#tembellik hakkı
Explore tagged Tumblr posts
ahmetcumhur-blog · 7 months ago
Text
Tumblr media
7 notes · View notes
cemrelinko · 9 days ago
Text
Keyifleri kaygıya dönüştürme meselesi
Fakültedeyken enikonu düşünmüş kararımı vermiştim. Tamam matematik iyi hoştu da, ne teorik olarak ona katabileceğim bir şey vardı ne de veri, robotik, yazılım çekiyordu canım. Yazmak istiyordum. Okulu bitirecektim ama esas yazar olacaktım. Böylece işimi tutkuyla yapacaktım. Nitekim allem ettim kallem ettim, yazarak para kazanmayı başardım. Ama sonra keyif almam gereken iş, yarım saate baskıya yetişecek makalelere, uykusuz gecelere, zamanı ve mekanı durmadan değişen röportajlar için sırtımda mikrofon ve tripotla bir o yana bir bu yana koşturmaya evrildi. Hiç unutmam bir seferinde aynı gün içinde 8 kere kıta değiştirmiştim.
Tumblr media
ipadim ve kulaklığım olmadan 5 dakikalık yola gidemez olmuştum. Her yazı bir öncekinden daha güzel, her manşet bir öncekinden daha vurucu olmalıydı. Her seferinde daha kapsamlı bir konu çalışmalıydım. Daha sık kapağa girmeliydim. Kendimi daima geliştirmeliydim. Yapabilirdim, o halde yapmalıydım. Birinin bana bir şeyi dikte etmesine gerek yoktu. Bunu zaten Cemre yapıyordu. Kendimi kendim sömürüyordum.
O dönem bu tutku beni biraz hırpaladığından kendimi yemek yapmaya verdim. Çok keyif aldım. O kadar keyif aldım ki yemek yapmakla kafayı bozdum. Ekmek de yapmaya başladım. Yoğurt, turşu, reçel, pasta… Kesmedi. Peynir yapmaya başladım. Öyle kaynayan süte limon sıkıp lor kestirmeyi demiyorum. Maskarponlar, mozarellalar, tulum peynirleri… Başta her şey çok keyifliydi. Sonra bu bir hobi olmaktan çıktı. Ajandam alışveriş listeleri, tedarikçi telefonları, pastacı kreması reçeteleriyle doldu.
Tumblr media
The Milkmaid, Johannes Vermeer, c. 1657
Her iş çıkışı malzeme toplayıp eve koşturuyor, yatana kadar bir şeyler mayalıyor, bir şeyler çırpıyor, “sakın onun kapağını açma” diye mutfağa doğru sesleniyor, bana huzur vermesi gereken bir aktiviteyi yine organize bir şekilde bir stres kaynağına dönüştürüyordum. Bozulan ekşi mayalar, dibi tutan ganajlar, derecesi 0.4 santigrat fazla kaçan hamurlar yüreğime ağır gelince neyse ki vazgeçtim. Fırınlarda çok güzel ekmekler, pazarlarda çok lezzetli turşular satıyorlardı. Her zıkkıma da kendim yetişemezdim.
Bir süre sonra likör yapmaya başladım. Sütten ağzım yanmıştı. Bunun da bokunu çıkarmak istemedim. Kendime birtakım sınırlar koymaya çalıştım. Yaz başı muhakkak Baileys yapıyorum mesela. Mevsimi geçmeden portakal, dikili çilekleri çıkınca çilek, yılbaşında nar likörü. Tabii arada heves edip alınmış fakat yenmemiş meyvelerden uydurmasyon likörler. Ama dediğim gibi, tadında bırakmaya çalışıyorum.
Tumblr media
Geçenlerde Özlem “Çok lezzetli oluyor, satsana bunları” dedi. Ocağın başında yüzümde bir gülümsemeyle Baileys’in kremasını karıştırdığım anlar geldi gözümün önüne. Eve yayılan o yoğun acıbadem kokusunun bana verdiği keyif. Sonra yüzümdeki gülümsemenin müşteriye ürün yetiştirme tasasıyla silindiğini, artık acıbadem kokusunun midemi bulandırdığını falan hayal ettim. Her seferinde aynı ve hatta daha iyi bir lezzeti tutturma hırsı. Olmaz o iş.
