#Makale
Explore tagged Tumblr posts
Text
7.Sayfa
Maskenin Ardındaki Güzellik
Dilara ile aramızdaki iletişim, hâlâ kısa ve mesafeliydi. Mesajlarına her cevap verdiğinde, sanki hayatımın bir parçasını tamamlıyordu. Ama onunla daha fazla konuşmak, onun hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyordum. Bunun için cesaretimi toplamam gerekiyordu.
Bir gün, onun COVID zamanı çekilmiş maskeli fotoğrafına bakarken buldum kendimi. Gözleri, hâlâ aklımda canlı bir şekilde duruyordu. O kadar güzeldi ki, sanki dünyada başka hiçbir şey bu kadar etkileyici olamazdı. O fotoğrafa tekrar tekrar bakıyor ve içimde bir şeylerin değiştiğini hissediyordum. O gözlerin ardında nasıl bir hayat saklıydı? Onun mutluluğu, üzüntüleri, hayalleri nelerdi? Bunu öğrenmek için yanıp tutuşuyordum.
Bir gün o maskeli fotoğrafına dair bir şeyler söylemeye karar verdim. Ona mesaj attım: “Maskeli fotoğrafında gözlerin gerçekten çok etkileyici görünüyor. Sanki bir şey anlatmaya çalışıyorlar ama ben tam olarak ne olduğunu çözemiyorum.”
Dilara, kısa bir süre sonra cevap verdi: “Teşekkür ederim, belki bir gün çözersin.”
Bu yanıt, hem merakımı artırmış hem de içimde bir sevinç dalgası yaratmıştı. Onunla daha derin bir bağ kurma isteğim giderek artıyordu. Ama hâlâ onun hakkında bilmediğim o kadar çok şey vardı ki… Onun hayatında gerçekten kimler vardı? Kalbinde biri var mıydı? Ben onun hayatında bir yer bulabilir miydim?
O günden sonra onun paylaştığı her fotoğrafı daha dikkatli incelemeye başladım. Sanki her fotoğraf bir ipucu, bir mesajdı. Bu fotoğraflar arasında onun karakterini anlamaya çalışıyor, kalbimin ona olan sevgisini daha da derinleştiriyordum. Ama Dilara, hâlâ bir sırdı; bir o kadar yakın ama bir o kadar da uzak.
Belki de sırlarını açığa çıkarmak için daha fazla beklemem gerekiyordu. Ama beklemek, Dilara için değmez miydi?
#günaydın#artists on tumblr#beautiful#keşfet#amazing beauty#güzel sözler#color photography#yazılarım#anlamlı sözler#makale#books#cemal süreya#şiir#bir şair#dizelerdenkesitler#şairler#sevgi#love#eylül#flowers#visual novel#romance novels#novel writing#graphic novel#novel
38 notes
·
View notes
Text
"Sokrates ironisi bütünüyle istemdışı, buna karşın bütünüyle de bilinçli olarak gerçekleştirilen tek aldatmacadır. Ona öykünmek ne kadar olanaksızsa, onu ortaya çıkarmak da o kadar olanaksızdır. İçinde ona sahip olmayan bir kişi için, açıkça tanımlansa bile, bir bilmece olarak kalır. Ancak onu bir yanılsama olarak görenleri; ya tüm dünyayla kötücül biçimde alay etmekten keyif alanları ya da kendilerinin de pekâlâ o dünya içinde bulunabileceğini hissedince öfkelenenleri yanılgıya düşürür. Ondaki her şey #şaka olmalıdır ve her şey ciddi olmalıdır; her şey açıkyüreklilikle ve tamamen kapalı biçimde ortaya konmalıdır. O yaşamın sanatsal anlamıyla bilimsel aklın birleşiminden, yetkin bir doğa felsefesiyle yetkin bir teknik felsefenin bir araya gelişinden doğar. Koşulsuzla koşullu, olanaksızlıkla eşit bir iletişim gereksinimi arasındaki çözülmez çatışma duygusunu içinde barındırır ve kışkırtır. En özgür kuraldışılıktır, çünkü insanın kendini aşmasını sağlar; bir yandan da kuraldışılıkların en düzenlisidir çünkü kesinlikle gereklidir; çok güzel bir simgedir; yavan uyum yandaşları bu süreğen özparodiyi nasıl değerlendirmeleri gerektiğini hiç kestiremediklerinden durmaksızın, bu işten başları dönene kadar ona bir güvenip bir güvenmedikleri zaman, şakanın ciddi, ciddi olanın da şaka olduğunu sanırlar önün de sonunda... #antikçağdaironininortayaçıkışı #makele #ernstbehler
11 notes
·
View notes
Text
"Beyond Limits with Meto: Bir İlham Yolculuğu"
Sınırların Ötesinde Bir Yolculuk
Merhaba! Ben Meto. Hayatın keşfedilmemiş yollarında yürüyen, sınırların ötesine geçmeye inanan bir yolcuyum. Bugün sizinle sadece bir blog yazısı değil, aynı zamanda kendi iç yolculuğumun bir parçasını paylaşmak istiyorum.
