#trans hakları
Explore tagged Tumblr posts
Text
Tumblr ve Automattic ailesinin trans çalışanlarından bir mesaj
Trans bireylerin, ve dahi genel kapsamda LGBTQ+ bireylerin, Tumblr'da evlerinde gibi hissetmelerini istiyoruz. Bunun sebeplerinden yalnızca biri de Tumblr ve Automattic ailesinin parçası olan trans bireyler olarak bize kucak açan bir ortamda çalışmak istememiz. Burasının bizleri destekleyen ve güvenliğimizi gözeterek mücadele veren bir platform olduğuna inanmak istiyoruz. Sizlerin varlığı Tumblr'ı daha canlı ve daha renkli kılıyor; Tumblr çarklarını çeviren LGBTQ+ arkadaşlarımız ise sahne arkasında tam da bu ideal için, sizler için, durmadan çaba sarf ediyor.
Birkaç gün önce Matt Mullenweg (Tumblr'ın ana şirketi olan Automattic'in CEO'su) bir kullanıcımızın hesap askıya alımıyla ilgili sorusuna, LGBTQ+ topluluğunu olumsuz etkileyen bir biçimde yanıt verdi (İngilizce). Matt'in bu soruya verdiği cevabın ve akabindeki yorumlarının yersiz ve yıpratıcı olduğu kanaatindeyiz. Moderasyon kararları hakkında Tumblr ekibinin yorum yapmamasının farklı nedenleri var; bunların arasında, söz konusu kullanıcıların gizliliğini korumak ve ayrıca, her gün binlerce şikayetin moderasyondan geçirilmesinin fizibilitesi yer alıyor. Bu politikanın talihsiz tarafıysa Güven ve Emniyet ekibimizin uygulamaları hakkında dedikodu ve yanlış bilgilerin, aslına bakılmaksızın kolayca yayılması. Bu doğrultuda konuyla ilgili birkaç noktayı açıklığa kavuşturmak istiyoruz:
predstrogen'in askıya alımının arkasındaki gerçekler doğru bir şekilde yansıtılmadı ve trans-feminen kullanıcıları platformdan atmak için fırsat kolluyormuşuz gibi bir intibaya yol açıldı. Böyle bir durum söz konusu değil. Yukarıda linkini verdiğimiz gönderide paylaşılmış örnek yorum, gerçekçi şiddet tehdidine dair kriterlerimizi karşılamıyor ve hesabın askıya alınmasına yol açan etmen bu değildi.
Daha sonra ise Matt maalesef bu askıya alımın toplulukta yarattığı yıpratıcı etkiye dair farkındalık gösteremedi. Matt; Tumblr ve Automattic'in işleyişini sürdürmekle görevli LGBTQ+ bireyleri temsil etmiyor ve bu duruma verilecek yanıt konusunda bizlere danışılmadı.
Geçtiğimiz sene bazı kullanıcılarımızın gönderilerine hata sonucu "yetişkinlere yönelik" ve "cinsel temalar" içerik uyarıları eklenmişti. Trans temalı içeriklerde birden çok kez yaşanan hatalı uyarı ekleme durumunun sorumlusu, gönderilere içerik uyarısı uygulamakla görevlendirilmiş harici yüklenicilerden oluşan bir ekipti. Güven ve Emniyet ekibimiz, en çok da topluluktan gelen şikayetler sayesinde bu hatayı saptadığı zaman, ilgili yüklenicilerin içerik uyarısı yetkisini kaldırdık ve benzer bir şeyin tekrar yaşanmaması adına gerekli önlemleri arttırdık. Konu üzerine paylaşılan Ekip gönderisinde LGBTQ+ çalışanlar daha şeffaf olunmasını savundu ancak yönetim buna katılmadı. Soruya verilen ilk cevapta bahsedilen yüklenicinin feshi, aslen konuyla alakasız bir olaydan ötürü gerçekleşmesine karşın bu olayla ilgisi olduğu öne sürüldü. Tüm bunlar bir yana bırakıldığında, yanlış içerik uyarısı eklenmiş olmasından ve bu durumun Tumblr'ın trans topluluğunda yol açtığı olumsuz etkiden dolayı esef duyduğumuzu belirtmek isteriz.
Trans geçiş süreçleri, topluluk kurallarımıza aykırı temalar arasında yer almıyor; dolayısıyla moderasyon ekibinin askıya alma ve buna müteakip itirazlar üzerine yaptığı münazaralarda dikkate alınan bir faktör hiç olmadı. Geçiş süreçleriyle ve trans bedenlerle ilgili içeriklere, Topluluk Kurallarımızı ihlal eden bir öğe içermediği sürece herhangi bir işlem uygulamıyoruz.
Tumblr'daki Trans arkadaşlarımızın transfobik içeriklerle karşılaşması ve bağnaz kullanıcılarla etkileşimi gibi tecrübelere gelecek olursak, bundan duyduğunuz rahatsızlığı çok iyi anlıyor ve aynı hisleri paylaşıyoruz. Tumblr ve keza Automattic politikaları, ifade özgürlüğünü güvenceye almak üzere hazırlanmıştır. Rahatsızlık verici davranışlar Topluluk Kurallarımızda açıkça tanımlanmış ve tarafımızca yasaklanmıştır; ancak yine de LGBTQ+ bireylere ve ötekileştirilen diğer gruplara karşı sıkça sarsıcı ifadeler kullanıldığı gerçeğini, bu politikanın kökten çözemediğinin de farkındayız.
Tumblr olarak bu noktadan itibaren şu adımları atıyor olacağız:
Rahatsızlık verici davranışları önlemek üzerine kurulu özelliklere öncelik vererek, kullanıcılara bu tarz davranışlara karşı kendini daha etkili biçimde koruma imkanı sağlamak
Tumblr Ekibi olarak, rahatsız edici davranışları proaktif biçimde saptayıp önlememizi mümkün kılan dahili araçlara yenilerini eklemek
Trans topluluğun sıkça kullandığı etiketleri inceleyip hangilerinin engellendiğini bularak, bunları önümüzdeki hafta tekrar kullanıma açmak
Olaylar bu şekilde geliştiği için üzgünüz ve seslerimizin duyulması ve ileride böyle şeyler yaşanmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Tumblr kullanıcılarının, özellikle de sıkça hedef gösterilen ve rahatsızlığa maruz kalan bir topluluk parçası bireylerin, bu tarz durumlarla baş etmesinin ne kadar zor olduğundan bizzat haberdarız. Güveninizi geri kazanmamızın zaman alacağını biliyoruz ve bunu başarmak için adımlar atıyor olacağız.
Bizlere konuyla ilgili kaygı ve fikir ayrılıklarımızı ifade etme imkanı tanındığı için teşekkür ederiz ve de Matt'in (ve Automattic'in) ifade özgürlüğüne olan bağlılığı bunu mümkün kıldığı için minnettarız.
Tumblr'ı hepimiz için güvenli bir yer haline getirme hedefiyle mücadelemizi sürdüreceğiz.
— Bu beyan Tumblr ve Automattic bünyesindeki birden çok trans çalışan tarafından kaleme alınmıştır.
17 notes
·
View notes
Text
ABD Anayasa Mahkemesi'nden Çocuklarda Cinsiyet Değişimi Tedavilerine Sınırlama Sinyali
ABD Anayasa Mahkemesi, Tennessee’nin 18 yaş altındaki bireyler için cinsiyet geçişi tedavilerini yasaklayan yasasını değerlendirdi. Bu dava, trans haklarında önemli etkiler yaratabilir. ABD Anayasa Mahkemesi, Tennessee’nin 18 yaş altındaki bireyler için cinsiyet geçişi tedavilerini yasaklayan yasasını ele aldı. Bu dava, trans hakları ve çocukların tıbbi müdahalelere erişimi konularında geniş…
0 notes
Text
ÖTEKİNİ ANLAMAK
Bu konuda cinsellik, cinsiyetçilik, kadın düşmanlığı, kadın hakları, feminizm, eşcinsellik, toplumsal cinsiyet, toplumsal cinsiyet eşitliği, marksizm ve bu olguların ilişkilerini inceleyeceğiz.
Cinsellik bireylerin arzu ve duygularıyla birlikte içine girdiği bir etkinliktir. Neyin cinsel organ olduğunu ise iktidar ilişkileri belirler. O halde cinsellik oldukça farklı eylemi kapsıyor ama bu eylemlerin makbul olanları egemenlik ilişkisine göre belirleniyor. Fakat cinsellik üst-yapıyı belirleyen üretim ilişkilerinden bağımsız değildir. Yani üretim tarzları tarih boyunca evrimleşen kendi cinsel yasalarını dayattı. Dolayısıyla üretim araçlarının ortak mülkiyeti, cinsellik hakkındaki düşüncelerimizi de değiştirecektir. İlişkilerde rekabetçi toplumdan kalan önyargı ve şiddetin yerini sevgi ve yoldaşlık alacaktır. Cinsel özgürlük ancak sosyalizmle birlikte politik, ekonomik ve toplumsal özgürleşme sonucunda gerçekleşecektir.
Bu bağlamda, bu egemenlik ilişlileri mevcutken cinsiyetçiliğin de kaçınılmaz olduğu görülüyor. Hatta çalışmalar, yetişkinlerin bebeklerin tepkilerini bile cinsiyetlerine göre yorumladığını gösteriyor. Bir bebek ağladığı zaman kız olarak tanıtıldıysa üzgün, erkek olarak tanıtıldıysa kızgın olarak yorumlanıyor. Ve bu fark cinsiyetçilik seviyesi arttıkça belirginleşiyor. Cinsiyetçilik ilk olarak düşmanca ve korumacı olarak ikiye ayrılıyor. İlki erkeğin otoritesinden kaynaklanıyorken, ikincisi erkeğin kadına bağımlı olmasından kaynaklanıyor. Yine ilkinde egemen kadını ezerken, ikincisinde kadını üstün görüyor. Bu iki cinsiyetçik birlikte olduğunda ise çelişik duygulu cinsiyetçilik oluyor. Teorik olarak ise üç alt boyutu var.
1. Paternalizm: Kadınların gelişmemiş varsayılarak erkeklerin haklarında karar vermesi gerektiği düşüncesi.
2. Cinsiyet farklılaşması: Kadınların biyolojik olarak farklı olması sonucu cinsiyet rollerine sıkı sıkıya bağlı olmaları gerektiği düşüncesi.
3. Heteroseksüellik: Kadınların mahremiyet arzularıyla ve çekicilik yoluyla erkek üzerinde güç elde etme korkusu ve gerilimi.
Ayrıca cinsiyetçi iş ayrımcılığı emek piyasasındaki eşitsizlik türlerinin en başta gelenlerindendir. Bu eşitsizlik cinsiyete dayalı ücret eşitsizliğini de beraberinde getirir. Yatay ve dikey olarak iki biçim alır. Kadın ve erkeklerin farklı işlerde çalışması yatay, aynı işte eşitsiz dağılımı ise dikey ayrımcılıktır. Ve her ikisi de doğal değildir. Bu durumda erkeklere düşen görev ise dili daha dikkatli kullanmaktır. Dil, algılarımızın, düşüncelerimizin ve kültürümüzün kurallarını ve anlamlarını iletir ve bu sebeple davranışlarımızı kısıtlama ve yönlendirme gücüne sahiptir. Yani kültürel normları sürdürürken başka jenerasyonların bellekleri de bu işleyişe uygun olarak şekillenir. Dilde devrim yapmak bizim elimizdedir.
Tam da bu noktada toplumsal cinsiyet kavramı, toplumsal cinsiyet kimliklerinin ve rollerinin siyasal alanda ve tarihsel olarak kolektif insan pratiğiyle kurgulandığı için aynı zamanda değiştirilebilir olduğunu da gösteriyor. Toplumsal cinsiyet, genelde doğumda atanan cinsiyet ile uyumlu olduğu varsayılarak, kadınlık ve erkeklik ile ilişkilendirilen toplumsal ve kültürel cinsiyet normlarını ifade eder. Toplumsal cinsiyet formları çevreseldir ve sonradan öğrenilir. Bu sebeple sorgulanabilir ve değişirler. Toplumda atanan cinsiyete bağlı olarak kadın ve erkek olarak atanan ikili cinsiyet sistemi vardır. Oysa toplumda interseks bireyler vardır. İnterseksler farklı tanımlanan dış cinsiyet organlarına, iç üreme organlarına ya da iç salgı bezlerine sahiptirler. Bu bireyler gay, lezbiyen, biseksüel ya da heteroseksüel yönelimli olabilirler. Bu durumda kişi kendini bedensel özellikler, dış görünüş ve cinsiyet ifadesinden bağımsız olarak ait hissettiği cinsiyet kimliği ile tanımlayabilir. Bu durumda bazen kişinin cinsel kimliği ve doğumda atanan cinsiyeti örtüşmezse trans bireylik ortaya çıkar. Cinsiyet kimliği ikilik dışı olduğunda, kadın ya da erkek olmadığında ise her iki atanan cinsiyet de reddedilir. Trans olmayan kişiler için ise na-trans ifadesi kullanılır. Bu kişilerin hepsini kavrayan hak temelli perspektif ise LGBTİ+ olarak tanımlanır. Toplumsal cinsiyet rolleri ise toplumun bireyden beklentileri ile şekillenir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ise kadınların ve erkeklerin biyolojik ve fizyolojik farklılıklardan bağımsız olarak toplumsal yaşamın her alanına eşit olarak katılmalarıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği bir insan hakkıdır ve LGBTİ+ bireyleri de kapsar. Sırasıyla Türkiye Psikiyatri Derneği, Türk Psikologlar Derneği ve İngiltere Psikoterapi Konseyi’nin belirttiği gibi eşcinsellik hastalık değildir, ruhsal bir bozukluk değildir ve hastalık olmadığından dolayı tedavisi de yoktur. Toplumsal cinsiyet eşitliği, fırsat eşitliğinin ötesinde bu eşitsizliklerin sona ermesi talebini öne çıkarıyor. Burada eşitliğin aynılık demek olmadığını da vurgulamak gerekiyor. Yani eşitlik ve farklılık karşıt kavramlar değildir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin reddedilmesi anayasanın 10. maddesine (10. madde “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.” der) ve CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi) dahil uluslararası anlaşmalara da aykırıdır.