İnsan kendi işinin patronu olunca sanıyor ki özgürleştim. Özgürlük sadece dışardaki birinin boyunduruğundan kurtulmak değil aslında. Kendi zincirlerin de seni hapsediyor. Her şeyi mükemmel yapma, hep daha iyisine dönüşme hırsı kimimizin kodlarına sızmış. Çalışkanlığı erdemler listesinin en tepesine yerleştirip bir de onu kavramsal olarak yanlış anlayınca, dinlenme eylemini bile kendine çok görüyor insan.
Tumblr media
Nietzsche'nin konu hakkında bir sözü var. "Çalışkanlık bir kaçıştır, kişinin kendini unutma isteğidir" diyor. Görüyor ve artırıyorum. Kendini unutmak için önce kendini bilmek gerekir. Aşırı çalışmak, kişinin kendiyle tanışmaktan kaçmasıdır bir taraftan da. Belki de kendini hiç tanıyamadan ölüp gitmesidir. Ben kendimi tanımak ve kendimi hatırlamak istiyorum.
Başkaları ne düşünür bilemem. İş ve hayat dengesini herkes kendine göre kurgulamalı sonuçta. Ama anladım ki benim için bir hobi, hobi olarak kalmalı. Bir verim elde etmek için ya da ticari bir kaygı ile bokunu çıkardığım her şey keyif yerine sıkıntı veriyor. Sonra keyif almak için insanın elinde avucunda hiçbir şey kalmıyor.
Tumblr media
“Sevdiğiniz işi yaparsanız, bir gün bile çalışmış sayılmazsınız” lafını da Konfüçyüs söylemiş ama “kapitalizma” bağrına basmış sanırım. Evet bu yüzden bir gün değil her an çalışırım. Ben neden işime aşığım arkadaşım? Mesaiye kalmak için gönüllü olayım diye mi? Para yerine kişisel başarılarımla motive olayım diye mi? İşverenim zahmet etmesin, kendimi zaten ben kırbaçlarım diye mi? Açıkçası insanın kendini tüketmesi için aklıma daha yaratıcı bir yalan gelmiyor.
Daha önce de söylemiştim ama bu sefer yerine cuk oturuyor diye altını çizmek isterim. Artık yapabileceğim her şeyi yapmaya çalışmıyorum. Pastalar mı? Evet mahalledeki pastanede vitrinde duran pastalardan daha güzellerini evdeki küçük mutfağımda yapabilirim. Ama yapmam. Canımız san sebastian mı çekti. Alırız 2 dilim. Yapanın ellerine sağlık.
Tumblr media
The Siesta, Vincent van Gogh, 1889
En lezzetli yemeğin en sofistike yemek olması gerekmiyor. Bir sonuçtan keyif almak için ona harcanan para ve zamandan da tatmin olmalıyım. İşten eve gelince mutfak tezgahının başında bir saat daha harcamaktansa, şöyle hızlıca iki sıcak lokma ile sade bir sofra kurmak daha samimi duygular barındırıyor.
Likör satışımız yok maalesef. Ama yolunuz düşerse buz gibi bir portakal likörü ikram edebilirim. Artık yazdıklarımın kimsenin ilgisine ve dikkatine ihtiyacı yok. Bir deadline’ı da yok. Cemreyavuz.com’da paşa gönlüm ne zaman isterse o zaman basıyorum “gönder” tuşuna. Belki sadece ben okuyorum. Canım sağ olsun. 17.11.2024
0 notes
dolunay66 · 4 months ago
Text
#ŞİRİNLER yıllarca
#Komünizm propagandası yapmakla "suçlanmış" ve Amerika'da bir dönem gösterimi yasaklanmıştır.
Bunun nedeni; para olmadan komünal bir yaşam sürmeleri, Şirin babanın #KarlMarx'a benzemesi ve kızıl şapka giymesidir.
Şirinler köyünde herkes kendi işini yapar ve herkes aynı kıyafeti giyer.
Çizgi filmdeki Şirinlerin düşmanı #Gargamel papaz cübbesi giyer ve dini sembolize eder. Altın ve para düşkünüdür (kapitalizm) ve onları yeme (misyonerlik) gibi pek çok gizli unsur bulundurduğu iddia edilmiştir.
Şirinler çizgi filminin yaratıcısı #Peyo bir sosyalisttir. Peyo, yaptığı çizgifilmle bir mesaj vermek ve emperyalist Amerika'ya karşı bu yolla propaganda yapmak istemiştir.