Hayatta hepimizin sınırları vardır: korkular, bilinmeyenler, toplumun çizdiği çerçeveler… Ama biliyorum ki, bu sınırlar yalnızca zihnimizde var. Gerçekte hepimiz çok daha fazlasını başarabiliriz. İşte bu yüzden 'Beyond Limits with Meto' var. Burada hayallerimi, fikirlerimi ve duygularımı özgürce paylaşarak kendimi ifade ediyorum.
Neden Yazıyorum?
Yazmak benim için bir ifade aracı, bir özgürlük. Gönüllü bir makale yazarı olarak yazılarımı geliştirirken, iletişim becerilerimi ve kültürel anlayışımı da güçlendirmek istiyorum. Her kelime, her cümle beni hem kendime hem de dünyaya daha yakınlaştırıyor.
Blogum bir nevi günlüğüm. Burada, bazen içimden gelen duyguları, bazen bir hayali, bazen de hayata dair öğrendiğim bir fikri paylaşmayı seviyorum. Çünkü biliyorum ki, bir kelime bile birinin hayatını değiştirebilir.
Amacım Ne?
İnsanlara ilham vermek: Eğer yazılarım bir kişiye bile dokunabiliyorsa, doğru yoldayım.
Hayallerimi paylaşmak: Hayallerimi paylaşarak kendimi tanıtıyor ve başkalarına cesaret vermek istiyorum.
İletişimi güçlendirmek: Yazılarımı geliştirmek ve daha iyi bir anlatıcı olmak benim için bir yolculuk.
Hepimiz aynı gökyüzü altında yaşıyoruz ama bakış açılarımız farklı. İşte ben bu blogla, yeni bakış açıları kazandırmak ve kendi hikayemi sizinle paylaşmak istiyorum.
Birlikte Sınırların Ötesine
Sınırlar, sadece bir başlangıç noktasıdır. Eğer inancımız ve cesaretimiz varsa, o sınırları aşabiliriz. Yazılarımda sadece kendimi ifade etmek değil, aynı zamanda sizlerle bir bağ kurmak istiyorum. Çünkü biliyorum ki, hepimizin anlatacak bir hikayesi var.
Haydi, birlikte hayallerimize yürüyelim ve sınırların ötesine geçelim! 🚀💙
Sevgiler
Meto
Gönüllü Makale Yazarı
#kişisel gelişim#pozitif#ilham#enerji#psikoloji#mutluluk#hayata dair#blog#motivasyon#istanbul#turkiye#makale#hobi
2 notes
·
View notes
Text
Deniz de yıldızlar var, gökyüzünde ise deniz kabukları.
7 notes
·
View notes
Text
ALEMLERİN SIRRI (GAZÂLÎ)
BEŞİNCİ MAKALE
Mülkünü artırmak istersen, diğer devlet adamları ile tanış, her yönden zengin olmaya bak, onları kendine çekmeyi bil!
Eline geçen fırsatları değerlendir!
Eskiler ne demişler:
Rüzgârların eserse, onu fırsat bil,
çünkü her dalganın sonu muhakkak sükünettir!..
«Memleketin ana kilit noktalarına güvendiğin büyük adamlar yerleştir.
Gayene vasıl olmak için emniyet ve huzur köprülerini kur!
Fikirlerini benimseyen bulunursa, onları güzel ilaçlarla besle!
Sonra askerlerin sayısına bak, yakınlarının sayısını da iyi hesapla!
