#en bi sevdiklerim
Explore tagged Tumblr posts
yakazakalb · 4 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Sana yakın olup ta çiçek açmayan var mıdır yâ Rab?!
.
68 notes · View notes
mel-inoe · 1 year ago
Text
bazı rblediğim postlar tam acı çeken aşık postları ama kimseye aşık değilim dostlar.. çok az kişi seven ama çok çok seven insan grubundanım. kalbimde yer etmiş insanlara olan sevgim aşkla ölümüne kapışır.
5 notes · View notes
noksanbiri · 10 months ago
Text
çok uzun uzun yazmak istemiyorum. bir yaş daha yaşlandım. yıllar geçtikçe insanın heyecanı başka yere kayıyormuş. bugün izinliydim uzun bi süreden sonra.. en sevdiğimin ortalama yaklaşık 1 seneden beri hep istediği ve dillendirdiği bir şeyi almaya gittik. ve bu plânladığımız bir şey değildi. Eskişehir’de olmadığı için Bozüyük’e gittik ve orada da umduğumuz gibi olmayınca üretildiği yere Sakarya’ya kadar yol gittik. aldık. ama yemin ederim gözlerinde olan ışıltı her şeye bedeldi. hatta dönüş yolunda takıldım durmadan haydi yine iyisin doğum günü çocuğu olan ben değilde sensin diye. hemen sağımda oturuyordu arabada 'fırının çok güzel oldu' dediğimde bana balık gülümsemesi bütün dünyalara bedeldi benim için. yol boyunca yapacağı şeyleri anlattı. şöyle ekmek yapacağım böyle lahmacun yapacağım vs vs. ee yeter da oruçluyuz dedim. en son öyle susturabildim. yani yazımında en başında demiştim heyecanlarım artık kendim için değil. sevdiklerim için. ailem için. galiba bu duyguyu bu sene daha ağırlıklı olarak yaşıyorum. şaka maka yaşlanmışlık hissi bu. sadece bu yıl değil. bütün ömrüm boyunca bu heyecanlı halim hiç geçmesin. kendime çok güzel bir ömür diliyorum. hiçbir canlıyı incitmediğim. benliğimi unutmadığım. sevdiklerinle beraber sağlıklı ve huzurlu olduğum. içimde olan filizleri her daim büyütme sözü veriyorum kendime. inşallah. Amin. birkaç fotoğraf karesiyle sonlandırıyorum. anonimden doğum günümü kutlayan herkese ise sonsuz teşekkür ediyorum. her daim sevgiyle kalın. hoşça. 🌺
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
167 notes · View notes
simpforbillie · 9 months ago
Text
her sey anlamini yitirdi. anliyor musun? artik en iyi senaryolarin bile degeri yok gozumde. bi his var icimde, cok yogun. ben bu tukenmislikle bas edememeye basladim. geri donulemez bi hal almak uzereyim ve bu kez kendimi yeniden toparlamak istemiyorum. anliyor musun? sorun kasimlarda veya babamda degilmis. sorun icimdeki tarif edemedigim o tanimsiz sey. her saniye daha da yogunlasiyor ve cok yoruldum. hayatimda ilk defa her sey bu kadar yoluna girmeye yakin ve ben mahvetmek uzereyim. aitsizlik hissiyle, yetersizlik ve milyonlarca belirsizligin ortasinda daha fazla savrulmak istemiyorum. her dususumde belki en dipteyim ama ben gerekirse ucar yine cikarim yuzeye dedim ki ciktim da ama bu kez farkli. artik hicbir sey degmezmis gibi yasamaya. dogdugum gunden beri savasiyorum ve kazandim. evet, kazandim. hem de tek basima ve sevdiklerime zarar vermeden. ama simdi, icimdeki his sonumu hazilarken bunu durdurmak icimden gelmiyor. bu denli hevessizlik icin cok gencim ve o kadar gozum yok ki hixbir seyde. artik mutlu olmak istemiyorum, ben artik hicbir sey istemiyorum. geldigim bu noktadan kendimi kurtarabilirim. ama gelmiyor icimden. hem de her sey yoluna girerken.
