#Bilinçli Zihin
Explore tagged Tumblr posts
Text
David J. Chalmers – Bilinçli Zihin (2024)
Bu kitap, felsefe dünyasında bilinci anlama arayışında önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Kitap, bilinci fiziksel dünyanın bir parçası olarak açıklamanın yetersizliğini savunarak, bilincin temel bir özellik olarak ele alınması gerektiğini öne sürer. David J. Chalmers, bilinci açıklamanın zorluğunu “zor problem” olarak tanımlar. Fiziksel dünyanın yasalarıyla bilinci açıklamak, tıpkı…
View On WordPress
0 notes
Text
★Niyetiniz,hayat akışınızı belirler
。Tıpkı kaleminizle güzel yazmak için açısını değiştirdiğiniz gibi,eğer daha güzel yazmaya niyet etmeseydiniz,istemeseydiniz kalem açısını değiştirmez yine aynı bir şekilde yazmaya devam ederdiniz. Bazen bir şeyi istersiniz fakat bu istek sadece bilinçaltınızda veya hafızanızın derinliklerinde olduğu için beyninize tam iletilmez. İsteğinizi derinliklerden çıkarıp belirtmeniz gerekir. Tıpkı ilkokulda işlediğiniz bir konu gibi,siz o konuları artık kullanmadığınız için zihninizin derinliklerine attınız. O hala orda,sizin sadece onu ön plana çıkarmanız gerekiyor. Hafızanız sonsuz derecede geniştir. Her ne kadar geniş,dar hafıza gibi terimler olsa da aslında bunlar hafızanın ön planına/başrolüne ne kadar düşünce konulabildiğinin ölçütüdür. Her baktığımız,gördüğümüz,okuduğumuz her şey hafızamızda yer edinir. Tek yapmanız gereken odağınızı oraya çevirmektir
。İstekleriniz de tıpkı bunun gibidir,aslında çözüm etrafınızdadır fakat isteğinize tam olarak odaklanmadığınız için beyniniz bunu algılamaz ve es geçer. Beyniniz aslında sadece ve sadece sizin için çalışır. O an neyi isterseniz onu size verir. Beyin dalgalarının akış yönünü siz kontrol ediyorsunuz. Bu sizin vücudunuz. Bu yüzden ilk önce istemeyi bilmek çok önemli. Çünkü bir şeyi istemeden bunu nasıl elde ederim der mi insan? Hayat akışınız buna göre hareket eder. Her seçiminiz yeni bir dünya yaratmaktır aslında. Her seçiminiz çok önemli,küçücük olanı bile. Nasıl ki küçük bir çocuğa hatta normal bir insana söylenilen sözler aranızdaki ilişkiyi belirler,seçimleriniz de sizin hayatınıza yön verir. Bir nevi kelebek etkisidir. Niyet ettiğiniz zaman fırsatlar karşınıza çıkar;güzel notlara sahip olmayı gerçekten istediniz,beyniniz bunu algılar ve size buna göre bir hayat haritası çizer. Yapılacaklar listesi hazırlamak gibi düşünün. İstekleriniz yapılacaklar listesine yön verir.
。istediğiniz zaman bu sefer nasıl? sorusunu sorarsınız,ve cevabı aldığınızda mutlaka bunun için çabalarsınız. Bu hem ruhsal çaba hem fiziksel çaba olabilir. Her ikisi de çok değerlidir. En sonunda emeğinizin karşılığını alırsınız. Büyük küçük her emeğinizin karşılığı olmak zorundadır. Çünkü hayat neden-sonuç ilişkisi üzerine kuruludur. Ne yaparsanız,neyi düşünürseniz onu alırsınız.
#motivation#motivational quotes#notes#affirmations#affirmdaily#manifesting#positive mental attitude#positive thoughts#love yourself#self love#manifesation#manifesting method#bilinçaltı#zihin#beyin#niyet#bilinçli#tumblrpost
4 notes
·
View notes
Text
ERALPCANER - PLATİN
Günümüzün hızlı tempolu yaşamında, bireylerin zihinsel ve duygusal sağlıklarını korumak her zamankinden daha önemli hale geldi. eralpcaner.org, insanların stresle başa çıkmalarına ve kişisel gelişimlerini desteklemelerine yardımcı olmak için özel olarak tasarlanmış bir platformdur. Geniş bir içerik yelpazesi sunarak, bilinçaltı zihin dinamiklerini anlamalarına, zihinsel olarak güçlenmelerine ve stres yönetimi stratejileri geliştirmelerine olanak tanır. Bu sayede, kullanıcılar hem kişisel hem de profesyonel yaşamlarında daha tatmin edici ve dengeli bir yolculuk geçirebilir. Şimdi eralpcaner.org ile potansiyelinizi keşfetmek ve hayatınızı dönüştürmek için ilk adımı atma zamanı!
Bilinçaltı
Bilinçaltı, insan zihninin derinlerinde yatan, kişinin bilincinin ötesinde bulunan düşüncelerin, hislerin ve deneyimlerin gömülü olduğu bir alan olarak tanımlanabilir. Bu alan, insan davranışlarını, inançlarını ve duygularını büyük ölçüde etkileyebilir. Bilinçaltı, özellikle stres yönetimi ve kişisel gelişim süreçlerinde önemli bir rol oynar.
Bilinçaltı zihnin anahtarı, çünkü burada kararlara ve yaşamda karşılaşılan zorluklara yönelik duygu ve düşünceler şekillenir. Kişisel gelişim hedeflerimize ulaşmak için bilinçaltımızda geçirdiğimiz değişiklikler oldukça kritik öneme sahiptir. Olumsuz inançların ve korkuların farkında olmak, bunları aşmak için ilk adım olacaktır.
Stresle başa çıkma yöntemlerinde de bilinçaltının etkisi büyüktür. Stres, çoğu zaman bilincimizde yer alan korku ve endişe ile bağlantılıdır. Bilinçaltında yatan bu duygu ve düşüncelerin üstesinden gelmek, stresi yönetme sürecinde yardım alabileceğiniz etkili bir strateji olabilir.
Kişisel gelişim çalışmalarında, bilinçaltının olumlu yönde değiştirilmesi için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Meditasyon, olumlama teknikleri ve bilinçaltıyla çalışma seansları gibi araçlar, bireyin kendisini daha iyi tanımasına ve gelişim sürecine katkıda bulunmasına yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, bilinçaltı, zihin, stres ve kişisel gelişim konularında derinlemesine araştırılması gereken bir alan. Bu faktörler arasındaki etkileşimleri anlamak, hem ruhsal hem de fiziksel sağlığımız için son derece faydalıdır.
Zihin
Zihin, insan deneyiminde kritik bir role sahiptir. Bilinçli düşüncelerimiz, davranışlarımızı ve duygularımızı şekillendirirken, aynı zamanda bilinçaltı süreçlerimizle de derin bir etkileşim içindedir. Zihin, hem karar verme hem de stresle başa çıkma mekanizmalarını yönetir. Kişisel gelişim açısından, zihinsel sağlığımızı ve esnekliğimizi artırmak için çeşitli yöntemler bulunmaktadır.
Örneğin, meditasyon ve farkındalık uygulamaları, zihni sakinleştirerek stres seviyelerini azaltır ve bilinçaltında var olan olumsuz inançların üstesinden gelmeye yardımcı olabilir. Bu tür uygulamalar, zihnin derinliklerinde yatan potansiyellerimizi açığa çıkarmaya yardım eder. Ayrıca, pozitif düşünme alışkanlıkları geliştirmek, zihinsel tutumumuzu iyileştirerek kişisel gelişimimizi destekler.
Zihinsel esneklik, bireylerin zorluklarla karşılaştıklarında daha sağlıklı tepkiler vermesine olanak tanır. Bu nedenle, stresle başa çıkma stratejileri geliştirmek ve zihni geliştiren aktivitelerle meşgul olmak, kişisel gelişim yolculuğumuzda önemli bir yere sahiptir.
Stres
Stres, modern yaşamın kaçınılmaz bir parçası haline gelmiştir ve bireylerin zihinsel ve fiziksel sağlığını olumsuz etkileyebilir. İnsanların bilinçaltında biriken endişeler, kaygılar ve baskılar, zamanla stres seviyelerini artırabilir. Bu durum, zihin üzerindeki etkileriyle birleştiğinde, kişisel gelişim süreçlerini de engelleyebilir.
Stres, genellikle geçici bir durum olarak ortaya çıksa da, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Beyin, stres altında olduğu zaman, belirli hormonların salınımını artırır ve bu da zihinsel dengeyi bozabilir. Bilinçaltında bu olumsuz duyguların kökleri bulunabilir, bu nedenle stresle baş etmede bilinçaltı çalışmaları ve zihinsel teknikler önem kazanır.
Stresle Başa Çıkma Yöntemleri
Medite etme: Zihin ve beden arasında denge sağlamak için meditasyon yapmak faydalıdır.
Düzenli egzersiz: Fiziksel aktivite, stres seviyelerini düşürmenin etkili yollarından biridir.
Zihninizi boşaltma: Düşüncelerinizi kağıda dökmek, stresin azaltılmasına yardımcı olabilir.
Destek arama: Aile ve arkadaşlarla iletişim kurmak, stresle başa çıkmada önemli bir rol oynar.
Kişisel gelişim yolculuğunuzda stresle başa çıkma becerilerinizi geliştirerek, hem zihninizi hem de bilinçaltınızı daha sağlıklı bir duruma getirebilir, bu süreçte daha verimli bir şekilde ilerleyebilirsiniz.