Gelirini, giderini iyi tedkik et! Bir sene içinde orduyu tam üç defa teftiş et!
Öncülerin Güvendiğin insanlardan olmak şartıyla dört yüz kişiden az olmasın..
Bir ülkeye harp ilân edecek olursan gayet temkinli
Olman gerek..
Şayet başın derde girecek olurda bir sıkıntı ile karşı karşıya kalırsan, askerlerini saf saf yaparsın.
Şayet öndeki saf mağlup olursa arkadaki onun yerini alır..
Onları yüksek bir yerden seyret!
Hücuma geçmeden zafer kazanabilirsen ne âlâ hemen zafer bayrağını dikersin..
Sonra kendine en iyi atları ve adamları ayır.
Çünkü hiç belli olmaz, önceden sana hiyanet eden sonradan da hiyanet eder..
SAYFA 30
Askerlerin arasında çok kurnaz kimselerin bulunsun. Daima onlarla şifreli görüş.
Şayet savaşmadan bir ganimete sahip olursan o zaman yine de düşmanlarını göz önünde tut!
Şayet onlarla harp yapmak zorunda kalırsan, acele et.
Belki harbi kayıp ederim diye tereddüt gösterme. Zul-Karneyn'in Dar�� askerine yaptığını düşün!
Onları rasıl perişan edip başarısızlığa uğrattı, ilerledikçe ilerledi.
Atılgan ol!
Geri kalma!
Sefere çıkarken durumu iyice gözden geçir.
Gerekirse harp hayvanlarını çoğaltırsın ya da azaltırsın..
Katilleri iyi tanıyabilecek casusların bulunsun.
Korkaklardan uzaklaş!
Nöbetçilere dikkat et!
Hazinelerini iyice incele noksanlaşıyor mu, yoksa fazlalaşıyor mu, dikkat et!
Mutlaka evlenmek gerekiyorsa, her ne kadar, Şeriat dince zengin olanı tercih et diyorsa da sen, malca, soyca, veya güzellik bakımından zengin olanı tercih et!
Şu da hatırında olsun ki, casusları olmıyan, etrafdan sık, sık haber alamıyan bir kıral, ruhsuz cesedden farksızdır.
Sıkıntılı anlarda lâzım olacak korunma aletlerini ya- nında taşı.
Çünkü başına neler geleceğini önceden kestiremezsin!
Askerlerin arasındaki anlaşmazlığa dikkat et.
Bu anlaşmazlığı küçümseme!
Halk tarafından gönderilen heyetleri kabul et! (dertlerini dinle!)
Fakihleri, fitne ucağını yakacak konuşmalardan menet..
Vezirlerine emret: İnsanların yiyecek, içecek, giye- cek neleri varsa kontrol etsinler. Halkı ürün yetiştirmekten alıkoyma.
SAYFA 31
Çünkü ürün, hem sana hemde insanlara bini hacette lâzım olur.
Tarım isleri ile uğrasmıvanların haline bir bak:
Eğer bu isten, fakirlik dolaysıyla yüz çeviriyorsa ona gerekli araç ve gereçleri temin etmelisin.
Sayet bu, bir zulma uğraması neticesi ise o zaman ona yardım elini uzat!
Nitekim Hind kıralı: «Memleket tavuklarının çokluğu ile iftihar ederim.
Çünkü O, hakimiyet belirtilerin- den bir parçadır..> demiştir.
Öyleyse mülk, çiftçilerle ayakta durabilir.
Çiftçiler olmadan mülk ayakta duramaz..
Evet, Melik, Valilere de dikkat eder; hazinelerini sık sık kontrol eder.
Eğer ürününü başka şey ile satmıya gücü yeterse ve buna imkân bulabilirse bunu da yapar.
Halife Memun ikide bir silahlarını, çadırlarını teftiş ve kontrol ederdi, vekiline bu hususta dikkatli olması için emirler verirdi..
#ÂLEMLERİN #SIRRI
#BEŞİNCİ #MAKALE
#İMAM-I #GAZÂLÎ
5 notes
·
View notes
Text
22.10.2024
Okuması tatlı bir makaleydi, OPN4 genini Adenovirus-Associated Virüs yöntemi ile bu geni olmayan ve görme sorunu yaşayan farelere vererek onlarıntekrardan görme ve birşeyleri ayırt edebilme yeteneği kazanmalarını sağlamışlar. Tedavi uygulanan farelerde neredeyse sağlıklı farelerde gördükleri davranışların aynısını görmüşler, neredeyse...
