Bitkisel Çay Çeşitleri ve Şifalı Bitkiler!
Faydasi.net, doğadan gelen şifayı keşfetmeniz için bir kapı aralar. Bitkisel çay çeşitleri, bitki çayları isimleri, karışık bitki çayı, tüm şifalı bitkiler ve faydaları, şifalı bitkiler gibi anahtar kelimelerle dolu bu platform, sizlere doğal yaşamın getirdiği zenginlikleri sunar.
Bitkisel Çay Çeşitleri: Doğadan Gelen Lezzet!
Faydasi.net, bitkisel çay dünyasında bir yolculuğa çıkmanıza olanak tanır. Her damak zevkine hitap eden zengin bitkisel çay çeşitlerimiz, lezzetin yanı sıra sağlık dolu bir içim deneyimi sunar. Kışın ısınmak, yazın serinlemek veya sadece keyif almak için ideal seçeneklerle tanışın.
Bitki Çayları İsimleri: Şifalı Bitkilerin Adıyla Tanışın!
Faydasi.net, bitki çayları isimleri konusunda detaylı bilgiler sunar. Her bir bitkinin adını ve sağlık üzerindeki olumlu etkilerini öğrenerek, kendi ihtiyaçlarınıza uygun çayları seçebilirsiniz. Adaçayı, ıhlamur, nane gibi popüler bitki çaylarını yakından keşfedin.
Karışık Bitki Çayı: Doğanın Şifal�� Karışımı!
Karışık bitki çayı, farklı bitkilerin özenle seçilmiş kombinasyonlarıyla hem lezzetli hem de besleyici bir içecek sunar. Faydasi.net, size özel karışımların yanı sıra, karışık bitki çaylarının sağlık üzerindeki olumlu etkilerini detaylı bir şekilde açıklar.
Şifalı Bitkiler: Doğal Tedavinin Anahtarı!
Faydasi.net, şifalı bitkilerin faydalarını sizinle paylaşır. Her bitkinin sağlık üzerindeki etkilerini ve doğru kullanımını öğrenerek, şifalı bitkilerin gücünden en iyi şekilde yararlanabilirsiniz.
Faydasi.net ile Doğanın Şifasına Ulaşın!
Faydasi.net, bitkisel çay çeşitleri, bitki çayları isimleri, karışık bitki çayı, tüm şifalı bitkiler ve faydaları gibi konularda doğanın şifasını size getirir. Sağlıklı yaşam için Faydasi.net adresini ziyaret edin, doğanın nimetlerini keşfedin!
#Faydalı bilgiler#Faydasi.net#Bitkisel çaylar#Bitkisel çay tarifleri#Şifalı bitkiler#Bitki çaylar isimleri
668 notes
·
View notes
Text
🌬Dünya hayatı neden suya benzer?
“Onlara bir de dünya hayatının örneğini ver: “Dünya hayatı gökten indirdiğimiz bir suya benzer. Yeryüzünün bitkileri bu suyla iç içe geçer. Sonra bu bitkiler, rüzgârların saçıp savurduğu kupkuru bir ota döner. Allah her şeyin üzerinde güç ve iktidar sahibidir.”
Kehf sûresi, 45.
Dünya hayatı suya benzer!
🌊Allah Teâlâ dünyanın fani oluşunu suya benzetmiştir. Su girdiği kabın şeklini alır. Suyun rengi ve kokusu yoktur. Su durağan bir yapıda da değildir. Bazen buhar olur, bazen buz olur, bazen dolu olur, bazen su olur, kar olur.
Dünya kimsenin kalıcı mülkü değildir. Zira su da kalıcı değildir. Hava ısınınca buharlaşır, soğuyunca buz olur, akınca tatlı, durunca kokuşmuş olur. Sular yazın sıcağında buharlaşır, parçalanır, toz zerreciklerine dönüşür, diğer toz zerrecikleriyle bulutlara dönüşür ve başka yerlere rüzgârın yardımıyla gider. Deniz suyu acıdır; içilmez ama buharlaşınca tertemiz olur ve içilir. Buharlaşmadıkça fayda vermez. Dünya da bazen böyledir.
El değiştirmedikçe, şekil değiştirmedikçe fayda vermez. Kimisi için faydadır, kimisi için zarardır. Dünya bazıları için tatlı bir nehirdir, bazıları için tuzlu okyanustur. Bazıları su dünyasında yüzmesini bilir. Bazıları ise bu dünyada boğulur.
🫧Dünya kimsenin elinde kalmaz. Su gibi akar gider. Su nasıl ki bir halde sabit kalmaz; dünya da bir halde sabit kalmaz. Bazen çekicidir, bazen iticidir, bazen güzeldir, bazen çirkindir…
💧Dünya hayatı suya benzer. Temel ihtiyaçtır ama fazlası zarardır. Suyu ihtiyaç kadarıyla içen, sağlıklı olur, fazla içen ise sağlığından olur. Dünya hayatı su misali; azı karar, çoğu zarardır.
💦Yüzmeyi ne kadar iyi bilsen de okyanusta yorulursun ve boğulursun. Kıyıya yakın yerlerde yüzersen kurtulma şansın daha yüksektir. Okyanus gibi dünyada yüzersen yorulur ve boğulursun.
🌫Derin olmayan dünyada yüzmelisin kıyıya yakın durmalısın. Zira kendini dünyanın derin çukurlarından ancak böyle kurtarırsın.
Rabbim bizleri dünyanın faniliğinden haberdar olan kullarından eylesin!
**Murat Padak
13 notes
·
View notes
Text
Karamuk Nedir?
Karamuk, enfeksiyonlarla mücadele eden ve bağışıklık sistemini güçlendiren bir bitkidir. Karamuk meyvesi ise, lezzet ve besin değeri bakımından zengin olup, çeşitli yemeklerde kullanılıyor. Bu özellikleriyle karamuk, sağlıklı bir diyetin önemli bir parçası olarak dikkat çekiyor.
Modern tıbbın hayati çözümler sunduğu bir dönemde, alternatif tıp da yüzyıllardır insanlığın şifa bulma çabasında yanında yer alıyor. Bu eski ve gizemli dünyada, doğal bitkilerin önemi tartışılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor; onlar, çay olarak demlendiğinde ya da bazen çiğ, bazen pişmiş olarak tüketildiğinde, yaşamın özünden gelen bir iyileşme sözü veriyor.
Berberis Vulgaris, yani halk arasında kadın tuzluğu veya karamık olarak bilinen karamuk bitkisi, şifalı bitkiler dünyasında öne çıkıyor. Geniş bir yelpazede sağlık faydaları sunan bu bitki, alternatif tıp dünyasında değerli bir kaynak olarak kendini gösteriyor. Karamuk, doğanın sunduğu zenginlikler arasında, tıpkı bir hazine gibi parlayan bir mücevher niteliğinde.
Kaynak: (Vahdaniyet Haber Sitesi) https://www.vahdaniyet.com/karamuk/
2 notes
·
View notes
Text
Fungi's Symbiotic Relationship With Plants
The breaking down performed by fungus in the soil provides minerals to nourish plants, which develop quickly and become stronger than before. At the same time, the plant feeds this fungus by providing it with sugar, amino acids and other important organic substances. For example, orchids that fail to enter into such a partnership life with fungi soon die and many forest trees gradually come to the drying stage. When fungi and fungus spores are applied to them, they revert to normal growth.90 To put it another way, fungi are essential to the life of plants, one of the most important components of life.
The Mycorrhizae that enter the tree roots and supply them with food also help the roots cling to rocky places. Furthermore, this fungus protects the pine trees' roots from various diseases. The only thing this talented fungus, which fixes the tree in position, protects it from various diseases and extracts and releases phosphorus, other nutrients in the soil and water to share with the plant, receives in return is a quantity of sugar.
