#ben iyi de değilim
Explore tagged Tumblr posts
ikdlin · 2 years ago
Text
niye arkadaşlığımız bitirmiş biliyor musunuz onu engellediğim için
3 notes · View notes
yalnizdolunay-7 · 2 months ago
Text
Artık biri benimde sustuklarımın farkına varsın istiyorum.
33 notes · View notes
cikmazsokagim · 4 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
günaydın, doktor abimi bugün de taburcu etmezse diye taburcu etmeye gidiyorum.
11 notes · View notes
reallysngss · 8 months ago
Text
İyi geceler. Böyle bir şey mümkün olmasa da.
2 notes · View notes
defnekalbim96 · 2 years ago
Text
Dğnyanın anasını sikmişler bence hamile kadınlar dışında herkes intihar etsin ve doğan çocukları bilinçli bi şekilde yetiştirsinler
9 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 2 years ago
Text
Bir şeyler demek istiyorum ama ne diyeceğimi bilmiyorum
3 notes · View notes
dususbitti · 2 years ago
Text
utanıyorum, tamamen utanç duygusu içindeyim
4 notes · View notes
bozusuruz · 2 years ago
Note
Biraz trajik, ama samimi bir dilek olurdu. Arkadaşlıktan beklentim hiçbir zaman olmadı ama yinede merak ediyorum arkadaşın olduklarına emin misin? Lanet olsı gecmis tecrübelerime dayanarak söyle düşündüm, sakacı tarafın ve gercekci hislerini ayırabilecek kadar seni tanıdıklarına emin değilim. Bu yinede onları arkadaş yapar mı? Belki arkadaş yapar. Ama ötesi olmaz sanırım. Bilemedim, kendini fazla kötü hissetmemişsindir diye umuyorum. Zor da olsa.
Arkadaşım olduklarına sonuna kadar eminim. Hatta arkadaşımdan çok ailem gibiler bazı zamanlarda ama konu onlar değil zaten. Kendini anlatmadan insanların seni anlamasını beklemek çok ütopik bir şey
0 notes
hataysekshikayelerisblog · 3 months ago
Text
Çok Hızlı! (13) (Orhan 36 Y., Bursa)
Sabah kalkınca da cenazem olduğunu söyledim Genel Müdürlük'teki müdürüme, izin aldım. Sabah gidip cenaze işlemlerini hallettim. Behiye sadece arabada oturup, bana her gittiğimiz yerde bir tomar para verip, iş hallettiriyordu. Mezarlıkta kazacak elemanlara 100'er dolar vermemi söyledi. "Manyak mısın, tüm mezarlığı başımıza mı toplayacaksın?" deyip, cebimden 3 kişiye birer paket sigara parası verdim. Sela okuyacak hocaya da para verdirdi, para saçıyordu sevincinden. Eve gittik, helallik verdik kapı önünde. Adamın cenazesini 20 kişi gömdük, hafızları falan ayarlamıştım. Lahmacunu söyledim, ayranı, şekeri, her işe yetiştim. Çoğunu da telefonla hallettim. Lokantacımı aradım. Akşam için 20 kişilik yemek söyledim birkaç çeşit, kim ne yerse diye.
Cenazeden sonra Behiye ablayı evine getirdim. Karım yanında kaldı, ben eve geçtim. Birkaç kadın vardı içerde, gözüm kaydı, kadınlardan biri Fatma idi. Kayınpederle oturduk. Bir saat sonra karım geldi. Çocuğu emzirip, "Hayatım, Behiye abla birşeyler diyor?" dedi. "Evet!" dedim. Kayınpeder, "Hayırdır oğlum?" dedi. "Baba arabayı değiştirdim ben, biraz param vardı, benim arabayı verdim, biraz da kredi çektim, yeni araba aldım!" dedim. "Hayırlı olsun evlat! Hesap numaranı söylesene?" dedi. "Hayırdır baba?" dedim. "Kenarda birikmiş 10.000 Dolarım var, geçeyim hesabına, kapat kredi borcunu!" dedi. İçimden, (Ooooo iyi yere tezgah açtık!) dedim. "Baba, birşey danışayım o zaman..." dedim. Kaynanamla karım da geldi. "Behiye abla, dün akşam hastanede ve bugün bu işlerde becerimi görünce bana iş teklif etti..." deyip, detaylı bir şekilde anlattım. Sikiş kısmı hariç :) Bunu yazılı bir sözleşme haline getireceğimi, cayma bedeli diye her iki tarafı bağlayacak, mesela 100.000 Dolar gibi bir rakam koyacağımı da belirttim.
