#işçi sınıfı
Explore tagged Tumblr posts
Text
#paul lafargue#tembellik hakkı#yazar#kitap#edebiyat#kitapalıntıları#kitapalıntısı#sosyoloji#felsefe#düşünür#işçi sınıfı#kapitalizm
7 notes
·
View notes
Text
8 notes
·
View notes
Text
1 Mayıs'ta alanlardayız.
Yaşasın 1 Mayıs!
#1 Mayıs#Yaşasın 1 Mayıs#!#1 Mayıs İşçi Bayramı#İşçi Bayramı#1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı#İşçi ve Emekçiler Bayramı#Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü#Emek ve Dayanışma Günü#İşçi Sınıfı#Antalya#Emek#Emekçi#İş#İşçi#Yürekbalı#2023
14 notes
·
View notes
Text
"Dünyayı Sarsan On Gün" adlı filmden bir kesit.
- Bildiğim tek şey var, o da iki sınıf olduğu; proletarya ve burjuvalar. İki sınıf var, eğer birinden değilseniz, öbüründen olmanız gerekiyor.
1 note
·
View note
Text
Gamze Yücesan-Özdemir – Proleterlerin Gündüzü (2024)
‘Proleterlerin Gündüzü’, işçi sınıfının kültür ve iletişim deneyimlerine odaklanıyor. Bunu yaparken şu sorulara cevap arıyor: Nasıl bir gündeyiz ki ne bugünün karanlığını kabul ediyoruz ne de bu karanlıkları ışıtabiliyoruz? Tarihsel maddeciliğin zihin açıcı imkanlarını değerlendirebilir miyiz? Bu çabaya işçi sınıfı kültürü ve iletişimi üzerine düşünerek dahil olabilir miyiz? Kitap, Gamze…
View On WordPress
#2024#Gamze Yücesan-Özdemir#Günümüzde İşçi Sınıfı Kültürü ve İletişimi#Proleterlerin Gündüzü#İmge Kitabevi
0 notes
Text
İşçi sınıfı kardeşlerim umarım gününüz güzel geçiyordur, burjuva piçlerini sormuyorum onlar zaten mutludur.
15 notes
·
View notes
Text
🎬 Sararmış Yapraklar (2023)
"Aki Kaurismäki, yeni filmi Sararmış Yapraklar’la Cannes’da Jüri Ödülü’nü kazandı ve pek çoklarına göre 2023’ün en iyi filmlerinden birine imza attı."
"Tutunamayan, yalnız, kendi hâlinde ve mutluluğa uzak iki karakteri takip ediyoruz: Ansa ve Holappa’yı. Biri bir süpermarkette, diğeri inşaatlarda çalışan, güvencesiz hayatları yalnızlıkla geçen iki orta yaşlı karakter. Birçok Kaurismäki karakteri gibi kendi başlarına var oluyor, kendi hallerinde sessizlikle yaşıyorlar. Birbirlerinden ayrıksı, farklı görünen hayatlarını ortaklaştıran tek şey yalnızlıkları."
"Yine Kaurismäki evreninin aşina olduğu işçi sınıfı öykülerinden biri bu. Mecbur oldukları güvencesiz işlerinin kendilerine yaşattığı akıl almaz yok sayılma, dışarıda bırakılma vaziyetlerine omuz silkip devam ediyorlar hayatlarına. "
- Ekrem Buğra Büte - Altyazi.net
.............
"Biz’den insanlar birbirini görünce tanır. İşçiler, işsizler, bohemler, tutunamayanlar birbirini tanır. Kaurismäki’nin severek resmettiği bir karakter bir diğerini görünce tanır. (…) Derin dostlukların öyle pat diye, tuhaf bir hızla, kolaylıkla ve doğallıkla gelişmesinde gizli zaten bu filmlerin sırrı biraz da."
- Ayça Çiftçi
(Altyazı Dergisi 177. Sayısındaki ‘Ait Oldukları Yerde’ isimli yazısından.)
#sararmış yapraklar#fallen leaves#kuolleet lehdet#film önerisi#izlediğim filmler#aki kaurismaki#alma poysti#jussi vatanen#film#sinema#cinema#yalnızlık#hüzün#melankoli#alone#loneliness#melancholia#melancholy
18 notes
·
View notes
Text
53 YIL ÖNCE BUGÜN!
1970 yılının 15 ve 16 Haziran günleri, Türkiye’de işçi sınıfının direnişi tarihine dönüm noktası olarak geçti.
