#iş ne gösterilen çaba
Explore tagged Tumblr posts
Text
Hızlı Kitap Okuma Teknikleri
Hızlı okuma, dakikada okunan kelime sayısını ve okunanların anlaşılma oranlarını artırmak anlamındadır. Hızlı okuyarak anlamak isteyenler gözlerini ve zihnini aynı anda geliştirmelidir. Çünkü hızlı okuma zihin ve gözle yapılan bir eylemdir. Normal okuma hızına sahip olan kişiler dakikada 150 ile 300 kelime arasında okuyabilir.
Hızlı okuma teknik bilgisine ve eğitimine sahip olan kişiler okuma hızını 3 hatta 4 katına çıkarabilirler. Hızlı okumanın sağlanması için tekniklerin bilinmesi şarttır. Hızlı okuma veya çabuk okuma teknikleri olarak bilinen uygulamalar aslında oldukça basittir. Uygulanması basit olan bu yöntemlerde önemli olan uygulamanın devamlı ve ciddiye alınarak yapılmasıdır. Hızlı okuma, gösterilen çaba neticesinde gelişme gösterir.
Hatırlama Tekniği Nasıl Uygulanır?
Hızlı okuma eğitimlerindeki en önemli teknik hatırlamadır. Okunulan parçanın ve yazılanların zihinde canlandırılması okuma hızını artırır. İnsan 5 duyu organını öğrenmenin içine ne kadar çok dahil ederse o kadar kalıcı ve sağlıklı öğrenir. Buna Yaşayarak Öğrenme de denilebilir. Okunan metnin içine girerek öğrenme artırılır.
Hatırlama tekniği, okunan bölümün sonunda veya sayfanın bitiminde yapılmalıdır. Akademik yazılarda ve zor metinlerde paragraf sonlarında durularak metin hazmedilmelidir. Duraklamalar yaparak hazmetmeyi hızlı okumaya yeni başlayanlar yapar. Üst düzey hızlı okuyucular okurken metni hafızlarında canlandırırlar. Hatırlamayı etkinleştiren iki önemli unsur vardır. Bunlar;
·�� İşaret taşları: Okuma sırasında bağlantılara ve noktalara işaretler konulmasıdır. Okuma sonrasında tek bakış işaretleri görmeye ve konuyu hatırlamaya yeterli olacaktır.
· Hatırlama durakları
Bilgiyi Sistemli Bir Şekilde Tekrar Etme Nasıl Uygulanır?
Okunan bilgiler hemen elde edilmez. Bilgiye sahip olabilmek için onun sıklıkla tekrar edilmesi gerekir. Sınava hazırlanan kişiler kendilerine verilen metinleri ve kitapları okuyarak bilgi edinmeye çalışırlar. Bunu yaparken; 60 dakika boyunca okunmalı. Bu zamanın 10 dakikası, ilk tekrara ayrılmalıdır. Sonrasında kişi 60 dakikalık zaman boyunca ne öğrendiğini kendine sorular sorarak sınamalıdır. Şayet yeterli derecede öğrenmediyse tekrarlar yapılmalıdır. Bilgiye sahip olmak için yapılması gereken tekrarlar şöyle gerçekleştirilmelidir;
· 10 dakika sonra 10 dakika tekrar
· 24 saat sonra 5 dakika tekrar
· 1 hafta sonra 3 dakika tekrar
· 1 ay sonra 3 dakika tekrar
· 6 ay sonra 3 dakika tekrar
· 1 yıl sonra 3 dakika tekrar
Beynin Hem Sağ Hem Sol Bölümünü Çalıştırmak Mümkün mü?
İnsanın beyninde sağ ve sol loblar bulunur. Sağ lob; sözel işaretleri algılama ve müzik konusunda etkindir. Sol lob ise soyut konular, matematik işlemleri ve zihinsel işlemlerde etkindir. Şayet bir kişi sağ ve sol lobunu birlikte çalıştırabilirse daha güçlü öğrenebilir. Öğrenme hızı iki katına çıkar. Bunu gerçekleştirebilmek için iki yöntem bulunur. Bunlar;
1. Öğrenmeyi tamamen zihinde oluşturmaktır. Bunu yapabilmek için zihinde harita oluşturulmalı, şekiller çizilmeli, önemli anahtar kelimeler bağlantılar sayesinde haritadaki yerini bulmalıdır.
2. Bir kağıda zihinde oluşturulan kavram haritasının çizilmesidir. Birinci yöntem profesyonellerin uyguladığıdır. İkinci yöntem ise yeni başlayan herkesin yapabileceği yöntemdir.
Yöntemleri uygulayanlar, soyut ve somut kavramları, sözel ve sayısal işaretlerle harmanlanır. Harmanlama neticesinde yol haritası çıkarılır. Beynin sağ ve sol lobları birlikte çalıştığından kişi daha iyi anlayacaktır.
Anahtar Kelimeler Oluşturma Kodlama Yapma Nasıl Uygulanır?
Hafıza ve hızlı okuma teknikleri arasında en çok işe yarayan teknik anahtar kelimeler oluşturarak kodlamanın yapılmasıdır. Daha önce bilinen şeyler yeni şeylere kodlanır. Böylece öğrenme ve anlama hızı artırılır.
Örneğin Fatih Sultan Mehmet’in padişahlığı döneminde Ege Denizi’nde aldığı adaların isimlerini ezberlemek zor olabilir. Adaların isimleri; Semadirek, Limni, İmroz, Taşöz, Midilli, Bozcaada ve Eğriboz’dur. Adaların baş harflerini TELSİM B olarak kodlamak öğrenmeyi ve hatırlamayı kolaylaştırır. Kodlamada hatırlanabilecek imgeler kullanıldığından yıllar geçse dahi unutma ihtimali söz konusu olmaz. Kimyada sülfirik asidin formülünü ezberlemek için kodlama kullanılır. H2 SO4 olan formül için Hasan İki Sevimli Osman Dört olarak kodlanınca unutma riski azalır.
Kişi, mantıklı kodlamalar yaparak sol lobunu, mantıksız kodlamalar yaparak sağ lobunu kullanır. Mantıksız kodlamaların akılda daha kalıcı olduğunu hatırlatmakta fayda vardır.
Bilgiyi Abartma Nasıl Uygulanır?
Bilgiler, soyut ve tek düzedir. Yapıları gereği tarih dersinde tarihler, edebiyatta şairler ve yazar isimleri vardır. Matematikte rakamlar, kimyada ve fizikte formüller bulunur. Bilgileri abartıp olduğunda başka bir şeye çevirmek akılda kalıcılığını artırır.
Örneğin; Osmanlı Devleti ile İran arasında ilk anlaşma 1555 yılında yapılan Amasya Anlaşmasıdır.
Kodlamasını ve abartmasını şu şekilde yapabiliriz; 155555 beş beş beş beş yılında İranlılar Amasya’dan ilk elmayı almışlar.
Yapılan kodlamada; 1555 tarihi, Amasya, İran kelimeleri bilgiyi hemen hatırlamamızı sağlar. Cümle saçma olabilir fakat anahtar kelimeler bilgiyi hatırlamayı kolaylaştırır.
Duygularını Katma - Oyun Yazma – Canlandırma Nasıl Uygulanır?
Duyguları katma, oyun yazma ve canlandırma yöntemi yaşayarak öğrenmenin bir parçasıdır. Okunulan parçalar duyularla ne kadar çok ifade edilebilirse o kadar iyi öğrenilir. Konuyu saçma bir tiyatroya çevirmek, saçma anlamı olan şarkıya dönüştürüp okumak öğrenmede etkili olacak ve akılda daha fazla kalıcı olmasını sağlayacaktır.
youtube
0 notes
Text
Kimsenin amelini sorgulamak,
Kimseye düşmez, Daha iyisini yapabilen, yapsın..! جنيت
#amel ne iş#iş ne gösterilen çaba#çaba ne gayret#gayret ne tohumlar fidana fidanlar ağaca ağaçlar ormana dönmeli yurdumda#evet
88 notes
·
View notes
Text
Medyumlar Nerede
Medyum Şikayetleriniz
Etkili büyü nasıl yapılır? Büyü Belirtileri https://www.medyumsikayetleriniz.com/ Kolay ve hızlı sonuç almak için hangi tür büyülerin tercih edilmesi gerekir? Büyü nasıl hazırlanır haydi şimdi hep birlikte öğrenelim. Sizlere hepsini bir bir anlatacağım, hiç merak etmeyin ve okumaya devam edin. Değerli kardeşlerim; çok önemli bulduğum bu makalemi sabırla okumanızı rica ediyorum çünkü bu yazımı okuduğunuzda şunları çok iyi öğrenmiş olacaksınız; büyü nedir, her hangi birine yapılan büyü nasıl bozulur, başarılı bir sonuca varmak için doğru büyü nasıl yapılır? Büyüden korunmak için hangi büyü çeşitleri ve yöntemleri kullanılır? İsterseniz ilk önce büyü nedir? Bunun tanımını size doğru bir şekilde yapayım, daha sonra konumuza devam ederiz. Papaz Büyüsü Nedir? İnsanlar Papaz Büyüsü olarak bilinen büyü metodu hakkında farklı bilgilere sahiptir. Bu büyü en büyük aşk büyüsüdür. Papaz büyüsünün nasıl yapıldığını herkes merak eder. Papaz büyüsü gerçek papaz büyüsüdür ve papazlara ulaşıp yaptırmak isteyen kişiler vardır. İşinin ehli medyumlar tarafından da yapılmaktadır ve yapılan büyü bozulabilmektedir. Hem yapılması hem bozulması çok zor bir iştir. Bu büyü en etkili sonuç olarak görülse de eşlere yapıldığından çoğu kişi tercih etmemekte ve korkmaktadır.
Papaz Büyüsü Neden Yapılır?
Papaz büyüsü nedir? Nasıl yapılır sorusuna açıklık getirecek olursak, sadece medyum hocalarla ve papazlarla yapılan büyüdür. Zor ve meşakkatli bir iştir son derece profesyonellik gerektirir. Medyumumuza güvenerek kendinizin ne istediğini bilerek yaptırmanız gerekir. Büyüyü yaptırmak için bizlere başvuran kişiler genelde kadınlardır. Eşleri onları aldatarak veya başka yollarla onlardan uzaklaştığı için kadınlar bu etkili yola başvururlar.
* Bir erkeği veya kadını eve bağlamak * Çiftlerin barışması * Aldatan eşin geri dönmesi * Eşlerin arasında ki anlaşmazlıkların düzelmesi için yapılabilir
Çok etkili bir büyü olduğu için profesyonel kişiler tarafından yapılmalıdır. Bu alanda en iyi ve etkili sonuçları yılların tecrübesi ile ortaya koymaktayız. Bu büyü birbirine helal kişiler yani eşler ve dini nikahlı kişiler arasında yapılmaktadır. https://www.medyumsikayetleriniz.com/ Papaz Büyüsü Nasıl Yapılır?
Papaz büyüsü 2 yöntem ile gerçekleştirilir. Büyülerin en zoru ve en etkilisi olduğu için medyum arayışına girip olumsuz sonuçlar elde etmemek için bizimle iletişime geçiniz.
* Adet kanı ile yaparlar * Sıcak adet kanı * Soğuk adet kanı
Adet kanı olduğu için tekrardan açıklıyoruz ehli ve profesyonel kişiler tarafından yapılmalıdır. Medyum hocamız bu konuda gerçekten profesyoneldir. Papaz büyüsünü bozmak istendiğinde hangi türle yapıldığını bilir. Papaz büyüsü yaptırmak istiyorsanız, bizim uzman medyum hocamızı arayarak randevu almanız yeterlidir. Adet kanı dışında tırnak, kıl, yılan pulu gibi malzemelerde kullanılacağından asla tek başınıza yapmayınız ve bu işe kalkışmayınız kötü sonuçlar doğurabilir. Hocamız gibi profesyonel medyuma geldiğinizde büyü yapabilir ve bozabilir. Hangi türde yapıldıysa büyü size yapılan bakımlar sayesinde bozulabilir. Eğer üzerinizde papaz büyüsü olduğunuzu düşünüyorsanız medyumumuza ulaşabilirsiniz. Çünkü papaz büyüsü yapılmasında ve bozulmasında profesyonel çalışmalar yapmaktayız. https://www.medyumsikayetleriniz.com/ Süryanı Büyüsü Süryanice yazdılığından dolayı halk arasında Süryani büyüsü olarak adlandırılmaktadır. En etkili büyü çeşitlerinden birisi olan Süryani Büyüsü inanışa göre etkili birisi tarafından yapıldığı zaman istenilen etkiyi ��ok kısa sürede göstermektedir.
Fakat islam dinindeki inanışa göre büyüdeki isteklerin şeytan ve tayfasından istendiği ve şeytanla yapılabilecek her türlü iş birliğinin, yardım çağrısının günah olduğunu bilerek bu yazımızı okumaya devam etmelisiniz. Süryani büyüsü kişinin evde kendi başına yapması yeterli olan bir büyü çeşidi değildir.
Bunun nedeni çok etkili bir büyü olmasından kaynaklanmaktadır. Çok eski zamanlardan beri kullanılan Süryani Büyüsü günümüzde dahi büyü konusuyla ilgilenen kişilerin takip ettiği ve merak ettiği büyüler arasında yer almaktadır. Çok eski zamanlardan beri bilinen Süryani Büyüsünün büyünün takipçisi olan kişilere göre irfan sahibi olan kişiler tarafından tespit edildiği düşünülmektedir. Süryani Büyüsü tek bir büyü çeşidi değildir ve geniş bir çerçevede ele alınacağından dolayı farklı kollara ayrılmıştır.
Süryani büyüsünü tercih edenlerin ilk amaçları karşıdakinin sevgisini kazanmak ve kişinin birisine bağlanıp ondan başkasını gözün görmemesini sağlamaktır. Süryani büyüsünün evli olan çiftlerden birisinin başka birisine evli olmasına rağmen aşık olup, evi terketmek istemesi durumunda da yapılmak istendiği durumlar yaşanmıştır.
Süryani Büyüsü Nasıl Yapılır? https://www.medyumsikayetleriniz.com/ Büyü konusunda inancı olan kişilerin yapmış oldukları yorumlar incelendiğinde süryani büyüsünün çok farklı dallara ayrıldığı ve bu yüzden ona büyülerin büyüsü adı verildiği anlaşılmaktadır. Fakat Süryani Büyüsü konusundaki araştırmalarımız devam ettiğinde etkili olduğu düşünülen büyü çeşidinin inanışa göre güvenilir, konusunda uzman kişilerce yapılması gerekmektedir. Aşk Büyüsü Birçok insan aşkın acı ve tatlı halini yaşamıştır. Fakat aşk bazen tek taraflı olabilir. Aşık olunan kişi size aşık olmayabilir, yani duygular bazen karşılık bulamamaktadır. İnsanlar aşık olduğu kişiye hislerine karşılık alabilmek adına birçok yolu dener. Bu alanda çaba gösterilen yollardan biride medyumlar sayesinde büyü yaptırmaktır.
Aşk Büyüsü yapmakta bu yöntem ve yollardan biridir. İnsanlar aşk büyüsünü yolun sonu olarak görürler. Aşk büyüleri için insanlar medyum ya da hocalar ile işbirliği içinde olurlar. Bu büyüyü yaptırmak isteyen kişiler öncelikle işin ehli olan bir medyum bulmalıdır. Bu alanda tecrübelerimiz ve deneyimlerimiz sayesinde kesin sonuçlar elde edebilirsiniz. Bu büyü için güvenilir olamayan veya bu işi profesyonel olarak yapmayan kişilere gidildiğinde olasılık düşük olur.
Peki, aşk büyüsü nedir
Günümüzde birçok medyumun yaptığı ve yapmaya çalıştığı bir büyüdür. Bu alanda deneyimli olan medyumumuz aşk büyüsü yaptırmak isteyen kişilere profesyonel bir şekilde yardımcı olmak için çalışmaktadır. Medyumculuk hizmetimiz, kişilerden âşık etmek istediği şahıs hakkında bilgileri alarak onlara yardımcı olmak ve istediklerini gerçekleştirmek için yapılacak olanın en iyisini gerçekleştirmektedir. Medyumumuz bu konuda üstün bilgi ve potansiyele sahiptir.
Aşk Büyüsü Ne İçin Yapılır?
Âşık olduğu kişiyi geri kazanmak ve kişiyi kendini aşık etmek için yapılır. Sevgiliye ve eşe yapılabilir. Nasıl yapıldığı hakkında ayrıntılı bilgiyi bizimle iletişime geçen kişiler ile paylaşmakla beraber sizlere kısaca aşk büyüsünü şöyle açıklayabiliriz; Aşk büyüsü medyumlar tarafından, aşık etmek isteyen kişiye bu büyüyü ne için yaptırmak istediğini ve gerçekten emin olup olmadıklarını sorarak başlar. Medyumlar kişinin gerçekten emin olduğunu anlamaları için onlarla konuşurlar. Bu bilgiler sayesinde işlerini özenle yapmalarını sağlar. Aşk büyüsünün nasıl yapıldığını elbette merak ediyorsunuz. Fakat bizim deneyimli medyumumuz sayesinde yapamayacağınız büyü yoktur. Bu tarz büyüler işinin ehli olan medyumlar sayesinde yapılır.
Size medyum yollarını, metodlarını anlatabilirim.
Yakılarak hazırlanan (mum ile) Denize, akarsuya, akıntılı suya dökülen Herhangi bir toprağa gömülerek Aşıl etmek istediğimiz kişiye yedirerek veya içirerek Âşık etmek istediğimiz kişinin özel çamaşırlarını kullanarak Âşık edilecek kişiye ait saç, tırnak vb. vücudundan parçalardan yapılır Canbaz büyüleri Papaz büyüleri
Yukarı da yazılan gibi birçok çalışmamız vardır. Fakat bunların kesinlikle deneyimli bir medyum vasıtasıyla yapılması gerekir. Aşk büyüsü yapmadan önce bize danışmanızı öneririz, deneyimsiz medyum aracılığıyla yapılmayan büyülerin gerçekleşme olasılığı düşüktür. Bu yüzden bizlerle iletişime geçmenizi öneririz Bağlama Büyüsü Bağlama büyüsü kişinin sevdiği kişi ya da eşi ya da sevip de karşılık göremediği kişilere karşı yapılmaktadır. Büyünün amacını sevilen kişiyi kendine bağlayarak bir daha vazgeçememesini sağlamaktır. Bağlama büyüsü tarafımıza başvuran birçok kişinin bizden istediği çalışmalardan biridir. Bağlama büyüsü konusun da bu alanda ilmi ve deneyimi en kuvvetli hocamız sayesinde istenen amaca kısa sürede ulaşılacaktır. Bağlama büyüsü için yapmanız gereken tek şey bizimle iletişime geçmenizdir. Medyumumuz üzerine büyü yapılacak kişi ve büyünün ne amaçla yapılacağına dair tüm bilgileri sizden alarak doğru şekilde ilerler.
Bağlama Büyüsü Nasıl Yapılır?
Bağlama büyüsü evde tek başına yapılması mümkün olmayan, yapılsa bile olumlu sonuçlar elde edilemeyen büyülerdendir. Bu alanda yıllardır çalışmalar yapan medyumumuz dahi bağlama büyüsünü son derece dikkat ederek gerçekleştirmektedir. Bu büyü hakkında internet araştırmaların da genellikle karşılaşılan içerikler şöyledir;
* Gerekli malzemeler temin edilmelidir. * Herhangi bir canlıdan elde edilen bir kâse temiz süt * Boş beyaz kâğıda yazılacak sözler ve cümleler * Boş beyaz kâğıt * Âşık edilmek istenen kişiye ait resim
Görüldüğü gibi son derece basit ve sıradan malzemeler ile böylesi önemli bir büyüyü yapmanın imkânı yoktur. Sizlere en iyi şekilde yardımcı olarak, her türlü sıkıntınızı hoş görü ile karşılayarak yardımcı olacak medyumumuza çekinmeden ulaşabilirsiniz. Bağlanma büyüsü hakkında merak ettiğiniz her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatarak içinizi rahatlatarak işe koyulacaksınız.
Bağlam Büyüsünü Bozmak Bağlama büyüsü kişinin kendisine yapılıp yapılmadığı anlaması son derece fark edilmesi güç bir durumdur. Tarafımıza başvuran kişiler ya da kişi yakınları büyüyü fark etmesiyle bizimle iletişime geçmiştir. Bağlama büyüsü muska, kâğıt, giysi ve pek çok şeye yapılmış olabilir. Bu nesnelerin fark edilmesiyle ya da kişideki değişimlerin bariz belli olmasıyla büyünün varlığından emin olunur. Bağlama büyüsünün varlığı anlaşılır anlaşılmaz hemen bizimle iletişime geçerek yapılması gerekenleri öğrenebilirsiniz.
Bağlama büyüsü işin ehli medyumumuz sayesinde en kısa sürede bozularak, etkisi kırılacaktır. Bu sayede kişi ve ya kişi yakınları rahata ererek içinde bulunduğu zor durumdan kurtulacaktır. Hüddam Nedir ? Şans ve Kısmet Açma Büyüleri
İnsanlar bazı olaylar neticesinde kaybettiği zaman ya da işlerin beklediği gibi olmadığı zamanlarda kısmetin kendisinden kaçtığına inanmaktadır. Dünya üzerindeki gizli bilgiler ile yapılacak olan şans ve kısmet açma büyülerimiz ile şansın sizlerin kendi kontrolünde olan bir olgu olduğunu göreceksiniz. Alanında uzman olan medyumlarımız ile yapılacak olan büyü ile artık şansızlığınız kırılacak ve kısmetiniz açılacaktır.
Şans ve Kısmet Açma Büyüleri Nasıl Yapılır?
Şans büyüsü yapılırken öncelikle bu konuda uzman kişiler tarafından yapılmasına dikkat edilmelidir. Şans büyüsü yaklaşık olarak 5 gün içerisinde sonuçlanan bir büyü işlemidir. Kâğıt üzerine yazılacak olan dileklerin üzerine gerekli olan dulalar kusursuz şekilde medyumlarımız tarafından okunmaktadır. Size yardımcı olan medyumumuzun engin tecrübeleri ışığında onun belirlediği gün kadar dua okuması devam etmektedir. Yapılan işlemler neticesinde şansızlığınızın kırıldığının farkına varacaksınız. Kısmet açma büyüsü ise rızıklarının kesildiğini düşünen insanların başvurduğu yöntemdir. Şans ve kısmet açma büyülerinde oldukça bilgili medyumlarımız bu konu ile ilgili olarak, hazırlayıp okuyacakları dua ve takip edeceği süreç ile kısmetiniz açılacak. Artık hayata daha fazla bağlı hale geleceksiniz.
Şans ve Kısmet Açma Büyüleri Yapmanın Sırları
Kısmetinin kapandığına ve şansın kendisinde tamamı ile çekildiğine inanan insanalar bu büyüleri kendileri de yapabilir. Ancak şans ve kısmet açma büyüleri çok ince detay isteyen dualar ve dikkat isteyen bir süreçtir. Bundan dolayı insanlar;
· Büyü yapmadan önce bütün hazırlıklarını yapmış olmalı, · Hangi büyü için hangi dua okunacak iyice öğrenmeli, · Süreç içerisinde yapılacaklara dikkat etmelidir.
