#deli bir düş
Explore tagged Tumblr posts
Text
Rüyalarımız kendi çapında felsefe yapar
#rüyalarımız kendi çapında felsefe yaparlar#edebiyat#siirsayfasi#kitap#felsefe#içimdeki müzik#sevgi#sanat#aşk zeytin#barış#birdamlasu#deli bir düş#delikadın#umrumda değil#yapayzeka#türküdiyarı#türkülerim#amatör resim#özgün müzik#seginin en güzel hali
10 notes
·
View notes
Text
Ben bir deli rüzgar sen nazlı çiçek Her sabah busemle yoklarım seni Gerçek kadar rüya düş kadar gerçek Bir anın içinde koklarım seni
Kalbime gel eşiğinde dur desem Kapıyı bul el sürmeden vur desem En sonunda gel içeri gir desem Gelme git, bir ömür beklerim seni
Tam giderken vuslat bana ar desem Yar mı aşktır aşk mı daha yar desem Çözen gelmez aşka dair sır desem Çözüp gel sinemde saklarım seni
...
Serdar Tuncer
79 notes
·
View notes
Text
şimdi sen sinemaya gider film de izlersin onunla. ışıkları da kapatırlar ve ışığa olanın aynısı, bilincime olur. ayıptan ve utançtan konu açılır herhangi bir sahnede, zihnimin herhangi bir yerinde bir yara soyunmaya başlar, utanırım. terbiyem müsade eder bu kez. filmin sonunda sana olanın aynısı, hayatıma olur. neyse işte öyle deyip elini tuttum. ucundan tuttum yanmakta olan ne kadar madde varsa, sesimi tuttum, sesimi yuttum, yutkundum. zor olsa da söyledim, abi piçsin..
iki kardeştik, babam evin tek orospu çocuğuydu.
neyse işte öyle. tetiği çek lütfen. bana olanın aynısı, benim olmayana olur. tetiği çek, lütfen. çok uykum var ve sadece düş görmek istiyorum. ağzımın arasında bir pankartın ipleri. git gide tükeniyorsun. üzülüyorum, çok üzülüyorum. artık bitsin. hayvanların nesli tükenmemeli.
eve ekmek parası götürürken sokakta, yakışıklı görünüyordu orospular. güzeldi piç, seksiydi hayat. hey. hat. bahar gelmiş akıl hastanesinin bahçelerine ve montumu verin diyip, alıp giyip dışarı çıkmışım. bir adım sonra ayrılmışız. bir sesi, gürültüden ayırmak gibi ışıklar kapanmış bilincimde. üstümde mont sandığım deli gömleğiyle. neyse işte öyle. annesi öldüğünde selasını kendi verenler gibi, yüksek bir minareden, adını duymak istemiyorum sadece. ölüm kabul edilir illa ki. sen öldüğünde selamı ben veririm, kabullenirim selanı. gözyaşları birikir, sel anı yaklaşır, adın okunur. neyse işte öyle, onunla sinemaya gitme.
67 notes
·
View notes
Text
Ben bir deli rüzgar sen nazlı çiçek
Her sabah busemle yoklarım seni
Gerçek kadar rüya düş kadar gerçek
Bir anın içinde koklarım seni
18 notes
·
View notes
Text
Biri, takvimin ilk yaprağını koparıyor. Biri, ‘hoş geldin yeni yıl’ diyor. Biri, çayını yudumluyor. Biri, sınır ötesinde, Biri, sınır berisinde, sinir harbinde. Biri, bombalıyor. Biri, savaş diyor başka bir şey demiyor. Biri, Barış diyor, sesine ses arıyor. Biri, denemiş ve yanılmış. Biri, yalan söylüyor. Biri, zembereği kırık bir saat gibi. Biri, bir sevda şarkısı gibi direniyor. Biri, çok üşüyor. Biri, fazla terliyor. Biri, mengenede can. Biri, işkencede dişlerini sıkıyor. Biri, açlık grevinde yatıyor. Biri, zindan duvarına bir çizgi daha çekiyor. Biri, çok kırgın, öfkelenmiş, dertlidir. Biri, çiçekleri suluyor, kuşlara yem veriyor. Biri, yeni yılda sana bir armağan vermek istiyor. Biri, zaten senin bir armağan olduğunu düşünüyor. Biri, uçmak istiyor, konmak istiyor. Biri, kanat istiyor senden. Biri, bir yangının korlarını söndürmeye çalışıyor. Biri, çığlığına yanıt bekliyor. Biri, ateşe ve rüzgara dair olmak istiyor. Biri, hiç yürünmemiş yol oluyor. Biri, iş arıyor, ekmek derdinde. Biri, taksit ödüyor. Biri, film izliyor, kazak örüyor. Biri, zile basıyor. Biri, kapıyı açıyor, gülümsüyor. Biri, treni kaçırıyor, çok dalgın. Biri, birini