#yüz nasıl çizilir
Explore tagged Tumblr posts
goksenparlatan · 2 months ago
Text
Yüz çizimi / Face drawing
Merhaba arkadaşlar, Bugün bir portre çizdim ve yapım aşamaları ı da fotoğrafladım. Çizimi yeni başlayanlar için rehber olabilecek bu aşamaları sizlerle paylaşıyorum. Yüz çizimi Umarım beğenirsiniz. Atölyemde çizim derslerine katılmak isterseniz 0543 7272200 numaralı telefondan bilgi alabilirsiniz! Sevgiler! Gökşen Parlatan
0 notes
seslimeram · 2 years ago
Text
Deney Sahnesinin Meramı
Tumblr media
Başlı başına bir deney sahnesi kılınıyor menzil, yer, yurt. Tahakkümü elinde tutan iktidar eliyle kotarılan, güncellenen, daimi kılınan her hamlede bir kere daha sıradan olanın her şeyinin sınamaya tabi tutulması kesinleştiriliyor. Cüretle, cürmün yan yana hallerindeki o bedene, akla, zikre ve eyleme yönelik topyekun saldırıların neticesinde hayat deneylerin ta kendisine rehin ediliyor. Bununla bir gelecek tahayyülünü bırakalım, bir şimdi dahi hiç ama hiçbir biçimde söz konusu edilemeyecek iken halen durmak yok yola devam şablonu türetilmeye devam ediliyor. Deprem fecaatinin üstünden elli küsur gün geçtikten sonrası, bütünüyle büyük, güçlü, kendi kendine yeten ülke tiradı zikredilirken olmakta olanın her nasıl bir cendere olduğu belirgindir. Onca zamandır yara sarmak bir yana, insan ayrıştıra gelen, tahakküme rehineliği / teslimiyetçiliğine göre durum alan / hiza çizen bir lider katı, yönetim anlayışının fecaat dolu tablosu karşımıza çıkartılır. Duraksamayan iktidarcılık ile çıkagelen, kesişen, yönelimini bütünüyle mahva endeksli kura gelen cerahat hallerinin yekunudur mesele.
Bir deney sahnesinin tüm unsurları var edilir böyle böyle. Dur durak bilmeden “iletişim” nam başkanlık vasıtasıyla, yazı akarda kaydedilmiş olagelen maniple edici söylemlerin birlikteliğinde her yalanla bir yeni doğrunun inşasına girişilir. Oysa daha ellinci gününde bir başına terk edilmiş olan deprem bölgesinden günbegün yaralara yenileri eklendiğine dair bilgiler geçilir. Yıkımın kırıma dönüştüğü kentler vardır. Deprem enkazları altında unutturulmuş hayatlar vardır. Can kaybı elli bin dolaylarında zikredilirken resmi kurum ve şahsiyetlerce sadece bir küçük kentteki on binlerce insanın kayıp olmasının göz ardı edilmesinden yola çıkarak birkaç yüz binlik yok oluşun üstü çizilir. Sahnenin tozu dumana katan halinin yamacında, önce sel felaketi, ardından doluya dönüşmüş yağışlar, bugünlerde de halen kendini göstere gelen taşkınlar vesaire ile birlikte bir yaşam sahnesi silsilesinin kökünün her nasıl kazılabileceği örneklenir. Çadır kentlerde yaşayanların her günleri bir sınavdır mesela. Ya sabahına gaz zehirlenmesi, ya ıslak / sular içerisinde kalma ihtimali. Konteyner kentlere ulaşabilenlerin yakınlarından kaç kişiye yetebileceği konusunda endişeli tahlilleri vardır. İhtiyacın sonu gelmeyecek ihtiyaçların kıyısından en temel olagelen temizlik / hijyen / banyo ihtiyaçlarının eksikliklerinin ta kendisidir mesela sınanış.
Bütün bu hallerin yekununda, sadece o bölge illerinde değil, olası başka kentlerde de birer ihtimal olan deprem / sel / taşkın / afetlerin her türlüsünde nasıl bir sınama halinin herkesi beklediği bir kere daha ortaya saçılır. Bu kadarıyla, böylesi bir toplamla, konserveden ol çadır satışlarına binbir hile hurdayla devlet yanınızdayız der. Bir idare genel müdürünün o bölgeye yardım için temin ettiği mont / kaban bedelini dahi yardım olarak faturalandırma halinden, irili ufaklı pek çok kentteki yardımların daha yolda yağmalanıp, çalınıp un ufak edilemeyenlerin ise yol kenarlarında çöp misali kaderine terk olunduğu bir zeminde elli küsur gün sonra hayat dair hiçbir bahis açılamaz. Bir deney sahnesi kılınan menzilde tam anlamıyla hayat eğrelti kılınır. Her şeyiyle yaşama eylemi tarumar edilendir. Cürümlerle bir ve beraberce onca nobran pratik var edilir ki, ne depremin konusu bırakılır, ne açılmış yaraların mesel edilmesi söz konusu edilir. Bütünüyle gümbürtü içerisinde hayat mefhum ve anlamca yağmaya rehindir. Seçim, sandık siyasetinin var ettiği uçurum halleri aman abi iktidarımızdan olmayalım kolaycılığı defaatle yıkımı icraat gibi bütünleştirir. Her günü deney sahnesi kılan iktidarın oyun sahasının sınırlarını da göstere gelir bütün bu hal, şu kapkaranlık gündem.
Havva Gümüşkaya'nın BirGün Gazetesindeki haberidir: “Ülke son yılların en kritik seçimlerine hızla ilerliyor. Siyaset sahnesi ısınırken işsizliğin kronikleştiği, hayat pahalılığın can alıcı noktaya geldiği, herkesin borçlandığı bu dönem, yapılacak seçimin de temel belirleyeni olacak.
AKP iktidarının yarattığı kriz, toplumu derin bir bunalıma sürüklerken ülkenin en temel ve kronikleşen üç sorununda yaşanan seyir, 20 yılın "kayıp yıllar" olduğunu gözler önüne seriyor.
İşsizlik Kronikleşti
AKP’nin 20 yılı aşkın iktidarı döneminde işsizlik ortalaması yüzde 10’un üzerine çıktı. AKP iktidarı öncesinde yüzde 8 dolayında olan işsizlik, 2001 krizinde ilk kez yüzde 11 düzeyine çıktı ve bu tarihten itibaren çift haneli rakamların arasında gitti geldi.
AKP döneminde yeni işsizlik türleri de toplumun hafızasına yerleşti. "Ümitsiz işsizler" ve "ne eğitimde ne istihdamdaki gençler" işsizliğin AKP döneminde kronikleştiğinin de göstergesi oldu.
Son açıklanan verilere göre 15 ve üzeri yaştaki 1 milyon 648 bin kişinin iş bulma ümidi kalmadı. Üstelik bu sayının 352 bini 15-24 yaş arasındaki gençlerden oluşuyor. Başka bir ifadeyle 100 ümitsiz işsizden 21’i genç.
Genç işsizliğinde en önemli istatistiği ne eğitimde ne de istihdamda yer alan gençlere ilişkin veriler oluşturuyor. TÜİK verilerine göre 2022 yılında ülkede 12 milyon genç nüfus bulunuyor. Ancak bu gençlerin 2 milyon 900 bini ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. Ülke genelinde 858 bin kişi bir yıldan daha uzun süredir işsiz. Bunların yüzde 12’sini ise 3 yıldan daha uzun süredir aktif olarak iş arayanlar oluşturuyor.
Herkes Borçlu
Ekonomik kriz döneminde geçinemeyen halk, bankalara mecbur bırakıldı. AKP döneminde borca girmeden zorunlu ihtiyaçlar bile karşılanamaz hale geldi. Geçmişte ikramiyesi ile araba, konut alabilen emekliler geçinebilmek için bankalara borçlanmaya başladı. Öğrenciden emekliye toplumun her kesimi bankalara borçlu durumunda.
Bireysel kredi kullananların sayısı son bir yılda 2 milyon kişi artarak 38,3 milyon kişiye ulaştı. Yüksek enflasyon karşısında düşük kalan kredi faizleri borçlanmayı daha da tetikledi. Ortalama kredi bakiyesi 42,9 bin TL düzeyine çıktı.
Ancak bu süreçte kredi borcunu ödeyemeyen kişi sayısı da milyonlarla ifade edilmeye başlandı. Sadece 2022 yılında bireysel kredi borcunu ödeyemeyen kişi sayısı 1 milyonu aştı. 2023’ün ilk ayında ise 92 bin kişi bireysel kredi borcunu ödeyemedi. Bireysel kredilerin toplam bakiyesi ise 1,7 trilyon TL’yi aştı. Bu yıl ilk kez kredili mevduat hesabı (KMH) kullanan kişi sayısı ise 547 bin ile rekor seviyeye çıktı. Geçen yılın aynı döneminde ilk kez KMH kullanan kişi sayısı 427 bin olarak açıklandı, bir yılda bu sayı da yüzde 28 oranında arttı.
