#türkçe oyun çevirisi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Nobody Wants to Die Türkçe Yaması ile Eşsiz Bir Deneyim Yaşayın Nobody Wants to Die, son dönemin en dikkat çeken bağımsız oyunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Oyunun başarısının ardında yatan temel unsurlardan biri de oyunculara sunduğu derin ve sürükleyici hikaye anlatımıdır. Ancak, bu tür bir deneyimi tam anlamıyla yaşayabilmek için dil bariyerinin ortadan kalkması gerekmektedir. İşte burada devreye Nobody Wants to Die Türkçe Yaması giriyor. Türkçe yamalar, yabancı dildeki oyunların yerelleştirilmesi sürecinde kritik bir rol oynar. Bu yamalar sayesinde oyuncular, oyunun orijinal metnini kendi dillerinde okuyabilir ve anlayabilirler. Nobody Wants to Die Türkçe Yaması da bu bağlamda büyük önem taşımaktadır. Yamayı yüklediğinizde oyundaki tüm diyaloglar, menüler ve alt yazılar tamamen Türkçeye çevrilmiş olur; böylece dil engeli olmaksızın oyunun keyfini çıkarabilirsiniz. Yamanın teknik detaylarına baktığımızda oldukça titiz bir çalışma sonucu ortaya çıktığını görmekteyiz. Çeviri ekibi, sadece kelime bazlı değil aynı zamanda kültürel uyarlamaları da göz önünde bulundurarak çalışmıştır. Örneğin, İngilizce'deki bazı deyimlerin veya esprilerin doğrudan çevirisi yerine Türk kültürüne uygun karşılıkları kullanılmıştır. Bu sayede oyuncular hem daha doğal bir okuma deneyimi yaşamakta hem de hikayenin içine daha kolay girebilmektedirler. Oyunu ilk kez başlattığınız andan itibaren fark edeceğiniz üzere arayüz tamamen Türkçeleştirilmiştir. Menü seçeneklerinden görev açıklamalarına kadar her şey anlaşılır ve akıcı bir şekilde sunulmaktadır. Özellikle karmaşık görevlerde ne yapmanız gerektiğini anlamak çok daha kolay hale gelirken; karakterlerle olan etkileşimleriniz de derinleşmektedir. Bir diğer önemli nokta ise teknik destek konusudur. Nobody Wants to Die Türkçe Yaması sürekli güncellenen ve geliştirilen dinamik bir projedir. Oyun içi hataların düzeltilmesi veya yeni içeriklerin eklenmesi durumunda yama da buna paralel olarak güncellenir; böylece her zaman en iyi kullanıcı deneyimini elde edersiniz. Bu noktada geçiş yapmak gerekirse; yalnızca bireysel oyuncular değil aynı zamanda topluluklar için de büyük avantajlar sunmaktadır bu yama sistemiyle ilgili birkaç detaya değinelim: Çoklu oyunculu modlarda iletişim kurmak genellikle zor olabilir ancak herkesin ortak dili konuştuğu durumlarda işbirliği yapmak çok daha basit hale gelir. Ayrıca sosyal medya platformlarında ya da forumlarda strateji tartışmaları yaparken ortak terminoloji kullanmanın faydalarını göreceksinizdir. Sonuç olarak, Nobody Wants to Die gibi zengin içerikli oyunları anadilimizde oynamanın verdiği tatmin duygusu paha biçilemezdir. Bu nedenle eğer henüz denemediyseniz, Nobody Wants to Die Türkçe Yamasını indirmenizi şiddetle tavsiye ederiz. Oyun dünyasında sınırları kaldırarak eşsiz ve unutulmaz bir maceraya atılmaya hazır olun! Nobody Wants to Die Türkçe Yama: Oyununuzu Kendi Dilinizde Oynayın Nobody Wants to Die, oyunculara sürükleyici bir deneyim sunan ve karmaşık hikaye örgüsüyle dikkat çeken bir video oyunudur. Ancak, bu tür derinlemesine oyunlar genellikle orijinal dilinde oynandığında daha anlaşılır ve etkileyici olabilir. Bu noktada devreye giren Türkçe yama projeleri, oyunun yerelleştirilmesi konusunda büyük önem taşır. Nobody Wants to Die için geliştirilen Türkçe yama da tam olarak bu ihtiyacı karşılamayı amaçlamaktadır. Türkçe yamalar, yabancı dildeki oyunları kendi ana dilimizde oynamamıza olanak tanır ve böylece hem hikayeyi daha iyi anlamamızı sağlar hem de oyundan aldığımız keyfi artırır. Özellikle Nobody Wants to Die gibi metin ağırlıklı oyunlarda, diyalogların ve anlatımın doğru anlaşılması kritik öneme sahiptir. Oyuncuların karakterlerle empati kurabilmesi ve olay örgüsünü takip edebilmesi için detaylı bir çeviri gereklidir. Bu bağlamda, Nobody Wants to Die Türkçe yaması kapsamlı bir çalışma sonucu ortaya çıkmıştır. Yamanın geliştirilme sürecinde profesyonel çevirmenler görev almış olup; diyaloglar, menüler ve diğer tüm metinsel içerikler titizlikle çevrilmiştir.
Ayrıca teknik ekip tarafından yapılan optimizasyon çalışmaları sayesinde yamayı yüklemek oldukça basit hale getirilmiştir. Yamanın kurulumu son derece kullanıcı dostu olacak şekilde tasarlanmıştır. İlk adım olarak yamayı indirmeniz gerekmektedir; bunun ardından ise birkaç basit adımla kurulumu tamamlayabilirsiniz. Kurulum sırasında herhangi bir sorunla karşılaşmanız durumunda destek ekibi her zaman yardıma hazırdır. Bir başka önemli nokta ise güncellemeler konusudur. Oyun dünyası sürekli değişmekte ve gelişmektedir; dolayısıyla yeni güncellemeler çıktıkça yamaların da buna uyum sağlaması gerekir. Nobody Wants to Die Türkçe yaması düzenli aralıklarla güncellenerek en son sürümlere uygun hale getirilmektedir. Ayrıca topluluk geri bildirimleri de dikkate alınarak yamada iyileştirmeler yapılmaktadır. Kullanıcıların yaşadığı olası problemler veya öneriler doğrultusunda gerekli düzeltmeler hızla uygulanmakta olup böylece en yüksek kalitede hizmet sunulması hedeflenmektedir. Teknik açıdan bakıldığında ise bu tür yerelleştirme projelerinde çeşitli zorluklarla karşılaşılabilir ancak tecrübeli ekiplerin özverili çalışmaları sayesinde bu engeller aşılmaktadır.Yazılım hataları ya da uyumsuzluk problemleri anında tespit edilip çözülmekte böylelikle sorunsuz bir oyun deneyimi sağlanmaktadır Sonuç olarak,Nobody Wants To die türkçeyamasının amacıoyuncularaiçeriklerini kendi dillerindesunmaktır.Bubaglamdayerelleştirmeprojelerioldukçaönemlidirveoyunsektöründekaliteninyükseltilmesindebüyükroloynamaktadır.NobodyWantsToDieTürkçeyamasıylahemhikayeyidahaialgılıyacakhemdedahafazlakeyifalacaksınız.Budurumdayerelleştirmeninönemiçokbüyüktürvetümekibingösterdiğiözverisonucundabaşarılıbirsonuçeldeedilmiştir.Oynarkenkeyfiniçıkaracağınızbuoyuniçintürkçeyayınıyüklemeyiunutmayın!