Şans ve kısmet açma büyüleri rahmani işlemler ile kuvvetlendirilmediği sürece cılız kalmaktadır. Bu nedenden dolayı sizlerin yerine işinin ehli olan medyumlarımız bu süreci sizler için kontrol etmektedir. Çok sayıda yaptıkları büyü eşliğinde almış oldukları olumlu referanslar ışığında medyumlarımız sizleri en kısa sürede şansız ve kısmetsiz halinizden kurtaracaktır. Medyumlarımız şans ve kısmet açma büyüleri denildiğinde her zaman akla ilk gelen, en çok tercih edilen ve en çok memnun kalınan medyumlardır. Medyumlarımız sorunlarınız çözmek için sizleri bekliyor. #medyumcular #medyum #cin çıkarma #aşk büyüsü #hüddam #süryani büyüsü #papaz büyüsü #nazar #büyü #büyü belirtileri #bağlama büyüsü #medyum ne demek #medyum iletişim adres #en iyi medyumcular #hocalar https://www.medyumsikayetleriniz.com/
1 note
·
View note
Text
Yenişehir’de Bir Öğle Vakti – Sevgi Soysal – Alıntılar
Okuduğum ilk Sevgi Soysal kitabı. Halkı mükemmel bir şekilde gözlemlemiş ve gözlemlerini ustalıkla dile getirebilmiş. Ayrıca çok güçlü bir sol perspektifi var. Hikayeleştirmelerine ayrıca bayıldım. Bir Ankara hikayesi olmasına rağmen, çok sürükleyici geldi bana. İçerisindeki karakterlerde, insan muhakkak tanıdığı birilerini hatta yer yer kendini buluyor. Bununla beraber karakterlerin iç dünyalarını bilirmiş gibi yazması, kitabın bazı yerlerinde, inandırıcılığın azalmasına neden oluyor. Kesinlikle tavsiye edeceğim, keyifli bir kitap. -hbasarik
Bu arada ağabeyi evlenip çocuk sahibi olmuş, ana babalarının alınyazılarını değiştirmek konusunda birbirlerine vermiş oldukları andı, kendi açısından bozmuştu bir bakıma. -67
Ama anası, ağabeyinin elbette evleneceğini, yaşının çoktan geldiğini söyleyerek haklı çıkarıyordu oğlunu. “ Sen de bir gün evleneceksin,” diyordu. “Sen de bir gün evlenip yabana gideceksin, diyordu babası, “o zaman ya çocuğun olduğu için çalışamayacaksın ya da kocana yardım etmek zorunda kalacaksın. Elin oğlu niçin anana babana baksın? İyisi mi ben de şimdiden bir iş bulayım kendime.” Mehtap bu muhtemel, kaçınılmaz gösterilen ihanetin sözünün bile edilmesini istemiyordu. Ama yüreğinin derinlerinde bir yerlerinde, söylenenlerin yanlış olmadığını hissediyor, kendisini en güzel inançlarına sırt çevirmeye zorlayan bilinmez bir düşmana kin besliyordu. -69
Babası bu sabah, özel bir şirkette yeniden çalışmaya başlamıştı. Karayolları’nda aldığı paranın daha azına ve daha fazla çalışma saati karşılığında. Birileri, ağabeyi ya da başkaları, ama mutlaka birileri ihanet etmişti. Mehtap’ın bütün çocukluğunu, inanç ve çabalarını hiçe indirgeyen, gözünü bile kırpmadan düşündeki yaşlı kurdu babasının üstüne salan birileri vardı. (...)
Kendisi bu bankaya bütün sıkıntılarına rağmen, bazen çorap, bazen sinema parasından kısarak, beş on lira yatırıyordu her ay. Çok az para birikmişti şimdiye kadar. Ama bu para, çok yavaş, dayanılmaz yavaşlıkta çoğalsa da, bunun bir kuruşunu bile, Allah göstermesin ölüm ve hastalık hariç, hiç çekmemeye kararlıydı. Bazen bütün yaşıtlarının aklına esiveren istekleri büyük bir kararlılıkla içine bastırıyor; okulunu bitirince, maaşı artınca bu parayı mutlaka çoğaltacağını, bir ev kredisi alacağını (evdekilerden gizliyordu para biriktirdiğini), alacağı katla onlara sürpriz yapacağını; bakın nasıl ihanet etmedim ben, nasıl boşa çabalamadım, bakın ampul ışığında anlatılan masal masal değildi, mümkündü, her şey, bunca çabayla her şey mümkündür, diye bağıracağını umuyordu. Ama parası çok yavaş çoğalırken kredi almak için yatırılması gereken paranın miktarı da çoğalıyor, hele en kötüsü, kat fiyatları kendi biriktirme hızıyla kıyaslanmayacak bir hızla artıyordu. Evet değişiyordu bir şeyler, ama hep o büyük başlı kurdun işine geliyordu bu. (...)
“Bari paranızın bir kısmını bırakın da, yine para yatıracağınız zaman yeniden hesap açtırmak zorunda kalmayın.”
Necip Bey şaşkınlıkla baktı Mehtap’ın yüzüne. Bankada hep bu kız görürdü işini. Ço sessiz, çok ciddi bir kızdı. Şimdiye kadar böyle soru sorulmadan konuştuğunu hiç görmemişti. Kızın yüzüne dikkatle baktı. Kızın yorgun, rakamlardan mavisi sulanmış gözlerindeki yalvarıcı ifadeye bir anlam veremedi. Mehtap’ın kendi masalını savunduğunu nasıl bilebilirdi? Necip Bey, mirasının tükenmesine ilk kez ilgi gösteren, buna acıyan biriyle karşılaştığı duygusuyla kızın laubaliliğini hoş gördü. -71
Mehtap, Necip Bey’in ardından baktı. İyi ki artık bankaya uğramayacak diye düşündü. Durmadan bankadaki parasını çeken, bir umudu durmadan azaltan, bir gün her şeyin bankadaki paralarla değişivereceği umudunu sarsan, masalı inanılmazlaştıran, ihanetin tarafını tutan biriydi bu. (...)
Öğlenleri çok hafif yerdi. Bu kara dünyada şık bir görünümü korumaya çok önem verirdi. Güzelliği savunan ve koruyan kaç kişi kaldı? -73
Çocukken kara çoraplı çocuklar kendisine engel olmasınlar diye sevmemişti onları. Şimdi sık sık insanlık, hümanizm gibi sözcükler kullanıyordu. Kullanması gereken sözcüklerdi bunlar. Bu sözcüklerle ilgili, gerekli bilgileri de öğrenmişti. Ama sevmeyi daha küçük yaşlarda unutmuştu. Bu konuda hiçbir çalışkanlık göstermemişti. Hiçbir deneyi yoktu. Öyle güdük kalmış, öylesine kireçlenmişti ki sevme yönü, şimdi sevmeye başlaması demek hayat boyu hiç jimlastik yapmamış bir insanın takla atmaya kalkışması gibi bir şey olurdu. Belkemiği kırılabilirdi insanın. İnsanlarla, çalışmasına engel olurlar diye, insanca bağlar kurmaya pek alışık olmadığından, şimdi insanlığın geleceği konusunda düşüncelerini ileri sürmek durumunda kaldığında, şu ya da bu kitapta okukuduğu, şu ya da bu düşünürden sözcükler sıralıyordu. -98
Kendi ocağındaki yoksula hayrı dokunmayanın alemin öksüzüne ne hayrı dokunurmuş. -105
Olcay, anasının bu işi, sadece ve sadece dünyasını tedirgin etmek için yaptığına emindi. Anası hep sevdiği ve hoşlandığı şeylerle arasına girmişti. Sevgiyle arasına. Sevdiği bir kitapsa, kitapla arasına. Renkli balonlarla arasına... -109
Çünkü, yoksul çocukları, babanesinin ona anlattığı masallardaki uçan halıya bindirir gibi, balonuyla Kafdağı’nın ardına uçurmak istiyordu. Bu çocukları Kafdağı’nın ardına uçurmak istemesinin nedeni basitti. Bu çocukların niçin yoksul olduğunu sorduğunda, bu dünyanın böyle olduğu söyleniyordu kendisine. “Ben büyüyünce çok zengin olacağım, bütün bu çocukları kocaman bir evin içine koyacağım. O zaman kaldırımın üstünde kıvrılıp yatmayacaklar...” “Dünyayı değiştimek sana mı kaldı akılsız?” Hep böyle cevaplar verecekti anası. Olcay bu cevapların nedenini anasınıan cimriliğine bağlayıp kızıyordu. Hangi çocuk anasının kendisini, oyuncakçı dükkanlarının, simitçilerin, sondurmacıların önünden hırsla çekişini hoş görebilir? -111
Babaannesini severdi Olcay. (....) O anası gibi, umursamaz bir el hareketiyle, yoksul çocukları hep yoksul olmaya mahkum etmiyor, onları prenses, prens, kral yapıyordu. (...) Annesi başkalarına verdiği için hiç balon almayacağını söylüyordu. -112
Olcay, Pazar günlerinin dışında, bahçeye çıktığı zamanlar, sevgisizlik duvarını aşmak istedi hep. Çocuklarla ilişkisinde uzlaşmacıydı. Sevilmeye çaba gösterirdi. Kendisini de oynatmaları için aşağıdan alırdı. Çocuklar hemen anladılar bunu. Güçsüzlüğe karşı gösterdikleri doğal tepkiyle alaya aldılar onu. Topunu elinden alırla, buna karşılık onu oynatmazlardı. Terledi terleyecek, diye mızmız yetiştirilmiş olduğu için hiçbir oyunu iyi oynayamıyordu. Güçsüz ve hastalıklıydı. Çabuk yorulurdu. Arkadaşlarıyla başa çıkması mümkün değildi. Hem topunu alıyorlar hem de sevmiyorları onu. Bazen bu haksızlığa dayanamayıp anasına şikayet ediyor, topunu geri alıyordu. Çocuklar hiç konuşmayarak intikam alıyorlardı ondan. O zaman, kendisiyle barışmaları için yalvarıyordu onlara. Yine barışmıyorlardı. Yeterince yalvarttıklarına akılları yatınca, “Git bize ciklet al, o zaman barışırız,” diyorlardı. O da anasından gizli ciklet alıyordu onlara. Çocuklaırn sandığı gibi zengin değildi ki. Anası çok az harçlık verirdi. -114
O sıralar Camus en sevdiği yazar oldu. İnsan sevgisi ve elde olmayan başarısızlık... çok yakın geldi bu bakış açısı ona. Yabancı’yı büyük bir heyecanla okudu. Seçilmemiş insan ilişkilerinin olumsuz alınyazısı, çocukluğunu, sağlıksızlığını yeniden utandırıyordu içinde. Sartre’ın Duvar adlı kitabını okudu. Çocukluğunun sevgisizlik duvarı yeniden büyüdü düşüncesinde. -116
Oğluna olan sevgisi cimriliğini yenemediği için, bu sevgiyi başkalarına ödetirdi. -117
Ona niçin bu kadar kızıyorum? Sonuç olarak herhangi biri o. Üstelik annem. Belki de gerçeği görmemde, ters davranışlarıyla yardımcı olanlardan biri. Bana istediğim anlayışı, sıcaklığı gösterseydi, belki gevşerdim. Sevgi aranmazdım. Aranmazdım. -122
Olcau, anasının haklı olup olmadığını düşünmüştü. Tanıyor muydu bunları gerçekten? Ali’nin sözleri geldi aklına. “Senin sınıfından olanların, hep kelekçe bir saflığı vardır. Sorunlara sınıf açısından değil, gözü yaşlı bir yufka yüreklilikle bakar, halkı tanımazsınız. Onlar da güven duymaz size. Suçluluk duygusu ve gözyaşları onlar için pek önemli, daha doğrusu yararlı değil. Onlar kendilerini ne suçlu hissederler ne de yufka yürekleri vardır. Kuşkulu ve gerektiğinde haindirler. İyi yürekli ya da kötü yürekli olmakla ilgisi yok onların, var olup olmamkla ilgisi var. Buna da bilek ister. Zayıflardan hoşlanmazlar. Onları kendine inandırman için, ne iyi niyet, ne de insan sevgisi yeterlidir. Tam tersine. Onlara katıldığına dair kanıt isterler. Seni onlardan ayıran şeylerle bağını koparmanı isterler. Yani bu düzenle olan bağını. Çğnkü bu yürek denen nesne katılaşıverir ve o zaman eski rahatlığına dönebilirsin kolayca. İşte bunun için güvenmezler. Tuzu kuru olmak hikayesi. Dönüş yollarını bozduğuna akılları kesmedikçe de sürer kuşkuları. -123
Ne demek hükümete girmek? Kafaları hükümet deyince yıllar yılı, padişah, nazır, paşa gibi ulaşılmaz yükseklikteki insanları düşünmeye alışık olduğundan, Doğan Bey’i de öyle büyütmüşlerdi. Çok büyük adam olmuştu Doğan Bey yani. Ve onlar için büyük adam kısaca, yanında ayakta durulması gereken, eli öpülen, her sözü buyruk kabul edilen biriydi. -129
Eşya verilmez, soyunu inkar etmek gibi bir şey bu. İnsanın soyunu sopunu sahip olduğu eşyalar belirler. -132
Mevhibe Hanım kayınpederinin ufak bahçesinde iki vişne ağacı varken çilek reçeli yapmaya kalkmaz. Bu felsefe sonuç olarak Mevhibe Hanımların evinde çocukları isyan ettiren bir tekdüzelik yaratmıştır. -133
Mevhibe Hanım çocuklarını bu ev içi saatinin parçaları gibi görür. Onlar, akreple yelkovanın aynı yönde dönebilmesi için yerlerinde durmalıdırlar. Ayakkabılarını ve ellerini kirletmeden. Kendi başlarına bir şey yapmaları bu gidişi bozar. Çocuklar için, bu makinenin içinde, bu makineyi belirli bir biçimde işletmekten başka bir durum söz konusu olamayacağına göre, onlar ancak bu makineden koparak aynı yönde dönmenin aracı olmaktan kurtulabilirler. Ama o zaman makinenin çalışmayacağını Mevhibe Hanım. Buna göz yummaya da hiç niyeti yoktur. Çocukları ise, aslında belirli bir makinenin parçası olduklarını bildiklerinden, bu makineden kopsalar da tek başlarına anlamsız bir parça olarak kalmak ya da beğendikleri makineye uyamamak ya da uydukları makinenin yine beğenmedikleri bir makine olması korkusuyla olumsuz bir sınırda yaşarlar. -134
“Benimle bir şey içer misiniz?”
“hayır”
“Niçin?”
“İçki içecek param yok.”
“Sizi ben çağırdım.”
“Olabilir, ama benim paramın olmaması önemli.”
“Canım, başka zaman da siz çağırırsınız beni.”
“Mesele burda ya, başka zaman da param olmaz benim.”
“O zaman kimde para varsa o verir. Lafı mı olur bunun?”
“Tabii, olmayan için lafı olur.” (...)
Doğan düşüncelerinde katılığı severdi. Ali’nin ise, sorunlara, bağlı oldukları olaylar ve durumlara göre değişikbakabildiğini ve değerlendirmelerindeki bu değişimin ona bir anlamda esneklik verdiğini seziyordu. Sonraları Doğan, Ali’ye, “Senin sınıfından olanların daha katı olmaları gerekmez mi?” diye sorduğunda, “Tam tersi,” demişti Ali, “asıl senin gibi, sorunlara sadece okuyarak yaklaşanlar katıdır. Olaylar karşısında gerekli uyum ve değişim gücü genellikle yoktur onlarda. Çünkü aslında suçlu ve korkaktırlar. Kim ki bir şeyi gizlemek ister, duvar çekmeye meraklı olur. Küçük burjuva aydınları, aslında bir suçluluk duygusuyla düşüncelerine gem vuramayıp alıp başlarını giderler. Kendilerini değiştirememe korkusu, onlara sözde her şeyi bir çırpıda değiştirme ataklığı verir. Bazen teoriyi, korkaklık ve suçluluklarını gizleyecek bir duvar gibi kullanırlar. Hareketlilik ve esnekliğin gerekli olduğu durumlarda bu katı, dural duvar olayların gübüne, baskısına dayanamayıverir ve ardından korku ve suçluluk sırıtır. -161
Doğan ayrılmak istemiyordu Ali’den. Ona bir daha rastlamamaktan korkuyordu. Paris’ten döndüğünden beri, Paris’te başlayan, ama kahvehane esprileri içinde günbegün uyuşup kabuğunu kıramayan sıkıntıyı fora ediyordu içinde. Başarısızlığını, anlamsızlığını. Filimcilik okumak istemiş, yapamamıştı. Belki de yeterince istememişti bunu. Belki de yeterince istediği hiçbir şey yoktu. Okuduğu bir yığın kitap aslında kafasını karıştırmaktan, daha doğrusu kendisini sıkan şeylerin çoğalmasından başka bir sonuç vermemişti. Hiçbir zincirin halkası olamamıştı. Ne öğrenci, ne sanatçı, ne aydın, ne de gerçek bir burjuva. -162
Oğlu eve dönen ana rahatsız mı olurmuş? (...)
Bir insanın her durumu paylaşabilecek kadar yakın bir dostu olabileceğini aklı almazdı. -163
Aslında her şeyin iyisini sevmeli ya. İnsan dediğin, yapabileceğinin en iyisine layık görmeli kendini. -169
“Nerden çıkarıyorsun bunları?” “Çıkarmıyorum. Soruyorum. Sormak iyidir. Yanılmamak için.”
“iyi, herkes kendi yolunu kendi bulacaksa, bir şeyler bildiklerini, bazı şeylere yön verdiklerini iddia edenlerin bilmeyenlere karşı bir sorumlulukları yoksa o zaman haklısın. Ama böyle düşünen bir insanın başkaarını eleştirmeye hakkı yoktur pek.” (...) “Sen, sıf çevrende sana sıkıntı veren ve bu yüzden karşı çıktığın şeylere, daha da karşı çıkmış olmak için dostluk ediyorsun benimle. Benim gibileri beğenmekle kendi içinde bir değişim yaptığını sanıyorsun. Benim, başka türlü olması mümkün olmayan nice ufak davranışım, sende hayranlık uyandırıyor. Doğal davranışlarımın önemsenmesi rahatsız ediyor beni, çünkü bunlar benim marifetim değil, içinde büyüdüğüm koşullaırn sonucu. Bir işçi çocuğu olmamı önemsiyorsun, oysa bu da benim marifetim falan değil. Dostluğumuzun sağlıklı olabilmesi için, yanlış yere edindiğin komplekslerin ışığında görmemelisin beni. Bunların dışında, yalın ve çıplak, beni, benim sorumlu olduğum yönlerimle değerlendirmelisin. -180
“işte ben, bu alışkanlıkarından biri olmak istemem. Senin düzenle olan bağlarından biri. Sabahki diş fırçan, ya da kolunun altına sürdüğün deodorant, ya da yumurtalı şampuan olmak istemem. Bunların günlük mutluluğunda, rahatlığında belki sadece ufak bir payları var. İşte ben bu gündelik mutluluğun daha büyük bir payı olmak istemem. Yani daha rahat olman, korkmaman için örneğin, destek olamam sana. Düzenle büyün bağlarını koparabildiğin zaman, ki bu cesaret ister, bu cesareti gösterebildikten sonra zaten karanlıktan korkmayan biri olursun. O zaman yine beni seversen, bu sevgi kabulümdür. Tamam mı?” -185
Bir labirent içinde geçen anlamsız çabalama yılları sonunda, kendi başına gördüğünü sandığı ışığı başkalarıyla paylaşmaya yanaşmak istemiyordu. Bir düşünceyi, bir buluşu, bir kurtuluşu, inancı, aydınlığı, dostluğu, sevgiyi, bu en insanca ve paylaşılması en gerekli şeyleri bile, yenemediği bir mülkiyet duygusuyla sadece kendisine alıkoymak istiyordu. -189
Susmuştu Olcay. “Berbere,” diyememişti. Söyleseydi doğal karşılayacaktı Ali. Ama niçin doğal kaşılıyordu, karşılamaması gerekirdi. Yaşamındaki tutarsızlığı söylemesi gerekirdi Olcay’a. Kendisini değiştiremeyen... Berber tornasından çıkıp operaya gitmekle, inanmadığı bir çevrenin inanmadığı alışkanlıklarını sürdürmekle, karşı çıkışlarındaki samimiyetsizliğin ortaya döküldüğünü yüzüne haykırmalıydı. Ama, böyle yapmazdı Ali, sade bir sesle, “Öyle mi?” derdi sadece, “Öyleyse bu akşam yalnız çalışırım. Yarın zamanın olursa sen de gel.” Bunun böyle olacağını düşündükçe bozuluyordu Olcay. Ali böyle davranmakla, Olcay’ı ciddiye almadığını göstermiş olmuyor muydu? Belki de Olcay’ı, yorucu kavgasının bir süsü olarak görüyordu. Olcay’ın inancının, kavgasının içine dalmasına hoşgörüyle katlanıyordu. -202
Can dediğin bir kez çıkar. Ama canı göze aldın mı hep karşılığını alırsın. Canın bir defacık gider ama canını göze alan hep karlı çıkar. Ya sermayen olacak ya da gözünü kırpmadan öne süreceksin canını. Bunun dışında hayat boyu uşaklık var. -226
Gülen adam, bir kez eli açık olur. Bu asık suratlılar, aslında cimri soyludur. Ve çoğunluktadırlar. İşte bir gülmeyi bile esirgeyen adam, parayı haydi haydi esirger. Bu sokaktan geçen şehirli kısmının çoğu hiçbir şeyi karşılıksız yapmaz. Gülmeyi de. Ya kendisini alsın diye yavuklusuna güler, ya iyi et versin diye kasaba güler, ya terfi ettirsin diye müdürüne güler, ya oy versin diye halka güler. Böyle, karşılıksız gülmeyi bilmez. Durup dururken gülenden de kuşkulanır. Suratını asıverir, benden bir şey isteyecek diye. -227
Bunlar böyledir, eğlenmesini bilmezler, bunların düğünlerinde kına yakılırken millet, ağlaşır, her bir şeyleri yaslı. Hele karı kısmı anca gizli gizli, kilerden ekmek çalar gibi oynar. Yemeler, sevmeler hep gizli saklı. Suyu bile çömelip arkalarını dönerek gizli içerler. Şu güzelim cenabı hakkın şaşırıp da bize verdiği gurban olunası hayatı bir suç gibi yaşarlar. Bizler, bize bedavadan verilen tek şeyin kıymetini biliriz, onun için bizde neşe de serbest, yaygara da. Yaygara kanunu geçer biz Çingenelerde. Herkes aklina geleni bağıra çağıra söyler. Karılar avluda çamaşırı bağıra çağıra türkü çığırarak yıkar. Kavgamız, her bi şeyimiz açıkta, bağıra çağıra; gizli, saklı malımız da yoktur, birikmiş paramız da. Çingene kızının çeyiz sandığı olmaz. Çulumuzu sırtımıza vurduk mu beğen memleketini. Sıla hasreti bilmeyiz biz. Dört duvara, masaya, iskemleye hele hiç bağlanmayız. Sandık da ne oluyormuş? Sırtına sandığını vurup da ne olacak, tabutunu taşır gibi. Çok eşyayı sevmeyiz biz, eşeği severiz. (...) Çingene karısı doğurduğu çocuğun, meme emzirdiği çocuğun anasıdır. Koyup gittiği çocuğu unutuverir. Bir kendini taşıyacaksın bu hayatta. -231
Ne kadar çok ve birbirine benzemeyen arkadaşları vardı Ali’nin. Bu birbirlerine benzemeyen insanların hepsiyle ayrı ayrı nasıl anlaşıyordu? Bu biraz karaktersizlik gibi görünüyordu Doğan’a. Öyle ya insanın belirli bir kişiliği olunca, bu kişiliğe akraba olanlarla dost olabilir ancak. Ya da kişiliğinden ödün vermesi gerekir. Şimdi Ali’ye bunu söylese, kişilik de neymiş, öyle insandan ayrı, insanüstü bir şeyse, insana açık olur, derdi. -233
“Onunla ilgilenmediğimi söyledim.” “O zaman niçin benim diyorsun? Ya senin, ya değil, ona göre. Bu pabuçlar senin mi?”-235
Bir şeye sahip olmanın zor olduğunu çocukluğunda öğrenmişti Aysel. Kendi gibi en az on kişinin hakkından gelemeyenin hiçbir şeye sahip olmaya hakkı yoktu. -238
Aysel, daha çocukken, polisin durumları değiştirmek için olmadığını anlamıştı. Hele belaları değiştirmek için hiç. Karakol, bela çemberinin yörüngesi içinde bir yerdi ve bu çembere takılıp dönenler bu yörüngeden geçecerlerdi ister istemez. (...) Aysel çocukluğunda belanın insan biçiminde olduğunu görmüşütü. En yakınındaki insan belandı senin. Annen, baban, kardeşin, dostun. Bunlarla dişe diş çarpışman gerekiyordu, polis de bu çarpışmanın vazgeçilmez seyircilerinden biriydi. -240
Kim korkusunu daha iyi gizler, bıçkınlığa dönüştürürse o kazanır. -244
Buraya getirirlerken eline kelepçe vuran polise, “Fahişe yakalamak da iş mi?” dmiş, sonra polisin on yıldır bu işte olduğunu öğrenmişti. “Ulan on yıldır fahişeliğin kalktığını gördün mü?”, “Görmedim.” “Eeeh, demek ki işin fuhuşla mücadele değil; tek başına fuhuş mu olurmuş? Biz kimlerle fuhuş yapıyoruz? Senin büyüklerinle. Onlarla mücadele etsene sıkıyorsa.” -246
Hüviyetsiz olduğu için merkeze ilk götürülüşü değildi bu. Erkekler böyleyd,, hem bu iş için para verirler, hem de yasak ederler. Birbirlerini tutmaz şeyler yapan alıklardır bunlar. Alık oldukları için para veriliyordu bazı erkeklere herhal. Hırsızı hem tut, hem bırak demek için. -247
3 notes
·
View notes
Text
Gözde Escort Bayan Arkadaşlar
İstanbul Türkiyedeki en kusursuz ve büyük şehirlerden birisi olarak Escort bayanlar katagorisinde bir çok tür ve fantezide yaşayacak olduğunuz partnerleri bundan sonra sayfamız yardımıyla basitlıkla ulaşım sağlayabileceksiniz. Sizlere bunlardan bahsetmeden evvelce İstanbul ilini kısaca tanıtmak istiyorum. Burası tam manası ile örgencilerin olduğu ve yaşadığı her anı her karesi ile özgür bir şehir. Bu şehrin tam ortasında tespit edilen büyük kız kulesi şehre ayrı bir hava katıyor. Escortların merkezi olarak ünlü ve gezilebilecek bir yer eğlence haluna getiriyor.