Karım, daha çok zamanım kalacağı için kabul etmemi istedi. Kayınpeder de, "Bence de mantıklı!" dedi. Akşam yemekler geldiğinde Behiye ablalara geçtik. Hacer teyze, Ümit, Güzin, Fatma, Dr. Ahmet, Merve, karım, kayınpeder ve kayınvalide bir de merhum Mehmet amca'nın ablası olan kadın vardı. Fatma'yı nerden tanıdığını bilemiyordum. Ama Behiye abla açıkladı, "Fatma'nın rahmetli kocası ile Mehmet kadastroda beraber çalışırlardı, sonra emekli olunca da beraber bir süre müteahhitlik yaptılar!" diye tanıttı tanımayanlara. Masada 12 kişiydik 4 tanesi erkek, 8 tanesi kadın ve ben bu 8 kadından 5 tanesini sikmiştim :)
Ertesi sabah herzamanki saatte işe gittim. İstifa dilekçesini yazdım. Behiye abla ile yolda telefonla konuşmuştum, "İşi bıraksam bile ihbar süresi var!" diye. "Kaç paraysa ver parasını, hemen bırak işi!" dedi. İhbar tazminatını hesaplayıp muhasebeye gidip makbuzla yatırdım. Herkesle vedalaştım. Sevgi nerdeyse ağlayacaktı. Ona usulca, "Manyak, daha serbest olacağız, rahat ol!" deyince bir an gözleri parladı.
Öğlen eve gittim. Karım Behiye abla ile konuşmuş. Behiye abla, "Kızım siz gidin tatilinizi yapın, biz Orhan'la şu ölüm veraset vs. işlerini halledeceğiz zaten, meşgul olacağız!" demiş. Kayınpeder de yazlıktaki okey arkadaşlarını özlemişti, toparlanıp yazlığa gittiler. Ben de merhum Mehmet amcanın ablası olan 80 yaşındaki kadını evine götürdüm. Kadın yolda, "Bu behiye çok çekti bizim huysuzdan, azıcık rahat etsin bari garibim!" dediğinde hayret ettim.
Geri dönerken Fatma'yı aradım. "Buyur kocacığım!" diye açtı telefonu. "Geliyorum!" dedim, "Tamam!" dedi. Yine değişik birşeyler giymişti. Üzerinde bustiyere benzer kadife bir sütyenimsi ama göbeğe doğru inen kumaşı olan (ilk kez görmüştüm), altında yine siyah deri gibi bir G-String vardı. "Kocacığım gelmiş!" dedi. Rolünü sevdiğimi bilerek, "Ama pezevengim bugün yok, spaniyi ben alacağım!" dedi. Çıkarıp 100 Dolar koydum Portmantoya. "Oooo, başka müşteri almam bugün!" dedi. Hemen sikişe başladık. Amından ve götünden siktim. Bana, "Orospunu sen sat, pezevengimden memnun değilim, yeterince müşteri bulamıyor, bu amcık yaraksız kalıyor!" diye diye boşaldı ve boşalttı...
Fatma'yı oturttum karşıma, birer sigara yaktık. "Anlat bakayım Mehmet amca ile kocanı!" dedim. "Haa, beraber kadastroda çalıştılar, sonra da bu binayı yaptılar, binanın bu benim oturduğum kısmı benim, karşı daireler yukarı kadar Behiye'lerin, aşağıdaki dükkanlar da aynı. Kocam Mehmet'in birkaç yamuğunu yakaladığı için, bana bukadar yeter deyip ortaklıktan ayrıldı. Mehmet devam etti!" dedi. Ben de olayı anlattım ve "Behiye abla işlere yetişemiyormuş, onun için çalışmamı istiyor!" dedim. "Oooo desene kervana o da katıldı!" diye gülmeye başladı. "Yok be!" dedim. "Hadi hadi!" dedi, sonra da, "O kadın çok tehlikelidir, ama tuttuğunu da çok tutar. Gerçi kadın çok çekti Mehmet abiden, o yüzden ne yapsa hakkıdır!" diye de ekledi. Herkes seviyordu Behiye ablayı demek ki.
Sevgi de, Fatma da bahsetmemişti daha önce, ama Sevgi Fatma'nın kiracısıydı. Fatma'nın anlattığına göre, Mehmet amcanın ablası çok zengin bir adamla evliymiş, bir oğlu varmış, o da ticaret yaparmış, ama 3 yıl önce Yatıyla açılmış Gemlikten, Mavi yolculuğa çıkıyormuş, Yat batmış, kurtulan olmamış. "Hatice teyze birdenbire çöktü bu olaydan sonra, kocası da 6 aya kalmadı kahrından öldü. Şimdi onun malını mülkünü kim idare ediyor bilmiyorum, ama duyduğuma göre Behiye'deymiş vekaletler!" dedi. Fatma'ya teşekkür edip çıktım ordan...