10 notes · View notes
ruzgarinpesinde · 8 months ago
Text
6 ayda bir hayatımın en sevdiğim kısmını çalkantıya sokabilecek bir şeyler yaşıyorum. dönüm noktalarından çok sıkıldım. mümkünse bir yerden dönmeyelim öylece duralım. durduğumda da mükemmel bi hayatım yok ama hiç değilse sevdiklerim aynı kalsın
4 notes · View notes
saturndebirdeli · 1 year ago
Text
Hayaller kurmaya hevesim hayat yaşamaya çevrem sevdiklerim arkadaşlarım hiç bir şeyim kalmadı gerçek arkadaşım olmaması ne acı bir sürü arkadaşım var sanırken kimsenin olmadığını bilmek daha acı hiç bi yönden yüzüm gülmezken bu hayat nasıl yaşanırki hayal kurulmadan öylesine yaşanılan bi yaşamın ne anlamı varki sevdiğin değer verdiğin biri yada seni seven biri olmadıktan sonra ölümün en kısa zamanda gelmesini beklemekten başka çağrem mi var ki sevgili ölüm en kısa zaman gelirsin umarım..
3 notes · View notes
kosul123 · 1 year ago
Text
AH DÜNYA
"Ah..." dersin, "keşke bir evim olsa da şu kiradan kurtulsam o kadar rahat edeceğim ki..."
Bir evin olur, 2+1.
"Biraz büyük olsa, şuraya bi konsol sığsa ne güzel olurdu." dersin sonra.
O da olur, valla olur! Daha büyük bir ev de alırsın.
Üstünden az biraz zaman geçer sıkılmaya başlarsın: "Keşke bahçeli bir evim olsa çocuklar koştursa, köpek beslesek, domates eksek." dersin.
Gerçekten çabalasan, o da olur.
Bu defa, "şehrin göbeğinde değil de, keşke Ege sahilinde olsaydı şu ev ne güzel deniz havası alırdık." dersin.
O da olur uğraşırsan, niye olmasın?
Ege sahilinde, bahçesinde domates ektiğin, köpeğinin de olduğu o bahçeli evinde anneni babanı özlersin bu defa.
"Keşke onlar da komşum olsaydı, tüm sevdiklerim yanımda olurdu." diye geçirirsin içinden.
Hikaye bu ya, çok istedin o da oldu diyelim...
Sonra n'olur?
Annen baban ölür, deprem olur, sel gelir kendi enkazının altında kalırsın.
Bizi sonsuz mutlu edecek, kavuştuğumuz zaman bizi tatmin edecek tek bir somut şey yok bu hayatta.
Biz zannederiz ki sorun zannettiğimiz şeyi çözersek, bütün sorunlarımızdan kurtulacağız. Her çözüm beraberinde yeni bir sorunu getirir oysa. O sarmaldan kurtulamayacağımızı anlayınca da "yoruldum" demeye başlarız.
Yorulursun...
Hiç durmadan koşmaya devam edersen mola vermezse ruhun, kazananı asla belli olmayacak yarışlara girersen yorulursun güzel kardeşim.
Yorulursun...
Razı olmayana huzur olmadığını kabul etmezsen, insan olduğunu ve hata yapmaya programlandığını hatırlatmazsan kendine yorulursun.
Yorulursun güzel kardeşim. Kabullenmenin başarısızlık değil başarı için ilk basamak olduğunu, merhametin sadece senden acizlere değil bizzat insanın kendine de etmesi gerektiğini, şükretmenin fakirlere has bir eziklik olmadığını kabul etmezsen yorulursun.
Bunları yapmazsan kendi giyotinini kendin hazırlar, başını oraya kendin yaslar, gözlerini kapatıp kendi sonunu korku içinde beklersin.
Bu dünya doyma, rahata erme, tatmin olabilme yeri değil.
Bu dünya öylece geçip gitme, giderken de en güzel şekli ile geçme yeri sadece.
Başka anlam yüklersen çok yorulursun...
Ezgi Akgül
4 notes · View notes
cehennemindibindeki · 2 years ago
Text
6 ay içinde tüm hayatım değişti değişmek zorunda kaldı hayatim yeni yıl gecesinde geri döndürülemez biçimde değişti. Ben o hastane odasında 3 gün üstünde uyuduğum kanlı çarşafın üstünde vazgeçtim herkesten, herkesi terk ettim.