#Şirinler köyünde hiç ibadethane bulunmaz. Kural ve kutsal yoktur. Para kullanılmaz ama herkes kendine gerekli olan şeyleri bedava edinir. Tembel şirin bile hiç bir iş yapmadığı halde bütün şirinlerle aynı standartlarda yaşamaktadır. (tembellik hakkı)
Şirin çileği tarlaları sadece bir şirine ait değildir. Bütün şirinler bu tarlalarda hak sahibidirler. #Gargamel'in kedisi azman ise (orjinalindeki adı azrail'dir) ABD'nin peşinden ayrılmayan küçük ülkeleri sembolize eder.
Ayrıca şirinlerin ingilizce yazılımı "#SMURF''tur. Bu da "Socialist Men Under Red Flag" yani "Kızıl bayrak altında yaşayan adamlar" anlamına gelir..
Tumblr media
34 notes · View notes
musfika-hanim · 1 month ago
Text
hava serin, yorganın altı tatlı. bugün evdeyim haftasonu yoğun bir program var evdeki işlerimi halletmem gerekiyor. büyük kızlar işlerine küçük kızçe okuluna gitti. kendime yarım saat daha tembellik yapma hakkı tanıyıp sonra güne ve işlere atlayayım diyorum. değişik bir ruh halinin içindeyim bir birikmişlik var belki ağlayarak atılması gerekiyordur. şükür ki ev ortamı yalnız olmam hasebiyle buna uygun. Allah hepimize selamet versin.
11 notes · View notes
oyunabirazara · 1 month ago
Text
*Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere*
*Önce Rabbini razı et:*
Vaktin kıymetini bil! Her şey geçer, ömür de geçer, bütün tartışmalar son bulur. Bütün koltuklar terk edilir. Bütün unvanlar, makamlar geride kalır. Ne yaparsan yap, kimseyi razı edemezsin, muhakkak bir eksiğin bulunur. Sen Allah’ı razı etmeye bak! Gerisi boş, gerisi gelir geçer…
*Her dakikanın hakkını ver:*
Hayatını düzene koy! Artık plan yapmayı bırak. Ömrünü uygulanmamış planlar çöplüğüne çevirme. En iyi planını seç ve onu mükemmelce uygulamanın peşinde ol. Dün geçti. Yarının da geleceği belli değil. İslam’ı yaşayacaksan şimdi yaşamaya bak. Neyi düzelteceksen şimdi düzelt. Hangi şerden vazgeçeceksen şimdi geç. Hangi hayrı işleyeceksen şimdi işle…
*Hayatı Allah’ın çizdiği sınırlarla yaşa:*
Ne kadar yoğun olursan ol, asla namazlarını gevşetme! Hangi makamda bulunursan bulun, asla İslami hassasiyetlerini protokol kurallarına kurban etme! Ne kadar kazanırsan kazan asla kursağından kul hakkı ve haram lokma geçirme! Hangi koltukta oturursan otur, asla haram olan bir işe imza atma! Hangi güce sahip olursan ol, asla zulmetme!
*Sürekli hayır ve salih amel peşinde ol:*
Her daim gayretli ol! Çünkü Allah, kendi yolunda gayret edenlere kendi yollarını gösterir. Bildiklerinle amel et, çünkü Allah bildikleriyle amel edenlere bilmediklerini de öğretir. Allah’ın dinine yardım et, çünkü Allah kendi dinine yardım edenleri yardımsız bırakmaz. Her zaman hakkın rızasını gözet, çünkü kim hakkın rızasını gözetirse hak da onu gözetir…
*Bir duruş ve şahsiyet sahibi ol:*
Şahsiyetini koru! En büyük unvanın Müslüman şahsiyetin olsun ki, tüm unvanların elinden alındığında ortada kalmayasın. Makamların değer kattığı adam olma ki, makamlar gidince değersiz kalmayasın. Koltuk arayan adam değil, koltukların aradığı adam ol ki, her zaman aranan adam olasın…
*Seni çürüten düşmanlarını tanı:*
4 büyük düşmandan sakın! Tembellik, korkaklık, gevşeklik ve gaflet. Tembeller üretemezler, zamanla statükocu ve muhafazakâr olurlar. Korkaklar inisiyatif alamazlar ve hep başkalarının gölgesinde yaşarlar. Gevşekler duruş sahibi olamazlar ve renkten renge girerler. Gafiller planlı ve programlı olamazlar ömürleri boşuna geçip gider…
*Önce nefsine karşı zafer kazan:*
Zafer arıyorsan, bil ki; sabah namazını cemaatle kılmak zaferdir. Gözünü haramdan, dilini gıybetten korumak zaferdir. Günlük Kur’an’la buluşmak, Allah’ı zikretmek zaferdir. Günahlar için tevbe edebilmek zaferdir. Değerlerinden taviz vermemek zaferdir. Unutma! Bireysel zaferleri kazanmadan toplumsal zaferlere ulaşılamaz...