Kendi evime geldim. Behiye ablanın zilini çaldım. Kapıyı açınca, "Muhittin burda!" dedi. Ama ikisi de giyinikti. Muhittin'e, "Sen git aşkım, bizim iş konuşmamız lazım, ben sana geleceğim en kısa sürede!" dedi. Koridorda eline sarı bir zarf verdiğini gördüm.
Muhittin gittikten sonra, bir muhasebecinin adını ve telefonunu verdi ve "Şimdi bu yavşağı aradım, senin evrakları alacağını söyledim. İlk önce öyle bir yer bulacaksın ki, ön tarafı büro olacak. Nasıl halledersin bilmem, arka tarafı tam teşekküllü daire olsun ki, misafirlerini ağırlayabilesin. Aradan gizli bir kapı yaptır, ama dairenin asıl giriş kapısı arkadan olsun, iki taraf ta birbirini görmesin, iki tarafında da park yeri olsun. Gerekirse arsa bul ve inşa ettir, ama çok hızlı davran, kaç para gerekirse harca!" dedi.
Sonra kalkıp, beni yatak odasına götürdü, kasayı açtı. 100.000 Dolar çıkarıp verdi. "Kasanın şifresi bu, ne kadar lazımsa gelir alırsın!" dedi, evin anahtarını da verdi ve "Bir de genel vekalet çıkartalım sana!" dedi. Hatice teyzeyi sordum. "O işler sonra, önce kendimizinkiler, sonra onu da anlatacağım. Nerden duydun?" dedi. "Senin Fatma!" dedim. "Benim Fatma, aaaa! dedi. Kadınla her hikayeyi anlatmıştım, ama yerini yurdunu söylememiştim. "O yapmazdı! Ona kaç kez dedim kocası ölünce, bulalım sana birini diye, ama kabul etmedi!" dedi. Ben de gülerek, "Ama ben yaparım!" dedim. "Beni Muhittin'e götür şimdi!" dedi. Götürüp bıraktım.
Aklıma Sevgi geldi, "Yalnız mısın?" dedim. "Fatma abla var!" dedi. "Daha iyi, geliyorum!" dedim. Birkaç bira aldım. Gidip Fatma ile Sevgi'yi evire çevire siktim. Bu kez onlar beni Jigolo olarak kiralamış rolü oynadılar ve gündüz bıraktığım 100 Doların üstüne bir 100 Dolar daha alıp çıktım.
Ertesi gün kalabalık olmayan bir yerde kiralık bir bina buldum. Bitişik nizam, 2 katlı, çift daire bir binaydı. Anında istenilen parayı verip kiraladım, tüm binayı satınalma opsiyonlu olarak. Hemen mühendis arkadaşımı çağırıp, ne istediğimi anlattım. Binanın iki tarafında da bahçesi vardı, oraları açtırıp otopark planladık. Planda, binanın giriş kapısının tersindeki dairenin dış duvarlarını yere kadar indirip, o dairenin iki odası ve salonunu, banyo tuvalet ve mutfağından oluşan bir büro, ileride lazım olur diye üst kata da bir merdiven koydurttum arka odadan. Merdiven altına bir dolap isteyip, arka odaya geçen gizli bir geçit koydurdum plana. Büronun ve üst katının bina içine açılan kapısını iptal ettirdim. Arkadaki daireyi de aynı şekilde altlı üstlü planladık.
Mühendis arkadaş ustabaşını çağırdı. Tüm yenilemeler vs. kaç günde biteceğini sordum. 1 ay dedi, fiyat çıkardı. "Gerkirse fazla adam çalıştırın, 10 gün sonra, yani 11. gün sabahı gelir içeri girerim!" dedim. Paralarını fazlasıyla vereceğimi söyleyip, çıkardıkları rakamın tamamını avans olarak verdim. Usta, "Tamam abi bu paraya!" dedi. Mühendis arkadaşa da izinler, hesaplamalar ve çizimler için istediği parayı fazlasıyla verdim.
Akşam gidip Behiye ablaya durumu aktardım. "Aslanım benim! Benim de sana bir sürprizim var!" dedi. Az sonra kapının zili çaldı. Behiye abla kapıyı açmaya gitti. "Abla beni çağırmışsın?" dedi tanıdık bir ses. Behiye abla da, "Geç Güzin, geç!" dedi. Güzin beni görünce kıpkırmızı oldu. Oturduk karşılıklı. "Kalk hepimize birer kahve yap bakalım!" dedi. Sonra telefonla birini arayıp, "Yarın işin var mı? İyi, saat 10:00'da hazır ol, kapıdan alırım!" dedi.