anıyor. Biri, kanamalı bir hasta, kötüye gidiyor. Biri, seni seviyor, çok seviyor. Biri, şükrediyor. Biri, küfrediyor. Biri, gidiyor ve dönmüyor. Biri, ağlıyor, ağıt yakıyor. Biri, sevdanın deli ırmağı. Biri, yağmur sesi ve şarap. Biri, düş ufkunun ötelerinde. Biri, hesap soruyor, yanıt arıyor.. Biri, uzun bir cümleye başlıyor. Biri, birine sımsıkı sarılıyor. Biri, öpüldükçe güzelleşiyor. Biri, şarkı dinliyor, şiir okuyor. Biri, ‘öteki’ne bozuluyor. Biri, gazete okuyor. Biri, hayatı sorguluyor. Biri, aç, eli boş, boynu bükük. Biri, kimliksiz. Biri, görmeyen göz, duymayan kulak. Biri, söylemeyen dil. Biri, dardadır şimdi. Biri, yorgun bedeninde bir yangın. Biri, kapılarını zorluyor umudun. Biri, kendi dar anlamını aşan bir yoğunluk içinde. Biri, hani şu ayrılık diye bilinen yara. Biri, ölüyor ‘Hoşça kal hayat’ diyor Biri, doğuyor, dünyaya ‘merhaba’ diyor. Biri, ‘bu ne biçim yazı’ diyor. Biri, size yeni yılda güzellikler diliyor. Hayat devam ediyor…
A.Hicri İzgören
41 notes
·
View notes
Text
''...Bir ses avutur ve der : "Düşlerine sahip çık;
Delideki güzel düş, akıllıda yok artık!"
.......
Gülüp geçerim yasta,ağlarım şölende,
En kekre şarapta eşsiz bir tad bulurum;
Bana sık sık yalan gelir olup bitenler.
Çukura düşerim göğe göz gezdirirken.
Ama avutur Ses, 'Sakla düşlerini, der,
Delinin düşü güzeldir bilgeninkinden!'...''
Charles Baudelaire / Ses
Ne de güzel söylemiş Baudelaire..Çünkü,'deli' esasen duygularının gerçekliğine sadıktır....
10 notes
·
View notes
Video
youtube
Yavuz Çetin - Benimle Uçmak İster Misin? (Official Audio)
Yaşamı boyunca 1960'lı ve 1970'li yılların rock ve blues müziklerinden etkilenir. Daha sonraları yaptığı beste ve söz çalışmalarına Rock ve Blues müziğinin ruhunu yansıtır. Jimi Hendrix'i ve dünyaya mal olmuş blues şarkılarını da yorumlamaktan her zaman büyük bir keyif alır. 1990'lı yılların ortalarında Fuat Güner ile tanışmasıyla birlikte stüdyo müzisyenliğine başlar. Fuat Guner'in stüdyosunda sürdürdüğü çalışmalarında televizyon ve radyolar için reklam müziklerini gitarıyla seslendirir. Birçok sanatçının albüm kayıtlarına da gitarıyla imzasını atar. Gitarıyla eşlik ettiği albümler arasında İzel'in Bir Küçük Aşk, Kıraç'ın Deli Düş ve Bir Garip Aşk Bestesi; şarkılar arasında da Soner Arıca'nın Ayrılık, Deniz Arcak'ın Kıpır Kıpır albümünden Korku, Bırakın Beni ve Ah Şu Cevapsız Sorular, Turgut Berkes'in Kara Kutu albümündeki Miranda ve Mindos, Sibel Tüzün'ün Tut Beni ve Göksel'in Sabır en bilinenleridir. Göksel'in Sabır şarkısındaki talk box performansının Türkiye'de bir ilk olması, ona talk box kullanan ilk gitarist sıfatını kazandırır. 1996 yılının ortalarında MFÖ grubuyla çalışmaya başlar. Grupla turnelere gider ve katıldığı tüm konserlerde gitarıyla eşlik eder. Bir yandan bar müzisyenliğine devam eder. 1997 yılında Ercan Saatçi prodüktörlüğünde ilk albümü için çalışmalara başlar. İlk adlı albümünü Stop Müzik'ten çıkarır. Albümünde yer alan Erkeğin Olmak İstiyorum, ayrıca Sinan Çetin'in yönettiği Propaganda filminde kullanılan, Erkan Oğur'un perdesiz gitar performansının da yer aldığı Dünya isimli enstrümantal şarkısı en bilinenleridir. MFÖ ile konserlerde çalmaya ve Yavuz Çetin Group isimli grubuyla bar performansını devam ettirdiği süre içinde ikinci albüm çalışmalarına da başlar. 1999 yıllarının sonlarında TMC ile anlaşır ve ikinci albümü Satılık için stüdyoya girer. Sözü, müziği ve düzenlemeleri kendisine ait bir çalışmaya son kez imza atar. Mart 1999 tarihine çıkması planlanan albüm için tüm çalışmaları bitirir, ancak yaptığı bu son çalışmanın müzikseverlerle buluştuğunu göremeden hayata veda eder..