İcra iflas dairelerindeki dosya sayısı ise sürekli artarak 23 milyon 141 bin oldu.
Uçurum Büyüdü
Bataklığa saplanan ülke ekonomisi, toplumun cebine de darbe vuruyor. Her kesimden yurttaş, hayat pahalılığından şikâyet ediyor. Enflasyon ve kur artışlarıyla vücut bulan makroiktisadi istikrarsızlıklar topluma yoksulluk olarak yansıdı. Özellikle son iki yılda uygulanan ekonomi politikaları işsizin, emeklinin, asgari ücretlinin, asgari ücrete yakın gelir elde edenlerin hızla yoksullaşmasına neden oldu. Gelir ve servet dağılımındaki uçurum derinleşti.
AKP, iktidara geldiği kriz döneminde yüzde 29,7 olan enflasyonu IMF programlarının da etkisiyle düşürdü. Ancak 2022 sonunda enflasyon oranı yüzde 64,3’e çıktı. Pandeminin ardından artan gıda fiyatları tüm dünyada düşerken Türkiye’de artmaya devam etti. Gıda enflasyonu üç haneli rakamları gördü.
"Ekonomideki Büyüme ��aibeli"
Prof. Dr. Öner Günçavdı, 20 yıllık AKP döneminin çözülemeyen ve giderek kronikleşen sorunlarını büyüme perspektifinde değerlendirmek gerektiğini söyledi. “Büyümenin niteliğine bakmak gerekiyor” diyen Günçavdı, büyümenin kâğıt üzerinde gerçekleştiğini belirterek şunları söyledi: “AKP’li yıllarda büyüme ağırlıklı olarak inşaat faaliyetlerinden oluştu ve bir de bankacılık ile sigortacılık faaliyetlerinden sağlandı. Büyümenin bu niteliği istihdam yaratmıyor. Buradan elde edilen büyüme sorunlu bir büyümedir. Gerçek anlamda bir büyümenin sanayi üzerinden gerçekleşmesini bekleriz. Bizim gibi ülkeler bunu gerçekleştiremiyor. Bu da beraberinde işsizlik ve enflasyonu getiriyor. Ekonominin temel sıkıntısı aslında buradan kaynaklanıyor.”
Hormonlu Refah
Borçla yapılan harcamanın ‘hormonlu’ bir refah olduğunu kaydeden Günçavdı, “İnsanlar geçmişte daha çok gelirlerinden harcama yapıyordu” dedi ve ekledi: “Son yıllarda finansallaşmayla insanlar borçlanarak daha fazla harcama yapabilme imkânına erişti. Bu da harcama ile refahın artmasına neden oldu. Biz buna ‘ödünç refah’ ya da ‘hormonlu refah’ diyoruz. Daha sonra bu borçların üretim yapılarak kapatılması lazım ancak bu da olmadı. Aşırı finansallaşma ile borcun borçla kapanması dönemi başladı. ABD’de başlayan bu kriz, Türkiye’de siyasi alanda AKP gibi bir parti çıkardı. Türkiye’nin son 20 yılına damga vurdu.”
AKP’nin zayıflamasının temel nedenini geçmişteki mali imkânlara sahip olamamasına bağlayan Günçavdı, “AKP’nin temel çıkmazı da bu oluyor. Türkiye elverişli konjonktürü lehine kullanamamıştır. Boşu boşuna geçen bir 20 yıl olmuştur. Boşu boşuna kaynaklar heba edilmiştir. Netice elimizde giderek artan borçlu ve enflasyon kalmıştır. Büyüme şaibeli bir noktaya gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Gelir dağılımındaki bozulmanın tesadüf olmadığının altını çizen Günçavdı, şöyle konuştu: “Gelir dağılımı ve yoksulluk meselesi ülkede izlenilen politikaların sonucudur. Eskisi kadar ucuz kaynak bulamaz hale geldik. Burada kaynakların dağılımı eskisinden çok daha önemli hale gelir. İşte burada herkese yetecek kaynak olmadığı için tercihte bulunmak gerekiyordu. Bu bir çaresizlikti çünkü mevcut politikayı sürdürebilmek için kaynağa ihtiyaç var dışarıdan bulamayınca içeride farklı kesimlerin gelirine el koymak zorunda kaldı. Gelir dağılımındaki bozulma tipik bir müdahaleci ekonominin sonucu olarak bizim karşımıza çıktı.”
Başlı başına bir deney sahnesi kılınıyor menzil, yer, yurt. Tek bir mesel, tek bir haberde hali hazırda yaşama düşürülmüş olan gölgelerin ağırlığı bir kere daha açığa çıkıyor. Öyle bir sınanış hali ki kesintisiz cürümler, aralıksız engeller, bitimsiz bir mahvediş seremonisi duraksanmadan hayatın orta yerinde imal ediliyor. Yoksulluk, borç batağı, birbirinden bir biçimde bağımsız ilerleyen gibi gösterilen yeni rant pazarları, minik minik milyonerler ve bitimsiz hanedanlıktan beslenmeye devam eden sülükler ve nicesinin ortasında bütün var edilen güçlü ülke, kendine yeten ülke imi de tarumar oluyor. Her şey bir deney kılınırken hemen her şekilde yaşamın ehven olanla bağının çürütülmesi gerçekliğine kavuşturuluyor her daim olduğu gibi. Ne yakın ne uzak erim hiçbir biçimde tek bir iyi gününün bırakmak bir yana söz konusu bile edilmediği bir menzilde onca yıkıcı ihtimal, deprem bölgesinden şu anda yıkıma aday koca koca illerdeki harap viran mezar evlerinde sıralarını bekleyen o bizlere her şekilde bir uçurumu imgeliyor. Ne ki tek bir dur, tek bir durağı yok bu hallerin bir sonunu getirmek akla düşürülmüyor.
Gündem dolgusu malzeme sıkıntısı, mevzu yaratma konusunda eksikliğini görmeyen bir iktidar pratiği yaşatılan her günü deney sahnesi kılınıyor. Denekler hep sıradan insanlar! Tümüyle mağduriyet devşirip, olmakta olanın önünü alabilmek, gemiyi bir süre daha en az beş yıllığına ol meşum iktidarcılık ile yönetebilmek için var edilmiş hilelerle yürümeye devam olunsun isteniyor. Genel geçer değil, lafta hiç değil yirmi bir yıllık koca bir iktidar olma hali ve var edilmiş onca kırıma rağmen bu yönelimin hayatı ehven değil artık açıkta aleni bir biçimde rastlantısal olana evirdiği yerde, sıradan hayatlar nereye kadar sınanacak ve bu sınamalar nerede son bulacaktır! Yinelenen, yeniden ve yeniden imal olunanlar bir biçimde o sorguyu beraberinde getirir. Neo-liberalizmin en keskin dönemeci içerisinde her yıkım, fecaat, acıyı kendisine rant kapısı görenlerin elinden hayatı geri kazanmak için mücadele edilecek midir? Öncesi, yıldırı, tehdit ve tahakküm, Kürd illerinde abluka ile geçilmiş birkaç yıl. Sonrası, ekonomik buhranın birinci evresi ve üstüne bindirilmiş olan o pandeminin onarılmaz yaraları, sayı kılınmış hayatlar. Bitimsiz bir sınır ötesi operasyon tutsaklığı, harcanan milyar milyar dolarlar. Kesintisiz bir yağma, hemen daha dün gibi olan Deprem yıkımı, sonrasında ne haliniz varsa görüne terk olunan yaşamlar, yine sayı kılınmış kayıplar, üstelik bu sefer yalanlar daha açık. İyi de bunca badire, böyle bir denek kılınıp, sınama sürekliliği içerisinde hayat nerede muhafaza edilebilir. Var ettiğimizi sana durduğumuz şey hayat mıdır? Bütünüyle her ihtimal, her şekilde umut, tahayyül, pratik ve benzeri edimler / eylemler elimizden çalınırken, alarm zilleri hepimiz için çalarken gümbür gümbür uyanmak ne zamandır, sahiden uyanmak...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Concretetree - Camila ECHAVARRIA – Camilae.com
0 notes
camillacammy · 2 years ago
Link
0 notes
kolaycizimler · 2 years ago
Text
Tumblr media
Çocuklar için Kolay İnek Karikatür Yüz Resmi Nasıl Çizilir? Yazımız içerisinde Yazdırılabilir İnek Boyama Sayfasına ulaşabilirsiniz. https://www.kolaycizimler.com/sevimli-inek-karikatur-resmi-nasil-cizilir/
1 note · View note
webportalim · 4 years ago
Video
youtube
Yüz Çizimi - Karakalem Portre adım adım kolay nasıl çizilir?