Ama bunlara rağmen durum nedir? Kadın bağımsız, başarılı, erkeğe ihtiyaç duymayan, kendilik bilincine sahipse, arka planda olmaya razı olmayan anne ya da ev kadını rolleriyle yetinmeyerek sesini yükseltiyorsa, düşüncesini savunuyorsa, yani belli bir güce sahipse, çoğunlukla erkek ondan nefret ediyor. Kadınlara karşı antipati ve düşmanlık edilen bu bu kadın düşmanlığına mizojini deniyor ve mizojinizm bir hastalıktır. Mizojinizm kadının iş yaşamındaki varlığından rahatsız olma, yaptığı işlerin değersizleştirilmesi, evdeki yaşamı ile sınırlandırılması, ona yönelik dışlama eylemleri, iş yaşamında terfi alamaması, kız çocuklarına karşı negatif ayrımcılık yapılması ve kız çocuklarını ciddiye almama olarak kendini gösteriyor. Mizojinizm tedavi edilmezse fırsat eşitsizliği gibi komplikasyonlar ortaya çıkmaktadır. Mizojinizm erkeklerin erken yaşlarda, annesi, ablası, öğretmeni, kız arkadaşları vb. gibi güvendikleri bir karşı cins tarafından travmatik şekilde hayal kırıklığına uğraması sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Peki bu içselleştirilmiş kadın düşmanlığına karşı ne yapmalıyız? Kadın erkek eşitliği için verilen mücadeleyi destekleyebiliriz. Düşünce ve davranışlarımızın farkında olmaya ve değiştirmeye çalışabiliriz. Zamanımızı ve sözlerimizi kendini kadın olarak tanımlayan bireyleri güçlendirmek, yükseltmek ve desteklemek için kullanabiliriz. Kendini kadın olarak tanımlayan birinin başarısının, güzelliğinin bize zarar vermenin aksine beraber daha güçlü olduğumuzu fark edebiliriz. Kendini kadın olarak tanımlayan bireylere düşüncelerini paylaşabilecekleri, davranışlarının eleştirilmediği “güvenli alanlar” sağlayabiliriz. Sonraki jenerasyonlara kabul edici, sevgi dolu ve en önemlisi eşit bir ortam sunmak için uğraşabiliriz.
Kadın Hakları Bildirgesi
- Kadınlar özgür doğarlar, özgür yaşarlar ve erkeklerle eşit haklara sahiptirler.
- Her siyasi topluluk, özgürlük, güvenlik, mülkiyet ve baskıya karşı koyma anlamında kadınların ve erkeklerin haklarını korumak zorundadır.
- Devletin egemenliği, kadın ve erkeklerin birliği olan ulusa dayanır.
- Kadınların doğuştan sahip oldukları haklar, erkeklerin baskısı yüzünden engellenmektedir. Bu engellemeler, her şekilde ortadan kaldırılmalıdır.
- Her türlü yasal düzenlemeler ve genel ahlak kuralları topluma zarar veren bütün kötü davranışları ortadan kaldırır.
- Yasal düzenlemeler yapılırken, kadın ve erkek sürece katılmalıdır. Yasalar herkese eşit olarak uygulanmalıdır. Kadın ve erkek ayırımı yapılmadan herkes bütün mevkilere kabul edilmelidir.
- Kadınlar ayrıcalıklı haklara sahip değildir ve erkeklerle birlikte aynı yasalara tabidirler.
- Yasaların koyduğu cezalar zorunlu durumlar içindir ve kadınlar, suç teşkil eden davranışları yüzünden yasalara başvurulmadan cezalandırılamaz.
- Suçlu bulunan kadınlara, sadece yasaların öngördüğü cezalar uygulanmalıdır.
- Kadın veya erkek, hiçbir kimse düşünceleri yüzünden mahkum edilemez.
- Kadınlar düşüncelerini özgürce ifade edebilirler, bu onların en önemli hakkıdır.
- Kadınların hakları güvence altına alınırken, onlara bir ayrıcalık tanınmamalıdır.
- Vergi ödemede kadınlar ve erkekler arasında bir ayırım yoktur, herkesten eşit katkı talep edilir.
- Kadınların, erkeklerle eşit vergi ödeme ilkesi, sadece vergilerin toplanması ve kullanılması sürecine kadınların katkıda bulunmaları durumunda kabul edilir.
- Kadınlar kamu harcamalarına erkeklerle birlikte katılırlar ve gerektiğinde resmi makamlardan mali konularda bilgi talep edebilirler.
- Anayasa, hakların güvence altına alındığı ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin kabul edildiği bir toplumda olur. Bireylerin çoğunluğu, yasaların yapımına katılılmalıdır.
- Kadın için de erkek için de mülkiyet hakkı vardır.
Eski de olsa, ülkemizde kadın hakları konusunda yaşanan problemeler sürüyor ve bu bildirge hala canlılığını koruyor. Bunun yanı sıra kadın hakları ile ilgili anayasal ve cezai kurallar bulunmaktadır.
Maddelerle Anayasada Kadın Hakları
10 - Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin yasa önünde eşittir.
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır.
36 - Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.
41 - Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.
42 - Eğitim ve öğrenim hakkı yönünden, ilköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.
48 - Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Bu hak kadınlar için de geçerlidir.
49 - Çalışma herkesin hakkı ve ödevidir. Bu hak kadın için de önemli ve geçerlidir.
50 - Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.
Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.
67 - Seçme ve seçilme siyasi faaliyettir. Bu haklar vatandaşların yasada gösterilen koşullara uygun olarak kullanılmaktadır. Seçme, seçilme ve bağımsız olarak ya da bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakları olup bu haklar kadınlar için de geçerli bulunmaktadır. On sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir.
68 - Vatandaşlar, siyasi parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir. Parti üyesi olabilmek için 18 yaşını doldurmuş olmak gerekmektedir. Bu hak, kadınlar yönünden de geçerlidir ve uygulanmaktadır.
70 - Her Türk, Kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez. Burada, açıklanan hak kadınlar için de geçerlidir.
72 - Vatan hizmeti her Türk vatandaşının hakkı ve ödevidir.
74 - Vatandaşlar yetkili makamlara ve TBMM’ne yazı ile başvurma hakkına sahiptir. Bu hak dilekçe vermekle yerine getirilmektedir. Bu hak kadınlar için de geçerli bir haktır.
76 - Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı milletvekili seçilebilir. Bu husus kadınlar için de geçerlidir.
101 - Cumhurbaşkanlığı seçilmesi için 40 yaşını dolduran yüksek öğrenim diplomasına sahip her Türk vatandaşı aday olabilir. Bu hak kadınlar için de geçerli bulunmaktadır. Yani kadınlar da cumhurbaşkanlığı seçilme hakkına sahiptir.
Maddelerle Türk Ceza Yasasında Kadınlar Hakkında Kurallar
3 - Türk Ceza yasasının uygulanmasında, kişiler arasında dil, din, milliyet, mezhep, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri vs. yönünden ayrım yapılamaz. Hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz. Bu kural kadınlara karşı işlenen suçlar ile kadınların işledikleri suçlar yönünden de geçerli ve önemlidir.
4 - Ceza yasalarını bilmemek mazeret sayılmamaktadır. Yasayı bilmiyorum savı hüküm ifade etmemektedir. Kadınlara karşı işlenen suçlarda da bu kural uygulanmaktadır.
20 - Ceza sorumluluğu şahsidir. Hiç kimse başkasının eyleminden dolayı sorumlu tutulamaz. Bu kural kadınlar için de geçerlidir. Ayrıca suç (eylem) dolayısıyla öngörülen güvenlik önlemleri niteliğindeki yaptırımlardan kadınlar da yararlanır, onlar için de uygulama söz konusu olur.
31 - Eylemin (fiilin) işlendiği sırada, işleyenin yaşı uygulanacak, cezalar yönünden önem arz eder. Bu kurallar kadınlar için de uygulama konusu olur. Eylemi (fiili) işlediği sırada 12 yaşını doldurmamış olan kız ya da erkek çocukların ceza sorumluluğu bulunmamaktadır. Bunlar hakkında ceza kovuşturması yapılamaz. Ancak, çocuklara özgü güvenlik önlemleri uygulanabilir.
Eylemi (fiili) işleyen, fiili işlediği sırada (12) yaşını doldurmuş olup da (15) yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaması ya da davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması halinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği eylemin (fiilin) hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı halinde bu kişiler ( kız ya da erkek) hakkında suç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde (12) yıldan (15) yıla, müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde (9) yıldan (11) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu halde her eylem (fiil) için verilecek hapis cezası (7) yıldan fazla olamaz.
Eylemi (fiili) işlediği sırada , (15) yaşını doldurmuş olup da (18) yaşını doldurmamış olan kişiler (kadın ya da erkek) hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde (18) yıldan (24) yıla, müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde (12) yıldan (15) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların 1/3 ü indirilir ve bu halde her eylem (fiil ) için verilecek hapis cezası (12) yıldan fazla olamaz.
77 - a) Kasten öldürme.
b) Kasten yaralama.
c) İşkence, eziyet veya köleleştirme.
d) Kişi hürriyetinden yoksun kılma.
e) Bilimsel deneylere tabi kılma.
f) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı.
g) Zorla hamile bırakma.
h) Zorla fuhuşa sevketme.
ile ilgili eylemler (fiiller ) siyasal, felsefi, ırki ya da dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suçları oluşturmaktadır.
Bu suçlardan kadınlarla ilgili, onlara karşı yapılan ;
a) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı.
b) Zorla hamile bırakma.
c) Zorla fuhuşa sevketme.
eylemleri de cezalandırıldığı gibi, kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, eziyet ya da köleleştirme, kadını (kişiyi) hürriyetinden yoksun bırakma, bilimsel deneylere tabi kılma, kadına cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı gibi işlenen fiiller (eylemler) de cezalandırılmaktadır. Kasten öldürme halinde eylemi yapana ağırlaştırılmış müebbet hapis, diğer sayılan eylemler için de, (8) yıldan az olmamak üzere hapis cezası uygulanır.
Bu suçlardan dolayı zaman aşımı işlememektedir.
80 - Kadınları ;
a) Zorla çalıştırmak,
b) Hizmet ettirmek
c) Fuhuş yaptırmak,
ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak yahut kişiler üzerindeki denetim olanaklarından ya da çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren ya da sevk eden veya barındıran kimseye (kadın-erkek) (8) yıldan 12 yıla kadar hapis on bin güne kadar adli para cezası verilir.
Bu suçlarda, mağdur (kadın ya da erkeğin ) rızası geçersizdir.
Burada açıklanan kurallar, bu eylemlere uğrayan kadınlar hakkında da uygulanır.
82 - Bir insanı (kadını) kasten öldüren kişi müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Kasten öldürmede nitelikli haller ;
a) Tasarlayarak,
b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle,
d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı,
e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,
g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,
i) Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,
j) Kan gütme saikiyle,
k) Töre saikiyle,
işlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur. Kadınlara yönelik kasten öldürme eylemlerinde bu kural göz önünde tutulmaktadır.
84 - Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, (2) yıldan (5) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu hüküm kadını intihara azmettiren ve kadının intiharı için TCY nin 84 üncü maddesinde açıklanan eylemleri (fiilleri) işleyen hakkında da aynen uygulanır.
86 - Kasten bir kadının (başkasının) vücuduna acı veren ya da sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulmasına neden olunması halinde bu eylemi yapana (1) yıldan (3) yıla kadar hapis cezası verilir.
Kasten yaralama suçunun ;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla, işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
87 - Kasten yaralama eylemi (fiili), mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
neden olmuşsa, (yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza), bir kat artırılır. Bu hüküm yaralamaya uğrayan mağdur kadın için de uygulamada göz önünde tutulur.
Bundan başka , kasten yaralama (fiili) eylemi ;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
neden olmuşsa, TCY 86 ncı maddesinde belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, bu cezalar TCY nin 87 nci maddesinin birinci fıkrasına giren hallerde (5) yıldan, üçüncü fıkrasına giren hallerde (8) yıldan az olamaz.