3 notes
·
View notes
Text
Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
Sana soracaklarım var, dedim;
Sen ki her bilginin temelisin,
Bana yol göstermelisin.
Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
Birkaç yıl daha katlan, dedi.
Nedir; dedim bu yaşamak?
Bir düş, dedi; birkaç görüntü.
Evi barkı olmak nedir? dedim;
Biraz keyfetmek için
Yıllar yılı dert çekmek, dedi.
Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim;
Kurt, köpek, çakal, makal, dedi.
Ne dersin bu adamlara, dedim;
Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.
Benim bu deli gönlüm, dedim;
Ne zaman akıllanacak?
Biraz daha kulağı burkulunca, dedi.
Hayyam' ın bu sözlerine ne dersin, dedim;
Dizmiş alt alta sözleri,
Hoşbeş etmiş derim, dedi.
Rubailer-Ömer Hayyam
6 notes
·
View notes
Text
İlişkilerin aslı
Ne var ki bu tür sevgiler doğaları gereği bitimsiz değildir. İki insan birbirlerini daha iyi tanıdıkça yakınlaşmalarındaki o mucizevi nitelik, düş kırıklıkları, çelişkiler, bıkkınlıklarla ilk heyecanlarından arta kalan ne varsa tümünü silip süpürürken kendisi de yavaş yavaş yiter. Başlangıçta bunun farkına varmazlar. Aslında birbirleri için o yanıp tutuşmalar, deli divane olmalar, daha önceki yalnızlıklarının derecesini gösteren bir kanıtken, sevgilerinin şiddetinin ölçüsüymüş gibi kabul ederler.
Sevme Sanatı - Erich Fromm
#kitapokumak#kitap alintilari#edebiyat#kitap#psikoloji#erich fromm#sevme sanatı#sevmek#sevgi#aşk#psikoterapi#psikolog#ilişkiler#hayat#hayata dair#pychology#book blog#book quotes#currently reading#okuyorum#yarennarsiv
6 notes
·
View notes
Text
Muharrem Temiz - Bir Seher Vaktinde [ Kisb-i Kâr 2008 © Kalan Müzik ]
youtube
Kalbimize müzik dokunsun bu gün 2 temmuz
#türküler#türkülerim#türkühayattır#türküdiyarı#Youtube#kitap#sanat#sevgi#felsefe#barış#aşk zeytin#delikadın#deli bir düş
6 notes
·
View notes
Text
Çizgi
Şimdi aşka seni unutmayı çiziyorum, resmi berbat biri olduğumu kabul ediyorum; saltanatının ucube sevişmelerinde ahenk zevkleri alırken sen, ben; fildişi yalnızlığımda dahi seni bekledim. Kim için, niçin? Sanata soyunur gibi çıplak sevdim seni; yalanın figüran oyunculuğunda yönetmenin "kestik!" demesine gerek kalmadan kestim, seni sevmemeyi. Sevmekte başarılı, sevilmekte fahişeydi çünkü satırlarım.
İşportaya kurbanda en ön sıradaydı; "gel vatandaş, gel!" derken ben, seni çağırıyor oluşumu bir tek sen duymazdın. Seni sevmekten kendimi azlediyorum. Can yakar bekleyişler, bu hayatı yakar; sen, kuş yuvasının cikciklerinde öten bir aşkken bir başkasına; ben, bekleyiş krizlerimde plasebo ihtiyacı güttüm.