Tabi buda bu kadar basit değildir. Gerçek ve güzellikler her vakit yeterli olmaz zira referans her şeyden önemlidir. Bunu sizlere yaşatmak bizim açımızdan büyük bir onur. Bir erkeğin değişik arayışlar içersinde etrafında değişik tarzda bayanları tanımak ister. Eskilerden yola çıkan ve her erkekle yalnızca para amacıyla görüşen bayanlar ünlüdu halada bu hal devam etmekte tabi bu ne kadar temiz olabilir ki? Sadece daha çok para kazanmak amacıyla oldu bittiler ile sizi kısa süreliğine tatmin etme duygusu, bu ne kadar seni tatmin edebilir bunu hepimiz gayet iyi şekilde biliyoruz. Sizlerden ayırlarak derhal diğer şahıslar ile görüşmeleri, ne kadar sıhhatli olabilir. Ancak sitemizde tespit edilen bayanlar görüşmelerinde saygı, temizlik yönünden kendilerine değer veren ve bunu yalnızca sevdikleri amacıyla yapan şahıslardan oluşur. Escort İstanbul sayfasında en mutlu olmak dilediğiniz bayan ile sınırsız bir şekilde görüşme gerçekleştirebilirsiniz. Sitemiz yardımıyla İstanbul Eskortları basitlıkla tanıyabilir ve partnerler ile dilediğiniz görüşmelerde yanınıza çağırabilirsiniz. Telefon ve bilgisayarınız üzerinden kısa sürede erişebileceğiniz sayfamıza Escort bayan İstanbul , Escort İstanbul aratarak basitlıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Daha kaliteli daha başarılı görüşmeler yaşam sürdürmek ve bu gerçek haz duygusunu tatmak amacıyla yalnızca yapmanız lüzumen sitemize ulaşmak.
Belirtmek istiyorumki bayanlarımız yalnızca erkeklere hizmet vermiyor. Kısaca açıklama yapacak olursak Aktif ya da Pasif erkeklere , Kadınlara yani anlayacağınız her türlü insana hizmet vermektedirler. Her bayan amacıyla bunu söyleyemiyoruz tabiî ki yalnızca belirli profillerde bunlara ulaşım sağlayabilirsiniz. Pasif olan beyler tatmin olmak istediklerinde ulaşım sağladıkları bayan partnerin güzel oyuncakları ile eğlenceli anlar yaşayabilir. Kadınlara hizmet veren escort partnerler ise taleplerinizde yanınızda olabilecek güzellikte ve sizin fantezilerinde eşlik edebilecek kapasitedir. Yani özetle bayanlarımız özen ile seçilmiş kaliteli beraberlikler yaşam sürdürmek amacıyla buradadır. Sadece sizlerden talepleri saygı ve dürüstlük. Çünkü son vakitlerde bunları aslında bulmak zor. Bu yüzden aradıkları özelliklerinde sizler gibi elit beylerde basitlıkla ulaşabileceklerini biliyorlar. En güzel olan gecelerde sizin kusursuz yatak arkadaşları hizmetlerini sunabilmek adına sizin aramasını bekleyen birbirinden güzel hanımefendiler ile doludur.
Seks konusu ile ilgili her anlamda sizi tatmin edebilecek İstanbul escort kızlar 7/24 açık telefonları ile sizin aramanızı bekleyen şirin partnerler. Telefonları kapalı olabilmekte bu halde atmış olduğunuz mesajlarda telefonlarını açtıktan sonra sizlere ulaşım sağlamaktadırlar. Not olarak söylemek isteriz görüşmelerde sıhhat yönünden kondom kullanmanızı tavsiye ederiz, zira daha çok beğeni amacıyla birtakım öneriler sunabilirsiniz. Bu hal iki şahıs yönünden da tam manası ile faydalı olmayabilir. Tabi bunu yapan bayanlarımız da sahip olunan yalnızca bu sizin kararınız. Buna saygı duyuyoruz. İnsanlar değişik değişik görüşmeler talebinde bulunabilir, iş adamları, kendini saklamak isteyen erkekler genellikle evli olanlar görüşmeler sır dolu kalacakları amacıyla mesaj ya da sıksık arama yapmanıza lüzum duyulmuyor, yalnızca uygun olduğunuzda İstanbul escorts bayan profiline girerek numarasından ona ulaşım sağlamanız ve uygulamanızı onunla yapmış olduğunuz saat ve görüşme yerinde gerçekleştirebilirsiniz. En mutlu edici şekilde size hizmet veren bayanlarımız ile görüşmelerinizi %100 mutlu bir şekilde ayrılmanız amacıyla taleplerinizi karşılayabilecek bayanları sizlere sunuyoruz. Deneyimleri profilleri verileri yaşatabilecekleri bunların hepsi önemlidir. Sizlerin buraya mutluluklarınızı bulmaya geldiğinizi biliyoruz ve en iyi şekilde hizmet sunmak amacıyla çaba gösteriyoruz. Sayfamıza gösterilen ilgiden ötürü her bir beyfendiye ve hanımefendiye teşekkürlerimizi sunarız.
2 notes
·
View notes
Text
Instagram, Yaratıcılar için Makaralardan Para Kazanmasını Basitleştirecek Yeni Bir Seçenek Üzerinde Çalışıyor
Instagram, Yaratıcılar için Makaralardan Para Kazanmasını Basitleştirecek Yeni Bir Seçenek Üzerinde Çalışıyor
Instagram’lar yeni bir süreci test etmek Bu, Makaralardan para kazanmayı çok daha kolay hale getirebilir ve bu, uzayda rekabet kızışırken en iyi kısa form yetenekleri elinde tutmanın anahtarı olabilir.
içinde görebileceğiniz gibi bu örnekleruygulama araştırmacısı tarafından yayınlandı Alessandro PaluzziInstagram, içerik oluşturucuların Makaralar kliplerinde yer paylaşımlı reklamların görünmesi için kaydolmalarını sağlayacak yeni bir program üzerinde çalışıyor.
Süreç, esasen, Reels yaratıcılarının herhangi bir ekstra iş yapmalarına gerek kalmadan kliplerine reklam eklemelerini sağlayacaktı – markalar uygun klipleri görüntüleyebilecek ve ardından isterlerse reklam ekleyebilecekti.
Bu büyük bir adım olabilir, çünkü reklam içeriğinin Makaralar ekranınıza izinsiz girdiğini görecek olsa da, doğrudan para kazanmayı kolaylaştırabilir ve içerik oluşturucular için kendi marka anlaşmalarını ve sponsorluklarını düzenlemelerine gerek kalmadan gelir elde edebilir.
Sorun şu ki – kısa biçimli videodan para kazanma zor, biçimin kısa doğası adil bir gelir paylaşımı programı oluşturmayı çok daha zor hale getiriyor – çünkü yalnızca videonun ortasında ve videodan önce gösterilen reklamları ekleyip onları doğal olarak birbirine bağlayamazsınız her yaratıcının klibinin performansına.
Bu, TikTok’un devam eden büyümesi için en büyük tehdit olmaya devam ediyor, çünkü TikTok’un para kazanma için daha yaratıcı yollar bulması gerekirken, bu da içerik oluşturucu adına daha fazla çaba gerektiriyor, YouTubers’ın YouTube İş Ortağı Programı’nın bir parçası olmak için bir kutuyu işaretlemesi yeterli. ‘ruhlarını satmak’ zorunda kalmadan çok daha fazla para kazanabilecekleri, hatta ekstra çaba sarf edebilecekleri bir yer.
Videolarınızda (YouTube’un yine de ekleyeceği) reklamların gösterilmesinde sorun olmadığını söylüyorsunuz ve YouTube, görüntülemelerinizi takip ediyor ve gösterime göre size ödeme yapıyor. Daha fazla görüntüleme, daha fazla paraya eşittir. Kolay.
Bu, kısa biçimli kliplerle mümkün değildir; bu nedenle, yaratıcılar adına süreci basitleştiren benzer bir para kazanma yolu sunabileceğinden bu deney önemlidir.
Şu anda, TikTok yaratıcıları gelir paylarından ve platformun Yaratıcı Fonu’ndan gelen dalgalı ödemelerden memnun değil – çünkü TikTok parametreleri her an değiştirebilir ve her ay TikTok’unuzdan ne kadar para kazanabileceğinizi bilemezsiniz. klipler.
Reels benzer bir teknede – ancak para kazanma için daha kolay bir yol sağlayabilirse, bu, YouTube’a geçmek ve bunun yerine bir takipçi oluşturmak için çalışmak yerine, daha fazla içerik oluşturucunun seçeneğe uymasını sağlayabilir.
TikTok ayrıca, markaların potansiyel ortak çalışanlar bulmasına yardımcı olmak için Creator Marketplace, yaratıcıları markalarla ortak etmek için ‘Creative Exchange’ programı, çeşitli e-Ticaret entegrasyonları ve ürünleri kliplerle birlikte görüntülemek için araçlar ve bazı bölgelerde daha fazlasını sağlayan Satıcı uygulaması dahil olmak üzere çeşitli seçenekler üzerinde çalışıyor. uygulamada gösterilecek ürün envanterini listeleme seçenekleri.
Ancak bunların tümü, içerik oluşturucuların bu programlara kaydolması ve marka anlaşmaları düzenlemesi için ekstra çaba gerektirir.
Bu seçenek, bu çabayı ortadan kaldırabilir ve bu da Makaraları gelir elde etmek için daha çekici bir olasılık haline getirebilir.
Yine de YouTube’un İş Ortağı Programı kadar potansiyele sahip olmayacak. Shorts, YouTube uygulamasında daha az bir öğe olsa da, içerik oluşturucuların Shorts klipleri aracılığıyla ana kanallarını tanıtma kapasitesi, YouTube’un hem en iyi yeteneklerini elde tutmak hem de gelişmekte olan kişileri kazanmak için bir araç olarak zorlamak istediği güçlü bir cazibe olmaya devam ediyor. TikTok yaratıcıları.
En popüler yıldızları yeteneklerini ve izleyicilerini başka yerlere götürmeye çalışırsa, bu TikTok için sonunda daha büyük bir sorun haline gelebilir. Bu, Vine’ın ölümüne neden oldu ve TikTok, Vine’ın şimdiye kadar olduğundan çok daha büyük olmasına rağmen, aynı tehdit hala uygulamada beliriyor.
İçerik oluşturucuların içeriklerinden para kazanmalarını mümkün olduğunca kolaylaştıran süreçler oluşturmak çok önemlidir ve gerçekten programı içerik oluşturuculara sunuyorsa Instagram’ın burada ne tür bir yanıt gördüğünü görmek ilginç olacaktır.
Kaynak, Siteyi Ziyaret Edin
0 notes
Text
Resident Evil Village'ın QA Departmanı, Oyunun İlk Başta Savaşını Gerçekten Sevmedi
Capcom'un Resident Evil Köyü bu ayın başlarında piyasaya sürüldü ve Steam'de şimdiden rekorlar kırıyor. Sadece Resident Evil YouTube hesabında gösterilen bir videoya gore, oyunun dövüşü geliştirme esnasında muhteşem olmaktan fazlaca uzaktı. Video — “Resident Evil Köyü Yapımı – İç Mücadele” — geliştirme kadrosunun oyunu her insanın memnun olduğu bir duruma getirmek için iyi mi savaşım ettiğini ve COVID-19'un geliştirme üstündeki tesirini gösteriyor.Direktör Morimasa Sato'ya gore, "COVID-19'un niçin olduğu kendi haline yalıtım sebebiyle Capcom'da geliştirme tamamen durdu" ve Village üstündeki emek harcamalar bir ay süresince tamamen durduruldu. Ofise döndükten ve düşünmek için bir ay geçirdikten sonrasında, bütün takım “oyunu düzeltmeleri gerektiği” hikayesinde hemfikirdi. Takım, bir odak oyuncu grubuyla oyunun demo versiyonunu paylaştığında, “Düşmanlar fazlaca agresifti, sadece oyuncular bu yüzden canlandırırken fazlaca fazla düşünmelerine gerek olmadığını gördüler” dedi. Resident Evil VIllage oynadınız mı? EVETHAYIR Endişeleri Nitelik Garanti Müdürü Shutaro Kobayashi ile paylaşarak, "hakkaten kuvvetli bir negatif reaksiyon" aldığını ve "Oyunun içinde ne olduğu geliştirme kadrosunun düşündüklerinden tamamen ayrıldığını" ifade etti.Oyuncu tepkileri, oyunun “fazlaca fazla düşmanı bulunduğunu ve aşırı agresif olduklarını” ve kendilerini korumak için çaba sarfetmek için kafi mühimmata haiz olmadıklarını gösterdi. Proje Yöneticisi Tatsuo Isoko, oyunu oynamayı “reel bir çarpıcı söz” olarak tanımladı. Sadece eleştirilere karşın, Sato “Capcom'daki geliştirme üyelerinin dinleme hikayesinde mükemmel bir iş çıkardığını buldu”. Takım, oyunun temasının “ölüm kalım mücadelesi” olmasını istedi, sadece oyun testlerinde daha fazlaca oyundan zevk alma mücadelesi benzer biçimde görünüyordu. Geliştiriciler, testçilerin endişelerini direkt duyduğundan, nitelik garanti ve geliştirme ekiplerini bir araya getirmek çözüm benzer biçimde görünüyordu. Çözüm, Sato'nun açıklamış olduğu benzer biçimde, “aktörleri bir tek onlara agresif canavarlar atarak ürkü yapmak değil, (bunun yerine) saldırıya uğrayacakları ve saldırıya uğrayacakları hikayesinde paranoyak hale getirmekti. Sonrasında, bir hasım ortaya çıktığında, acımasızdır.”Resident Evil Village'ı küçümsememiş olsanız da olmasanız da, video senenin en büyük oyunlarından birinin perde arkasına bakmak için ne olursa olsun izlenmeye kıymet. Öteki Capcom haberlerinde, firmanın bir dördüncü rekor kıran yıl, Monster Hunter World var 17 milyondan fazla satıldıve bir Film yönetmeni Capcom'u suçladı Resident Evil Village için bir canavar tasarımı çalmaktan. Liam Wiseman, IGN için Özgür Haber Yazarıdır. Onu Twitter'da takip edin @liamthewiseman Kaynak Link Konu Dışı Olucak Bu Sitelerede Bakmanızı Öneri Ederiz… wordPress site hızlandırma Read the full article
0 notes
Text
Dağlar Bizim Yuvamızdır*
O gün koşarken bana eşlik etmesi için çok sevdiğim bir podcasti açmıştım. Macera peşinde koşanlardan bahsediyorlardı. Anlatıcılardan biri; Eray Özer, Matt Walker isimli bir maceracının (kendini böyle tanımlıyor) oluşturduğu, bir şeyin macera sayılması için olmazsa olmaz beş unsuru söyle sayıyordu:
1. Bu şeyi yapabilmek için yüksek çaba ve gayret göstermek
2. O işe, o an tamamen adanmış olmak
3. Beklenmedik sonuçlara hazırlıklı olmak
4. Yaşanabilecek tersliklere karşı tolerans göstermek
5. Yoldaşlık yapabilmek, takım olabilmek
Bu unsurları kusursuz bir şekilde biraraya getiren şey Özgür Mumcu’ya göre hayatın ta kendisi olsa da, ben bunu dağcılığın bir özeti olarak kabul edeceğim. Seneler önce kısa bir trekking faaliyeti ile başlayan dağcılık hayatım, şimdinin yeni tanımı ‘Soft Mountain Athlete’ seviyesinde kalsa da, beni çoğu kez konfor alanımdan uzaklaştırarak sınırlarımı görmemi sağlamış ve kendimi daha iyi tanımama yardımcı olmuştu.
Basit bir şekilde, kişinin zorlu bir etkinliğe kendisini tamamen kaptırdığında hissettiği yoğun varoluş hissi olarak açıklanabilecek ‘Akış (flow)’ felsefesini ortaya atan Dr. Csikszentmihalyi’e göre, yaşadığımız çağda tüm bu konfor artışı, para ve sınırsız lükse rağmen mutluluk oranları değişmiyordu. Sahip olduğumuz çoğu şeyin pek de bir anlamı yoktu. O zaman insanı gerçekten mutlu eden neydi? Ya da aslında daha önemlisi, ne zaman ve ne yaparken gerçekten varolduğumuzu hissediyorduk?
Journal of Environmental Psychology'nin Haziran 2010 sayısında yayınlanan bir dizi araştırmaya göre doğayla iç içe olmak insanı daha canlı hissettiriyordu. Araştırmalar, bu artan ‘yaşama’ duygusunun, genellikle yapılan fiziksel aktivite veya sosyal etkileşimin enerji verici etkilerinin ötesinde bir durumun var olduğunu gösteriyordu. Bu durum, özellikle dağlarda tüm duyularınızla o anda olmanızı sağlayan (akış), kendi benliğinize doğru tutkulu bir maceraya dönüşüyordu. Öyle ki, dünyanın en iyi kadın dağcıları arasında gösterilen Wanda Rutkiewich bunu şöyle açıklıyordu:
“Dağlar kendimi evimde hissettiğim huzur vahalarımdı. Benim için her şey anlamına geliyorlardı. En mutlu olduğum yer zirvelerdi. Çünkü rüzgarın okşayışı, güneşin ısıttığı kayanın kokusu, zihinsel gerginliğin birden uçup gitmesi ya da bir bardak sıcak çay gibi basit şeyler öylesine büyük sevinç ve mutluluk sunarlar ki insana. Dağlar benim yaşamımın içsel gücü oldu. Tırmanmak gibi bir tutkudan kaçış yok; ölüme giden yol olsa bile. ”
Efsanevi Alman dağcı Reinhold Messner, maceranın bir spor olmadığını, daha çok kişisel ve özel deneyimlerden oluştuğunu söylüyordu. Planlı bir belirsizlik içinde, dağların izin verdiği ölçüde kilometrelerce ilerleyip, yüzlerce metre yükselirken, bir adımını diğerinin önüne atmak gibi basit bir hareket için tüm varlığın ile orada olman gerekiyordu. Tüm gücünü sonuna kadar ortaya koymalı, egolarından sıyrılmalı, arkadaşına yoldaş olmayı ve ona güvenmeyi öğrenmeliydin.
Dağların kralı olarak anılan Hermann Buhl ise Özgür Mumcu’ya göz kırpıyor; sanki hayatı tanımlıyordu:
“Dağcılık dur durak tanımayan bir takiptir. İnsan tırmanır, tırmanır ama menzile ulaşamaz. Belki de dağcılığın kendine özgü çekiciliği de buradadır. İnsan asla bulunamayacak bir şeyin peşinde koşar durur… Dağcılık bir spordan daha öte bir şeydir. Dağcılık bir tutkudur… Dağlar benim yuvamdır. ”
Bugün Uluslararası Dağlar günü. Şuan modern dünyamızın gidişatına bakıyorum. Konfor alanımızın merkezinde, yaşam ve toplum için gerçekten önemli olan ilkelerden giderek uzaklaştığımızı hissediyorum. Tırmanma ya da dağlarda bulunma eylemini bir spordan öte, bazı değerlere tutunmanın bir yolu olarak görüyorum. Çünkü her şeyi kısa bir süreliğine de olsa bırakıp sadece uzaklaşmak için dağlara doğru yol almak ve oradayken ne yapıyorsan, kiminle berabersen ondan zevk almak, üzerine birazcık kendi bakış açını kattığın bir macera hikayesiyle şehirdeki yuvana dönmek muhteşemdir. Yoga, meditasyon, kilometrelerce koşmak ya da yürümek; buna yardımcı olan her neyse büyülü olan odur.