89 - Taksirle bir insanın (kadının ) vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Ancak taksirle yaralama fiili(eylemi), mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
Bundan başka taksirle yaralama eylemi (fiili), mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
neden olmuşsa, belirlenen ceza, bir kat artırılarak hükmolunur.
Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır. Ancak, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikayet aranmamaktadır.
90 - İnsan üzerinde bilimsel bir deney yapılması, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası sorumluluğu getirir. Ancak ; insan üzerinde rızaya (izne) dayalı olarak yapılan bilimsel deneyin ceza sorumluluğu gerektirmemesi için ;
a) Deneyle ilgili olarak yetkili kurul veya makamlardan gerekli iznin alınmış olması,
b) Deneyin öncelikle insan dışı deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan üzerinde yapılmış olması,
c) İnsan dışı deney ortamında veya hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların insan üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,
d) Deneyin, insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması,
e) Deney sırasında kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak ölçüde acı verici yöntemlerin uygulanmaması,
f) Deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha ağır basması,
g) Deneyin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak açıklanan rızanın(iznin) yazılı olması ve herhangi bir menfaat teminine bağlı bulunmaması,
gerekli bulunmaktadır. Bu hususlar kadın üzerinde yapılacak deneyler için de göz önünde tutulmaktadır.
Kız ve erkek çocuklar üzerinde bilimsel deneyin ceza sorumluluğu gerektirmemesi için yukarıda açıklananlardan başka,
a) Yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların çocuklar üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,
b) Rıza (izin) açıklama yeteneğine sahip (kız ya da erkek) çocuğun kendi rızasının yanı sıra ana ve babasının veya vasisinin yazılı muvafakatinin de alınması,
c) Deneyle ilgili izin verecek yetkili kurullarda çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının bulunması gerekmektedir.
Hasta olan insan (kadın veya erkek) üzerinde rıza (izin) olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, bilinen tıbbi müdahale yöntemlerinin uygulanmasının sonuç vermeyeceğinin anlaşılması üzerine, (kadın veya erkek) kişi üzerinde yapılan rızaya (izne) dayalı bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı deneme, ceza sorumluluğunu doğurmayacaktır. Burada açıklanan kadının ya da erkeğin rızasının (izninin), denemenin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve tedavinin uzman hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması zorunlu bulunmaktadır.
94 - Hukuken geçerli rızaya (izne) dayalı olmaksızın, kadından (erkekten) organ alan (5) yıldan (9) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak suçun konusunun doku olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası uygulanır.
Hukuka aykırı olarak, ölüden (kadın ölüsü, erkek ölüsü) organ veya doku alan kimse, (bir) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Organ veya doku satın alan, satan, satılmasına aracılık eden kişi hakkında da yukarda açıklanan ceza uygulanır.
Hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan organ veya dokuyu saklayan, nakleden ya da aşılayan da (iki) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezası hükmolunur.
Hukuken geçerli rızaya (izne) dayalı olmaksızın kadından (ya da erkekten) organ alan bu alma sonucunda, organı alınanın ölmesi halinde kasten öldürme suçuna ilişkin kurallara tabi olur.
94 - Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel ya da ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştirmek işkence yapmaktır. Bu suç kadına yönelik yapılması halinde, kamu görevlisi yapmış olursa (üç) yıldan (oniki) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak suçun ;
a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kadın ya da erkek ya da gebe kadına karşı,
b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla,
işlenmesi halinde, (sekiz) yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezası uygulanır.
c) Fiilin(eylemin) cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, (on ) yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
d) İşkence suçunun işlenişine katılan (iştirak eden) diğer kişiler de kamu görevlisi gibi ceza alır.
e) Bundan başka suçun (eylemin) ihmali davranışla işlenmesi halinde de verilecek cezada bir indirime gidilmez.
f) Burada açıklanan suçtan dolayı zaman aşımı işlemez.
Açıkladığımız bu kurallar kadınlara karşı işlenen bu tür suçlarda da söz konusu olup uygulanmaktadır.
95 - Bundan başka işlenen (eylem) fiilden zarar gören yani mağdur olan ;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
neden olmuşsa, yukarıda açıklanan ceza, yarı oranında artırılır.
Ayrıca işkence (eylemleri) fiilleri mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
neden olmuşsa, bu takdirde yukarıda açıklanan ceza, bir kat artırılır.
İşkence sonucunda ölüm meydana gelmişse, suçu işleyen müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmaktadır.
İşkence (fiili) eylemi mağdurun vücudunda kemik kırılmasına neden olmuşsa bu takdirde de işkenceyi yapana (sekiz) yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezası verilir.
Bu anlattıklarımız kadına karşı işlenmişse açıklanan cezalar, işkenceyi yapana aynen uygulanacaktır.
96 - Bir kimsenin (özellikle kadının) eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren (kişi) hakkında (iki) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Ancak;
a) Çocuğa (kız ve erkek) beden ya da ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye (kadın ya da erkeğe) karşı,
b) Gebe kadına karşı,
c) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı (kadın ya da erkek) işlenmesi halinde, suçu işleyen hakkında (üç) yıldan (sekiz) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
99 - Rızası (izni) olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, (beş) yıldan (on) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bundan başka; tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya (izne) dayalı olsa bile, gebelik süresi (on) haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, (iki) yıldan (dört) yıla kadar hapis cezasına mahkum olur. Ancak bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza (izin) gösteren kadın hakkında (bir) yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Rızaya (izne) dayalı olsa bile, gebelik süresi (on) haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; (iki) yıldan (dört) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi (yirmi) haftadan fazla olmamak ve kadının rızası (izni) olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmemektedir. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.
100 - Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, (bir) yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Ancak (on) haftadan az olması halinde bu kuralın uygulanması söz konusu olmayacaktır. Zira burada istemeden çocuğunun herhangi bir nedenle düşmesi halinde, isteme koşulu oluşmadığından ceza verilmesi gerekmeyecektir.
101 - Bir erkek veya kadını rızası (izni) olmaksızın kısırlaştıran kimse, (üç) yıldan (altı) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak kısırlaştırma işlemi yapma yetkisi olmayan bir kimse tarafından yapılması durumunda verilecek ceza 1/3 oranında artırılır.
Bundan başka rızaya (izne) dayalı olsa bile, kısırlaştırma (fiilinin) eyleminin yetkili olmayan bir kişi tarafından yapılması halinde, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezası hükmolunur.
102 - Cinsel davranışlarla bir kimsenin (kadının ya da erkeğin) vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdur olanın şikayeti üzerine (beş) yıldan (on) yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Cinsel saldırının sarkıntılık düzeyinde kalması halinde de, (iki) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezası verilir.
Eylemin (fiilin) vücuda organ ya da sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi halinde, (oniki) yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
Bu eylemin (fiilin) eşe (kadına) karşı işlenmesi halinde soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdur eşin şikayetine bağlı tutulmuştur.
Cinsel saldırı suçunun ;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye (kadına) karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye (kadına,çocuğa) karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, işlenmesi halinde, yukarıdaki açıklanan cezalar yarı oranında artırılır.
Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde de ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerin uygulanması söz konusu olmaktadır.
Bundan başka, eylem (fiil) sonucu mağdur bitkisel hayata girmiş olması yahut ölümü halinde de eylemi yapan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılacaktır.
104 - Cebir, tehdit ve hile olmaksızın (onbeş) yaşını doldurmuş çocukla (kız çocuğu, erkek çocuğu) cinsel ilişkide bulunan kişi şikayet üzerine (iki) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın, (on) yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Suçun, evlat edineceği çocuğun (kız, erkek) evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın yine (on) yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezası verilir.
105 - Bir kadını, cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, (üç) aydan (iki) yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.
Eylemin (fiilin) çocuğa (kız ya da erkek çocuğu) karşı işlenmesi halinde (altı) aydan (üç) yıla kadar hapis cezasına karar verilir.
Suçun;
a) Kamu görevinin ya da hizmet ilişkisinin veya aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle, işlenmesi halinde yukarda belirtilen ceza yarı oranında artırılır. Ancak bu (fiil) eylem nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış olursa verilecek ceza bir yıldan az olamayacaktır.
109 - Bir kimseyi (kadını ya da erkeği ) hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, (bir) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezası verilir. Ancak bu (fiil) eylemi işlemek için ya da işlerken (cebir) zorlama, korkutma (tehdit) ve hile (aldatma) kullanırsa, (iki) yıldan (yedi) yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Bu suç ;
a) Silahla,
b) Birden fazla kişiyle birlikte,
c) Kamu görevi nedeniyle, (yerine getirilen)
d) Nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle, (kamu görevinin sağladığı)
e) Üstsoy, altsoy veya eşe (kadın, erkek) karşı,
f) Çocuğa (kız,erkek) veya beden ya da ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan (kadın, erkek) kişiye karşı,
işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.
Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde de verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
Suçun, mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca (bin) güne kadar adlî para cezasıa hükmolunur.
112 - Zorlama ya da korkutma kullanılarak yahut hukuka aykırı başka bir davranışla;
a) Her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine,
b) Kişinin (kadın, erkek, çocuk) eğitim ve öğretim hakkını kullanmasına,
c) Öğrencilerin (kız, erkek) toplu olarak oturdukları binalara girilmesine, kalınmasına engel olunması halinde eylemi (fiili) işleyene (iki) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezası hükmolunur.
114 - Bir kimseye (kadın, erkek) karşı;
a) Bir siyasi partiye üye olmaya ya da olmamaya, siyasi partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasi partiden ya da siyasi parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya,
b) Seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya,
zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanılması halinde, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezası verilir.
115 - Zorlama ya da korkutma kullanılarak, bir kimseyi (kadın, erkek) dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
116 - Bir kimsenin (kadın, erkek) konutuna, konutunun eklentilerine rızasına (iznine) aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun (kadın, erkek) şikayeti üzerine, (altı) aydan (iki) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, ceza hükümleri uygulanmaz.
Ancak fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
120 - Hukuka aykırı olarak bir kimsenin (kadın, erkek) üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisine (üç) aydan (bir) yıla kadar hapis cezası verilir.
121 - Kişinin (kadın, erkek) belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi halinde, kabul etmeyen (altı) aya kadar hapis cezasına hüküm giyer.
123 - Sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla bir kimseye (kadın, erkek) ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun (kadın, erkek) şikayeti üzerine bu eylemi yapana (üç) aydan (bir) yıla kadar hapis cezası verilir.
125 - Bir kimseye (kadın, erkek) onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte hakarette bulunma ya da sövmek suretiyle onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, (üç) aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza 1/6 oranında artırılır.
Eylemin (fiilin), mağduru (kadın, erkek) muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, aynı cezaya hükmolunur.
a-) Hakaret eylemi (fiili) kamu görevlisine (kadın, erkek) karşı görevinden dolayı,
b-) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c-) Kişinin (kadın, erkek) mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
134 - Kişilerin (kadın, erkek) özel hayatının gizliliğini ihlal eden, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde de verilecek ceza bir kat artırılır.
232 - Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden (örneğin eş olan kadın) birine karşı kötü muamelede bulunan (iki) aydan (bir) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Yönetimi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek ya da bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanana (kişiye), (bir) yıla kadar hapis cezası verilir.
233 - Hamile olduğunu bildiği eşini ya da sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk edene (üç) aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen (kişiye), (bir) yıla kadar hapis cezası verilir.
227 - Bir kimseyi (özellikle kadını) fuhuşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişi, (iki) yıldan (dört) yıla kadar hapis ve (üçbin) güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanması, fuhuşa teşvik sayılır.
Cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da çaresizliğinden yararlanarak bir kimseyi (örneğin bir kadını) fuhuşa sevk eden veya fuhuş yapmasını sağlayan kişi hakkında verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılarak hükmolunur.
Fuhuş veya fuhşua teşvik suçlarının eş, üstsoy, kayın üstsoy, kardeş, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde de verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Fuhuşa sürüklenen tedaviye veya psikolojik terapiye tabi tutulabilir.