Ağır aksak ve yabaniydi sana ulaşmalarım, düğmenin birini yanlış iliklemişken diğerlerinin de yanlış gitmesi gibiydi. Lağımda aşk güftesine tımarhane gerçeğini anlatmaktı. Kavruldum, söylesene, bir kavurma mıydım ben? En çok en az hisseden insanlar tarafından sevilen bir brokoli miydim, sözlükteki imlâ hatası mıydım seni severken de; hep kalbim yaralı döndüm senden?
İnsan, bunu kendine yapmamalı. Hayat, paydos düdüğünün sersem sevişmelerine okul zillerini karıştırmayacak kadar şeffaf çünkü. Ben buradayım, peki sen neredesin? Onun kucağının şükür demetlerinde bir demet maydonoza evladiyelik aşk teslimiyeti çabalarında şimdi hangi çocuğu yapmaktasın? Sensizliği doğurmam artık ben. Dokuz ay, on gün çile çeker kadınlar; ben, kaç ay, kaç günde sensizliği doğurmaktan doğurganlığımın soğuyan ve bebeklerin her anne deyişlerinde kendini anne sanan bir yanılgı oldum, biliyor musun?
Sevişmem artık sensizlikle, ondan sen çıkar diye beklemem. Aşka duş aldırıp gusül abdestine bu seçimli yazgıyı ortak etmem. Sen, bana gelmemek için yaratılmışsın benim için. Varın yokun bana gelmemek üzere. Harflerimi öpsen bekaretlerini kaybederler, paragraflarıma dönüp baksan seni aşk zannederler. Çünkü onların her biri deli. Akıllı olsalardı gelmeyen bir adamın kabrini sular gibi her an, her gün sularlar mıydı gözyaşlarımda seni?
Aşkla sevilmek üzere gidiyorum. Dokuzun sağından solundan yamacından tutuyor umutlar, faladdin öyle söyledi. Yaşı, arabasının plakası, ya da varlığının her ceddi; dokuza çıkan bir adam, kalbimin pusulasını bulacakmış. Sendeki kaygan zeminlerde düşüp hep yaralanırken aşk, tövbe! Seni, sensizlikten istemem. Herkes kendi yolunun emperyalist gücünde tükenir gibi tükenir aşkta ve Cumhuriyetin kuruluşu gibi köklenir hayaller, sanırsın kalbi güzelin cennet firarı senin içindir. Yalan, daha da sanmam. Sanmak hakkımı karaya vuran balıklara yem diye attım, meğer onlar da ölmüşler.
Dudağının törensel öpücükleri son harfimin sol gözünde kalmış, sildim. Dudaklarının izinde mühürlenen acabalarım, pembe yanaklarında sensizliği fondöten misali sürmüş, üzgünüm.
Öpmeden önce, acabalara kesinlikle sormalıydın.
Onunla ve onun sana verdikleriyle mutluluklar dilerim sana.
Yolumuzun ayrı cehaletinde, kültürün optimist sesinde pesimist bir hece kaldın. Ne yana baksam, düş yakasından aşkın replikleri kötücül kadere bizim için yazılır.
Şimdi mi, sonra mı, ya da her gece mi?
Gittiğin yerlerin altını üstüne getirsen beni bir daha böyle âşık ve aptal bulamazsın.
Çırılçıplak kalırken ona ve "eveet" derken aşkla; bana hayır demiş oldun. Ben seni delilikle terbiye eder akıllıca unuturum bundan sonra.
Eveeet! Sonsuzun cebinde kalan sonsuzluğa kadar evet...
İmzam, mührü ceylandır; gözleri güzel olur bilirsin.
Tuvale yapışan kirpik gibi kalır fırçada sen darbelerim; o vakit, "yazar beni ilk defa çizerek öldürdü" dersin...