Güzin kahveleri getirdi. "Güzin kızım, Orhan yeni bir işyeri açıyor, benim işlerimi takip edecek büro olacak, oranın temizliğini yapacak, Orhan olmadığında çekip çevirecek, ağzı sıkı bir bayan personele ihtiyacı olacak, sen de kıt kanaat geçiniyorsun, orda çalışmak ister misin? Çay kahve yapar, temizlik yapar, telefonlara bakarsın. Sana ayda 500 Dolar da para. Kocana ne kadar teklif ettiler dersin sen bilirsin. Orhan sigortanı da yapar. Ama üç şartım var. Orda duyduğun gördüğün herşey orada kalacak, kimseye bahsetmeyeceksin. Açılacaksın, Orhan orada giyeceğin kıyafetleri sana temin eder. Son şartım da, ailen dahil kimse ziyaretine gelmeyecek, kocan gelecekse bile aramadan gelemeyecek. Bunları kocana nasıl anlatırsın bilmem!" dedi.
Güzin, "Abla, Ümit zaten kapanmamı istemedi, ben baba evinde öyle gördüm diye kapalıyım, o kolay dedi. Sır tutma konusunda sıkıntı da olmaz. Diğer mevzuyu Ümit'e nasıl açıklarım bilmiyorum..." dedi. O arada ben lafa girdim, "Çok misafir gelip gidiyor, Orhan bey ve Behiye abla kişisel misafirimin olmasını istemiyorlar dersin!" dedim. Behiye abla da gülerek, "Şimdi paranın ve sigortanın yanı sıra, Orhan istediği sürece rahat rahat da sikişeceksiniz! Şimdiden avans ister misin? Hadi Orhanım al götür yatak odasına, ver avansını orospunun!" dedi.
Güzin'in alıp yatak odasına geçtim, fakat kapıyı kapamadım. Üst kısmını soyup, cebimden çıkardığım paraları sütyenine kıstırdım ve "Al sana geçenki vizite ücretinin 4 katı!" dedim. Güzin sanki gidip staj görmüş gibiydi, değme orospulara taş çıkarıyordu. Güzel bir sakso faslından sonra sikişe başladık. Güzin sırtı bana dönük halde yarağımın üzerine oturmuştu. Her oturuş kalkışında göt deliği gözümün önündeydi. "Bana bak!" dedim, dönüp baktı, ama harekete devam ediyordu. O halde fotosunu çektim. Sonra orta parmağımı göt deliğine geçirdim. "Ohhhhh!" diye inledi. O anda Behiye abla yatak odasına geldi, çırılçıplaktı. Eğilip Güzin'i dudaklarından öpmeye başladı. Sonra da elinde tuttuğu simsiyah en az 30 cm'lik, taşakları da olan vakumlu yapay Zenci yarağını Güzin'in ağzına uzattı. Bir eliyle de Güzin'in göğüslerini okşamaya başladı...
Güzin ağzında Zenci yarağını iyice ıslatınca da, Behiye abla ağzından çekip bana uzattı, "Al bunu sok orospunun götüne!" dedi. Güzin gözlerini faltaşı gibi açıp, "Ama abla..." dedi. "Sus kız orospu! Vermedin mi aslanım bunun vizitesini?" dedi gülerek. Parmağımı çekip damarlı Zenci yarağını göt deliğine dayadım ve neredeyse kafası dahil 4 parmak kadar soktum. Güzin öne doğru fırlayınca yarağım amından flop diye çıktı. Ama götüne giren girmişti. Behiye abla uzanıp yarağımı Güzin'in amcığına yeniden yerleştirdi. Güzin, "Ahhh, yırtıldı götüm, ama çok iyiymiş, offf!" diye hem inliyor, hem orgazm oluyordu. Amındaki yarağımı hiç kıpırdatmıyordum, ama Zenci yarağı neredeyse yarısına kadar götünde çalışıyordu.
Güzin, "Offf, bu nasıl zevk böyle!" diye inleye inleye orgazm olurken, ben de arada kalçalarını tokatlıyordum. Güzin, "Ohhh, abla ben bu yaraklara istediğimde sikilip, bir de üstüne para mı alacağım? Abla ben üste verirdim!" deyip Behiye ablanın dudaklarına yumuldu. "Teşekkür ederim abla, teşekkür ederim Orhanım!" diye diye orgazm oluyordu. En sonunda bacaklarıma yığılıp kaldı ve Zenci yarağı götünden çıktı. Yarağımı amından çektiğimde, bacaklarımdan yatağa devrildi, bayılmıştı. Yaraktan bayılanı ilk kez görüyordum, ne yapacağımı bilemedim. Behiye abla, "Boşver orospuyu, ayılır şimdi, gel sen!" dedi, Güzin'in yanına uzandı, bacaklarını baldırlarından tutup kaldırdı, "Sok aslanım!" dedi. "Bunu mu, bunu mu?" dedim. "İkisini de :)" dedi.