İlkel komünal toplumdan hemen sonraki ilk toplumlar arasında kadının doğurganlığından dolayı söz sahibi olduğu anaerkillik görülür. Neolitik yaşam ve toprağa bağıl yerleşik düzen sağlanırken saban kullanmaya başlanması ile Tunç çağında ise ataerkil toplum yapısına geçiş başlar. Buna karşı 1. dalga feminizm 19. yüzyılın sonu 20. yüzyılın başında kadınların temel haklarına yönelik beklentileri dile getirmeye başlamıştır. Oy kullanma talepleri ve eğitim hakları bu dönemde talep ettikleri haklar arasındadır. İkinci dalga feminizm ile 1960’lı yıllar ise kadınların kendi bedenleri üzerinde söz sahibi olmak istedikleri dönemi kapsar. Üçüncü dalga feminizm ise 1990’lı yıllarda kadına yönelik şiddete karşı başlar ve cinsellik temalıdır. Feminizm felsefe, sosyoloji ve politikayla da kesişir. Feminizm kadın - erkek eşitliği, kadınların iş ve eğitim alanlarında eşit hak sahibi olması, her alanda istenen bir eşitlik anlayışı, şiddetin önlenmesi, tecavüz ve tacizlerin son bulması gibi konular üzerinde şekillenir ve kadın hareketleri ile bir bütündür. Feminizm kendi içinde bir bütünlük göstermediği için farklı feminist bakış açılarının oluşmasında etkilidir. Modern feminizm, liberal feminizm, kültürel feminizm, radikal feminizm, postmodern feminizm ve sosyalist feminizm bu bakış açıları arasındadır. Batılı feminizm, trans feminizm, siyah feminizm, ayrılıkçı feminizm, islami feminizm, varoluşçu feminizm ve yerli feminizm, eko feminizm, kesişimsel feminizm, geleneksel marksist feminizm, anarşist ve duruş feminizmleri, farklılık feminizmi de bunlarla ilişkilendirilebilir. Feminizmin biyolojik bir dişilik kavramı ile ilgisi yoktur. Feministler haklı olarak kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıkların eşitsizlik nedeni olamayacağını savunur. Feministler mücadelesini erkekleşmek için değil insan haklarının sağlanması için yürütürler. Feminizm erkek düşmanlığı olan bir öfke hareketi değil, eşitlik için bir adalet arayışıdır. Erkeklerin üstün olduğu anlayışa karşı çıkmak kadının üstünlüğünü savunmak değildir. Ataerkil düşünce ile hareket eden kadınlar, feminizmi, en az ataerkil erkekler kadar tehlike olarak görür. Erkek egemenliğine karşı saldırganlık olarak görülen feminizm, adaletsizliğin normalleşmesine karşı çıkmaktır. Yani sosyalist feminizm herkes içindir. Bu sebeple önce marksist açıdan feminizmi inceleyip konuyu kapatacağız. Çünkü diğer türlü feminizmler tıpkı milliyetçilik gibi burjuva kadın ile proleter kadını aynı cinsiyetin üyesi olarak göstererek sınıfları örten niteliktedir.
Bugünkü modern feminizmin kökleri burjuva devrimlerine dayanıyor ama feminist değerler uzun yıllarca sosyalist mücadelenin içerisinde var oldu. Marksizm, olması gerektiği gibi, kadınların kurtuluşunu sınıf bağlamı içerisinde inceledi. Marx “Mülkiyetin olduğu yerde insanların ilişkisi ve de kadın - erkek ilişkisi bir ticarete dönüşür.” der. Kadın - erkek eşitliği sosyalist bir toplumun önkoşuludur. Çünkü mülkiyetin egemen bağlarından kopmak bir önkoşuldur. Tarihsel materyalizm toplumsal ilişkilerin egemen olan üretim ilişkilerinden, yani üretim biçiminden kaynaklandığını ortaya koyar. Kapitalizm insanlar dahil her şeyin metalaştığı ilişkiler yaratır. Geçim kaynağının kolektif olarak üretilip tüketildiği küçük ölçekli toplumlarda cinsiyet rolleri arasındaki ilişkilerde eşitlik vardır. Yani kadın - erkek ilişkilerini özselleştiren ve toplumsal cinsiyeti tarihi bağlamından çıkaran açıklamalar ise herhangi bir kurtuluş programı ortaya koyamaz. Marksizm kadınların kurtuluşu fikrinin merkezi bir konu olduğunu gösteriyor. Kadın sömürüsünün temelinde cinsiyetçi iş bölümü vardır. Kadın sömürüsünü ve cinsiyetçiliği küresel emek bağlamından koparmak kadın hareketinin büyümesine engeldir. Feminizm, marksizm için nesnedir ve marksizm feminizmden değil nesnellikten öğrenir. Feminizm burjuva ideolojisidir, burjuva ideolojisi tarih dışı insan soyutlamasıyla sorunları metafizik şekilde saptayan sınıflı toplumun akıl yürütmesidir. Sosyalist feminizm ise kadın ezilmişliğinin ciddi sosyolojik, psikolojik ve ideolojik olgusu altında maddi bir temel olduğunda ısrar eder ve niteliği itibarıyla marksist feminizm ile radikal feminizm anlayışlarının ikisinin de özelliklerini barındıran melez bir feminist ideolojidir.
#sexism#sexist#cinsiyetçilik#cinsiyetçi#equality#eşitlik#kadın düşmanlığı#mizojinizm#lgbti+#toplumsal cinsiyet#misogyny#gender#social gender equality#toplumsal cinsiyet eşitliği
0 notes
Text
Abolisyonist Yaklaşımın 5. İlkesine Dair Trans-Kapsayıcı Duruşumuzdur
Son birkaç hafta içinde, bu zamana kadar birçok konuda birlikte hareket ettiğimiz ve fikirlerini önemsediğimiz bazı veganlarla temel ve son derece önemli bir konuda ayrıştığımızı gördük. Gary L. Francione ve diğer bazı veganlar, apaçık transfobik bulduğumuz bir pozisyon benimsediler. Türkiye'nin vegan aktivist taban hareketi olarak, 10 yıldan uzun süredir, Gary L. Francione ve Anna Charlton tarafından geliştirilen Hayvan Haklarına Abolisyonist Yaklaşımın Altı İlkesini takip etmekteyiz. Yaklaşımın beşinci ilkesi, hayvan hakları aktivistlerinin neden ırkçılık, cinsiyetçilik, heteroseksizm, transfobi ve diğer tüm insan hakları meselelerine dair bir duruşu olması gerektiğinden bahsediyor. Bizim transfobiye karşı feminizmle yakın ilişki içindeki duruşumuz şu şekilde:
Abolisyonist yaklaşımın kuramcılarından Francione, transların yaşama, barınma ve iş bulma haklarını desteklediğini, ancak cinsiyet kimliklerini kabul etmeye mecbur bırakılmasının haksızlık olduğunu iddia ediyor. Oysa ki, "trans haklarını desteklemekle birlikte, trans bireylerin cinsiyet kimliğini kabul etmemek" şeklinde bir hak savunusu olamaz. Trans bireylerin karşılaştığı sorunların büyük bir kısmı zaten cinsiyet kimliklerinin reddedilmesinden kaynaklanmaktadır. Cinsiyet kimliğinin doğuştan gelen biyolojik donanımla ilgisi yoktur. Meseleyle ilgisinin olmamasına rağmen tartışmayı biyoloji vurgusu üzerine kurmak ayrımcılıktır. Üstelik, sürekli biyolojiye vurgu yapmak, yüzyıllardır süregelen ataerkinin sözde dayanaklarını yeniden ürettiği için natrans kadınlar için de problematiktir.
Francione'un trans dışlayıcı feministlerle ortak iddialarından biri de, trans haklarının natrans heteroseksüel kadınlar ve eşcinsellerin hak ve özgürlükleriyle çatışma içerdiği. Oysa ki, aralarında hem natrans heteroseksüel hem de lezbiyen ve biseksüel kadınların olduğu birçok trans kapsayıcı feminist, bu iddiayı reddediyor. Bu sözde çatışma, zaten yoğun biçimde transfobik olan toplumda ahlaki panik yaratarak sağ kanat gündemlerinin yayılması adına etkili bir araca dönüşmüş durumda. Trans bireyleri marjinalize eden her söylem, anında, önce eşcinsel kimliğini sonunda da natrans kadın kimliğini mümkün olduğunca baskılama ve bastırma üzerine kurulu muhafazakâr ajandanın bir parçası haline geliyor. Bizler Türkiye'de bu paterni, insan hakları meselelerinin birbiriyle ne kadar sıkı bağlar içerdiğinin net bir örneği olarak onyıllardır gözlemliyoruz.
Trans haklarının kadın haklarından ayrılabileceği ve kadın haklarıyla çatışmalı görülüp reddedilebileceği iddiası, iki hak mücadelesinin de yanlış anlaşılmasından başka bir şey değildir. Bu yanlış kurulumun altında yatan, trans kadınların aslında erkek olduğuna dair problemli varsayımdır. Bu yanlış önerme, mantıklı bir analiz olasılığını ortadan kaldırmaktadır. Trans kadınların natrans kadın hakları hareketine zarar vereceğine dair bağnaz kehanetlerin altında, trans kadınları erkek sayan bu peşin hükümlü önerme yatmaktadır. Önerme, daha önce bahsettiğimiz üzere, trans kadınların doğuştan gelen ve cinsiyetlendirilmelerinin bazı olası tıbbi gereksinimler dışında hiçbir işlevi olmayan organları referans alınarak öne sürülmektedir. Bu sebeple, Francione'u ve abolisyonist vegan olduğunu iddia eden tüm trans dışlayıcı feministleri, bu toplumsal bağlamlı tartışmayla hiçbir ilgisi olmayan "biyolojik erkek" ifadesini kullanmayı bırakmaya davet ediyoruz. Eşcinsellere bazı organlarının üreme fonksiyonunu referans alarak "biyolojik heteroseksüel" demek ne kadar gereksiz, tuhaf ve ayrımcıysa, trans kadınları "biyolojik erkek" olarak nitelendirmek de aynı sorunları içerir.
Francione'un biyolojiyi yorumlama biçimi üzerinden bir iddiası da, trans kadınların kadın olduğunun metafizik bir inanç olduğu. Hristiyanların inanma hakkına saygı duyup metafizik inançlarını kabul etmeyi reddetmekle, trans haklarına saygı duyup trans kimliğini reddetmeyi benzer görüyor. Aynı Francione, translara karşı eşcinsellerin haklarını savunduğunu iddia ediyor. Oysa trans kimliğini biyolojik donanım sebebiyle metafizik olarak nitelendirmekle, eşcinsel kimliğini biyolojik işlev üzerinden metafizik olarak nitelendirmek arasında hiçbir fark yok.
Biyolojik sınıflandırmanın yanlış yorumlanarak cinsiyet kimliği tartışmasına katılmasından doğan yanlış önermeler terk edildiğinde ve trans kadınlar sahip oldukları kimlikle görüldüğünde, çatışmalı olduğu düşünülen tüm meselelerin farklı bir bakış açısıyla görülebileceğini düşünüyoruz. Aslında tam da bu sebeple, trans haklarıyla ilişkilendirilen meseleler trans kimliğinin kabul edilmesinden ayrı düşünülemez; bunun yapılabileceğine dair bir varsayım, bireysel ve toplumsal anlamda zararlı görüşlere zemin teşkil eden safsatalara sebep olacaktır. Transfobik ideolojinin temel önermesini reddetmeden, niyetimiz ne kadar iyi olursa olsun, transfobinin pratikteki sonuçları ve bağlamlarına da karşı çıkmamız mümkün olmayacaktır. Trans bireylerin yaşamlarını tehlikeye atan, bu ideolojinin ta kendisidir. Trans haklarını desteklediğini iddia edip de bu ideolojiyi reddetmemek, kadınların yasada erkeklerle eşit olduğunu savunup aslında eşitlik için biyolojik anlamda yeterli olmadıklarına inanmakla benzer bir çelişki içerir. Niyetiniz hak savunusu olsa dahi, bu sizi çözümün değil problemin bir parçası kılar.
Şunu da vurgulamak istiyoruz: Kadın haklarını tek cinsiyetli alanlar üzerinden tanımlamak, tehlikeli bir muhafazakarlık biçimidir. Karma cinsiyetli alanlarda erkek saldırısını ve cinsel şiddeti normalleştirir; bu perspektifin çözüm önerisi cinsel şiddetin eğitim, yaptırım ve ceza yoluyla engellenmesi değil, kadın ve erkek alanlarının ayrılmasıdır. Örneğin, pembe otobüs, plajlarda cinsiyet ayrımı ve kadınla erkeğin ayrı okullarda eğitim görmesi gibi öneriler de benzer biçimde gerekçelendirilebilir. Buradan varılacak nokta, kadınları erkeklerden korumak adına kamusal alanın tamamen ayrılması; zoraki ortak alanlarda da kadın bedeninin örtü yoluyla erkek gözünden uzak tutulmasıdır. Biz bu tabloyu tarih kitaplarından ve komşu coğrafyalardan biliyor, böyle bir yaşama hapsedilmenin düşüncesiyle dahi tedirgin oluyoruz. Öyleyse, cinsel şiddetin çözümünü böyle bir düzene kaynaklık edecek fikirlerde arayamayız.
Şu konuya açıklık getirmekte fayda var: Erkek şiddeti, aynı alanı paylaşmaktan değil, ataerkiden kaynaklanır. Biyolojisi üzerinden kadın olarak tanımlanan kişilerin iradelerini ve rızalarını yok saymaktan, bedenlerini diğerlerinin amaçlarına tek taraflı araçlık edebilecek metalar olarak görmekten kaynaklanır. Bu perspektifin üzerine gidilmediği sürece, kadınların erkeklerden ayrı tutulmaları bir işe yaramayacaktır. Aksine, ulaşılamayan arzu nesneleri olarak, ulaşıldıkları anda daha fazla şiddete maruz kalmaları oldukça muhtemeldir. Kadına şiddet haberlerini en çok muhafazakâr toplumlardan almamız tesadüf değildir.