Hayatımı sıfır noktasından inşa ettim ve hayatim boyunca çabaladıgim gelişmeyi görmeye başladım. İyileşiyorum.
İyileşiyorum.
Ben buraya gelebilmek için çok acı çektim. Çok ağladım. Çok kan döktüm. Çok kısa sürede birden kez bıçak altına yattım. Ama bana hayatı öğreten ilkiydi.
Ben o hastane odasında bir başıma yattım bir hafta. Kimsesiz gibi. Temiz çarşaf getirenim olmadı. Ziyaretime gelenim olmadı. Ben hepinizi terk ettim. Herkes benim için artık disardan biri. Kimse benim icin artık o kadar da vazgeçilmez değil.
Diyorum ya, çok acı çektim, çok bedel ödedim suan oldugum kişiye dönüşmek icin. "Sunu nasıl yapabiliyorsun buna nasıl gücün yetiyor" dedikleri insan olmak için çok bedel ödedim. Beni tanıyan herkesten daha yalnız kaldım. Daha kimsesiz kaldım. Hem de hayatımda sevdiklerime en çok ihtiyacım olduğu anda.
Şunu bilin ki artık hayatımda olumsuz, negatif, toksik hiçbir şeye yer yok ve bunlara tahammülüm yok. Sadece bu kadarını söylüyorum.
Ben bu kişi olmak için çok acı çektim. İnanın. Bi hastane odasında dikislerim sizlarken, tuvalete gitmeye ihtiyacım varken ama doğrulmama yardım edecek kimsem yokken. Başka hastalara gelenleri gordugumde. Annesinin yanında olan küçük bi kiz çocuğu gördüğümde. Annesini ziyarete gelen bi adami gördüğümde.
Canim vişne suyu istediğinde ve bu vişne suyunu odayı paylaştığım kadının eşi bana bu fazla diyip gucendirmeden verdiğinde.
Cok ağladım.
Canim çok yandı.
Ve artık hiç şakam yok. Hayatımda bana sorun çıkartacak hiçbir şeye tahammülüm yok. Ben bedelimi ödedim.
Tek diyeceğim şey; bana sorun yaratan, canımı sıkan her insanı ne kadar seversem seveyim terk edecek kadar tahammülsüzüm. Başka sözüm yok.
5 notes · View notes
yakazakalb · 6 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Her insan her zaman perde ve ayna arasındadır. Çünkü dünya hem perde, hem aynadır.
Göz maneviyâtta kör olsa da, kalbi tül gibi olan insan, aynada âlemin yansımasını görebilir, hem okur hem şahit olur...
.
45 notes · View notes
hornyonebaby · 2 years ago
Text
Tumblrdaki ilk günlerimden beri hiç depresif bir paylaşım yapmadım. Her zaman pozitif olmaya çalıştım. Hem sanalda hem reelde gülmeye özen gösterdim. Biraz içimi dökmeye ihtiyacım var. Çok yalnız hissediyorum. Seneler öncesinde annem babamı birçok kez aldattı ve sonunda evi terk etti. Babam da beni yakın zamanda evden kovdu. Geçmişte eğitimimi yarıda bıraktım ve herhangi bir meslek sahibi değilim. Maddiyatımız hiçbir zaman iyi değildi. Çalıştım ama borca gittiler. Birikimim yok. Tek başıma 23 yıldır bulunduğum İstanbul'u terk ettim. Temiz sayfa istedim. 