0 notes
Text
Başka Sinema, National Theatre Live iş birliği ile ünlü West End oyunlarını beyaz perdeye taşıyor! British Council’ın ‘Yaratıcı İş birlikleri Hibe Programı’ kapsamındaki desteği ile Birleşik Krallık’ın en prestijli tiyatro sahnelerinde kapalı gişe oynayan Prima Facie, The Seagull, Frankenstein ve The Crucible oyunları, canlı çekimleri ile Türkiye seyircisi ile buluşmaya hazırlanıyor. Her ay bir Perşembe günü olacak şekilde planlanan gösterimlerin gerçekleşeceği şehirler ise İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Mersin. Türkiye’de seyircilerle buluşacak ilk oyun 15 Aralık’ta gösterilecek Prima Facie olacak. Suzie Miller’ın ödüllü tek kişilik metni, Jodie Comer’ın ‘En İyi Çıkış’ ödülüne layık görülen etkileyici performansı ile hayat buluyor. Killing Eve dizisi ile tanıdığımız Comer’ın canlandırdığı genç ve başarılı avukat Tessa, hukukun ataerkil hegemonyası, ispat yükümlülüğü ve ahlaki değerler arasındaki çizgilerle yüzleşmek zorunda kalıyor. 2023 yılında Broadway çıkışını yapacak olan Prima Facie, Harold Pinter Theatre��daki temsili ile beyaz perdede olacak. Metnin Türkçe çevirisi, "Prima Facie" oyununu dilimize kazandıran Nazlı Gözde Yolcu ve Onk Ajans katkılarıyla seyirciyle buluşacak. Programda yer alan diğer tiyatro oyunları ise 19 Ocak’ta gösterilecek olan Çehov’un ünlü eseri Martı’nın başrolünde, Game of Thrones’dan tanıdığımız Emilia Clarke’ın bulunduğu yapım ile The Seagull, 23 Şubat’ta Marry Shelley’nin klasikleşmiş eserinin tiyatro uyarlamasında Benedict Cumberbatch’i izleyeceğimiz Frankenstein ve 23 Mart’ta edebiyat dünyasının önemli isimlerinden Arthur Miller’ın yazdığı The Crucible’ın West End prodüksiyonu olacak. İstanbul Kadıköy Sineması, Nişantaşı City’s CineWam, Ankara Büyülü Fener Kızılay, İzmir Karaca Sineması, Bursa Bld. Nilüfer Konak Kültürevi ve Mersin Cinens (Saya Park)’ta gerçekleşecek gösterimlerin biletleri bugünden itibaren satışta olacak!
0 notes
Text
Mystic Messenger/Day 1/Türkçe çevirisi - Saat 00.03
Day 1/ Saat 00.03
Chatroomda olanlar: Yoosung
Bölümün ismi: Hoş geldin 1 /Welcome 1
Yoosung: Senin nasıl bir insan olduğunu gerçekten de bilmeyi çok istiyorum, MC.
MC:
SEÇENEKLER-------------------------------------------------------
Seçenek 1: Oldukça eşsiz bir kişiliğe sahibimdir.” ( I’m a pretty unique person.)
Yoosung: Vay, herhangi bir yeteneğin olmalı o zaman.
Yoosung: Bir konuda yetenekli olan insanları çok kıskanıyorum.
Yoosung: Seven’ın da muazzam bir kişiliği var.
Yoosung: Aslında… Muazzam onu tanımlamak için yanlış bir kelime. Bunun yerine ele avuca sığmaz desek daha iyi olur. ^^;
Yoosung: Bence siz ikiniz gayet de iyi geçineceksiniz!
Yoosung: Gerçi Seven her zaman meşgul oluyor T_T
Yoosung: Genelde saatlerce konuşuyor ama ardından bir ya da iki gün ortadan kayboluyor.
-------------------
Seçenek 2: Ben sadece sıradan biriyim işte. (I’m just an average person.)
Yoosung: Vay, Bana cevap verdiğin için teşekkürler!
Yoosung: Ben de tamamıyla normalimdir ^^
Yoosung: Ne Jumin kadar zenginim…
Yoosung: Ne de Zen kadar yakışıklı. Kimse dönüp de bana bakmaz yani…
Yoosung: Jaehee gibi havalı bir kariyerim de yok.
Yoosung: Seven gibi olağandışı bir yeteneğim de.
Yoosung: Ama kendime güvenli olmak için elimden geleni yapıyorum. ^^
MC: Seni bu kadar pozitif görmek güzel.
Yoosung: Teşekkür ederim ^^
Yoosung: Pozitif kalmak için elimden geleni yapıyorum.
Yoosung: Üzgün olduğunda hiç tereddüt etmeden bana gelebilirsin!
---------------------
Seçenek 3: Birinin kollarında olmaya hasret kalmış yalnız bir koyunum sadece.
Yoosung: Ben… Ben tam bir kurt sayılmam…
Yoosung: ama eğer istersen… Bir ku, kurta dönüşebilirim…
Yoosung: Belki de dönüşemem T_ T
MC: O zaman şimdi seni yiyip bitireceğim RAAĞRRR
Yoosung: !?!?
Yoosung >//< Eee… Pekala!!
Yoosung: …
Yoosung: Artık çok geç!!! (ÇN: Sanırsam kurt olmaya çalıştı :\ )
SEÇENEKLERİN SONU----------------------------------------------------
Yoosung: Seninle sık sık mesajlaşmak istiyorum.
Yoosung: Gerçi herhangi bir fotoğrafını görmedim ama Seven senin şirin olduğunu söyledi. Ve ben ona inanıyorum…!
MC:
SEÇENEKLER-------------------------------------------------------------
Seçenek 1: Teşekkür ederim ^^
Yoosung: Çok da tatlı konuşuyormuşsun, haha
Yoosung: Gerçekten de çok şirin olmalısın.
Yoosung: Bu arada ben de çok şirinimdir!
Yoosung: Geçenlerde spadayken kendime havludan bir şapka yapmıştım
Yoosung: ve tüm arkadaşlarım benim ne kadar da tatlı olduğumu söylemeye başladı.
Yoosung: Bunun yüzünden kendime bir daha havludan şapka yapamadım… T_T
---------------------------
Seçenek 2: Hah beni gördüğünde eminim çok şaşıracaksın.
Yoosung: Neden? Yoksa sen gerçekten de çok çok mu güzelsin? Yoksa, yoksa film yıldızları gibi falan mısın!?
MC: Evvet.
Yoosung: Aman tanrım bu muhteşem! Haha
Yoosung: ama anlarsın ya.
Yoosung: Ben dış görünüşe o kadar da fazla önem veren biri değilim…
Yoosung: Oldukça garip…
Yoosung: Ben sadece benimle birlikte oyun oynayabilen birinden hoşlanırım. ^^
-------------------------
Seçenek 3: Aslında, o kadar da tatlı bir tipim yok…
Yoosung: Yine de, senden hoşlandım!
Yoosung Bana kalırsa kalbi iyi olan birinin dış görünüşü de her şeye rağmen iyidir.
Yoosung: ^^
Yoosung: Böyle söylüyorum ama şuana kadar okuldan hiçbir kızla çıkmışlığım falan yok!!!
SEÇENEKLERİN SONU-------------------------------------------------------------
Yoosung: Keşke Rika'nın dairesini ziyaret edebilseydim, o zaman seninle de tanışabilirdim…
Yoosung: Ama V, bize oraya gitmememizi ve kendisinin kararlarına saygısızlık yapmamamızı istedi T_T
Yoosung: Bu yüzden lütfen benimle buradan mesajlaş ^^
Yoosung: Ama şimdi oyun oynama vakti o yüzden gitmem gerek!
MC:
SEÇENEKLER----------------------------------------------------------------------
seçenek 1: Ne oyunu oynuyorsun?
Yoosung: Bu günlerde popüler olan LOLOL adlı oyunu oynuyorum.
Yoosung: Bu ismi hiç duydun mu?
SEÇENEK İÇİNDE SEÇENEK T_T--------------------------------------------------------
Seçenek 1- MC: LOLOL? Ludicrous Otaku ve Lego Otaku’s Life?
Yoosung: …NE?
Yoosung: Ludicrous otaku? Lego Otaku?
Yoosung: O da ne?
Yoosung: Ah… belki de lego oynamayı seviyorsundur…? ^^:
Yoosung: Küçükken oynadığım legoları, fırsatını bulduğumda sana vereyim o zaman.
