#umutsuz hayaller
Explore tagged Tumblr posts
virane-gonul · 17 days ago
Text
Özlemek... 💞
88 notes · View notes
ayisigindakisevilmeyenkadin · 7 months ago
Text
Keşke hafızamı resetleyebilme özelliğim olsaydı.
27 notes · View notes
senaristkiz · 1 year ago
Text
Günaydın, insanlara bir kere notunu verdikten sonra asla değiştirmeyin
55 notes · View notes
gokyuzucumhuriyetindenim · 1 year ago
Text
İçimde birşey var, şuramda sol yanımda. Şairin dediği mısraları tekrar hatırlıyorum. “Acımasaydı nereden bilecektim kalbimin yerini “ bazı hisler kolay anlatılmıyor. Göğüs kafesinin dar geldiğini nefesinin sıklığı ile anlıyorsun. Nasıl geçer bu acı diyorsun; umut, umutsuzluk ve kader... hayatta insan en çok acısıyla büyürmüş ya, ben çok büyüdüm. Kendimi bulamıyor, bir kitabın içinde hastalıklı yaşayan bir karakter gibi hissediyorum. Bak yine sonbahar bitiyor bir kış daha geliyor. Bazı cümleler yine aynı yerde kaldı, kurulamıyor. Bazı yaşamlar var ama yaşanılır gibi değil. Günler bitiyor ve biz bitiyoruz...
44 notes · View notes
dilhunbiri · 1 year ago
Text
Umutsuz düşler insan öldürür...
29 notes · View notes
doriangrayinaynasi · 2 years ago
Text
Tumblr media
Kedi bile besleyecek neşem ve sevgim kalmadı, onlar beni besler umarım bir gün.
11 notes · View notes
hiranurrd · 1 year ago
Text
Bana soruyorsunuz ya hani kime kırgınsın bu kadar diye ; oturup boş duvarları izlememe sebep olan herkese kırgınım
5 notes · View notes
mcanylm34 · 5 months ago
Text
Korkularımız,
hayal kırıklıklarımız,
sevgisiz büyütülmemiz,
yanlızlığımız,
aldatılmalarımız,
güvensizliğimiz,
sevgiye aç olmamız,
ekonomik sıkıtılarımız,
kaybetiklerimiz,
özlem duyduklarımız,
umutsuz bırkılmamız,
halsizliğimiz,
göğüsümüze oturan acıyla karışık o ağrılar,
vağroluşsal sancılarımız,
hastalıklarımız.
Cahil insanlar, sömürülmek,
yavaş işleyen kanun sistemi,
kendini köle gibi hissetme,
Değersiz hissetme,
lan iyi bişey yazıcaktım sikerim böyle hayatı...
Tumblr media
Tumblr media
146 notes · View notes
sevimbatur · 3 months ago
Text
Ne çok ümitsiz kadın tanıdım ben...
Hepsi bir sevdada yarım bırakılmış,
Hepsinin saçlarında bir avuç hayal kırıklığı,
Ve hemen, hemen hepsinin hikayesi de aynı,
İnandığı değerler üzerine hesapsızca güvenen,
Güvendikçe güçsüzleşen,
Ve ne yazık ki inancını,
Gururunu,
Hayallerini,
Kaybeden bir çok kadın,
İnanın bana hepsinin de istediği tek şey değer.
Ne çok küskün kadın tanıdım ben...
Belki etrafına gülen,
Ama içinde dudak büzen kız çocukları biriktiren bir çok kadın,
Ve bir kadın küserse eğer,
Çizmiştir bir çok şeyin üstünü,
En çokta kolay lokma olarak görülmek kırar bir kadını,
Hani gerçekten sevmek istese de,
Korkuları yüzünden cesurca açamaz duygularını,
Çünkü yeniden başlamak,
Yeniden kaybetmeyi hatırlatır.
Ne çok susmuş kadın tanıdım ben...
Etrafında sağır insanlar ordusuna avaz avaz susan ne çok kadın,
Oysa ki gözlerine baksanız duyarsınız çığlığını,
Çünkü önce susmayı öğretirler kadına,
Daha çocukluğundan ölene kadar,
Sen kadınsın susmalısın,
Diye saçma sapan bir fikrin,
Biriken çığlığıdır kadın,
Çünkü dik durur konuşursa yosma,
Boyun eğer susarsa hanım derler.
Ne çok çaresiz kadın tanıdım ben...