In this simple example, the illogicality of the false mechanisms of evolution are plain to see. According to evolution, each living thing should be engaged in an individual struggle for survival, but here, they actually strive to keep one another alive. Moreover, the way that a plant possessing photosynthesis, seeds, and leaves that are a major source of oxygen stands in need of fungal cells too small to be seen with the naked eye, is another serious question for Darwinists. Despite structural perfection in all regards, plants still depend on other tiny living things. Their very special and complex systems are unable to extract food from the soil by themselves. How can it be that this property does not occur in these superior species, but manages to occur in a microorganism?
As with the thousands of similar questions, Darwinists are in a state of grave doubt when it comes to answering this one. They propose an inconsistent process of evolution that never actually happened. Coming up with stories for such a fictitious process is hardly scientific. If microorganisms invisible to the naked eye accomplish what giant trees and different varieties of plant cannot, that exhibits the incomparable and superior intellect of Allah, Who created them.
Allah has revealed in the Qur'an:
That is Allah, your Lord. There is no god but Him, the Creator of everything. So worship Him. He is responsible for everything. (Surat al-An‘am, 102)
Mantarlar Bitkilerle Simbiyotik İlişki İçindedirler
Mantarın toprakta gerçekleştirdiği ayrıştırma bitki için mineral, yani besin sağlamaktadır. Bu şekilde hazır mineralleri ve organik bileşikleri elde eden bitki kısa bir süre içinde gelişir ve eskisinden çok daha sağlıklı olur. Bitki, aynı zamanda kendisi için besin üreten bu konuğunu şeker, amino asit ve diğer bazı organik maddelerle besler. Bu ilişki, tüm bitkiler için son derece büyük bir öneme sahiptir. Örneğin bu mantarlarla ortak bir yaşam içine girmeyen orkideler ölmekte, pek çok orman ağacı zamanla kuruma aşamasına gelmektedir. Söz konusu ağaçların bulunduğu alana uygun mantarlar ve mantar sporları yerleştirildiğinde ise ağaçlar normal bir büyüme evresine girmektedir.90 Başka bir deyişle mantarlar, canlılığın en önemli üyelerinden bitkilerin yaşamı için mutlaka gereklidirler.
Ağaçların köklerine yerleşerek onlara besin sağlayan Mycorrhizae, aynı zamanda ağaçların kayalıklarda tutunacak yer edinmeleri için de gereklidir. Ayrıca bu mantar, köklerine yerleştiği çamları çeşitli kök hastalıklarından da korumaktadır. Ağacı bulunduğu yerde yerleşik kılan, onu çeşitli hastalıklardan koruyan ve onunla paylaşmak için fosforu, topraktaki diğer besinleri ve suyu çekip çıkaran bu akıllı ve üstün yetenekli mantarın karşılığında aldığı yegane şey ise bir miktar şekerdir.
Evrimin sahte mekanizmalarının mantıksızlığı ve imkansızlığı bu ve bunun gibi çeşitli ortak yaşam örneklerinde açıkça ortaya çıkmaktadır. Evrime göre tek başına bir yaşam mücadelesi içinde olması gereken bu canlılar, evrim mantığının tam tersine birbirlerinin hayatta kalabilmeleri için çabalamaktadırlar. Üstelik; fotosentez özelliği, üstün bir bilgi bankası olan tohumu, oksijen ve su döngüsünün en önemli kaynağı olan yaprakları ile kusursuz bir canlı olan bitkinin yaşayabilmek için gözle görülmeyen mantar hücrelerine ihtiyaç duyması yine Darwinistlere göre büyük bir soru işaretidir. Çarpık evrim mantığına göre düşünüldüğünde, her yönüyle mükemmelliğe işaret eden değişimler geçirmiş olmasına rağmen bitkiler, en önemli ihtiyaçları için başka canlılara bağımlı kalmışlardır. Son derece özel ve kompleks sistemlere sahip olmalarına rağmen, topraktan kendi kendilerine besinlerini alamamaktadırlar. Bu üstün nitelikli canlılarda gelişemeyen bu özellik, nasıl olup da bir mikroorganizmada gelişebilmektedir?
Darwinistler kendilerine sorulan yüzbinlerce benzer soruda olduğu gibi bu sorunun cevabında da büyük bir tutarsızlık ve tereddüt içindedirler. Darwinistler hiçbir şekilde yaşanmamış bir evrim sürecini savunmaktadırlar. Yaşanmayan böyle bir süreç için hikayeler üretmek elbette bilimselliğe sığmamaktadır. Dev ağaçların ve birbirinden çeşitli bitkilerin yapamadıklarını, gözle görülemeyen mikroorganizmaların yapmaları ise, ancak onları yaratan Allah'ın benzersiz ve üstün aklını sergilemektedir. Allah Kuran'da şöyle buyurmuştur:
Gaybın anahtarları O'nun katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır. (En'am Suresi, 59)
#mushrooms#herb#plants#bitkiler#doğa#evren#dünya#mantarlar#picture#resim#wallpaper#forest#orman#yemek tarifleri#food#music#insan#world#earth#documentary#belgesel#bilim#science#microblog#quantum physics#atom#kuran#ayet
4 notes
·
View notes
Text
Doğrulama önyargısı, bir kişinin mevcut inançlarını veya fikirlerini doğrulamaya yönelik bilgiye veya kanıtlara daha fazla ağırlık verme eğilimidir. Bu önyargı, bireyin, kendi görüşlerini veya inançlarını destekleyen kanıtlara daha fazla değer verip, bu kanıtları kabul etmeye daha meyilli olmalarına sebep olur. Buna karşın tam tersi olan, kendi fikirlerini veya inançlarını çürütebilecek kanıtları veya bilgileri de reddetme veya göz ardı etme davranışı gösterir. Doğrulama önyargısı aynı zamanda, tarafsız bir şekilde bilgiyi değerlendirmemizi engellerken, düşüncelerimize, inançlarımıza veya yanılgılarımıza daha fazla bağlı kalarak sabit düşüncelerimizin güçlenmesine yol açabilir. Örneğin bir kişi sadece şifalı bitkiler yardımıyla hastalığının iyileseceĝine inanıyor ve sadece bu inancı destekleyen araştırmaları okuyup, şifalı bitkilerin faydalarını vurgulayan bilgilere odaklanıyorsa, bu kişi için modern tıbbın sunduğu diğer tedavi seçeneklerine veya alternatif görüşlere karşı daha az açık fikirli olduğunu söyleyebiliriz. Yine siyasi bir partinin politik görüşlerine veya bir ideolojiye aşırı bağlılık da bu fikirlerin daha fazla desteklenmesini sağlarken, karşıt görüşte olanlarınkinin reddedilmesiyle daha dirençli bir savunma hali oluşturabilir. Sadece köpekleri evcil hayvan kabul edenlerin kedileri görmezden gelmesine ve sadece köpek videolarını izleyerek kendi düşüncesini destekleyen fikirlere daha fazla izin vermesine sebep olabilir. Unutmayın, açık fikirli olmak ve farklı görüşleri değerlendirmek, daha kapsamlı bir anlayış ve daha objektif bir bakış açısı geliştirmemizi sağlar. Doğrulama önyargısından kaçınarak, bilgiye daha tarafsız bir şekilde yaklaşabilir ve daha sağlıklı sonuçlara ulaşabiliriz. içaforiz
1 note
·
View note
Text
Doğal ortamda beslenen hayvanların et ve sütünün daha sağlıklı olduğu belirtildi
Merkezi Aydın’da bulunan ve başta Aydın ili olmak suretiyle Ege Bölgesi’ndeki endemik bitkiler üstündeki emekleri ile dikkat çeken Karya Farma HBX Ar-Ge, garip bir çalışmaya daha imza attı. Çalışmalarını ADÜ Teknokent’te sürdüren ve bugüne dek 18 patente haiz olan Karya Farma, organik bitkilerde olduğu benzer biçimde hayvansal gıdalarda da naturel ve organik beslenen hayvanların et ve sütünün…
View On WordPress
0 notes
Text
Evinizde Rahatlatıcı Bir Atmosfer Yaratmanın Yolları
Ev, günün yorgunluğunu attığınız, dinlendiğiniz ve keyifli anlar geçirdiğiniz özel bir mekandır. Evinizde rahatlatıcı bir atmosfer yaratmak, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığınız üzerinde olumlu etkiler yapar. Peki, evinizde nasıl daha huzurlu ve konforlu bir ortam oluşturabilirsiniz? İşte evinizde rahatlatıcı bir atmosfer yaratmanın etkili yolları.