2 tane dostum dediğim insan vardı. İkisi de benden uzakta. Biri askere gitti. Umarım sağ salim döneceksindir dostum. Bu korkunç dünyada kız kardeşimi her şeyden çok seviyorum. Çünkü o korkunç olmayan tek şey. Ondan uzak olmak beni çok bunaltıyor. İnsanlar çok çeşitli farkındayım. Onlara hep ılımlı olmak istedim. Yardım eli uzatayım, dürüst olayım, güvenilir olayım istedim. Onları kırmayı denemek isteyeceğim son şey oldu. Hiçbir zaman sevdiklerime hayır demek istemedim. Çeşitli bahanelere sığınmadım, mutlu olsunlar istedim yanımda yamacımda kim varsa. Bu yüzden yeri geldi kendimden kıstım, eksildim ama kimse farketmedi. En sağlam dostumdan en nefret edilesi o iğrenç insana kadar aynı olmaya çalıştım. Karakterimi kimseyi üzmeyecek, herkese adil olacak şekilde tasarlamak istedim. Sinir krizleri geçirdim. Gecelerce ağlayarak gündüz ettim. Kimseye anlatmadım. İntihar denedim. Elime geçen ne çeşit hapım varsa hepsini yuttum, aklıma kardeşim geldi ve kendi kendime yolda bayıla bayıla, kusarak, ağlayarak, öksürerek, çığlık atarak yerlerde sürünerek hastaneye gittim. Ölmedim, tutundum ısrarla hayata. Ben kimseye zarar veya fazlalık olmak istemedim. Fakat gittiğim her yer samimiyetsiz geldi. Herkes samimiyetsiz ve potansiyel yalancıydı. Kendimi yük olarak hissettim. Empati yapmaktan beynime sancılar girerken, sanrılar yaşarken karşı taraf hep bencil oldu. Bugün için verilen sözler hep yarın dendi. Yarın oldu başka zaman dendi. Göz önünde olmayı istemedim ama hep birilerinin kalbinde olmayı diledim. Çok yoruldum. Karşımdaki ufacık bi adım atsın diye beklerken hep ben koşarken buldum kendimi. Duygularımı gizlemek bana ağır gelmeye başladı. Bu yalnızlık beni çok zorladı. Hayallerimden çok uzakta kaldım. İntiharı düşünmemek elde değil ama hala mantığım yerinde. Eğer bir gün mantığımı yitirirsem seni çok seviyorum kardeşim. Lütfen kimseye lüzumsuz güvenme, inanma, sevme. Sonunda hep sen yorulacaksın. Senin kadar güçlü değil abin biliyor musun? Hani dedin ya bir gün ağlarken; "abi ben senin gibi güçlü değilim, senin kadar umursamaz değilim. dayanamıyorum." diye. O gün yanıldığın konu abin sadece iyi bir oyuncu. Çünkü sen varsın. Tüm çabam senin içindi. Bu rolümü hakkıyla oynamamın tek sebebiydin sen. Bana kalsaydı abin bu yaşlarını göremezdi. Herkese yine de teşekkür ediyorum. İyi, kötü bana deneyim hakkı verdiniz. Hayatıma girdiniz çıktığınız türlü duyguları yaşattınız. Bu bir intihar mesajı değil ama intiharın eşiğinde adım atan bir gencin paylaşımı. Umutları 5 para etmeyecek hale gelen, kimsesi kalmayan birinin iç sesi.
3 notes · View notes
surgundekimavi · 2 years ago
Text
Her şekli ayrı sancılı oluyor Ankara’nın. Ateş almaya gelir gibi gidip, anca çiftlikte bi kokoreç, dosttan bir kitap, karanfilde atılan birkaç adım, Selanik’te yıkılan çiçekçilerin yeni mekanlarına yerleşmeyi beklemeleri ve yaşadığım şehre göre bomboş olması gereken saatlerde oluşan kalabalık. Şimdi de Samsun’a dönerken aslında hiçbir şey yapamamış olmanın hüznü, daha çok kalmak isteyip de işyerinden oluşan handikapın çözülememesi… Dönmek için şartların olgunlaşması gerekli lakin olmuyor. Biraz buruk biraz yarım… Bir dahaki gelişime kadar hoşçakal Ankara. Yine iyi bak sevdiklerimize. Şimdi şehrime hasret zamanlar geçirmeye devam ederken, dileklerime keşke Ankara’ya dönmeyi de yazsaydım.