Wanda’nın da dediği gibi; “Her yolun bir başı, bir de sonu vardır. Dünyanın en yüksek yerlerinde tehlikenin peşine düşenlerin bu davranışı üzerine yorum yapmak ya da yaptıklarının ne anlam ifade ettiğini anlatmalarını beklemek bize düşmez.” Bize düşen dağların güzel havasını ciğerlerimize çekmek ve varolduğunu hissettiğin anların tadını çıkarmaktır. Dağlar her zaman bizim yuvamızdır.*
*Hermann Buhl, Dağlar Benim Yuvamdır kitabından alıntıdır.
0 notes
Text
İNSANLARA NEREDE VE KİMLERLE YAŞAYACAKLARINA DAİR BASKI VE DAYATMADA BULUNMAK HUKUKA VE ANAYASAYA AYKIRIDIR
Arkadaşlarımıza Nerede ve Kimlerle Yaşamaları, İkamet Etmeleri Gerektiğine Dair Baskı ve Dayatmada Bulunmak Kanuna, Hukuka ve Evrensel İnsan Haklarına Aykırı Anayasal Bir Suçtur!
Sayın Adnan Oktar ve camiamızın diğer mensupları uzun yıllardır bir arada yaşamakta olan bir arkadaş grubudur. Suç örgütü olmadıkları gibi kaldıkları yerlerde örgüt evi değildir. Senelerce bir arada yaşamış olan insanların, konutlarında tek bir şikayete dahi maruz kalmamış olmaları bunun bir delilidir.
Bir arada yaşamak istemelerinin hem ahlaki hem de dini nedenleri vardır. Öncelikle hiçbir beklenti gözetmeksizin birbirlerini çok sevmektedirler. Bu sevgilerinin kaynağı ise Allah’a olan derin bağlılıklarıdır. Birbirleri ile yaşamalarının ailelerine düşmanlık duydukları şeklinde yorumlanması ya da gayri kanuni imiş gibi gösterilmeye çalışılması hiçbir mesnedi olmayan büyük bir hatadır. Bu hatanın nedenleri şunlardır:
➤ Sayın Adnan Oktar ve Arkadaşlarımız Hiçbir Şekilde Ailelere Düşman Değildir
Uzun zamandan beridir camiamıza husumet duyan küçük bir grup; mensuplarımızın ailelerine sözde düşman olduğu şeklinde bir yanılgı yaratmaya çalışmaktadır.
Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımız Kuran ayetlerine uygun yaşamayı kendilerine esas almış insanlardır. Bu nedenle aileleri ile olan ilişkilerini de Kuran ayetlerini esas alarak düzenlemişlerdir. Yani her ne olursa olsun ailesine karşı şefkatli ve alçakgönüllü bir tavır içindedirler.
Allah Kuran'da, "Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. Hem Bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız Bana'dır." (Lokman Suresi, 14) hükmüyle insana annesine ve babasına karşı iyilikle davranmasını emretmektedir.
Kuşkusuz anne ve babanın evladı üzerindeki çabası çok büyüktür. Annesi pek çok güçlüğe göğüs gererek onu dokuz ay boyunca karnında taşımış, doğurmuş ve her türlü fedakarlığa katlanarak büyütmüştür. Babası da onu yetişkin bir yaşa eriştirebilmek için büyük emek harcamıştır. İnsanın kendisine gösterilen bu güzel ahlakı ve emeği görmezlikten gelerek anne babasına karşı büyüklük taslaması, onlara karşı merhametsiz bir tavır içerisinde olması mümin ahlakıyla bağdaşmaz. Bu nedenle Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımız her tavırlarında, mümin ahlakının gerektirdiği şekilde güzel davranmaya çok dikkat ederler.
Allah; "… Anne-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sağ ellerinizin malik olduklarına güzellikle davranın. Çünkü, Allah, her büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez." (Nisa Suresi, 36) ayetiyle, insana anne babasına karşı güzellikle davranmasını ve onlara karşı böbürlenen bir tavır göstermekten sakınmasını buyurmaktadır. Bir başka ayette Allah inananların ailelerine karşı çok ince düşünceli bir tavır içerisinde olması gerektiğini de şöyle açıklamaktadır:
Rabbin, O'ndan başkasına kulluk etmemenizi ve anne-babaya iyilikle-davranmayı emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara, "öf" bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara acıyarak alçak gönüllülük kanadını ger ve de ki: "Rabbim, onlar beni küçükken nasıl terbiye ettilerse Sen de onları esirge." (İsra Suresi, 23-24)
Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımız, anne ve babasına karşı "öf" bile demeyecek kadar saygılı ve hürmetkar bir üslup içerisinde olma gayretindedirler. Alabildiğine alçakgönüllü ve anlayışlıdırlar ve ellerinden geldikçe ebeveynlerine daima güzel söz söylemektedirler.
Her arkadaşımız, anne-babası kendisini yetiştirip büyütürken nasıl emek verdilerse, yaşlılığa eriştiklerinde de kendisi onlara karşı aynı sabırlı ve şefkatli üslup içerisinde olması gerektiğini çok iyi bilmektedir. Kendileri de anne babasının kusurlarına anlayışlı davranmakta, ihtiyaçlarına şefkatle yaklaşmaktadırlar. Her ne olursa olsun onlara karşı kızgın ya da tahammülsüz bir üsluptan kaçınırlar. Çünkü bunun Kuran’da Allah’ın sevmediği bir davranış olacağını bilirler ve ahiretten korkarak her zaman en güzel davranışlarda bulunmaya çalışırlar.
İnsanın anne babasının Allah'a isyan halinde olması durumunda ise Kuran'da bildirilen ölçü, din konusunda onlara itaat etmemek ama yine de onlarla iyi geçinmek şeklindedir. Kuran'da müminin göstermesi gereken bu davranış şöyle açıklanmaktadır:
Bununla birlikte, onların ikisi (annen ve baban) hakkında bir bilgin olmayan şeyi Bana şirk koşman için, sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda onlara itaat etme ve dünya (hayatın)da onları iyilikle (ma'ruf üzere) sahiplen (onlarla geçin) ve Bana 'gönülden-katıksız olarak yönelenin' yoluna tabi ol. Sonra dönüşünüz yalnızca Bana'dır, böylece Ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim. (Lokman Suresi, 15)
Biz insana, anne ve babasına (karşı) güzelliği (ilke edinmesini) tavsiye ettik. Eğer onlar, hakkında bilgin olmayan şeyle Bana ortak koşman için sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda, onlara itaat etme. Dönüşünüz Bana'dır. Artık yaptıklarınızı size haber vereceğim. (Ankebut Suresi, 8)
Kuran ayetlerine uymayı gaye edinmiş olan camia mensuplarımızın anne ve babalarına karşı tutumları bu ayetlerde tavsiye edilen üslupta olmuştur. Buna karşın arkadaşlarımızın tamamının ailelerinin sözde adeta can düşmanı olduğuna dair bir algı operasyonu yapılmaya devam edilmektedir.
İlginç olan, Adnan Oktar davası sırasında sürekli olarak söz konusu 6-7 ailenin gündem yapılması, fakat geri kalan yaklaşık 250 aileden hiç bahsedilmemesidir. Camiamız içinde herkes aileleriyle oldukça iyi ilişkiler içindedir; irtibatları hiçbir zaman kesilmemiştir. Yıllardır hemen herkes sosyal medyada aileleriyle fotoğraflarını paylaşmakta, aileleriyle birlikte girişimlerde bulunmakta, iş kurmakta, hatta kimileri, ilerlemiş yaşlarına rağmen halen ailelerinin yanında yaşamaktadırlar. Kimi aileler çocuklarının yanına taşınmışlardır.
Bakıma muhtaç olan ailelerle başta Sayın Adnan Oktar olmak üzere camiamızdaki herkes yakından ilgilenmektedir. Ameliyatlarıyla, bakımlarıyla ilgilenenler, hastanede kaldıklarında başlarında refakatçi olarak bekleyenler, kan ihtiyacı olduğunda koşarak kan verenler ve yaşlılıktan kaynaklanan sorunlarına çözüm yolları bulanlar yine bu gruptan kişiler olmuştur. Aile kutsaldır ve bunu en iyi bilen ve yaşayanlardan biri, Allah’a, Kuran’a bağlı yaşamayı kendine düstur edinmiş olan Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımızdır.
Söz konusu aileler, cezaevi dönemlerinde kendi çocuklarına en büyük desteği göstermiş, onları hiçbir şekilde yalnız bırakmamış ve onların uğradıkları iftiralara hiçbir zaman inanmamışlardır. Cezaevlerinin açık görüş günlerinde kumpasçı grubun tehditlerine ve baskılarına maruz kalmalarına rağmen hep kendi çocuklarının daima yanında olmuşlardır.
Hemen her aile, çocukları İstanbul dışında farklı şehirlerde cezaevlerine gönderilmiş olmalarına rağmen, onlara destek olmak için oldukça uzak şehirlere neredeyse her hafta ziyarette bulunmuşlardır. Bunun bir kumpas davası olduğunu çok iyi bildikleri için her aşamada desteklerini daha da arttırmışlardır. Cezaevi sürecini takiben İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davamızın hemen her celsesine katılmış ve oturdukları koltuklardan sevgi gösterileri içinde bizlere olan desteklerini esirgememişlerdir.
Bu süreç boyunca, kumpasçı grup tarafından aldatılan ve sürekli manipüle edilen 6-7 ailenin tamamen gerçek dışı açıklamaları basında oldukça geniş yer tutarken, kendi çocuklarını destekleyen yaklaşık 250 ailenin fikrine kimse danışmamıştır. Onların görüşünü kimse almamıştır. Onların destek mesajları gündem olmamıştır. Daha da ilginci, çocuğunu destekleyen bir anne, yaptığı bir basın açıklaması sonrası tutuklanmış ve 14 ay cezaevinde kalmıştır.
Sözde itirafçı olması için zorlanan bazı kişilerin kendi aileleriyle görüştürülmediği iddiası tümüyle gerçek dışıdır. Açık deliller, arkadaşlarımızın aileleriyle çok vakit geçirdiğini göstermektedir. Sadece telefon ve HTS kayıtları bile bunu ispat etmeye yetecektir ki bu kayıtların bazıları şu an mahkemeye sunulmuş durumdadır.
Arkadaşlarımız, çok uzun yıllar boyunca sık sık ailesini ziyarete gitmişler ve bolca görüşmüşlerdir. Aynı kişiler tek başına dilediği gibi dışarı çıkıp dolaşmışlardır, dolayısıyla, diledikleri zaman ailelerini ziyarete gitme gibi bir özgürlüğe de sahiptirler. Sadece ailelerinin evlerine değil, ailesinin şehir dışındaki yazlıklarına bile çeşitli ziyaretlerde bulunmuşlardır. Ayrıca sahilde, kafede, AVM’de vb. aileleriyle vakit geçirmişlerdir.
➤ İnsanların Sevdikleri İnsanlarla Yaşamak İstemesi Gayri Ahlaki veya Gayri Kanuni Bir Durum Değildir
İnsanların kendisini en huzurlu ve güvende hissettiği yer evidir. Herkes evinde en sevdiği kişilerle birlikte yaşamak ister. İnsanların sevgi birlikteliği yaşadığı kişiyle evlenerek aynı evde yaşamaya başlamasının mantığı da budur. Herkes sevdiği arkadaşlarıyla da birlikte yaşamak ister ve ekonomik ve kişisel koşullar doğrultusunda herkes bu arzusunu gerçekleştirmeye çalışır.
Arkadaşlarımız da birbirlerini çok seviyorlar. Reşit bireyler olarak sevdikleri kişilerle birlikte yaşamayı tercih ediyorlar. İyi anlaştıkları, sağlıklı iletişim kurabildikleri arkadaşlarıyla birlikte yaşıyorlar. Ortak ilgi alanları olması, birlikte zaman geçirmekten hoşlanıyor olmaları uyum içinde, huzurlu, güvenli ve sevgi dolu bir ev ortamında yaşamalarını sağlıyor.
Nasıl ki bir kişi evlenirken bu durum onun ailesini sevmediğini göstermiyorsa, arkadaşlarıyla yaşayan kişiler de aileleriyle problemliymiş gibi algılanmamalıdır. Aile fertlerinden başkalarıyla da vakit geçirmesi kişinin ailesini sevmediğini göstermez. Kişi ailesini sever ama arkadaşlarıyla gezer, kafeye gider, ev oturmasına gider. Çok sevdiği arkadaşlarıyla bir evde yaşamak da isteyebilir. Arkadaşlarımız ailelerini de çok seviyor, sıkça görüşüyor; ve arkadaşlarıyla birlikte yaşamayı tercih ediyorlar.
Arkadaşlarımızın sevdikleri insanlarla birlikte yaşamasının engellemesi, sevginin engellenmesi anlamına gelecektir. Birbirini seven, bir aradayken mutlu olan insanların ayrı ayrı evlerde olmaya zorlamak tuhaf ve yanlış bir tutumdur. Birlikte yaşamaları gibi normal bir davranış engellenirse, birlikte bir kafede buluşmaları da engellenir, birbirlerini aramaları da engellenir; sonuç olarak insanlar sevgisizliğe mahkum edilir. Halbuki kimse mutsuz yaşamaya zorlanamaz. İnsanlar sevdikleri insanlarla istedikleri gibi bir hayat sürmekte özgürdürler.
Bir arada yaşayan insanlar birbirlerinin her ihtiyacında birbirlerine destek olabilirler. İnsan severse para da verir, evlenir de, maddi manevi destek verir. Hastayken yanında olur, yorgunken yanında olur, her anında moral verir ve destek olur. Arkadaşlarımız da sevdikleri kişileri sürekli desteklemek ve yardımcı olabilmek için birlikte yaşıyorlar. Birbirine kol kanat geren insanları ayrı yaşamaya zorlamak bu kişileri bencil yaşamaya zorlamak anlamına gelir. İnsanların birbirlerini çok sevdikleri için aynı evde yaşamak istemelerini tuhaf karşılamak mantıksızdır. Herkesin sevdiklerinden uzak yaşadığı bir hayat kabus gibi olur. Sevgisiz bir dünya bir ateş çukurunda yaşamak gibidir. Kimse kimseyi böyle bir hayata zorlayamaz. Arkadaşlarımız sevdikleri insanlarla yaşamakta özgürdürler.
➤ Arkadaşlarımızın Bir Arada Yaşamak İstemesinin Nedeni Çıkar Elde Etmek değil Allah Sevgisidir
Allah dindar insanların kalplerini özel olarak ısıttığını Kuran’da bizlere bildirmiştir. Arkadaşlarımızın arasındaki güçlü sevgi ve bağlılık da bunun bir tecellisidir. Allah, aramızda özel bir sevgi yarattı. Biz bir nimet olarak “sevgi”yi yaşamayı nasip etti. Bizler de Allah’ın bu büyük nimetine karşılık, Kuran’da buyurduğu gibi hep bir arada, birbirimize destek olarak yaşıyoruz. Dağılıp ayrılmıyoruz ve ayrılmayacağız inşaAllah.
Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. (Al-i İmran Suresi, 103)
Arkadaşlarımız Kuran’da anlatılan cennet ortamını hayata geçirmeye çalışan insanlardır. Dindar insanların bir arada olmaları, Allah’ı çok zikretmeleri ve birlikte Allah Yolunda azim ve sabır göstermeleri, birbirlerinin vicdanını desteklemeleri Kuran’da açıklanmıştır. Arkadaşlarımız da dindar arkadaşlarıyla birlikte yaşayarak, Kuran ahlakının her hükmünü titizlikle yerine getirmeye gayret ediyorlar. Birlikte Kuran okuyorlar, tefekkürlerini paylaşıyorlar.
Sen de sabah akşam O´nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini Bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi ´istek ve tutkularına (hevasına)´ uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme. (Kehf 28)
Arkadaşlarımızın bir arada yaşamalarının nedeni ailelerine düşman olmaları değil, Kuran ahlakını beraberce yaşamak ve bu konudaki deneyimlerini paylaşmak istemeleridir.
➤ Allah’ın Kuran’da İnananların Bir Arada Yaşamasını İstemesinin Türlü Hikmetleri Vardır
Müslümanların en önemli görevi dinsizlikle fikrî zeminde mücadele etmektir, Allah’ın varlığını, birliğini, hak dini açıklamaktır. Arkadaşlarımız da tebliğ yaparken dinsizlikle, Darwinizm’le, komünizmle, anarşizmle, PKK terörü ile, FETÖ ile, İngiliz Derin Devleti ile fikrî zeminde mücadele ediyorlar. Allah’ın varlığını, birliğini gösteren bilimsel delilleri çok çeşitli kanallardan yayınlıyorlar. İnternet siteleri kuruyorlar, A9 kanalına içerik hazırlıyorlar vb. İslam’daki sevgiyi geniş kitlelere yaymak için gayret ediyorlar. Tüm bu güzel çalışmalarda birbirleriyle fikirlerini paylaşmak, istişare içinde olmak için de birlikte yaşamayı tercih ediyorlar. Çünkü Allah Kuran’da dinini savunan müslümanların birbirine kenetlenmesini sevdiğini buyurmuştur:
Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever. (Saff Suresi, 4)
Kuran’da Allah’ı zikretmenin en büyük ibadet olduğu bildirilmiştir. Allah’ı anmak, Allah’tan bahsetmek, O’na olan sevgimizi çokça ifade etmek bir Müslüman’a çok mutluluk verir. Tabii ki Allah’ı çok zikredebilmek için, Allah’ı aynı şekilde çok seven insanlarla bir arada bulunmak gerekir. Böylece uzun uzun çok sevdiğimiz Rabbimiz’i anabiliriz. Arkadaşlarımızın birlikte yaşamasındaki güzellik de budur. Kuran’da buyurulduğu gibi, Allah’ı anmak en büyük ibadettir. Birlikte yaşadıkları evlerde Allah’ı çok anan arkadaşlarımızı ayırmak, en büyük ibadetin daha az yapılmasına neden olur, Allah korusun.
Sana Kitap’tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tir. Allah, yaptıklarınızı bilir. (Ankebut Suresi, 45)
Allah, Kendisi’nin çok anıldığı evlerde nur ve bereket yaratır. Bunu Kuran’ın Nur Suresi’nde bizlere müjdelemiştir. Arkadaşlarımızın evlerinde de bu nur ve huzur çok büyük bir güzellik olarak gözler önündedir. Kimse bu güzel evleri terk etmek istemez. Arkadaşlarımızın mutlu oldukları evlerde yaşamak istemeleri en doğal haklarıdır. Allah’ın ayetlerinin tecelli ettiğine şahit oldukları bu nurlu ortamlarda arkadaşlarımız sevgiyi doyasıya yaşamaktadırlar.
(Bu nur) Allah’ın, onların yüceltilmesine ve İsminin zikredilmesine izin verdiği evlerdedir; onların içinde sabah akşam O’nu tesbih ederler. (Nur Suresi, 36)
Şurası çok önemli ki arkadaşlarımızın her biri birbirinin yüksek karakterine, güzel ahlakına şahitler; bu nedenle birbirlerini çok seviyorlar. Her biri Allah’ın cennetinde Peygamberler, veliler, salihlerle birlikte olmak için ahlaklarını en yüksek seviyeye çıkarmak için gayret ediyorlar. Her hatalarından ders çıkarıp düzeltmeye çalışıyorlar. Birbirlerini sonsuz ahiret arkadaşı, kardeşi olarak gördükleri için her tavır ve sözlerinde son derece özenli davranıyorlar. Bu da aralarında çok güçlü bir sevgi bağı oluşmasına vesile oluyor. Birbirlerinin Allah’a aşık olduğuna şahit olan insanların birlikte yaşaması Kuran’ın çok güzel bir hükmüdür ve Müslümanlar için bir müjdedir:
Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve doğrularla birlikte olun. (Tevbe Suresi, 119) Mü'minler ancak kardeştirler. (Hucurat Suresi, 10)
Şu anda ev hapsinde olan arkadaşlarımızın birbirlerini ziyarete gitme imkanları da yok. Çünkü evlerini terk edemeyecekleri şekilde ayaklarından kelepçeli durumdalar. Birbirini seven insanların aynı evlerde kalmak yerine birbirlerine hasret duyacak şekilde ayrı kalmasını beklemek vicdansızlık olur. Kimse sevdikleriyle birlikte olamamanın hüznünü yaşamak istemez; herkes imkanları dahilinde tüm sevdiklerini yanında tutmak ister. Arkadaşlarımız da bu nedenle geniş evlerde kalabalık şekilde birlikte kalıyorlar ve mutlu yaşıyorlar.
➤ Arkadaşlarımızın Ailelerinden Ayrı Evlere Çıkmış Olmalarının Günlük Hayat İçinde Doğal Sebepleri Vardır
Arkadaşlarımıza yönelik örgüt suçlaması tamamen asılsız bir iddiadır. Dünyanın her yerinde her sosyal kesimden insanın yaptığı davranışlar, zorakî çarpıtmalarla sözde suç gibi gösteriliyor. Arkadaşlarımızın sevdikleri ve iyi anlaştıkları arkadaşlarıyla aynı evde yaşaması da bunlardan biridir. İyi anlaştığı kişilerle aynı evde yaşamak son derece doğaldır ve günlük hayatın içinde bunun binlerce gerekçesi ve faydası vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
– Değişken yayın saatlerinde ailesini rahatsız etmek istememek
A9 TV 'de canlı yayın programlarına çıkan arkadaşlarımız, kimi zaman yayınların geç saatlere kadar sürmesi nedeniyle, ailesinin uyuduğu saatlerde eve girip onları rahatsız etmek istemediler. Anne babasının geç saatlerde uyanmasına kıyamadıkları için sevdikleri ve iyi anlaştıkları arkadaşlarıyla bir arada kaldılar. Böylece yayına da birlikte gidip geldiler ve bu da hayatlarını kolaylaştırdı.
– Uyku saati uyuşmazlıkları
Özellikle esnek çalışma saatleri olan, örneğin dış ticaret yaptığı için çalıştığı ülkenin saatlerinde çalışması gereken arkadaşlarımız günlük saatlerde uyumaya ihtiyaç duyuyorlar. Ayrıca yayına katılan ya da yayını canlı izlemek isteyen arkadaşlarımız da geç saatlerde uyanık olabiliyorlar. Bunun yerine de gündüz saatlerinde uyuyorlar. Gerek günlük doğal gürültüler, gerek misafirler nedeniyle ailesinin yanında gerekli sessiz ortamı elde edemeyen arkadaşlarımız sevdikleri arkadaşlarıyla kalmayı tercih ediyorlar. Böylece uyku düzenlerini koruyorlar.