Tüm bunlarla birlikte, abolisyonist veganlar olarak, eğitim çalışmalarının sürekliliği üzerine kurduğumuz hareketimizde, herkesin hak mücadeleleri lehine dönüşebileceğine dair umudumuzu kaybetmiyoruz. Toplumsal dönüşümü sağlıklı bir biçimde gerçekleştirebilmek için, öncelikle kendimizi dönüştürmemiz gerektiğini her fırsatta birbirimize ve çevremize hatırlatıyoruz. Bu bağlamda, aramızdan herhangi birini transfobik, ırkçı, cinsiyetçi ya da kadın düşmanı bir görüş benimsediğine dair uyarmanın, birçok ayrımcılık biçiminin son derece yerleşik olduğu bir toplumda, bir hakaret değil, yerine getirilmesi şart olan bir sorumluluk olduğunu biliyoruz. Yıllardır vegan aktivizm yapmamıza rağmen hiçbirimizin henüz tam olarak kurtulamadığı türcülük, bu konudaki en net referansımız. Nasıl ki türcülükten kurtulmamıza daha nice öğrenmeler, öğretmeler, tartışmalar, gözlemler, deneyimler ve düşünce süreçleri var; aynı şey ayrımcılığın diğer biçimleri için de geçerli. Bunun farkında olmak, ayrımcılıklardan kurtulmanın zeminini hazırlamaya dair tek çıkış noktamız ve tek umudumuz. Ayrımcı olmadığımızı iddia ederek bu zemine zarar verme hakkımız da lüksümüz de yok. Birileri bizi ayrımcı görüşlerimize dair uyarma sorumluluğunu yerine getirirken, kendi üzüntü ve hayal kırıklıklığımızı tartışmanın merkezine koymak, ayrımcılığa ve şiddete uğrayanlara hiçbir fayda sağlamaz. Bu uyarıları kişisel almayıp bir öğrenme fırsatına dönüştürmek hepimizin yükümlülüğü. Bu sebeple, bize yönelttiği tüm serzenişlere rağmen, sorumluluğumuzu yerine getirip, Francione ve abolisyonist olduğunu iddia eden trans dışlayıcı veganlara, görüşlerinin son derece transfobik ve insanların yaşamlarına kastedecek kadar da tehlikeli olduğunu belirttik. Bizimle aynı fikirde olan tüm veganları da aynı tavrı almaya, gereken uyarıları yeri geldiğince, zaman ve moral gibi kaynakları elverdiğince yapmaya davet ediyoruz.
Francione'un transfobik görüşlerine rağmen Francione'la anılan Abolisyonist Yaklaşımı savunmaya ve yaymaya devam etmemiz size ilk bakışta çelişkili görünmüş olabilir. Bu noktada şunu hesaba katmanızı isteriz: Transfobik görüşlerini kamusal alanda sadece birkaç ay önce dile getiren, üstelik 2019'da trans dışlayıcı feministlere karşı çıktığı görüşlerini oldukça detaylı, net ve sert bir biçimde dile getirmiş olan Francione'un konu hakkında birkaç yılda bir değişen görüşleri, 10 yıldan uzun zamandır Abolisyonist Yaklaşımı çalışan, üstelik bu yaklaşımı Türkiye'de başarılı bir şekilde pratiğe dökmüş olan Abolisyonist Vegan Hareket'i bağlamaz. Aksine, kurama son derece hakim olduğumuz için, kuramın insan haklarını gözetmeyi şart koşan 5. ilkesinin bizzat Francione tarafından ihl��l edildiğini görebiliyoruz. Francione'un kendi kitaplarında 6 ilkenin 6'sını da şart koştuğu, bizim de bu kitaplar ve yazıları yıllardır çalışıp benimsediğimiz düşünüldüğünde, Francione, sizlere yıllardır anlattığımız Abolisyonist Yaklaşımın gerektirdiği anlamda abolisyonist değildir. O yüzden, Abolisyonist Yaklaşımı anlatmaya ve tartışmaya devam edecek, ancak bundan sonra Francione'la hiçbir şekilde birlikte hareket etmeyeceğiz. Kurama dair kendisine referans vermemiz gerektiğinde, transfobik görüşlerine yönlendirmemek adına gereken tüm uyarıları yapacağız. Abolisyonist Yaklaşım bir taban hareketi önerisi üzerine kuruludur ve kuramcısı da dâhil olmak üzere herkes için gerekli olduğunu düşündüğümüz pozisyonu almazsak, hayvan hareketine zarar veren hiyerarşik dernek örgütlenmesinden bir farkımız kalmaz.
Sizleri, dünya üzerindeki türcü önermeler üzerine kurulmamış tek yaklaşım olmaya devam eden Abolisyonist Yaklaşımı bizlerden dinlemeye, bu bağlamda da, vegan değilseniz vegan olmaya, vegansanız bu kuramı öğrenmeye, bilinçli birer vegan aktivist olarak harekete ayırdığınız zaman ve çabayı en verimli şekilde kullanmaya davet ediyoruz. Şu an dünya üzerindeki en dinamik abolisyonist hareket olarak, bilgi, gözlem ve deneyimlerimizi atölyelerde, pikniklerde ve stantlarda sizlerle paylaşmaya can atıyoruz. Dünya üzerindeki en yaygın ve yerleşik ayrımcılığa karşı yürüttüğümüz ve hareketimizin merkezine koyduğumuz hayvan hakları mücadelesi de dâhil olmak üzere tüm hak mücadelelerimizi, dinamik taban hareketimiz yoluyla, dönüşe dönüşe, büyüye büyüye kazanacağız.
Abolisyonist Vegan Hareket
0 notes
Link
HIV/AIDS ilacının temsili bir görüntüsü. — Sıhhat DünyasıKARACHI: Sindh Yüksek Mahkemesi, Sivil Hastane yönetiminin bugün transseksüel HIV/AIDS hastalarının tedavisine başlamasına karar verdi. Karar, trans aktivistler Shahzadi Rai ve Hina Baloch'un avukat Sara Malkani vesilesiyle dilekçe vermesinin arkasından, hastanenin trans HIV/AIDS hastalarını tedavi etmeyi reddetmesiyle ilgili bir davanın görülmesinin arkasından verildi. İki trans hakları aktivisti savunmalarında, Sivil Hastane yönetiminin trans topluluktan olanlar da dahil olmak suretiyle tüm HIV/AIDS hastalarına tedavi sağlamadığını ve bu temel insan hakkını sağlamadan onları geri gönderdiğini belirtti.Bu yüzden mahkeme, hastane yönetimine, trans kişiler de dahil olmak suretiyle, hastalığın tüm hastalarını herhangi bir fark gözetmeksizin derhal tedavi etmeye başlama talimatı verdi ve öngörülen protokoller katı bir halde seyredildi.Yaz tatilinin arkasından mahkemece mevzuyla ilgili il sıhhat sekreterinden de uygulama raporu istendi.ile konuşmak thenews.com.pk, Baloch, bu probleminin son iki senedir transseksüel HIV/AIDS hastalarında devam ettiğini söylemiş oldu. "HIV pozitif olan ortalama altı khwaja sira vardı ve bunlardan dört hastanın vakası ciddiydi."Hastalığa yönelik ilaçlar tüm hastanelerde bulunurken, herhangi bir kaza sebebiyle herhangi bir cerrahi müdahale olduğunda ve sonrasında hastanelerin transpersonlarla ortaklık yapmadığında probleminin ortaya çıktığını sözlerine ekledi."Bu ülkede transseksüel olmak aslına bakarsanız zor, sadece hastalığın etrafındaki damgalama baskıya başka bir katman ekliyor, bu yüzden onlar [hospital staff] Hoca siralara davranmayı uygun bulma," dedi Baloch.Kendisi de bir trans hanım olan trans hakları aktivisti, kendisi ve Rai haricinde üç dilekçe sahibinin de trans bulunduğunu ve sıhhat sorunlarıyla ilgili olarak ayrımcılık sebebiyle zorluklarla karşılaştıklarını belirtti."Birinin kalça ekleminden ameliyat olması gerekiyor. Birinin bacağını ameliyat etmesi gerekiyor, öteki transların ise fıtık ve diyalize dikkat etmesi gerekiyor. Tüm bu işlemler bir tür cerrahi müdahale gerektiriyor fakat hastane bu mevzuda ortaklık yapmıyordu. " o ekledi.Baloch ek olarak, kendisine bir vasıta çarpması sonucu oluşan bir yaranın tedavisini yaptırmak için Sivil Hastanenin çeşitli bölümlerinde minimum dört ila beş kez sütundan göreve giden merhum transperson Chanda'nın durumuna da dikkat çekti."Yarasına sargı yapmıyorlardı. Cemaatimiz elinden geldiği kadar ilgilendi. Hatta biz hastaneyle görüştük, muayenesini yaptırdılar ve tedavisini başka yerde yaptırmasını istediler." söz mevzusu.Baloch, Chanda'nın HIV pozitif bulunduğunu ve sıhhat görevlilerinin tıbbi geçmişini bulmaları üstüne ayrımcılığa maruz kalacağını belirtti. "Tedavi esnasında tedbir alsınlar diye hekime HIV pozitif bulunduğunu söylüyorduk. HIV bulunduğunu öğrenince tedavi etmiyorlardı. Sivil Hastane çalışanları biliyor fakat bilgili olarak tedavi etmiyorlardı. "Chanda sonunda yaralarına yenik düşerek öldü. Baloch, "Bu kabahat ihmaliydi" dedi.Aktivist, kendisinin ve Rai'nin geçen hafta savunmada bulunduğunu söylemiş oldu. "Bugünkü duruşmaya Sara Malkani ve transpersonlarla ilgilenen arkadaşımızla beraber katıldım. Mahkemeye acil tıbbi yardım ve cerrahi müdahaleye gereksinim duyan üç hoca sirası daha bulunduğunu bildirdik" dedi.Baloch, hakimlerin kendilerini dinlediğini sözlerine ekledi ve yarın hastaneyi ziyaret edecek hastalara acil tedavi sağlanması için hastane yönetimini uyardı."Böylesine sıkıntılı zamanlarda, sıhhat hizmetlerine erişim ve sıhhat hakkı bizim için bir zaferdir. Bu sıkı bir emek verme, savaşım ve küresel bir sorundur. Bu problem 1980'lerde ABD'de gündeme geldi, sadece şimdi bizim tarafımızda su yüzüne çıktı. Hâlâ yapım aşamasında ve dönüm noktası durumunda bir kararmış oldu" diye ekledi.Ayrıca, Sivil Hastane Ek Müfettişi Dr Harish Kumar, tıbbi tesisin transpersonlardan bugün hastaneyle iletişime geçmesini istemek için bir odak şahıs atadığını belirtti. Tedaviye hazırız” dedi. Ek olarak, trans kişinin bazı yanlış anlamalara haiz olabileceğini belirterek ayrımcılık iddialarını reddetti. Ayrımcılığı asla düşünmedim. HIV-AIDS hastasının tedavisi öncesi tarama aşaması var” dedi.Ayrıca il yüksek mahkemesi, trans hastaların bugün odak kişiyle iletişime geçerek tedavi süreçlerinin kendisi tarafınca sağlanmasına hükmetti.Mahkemenin emri, trans bireylere karşı ayrımcılık yapılmaması icap ettiğini okudu.