53 yıl önce bugün işçiler, örgütlülüklerini engellemek isteyen sermaye sınıfına unutulmayacak bir ders verdi.
16 Haziran 1970 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Kemal Türkler’in bu çağrısı yayımlandı.
GÜN ÖRGÜTLENME GÜNÜDÜR!
İşçi sınıfı, 53 yıl önce örgütlenme hakkını savunmak için direnmiş ve geri almıştı!
Bugün tarikat ve cemaatlerin ülkenin her hücresine sızdığı, neoliberal politikalarla gericiliğin el ele verdiği, emekçilerin iktidar ile işbirliği halindeki sermaye sınıfı tarafından açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edildiği, eşitsizliğin toplumun tüm alanlarına nüfuz ettiği bir dönemde, bu karanlık tablonun bir sınıf sorunu olduğu çok açıktır.
Dincilik ve etnikçilik odaklı siyaset, sınıf siyasetini geri plana iterken halkın gerçek sorunlarının da üstü örtülmektedir.
Bu ortamda işçi sınıfının eşitlik, özgürlük ve aydınlanma mücadelesi için hızla örgütlenmesi şarttır. Direnişi güçlü kılmanın tek yolu budur.
Direnme ruhunu azimle yaşatmak, 15-16 Haziran Direnişi’ne omuz verenleri anmanın en anlamlı yoludur!
10 notes
·
View notes
Text
MARKSİST ÖZGÜRLÜK ANLAYIŞI: "Biçimsel Özgürlükler"e Karşı "Gerçek Özgürlükler" ya da "Özgürlüğe" Karşı "Özgürleştirme"
Marksizme göre, liberal-kapitalist devletlerde özgürlükler "biçimsel özgürlükler"dir; yani bunlar göstermeliktir. Zira bu özgürlükler sadece burjuva sınıfına hizmet etmektedir. Evsiz bir insan için "konut dokunulmazlığı"nın; aç bir insan için "düşünce hürriyeti"nin; gazete çıkaracak parasal imkânkara sahip olmayan işçi sınıfı için "basın hürriyeti"nin bir anlamı yoktur.
Marksist anlayışa göre, devlet kişilerin özgürlüklerini sınırlandıran ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmalı, onlara bu hürriyetleri kullanmalarını sağlayacak imkânlar vermeli, insanı "özgürleştirme"lidir. Ancak bu şekilde "gerçek özgürlük" sağlanabilir. Dolayısıyla Marksizmde "özgürlük" değil "özgürleştirme" kavramı önemlidir.
Marksizme göre, bireyin özgürleştirilmesi ise ancak, proletarya ihtilalinden sonra, sosyalist-komünist toplumda mümkündür.
15 notes
·
View notes
Text
#friedrich engels#Komünist Manifesto#kitap#edebiyat#yazar#kitapalıntıları#kitapalıntısı#felsefe#sosyoloji#işçi sınıfı#işçi#komünizm#sosyalizm#keşfet
14 notes
·
View notes
Text
5 notes
·
View notes
Text
Yunanistan'da Liman İşçileri Filistin İçin Dayanışma Gösterdi
Yunanistan’da Liman İşçileri Solidarite Gösterdi Yunanistan’ın Pire Limanı’nda gerçekleşen önemli bir olayda, liman işçileri sendikası ENEDEP, “Liman işçilerinin, İsrail’in Hayfa Limanı’na gönderilecek mühimmat yüklü konteynerlerin ‘Marla BULL’ adlı gemiye yüklenmesine engel olduğunu” bildirdi. Bu durum, işçi sınıfının dayanışma ve güç gösterisinin bir örneği olarak değerlendiriliyor. Olayla…
#Dayanışma#ENEDEP#Filistin#Hayfa Limanı#işçi sınıfı#KKE#Kuzey Makedonya#liman işçileri#Mühimmat#Nato#Pire Limanı#uluslararası kamuoyu#Yunanistan#Yunanistan Komünist Partisi
0 notes
Text
"İşçi Sınıfı Cennete Gider" adlı filmden bir kesit.
- Ben bir makineyim. Ben bir somunum, ben bir vidayım, ben bir iletim kayışıyım.
0 notes
Text
Boşuna kendini yorup durma!