Doğru Aydınlatma Seçimi
Aydınlatma, evinizin atmosferini belirlemede en önemli faktörlerden biridir. Doğru aydınlatma seçimi, mekanın ambiyansını büyük ölçüde etkiler.
Yumuşak Işıklar Kullanın
Aşırı parlak ışıklar yerine, yumuşak ve sıcak tonlarda aydınlatma tercih edin. Lambaderler, abajurlar ve LED ışık şeritleri, mekana sıcaklık katarak daha rahatlatıcı bir ortam oluşturur.
Doğal Işığı Maksimuma Çıkarın
Gün ışığı, hem ruh halinizi iyileştirir hem de enerjinizi artırır. Perdeleri açık tutarak doğal ışığın evinize girmesine izin verin. Gerekirse, aynalar kullanarak ışığı yansıtarak mekanları daha aydınlık hale getirebilirsiniz.
Doğal ve Bitkilerle Dekorasyon
Bitkiler, evinize hem estetik bir görünüm kazandırır hem de havayı temizleyerek daha sağlıklı bir ortam oluşturur.
Havadar Bitkiler Seçin
Orkide, kaktüs, paşa kılıcı gibi havadar bitkiler, düşük bakım gerektirmeleri ve hava temizleme özellikleri ile ideal seçeneklerdir. Bitkileri odalara yerleştirerek doğal bir atmosfer yaratabilirsiniz.
Bitki Bakımını İhmal Etmeyin
Bitkilerin sağlıklı kalması için düzenli sulama, doğru ışık ve uygun saksı seçimi önemlidir. Bitkilerinizin bakımını ihmal etmeden, onların sağlıklı büyümesini sağlayarak evinize canlılık katabilirsiniz.
Rahat ve Konforlu Mobilyalar
Mobilya seçimi, evinizin rahatlatıcı atmosferini belirlemede kritik bir rol oynar. Hem estetik hem de konforlu mobilyalar, evinizde huzurlu bir ortam yaratmanıza yardımcı olur.
Ergonomik Mobilyalar Tercih Edin
Ergonomik tasarıma sahip mobilyalar, hem fiziksel rahatlık sağlar hem de uzun süreli kullanımda konfor sunar. Özellikle oturma odası ve çalışma alanlarında ergonomik sandalyeler ve koltuklar tercih edilmelidir.
Doğal Malzemeler Kullanın
Ahşap, bambu gibi doğal malzemelerden yapılmış mobilyalar, evinize sıcak ve samimi bir hava katar. Doğal dokular, mekanda daha huzurlu ve dengeli bir atmosfer oluşturur.
Aromaterapi ile Koku Düzenleme
Koku, atmosfer üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Doğru koku seçimi, evinizde rahatlatıcı bir atmosfer yaratmanın önemli bir parçasıdır.
Esansiyel Yağ Difüzörleri Kullanın
Lavanta, nane, okaliptüs gibi esansiyel yağlar, zihni rahatlatır ve stresi azaltır. Difüzörler aracılığıyla bu yağları yayarak evinizde huzurlu bir ortam oluşturabilirsiniz.
Kokulu Mumlar ve Tütsüler Kullanın
Kokulu mumlar ve tütsüler, mekana hoş kokular eklerken aynı zamanda görsel bir şölen sunar. Seçtiğiniz kokuların mevsime ve mekana uygun olmasına dikkat edin.
Renk Paletinin Önemi
Renkler, mekanın enerjisini ve atmosferini belirlemede önemli bir rol oynar. Doğru renk seçimi, evinizde istediğiniz atmosferi yaratmanıza yardımcı olur.
Sakinleştirici Renkler Kullanın
Mavi, yeşil, lavanta gibi sakinleştirici tonlar, rahatlatıcı bir atmosfer oluşturur. Bu renkleri duvarlarda, mobilyalarda veya aksesuarlarla kullanarak huzurlu bir ortam yaratabilirsiniz.
Canlandırıcı Renklerle Dengeli Kullanım
Renk paletinde dengeyi sağlamak için sakinleştirici renklerin yanı sıra, canlı renklerden de küçük dokunuşlar ekleyebilirsiniz. Bu, mekana enerji katarken aynı zamanda huzur dolu bir ortam sağlar.
Düzen ve Temizlik
Düzenli ve temiz bir ev, zihinsel rahatlık sağlar ve stres seviyenizi azaltır. Evinizde huzurlu bir atmosfer yaratmak için düzen ve temizlik konularına özen gösterin.
Minimalist Dekorasyon
Az eşya ile minimalist bir dekorasyon tarzı benimseyerek, evinizde ferah ve geniş bir alan hissi yaratabilirsiniz. Gereksiz eşyaları ortadan kaldırarak, mekanda düzeni sağlayabilirsiniz.
Düzenli Temizlik Rutinleri Oluşturun
Evinizi düzenli olarak temizlemek, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığınız için önemlidir. Temizlik rutini oluşturarak, evinizin her zaman temiz ve düzenli kalmasını sağlayabilirsiniz.
Ses ve Müzik
Sesler, atmosfer üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Doğru ses düzenlemeleri ile evinizde rahatlatıcı bir ortam yaratabilirsiniz.
Doğal Sesler Ekleyin
Doğal sesler, örneğin su sesleri veya kuş cıvıltıları, evinize huzur katar. Bu tür sesleri içeren müzikler veya su fıskiyeleri kullanarak doğal bir atmosfer oluşturabilirsiniz.
Hafif Müzik Çalın
Yumuşak ve hafif müzikler, zihni sakinleştirir ve rahatlatır. Özellikle akşam saatlerinde veya dinlenme alanlarında hafif müzikler çalarak huzurlu bir ortam yaratabilirsiniz.
Kişisel Alanlar ve Dinlenme Köşeleri
Evde kişisel alanlar yaratmak, dinlenme ve rahatlama için özel bir alan sağlar. Kendi kişisel alanlarınızı oluşturarak, günlük hayatın stresinden uzaklaşabilirsiniz.
Okuma Köşesi Oluşturun
Rahat bir koltuk, iyi bir aydınlatma ve sevdiğiniz kitaplarla dolu bir okuma köşesi, huzurlu ve sakin bir ortam sunar. Bu alan, günlük okuma alışkanlıklarınızı destekler ve zihinsel rahatlama sağlar.
Meditasyon ve Yoga Alanları
Evde meditasyon veya yoga yapmak için özel bir alan ayırarak, zihinsel ve fiziksel rahatlamayı teşvik edebilirsiniz. Bu alanın sade ve huzurlu olması, meditasyon ve yoga pratiğinizi destekler.
Teknoloji Kullanımını Azaltın
Aşırı teknoloji kullanımı, stres seviyenizi artırabilir ve rahatlatıcı bir atmosferi bozabilir. Teknoloji kullanımını sınırlayarak, evinizde daha huzurlu bir ortam yaratabilirsiniz.