Sanırım eksik tamamlamaya çalışırken diğer eksikleri unutuyoruz. Umarım en kısa zamanda temelli döneriz. Hatta belki bir kişi fazla olarak…
Bi de bu hafta gece vardiyasındayım, mesaiden çıkınca rakı içeceğim o da içimde kaldı :)
6 notes · View notes
simarikvesevimli · 20 days ago
Text
pahalılık üzerine,
herhangi bir şeyin maliyet hesabına girince insanda heves nanay oluyor. mesela hamburger, alelade öğrenci yeri, 100 gr köfte diyo 275 tele diyo. ekmeği sosu patatesi vs hesaplıyorum, düpedüz KAZIK yiyoruz "o kadar" lezzetli bile değil.
hele suşi, noodle vs naneler o kadaaar sinirimi bozuyo ki 500-600 liralar konuşuluyo YA PARDON DA gkoreye mi ışınlıyosunuz bizi yeme esnasında?? maliyet hesaplayınca yine çıldırdım. sonuna bitki çatı getiriyolar ama nasıl bayat.....
hele her yerde içecekleri raf fiyatının 3 katına itelemeleri....
ya hadi bunlar ithal naneler, yerli yemekleri düşüneyim. bi kebap, bi iskender de olmuş 400-500 lira. içecek alıyosun salata filan, eskiden ekstra değildi bunlar oraya da ekliyolar ooo hesap basamak atladı. hadi kendin çıktın, ailecek nasıl çıksın insanlar? ya da iyi bir şey kutlamak istiyosun ısmarlamak istiyosun, ya tavuk dürüm bile ısmarlayasın gelmiyor; evet paran yetiyor orda da basıyolar sosu ne yediğin belli olmuyor. gramdan çalıyolar zaten.
ya da bir kıyafet, maaaalum bi markada 800-900 liraya tamaaamen poliester ATKI gördüm ya. pardon da siz hayırdır?? bu ne arsızlık artık ya?
bu yüzden en garip tarifleri bile evde yapasım, en eski kıyafetlerimi bile dikip yeniden giyesim geliyor. Türk kahvesi pakedi 50 lirayken bir fincanını 100den veremezsiniz be kardeşim. yanına lokum, çikolata bile koymuyolar hahshahhs rezalete geeel.
sosyalleşmek bi ölçüde parayla da ilgili. hobiler de böyle. insanlar arkadaş edinecek onlarla vakit geçirmek için elbette dışarda yeme, içme lazım; sonracığıma dış görünüşün bu kadar "her şey" haline geldiği günümüzde insanlar üstüne başına harcıyor elbette. napacağız?
ya da misafir çağırsa kendi evi olsa yine masraf alıp yürüyor.
ya sinemada bi film 250öğrenci, gittin kola mısır alma asla 300 de oraya verirsin. bi yanda dijital platform onca dizi film aylık o kadar. marketten de mısırını al patlat. e mecburen evde yapmayı tercih ediyosun film geceni. ama bu sürdürülebilir mi? evet evin de keyfi var da insan SOSYAL bi canlı abi. haftada bir bile çıkamıyosun. ayda bir'e indiriyosun, tabi film gelirse ve verilirse. daha geçen cuma çıkan film şimdi bi bakıyosun yok, tek bi film var her saatte tekeline almışlar. onlar seçicek ne izliceğini de.
abi neyin peşindesiniz siz ya?
bir ay önce 150 liraya üçlü çorap aldım ortalama bi markadan , uygun yaaa dedim mal gibi , bir ayda 3ü de mahvoldu çorapların. pazardan 30 liraya öylesine aldığım çorap daha sağlam. inanılmaz. ha bi yandan pazara gidiyosun, seçmek yasak. e çürükleri koymuşunuz önlere? satıyonuz pahalı pahalı. en ufağında en büyüğüne hepiniz kommpile kapital, hepiniz kommpile şakşakçı.
bir taraftan esnaf işte böyle oradan kazık buradan bi şey, diye diye paraları alıyo; öte yandan haaaleeen memur'a vanilla diyo. elitist ayağı çekiyo.
siz NEYİN peşindesiniz lan? ne film fırıldak çeviriyosunuz ooolum?
anadolu çocuğu bu aralar yiyor ama bu rumelili onları da uyandıracak lan! hadi bakalım sizi gidiler.... bu kız bu evde çıtır tavuk, pizza öğrendi; suşi de öğrenir , değişik kahveleri de. reçel de. sevdiklerim için.
sizin için para önemli de bizim için DİİL Mİ LAN??