Güzin ayıldığında, ben Behiye ablanın amındaki yarağımı pompalıyordum, Behiye abla da alttan tuttuğu Zenci yarağını benimle ters hareketle kendi götüne pompalıyordu. Güzin'e, "Bak bunlar böyle yenir, öğren orospu! Aval aval ne bakıyorsun, memelerimle ilgilen, hadi!" dedi. Güzin uzanıp Behiye ablanın göğüslerini emmeye, ısırarak somurmaya başladı...
Artık dayanamıyordum. Döllerimi Behiye ablanın göbeğine doğru fışkırtırken, Behiye abla Güzin'in kafasını tutup, Güzin'in yüzünü döllerime doğru çevirdi, saçlarına ve yüzüne boşalmamı sağladı.
[Orhan]
120 notes · View notes
chaoticdreamfart · 6 months ago
Text
Fatma Şahin...🤘
Dardayım bu sene türküsünü 🙃
Tumbir Ailem 😁
Armağanım olsun 🌾
İyi dinlemeler 😏
Beğeniler için çok 🤣
Teşekkürler ediyorum 🤪
PRENSES 👰
Delikanlı kız diyor 😁......✍️
👇Tunaydinlar 🌄
Tumblr media Tumblr media
Seven canlara Takipçilerime gönül dolusu sevgiler saygılar kocoman tşk ediyorum 🤪
Bişi da solimmi maske arkasından gizli gizli profilimi takip edene ayyy cuculerim sizide seviyorum 😁
Haa koçum benim 🙃🤣
Ayyy bu sözü çok seviyorum 😁
Beni takipten çıkana ve artı engel atana sadece gülüp geçiyorum 😂😁 ayyy oğul 🤭🤪
Neden engel neden takipten çıkmak demem o ki herkesin yüzüne soli verin benim 🙃🤣
Benim gibi gibi 😁😁
Benim kimseye bir kirici lafım yok varse meydan burda ay amanın tek kelime benden gidenin yolu açık olsun 😁 gelen de hoş geldi sol yanıma🤭ve evime 🤣
Canınız sağolsun 😏
Ben kendi halimde biriyim.
Günün 24 saati burda değilim
Çalışanın iş yerlerim elamanlarim var hem görev hem iş yerlerim çalışan elemanlarim firsat bulunca size de gelip beğeni yorum yapıyorum Tumbir Ailem 😁
Saygılar sevgiler doslar 😁
PRENSES 👑
Delikanlı kız diyor😏
.👍..😁..🤘.. ✍️
Tumblr media Tumblr media
Huyumu bilmeden yuzgarima kapılma aslan parçası 👌ben senin sanalda bulup üç gunde dize getireceğin üçüz kadınlardan değilim kendini şeytanla düet yaparken bulursun🫵
Bu sözüm o fındık kadar beyninize not alın bir
Zahmet 🤣
PRENSES 👰
Delikanlı kız diyor 😁
👍...✌️...👌...✍️
Tumblr media
PRENSES 👑
Delikanlı kız 😁
155 notes · View notes
sertkiz · 12 days ago
Text
HAYIRLI BEREKETLİ CUMALAR 🙏
SAĞLIĞINIZ DAİM OLSUN
Tumblr media
Günaydın 🌄
Doslar sadece pay yaptım tumbirde
Değilim müsait olunca bakicam
Teşekkür ediyorum 🤗
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Bir not
Beni salak yerine koyduklarını sananlara sözüm yapmayın benim
Artık kaybedecek hiç birşeyim
Yok tamir olmayacak şekilde kirarim
Bakın beni salak yerine koyanlara sesleniyorum
Burda kimin ne bok oldunu çok iyi biliyorum
Hele evli baylar bayanlar
Sız çocuklarınıza eşinize boynuz takan karaktersiz onursuz vijdansiz adı pislikler lan utanmiyormusunuz burda gelip bekarım diye salya akitiyonuz
Ne bok yerseniz yiyin benim damarıma ola sakın basmayin
Epeyce ilerlediniz köpek gibi önünüze çıkana havlamayin
Ayıp be çok ayıp
Çoğu kişiler bilir belki 😂😁
Pc bir uygulama var
Ben indirdim ve burda kim erkek bayan kılığına girip kim bayan erkek kılığına girip kim evli nerde yaşıyor hepsini o uygulam Soli demem o ki akıllı olun önünüze çıkan her kişiyi gevşek zannetmeyin
Ha bu arada bu tür düşünenler
Gevseğin en önde giden zavallının tekisiniz bilin istedim
Sadece karaktersizlere bu sözlerim
Bilmem anlata bildimmi👈
Çok şey var dökecek her şeyin
Zamanı var ben de
Acele yok👈
😁😂🤣😄😁😉😂
Tumblr media
PRENSES 🌺
DERİN 🪻 KARACA
Tumblr media
