Text
içimde eksik bir şey var. içimde eksik bir kalp var. sevmekten korkan, daha fazla kırılmaya mecali kalmayan. ama yine de atmak isteyen. hasta yatağında ölümle cebelleşen bir hasta gibi hayata tutunmak istiyor, sevmek istiyor. biliyor kırılacak, biliyor çok acıyacak. ama yaşadığını hissetmek istiyor. ölmeden son bir kez daha.
10 notes
·
View notes
Text
kaçıp gitmek istediğim yerler oldu fakat ben bir adım dahi atamadım; belki gelirsin de beni bulamazsın diye olduğum yerde kaldım. ne senden gidebildim, ne kendimden, ne de olduğum yerden. kalakaldım öylece, ellerimde seni bekleyen kalbimle. biliyor musun, ellerimin arasında ölü bir kalbi tutuyorum. ruhum tükenmiş, kalbim ölü; çünkü sen yoksun. sahi ne zaman oldun sen? var olmayan sana öyle çok anlamlar yükledim ki. gelirsin sandım, gel istedim. gelmedin, ben yine de gel istedim. kendimden geçtim, senden geçemedim.
23 notes
·
View notes
Text
Ben sevilmeyeceğimin farkındayım ama bir umut koruyorum içimde, ona karşı. Belki bir gün uyandığımda onun kalbinde olurum diye kaç gece dua ettiğimi bilmiyorum ama bir gün onun kalbinde bir odacıkta uyandığımda, dünyanın en çirkin kızı olarak uyansam bile ben kendimi dünyanın en güzel kızı gibi hissederim.
15 notes
·
View notes
Text
bir düş parçasına tüm umutlarımı yükledim. gerçekleşmezse umutlarımın hepsi ölmüş olacaktı ve ben de o umutlarla beraber. fakat sevgilim, senin nefes aldığın dünyada seninle nefes almak Tanrı'nın bana bahşettiği öyle güzel ve büyük bir lütuftu ki, ölmekten korkuyordum. ölümden değildi korkum, ölmektendi. seni bir daha göremeyecek olmamdan, sesini bir daha duyamayacak olmamdan, sana bir daha dokunamayacak olmamdan korkuyordum. işin komik tarafı yaşarken bile bunları yapamıyor oluşumdu; seni görmüyor, duymuyor ve dokunamıyordum. söylesene, bu yaşarken ölmek mi demek? sensizlik böyle mi tarif edilir? hayır, sevgilim. sensizlik, bin parçalık yapbozun sadece bir parçasını senin kalbine bırakmaktı.
19 notes
·
View notes
Text
hayatımın her bir noktasında olman azmış gibi seni cümlelere sığdırdım. sana olan hislerimi şu cümlelerle haykırdım. sen sesime sağır, yazdıklarıma kör, bana lâl oldun.
9 notes
·
View notes
Text
senden sonra kabuk bağlayan yarılarımı tek tek, canımın acısını umursamadan kopardım. canım acısın istedim çünkü sen canım acıyınca koşa koşa gelirdin. yine gel istedim. o yaraların her birini daha da çok deştim. canım daha çok yansın istedim, senin hissedip de gelmeni bekledim. gözlerim kapıda kaldı, aklım sende, kalbim ise gelmeyişinde.
5 notes
·
View notes
Text
göz kapaklarıma resmettiğim güzel yüzünü görmek için dilimden duaları eksik etmedim. yüzünü gördüğüm an tekleyen kalbimin durabilme ihtimali bile umrumda değildi. bana ne olursa olsun, iyi veya kötü senden olsun istedim. bak gözlerime, nefesim kesilsin. bir gülümse, kalbim şiddetlensin. ellerim titresin ellerini tutamadığım için, dizlerim titresin sana gelemediğim için, sesim titresin sana sevgimi anlatamadığım için. hani çağan diyor ya, “söylesem dinler misin? ihtiyacım var anlatmaya,” diye... benim de ihtiyacım vardı sana, içimde yeşeren hisleri tek tek anlatmaya. ben bu aşkı içimde hallemiyorum çünkü. sana ayrı, seni sevmeye ayrı aşığım. söylesene, bu minik kalbim böyle güçlü bir aşkı nasıl tek başına kaldırsın? diğer yarısının ona ulaşması gerek. sen gereksin. gülüşün gerek. ellerin gerek. sesin gerek. sevgin gerek. biz gereğiz, sevgilim.