------------------------
Seçenek 2 - MC: LOLOL? League of Loneliness of Life?
Yoosung: Oha! League of Loneliness of Life’ı bildiğine inanamıyorum!
Yoosung: Pek çok kız bu oyunu bilmez… Sen harikasınn!
Yoosung: Ben Shooting Star server’ında oynuyorum ^^
Yoosung: Olur da benimle oynamak istersen, akşam 10 - sabah 4 arası oyunda oluyorum. Bu yüzden saatleri aklında tutsan iyi olur ^^
------------------------------------------------- SEÇENEK İÇİNDE SEÇENEĞİN SONU
Seçenek 2 – MC: İyi eğlenceler.
-----------------------------------------------------------------SEÇENEKLERİN SONU
Yoosung: Şimdilik güle güle. ^^
Yoosung: Çok geçe kalmadan uyu sen de--!
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Herhangi bir yerde hatam olması mümkün. Lütfen mazur görün :)
#mystic messenger#mysticmessenger#animetürkiye#otome game#mystic messenger türkiye#mystic messenger türkçe#türkçe mystic messenger#yoosung icons#yoosung kim#kim yoosung#otome fandom#Zen#gaming#translate#anime türkçe#türkiye#türkce#707mc#seven zero seven#jumin han#juminmysticmessenger#jaehee kang#mystic messenger unknown#mystic messenger saeran#Anime
12 notes
·
View notes
Text
Bir oyun çevirmeye başlıyorum. Başlamadan önce yıllardır takip ettiğim, hatta çevirdiği oyunla yetenek sınavına girdiğim çok hoş bir çevirmenle iletişime geçtim. Tavsiyelerini sordum. Çok hoş bir dille Kişiler Türkçe konuşsun dedi. Yani beş ayrı çevirmenin elinden çıkan aynı kitabın neredeyse sadece bir çevirisi okunabiliyor günümüzde. Kuramsal araştırma yok, dile hakimiyet yok; 3-5 kuruş için leş eserler çıkıyor ortaya. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanını Türkçe’den Türkçe’ye çevirerek okuduğumu bilirim. Neden niteliksiz işler ülkesi olduk? Adamın serzenişi o kadar haklı ki.
16 notes
·
View notes
Text
Doktorlar, Epidemiyologlar ve Bilim İnsanları ile Söyleşiler
Uygulanmakta olan sansür nedeniyle, aşağıya koyduğum youtube linklerinin bir kısmı siz bunu gördüğünüzde maalesef artık çalışmayacaktır. Bulabildiklerimin bitchute videolarını koyuyorum, ileride de karşılaştıkça youtube linklerini bitchute linkleri ile değiştireceğim. Bu doktorlar tuhaf bir takım komplo teorilerinin peşinde oldukları için, aşı karşıtı oldukları için ya da sağlığa aykırı öğütler verdikleri için sansüre uğramıyorlar. Mesele, hemen hemen bütün dünyada uygulanmakta olan salgın'la mücadele stratejilerini son derece sorunlu, hatta zararlı bulmaları ve bu karşıtlıklarını mesleklerindeki ileri konumlara yakışır bir ciddiyetle ve verilerle besleyerek açıklamaları. Yani, dinlendikleri vakit son derece ikna edici olmaları.
Videolar'ın büyük çoğunluğu İngilizce, arada Almanca olanlar da var. Bunları çevirme şansım elbet yok. Ancak bazıları son derece başarılı bir iş gören Corona Gerçeği sitesi tarafından Türkçe'ye de çevrilmiş. Oraya da bakmanızı hararetle öneririm.
Yaşlı bir bilge kişi ile başlayalım. Knut Wittkowski. Rockefeller Üniversitesi Epidemiyoloji Merkezi'nin 20 yıl yöneticliğini yapan şahıs: https://www.bitchute.com/video/HClzCF4r2SV7/ https://www.bitchute.com/video/EOraFxbZpbon/
John Ioannidis. Stanford Üniversitesi, Tıp, Sağlık Araştırmaları ve Politikası ve Biyomedikal Veri Bilimi Profesörü: https://www.bitchute.com/video/JR9mq3ZyqgiV/ https://www.bitchute.com/video/XmljayV0bnhA/
Stanford Üniversitesi'nde tıp profesörü olan Jay Bhattacharya: https://www.youtube.com/watch?v=-UO3Wd5urg0
Yale Üniversitesi, Yale-Griffin Önleme Araştırma Merkezi'nin kurucu direktörü David L. Katz: Coronavirüs ile Mücadelemiz Hastalıktan Daha mı Kötü?: https://www.youtube.com/watch?v=VK0Wtjh3HVA&feature=youtu.be
Didier Raoult, Marsilya'daki Institut Hospitalier Universitaire (IHU) Akdeniz-Enfeksiyonu Direktörü: "Coronavirus, oyun bitti!" https://www.youtube.com/watch?v=lkuJAHTteYc
Kanada'daki Uluslararası Bulaşıcı Hastalıklar Merkezi Tıp Direktörü Joel Kettner: "Daha önce hiç böyle bir şey görmedim ... Salgından bahsetmiyorum, çünkü 30 yıl boyunca her yıl 1 tane gördüm ... Ama bu tepkiyi hiç görmedim, ve nedenini anlamaya çalışıyorum… " https://www.youtube.com/watch?v=Cwmt91oKPeA
Profesör Johan Giesecke, İsveç Hükümeti'nin danışmanı, Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi'nin ilk Baş Bilimcisi ve DSÖ'nün genel müdürü danışmanı İsveç'in COVID 19 politikalarını açıklıyor, Imperial College modeli hakkında görüş bildiriyor ve ayrıca kendisini eve kapatmış ülkelerin geri tepmeyecek çıkış stratejileri uygulamasının neden çok zor olacağını tartışıyor - "çünkü sürü bağışıklığının doğal bir şekilde gelişmesine izin verilmedi": https://www.youtube.com/watch?v=bfN2JWifLCY
Sucharit Bhakdi, Emeritus Profesör ve 1991-2012 yılları arasında Mainz, Almanya'daki Johannes Gutenberg Üniversitesi Mikrobiyoloji ve Hijyen Enstitüsü Müdürü. Kriz hakkındaki düşünceleri (sadece Almanca): https://www.youtube.com/watch?v=Y6W-JIMCfmo
Kaliforniya, Bakersfield'da Hızlandırılmış Acil Bakım Doktorları Dan Erickson ve Artin Massihi dışarıda maske takmayı reddediyor. İnsanlar içeride ne kadar uzun kalırlarsa, bağışıklık sistemleri o kadar fazla düşer diyorlar. Kern County'nin hemen yeniden açılmasını istiyorlar. https://www.bitchute.com/video/NkiM9fo1Ba0h/ (Bu video'nun bir bölümünün Türkçe çevirisi Corona Gerçekleri bitchute sayfasında da var: https://www.bitchute.com/video/sHW3L5HLF4Yk/)
Ottawa Üniversitesi'nde 22 yıllık Fizik Profesörü Denis Rancourt, salgın hakkında görüşlerini veriyor. Özellikle hükümetler, danışmanları ve çeşitli kamuoyu araştırmacıları için değil, aynı zamanda dünya genelindeki kamuoyu için bu işte yapılan hataları kabul etmenin ne kadar zor olacağı konusundaki düşünceleri özellikle ilginç: https://www.youtube.com/watch?v=awNrRiQCOdA
0 notes
Text
bir.bir
yine o iğrenç alarmımla uyanmıştım. kasıtlı olarak 35 dakika arayla kuruyordum ki alışmayayım da uyanayım diye. işe hazırlanmam gerekiyordu. yataktan uzandım telefonumu şarja bıraktığım yerden aldım. gözlüğümü takmamıştım, iyice suratıma yaklaştırıp alarmı kapattım.
bir saniye. kilit ekranım bayağı farklı duruyor.