106 notes · View notes
solukcicek · 4 months ago
Text
...Sadece nefes almam yetiyordu onlar için, ama denizin en dibinde nefes almak ölmek demektir. Ben denizin dibindeki ölümü bekleyen Denizin Kızı'yım. Sen de mavinin gökyüzü, sen beni görüyorsun ne de ben seni, ama duyuyorsan beni. Ben çok yoruldum, al beni yanına çünkü soluyorum. Soluyorum ben, bana bıraktığın rengim soluyor. Özür dilerim benim dokunduğum her şey soluyor, acı bulaşıyor ve ölüyor. Sen gittin ya, niye gittin? Ben sana dokunmadım bile, niye gittin? Ah, bak, sen varsın yine, senin ismin dilimde yine. Belki iyi bir kardeş değilim, ama ben seni denizin dibinde boğulmayı göze alacak kadar seviyorum. Sen görmesen de olur, ben senin bana bıraktığın savaşta göz yaşlarına direnerek savaşıyorum. Pamuk şekerler için ağlayan çocuk değilim artık, ya da yaptığım gemiler suyun yüzeyinde kalmayınca batınca suda değil, yaptığım gemilerde suç olduğunu öğrendim. Düşünce ağlamadan kalkmayı, yaralarımı sarmayı öğrendim. Büyüdüm ben ve sen yoktun.
#kalbimdekimaviyara...
123 notes · View notes
yurekferahligi · 2 months ago
Text
17.09.2024
eşimle tanışalı 4 yıl oldu. ilk yıl yan yana ikinci yıl o erzincan’da ben sakarya’da diğer sene istanbul bu sene de kocaeli’de geçti. kısa zamanda ne çok şey yaşadık kimi zaman inişler çıkışlar olsa da ona sırtımı yaslayabildiğim için ve içimden ne geçiyorsa o an söyleyebildiğim için çok şanslıyım. her zaman diyorum o benim iç sesim çoğu zaman ikimiz de aynı şeyi düşünüp birbirimize söylediğimizde ben de onu düşünüyordum tam da aklımdan o geçiyordu diyoruz. en yakın arkadaşım, birlikte çok gülüyoruz onu çok dinliyorum ben pek konuşmam ama onu hep dinlerim o da bana sorar ya da bazen içini döker sonrasında bu konuşma sana iyi geldi mi derim tabii ki rahatlamak için konuştum seninle der ve mutlu olurum onu rahatlatabildiğim için. ben bazen çok üzülürüm beni bir tek o rahatlatır hep varlığına şükrederim. ben onun sesinden bir bakışından anlarım her şeyi, bir tabak daha ister misin sorusuna yok dediğinde aslında evet ya biraz daha koyar mısın diyeceğini bilirim mesela birazdan. etrafa bakındığında çay kaşığını gider getiririm. bazen kızarız bazen söyleniriz bazen üzülürüz bazen ağlarız. sevmeyeceği istemeyeceği şeyleri bilirim hiç ısrar bile etmem. bazen kızarım çok kızarım ama onsuz uyumam. bana öğrettiği içinde bulunduğum evliliği bana sevdiren iyi hissettiren oydu, ben onunla yol almayı yürümeyi koşmayı bazen mızmızlanmayı çok sevdim. sevgisini kalbimde hep sıcacık hissettim. onun davranışlarıyla hep gurur duydum, bana hep evimdeymişim ait olduğum yerdeymişim gibi hissettirdi dört yıl önce bugün bile. üstesinden geldiğimiz evlilik hayatı bazen zor olsa da onunla her şey çok güzel çok daha kolay ee sanırım ben de fena değilim :))
65 notes · View notes
sertsiken0606 · 2 months ago
Text
Merhaba Hasan. Ben Pınar sıradan bir kadınım 166 boy 60 kg her şeyi normal ne kadar süslensemde olmayan bir kadın. Şuan 32 yaşımdayım. 