*Ölçüyü koru:*
Ne okursan oku ancak önce Kur’an ve sünneti oku. Yoksa okuduklarını eleyecek bir süzgecin olmaz. Hakkı ve adaleti savunacaksan önce Kur’an ve sünneti öğren, çünkü hakkın da adaletin de ölçüsü Kur’an ve sünnettir. Ölçüyü kaybedersen yerini nefis, taklit ve başkalarına şirin görünme isteği alır. Böyle bir mücadeleden de hak ve adalet değil ancak zulüm doğar…
*Kendi gündemine sahip ol:*
Emperyalizmin ruhunu ve zihnini işgal etmesine izin verme! Dizilerin ve internetin karşısında erime! Planlı, programlı ve disiplinli ol! Bir dakikanı bile boşa harcama! Yaz, oku, düşün, araştır, konuş, sürekli hayrın peşinde ol! Kendi gündemini kendin belirle! Hak ve batıl mücadelesinde öncelikli gündemini asla kaybetme! Asıl amaçtan asla sapma! Araçları amaç haline getirme! Asıl hedefinin İslam’ı yaşamak, İslam’ı anlatmak ve İslam’ı hâkim kılmak olduğunu asla unutma!
Sakın aklından çıkarma! İslam savunulan bir ideoloji değil yaşanılan bir dindir…
7 notes · View notes
fikriminelagulu · 7 months ago
Text
Eğitim sistemi nedir? Ya da doğru eğitim sistemi nasıl olmalıdır? Hani saygıdeğer devlet büyüklerimiz sürekli öğrencilerin iyiliği için çalıştıklarını iddia ediyorlar ya keşke bu çalışmaları biz de görebilseydik. İçinde bulunduğumuz eğitim sistemi o kadar yanlış ki olmaması gereken her şey var. Öncelikle öğretmenler ve öğrenci ilişkileri hakkında konuşmak istiyorum. ��şinde başarılı olan bir öğretmen sadece ders anlatmakla yetinmemeli. Öğrencilerle arasında bir bağ kurmalı. Bu bağ öğrencinin içinde bulunduğu durumu göz temasıyla anlayabilecek kadar güçlü olmalı. Birçok öğretmen derste odak problemi yaşayan, uyumak isteyen, yazı yazmak istemeyen, söz hakkı almak istemeyen öğrencilere bağırıp çağırarak başarısız bir öğrenci olduğunu ima ediyor. Öğretmenin yapması gereken oturup biraz da kendisini sorgulamak. Bu öğrencinin ev ortamı nasıl? Yaşadığı bir olay yüzünden adapte olamıyor olabilir mi? Dersimi sıkıcı bir biçimde dayatarak mı anlatıyorum? Öğrencilere kaba mı davranıyorum? Önyargılı mıyım? Yeterince empati kurabiliyor muyum? Dersimi öğrencilerin de keyifli ve verimli geçirmesi için ne yapabilirim? Sınıf içi ayrışmaları ve olumsuzlukları nasıl giderebilirim? Bu tarz soruları öğretmen düşünmelidir tabi işinde iyi olan bir öğretmen. Eğitim hayatım boyunca öyle öğretmenlere tanık oldum ki inanın bana ben daha iyi öğretmenlik yapabilirim. Birkaç örnek vermek isterim. Bazı öğretmenler o kadar önyargılı ki. Hayatım boyunca neredeyse her ay hastaneye gitmek zorundayım. Bir öğretmen sürekli hasta olduğumu bildiği halde insan sürekli mi hasta olur? Git bir hafta gelme iyileş. Sizinki hastalık değil tembellik. Böyle giderse sizden bir şey olmaz. Bakın öyle öğretmenden bahsediyorum ki siz ağlıyor olsanız gelip size neden ağlıyorsun? Noldu? Derse girmeyecek misin? Derste ağlayan öğrenci istemiyorum. Evet maalesef böyle öğretmenler var. Ve en kötüsü de bilgisi harika olan öğretmenlerin kalpsiz oluşu. Bazı öğretmenlerimiz onların bilmediği şeyleri bizim de bildiğimizi kabul görüyor. Oysa ki onun bilmediği bir şeyi bizim bilmemiz olası bir durum. Bu durumu kabullenemeyen öğretmenlerimiz bizlere ukala öğrenci muamelesi yapıyorlar. Böyle öğretmenler hala varken okula severek gitmemiz pek de mümkün değil sanki. Oysa ki öğretmenler ve öğrenciler birlik beraberlik içerisinde olsa eğitim ve öğretim hayatı çok daha istekli ve verimli geçecektir. Alanında başarılı bir öğretmen öğrencilerini sevmeli ve onlara sahip çıkmalıdır. Öğrenciler arasında olası bir olayda objektif davranmalıdır. Değerlendirmeler tamamen tarafsız olmalıdır. Öğretmen ve öğrenci ilişkisinden bahsettiğimize göre biraz da öğrenciler arasındaki ilişkilerden bahsedilebilirim.