Güzel bir gelişme. Etik bir problem barındırmıyor, en sonda makalenin artı ve eksilerini tartışıp tarafsız bir yorum yapılıyor.
Okumak isteyenlere link bırakalım:
5 notes
·
View notes
Text
Fregoli Sanrısı;
Kişinin sürekli takip edildiğini ve taciz edildiğini hissettiği bir ruhsal bozukluktur. Hasta, sürekli olarak bu dünyada ya çok korktuğu, ya çok sevdiği, ya da çok nefret ettiği birinin yüzünü görür. (bu yüzden fregoli sanrısı binbir yüz sanrısı olarak da adlandırılır). Herkesin yüzü aynıdır, kişi asla rahat hissetmez. Sürekli izlendiği hissine kapılır. Bu da genellikle intihara yol açar.
4 notes
·
View notes
Text
Aşk bizi hep iyileştirir miydi yoksa zehirler miydi?
Bunun cevabını bilmiyorum bazen bir peri masalında hissedersiniz o masalın prensesi olmuş ve sanki bulutlara kadar yükselmişsinizdir. Bazen de sizi zehirler, can çekişirsiniz. Bir şeyler yapmak istersiniz ama yapamazsınız. İki tarafta kalmak zordur. Sizi bu denli mutlu eden biri daha sonrasında sizi zehirliyorsa kalmak mıydı en doğrusu, gitmek mi? Cevabını hala bulamadığım o güzel soru hep gitmek taraftarı. Geri dönüşü olmayan kararlar vermek sizi boğar ve sıkar.
O kararları siz verin kendi yolunuzu çizin, mutlu mu olucaksin yoksa mutsuz mu?
2 notes
·
View notes
Text
19. yüzyıldan kalma bir İngiliz gazetesi makâlesi bir timsah avını anlatıyor: ''Avrupalı beyaz bir avcı, elinde tüfekle pusuya oturmuş, siyahi bir çocuk ise yırtıcı hayvan için yem olarak kullanılan bir ağaca bağlanıyor.''
Müslümanlara terör ve insan hakları ihlali suçlamasıyla dava açanlar bu Avrupalıların torunlarıdır!
#ingiliz#gazete#makale#timsah#av#avcı#tüfek#pusu#çocuk#hayvan#yem#ağaç#müslüman#terör#insan#hak#ihlal#dava#Avrupa#torun#geçmiş#tarih
15 notes
·
View notes
Text
Aynı döngüyü yaşıyorum sürekli. Bir bekleyiş hali içindeyim. Beklediğim şeye ulaşamadığım bir bekleyiş bu. Sonunda elde ettiğim şey daha fazla boşluk hissi.
Kalbimin yerinde bir karadelik var. Pozitif duyguların hepsini emiyor. Yanında hiçbir cılız ışıltı barınamıyor. Bana bir süpernova lazım. Ancak o zaman kalbimin amansız derinliği ışıltıya sahip olabilir.
Beni her gün patlamaya hazır bir yıldız gibi asice ve korkusuzca sevebilir misin sevgili? Üzerimdeki siyah bilinmeze dayanabilir misin varlığının ışıltısıyla? Beni yeniden güneşe döndürür müsün?
Sana her yazdığımda umut ediyorum. Her seferinde aynı umutsuzluğu yutuyorum. İlgisizliğin midemde gaz yapıyor artık. Acı su canımı yakıyor. Sessiz reddedişlerin ölmek isteyişlerimi güçlendiriyor. Beni vazgeçirecek sebepler bulmakta artık zorlanıyorum.
Kendi içime doğru patlamak üzereyim. İçin için tütüşlerim içerden püskürmeye hazırlanan bir volkan gibi. Kabuğumu parçalamak için can atan bir lava akıntısına dönüşüyor histerim. Gel kurtar artık beni. Izdırabıma son ver. Beni bana yeniden bağışla varlığınla.