Dijital Detoks Yapın
Belirli zamanlarda telefon, bilgisayar ve televizyon gibi cihazlardan uzak durarak, zihinsel olarak dinlenme fırsatı yaratın. Bu, evinizde daha sakin ve huzurlu bir atmosfer sağlar.
Akıllı Ev Sistemlerini Dengeleyin
Akıllı ev sistemlerini kullanarak, teknolojiyi kontrollü bir şekilde entegre edin. Örneğin, akıllı aydınlatma sistemleri ile ışık seviyelerini ayarlayabilir ve rahatlatıcı bir ortam oluşturabilirsiniz.
Sanat ve Dekoratif Unsurlar
Sanat eserleri ve dekoratif objeler, evinizin atmosferini zenginleştirir ve kişisel dokunuşlar ekler. Doğru seçimlerle, evinizde estetik ve huzurlu bir ortam yaratabilirsiniz.
Duvar Sanatları ve Resimler
Sevdiğiniz sanat eserleri veya resimler ile duvarlarınızı süsleyerek, mekana kişisel bir dokunuş katabilirsiniz. Doğal manzara resimleri veya soyut sanat eserleri, huzurlu bir atmosfer yaratmada etkili olabilir.
Dekoratif Aksesuarlar
Yastıklar, battaniyeler, vazolar gibi dekoratif aksesuarlar ile evinizde renk ve doku zenginliği sağlayabilirsiniz. Bu aksesuarları sakinleştirici renklerde seçerek, rahatlatıcı bir atmosfer oluşturabilirsiniz.
Doğal Malzemeler ve Organik Ürünler
Doğal malzemeler ve organik ürünler, evinizde sağlıklı ve huzurlu bir ortam yaratmanıza yardımcı olur.
Doğal Kumaşlar Kullanın
Pamuk, keten gibi doğal kumaşlardan yapılmış perdeler, yastıklar ve halılar kullanarak, evinize doğal bir sıcaklık katabilirsiniz. Bu kumaşlar, aynı zamanda nefes alabilir özellikleri ile sağlıklı bir ortam sağlar.
Organik Temizlik Ürünleri
Kimyasal içermeyen organik temizlik ürünleri kullanarak, evinizde sağlıklı bir atmosfer oluşturabilirsiniz. Doğal temizlik ürünleri, hem evcil hayvanlarınızın hem de ailenizin sağlığını korur.
Havadar ve İyi Havalandırılmış Alanlar
İyi havalandırılmış bir ev, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığınız için önemlidir. Havadar alanlar, taze hava akışı sağlayarak mekanda ferah bir atmosfer yaratır.
Pencereleri Açın
Düzenli olarak pencereleri açarak, evinize taze hava girmesini sağlayın. Bu, hem mekanın havasını temizler hem de doğal ışığın içeri girmesine yardımcı olur.
Hava Temizleyiciler Kullanın
Hava temizleyiciler, evinizdeki toz, polen ve diğer alerjenleri azaltarak daha sağlıklı bir ortam oluşturur. Ayrıca, bazı hava temizleyiciler aromaterapi özellikleri ile birlikte gelir, bu da atmosferi daha da rahatlatıcı hale getirir.
Sonuç
Evinizde rahatlatıcı bir atmosfer yaratmak, yaşam kalitenizi artırmanın ve günlük stresinizi azaltmanın etkili yollarından biridir. Doğru aydınlatma seçimi, doğal bitkilerle dekorasyon, konforlu mobilyalar, aromaterapi, sakinleştirici renkler, düzen ve temizlik, ses ve müzik, kişisel alanlar, teknoloji kullanımını azaltma, sanat ve dekoratif unsurlar, doğal malzemeler ve iyi havalandırılmış alanlar gibi unsurları dikkate alarak, evinizde huzurlu ve konforlu bir ortam oluşturabilirsiniz. Unutmayın, eviniz sizin sığınağınızdır ve burada kendinizi en rahat hissettiğiniz ortamı yaratmak için gerekli özeni göstermelisiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
1. Rahatlatıcı bir atmosfer yaratmak için en önemli faktör nedir?
En önemli faktörlerden biri doğru aydınlatma seçimidir. Yumuşak ve sıcak tonlarda aydınlatma, mekanda rahatlatıcı bir atmosfer oluşturur.
2. Hangi bitkiler evde havayı temizler ve rahatlatıcı bir atmosfer sağlar?
Orkide, kaktüs, paşa kılıcı gibi havadar bitkiler, havayı temizlerken aynı zamanda evinize doğal bir hava katar.
3. Evde aromaterapi nasıl uygulanır?
Esansiyel yağ difüzörleri kullanarak, sevdiğiniz esansiyel yağları mekana yayabilirsiniz. Lavanta, nane gibi yağlar rahatlatıcı etki sağlar.
4. Minimalist dekorasyonun ev atmosferine etkisi nedir?
Minimalist dekorasyon, evinize ferah ve geniş bir alan hissi verirken, düzeni sağlayarak zihinsel rahatlama sağlar.
5. Rahatlatıcı müzikler nasıl seçilmelidir?
Yumuşak ve hafif müzikler tercih edilmelidir. Doğal sesler içeren müzikler veya klasik eserler, huzurlu bir atmosfer yaratmada etkilidir.
0 notes
Text
Zayıflama Çayı ve Zayiflatma Çayları
Zayıflama Çayı ve Zayıflatma Çayları Kilo vermek ve ideal forma kavuşmak birçok kişinin hayali. Günümüzde hızlı ve etkili sonuçlar almak için çok çeşitli zayıflama yöntemleri ve ürünleri mevcut. Bu yazıda, zayıflama çaylarından zayıflatıcı yiyeceklere, bölgesel incelme cihazlarından diyet listelerine kadar pek çok yöntemi detaylandıracağız. Zayıflama çayı, zayıflama hapları, doğal zayıflama kürleri gibi seçenekleri analiz ederek herkesin kendine uygun bir yol bulmasını sağlıyoruz.
1. Zayıflama Çayları ve Faydaları
Zayıflama çayları, kilo vermek isteyenlerin sıkça tercih ettiği doğal ürünler arasında yer alır. Doğal içeriklere sahip çaylar, metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımına yardımcı olurken aynı zamanda ödem atıcı etkileriyle vücuttaki fazla suyu atmaya da katkıda bulunur.
Ender Saraç Zayıflama Çayı: Dr. Ender Saraç’ın geliştirdiği bu çay, özellikle sindirim sistemini düzenleyici ve ödem atıcı özellikleri ile bilinir. Rezene, funda yaprağı, yeşil çay gibi bitkiler içerir.
Minceur Zayıflama Çayı: Metabolizmayı hızlandıran özel karışımlarıyla hızlı zayıflamayı destekler.
Diox Çayları: Özellikle yağ yakıcı etkisiyle tanınan Diox çayları, düzenli tüketimle etkili sonuçlar sunar.
Ödem Atan Bitki Çayları: Zayıflama sürecinde ödem atmak da oldukça önemlidir. Maydanoz çayı, kiraz sapı çayı gibi çaylar, vücuttaki suyu atmak için idealdir.
2. Bölgesel Zayıflama Yöntemleri
Bölgesel incelme, belirli bölgelerdeki yağlardan kurtulmak isteyenler için mükemmel bir seçenektir. Günümüzde gelişmiş cihazlar ve masaj teknikleri ile bölgesel zayıflama daha da etkili hale geldi.
G5 Masajı: G5 masajı, özel cihazlarla yapılan titreşimli bir masajdır. Özellikle kalça, basen ve bel bölgesindeki yağların yakılmasına yardımcı olur. G5 masajı fiyatları seansa göre değişiklik gösterebilir.