Ailesinin tüm sosyal yaşantısını kendi uyku düzenine göre değiştirmesine kıyamadığı ve ayrıca bunun mümkün de olmadığı durumlarda arkadaşlarımız, uyum sağlayabildikleri arkadaşlarıyla kalıyorlar. Sevdikleri arkadaşları içinden; aynı saatlerde aktif olduklarıyla ve sessiz ortam sağlayabilenlerle birlikte kalıyorlar ya da çok geniş evlere geçerek sessiz ortam konusunda sorunsuz yaşıyorlar. Buradan anlaşılacağı gibi birlikte kalmaları son derece insanî ve faydalı oluyor.
– Sessiz çalışma ortamı ihtiyacı
Özellikle evden çalışan ya da ofisten döndüğünde çalışması gereken arkadaşlarımızın sessiz çalışma ortamına ihtiyacı oluyor. Ailesiyle kalan arkadaşlarımızın; misafirler, günlük gürültüler, televizyon sesi ve diğer sesler nedeniyle ihtiyaç duydukları ortamı elde edemediği durumlar oluşuyor. Bu açıdan daha rahat ettikleri koşullarda sevdikleri arkadaşlarıyla kalmayı tercih ediyorlar ve bu da zaten en doğal haklarıdır.
– Ailesi yurt dışında / şehir dışında olan arkadaşlarımız
Bazı arkadaşlarımızın ailesi şehir dışında ya da yurtdışında olabiliyor. Doğal olarak bu kişiler İstanbul’da sevdikleri arkadaşlarının yanında kalıyorlar.
Bunun dışında, ailesi İstanbul’da olduğu halde uzak yerlerde oturan arkadaşlarımız da birlikte kalmayı tercih etmektedirler. Sıkça bir araya gelmeyi seven arkadaşlarımız uzakta oturan ailelerinin yanından İstanbul trafiğinde uzun mesafeler kat etmek zorunda kalmak istememekte, arkadaşlarıyla birlikte kalmayı tercih etmektedir.
– Hayat kalitesini arttırmak
Bunun yanında, daha elit, daha kaliteli semtlerde kalma imanını değerlendirmek için de insanlar ailelerinden ayrı eve çıkabilmektedirler ve bu gayet doğal bir durumdur. Bazı muhitlerde yaşamak; sokak tacizlerinden rutubetli sağlıksız evlere kadar sayısız dezavantajı barındırır. Böyle durumlarda arkadaşlarımızdan ekonomik seviyesi daha iyi durumda olanlar diğerlerine Allah rızası için destek olmaktadırlar.
Ekonomik seviyesi dar durumda olan arkadaşlarının maliyetlerini üstlenerek onlarla birlikte aynı evde yaşayan arkadaşlarımız vardır. Böylece hem sevdikleri insanlarla sürekli birlikte olabilmekte, hem de ihtiyaç içindeki arkadaşlarına yardımcı olmanın iç huzurunu yaşamaktadırlar.
– İş yerine daha yakın yerde kalmak istemek
İş hayatında herkes kendi kariyer fırsatları doğrultusunda hareket eder ve bazı durumlarda ailesi ile kaldığı evden uzak bir muhitte çalışmak zorunda kalabilir. Özellikle İstanbul trafiği göz önünde bulundurulduğunda, insanların sevdiği arkadaşlarıyla birlikte işyerine yakın yerlere taşınması tabii ki daha avantajlıdır.
– Arkadaşlarını dilediklerince konuk edebilmek
Arkadaşlarını sıkça misafir etmeyi herkes sever. Ailesi ile kalan arkadaşlarımızda ev her zaman müsait olamadığı için bu konuda imkanları kısıtlanabilir. Arkadaşlarıyla kalarak her gün sevdikleri insanlarla bir araya gelebilir, istediği gibi misafir ağırlayabilir. Arkadaşlarımız da sevdikleriyle ayrı eve çıktıklarında bu gibi avantajlar elde ettiler.
Kuşkusuz bunlar, arkadaşlarıyla kalan milyonlarca vatandaşımız için de geçerli sebeplerdir. Bunlar gibi yüzlerce doğal sebep sayılabilir. Buradan açıkça anlaşılacağı üzere, insanların iyi anlaştığı kişilerle birlikte kalması asla suç değildir. Aksine; gayet insanî, normal, doğal bir durumdur. İnsanın sevdikleriyle birlikte yaşaması akla uygun, vicdana uygun, ahlaka uygun, Türk toplum yapısına uygun, sosyal hayata uygun, insan psikolojisine uygun, dine uygundur. Bunun ötesinde, hukuka kesinlikle uygundur.
#adnan oktar#harun yahya#kedicikler#aslanlar#tbav#vakfı#türkiye#istanbul#iftiralar#net cevap#kumpas#komplo#medya#gazete#sosyal medya#gri propaganda#kara propaganda#arkadaşlık#kardeşlik#dostluk#sevgi#islam#tesanüd
0 notes
Text
Sayın Adnan Oktar’a Yöneltilen Asılsız ve Mesnetsiz İtham ve İftiralar Yalnızca Aleyhte Olumsuz Kamuoyu Algısı Oluşturma Amaçlıdır
Camiamıza kurulan komploda en çok saldırı yöneltilen kişi, Sayın Adnan Oktar’dır. Çünkü komplocuların çarpık zihniyetine göre, Sayın Adnan Oktar hakkında ne kadar çok iftira ortaya atılırsa, ne kadar yoğun karalama kampanyası yapılırsa mahkeme heyetini ve kamuoyunu camiamız aleyhinde etkilemek o kadar kolay olacaktır. Komploculara göre, bu etki sağlandığı takdirde, mahkeme heyetine mahkumiyet kararı verdirmek de bir o kadar kolaylaşacak, böylelikle camiamızın dağıtılıp faaliyet yapamayacak hale getirilmesi hedefine de ulaşılacaktır. İşte, bu yüzden komplocular, dosyada zorla müşteki ve etkin pişman yapılan kişilere en çok Sayın Adnan Oktar hakkında yalan beyan ve iftiralar söyletmeye çalışmaktadır. Dosyada müştekilere ve sözde etkin pişman yapılan arkadaşlarımıza ait ifadeler bu doğrultuda özel olarak düzenlenmekte, dosya karalanma ve itibarsızlaştırılma amaçlı üretilen hayali senaryolarla doldurulmaktadır. Ardından da dosya içeriği, bu çirkin yalan ve iftiraları satır satır haber haline getirecek ya tetikçi olarak özel görevlendirilmiş ya da derin devlet baskı ve tehditleriyle sindirilmiş, korkutulmuş, her söyleneni yapmaya amade bir kısım basına servis edilerek Sayın Adnan Oktar’ın gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayan farklı bir kişi gibi gösterilmek istenmektedir.
Nitekim, arkadaşımız Ali Şeref Gider’in savcılık ve mahkeme ifadelerinde de kumpasçıların kontrol ve yönlendirmesindeki bu karalama ve itibarsızlaştıma stratejisi açıkça görülmektedir.
Sayın Adnan Oktar ve camiamıza yönelik 2 yıldır sürdürülen kara propagandaya temel sağlaması amacıyla, kumpasçılar tarafından detay detay kurgulanan müşteki ve etkin pişman ifadeleri uzman psikologlar denetiminde aylar süren bir toplum mühendisliği çalışmasının ürünleridir. İçerdikleri suçlama ve karalama amaçlı senaryo ve hikayelerde kullanılan kelimeler dahi toplumda istenen tepki ve infiali oluşturması amacıyla ince ince seçilmiş ve cümle aralarına yerleştirilmiştir.
Oysa, masa başında kurgulanmış tüm bu asılsız, uydurma ve hayal ürünü iddia ve senaryolarda anlatılan iftiraların aksine Sayın Adnan Oktar, her yaştan, her çevreden, her kültürden insanla kolaylıkla iletişim kuran, herkesin kendisiyle tanışmaktan, konuşmaktan, görüşmekten, sohbetini dinlemekten büyük zevk aldığı son derece nezaketli, güzel sözlü ve üstün ahlaklı bir insandır. Her anını Kur'an ahlakına titizlikle uymaya çaba göstererek geçiren böyle güzel bir insanın iftiralarda konu edilmeye özel gayret gösterilen hakaretamiz üsluba, aşağılayıcı konuşmalara tevessül etmesi asla mümkün değildir.
Sayın Adnan Oktar'ın, gerek yakın çevresi ve arkadaşları gerek kendisiyle çeşitli vesilelerle tanışmış toplumun her kesiminden insanlar gerekse 10 yılı aşkın süredir hemen her gün katıldığı A9 TV canlı yayın programlarını izleyen milyonlarca izleyicimiz kendisinin bu üstün ahlakına, güzel, nezih ve hikmetli konuşmalarına, kibar, seçkin, kaliteli ve müstesna kişiliğine şahit olmuşlardır.
Sayın Adnan Oktar, İbrahim Suresi’nin 24. ayetindeki, “Görmedin mi ki, Allah nasıl bir örnek vermiştir: Güzel bir söz, güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir.” emrine en güzel ve titiz uyan Müslümanlardan biridir. Onunla tanışan, konuşan, dostluk kuran herkes de Sayın Adnan Oktar’ın bu özelliğine şahittir. Belki yüzlerce defa tüm ayrıntılarıyla açıkladığımız üzere tüm camiamız, arkadaş grubumuz, Sayın Adnan Oktar’ı hiçbir zaman bir Mehdi veya uhrevi bir şahıs olarak değil sadece çok sevdikleri, saydıkları, aklına, vicdanına, sözüne, ahlakına, samimiyetine çok güvendikleri, fikir ve önerilerine her zaman itibar ettikleri bir dostları ve ağabeyleri olarak görmektedir. Bu yüzden de onunla birlikte Allah rızası için İslam'ın, vatanın, milletin, devletin, Müslümanların, İslam aleminin ve tüm insanların faydasına yönelik dünya çapında son derece güzel ve etkili sosyal, kültürel, bilimsel faaliyetlerde bulunmaktadır.
BU AÇIK GERÇEK ONLARCA YILDIR ORTADAYKEN VE ONBİNLERCE İNSAN 40 YILDIR BU ANLATTIĞIMIZ GERÇEĞE HER YÖNDEN BİZZAT ŞAHİT OLMUŞKEN, BİR ANDA KUMPASÇILARIN TETİKÇİLİĞİNİ YAPAN ÜÇ BEŞ HUSUMETLİ MÜŞTEKİNİN VE ONLARIN BASKI VE TEHDİTLERLE KORKUTUP YÖNLENDİRDİĞİ ZAVALLI MAZLUM İNSANLARIN ORTAYA ATTIKLARI DÜNYA TARİHİNDE GÖRÜLMEMİŞ, AKLA, MANTIĞA, HAYATIN DOĞAL AKIŞINA TÜMÜYLE AYKIRI İTHAM VE İFTİRALARA NORMAL VE AKLI BAŞINDA HİÇ KİMSENİN İTİBAR ETMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Arkadaşımız Ali Şeref Gider’in Maaşının Güya Sayın Adnan Oktar’a İnfak Olarak Verildiği İddiası Asılsızdır
Ali Şeref Gider 25.06.2020 tarihli ifadesinde, camiamızla tanıştığı ilk dönemde arkadaşlarımıza ait bir işyerine yerleştirildiğini, ancak bu işyerinde güya maaşını alamadığını, çünkü maaşlarının güya Sayın Adnan Oktar’a infak edildiğini ileri sürmüştür.
Bu iddia da diğerleri gibi son derece saçma ve asılsızdır. Her şeyden önce böyle bir davranış İslam’a ve Kur'an'a aykırıdır. Bu nedenle böyle bir eylemin, Kuran-ı Kerim’de tarif edilen “infak��� ibadeti adı altında yapılması da mümkün değildir. Çünkü, “infak” kişinin gönül rızasıyla yaptığı, ihtiyacından arta kalan mallarından Allah rızası için başka insanları da faydalandırdığı bir ibadettir. Dolayısıyla, birisinin elinden zorla maaşını alıp başkasına vermenin Allah’ın Kuran’da tarif ettiği infak ibadetiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Hiçbir Müslüman'ın böyle anormal bir davranışı ne tavsiye ve tasvip etmesi ne de ibadet sanıp uygulaması olacak şey değildir.
Müslüman Türk toplumunda, temel dini eğitim görmemiş, İslam'ın esaslarını, ana kurallarını, infak, sadaka, zekat kelimelerinin anlamını bilmeyen hemen hiç kimse yoktur. Dolayısıyla, gerçek dışı müşteki ve (sözde) etkin pişman ifadelerinde anlatıldığı şekilde alenen gasp, mala veya paraya el koyma anlamına gelen illegal, gayrı meşru bir eylemi normal akla, zekaya, şuura ve eğitime sahip olan bir insanın dini bir ibadet, bir "infak" olarak algılaması, dinen haram, kanunen suç olan böyle apaçık bir suistimali kabullenip yıllar boyu sözde din adına böyle bir sömürüyü sineye çekmesi, kimseye söylememesi, adli makamlara şikayet etmemesi mümkün değildir.
Kaldı ki sözde etkin pişman olmaya mecbur bırakılan, kız olsun erkek olsun tüm kardeşlerimiz son derece akıllı, zeki, şuurları açık, iyi ailelere ve çevrelere mensup, eğitimli, son derece uyanık insanlardır. Ne böyle bir sömürünün anormal ve dine aykırı olduğunu bilemeyecek ve anlayamayacak ne de bildikleri halde yıllarca bu suistimallere maruz kalmayı kabullenecek, bunlara göz yumup ses çıkarmayacak insanlar değildir.
Bugün cebindeki üç beş kuruşu çaldıran kişi dahi soluğu hemen karakolda almaktadır. İftiralarda ortaya atılan ise, güya yüzlerce kişinin milyonlarca liralık mallarına, mülklerine, paralarına, yine bu yüzlerce kişinin gıkını dahi çıkaramadığı hayali el koymalardır. İftiraların abartı boyutu dahi gerçek dışı olduklarını göstermeye yeterlidir.
Bahsi geçen hayali sömürü sisteminin sözde mağduru olduğunu iddia etmek zorunda bırakılan arkadaşımız Ali Şeref de her nasılsa, ne camiamızda geçirdiği onlarca yılık hayatında ne operasyon sırasında ne de operasyondan sonraki yaklaşık 2 seneye yakın bir dönemde böyle hayali uydurma bir sistemden ve bu hayali sistemin sözde mağduru olduğundan hiçbir zaman hiç kimseye bahsetmemiştir. Aynı şekilde, geçtiğimiz aylarda yine her nasılsa iki genç kızın "yıllar sonra kendilerine tecavüz ettiğini hatırlayıp" mali şubeye kendisini şikayete gelmeleri üzerine gözaltına alındığında emniyette verdiği ifadesinde de bu sözde "anormallikler"den, uğradığı sözde suistimal, sömürü, aşağılanma ve zulümlerden, malının, parasının elinden alınmasından, sözde cinsel ilişkilere zorlanmasından hiç kimseye bahsetmemiştir.
Taa ki tutuklandıktan sonra, Avk. Fuat Selvi'nin tutuklu arkadaşlarımız arasından iftiracı devşirebilmek için düzenli cezaevlerini gezdiği gibi Ali Şeref arkadaşımızı da ziyaret etmeye başlamasına kadar...
İşte, her nasılsa Ali Şeref Gider yıllardır kimseye bahsetmediği, hiçbir resmi makama şikayet etmediği o ana kadar aklına, hayaline bile gelmeyen sözde camiamızla ilgili bu "anormalikleri" Fuat Selvi'nin yoğun desteğiyle bir anda hatırlamaya ve kağıda dökmeye başlamıştır. Bu anılarını da yine Fuat Selvi'nin birebir iştirakiyle "hakaret, karalama ve infial hedefli özel seçilmiş kelime ve cümleleri kullanmaya büyük titizlik göstererek" yazılı ve sözlü ifadelerinde kullanılmak ve en önemlisi medyaya servis edilmek ��zere derlemiştir.
Tüm bunlar, gerçekte tespiti son derece kolay ve son derece akılsızca kurgulanmış itham ve karalama teknikleri olmakla birlikte kumpasçıların olayın medya ayağını da kontrol etmeleri nedeniyle, "bir yalanı 40 kere söylersen inanırlar" ya da Hitler'in ünlü Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in, "yeterince büyük bir yalan söyler ve sürekli tekrar ederseniz, sonunda halk buna inanır" düsturlarına dayanarak kamuoyunda camiamız aleyhinde sahte algı oluşturma çabasından öteye gitmemeketdir.
Camiamızdan Ayrılanlara Baskı Yapıldığı İddiası Asılsızdır
Ali Şeref Gider mahkeme ifadesinde, geçmişte camiamızdan uzaklaşmak istediğinden, ancak bunu hemen yapamadığından, çünkü yapmış olsaydı camiamızın kendisini güya sinek gibi ezeceğinden bahsetmiştir.
Bu asılsız iddia da aynı diğerleri gibi arkadaşımıza zorla söyletilmiştir. Komplocu odaklar, Sayın Adnan Oktar’ı ve arkadaşlarımızı güya insanları zorla alıkoyan, baskıyla ve tehditle çalıştıran örgüt mensupları gibi göstermek için bu ve benzeri asılsız iddiaları dosyadaki birçok ifadenin içine bilinçli olarak yerleştirmişlerdir. Çünkü etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan arkadaşlarımızın ifadelerinde sıralamak zorunda kaldıkları sözde korkunç suçlara rağmen, 10-20-30 yıl boyunca neden camia içinde kalmaya devam ettikleri çelişkisine kendilerince bir açıklama bulmaya ihtiyaçları vardır. Nitekim bir insanın bir yerde yıllar boyunca sözde tecavüzlere, zulümlere, baskılara, şiddete ve hakarete uğramasına ve bunlar benzerlerine şahit olmasına rağmen, bu suçları işlediklerini ileri sürdükleri kişilerle beraber yaşamaya devam etmesi elbette ki anormal ve gerçek hayatta asla olmayacak bir davranıştır. İşte komplocular hedeflerine ulaşmak için mutlaka kapatmaları gereken bu açığa kendilerince bir çözüm düşünmüşler, bu amaçla da arkadaşlarımızın güya karşılaştıkları baskı ve tehditler nedeniyle aramızdan ayrılamadıkları yalanını türetmişlerdir.
Bu asılsız iddianın ne gerçekliği ne tutarlılığı ne de somut, hukuki bir delili vardır.
Bugüne kadar Sayın Adnan Oktar ve arkadaş çevresiyle tanışan, görüşen, hatta uzun yıllarını birlikte geçiren sonra da çeşitli kişisel nedenlerle aramızdan ayrılan binlerce insan olmuştur. bu kişilerin aramıza katılmaları nasıl gönül rızasıyla olduysa, ayrılmaları da kendi özgür istek ve rızalarıyla olmuştur. Bu kişiler camiamızdan ayrıldıktan sonra diledikleri hayatı sürmüşler, bu konuda camiamızdan gelmiş hiçbir baskı veya engellemeyle karşılaşmamışlardır. Geçmişte uzun yıllar camiamızda kalmasına rağmen zamanla yollarımızın ayrıldığı, bugüne bakıldığında ise toplumda önemli mevkilere ulaşan veya istedikleri şekilde hayatlarını kurmuş olan binlerce insan bu gerçeğin açık delilleridir. Bu insanların bir kısmı hala zaman zaman, işinden gücünden fırsat buldukça bizlerle görüşmektedir. Bu onbine yakın insanın, bugüne kadar onlarca yıldır böyle hayali bir baskı, tehdit ya da şantaja uğradığına dair tek bir şikayeti, mağduriyeti hatta ifadesi dahi olmamıştır. Yalnızca, birkaç husumetli müşteki ve zorla (sözde) itirafçı ya da etkin pişman yapılmış küçük bir grup dışında...
Sayın Adnan Oktar da, diğer mensuplarımız da insanlara baskı ve zorlamayla hiçbir işin yaptırılmaması veya hiçbir düşüncenin empoze edilmemesi gerektiğini çok iyi bilen insanlardır. Nitekim baskı ve zorlama dinde yasaklanmıştır. Bakara Suresi’nin 256. ayetinde “Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir.” diye buyrulmuştur. Bu ayete iman eden mensuplarımız da her konuda en küçük bir baskı veya zorlamanın bile insanlara zulmetmek anlamına geleceğini ve sadece ikiyüzlü, samimiyetsiz bir yapının oluşmasına yol açacağını çok iyi bilmektedir.
Kimseyi aramıza katılmaya veya aramızda tutmaya zorlamaları ise hiçbir zaman söz konusu bile olamaz. Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımızın değer verdiği yegane dostluk, yakınlık ve bağlılık ise, zorla değil ancak Allah rızası için olan, sevgi, saygı, muhabbet ve ahiret kardeşliği üzerine kurulu olandır.
Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.
#adnan oktar#ali şeref gider#harun yahya#hukuk#adalet#delil#belge#fuat selvi#hitler#joseph goebbels#medya#yalanlar#mahkeme#savcılık#zorlama ve baskı yok#şantaj yok#asılsız ithamlar#kara propaganda#adnan hoca#kedicikler#komplo#kumpas#kuranosuke koibuchi#ınfak
0 notes
Text
Medyum Şikayetleriniz
Etkili büyü nasıl yapılır? Büyü Belirtileri https://www.medyumsikayetleriniz.com/ Kolay ve hızlı sonuç almak için hangi tür büyülerin tercih edilmesi gerekir? Büyü nasıl hazırlanır haydi şimdi hep birlikte öğrenelim. Sizlere hepsini bir bir anlatacağım, hiç merak etmeyin ve okumaya devam edin. Değerli kardeşlerim; çok önemli bulduğum bu makalemi sabırla okumanızı rica ediyorum çünkü bu yazımı okuduğunuzda şunları çok iyi öğrenmiş olacaksınız; büyü nedir, her hangi birine yapılan büyü nasıl bozulur, başarılı bir sonuca varmak için doğru büyü nasıl yapılır? Büyüden korunmak için hangi büyü çeşitleri ve yöntemleri kullanılır? İsterseniz ilk önce büyü nedir? Bunun tanımını size doğru bir şekilde yapayım, daha sonra konumuza devam ederiz. Papaz Büyüsü Nedir? İnsanlar Papaz Büyüsü olarak bilinen büyü metodu hakkında farklı bilgilere sahiptir. Bu büyü en büyük aşk büyüsüdür. Papaz büyüsünün nasıl yapıldığını herkes merak eder. Papaz büyüsü gerçek papaz büyüsüdür ve papazlara ulaşıp yaptırmak isteyen kişiler vardır. İşinin ehli medyumlar tarafından da yapılmaktadır ve yapılan büyü bozulabilmektedir. Hem yapılması hem bozulması çok zor bir iştir. Bu büyü en etkili sonuç olarak görülse de eşlere yapıldığından çoğu kişi tercih etmemekte ve korkmaktadır.