#mood#deneme#art#edebiyat#kitap#kitaplar#edebi sözler#edebi yazılar#felsefe#yazı#alıntı#blog#güzel sözler#güzel alıntılar#makale#hikaye#öykü#kısa öykü#edebi#aşk#platonik aşk#acı#hüzün#sevgi#aşk sözü#şiir#aşk ile
20 notes
·
View notes
Text
''Büyük bir malikanenin bahçıvanlığını yapıyordum, bizim mahallemiz kadar bahçeleri vardı. Orayı adam edebilmek için 20 senemi verdim. Sonrada emekli oldum işte.'' dedi. Doğayı ne kadar çok sevdiği anlaşılıyordu. Peki ya Helen?
#kitapaşkı#kitapkurdu#kitaplık#kitaptavsiyesi#wattpad#keşfet#chainsaw man#jujutsu kaisen#kitap#makale#x#x reader#twitter#art#zero#spy x family#jenna ortega#xmas#alıntı#postlarım#sözler#geceye not
3 notes
·
View notes
Text
‘Acılarım dindi. Hatta o sonsuz mutluluk ülkesinide görür gibi oldum bi ara. Bundan böyle her şeye katlanırım sanıyordum, yanılmışım. Artık hiçbir şeye katlanamıyorum.’
2 notes
·
View notes
Text
Eğitim sistemi nedir? Ya da doğru eğitim sistemi nasıl olmalıdır? Hani saygıdeğer devlet büyüklerimiz sürekli öğrencilerin iyiliği için çalıştıklarını iddia ediyorlar ya keşke bu çalışmaları biz de görebilseydik. İçinde bulunduğumuz eğitim sistemi o kadar yanlış ki olmaması gereken her şey var. Öncelikle öğretmenler ve öğrenci ilişkileri hakkında konuşmak istiyorum. İşinde başarılı olan bir öğretmen sadece ders anlatmakla yetinmemeli. Öğrencilerle arasında bir bağ kurmalı. Bu bağ öğrencinin içinde bulunduğu durumu göz temasıyla anlayabilecek kadar güçlü olmalı. Birçok öğretmen derste odak problemi yaşayan, uyumak isteyen, yazı yazmak istemeyen, söz hakkı almak istemeyen öğrencilere bağırıp çağırarak başarısız bir öğrenci olduğunu ima ediyor. Öğretmenin yapması gereken oturup biraz da kendisini sorgulamak. Bu öğrencinin ev ortamı nasıl? Yaşadığı bir olay yüzünden adapte olamıyor olabilir mi? Dersimi sıkıcı bir biçimde dayatarak mı anlatıyorum? Öğrencilere kaba mı davranıyorum? Önyargılı mıyım? Yeterince empati kurabiliyor muyum? Dersimi öğrencilerin de keyifli ve verimli geçirmesi için ne yapabilirim? Sınıf içi ayrışmaları ve olumsuzlukları nasıl giderebilirim? Bu tarz soruları öğretmen düşünmelidir tabi işinde iyi olan bir öğretmen. Eğitim hayatım boyunca öyle öğretmenlere tanık oldum ki inanın bana ben daha iyi öğretmenlik yapabilirim. Birkaç örnek vermek isterim. Bazı öğretmenler o kadar önyargılı ki. Hayatım boyunca neredeyse her ay hastaneye gitmek zorundayım. Bir öğretmen sürekli hasta olduğumu bildiği halde insan sürekli mi hasta olur? Git bir hafta gelme iyileş. Sizinki hastalık değil tembellik. Böyle giderse sizden bir şey olmaz. Bakın öyle öğretmenden bahsediyorum ki siz ağlıyor olsanız gelip size neden ağlıyorsun? Noldu? Derse girmeyecek misin? Derste ağlayan öğrenci istemiyorum. Evet maalesef böyle öğretmenler var. Ve en kötüsü de bilgisi harika olan öğretmenlerin kalpsiz oluşu. Bazı öğretmenlerimiz onların bilmediği şeyleri bizim de bildiğimizi kabul görüyor. Oysa ki onun bilmediği bir şeyi bizim bilmemiz olası bir durum. Bu durumu kabullenemeyen öğretmenlerimiz bizlere ukala öğrenci muamelesi yapıyorlar. Böyle öğretmenler hala varken okula severek gitmemiz pek de mümkün değil sanki. Oysa ki öğretmenler ve öğrenciler birlik beraberlik içerisinde olsa eğitim ve öğretim hayatı çok daha istekli ve verimli geçecektir. Alanında başarılı bir öğretmen öğrencilerini sevmeli ve onlara sahip çıkmalıdır. Öğrenciler arasında olası bir olayda objektif davranmalıdır. Değerlendirmeler tamamen tarafsız olmalıdır. Öğretmen ve öğrenci ilişkisinden bahsettiğimize göre biraz da öğrenciler arasındaki ilişkilerden bahsedilebilirim.