Titreşimli Zayıflama Aleti: Evde kolayca kullanılabilen bu cihazlar, titreşimlerle kasları harekete geçirerek yağ yakımını sağlar.
EMS (Elektriksel Kas Stimülasyonu): Kasları elektriksel uyarılarla çalıştıran EMS cihazları, yağ yakımı ve sıkılaşma sağlamak için idealdir.
3. Doğal Zayıflama Kürleri ve Tarifleri
Doğal yöntemlerle kilo vermek isteyenler için evde hazırlanabilecek kürler de oldukça popüler. Doğal malzemelerle hazırlanan bu kürler, kimyasal madde içermediği için güvenlidir.
Limon ve Tarçın Kürü: Limonun yağ yakıcı, tarçının ise kan şekerini dengeleyici etkisi ile bu kür, sabahları aç karna tüketildiğinde zayıflamaya yardımcı olur.
Maydanoz Suyu Kürü: Özellikle karaciğeri temizleyici etkisi ile bilinen maydanoz suyu, sabah aç karna içildiğinde zayıflamaya destek sağlar.
Zayıflatan Bitki Çayları: Zencefil, yeşil çay, mate yaprağı gibi bitkilerle hazırlanan çaylar da yağ yakıcı özellikleri sayesinde zayıflamayı hızlandırır.
4. En Hızlı Zayıflama Yöntemleri
Hızlı kilo vermek isteyenler için en etkili yöntemlerden bazıları şunlardır:
Sıkı Bir Diyet Listesi: Kilo vermek için öncelikle sağlıklı ve dengeli bir diyet şarttır. Zayıflama diyeti ile günlük kalori alımı sınırlandırılarak yağ yakımı hızlandırılır.
Zayıflama Hapları ve Tozları: Özellikle Sağlık Bakanlığı onaylı zayıflama ilaçları tercih edilmelidir. Eczanelerde satılan en etkili zayıflama hapları arasında kullanıcıların tavsiye ettiği ürünler yer alır.
Doğal Besinler ile Yağ Yakımı: Yumurta, yeşil çay, zencefil gibi yiyecekler metabolizmayı hızlandırarak kilo vermeye katkı sağlar.
5. Zayıflamak İçin Spor ve Egzersiz Önerileri
Düzenli egzersiz yapmak, zayıflama sürecinde olmazsa olmazdır. Özellikle evde yapılabilecek basit hareketlerle hem yağ yakımı hızlanır hem de kas kütlesi artar.
Bölgesel Egzersizler: Karın, kalça ve bacak bölgesi için yapılacak egzersizler ile bu bölgelerdeki yağları hedefleyebilirsiniz. Squat, plank, mekik gibi hareketler idealdir.
Kardiyo Egzersizleri: Koşu, yürüyüş, bisiklet gibi kardiyo egzersizleri ile genel vücut yağını azaltabilirsiniz. Özellikle hızlı zayıflamanın yolları arasında kardiyo egzersizleri oldukça etkilidir.
Yüz Egzersizleri: Yüz bölgesindeki fazla yağları eritmek için de özel yüz egzersizleri yapılabilir.
6. Zayıflatan Yiyecekler ve Beslenme Önerileri
Zayıflamak için doğru yiyecekleri seçmek çok önemlidir. İşte hızlı zayıflamaya yardımcı olan yiyecekler:
Yeşil Çay: En iyi zayıflatan çaylardan biridir. Antioksidan etkisi ile bilinen yeşil çay, aynı zamanda metabolizmayı hızlandırır.
Elma Sirkesi: Yağ yakıcı etkisi ile bilinen elma sirkesi, sabahları aç karna tüketildiğinde kilo kaybını hızlandırabilir.
Yumurta: Yüksek protein içeriği ile tokluk hissi sağlar ve kas kütlesini destekler. Sabah kahvaltılarında tüketilmesi önerilir.
Yoğurt: Probiyotik etkisi ile sindirimi düzenler ve özellikle karın bölgesindeki yağların yakılmasına yardımcı olur.
7. Alternatif Zayıflama Yöntemleri: Zayıflama Bandı, EMS, ve Zayıflama Kemeri
Zayıflama sürecinde alternatif yöntemlere yönelmek isteyenler için zayıflama bantları, kemerleri ve EMS gibi çözümler de popülerdir.
Zayıflama Bandı: Özellikle bel çevresine takılan zayıflama bantları, terlemeyi artırarak yağ yakımını destekler.
EMS ile Zayıflama: Elektriksel kas stimülasyonu yöntemi olan EMS, kasların daha yoğun çalışmasını sağlar. Bu sayede, özellikle kas kaybı yaşamadan yağ yakımı sağlanabilir.
Zayıflama Kemerleri: Zayıflama kemeri de yine terlemeyi artırarak bölgesel yağ yakımına destek olur.
8. Zayıflama Ürünleri ve En İyi Zayıflama İlaçları
Zayıflama ilaçları, haplar ve tozlar gibi ürünler, diyet ve egzersizle birlikte kullanıldığında etkili sonuçlar sunar. Ancak, ürün seçiminde dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır.
Sağlık Bakanlığı Onaylı Ürünler: Güvenilirlik için Sağlık Bakanlığı onaylı zayıflama çayları ve ilaçları tercih edilmelidir. Eczanelerde satılan en etkili zayıflama hapları genellikle güvenilir ürünlerdir.
Lida Zayıflama Hapı: Kilo verme konusunda etkili olduğu bilinen bu hap, kullanıcılar tarafından sıkça tercih edilir.
Özlex Tea ve Dioks Tea Çayları: Özellikle yağ yakıcı ve ödem atıcı etkileri ile bilinen bu çaylar, kilo vermek isteyenlerin favorisi olmuştur.
9. Diyet ve Egzersizle Desteklenen En Kolay Zayıflama Yolları
Zayıflamanın en kolay yollarından biri sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizle desteklenmesidir. Günlük rutininize ekleyeceğiniz bazı alışkanlıklar sayesinde kolayca kilo verebilirsiniz.
Dengeli Beslenme: Sebze, protein ve sağlıklı yağlar gibi besinleri içeren bir diyet ile kilo vermek daha kolay olacaktır.
Düzenli Egzersiz: Haftada en az 3-4 kez yapılan egzersizler ile kalori yakımınızı artırabilirsiniz.
Yeterli Su Tüketimi: Su, metabolizmayı hızlandırır ve yağ yakımına destek olur.
#zayıflama çayı#zayiflama çay#zayiflama çayları#zayıflama#zayıflamak#nasıl zayıflanır#zayıflama ilacı#nasıl zayıflarım#zayıflama ilaçları#nasil zayiflanir#nasılzayıflanır#zayıflama yöntemleri#tembeller için zayıflama yöntemi 4 haftada 20 kilo#zayıflama hapı#zayıflama kürleri#zayiflama kürleri#bölgesel zayıflama#1 ayda 10 kilo verdiren zayıflama ilacı#dünyada en etkili zayıflama ilacı#zayıflama yolları#titreşimli zayıflama aleti#zayıflama aletleri#zayiflatan yiyecekler#zayıflatacak yiyecekler#zayıflatıcı yiyecekler#zayıflamak için#zayıflama çayları#en hızlı zayıflama yöntemi#en iyi zayıflama yöntemi#doktorların önerdiği zayıflama ilaçları
0 notes
Text
Zehirsiz Sofralar - İşlevsel Ormanlar -IV-
Çürük Elma
“Tarım zehirlerinin 95%’ i, hatta daha fazlesı Türkiye’ ye yurt dışından geliyor,
2020 yılında Türkiye bu tarım ilaçları için bir yılda 600000000(Altı Yüz Milyon)$ ödedi.” diyor Ankara Üniversitesi Zirrat Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Cem Özkan.
