#tutamadığım ellerin
Explore tagged Tumblr posts
Text
"Müzik; hayatın neşesi, ruhu, sevince ve her şeyidir..." :))
🖤🎼🎼🎶🎶... 🎧...
77 notes
·
View notes
Text
Ortaya Alışık
Edebiyatın edebinden ayrıldı Üsküdar’a uzanan kalbim. Kız kulesinden hayali kız kaçırmalara ortak olurken kötülüğüne bir çay demledi. En koyu kızgınlıkları belli olur çubuk krakerle birlikte içilir ve çaylar buna çok bozulur diye bir iyilik bıraktı; kendince havlu attı.
Kadıköy’ün rıhtımından kanadı kırılan martının her gün dökülen yalnızlığını bir kavanozun içine hapsetti kalbim. İyiliği bedenen taşmış kıymetlerde aşka fon müziği çırptı, kek yapmayı bilmezken ben.
Saç tarumarı bedenden zayıf not almış, ruhtan feryat figan çırpınırken boyası aktı mutluluğumun.
Pandemiden dolayı güvenemiyor, boyatamaz şimdi hiçbir sahte tebessümü; kırklanması gerek hayallerin, edep nüshası halka açılmadı henüz.
Uçaklar geçiyor, kalbim pilot sevinçleriyle yanlış rota çizmişken gökyüzüne. Yolcular kalbimde çok tedirgin.
Sevmek, hangi duygusallığın kalp ayarında bir altın sayıldığı gerçekti?
Farklılığın cebinden Kız kalesini çaldı kalbim. İstanbul’dan Mersin’e nasıl oldu da uzandı?
Bu kadar küçük ve bu kadar ürkekken, yol bilmezken neler yaptı bu kalbim…
Hep bir alıp veremediği var benimle. Cinas ile edebi terbiyesi müsaade eder ve beni yaşama ister diye onu deli gibi bekledim.
Gel demeler, bekleyişler, kıyamete smokin giydirişler boşunaymış meğer.
Dante gibi ortasındaydık hani ömrümüzün? Cahit Sıtkı ile başım fena dertte.
Yaş otuz beş bile değilken.
Otuz beş takla attı kalbim, karambole hediye sundu ve iyiliğinden ekmek verir gibi paylaştı.
Akılsız mı, ne?
Akılsız mı bilmem ama hatırsız…
Hatıraların bir kamyon dolusu gül getirişiyle bana kendimi özel hissettirdi.
Kurumazdan önce.
Kuru kalbim, yağmurda atmosfere binaen titrek şarkılar söyler.
Tablosunda çiçeklenen yaşamak şöyle dursun…
Saçlarını arıyor, rüzgâra değdirdiği mutluluklardan kovalamaca kalbim…
Kalbimin kalbimle ne derdi var?
Umutlanan gitarların telleri kendinde titrer.
Üşür, kendinde…
Yine çarptı, Galata Köprüsü’nün kıblelerce hiç üşenmeden kıldığı mutluluk namazları…
Kalbimin şükür cennetine…
İki imdatlı, öze tamah ve kayboluş patentli bir insanım.
Yapraklar hışırdarken İstanbul’un haseki köprüsünde, ücretini istiyor kalbim.
Sanki bedelleriyle bütün yalnızlıklar ondan geçiyor.
Zengin olmak işte amacı…
Sever misin beni?
Zenginken.
Harcadığım her kuruş bir hüzne bin ölüştü.
Mutlu eder misin beni?
Sen, kimsen…
Kalabalık caddelerde sana çıkan yol olmak istiyorum.
Kalbimin kalbimle ne derdi var?
Söyle, adamın serserisi…
Cep, voltaya muhtaç ellerin hüküm cesareti sende…
Bende, ellerini tutamadığım sultanlıklarda cariyesi olmak yalnızlığın; ellerim…
Umut, böylesi bir yolluk…
Doymak, günün her cesaretine…
Bu kadar korkak yaşamak zor…
Cezveden taşar, okyanusa naneli kahve olur kalbim.
Sever misin?
Sevebilmeye zenginken.
Sen, kimsen…
Dilara AKSOY
19 notes
·
View notes
Text
Toprağın yağmura hasret kaldığı gibi, bende sana hasretim.
Yanıyor içim yanıyor yüreğim.
Bakamadığım o Kahverengi gözlerinine hasretim..🌹
Tutamadığım ellerine hasretim.
Gülüşüne,bakışına, kokuna hasretim.