şu an onunla ilgilenemezdim, saldım. yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım, giyindim, evden çıkarken telefonumu aldım, bu defa gözlüğüm takılıydı. arkaplanım değişmiş, renkler benim hiç kullanmayacağım parlak renklerdi. bir tane de yeni bir ikon vardı. animasyonlu bir uygulama resmi mi? ilk defa görüyordum. “bir” yazısı font değiştirip duruyordu isminde. app’in adı yoktu.
dayanamadım tıkladım. birden tüm ekranı kapladı, saat falan kaybolmuştu. bir an virüs falan girdi sandım. şaka falan mıydı acaba gürkanın bana yaptığı? garip gurup animasyonlardan sonra birden yazı belirdi.
“Yeni Dünyanıza Hoşgeldiniz, Level:1″
Uf, gürkanın yeni başladığı oyun mu bu, hiç oynayasım yok açıkçası. çevirileri yetiştirmem gerekiyor. gerçi arada sırada sıkılıyorum, bakarım neyse kalsın. bir yandan yürümeye başladım. Başka bir ekranda yeni bir yazı belirdi:
Yeteneğini Seç: Telekinesis / Pyromancy / Clairvoyance / Cryomancy
çevirisini bile düzgün yapmamışlardı.pek düşünmedim üstüne. zaten kötü çevirilerden nefret ederdim. Telekinesis’e tıkladım. zaten hep int karakterleri oynamayı severdim. başka bir metin belirdi:
İyi şanslar!
bir kere türkçe oyuncu kitlesi için kolay gelsin dersin ama neyse. ekrana tıkladım. oyun birden kapandı. appin üzerinde “bir.bir” yazıyordu. ya diyip güldüm kendime kendime oyun hem sikik hem bozuk hem çevirisi kötü. telefonu cebime koydum. otobüs hızla geçiyordu, koşmaya başladım, oyuna dalmışken işe gideceğimi unutmuştum. koşarken elimi kaldırıp dur diye bağırdım.
otobüs tüm gücüyle yerine çakıldı. sanki doğaüstü bir güç otobüsü durdurmuştu.
9 notes
·
View notes
Text
KRIS WU’nun YOHO RÖPORTAJI Türkçe Çevirisi
Kris Wu kendisini asla bir idol olarak düşünmedi.Sadece işten dolayı bir şarkıcı ve aktör olduğunu söylüyor ve şuan da kendi kariyeri onun herşeyi demek.O bir sünger gibi emer ve aynı zamanda kendisini 'sıkar', özgürlüğün çeşitli sınırlamalarına rağmen sevinci bulmak ve yaşamın en büyük sonucuna ulaşmak ister.
Saat akşamın on buçuğuydu,Şangay'da ki beş yıldızlı otelin otoparkında otuz,kırk genç erkek ve kadın Mercedes minibüsün (van) önünde düzenli bir şekilde duruyordu. Çoğu yirmili yaşların altındaydı, kamera ve cep telefonu tutuyorlardı. Hepsi gözlerini acil çıkışın önünde tutuyorlardı heyecanla. Bodrum katında, bunaltan bir heyecan duygusu vardı, bırakılmasına imkan yoktu. Birden, birçok kız bağırmaya başladı ama acele etmediler, düzenli bir şekilde yerlerinde durdular. Kris Wu gelmişti. Beyaz bir tişört ve siyah bir pantalon giymişti, siyah güneş gözlükleri ve yünden olan siyah bir bone takmıştı, çok sadeydi ama şıktı.
''O boneyle sıcaklamıyor musun?'' bir kız yüksek sesle sorunca ''Sıcak hissetmiyorum.'' diye Kris Wu saygılı bir şekilde cevap verdi. Basit bir değişimden sonra, minibüsün kapısını açtı, ''Ben gidiyorum, bye bye!'' dedi. Fanlar ona uyarak el salladılar ve isteksizce onun gitmesini izlediler.
Minibüs'e bindikten sonra, Kris Wu gözlüklerini çıkarttı, yorgunluk onun makyajlı yüzünde bile belliydi. Bir gün önce bütün gün çalışmıştı sadece sabahın ikisinde toparlandı. Bu günde kendisini full işe harcadığı bir gündü.
WYF: ''Bir gün önce de böyleydi bir gün sonrasıda, her zaman meşgulüm, buna alıştım-ah hayır henüz alışamadım, acı ve mutluluk veren bir şey olsada..''
Kris Wu'nun başarıları bir liste olarak tablolandı- geçen yılın sonunda, Çin'e döndükten sonra iki sene içinde, toplam 9 film çekti, 5 şarkı seslendirdi, 20 marka ile sözleşme imzaladı ve 15 dergi kapağı için çekim yaptı. Bunun haricinde birçok kez listelerde birinci oldu. Moda markası olan Burberry tarafından çağırılan ilk asyalı erkek oldu, onlarla iş için yürüdü (modellik, defile) ve programı kapattı. NBA bütün yıldızlar oyununa davet edilen ilk asyalı erkek ve 13 birinciler gibi çok iyiydi, net bir göstergedir ki onun popülerliği, güç, çaba ve zor işlerle oluştu.
Sadece 2016'nın yarısında bile üç filmin çekimini bitirdi ve bunlardan ikisi en büyük Hollywood prodüksyonlarıydı- ''XxX The Return of Xander Cage'', Vin Diesel ile ve ''Valérian and the City of a Thousand Planets'' Luc Besson'un filmi.
''XxX The Return Of Xander Cage''in ilk çekim esnasında, Kris Wu biraz gergindi.
WYF:''Öncelikle, tüm senaryo ingilizceydi, dil benim için sorun olmadı ama benim için, yeni bir deneyimdi bu. İkinci olarak, ilk sahne grupluydu, yani çok insan vardı sette ve bu sahne Vin Diesel ileydi, bana daha fazla satır verdi, gerçekten 'dağ gibi stress' yaşadım ama ekibin geri kalanıyla çabuk samimileştim.''
Hatta yönetmen DJ Caruso Kris Wu'nun fotoğraflarını twitter'da paylaştı ve Luc Besson, Kris Wu'nun kostümünün omuzlarına iki tane yıldız yapıştırdı, Valérian için ve şakasına şunu söylemiş; ''Bu bir ödül, iyi alıştığın için.''
Çin'in bazı şirketlerinden ''Fresh Meat''e göre; önce değerli olanı bilmek ve diğerlerinden ayırmak gerekir. Öncelikle iyi işler yapmalı ve sonra iyi ilişkiler edinmelidir. Bu gayet net ki Kris Wu bunların hiçbirinde eksik değil. Ilk işinde ''Somewhere Only We Know'', Kris Wu, bir düzine direktörler tarafından 'beğenildi' bunlar; Xiu Jinglei, Guan Hu, Fen Xiaogang, Stephen Chow, Tsui Hark hepsi onu onayladı. Geçen sene doğum gününde, sektörün yarısı ona iyi dileklerini iletti. Çalışarak değerli bir anahtar keşfettiğini söyledi.
WYF''Daha rahat bir çalışma ortamı yaratmak için, ekip çalışmasını ve dağıtımını ailem olarak gördüm. Şuan, daha rahat bir şekilde çalıştığım zaman daha iyi sonuçlar alıyorum.''
Önceden Kris birlikte çalışanlarına hep derin bir izlenim bıraktı, profesyonelliği ve çalışma şekilleri ile. Çekim gününde stüdyo buraya kırk dakika kadar uzaktı. Nerdeyse yarım saat sonra, asistanı önde oturuyordu rahatça ve Kris'in daha kahvaltı yapması gerektiğini ve eğer yerse, röportajın daha iyi olacağını söyledi. Büyük bir yıldızın kahvaltısı nasıldır? Sadece marketten normal bir ekmek arası sosis aldığını söyledi. Yemek yedikten bir süre sonra, Kris Wu yemek satan minibüsü gösterdi ve çocuksu ifadeyle ''Vay be, beyaz biber ve domuz kaburgalı erişte, oldukça iyi görünüyor'' dedi.