Kişisel Gelişim
Kişisel gelişim, bireylerin kendi potansiyellerini keşfetmeleri ve bu potansiyeli en üst düzeye çıkarmaları amacıyla gerçekleştirdikleri zihinsel, duygusal ve sosyal süreçleri kapsar. Bilinçaltı, zihin ve stres, kişisel gelişimin temellerini oluşturan üç önemli unsurdur. Bu unsurlar, bireyin içsel dünyasını anlamalarına ve kendi kendilerini geliştirmelerine yardımcı olur.
Kişisel gelişim sürecinde, öncelikle bireylerin bilinçaltılarındaki kalıpları fark edebilmesi önemlidir. Bilinçaltı, pek çok davranışın ve düşüncenin temel kaynağıdır. Bu nedenle, bilinçaltında yatan olumsuz inançların dönüştürülmesi, kişisel gelişimin başlangıç noktalarından biridir.
Bir sonraki adım, bireylerin zihinlerini anlamalarına ve yönetmelerine odaklanmaktır. Zihin, düşüncelerimiz ve duygularımız üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Meditasyon, olumlu düşünme ve farkındalık teknikleri, bireylerin zihinlerindeki olumsuz yargıları azaltarak daha pozitif bir bakış açısı geliştirmelerine yardımcı olabilir.
Ayrıca, stres yönetimi kişisel gelişimin ayrılmaz bir parçasıdır. Stres, bireylerin performansını olumsuz etkileyebilirken, yönetildiği takdirde kişisel gelişimi destekleyici bir unsur haline gelebilir. Yüksek stres seviyeleri, bilinçaltında olumsuz inançların güçlenmesine neden olabilir. Bu nedenle stres yönetimi yöntemleri, bilinçaltı ve zihinle bağlantılı olarak geliştirilmelidir.
Sonuç olarak, kişisel gelişim, bilinçaltı, zihin ve stresin etkileşimiyle şekillenen bir yolculuktur. Bu unsurları anlamak ve üzerinde çalışmak, bireylerin kendi potansiyellerini gerçekleştirmelerine ve daha tatmin edici bir yaşam sürmelerine olanak tanır.
877 notes
·
View notes
Text
. ݁₊ ⊹ . ݁˖ . ݁₊ ⊹ . ݁˖ . ݁₊ ⊹ . ݁˖ . ݁₊ ⊹ . ݁˖ . ݁₊ ⊹ . ݁˖ .₊ ⊹݁˖ ݁
olumlamalarınızı bilinçaltınızın yaptığı gibi kabul etmeye başlayın
. ݁₊ ⊹ . ݁˖ . ݁₊ ⊹ . ݁˖ . ݁₊ ⊹ . ݁˖ . ݁₊ ⊹ . ݁˖ . ݁₊ ⊹ . ݁˖ .₊ ⊹݁˖ ݁
𐙚 bilinçaltınızın düşündüğü gibi düşündüğünüzü hayal edin!! ne olursa olsun bilinçli zihin diyor ki, bilinçaltı zihin mutlak gerçek olarak inanır. bilinçaltı zihniniz söylediğiniz her şeyi GERÇEK olarak alır. gözleri yoktur. 3D ye bakmaz ve eksikliğini görmez. bilinçaltı hakkında sevdiğim bir şey, kendisine söylenenleri ASLA inkar etmemesidir. bilinçaltınız burada söylediklerinizle çelişmiyor, söylediklerinizden şüphe duymuyor, "hayır bu doğru değil!" demiyor. öyleyse neden söylediklerinizden şüphe ediyorsunuz? neden onayladığınız şeyin doğru olmadığına inanıyorsunuz? kendinize ne söylerseniz söyleyin, bilinçaltınız ona inanır. öyleyse neden inanmıyorsunuz? bilinçaltınız gibi olmaya başlayın. kendinize söylediğiniz her şeyi çelişmeden GERÇEK olarak kabul etmeye başlayın. sizin sözünüz gerçektir. TEBRİKLER! SEN ZATEN İSTEDİĞİNİ ALDIN!! 𐙚
. ݁₊ ⊹ . ݁˖ . ݁₊ ⊹ . ݁˖ . ݁₊ ⊹ . ݁˖ . ݁₊ ⊹ . ݁˖ . ݁₊ ⊹ . ݁˖ .₊ ⊹݁˖ ݁
cr: @sunkissedbby on tumblr
#loa#affirmations#self care#self love#self improvement#subliminals#positive affirmations#law of assumption#mental health#helathcare
2 notes
·
View notes
Text
İnsan gerçekten de kaybetmeden bilemiyor sahip olduklarının değerini. Bazı güzellikleri nasıl ortaya çıkaracağını bilmiyor veya göremiyor. Hepimiz mutlu olmak istiyoruz fakat mutlu olmak için bir sebep bile yaratamıyoruz kendimiz için. Oysa ki üzülmek için hep binlerce sebebimiz oluyor. Gözümüzü kapattığımız hayat ile açtığımız hayat bambaşka olabiliyor insanların. Hepimiz şahit oluyoruz fakat hiçbirimiz ders çıkarmıyoruz. İlk önce bir, sonra bin bahanesi olmalı insanın mutlu olmak için. Bazen saatlerce uyuyoruz saniyler gibi geliyor. Tek yaptığımız gözlerimizi kapatmak oysa. Hayat da böyle ya. Sence de çok kısa değil mi üzülmek için?..
Günler biz anlamadan gelip geçiyor. Fark etmeden kurban rolüne kaptırıyoruz kendimizi. Komfor alanımızın dışına çıkmıyoruz. Oturup dizi izlemek varken neden bacak ağrıları çekelim ki meselâ? Temel düşünce tarzı bu şekilde kandırıyor bizi. Her gün beni hayatta tutan bedenim, beni hastalıklardan koruyan ve ne şartlar altında yaşarsam yaşayayım bana uyum sağlayan bedenim... Hiç düşünmüyoruz gerçekten, ya bir gün üst üste attığımız bacağımızın birini kaybedersek? Veya belimizde sorunlar çıkar ve eğilemez, hatta yürüyemezsek?.. O zaman geldiğinde mi değere binmeli vücudumuz? Bazıları diyor ki benim zamanım yok veya benim bunu yapacak enerjim yok, spor salonuna gidemiyorum vs. Spor yapan insanlara biraz baktığımızda bütün hayatlarının spor olduğunu veya spor yapmak için sebepler aradığını söyleyebilir miyiz? Elbette hayır. Şu anda sen, senin en iyi versiyonun olsaydın ne yapıyor olurdun? Muhtemelen bir şeyleri bahane ediyor veya bunlardan kaçıyor olmazdın.
Sağlıklı olmak, vücuduna iyi bakmak; sadece spor da değildir. İlk önce zihin, beslenme, spor, yoga, nefes egzersizleri, sosyalleşmek, eğlenmek, gelişmek, çalışmak... Bir sürü eylemden/kavramdan geçer sağlıklı olmak. Bir şeyi istediği zaman insan, hiçbir zaman geç değildir adım atmak için bu şeylere. Önemli olan bilinç, kendinin farkına varmaktır. Örneğin doğduğumuzdan itibaren bunun bilincine varmadan nefes alıyoruz. Nefes almanın farkına, yararına veya önemine; bilinçli olarak nefesi solumadığımızda fark edemiyoruz.
8 notes
·
View notes
Text
Yoga: Kadim Bilgeliğin Modern Yaşamla Buluşması
Yoga, sadece bir egzersiz değil, binlerce yıllık bir öğreti, bir yaşam felsefesidir. Sanskritçe’de “birlik” veya “bütünleşme” anlamına gelen yoga, fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığı bir araya getirir. Yoga, kişinin kendisiyle, çevresiyle ve evrenle olan bağını kuvvetlendiren, içsel bir yolculuktur. Bu yazıda, yoganın ne olduğunu, nereden geldiğini, insan hayatındaki olumlu etkilerini ve yogaya başlamak isteyenlerin bilmesi gerekenleri keşfedeceğiz.
1. Kadim Bir Öğreti: Yoga Nedir ve Nerede Doğmuştur?
Yoga, Hindistan’da doğmuş ve M.Ö. 5000’li yıllara dayanan köklü bir pratiktir. Yoga, ilk olarak Hindistan’ın kutsal metinlerinde, özellikle Veda’larda ve Upanişad’larda yer almıştır. Modern yoga felsefesinin temelleri ise, Patanjali’nin yazdığı “Yoga Sutraları” adlı eserde açıklanmıştır. Patanjali, yogayı Ashtanga Yoga olarak bilinen sekiz basamaklı bir yol olarak tanımlar: ahlaki ilkeler, kişisel disiplin, fiziksel duruşlar (asana), nefes kontrolü (pranayama), duyuların kontrolü, konsantrasyon, meditasyon ve aydınlanma.
Yoga, sadece bir fiziksel egzersiz olmanın ötesinde, zihinsel dinginliği ve ruhsal aydınlanmayı hedefler. Bu kadim disiplin, binlerce yıldır ruhani bir uygulama olarak insanlara rehberlik etmektedir. Ancak günümüzde, yoga hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı iyileştiren bir yaşam biçimi olarak benimsenmiştir.
2. Beden, Zihin ve Ruhun Birleşmesi: Yoga Neyi Temsil Eder?
Yoga, beden, zihin ve ruh arasında denge kurmayı temsil eder. Bu dengeyi sağlayarak kişinin hem fiziksel hem de ruhsal sağlığını iyileştirir. Yogayı tanımlayan bazı temel ilkeler şunlardır:
• Birlik ve Bütünlük: Yoga, kişinin bedenini, zihnini ve ruhunu bir bütün olarak ele alır. Fiziksel pozisyonlar (asanalar), nefes çalışmaları (pranayama) ve meditasyon, bu bütünlüğü sağlar. Bu birliktelik, kişiyi hem içsel hem de dışsal dünyasında huzura ve dengeye ulaştırır.