Papaz Büyüsü Neden Yapılır?
Papaz büyüsü nedir? Nasıl yapılır sorusuna açıklık getirecek olursak, sadece medyum hocalarla ve papazlarla yapılan büyüdür. Zor ve meşakkatli bir iştir son derece profesyonellik gerektirir. Medyumumuza güvenerek kendinizin ne istediğini bilerek yaptırmanız gerekir. Büyüyü yaptırmak için bizlere başvuran kişiler genelde kadınlardır. Eşleri onları aldatarak veya başka yollarla onlardan uzaklaştığı için kadınlar bu etkili yola başvururlar.
* Bir erkeği veya kadını eve bağlamak * Çiftlerin barışması * Aldatan eşin geri dönmesi * Eşlerin arasında ki anlaşmazlıkların düzelmesi için yapılabilir
Çok etkili bir büyü olduğu için profesyonel kişiler tarafından yapılmalıdır. Bu alanda en iyi ve etkili sonuçları yılların tecrübesi ile ortaya koymaktayız. Bu büyü birbirine helal kişiler yani eşler ve dini nikahlı kişiler arasında yapılmaktadır. https://www.medyumsikayetleriniz.com/ Papaz Büyüsü Nasıl Yapılır?
Papaz büyüsü 2 yöntem ile gerçekleştirilir. Büyülerin en zoru ve en etkilisi olduğu için medyum arayışına girip olumsuz sonuçlar elde etmemek için bizimle iletişime geçiniz.
* Adet kanı ile yaparlar * Sıcak adet kanı * Soğuk adet kanı
Adet kanı olduğu için tekrardan açıklıyoruz ehli ve profesyonel kişiler tarafından yapılmalıdır. Medyum hocamız bu konuda gerçekten profesyoneldir. Papaz büyüsünü bozmak istendiğinde hangi türle yapıldığını bilir. Papaz büyüsü yaptırmak istiyorsanız, bizim uzman medyum hocamızı arayarak randevu almanız yeterlidir. Adet kanı dışında tırnak, kıl, yılan pulu gibi malzemelerde kullanılacağından asla tek başınıza yapmayınız ve bu işe kalkışmayınız kötü sonuçlar doğurabilir. Hocamız gibi profesyonel medyuma geldiğinizde büyü yapabilir ve bozabilir. Hangi türde yapıldıysa büyü size yapılan bakımlar sayesinde bozulabilir. Eğer üzerinizde papaz büyüsü olduğunuzu düşünüyorsanız medyumumuza ulaşabilirsiniz. Çünkü papaz büyüsü yapılmasında ve bozulmasında profesyonel çalışmalar yapmaktayız. https://www.medyumsikayetleriniz.com/ Süryanı Büyüsü Süryanice yazdılığından dolayı halk arasında Süryani büyüsü olarak adlandırılmaktadır. En etkili büyü çeşitlerinden birisi olan Süryani Büyüsü inanışa göre etkili birisi tarafından yapıldığı zaman istenilen etkiyi çok kısa sürede göstermektedir.
Fakat islam dinindeki inanışa göre büyüdeki isteklerin şeytan ve tayfasından istendiği ve şeytanla yapılabilecek her türlü iş birliğinin, yardım çağrısının günah olduğunu bilerek bu yazımızı okumaya devam etmelisiniz. Süryani büyüsü kişinin evde kendi başına yapması yeterli olan bir büyü çeşidi değildir.
Bunun nedeni çok etkili bir büyü olmasından kaynaklanmaktadır. Çok eski zamanlardan beri kullanılan Süryani Büyüsü günümüzde dahi büyü konusuyla ilgilenen kişilerin takip ettiği ve merak ettiği büyüler arasında yer almaktadır. Çok eski zamanlardan beri bilinen Süryani Büyüsünün büyünün takipçisi olan kişilere göre irfan sahibi olan kişiler tarafından tespit edildiği düşünülmektedir. Süryani Büyüsü tek bir büyü çeşidi değildir ve geniş bir çerçevede ele alınacağından dolayı farklı kollara ayrılmıştır.
Süryani büyüsünü tercih edenlerin ilk amaçları karşıdakinin sevgisini kazanmak ve kişinin birisine bağlanıp ondan başkasını gözün görmemesini sağlamaktır. Süryani büyüsünün evli olan çiftlerden birisinin başka birisine evli olmasına rağmen aşık olup, evi terketmek istemesi durumunda da yapılmak istendiği durumlar yaşanmıştır.
Süryani Büyüsü Nasıl Yapılır? https://www.medyumsikayetleriniz.com/ Büyü konusunda inancı olan kişilerin yapmış oldukları yorumlar incelendiğinde süryani büyüsünün çok farklı dallara ayrıldığı ve bu yüzden ona büyülerin büyüsü adı verildiği anlaşılmaktadır. Fakat Süryani Büyüsü konusundaki araştırmalarımız devam ettiğinde etkili olduğu düşünülen büyü çeşidinin inanışa göre güvenilir, konusunda uzman kişilerce yapılması gerekmektedir. Aşk Büyüsü Birçok insan aşkın acı ve tatlı halini yaşamıştır. Fakat aşk bazen tek taraflı olabilir. Aşık olunan kişi size aşık olmayabilir, yani duygular bazen karşılık bulamamaktadır. İnsanlar aşık olduğu kişiye hislerine karşılık alabilmek adına birçok yolu dener. Bu alanda çaba gösterilen yollardan biride medyumlar sayesinde büyü yaptırmaktır.
Aşk Büyüsü yapmakta bu yöntem ve yollardan biridir. İnsanlar aşk büyüsünü yolun sonu olarak görürler. Aşk büyüleri için insanlar medyum ya da hocalar ile işbirliği içinde olurlar. Bu büyüyü yaptırmak isteyen kişiler öncelikle işin ehli olan bir medyum bulmalıdır. Bu alanda tecrübelerimiz ve deneyimlerimiz sayesinde kesin sonuçlar elde edebilirsiniz. Bu büyü için güvenilir olamayan veya bu işi profesyonel olarak yapmayan kişilere gidildiğinde olasılık düşük olur.
Peki, aşk büyüsü nedir
Günümüzde birçok medyumun yaptığı ve yapmaya çalıştığı bir büyüdür. Bu alanda deneyimli olan medyumumuz aşk büyüsü yaptırmak isteyen kişilere profesyonel bir şekilde yardımcı olmak için çalışmaktadır. Medyumculuk hizmetimiz, kişilerden âşık etmek istediği şahıs hakkında bilgileri alarak onlara yardımcı olmak ve istediklerini gerçekleştirmek için yapılacak olanın en iyisini gerçekleştirmektedir. Medyumumuz bu konuda üstün bilgi ve potansiyele sahiptir.
Aşk Büyüsü Ne İçin Yapılır?
Âşık olduğu kişiyi geri kazanmak ve kişiyi kendini aşık etmek için yapılır. Sevgiliye ve eşe yapılabilir. Nasıl yapıldığı hakkında ayrıntılı bilgiyi bizimle iletişime geçen kişiler ile paylaşmakla beraber sizlere kısaca aşk büyüsünü şöyle açıklayabiliriz; Aşk büyüsü medyumlar tarafından, aşık etmek isteyen kişiye bu büyüyü ne için yaptırmak istediğini ve gerçekten emin olup olmadıklarını sorarak başlar. Medyumlar kişinin gerçekten emin olduğunu anlamaları için onlarla konuşurlar. Bu bilgiler sayesinde işlerini özenle yapmalarını sağlar. Aşk büyüsünün nasıl yapıldığını elbette merak ediyorsunuz. Fakat bizim deneyimli medyumumuz sayesinde yapamayacağınız büyü yoktur. Bu tarz büyüler işinin ehli olan medyumlar sayesinde yapılır.
Size medyum yollarını, metodlarını anlatabilirim.
Yakılarak hazırlanan (mum ile) Denize, akarsuya, akıntılı suya dökülen Herhangi bir toprağa gömülerek Aşıl etmek istediğimiz kişiye yedirerek veya içirerek Âşık etmek istediğimiz kişinin özel çamaşırlarını kullanarak Âşık edilecek kişiye ait saç, tırnak vb. vücudundan parçalardan yapılır Canbaz büyüleri Papaz büyüleri
Yukarı da yazılan gibi birçok çalışmamız vardır. Fakat bunların kesinlikle deneyimli bir medyum vasıtasıyla yapılması gerekir. Aşk büyüsü yapmadan önce bize danışmanızı öneririz, deneyimsiz medyum aracılığıyla yapılmayan büyülerin gerçekleşme olasılığı düşüktür. Bu yüzden bizlerle iletişime geçmenizi öneririz Bağlama Büyüsü Bağlama büyüsü kişinin sevdiği kişi ya da eşi ya da sevip de karşılık göremediği kişilere karşı yapılmaktadır. Büyünün amacını sevilen kişiyi kendine bağlayarak bir daha vazgeçememesini sağlamaktır. Bağlama büyüsü tarafımıza başvuran birçok kişinin bizden istediği çalışmalardan biridir. Bağlama büyüsü konusun da bu alanda ilmi ve deneyimi en kuvvetli hocamız sayesinde istenen amaca kısa sürede ulaşılacaktır. Bağlama büyüsü için yapmanız gereken tek şey bizimle iletişime geçmenizdir. Medyumumuz üzerine büyü yapılacak kişi ve büyünün ne amaçla yapılacağına dair tüm bilgileri sizden alarak doğru şekilde ilerler.
Bağlama Büyüsü Nasıl Yapılır?
Bağlama büyüsü evde tek başına yapılması mümkün olmayan, yapılsa bile olumlu sonuçlar elde edilemeyen büyülerdendir. Bu alanda yıllardır çalışmalar yapan medyumumuz dahi bağlama büyüsünü son derece dikkat ederek gerçekleştirmektedir. Bu büyü hakkında internet araştırmaların da genellikle karşılaşılan içerikler şöyledir;
* Gerekli malzemeler temin edilmelidir. * Herhangi bir canlıdan elde edilen bir kâse temiz süt * Boş beyaz kâğıda yazılacak sözler ve cümleler * Boş beyaz kâğıt * Âşık edilmek istenen kişiye ait resim
Görüldüğü gibi son derece basit ve sıradan malzemeler ile böylesi önemli bir büyüyü yapmanın imkânı yoktur. Sizlere en iyi şekilde yardımcı olarak, her türlü sıkıntınızı hoş görü ile karşılayarak yardımcı olacak medyumumuza çekinmeden ulaşabilirsiniz. Bağlanma büyüsü hakkında merak ettiğiniz her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatarak içinizi rahatlatarak işe koyulacaksınız.
Bağlam Büyüsünü Bozmak Bağlama büyüsü kişinin kendisine yapılıp yapılmadığı anlaması son derece fark edilmesi güç bir durumdur. Tarafımıza başvuran kişiler ya da kişi yakınları büyüyü fark etmesiyle bizimle iletişime geçmiştir. Bağlama büyüsü muska, kâğıt, giysi ve pek çok şeye yapılmış olabilir. Bu nesnelerin fark edilmesiyle ya da kişideki değişimlerin bariz belli olmasıyla büyünün varlığından emin olunur. Bağlama büyüsünün varlığı anlaşılır anlaşılmaz hemen bizimle iletişime geçerek yapılması gerekenleri öğrenebilirsiniz.
Bağlama büyüsü işin ehli medyumumuz sayesinde en kısa sürede bozularak, etkisi kırılacaktır. Bu sayede kişi ve ya kişi yakınları rahata ererek içinde bulunduğu zor durumdan kurtulacaktır. Hüddam Nedir ? Şans ve Kısmet Açma Büyüleri
İnsanlar bazı olaylar neticesinde kaybettiği zaman ya da işlerin beklediği gibi olmadığı zamanlarda kısmetin kendisinden kaçtığına inanmaktadır. Dünya üzerindeki gizli bilgiler ile yapılacak olan şans ve kısmet açma büyülerimiz ile şansın sizlerin kendi kontrolünde olan bir olgu olduğunu göreceksiniz. Alanında uzman olan medyumlarımız ile yapılacak olan büyü ile artık şansızlığınız kırılacak ve kısmetiniz açılacaktır.
Şans ve Kısmet Açma Büyüleri Nasıl Yapılır?
Şans büyüsü yapılırken öncelikle bu konuda uzman kişiler tarafından yapılmasına dikkat edilmelidir. Şans büyüsü yaklaşık olarak 5 gün içerisinde sonuçlanan bir büyü işlemidir. Kâğıt üzerine yazılacak olan dileklerin üzerine gerekli olan dulalar kusursuz şekilde medyumlarımız tarafından okunmaktadır. Size yardımcı olan medyumumuzun engin tecrübeleri ışığında onun belirlediği gün kadar dua okuması devam etmektedir. Yapılan işlemler neticesinde şansızlığınızın kırıldığının farkına varacaksınız. Kısmet açma büyüsü ise rızıklarının kesildiğini düşünen insanların başvurduğu yöntemdir. Şans ve kısmet açma büyülerinde oldukça bilgili medyumlarımız bu konu ile ilgili olarak, hazırlayıp okuyacakları dua ve takip edeceği süreç ile kısmetiniz açılacak. Artık hayata daha fazla bağlı hale geleceksiniz.
Şans ve Kısmet Açma Büyüleri Yapmanın Sırları
Kısmetinin kapandığına ve şansın kendisinde tamamı ile çekildiğine inanan insanalar bu büyüleri kendileri de yapabilir. Ancak şans ve kısmet açma büyüleri çok ince detay isteyen dualar ve dikkat isteyen bir süreçtir. Bundan dolayı insanlar;
· Büyü yapmadan önce bütün hazırlıklarını yapmış olmalı, · Hangi büyü için hangi dua okunacak iyice öğrenmeli, · Süreç içerisinde yapılacaklara dikkat etmelidir.
Şans ve kısmet açma büyüleri rahmani işlemler ile kuvvetlendirilmediği sürece cılız kalmaktadır. Bu nedenden dolayı sizlerin yerine işinin ehli olan medyumlarımız bu süreci sizler için kontrol etmektedir. Çok sayıda yaptıkları büyü eşliğinde almış oldukları olumlu referanslar ışığında medyumlarımız sizleri en kısa sürede şansız ve kısmetsiz halinizden kurtaracaktır. Medyumlarımız şans ve kısmet açma büyüleri denildiğinde her zaman akla ilk gelen, en çok tercih edilen ve en çok memnun kalınan medyumlardır. Medyumlarımız sorunlarınız çözmek için sizleri bekliyor. #medyumcular #medyum #cin çıkarma #aşk büyüsü #hüddam #süryani büyüsü #papaz büyüsü #nazar #büyü #büyü belirtileri #bağlama büyüsü #medyum ne demek #medyum iletişim adres #en iyi medyumcular #hocalar https://www.medyumsikayetleriniz.com/
1 note
·
View note
Text
Eski Sevgiliyi Unutmak İsteyenler İçin Harika Bir Yol Haritası
Eski Sevgiliyi Unutmak İsteyenler İçin Harika Bir Yol Haritası Konu eski sevgiliyi unutmak olunca, insan zihninin ön plana çıktığını ve devreye girdiğini görmek oldukça rahattır. Çünkü insan zihni, hakikaten unutma konusunda oldukça başarılı bir potansiyele sahip ve bu konunun adeta uzmanıdır. Konu ile ilgili Freud’un bastırma savunma mekanizması da oldukça ilginç verilere sahip olmasına rağmen bu konu gündem dışı bırakılabilir ve zihni kanalize etme yöntemine başvurulabilir. Şöyle ki: Zihni kanalize etme olarak tarif ettiğimiz yöntem, kişinin eski sevgilisi ile ilgili düşüncelerini başka bir noktaya yönlendirmesi esasına dayanır. Yani sen eski sevgilini unutabilmek için onunla ilgili herhangi bir düşünceye kapıldığın anda, bu düşüncelerini farklı bir noktaya kanalize etmeye çalışmalı ve bu yönlendirme neticesinde eski sevgilinin hatırasından kurtulmalısın. Zihni yönlendirme mekanizması, eski sevgiliyi unutmak için oldukça kullanışlı ve işlevsel bir mekanizmadır, fakat doğru kullanıldığında ve doğru adımlar atıldığında işe yarayacaktır. Bunun için sana tavsiyem şudur: Eski sevgilin her aklına geldiğinde onun yerine daha olumlu ve daha pozitif düşüncelerle kendini meşgul etmeye çalış ve bu meşguliyet ile beynini ve zihnini doldurma gayreti içerisinde ol. Eski Sevgiliyi Unutmak için Eski Hatıralar Eski sevgilisini unutmak isteyenlerin önündeki belki de en önemli engellerden birinin “eski hatıralar” olduğunu söylemek son derece mantıklı olacaktır. Çünkü eski hatıralar, eski sevgilinin hatırasını canlı tutan ve onun unutulmasına engel olan bir işleve sahiptir. İşte bu nedenle sana tavsiyem şudur: Eğer çevrende ve bulunduğun mekanda eski sevgilini hatırlatan ve onunla ilgili olan herhangi bir anı veya iz bulunuyorsa, o anıları veya izleri tamamen silmeli ve ondan geriye kalan her şeyi çöp kutusuna atmalısın. Çünkü insan zihni herhangi bir kavramı hatırlayabilmek için onunla ilgili başka herhangi bir kavrama müracaat eder, konumuz eski sevgiliyi unutmak olduğu için şöyle özetleyebiliriz: Eski sevgilini andıran ve onu hatırlatan herhangi bir eşya veya obje sana eski sevgilini yeniden hatırlatır ve bu, aşk acısını yeniden yaşatacağı için o objelerden ve nesnelerden kurtulup bu hatırlatma fonksiyonunu devre dışı bırakmalısın. Eski Sevgiliyi Unutmak ve Hüzün Dolu Şarkılar Şimdiye kadar kendisine ilişki konusunda tavsiye verdiğim ve bu konu ile ilgili kendisini yönlendirdiğim birçok insanın temel sorunlarından biri de eski sevgilisini hatırlatan herhangi bir hüzün dolu şarkı veya şarkılar olmuştur. Hüzün dolu şarkılar, insanı eski anılara doğru sürükler ve bu eski anılar da büyük olasılıkla eski sevgili ile ilgilidir, işte bu nedenle de hüzün dolu şarkılar insanın eski sevgiliyi unutmak için gösterdiği çabayı sonuçsuz kılar. Aslında hüzünlü şarkıların eski sevgiliyi unutmak için gösterilen çabayı sonuçsuz kılması dışında, ayrıca hüzün yaratması ve insanın kalbindeki bütün duygusal damarları harekete geçirmesi gibi farklı bir işlevi de vardır. Çünkü hüzünlü şarkılar kişinin bu atmosferde yaşamasına ve bu sıkıntılı süreçten kurtulamamasına sebebiyet verir ve kişi adeta hüzünlü şarkıların duygusal anaforunda sürüklenip gider. Rüzgarda savrulan bir yaprak misali bu şarkıların fırtınasına kapılan bir ruh, eski sevgiliyi unutmak için ne kadar çaba gösterirse göstersin, en nihayetinde hezimete uğrar. Eski Sevgiliyi Unutmak ve Ümidin Yitimi Kişinin eski sevgilisini unutabilmek için kullanabileceği en etkili ve işlevsel metotlardan birinin de ‘ümidin yitimi” adını verdiğimiz ve insan beyninin çalışma prensipleri ile alakalı olan şu yöntem olduğunu söyleyebiliriz: İnsan beyni, herhangi bir konuda ümidini tamamen yitirdiğinde o konunun üstüne adeta bir perde çeker ve artık o konu ile ilgili bütün birikimini unutma eğilimi gösterir. Konuya eski sevgiliyi unutmak açısından yaklaşırsak, şunu söyleyebiliriz: Eğer eski sevgilini yeniden kazanabilmek adına bütün ümidini yitirirsen ve ondan tam anlamıyla vazgeçersen, zihnine şu direktifi vermiş olursun: “Bu konu artık kapanmıştır ve mesele tamamen rafa kaldırılmıştır, öyleyse artık onu unut ve bu ko
0 notes
Text
Geleceğin Meslekleri Ne Olacak? En Çok Kazandıracak Meslekler
Günümüzde meslek sahibi olmak geçmişle kıyaslandığında hem kolay hem de oldukça zordur. İşin kolaylığı, bireyler için meslek seçim kanallarının geliştirilmesi şeklinde açıklanmaktadır. Zorluk ise mesleklere erişim için ciddi çaba sarf edilmesi ile alakalıdır. Üstelik kişiler ilerleme kaydedebilmek için içinde bulunan zamana göre değil geleceğin meslekleri kriterine göre seçimlerini gerçekleştirmek zorundadır. Çünkü iş bulma alanları hem teknolojik gelişmelere hem de dünyanın içinde bulunduğu sorunlara göre değişim göstermektedir. Sizler için başlıklar şeklinde açıklanacak olan geleceğin mesleklerinde de görüleceği üzere ihtiyaç ve gereksinime göre hareket edilmiştir. İlgili Yazılarımız; Girişimciler İçin Trend İş Fikirleri Banka Sınavları Ne Zaman Yapılıyor? KOSGEB Genç Girişimci Destek KOSGEB Destek Alınabilecek Faaliyet Alanları KOSGEB Belgesi Nasıl Alınır? Hava Kontrol Mühendisi Geleceğin Mesleği; Hava Kontrol Mühendisi Geleceğin meslekleri ne olacak konusunda hava kontrol mühendisliği ilk akla gelenlerden biridir. Öncelikle bu işin popüler hale gelmesinde insanların ulaşım ihtiyaçlarının değişim göstermesi etkin şekilde rol oymamaktadır. Artık karasal ulaşım yerine hava yolları daha çok tercih edilmektedir. Üstelik geleceğin meslekleri arasında yer alan hava kontrol mühendisliği sadece sivil yerlerde iş bulma garantisi de vermektedir. Bilindiği üzere hava yolları askeri işlemler üzerinden de kullanılmaktadır. Bu neden yüzünden iş sahiplerinin gerekli eğitimleri almalarından sonra geleceğin meslekleri 2020 kapsamındaki alanlarda para kazanmaları mümkündür. Bu iş iletişime dayalı olduğu için ilgili bölümlerden mezun olan adayların iletişim kabiliyetlerinin bir hayli kuvvetli olması da beklenmektedir. Genetik Mühendisi