Okullarda çoğu zaman yanlış disiplin sistemine bağlı olarak birçok sorun meydana geliyor. Örneğin öğrenciler arası gruplaşmalar, dışlanmalar, zorbalıklar bunların başlıcaları. Gruplaşmaların önüne geçmek bir hayli zor olsa da zorbalığı minimuma indirmek oldukça kolay. Öncelikle öğrencilere zorbalık kavramı hakkında anlaşılır ve güvenli bir anlatım yapılmalı. Daha sonra bu konuda görevli olan rehberlik öğretmenlerine büyük görev düşmektedir. İşini uzmanlıkla yapan rehberlik öğretmenlerinin bulunduğu bir okulda zorbalık minimum düzeyde olacaktır ve buna dayalı olarak öğrenciler okuldan daha çok verim alacaktır. Öğretmenler ve öğrenciler arasında bir güven olmalıdır. Böylece zorbalık gören öğrenci çekinmeden anlatabilmelidir. Sorunu hakkıyla çözebilecek bir rehber öğretmen gerekirse velileri de okula çağırabilir. En başta da dediğim gibi olaylar tarafsız ve objektif değerlendirilmelidir. Zorbalığı yapan öğrenciler uyarılmalı devamı olduğu süreçte disiplin kurulu tarafından cezalandırılmalıdır. Cezasız kalan her suçun devamı mutlaka gelecektir. Zorbalığa uğrayan öğrencilere takma kafana, cevap verme, karşılık verme onlar susarlar gibi acizce cümleler kurmak yerine zorbalığın önüne geçmek için çözümler aramalıdır. Neticede eline bir kupa kahve alıp o masaya oturmakla olmuyor öğretmenlik. Çözümü öğrenciler arıyorsa bir okulda öğretmenler kendilerini sorgulamalıdır. Bir öğrenci okula gelmek istemiyorsa bu sebeplerden ötürü öğrencinin güvenli hissedeceği bir ortam yaratmalıdırlar.
Biraz da ödevler hakkında konuşalım. Birçok öğretmen ödevlerinin eksik yapıldığını görünce sinirleniyor. Çünkü tek işlediğimiz ders onun dersiymiş gibi düşünüyor. Verilen tek ödev onun dersindenmiş gibi davranıyor. Pekala madem ki biz bütün ödevleri yapmak zorundayız öğrenci olarak neden öğretmenler sınavları okumayı haftalar sonra bitiriyor? Öğretmenlere bu soruyu soran öğrencinin muhtemel sonu disiplindir ama ben söyleyeyim cevabını. Onların girdiği tek sınıf biz değiliz peki bize verilen ödevleri tek siz mi veriyorsunuz? Lütfen genelleme olarak algılanmasın. Elbette ki işini tamamen layığıyla yapan birçok öğretmen var ancak kurunun yanında yaş da yanıyor ifadesi bu olsa gerek. Demem o ki istisnalar dışında birçok öğretmen işini severek değil para kazanmak için yapıyorlar. İşte bu yüzden birçok konuda geride kalıyoruz. Öğrencilerin fikirleri de göz önünde bulundurularak bir şeyler yapılmalıdır. Okullar sadece ders verilen bir yer değildir. Sosyalleşmek için önemlidir. Fiziksel aktiviteler için önemlidir. İdeal okullarda fiziksel aktivite yapılabilecek alanlar olmalıdır. Etkinlikler düzenlenmelidir. Sınav sistemine gelecek olursak her öğrenci kendi başarılı olduğu alanda ilerlemeli ve sınavlara bu alanlardan girmelidir. Matematik sevmeyen bir öğrenciye sınavda matematikten sorumlu tutarsanız o öğrenci başarılı olduğu alanı da kaybedecektir. Üniversite sınavları öğrencinin başarılı olduğu alan üzerine yapılmalıdır. Böylece hem eğitim sistemi ilerleyecektir hem de ülke ileriye doğru adımlar atacaktır. Beyin göçü minimum seviyeye ulaşacak ülkede başarılı işini severek yapan bireyler olacaktır.