47 notes
·
View notes
Text
ruhumu öldürüyorum ve buna sebep olan sen misin, bilemiyorum. belki de korkuyorum. buna senin sebep olmandan, senin yüzünden kendim bu kadar dağıtmış olmaktan. değer miydi? bilmiyorum. hayır, bu şüphelerimin sevgimle alakası yok. yorgunlukla alakası var. ben çok yoruldum, özgür çocuk. ben yemin ederim çok yoruldum. fiziksel, ruhsal, artık her ne dersen de; yoruldum. bu lanet şey geçmiyor, beni esir almış gibi. sana olan sevgime benziyor işte, bırakmıyor beni. sensizlik acıtıyor ama sensizliğin acıtmasına sebep olan sevgin acıtmıyor. bunu hiçbir zaman anlamayacağım.
12 notes
·
View notes
Text
anne bak ben bugün büyüdüm. yaralarımı görünce onlara dokunup canımı acıtmayı bırakmadım ama artık tüm sokağı inletecek kadar ağlamamayı öğrendim. tüm gözleri üzerime çekmeyi de bıraktım. artık sessizce bir kenara çekilip gözyaşlarımı akıtıyorum. özür dilerim ama ağlamayı bırakamıyorum. insan doğası bu işte. sen de ağlıyorsun, görüyorum. sen büyüdün ama ağlıyorsun. bu yüzden bana da kızma. anne, bak ben bugün büyüdüm. koşma diye tembihlerdin beni. ben hep insanların peşinden koşardım ama bıraktım. artık yoruldum, koşacak gücüm kalmadı. anne, bak ben bugün çocuk kaldım. koparma kabuk bağlamış yaralarını derdin. dokunsam bile koparmıyorum artık, yara bandı yapıştırıyorum üzerine bir şey olmasın diye. yarama bile iyi bakıyorum anne ben.. yaram kalbimi paramparça ediyor ama bi' görsen.. çok güzel anne..bir yara ancak bu kadar güzel olabilir.. anne, ben bugün çocuk kaldım.. yarama aşık oldum.. anne ben büyümek istemiyorum artık. çocukken büyümeye heves salmış o kız olmak istemiyorum. ben çocuk kalmak istiyorum. sen demiştin ki, çocukların kalbi güzeldir. benim kalbim güzel olsun istiyorum çünkü benim kalbim onun evi. evi güzel olsun..
19 notes
·
View notes
Text
sana anlatacak bir şeyler arıyorum sevgilim ama bulamamak mı daha çok acıtıyor yoksa senin yanında olmayıp da olanlara şahit olmayışın mı, bilmiyorum. çok şey var sana anlatabileceğim ama ne zaman kalemi alsam elime, uçuyorlar aklımdan, unutuyorum. konu sen olunca ben her şeye unutkanım, bir sana olamadım. çok garip gelmiyor mu sana? aklımı başımdan alan sen, aklımı senden alamayan ben.. parmak uçlarımdaki karıncalanma hissi geçmek bilmiyor bir türlü, saçlarını özlüyorlar. gözler doluyor sürekli, gözlerini özlüyorlar. ellerim titriyor durmadan, ellerini özlüyorlar. kalbim acıyor her an, kalbini özlüyor. ben de işte.. yarım kalmış hâlimle özlüyorum, tüketiyorum kendimi. her ne oluyorsa bana artık umrumda değil. senin yolunda, sana gelirken ölüyorum. sen dönüp de arkandaki bana bakmazsın ama olur da omzunun üzerinden dönüp bakarsan bir saniyelik bile olsa gülümse. gülümse sevgilim. gülüşün en etkili ilacım, varlığından hemen sonra..