2 notes · View notes
venusunruhu · 3 years ago
Text
Tumblr media
"Bardak dolu" ( Optimist )
"Bardak boş" ( Pesimist )
"Bardak yok " ( Nihilist)
"Bardak benim olmalı" ( Emperyalist )
"Bardaktan seri üretime geçelim" (Kapitalist)
"Bu bardak ne yenir be" ( Mazohist )
"Bardağı alın oradan kırarım yoksa"(Sadist)
"Bi bardak su versene" ( Konformist )
"Bardağın güzelliğine bak, aynı ben" ( Narsist )
"Bu bardağı da bulamayanlar var" (Hümanist )
"Bardağı bize vermezseniz onu bir daha göremezsiniz" (Anarşist)
"Bardağı yoldaşlarla birlikte kullanalım" (Komünist)
"Bardağı yıkarken kırmayalım" (Sosyalist)
"Yarısı dolu yarısı boş bardak ne demek? kırın gitsin" (Faşist)
"Bazen öyle bi bardak düşlüyorum ki" (Ütopist)
"Kadın bardağı aldı ve narin dudaklarına götürdü (Senarist)
"Bu bardak sadece benim" (Egoist)
"Bi kere ince belli bardak ne demek?" (Feminist)
"Bu bardaktan bir gün öyle çok olacak ki (İdealist)
"Bardak gibi görünüyor da test edelim bakalım bardak mı?" (Pozitivist)
"Bu bardağın asıl sahibi kimse fikrimi ona söylerim" (Despotist)
"Bardak yenmez ağızı kesilir, insan eti mi bu (Kanibalist)
"Bardağı metal tercih ederim, bu hemen kırılır" (Militarist)
"Bardakları asıl yüz yıl sonra gör bak nasıl olacak" (Fütürist)
"Bardağın çizgileri çok keskin" (Kübist)
"Bardak güzel de biraz büyük" (Minimalist)
"Bardak kesin bizim imalatımız, kimse böyle yapamaz (Şovenist)
"Bardağı odanıza yolluyorum efendim" (Resepsiyonist )
"Bardağın altında karşıt renkten bir örtü koyamadınız mı?" (Sitilist)
"Kolay bir obje; rahat çizilir" (Karikatürist)
"Bardağın orada duruyor olması asla bir tesadüf değil; döngü gereği" (Determinist)
"Bardağın şekli güzel; bir fotosunu çekeyim lazım olur" (Oportunist)
"Alelade bardak işte" (Sürrealist)
"Bardak camdır, cam da kum ve burada hayat gizli" (Panteist)
Nasıl diyo siz, su istiyo ben (Turist)
Bu bardak ne? Niye kristal değil (Assolist)
Hemen atlamayın; bardak olmayabilir o (Sofist)
Altı üstü yarısı dolu bi bardak Amma uzattınız (Realist)
Hani derler ya bir bardak suda fırtına kopartmak diye; işte burada deyim cuk oturmuş🙏🙏💖💖
10 notes · View notes
cetinkayahilal · 5 years ago
Text
Tumblr media
Neyin doğru neyin yanlış olduğunu söylenir, yazılır, çizilir de uygulamaya gelince aksaklıklar olur. İşte burada nasıl uygulanacağına canlı canlı tanık oluyorsun. İlk iki yüz sayfasını aşmayı başarırsan gerisi geliyor şaşkınlığa gark eden yerlerde durup bir daha okuyor üzerine düşünüyorsun. Yeni bir insan tipi nasıl olmalı, nasıl davranmalı ölçüyü hangi kriterlere kime göre belirlemeli cevabını almak için satırlara arasında kaybolmaya çağırıyorum sizi. Siz o satırlarda kaybolduğunuzu zannederken arada yazar çıkıyor karşınıza ve bütün düşlerinizi alt üst ediyor.
1 note · View note
falcibaba · 2 years ago
Text
Sarımsak büyüsü
Tumblr media
Sarımsak Büyüsü
Seven kişinin aşkı için savaşması ve aşkını ayakta tutabilmesi için yapması gereken bazı uygulamalar bulunmaktadır. Sarımsak büyüsü de bunlardan biridir.
Tumblr media
Sarımsak büyüsü
Sarımsak Büyüsü özeti
Kişiler ne gibi durumlarda sarımsak büyüsü yaptırma ihtiyacı duyarlar. Sorunun cevabı oldukça basittir. Kişi birisine çok büyük ilgi duyuyor, bu ilgiden karşı taraf haberdar değil veya hissetse dahi kişiye karşı ilgisiz kalmayı sürdürüyor. Bu gibi durumlarda sarımsak büyüsü yaptırmak kesinlikle dikkatini çekmek istenilen kişinin büyüyü yapan kişiye büyük bir ilgi duymasını sağlamaktadır. Bu ilgi zaman içerisinde büyüyü yapan kişiye aşık olmasını sağlayacaktır. Aşkın kişiler üzerinizdeki etkisi zaman kavramını dahi değiştirmektedir. Günlük olaylar artık kişinin ilgisini çekmez. Sıradan insanların sıradan yaşamlarının dışına çıkarak yeni bir hayata bakışla gözleri yaşama açılır. Aşkın mistik gücü kişilere eşsiz ve yüce bir değer kazandırır. En etkili aşk büyüsü olan sarımsak büyüsü eskiler tarafından oldukça iddialı aşk büyüsü sarımsak büyüsü olarak bilinir. Sarımsak büyüsü aşk büyülerinin içinde en etkili olanı ve kesin sonuç verenidir fakat aşk için yapılan sarımsak büyüsünü çok az kişi bilmektedir. Aşk büyüsü olan sarımsak büyüsü için en uygun saat sabah güneşin doğmadan on, on beş dakika öncesi olan saattir. Sarımsak büyüsü uygulamasına başlamadan önce keskin kokulu olan bir tütsü yakılması çok daha fayda olacaktır.
Sarımsak büyüsü Nasıl Yapılır?
Sarımsak büyüsünü yapmak için en uygun olan zaman güneş doğmadan önce ki on beş dakikalık olan zaman dilimdir. Sarımsak büyüsü uygulamasını yapmaya başlamadan önce kokusu oldukça baskın olan bir tütsü yakmak faydalı olacaktır. Sarımsak büyüsü uygulamasında iri diş bir sarımsak alınır. Sarımsağın kabukları soyulduktan sonra bıçak yardımıyla dikkatlice ince ince kenarları kesilerek sivriltilir. İnceltilerek sivrileştirilen sarımsağın içersinde bulunan özsuyu çıkartılır. Emici özelliğe sahip olan temiz bir beyaz kâğıt alınır. Kâğıt seçilirken kâğıdın yağlı olmamasına özen gösterilmelidir. İnceltilmiş olan sarımsağın sivri kısmıyla kâğıda büyükçe bir daire çizilir. Çizilen dairenin içerisine büyü yapılarak âşık edilmesi istenilen kişinin adı, annesinin adı ve aşık olması istenilen kişinin adı büyük ve okunaklı olacak şekilde yazılır. Gül’ün kızı Melek aşkımdan yanıp tutuşsun gibi örneğin. Daha sonra bu yazılı olan kâğıt madeni bir tabak içine konarak yakılır. Kâğıdın her yeri tam kül olana kadar yakılır. Küller karıştırılarak toz haline getirilir. Toz haline gelen küller büyü yapılan kişinin evinin kapı koluna, kapı eşikliğine, paspasının üzerine sürülmeli veya dökülmelidir. Bu uygulamanın amacı küllerin büyü yapılan kişiye ulaşmasıdır. Küller büyü yapılan kişiye ne kadar yakın olursa büyü o kadar hızlı etki eder. Tüm bu uygulamaların haricinde büyü yapılan kişiyle görüşme imkanı olur ve külü o kişinin yiyeceğinin tabağın altına veya içeceğinin bardağın altına sürülmesi ve hatta tokalaşma sırasında ele bulaştırılan külün büyü yapılan kişinin eline bulaştırılması büyünün en hızlı bir şekilde etki etmesini sağlayacaktır.
Sarımsak büyüsü Nasıl Bozulur?