0 notes
Photo
Meraklısına: İskoçya’da bir Müslüman nasıl Başbakan oldu? Çok az geriden geliyorum… ABD ve İngiltere’nin Irak işgaline karşı gelen SNP partisi lideri eski İskoçya Başbakanı Alex Salmond, o dönem öyle bir muhalefet etti ki 2007 seçimlerini kazandı ve partisi o günden bu yana İskoçya’da iktidar. O dönemlerde partiye giren, dedesi Pakistan’dan göçen ailenin 18 yaşındaki çocuğu #HamzaYusuf, Salmond’un işgale karşı duruşunu desteklediği için SNP’ye üye oldu. O genç, aradan geçen 19 yılın ardından üç gün önce SNP içerisindeki yarışı kazanarak İskoçya Başbakanı oldu. Genç Başbakan, dedelerini sömüren İngiltere’de, bu sefer de İngiltere’den ayrılıp İskoçya’yı bağımsız bir ülke haline getirmek için çabalayacak. Yusuf, milletvekili olarak siyaset arenasına ilk adımını attığında, milliyetçi bir parti olan SNP’nin ilk beyaz olmayan milletvekili olmuştu. Teni de dini de aykırıydı. Ancak o partisine de ülkesine de bağlıydı. Bu topraklarda doğmuştu. Milletvekilliği sonrası çevresi sayesinde kısa sürede 4 ayrı bakanlıkta bakan oldu. Yusuf’un parti liderliği için yarıştığı iki adaydan farkı sadece teni ve dini değildi. Karşısında cinsiyet değişikliğinin önünün açılmasını istemeyip istifa eden eski Bakan Ash Reagan ve koyu Katolik #Ekonomi Bakanı Kate Forbes vardı. Yusuf’un karşısındaki iki isim de kadındı ve eşcinsel evlilik ve cinsiyet değişikliği konularında daha katı düşüncelere sahipti. Ancak Hamza Yusuf, Müslüman olmasına rağmen bu konularda daha ‘liberaldi’ ve destekliyordu. Yusuf, eşcinsel evliliği destekliyor, trans hakları konusunda eski lider Sturgeon’ın reformlarının arkasında duruyor ve kürtaj konusunda sessiz kalmayı sürdürüyordu. Bu konuları #İslam’ın reddettiği sorusuna Yusuf, “Dini inancım ülke yönetimindeki işlerimde referansım değil.” diyerek cevap veriyordu. Çok rahat, çok profesyonel… Yusuf’un, İngiltere’den ayrılma konusunda referandum düzenleyeceğini açıklaması da önemli tabi. Ama bana komik gelen şey, şu anda İngiltere’de Hint, #İskoçya’da Pakistan kökenli başbakanların olması. İkisinin eski İngiliz ‘sömürge milleti’ olmasının yanında, Pakistanlı liderin Hintli lidere karşı bağımsızlık arayışına girecek olması :) Takipte kalın: @baydno https://www.instagram.com/p/Cqa7TYitG37/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
Text
Azerbaycan'da LGBTİ+ olmak: Darp, işkence, ölüm - Evrim Kepenek
*LGBTİ+ aktivist arkadaşım Avaz Hafızlı kafası ve cinsel organı kesilerek öldürüldü. *Azerbaycan’da 2017’de polis tarafından 100’e yakın trans ve gey kaçırılarak tecavüze, işkenceye maruz kaldığında hiç bir parti, hiçbir yerel ve büyük insan hakları örgütü LGBTİ+ların hakları için konuşmadı. *”Gender and Development” isimli organizasyonun Azerbaycan’ın Bakü ve kaç başka şehrinde ofisleri var ve…
View On WordPress
0 notes
Text
Biz Kimiz Travestiyiz Eşcinseliz! Kadınız Erkeğiz İnsanız Travestiyiz eşcinseliz kadınız, erkeğiz, insanız. Eşitlik, evrensel insan hakları hukuku veya yaradılışın tabiatı gereğince her insana doğuştan verilmiş bir haktır. Bir insanı olmadığı şey gibi davranmaya mecbur bırakmak onu hürriyetinden yoksun bırakmak demektir. Dünyada ve ülkemizde yüzlerce trans kadın, toplum, aile, töre baskısı sebebiyle ya öldürüldü ya da olmadıkları bir hayatı seçmeye zorlandı. Kimileri duygularını bir başkasıyla paylaşamadı bile. Nasıl bir giriş yapılır böylesi karmaşık bir durum için, bilemedim doğrusu! Bir soruyla başlasın bu yazım o halde! Biz kimiz? Cevap: Biz Eşcinseliz, travestiyiz, lezbiyeniz…Kısacası biz sizin için farklıyız! Diğerleriyiz! Kiminin nefreti, kiminin sadece dışladığı kiminin dayak attığı hor gördüğüyüz ..Kiminin de ''sizlere saygım var sizin gibi arkadaşları severim deyip'' yüzlerindeki samimiyetsiz ifadelerde gizliyiz. Yanımızda olanlara da olmayanlara da zaten sözümüz yok. Eşcinseliz Doktoruz Avukatız Öğretmeniz Ama bizler ayrıca doktoruz, avukatız, öğretmeniz işçiyiz, serbest çalışanız. kimimiz gizli kimimiz az ya da çok belliyiz. . Yemek yeriz, su içeriz, gezeriz. Anamız babamız , akrabalarımız var. Bayramlarımız özel günlerimiz sosyal ilişkilerimiz var. Ve daha söylenecek çok şey var elbette! Yani kısacası ''BİZ'' sizden biriyiz. Hal böyleyken bizi farklı kılan, bizim de sizinkilerden haberdar olmadığımız cinsel hayatlarımız mı ? Dört duvar arasında yaşadığımız özel şeyler mi? Ne yani anlayamıyorum Uzaydan mı geldik biz ? Travesti ya da eş cinsel olmak için kursa mı gittik? Bu ''A'' yolu bu ''B'' yolu dediler de bir şeyleri yanlış mı tercih ettik? Ya da tercih mi ettik ? Zira bu seçimle sosyal ve kültürel açıdan bütün insan topluluklarını ve tabuları karşıma alıp zorlu bir yaşam yolculuğuna çıkacağımı ve zorlu ve karmaşık bir adaptasyon sürecine gireceğimi bilseydim travesti olmayı tercih etmezdim….vesaire. Sonuç olarak ben bir şey hatırlamıyorum! Çocukluğumdan beri hatırladığım tek şey hep böyle olduğum ve farklı hissettiğimdi. Bu koşulsuz ve sebepsiz dışlama neden? Biz bu ülkenin bu devletin çocukları değil miyiz? Bizleri doğuran yuvadan uçana kadar bize bakan anamız babamız yok mu? Topluma saygısızlık etmek yada inat etmek peşinde miyiz?Yine vesaire vesaire… Aslında burada yazılan her cümle kendi içinde başka bir tartışma konusudur elbette. Bazılarının okuyunca bir açıklık getirilmesini istediği bazı noktalar da olabilir. Yoruma açık olan bu yazımın zihinlerdeki gerekli yerlerde anlam kazanacağına eminim.
0 notes
Text
Biz Kimiz Travestiyiz Eşcinseliz! Kadınız Erkeğiz İnsanız Travestiyiz eşcinseliz kadınız, erkeğiz, insanız. Eşitlik, evrensel insan hakları hukuku veya yaradılışın tabiatı gereğince her insana doğuştan verilmiş bir haktır. Bir insanı olmadığı şey gibi davranmaya mecbur bırakmak onu hürriyetinden yoksun bırakmak demektir. Dünyada ve ülkemizde yüzlerce trans kadın, toplum, aile, töre baskısı sebebiyle ya öldürüldü ya da olmadıkları bir hayatı seçmeye zorlandı. Kimileri duygularını bir başkasıyla paylaşamadı bile. Nasıl bir giriş yapılır böylesi karmaşık bir durum için, bilemedim doğrusu! Bir soruyla başlasın bu yazım o halde! Biz kimiz? Cevap: Biz Eşcinseliz, travestiyiz, lezbiyeniz…Kısacası biz sizin için farklıyız! Diğerleriyiz! Kiminin nefreti, kiminin sadece dışladığı kiminin dayak attığı hor gördüğüyüz ..Kiminin de ''sizlere saygım var sizin gibi arkadaşları severim deyip'' yüzlerindeki samimiyetsiz ifadelerde gizliyiz. Yanımızda olanlara da olmayanlara da zaten sözümüz yok. Eşcinseliz Doktoruz Avukatız Öğretmeniz Ama bizler ayrıca doktoruz, avukatız, öğretmeniz işçiyiz, serbest çalışanız. kimimiz gizli kimimiz az ya da çok belliyiz. . Yemek yeriz, su içeriz, gezeriz. Anamız babamız , akrabalarımız var. Bayramlarımız özel günlerimiz sosyal ilişkilerimiz var. Ve daha söylenecek çok şey var elbette! Yani kısacası ''BİZ'' sizden biriyiz. Hal böyleyken bizi farklı kılan, bizim de sizinkilerden haberdar olmadığımız cinsel hayatlarımız mı ? Dört duvar arasında yaşadığımız özel şeyler mi? Ne yani anlayamıyorum Uzaydan mı geldik biz ? Travesti ya da eş cinsel olmak için kursa mı gittik? Bu ''A'' yolu bu ''B'' yolu dediler de bir şeyleri yanlış mı tercih ettik? Ya da tercih mi ettik ? Zira bu seçimle sosyal ve kültürel açıdan bütün insan topluluklarını ve tabuları karşıma alıp zorlu bir yaşam yolculuğuna çıkacağımı ve zorlu ve karmaşık bir adaptasyon sürecine gireceğimi bilseydim travesti olmayı tercih etmezdim….vesaire. Sonuç olarak ben bir şey hatırlamıyorum! Çocukluğumdan beri hatırladığım tek şey hep böyle olduğum ve farklı hissettiğimdi. Bu koşulsuz ve sebepsiz dışlama neden? Biz bu ülkenin bu devletin çocukları değil miyiz? Bizleri doğuran yuvadan uçana kadar bize bakan anamız babamız yok mu? Topluma saygısızlık etmek yada inat etmek peşinde miyiz?Yine vesaire vesaire… Aslında burada yazılan her cümle kendi içinde başka bir tartışma konusudur elbette. Bazılarının okuyunca bir açıklık getirilmesini istediği bazı noktalar da olabilir. Yoruma açık olan bu yazımın zihinlerdeki gerekli yerlerde anlam kazanacağına eminim.
0 notes
Text
Biz Kimiz Travestiyiz Eşcinseliz! Kadınız Erkeğiz İnsanız Travestiyiz eşcinseliz kadınız, erkeğiz, insanız. Eşitlik, evrensel insan hakları hukuku veya yaradılışın tabiatı gereğince her insana doğuştan verilmiş bir haktır. Bir insanı olmadığı şey gibi davranmaya mecbur bırakmak onu hürriyetinden yoksun bırakmak demektir. Dünyada ve ülkemizde yüzlerce trans kadın, toplum, aile, töre baskısı sebebiyle ya öldürüldü ya da olmadıkları bir hayatı seçmeye zorlandı. Kimileri duygularını bir başkasıyla paylaşamadı bile. Nasıl bir giriş yapılır böylesi karmaşık bir durum için, bilemedim doğrusu! Bir soruyla başlasın bu yazım o halde! Biz kimiz? Cevap: Biz Eşcinseliz, travestiyiz, lezbiyeniz…Kısacası biz sizin için farklıyız! Diğerleriyiz! Kiminin nefreti, kiminin sadece dışladığı kiminin dayak attığı hor gördüğüyüz ..Kiminin de ''sizlere saygım var sizin gibi arkadaşları severim deyip'' yüzlerindeki samimiyetsiz ifadelerde gizliyiz. Yanımızda olanlara da olmayanlara da zaten sözümüz yok. Eşcinseliz Doktoruz Avukatız Öğretmeniz Ama bizler ayrıca doktoruz, avukatız, öğretmeniz işçiyiz, serbest çalışanız. kimimiz gizli kimimiz az ya da çok belliyiz. . Yemek yeriz, su içeriz, gezeriz. Anamız babamız , akrabalarımız var. Bayramlarımız özel günlerimiz sosyal ilişkilerimiz var. Ve daha söylenecek çok şey var elbette! Yani kısacası ''BİZ'' sizden biriyiz. Hal böyleyken bizi farklı kılan, bizim de sizinkilerden haberdar olmadığımız cinsel hayatlarımız mı ? Dört duvar arasında yaşadığımız özel şeyler mi? Ne yani anlayamıyorum Uzaydan mı geldik biz ? Travesti ya da eş cinsel olmak için kursa mı gittik? Bu ''A'' yolu bu ''B'' yolu dediler de bir şeyleri yanlış mı tercih ettik? Ya da tercih mi ettik ? Zira bu seçimle sosyal ve kültürel açıdan bütün insan topluluklarını ve tabuları karşıma alıp zorlu bir yaşam yolculuğuna çıkacağımı ve zorlu ve karmaşık bir adaptasyon sürecine gireceğimi bilseydim travesti olmayı tercih etmezdim….vesaire. Sonuç olarak ben bir şey hatırlamıyorum! Çocukluğumdan beri hatırladığım tek şey hep böyle olduğum ve farklı hissettiğimdi. Bu koşulsuz ve sebepsiz dışlama neden? Biz bu ülkenin bu devletin çocukları değil miyiz? Bizleri doğuran yuvadan uçana kadar bize bakan anamız babamız yok mu? Topluma saygısızlık etmek yada inat etmek peşinde miyiz?Yine vesaire vesaire… Aslında burada yazılan her cümle kendi içinde başka bir tartışma konusudur elbette. Bazılarının okuyunca bir açıklık getirilmesini istediği bazı noktalar da olabilir. Yoruma açık olan bu yazımın zihinlerdeki gerekli yerlerde anlam kazanacağına eminim.