Stüdyo'ya geldiğinde makyaj, kostüm, fotoğraf ve röportaj hızla başladı. Programına bir göz attık ve gece yarısı biteceği yazıyordu.Sette Kris Wu çok fazla konuşmadı,gelecek çekim için elbisesini değiştirdi,bakışları keskin,hareketleri zahmetsizceydi. Yönetmen Guan Hu önce onu övmüştü çünkü Kris Wu'nun "Kemiklerinde bir esneklik var, onun bu yanı hiçbir şeyle ölçülemez." "Bu doğal birşey, doğduğumdan beri öyleyim. Ben gençken, bunu üstünlük olarak hissederdim, haha" gülümseme ile söyledi Kris ve ''Belki de batılı öğrenimlerim sayesinde veya nedeni sadece akrep olmamdır-gizemli ve uzak.''
Çalışmadığı zaman, bu sık kadar olmasada telefonundan oyun oynamayı sever, basketbol oynamayı veya evde kalmayı. Kendi filmlerini izlemek isterse bile, imkanı yok herkes gibi sinemada izleyemez. Hayatında boş vakite sahip olmadığı zamanlarda, kariyeri için hep çok sıkı çalışır.
"L.O.R.D" da Tang Sen'in rolünü oynadı ve ilk defa saçını kazıttı. O zaman ekibi biraz kararsızdı ve ona sahte kel maskesini takmasını önerdiler. "Bu doğru değil, gerçekten kazımak gerekir." dedi Kris. Uzun bir dönem için, programlara hep şapka ile katıldı.
Soru; " 'Bu güzel değil!' diyen bir çok insanla karşılaşıcaksın bunun hakkında ne düşünüyorsun?"
WYF; "Onları dinlemeye başladığınızda, kendi kişiliğinizi kaybedersiniz. Ben çok fazla bireyselliğe inanan birisiyim. Ne zaman bir şeyin doğru olduğunu hissediyorsam onu kesinlikle yaparım. Herkes yavaş yavaş benim çalışma tarzıma alışacak."
Çok büyük şeylere meraklı değil, Kris Wu sadece dikkatini çeken işleri kabul eder. WYF; "Eğer meydan okunacak birşey yoksa, değerli birşey yoktur demektir, yani o işi yapmam."
Kris Wu, Xiao Fei rolünü aldı "Mr.Six" de çünkü daha önce hiç o zengin ikinci nesil gençlerin lüks yaşam tarzını denememişti ve "L.O.R.D" da, çekimin özel bir şekilde yapıldığı içindi.
WYF;''Sette hiç birşey yoktu her şey hayal gücüne dayanıklıydı, bu aktörler için gerçek bir testti." Tang Sen'ene gelince; ''Rol diğer oynadığım rollere göre çok fazla değişikti, çok eneteresandı.''
Japon film yönetmeni Hirokazu Koreeda demişti ki; "Tasarımcılar, dünyayı kontrol altına alanlar değildir ama dünyada özgürlüğün olmadığını kabullenen kişilerdir ve o kısıtlı olan özgürlüğü 'enteresan' hale getirirler."
Çalışmaya geldiğinde,Kris Wu iyiki yeni unsurları üzerine çekti.
WYF; ''Daha çok gelişmenin yollarını arıyorum, bunun enteresan olduğunu düşünüyorum, anlamak ve öğrenmek istiyorum.''
Luc Besson ile çekimler yaptığında, tamamen yeni bir çekim tarzını gördü.
WYF; ''Her gün erken bitiriyorduk,etki daha yüksekti hatta iki üç orjinal senaryoda planlanmamış sahneler bile çekebilirdik. Bu çok iyiydi." Bu onun cidden dikkatini çekmişti. Kris Wu sette farketti ki, Luc Besson yönetmenlik haricinden kameramanlıkta yapıyormuş. WYF; ''Kendime soruyordum sadece Luc Besson mu böyleydi yoksa Fransa da hep böyle mi ? Bana, bunun Fransada çok yaygın olduğunu söylediler, gerçekten inanılmaz!'' Kendisininde bir gün, böyle yetenekli bir sanatçı olmasını diledi.
WYF; ''Kendimi hiç bir zaman idol olarak düşünmedim ve idol olmayı da istemedim,bir başkaları için rol modeli olman gerekir. Ben sadece iyi işler sunmak ve beni sevenlere pozitifliği vermek istiyorum. Ben sadece şarkıcı ve aktör olarak çalışıyorum.İş dışında hiç birşey aklımdan geçmiyor tek umrumda olan benim işim.''
Soru; "En son Kris Wu'yu ne çok mutlu etti, yakın zamanda 'Sweet Sixteen'de rol almak haricinde?"
WYF;"Çoğunlukla bu... haha bunu dışa söylediğimde neden bu kadar garip geldi? Mesela 'iyi görünmek ve iyi hareketler etmek korkunç birşey, şuan en korkuncu burada'. Böyle yorumlar okumak beni çok mutlu ederdi her ne kadar böyle olmasamda."
İster şarkı söyleyerek ister oyunculukla veya kıyafetlerle istediğini yapabilmek ve halkın sevgisini kazanmak, Kris Wu'yu çok tatmin eden bir şeydir ve bu yaptığı her zor işin değdiğini düşündürüyor.
O gün, sabah üçe doğru sona erdi bu.
Soru; "Ne kadar popüler olduğunuzu biliyor musunuz?"
WYF; "Ben iyiyim,popüler olayım veya olmayayım bunu söylemek bana düşmez. Eğer herkes popüler olduğumu düşünüyorsa, popülerimdir, eğer herkes popüler olmadığımı düşünüyorsa, popüler değilimdir."
Soru; "Şuansan itibaren ilk filminiz olan "Somewhere Only We Know" a göre büyüdüğünü ve geliştiğini düşünüyor musun?"
WYF; "O zamanlar hiç birşey bilmiyordum.İlk filmimdi ve doğruyu söylemek gerekirse gerçekten hiç birşey bilmiyordum. Sete geldiğimde kameranın hareketlerinden, hatta çekim aşısını dahi bilmiyordum.Bunları söyleyince tekrar izleyesim geldi,acemiyken nasılmışım bakmak için.Sonuçta önceden böyleydim sadece dimi, haha."
Soru; "Oynadığınız filmleri izleyecek misiniz?İzlerken ne düşünürsünüz?Kendi kötü alışkanlıklarınızı düzeltmek için?"
WYF; "Kesinlikle. Kendimi halkın yerine koyacağım, bütün filmi izleyeceğim ve kendimi not edeceğim."
Soru; "Oyunculuk becerilerini daha nasıl geliştirebilirsin?"
WYF; "Zaman,deneyim,sabit olmak.Başarılı aktörler daha çok öğrenerek kendi becerilerini kazanıyorlar ancak hayatın deneyimleride buna bağlı.Oyunculuk metodlarını seviyorum ve bu çoğu yönetmenlerin bende olmasını istedikleri şey bu."
Soru; "Hangi rollere daha çok bağlandığınızı hissettiniz?
WYF; "Xiao Fei, Tang Sen.Bu aralar Tang Sen hakkında fazla şey söyleyemem. Xiao Fei karakterinin verdiği hissi çok sevdim ama gerçek hayatta bunu yapamam. Senaryoyu elime aldığımda dedim ki bunu iyi yapabilirim."
Soru; "Ünlü yönetmenlerle çalışmak ne hissettiriyor?"
WYF; "Bu konu hakkında,bu aralar rüyada gibiyim.Gençliğimden beri Stephen Chow'un filmlerini izleyerek büyüdüm ve onunla bir filmde yer edinme imkanına sahip olabileceğim aklıma gelmezdi.Hayat böyle,bazı şeyle çok çabuk olur,tam olayı kavrayamadan çoktan gerçekleşir.Böyle zamanlarda işte inanılmaz derecede şanslı olduğumu düşünüyorum."
Soru; "Hollywood hakkında ne tür planlarınız var?"