neyse biraz dertlendim ajdjsjfj
1 note · View note
kelebekolmesin · 4 months ago
Text
ask isleri yalanmis biliyo musun zeynep. kimse yok hayatimda suan. benden hoslananlari saysam burdan uzaya cikariz. ama istemedim yapamazdim. arda da olmadi zaten. en sevdiklerim cikti hayatimdan biliyo musun. ne devrim ne hira ne sude. hicbiri hayatimda yok suanda. o kadar kotu hissediyorum ki olecekmis gibi. o kadae boktan sebeplerle bitti ki aramiz. hala sasiriyorum. belki buyuduk ve anladim bazi seyleri. belki de allah uzaklastiriyo bizden. iki gun sonra dogum gunum. 17 yasima basacagim. ilk defa bu kadar yalnız bu kadar yorgun girecegim yeni yasima. yks beni ayri yoruyor zaten. ama zeynep sana soz her seyi halledecegim. ustesinden gelecegim. soz zeynep. bir sene sonra bugun bavullarini hazirlamis olacaksin. kalbinden opuyorum zeynep. bazen bazi seyler istedigimiz gibi olmaz. vardir bi hayir.
0 notes
hayattayimamayokum · 5 months ago
Text
Nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama beni çok kırdılar hemde en sevdiklerim kırdı beni koşulsuz şartsız sevdiğim güvendiğim insan kırdı beni bir ‘duygu boşluğuna ’ sığdırdı bütün hissettiklerimi bütün duygularımı herşeyimi iki kellmeye sığdırdı ben herşeyi affettim herşeye tamam dedim ama bu iki kelime kalbimi bin parçaya böldü nasıl toparlarım hiçbir fikrim yok toparlamak istiyor muyum bunuda bilmiyorum ama bildiğim birşey var canım çıksa bile bu iki kelimeyi asla unutmam herşeyi unutur affederim ama bu iki kelime beni bi sokak ortasında çaresiz gökyüzüne bakarken bıraktı ben ilk defa bu kadar yenildim bu kadar yok oldum bu kadar değersiz hissettim ve bana bunu herşeye kırıldığımı üzüldüğümü küstüğümü bilen adam yaptı ve ben bunu nasıl affederim bilmiyorum bütün hücrelerim affetmek için nedenler ararken kalbim dur artık çok yordun kendini bu kadarını affedemezsin bu kadarını yapamayız kapında yatsa ayaklarına kapansa affet diye yalvarsa bile sakın affetme diyor çünkü senin en zayıf hallerini bilen herşeyi kafaya takan biri bu iki kelimeyi kullanırken senin nasıl hissedeceğini düşünmedi seni düşünmedi bu iki kelimenin seni sokak sokak gezdireceğini ve üzüldüğünde ondan başkasına gitmediğini bildiği halde kullandı sana ve herşeyi unut bunu unutma senin üzüldüğünde koşan adam seni canlı canlı toprağın altına sokacak şeyler söyledi sana ‘ duygu karmaşası, duygu boşluğu’ evet sen tam olarak onun için bu iki şeyden ibaretsin daha fazlası hiçbir zaman olmadın olamazsın yorma artık kendini bırak artık kendini kandırmayı o öyle değil bunu isteyerek söylemedi demeyi o tam olarak böyle ve tam olarak öyle hissettiği için öyle söyledi kırma artık bizi çünkü artık parçaya ayrılacak bir yerimiz kalmadı. Özür dilerim kendim seni bu kadar yorduğum için özür dilerim seni bu kadar kırdığım için herşey için özür dilerim affet artık beni bizim bizden başka kimsemiz yok sen seni affetmezsen kalkamayız artık ayağa hadi kalk artık düştüğün yerden değil başka yerden kalk, kalk ki bizim için bir şans daha olsun yoksa bu kalp kırıklığıyla olmaz bizi kimse onaramaz hadi kalk artık yoruldun biliyorum ama devam etmek için kalkmamız lazım. Giden gittiği yerde kalsın sen kendi yoluna dön değiştir artık yönünü kendine dön artık yeter kendimizi yorduğumuz ve artık mutlu şeyler yazmaya başla hikayende sen artık gülmelisin sana gülmek çok yakışıyor çıkar gamzelerini ortaya saç etrafına güzelliğini parla artık en güzel yıldızlar gibi senin ışığına ihtiyacım var seni çok seviyorum kendim ve sen çok özelsin 😔
0 notes
aynodndr · 6 months ago
Text
Tumblr media
"Ahhh... Ahh. .." dersin, "keşke bir evim olsa da şu kiradan kurtulsam o kadar rahat edeceğim ki..."