• Kendini Bilme ve Farkındalık: Yoga, kişinin bedenini, zihnini ve sınırlarını keşfetmesine olanak tanır. Yoga pratiği sayesinde kişi, kendi sınırlarını tanır ve bu sınırları saygıyla karşılar. Bu farkındalık, kişinin yaşamda daha dengeli ve bilinçli kararlar almasına yardımcı olur.
• Sakinlik ve Stres Yönetimi: Yoga, zihinsel ve fiziksel rahatlama sağlayarak stresi azaltır. Meditasyon, nefes teknikleri ve fiziksel hareketler, zihni sakinleştirir ve kişinin stresle daha kolay başa çıkmasını sağlar.
3. Sakinliğin ve Gücün Dansı: Yogayla Stres Yönetimi ve Fiziksel Dönüşüm
Yoga, modern yaşamın getirdiği stres ve kaygılarla başa çıkmada güçlü bir araçtır. Yoga pratiği, zihni sakinleştirerek stresi azaltır ve kişinin daha huzurlu bir ruh hali içerisinde olmasını sağlar. Özellikle meditasyon ve nefes teknikleri, zihinsel dengeyi koruyarak stresi azaltmada etkili olur. Bunun yanı sıra, yoga, bedeni esneterek ve güçlendirerek fiziksel dönüşümü de destekler. Kasları güçlendiren ve dengeyi artıran yoga pozisyonları, bedenin daha esnek, güçlü ve dengeli hale gelmesini sağlar. Esnek bir beden, hareket kabiliyetini artırırken, aynı zamanda duruş bozukluklarını düzelterek omurga sağlığını destekler.
4. Yoganın İnsan Hayatındaki Olumlu Etkileri
Yoga, düzenli olarak uygulandığında, insan hayatına hem fiziksel hem de zihinsel anlamda birçok olumlu katkı sağlar. İşte yoga pratiğinin sunduğu bazı başlıca faydalar:
• Zihinsel Sakinlik ve Konsantrasyon: Yoga, zihni rahatlatır ve dikkatin dağılmasını engeller. Meditasyon ve nefes teknikleri, yoğun düşüncelerden arınmaya ve mevcut ana odaklanmaya yardımcı olur. Bu sayede kişi, günlük hayatta daha sakin ve dengeli bir zihinle hareket eder.
• Uyku Kalitesinin İyileşmesi: Yoga, sinir sistemini rahatlatır ve stres seviyelerini azaltarak uykuya geçişi kolaylaştırır. Düzenli yoga pratiği, uyku kalitesini artırarak kişinin daha dinlenmiş ve enerjik hissetmesini sağlar.
• Nefes Kontrolü ve Enerji Seviyeleri: Pranayama adı verilen nefes teknikleri, yoga pratiğinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu teknikler, akciğer kapasitesini artırır, bedeni daha fazla oksijenle besler ve enerji seviyelerini yükseltir.
• Duruş ve Postür Düzeltme: Yoga pozisyonları, omurgayı destekleyerek kişinin daha dik ve sağlıklı bir duruşa sahip olmasını sağlar. Özellikle uzun süre oturarak çalışanlar için, yoga postür bozukluklarını düzeltmede etkili bir yöntemdir.
• Daha İyi Duygusal Denge: Yoga, ruhsal dinginlik sağlar. Zihinsel berraklık ve ruhsal huzur, yoga pratiği ile artar. Düzenli olarak yoga yapmak, kişinin duygusal olarak daha dengeli olmasına ve içsel huzurunu bulmasına yardımcı olur.
5. Her Yaş ve Bedene Uygun Bir Pratik: Yogaya Başlarken Nelere Dikkat Edilmeli?
Yoga, herkesin yapabileceği bir pratiktir. Yaş, kilo ya da fiziksel durum fark etmeksizin herkes yogaya başlayabilir. Önemli olan, kişinin kendi bedenini tanıması ve sınırlarına saygı göstermesidir. Peki, yogaya başlarken nelere dikkat edilmeli?
• Yaş Faktörü: Yoga, her yaş grubuna uygun bir disiplindir. Gençlerden yaşlılara kadar herkes yoga yapabilir. Çocuklar için daha dinamik yoga türleri önerilirken, yaşlılar için hafif ve destekleyici yoga türleri (yin yoga, restoratif yoga) uygundur.
• Kilo Faktörü: Kilonuz ne olursa olsun yoga yapabilirsiniz. Kilolu bireyler, başlangıçta daha yumuşak ve destekleyici yoga türlerini deneyebilir. Zamanla esneklik ve kas gücü arttıkça daha zorlayıcı pozisyonlara geçiş yapılabilir.
• Doğru Eğitmen Seçimi: Özellikle yeni başlayanlar için, deneyimli bir yoga eğitmeni rehberliğinde çalışmak önemlidir. Eğitmen, pozisyonları doğru yapmanıza ve bedeninizi zorlamadan yogaya adapte olmanıza yardımcı olur.
• Düzenli Pratik: Yoga, bir süreçtir ve etkilerini zamanla gösterir. Haftada birkaç kez yoga yapmak, hem fiziksel hem de zihinsel faydalar sağlar. Sabırlı olup düzenli bir şekilde pratiği sürdürmek, yoganın derin etkilerini ortaya çıkarır.
• Vücudu Dinlemek: Yoga, bedenle yarışmayı değil, bedenle barışmayı öğretir. Pozisyonlar sırasında vücudu zorlamamak ve acı hissettiğinizde durmak önemlidir. Vücudu dinleyerek yoga yapmak, sakatlanma riskini en aza indirir.
6. Sonuç: Yogaya Başlamak İçin En Doğru Zaman Şimdi!
Yoga, sadece fiziksel bir egzersiz değil, aynı zamanda zihinsel ve ruhsal bir yolculuktur. Bedenin esnekliğini artırırken zihni sakinleştiren, stresi azaltırken içsel huzura ulaştıran yoga, her yaştan ve bedenden insanın uygulayabileceği bir pratiktir. Düzenli yapıldığında, yoga, hayatınıza denge, huzur ve sağlık katabilir.
Yogaya başlamak için yaşınızın ya da kilonuzun bir önemi yok. Kendinizi tanıyın, sınırlarınızı keşfedin ve bu kadim pratiği hayatınıza dahil edin. Unutmayın, yogaya başlamak için en uygun zaman şu andır!
1 note
·
View note
Text
Vehm hastalığı nedir?
Vehm hastalığı, tıbbi literatürde "hipokondri" ya da "hastalık hastalığı" olarak bilinen bir psikolojik rahatsızlıktır. Bu rahatsızlığa sahip kişiler, vücutlarındaki normal belirtileri yanlış yorumlayarak ciddi bir hastalıkları olduğuna inanırlar. Bu korkular genellikle gerçek bir tıbbi temele dayanmaz, ancak kişi sürekli olarak hasta olduğuna inanır ve bu durum yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Kişi sık sık doktorlara gitse de yapılan testler normal sonuçlar verse bile bu korkular devam edebilir.
İslamda vehm nedir?
İslam'da "vehm" kelimesi, bir şeyin gerçek dışı ve yanıltıcı bir şekilde algılanması ya da yanlış bir düşünceye kapılmak anlamına gelir. Vehm, insanın gerçek dışı kuruntulara kapılması, özellikle gelecekle ilgili gereksiz kaygılar ve asılsız korkular geliştirmesi anlamında kullanılır. İslam alimleri vehmi, insanın zihnini meşgul eden ve kendisini gereksiz yere endişe ve şüpheye sürükleyen bir durum olarak ele alır.
Vehmin olumsuz bir yönü, kişinin Allah’a olan tevekkülünü ve güvenini zayıflatmasıdır. İslam'da bu tür kuruntulardan ve vesveselerden kaçınmak, Allah’a tam güvenle yaklaşmak ve olayların kontrolünün Allah'ta olduğunu unutmamak önerilir. Peygamber Efendimiz de vesvese ve vehimden korunmak için dua edilmesini tavsiye etmiştir.
Hangi duayı okumak gerekir?
Peygamber Efendimiz, vesvese ve vehimden korunmak için şu duayı tavsiye etmiştir:
Allahumme inni eûzu bike minel-hemmi vel-hazeni, vel-aczi vel-keseli, vel-cübni vel-buhli, ve dal’id-deyni ve galebetir-ricâl.
Anlamı: "Allah’ım! Hüzünden ve kederden, acizlikten ve tembellikten, korkaklıktan ve cimrilikten, borca batmaktan ve insanların galebesinden sana sığınırım."
Bu dua, hem zihinsel hem de duygusal anlamda kişiyi rahatsız eden vehim, vesvese, stres ve kaygıdan Allah’a sığınarak korunmak için okunur.
İnsanların galebesi nedir?
Dua içinde geçen "insanların galebesi" ifadesi, insanların baskısı, zorbalığı veya zulmü altında kalmayı ifade eder. Bu, bir kişinin başkalarının haksız müdahaleleri, zorbalıkları ya da haksız yere üzerindeki etkileri nedeniyle ezilmesi, haklarının ihlal edilmesi anlamına gelir.
Kişi bu duayı ederek, hem fiziksel hem de psikolojik olarak başkalarının baskısından korunmak için Allah’a sığınır ve kendisini bu tür durumlardan korumasını ister.
Peki İslama göre kişi neden bu hastalığa yakalanır hangi hatalar kişiyi bu duruma getirir?