Tumblr media
Sarımsak büyüsü Nasıl _ Büyü Bozmak için bir bardak su alınır. Aşağıda verilmiş olunan ayetleri ve sureleri sıra zincirinde okumaya devam edilir. Her okunan ayet ve sureler zaman zaman suya ve kişiye nefes edilir. Bu okunmuş olunan suyun önce bir kısmı içilir, geri kalan bir kısmıyla da eller, yüz ve vücudun belirli yerlerine sürülerek istifade edilmiş olunur. Bu uygulama her gün aksatılmadan 11 gün boyunca sabah namazının arkasından kişi kendisine veya büyü yapılmış olan kişiye uygulanır. Her yapılan uygulama bir güne mahsus olmaktadır. Bir kere yapılan uygulama aynı gün uygulanmalıdır ve her gün için yeni okumalı uygulama tekrarlanmalıdır. Bu uygulama sonrasında kişinin üzerinde bulunan her türlü sihir, büyü ve nazar var ise hepsi yol olmuş olur. Suyun okuma uygulaması bittikten sonra bir adet kesme şeker kullanılmalıdır. - önce eüzü besmele çekilir 7 kere ayetel kürsi okunur. - 7 kere Taha suresi ayet 67–68–69 sayfa 317 bu ayette okunur. - 3 kez inşirah suresi okunur - 3 kez ihlâsı şerif okunur - 3 kez Felak suresi okunur - 3 kez nas suresi okunur - tekrar 7 kez ayetel kürsi okunur - 7 fatiha yı şerif okunur - 7 ihlâs suresi okunur. - tekrar 7 felak suresi okunur - tekrar 7 nas suresi okunur Bu uygulama ile yola çıkan kişi arzu ettiği büyü bozma uygulamasıyla kendisinde bulunan şeyi gidermiş olur. Günümüzde sıkça tercih edildiğini ve gerçekten de etkili olduğunu bir kez daha belirtmekte fayda var. Read the full article
0 notes
narfalcafe · 3 years ago
Photo
Tumblr media
https://www.narfal.com/blog/turk-islam-kulturunde-fal/
Türk İslam Kültüründe Fal
Türk İslam Kültüründe Kullanılan Fal Çeşitleri Nelerdir?
Pek çok toplum eski zamanlardan beri farklı fal çeşitlerini denemiştir. Bakıldığında her bir toplumun kendine ait bir fal çeşidi olduğu görülmektedir. İlk medeniyetlerden günümüze kadar gelen bu fal yolcuğunda eski Türk İslam toplumlarına ait fal çeşitleri karşımıza çıkar. Hem İslam’dan önce hem de İslam’dan sonra bakılan çeşitli fallar bulunur.
Günümüzde popüler hale gelen kahve falı, tarot falı, iskambil falı, ateş falı, melek falı gibi falların tarihi buralara dayanmaktadır. Fal çeşitlerinin her birinde başka malzemeler kullanılır. Toplumlar aynı fal türünde bile farklı malzemeleri kullanmıştır. Her toplumun falcısı farklı ve bu konuda uzmandır. Peki, Türk İslam kültüründe ortaya çıkan fal çeşitleri nelerdir ve nasıl yapılır gelin hep birlikte bunu inceleyelim.
Kitap Falı
Kitap falının uygulanması için ünlü ve ermiş bir kişinin kitabından faydalanılır. Özellikle Mevlana’nın kitapları bu falda fazlasıyla kullanılmıştır. Kitap alındıktan sonra ona odaklanılır ve herhangi bir sayfa açılır. Açılan sayfada çıkan cümleler yorumlanır.
Yıldız Falı
Gökyüzü her daim insanların dikkatini çekmiştir. Özellikle eski dönemlerde bulunan insanlar gökyüzüne epey ilgi göstermiştir. Zaten astrolojinin tarihi de çok eski dönemlere dayanmaktadır. Yıldız falında yıldızların ve diğer gök cisimlerinin hareketlerine dikkat edilir. Bu hareketlerden yola çıkılara birçok yorum yapılırdı. Şuan bilinen yıldıznamenin tarihi de bu dönemlerden gelmektedir.
Aşık Kemiği Falı
Aşık kemiği, hayvanlarda bulunan oyluk kemiğinin esnekliğini sağlayan kısımdır. Şekli tıpkı dikdörtgene benzer. O dönemin uzman ve gerçek falcıları bu kemiği ya havaya atar ya da yerde yuvarlardı. Kemiğin belli bir yönünün gelmesi olumlu anlamlara geliyordu. Gelen yöne göre falcı, farklı yorumlarda bulunuyordu.
Kürek Kemiği Falı
Genelde Kırgızlar, Kazaklar, Araplar, Moğollarda kullanılan bir yöntemdir. Ayrıca eski Yunan’da da oldukça popüler bir hale gelmiştir. Fal konusunda uzman olan kişiler, tamamen bu iş için özel olarak yapılan bir ocakta işlemi gerçekleştirir. Kürek kemiği, ocakta iyice kızgın hale getirilir. Ardından üzerinde oluşan çizgilerin şekline bakılır. Bu şekillerden yola çıkılarak da geleceğe dair yorumlar söylenirdi.
Kumalak Falı
Bu fal için özellikle 41 adet kumalak gereklidir. Bu taş, nohut, fasulye vb. bir malzeme olabilir. Malzeme belirlendikten ve bundan 41 adet alındıktan sonra falcı tarafından karıştırılır. Tamamen rastgele olacak şekilde dizilir. Ayrıca bu işlem tek bir defa yapılmaz. Art arda birkaç defa malzemeler karıştırılır ve dizilir. Her seferinde oluşan şekil için farklı bir yorum yapılır.
Remil (Kum Falı)
Gerekli olan en önemli malzeme kumdur. Yapılacak alanın temiz olması şarttır. Kumun üzerine bazı çizgiler ve noktalar çizilir. Bu şekillere bakılarak yorumlar yapılır ve tahminler yürütülür. Ayrıca bu oluşturulan şekillerin burçlar ve yıldızlarla bağlantısı kurulur. Bağlantı aracılığı ile de yorumlar yapılır.
Kıyafet Falı
Kıyafet falında tamamen kişinin dış görünüşüne odaklanılır. Kişinin duruşu, kıyafeti, tavırları, yüz şekli, vücut şekline bakılır ve bu şekilde karakteri analiz edilir.
Kur’a Falı
Aslında zar falına benzeyen bir çeşittir. Zara benzeyen bir taşın her tarafına farklı şekiller çizilir. Şekil çizilen bu taşlar rastgele atılır. Hangi taraf üstte çıktıysa bu tarafın üzerinde bulunan şekle göre tahminler söylenir.
1 note · View note
seslimeram · 2 years ago
Text
Asgari Ücret, Kısıtlanan Hayat!
Tumblr media
Hiçbir yere ilerlemeyen, her durumda kendi yerinde saymalarla gününü geçiren bir yerin hakikati karşımızda yükseliyor. Devletlinin alaya aldığı, iktidar pratiğinin konforundan ol türetilen her hamlenin başat bir eksiltmeyi, eksik kılmayı var ettiği bir düzlemde hayatın tam anlamıyla sabitlenmesi, bildiğiniz ol gerilemeye demir attırılması meselesi bugünün hakikati olarak var ediliyor. Bir yeni yılın daha ilk haftasında savunula gelenlerle birlikte imaline devam olunanlar bu açmazlar silsilesini bildiriyor bir kere daha. Hiçbir yere ama hiçbir yere ilerlemeyen, her dem kendi eksenine demirlemiş, dibine göçmeye devamlılığı sağlama alan bir cerahatle memleket / yaşatan yer olmaktan alıkonuluyor vesselam. Tümü birden bir badireler sağanağı altında kalakalıyor memleket. Topyekun bir devamlılığa tam ve eksiksiz halde rehin edilerek kendi döngüsünü yeniden var ediyor memleket. Çürüten, eksilten ve tükenişi bir menzilde düpedüz bir normatif kılan akılla hayat zehir ediliyor her anlamda.
Daha senenin başında kendi vurgununu yeniden imal ederek herkesi bir doğrultuda esir edip, eksik gedik kılan bir yurt tahayyülü hakikatine kavuşturulur. Sabitlenmiş olagelen asgari maaşların handiyse toplumun yüzde altmışını esir aldığı bir zeminde, sabit fiyatlarla tüm o enflasyon yenildi, ezildi masalları zikredilirken çürüme sabitlenir. Hiçbir umudun yirmi dört saatten uzun yaşatılmadığı bir düzlemde, asgari hayatlar için iki gıdım nefes almanın dahi önü alınır. Topyekun sekiz bin beş yüz liralık bir tahayyülle, geçinirsiniz buyrulur. O araftan çıka gelen enflasyon yenildi denilip durulurken, yoksulluk sınırının dokuz bin lirayı çoktan geçtiği bir menzil gerçekliği mesel olunmasın istenir. Hem zaten yaşamanın bir tek sermaye, özel sektör, patronaja çalışmaktan ibaret bir mesel olduğunun altı bir kere daha çizilir. Tümüyle minimum on saatten, on dört saatlere kadar çalışmanın şart koşulduğu, modern kölelik şartlarında, ne izinin var edilebilip, ne en ufak bir hakkıın tam anlamıyla tanzim olunabildiği, geçerli kılınabildiği bir güncellik yaşamak diye bildirilir. Onu tamamlayan bir devlet ahkamının sunduğu, kesesinden sadece memurlarına yüzde 30 civarında bir zammın reva görüldüğü, özel sektörün de onları takip ederek, asgari ücretten beyan edip, minimum altı – maksimum yedi bin liralara çalıştırmanın değer, kazanım ve hakkaniyet olarak bildirildiği bir zeminde kim nasıl gerilemeden bahsedemez ki sahiden?