Seninle şakalaşıp,gülmeye hasretim.
Sana Hasretim
4 notes
·
View notes
Text
Bir pazartesi sabahında
Afilli İntiharların ışığında
Güneşin ilk karanlığında
Toprağa düşen çiğ damlasında
Ölümüm hayal edilen son olduğunda
Bu dünya solduğunda, yok olduğunda
Meleklerin kanadına konan aciz ruhumada
Harcadım süzülen son damla göz yaşımıda
Tanrının duymadığı dualarımla
İnsanların görmediği çabalamalarıma
Tutamadığım ellerin ay ışığında
Şairliğimi harcadım bir lavanta tohumuna
1 note
·
View note
Text
Hiç tutamadığım ellerine hiç öpmedigim boynunu hiç koklamadiğim kokuna hiç dokunamadigim yüzüne hiç tadına bakmadığını dudaklarına Hiç ... Bu hiçler o kadar uzarki ah sevgimim ne oldu bize böyle
0 notes
Text
panzehir
2014tü, 9 sene geçti tam. şimdi böylece uzaktan izlerken tam da onlar gibi keskin sana dilim. canının yanmasından çok kaçmalarına en çokta dedim. öylece karşımda duruyordun. dizlerindeki kanlar ayak bileklerini sarmıştı. yüzünde acıdan kıvranan bir haz vardı. dudaklarının arasından verdiğin nefeste yüzüme doğru vuran bir serinlik. 'ben geldim' dedin. sesin tıpkı o gün gibi, cılızdı. hesap sormak istedim önce 'bunca yıl sonra, neden?' demek. sonra okkalı bir tokat atmak her şeye rağmen saf duran o yüzüne. 'bildiklerini anlat' dedin bana. o an senin tokatın çarptı yüzüme. onca yıl sonra bildiklerim yaşadıklarım olacaksa tek kelime edemezdim sana. sustum zaten. boğazım kurudu sandım o an meğersem düğümlenmiş. bir sigara yaktın alay etti dumanı benimle. uzun uzun içip sigaranın izmaritini bana fırlattın. şaşırmama fırsat vermeden konuşmaya başladın. 'durmaktan ödün kopuyor biraz dursan tuzla buz olacaksın. ellerin kalbinin yerini dahi unutmuş. ne zaman tuttular titrek ellerinden en son. ya da asıl soru; tuttular mı. en acısı sende kalacak ya kutulara saklayıp kilidini kaldırdığın yeri hatırlamamak için anılarını silen sen değil misin' yalnızca 'sus' diyebildim sana. susmak için gelmediğini biliyordum. verdiğim sözleri tutamadığım için hesap sormaya geldiğini biliyordum. susmadın da zaten. konuşmalarını sanki bir ka��ıttan okuyormuşcasına teklemeden akıtıyordun dilinden. 'senin dilin keskin olabilir ama benim dilim zehir' dercesine. 'sen zaman geçtikçe masumiyetini ve beni kaybettin. ikimizde terk ettik seni' dedin. seni ezbere bildiğime eminim ondan zedelemen beni. bunca yıl sonra karşıma çıkıp beni bana bileyeceksin. senden özür mü dileyeceğim. siktir oradan. sen orada kalmayı tercih ettiğinde ben gitmek zorunda kaldım. sen orada gönül rahatlığıyla kal diye. ayrıca söz hakkının sende olması da seni haklı kılmıyor. bunları söylemem lazımdı aslında sana ama neden bilmiyorum konuşamadım hiç. ben konuşamadıkça sen konuşmaya konuştukça yaşananların zehrini akıtmaya devam ettin. sonra bir siluet yanaştı yanına. elinde kan dolu iki bardak. ikisini de sana uzattı, aldın. birini kendin içtin. diğerini 'al, panzehir' diye bana uzattın. o an kan ter içinde uyandım. geçen gece gördüm bu rüyayı. kabus demeye dilim varmıyor, pek neticede karşımda ki yine bendim. insan işte, hep; en çok kendine yabancı. kalkıp yukarı çıktım hemen. bi süre sigaramı aradım. gözümün önündeki sigarayı. saat sabaha karşı dörttü.
0 notes
Text
Hiç ortası olmadı bu aşkın, Varlığında yokluğuna yokluğunda varlığına ağlattın, Sevdin mi?..Sevmedinmi?.. Birleştikmi?.. Ayrıldıkmı?.. Ben hiç bilemedim..!Hep iki ayrı noktadaydık biz..!Baharda varsan güzde yoktun..!