İslam'a göre, bir kişi vehm gibi hastalıklara yakalandığında bunun temelinde birkaç manevi ya da psikolojik neden olabilir. Bu durumun ortaya çıkmasına yol açan bazı etkenler ve hatalar şunlar olabilir:
1. Yetersiz Tevekkül (Allah’a Güvenmeme):
Tevekkül, kişinin her türlü sıkıntıda Allah'a güvenmesi ve O'na teslim olmasıdır. Eğer bir kişi tevekkül etmeyip sürekli kaygılar, korkular ve vesveselerle meşgul olursa, bu vehim hastalığına yol açabilir. İslam, kişinin sorumluluklarını yerine getirdikten sonra sonucu Allah'a bırakmasını ve O'na güvenmesini öğütler.
2. Aşırı Şüphecilik ve Vesvese:
Vesvese, kişinin zihin dünyasında gereksiz endişeler ve kuruntularla boğulması anlamına gelir. İslam, vesvesenin şeytandan geldiğini ve kişinin sürekli olarak bu düşüncelerle meşgul olmasının zararlı olduğunu belirtir. Şeytan, insanı boş ve yersiz korkularla meşgul ederek onu manevi anlamda zayıflatabilir.
3. Takva Eksikliği (Manevi Bağlantının Zayıflaması):
Takva, kişinin Allah ile olan ilişkisinde bilinçli bir şekilde yaşaması, emir ve yasaklarına uyması anlamına gelir. Takva zayıfladığında, kişi ruhsal anlamda zayıflar ve vesveselere, kuruntulara daha açık hale gelir. Manevi dünyasında güçlü olan kişi, Allah’ın her şeye kadir olduğunu bilerek bu tür hastalıklara karşı daha dirençli olabilir.
4. Dünyevi İşlere Aşırı Bağlanma:
İslam, insanın dünyaya aşırı şekilde bağlanmasını ve dünya hayatını her şeyin merkezi haline getirmesini eleştirir. Eğer kişi sürekli dünya işleriyle meşgul olup, ahiret ve manevi boyutları unutursa, kaygı ve korkular daha fazla artabilir. Aşırı maddi kaygılar, vehim gibi psikolojik rahatsızlıkların temelini oluşturabilir.
5. Dua ve İbadetten Uzaklaşma:
Dua, İslam’da ruhu ve zihni arındıran, insana huzur veren bir ibadettir. Eğer kişi Allah’a yönelmeyi ve O’ndan yardım dilemeyi ihmal ederse, manevi olarak zayıflar ve iç huzuru bulmakta zorlanır. Bu da kaygıların ve vehimlerin artmasına neden olabilir.
6. Sabır Eksikliği ve Kötü Düşüncelere Kapılma:
İslam sabrı öğütler, çünkü hayatın her alanında imtihanlar vardır. Eğer kişi, bu imtihanlarda sabrı terk edip, sürekli negatif düşüncelerle kendini meşgul ederse, bu düşünceler vehim ve vesveseye dönüşebilir. Sabır, vehmi önleyen önemli bir erdemdir.
7. Şeytanın Vesvesesi:
İslam inancına göre, şeytan insanların zihnine vesvese ve kötü düşünceler fısıldayarak onları huzursuz edebilir. Bu vesveseler, insanın aklına gerçek dışı korkular, endişeler ve vehimler yerleştirebilir. Bu yüzden İslam, sürekli Allah’a sığınmayı ve vesveselerden korunmak için dualar etmeyi öğütler.
Çözüm:
İslam’da vehim gibi hastalıklarla başa çıkmak için şu önerilerde bulunulur:
Dua ve zikir: Allah'a sığınarak vesvese ve vehimlerden kurtulmak.
Tevekkül ve sabır: Allah’a güvenip O'na teslim olmak, olaylar karşısında sabırlı olmak.
Namaz ve ibadet: Düzenli ibadetlerle ruhun arınması ve huzura kavuşması.
Psikolojik destek: Gerektiğinde İslam’ın önerdiği yollarla manevi destek almak ve gerektiğinde modern tıbbi yöntemlerden faydalanmak.
Bu tür hatalardan kaçınmak, kişinin hem ruhsal hem de manevi anlamda sağlıklı bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir.
0 notes
Text
Birçok okült, ezoterik ve spiritüel öğreti dünyevi zevklerden uzak durmayı önerse de, bazı gelenekler ve yaklaşımlar, dünyevi zevklerin ve maddi deneyimlerin de spiritüel gelişim için bir araç olabileceğine inanır. Bu yaklaşımlar, fiziksel dünyanın ve zevklerin, doğru bir şekilde anlaşıldığında ve dengelendiğinde, ruhsal büyüme ve aydınlanma için değerli birer fırsat sunduğunu savunur.
1. Tantrik Gelenekler
Tantrik öğretiler, özellikle Hint ve Tibet geleneklerinde, dünyevi deneyimlerin ve zevklerin ruhsal aydınlanma için bir araç olarak kullanılabileceğini savunur. Tantra, "genişleme" veya "dokuma" anlamına gelir ve beden, zihin ve ruh arasındaki bağları tanır.
Fiziksel Deneyimlerin Kutsallığı: Tantra, bedenin ve dünyevi zevklerin kutsal olduğunu ve doğru bir bilinçle yaklaşıldığında ruhsal dönüşüm sağlayabileceğini öğretir. Bu, cinsellik, yemek, sanat gibi duyusal deneyimlerin meditasyon ve bilinçli farkındalıkla birleştiğinde ruhsal gelişime katkıda bulunabileceği anlamına gelir.
Çift Kutup ve Birlik: Tantra, dualitenin (karşıtlıkların) ötesine geçmeyi ve her şeyin birliğini deneyimlemeyi amaçlar. Bu, dünyevi deneyimlerin, spiritüel olanla birleşmesine izin verir.
2. Zen ve Chan Budizmi
Zen Budizmi, Japonya'da gelişen bir Budist okuludur ve Chan Budizmi, Çin'de gelişmiştir. Bu öğretiler, dünyevi deneyimlerin ve sıradan yaşamın spiritüel pratik olarak görülebileceğini savunur.
Günlük Hayatta Aydınlanma: Zen ve Chan, aydınlanmanın meditasyon ve ritüellerin ötesinde, günlük hayatın her anında gerçekleşebileceğini öğretir. Bu yaklaşımlar, dünyevi zevklerin ve sıradan faaliyetlerin, tam bir farkındalık ve dikkatle yapıldığında birer spiritüel pratik haline gelebileceğini vurgular.
3. Beyaz Büyü ve Yüksek Maji
Batı okült geleneklerinde, özellikle Altın Şafak Hermetik Cemiyeti gibi topluluklar tarafından geliştirilen yüksek büyü (high magick) ve beyaz büyü uygulamaları, dünyevi deneyimlerin ve zevklerin bilinçli ve etik bir şekilde kullanıldığında ruhsal gelişimi destekleyebileceğini savunur.
Maddi ve Ruhsal Dünyaların Dengesi: Bu gelenekler, maddi ve ruhsal dünyalar arasında bir denge kurulması gerektiğini öğretir. Maddi zevkler ve arzuların bastırılması yerine, bilinçli bir şekilde yönlendirilmesi ve spiritüel amaçlara hizmet edecek şekilde dönüştürülmesi önerilir.
4. Epicureanism (Epikürcülük)
Epikürcülük, antik Yunan'da filozof Epiküros tarafından geliştirilen bir felsefi okuldur. Epikürcüler, haz ve zevki hayatın amacı olarak görürken, bu zevki akılcı bir şekilde aramayı ve dengeyi savunurlar. Onlara göre, gerçek zevk ve mutluluk, ölçülü bir yaşamdan, aşırıya kaçmadan ve basit zevklerin tadını çıkararak elde edilir.
Zevk ve Akıl Dengesi: Epikürcülere göre, aşırıya kaçmadan ve zararlı etkilerden kaçınarak zevklerin tadını çıkarmak, ruhsal huzura ve mutluluğa katkıda bulunabilir.
5. New Age Hareketi
New Age hareketi, çeşitli spiritüel ve metafizik öğretileri bir araya getirir ve bazı yaklaşımları, dünyevi zevklerin ve refahın spiritüel büyüme için birer araç olabileceğini savunur. Bu görüşler, kişinin kendi mutluluğunu ve yaşamdan aldığı zevki artırmanın, ruhsal uyanışı ve kişisel gelişimi desteklediğini vurgular.
Kendini İfade ve Yaratıcılık: New Age felsefesinde, kişinin kendini tam olarak ifade etmesi, yaratıcılığı kullanması ve hayatın tadını çıkarması ruhsal bir yol olarak kabul edilir. Bu, dans, müzik, sanat gibi yaratıcı faaliyetlerin ruhsal büyümeye katkıda bulunduğu inancını içerir.
6. Yoga ve Ayurveda
Bazı yoga gelenekleri ve Ayurveda uygulamaları, bedenin ve duyuların dengelenmesi ve tatmin edilmesinin ruhsal dengeye katkıda bulunduğunu savunur.
Duyusal Zevklerin Dengelemesi: Ayurveda, duyusal deneyimlerin ve tatminin dengeli bir şekilde yaşandığında beden, zihin ve ruh sağlığını destekleyebileceğini öğretir. Yoga ise, bedensel sağlığı ve dengeyi korumanın, ruhsal pratikler için bir temel olduğunu vurgular.
Bu yaklaşımlarda, dünyevi zevklerin ve maddi deneyimlerin tamamen reddedilmesi yerine, bilinçli bir şekilde, etik prensiplerle ve ölçülü olarak yaşanması gerektiği vurgulanır. Zevk ve ruhsal gelişimin bir arada var olabileceği bu görüşler, her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu ve dengeli bir yaşamın ruhsal aydınlanma için bir yol olabileceği inancını yansıtır.