WYF; "Pek bir planım yok,işleri akışına bırakmak gerek ve aynı zamanda kadere bağlıdır.Sadece iki film çektim çünkü onların anlamlı olduğunu hissettim yani 'hollywood'a girmek için değil."
Soru; "Hangi rolü denemek istersiniz ileride?"
WYF; "Belki bir piskopat rolünü denemek isteyebilirim."
Soru; "Meydan okumayı cidden seviyorsunuz,başaramazsanız ne yapardınız?"
WYF; "Peki buna ne dersin? Başaramamanın anlamını nasıl açıklarsınız bilmiyorum ama çok sıkı çalışırsanız başarırsınız yani başaramamak olmuyor. Bu sektörde, ne yaptığınız önemli değil, her zaman sizi seven veya nefret eden kişiler olur."
Soru; "Ne zaman yeni şarkılar çıkaracaksınız?"
WYF; "Çok yakında müzik yapacağım. Oyunculuk ve şarkıcılık arasında denge kurmak zor.Çünkü ne zaman bir şeye konsantre olursan başka şeylere ya zaman ya da enerjin olmuyor.Bu aralar daha fazla müziğe odaklanmak istiyorum."
Soru; "Kişiliğinizin içe dönük veya dışa dönük mü olduğunu düşünüyorsunuz?"
WYF; "Fazla içe dönük olmaya alışığım,bu iyi de kötü de.Bu aralar,bir yarım dışa dönük bir yanım içe dönük.İçe dönük olmak iyi,kendine bir kat daha güvenlik sağlıyor."
Soru; "Komik misiniz?"
WYF; "Mizah duygusu özürlüsüyüm. Söylememe izin verin.Bu!Gerçek!Son derece! Özürlü! Özürlü olduğumda, gerçekten...ama sonunda,sizi güldürmek mümkün olacak,işte yetenekli olduğum konu."
________
cr becca
tr trans: rosekl718
2 notes
·
View notes
Text
Otomatik satranç oyunları oldukça popüler hale geldi. Bunlardan en iyi örnek olarak gösterilebilecek oyun ise Tencent’in Chess Rush isimli oyunu gerek çizimleri gerek seslendirmeleri gerekse animasyonlarıyla dikkat çeken Chess Rush hakkında detaylı incelememizi okuyup siz de değerlendirebilirsiniz. Bu yazıda Chess Rush’ı aşağıdaki kriterlere göre değerlendireceğiz;
Genel Tanıtım
Oynanış
Grafikler
Türkçe dil desteği
Fiyat
Genel olarak Chess Rush diğer Auto Chess oyunları gibi kahramanları alıp geliştirmek ve son tura kadar hayatta kalmak üzerine kurulu. Bunu yaparken kendi stratejinizi kurmalısınız. Bunun için kombolar hayati önem taşıyor. Gelin Chess Rush oyununu detaylı inceleyelim.
Chess Rush Genel Tanıtım
Oyunun genel bir hikayesi olmamakla birlikte oyunun arayüzünde sevimli bir asıl kahraman sizin avatarınız oluyor. Bir satranç tahtası önünde maç yapacağı insanları bekleyen bu sevimli avatar maç esnasında da oyun alanının sol alt kısmında bekliyor. Türü açısından bir hikayeye sahip olmayan oyunda ayrıca buna da gerek yok. Genel olarak Chess Rush 8 kişinin bir satranç platformunda savaştığı bir oyun.
Savaşınız otomatik gerçekleştiği için oyun türüne auto chess deniyor. Otomatik olan oyunu elbette oyun esnasında kontrol edemiyorsunuz ama kontrolünüz tur aralarında gerçekleşiyor. Kombonuza uygun kahramanı bulmak ve almak, kahramanlarınızın seviyesini arttırmak hatta yerlerini belirlemek suretiyle dahi strateji kurmak zorundasınız.
Bir çok kahramanın bulunduğu Chess Rush’ta kahramanlar bir çok sınıfa ayrılmış durumda. Savaşçı, suikastçi, afsuncu, avcı gibi nasıl savaştığını gösterir ayrımın yanında ayrıca okyanuslu, zombi, gulyabani, elf, insan gibi ırkını belirleyen ayrımlar da bulunuyor. Her birinin birbiriyle etkileşimi farklı ve farklı kombolar oluşturup ilginç bir strateji ortaya çıkarabiliyorlar.
Oynanış için bir sonraki sayfaya geçin.
Chess Rush Oynanış
Chess Rush’ta birden fazla oyun modu bulunuyor. Bu modlar temelde aynı ama süreleri değişiyor. Kişi sayıları değişiyor, takım maçı ve benzeri şekilde ayrılıyor. Oynanış olarak başka bir değişiklik yok. Oyunun başında 2 tur yaratıklarla savaşıyorsunuz. Yaratıklar kahramanlara takılabilen eşyalardan düşürüyor. Bunlar karakterinizi daha da güçlendiriyor. Ayrıca bazı turlarda da daha güçlü yaratıklar karşınıza çıkabiliyor. Genelde bu turlar basit şekilde geçilebiliyor ve kahramanınızı daha da geliştirmek için gerekli.
Her tur başında seçmeniz için kahraman listesi açılıyor. Bu listede belirli sayıda kahraman sunuluyor. Listenin altında ise kahramanın nadirlik rengine göre düşme oranların belirtilmiş. Tur ilerledikçe daha nadir kahramanların düşme ihtimali artıyor.
Kahramanlar oyun içi tur başına kazandığınız elmaslarla alınıyor. Yani ne kadar başarılı olursanız o kadar çok elmas kazanıyorsunuz. Elmaslar kahramanları alırken ve kahraman listesini yenilerken kullanılıyor. Bunun yanında oyun alanına atabileceğiniz kahraman sayısını arttırmak için de tecrübe puanı olarak kullanılabiliyor. Bu bilgiler ışığında oyunda bir oyunda 10 seviye olduğunu ve oyun alanına en fazla 10 kahraman atılabildiğini ekleyelim.
Oynanış kısmında belirtilmesi gereken bir diğer husus kombo seçimi yapılabilmesi. Ana menüden hazırlık kısmında ya da oyun içinden kahraman listesinin altında bulunan düzen kısmından hazır kombolar seçebilirsiniz. Bu sayede oyun seçtiğiniz kahraman listesine göre size bildirim veriyor. Seçtiğiniz kahramanlar için “önerilen” ibaresi kahramana ekleniyor. Ayrıca arayüzdeki hazırlık kısmından kendi kombo ve kahraman listenizi yapabilmeniz hatta bunlarında oyuncuların erişilebileceği şekilde olması oldukça iyi.
Oynanış kısmında son olarak kahramanların diziliminden bahsetmek lazım. Önemini vurgulamak için küçük bir örnek verelim. Bir avcı olan insansız hava aracı, çok uzun mesafelerden vuruş yapabiliyor. Bu açıdan bu kartın alanın en alt köşesinde kullanılması oldukça uygundur. Etrafını da doldurmanız buraya kimsenin yanaşamamasını sağlar. Örnek, kaplumbağa düzeni.
Grafikler için bir sonraki sayfaya geçin.
Grafikler
Kuşkusuz oyun konusunda Tencent oldukça başarılı bir şirket. Bu başarılı oyunlardan birisi de Chess Rush. Grafik olarak oldukça üstün. Çizimlerin harika olduğunu söylemek lazım. Bildiğimiz fantastik yaratıkların yanında makinelerin de güzel çizim ve animasyonlarla eklenmiş olması oyunu oldukça renklendirmiş.
Neredeyse bütün Auto Chess oyunlarını (telefonda) oynamış biri olarak en iyi çizimlere sahip oyun olarak Chess Rush’ı gösterebiliriz. Bunun içinde kahraman animasyonları ve genel savaş alanı animasyonları kusursuz denilecek kadar var. En azından bir telefon oyunu için böyle tarif edilebilir.