Hani neyin var ?desen,
Hiç bir şeyim yok derken bile iç çeken,
Sindirilmiş,
Tüketilmiş,
Ezilmiş ne çok kadın,
Sadece güzel olduğu için afet denilmez kadına,
Çünkü yüreğinde daima fırtına besler bir kadın,
Ama çaresizlikten taşamaz dilediğince,
Ve bir kadını en iyi,
Yine bir kadın anlar.
Ne çok sevilmemiş kadın tanıdım ben...
Kasap tezgahına bakar gibi bakmayın bir kadına,
Sevecekseniz eğer,
Sadece eti için sevmeyin,
Sevilmeyen bir kadın,
Umutsuz bir yarın demektir unutmayın,
Demem o ki bir kadın mutsuz sa eğer,
Bir hiç uğruna değil,
Bir kaç piç uğruna mutsuzdur....!
~
Sinan Yıldızlı/Sahildeki Şair
Tumblr media
20 notes · View notes
mardinlihakan-47 · 10 months ago
Text
Tumblr media
Feryadı isyan varken dilinde. Kaçak gözyaşı akarken gözünde.. Uçurumda kırık bir dal kalırsa elinde...
SÖYLE,TUTUNMAK MI ZOR, DÜŞMEK
Mi..?
Gözlerin umutsuz hayale dalarken... Ellerin imkansızlıkta imkan ararken...!! Yüzündeki son tebessüme acı değerken...
SÖYLE; GÜLMEK Mi ZOR, AĞLAMAK MI...?
Aşklar yalana kulluk ederken.. Ömür zamana boyun eğerken...!! Ölmek için erken yaşamak için çok geçken...!!
ŞİMDİ SÖYLE;. ölmek mi zor yoksa SENSİZLİK mi..? Tabiki Sensizlik Zor Sevgilim..
20 notes · View notes
sozlerinressami · 5 months ago
Text
Düşünce Labirenti
Vücudum buz kesildi nedensiz, kalbimin atışı düzensizleşti. Tetikledi yine beni bir şeyler. Derin bir nefes aldım ama havayı ciğerlerime çekmek, buzlaşmış kalbimi eritmeyi başaramadı. Kulağımda yankılanan melodilerin önüne düzensiz kalp atışım geçiyor; dinlediğim müzik belirsizleşiyordu. Bedenen ve ruhen terk edilmiş gibiydim. Ruhum, düşünce labirentinde kaybolmuş, her köşe dönüşünde yeni bir korku uyandırıyordu.
Bir şeyler olmuştu; belirsiz ama can yakıcı bir şey. Kafamda yankılanan sesler, geçmişin gölgeleri gibi peşimi bırakmıyordu. Anılar, birbirine dolanmış ipler gibi zihnimde dolaşıyor, kopan yerlerinden yeniden canlanmaya çalışıyordu. Ama bu sefer, gözlerimi kapatmanın bir anlamı yoktu. Kaçacak yer yoktu; ruhumun derinliklerinde çürüyen bir çığlık, kendini dışa vurmanın yolunu arıyordu.
Neden bu kadar huzursuz hissettiğimi bilmeden, buzlaşmış kalbimin yeniden çözülmesi için mücadele ediyordum. Belki de hayat, yeniden doğabilmem için bana bu soğukluğu öğretmek istiyordu. Duygularımı canlandırmanın bir yolunu bulmalıydım; belki de bu, içimdeki karanlığı kucaklamakla başlayacaktı. Ama bunun için bile gücüm yoktu.
Artık günler birbirine benzer hale gelmişti; her sabah uyanırken içimi saran umutsuzlukla dolu bir ağırlık hissediyordum. Her adımda, hayal kırıklıklarıyla dolu bir geçmişin yükünü taşıyordum. Yüzleşmem gereken pek çok şey vardı, fakat cesaretim tükenmişti. Sadece zamana karşı bir bekleyiş, bir kaygıydı içimdeki ateşin sönmesine neden olan. Yaşadığım her an, içimdeki boşluğu daha da derinleştiriyor, kendimi kaybetmiş bir yolcu gibi hissettiriyordu.
Karanlığın içinde kaybolmuş, yıldızsız bir gecede sürükleniyordum. Gökyüzü ne kadar umutsuz görünüyorsa, kalbim de bir o kadar karanlıktı. Belki de yaşamak, bu boşluğun içinde kaybolmakla eşdeğerdi. Hayallerim, birer birer yok olmuş, geriye sadece hayal kırıklıkları kalmıştı. İleriye doğru atılan her adımda, kaybettiğim şeylerin hatıraları daha da canlanıyor, ruhumu saran bir ağırlık olarak üzerime çöküyordu.