1 note
·
View note
Text
Metrobusdeyim
"Yetmiş iki millet, bin otuz iki kavim ve on altı dinden insanın iç huzurunu bulmak, dinginliğe ulaşmak, dünyevîden arınmak için dünyanın dört bir yanından akın ettiği, dertlilerin derman için geldiği oluk oluk gözyaşların silindiği, kâmil olma sırlarının bilindiği, bulutlar ülkesi olarak da sayılan yerdeyim", metrobüsteyim. (KSK)
Schrödinger'in kedisi olarak bilinen, Avusturyalı fizikçi Erwin Schrödinger tarafından ortaya atılmış, kuantum fiziğiyle ilgili olan, hakkında çok tartışma yapılmış, bir düşünce deneyinin üzerine, Eugene Wigner’ın bu tartışmaya bilinçli birey koyması ile alevlenen tartışmaya, bilim insanlarının çıkmaza girdiklerinde, tartışmaya son noktayı koymak için oluşturdukları yer olan, evrim teorisinin son halkası olan, büyük bilimsel deneylerin Çelik çomak gibi oynandığı, bilim felsefesinin çayın yanında kıtlama yapıldığı yerdeyim, metrobüsteyim.
Olimpiyat hazırlık merkezi olan, içerde her türlü artistlik jimnastiğin yapıldığı, ok gibi bakışların atıldığı, tekvando judo boks tekniklerinin arşa çıktığı, terli güreşlerin nida edildiği, maratonların ve engelli 400 metrelerde rekorların kırıldığı, surata atılan smaçlarda eyslerle puanların alındığı, müsait bir yerlere küreklerin çekildiği, olimpiyat ateşi sıcaklığının yaşandığı yerdeyim, metrobüsteyim.
Tarih boyunca insanlığın fikirlerini çarpıştırmak için bir araya geldikleri, forumlar, paneller, konferanslar, sepmpozyumlar, açık oturumlar, münazaraların yapıldığı agoraların, çarşıların, pazarların, meydanların, kolesyumların, Meclis’lerin zirvesi olan yerdeyim , metrobüsteyim.
İnsan düşünce ve zihin yapısının geleceği azami noktanın olduğu, ideaların adeta otoban trafiği gibi yoğun olduğu, tensel temasın geri planda kaldığı fikirlerin sürekli temasta olduğu, kokuların beyinde hoş çocukluk anılarını tekrar ortaya çıkardığı, sadece ve sadece insanın hoş bir yılgınlıkla gülmesinin suratta bıraktığı tatlı bir yorgunluk ile ineceği yere varmanın tatlı huzurunu yaşadığı yerdeyim, metrobüsteyim.
Fayadaların faydasız, imkanların imkansız, saatlerin zamansız, çarelerin çaresiz olduğu yerdeyim, metrobüsteyim
İsyanın, tevekkülün, aklın, fennin, iradenin, bilinçaltının, mucizenin, dengenin, kavgaların,mecazın, cazın, kafiyenin, yaşanmışlıkların yüze vurduğu yerdeyim, metrobüsteyim.
insanların birbirine sevgiyle baktığı, saygının bir standart, ihtirasın ise içeriği giremediği,nezaketin bir şiar olduğu, mutluluğun Polyanna'yı bile imrendirdiği, dünya zevklerinin hepsini içinde barındıran, tüm renklerin buluştuğu ve ayrımcılığın olmadığı, tam bir ütopyanın yaşandığı yerdeydim, metrobüsteydim.
Önce Dersaadet Tramvay Şirketi vardı, tek olan, yolculuk derlerdi adına istanbul'da, ve o sonra tünel'i yaptı, kutsal olan en eski ikinci metrosunu, bunlar seyehatlarin evlatlarıydı ve başka hiçbir şey yaratılmadan evvel onunla yolculuk ederlerdi. Sonra İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Umum Müdürlüğü adını aldı ve kısaca İETT dediler ve müziğin temalarını oluşturarak insanlara boşluklara doğru ilerleyelim, kapı önünden durmayalım dedi ve halk İETT'nin huzurunda homurdandılar ve o mutlu oldu.Uzun bir süre boyunca her biri sadece kendi başına ya da birkaçı bir arada boşluklara ilerlerken, geri kalanı mal gibi kapı önlerinde durdu ve inenlere öncelik vermedi; çünkü her biri, İETT'nin düşüncelerinin sadece kendi doğdukları kısmını kavramıştı, zamanla birbirlerini itip kakma anlayışları gelişti, ama yavaş yavaş. Yine de araç bekleme işini daha derinden anlamaya başladılar, kalabalık ve nerede bekleme gerektiği, sırada nasıl öne geçileceği rivayetleri çoğaldı. Bu uyumla birlikte, insanlar ve İETT efsanesi böyle başladı 1939 yılında. Durmadı, insanlık adına ve 1930'da otobüs, 1961'de troleybüs yarattı önceki evlatlarının yanına. Denizlerin efendisiyle birlikte vapurlarıyla denizleri yardı.1980 yılında Mavi Kart'ı yarattı.1991'de Nostaljik Tramvay, Taksim-Tünel hattında sefere başladı. 1993'de ilk çift katlı otobüsler alındı. İstanbullular, 1995 yılında diduuut sesinin ezgisini dinleterek elektronik bilet AKBİL’le tanıştırdı. 2006'da tek yolcu, tek insan, tek bilet düsturuyla Akbil uygulamasıyla ademoğluna sundu. 2007'nin Eylül ayında İstanbullular'ın hayatına Metrobüs'ü yaratarak, şehrin gündemini değiştirdi ve ustalık eserim dediği efsanesi ile noktayı koydu. Ve işte o eserin, o efsanenin içindeyim, metrobüsteyim.
0 notes
Text
Doğum Haritasında Psişik ve Ruhsal Yetenekler
Doğum Haritasında Psişik ve Ruhsal Yetenekler
Psişik ve ruhsal yeteneklerimizi bilmek, tanımak neden önemlidir?
Hepimizin içinde, yaşamın sırlarına dair derin bir içgörüye sahip olduğumuz bir alan vardır. Bu alan, bazen sezgilerimizle, bazen de beklenmedik anlarda beliren psişik yeteneklerle kendini gösterir. Doğum haritamız, bu içsel güçleri ve ruhsal kabiliyetleri tanımamız, onlara anlam kazandırmamız ve en önemlisi, bu yetenekleri hayatımızı ve başkalarının yaşamlarını daha anlamlı hale getirmek için kullanmamız için bir rehber niteliği taşır.
Doğum haritasında yer alan belirli gezegenler, burçlar, ev konumları ve açılar, psişik ve ruhsal yeteneklerimizi nasıl ve ne şekilde geliştirebileceğimizi gösterir. Bu yetenekler, hayatımıza dair daha derin bir anlayış kazanmamıza, içsel rehberliğimizi takip etmemize ve çevremizdeki insanlara daha etkili bir şekilde yardım etmemize olanak tanır. Haritamızda bulunan bu potansiyelleri keşfederek, hayatımızı daha verimli, daha tatmin edici ve daha anlamlı kılabiliriz.
Sebepleri bilerek yaşamak ile bilmeden yaşamak insanı çok farklı yollara sokacaktır.
Psişik ve ruhsal yeteneklerimizi bilmek, onları hayatımızda kullanmak ve bu enerjileri bilinçli bir şekilde yönlendirmek, hem kendi içsel yolculuğumuzda hem de başkalarına sunacağımız rehberlikte bizlere ışık tutacaktır.
Psişik ve Ruhsal Yetenekler
Psişik yetenekler ve ruhsal yetenekler, insanın bilinen beş duyusunun ötesinde algılama ve iletişim kurma becerileridir. Psişik yetenekler, genel olarak
altıncı his,
telepati ve
durugörü
gibi özel yetenekler şeklinde ortaya çıkar. Altıncı his, gelecekte olacak olaylara dair bir his ya da sezgi anlamına gelir. Telepati, iki kişinin birbirleriyle fiziksel bir iletişim kurmadan zihin yoluyla haberleşme yeteneğidir. Durugörü ise, kişinin nesneleri, olayları veya bilgileri normal duyusal araçlar dışında algılama biçimidir.
Ruhsal yetenekler ise daha derin bir bilinçle bağlantılıdır. Medyumluk, şifa verme yetenekleri ve ruhsal rehberlik bu kapsamda değerlendirilebilir. Medyumluk yeteneğine sahip bireyler, ruhsal dünyadan iletişim alırken; şifacılar enerji transferi yoluyla fiziksel veya duygusal iyileşmeye yardımcı olabilirler. Ruhsal rehberlik ise bireylerin yaşamlarını yönlendirmede ve kararlarında onlara rehberlik eden derin bir anlayışı içerir.
Bu yeteneklerin tümü, kişisel gelişim, farkındalık ve manevi bir yaşam arayışında önemli bir rol oynayabilir. Doğum haritalarında psişik özellikler ve ruhsal yeteneklerin belirlenmesi, bireylerin bu yeteneklerini tanımlamalarına ve bunları nasıl geliştirebileceklerine dair yol gösterici olabilir.