2 notes · View notes
korayaker · 2 years ago
Text
SİYASET Lenin Sol komünizm Lenin Nisan tezleri Lenin Proleter devrim dönek kuattscki Lenin devlet ve devrim Lenin Emperyalizm Lenin Burjuva demokrasisi ve proleterya diktatörlüğü Lenin Ne yapmalı Lenin Materyalizm ve Ampiryokritisizm Lenin Bir Adim Ileri Iki Adim Geri Lenin Din Üzerine Lenin Ssosyalizm ve Savaş Marx Engels Komünist manifesto Yahudi Sorunu Alman İdeolojisi Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı Ücretli Emek ve Sermaye Ailenin ve özel mülkiyetin kökeni Konut Sorunu Mao Zedong Çelişki Üzerine Uzatmalı Savaş Üzerine Seçme Eserler -ı-ıı-ııı Kızıl Kitap Josef Stalin Diyalektik Materyalizm ve Tarihsel Materyalizm Marksizm, Ulusal Sorun Leninizmin İlkeleri Anarşizmi mi Sosyalizm mi Bolşevik parti Tarihi Muhalefet Üzerine Georgi Dimitrov Faşizme Karşı Birleşik Cephe Leo huberman Sosyalizmin alfabesi Politzer Felsefenin başlangıç ilkeleri Politzer Felsefenin Temel İlkeleri Nikitin Ekonomi politik Maksim Gorki Küçük burjuva ideolojisinin eleştirisi Kalinin Devrimci Eğitim Devrimci Ahlak Che Guevara Ekonomi ce sosyalist ahlak Paul lafargue Tembellik hakkı A.Şnurov Türkiye proleteryası John Reed Dünyayı Sarsan On Gün Ellen Meiksins Wood Sınıftan Kaçış İbrahim kaypakkaya Seçme eserler Mahir çayan Bütün Yazıları Hikmet kıvılcımlı Türkiyede kapitalizmin gelişimi Emrah cilasun - Mustafa suphi ve yoldaşlarını kim öldürdü Kapitalizm, Arzu ve Kölelik, Frederic Lordon Yeryüzünün Lanetlileri - Frantz Fanon Terry Eagleton Marx Neden Haklıydı Jhon Zerzan Gelecekteki ilkel Paulo Freire Ezilenlerin Pedagojisi Kropotkin- Ekmeğin Fethi Ivan Illich'in Okulsuz Toplum Hüseyin Can Sosvyetler ve Kürtler A.Kollontai Komünizm ve Aile N. kruspkaya Halk eğitimi Platon Socratesin Savunması Arthur Schopenhauer- Eristik Diyalektik
TOPLUMSAL CİNSİYET
Friedrich EngelsAilenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni Clara Zetkin Kadın Sorunun Üzerine – Clara Zetkin Lenin'in Bütün Dünya Kadınlarına Vasiyetleri Auguste Bebel Kadın ve Sosyalizm Alexandra Kollontai Marksizm ve Cinsel Devrim Alexandra Kollontai Komünizm ve Aile Alexandra Kollontai Bir çok hayat yaşadım Sibel Özbudun Marksizm ve Kadın Emek, Aşk, Aile Sibel Özbudun Küreselleşme , Kadın ve Yeni - Ataerki Ricardo Coler Kadın Krallığı Elisabeth Badinter Biri Ötekidir Shulamith Firestone Cinselliğin Diyalektiği Diana Gittins Aile Sorgulanıyor Simon de beauvoir ikinci cins Valeri solanes -Erkek doğrama cemiyeti Judith Butler- Cinsiyet Belası
PSİKOLOJİ
Sigmund Freud Totem ve tabu Sigmund Freud uygarlığın huzursuzluğu Sigmund Freud Düşlerin Yorumu Joel Kovel Tarih ve Tin Michel Foucault Deliliğin Tarihi Jean Twenge Ben nesli Rollo May Kendini Arayan İnsan Pascale Chapaux-Morelli İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon Erich Fromm Sevme Sanatı Eric Fromm- Özgürlükten Kaçış Caren Horney Çağın Nevrotik kişiliği  POSTMODERN FELSEFE john zerzan- Gelecekteki ilkel Terry Eagleton Postmodernizmin Yanılsamaları Fredric Jameson, Postmodernizm ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı Jean Baudrillard Simülakrlar ve