Tarım Zehirlerinin yoğun olarak kullanılması, çiftçinin maliyetinin de artmasına sebebiyet veriyor. Çiftçilerin en büyük girdi maliyeti, en yüksek gideri tarım zehirleridir. Dolayısı ile çiftilerin üretim maliyetlerini de artırmış oluyor.
Bugünün gerçeğinde pestisitleri tamamen silebilir miyiz, hayır tabi ki, ama pestistler de mahkum olmadığımız gerçeğini de unutmamız gerekir. Alternatifleri denemek zorundayız.
“Zehrisiz toprak tabi ki mümkün, bundan altmış sene önce mümkündü de şimdi neden mümkün olmasın. Dünyanın doğal kaynakları, insanların sadece ihtiyaçları kadar gıda tüketimeleri halinde, tüm dünyayı zehirsiz bir şekilde besleyebilecek kadar yeterli olduğunu düşünüyorum ve biliyorum” diyor Gürsel Tonbul, Yerlim Organik tarım çiftçisi.
Çiftçiler de şu an Türkiye’ de ilacın, zehirin tek çare olmadığını anlamaya başladılar, insanları sağlıklı beslemek için, tarım ile uğraşan insanların sağlığı için, zehire gerek olmadığı ve alternatif çözüm arayışları içinde oldukları görülüyor. İlaç alternatifi yöntemleri kullanmaya mecburuz, bunlar gerek fiziksel veya mekanik, gerek kültürel, biyoteknik savaşım yöntemleri ve biyolojik mücadele yöntemlerinin hepsinin denenmesi lazım.
Başka bir organik tarımcı ise “Biz herşeyi ortanik yemek isteriz, kendi kendimizi neden zehirleyecek miyiz, ne elmaya ne başka birşeye ilaç vermiyoruz, allah ne verdiyse o, bazen çürüğü dökülüyor, çürüğü inekler yiyor, sağlamı da biz yiyoruz”
Nilüfer Belediyesi Çevre ve Kırsal Alan Koordinatörü Arca Atay, Kent bostanlarında mümkün olduğu kadar yerelden, çeşitli il ve ilçelerden topladıkları yerel tohumların ya da standart tohumların denemesini yaptıklarını, eğer çok uzun süre aynı coğrafyada, çok uzun senelerdir ekiliyorlarsa, o coğrafyaya adapte olmuşlar demektir. O coğrafyaya adapte olan bitki, illa ki bir takım hastalıklara ve zararlılara da direnç geliştirmiştir.
Kent bostanlarında tarımsal üretimi, ekolojik tarım koşullarında yapıyorlar. Ekolojik tarım da herhangi bir tarım ilacı kullanılmıyor, herhangi bir ticari gübre, sentetik gübre kullanılmıyor. Biyolojik çeşitlilik kendi döngüsü içerisinde birtakım doğal döngü oluyor zaten, birtakım böcekleri kuşlar yiyor, başka bir böcek oluyor, onun predatörü var. Tarım ilacı kullanıldığı zaman zararlı böcekleri yeyen böcekleri de ölüyor. Dolayısı ile o bölgenin eko sistemi bozulmuş oluyor. Ekolojik tarım, hem felsefi olarak, hem de tarım sistemi olarak, eko sisteme olan dostluk ve ona saygı olarak en ideal tarım modeli
Ege Üniversitesi Tarım Ekonomisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Özkaya “Endüstriyel tarım malesef doğayla çatışarak yapıyor. Agroekoloji de böceği öldürmeye çalışmak yerine, onu kaçırmak, uzaklaştırmak yetiyor. Agroekoloji aslında, doğayla barışık bir şekilde, dost bir şekilde tarım yapmak anlamına geliyor. Bu birçok çeşitli şekillerde yapılabiliyor bu, örneğin doğadan elde edilmiş ürünlerle el yapımı doğal ilaçlarla, böcekleri kendilerine çeken otlarla, bitkilerle, veya böcekleri uzaklaştıran, ittiren, hoşlanmadıkları kokular saşam bitkiler var, bunlar kullınılabiliyor. Daha bunun gibi çeşitli birtakım yöntemler var.
Toprak artık bize üretim anlamında artık yetmiyorsa, bunun sebeplerinden biri de, pestist ve kimyasal gübrelerin aşırı olmasından dolayıdır. Topraklar bu yüzden verimsizleşip ölmeye başlıyor. Sadece insan sağlığı için değil, çevre, hayvanlar ve özellikle de arılar zarar görüyor.
Koca bir ellma ağacında üç-dört çürük elma olması kadar normal birşey yok, normal olmayan, o koca elma ağacındaki bütün elmaların pırıl pırıl olması, deliksiz, elle çizilmiş gibi, ama hepsi zehirli.
Zehirsiz gıda, zehirsiz sofra mümkün.
Not: Türkiye’ de organik üretim yapan çifçi sayısı 15 yılda 13 binden, 80 bine yükseldi.
#ilaçsız#zehirsiz#organik#tarım#üretim#tarımsal üretim#ekosistem#ekoloji#agroekoloji#çiftçi#pestisist#organiktarım#ilaçsıztarım#doğa#doğadostu#doğayasaygı#saygı#dost
0 notes
Text
#natural#healthy plants#diet#nergis#plants aromatic#from nature#stay fit#form#healthy#nergisgiller#sağlıklı bitkiler#sağlıklıyaşam#sağlıklı beslenme#şifalıbitkiler
1 note
·
View note
Text
Susuz Kalmanın Tehlikeli Yan Etkileri Nelerdir?
Susuz Kalmanın Tehlikeli Yan Etkileri Nelerdir?
#BitkiÇayları, #ÇayVeKahveninSuIhtiyacınıKarşılamaması, #GünlükSuIhtiyacı, #GünlükSuTüketimi, #SağlıklıSuTüketimi, #SuIçerenMeyveVeSebzeler, #SuIçmeninCiltSağlığınaEtkisi, #SuIçmeninFaydaları, #SuIçmeninHazımsızlıkSorunlarınaEtkisi, #SuIçmeninKaloriyeEtkisi, #SuIçmeninKalpSağlığınaEtkisi, #SuIçmeninÖnemi, #SuIçmeninSaçSağlığınaEtkisi, #SuIçmeninZayıflamayaEtkisi, #SusuzKalmanınZararları, #SusuzluğuGiderenBitkiler, #SusuzluğuÖnleme, #SusuzluğunBaşAğrısınaEtkisi, #SusuzluğunCiddiSağlıkSorunlarınaYolAçması, #SusuzluğunEnerjiDüzeyineEtkisi, #SusuzluğunEtkileri, #SusuzluğunKasKramplarınaEtkisi, #SusuzluğunVücutÜzerindekiEtkileri, #Susuzluk, #SusuzlukBelirtileri, #SusuzlukVeBöbrekSağlığı, #SusuzlukVeSağlık, #SuyunBağışıklıkSistemineEtkisi, #SuyunCiltSağlığınaEtkisi, #SuyunVücutÜzerindekiEtkileri, #SuyunVücuttaTaşıdığıBesinMaddeleri, #SuyunVücuttakiRolü, #TıbbiBitkiler, #TıbbiVeAromatikBitkiler, #UzunSüreliSusuzluğunEtkileri, #VücuttaSuDengesi, #YeterliSuAlınmamasınınZararları, #YeterliSuIçmeninÖnemi https://is.gd/RmtpFF https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/blog/susuz-kalmanin-tehlikeli-yan-etkileri-nelerdir/
Susuz kalmanın tehlikeli yan etkilerinden önce su içmek neden faydalıdır hiç sorguladınız mı? Hücrelerimizin ve dolayısı ile vücudumuzun % 70’i sudur. Su; mutlak surette alınması gereken, alınmaması durumunda ise sayısız sorunlara yol açacak zaruri bir maddedir. Uzmanlara göre susuz kalmak yavaşça intihar etmeye benziyor. İnsan vücudu susuz kalınca, vücutta bir su savaşı patlak veriyor.