Okullarda çoğu zaman yanlış disiplin sistemine bağlı olarak birçok sorun meydana geliyor. Örneğin öğrenciler arası gruplaşmalar, dışlanmalar, zorbalıklar bunların başlıcaları. Gruplaşmaların önüne geçmek bir hayli zor olsa da zorbalığı minimuma indirmek oldukça kolay. Öncelikle öğrencilere zorbalık kavramı hakkında anlaşılır ve güvenli bir anlatım yapılmalı. Daha sonra bu konuda görevli olan rehberlik öğretmenlerine büyük görev düşmektedir. İşini uzmanlıkla yapan rehberlik öğretmenlerinin bulunduğu bir okulda zorbalık minimum düzeyde olacaktır ve buna dayalı olarak öğrenciler okuldan daha çok verim alacaktır. Öğretmenler ve öğrenciler arasında bir güven olmalıdır. Böylece zorbalık gören öğrenci çekinmeden anlatabilmelidir. Sorunu hakkıyla çözebilecek bir rehber öğretmen gerekirse velileri de okula çağırabilir. En başta da dediğim gibi olaylar tarafsız ve objektif değerlendirilmelidir. Zorbalığı yapan öğrenciler uyarılmalı devamı olduğu süreçte disiplin kurulu tarafından cezalandırılmalıdır. Cezasız kalan her suçun devamı mutlaka gelecektir. Zorbalığa uğrayan öğrencilere takma kafana, cevap verme, karşılık verme onlar susarlar gibi acizce cümleler kurmak yerine zorbalığın önüne geçmek için çözümler aramalıdır. Neticede eline bir kupa kahve alıp o masaya oturmakla olmuyor öğretmenlik. Çözümü öğrenciler arıyorsa bir okulda öğretmenler kendilerini sorgulamalıdır. Bir öğrenci okula gelmek istemiyorsa bu sebeplerden ötürü öğrencinin güvenli hissedeceği bir ortam yaratmalıdırlar.
Biraz da ödevler hakkında konuşalım. Birçok öğretmen ödevlerinin eksik yapıldığını görünce sinirleniyor. Çünkü tek işlediğimiz ders onun dersiymiş gibi düşünüyor. Verilen tek ödev onun dersindenmiş gibi davranıyor. Pekala madem ki biz bütün ödevleri yapmak zorundayız öğrenci olarak neden öğretmenler sınavları okumayı haftalar sonra bitiriyor? Öğretmenlere bu soruyu soran öğrencinin muhtemel sonu disiplindir ama ben söyleyeyim cevabını. Onların girdiği tek sınıf biz değiliz peki bize verilen ödevleri tek siz mi veriyorsunuz? Lütfen genelleme olarak algılanmasın. Elbette ki işini tamamen layığıyla yapan birçok öğretmen var ancak kurunun yanında yaş da yanıyor ifadesi bu olsa gerek. Demem o ki istisnalar dışında birçok öğretmen işini severek değil para kazanmak için yapıyorlar. İşte bu yüzden birçok konuda geride kalıyoruz. Öğrencilerin fikirleri de göz önünde bulundurularak bir şeyler yapılmalıdır. Okullar sadece ders verilen bir yer değildir. Sosyalleşmek için önemlidir. Fiziksel aktiviteler için önemlidir. İdeal okullarda fiziksel aktivite yapılabilecek alanlar olmalıdır. Etkinlikler düzenlenmelidir. Sınav sistemine gelecek olursak her öğrenci kendi başarılı olduğu alanda ilerlemeli ve sınavlara bu alanlardan girmelidir. Matematik sevmeyen bir öğrenciye sınavda matematikten sorumlu tutarsanız o öğrenci başarılı olduğu alanı da kaybedecektir. Üniversite sınavları öğrencinin başarılı olduğu alan üzerine yapılmalıdır. Böylece hem eğitim sistemi ilerleyecektir hem de ülke ileriye doğru adımlar atacaktır. Beyin göçü minimum seviyeye ulaşacak ülkede başarılı işini severek yapan bireyler olacaktır.