Şark dünyalarında 'burjuva sınıfı', 'işçi sınıfı' gibi ayırımlar yoktur. Sadece 'hırsızlar' ve 'dilenciler' vardır. Dilenciler hırsız olmaya uğraşırlar, hırsızlar da dilenci olmamaya…
Ord. Prof. Dr. Ebulula Mardin
1881-1957 hukukçu
16 notes
·
View notes
Text
Akbelen'e dokunacaklar arkadaslar. Çok da güzel dokunacaklar. Her şey, her kanun sermaye sınıfı icin.Dokunacaklar. Başka yerlere de dokunacaklar. Daha önce olduğu gibi. Kim ne yapabilecek? Öyle sosyal medyada dokunmayın demekle olmuyor bu işler malesef. 1 Mayıs'ta bile bir araya gelemeyen vasatın altında, bilinçsiz emekçi işçi sınıfı mı direniş gösterecek? Yürüyüş kolunda ilerlerken korteşe katılmayıp, attığımız sloganlara "bunlar işçi bayramını mı kutluyor yoksa teröristlerin propagandasını mı yapıyor?" diyen halk mı? Her şey vasat, duyarsız, boş... Zamanında Denizleri satan bu köylüye, bu halka güvenmiyorum. Zerre kadar güvenmiyorum. Üç tane kadın orada direniş gösteriyor. Bütün ülke izliyor. Hepsi o kadar. Seçenekler belli; her alanda ya iktidarın örgütlerine katılıp bütün sefalete ortak olacaksınız ya da bir araya gelip ve emekten yana olup geleceği kurtarmak adına direniş göstereceksiniz. Gerekirse bedel ödeyerek...
14 notes
·
View notes
Text
"... gece vakti bütün kediler boz görünür." Manuel Tiago, Alvaro Cunhal’ın takma adıdır. Fakat dikkatli bir okuyucu bu ender yazımın, aynı kaleme ait olabileceği ile ilgili şüphe duyabilir. Okuyun ve şüphelenin.. Bin yıl yetecek kadar itaat birikti.. Gün itirazın günüdür.. "Kavgayı sevecek kadar genç, ölümden korkmayacak kadar yaşlı."Portekiz’de Salazar diktatörlüğüne karşı savaşan gizli komünist partinin sırrı bu. Kitapta, Portekiz Komünist Partisi’nin bir yerel örgütüne bağlı köylü militanlar, derin anlamlı sözleriyle partinin o günkü mücadelesinin sorunlarını ve geleceğini tartışıyor; roman…, partililerin özgürlük savaşını, yeraltı yaşamını, kitlelerle bağlarını, yenilen genel grev yüzünden ağır bir darbe yiyen örgütün iyimserliğini ve geleceğe güvenini hiç yitirmeden toparlanışını, hem öğretici ve düşündürücü, hem de duygulandırıcı ve etkileyici biçimde yansıtıyor... Partinin somut durumların somut anaizini zamanında yapıp doğru kararlara varmazsa kitlelerin öncüsü olmaktan çıkıp geride kalacağı gerçeğini, kendi deyişleriyle "Eğer parti sözünü vaktinde söylemezse, işçi sınıfı onun önüne geçmiş olacaktır," biçiminde dile getiriyor romanın kahramanları. Kitabı okurken, Fidel Castro’nun şu güzel sözlerini hatırlıyoruz: "Bir tür kahramanlığa karşı büyük hayranlık duyuyorum: Sessiz kahramanlık, adsız kahramanlık, sessiz erdem, adsız erdem." (8 Ekim 1987 tarihli konuşmasından) Portekiz gizli komünist partisinin adsız kahramanlarına saygıyla…, Zira, Irgatlık yapan köylülerin, fabrika işçilerinin ve kentte çalışanların, o kadar imkansızlık, sefalet, açlık ve yoksulluğa rağmen, haklarını almak için mükemmel bir şekilde örgütlenip mücadele etmelerine hayran kalmamak mümkün değil. Gördükleri ihanet sebebiyle, sokakta kurşunlanıp öldürülüyorlar, bir sürü tutuklanmayla beraber işkence görüyorlar, işkenceyle öldürülüyorlar. Bu kadar olumsuzluklara rağmen tekrar yeni üyeler bulup, örgütlenip vazgeçmiyorlar davalarından
6 notes
·
View notes