29 yaşıma kadar bekar olarak takıldım . Sizlere şuanda ki kocamla yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Yeni evlenmiştik balayına gittik 17 gün yataktan hiç çıkmadık desem yalan olmaz. Dönüş yoluna çıkmadan kocamla son kez seks yapalım dedik ilk defa beni başka bir adam tarafından sikildiğini hayal et dedi tokatı yapıştırdım hayal aşkım gerçek değil ki dedi resepsiyonda gördüğüm çok yakışıklı bir çocuk vardı onu hayal ederek sikiştik. Sanki eşimde bende daha iştahlı sevişmiştik. Yola koyulma vaktimiz gelmişti aracımıza binip yola çıktık Eskişehir yakınlarında aracımız su kaynattı eşim pek anlamaz tamirci çağırdı 1 2 saat sonra çekici ile tamirci geldi o kadar yakışıklı bir adam daha önce hiç görmedim 190 vardır diye tahmin ediyorum iri yarı ama çok nazik biri. Aracın motoruna su karışmış motor inecek rektefiye edilmesi gerekir dedi aracı çekiciye yükledi kocam çekiciye oturdu ben kendi arabamızda biraz ilerledik aklıma birden son sevişmemiz ve o sevişmede hayal ettiğim resepsiyon görevlisi geldi o tamirci kadar yakışıklı değildi elim eteğimin arasından amıma girdi okşamaya başladım hayal ederek 2 kez orgazm oldum oturduğum koltuk am suyumla ıslanmıştı tamirhaneye gelmiştik gözümü adamdan ayıramıyordum o ne tarafa dönerse o tarafa bakıyordum kocam yanıma geldi çok yakışıklı bir adam değilim mi aşkım dedi hı hı demişim güldü kulağıma eğilip ne dersin bu gecede bunu hayal ederek sikişelim mi dedi olur dedim ama adamla birlikte olmak istiyordum adamın tezgahında fahrenayt06 yazıyordu Ankara lıydı sanırım sordum evet Ankara lıyım dedi bir ara elimi apış arama soktum külotum ıslaktı kocama ne dersin bu adamla hayal değil de gerçek yapsak olmaz mı dedim istermisin gerçekten dedi bende evet çok istiyorum dedim o zaman adama frikik ver siki kalksın sürtün adam azsın dedi bende sen buradayken olmaz adam senden çekinir dedim kocam bir bahane bulup gitti başbaşa kalmıştık kocamın dediğini harfiyen yerine getirdim kimi zaman frikik verdim kimi zaman kalçamı sürttüm adam dayanamadı en sonunda beni bizim aracın arka koltuğuna uzattı eteğimi toplayıp külotunu indirdi amıma dilimi soktu off aman Allahım bu ne biçim bir emmek sanki vajinamı içine çekiyordu zaten orgazm olmuştum adam dilini iyi kullanıyordu titreme geliyordu içimden sikine eğildim pantolonunun fermuarını indirdim ufff kocamın sikinden çok daha uzun ve kalın bir siki vardı masa yokmu yada yatak dedim beni kucakladı üst kata çıkardı üzerimizdeki fazlalıkları çıkarıp artık öpüşerek çekyata uzandık 69 pozisyonuna geçtik ama ağzıma sığmıyordu dondurma yalar gibi yaladım bende biraz sonra tekrar emerim sok artık kökle parçala beni erkeğim ol diyerek ters dönüp domaldım başta yazmıştım 29 yaşıma kadar bekardım ama erkek arkadaşım çok oldu hemen hemen hepsi götümden sikmiştir beni tamirci birden yüklendi omuzlarımdan tutarak yüklendi hepsini soktu canım yanıyordu ama zevkte alıyordum bir süre bu şekilde sikti tam pozisyon değiştirmek üzereydik kocam geldi adam apar topar giyinip aşağıya indi.
46 notes · View notes
l-lavinia · 6 months ago
Text
Boşversene! Ne olursa olsun biz seninle hep ayrılık olacağız. Ben bekleyen sen giden olacaksın. Hangi yara bandı bu kadar iyi geldi yaralarına? Aramiyorsun, sormuyorsun beni. Sanki unutmuş gibisin yaşananları, hayalleri... Yarabandını tutsam açsam. Kavlasa yaran. Tekrar özler misin beni? Tekrar aynı sözleri fısıldar mısın kulağıma? Bugün birçok kere iyiyim yalanını söyledim. İyi değilim. Çıkmıyorsun aklımdan. Hiç istemedin mi bana ulaşmayı? Yıldızları sayarken de mi gelmedim aklına? O parlak yıldız benden sana haber getirmiyor mu? Belki de sen istemiyirsundur haberleri. Bekliyorum yine seni. Peki bu akşam yazar mısın bana? Yazmazsin biliyorum...