Psişik ve ruhsal yetenekler, tarihsel ve kültürel bağlamlarda büyük bir önem taşır. Tarih boyunca çeşitli kültürler, şamanlar, ruhaniler ve bilge kişiler aracılığıyla bu tür yeteneklere büyük değer vermişlerdir. Eski uygarlıklar, psişik yeteneklerin ve ruhsal bilgeliğin, doğru kararlar almak ve toplumlarına rehberlik etmek için hayati olduğunu düşüne gelmişlerdir. Modern dönemde de, bu yetenekler kişisel gelişim ve içsel huzur arayışında olan bireyler tarafından araştırılmakta ve değerlendirilmektedir.
#psişik yetenekler#ruhsal yetenekler#doğum haritası#astroloji#akrep blog#akrepblog#telepati#önsezi#durugörü
1 note
·
View note
Text
ÖZSAYGI
Saygı, aile bireylerinde ve tüm sosyal ilişkilerde önemi yadsınamaz bir tutumdur. Bu nedenle anne ve babalar eğitim sürecindeki çocuklarında büyüklerine, yani otorite figürü olan kişilere karşı saygılı davranmaları yönünde algı oluştururlar. Bunun sonucunda saygı, başkalarından beklenen bir kavram olarak zihinlerde yer alır. Bu anlayışla eğitilen çocuk yetişkin yaşa geldiğinde çevresindeki hemen her kesten saygı bekler.
Üzerinde yaşadığımız gezegende hiçbir canlı anlamsız, önemsiz ve değersiz değildir. Var olan canlılar içinde yer alan insan türü ise fiziksel özellikleri, zeka düzeyi ve akıl yürütme becerisi açısından diğer tüm canlılardan daha üstün niteliklere sahiptir. İnsan, bu yönde geliştireceği bilinçli farkındalıkla saygı duygusunun asıl öznesinin kendisi olduğunu kavrar. Böylece her birey, sadece ‘’İnsan’’ olduğu için kendisine saygı duyar. Bunun ön koşulu ise eğitim sürecindeki çocukların öncelikle kendilerine saygı duymaları yönünde eğitilmeleridir.
Aile bireylerinin ve sosyal çevrenin olumlu ve onaylayan yaklaşımları gelişim sürecindeki çocukta temel güven duygusu yaratır. Böylece çocuk kendini güvende hisseder. Bunu izleyen cesaretlendirici ve sevecen yaklaşımlar ise çocuğun kendi değerleri konusunda farkındalık geliştirmesine yol açar. Artık özerk olduğunu hisseden çocuk ilerleyen gelişim sürecinde özsaygısı yüksek bir birey olacaktır.
Özsaygı, insanın kendini benimsemesi, onaylaması ve kendine değer vermesidir. Bunun sonucunda birey hem değerli hem de kendine yeterli olduğu yönünde bilinç geliştirir. Böylece sevmeye ve sevilmeye layık olduğu konusunda kaygı yaşamaz. Özsaygısı yüksek birey sorunlara çözüm üretir ve başarısızlığını kimseyi suçlamadan kabullenir. Ayrıca eleştiriye açık olduğu gibi öz eleştiriye de yatkındır. Sahip olduğu haklarını yaşama geçirirken başkalarının haklarına da saygı duyar.
Bir başka açıdan özsaygı, organizmayı harekete geçiren dürtülere doyum arayışları sürecinde bireyin aşırılıklarını dengeleme görevi üstlenir. İnsan böylece incinmemek ve başkalarını incitmemek düşüncesiyle dürtülerini denetim altında tutabilmeyi başarır. Özsaygı sorunlar karşısında güçlü bir öfke kontrolü sağlar. Kendisine saygısı olan insanlar makam, para veya kaba kuvvet gibi etkenlerle başka insanları incitmekten, küçümsemekten ve güç gösterisinden kaçınırlar. Öte yandan insan, son derece karmaşık bir zihin yapısına ve sıkılıkla değişebilen duygu durumuna sahiptir. Bu nedenle kendisine saygısı olan insanların asla hata yapmayacakları yönünde bir anlayış sadece önyargıdır. Özsaygısı olan insanlar da hata yapabilir. Ancak kendinse saygısı olmayan insanlardan fakı, hatasının farkına vararak benzer hataları tekrarlamamasıdır.
Bu nitelikleri nedeniyle özsaygı sosyal ilişkilerde uyumun, iş yaşamında başarının ve aile ortamında huzurun temelini oluşturur.
0 notes
Text
Yeni Yılda Alacağınız 3 Önemli Karar
BirPaylaş Paylaşım Platformu https://birpaylas.com/yeni-yilda-alacaginiz-3-onemli-karar.html
Yeni Yılda Alacağınız 3 Önemli Karar
Yeni Yılda Alacağınız 3 Önemli Karar Kesinlikle! İşte yaşamın kişisel, ailevi ve profesyonel yönleriyle ilgili Yeni Yıl kararları için üç fikir:
Kişisel Çözüm: Farkındalığı Geliştirin
Amaç: Zihinsel ve duygusal sağlığınıza öncelik vereceğinizi taahhüt edin.
Uygulama: Her gün meditasyon, derin nefes alma veya günlük tutma gibi farkındalık uygulamalarına zaman ayırın. Uygulamanızı derinleştirmek için bir farkındalık veya yoga dersine katılmayı düşünün. Bu karar, kişisel farkındalığı artırmaya ve stresi yönetmeye odaklanmaktadır.
Reklam
Yeni Yılda Alacağınız 3 Önemli Karar
Sırt Ağrısı Nedir ve Nedenleri
Sağlık Nedir Nasıl Sağlıklı Olabiliriz
Yoast Seo Nasıl Kullanılır
2. Aile Çözümü: Kaliteli Zamanı Geliştirin
Amaç: Aile bağlarını güçlendirmek ve kalıcı anılar yaratmak.
Uygulama: Herkesin katılabileceği düzenli aile aktiviteleri veya gezileri planlayın. Bu, haftalık bir aile oyun gecesi, aylık bir yürüyüş gezisi, hatta yıllık bir tatil olabilir. Odaklanmış ve anlamlı etkileşimler sağlamak için bu zamanlarda elektronik cihazları bir kenara bırakın. Amaç aile içinde güçlü bağlantılar kurmaktır.
3. Profesyonel Çözünürlük: Beceri Setini Geliştirin
Amaç: Kariyer gelişimi elde etmek için mesleki gelişiminize yatırım yapın.
Uygulama: Kariyer hedeflerinizle alakalı bir beceri veya beceri kümesini tanımlayın. Yıl boyunca bu becerileri kazanmak veya geliştirmek için bir plan oluşturun. Bu, ilgili kursları almayı, çalıştaylara veya konferanslara katılmayı veya mentorluk aramayı içerebilir. İlerlemenizi takip etmek ve sürekli öğrenme ve gelişmeyi sağlamak için ölçülebilir kilometre taşları belirleyin.
Yeni Yıl kararlarını belirlerken bunları gerçekçi, spesifik ve ulaşılabilir hale getirmenin önemli olduğunu unutmayın. Büyük hedefleri daha küçük, yönetilebilir adımlara ayırın ve yol boyunca başarılarınızı kutlayın. Ek olarak, destek ve sorumluluk için başkalarını da kararlarınıza dahil etmeyi düşünün.
Farkındalık Geliştirmek
Farkındalık geliştirmek, yaşamınızın her alanında daha bilinçli, dikkatli ve mevcut olmanızı sağlar. İşte farkındalık geliştirmenize yardımcı olacak bazı öneriler:
Meditasyon ve Farkındalık Egzersizleri:
Günlük meditasyon veya farkındalık egzersizleri yaparak zihinsel farkındalığınızı artırabilirsiniz. Bu egzersizler, nefesinize odaklanma, duyularınızı fark etme veya beden tarama gibi teknikleri içerebilir.
Bilinçli Nefes Alıştırmaları:
Nefes alışverişinizi bilinçli bir şekilde düzenlemek, sakinleşmenize ve anın tadını çıkarmanıza yardımcı olabilir. Derin nefes alarak ve nefesinizi fark ederek bu alıştırmaları yapabilirsiniz.
Yavaşlayın ve Anın Tadını Çıkarın:
Hızlı tempoda yaşamak yerine, anın tadını çıkarmak için bilinçli bir çaba gösterin. Yemek yerken, doğada yürüyüş yaparken veya sadece oturup bir şeyler içerken dikkatinizi dağıtmadan o anın keyfini çıkarın.
Duyulara Odaklanma:
Duyularınıza odaklanarak çevrenizdeki detayları fark edin. Renkleri, kokuları, dokuları ve sesleri bilinçli bir şekilde deneyimleyerek şu anı daha derinlemesine yaşayabilirsiniz.
Stresle Başa Çıkma:
Farkındalık, stresle başa çıkmanın etkili bir yolu olabilir. Stresli anlarda nefes alışverişinize odaklanarak sakinleşmeye çalışın. Bu, zorlayıcı durumlarla daha etkili bir şekilde başa çıkmanıza yardımcı olabilir.
Farkındalık Tabanlı Aktiviteler:
Yoga, tai chi veya pilates gibi farkındalık tabanlı aktiviteler, hem bedensel hem de zihinsel farkındalığınızı artırabilir. Bu aktiviteler, hareket ve zihin birlikteliğini sağlayarak bilinçli bir varoluşu teşvik eder.
Bilinçli İletişim:
İletişim sırasında dikkatinizi konuştuğunuz kişiye odaklayın. Empati kurarak duyduklarınıza gerçekten odaklanmak, ilişkilerinizi güçlendirebilir ve anlayışınızı derinleştirebilir.