Ankara, Sincan Organize Sanayi Bölgesinden Bir Metal İşçisinin Evrensel Gazetesinde yayınlanmış meramını aktaralım: “Erdoğan’ın asgari ücreti 8500 TL olarak açıklamasının ardından Sincan Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikalardan arkadaşlarla zammı konuştuk. Çoğu AKP’ye ve MHP’den kopmuş, bir kısmı hâlâ hükümeti savunan, bir kısmı da eskiden beri AKP’ye muhalif işçiler. Zam öncesi beklenti daha yüksek, tahmin 8 bin-8 bin 500 lira arasında idi. Bu bakımdan hükümet işçilere bir sürpriz yapmadı. Bazı işçilerin umutla sorduğu “Bakalım görelim seçim yılı iyi bir zam yapacak mı yoksa yine kodamanlara mı çalışacak?” sorusu da cevabını bulmuş oldu. Zammı beğenen, “Ancak bu kadar olurdu daha ne yapsınlar” diyen yok. Hemen arkasından marketlere gelen zam yağmuru, yakında Ankara’ya da gelir dedirten İstanbul ulaşım zamları da üstüne tuz biber ekti. Ama konuşmak gereken bazı başka konular var. Ben biraz bunlarla ilgili gördüklerimi ve düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Örgütsüz İşçiler Enflasyon Nedeniyle Zam Almaya Korkar Hale Geldi
“Ücretlere zam geldikçe enflasyon artar” mı? Şu anda işçilerin çoğunda buna benzer düşünceler var. Doğrudan böyle söyleyenlerin yanında buradan etkilenen değerlendirmeler yapanlar da az değil. “Yeter ki hiçbir şeye zam gelmesin, gerekirse asgari ücrete de zam yapmasınlar” diyenlerin sayısı geçen senelerden çok. Örgütsüz ve mücadele edemeyen işçiler, enflasyon nedeniyle neredeyse zam almaya korkar hale geldiler. Ama az sayıda da olsa “Patronlar kârlarından vazgeçmiyor, kaşıkla verdiklerini kepçeyle geri almaya çalışıyorlar” diyen işçiler de var. Elbette fiyatlar ve enflasyon, ücretlere zam geldi diye artmıyor. Önceki yıllarda fiyatların patladığı dönemleri hatırlarsak hiçbiri zam dönemleri de değildi zaten. Geçen sene ekim ayında döviz ve enflasyon patlamıştı. 2018 yılında başlayan ekonomik kriz öncesinde de enflasyonun en çok arttığı aylar Haziran-Ekim ayları idi. Hatta asgari ücret zammının açıklandığı aralık ayında TÜİK enflasyonda küçük bir düşüş bile açıklamıştı.
“Asgari ücret çok artarsa enflasyon aşırı yükselir” değerlendirmesi özellikle son yıllarda bir şekilde işçilere yedirildi ama bir yalandan ibarettir. Yandaş medya, patronlar ve hükumet bu propagandayı işçileri sindirmek için bir araç olarak kullanıyorlar. Biz işçiler olarak dün satın aldığımız şeyleri bile alamaz olduk, enflasyonu nasıl biz arttırıyor olabiliriz? Uzun lafın kısası patronlar kaşıkla verdiklerini kepçeyle geri alıyorlar. Hükumet de artan vergiler sayesinde, para daha elimize geçmeden geri alma çabasında.
"Yüksek Maaş Yüzünden İflas Eden Patron Yok!"
Çeşitli fabrikalarda ortak olan bir başka söylenti de asgari ücret yükseldi diye işçi çıkarılacağı şeklinde. Oysaki patronlar bizim sayemizde ödedikleri ücretten çok daha fazla kâr ediyorlar. Yapılacak iş olduğu sürece ödediği ücrete bakmadan bizi çalıştırırlar. İş olmayan dönemlerde ise asgari ücrette hiç zam gelmese bile yine işçi çıkarıyorlar. Bu da patronların işçileri sindirmek için yaydığı söylentilerden biri. “Ücretler çok artarsa batarız, işçi çıkarırız vs.” diyerek işçileri sindirmek istiyorlar. Ama maaşlar yüksek olduğu için iflas eden ya da işi olduğu halde işçi çıkaran patron da görmüyoruz hiç. Sincan organize sanayide zam döneminden çok önce de çok sayıda işçi çıkaran fabrikalar oldu. Aralık ayı itibari ile de çıkaranlar var. Ama işleri açılan, işçiye ihtiyacı olan fabrikalardan çok sayıda işçi alanlar da var.
"Sendikayı Biz Değiştirmezsek Kimse Değiştirmez"
Türk-İş’in ve diğer sendikaların bu süreçte hiçbir şey yapmamaları da çok konuşuluyor. Genel olarak sendikalara bir öfke var. Bakanın “8 bin liranın çok üzerine çıkmayın diyen sendikacılar var” şeklindeki sözleri de bu öfkeyi arttırdı. Tabi bakan da bu öfkeden nasibini aldı arada. “Elini tutan mı var, madem çok düşünüyorsun işçiyi, sen verseydin zammı” diyen işçi sayısı da az değil. Biz işçiler olarak sendikalarla sendikacıları birbirinden ayırmayı öğrenmek zorundayız. Mücadele etmek, birlik olmak, durumumuzu düzeltmek için bu sendikalara ihtiyacımız var. Ama şu anda sendikaların yönetimlerinde oturan sendikacılar yüzünden sendikalar mücadele araçları olarak değil, işçinin elini kolunu bağlama kurumları olarak çalışıyor. Bunu işçiler olarak biz değiştirmezsek kimse değiştirmez. Çünkü patronlar, hükümet ve sendika bürokratları, yöneticileri bu durumdan gayet memnun. Mücadele etmek ve sendika yönetimlerine mücadeleci gerçek işçileri getirmek zorundayız. “Çok işçi çalıştırsam fazla mesai yaptırmam” diyen patronlar. Son yıllarda patronlardan ya da müdürlerinden buna benzer şeyler de duyar olduk. Bir miktar işçiyi de ikna etmese bile kafalarını karıştırabiliyor. İşçiler ancak fazla mesai ile geçinebildikleri için bazı fabrikalarda müdürler, patronlar “maaşlar düşük olduğu için çok işçi almıyorum ki siz fazla mesai yaparak en azından biraz durumu kurtarın, ama mesai istemiyorsanız işçi alayım, size vereceğim parayı ona veririm, benim için fark etmez” diyorlar. Bu utanmazlığa ne demek lazım? Kıdem tazminatı, servis, yemek, iş kıyafetleri, makine alet sayısı gibi harcamaları hesaplıyorlar, az işçiyle çok iş yapmak daha kârlı geldiği için fazla mesaili çalışma düzenliyorlar. Yoksa işçiyi düşündüklerinden falan değil. Zam konusunun daha pek çok yönü var tabi konuşulan, ama en sık duyduklarımız bunlardı. Bir zam daha açıklandı. Şimdi artık ne yapacağımızı düşünüp, konuşup harekete geçme zamanıdır.”
Hiçbir yere ilerlemeyen, olduğu yere mıh gibi saplanan bir cerahat sarmalı, boyunduruk kılınmış olagelen asgari ücret zammının var ettiği eşiği göstermesi açısından düşündürücü bir eşik bildirilir. Bir kere daha ezberleriyle yol alan / bulan / yönünü belirleyen, sermaye, devlet ve aynı yıkıcılığı sahiplenen sendikaların suna geldiği cürmün / sessizce riayet etme halinin tümden bir sınırlandırma halini var etmesi imgelenir. Her şey yerli yerinde bir gerilemeye çıkarken, her gün bir öncesinden de ağır kılınmış bir muteberlik hallerinin savaşına dönüştürülürken bir de açlık oyunları güncellenir. Geleceksiz yoksunlaştırılması kadar ümidi de zayi edilmeye çalışılan bir ülkenin genel geçer değil doğrudan imalinin var edilmesine karşı bir isyana meram ortaya serilir. İktidar partili, düz yolcu, ortanın sağı ya da herhangi bir başka cenahtan olsun emekçilerin siyaset üstü birlikteliği ya da tümü birden bir yaşama istemi, müşterek bir savunuya karşıt yükseltilen direnç / sınırlandırma hali karşısında hayat ne haldedir, buna dair bir tahayyüldür. Ne yapılacağının sorgusunun ne kadar elzem olduğu bir kere daha seslendirildiği, yazıya düştüğü gibi konuşup, eyleme geçerek, itiraz hakkını yükselterek mümkün olacaktır. Asgari yaşam ücretinin, yaşamsal o hakların talan edildiği, imhasının önünün açıldığı bir zeminde hiç kimse için bir iyileştirme olmadığı afakiyken, yarının her nasıl muallak olduğunun meselesi artık gözler önündedir, sahiden duyanı var mıdır?