Ne başı oldu bu aşkın, ne sonu...!
Gitmenide istemedim kalmanıda..!
Gitmende tüketti yüreğimi kalmanda..!
Hiç ortası olmadı bu aşkın..!
Varlığında yokluğuna yokluğunda varlığına ağlattın...!
Sevdinmi? Sevmedinmi? Birleştikmi? Ayrıldıkmı? Ben hiç bilemedim..!
Hep iki ayrı noktadaydık biz..!
Baharda varsan güzde yoktun..!
Dilde varsan sözde yoktun..!
Ne başı oldu bu aşkın, ne sonu...!
Ne Gitmeyi Bildin Nede Kalmayı...!
Seni öyle bir sevdim ki Sen bakınca bile utandım. Ama sende beni öyle bir sevmedin ki Kendimden nefret ettim.
Ben seni hala bekliyorum, Ama sen hala beni görmüyorsun.
Ben seni verilen candan hesap soracak kadar sevmiştim.
Tek nefeslik kokuna, son nefesimi verecek kadar çok seviyorum.
Sen beni umursayacak kadar bile sevmedin.
Ne kadar sakinsin dediler,Duru ve durgun bir su gibisin,Sen acılarını ne yaparsın dediler.İçime atarım dedim,
Şiirime katarım, Denize atarım,
Yüzüme olgunluğu verdiği bir gülümseme takarım,Dikkatli bakabilirsen görebilirsin, Gülüşümde dalgın, Bakışımdaki o gizli hüznü, Kalemin dili anlatır
Ben bu hissi hiç yaşamadım. Yaşamayacağımı biliyordum. Bana göre ben, lanetliydim. Asla olmaz diyordum. İnanmıyordum. Ama ben aşık oldum. Belki senin aklına gelmeyecek birine aşık oldum. Ben senin bana her bakışına ve bakmayışına aşık oldum. Gözlerine aşık oldum. Anlarsın diye korkup bakamazken ben senin göremediğim yüzüne aşık oldum. Duyamadığım güzel sesine aşık oldum. Beni asla kabul etmeyecek olan kalbine aşık oldum. Sözlerine aşık oldum. Bana asla söylenmeyecek sözlerine aşık oldum. Sen sevemezken ben senin sevişine aşık oldum. Öpemediğim dudaklarına aşık oldum. Hiç bilmediğim kokuna aşık oldum ben. Nefesine aşık oldum. Sonra, bakışlarına, hiç beni görmeyecek bakışlarına aşık oldum. Saçlarına aşık oldum lan ben senin, dokunamadığım saçlarına. Ve de tutamadığım ellerine aşık oldum ben. Tutamadığım tutamayacağım ellerine. En çok da aşkına aşık oldum senin. Beni bulamayacak olan aşkına.
Şuan kötüyüm sevilmediğimi hissediyorum. Evet hiçbir şeyi başaramıyorum. Hayatım düzene girmek yerine daha çok beter bir hal alıyor, Yalnızlığı seviyorum ama bir o kadar da yalnız kalmaktan korkuyorum . Kimseyi sevmiyorum ama bir kişi kimse degil... kimseden nefret etmiyorum delicesine, Hayatımı birine feda edecek kadar kopmadım hayattan, İsyan edecek intihar edecek kadar delirmedim. sevdiğimin dizine yatıp ağlayacak kadar da güçsüz değilim, Ama kimse yokken sessiz sessiz ağlayacak kadar çaresizim...Kimseden yardım istemeyecek kadar yalnızım...
Ah be sevgilim, olmaz deyişlerin sadece bir bahane, Sen beni istemiyordun, O yüzden bundan sonra,Beni neden sevmedin demicem.Çünkü biliyorum.
Sen beni hiç sevmedin.Öyle zannettim,
Penceremin önüne bi sandalye çekiyorum. Vakit, gece yarısı. Dudaklarımın arasına bi sigara yerleştiriyorum. Gülümseyen fotoğrafını önüme koyup saatlerce bakıyorum. Sahi ya o gülüşler hala o dudaklarda mı? Bilirsin, ben o dudakları öpmeye utanmıştım. Belki de kıyamamıştım, bilmiyorum. Her zerreni kazıyorum zihnime. Unutmamak için. Bana söylediğin tüm sözleri tekrar ediyorum. Unutmamak için. Gözlerimi kapatıp kokunu hayal ediyorum. seni her anımda yanımda olmanı istemek şımarıklıktı elbet. Yine haddimi bilemedim özür dilerim. Bütün bunlara rağmen her gün bir önceki günden daha fazla seviyorum seni ve sen her geçen gün dönemeyecek kadar ileri gidiyosun. Arkanda izleri kanayan küçücük bir çocuk bıraktığından habersiz. Eğer bi gün olur da nasıl olduğumu merak edersen her gece söz verdiğim gibi seni unutmuyorum.