Simülasyon Jean Baudrillard Tüketim Toplumu Jean Baudrillard Kötülüğün Şeffaflığı Jean Baudrillard baştan çıkarma üzerine Jean Baudrillard Neden herşey hala yok olup gitmedi Rainer Funk Ben ve Biz Postmodern İnsanın Psikanalizi - Zygmunt Bauman Akışkan Aşk / İnsan İlişkilerinin Kırılganlığına Dair Zygmunt Bauman  Akışkan Modernite Jean François Lyotard Postmodern Durum Michel Foucault Özne ve İktidar / Seçme Yazılar Michel Foucault Cinselliğin Tarihi Karakter Aşınması - Richard Sennett Kamusal insanın Çöküşü Richart Sennet Guy Debort- Gösteri toplumu
VAROLUŞÇU FELSEFE
Arthur Schopenhauer Cinsel Aşkın Metafiziği Arthur Schopenhauer ,Hayatın Anlamı Arthur Schopenhauer İsteme ve Tasarım Olarak Dünya Emil Michel Cioran Çürümenin Kitabı Terry Eagleton Hayatın anlamı Fernando Pessoa Huzursuzluğun Kitabı Ferdinand celine gecenin sonuna yolculuk Jean Paul Sartre Bunaltı Cesare Pavese Yaşama Uğraşı Franz Kafka Dönüşüm Samuel Beckett Godot'yu Beklerken Hermann Hesse Siddhartha Dostoyevski Yeraltından Notlar Dostoyevski Suç Ve ceza Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt Nietzsche Ecce homo Nietzsche Decal Candide - Voltaire Albert CamusYabancı Jhon fante toza zor Terry Eagleton Kötülük Üzerine Bir Deneme
ROMAN VE KLASİKLER
Maksim Gorki Ana Maksim Gorki Benim üniversitelerim Dimitır Dimov Tütün Kropotkin Ekmeğin Fethi Jack London’ Demir ökçe John Steinbeck Fareler ve İnsanlar Harper Lee Bülbülü Öldürmek Victor Hugo Sefiller Goethe Genç Werther'in Acıları Balzac vadideki zambak Dostoyevski Suç ve Ceza Dostoyevski Kumarbaz Dostoyevski Budala Dostoyevski Ev sahibem Dostoyevski Yeraltından notlar Stefan Zweig Satranç Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu Irvin D. Yalom Nietzsche Ağladığında Lev Tolstoy Anna Karenina Vladimir Bartol Fedailerin Kalesi Alamut Amin Maalouf Doğunun Limanları Harper Lee Bülbülü Öldürmek George Orwel Hayvan Çiftliği Jhon Steinbeck Fareler ve İnsanlar
Türk Edebiyatı
Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna Sabahattin Ali Kuyucaklı yusuf Sabahattin Ali İçimizdeki Şeytan Ahmet Hamdi Tanpınar Huzur Ahmet Hamdi Tanpınar Saatleri ayarlama enstitüsü Yaşar kemal İnce memed Recaizade Mahmut Ekrem Araba Sevdası Mehmet Rauf Eylül Peyami Safa Yanlızız Peyami Safa Fatih-Harbiye Peyami Safa Dokuzuncu Hariciye koğuşu Peyami Safa Bir teredüdün Romanı Namık Kemal İntibah Orhan Pamuk Orhan pamuk kırmızı saçlı kadın Yusuf atılgan Aylak adam Ahmet Ümit İstanbul Hatırası Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kiralık Konak
Yakup Kadri Karaosmanoğlu Yaban
Distopya-Ütopya
Aldous Huxley Cesur Yeni Dünya 1984 - George Orwell Ursula K. Le Guin Mülksüzler Damızlık Kızın Öyküsü
Din Tarih ve Antropoloji
Tanrı'nın Tarihi - Karen Armstrong
Ludwig Feuerbach-Hristiyanlığın Özü Marx Engels- Ailenin ve özel mülkiyetin kökeni Lewis Henry Morgan-Eski toplum Wilhelm Reich- Cinsel ahlakın boy göstermesi Freud totem ve tabu Claude Levi – Strauss  Yapısal Antropoloji Samuel NoahbKramer Tarih Sümerlerle Başlar Samuel noah Kramer Sümer mitolojisi M. İlin-İnsan Nasıl İnsan Oldu Darwin Türlerin kökeni Turan Dursun Din bu Dine Karşı Din - Ali Şerati Ataların Hikayesi Richard Dawkins Sibel özbudun -Antropoloji: Kuramlar, Kuramcilar Lenin Din Üzerine Karl -Marx Yahudilik Üzerine Hayvanlardan Tanrılara - Sapiens , Yuval Noah Harari Deccal - Friedrich Nietzsche Ahlakın Soykütüğü- Friedrich Nietzsche Peter Hopkirk İstanbulun Doğusunda Bitmeyen oyun Hans Lukaks kieser- Iskalanmış Barış
