Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
0 notes
Text
oldukça etkilemiştir bu söz beni. verilen yanlış kararlarla, hayata alınan yanlış insanlarla bir ömrü boşa geçirmiş; pişman olmanın artık bir faydasının olmadığı eşiklerden çoktan atlamış durumda olabiliriz bazen.
bir insanı insan yapan, kendisiyle birlikte içine doğduğu kültür, aile, arkadaş yani sosyal çevresidir de aslında. her ne kadar insan özünde yalnız olsa da sosyal olmaktan; iki insan yüzü görmekten kopamaz. insan olmanın fıtratından mütevellit başka insanlara maddi ve mânevi mutlaka ihtiyaç duyar.
işte tam da ortalama 70 yıllık bir ömrümüz boyunca yüzlerce/binlerce ve hatta onbinlerce insanla bu içgüdüyle etkileşimde oluruz. bu ömür sürecinde, bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir yanlış insanlar. pastanın en büyük dilimini alıp kendilerini mutlu ederlerken seni aç, tatsız, tuzsuz, neşesiz bırakırlar. hesap yapmazlar. varlık nedenleri, başkalarının yanlışları üzerinden beslenmeleridir.
insanlar üzerinde gözlem yapmayı seven biriyim. zaman zaman kendi hayatıma ve başkalarının hayatına şöyle bir bakıyorum. iki tarafta da öyle acı manzaralar görüyorum ki...
yanlış arkadaşlıklar, uyumsuz evlilikler, uyumsuz çocuklar, yanlış iş arkadaşları, yanlış ilişkiler, yanlış akrabalık bağları, yanlış yol arkadaşlıkları ve daha yanlış bir sürü şey.
doğru ilişkiler; tesâdüflerden bile daha azlar.
sizi olur olmaz yargılayan, hatayı her zaman sizde arayan, "iyiliğinizi düşünmek" adı altında eksik hissettiren, ket vurduran, hayatınızı bloklayan, enerjinizi en küçük birimine kadar emen, "ben demiştim/biliyordum " demek için bekleyen, çözüm değil sorun arayan, zorla��tıran insanların hepsi, geç kalmadan temizlenmesi gereken kocaman birer yanlıştır.
bir insanın başına gelecek en büyük felalettir yanlış insanlarla bir ömür geçirmek. çıkışı çok azdır, çıkmaya enerji yoktur ki çıkılsa bile hasarsızlık neredeyse imkansızdır, telâfisi güçtür ve ikâmesi yoktur. yaşanılan hayatın doğruluğuna inanmaktan başka "yanlış" bırakmaz elde.
Çünkü geç kalınmıştır ve en kötüsü de geç kalmaktır..
0 notes
Text
"sanki tüm hayatım boyunca yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim" der nietzsche.
0 notes
Text
0 notes
Text
Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak... Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz...Sokağa fırlayacaksınız...Sokaklar da dar gelecek...Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi...Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü...Kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksiniz...Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan...‘‘Önemli olan sağlık.’’ ‘‘Yaşamak güzel.’’ ‘‘Boşver, her şey unutulur.’’Siz hiçbirini duymayacaksınız... Gözyaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz. O'ndan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz...Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz...‘‘Ölüme çare bulundu’’ ya da ‘‘Yarın kıyamet kopacakmış’’ deseler başınızı kaldırıp ‘‘Ne dedin?’’ diye sormayacaksınız...Yalnız kalmak isteyeceksiniz...Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...İkisi de yetmeyecek. Geçmişi düşüneceksiniz... Neredeyse dakika dakika... Ama kötüleri atlayarak... Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz... Gittiğiniz yerlere gitmek...Bu size hiç iyi gelmeyecek... Ama bile bile yapacaksınız. Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksınız... Aslında kurtulmak istediğiniz halde, o acıyı yaşamak için direneceksiniz.Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz...Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz...Herkesi ona benzetip...Kimseyi onun yerine koyamayacaksınız...Hiçbir şey oyalamayacak sizi...İlaçlara sığınacaksınız... Birkaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan... Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek... Boğazınız düğümlenecek, dinleyemeyeceksiniz...Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...Sabahı iple çekeceksiniz... Bazen de ‘‘Hiç güneş doğmasa’’ diyeceksiniz.Ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler...Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksiniz...Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz... Nafile... Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...Rüyalar göreceksiniz, gerçek olmasını istediğiniz... Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz...Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz... Aramayacağını bile bile... Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek... Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla...Yüreğiniz burkulacak...Canınız yanacak...Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz.Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinizden...Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız... Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz...Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz... Onunla hiçbir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek...Ama bir umut... Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu... Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak...Gel gitler içinde yaşayacaksınız...Buna yaşamak denirse...Razı mısınız bütün bunlara? Hazır mısınız sonunda ölüp ölüp dirilmeye? O halde áşık olabilirsiniz. Ama ben hiç tavsiye etmiyorum. Şu günlerde bu durumda olan birini seyrediyorum zira... Dayanılır gibi değil.
0 notes
Text
Herşey üst üste gelir..
Şimdi sadece geceleri yapa yalnız ve yalın ayak..
Anlayabildim şeyler var
Şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var.
Bütün çaresiz insanlar gibi..
Yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir..
Beşikten mezara kadar..
Karanlıkta herkesle çarpışabilir insan..
Yalan mı ? söylüyorum sana..
Affet beni kızım affet !
Bir sürü doğru söyledik ;ama burnumuz hiç kısalmada ki kızım..
0 notes
Text
Kapıya kadar itildikten sonra, kapıdan çıkmak sizin suçunuz değildir.
0 notes
Text
Kırılan kemiklerim olsaydı geçerdi. Güvenim kırıldı, hayallerim kırıldı, umutlarımız kırıldı. Geçmiyor..
0 notes
Text
Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi.
Bilmez ki sorsun, bilse sorardı.
Sadi Şirazi
0 notes
Text
Dostoyevski'ye göre: "Her şeyi fazla anlamak psikolojik bir hastalıktır."
0 notes
Text
0 notes
Text
İnsanların mutsuz olacağı konuşmaları yapıp en çok mutlu olmanı ben istiyorum diye bitirmeleri kötü bir paradoks 
0 notes
Text
İnsan yalnız kaldığına değil de yanlış insana kandığına üzülüyor..
L.L.
0 notes
Text
Müebbet hapisteyim de plastik bir kaşıkla çıkar yol arıyor gibiyim. Cezam bitmez de tek umudum plastik kaşık o da kırılmaz inşallah.
0 notes
Text
Eğer yol yanlış ise, rehber bir işe yaramıyor. Kafeste dünyaya gelirsen kanat bir işe yaramıyor. Yük ağırdır şu divanelerin omuzlarının üstünde. Başta akıl yok ise baş bir işe yaramıyor.
El öpme sayesinde herkese mevki makam verdiler. Okuyup eğitimli olmak bu ülkede bir işe yaramıyor. Hırsız ve ev sahibi aynı sofrada oldukça. Kapıya ve cisme, kilit ile zincir bir işe yaramıyor.
Ey şair, daralmış olan gönlün neyi istiyorsa söyle ama Eşşeğim kulağına Yasin okumak bir işe yaramıyor.
0 notes