Tüm bu güzelliklerin yanında bir de harika seslendirmeler eklenmiş. Ambiyans ve anlık efektlerin yanında kahraman konuşmaları da oldukça iyi. Her kahramanın kendine özgü bir seslenişi oyuna eklenmiş ve Chess rush daha da renklenmiş. Bu konuda Chess Rush’a çok az kişi kötü grafiklere sahip diyebilir onlarda beklentiyi biraz düşürmeleri gerekir.
Türkçe Dil Desteği İçin Bir Sonraki Sayfaya Geçin
Türkçe dil desteği
Chess Rush ilk çıktığı zaman elbette Türkçe dil desteği yoktu. Üzerinden çok geçmeden Türkçe dil desteği de oyuna eklendi. Yalnız bu konuda ufak bir geliştirme yapılmalı. Gelin biraz detaya girelim.
Aslına bakarsanız çok fazla dil gerektiren bir oyun değil çünkü okumanız gereken sadece özellikler ve istatistikler var. Yine de daha çok insana hitap etmek için dil desteği oldukça önemli. Türkçe’de çıkışından kısa süre sonra oyuna eklendi. Lakin çeviriler çok mantıklı değildi. Yapılan yanlış ise kahramanların isimlerinin çevrilmesiydi. Aslına bakarsanız “Goblin” için “Gulyabani” demek ne kadar doğru bilemem ya da Türkçe karşılığı tam olarak bu mu emin değilim ama ne iyi ne kötü nötr bir bakış açım var. Kahraman sınıfları ya da isimleri çevrilmese daha iyi olurdu. Örneğin “Evergreen” isminde bir kahraman için “Yemyeşil” çevirisi hoş olmuş ama ne kadar gerekli?
Elbette Türkçe dil desteği konusunda çok fazla yorum yapılamaz, sadece var ya da yok şeklinde söylenebilir. Olması Türkiye ve bu ülkede yaşayan oyuncular için önemli bu açıdan bizden tam puan alacak.
Fiyatla ilgili bilgiler için bir sonraki sayfaya geçiş yapın
Fiyat
Chess Rush bir çok oyun gibi sezon bileti satıyor. Bu bileti alanlar daha çok hediye alabiliyor. Bu parayı ödemeyenler ücretsiz kısımdaki kısıtlı hediyelerden faydalanabiliyor ama adı üstünde hediye. Parayla satın alınabilen tek şeyin kozmetik olduğunu söyleyebilirim. Sizin oyun tarzınızı etkileyecek, sizi ya da karşı tarafı güçlendirecek herhangi bir şey yok.
Oyunda seviye sistemi var. Tecrübe puanını hızlı kasmak için eşyalar da bulunuyor. Bunların satılması ise hiç bir şeye fayda getirmiyor. Zaten oyun içinden de kazanılabilen bu eşyalar sadece daha hızlı seviye almanıza olanak tanıyor. Seviyenin güçle bir alakası olmadığını ekleyelim. Oynadığınız oyunu kazanmanız sizin rankınızı arttırıyor. Bir sonraki oyunda da daha yüksek ranklı oyuncularla karşılaşıyorsunuz yani yine her şey eşit gibi duruyor.
İşin özeti şu ki oyunu indirip kurduğunuz zaman para yatırmak gerekiyor şeklinde kesinlikle bir düşünceniz olmayacak. Oyun içinden kazandığınız altınlarla oyun içi kozmetikleri de alabilirsiniz. Elbette bunlar süreli ve kısıtlı oluyor ama sadece görüntü amaçlı.
Değerlendirmemiz bu kadar. Görsellerle desteklemeye çalıştık. Her açıdan nasıl olduğuna bakıp değerlendirdik. Sizin görüşlerinizi de bekliyoruz.
Chess Rush İnceleme / Tencent’in Auto Chess Oyunu Otomatik satranç oyunları oldukça popüler hale geldi. Bunlardan en iyi örnek olarak gösterilebilecek oyun ise Tencent'in Chess Rush isimli oyunu gerek çizimleri gerek seslendirmeleri gerekse animasyonlarıyla dikkat çeken Chess Rush hakkında detaylı incelememizi okuyup siz de değerlendirebilirsiniz.
0 notes
Text
Yurttaşı nasıl bilirsiniz? - Fikret Başkaya
https://wp.me/pXsHy-KmS Türkçedeki 'yurttaş' Fransızca citoyen'in çevirisi sayılabilir ama pek öyle değil. Büyük Türkçe Sözlükte yurttaş: " Yurtları veya duyguları aynı olanlardan biri" olarak tanımlanıyor. Oysa, Fransızcadaki citoyen, Sitedeki yaşama kendi isteği, kendi arzusuyla katılan birey" anlamına geliyor ki, oradaki site de devlettir. Diğer yurttaşlarla birlikte kanunlar yapan, seçen ve duruma göre seçilendir. Eğer kanun yapansa, yaptığı kanunlara uyması da gerekecektir ki, ona da civisme deniyor. Mesela hiç kimse vergi vermezse, kentin su şebekesi olmaz, hastane olmaz, okul olmaz, sokaklar aydınlatılamaz, vb. Tüm bu hizmetlerin yapılabilmesi için devlete para lazımdır. Netice itibariyle bireyin yurttaş sayılabilmesi, toplumsal/kamusal yaşama aktif katılımıyla, politik özne olmasıyla mümkündür. Dolayısıyla, aynı yurdu/vatanı paylaşıyor, orada yaşıyor olmak, yurttaş sayılmak için yeterli koşul değildir. Nitekim, kralın, imparatorun, padişahın tebâsı da aynı toprak parçasında yaşar ama hiç bir hakkı yoktur... Başka türlü ifade edersek, yurttaşlık sadece hukuki bir statü değildir. Bir nüfus cüzdanına sahip olmak, bir vatandaşlık numarasına sahip olmak, 4-5 yılda bir kurulan sandığı oy atmak yurttaş sayılmanın yeterli koşulu değildir. Aktif politik özne olabilmek için o kadarı yeterli değildir. Vergi vermesi elbette gereklidir ama verdiği verginin nereye, nasıl harcandığıyla da ilgilenmesi gerekir. Aksi halde o vergi değil haraçtır... Mesela yurttaş suyun özelleştirilmesine, parayla alınıp-satılmasına, birilerinin herkesin olanı/olması gerekeni gasp etmesine, sudan para kazanılmasına, birilerinin zengin olmasına izin vermez... Suyun özelleştirilmesi her şeyden önce ayıptır, utanılacak bir şeydir. Oysa, su özelleştirildi, bir metaya dönüştürüldü... Bu ülkede yaşayanlar gerçekten yurttaş tanımına uygun bireyler olsalardı, o ayıba ortak olurlar, o kepazeliğe izin verirler miydi? Fakat hepsi bu kadar değil, su sadece özelleştirilmedi, bir de sudan vergi alınıyor. Böylece ayıp ikiye katlanmış oluyor... Geçen gün su ve elektrik faturası geldi. Yüz liralık su faturasının 46 lirası vergiydi... Bir gün bir zarf geldi. Baktım asvalt vergisi isteniyor. Asla ödemem dedim... Vergi cezaları katlanıyordu... Dava açtım ve kaybettim... İnsanlar o kanunların çıkmasından 'haberdar' olmazlarsa, elbette her türlü yağma ve talan yasası çıkarılır ve dayatılır... Şimdilerde hava hariç, ekmek ve su dahil, her şey vergiye tabii ve toplanan onca verginin nereye harcandığını soran yok! Bu ülkede yaşayanlar 'gerçek yurttaşlar' olsalardı böyle bir kepazelik olur muydu? O halde sorun ne ile ilgilidir? Aslında sorun, politikanın ne olması ve nasıl yapılması gerektiğiyle ilgilidir. Eğer toplumun yapısı, kurumları, örgütlenme tarzı ve işleyişi sorgulanabiliyorsa, sorgulanmaya açıksa, insanlar yaşadıkları topluma dair her temel sorunu tartışabiliyor, tartışmalara müdahil olabiliyorsa, politik ve sosyal kurumların yapısı ve işleyişi de dahil olmak üzere, yasalar ve yönetmelikler değiştirilebiliyorsa, toplumu oluşturan yurttaşlar