Yerinde saymalara devam diyen bir ülkenin sureti kendiliğinden bir kere daha görünürlük kazanır. Yinelemekte fayda olan, asgari ücret ile yoksulluk sınırının paralelliği arasında kurumsallaştırılan her ön alma bir kere daha sıradan insanların deneye kobay her nasıl kılındığı da göstere gelir. Cürme rehin, geleceğinden umutsuz, yarınından çoktan feragat etmiş bir yerin imali söz konusudur artık. Enflasyonun başını ezdik, yeni yüzyılın şartları gereği herkesin refah payını arttırdık, uçuyoruz, kaçıyoruz, şahlanıyoruz bahislerinin hemen dibinde bir çürüme gerçekliğine kavuşur. Kesintisiz olagelen her eylemin ardılı gibi bu tahayyüller silsilesi, duraksamadan var edilen müdahalelerle birlikte kölelik bir kere daha sabitlenir. Hiçbir yere yetişmeyen bir ücret için feragat ettirilen şey koca bir hayat imgesidir. Ne okuyan, ne duyan, ne seyreden, ne sorgulayan, ne itiraz hakkını var eden, ne hükümlere karşı hakkını savunan bireylere dönüşüm sürdürülür. Daha yılın en başında, daha henüz hiçbir şeyin yaşanmadığı bir güncellikte, bir arafta bu satırları yazarken, yarının belirsizliği bütün ümidi de berhava etmektedir. Bir yerlere sabitlenmiş olagelen bu zehir zemberek kısır döngünün bir çıkışı sahiden olmalı, olabilmelidir değil mi? Müştereken, bir hayat imgesi için, en ufak bir itirazın dahi gümbürtüde boğulmaya bunca afaki devam olunduğu bir yerde belirgin bir gelecek tahayyülü için elzem olanı, o hakkı, şu savunuyu, gerekli olanı kim / kimler her nerede var edecektir? Muktedir hayatı kuşatırken, yarının ne hallere konulacağı bunca afaki cürmün kılınırken, dur diyebilmek o gidişata ne zamandır!
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Rachael – I Can’t Breathe via Unsplash
1 note · View note
yarimkalacagiz · 5 years ago
Photo
Tumblr media
Kalıcı Makyaj / İstanbul - Bakırköy
Kalıcı makyaj tekniklerinin bilinmesi ve kafalardaki soru işaretlerinin azalması ile beraber kadınlar daha fazla ilgi gösteriyor. Makyaj, kadınlar için en önemli kozlar arasında yer alıyor. Kendi yüz stillerine ve vücut özelliklerine göre doğru makyaj yapmayı başaran kadınlar sosyal hayatta kendilerini özgüvenli hissediyor. Kadınlarının güzelliklerinin ön plana çıkması ve dikkat çekici bir havaya kavuşmaları makyaj ile daha kolay hale geliyor.
Kalıcı makyaj uygulamasının ortaya çıkması ile makyaj tekniklerinin kadınlarda doğurduğu pozitif etki gündelik olmaktan çıkıyor. Toplum içerisinde bulundukları her bir saniye makyajlı olmak gerektiğine inanan kadınlar, bunu başarmak için çaba sarf ediyor. Ancak makyajı hem doğru yapmak hem de gün boyu aynı tazelikle korumak çoğu zaman mümkün olmuyor. Özellikle dış unsurlar ve gün içi hareketlilik makyajın etkisinin geçmesine sebep oluyor. Kalıcı makyajın avantajları tam da burada başlıyor. Kalıcı makyaj yaptıran kadınlar güzelliklerinin ve makyajlarının verdiği huzuru uzun süreli hissediyor.
Kalıcı Makyaj Nedir?
Kalıcı makyaj, kadınların kaş, dudak ve göz bölgesindeki derilerin altına özel boyaların enjekte edilmesiyle yapılan ve tekniğine göre uygulandığı bölgede 3 yıla kadar kalan işlemlerin genel ismidir.  Kadınlar her zaman istedikleri kıvamda bir makyajı kendi başlarına yapamazlar. Makyajda istenilen tonun yakalanması kadar bunun korunması da önemlidir. Düğünde terlemek, havuza girmek, spor yapmak, gün içinde koşuşturmak ya da yağmura yakalanmak gibi hava şartları makyajın akmasına neden olur. Bu nedenle kadınlar bulundukları ortamda hareketlilikten çekinebilir ve kendilerini geri plana iter. Gün içinde sürekli makyaj korkusu yaşar ve lavaboya gitmek zorunda kalırlar.
Kalıcı makyaj aynı zamanda kadınların oldukça hoşuna giden bir rengin ya da şeklin uzun süreli durmasını da sağlar. Eyeliner, dipliner ya da bir kaş stilini beğenen kadınlar her zaman aynısını yakalayamazlar. Olumlu tepkiler aldıkları far, çizim ya da boyanın daimi olmasını ancak makyajı kalıcı şekilde yaptırmaları ile mümkün olur. Yine kişinin kaş ya da kirpik bölgesinde doğuştan gelen bir eksiklik ya da bozukluk olabilir. Bunun günlük makyajlar ile tolere edilmesi oldukça zordur. Kalıcı makyaj eğitimi almış uzmanlar; kadınları her aynaya geçtiklerinde bunlarla yüz yüze gelmekten kurtarır.
Kalıcı Makyajın Tarihçesi Nedir?
Bazı kadınlar tarafından yeni bir teknik olarak görülse de, kalıcı şekilde yapılan makyajların tarihi insanlık tarihine denk gelmektedir. Yeni olan kalıcı makyajın yapımında kullanılan tekniklerdir. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan tarihi kazılarda doğada var olan bazı renkli madenlerin deri bölgesine sürülmesi ile uzun süreli makyaj yapıldığı görülmüştür. Kalıcı makyaj yapımının eski tarihlere uzandığının bir göstergesi de dövme uygulamalarının çok eski yıllara uzanmasıdır. Her geçen yıl modern ve pratik cihazlar ile daha doğal kalıcı makyaj boyası üretilmektedir.
Kalıcı makyaj yapımında birçok uzmanın kullandığı cihazlar 1980 yılında hayatımıza girmiştir. Samuel O’Relly imzası bulunan cihazlar, makyaj alanında bir çığır açmıştır. Bu yıldan itibaren dövme ve makyaj uygulamaları sürekli gelişmiştir. Günümüzde dünyanın birçok bölgesinde işin ehli olan ve eğitimini almış uzmanlar harikalar yaratmaktadır. Kalıcı makyaj göz, kaş, dudak ve yüz çehresine uygulanmaktadır.
Kalıcı Makyaj Dudak Kontürü Nasıl Yapılır?
Dikkat çekmeyen ya da doğallığını kaybetmiş bir dudak, kadınların tüm enerjisini alır. Saçlar, kaşlar ya da kirpikler ne kadar mükemmel olursa olsun dudakların onlara uyum sağlamaması tüm büyüyü bozar. Kadınlar kendi bilgileri ve zevkleri doğrultusunda dudak makyajını yapabilirler. Ancak dudak yapısının farkında olmayan ve makyaj konusunda kendisine güvenmeyen kadınlar etkisiz bir dudak ortaya çıkarırlar. Kalıcı makyaj ile kadınlar dudaklarındaki etkileyiciliği yıllarca kullanırlar.
Mat bir görüntüsü olan, yüze göre oldukça ince ya da küçük görünen dudaklar, kadınlarının zamanlarının makyaja ayrılmasını gerektirir. Çünkü bu özellikteki dudakların kendisini göstermesi için hassas olunmalı ve nüanslara dikkat edilmelidir. Kadınlar bu konuda başarılı olsalar bile bu başarının her zaman yakalanacağı söylenemez. Kalıcı makyaj yaptıran kadınlar ise dudaklarının verdiği mutluluğu her daim hissederler. Hem de ruju tazeleme derdi de çekmezler. https://qluakalicimakyaj.com
Dudak kontürü yapılırken steril iğneler kullanılır ve dudak derisinin altına kalıcı makyaj boyası enjekte edilir. Kadının yüz bölgesi dikkate alınarak dudakların büyüklüğü ve rengi belirlenir. Dövmeye oldukça benzeyen bu yöntem, ortalama olarak 90 dakikada gerçekleşir.  Dudak kontürü yaptıran kadınlar gönül rahatlığı ile 3 yıla kadar dudaklarının tadını çıkarır. Kalıcı makyaj için kadınlar arzu ettikleri renkleri tercih edebilir. Kalıcı dudak kontürü, ruj kullanılmasına engel değildir. Kadınlar farklı renklerde ya da tonlarda rujları kullanabilirler.