Yelkovanı ve akrebi tüm gücümle çekip durdurmak istedim zamanı. Daha az acı çekmek istedim, unutmak istediğim anılarımın peşimde daha fazla gölge olmasını istemedim. Zaman, iyi ya da kötü, tüm yaşanılanları geride bırakıyor; ama yaşatılanlar hep benimle kalıyor ve ben onları daha fazla ruhumda taşımak istemiyorum.
Anılar, sanki birer hayalet gibi etrafımda dolanıyor, peşimi bırakmıyordu. Her hatıra, ruhumun derinliklerinde bir yara açıyor, canımı acıtan o duyguları yeniden uyandırıyordu. Zamanın geçmesi, her ne kadar bazı şeyleri unutturmayı vaadediyorsa da, yaşadıklarımın izlerini silmeyi başaramıyordu. Hangi anıdan kaçsam, o anı daha da belirginleşiyordu. Bazen, yaşadıklarımı sorgulamak, neden bu kadar derin izler bıraktıklarını anlamak istiyordum. Gözlerim kapalı, ruhum karanlık düşünceler içinde kaybolmuşken, içimdeki boşluk daha da büyüyordu. Zamanın durmasını dilemek, belki de en çaresiz ve en imkansız isteğimdi.
05.10.2024 —Sözlerin Ressamı
Tumblr media
13 notes · View notes
benegenin-incisiiii · 9 months ago
Text
Sessizliğin içinde,yalnız kalır gece,
Bir hüzün çöker kalbe,dinmez bu işkence.
Yitik anılar gelir,gözlerimde yaş olur,
Hasretin derinlerinde,ruhumda iz olur.
Sonsuz bir boşlukta kaybolmuş gibiyim,
Sesin yankılanır kulaklarımda,çaresizliğim.
Gönlümde bir yara,kapanmaz,hep kanar,
Sanki seninle gitmiş,bütün güzel anılar.
Gözlerim dalar uzaklara,hayalin peşinde,
Bir umutsuz rüzgar eser,düşlerimin eşiğinde.
Hangi yolda bulurum seni,hangi zamanda?
Sorular cevapsız kalır,acıtır ruhumda.
Her gece yıldızlar düşer karanlık gökyüzüne,
Birer birer söner,umutlarımın izine.
Sonsuz bir bekleyiş bu,seni yeniden görmek,
Belki de bir hayal,seni yeniden sevmek.
11 notes · View notes
kuzularin-efendisi · 2 months ago
Text
Bu yaşıma geldim, anamın anlattığı masallar da olmasa aslında yaşamaya hiç hevesim yok. Her gece bana uydurduğu masalların içinde kayboluyorum. Bazen gün içinde düşünceli görünce soruyorum: "Ana noldu, bir şeyin mi var?" diye. "Sana gece anlatacağım masalı hayal ediyorum." diyor. Yani kendi beğenmezse bana da anlatmıyor. Canım anam benim, babasız büyüdüm diye çok üzülüyor içten içe. Babam ben daha 5 yaşındayken vardı gitti öte tarafa. Öyle çok hatırlamam. Beni kucağına yatırıp başımı okşadığını ve her akşam cebinden bir şeker çıkardığını hatırlıyorum. Güleç bir adamdı, herkes öyle der zaten. İşte babamın gittiği gece başladı bu masallar. Bbamı gömüp geldik. Ben bir şey anlamadım öyle. Ağlayanları görünce korktum hatta ama anam gecesine anlattı bana. İşte o gece sıkı sıkıya sarıldı bana ve bir masal anlatmaya başladı ve o geceden beri hep anlattı yanındaysam. Ankara'da okula gittiğimde bazı geceler çok umutsuz olurdum. İşte o gecelerde anamı arayıp masal anlatmasını isterdim. Sonra küçük bir çocuk gibi yatağıma giderdim.
Anlattığı ilk masalı hiç unutmuyorum. Babası uzağa giden bir çocuğun hasretini bastırmak için Allah ona konuşan bir tas hediye etmiş ve çocuk içine su koyunca çocuk babasını tasın içinden izlermiş. Uzun yılların hasretini o tasla bastırmış çocuk ve bir gün suyu içmesini söylemiş tas ona, çocuk suyu içince babası hemen yanına bitmiş. Anam anlatınca daha heyecanlı oluyor tabii. Ben daha anamın dediğini komşu Hatça teyzeye bile zor anlatıyorum.