Geleceğin Mesleği; Genetik Mühendisi Uzun zamandan bu yana geleceğin meslekleri arasında gösterilen genetik mühendisi alanında çarpıcı bilgiler bulunmaktadır. Öncelikle insanların ve diğer canlıların yaşamlarının sırrı organizmalarında gizlenmektedir. Yaşadığımız çağın ilerlemesine karşın halen yeni hastalıkların ortaya çıkması bu mesleğin önem derecesini de artırmaktadır. Üstelik genetik mühendisliğinin geleceğin meslekleri 2020 arasında gösterilmesinin nedenlerinden bir diğeri de uluslararası alanda çalışma fırsatlarının bulunmasıdır. Bu alanda bölümlerden mezun olanlar özellikle yabancı ülkelerde kendilerini kanıtlayarak pek çok bilimsel başarıya imzalarını atabilmektedir. Kentsel Tarım Uzmanı Geleceğin meslekleri daha önce de bahsedildiği üzere insanların sorunlarını çözebilecek olanlar arasından seçilmektedir. Bu neden yüzünden kentsel tarım uzmanı gibi herkes tarafından bilinmeyen meslekler de bu listedeki yerini almış durumdadır. Kentsel tarım uzmanlığının listeye dâhil edilmesinde dünyadaki iklim değişikliği ve aç insanların sayısının çok fazla olması önemli bir etkendir. Özellikle Afrika ülkelerinde var olan açlık kentsel tarım uzmanlarının önerilerince tarım yapılarak giderilmeyi vaat etmektedir. Geleceğin meslekleri 2020’nin önemli adaylarından olan kentsel tarım uzmanları modern tarımcılık faaliyetleri sayesinde kentlerde sanayileşme kadar tarımın da uygulanabileceğini göstermektedir. Üstelik bu sayede ülkemizde tarım ürünlerinin ya da tohumların ithal edilmesi sıkıntısı da giderilecektir. Geleceğin meslekleri ne olacak konusundaki meraklar dijital içeriklerle giderilmeye devam edecektir. Dijital İçerik Uzmanı Türkiye’de geleceğin mesleklerinden biri olarak dijital içerik uzmanlığının gösterilmesi mümkündür. Bilindiği üzere geleceğin meslekleri genellikle dijital sektör üzerine kurulmaktadır. Çünkü insanlar artık alışverişten pazarlama ya da tanırıma kadar her işlerini internetten de dijital sektörlerden temin etmektedir. Bu neden yüzünden bireyler dijital içerik uzmanı olarak iş garantili mesleklerden birini daha seçmiş kabul edilebilmektedir. Üstelik geleceğin meslekleri 2020 listesinin önemli adaylarından biri olan dijital içerik uzmanları alanlarında kendilerini geliştirerek alternatif çalışma koşulları da yaratabilmektedir. Bu da uzmanların kazandıkları para birimlerini artıracaktır. Dijital içerik uzmanlığı kapsamında site ya da grafik tasarımı yapılması gibi alt işlemler de bulunmaktadır. Genele bakıldığında alt basamaklarda olmasına karşın bu meslekler de ciddi paralar kazandırmaktadır. Güneş Enerjisi Teknisyeni Geleceğin meslekleri arasında enerji kaynakları arasında yenilenebilir ve doğal olanlarını değerlendiren de bulunmaktadır. Güneş enerjisi teknisyeni de bunlardan biridir. Teknikerler açısından iş tanımları hem dünyada hem de Türkiye’de geleceğin meslekleri arasında gösterilen bir alan olarak yapılabilmektedir. Bu bağlamda güneş sistemlerinin kurulumunu yapan teknikerler, kişilere ve ülke ekonomine enerji kaynakları sağlamaktadır. Geleceğin meslekleri 2020 listesinde bulunan iş için özellikle yurtdışında eğitim almış olan kişiler tercih edilmektedir. Üstelik teknikerlerin başkalarının yanında çalışması da şart değildir. Tercih edenler bu alanda kendilerine ait olan işleri de kurabilmektedir. Son olarak bu meslek zannedildiği gibi tekli kurulum yapılması açısından önem arz etmemektedir. Artık pek çok büyük kurum enerjilerini tarla olarak da nitelendirilen güneş enerji sistemlerinden sağlamaktadır. Bu da otomatik olarak güneş enerji teknisyenlerine duyulan ihtiyaçları maksimumlara çıkarmaktadır. 3D Üretim Mühendisliği
Geleceğin Meslekleri ; 3D Üretim Mühendisi Geleceğin mesleklerini merak edenler 3D üretim mühendisliği ile de karşılaşacaklardır. Bu mühendislik dalı özellikle 3D yazılımlar açısından önem arz etmektedir. Günümüzde seri şeklinde üretimi yapılan eşyalar mühendislerin ellerinin değmesi halinde bireysel olarak üretilebilir hale gelecektir. Böylelikle herkes ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda yazıcılardan üç boyutlu ürün temin edebileceklerdir. 3D üretim mühendisliği geleceğin meslekleri 2020 listesinde olduğu gibi hızla yükselen mesleklerden biri olarak da gösterilmektedir. Göz Atabilirsiniz: KOSGEB Girişimcilik Kursu Ne İşe Yarar? Yazıya Git KOSGEB İş Planı Örneği Yazıya Git İŞGEM Desteği Nasıl Alınır? Yazıya Git Sms ile Kredi Başvurusu Yazıya Git Tavuk Çiftliği Kurmak İçin Kredi 2020 (Hibe Şartları) Yazıya Git İnsan DNA Programcısı Geleceğin mesleklerinden bir diğeri ise insan DNA programcılığıdır. Yakın genişe kadar bilim insanları sadece DNA üzerine incelemeler yaparak gizemini keşfetmek için mesai harcamışlardır. Ancak günümüzde insan DNA programcıları DNA değişiklikleri yapabilmektedir. Geleceğin meslekleri İngilizce kategorisinde de bulunan bu iş özellikle kalıtımsal hastalıkların ortadan kaldırılabilmesi açısından önem arz etmektedir. Kalıtsal hastalıklar insanların çoğalmalarında ve sağlıklı nesillerin yetişmesinde etkili olduğu için bu mesleğin önem derecesi artmaktadır. Ülkemizde yasal olmamakla birlikte artık bebeklerin henüz anne karnında DNA’ları programlanarak cinsiyetleri belirlenebilmektedir. Bu da bilimin önemli gelişmelerinden biri olarak kabul edilmektedir. İklim Mühendisi İnsanların geleceğin meslekleri ne olacak merakları dünyanın sorunlarına göre de şekillenmektedir. Bilindiği üzere iklim değişikliği yüzünden pek çok insan ve hayvan sıkıntı yaşamaktadır. Geleceğin meslekleri arasında gösterilen iklim mühendisliği de bu neden yüzünden önem derecesini artırmıştır. İklim değişimleri hakkında araştırma yapan ve durumun daha iyi hale gelmesine çalışan meslekler arasında olan iklim mühendisliğinin de çalışma ananı geniştir. Çünkü bu mühendislik geleceğin meslekleri İngilizce şekilde de iş bulma şansı tanımaktadır. Mühendisler eğitim süreçlerini tamamlamalarından sonra kendilerini geliştirmeleri halinde özellikle farklı ülkelerde oldukça iyi yerlere gelerek ülkemizi temsil edebilmektedir. Kutup bölgelerinde iklim mühendislerinin daha çok çalışma alanı elde ettiği de bilinmektedir. Drone Pilotu Geleceğin meslekleri aynı zamanda gelişen teknolojik sistemlere göre de şekillenmektedir. Bundan kaynaklı olarak Türkiye’de geleceğin meslekleri arasında drone pilotluğu yer almaktadır. Öncelikle bu iş ilk başlarda hobi olarak başlamıştır. Ancak günümüzde drone sistemleri bir hayli geliştirilmiştir. Örneğin drone kullanarak girilmesi tehlikeli olan alanlara herhangi bir can kaybı yaşanmadan girmek mümkün olmaktadır. Aynı zamanda askeri alanda keşif yapılmasına da imkân tanıyan bu araçlar ancak profesyonellerin elinde istenen sonuçların alınmasında etkili olmaktadır. Sayılan nedenler kapsamında günümüzde bu işi profesyonel şekilde yapan kişilere büyük bir ihtiyaç duyulmaktadır. Son olarak bu mesleğe sahip olan kişiler yarışlarda ve film sektöründe video çekimleri için de kullanılmaktadır. Belgesellerde de drone kullanarak gerek doğa gerek hayvanlar minimum şekilde rahatsız edilerek inanılmaz sonuçlara ulaşılabilmektedir. Ayrıca drone pilotu olarak görev yapanlar kendilerine yurtdışında da rahat bir şekilde iş temin edebilmektedir. Mobil Yazılım Mühendisi Geleceğin meslekleri listemizin önemli kalemlerinden biri olarak da mobil yazılımcılar kendilerini göstermektedir. Öncelikle bilindiği üzere yazılım son yılların hem en çok kazandıran hem de en çok talep edilen meslek dallarından biridir. Fakat bu meslek öncelikli olarak bilgisayar yazılımı şeklinde yapılmıştır. Son zamanlarda kaliteli internet siteleri, kullanıcı isteklerine binaen sistemlerinin tamamını mobil cihazlardan da kullanılabilecek hale getirmişlerdir. Üstelik bu işi bir dönüşüm değil sıfırdan yaratma olarak da algılamak mümkündür. Çünkü iş kapsamında hem akıllı cep telefonlarından hem de tabletlerden kullanılabilecek uygulamalar tasarlamak da mümkün olmaktadır. Geleceğin meslekleri İngilizce olarak da yapılabilen bir iş şeklinde tanımlanan mobil yazılım mühendisliği hem devlet dairelerinde hem de özel sektörde büyük talep görmektedir. Tercih edenlerin mesleklerini yurtdışında sürdürmeleri de mümkündür. Robotik Kodlama Uzmanı Geleceğin Meslekleri ; Robotik Kodlama Uzmanı Geleceğin meslekleri ne olacak konusunda yapılan araştırmalar mesleklerin gelişen teknolojiyle eşzamanlı olarak belireceği sonucunu vermektedir. Robotik kodlama uzmanlığı da bu kapsamda son birkaç yıldan bu yana önemini artıran alanlardan biridir. Öncelikle okullarda artık bu isim altında dersler ve uygulamalar yapılmaktadır. Henüz böyle bir eğitim görmemiş olan öğretmenlerin yeterliliklerini tamamlamayabilmeleri için robotik kodlama uzmanları ya da kurumlarından sertifika talep etmeleri de gerekebilmektedir. Geleceğin mesleklerinden biri olan robotik kodlama uzmanlığı ile birlikte gelecek nesiller verilerle konuşup isteklerini hayata geçiren bireyler olma yolunda gideceklerdir. Böylelikle ülkemizdeki kalkınma düzeyinin de artması beklenmektedir. Bu İçeriğe Göz Atanların İlgisini Çeken İçerikler; https://www.kredivepara.com/2020-ogrenci-yardim-parasi-ne-kadar/ https://www.kredivepara.com/universite-ogrencilerine-burs-veren-vakiflar-2020/ https://www.kredivepara.com/girisimci-hibe-destegi-nasil-alinir/ https://www.kredivepara.com/kosgeb-nitelikli-eleman-destegi-nedir/ https://www.kredivepara.com/is-arayan-kayit-belgesi-nasil-alinir/ Read the full article
0 notes
Text
NEYİ BAŞARACAĞIZ?
Merak, en önemli hayatta kalma niteliklerinden biridir.Nesnelerin nasıl çalıştığı hakkında sorular sormaya başladığınız zaman yeni durumlarda kullanabileceğiniz pratik bilgiler elde edebilirsiniz.İkinci bölümde hayatta kalma ve başarılı olmayı öğrenmek için merak olgusunun nasıl kullanıldığına ilişkin bilgiler bulunmaktadır.
İş dünyası keskin bir şekilde değişmiştir.Günümüzde çok sayıda çalışan kendi kendine yönetilen ekipleri bir bünyesi olarak iş tanımı olmaksızın çalışmaktadır. 3. Bölümden 7. bölüme kadar, bir yetkilinin size ne yapacağınızı söylemediği bir sürekli değişim dünyasında başarılı olmak için ne yapmanız gerektiği anlatılmaktadır. Bu bölümler duygu, düşünce ve davranış yoluyla başarılı olma yeteneğinin nasıl kazanılacağını anlatmaktadır.
Uzun yıllar boyunca temel psikoloji alanında çalışmış olduğum için, kitapta psikolojik ilkelerin
Açıklaması bulunmaktadır. Bu bilgileri özel bir durumda nasıl kullanabileceğinizi değerlendirin. İlkelerin anlaşılmasıyla bu uzun maratonda elinizden gelenin en iyisini yapabilirsiniz. Etki ve tepkinin psikolojik ilkelerinin nasıl işlediğini anlayabilirseniz, bu ilkeleri çok geniş bir yeni ve beklenmeyen durumlara uygulayabilirsiniz.
Kendi Kendine Gelişim Önerileri: Kitaptaki çeşitli yerlerde buradakine benzer bir öneri kutucuğu ile karşılaşacaksınız. Kitaptan en iyi şekilde yararlanmak için önerilen etkinliği yapmaya zaman ayırın.
Çok sayıda insan için güç durumları aşma konusundaki en büyük zorluk görülmeyen duygusal handikaplar olan içsel yasaklardan arınmaktır. Çocuklar nasıl hayatta kalınacağı ve başarılı olunacağını öğrenmede içsel motivasyon ile doğmuştur, fakat çocukluk yıllarında bu motivasyon sekteye uğrar. Aileler ve öğretmenler çocuklarının ‘’iyi kızlar’’ ve ‘’iyi erkekler’’ olmaları konusunda yönlendirilirken bu doğal oluşum bozulur. Bu fenomen 8. Bölümde açıklanmıştır.
Yaşam koşturmacası içinde insanlar her gün çok sayıda zorlukla karşı karşıya kalmaktadır---çok fazla baskı, çok fazla değişim, olumsuz insanlar, sizin hiçbir hatanız olmasa bile yaşantınızı olumsuz yönde etkileyecektir. 9. Bölüm ile 12. bölüm arasında, zor durumlar ve zor insanlar karşısında daha güçlü olmanızı sağlayacak özel yönlendirmeler bulunmaktadır. Her bir durumda gösterilen çaba ile zorlukların nasıl kişisel gelişime dönüştürüldüğü anlatılmaktadır. (Eğer bu son derece güç durumları şimdi öğrenmek istiyorsanız,, doğru olan doğruya 9. Bölümü okuyun).
Peki ya yaşam ve ölüm durumları? 13. bölümden 16. bölüme kadar bu insanın başına gelebilecek en kötü durum karşısında nasıl davranılması gerektiği konusunda yönlendirmeler bulunmaktadır. Krizler, felaketler, kötü durumlarda hayatta kalma konusunda hiçbir reçete olmadığı için, başkalarının ilerlediği yolda gitmek durumundayız.
En iyi savaşçılar şanssızlığı şansa dönüştürebilenlerdir. 17. Bölüm ‘’değişkenlik yeteneği’’nin neden başlıca savaşçılık göstergesi olduğu ve bunun nasıl geliştirilebileceği anlatılıyor.
Yeryüzünde, düşüşler olmaksızın yaşamanın imkânı yok. 18. Bölümde,
Savaşçıların, savaşçı oldukları için karşılaştıkları engeller anlatılıyor. Ve son olarak, araştırmalarım sırasında hiç beklenmedik bir şeyle karşılaştım.
Biz insanları gelişimimizin bir sonraki aşamasına dönüşürüz.
19. Bölüm eski düşünce şekilleri ve insan yapıları, bugünün
değişen dünyasında engeller haline geldi.
Çalışanlar, yöneticiler, profesyoneller, iş sahipleri arasında
Uyum sağlamak, başa çıkmak ve kötüyü iyiye çevirmekte en
başarılı olanlar, eskilerden çok farklı. Aradaki fark o kadar büyük
ki, psikolojik açıdan gerçekten sağlıklı, insanın tanımı ve algılanışı
değişti.
Friedrich Wilhelm Nietzche , bir keresinde ‘’ Beni öldürmeyen,
daha güçlü kılar ’’ demişti. İşte bu kitap bunun nasıl başarılacağını
gösteriyor. Yıkıcı değişikliklerle başa çıkmayı, yaşama arzusuna sarılmayı,
tersliklerden güç kazanmayı gösteriyor. Yıpratıcı, adaletsiz tecrübelerin
faydalı hale getirilebileceğini gösteriyor.
2 notes
·
View notes
Text
Tahakküm Meseli
Katran karasının orta yerinde bir tevatür değil, eğrelti değil, öylesine hiç değil doğrudan bir tahakkümün varlığına uyanıyoruz. Coğrafyanın kader değil keder olma halindeki ısrar, inadın sonuçlarından birisidir o tahakküm lafzı. Bir asır ve bir elin parmağı kadar sayıyla zaman sonrasında var edilmiş uğursuz dehşetin meselesidir tahakküm. Bir uzamın her nasıl yaşamdan kopartıldığı meselesidir anlatmaya bir çaba düştüğümüz. Doğrudan, artık hemen hiç yalpalamadan, bir kimliği ve beraberindeki her bir öteki addedileni yıkan ve kıyan zeminin şeddit halleridir mesele. İnsanlığın yüz karası bir soykırım tahayyülünün bugün var edilebilirliğidir bunca açıktan mesele. Kötülük süreğen kılınırken bu sathın şu yerin içinin de dışının da birörnek bir inkarla olan biteni örtbas etme telaşına düşmesinin meselesidir bu meram.
Soykırımı hortlatmaya girişen onu ve onunla birlikte ekonomik yağmayı, insani müştereği oluşturan her edimin talanını müdanasız olur addedenlere dikkat çekmenin arz-i halidir şu yazılanlar. İstisnasız bir kırım hali güncellenirken, tahakkümün bu sınırlardaki varlığı hiç aralıksız yeniden biçimlendirilirken bir de sınır ötesinde o yıkım ve biyopolitik kuşatma hali var edilir. Kuzey Suriye’de, Rojava topraklarındaki cerahatli işgal bunun yazılmasına sebeptir. Efrin’den, Azez’de var edilmiş olanın daha fecisini ortaya koyabilmek için Tel Temir’den, Serekaniye’ye, Kobane’den, Menbiç’e, Qamişlo’ya aralıksız bir savaş güncesi ol eylemi var edilir. Öncekilerinden çok daha cerahatli, öncekilerine hemen hiç benzemez asla benzetilemez bir tehdit hali ile yıkarak, yok ederek, zulmederek bir menzile bir kez daha barışın götürüldüğü bildirilir. Buna, bunun gibi yalandan ötesini daha birkaç günde yaşadıklarımızla kanıtlayanların sıfatlarına karşı bir meramdır.
Düzenin şimdiki sahiplerinin elinde soykırım bir tevatür olmaktan çıkartılıp, hakikati için çabasına düşülendir. Sınır ötesindeki işgal ve iğfalin boyutunu göz önüne getirdiğinizde bu yazmaya çalıştığımız meramın asıl meseli de ortaya çıkar. Bir tahakküm tahayyülü hiç de öyle es kaza değil kesintisiz var edilendir. Hayatların ucuza koyulduğu yerde söylemle eylemin sonucunda göstere geldiği her şeyin toplamasıdır Rojava topraklarındaki derin ve her geçen gün sınırları alaşağı eden kırım hali! Bir çürütme halinin sürekliliğinde alenen yerle yeksan olunan Kürd, Arap, Ezidi, Ermeni, Türkmen, Süryani, Keldani halklarının yaşam tahayyülleridir. Bunca bariz olan, gösterilen, var edilen bu haldir!
Bir yıldırı halinin sürekliliğinde, terörle ilintilenmiş bir devlet aklının boş bulduğu hemen her yeri zapturapt altına almasının sureleri güncellene gelmektedir. Bariz bir halde açıktan yalın ve kesintisiz bir bütünlük hali içerisinde yıkımla beraber bir tahakküm şekillendirilir artık hakikat budur. İstanbul mahalli seçimlerindeki hezimetten, partilerinin içindeki kopa duran fırtınalara, ayrılık rüzgarlarına, ekonomik dar boğazın bugün geçmiş değil şimdiki hali, ortadaki rantın pastasından bir dilim kapma hırsı ve muktedirin, baş amirin buralarda pek konuşulmayan gizli hazineleri gibi pek çok şeyin üstünü örtmek adına çıkagelen şey bariz bir katliamdır. On koca günü aşan, araya sıkıştırılmış ateşkes riyası haricinde her gün memleketin içini de dışını da kuşatmak sabit olunur.
Bugün, şu içinde kalakaldığımız cerahati muktedir var etti, var ediyor, var edecek. Böyle açıktan bir karanlık tezahürü dahilinde hiç kesintisiz olarak güncel kılınmak istenen şey muktedirin boyun eğdirme çabasıdır. Bu hınçla var edilmiş kötülüğü normatif kılarak hemen hemen her yerde, her şekilde zulmederek bir yol / bir istikamet düşünce olmaktan çıkartılıp hakikatin menziline dahil olunur.
Bu katran karanlığı da bu menzilin kader hanesine yüklenendir bir kez daha. Bardağın dolu tarafını görmek, göstermek bir yana var edilen her şeyi çürütmek, eksiltmek, bu sathı mahalde devam olunandır. Bir hayatiyet meselinin bunca açık çürümeye terk edilmesinin bir abecesi olmadığı gibi, bir sonu, dibi de yoktur. Katran karasının orta yerinde bir tevatür değil, eğrelti bir laf değil dosdoğru bir tahakkümün varlığı her şekilde yeniden ve yeniden şekillendirilmektedir. Kesin olan çıkan kısmın özeti budur! Dibine doğru çürüme halini sürdüren, ama ya da fakatı kalmamış bir yıkımın mihmandarlığı devam olunandır. Hayatın böyle heder edildiği yerde ne akan gözyaşı, ne çağlayan kan, ne de yerle bir olunan yurt geri kazanılacaktır. Bir noktada durun, yeter artığın anlaşılması mümkünsüz koyulmaktadır. Bu karanlık girdap haliyle bir menzili var etmek tüm bu direnç ve etkenle hemhal bir yıkımdır sürdürülen.
Bir çürümüşlük hasıl oluyor. Böbürlene böbürlene binlerce yıllık yer adlarının tahrif edilip, kazındığı, kentlerin bellek ve işlevlerinin tarumar edildiği bir sahneleme gerçeğin ta kendisi kılınıyor. A Haber, Anadolu Ajansı, Trt ve sairin, Ahmet Hakan Coşkun, Nedim Şener, Buket Aydın, İsmail Saymaz, Yılmaz Özdil gibi nice zatın kalemlerinden akan nefretle / kanla savunageldikleri bir biçimde bir halkın yaşam sahasını ilhak etmeye destektir. Günbegün bu sınırların eylediği, iş bu devletin var ettiği her eylem bunun gibi bir yıkım tahayyülünü barındırır. Böylesinden bu kadar aleni kılınmış olan bir yaşatmama halinden ve hemen her defasında güncel kılınan cürümlerden öteye bir yol, yaşam ve anlam var edilemez, edilememiştir.