Kalıcı Makyaj Kaş Kontürü Nasıl Yapılır?
Kaşlar, kadınların güzellik unsurlarından birisidir. Göz bölgesinin ön plana çıkarılması ve yüzün etkileyici bir şekle bürünmesinde kaşların payı büyüktür. Kaşlar için her gün onlarca dakika zaman ayrılmaktadır. Ancak buna rağmen istenen sonuç her zaman alınmamaktadır. Güzel yapılan makyajlar ise çoğu zaman günün sonu gelmeden silinmekte ya da bozulmaktadır. Özellikle kaşları ince, şekilsiz, birbirine eş olmayan kaşları olan kadınların moralleri alt üst olmaktadır. Kaşlardaki şekil bozuklukları bazen doğuştan gelmektedir. Bazen de makyaj malzemelerinin ya da çeşitli hastalıkların etkisi ile kaşlar dökülmektedir. Kalıcı makyaj uygulamaları ile kadınlar aynalara gülümseyerek bakacakları kaşlara sahip olmaktadır.
Kalıcı makyaj kaş kontürü iki ayrı teknikle yapılmaktadır. Mikroblading ve mikropigmentasyon teknikleri ile yapılan kaş çizimleri doğallığa en yakın kaşlar için idealdir.
Mikroblading Kaş Kontürü: Mikroblading yöntemi, makyaj alanında trendlerden birisidir. Kıl tekniği ve pudralama tekniği mikroblading yönteminin alt teknikleridir. Özellikte kıl tekniği dünya genelinde en fazla kullanılan makyaj uygulamalarındandır. Kaş bölgesindeki deriye kaşlara benzeyen kıllar çizilir ve kadının kendi kaşları ile bütünlük oluşturulur. Kalıcı makyaj için kaşlarda pudralama da tercih edilebilir. Burada ise mevcut kaşların en ideal boyalarla canlandırılması ve boşlukların doldurulması amaçlanır. Mikroblading tekniğinde kesinlikle cihaz kullanılmaz ve el becerisine dayanır. Bu nedenle seçilen güzellik uzmanının yeteneği oldukça önemlidir. Ortalama bir saat içerisinde tamamlanan kalıcı makyaj kaş seansı sonunda kaşlarınızın güzelliğine inanamayacaksınız ve bir yıl boyunca bu kaşların rahatlığını yaşayacaksınız.
Mikropigmentasyon Kaş Kontürü:  Mikroblading yönteminin yeterli olmadığı durumlarda başarılı sonuçlar veren bir tekniktir. Kaşların iyice bozulduğu durumlarda doğala en yakın kaş modellerinin oluşmasını sağlar. Kalıcı makyaj cihazı kullanılarak kaş derisinin altına boyalar ile tasarım yapılır. Bu işlemde her kadına özel mikro iğneler kullanılır. Mikropigmentasyon kaş kontürünün alt teknikleri kıl, dolu ve pudralamadır. Bir buçuk yıla kadar kalıcılık elde edilen bu yöntemde, kalıcı makyaj boyası derinin birkaç milim altına enjekte edilir ve dövmeden asıl ayrıldığı nokta budur.
Kalıcı Makyaj Eyeliner İşlemleri Nasıl Yapılır?
Eyeliner, kadınların dış dünyada algılanışını doğrudan değiştiren bir makyaj uygulamasıdır. Eyeliner çekilme şekline göre kadınlar seksi, gergin, geleneksel, modern, dinamik ya da durağan bir yüz ifadesine kavuşurlar. Bu nedenle eyeliner konusunda tecrübeli olan kadınlar istedikleri görünümü daha kolay elde ederler. Düzgün bir şekilde çizilmiş, karşıdan bakıldığında eş bir şekilde görünen ve göz yapısına uygun eyeliner, kadınların girdikleri ortamda hemen fark edilmesini sağlar. Kalıcı makyaj eyeliner çiziminde de geçerlidir.
Kalıcı eyeliner yaptıran kadınlar kendilerini mutlu eden eyeliner ile uyanırlar ve eyeliner makyajına zaman harcamaktan kurtulurlar. Kalıcı eyeliner yapılmadan önce kadınlarının isteklerini dikkate alan güzellik uzmanları örnek tasarım yaparlar. Kadınların karar kıldığı tasarım örnek olarak çizilir. Göz bölgesine sürülen anestezi kreminden sonra doğal boyaların kalıcı makyaj cihazı ile enjekte edilmesi ile örnek tasarım kalıcı hale getirilir. Tasarımın şekline ve büyüklüğüne göre kalıcı eyeliner senası 1 saat sürebilir. Seans sonuçta kalıcı makyaj tamamlanır. Kalıcı eyeliner tasarımları 1 yıl kadar durur. Kadınların bakımına göre bu süre kısalabilir ve kısmi solmalarda kısa seanslar ile rötuş yapılabilir.
Kalıcı Makyaj Dipliner İşlemleri Nasıl Yapılır?
Eyelinera oranlar çok daha ince çizimler yapılmasına imkân veren dipliner da yüze mana kazandırılmasında etkilidir. Dipliner ve eyeliner temel olarak aynı amaca hizmet ederler. Dipliner ince ve kuyruklu çizimler için daha pratiktir. Kirpik hattı olarak isimlendirilen Özellikle makyaja yeni başlayan kadınların dipliner tercih ettiği bilinmektedir. Dipliner makyajı da maharet isteyen bir işlemdir. Sürekli şekilde aynı şeklin tutturulması ve gün içinde korunması olanaksızdır. Kalıcı makyaj dipliner uygulamaları, beğenilen tasarımların kalıcı hale getirilmesine hizmet eder.
Kirpik hattı şeklinde ifade edilen bölgeye uygulanır. Göz kapağının en dibi olarak görülen bu bölgede ince dipliner çizgileri oluşturulur. Kalıcı dipliner uygulaması ile kalıcı eyeliner uygulaması benzerdir. Örnek tasarım, lokal anestezi kremi ve kalıcı makyaj cihazı aynı şekilde kullanılır. Uygulamanın süresi en az yarım saat, en fazla bir saattir. Seans sonunda, bir yıl boyunca, dipliner çizilmiş bir şekilde uyanacak ve ekstra vakit harcamadan makyajlı bir görünüm kazanacaksınız.
Kaynak: https://qluakalicimakyaj.com
0 notes
webportalim · 4 years ago
Video
youtube
Portre Çizimi - Karakalem Portre Kadın Nasıl Çizilir - Karakalem Yüz çiz...
0 notes
mimuucom · 8 years ago
Text
Videolu, Kara Kalem Göz Nasıl Çizilir?
https://mimuu.com/video/kara-kalem-goz-nasil-cizilir/
Videolu, Kara Kalem Göz Nasıl Çizilir?
Tumblr media
Kara kaleme ilgi duyanlar, yeni başlayanlar için güzel bir video hazırladık. Videoda kara kalem göz o kadar güzel çizilmiş ki sanki gerçek gibi. Aşama aşama nasıl yapıldığını sizde videoda göreceksiniz. Kara kaleme ilk başlayanlar için kolay kara kalem çizimi paylaşmıştık. Şimdiki videomuz biraz...
#crochetpatterns #crochet #knit #knitting #diy #crafts #handmade
0 notes
cizimkurdu · 4 years ago
Video
youtube
Kadın Portresi Çizimi / Nasıl Yüz Çizilir ?
0 notes
neiyigelirportali-blog · 5 years ago
Text
Düşük kaşlara kaş kontürü uygulaması
Özellikle de yüzün diğer unsurlarıyla uyum sağlamayan kaşlar, kişiyi olduğundan daha yaşlı gösterebilir. Bu aşamada devreye giren kaş kontür uygulaması doğru ellerde yapıldığında kaşlara yeniden hayat vermekle kalmaz, kişinin çehresini tamamen değiştirebilir. Ergül Keskin Conture Make up Studio’nun Kurucusu, Kontür Makyaj Eğitmeni Ergül Keskin, düşük kaşlara ameliyatsız çözüm sunan kaş kontürünü anlatıyor.