68 notes · View notes
endergelisenataklar · 6 months ago
Note
"ender gelişen osasuna atakları" nı açıklar mısın?
"yaşım 32, annemle yaşıyorum. babam da var; ama o oturma odasında yaşıyor. annemle ben salondayız. bir bankada orta kademede çalışıyorum. hiç sevgilim olmadı. bir keresinde, üniversitenin ikinci yılında gönül diye bir kızla yakınlaşmıştım. okul çıkışları yürürdük. dünyayı konuşurduk, sevgiyi konuşurduk, birlikte dans kursuna gitmemiz gerektiğini konuşurduk. iki kez de sinemaya gitmiştik. biri forget paris öteki de braveheart. geceleri uykuya dalmadan önce onu düşünürdüm. sabahları uyandığımda aklıma gelen ilk o olurdu. okul partisinde onu cem’le öpüşürken gördüm, sonra... gittiğim ilk maç fenerbahçe–beşiktaş arasındaydı. 1979 yılıydı galiba. süleyman’ın cemil’i marke ettiği maçtı. sahadaki tek sarışın süleyman’dı, ben de beşiktaş’ı tutmaya karar verdim. insanlar cemil turan, lefter, metin oktay, şeref gibi futbolcuları görüp takım tutar. ben gidip adı şanı bilinmeyen, şu an esamesi bile okunmayan bir defans oyuncusu sayesinde beşiktaş’ı tuttum. bir de çocukken trt’de ilker yasin’in sunduğu avrupa’dan futbol programını hiç kaçırmazdım. ispanyol liginde osasuna diye bir takım vardı. hâlâ var. osasuna denen bu takım diğerlerine nazaran zayıf bir takımdı ve ilker yasin sürekli “ender gelişen osasuna atakları” diyip dururdu. osasuna takımı ender geliştirdiği ataklar sayesinde avrupa’da tuttuğum takım oldu. aynı dönemde liverpool, bayern, nottingham forrest gibi takımlar havada uçuşurken, ben osasuna sempatizanı olmuştum. okuduğum bütün okulları birincilikle bitirirdim. bu çok istediğimden olmadı. yapacak daha iyi bir şeyim yoktu. hep ders çalıştım. futbolcu olmak isterdim; ama mahallede beni pek takıma almazlardı. zaten çok yeteneksizdim. beden derslerini de hiç sevmezdim. uzun mesafeli koşularda diğerlerine kronometre tutarlardı. beden hocası benim koşacağım gün kronometre yerine takvimle gelmişti. herkes çok gülmüştü. ben de çok gülmüştüm. masa tenisinde kimse yenemiyordu ama… çok arkadaşım yok. liseden bahadır var. o da amerika’da şimdi. sürekli çağırıyor; ama gidemem. uçaktan çok korkuyorum. yalnızlık gibi bir sorunum yok. insanlar beni seviyor; ama sadece o kadar. oraya buraya pek çağırmıyorlar. şirket eğlencelerinde yeterince sosyalleşiyorum zaten. çok kitap okuyorum; ama hemen unutuyorum. konsantrasyon sorunum varmış. bunu bir yerde okumuştum. bir de karmaşık insan ilişkilerine bulaşmamak daha iyi oluyor galiba. çok emin değilim; ama içiniz boşalmıyormuş. bunu da bir yerde okumuştum. içiniz boşalmıyor… yani sizi siz yapan özelliklerinizi yitirmiyorsunuz. yani hayat boyu bakışlarınız değişmiyor. çocukken nasıl baktıysanız, hayat boyu öyle bakıyorsunuz. ama itiraf etmeliyim ki bir kız arkadaşım olsa çok iyi olurdu. öyle sevişmek için falan değil, birlikte bir sürü şey yapmak için. ne biliyim, birlikte yemek yapardık, masa tenisi oynardık, kim 500 milyar ister’i birlikte izlerdik. erenköy sahilinde yürürdük. işte böyle şeyler. bir de bol bol konuşurduk. benden yazmamı istediler. yazacak kadar çok şey bilmiyorum ki. ısrar ettiler… peki yazıyim de ne yazayım? kendini yaz, yaşadıklarını yaz dediler. içimden “yaşadıklarımdan ancak kutu oyunu yapılabilir, başka bir halta yaramazlar” demek geldi. sonra düşündüm, herkesin her şeyi bildiği bir ülkede, bir şeyleri bilmemek üzerine ne yazılabilir diye… yazılarımı birileri okur mu diye hep merak ettim, neden olmasın? ender gelişen osasuna atakları beni heyecanlandırmıştı. belki bir gün sizleri de heyecanlandırır."
66 notes · View notes