Susuz kalmanın tehlikeli bir yanı suya kalbin, karaciğerin, midenin, böbreklerin, beyninin hatta derinin ihtiyacı var. Susuz kalındığında, dışarı atılması gereken toksik maddeler atılamamakta ve bünyeyi zehirlemeye devam etmektedir. Ayrıca su, tüm hücrelerde olduğu gibi cilt hücrelerinin hacminin büyümesini sağlayarak, ciltte dolgunluk yaratmakta ve cildin genç ve güzel görünmesini sağlamaktadır. Genç ve güzel görünmenin ilk şartı su ihtiyacının normal oranlarda karşılanmasıdır.
Bir İnsan Susuz Ne Kadar Yaşayabilir?
Bu soruyu herkes merak etmiştir. Ancak bir insanın su içmeden kaç gün yaşayacağı kısmen ortam şartlarına bağlıdır. Ortam şartlarına ne kadar bağımlı olursa olsun bu süre 5 günü geçmemektedir. Çok sıcak veya soğuk ortamlarda bu süre 2 güne kadar düşebilmektedir.
Su İçmek Hayati fonksiyonların devamını sağlar
Taşıyıcı göreve sahip olan su, hücrelere ihtiyaçları olan besin ve oksijeni ulaştırırken, vücutta ortaya çıkan atık maddeleri ise ter ve idrar yoluyla uzaklaştırmaktadır. Su kimyasal ve fiziksel özellikleri sebebiyle; sıcak ve soğuk havalarda vücut ısısını sabitleyerek yaşamsal bir görev üstlenmiştir. Ayrıca eklemlerin kayganlığını ve elastikiyetini sağlayarak, sürtünmeden dolayı bu bölgelerin aşınmasının önüne geçer. Su ulaşımı en kolay içeceklerden birisi olduğundan eksikliğini fazla yaşamıyoruz ancak su içme konusunda ihmalkar olan davranışlar nedeniyle çoğu insan su ihtiyacını karşılamamaktadır.
Çay ve Kahve İçmek Su İhtiyacını Karşılar mı?
Çay, Kahve, Kola gibi içecekler su yerine kesinlikle geçmemektedir. Çay ve kahve diüretik etki göstererek vücutta bulunan suyun dışarı atılmasını hızlandırmaktadır. Kola gibi içecekler ise vücutta ödem oluşturucu etkiye sahiptir. Günde içebileceğimiz su sınırı 1,5-2,5 litre arasında olmalıdır. Bir kişinin günlük su ihtiyacı günlük yaktığı kalori ile alakalıdır. Çok aşırı kalori yakıyorsanız su ihtiyacınız artacaktır. Bu nedenle çok su içmek yararlı düşüncesi ile aşırı su alımı gereksiz bir davranıştır. Ki insan vücudu susadığı zaman bizlere otomatik olarak susuzluk hissi vererek uyarmaktadır. Susuzluk hissedildiğinde yapılması gereken davranış su içmektedir. Susuzluk hissedildiğinde kola, çay ve diğer şekerli içecekleri içmek sağlığımızı bozucu etkiler gösterebilir.
Suyun kalorisi yoktur ve içildiğinde kısmen tokluk hissi verdiğinden dolayı zayıflamak için yardımcı olmaktadır.
Susuz Kalmanın Zararları Nelerdir?
Susuz kalmanın tehlikeli yanlarından, susuzluk, vücudun yeterli miktarda su kaybetmesi veya alamaması durumunda ortaya çıkan bir durumdur ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Su, vücut fonksiyonlarının düzgün bir şekilde çalışması için hayati öneme sahiptir. Susuzluk, vücut sıvı dengesini bozabilir, kan basıncını etkileyebilir ve organların düzgün çalışmasını engelleyebilir. Ayrıca, suyun vücutta taşıdığı besin maddelerini ve mineralleri nakletme görevi nedeniyle, susuzluk enerji düzeyini azaltabilir, kas kramplarına, baş ağrılarına ve odaklanma sorunlarına neden olabilir. Uzun süreli susuzluk, böbrek yetmezliği, idrar yolu enfeksiyonları, cilt problemleri ve diğer ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, düzenli olarak yeterli miktarda su içmek, genel sağlığı korumak için önemli bir adımdır.
Yeterli su alınmaması durumunda, böbreklerde kalıcı zararlar görülebilir hatta böbrekler iflas edebilir.
Yeterli Su alınmadığında, vücuttan atılması gereken çeşitli metabolik atıklar böbrek tarafından atılamamakta ve karaciğer bunları filtrelemek zorunda kalmaktadır. Bu durum karaciğer ekstra yük bindirmekte ve vücutta yağ depolanma oranı artmaktadır.
Vücudun en büyük organı deridir. Susuzluk ciltte kuruluğa sebep olur ve kırışıklıkları arttırır.
Susuzluk vücut direncini düşürür ve bağışıklık sistemini zayıflatır.
Hazımsızlık sorunlarına yol açar. Kabızlık sorunları görülür.
Kalpte yorgunluğa sebep olur. Kas Kramplarını tetikler. Ayrıca düzensiz tansiyon sorunlarına yol açar.
Baş ağrısı, unutkanlık ve dikkat bozukluğu az su tüketimi sonucunda oluşabilir.
Saç dökülmesi ve kepeklenme sorunlarına yol açar, bu süreçleri hızlandırır
#Bitki Çayları#çay ve kahvenin su ihtiyacını karşılamaması#günlük su ihtiyacı#günlük su tüketimi#sağlıklı su tüketimi#su içeren meyve ve sebzeler#su içmenin cilt sağlığına etkisi#Su içmenin faydaları#su içmenin hazımsızlık sorunlarına etkisi#su içmenin kaloriye etkisi#su içmenin kalp sağlığına etkisi#su içmenin önemi#su içmenin saç sağlığına etkisi#su içmenin zayıflamaya etkisi#susuz kalmanın zararları#susuzluğu gideren bitkiler#susuzluğu önleme#susuzluğun baş ağrısına etkisi#susuzluğun ciddi sağlık sorunlarına yol açması#susuzluğun enerji düzeyine etkisi#susuzluğun etkileri#susuzluğun kas kramplarına etkisi#susuzluğun vücut üzerindeki etkileri#susuzluk#susuzluk belirtileri#susuzluk ve böbrek sağlığı#susuzluk ve sağlık#suyun bağışıklık sistemine etkisi#suyun cilt sağlığına etkisi#suyun vücut üzerindeki etkileri
0 notes
Text
Homeopati nedir?Homeopati, vücudun kendi kendini iyileştirme yeteneğini destekleyen alternatif bir tedavi yöntemidir. Bu yöntemde, hastalıkların tedavisinde bitkiler, mineraller ve hayvan kaynaklı doğal maddeler kullanılır. Düşük dozlarda verilen bu maddelerin, sağlıklı bireylerde hastalığa neden olan belirtileri hafifleteceğine inanılır. Homeopati, özellikle kronik hastalıkların tedavisinde tercih edilir ve yan etkilerinin az olmasıyla dikkat çeker. "Doğa, iyileşmenin anahtarıdır" ilkesini benimseyen homeopati, vücudun dengesini yeniden sağlamayı amaçlar.
0 notes
Text
#ayetler üzerinden kısa bir tefekkür
Dünya hayatı neden suya benzer?