Dilara AKSOY
15 notes
·
View notes
Text
Ben bir deli rüzgar sen nazlı çiçek
Her sabah busemle yoklarım seni
Gerçek kadar rüya düş kadar gerçek
Bir anın içinde koklarım seni
Kalbime gel eşiğinde dur desem
Kapıyı bul el sürmeden vur desem
En sonunda gel içeri gir desem
Gelme git, bir ömür beklerim seni
Tam giderken vuslat bana ar desem
Yar mı aşktır aşk mı daha yar desem
Çözen gelmez aşka dair sır desem
Çözüp gel sinemde saklarım seni
Çek yeter kalbimden ellerini çek,
Terk edip gitmezsem bu aşk bitecek
Hani bir sır vardı ey nazlı çiçek
Fırtınan olursam haklarım seni
3 notes
·
View notes
Text
Bir damlayı göl eden gözünü kıskanırım
Aynaları süsleyen yüzünü kıskanırım
Kapkara gecelerde yüreğinden ay doğar
Toprağa gölgen düşer,izini kıskanırım
Sen yokken rüyalarda beni ağlamak tutar
O hasretin ok olur batar yüreğe batar
Sen ne zaman gülersen gönlümde şafak atar
Başımla düş ettiğim dizini kıskanırım
Sevgin sudur,üstüme yağar yağmur misali
Cümle âlem kıskanır sendeki güzel hali
Gözüme perde olur gözlerinin hayali
Turabın ben olam yar,tozunu kıskanırım
Firari’yi yakıyor senin bu deli sevdan
Hele senin yolunda düşünmem ki nedir can
Sensin yaşam sevincim,sensin damarımda kan
Dildeki kelam sensin,sözünü kıskanırım
24/25.02.2008
Gece yarısı
Kürşat Yaşartürk
33 notes
·
View notes
Text
Dün yolda yürürken insanların yağmura karşılık Bir çatı altında öylece durduklarını gördüm ve aklıma yağmurun güzelliğini hissetmekten kendimizi mahrum bırakmamız düşüncesi geldi. Çok anlamsiz.Sağanak yağmurun ortasında yürümeyi denemek yerine yağmurun dinmesini o kadar çok bekliyoruz ki ama işin kötüsü kuru kıyafetler bizi yolun karşısına geçirmiyor bile,ama hayat birazcıkta deli olmaktan ibaret değil mi? Çıkmaz sokağa ev yapmakta yanlışa doğru demekten belki. Hiç düsmeyecegimizi bilsek belki daha hızlı koşardık,ama bu kadar güzel olurmuydu ki? Güneş bile günün sonunda battığı için güzel belki bilmiyorum ki. Yarım bıraktığımız kitaplar, içemediğimiz kahveler, Bir iki sohbet, üç dört arkadaş ve yeni denemeler ve hep geleceğini sandığımız ertesi günler. Yarın bana belki bir sürü şans getirecek ya da gözyaşı ne getirir bilmiyorum ama yazın gün batımıni izlerken tenine değen ılık rüzgar ya da hiç sokaklarına girmediğin,tanımadığın bilmediğin yeni şehirler. Bildiğim bir şey varsa,yanındakilerin olacağı, çabaladığın için sana her zaman çabalamanı hatırlatanlar,senin için her zaman orda olduğunu bildiklerin, seni yargılamadan kendin gibi kabul edenleri ve sana inananlar sen kendine inanmadığın da bile. Yarın havanın nasıl olacağını bile bilmiyoruz, bir kitabın içini,hasta olcagimizi bilmeden yazın içtiğimiz soğuk suları, ya da ne bilim ağlayacağıni bilmeden yaptığın makyajı Ama başlamak için hep güneşli günler yoktur ki zaten,ne anlamı kalırdı o zaman dört mevsimin. Fırtınaya karşı bitirmiş olmak bazı yarışları,seni daha birinci yapmaz,ama bir savaşçı yapabilir. Kendi hikayemi yazarken düşersem o kadar da acımaz gibi ama yeniden kalkmak için sabırsızlanıyorum. Heyecanlıyım kaçamayışlar,yeni kurtuluşlar için, gec kararan hava, yaz yağmuru, Mart'ta açan güneş sen bunları okuyorken ben çoktan deniyo olucam. Hata yap, düş, düştüğün kadar kalktığın bir yol çiz 𝐬𝐚𝐧𝐚 𝐨̈𝐳𝐞𝐥 çünkü bunun için doğuyor güneş, neredeyse eminim biz deneyelim diye..:)
4 notes
·
View notes
Text
HAYAT DEVAM EDİYOR
Biri, takvimin ilk yaprağını koparıyor
Biri, ‘hoş geldin yeni yıl’ diyor.
Biri, bir sigara yakıyor, çayını yudumluyor.
Biri, savaş diyor başka bir şey demiyor.
Biri, çiçekleri suluyor, kuşlara yem veriyor.
Biri, yeni yılda sana bir armağan vermek istiyor.
Biri, zaten senin bir armağan olduğunu düşünüyor.
Biri, iş arıyor, ekmek derdinde.
Biri, taksit ödüyor.
Biri, film izliyor, kazak örüyor.
Biri, birini anıyor.