Kırım, kıtal ve katliamlar döngüsünden, bir destan yazıldığı söylenenin aslı budur. Bütün o çürütücü, kesif cesetler haline dönüştürülmüş insanlık kırımı üstümüze yığılır. Bir ülke, bir toplum tüm bu kırımın sessiz onaylayıcısı haline dönüştürülüp bütün o katran karası ile mefhum yenilenir. Bir krizler çağının ortasında her yanımız bu eksiltme, biteviye bir halde darbeler ve hiç eksiksiz tahakkümle kuşatılıyor. Katran karanlığı devletlinin anlamı, bağdaşık tavırlarıyla, biyopolitik cenderenin iş bu yerdeki süreğen bir tavır kılınmasıyla bütünleşik güncelleniyor. Yaptık oldu, karar aldık, kanun oldu vs. ile bir sahada hayat hal ve istenci derdest olunuyor hemen hiç eksiksiz. Yaratılmış, güncellenmiş, devamlılığı bir biçimde sağlama alınıp düzenlenmiş istif olunmuş her gün yeniden yola çıkılmış bir yer, bir menzilde var edilen yegane şey çürümedir, vesselam.
Demokratik Suriye Meclisi (MSD), Türkiye’nin 9 Ekim’de Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlattığı operasyon kapsamında işlenen “savaş suçlarını” açıkladı. Qamişlo’nun Okuma Parkı’nda düzenlenen basın toplantısına MSD’ye bağlı kurum ve kuruluşların üyeleri katıldı.
Türkiye’nin desteklediği silahlı bir grup tarafından katledilen Suriye Gelecek Partisi Sekreteri Hevrîn Xelef ve kimyasal silah kullanıldığı iddia edilen bombardımanda yaralanan sivillerin fotoğraflarının taşındığı toplantıda, işlenen “savaş suçları” bir bir gözler önüne serildi.
MSD açıklamasında, "17 Ekim günü saat 22.00’da ABD arabuluculuğuyla QSD ve Türk devleti arasında 120 saatlik ateşkes ilan edildi. QSD tarafından ateşkes ilan edilmesine rağmen işgalci Türk devleti Serêkaniyê ve Girê Spî’de saldırılarını durdurmadı. Serêkaniyê’yi kuşatarak yaralıların hastaneye götürülmesine izin vermedi” denildi.
Operasyonla bölge halkı göçertilerek, demografik yapının değiştirilmek istendiği belirtilen açıklamada, sivil yerleşim yerlerinin hedef alındığı ve 9 Ekim’den bu yana süren saldırılar sonucu aralarında 22’si çocuk 235 sivilin hayatını kaybettiği vurgulandı. Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Şimdiye kadar yaklaşık 300 bin sivil evlerini terk edip göç etmek zorunda kaldı. Türk devletinin saldırılarıyla birlikte uluslararası örgütler tüm personellerini bölgeden çekti. Uluslararası Af Örgütü, 18 Ekim 2019 tarihinde yaptığı açıklamada Türk devletinin savaş suçu işlediğini belirtmişti. Heyva Sor a Kurd ve Uluslararası Kızılhaç örgütü dün Serêkaniyê kentine gidip yaralıları ve yaşamını yitirenlerin cenazelerini çıkarttı. İnsani koridor olmaması sebebiyle onlarca yaralı halen kentte mahsur bulunuyor.”
MSD, bölgede işlenen “savaş suçlarına” ilişkin olarak fotoğraf ve belgelerle şunları açıkladı:
- 10 Ekim’de Qamişlo’nun Qidur Beg mahallesine yapılan top atışı sonucu Sara Husên’in kardeşi Mihemed Yûsiv Husên hayatını kaybetti.
- 15 Ekim’de Serêkaniyê’de Mihemed Hemîd Umer (13) adlı çocuk kullanımı yasak silahla yaralandı.
- 16 Ekim’de Serêkaniyê’nin Zirganê köyü bombalandı.
- 18 Ekim’de Serêkaniyê’nin Mişrafê köyü savaş uçaklarıyla bombalandı. Cenazeler enkazdan çıkarıldı.
- 16 Ekim’de Serêkaniyê’de bir çocuk kullanımı yasak olan silahla vurularak yakıldı.
- 17 Ekim’de Eyn Îsa’ya yakın yerde yapılan bombardıman.
MSD açıklamasında, uluslararası kamuoyuna ve insan hakları örgütlerine şu çağrıları yaptı: "- Bu insanlık dışı uygulamalara karşı görevlerini yerine getirsinler ve Türk işgalinin sona ermesi için çalışsınlar.
- Uluslararası güçler geçici ateşkesi takip etmek için bir heyet göndermeli. Türk devletinin işlediği insanlık suçları ve yıkımların yerinde takip edilmesi gerekir.
- Uluslararası Af Örgütü’nün raporunda yayınlanan suçların belgelenmesi için bir heyetin gönderilmesi.
- Katliam sorumlularının, Hevrîn Xelef’i, sivilleri ve eylemcileri katledenlerin ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Suçluların ve suçların uluslararası mahkemelere sunulmasını istiyoruz. Suç görüntüleri ve belgeleri basında da yer alıyor.
- Serêkaniyê’de insani koridorun daimi olarak açılması.
- Uluslararası örgütlere çağrımız görevlilerini yeniden göndersinler ve bu görevliler 300 göçmenden sorumlu olsun."
Kürd halkı başta olmak üzere, bütün etnik kimliklerin bir potada, cihatçı kiralık katillerin insafına terk edilmesinin yolu ve güncelliği açılandır. Bunca açık bir biçimde yukarıdaki rakamlarla ifade olunan bir menzildeki hayat istencinin her nasıl zapturapt altına alındığı gerçekliğidir. Satırlar boyunca anlatılamayacak olanın birkaç düzlemde birden var edilen yıkım halinin özeti, sıradan olanın hayatının çalınmasıdır. Bu kadar açık bir biçimde ve bir o kadar da alçakça insanların hayatlarının büyük devletler için masa başlarında pazarlık konusu yapıldığı bir dünyada hayat hiçbirimiz için güvenlikli değildir. Bekası, ötesi bırakılmayandır. Devletlerin var ettiği çürümenin, Türkiye devleti gibi bunun üstüne ne ilave edersem, nasıl yaparsam şu içine düştüğümüz halin berbatlığını örtbas edebiliriz diyerek güncelliği sağlama alınan savaşın var ettiği yegane şey daha büyük kırılmalardır.
Sınırın ötesi uzak, yabancı geliyorsa, sınırın içinde var edilmiş bir kötülüğün akıbetine dair şu iki satır bir şeyleri aksettirir belki. Evrensel Gazetesi’nden Seçkin Sağlam’ın haberidir: “Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesinde 15 Ekim günü yaşanan saldırıda bir kişi yaralanmıştı. Saldırıya uğrayan Ekrem Yaşlı, eşi Bedriye Yaşlı ile “Kürtçe konuştuğu” için saldırıya uğradığını ifade etti. Olay o gece hem sosyal medyada hem de çeşitli basın organlarında yer bulurken, daha soruşturma dosyası bile hazırlanmadan, ÇOMÜ Hastanesinden açıklama yapıldı, ardından Çanakkale Valiliği’nden ve son olarak da Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan açıklamalar peşi sıra geldi. Ekrem Yaşlı’nın ifadesinin aksine “Kürtçe konuştuğu için saldırıya uğramadı” denildi.
İHD Çanakkale Şubesi, süreç ile ilgili açıklamada bulundu. Açıklamada, “15.10.2019 tarihinde, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma Hastanesinde yaşanan Ekrem Yaşlı’ya yönelik fiziki saldırı ve yaralama vakasıyla ilgili, Derneğimize yapılan başvuru sonucunda sürece tarafımızca dâhil olunmuştur. Başvurucunun talebi üzerine, Emniyet’teki ifade işlemine de katıldık. Başvurucu 74 yaşındaki Ekrem Yaşlı ile 71 yaşındaki eşi Bedriye Yaşlı’nın söz konusu saldırıya ilişkin başından beri ısrarlı ve birbiriyle tutarlı ifadelerinde, kendi aralarında anadilleri olan Kürtçe dilinde konuşmaları üzerine saldırganın kendilerine sözlü olarak sataşmaya başladığı ve bu sözlü sataşmanın fiziki saldırıya döndüğü yönünde olmuştur. Yine mağdurlar, müşahedenin devam etmesi gerekmesine rağmen, güvenliklerini sağlayamayan hastane tarafından, saldırı sonrası apar topar hastaneden taburcu edildikleri ve kendilerine ‘herhangi bir komplikasyon olması ihtimaline karşı Çanakkale Merkez ilçeden ayrılmamalarının’ söylendiğini belirtmişlerdir” denildi.
Açıklamada, soruşturmanın selametine gölge düşürüldüğü de ifade edilerek, “Defalarca beyan ve demeçlerinde anadillerinde konuştukları için saldırıya uğradıklarını iddia eden 74 ve 71 yaşlarındaki iki insan, bu iddiaların araştırılması ve gerçeğin ortaya çıkarılması için seferber olması gereken kurumlar tarafından adeta yalancı ilan edilmiş ve yine soruşturma henüz yeni başlamışken, başvurucuların iddialarını örtbas etmeye, hatta bağımsız yargıyı etkilemeye yönelik açıklamalar yapılmış, soruşturma dosyası adeta mağdurlardan kaçırılarak ne yazık ki soruşturmanın selametine gölge düşürmüştür” denildi.
“Hukuki sürecin takipçisi olacaklarını ifade eden İHD açıklaması, “İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şubesi olarak belirtmek isteriz ki; toplumumuzdaki etnik farklılıklar nedeniyle yaşanan fiziki saldırıların gittikçe artıyor olması endişe vericidir. Bu sürecin önüne geçilmesinin yolu, bu yöndeki iddia ve şikâyetleri örtbas etmeye çalışmak değil, toplumsal barışı önceleyen politikaların ön plana çıkarılması; nefret ve ayrımcılık dilinin terk edilerek, kutuplaştırıcı politikalara bir son verilmesidir. Konuyla ilgili hukuki sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgilerine saygılarımızla sunarız” ifadeleri ile son buldu.”
Sadece bir güne sığdırılan tahakkümün var ettiklerine devam edelim: Avlaremoz’dan alıntılayalım: “Konya Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir istasyonda nefret içerikli bir poster asılmış. Konya’nın merkezindeki Elmalı Hamdi durağında görülen posterde Maide 51 olarak bilinen ayet paylaşılıyor. Ayetin Türkiye’de yaygın olan çevirisinin paylaşıldığı posterde ‘Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse O da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu doğru yola eriştirmez.’ (Maide Suresi 51. ayet) Posterde Yahudileri temsilen bir Davut Yıldızı ve Hıristiyanları temsilen bir haç bulunuyor. Üstlerine kan lekeleri eklenmiş.
Konya Büyükşehir Belediyesi böyle bir nefret posterine yer verdiği için herhangi bir özür dilemedi ve açıklamada bulunmadı. Bu nefret içeriği daha önce 2017 yılında da Bursa’daki Gemlik Müftülüğü tarafından ‘Haftanın Ayeti’ olarak paylaşılmıştı. Diyanet İşleri Başkanlığı ne o zaman ne de şimdi bu ayet ile ilgili bir açıklamada bulunmadı. Ayetin Arapça orijinalinden çevirisi üzerine bazı tefsir tartışmaları bulunuyor. Ayetin nefret içermediğini savunan bazı alimler Kuran’daki ‘ashab’ kelimesinin burada modern kullanımdaki ‘arkadaş’ şeklinde değil ‘rehber’ manasında kullanıldığını iddia ediyor.”
Birgün’den aktaralım: “İstanbul Ümraniye'de 2013’teki Gezi Direnişi sırasında yapılan yürüyüşte bir arabanın çarpması sonucu hayatını kaybeden Mehmet Ayvalıtaş'ın ölümüyle ilgili yargılanan sanıklar hakkında beraat kararı verildi. Kartal Anadolu Adliyesi 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 24. celsesi görülen duruşmaya sanık Cengiz Aktaş katılmazken, bir diğer sanık Görkem Demirtaş duruşma hazır bulundu. Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş ve taraf avukatları da duruşmadaydı.
Davacı Mustafa Kartal ve Seyit Kartal'ın avukaı Sevgi Evren dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının taraflı ve eksik olduğuna dikkat çekerek, “Kazanın yaşandığı gün iki polis memurunun tuttuğu tutanak 6,5 yıl boyunca göz ardı edildi. Bu dosyada eksik inceleme yapıldı. Bu nedenle verilen mütalaa kabul edilebilir değildir” dedi. Mahkeme heyetine, “6,5 yıldır çabalıyoruz siz çaba sarf ediyorsunuz” diyen Evren, “Bu kadar süre zarfında gerçeği ortaya çıkarmıyorsak hepimiz gidip evimize oturalım, başka işler yapalım" diye konuştu.
Duruşmada söz alan baba Ali Ayvalıtaş oğlunun vefat etmesinin üzerinden tam 6,5 yıl geçtiğini anımsatarak, “Oğlum asker olacaktı. Yuvasını kuracak, insanlığa hizmet edecekti. Oğlum yürüyüşe katıldı. Bu suç mu? Sizden ricam size güveniyorum. Tutuklayın bunları. Çocuğum öldürüldü. Eşim hayatını kaybetti. Ben Bypass oldum. Yürüyemiyorum. Allaha sığınıyorum. Kararı sizlerin vicdanına bırakıyorum” dedi.
Davacı tarafı ve sanık avukatları mütalaa hakkında son beyanlarını sundu. Sanık Mehmet Görkem Demirbaş suçsuz olduğunu belirterek beraatini talep etti. Savcı geçen duruşmada sanıklarla ilgili beraat talep ettiği mütalaasını tekrarladığını belirtti. Kartal Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemes,i Mehmet Ayvalıtaş'ın ölümüyle ilgili davada sanıklar Mehmet Görkem Demirbaş ve Cengiz Aktaş hakkında beraat kararı verdi.”
T24’den iliştirelim: “Kayyım atamasıyla görevden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı sabah saat 06.00 civarında evine yapılan polis baskınıyla gözaltına alındı. Sabah saatlerinde yapılan baskınlarda Kayapınar Belediyesi Eş Başkanı Keziban Yılmaz, Diyarbakır’ın Bismil İlçe Belediye Eş Başkanı Gülcan Özer ile Kocaköy Belediye Eş Başkanı Rojda Nazlıer'in de gözaltına alındığı belirtildi.
Diyarbakır’da gözaltına alınan 4 belediye eş başkanının soruşturma dosyasına kısıtlılık kararı getirildi. Bianet'te yer alan habere göre haberi Twitter'dan paylaşan avukat Mehmet Emin Aktar polisin arama ve gözaltı kararında suçlama nedeni olarak "yürütülen bir soruşturma" yazdığını söyledi.” Selçuk Mızraklı, Amed’in doktoru tutsak insanlar kervanına eklenir!
Bir yıkımdan bir başkasına uzanan bir menzil var ediliyor. Tahakküm biçem değiştirirken var edilmiş olan cerahatin bir toprak parçası olduğu zikrediliyor, burada hala hayat varmış gibi davranılıyor. Rojava’dan Bakur Kürdistan’ına, Batı Türkiye’nin herhangi bir yerinde, yurdunda var edilen cerahatli hal, tüm o tahakküm gailesi hayatı yerle bir ediyor. Bir anda Amed’in belediye başkanlarının gözaltına alınmasından bu hal meydana çıkıyor. Yarası kanatılmaya devam denilen Kürd sorununu bir asır daha heder etmek, üstün körü değil basbayağı kötülükle bir menzili var etmek güncelleniyor, budur tahakküm. 71 Yaşındaki bir insanın darp edilmesinden, memleketin orta yerinde Kürdçe konuştuğu için canı alınan gence kadar, isimleri, makamları, kim olduklarının bu sahada hiç sorgulanmadığı bir ülke, o yer var ediliyor.
Mehmet Ayvalıtaş gibi, sokak ortasında katledilmiş bir insanın katillerinin ellerini kollarını sallayarak salıverilmesinden çıkageliyor tahakküm. Biçimine devam denilen, bir yeri, bir yurdu yaşamdan alıkoymak şekillendiriliyor. Böyle açık bir hal ve istençle yaratılan yerin bir çukurdan gayrısı olmadığı artık muhakkaktır. Her yere bu ülke Türklerindir diye yazılamalardan ötede bu ülkede yaşam hakkının tarumar edilip, yerle bir edilen sözün varlığı kesintisizdir. Tahakküme rehin kılınan bir yerde hayatın hakkı, seslenişi, anlamı da zayi olur. Böyle bir sahada, geriye utanç, geriye kötürüm bir hal, geriye sessiz, faşizme kimisi rehin, kimisi yem edilmiş yaşamlar kalır. Böyle bir saha, böyle bir yer midir, artık Türkiye, sorguluyor musunuz? Bu yerin her tarafı o muktedirin, şu faşizan kümelenmenin bir üyesinin tapulu malı olsa ne yazacaktır bunca ah, bu kadar açık yıkım, bir o kadar da kötülük gemiyi azıya almışken. Gemi su almış batmaktan da beter bir hale rehinken, şu sahne midir yeni ülke!
Misak TUNÇBOYACI - İstan’2019
Görseller: Rojava - AP Photos // Maya Alleruzzo - AP Photos
#rojava#devrim#direniş#yıkım#yıldırı#kürdistan#ilhak#toprak#çürüme#su çürüdü#hayat hakkı#savaş suçları#denetim#gözetim#tahakküm#tr#insanlık suçları#işkence#ekrem yaşlı#çanakkale#avlaremoz#ayrımcılık#ötekileştirme#mehmet ayvalıtaş#gezi başkaldırısı#söz hakkı#adalet nerede#selçuk mızraklı#amed#gözaltı
0 notes
Text
Yeni İstanbul Escort Bayan
İstanbul Türkiyedeki en kusursuz ve büyük şehirlerden birisi olarak Escort bayanlar katagorisinde bir çok tür ve fantezide yaşayacak olduğunuz partnerleri bundan sonra sayfamız yardımıyla basitlıkla ulaşım sağlayabileceksiniz. Sizlere bunlardan bahsetmeden evvelce İstanbul ilini kısaca tanıtmak istiyorum. Burası tam manası ile örgencilerin olduğu ve yaşadığı her anı her karesi ile özgür bir şehir. Bu şehrin tam ortasında tespit edilen büyük kız kulesi şehre ayrı bir hava katıyor. Escortların merkezi olarak ünlü ve gezilebilecek bir yer eğlence haluna getiriyor.
Tabi buda bu kadar basit değildir. Gerçek ve güzellikler her vakit yeterli olmaz zira referans her şeyden önemlidir. Bunu sizlere yaşatmak bizim açımızdan büyük bir onur. Bir erkeğin değişik arayışlar içersinde etrafında değişik tarzda bayanları tanımak ister. Eskilerden yola çıkan ve her erkekle yalnızca para amacıyla görüşen bayanlar ünlüdu halada bu hal devam etmekte tabi bu ne kadar temiz olabilir ki? Sadece daha çok para kazanmak amacıyla oldu bittiler ile sizi kısa süreliğine tatmin etme duygusu, bu ne kadar seni tatmin edebilir bunu hepimiz gayet iyi şekilde biliyoruz. Sizlerden ayırlarak derhal diğer şahıslar ile görüşmeleri, ne kadar sıhhatli olabilir. Ancak sitemizde tespit edilen bayanlar görüşmelerinde saygı, temizlik yönünden kendilerine değer veren ve bunu yalnızca sevdikleri amacıyla yapan şahıslardan oluşur. Escort İstanbul sayfasında en mutlu olmak dilediğiniz bayan ile sınırsız bir şekilde görüşme gerçekleştirebilirsiniz. Sitemiz yardımıyla İstanbul Eskortları basitlıkla tanıyabilir ve partnerler ile dilediğiniz görüşmelerde yanınıza çağırabilirsiniz. Telefon ve bilgisayarınız üzerinden kısa sürede erişebileceğiniz sayfamıza Escort bayan İstanbul , Escort İstanbul aratarak basitlıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Daha kaliteli daha başarılı görüşmeler yaşam sürdürmek ve bu gerçek haz duygusunu tatmak amacıyla yalnızca yapmanız lüzumen sitemize ulaşmak.
Belirtmek istiyorumki bayanlarımız yalnızca erkeklere hizmet vermiyor. Kısaca açıklama yapacak olursak Aktif ya da Pasif erkeklere , Kadınlara yani anlayacağınız her türlü insana hizmet vermektedirler. Her bayan amacıyla bunu söyleyemiyoruz tabiî ki yalnızca belirli profillerde bunlara ulaşım sağlayabilirsiniz. Pasif olan beyler tatmin olmak istediklerinde ulaşım sağladıkları bayan partnerin güzel oyuncakları ile eğlenceli anlar yaşayabilir. Kadınlara hizmet veren escort partnerler ise taleplerinizde yanınızda olabilecek güzellikte ve sizin fantezilerinde eşlik edebilecek kapasitedir. Yani özetle bayanlarımız özen ile seçilmiş kaliteli beraberlikler yaşam sürdürmek amacıyla buradadır. Sadece sizlerden talepleri saygı ve dürüstlük. Çünkü son vakitlerde bunları aslında bulmak zor. Bu yüzden aradıkları özelliklerinde sizler gibi elit beylerde basitlıkla ulaşabileceklerini biliyorlar. En güzel olan gecelerde sizin kusursuz yatak arkadaşları hizmetlerini sunabilmek adına sizin aramasını bekleyen birbirinden güzel hanımefendiler ile doludur.
Seks konusu ile ilgili her anlamda sizi tatmin edebilecek İstanbul escort kızlar 7/24 açık telefonları ile sizin aramanızı bekleyen şirin partnerler. Telefonları kapalı olabilmekte bu halde atmış olduğunuz mesajlarda telefonlarını açtıktan sonra sizlere ulaşım sağlamaktadırlar. Not olarak söylemek isteriz görüşmelerde sıhhat yönünden kondom kullanmanızı tavsiye ederiz, zira daha çok beğeni amacıyla birtakım öneriler sunabilirsiniz. Bu hal iki şahıs yönünden da tam manası ile faydalı olmayabilir. Tabi bunu yapan bayanlarımız da sahip olunan yalnızca bu sizin kararınız. Buna saygı duyuyoruz. İnsanlar değişik değişik görüşmeler talebinde bulunabilir, iş adamları, kendini saklamak isteyen erkekler genellikle evli olanlar görüşmeler sır dolu kalacakları amacıyla mesaj ya da sıksık arama yapmanıza lüzum duyulmuyor, yalnızca uygun olduğunuzda İstanbul escorts bayan profiline girerek numarasından ona ulaşım sağlamanız ve uygulamanızı onunla yapmış olduğunuz saat ve görüşme yerinde gerçekleştirebilirsiniz. En mutlu edici şekilde size hizmet veren bayanlarımız ile görüşmelerinizi %100 mutlu bir şekilde ayrılmanız amacıyla taleplerinizi karşılayabilecek bayanları sizlere sunuyoruz. Deneyimleri profilleri verileri yaşatabilecekleri bunların hepsi önemlidir. Sizlerin buraya mutluluklarınızı bulmaya geldiğinizi biliyoruz ve en iyi şekilde hizmet sunmak amacıyla çaba gösteriyoruz. Sayfamıza gösterilen ilgiden ötürü her bir beyfendiye ve hanımefendiye teşekkürlerimizi sunarız.
0 notes