0 notes
Text
Biz Kimiz Travestiyiz Eşcinseliz! Kadınız Erkeğiz İnsanız Travestiyiz eşcinseliz kadınız, erkeğiz, insanız. Eşitlik, evrensel insan hakları hukuku veya yaradılışın tabiatı gereğince her insana doğuştan verilmiş bir haktır. Bir insanı olmadığı şey gibi davranmaya mecbur bırakmak onu hürriyetinden yoksun bırakmak demektir. Dünyada ve ülkemizde yüzlerce trans kadın, toplum, aile, töre baskısı sebebiyle ya öldürüldü ya da olmadıkları bir hayatı seçmeye zorlandı. Kimileri duygularını bir başkasıyla paylaşamadı bile. Nasıl bir giriş yapılır böylesi karmaşık bir durum için, bilemedim doğrusu! Bir soruyla başlasın bu yazım o halde! Biz kimiz? Cevap: Biz Eşcinseliz, travestiyiz, lezbiyeniz…Kısacası biz sizin için farklıyız! Diğerleriyiz! Kiminin nefreti, kiminin sadece dışladığı kiminin dayak attığı hor gördüğüyüz ..Kiminin de ''sizlere saygım var sizin gibi arkadaşları severim deyip'' yüzlerindeki samimiyetsiz ifadelerde gizliyiz. Yanımızda olanlara da olmayanlara da zaten sözümüz yok. Eşcinseliz Doktoruz Avukatız Öğretmeniz Ama bizler ayrıca doktoruz, avukatız, öğretmeniz işçiyiz, serbest çalışanız. kimimiz gizli kimimiz az ya da çok belliyiz. . Yemek yeriz, su içeriz, gezeriz. Anamız babamız , akrabalarımız var. Bayramlarımız özel günlerimiz sosyal ilişkilerimiz var. Ve daha söylenecek çok şey var elbette! Yani kısacası ''BİZ'' sizden biriyiz. Hal böyleyken bizi farklı kılan, bizim de sizinkilerden haberdar olmadığımız cinsel hayatlarımız mı ? Dört duvar arasında yaşadığımız özel şeyler mi? Ne yani anlayamıyorum Uzaydan mı geldik biz ? Travesti ya da eş cinsel olmak için kursa mı gittik? Bu ''A'' yolu bu ''B'' yolu dediler de bir şeyleri yanlış mı tercih ettik? Ya da tercih mi ettik ? Zira bu seçimle sosyal ve kültürel açıdan bütün insan topluluklarını ve tabuları karşıma alıp zorlu bir yaşam yolculuğuna çıkacağımı ve zorlu ve karmaşık bir adaptasyon sürecine gireceğimi bilseydim travesti olmayı tercih etmezdim….vesaire. Sonuç olarak ben bir şey hatırlamıyorum! Çocukluğumdan beri hatırladığım tek şey hep böyle olduğum ve farklı hissettiğimdi. Bu koşulsuz ve sebepsiz dışlama neden? Biz bu ülkenin bu devletin çocukları değil miyiz? Bizleri doğuran yuvadan uçana kadar bize bakan anamız babamız yok mu? Topluma saygısızlık etmek yada inat etmek peşinde miyiz?Yine vesaire vesaire… Aslında burada yazılan her cümle kendi içinde başka bir tartışma konusudur elbette. Bazılarının okuyunca bir açıklık getirilmesini istediği bazı noktalar da olabilir. Yoruma açık olan bu yazımın zihinlerdeki gerekli yerlerde anlam kazanacağına eminim.
0 notes
Text
Biz Kimiz Travestiyiz Eşcinseliz! Kadınız Erkeğiz İnsanız Travestiyiz eşcinseliz kadınız, erkeğiz, insanız. Eşitlik, evrensel insan hakları hukuku veya yaradılışın tabiatı gereğince her insana doğuştan verilmiş bir haktır. Bir insanı olmadığı şey gibi davranmaya mecbur bırakmak onu hürriyetinden yoksun bırakmak demektir. Dünyada ve ülkemizde yüzlerce trans kadın, toplum, aile, töre baskısı sebebiyle ya öldürüldü ya da olmadıkları bir hayatı seçmeye zorlandı. Kimileri duygularını bir başkasıyla paylaşamadı bile. Nasıl bir giriş yapılır böylesi karmaşık bir durum için, bilemedim doğrusu! Bir soruyla başlasın bu yazım o halde! Biz kimiz? Cevap: Biz Eşcinseliz, travestiyiz, lezbiyeniz…Kısacası biz sizin için farklıyız! Diğerleriyiz! Kiminin nefreti, kiminin sadece dışladığı kiminin dayak attığı hor gördüğüyüz ..Kiminin de ''sizlere saygım var sizin gibi arkadaşları severim deyip'' yüzlerindeki samimiyetsiz ifadelerde gizliyiz. Yanımızda olanlara da olmayanlara da zaten sözümüz yok. Eşcinseliz Doktoruz Avukatız Öğretmeniz Ama bizler ayrıca doktoruz, avukatız, öğretmeniz işçiyiz, serbest çalışanız. kimimiz gizli kimimiz az ya da çok belliyiz. . Yemek yeriz, su içeriz, gezeriz. Anamız babamız , akrabalarımız var. Bayramlarımız özel günlerimiz sosyal ilişkilerimiz var. Ve daha söylenecek çok şey var elbette! Yani kısacası ''BİZ'' sizden biriyiz. Hal böyleyken bizi farklı kılan, bizim de sizinkilerden haberdar olmadığımız cinsel hayatlarımız mı ? Dört duvar arasında yaşadığımız özel şeyler mi? Ne yani anlayamıyorum Uzaydan mı geldik biz ? Travesti ya da eş cinsel olmak için kursa mı gittik? Bu ''A'' yolu bu ''B'' yolu dediler de bir şeyleri yanlış mı tercih ettik? Ya da tercih mi ettik ? Zira bu seçimle sosyal ve kültürel açıdan bütün insan topluluklarını ve tabuları karşıma alıp zorlu bir yaşam yolculuğuna çıkacağımı ve zorlu ve karmaşık bir adaptasyon sürecine gireceğimi bilseydim travesti olmayı tercih etmezdim….vesaire. Sonuç olarak ben bir şey hatırlamıyorum! Çocukluğumdan beri hatırladığım tek şey hep böyle olduğum ve farklı hissettiğimdi. Bu koşulsuz ve sebepsiz dışlama neden? Biz bu ülkenin bu devletin çocukları değil miyiz? Bizleri doğuran yuvadan uçana kadar bize bakan anamız babamız yok mu? Topluma saygısızlık etmek yada inat etmek peşinde miyiz?Yine vesaire vesaire… Aslında burada yazılan her cümle kendi içinde başka bir tartışma konusudur elbette. Bazılarının okuyunca bir açıklık getirilmesini istediği bazı noktalar da olabilir. Yoruma açık olan bu yazımın zihinlerdeki gerekli yerlerde anlam kazanacağına eminim.
0 notes
Text
Biz Kimiz Travestiyiz Eşcinseliz! Kadınız Erkeğiz İnsanız Travestiyiz eşcinseliz kadınız, erkeğiz, insanız. Eşitlik, evrensel insan hakları hukuku veya yaradılışın tabiatı gereğince her insana doğuştan verilmiş bir haktır. Bir insanı olmadığı şey gibi davranmaya mecbur bırakmak onu hürriyetinden yoksun bırakmak demektir. Dünyada ve ülkemizde yüzlerce trans kadın, toplum, aile, töre baskısı sebebiyle ya öldürüldü ya da olmadıkları bir hayatı seçmeye zorlandı. Kimileri duygularını bir başkasıyla paylaşamadı bile. Nasıl bir giriş yapılır böylesi karmaşık bir durum için, bilemedim doğrusu! Bir soruyla başlasın bu yazım o halde! Biz kimiz? Cevap: Biz Eşcinseliz, travestiyiz, lezbiyeniz…Kısacası biz sizin için farklıyız! Diğerleriyiz! Kiminin nefreti, kiminin sadece dışladığı kiminin dayak attığı hor gördüğüyüz ..Kiminin de ''sizlere saygım var sizin gibi arkadaşları severim deyip'' yüzlerindeki samimiyetsiz ifadelerde gizliyiz. Yanımızda olanlara da olmayanlara da zaten sözümüz yok. Eşcinseliz Doktoruz Avukatız Öğretmeniz Ama bizler ayrıca doktoruz, avukatız, öğretmeniz işçiyiz, serbest çalışanız. kimimiz gizli kimimiz az ya da çok belliyiz. . Yemek yeriz, su içeriz, gezeriz. Anamız babamız , akrabalarımız var. Bayramlarımız özel günlerimiz sosyal ilişkilerimiz var. Ve daha söylenecek çok şey var elbette! Yani kısacası ''BİZ'' sizden biriyiz. Hal böyleyken bizi farklı kılan, bizim de sizinkilerden haberdar olmadığımız cinsel hayatlarımız mı ? Dört duvar arasında yaşadığımız özel şeyler mi? Ne yani anlayamıyorum Uzaydan mı geldik biz ? Travesti ya da eş cinsel olmak için kursa mı gittik? Bu ''A'' yolu bu ''B'' yolu dediler de bir şeyleri yanlış mı tercih ettik? Ya da tercih mi ettik ? Zira bu seçimle sosyal ve kültürel açıdan bütün insan topluluklarını ve tabuları karşıma alıp zorlu bir yaşam yolculuğuna çıkacağımı ve zorlu ve karmaşık bir adaptasyon sürecine gireceğimi bilseydim travesti olmayı tercih etmezdim….vesaire. Sonuç olarak ben bir şey hatırlamıyorum! Çocukluğumdan beri hatırladığım tek şey hep böyle olduğum ve farklı hissettiğimdi. Bu koşulsuz ve sebepsiz dışlama neden? Biz bu ülkenin bu devletin çocukları değil miyiz? Bizleri doğuran yuvadan uçana kadar bize bakan anamız babamız yok mu? Topluma saygısızlık etmek yada inat etmek peşinde miyiz?Yine vesaire vesaire… Aslında burada yazılan her cümle kendi içinde başka bir tartışma konusudur elbette. Bazılarının okuyunca bir açıklık getirilmesini istediği bazı noktalar da olabilir. Yoruma açık olan bu yazımın zihinlerdeki gerekli yerlerde anlam kazanacağına eminim.
0 notes
Text
Biz Kimiz Travestiyiz Eşcinseliz! Kadınız Erkeğiz İnsanız Travestiyiz eşcinseliz kadınız, erkeğiz, insanız. Eşitlik, evrensel insan hakları hukuku veya yaradılışın tabiatı gereğince her insana doğuştan verilmiş bir haktır. Bir insanı olmadığı şey gibi davranmaya mecbur bırakmak onu hürriyetinden yoksun bırakmak demektir. Dünyada ve ülkemizde yüzlerce trans kadın, toplum, aile, töre baskısı sebebiyle ya öldürüldü ya da olmadıkları bir hayatı seçmeye zorlandı. Kimileri duygularını bir başkasıyla paylaşamadı bile. Nasıl bir giriş yapılır böylesi karmaşık bir durum için, bilemedim doğrusu! Bir soruyla başlasın bu yazım o halde! Biz kimiz? Cevap: Biz Eşcinseliz, travestiyiz, lezbiyeniz…Kısacası biz sizin için farklıyız! Diğerleriyiz! Kiminin nefreti, kiminin sadece dışladığı kiminin dayak attığı hor gördüğüyüz ..Kiminin de ''sizlere saygım var sizin gibi arkadaşları severim deyip'' yüzlerindeki samimiyetsiz ifadelerde gizliyiz. Yanımızda olanlara da olmayanlara da zaten sözümüz yok. Eşcinseliz Doktoruz Avukatız Öğretmeniz Ama bizler ayrıca doktoruz, avukatız, öğretmeniz işçiyiz, serbest çalışanız. kimimiz gizli kimimiz az ya da çok belliyiz. . Yemek yeriz, su içeriz, gezeriz. Anamız babamız , akrabalarımız var. Bayramlarımız özel günlerimiz sosyal ilişkilerimiz var. Ve daha söylenecek çok şey var elbette! Yani kısacası ''BİZ'' sizden biriyiz. Hal böyleyken bizi farklı kılan, bizim de sizinkilerden haberdar olmadığımız cinsel hayatlarımız mı ? Dört duvar arasında yaşadığımız özel şeyler mi? Ne yani anlayamıyorum Uzaydan mı geldik biz ? Travesti ya da eş cinsel olmak için kursa mı gittik? Bu ''A'' yolu bu ''B'' yolu dediler de bir şeyleri yanlış mı tercih ettik? Ya da tercih mi ettik ? Zira bu seçimle sosyal ve kültürel açıdan bütün insan topluluklarını ve tabuları karşıma alıp zorlu bir yaşam yolculuğuna çıkacağımı ve zorlu ve karmaşık bir adaptasyon sürecine gireceğimi bilseydim travesti olmayı tercih etmezdim….vesaire. Sonuç olarak ben bir şey hatırlamıyorum! Çocukluğumdan beri hatırladığım tek şey hep böyle olduğum ve farklı hissettiğimdi. Bu koşulsuz ve sebepsiz dışlama neden? Biz bu ülkenin bu devletin çocukları değil miyiz? Bizleri doğuran yuvadan uçana kadar bize bakan anamız babamız yok mu? Topluma saygısızlık etmek yada inat etmek peşinde miyiz?Yine vesaire vesaire… Aslında burada yazılan her cümle kendi içinde başka bir tartışma konusudur elbette. Bazılarının okuyunca bir açıklık getirilmesini istediği bazı noktalar da olabilir. Yoruma açık olan bu yazımın zihinlerdeki gerekli yerlerde anlam kazanacağına eminim.