Biri, şükrediyor.
Biri, küfrediyor.
Biri, gidiyor ve dönmüyor.
Biri, ağlıyor, ağıt yakıyor.
Biri, sevdanın deli ırmağı.
Biri, yağmur sesi ve şarap.
Biri, düş ufkunun ötelerinde.
Biri, hesap soruyor, yanıt arıyor..
Biri, uzun bir cümleye başlıyor.
Biri, birine sımsıkı sarılıyor.
Biri, şarkı dinliyor, şiir okuyor.
Biri, ‘öteki’ne bozuluyor.
Biri, gazete okuyor.
Biri, hayatı sorguluyor.
Biri, aç, eli boş, boynu bükük.
Biri, kimliksiz.
Biri, görmeyen göz, duymayan kulak.
Biri, söylemeyen dil.
Biri, dardadır şimdi.
Biri, kapılarını zorluyor umudun.
Biri, ölüyor ‘Hoşça kal hayat’ diyor
Biri, doğuyor, dünyaya ‘merhaba’ diyor.
Biri, size yeni yılda güzellikler diliyor.
Hayat devam ediyor…
-A.Hicri İzgören-
2 notes
·
View notes
Text
‘‘ Düş müydün yoksa düşmüş müydün yüreğime? Takılıp geçmişine, Devamıydın yoksa dertmiydin geleceğime? Sen miydin yoksa sensizlik miydi büyüyen içimde? Ne yaşayabildim seni ne de öldürebildim içimde.. Yaşıyormuydum yoksa ölmüşmüydüm? Söyle! Her zerremde olup da hiç olmayan sevdam.
Herkesin; Bir umudu vardır,
Bir savaşı,
Bir kaybedişi,
Bir acısı,
Bir yalnızlığı,
Bir hüznü… Çünkü herkesin bir gideni vardır. İçinden bir türlü uğurlayamadığı
Başka türlü olmayacaktı,unutmak için. Ya delirecektim ya yenilecektim. Delirmeseydim yenemeyecektim.
Evet, umudum var... Yeni bir yol bulmaya, Ve ilk adımı atmaya. Bunca yıkılışların, Ve kavgaların ardından. Karanlık da olsa yol, Yürümeye cesaretim var. Eylülden ayrılıp, Bahara doğru yol almaya. Bu saatten sonra, Yüreğime tutunmayan herkes ziyan olur.
İnce belli bardakta çay, İnce sızılı bir yara, Ve Eylül ve sonbahar. Bir deli görse halimi kendini akıllıdan sayar. Hiç böyle hissetmemiştim. Kendimi "hiç" hissedecek kadar. Bir başka oluyor sonbaharda ayrılıklar. Ne gitmeler bitiyor ne gelmeler, Bir başka ölüyor içimde aşklar. Ve Eylül ve sonbahar. Birde içimde, içimin cehenneminde, Bitmek bilmeyen yanlızliklar.
Evet seni seviyorum. Ama bu seni hiç alakadar etmez. Ben inciri de severim, Yağmurda yürümeyi, Demli çay i��meyi, Uzun yolculuklara çıkmayı, Şehirler gezmeyi. Hepsini çok severim. Hepsinden biraz fazla seni severim. Ama dediğim gibi, Bu seni hiç alakadar etmez. Çünkü bu kalbimle benim savaşım
Alıntı F.P.....
youtube
Müzik...... ELVEDA DOST.... ( dinlenirken aklıma geldi... ) 2003 yılı İran yapımı olan ''Elveda Dost'' filminde şöyle bir replik geçer: ''O kadar ışık bu şehirde ama hiçbiri gözümü aydınlatmıyor. Bu kadar göz bu şehirde ama hiçbiri gönlümü ısıtmıyor anne. Burada herkes canlı kalmak için koşuyor, hiç kimse yaşamak için koşmuyor. Bu şehrin hepsi yeryüzü olmuş, artık göğü yok bu şehrin. Benim gönlüm gökyüzü istiyor anne..." bu repliğe uygun bir müzik kendi sountrack'i olmasına karar verdim... Ancak bir kaç denemeyi de bu yazımı okuyanların dinlemesi için link olarak bırakıyorum ( korkmayın bu sefer rock-heavy metal koymadım) https://lnkd.in/dwnx2Yk6 https://lnkd.in/gFsm35YG https://lnkd.in/gvw-RZwc https://lnkd.in/ghxY3e7A https://lnkd.in/gKK6xacw
11 notes
·
View notes