2 notes
·
View notes
Text
Kısa Süren Bir Mahkeme
Bugün burada bir yargılamaya tanıklık edeceksiniz. Evet, sizleri yargılayacağız, sizleri. Sadece sizleri, bir tek sizleri, sizleri anlatmama izin verin lütfen. Yıllarca okul okuyup bilgi sahibi olanlar, şirketlerinizin gösterişini reklamlarla yaparken sefa sürenler, düşüncelerini savunanlar, tartışmalara kitaplarla gelenler, arkasında destekçileri olanlar, bir şey başarma potansiyeli olanlar, acıyı bizim kadar çekmemiş olanlar, hayata kolaydan bakanlar, bizim zorluklarımızı aşmış olanlar, parası ile öne çıkanlar, başarısı ile öne çıkanlar, aklı ile öne çıkanlar, öne çıkanlar, bütün kulağa gelen hikâyelerin ana kahramanları, ne hikmetse hayatı güzelleşmiş olanlar, şansı ile kurtulmuş olanlar, bizde olamayan paraya sahip olanlar, bizim her şekilde değerlendirebileceğimiz parayı kendince harcayanlar, sırf para miktarı yüzünden sövüp saydığımız kişiler, kıskançlığımızdan değil de bize göre yanlış davrananlar, yüzlerine konuşmayı çok sevmediklerimiz…
Bizlere akıllar vermeye kalkmanızın cezasını çekeceksiniz artık. Bazı karşı çıkanlar olsa da avukatlarınız bizim tarafımızdan seçilecekler. Evet bu sefer bizler yargıçlarız. Bu konuşma daha önce de Tutunamayanlar'da gerçekleştiği için uzatmıyorum. Bu sefer biz de değiştik tabii ki. Sizler siz olurken bizler de kendi köşemizde biz olmayı başardık. Bizi soracak olmadan ben söyleyeyim sizlere.
Bizler: Doğruyu ve yanlışı umursamayanlarız ve aslında iyinin biz ne istersek o olduğunu bilenleriz ve dünyanın bizim olduğunu bilenleriz ve tek cümle yazmadan hayatımızı öne sürerek kolayca roman yazabilenleriz ve cümlelerin arasındaki noktalamaların gereksizliğini kabul edenleriz ve okumamamıza rağmen sizden daha bilgili olanlarız ve siyaset ile felsefe ile psikoloji ile bilim ile arası en iyi olanlarız ve dünyanın bütün olaylarını bilmemize rağmen keşfedilmemiş, pırlantavari insanlar topluluğunun en kıymetli üyesiyiz ve sosyal hayatta bildiğimiz veya bilmediğimiz veya düşündüğümüz veya düşünmediğimiz veya kastettiğimiz veya kastetmediğimiz veya başardığımız veya başarabileceğimiz veya başaramadığımız her şey üzerinde ahkâm kesme yetkisine sahip olanlarız…
Gerekli makamlarca verilen karar bellidir. Haklar yerlerine dağıtılmış ve herkesin sözü dinlenmişdir. Sizlere verilen ceza iyi hâl (biz her ne kadar karşı çıksak da) ile hafifletilmişdir. Verilen ceza da şudur: Söylediğiniz sözler iyi olsun olmasın, kötü olsun olmasın, doğru olsun olmasın, yanlış olsun olmasın, gerçek olsun olmasın, mecaz olsun olmasın önemsizleştirilecek ve kısa sürede unutulacaklardır. Zira bu karar, alışık oldukları cezanın ağırlaştırılmış hâlidir.
#edebiyat#türk edebiyatı#edebi sözler#kitap#kitaplar#edebi yazılar#edebi cümleler#türkçe#kitaplayasamak#deneme#sohbet#makale#writing#writers on tumblr#my post#post#text post#text#yazılarım#yazar#tumblr yazılı post#toplumsal#düşünce#düşünmek#fikir#geceye bir söz bırak#sözler#oğuz atay#art#tutunamayanlar
6 notes
·
View notes
Text
2 notes
·
View notes