Günlük Tutma:
Günlük tutma, duygularınızı, düşüncelerinizi ve deneyimlerinizi ifade etmenin bir yolu olabilir. Bu, içsel dünyanızı anlamanıza ve daha bilinçli bir yaşam tarzı
Kaliteli Zaman Geçirmek
Kaliteli zaman geçirmek, yaşamınıza anlam katmak ve genel mutluluğunuzu artırmak için önemlidir. İşte kaliteli zaman geçirmenizi geliştirmek için bazı öneriler:
Bilinçli Olun:
Zamanınızın büyük bir kısmını nereye harcadığınızı anlamak için bilinçli olun. Günlük tutma veya değerlendirme yapma alışkanlığı edinin.
Hedef Belirleyin:
Hem kısa vadeli hem de uzun vadeli hedefler belirleyin. Bu hedefler, yaşamınıza yön verirken aynı zamanda günlük aktivitelerinizi şekillendirmenize yardımcı olabilir.
Zaman Yönetimini İyileştirin:
Görevlerinizi belirli bir süre içinde tamamlayarak zamanınızı daha etkili bir şekilde kullanabilirsiniz. Planlı çalışma süreleri ve aralıklar koyarak verimliliğinizi artırın.
Teknolojiyi Kontrol Edin:
Telefon, bilgisayar ve diğer teknolojik cihazlar zamanınızı çalabilir. Bildirimleri sınırlayın, belirli zaman dilimlerinde sosyal medyayı kontrol edin ve ekran süresini azaltmaya çalışın.
İhtiyacınıza Göre Dinlenme:
Dinlenmek, kaliteli zamanın önemli bir parçasıdır. Fiziksel ve zihinsel sağlığınıza odaklanmak için yeterli uyku alın ve düzenli aralıklarla kısa molalar verin.
Hobilerle Zaman Geçirin:
Sizi mutlu eden aktiviteleri keşfedin ve bu hobilere zaman ayırın. Bu, sizi stresten uzaklaştırabilir ve yaşamınıza keyif katabilir.
Aile ve Arkadaşlarla Zaman Geçirin:
Önemli ilişkileri güçlendirmek için aile üyeleri ve arkadaşlarınızla zaman geçirin. Kaliteli sosyal bağlantılar, mutluluğunuz üzerinde olumlu bir etki yapabilir.
Doğaya Çıkın:
Doğada vakit geçirmek, stresi azaltabilir ve zihinsel sağlığınızı iyileştirebilir. Yürüyüşe çıkmak, piknik yapmak veya basitçe dışarıda vakit geçirmek bu konuda yardımcı olabilir.
Kendinize Zaman Ayırın:
Kişisel gelişiminize odaklanmak için kendinize zaman ayırın. Kitap okuma, meditasyon veya yeni bir beceri öğrenme gibi aktiviteler bu kategoride yer alabilir.
Herkesin yaşam tarzı farklıdır, bu nedenle kendinize en uygun olan stratejileri bulmak için denemeler yapın ve sürekli olarak uyarlama yapın.
Beceri Setinizi Geliştirmek
Beceri setinizi geliştirmek için aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz:
Hedef Belirleme:
Hangi becerileri geliştirmek istediğinizi belirleyin. Bu beceriler, kişisel, profesyonel veya akademik olabilir. Hedeflerinizi belirlerken spesifik, ölçülebilir, erişilebilir, gerçekçi ve zamana bağlı (SMART) kriterlerini kullanmaya özen gösterin.
Öğrenmeye Açık Olma:
Yeni şeyler öğrenmeye ve deneyimlere açık olun. Yeni beceriler edinmek, sizi zihinsel olarak uyaracak ve genel beceri setinizi geliştirecektir.
Eğitim ve Kurslar:
Belirlediğiniz becerilerle ilgili eğitim programlarına ve kurslara katılın. Online platformlardan veya yerel topluluk merkezlerinden faydalanabilirsiniz. Profesyonel gelişim, dil öğrenme veya teknik beceriler gibi çeşitli alanlarda kurslar bulunmaktadır.
Mentörlük ve Koçluk:
Bir mentör veya koçtan destek alarak deneyimli birinin rehberliğinde becerilerinizi geliştirebilirsiniz. Bu kişi, sizin hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olabilir ve deneyimlerini paylaşarak sizi yönlendirebilir.
Pratik Yapma:
Teorik bilgileri pratiğe dönüştürmek, becerilerinizi pekiştirmenin en etkili yollarından biridir. Yeni öğrendiğiniz konuları günlük hayatınızda uygulayarak geri bildirim alın.
Zorlayıcı Projeler:
Kendinizi zorlayıcı projelere atarak becerilerinizi test edin. Zorluklarla başa çıkmak, sizi daha güçlü kılabilir ve becerilerinizi geliştirebilir.
Geri Bildirim Alma:
Geliştirmek istediğiniz becerilerde geri bildirim alın. İş arkadaşlarından, mentorlardan veya eğitmenlerden geri bildirim almak, hangi alanlarda ilerleme kaydettiğinizi anlamanıza yardımcı olabilir.
Kendi Kendi Değerlendirme:
Kendi gelişiminizi değerlendirmek için zaman ayırın. Hangi alanlarda güçlü olduğunuzu ve nerede gelişme potansiyeliniz olduğunu düşünün.
İçsel Motivasyon:
Beceri setinizi geliştirmek için içsel motivasyonunuzu güçlendirin. Bu, sizi hedeflerinize ulaşma konusunda daha kararlı kılabilir.
Araştırma Yapma:
Alanınızla ilgili güncel kalmak için düzenli olarak araştırma yapın. Bu, yeni trendleri ve teknolojik gelişmeleri takip etmenize yardımcı olabilir.
Beceri setinizi geliştirmek sürekli bir süreçtir, bu nedenle sabırlı olun ve adım adım ilerleyin. Başarılarınızı ve ilerlemenizi düzenli olarak değerlendirerek stratejilerinizi ayarlayın.
0 notes
Text
Sohbet Numaraları
Ebeveynlerin çocuk eğitiminde ki,yasak ve ceza kavramlarının işleyişi bağlamında,ciddi sorunları olduğu,toplumsal bir bakış açısıyla gün yüzüne çıkmakta.Anne-baba olmanın getirilerinden olan çocuk eğitiminde ki vasatlığımız,çocukların bebeklik döneminden itibaren kendini göstermekte.Çocuk yaşamının ilk yıllarında,dış dünya olarak gördüğü ve ilk canlı olarak algıladığı,anne-babasıyla olan bağlarında ki hassas çizginin ilk adımlarının atılmasıyla,eğitim sürecide akabinde başlıyor.Hisleriyle hareket eden bebek,algıları açıldıkça tutum ve davranışlarında değişimler görülür.Bu süreçte jest,mimik ve ses tonlarına göre iyi bir hassasiyet kazanan bebebek,olumsuz bir davranışa karşı tepkiler geliştirerek hafızasına,yapılan davranış ve davranışı uygulayana karşı bir sayfa açar,işlenen ve devam eden süreçlerde,kişilik algılamasında bir yer edinen birey,bebeğin ay aldıkça algı ve hafızasında olumsuz kişi olarak yer edinir…Devam eden zamanlarda,yaş almaya başlayan bebeğe karşı,başta anne ve sonra da babanın,eğitim sürecinde ki tutum ve davranışları ile dış dünya algısında,iyi-kötü kavramlarına yönelik şekillenmeler oluşan bebek,ebeveynlerin ruhuna yönelik(zihin) her davranışında geleceğe aktarım yapacak,deneyimsel kazanımlar elde etmekte olup,en hassas dönemlerini yaşar.Gelişim süreçlerinin buraya kadar ki evresinde,zihinsel algı ve kişiler arası iletişim frekansları arasında,deneyimlemeler yaparak,algı süreçleriyle kalıcı bilgiler edinir.Ve devam eden yaşlarda(3 yaş itibariyle)bebek,artık kişilik oluşumuna yönelik kodlamaları alma evresinde ustalaşır…Annenin hiperaktiviteye ve ya tam tarsi pek hareketli olmayan,mızmız devamlı ağlayan ve sevimlilik dışı davranımda bulunan bebeğe karşı,yaklaşımlarda ki tutum tam bir kişilik kazanımı ve ileriye dönük yaşantısına yönelik geçişin büyük sınavı olarak önümüze çıkar.Bu yönde bilinçli olan anne,farklı manevra ve iletişim yolları geliştirerek,çocuğun durumuna yönelik eğitim modeli geliştirir.Aksi takdirde,uyarı ve yönlendirmeler de ki sert tutumların,yaşam macerasında ki kötü insan olma yoluna,güller sunmaktan öte iyi bir sürece yol açmaz!Çocuk bakımında eksiklik olarak hangi konuda bilgi almak ya da sohbetler etmek istiyorsanız,size bu imkanı veren değerli,canlı sohbet hattı numaralarında bekleyen, profesyonel arkadaşlarla iletişim kurabilirsiniz.
0 notes
Text
Oyun Terapisi, Masal Terapisi ve Nefes Koçluğu Eğitimleri
Oyun Terapisi eğitimi, çocuklar ve yetişkinler üzerinde terapötik bir yaklaşım kullanarak oyunun iyileştirici gücünü vurgular. Oyun, bireyin duygusal ifade becerilerini geliştirmesine, stresi azaltmasına ve problemleri çözme yeteneğini arttırmasına yardımcı olur. Oyun Terapisi eğitimi, katılımcılara bu yöntemin temellerini, uygulama tekniklerini ve terapötik oyun malzemelerini öğretir.
Masal Terapisi eğitimi, hikayelerin ve masalların terapötik bir araç olarak nasıl kullanılabileceğini inceler. Masallar, semboller ve metaforlar aracılığıyla derin anlamlar taşır ve bireylerin iç dünyasına erişim sağlar. Masal Terapisi eğitimi, katılımcılara masal anlatma becerilerini, terapötik masal oluşturma sürecini ve masal terapisinin faydalarını öğretir.