Martin Van Bruinessen Kürtlük Türklük Alevilik
Nuri Dersimi Kürdistan Tarihinde Dersim
Erdoğan Çınar Kayıp Bir Alevi efsanesi
Erdoğan Çınar Aleviliğin Kayıp Bin yılı
Ahmet Taşağıgil Gök Tengrinin Çocukları
Jena Paul Roux. Türklerin Tarihi
Tori Bir Kürt Düşüncesi Yezidilik
İrene Melikoff Uyur idik uyardılar
Hamza Aksüt Aleviler
Jean Hamilton Aanadoluda Heretik Hareketler
Faik Bulut Dersim Raporları
Mehmet Bayrak Dersim Koçgiri
Mehmet Bayrak Alevilik Kürdoloji Türkoloji Belge.
Hakkı Naşit Uluğ Dersim Medeniyete Açılıyor
4 notes · View notes
ozlemekk · 1 year ago
Text
bugün tembellik hakkı kitabına başlayıp bitirdim gerçekten her şey o kadar doğruydu ki hoşuma gitti zaten en sevdiğim hocam önerdi kötü olamazdı
0 notes
noveliusedebiyat · 3 years ago
Text
Tumblr media
"Çalışın, çalışın işçiler, toplumsal serveti ve kendi yoksulluğunuzu artırmak için çalışın. Çalışın ki, daha da yoksullaşarak daha çok çalışmak ve yoksullaşmak için birtakım nedenleriniz olsun. Kapitalist üretimin acımasız yasası budur işte."
Tembellik Hakkı, Paul Lafargue
13 notes · View notes
ahmetcumhur-blog · 7 months ago
Text
Tumblr media
4 notes · View notes
bilinmeyenada · 6 years ago
Quote
Eğer işçi sınıfı, kendine egemen olan ve özünü alçaltan kusuru söküp atarak o korkunç gücüyle ayaklanır ve bunu kapitalist sömürüden başka bir şey olmayan “İnsan Hakları”nı, "Yoksulluk Hakkı”ndan başka bir şey olmayan "Çalışma Hakkı"nı istemek için değil de, her insana günde üç saatten fazla çalışmayı yasaklayan çelik gibi bükülmez bir yasa koymak için yaparsa, dünya, yaşlı dünya sevinçten titreye titreye, içinde yeni bir evrenin zıpladığını duyacaktır.Ama kapitalist ahlakın yoldan çıkardığı bir işçi sınıfından, mertçe bir karar nasıl istenebilir ?
Tembellik Hakkı, Paul Lafargue
5 notes · View notes
ntheobscure · 5 years ago
Text
Tumblr media
0 notes
musfika-hanim · 2 years ago
Text
pazar gününün hakkı verildi, saat on ikiye kadar yataktan kalkılmadı, tembellik yapıldı. üstüne telefonda yarım saatte izmir otogarında evine dönüş yapmak için otobüs saatini bekleyen büyük kızçemle "aile" dedikodusu yapıldı. dün ortancama "evlatsanız yarınki kahvaltıyı siz hazırlasınız" esprisini, büyük laf sokma yoluyla yapmıştım :) şu an ben bu postu yazarken odasından çıkıp benim odamın kapısından geçerken "gidip kahvaltıyı hazırlayayım bari" dedi 😂 taşlar yerine oturuyor. bugün full yatcam, dinlencem hiçbir iş de yapmıycam. resmen kaslarım ağrıyor yahu ben mahvettim kendimi bu hafta. bu yorgunluğun bir sonu olmalı..
9 notes · View notes
tefrikayayinlari-blog · 7 years ago
Photo
Tumblr media
5 notes · View notes
cehenneminsanlardir · 7 years ago
Photo
Tumblr media
1 note · View note
geliyorlarr · 8 years ago
Photo
Tumblr media
8 notes · View notes