Dün ne oldu biliyor musun? Beni sevmediğini ilk kez kabullendim. Göğsümde koca bir taşla saatlerce seni düşündüm. Düşündükçe onca çabamın boşa gittiğini fark ettim. Sanki beni anlayacakmış gibi duvarlarla konuştum. Yine de bir duvarın senden daha anlayışlı olduğuna yemin edebilirim. Çünkü ben sana hiçbir şeyi anlatmayı beceremedim. Ne kırgınlıklarımı anlatabildim ne de hissettiklerimi önemsedin. İnan ki benim sevmeyişin de sorun değil ama sen beni hiç sahiplenmedin. Nereye ait olduğunu asla bilemedim. Velhasıl yerimin senin yanın olmadığını biliyorum artık. İnan ki buna bile mutluyum. Çünkü yepyeni bir sayfa açabilirim artık, her şeye yeniden başlayabilirim. Ben içinde senin olduğun koca bir belirsizliği yendim. Sen artık kimin baharına çiçek olmak istiyorsan ona git. Benim bahçem bir daha yeşermez sana. Tüm dünyamı yıktın yaktın gömdün beni mezara
Sorarlar insana neden olmadı diye ben anlatıyım, Aslında olmasını istemedi sevmedi beni sevmediğini söyledi iliklerime kadar hissettim ben bunu başta kızdım sana çok hemde ama acım hiç geçmedi biliyor musun kaç gece kapına geldim kaç gece o kaldırımda oturdum bilmiyorsun sen beni bıraktın bende arkandan baktım çünkü her şey o kadar güzelken gittin ki bende mutluyuz sandım seviliyorum sandım sonra yumuşadım zamanla alışkın olduğum kokuya , tene , sese , vücudunun her köşesinin tadına varamayınca canım yandı hiç bir şeyi halledemedim ben saatler boyunca her gün çok özledim diye ağlamak nedir en iyi ben bilirim sen aldırmadın hiç sallamadın özlemedin bile tek sığınağım bana olan bağlılığında sonra fark ettim sen bana bağlı bile değilmişsin ki gözünü kırpmadan arkana bakmadan terk ettiğin noktada ne acılar çektim çok zor zamanlar geçirdim yeri geldi günlerce hastanelerde kaldım yeri geldi süründüm ama en çok senden yardım bekledim biliyor musun her şeyi geçtim her şeyi hadi bunlar neyse de hayallerine ulaşırken yanında oldum ben senin bee öylece yüz üstü bıraktın da nasıl gittin beni biliyordun çalışmayacağımı uğraşmayacığımı şimdi böyle daha mi iyi oldu her gün evde mi ne yapıyor ki acısını ben çektim ben ya en kötüsü bana sırf acıdığından iyi davrandığını öğrendim ya canım yanıyor bir gün gelirsen acıdığından değil gerçekten sevdiğinden gel diyeceğim de her gelişinde aynısını diyorsun zaten sözleri verip 1 ay sonra terk edilmek ne kadar anlatılır bilemedim bir canımın çok yandığını içimin sızladığını bide beni hiç istemediğini çok iyi öğrendim artık
İstemesemde seni unutmaya çok çalıştım ama yapamadım, yapamayacağım.Neyse. Sen yine aklının sesini dinliyorsun. Benim umudum hala kalbinin sesinde. Umarım kalbinin sesi daha ağır basar. Umarım o zaman hâlâ yaşıyor olurum.Unutma sevgilim iyisiyle kötüsüyle, kırgınlıklarımla, acılarımla, yaşanmamışlıklarla ve içimdeki çocukla hâlâ herkesten çok seviyorum ben seni. Kapım sana her daim açık.Ve unutma, kendini kandırmakla, uzak durmakla mutlu olunmuyor.
1 note
·
View note
Text
Çok korkuyorum. Ben sarılmadan başkası sarılacak, tutamadığım ellerini tutacak, bakmayq doyamadığım gözlerine bakıcak diye.