Bir evin olur, 2+1.
"Biraz büyük olsa, şuraya bi konsol sığsa ne güzel olurdu." dersin sonra.
O da olur, valla olur!
Daha büyük bir ev de alırsın.
Üstünden az biraz zaman geçer sıkılmaya başlarsın: "Keşke bahçeli bir evim olsa çocuklar koştursa, köpek beslesek, domates eksek." dersin.
Gerçekten çabalasan, o da olur.
Bu defa, "şehrin göbeğinde değil de, keşke Ege sahilinde olsaydı şu ev ne güzel deniz havası alırdık." dersin.
O da olur uğraşırsan, niye olmasın?
Ege sahilinde, bahçesinde domates ektiğin, köpeğinin de olduğu o bahçeli evinde anneni babanı özlersin bu defa.
"Keşke onlar da komşum olsaydı, tüm sevdiklerim yanımda olurdu." diye geçirirsin içinden.
Hikaye bu ya, çok istedin o da oldu diyelim...
Sonra n'olur?
Annen baban ölür, deprem olur, sel gelir kendi enkazının altında kalırsın.
Bizi sonsuz mutlu edecek, kavuştuğumuz zaman bizi tatmin edecek tek bir somut şey yok bu hayatta.
Biz zannederiz ki sorun zannettiğimiz şeyi çözersek, bütün sorunlarımızdan kurtulacağız. Her çözüm beraberinde yeni bir sorunu getirir oysa.
O sarmaldan kurtulamayacağımızı anlayınca da "yoruldum" demeye başlarız.
Yorulursun...
Hiç durmadan koşmaya devam edersen mola vermezse ruhun, kazananı asla belli olmayacak yarışlara girersen yorulursun güzel kardeşim.
Yorulursun...
Razı olmayana huzur olmadığını kabul etmezsen, insan olduğunu ve hata yapmaya programlandığını hatırlatmazsan kendine yorulursun.
Yorulursun güzel kardeşim. Kabullenmenin başarısızlık değil başarı için ilk basamak olduğunu, merhametin sadece senden acizlere değil bizzat insanın kendine de etmesi gerektiğini, şükretmenin fakirlere has bir eziklik olmadığını kabul etmezsen yorulursun.
Bunları yapmazsan kendi giyotinini kendin hazırlar, başını oraya kendin yaslar, gözlerini kapatıp kendi sonunu korku içinde beklersin.
Bu dünya doyma, rahata erme, tatmin olabilme yeri değil.
Bu dünya öylece geçip gitme, giderken de en güzel şekli ile geçme yeri sadece.
Başka anlam yüklersen çok yorulursun...
Netten alıntıdır.
1 note · View note
doa1221 · 7 months ago
Text
Her geldiğimde biraz daha canım yanmış oluyor ama biliyorum, bu can yangınlarım bir gün gülümsemeye dönüşecek. Benim canım çok yandı. Sevdiklerim tarafından özellikle. Geçmişim canımı yakmasın diye çok uğraştım ve o can havliyle yanlış kişiye yanlış duygular besledim. Tam tamına 4 yıllık bir yanlış duygu... Oysa ben canımın yangını geçecek sanmıştım. Kendime söylediğim en büyük yalan. Kimseler anlamadı beni ama artık buna yakınmıyorum. Kimseye derdimi anlatamadım demiyorum. Çünkü bir gerçek var. Kimse bana yardım etmeyi seçmedi. Hep bi sözler bi yeminler... Boşa bunlar onlara inanmıyorum, yeminlerinize bile. İyileşmeyi seçeceğim ve bu tahmininizden bile daha kısa sürecek. Bir önceki yazımda zamandan bahsettim. Evet o zaman bana işlemeyi reddediyor ama biz ondan daha inadız. Burada da kendime söz vereyim. Kendimden önce kimseye duygu yok. Merhamet, şefkat, sevgi, aşk... Nasıl duygu olursa olsun. Ben o içimdeki kız çocuğunu yaşatıp, gençliğimi mutlu etmek istiyorum, heba değil... Geceler iyi mi bilmiyorum ama iyi geceler 09/06/2024 22.12
1 note · View note