Anam bugün kendi kendine güldü durdu mutfakta, kesin bana komik bir masal hazırlıyor.
4 notes · View notes
halimecan · 3 months ago
Text
Tumblr media
Yarım Kalmış Hayallerin Ardında Kalan Sessizlik
Bazen, insan bir sabah uyandığında, içindeki huzursuzluğu tam olarak tarif edemez. Sanki bir eksiklik vardır, ama ne eksik olduğunu bilmez. Derin bir boşluk, zaman zaman hiç fark etmeden, içine sızar. Ve bir anda, kalbinde büyük bir hüzün belirir. Hayat, istediğimiz gibi gitmemiştir; umutlar, hayaller, arzular, bir şekilde ellerimizden kayıp gitmiştir. Ve geriye sadece bir şey kalır: Yarım kalmış umutlar ve onları taşırken hissettiğimiz ağır yük.
Bir dostumun bir sözü vardı: "Derin bir hüzün var, dünya ile aramda." Bu söz, sanki ruhumun derinliklerinden bir yankı gibi geliyor bana. O kadar tanıdık ki… Çünkü bazen, insanın dünyayla arasındaki mesafe, tam olarak bu hüzünle ölçülür. Aradaki boşluk, eksik kalmış hayallerin, gerçekleşmemiş umutların ağırlığıdır. Bir hayal kurarsınız, bir umut beslersiniz, ama ne zaman ona yaklaşsanız, o bir adım geri gider. Sanki, en çok istediğiniz şeylere bir türlü ulaşmak nasip olmaz.
Ve bir gün, kalbinizde bir balon gibi şişer bu hüzün. O balon, içindeki yarım kalmış hayallerle doludur. Bazen o kadar büyük olur ki, kendinizi kaybolmuş hissedersiniz. Sanki tüm dünya küçülmüş, sizse dev bir boşlukta yalnız kalmışsınızdır. İçinizde biriken o balonun baskısı, bazen nefes almanızı zorlaştırır, bir o kadar da sizi dışarıdan uzaklaştırır. Kendinizi yabancı hissedersiniz. Dünyadan, insanlardan, hayatın o neşeli akışından… Ve o balonun içinde bir sessizlik vardır. O sessizlik, tüm dileklerinizin, tüm umutlarınızın, tüm kayıplarınızın yankısıdır.
Zaman zaman, o balonun içindeki hava bir an boşalır. Bir anlık rahatlama gelir. Ama sonra tekrar şişer, yeniden dolup taşar. İçindeki duygular, hayal kırıklıkları, kayıplar, belki de en büyük korku… Bir şeylerin tamamlanmaması, hep bir şeylerin eksik kalması, insanı derinden sarsar. O zaman, "Neden?" diye sormak gelir içimizden. Neden bazen, tüm çabalarımıza rağmen, hayallerimiz gerçekleştirilmez? Neden bazı şeyler yarım kalır, bazı şeyler hiç yaşanmaz? O an, derin bir yalnızlık sarar insanı. Bir eksiklik duygusu… Ama belki de eksik kalan şeyler, hayatın bize sunduğu en büyük öğretidir.
O balonun içinde, hem bir ağırlık hem de bir güzellik vardır. Çünkü, o yarım kalmış hayaller ve umutlar, bir şekilde bizi biz yapar. Gerçekleşmeyen her şey, belki de başka bir zaman, başka bir biçimde gerçeğe dönüşür. O hayaller, belki de yeniden doğuşun, yeni bir başlangıcın habercisidir. Bir gün, belki de en umutsuz anımızda, o balon patlar ve içindeki tüm duygular bir araya gelir. O an, eksiklik değil, tamlık anlamına gelir.
Belki de hayatın en güzel anları, o yarım kalan hayallerin içinde gizlidir. Belki de en büyük anlam, o hüzünlü balonun içinde biriktirdiğimiz tüm duygularda saklıdır. Dünya ile aramızdaki mesafe, bazen en derin hüzünle ölçülür, ama belki de o mesafede, yaşamın en güzel anlamı, en gerçek hali vardır. Yarım kalan her şey, aslında tamamlanmaya en yakın olandır.