#tumblr#aşk#sevmek#gülmek#mutluluk#ağlamak#gülümse#güvenmek#kaybetmek#sen ve ben#sen#kalp#tutamadığım ellerin#bakamadığım gözlerin#sarılamamak
6 notes
·
View notes
Text
göz kapaklarıma resmettiğim güzel yüzünü görmek için dilimden duaları eksik etmedim. yüzünü gördüğüm an tekleyen kalbimin durabilme ihtimali bile umrumda değildi. bana ne olursa olsun, iyi veya kötü senden olsun istedim. bak gözlerime, nefesim kesilsin. bir gülümse, kalbim şiddetlensin. ellerim titresin ellerini tutamadığım için, dizlerim titresin sana gelemediğim için, sesim titresin sana sevgimi anlatamadığım için. hani çağan diyor ya, “söylesem dinler misin? ihtiyacım var anlatmaya,” diye... benim de ihtiyacım vardı sana, içimde yeşeren hisleri tek tek anlatmaya. ben bu aşkı içimde hallemiyorum çünkü. sana ayrı, seni sevmeye ayrı aşığım. söylesene, bu minik kalbim böyle güçlü bir aşkı nasıl tek başına kaldırsın? diğer yarısının ona ulaşması gerek. sen gereksin. gülüşün gerek. ellerin gerek. sesin gerek. sevgin gerek. biz gereğiz, sevgilim.
47 notes
·
View notes
Text
Sevgilim! Sen ki benden daha çok ben oldun bende, attığım her adımda sen, aldığım her nefeste sen, her düşüncem sen, ne kadarda yakıştın bana... Sevgilim! bunları sana çok uzaktan yazıyorum. Ben dokunamadım sana ama inanıyorum ki, kelimlerim dokunmuştur o dokunmadığım dudaklarına, bakamadığım gözlerine tutamadığım ellerine...ama hep dediğim gibi sevgilim bir gün hayaller gerçeklerden daha güzel olucak. Sen buna istersen hayal de, istersen başka bir şey ben hakikat derim çünkü sevgili biz milyarlarca insan arasında dünya ya geldik milyarlarca insan arasında bulup sevdik birbirimizi...Sevginin olduğu yerde, ümitsizlik yoktur sevgilim, umudunu diri tut ben her şeye rağmen burdayım! seninleyim, çok uzak değilim, dokunduğun kalbindeyim... seninle her şey güzel be sevgili beklemekte güzel ve ben beklerim seni, ama sende bir bekleyenim var de gel sevgilim...🎶
6 notes
·
View notes
Text
Toprağın yağmura hasret kaldığı gibi, bende sana hasretim.
Yanıyor içim yanıyor yüreğim.
Bakamadığım o Kahverengi gözlerinine hasretim..
Tutamadığım ellerine hasretim.
Gülüşüne,bakışına, kokuna hasretim.
Seninle şakalaşıp,gülmeye hasretim.
Sana Hasretim
5 notes
·
View notes
Text
Ben bu hissi hiç yaşamadım. Yaşamayacağımı biliyordum. Bana göre ben, lanetliydim. Asla olmaz diyordum. İnanmıyordum. Ama ben aşık oldum. Belki senin aklına gelmeyecek birine aşık oldum. Ben senin bana her bakışına ve bakmayışına aşık oldum. Gözlerine aşık oldum. Anlarsın diye korkup bakamazken ben senin göremediğim yüzüne aşık oldum. Duyamadığım güzel sesine aşık oldum. Beni asla kabul etmeyecek olan kalbine aşık oldum. Sözlerine aşık oldum. Bana asla söylenmeyecek sözlerine aşık oldum. Sen sevemezken ben senin sevişine aşık oldum. Öpemediğim dudaklarına aşık oldum. Hiç bilmediğim kokuna aşık oldum ben. Nefesine aşık oldum. Sonra, bakışlarına, hiç beni görmeyecek bakışlarına aşık oldum. Saçlarına aşık oldum lan ben senin, dokunamadığım saçlarına. Ve de tutamadığım ellerine aşık oldum ben. Tutamadığım tutamayacağım ellerine. En çok da aşkına aşık oldum senin. Beni bulamayacak olan aşkına.
4 notes
·
View notes
Text
çünkü artık ellerim o hiç tutamadığım ellerine hasret sevgilim.
3 notes
·
View notes
Text
Neyine tutulmuştum bu kadar, beni görmeyen gözlerine mi, hiç tutamadığım ellerine mi, kolları mı beline dàhi sarmadan, yüzünü bir kere olsun ellerim arasına almadan neyine tutulmuştum bu kadar sâhi"...
4 notes
·
View notes