0 notes
Text
Biz Kimiz Travestiyiz Eşcinseliz! Kadınız Erkeğiz İnsanız Travestiyiz eşcinseliz kadınız, erkeğiz, insanız. Eşitlik, evrensel insan hakları hukuku veya yaradılışın tabiatı gereğince her insana doğuştan verilmiş bir haktır. Bir insanı olmadığı şey gibi davranmaya mecbur bırakmak onu hürriyetinden yoksun bırakmak demektir. Dünyada ve ülkemizde yüzlerce trans kadın, toplum, aile, töre baskısı sebebiyle ya öldürüldü ya da olmadıkları bir hayatı seçmeye zorlandı. Kimileri duygularını bir başkasıyla paylaşamadı bile. Nasıl bir giriş yapılır böylesi karmaşık bir durum için, bilemedim doğrusu! Bir soruyla başlasın bu yazım o halde! Biz kimiz? Cevap: Biz Eşcinseliz, travestiyiz, lezbiyeniz…Kısacası biz sizin için farklıyız! Diğerleriyiz! Kiminin nefreti, kiminin sadece dışladığı kiminin dayak attığı hor gördüğüyüz ..Kiminin de ''sizlere saygım var sizin gibi arkadaşları severim deyip'' yüzlerindeki samimiyetsiz ifadelerde gizliyiz. Yanımızda olanlara da olmayanlara da zaten sözümüz yok. Eşcinseliz Doktoruz Avukatız Öğretmeniz Ama bizler ayrıca doktoruz, avukatız, öğretmeniz işçiyiz, serbest çalışanız. kimimiz gizli kimimiz az ya da çok belliyiz. . Yemek yeriz, su içeriz, gezeriz. Anamız babamız , akrabalarımız var. Bayramlarımız özel günlerimiz sosyal ilişkilerimiz var. Ve daha söylenecek çok şey var elbette! Yani kısacası ''BİZ'' sizden biriyiz. Hal böyleyken bizi farklı kılan, bizim de sizinkilerden haberdar olmadığımız cinsel hayatlarımız mı ? Dört duvar arasında yaşadığımız özel şeyler mi? Ne yani anlayamıyorum Uzaydan mı geldik biz ? Travesti ya da eş cinsel olmak için kursa mı gittik? Bu ''A'' yolu bu ''B'' yolu dediler de bir şeyleri yanlış mı tercih ettik? Ya da tercih mi ettik ? Zira bu seçimle sosyal ve kültürel açıdan bütün insan topluluklarını ve tabuları karşıma alıp zorlu bir yaşam yolculuğuna çıkacağımı ve zorlu ve karmaşık bir adaptasyon sürecine gireceğimi bilseydim travesti olmayı tercih etmezdim….vesaire. Sonuç olarak ben bir şey hatırlamıyorum! Çocukluğumdan beri hatırladığım tek şey hep böyle olduğum ve farklı hissettiğimdi. Bu koşulsuz ve sebepsiz dışlama neden? Biz bu ülkenin bu devletin çocukları değil miyiz? Bizleri doğuran yuvadan uçana kadar bize bakan anamız babamız yok mu? Topluma saygısızlık etmek yada inat etmek peşinde miyiz?Yine vesaire vesaire… Aslında burada yazılan her cümle kendi içinde başka bir tartışma konusudur elbette. Bazılarının okuyunca bir açıklık getirilmesini istediği bazı noktalar da olabilir. Yoruma açık olan bu yazımın zihinlerdeki gerekli yerlerde anlam kazanacağına eminim.
0 notes
Link
Trans hakları destekçileri, eyalet yetkilileriyle bir araya gelmiş olarak bir savunuculuk günü öncesinde Texas Capitol'ün merdivenlerinde toplanıyor. | Getty Images vasıtasıyla Washington Post için Julia Robinson Trans gençler için toplumsal cinsiyete duyarlı bakıma yönelik iki kapsamlı yasağın yıkıcı neticeleri olabilir. En büyük kırmızı eyaletlerden ikisinin trans çocuklar için cinsiyet dengeli sıhhat hizmetlerine yeni yasaklar getirmesi planlanıyor. Teksas milletvekilleri Çarşamba günü hormon tedavileri ve cinsiyete dayalı ameliyatları içeren 18 yaşın altındaki çocuklar için cinsiyete dayalı hizmetleri yasakladı, sadece bu tür ameliyatlar ufaklıklara nadiren yapılıyor. Yasak, halihazırda hormon tedavisi gören trans gençlerin geçici olarak onlarla devam etmesine izin veriyor. Sadece, kendilerini tedavilerden “kesmeleri” gerekir. Cumhuriyetçi Vali Greg Abbott'ın yasa tasarısını imzalaması planlanıyor. Gelecek hafta 2024 başkanlık adaylığını açıklamaya hazırlanan Cumhuriyetçi Florida Valisi Ron DeSantis de Çarşamba günü kendi eyaletinde benzer bir yasağa imza atarak sıhhat hizmeti sunucularının 18 yaşın altındaki ufaklıklara cinsiyeti doğrulayan bakım sunmasını yasakladı. cinsiyete dayalı velayet alan bir çocukla ilgili velayet anlaşmazlıklarını etkileyen bir yargı ve bu yalnızca sınırı olan sayıda şart için geçerli olsa da, savunucular bunun Florida'nın öteki eyaletlerin kararlarını geçersiz kılmasına niçin olabileceğinden korkuyor. Her iki yasa tasarısı da, Cumhuriyetçilerin eyalet yasama organlarında LGBTQ haklarına karşı koordineli ulusal kampanyasının bir parçası. Florida tek başına bu oturumda önceki yedi yılda olduğundan daha çok LGBTQ karşıtı yasa çıkardı; Eyalet yasama direktörü ve İnsan Hakları Kampanyası'nın kıdemli danışmanı Cathryn Oakley, Teksas'ın aynı dönemde çıkardığı LGBTQ karşıtı yasaların iki katından fazlasını geçirme yolunda bulunduğunu söylemiş oldu. Cinsiyete dayalı çocuk bakımına yönelik son yasaklar, Florida ve Teksas'taki birçok trans çocuk ailesini, eğer bu eyaletleri hemen hemen terk etmemişlerse, yer değiştirmeye zorlayabilir. Oakley, "Bu tür bakımın ortadan kaldırılması, bu aileler üstünde yaşamı değiştiren bir etkiye haiz olacak" dedi. "Çocuğunuzu güvende dokunabilecek gücünüz yoksa ve başka bir yere gitme imkanınız var ise, elbet bunu düşünürsünüz ve bu muhtemelen insanların bu yıldan ilkin de düşündüğü bir şeydi." Florida yasası nedir? Taraftarlar, Florida yasasının bazı bölümlerine acil bir mahkemede itiraz ederek, bunun ebeveynlerin evlatları için tıbbi kararlar verme mevzusundaki temel hakkını ihlal ettiğini ve trans ufaklıklara karşı ayrımcılık yaparak anayasaya aykırı bulunduğunu savunuyorlar. Davanın duruşması Cuma günü yapılacak. Southern Legal Counsel Inc. Transseksüel Hakları Girişimi direktörü ve bu hukuk ekibinin bir üyesi olan Simone Chriss, Florida yasasının velayet hükmünün trans evlatların aileleri içinde dehşete niçin bulunduğunu söylemiş oldu. Eyalet dışından bir ebeveyn cinsiyetini onaylayan çocuk bakımı istediğinde ve çocuk geçici de olsa Florida'da olduğunda, bir Florida mahkemesinin velayet anlaşmazlıklarında yargı yetkisini üstlenmesine izin verir. Ulusal Lezbiyen Hakları Merkezi'nin hukuk direktörü ve bununla birlikte o ekibin bir üyesi olan Shannon Minter, bunun ülkedeki tek teklif bulunduğunu söylemiş oldu. Chriss, "Bilhassa gözaltıyla ilgili yanlış detayları temizlemek için fazlaca fazla vakit harcamak zorunda kaldım," dedi. "Devletin evlatları ailelerinden alabileceği yönündeki yanlış data - ki bu tamamen asılsızdır ve tamamen asılsızdır - [has caused] Bu topluluktaki pek fazlaca insan için korku ve açıkçası travma.” Yasa, başka bir eyalette velayet davasına mevzu olmayan çocuklar için geçerli değildir. Ve devletin Florida'da cinsiyet eşitliğine uygun bakım alan evlatların velayetini almasına izin vermeyecekti. Chriss, bunun geçerli olacağı bir senaryonun ana hatlarını çizdi: Cinsiyete dayalı çocuk bakımı yasağının olmadığı Kaliforniya'da bir aile yaşıyor. Çocuğunun velayetine itiraz eden bir ebeveyn, evladı Orlando'daki Disney World'e tatile götürebilir, yakındaki Orange County adliyesine gidebilir ve öteki ebeveyn çocuğa yardım etmeyi düşündüğü için yargıçtan velayet davasının acil velayetini almasını isteyebilir. buluğluk Engelleyici ile. Bu koşullar korkulu, dedi Chriss. Esasen Florida'yı, cinsiyeti onaylayan bakımı reddeden bazı anne babalar için "ters güvenli bir sığınak" haline getiriyor, sadece yalnızca "fazlaca hususi, sınırı olan koşullarda" dedi. Ekibiniz, etkilenen birini bulur bulmaz düzenlemeye itiraz etmeyi planlıyor. Teksas yasası ne diyor? Teksas yasa tasarısında kafa karışıklığına neden olan ve tıbbi hizmet sağlayıcıların herhangi bir yan tesir korkusu olmadan tedavilerine geçici olarak devam edip edemeyecekleri mevzusunda soruları gündeme getiren hükümler de var. Taraftarlar, vali tarafınca imzalandıktan sonrasında yasa tasarısına itiraz etmeyi planladıklarını söylediler. Abbott'ın geçen yıl süresince evlatlarının cinsiyete duyarlı bakım almasına destek olan anne babalar hakkında çocuk istismarı soruşturmaları başlatma çabalarını takip ediyor. "Geçen yıl süresince transseksüel gençlere tıbbi olarak lüzumlu ve bilimsel olarak kanıtlanmış bakımın sağlanmasını çocuk istismarı olarak sınıflandırma ve Teksas'taki trans evlatları olan aileleri parçalama tehdidine ek olarak - şu anda eyalet mahkemesinde engellenen bir girişim - Teksas milletvekilleri uygun gördüler. Yasaya itiraz eden LGBTQ hakları savunuculuğu gruplarından oluşan koalisyon yapmış olduğu açıklamada, önlemleri ikiye katlamak için" dedi. Halihazırda hormon tedavisi gören çocuklar için değişim olarak eklenen kural dışı, bu tedavileri doktorları yardımıyla sınırsız olarak bırakmaları gerektiği anlamına gelmektedir. Yalnızca 1 Haziran'dan ilkin tedaviye başlamış olan ve bununla birlikte minimum 12 ruh sağlığı danışmanlığı seansını yada altı aylık psikoterapiyi tamamlayanlar, bu yargı kapsamında tedavilerine geçici olarak devam etme hakkına haizdir. Sadece bu yargı, evlatların güvenli bir halde tedavileri "kesebilecekleri" yanılgısına dayanmaktadır. Minter, "Bu tıbbi uygulama hatasıdır" dedi. "Şeker hastası bir evladı insülinden kesmek benzer biçimde. Bakımı durdurmak için tıbbi bir sebep yok ve ufaklıklara zarar verir.” Ek olarak bu evlatların tıbbi bakıma erişip erişemeyeceği sorusu da var. Teksas'taki birçok klinik Cinsiyete duyarlı bakım elde eden tesisler, son olarak Austin'deki Dell Children's Medical Center'daki bir klinik olmak suretiyle, siyasal baskı sebebiyle bu hizmetleri çoktan kapattı yada durdurdu. Hastane geçen hafta o klinikte çalışan tüm doktorların ayrıldığını duyurdu ve işten mi atıldılar yoksa kendi iradeleriyle mi bırakıldıkları belli değil. Minter, "Bunun niçin olduğuna dair bir gizem bulunduğunu düşünmüyorum" dedi. "Texas eyaleti, "cinsiyet onaylayan bakım" sağlamaya devam etmeye çalışan doktorları cezalandıracağını açıkça belirtti. Cinsiyete duyarlı çocuk bakımı sağlamak yada kolaylaştırmak için kamu fonlarının kullanılmasını yasaklayan Teksas yasa tasarısındaki bir başka yargı, Oakley'de alarm zillerini çaldı. Tımarlama mevzusunda cinsiyeti onaylayan yasaklara haiz öteki eyaletler benzer hükümler çıkarırken, Teksas yasa tasarısının ifadesi fazlaca daha geniştir ve diğerlerine bakılırsa daha geniş kapsamlı sonuçlara haiz olabilir. Oakley, ifadelerin "makul bir okuması", eyaletle bir kereye mahsus olsa bile iş icra eden herhangi bir firmanın, Teksas tarafınca çalışanlara cinsiyete duyarlı çocuk bakımını kapsayan yardımlar sağlamaktan görevli tutulabileceğini gösteriyor. "Teksas eyaletinin, Teksas eyaletinin fazlaca dışındaki çalışanlara bu yararları sağlamış olduğu için bu şirkete karşı bir iddiası olabilir" dedi.
0 notes