3 notes · View notes
vinceverbatim · 3 months ago
Text
"
..Her şey sallantıda olduğu ve hiçbir şey işlemediği zaman, bir şeyin eşiğinde olduğumuzu kavrayabiliriz. Bunun çok hassas ve nazik bir yer olduğunu ve hassaslığın her iki yana da gidebileceğini kavrayabiliriz. Suratımızı asıp kendimizi kapatabilir veya nabız gibi zonklayan bu niteliğe dokunabiliriz. Temelsizlikte kesinlikle hassas ve zonklayan bir şey vardır.
Bu bir tür sınamadır, ruhsal savaşçıların yüreklerini uyandırmak için ihtiyaç duyduğu türde bir sınamadır. Bazen hastalık ya da ölüm yüzünden kendimizi bu yerde buluruz. Bir kayıp duygusu yaşarız - sevdiklerimizin kaybı, gençliğimizin kaybı, hayatımızın kaybı.
AIDS'den ölen bir arkadaşım var. Ben kısa bir yolculuğa çıkmadan önce konuşuyorduk. Şöyle dedi, "Bunu istemedim, şundan nefret ettim, şundan korktum. Fakat artık o hale geldi ki bu hastalık benim için en büyük armağan oldu. Şimdi her dakika benim için o kadar değerli ki. Hayatımdaki bütün insanlar o kadar değerli ki . Tüm hayatım benim için o kadar anlamlı ki." Bir şey gerçekten değişmişti ve kendisini ölmeye hazır hissediyordu. Korkutucu ve dehşet verici olan bir şey bir armağana dönüşmüştü.
Her şeyin darmadağın olması bir tür sınama ve aynı zamanda bir tür şifadır. Meselenin bu sınavı geçmek veya bu sorunu alt etmek olduğunu sanırız, ama gerçek şu ki meseleler gerçekten çözülmez. Bir araya gelirler ve darmadağın olurlar. Tekrar bir araya gelirler ve tekrar darmadağın olurlar. İşte böyle olur. Şifa, bütün bunların olması için yer bırakmaktan gelir: keder için yer, rahatlama, bedbahtlık, sevinç için yer bırakmak.
Bir şeyin bize zevk vereceğini düşündüğümüz zaman, gerçekten ne olacağını bilmeyiz. Bir şeyin bize bedbahtlık vereceğini düşündüğümüz zaman da bilmeyiz. En önemlisi bu bilmeme için yer bırakılmasıdır. Yardımcı olacağını düşündüğümüz şeyi yapmaya çalışırız. Fakat bilmeyiz. Asla yere mi serileceğiz, yoksa dimdik ayakta mı duracağımızı bilmeyiz. Büyük bir hayal kırıklığı yaşandığı zaman, bunun hikayenin sonu olup olmadığını bilmeyiz. Bu büyük bir maceranın başlangıcı olabilir.
...
Hayat böyledir. Hiçbir şey bilmeyiz. Bir şeye kötü deriz; bir şeye iyi deriz. Fakat gerçekte bilmiyoruzdur . Her şey darmadağın olduğu ve neyin eşiğinde olduğumuzu bilmediğimiz zaman, hepimizin vereceği sınav kıyıda kalmak ve somutlaştırmamaktır . Ruhsal yolculuk cennetle ve nihayet gerçekten mükemmel bir yere gitmekle ilgili değildir. Aslında, bu şekilde bakmaktır bizi bedbaht kılan. Daimi bir zevk bulabileceğimizi ve acıdan kaçabileceğimizi düşünmek Budizm'de samsara denilen, sonsuz bir şekilde dönüp duran ve bize büyük ıstırap veren umutsuz bir döngüdür .
Pema Chödrön, Herşey Darmadağın Olduğunda
4 notes · View notes
dailymelyy · 3 months ago
Text
tanri iyilikten umutsuz olanlar için en basit ve bir numaralı suçlu adayı. tanrı her şeyi görüyor ve niye bir şey yapmıyor demek çok kolay. tanrı 'nın her şeyi yapanlara engel olması için kendisini yarattığından bihaber, iyilik pasif kalmayı tercih ediyor. kötülük, faaliyetinlerinde dogasından geleni yapmakta geri kalmaz. her zaman aktif olur. günahsız bir dünya demek, çok ütopik bir iddia. bunu hayal etmesi zor. ama zaten dünya günah işlenebilecek bir yer olarak yaratıldı. ve denge bu nizam için şart. kötülükten geçtiği kadar, iyilikten de geçmelidir. aksi halde, düşünmek dahi istemiyorum. zaten yaşıyoruz.
2 notes · View notes