34 notes
·
View notes
Text
merhaba özgür çocuk, ben yine her zamanki gibi seni düşünüyorum. çok zor, gerçekten zor. nefes alıyorum, aldığım nefeste boğuluyorum. gözlerimi kapatıp açıyorum, yine boşluk görüyorum. herkesten daha çok var olması gereken sen, olmuyorsun. yoksun. hiç var olmadın ama ben seni sevdim. ben seni gerçekten sevdim. severken kaybetmekten korkar insan. ben, severken senin olmayacağından korktum. sonra gitmelerden korkarkar insan. ben gelmeyişinden korktum. korkuların gerçekleşmesinden ve senin gerçekleşmeyeceğinden korktum. bir hayal olarak kalmandan korktum. ben sana sevgi verirken senin hayalin bile bana korku verdi. canım yanıyor. gel lütfen. gelirsen kışın üşümem mesela. gelirsen çiçeğim susuz kalmaz; ben seni sevmeyi öğrenirken onları sevmeyi unuttum, özür dilerim. bilmiyorum işte...sen gel, birlikte görelim neler olacağını. yeter ki gel. bir sokak lambası altında oturup veya duvara sinip ağlamaktan yoruldum. şarkıların can alıcı noktalarında seni bulmaktan ve ağlamaktan yoruldum. senin aklıma gelip de yanıma gelmeyişinden yoruldum. beni karanlıkta bırakmandan yoruldum. ben karanlıktan korkarım, özgür çocuk. beni daha fazla karanlıkta bırakma. aydınlığa çıkmak için benim sana ihtiyacım var'
24 notes
·
View notes
Text
beklemek. sıradan bir fiildi eskiden. bir otobüsü beklerdin, buluşacağın arkadaşını, bir diziyi beklerdin, eninde sonunda gelirdi işte zamanı. en güzel bekleyişim olan sen, bir türlü gelemedin. gelmedin bile diyemiyorum canım daha da acımasın diye, gelemedin. küçük bir çocuğun babasının işten dönmesini beklerkenki heyecanıyla, gelince koşarak ona sarılma düşüncesinin verdiği heyecanla veya gece olduğunda annesinin gelip de masal anlatmasını beklediği heyecanla, öyle umutla bekledim seni. ne sen geldin, ne ben babam işten döndüğünde ona sarıldım, ne de annem gelip de bana masal anlattı. yanisi, heyecanla beklediğim her bekleyişin sonu çok acıttı. ama büyüdüm, alıştım babama sarılmayışıma ya da annemin hiçbir zaman masal anlatmayışına. ne kadar büyüsem de hiçbir zaman senin gelmeyişine alışamayacağım. göğsümün en orta yerinde bir ağrı olmaya devam edecek. özür dilerim ama senin yüzünden. bekleyişlerin sonu olur demişti birisi. onu yanılttığın için kızgınım sana çünkü o bir kere konuşmuşken bana bunları söylemişti. bana küsmüş olan küçük kız benimle konuştu ve bunu söyledi, düşünsene.. o yine küstü. sana küsmesi gerekirken bana küstü, anlayamadım. ben beklediğimle, acımla, kırılmışlığımla kaldım, sen hâlâ yoksun..
48 notes
·
View notes
Text
sana yazmaya başladığım an harfler tek tek dizilip boğazıma sarıldı. nefes almak neydi artık o an unuttum çünkü ne olursa olsun yazardım sana ben. kağıdım kalbim, kalemim hislerim olurdu. hislerimi ellerimde tutup, dökerdim kelimeleri kalbimdeki sana..
73 notes
·
View notes
Text
ellerimden tutup koşman gerekirdi şu sokaklarda. o sokaklar ağlayışlarımıza değil, bize şahitlik etmeliydi.
52 notes
·
View notes
Text
senin yanında ellerim titrerdi. ellerim o kadar çok tutmak istiyordu ki ellerini, titriyorlardı işte bu sebepten. sen hiç anlamadın. üşüyorum sandın, ceketini bile vermedin.
113 notes
·
View notes
Text
güneşin şarkılar mırıldandığı, saksıda bir çiçektim. beni sevmemiş, bir güneşin sevgisi yeter demişsin. güneş yakar, susuz kalır diye düşünmemişsin hiç. sen hiç, bu çiçek ölür diye düşünmemişsin. çünkü bir anlam etmemişti o çiçek senin hayatında. ben, varlığı bile hayatıma büyük anlam getiren adamın hayatında hiçbir yer edenimemişim.
87 notes
·
View notes
Text
kalbimin en güzel odasına koymuşum seni. çıkmak için kırmaya çalışmışsın. beni hiç bir kere olsun düşünmemişsin, canı acır dememişsin. sen ne zaman beni düşündün ki güya? ağlayışlarımın beni boğduğu anlar çok oldu. sen aklıma gelip de gözlerimin dolmasına sebep olurken saklamaya çalıştığım anlar çok oldu. seninle nefes alırken seni düşünüp nefessiz kaldığım anlar çok oldu. senin hiçbirinden, senin benden haberin olmadı. sen benim kalbimin en güzel odasındayken, ben senin bırak kalbini, hayatının en kenarında bile değilmişim.
46 notes
·
View notes