Nefes Koçluğu eğitimi, bireylerin nefes alışkanlıklarını fark etmelerini, derin ve bilinçli nefes almayı öğrenmelerini sağlayarak stresi azaltmayı hedefler. Nefesin beden ve zihin üzerindeki gücünü keşfetmek, rahatlama ve zihinsel odaklanma becerilerini geliştirmek için Nefes Koçluğu eğitimi önemli bir araçtır. Katılımcılar, bu eğitim programı sayesinde nefes tekniklerini öğrenir ve uygulama becerilerini geliştirir.
En Akademi'nin sunduğu Oyun Terapisi, Masal Terapisi ve Nefes Koçluğu eğitimleri, kişilerin terapi alanında uzmanlaşmasına ve bu önemli teknikleri kullanarak başkalarının yaşam kalitesini artırmasına olanak tanır. Bu eğitimler, psikoloji, pedagoji veya sosyal hizmet alanında çalışan profesyoneller ile eğitim ve danışmanlık sektöründe faaliyet gösteren herkes için değerli bir katkı sunar.
0 notes
Text
Astroloji Eğitimi, Bioenerji Eğitimi ve Yoga Eğitmenliği Eğitim
En Akademi olarak sunduğumuz Astroloji Eğitimi, Bioenerji Eğitimi ve Yoga Eğitmenliği Eğitimi, içsel gelişim ve kişisel dönüşüm yolculuğuna adım atmak isteyen bireylere kapsamlı bir eğitim deneyimi sunmayı hedeflemektedir.
Astroloji Eğitimi, evrenin gök cisimlerinin hareketlerini inceleyerek insanın karakteristik özelliklerini ve yaşamının farklı alanlarını anlamlandırma yolunda bir rehberlik sağlar. En Akademi'de bu eğitimi alarak güncel astrolojik teknikleri öğrenecek ve doğum haritalarını yorumlama becerilerinizi geliştireceksiniz. Astroloji, bireylerin hayatlarındaki potansiyelleri keşfetmelerine yardımcı olurken, kendilerini daha iyi anlamalarına ve gelecekteki kararlarını daha bilinçli şekilde vermelerine katkıda bulunur.
Bioenerji Eğitimi ise yaşam enerjisinin kullanımı ve dönüşümü üzerine odaklanır. Bu eğitim sayesinde enerji bedenini anlama ve dengeleme yeteneklerinizi geliştireceksiniz. En Akademi'nin uzman eğitmenleri eşliğinde yapacağınız uygulamalar ve tekniklerle enerji akışını deneyimleyecek, yaşam enerjisini pozitif yönde kullanma becerilerinizi geliştireceksiniz. Bioenerji, beden, zihin ve ruh arasındaki dengenin sağlanmasına yardımcı olurken, stresin azaltılması, sağlık ve refahın artırılması gibi faydalar sağlar.
Yoga Eğitmenliği Eğitimi ise hem kendi içsel yolculuğunuza derinlemesine dalmak isteyenler hem de başkalarına yoga pratiği rehberliği yapmak isteyenler için ideal bir seçenektir. En Akademi'nin Yoga Uzmanları ile gerçekleştireceğiniz bu eğitimde, temel yoga prensiplerini öğrenirken aynı zamanda yoga asanalarının doğru şekilde yapılmasını öğreteceksiniz. Bu eğitimde yogaya dair derinlemesine bir anlayışa sahip olacak ve başkalarını yoga pratiği konusunda rehberlik edebileceksiniz. Yoga, bedenin esnekliğini artırırken, zihni sakinleştirerek iç huzuru ve dengeyi elde etmeye yardımcı olur.
Astroloji Eğitimi, Bioenerji Eğitimi ve Yoga Eğitmenliği Eğitimi, kişisel dönüşüm, içsel keşif ve sağlıklı yaşam arayışında olan herkes için değerli bir deneyim sunmaktadır. En Akademi olarak, bu eğitimler sayesinde katılımcıların kendilerini daha iyi anlamalarını, iç potansiyellerini keşfetmelerini ve daha dengeli, mutlu bir hayat yaşamalarını desteklemekten mutluluk duyuyoruz.
0 notes
Text
Cotigo Ergo Sum
✍🏻 Anıl Güven
https://www.gundemarsivi.com/cotigo-ergo-sum/
“Akıllı olmak da mühim değil. Önemli olan o aklı yerinde kullanmaktır.”
Rene Descartes
Lunaparkta eğlenen çocuklar gibi çarpıyor kalbim. Sanki ışıltılı töz uçuyor önümde. Hani dalgalı bir denizin kıyısında yürürken tuzlu su yapışır ya hani yanağına, saçlarına; bazen de sırılsıklam olursun… Burgaca düşersin su alır götürür ya seni; içinde biriktirmiş olduğun ya da bedeninden sızan kirleri yunar ya gizli, yürekli bir el… Böylesi bir duygu sarmalındayım masada, önümde kitap yığını, PDF çıktılar…
Aklım faşist kahverenginin içinden çekip çıkardı beni. Maviliğe yürü, dedi!… “Her şey sudan geldi.” diyen Thales usumun içine konuk gelmiş, zihnimi onarıyor.
Anlama, düşünme, yorumlama; insan eyleminin, yaşamanın akılla örtüşmesi. Yıllardan bugüne bu konuları okurum, irdelerim ama aklımı doğru biçimde kullanma yetisini geliştiremedim.
Bilginin kaynağı akıldır! Şimdi burada Descartes’a söyleyecek sözüm olamaz. Asla! Ama içimi daraltan bir odağa evriliyor ve diyor ki; bilgi doğuştan gelir! Buyur, buradan yak! Çok ayıp! Bende doğum özrü var bu açıklamaya göre.
Bu durumda ben de insan beyninin “Boş bir levha – tabula rasa“ olduğunu söyleyen İskoçyalının yanında yer alır, Descartes’a karşı dururum. 🤔 Önsel bilgiler (A priori) kafa karıştırıcı!
Descartes sırtını Tanrıya yaslasın! Spinose, Hegel onun ardından giderken… Hooop makas değiştirdiler. Akla yetkinlik idesini Tanrı vermiştir! İnsan duyu deneyleri aracılığıyla açık ve seçik bilgiye ulaşamaz’mış! Onun zihnine bunu yetkin olan biri verir. O da Tanrıdır!
Keşke Elena okulu öğrencisi olsaydım. Parmanides’ten akılcılığı öğrenip hayata öyle atılsaydım, demeyi düşünürken, okuduğum kitap sayfalarından belleğime yapışan öğrenci Zenon: Hoop! diyor. Bana yer açın.
Duyuların güvenirliği-güvenilmezliği tartışmasından çıkan sonuç: ”Duyular güvenilmez!” Tümdengelimli yöntemin babası Platon şuracıkta başını eğmiş düşlere dalmışken… Aristoteles konuya balıklama giriş yapıyor; akılcılığın yedek Tanrısı benim, demez mi?!.
Cotigo ergo sum – Düşünüyorum o halde varım! Söylemiyle sahneye giriş yapan Rene Descartes 17. yüzyıla damgasını basar. Tanrının varlığına sırtını yaslar, derin bir soluk alır ve bombayı ortaya bırakır: Zihin-Beden (Ontolojik Dualizm) ikiliği üzerine metafizik (Doğa ötesi) felsefesini yapılandırır. Onun ardından, izcisi Spinoza yürüyüşe geçer… Düş-imge arasında: Tanrının yaratılmış dünyadan ayrı olduğu düşüncesine karşı çıkar! Oturur ETHİCA adlı yapıtını yazar. Tanrı, insan, zihin, beden, duygular, özgürlük gibi derin felsefi konulara mantık çerçevesinde yanıt arar… Doğa ötesi ile ilgili düşüncelerini detaylandırır.
Soluklanalım isterken modern felsefenin önemli adı olan Gottfried Wilhelm Leibniz savını gönderir: ”Tanrının yarattığı dünya bilinçli ve ayrı küçük varlıklardan oluşur.” Durun, bakın kim geliyor şimdi?
“Kritik der reinen Vernuft-Arı usun eleştirisi” yapıtıyla Emmanuel Kant Ruh, Evren ve Tanrı üçlemesiyle herkesi kenara iter!..
Aydınlanma nedir? sorusuna: ”İnsanın kendi aklını kullanması…”
Felsefe dünyasını baba bir bakışla alt üst olur. Böylece yeni bir gelenek başlar!
Ara vermeksizin ilerleyelim; karşılaşmalar Parmanides’ten Hegel’e uzatılınca penaltı düdükleri çalmaya başlar. Nasıl mı? Metafizikten kopup diyalektiği (eytişim yasası) sahaya süren Georg Wilhelm Friedrich Hegel: ”Gerçek olan her şey ussal, ussal olan her şey gerçektir.” Nasıl bir gol bu böyle?!.
Bu mevzular tükenmeksizin tartışma, atışma ile uzayıp giderken İskoç Aydınlanmasının empirizm(deneycilik)in öncüleri kıta Avrupa’sından kopar. Davit Hume, Adam Smith, Adam Ferguson Rasyonalizme karşı koyarlar. Akılcılığa karşılık Deneyciliği imlerler.
Tabula Rasta (insan zihni boş bir levha gibidir).
Ama ben son sözümü yine Kant üzerinden söylüyorum: ”Beden bir tapınaktır.”
Anıl Güven
Atina-Mart
#Felsefe #Rasyonalizm #Akılcılık #Kant #Aydınlanma #Tanri #FelsefiSözler #Deneycilik
1 note
·
View note