“Onlara bir de dünya hayatının örneğini ver: “Dünya hayatı gökten indirdiğimiz bir suya benzer. Yeryüzünün bitkileri bu suyla iç içe geçer. Sonra bu bitkiler, rüzgârların saçıp savurduğu kupkuru bir ota döner. Allah her şeyin üzerinde güç ve iktidar sahibidir.”
Kehf sûresi, 45.
📍Dünya hayatı suya benzer!📍
Allah Teâlâ dünyanın fani oluşunu suya benzetmiştir.
Su girdiği kabın şeklini alır.
Suyun rengi ve kokusu yoktur.
Su durağan bir yapıda da değildir.
💧Bazen buhar olur, bazen buz olur, bazen dolu olur, bazen su olur, kar olur.
Dünya kimsenin kalıcı mülkü değildir.
Zira su da kalıcı değildir.
Hava ısınınca buharlaşır, soğuyunca buz olur, akınca tatlı, durunca kokuşmuş olur.
💦Sular yazın sıcağında buharlaşır, parçalanır, toz zerreciklerine dönüşür, diğer toz zerrecikleriyle bulutlara dönüşür ve başka yerlere rüzgârın yardımıyla gider.
💨Deniz suyu acıdır; içilmez ama buharlaşınca tertemiz olur ve içilir. Buharlaşmadıkça fayda vermez. Dünya da bazen böyledir.
El değiştirmedikçe, şekil değiştirmedikçe fayda vermez. Kimisi için faydadır, kimisi için zarardır. Dünya bazıları için tatlı bir nehirdir, bazıları için tuzlu okyanustur. Bazıları su dünyasında yüzmesini bilir. Bazıları ise bu dünyada boğulur.
🧩Dünya kimsenin elinde kalmaz.
.....Su gibi akar gider.
Su nasıl ki bir halde sabit kalmaz; dünya da bir halde sabit kalmaz.
Bazen çekicidir, bazen iticidir, bazen güzeldir, bazen çirkindir…
🦯Dünya hayatı suya benzer.
Temel ihtiyaçtır ama fazlası zarardır. Suyu ihtiyaç kadarıyla içen, sağlıklı olur, fazla içen ise sağlığından olur. Dünya hayatı su misali; azı karar, çoğu zarardır.
🗻Yüzmeyi ne kadar iyi bilsen de okyanusta yorulursun ve boğulursun. Kıyıya yakın yerlerde yüzersen kurtulma şansın daha yüksektir. Okyanus gibi dünyada yüzersen yorulur ve boğulursun.
⚖ Derin olmayan dünyada yüzmelisin kıyıya yakın durmalısın. Zira kendini dünyanın derin çukurlarından ancak böyle kurtarırsın.
Rabbim bizleri dünyanın faniliğinden haberdar olan kullarından eylesin!
**
Murat Padak
11 notes
·
View notes
Text
Geleceğin Gıdası: Sürdürülebilirlik ve Teknolojinin Gücüyle Dönüşüm
Gıda üretimi ve tüketimi, insanlık tarihinin en temel unsurlarından biri olmuştur. Ancak son yıllarda, küresel gıda sistemleri hem iklim değişikliği hem de hızla artan dünya nüfusu gibi zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Bu durum, gıda üretiminde radikal değişiklikler yapılmasını gerektirmiş ve sürdürülebilir çözümlerle geleceğin gıda sistemlerini yeniden tasarlama ihtiyacını doğurmuştur. Nuri Köroğlu gibi yenilikçi bireyler, gıda dünyasında dönüşüm yaratma potansiyeline sahip isimler arasında yer alıyor.
Dikey Tarım: Geleceğin Şehir Çiftlikleri
Tarım alanlarının azalması ve kırsal kesimden kentlere göçün hızlanması, şehirlerde tarım yapılabilir alanların yaratılmasına olan talebi artırmıştır. Dikey tarım, bu noktada devreye giren en yenilikçi çözümlerden biridir. Binaların içine entegre edilen bu çiftlikler, yer çekimine meydan okurcasına dikey olarak büyüt��len bitkiler sayesinde, küçük alanlarda büyük verimlilik sağlar. Nuri Köroğlu gibi öncüler, bu tür teknolojiler sayesinde şehirlerde sürdürülebilir gıda üretimini teşvik ederek, tüketicilere taze ve doğal ürünleri doğrudan ulaşılabilir kılmayı hedefliyor.
Laboratuvar Ortamında Üretilen Gıdalar: Etik ve Çevre Dostu Alternatifler
Geleneksel hayvancılık yöntemleri, büyük çevresel etkiler doğurur. Özellikle sera gazı emisyonları ve su tüketimi gibi faktörler, hayvancılığın sürdürülebilirliğini sorgulamamıza neden olmuştur. Laboratuvar ortamında üretilen et ve diğer hayvansal ürünler ise bu soruna devrim niteliğinde bir çözüm sunmaktadır. Gerçek et dokusunu taklit eden hücre kültürlerinden üretilen bu gıdalar, hem çevre dostu hem de etik açıdan daha kabul edilebilir bir seçenek sunar. Bu teknoloji, gelecekte gıda üretiminde büyük bir dönüşüm yaratma potansiyeline sahiptir ve Nuri Köroğlu gibi girişimcilerin ilgisini çekmektedir.
Kişiselleştirilmiş Beslenme: Sağlıklı Yaşam İçin Yeni Bir Yaklaşım
Gıdanın geleceği, sadece üretim şekilleriyle değil, aynı zamanda tüketici deneyimiyle de dönüşmektedir. Kişiselleştirilmiş beslenme, bireylerin genetik yapıları, sağlık durumu ve yaşam tarzına göre özel olarak tasarlanmış diyet planları sunar. Gelişmiş biyoteknoloji ve yapay zeka sistemleri sayesinde, her bireyin ihtiyaçlarına göre özel gıdalar üretilmekte ve bu sayede daha sağlıklı bir yaşam tarzı teşvik edilmektedir. Nuri Köroğlu, kişiselleştirilmiş beslenme konusunda öncü çözümler geliştirme arzusuyla, bu alandaki yeniliklerin ön saflarında yer almayı hedefliyor.
Gıda Atıklarının Değerlendirilmesi: Döngüsel Ekonomiye Geçiş
Gıda israfı, hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Her yıl dünya çapında milyonlarca ton gıda israf edilmekte, bu da kaynakların verimli kullanılmadığını göstermektedir. Ancak yeni nesil döngüsel ekonomi yaklaşımları, gıda atıklarının yeniden değerlendirilmesini ve sürdürülebilir bir sisteme entegre edilmesini mümkün kılıyor. Biyoteknolojik yöntemlerle gıda atıkları enerjiye, komposta veya yeni gıdalara dönüştürülüyor. Bu yaklaşım, hem israfı azaltmak hem de yeni kaynaklar yaratmak adına büyük bir potansiyel sunuyor. Nuri Köroğlu, bu dönüşümde rol alarak gıda israfını önlemeye yönelik projelere katkı sağlamayı hedeflemektedir.
Sonuç
Gıda dünyası, teknolojinin ve inovasyonun öncülüğünde büyük bir dönüşüm geçiriyor. Dikey tarım, laboratuvar ortamında üretilen etler, kişiselleştirilmiş beslenme ve gıda atıklarının değerlendirilmesi gibi yenilikçi çözümler, sürdürülebilir ve sağlıklı bir gelecek için umut verici adımlar sunuyor. Nuri Köroğlu gibi vizyoner bireyler, bu değişimin bir parçası olma potansiyeline sahip ve geleceğin gıda dünyasında önemli bir rol oynamaya hazırlanıyorlar. Gıdanın geleceği, sadece üretim değil, aynı zamanda etik, çevre ve sağlık konularında da dönüşümü kucaklayacak.
0 notes