Düşük kaşlara kontür dokunuşu
Bazı kişilerin kaşları yapısal olarak aşağı doğru bakabilir. Bu durum hem göz kapaklarını daha düşük gösterir hem de kişiye yorgun bir görünüm verir. Düşük kaş olarak adlandırılan bu kaş formu, estetik açıdan da olumsuz bir değişken olarak kabul edilir. Çünkü kaşlar gözlere yaklaştıkça yüz daha kapalı görünmeye başlar. Aksi durumda ise yani göz ve kaş arasındaki mesafe açıldıkça;
– Yüz daha aydınlık görünür.
– Aşağı olan form yukarı doğru tekrar tasarlandığı için yorgun görünüm yerini canlı ve taze bir görünüme bırakır.
– Aynı zamanda bu küçük illüzyon gözleri olduğundan çok daha çekik gösterir.
– Daha güçlü bir ifade kazandırır.
– En önemlisi de kişiyi olduğundan daha genç gösterir.
Düşük kaşlara sahip olan kişiler neden kaş kontürü yaptırmalı
Kaşlar her zaman yüzde istenildiği yerde pozisyon almaz. Doğuştan gelen etkilerin yanı sıra geçen zaman ve diğer dış faktörler kaşların daha az çıkmasına, dökülmesine ve şeklinin bozulmasına yol açabilir. Bu durumda birçok kadın daha çekik ve doğru formda kaşlar için estetik uygulamalara başvursa da kimileri bu durumdan kaçınır. Endişeleri minimum seviyeye indiren kaş kontür uygulaması ise geri döndürülmesi zor estetik uygulamalarının aksine pratik ve uzun vadeli çözümler sunar. Düşük kaşlara sahip olup kaş kontürü yaptırmak isteyen kişilerin bu noktada dikkat etmesi gereken en önemli unsur, kontür yaptırılacak merkezin güvenilirliğidir. Çünkü doğru kaşlara kavuşayım derken çok daha kötü sonuçlarla karşılaşılabilir. Ayrıca bu konuda uygulanan birçok yöntem arasından en güvenilir olanı seçmeli, sağlık sorunlarına yol açmayan mikropigmentasyon yöntemi tercih edilmelidir.
Kaş kontürü nasıl uygulanır
– Öncelikle göz şekli ve yüzün diğer etkenleri de göz önüne alınarak bir kaş formu belirlenir. Kaş formu çizilirken kişinin beklentileri de belirleyici bir rol üstlenir.
– Sonraki aşamada ise belirlenen kaş modeli ön çizim ile kişiye çizilir. Bu işlemde herhangi bir kesik atılmadığı için kişiye rahatsızlık vermez.
– Ön çizim sonrasında 3D, kıl, gölgeleme, pudralama gibi farlı teknikler ile uygulama yapılır. Kullanılan mikro iğnelerin tamamen kişiye özel ve tek kullanımlık olması gerekir. Aynı zamanda işlem sırasında cilde uygulanan boyaların da doğal olması gerekir.
– İşlem süresi uygulanacak kaş yoğunluğuna göre 1,5 ila 2 saat arasında değişir.
– İşlem gerçekleştirildikten 20 gün sonra son dokunuşlar yapılarak kaşa son hali verilir. Kullanım süresi 6 ay ile 2 yıl arasında değişiklik gösterir.
Düşük kaşlara kaş kontürü uygulaması
0 notes
kredikaynaklari · 6 years ago
Text
KIL TEKNİĞİ İLE KALICI MAKYAJ
Kalıcı makyaj, iğneler yardımı ile boyalar deri altına hapsedilerek yapılır. İğneler ile uygulama yapılacak olan boyadan bir miktar alınır ve iğne ile makyaj görüntüsü deri altına çizilir. Böylece su ve temizleme tonikleri ile makyaj silinemez. (adsbygoogle=window.adsbygoogle||[]).push({}); KALICI MAKYAJ ( LONG TİME LINER)Kalıcı Makyaj Nedir?Kalıcı makyaj kadınları her gün makyaj yapmaktan kurtaran estetik bir uygulamadır.Kalıcı Makyaj Nasıl Bir Uygulamadır?Bu uygulama iğneli bir uygulamadırKalıcı Makyaj Nasıl Yapılır?Kalıcı makyaj, iğneler yardımı ile boyalar deri altına hapsedilerek yapılır. İğneler ile uygulama yapılacak olan boyadan bir miktar alınır ve iğne ile makyaj görüntüsü deri altına çizilir. Böylece su ve temizleme tonikleri ile makyaj silinemez.Kalıcı Makyaj Acı Verir mi ?Hayır. Çünkü acı hissedilmeden lokal anestezi uygulaması yapılır.Kalıcı Makyaj Hangi Alanlara Uygulanır?Kalıcı makyaji– Göz üstü ve altına – Kirpik diplerine – Dudaklara – Kaşlara uygulanır.Kalıcı Makyaj ile Hangi Makyajlar Yapılır?– Göz makyajı – Dudak makyajı – Kirpik dolgunlaştırma, kontürleme – Kaş kontürü ve seyrek kaşların gür gösterilmesiBakınız : Kalıcı Makyaj AnkaraKalıcı Makyajda Hangi Renkler Kullanılır?Gözler için genellikle siyah ve koyu kahve renkleri tercih edilir. Buna ek olarak renkli bir göz kalemi ya da eyeliner görünümü isteyen hastalara da kalıcı göz makyajı yapılabilir. Uygulamalar göz farı olarak değil, göz kalemi ve eyeliner uygulaması şeklinde yapılır. Hasta dilerse üzerine günlük makyajını yapabilir, far, aydınlatıcı uygulayabilir.Kaşlar için saç ve ten rengine uygun ortak renkler kullanılır. Kaşlarda doğal ya da abartılı görünümler tercih edilebilir. Bu görünmler için öncelikle kaşlar istenilen şekilde alınır ve üzerine kalıcı makyaj yapılır. Bu şekilde çıkan kaşlar kolaylıkla makyajlı olduğu halde alınabilir. Renklerde doğal bir kaş görünümü istenirse tek ve koyu bir renk yerine aynı rengin tonları ile çalışmalara yapılabilir.  Örneğini, kahve rengi yapılan bir kaş makyajı için koyu kahve, açık kahve ve türk kahvesi renkleri ile tonlama yapılarak kalıcı makyaj yapılabilir. Bu durum sizin talebiniz ile ilgilidir.Dudaklarda ise kırmızı, pembe, şeftali ve kahve tonları tercih edilmektedir.Kalıcı Makyaj ile Nasıl Bir Görünüm Elde Edilir?Bu uygulama ile elde edilecek olan görünüm tamemen size kalmıştır. Dilerseniz, doğal dilerseniz abartılı görünümler elde edebilirsiniz. Öfrneğin kaşlarda çok düz ya da çok kavisli, ince ya da kalın görünümler elde edilebilir. Y ada gözlerde kalın ya da ince eyeliner, kuyruklu eyeliner uygulamaları yapılabilir.Etiketler : Kıl TekniğiKalıcı Makyaj Kontürünü ve Pigmentini Kaybeden Alanlara Yapılabilir mi?Elbette. Kalıcı makyaj sadece makyaj amacı ile değil estetik görüntünün normal düzeylere getirilmesi için de yapılır. Örneğin geçirdiği herhangi bir kan ya da pigment rahatsızlığından sonra iyileşen fakat solgun görünen, kaşlarını kaybeden, dudak çizgisi ve rengi yok olan hastalarda yüz  hatlarını vurgulayıcı bazı kalıcı makyaj uygulamaları yapılabilir. Bu hastalarda öncelikle kaşlara doğal bir görün ve renkte kontürleme ve kaş tasarımı ile yeni kaşlar yapılır. Ardından çok ince bir göz kalemi uygulaması ile göz çevresi belirlenir ve makyajlı bir görünüm yaratılmadan kirpik dipleri ortaya çıkartılırç Bu şekilde sağlıklı ve canlı bir görünüm elde edilir. Dudaklarda ise tam olarak dudak renginde, ruj uygulaması yapılmadan dudak çizgisi yapılabilir ve yine tonlama ile dudak oluşturulabilir.Bu özelliği ile kalıcı makyaj, makyajlı bir görünüm için değil daha sağlıklı bir görünüş için de uygulanır ve erkek hastalara da uygulanabilir.Kalıcı Makyaj Fiyatları Nedir?Klaıcı makyaj fiyatları uygulama sayısı, renk tercihi ve uygulsama alanlarına göre ufak değişimler yaşar. Bu nedenle doktor muayenesi fiyat bilgisi için önemlidir. Detaylı bilgi için kliniğimizi ziyaret edebilirsiniz.Detaylı Bilgi : Nills PolikliniğiTarık Demir 13 April 2015 - 13:13:06Yorum Yok0 beğeni
0 notes