toplumsal/politik sürece gerekli olduğu her zaman ve her durumda müdahale edebiliyorsa [itiraz, eleştiri, tartışma, öneri, karar sürecine katılma], başka türlü ifade edersek, toplum kendi hakkında düşünebilir ve gereğini yapabilir durumdaysa, orada politika yapmanın bir anlamı ve değeri, bir kıymet-i harbiyesi var demektir... Tabii bir şartla: Politika yapma 'işi ', herkesin 'şeyi' olmak kaydıyla... Gerçek anlamda politikanın 'politika' sayılabilmesi için herkesin 'işi', 'şeyi' olması gerekir... Oysa mevcut durumda politika yapma işi/şeyi, profesyonel politikacılara bırakılmış durumda... İnsanlar 'profesyoneller' lehine politika yapma işinden istifa etmiş durumdalar... Bundan büyük yabancılaşma olur mu? Aslında İkinci Emperyalist Savaş sonrasında ilan edilen " İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi" gibi "Evrensel Politika Yapma Hakkı" diye bir bildiri yayınlamak iyi bir fikir olabilir... Zira, politika yapma 'hakkı' evrensel bir hak sayılmalıdır... Herkesin sorununun herkesin ilgi ve kaygı sorunu olması gerekiyor ki, buna politikanın sosyalleşmesi de diyebiliriz... (1) Padişahın kulu, Cumhuriyetin yurttaşı değil, vatanın kulu oldu! (2) O halde sadede gelebiliriz. Türkiye'de 'yurttaş bilincinin' bu kadar azgelişmiş oluşunun, yerlerde sürünmesinin sebebi ne? Neden Padişahın kulu vatanın kulu oldu da bir türlü Cumhuriyetin adına layık yurttaşı olamadı? Bu sorunun cevabı, Padişahlık rejiminden Cumhuriyete geçişin "niteliğiyle", daha doğrusu gerçek bir Cumhuriyetin olmayışıyla ilgilidir... Siz adını öyle koydunuz diye öyle olması gerekmiyor! Padişahlık rejiminden Cumhuriyete geçiş, sosyal, politik, ideolojik, zihinsel bir devrimle olmadı. Bu topraklarda bir emansipasyon [özgürleşme, kurtuluş] devrimi yaşanmadı. Bir darbeyle çöken imparatorluğun adı değiştirildi... Ve 'yeni' egemenlik sistemini yaşatacak bir takım reformlar, düzenlemeler yapıldı, yeni kurumlar oluşturuldu ama o süreçte emekçi halk kitlelerinin hiç bir dahli olmadı... Değişiklik yönetilenler katını değil, yönetenler cephesini angaje ediyordu... Başka türlü söylersek, Cumhuriyet halkın gıyabında ilan edildi ve yoluna devam etti. Cumhuriyetin ilanından halkın haberi jandarma ve vergi memurları sayesinde oldu demek abartma olmaz! Cumhuriyetin parolası: 'Hak yok, vazife var' idi ki, bu, yurttaşın inkârı demekti... Gerçek durum öyledir ama resmi tarih, resmi ideoloji başka şeyler söyledi, söylüyor, ders kitapları başka dilden konuşmaya devam ediyor... 1946-50'ye kadar zaten tek parti diktatörlüğü vardı. 1950'den sonra devlet tarafından kurulan/kurdurulan burjuva partileri kitleleri oyalamayı sürdürdüler. Tabii 'devletin bekası' için sahte demokrasiye ara verildiği dönemler de oldu... Bu zaman zarfında hükümetler değişti ama hiç bir şeyi değiştirmemek kaydıyla. Cumhuriyetin ilanından 95 yıl sonra, bu gün de adı konmamış bir tek parti diktatörlüğü var... Ne demeli: 'az gittik, uz gittik' ve kutsal devletin bekası için despotik rejimde karar kıldık! Türkiye'de siyasi partiler hep benim "asıl devlet partisi" dediğim iktidar odağının taşeronu oldular... Her zaman rotayı belirleyen "asıl devlet partisiydi" ve 'garp cephesinde yeni bir şey yok'! Seçimlerde kullanılan oyun bir karşılığı yok. Seçenle seçilen arasında gerçek bir temsil ilişkisi yok... Seçimler kitleleri aldatmanın, oyalamanın bir aracı ve hep bir sonraki seçimde 'sorunların çözülebileceği, işlerin yoluna gireceği' beklentisi ve umudunu canlı tutmaya azami özen gösteriliyor... Şimdilerde partiler yerel seçim telaşındalar... Dikkat ederseniz partiler de halk da bir tek soruya odaklanmış durumda: Kim aday olacak? Kim seçilecek? Aslında doğrusu 'kim tayın edecek' olabilir... Zira, insanlar tam birer şirkete benzeyen parti başkanları tarafından tayin edileni onaylıyor... Bu sahte oyunun neresi seçim ve kimin için ne anlama geliyor? Birileri de çıkıp, iyi de bu seçilen ne yapacak diye sormuyor... Aslında burjuva partileri arasında kayda değer bir fark yok. O kadar ki, mümkün olsa kazanma şansı olan adayı dışardan bile ithal ederlerdi... Zira, yegane amaç kazanmak! Kim kazanırsa o yağmalayacak, o talan edecek... Ranta o el koyacak... Unutmayın bu gidişle ortada yağmalanacak pek bir şey de kalmaya bilir... Seçim ittifakı diye bir şey peydahladılar ki, bu, partilerin kendini inkâr etmesidir. Bir referandum söz konusu olduğunda ittifak gereklidir ama eğer seçim söz konusuysa, bir partinin kendi üyelerine, taraftarlarına başka bir partiye oy vermelerini söylemesi abes değil mi? O zaman sizin varlık nedeniniz ortadan kalkmış olmuyor mu? Aslında bu durum düzen partilerinin kitleleri aldatma, oyalama yeteneklerinin aşındığı demeye geliyor... ---------------------------------------------------------------------------------------------------- (1) Bkz: Fikret Başkaya, Yeni Paradigmayı Oluşturmak... (2) Bkz: Fikret Başkaya, Bir Devlet Geleneğinin Anatomisi- Yediyüz... Medium List 2 A
0 notes
Text
Depersonalization Oyununda Türkçe Yama ile Dil Engellerini Aşın Depersonalization, oyunculara eşsiz bir deneyim sunan karmaşık ve derinlemesine bir oyun olarak bilinir. Ancak, bu tür oyunların keyfini tam anlamıyla çıkarabilmek için dil engellerinin aşılması büyük önem taşır. Bu noktada Türkçe yama devreye girer ve oyunun daha geniş kitleler tarafından anlaşılabilir hale gelmesini sağlar. Türkçe yama sayesinde Depersonalization'ın zengin hikaye anlatımı ve detaylı dünyası, Türk oyuncular için erişilebilir olur. Dil bariyerleri genellikle oyuncuların oyun içi mekanikleri, görevleri ve karakter diyaloglarını tam olarak anlayamamasına neden olabilir. Bu durum da oyundan alınan zevki azaltabilir veya tamamen ortadan kaldırabilir. Özellikle RPG (Role-Playing Game) türündeki oyunlarda hikayenin anlaşılması hayati öneme sahiptir; çünkü bu türdeki oyunlar genellikle karmaşık olay örgüleri ve derin karakter gelişimleri içerir. Depersonalization gibi bir oyunda ise dil engelinin aşılması, oyuncunun kendisini oyuna daha fazla kaptırmasını sağlar. Türkçe yamalar sadece metin çevirisi ile sınırlı kalmaz; aynı zamanda kültürel referansları da dikkate alarak yerelleştirme yapar. Yerelleştirme süreci sırasında orijinal metnin ruhunu korumak esastır ancak bazı ifadelerin doğrudan çevrilmesi yerine hedef dile uygun şekilde yeniden yazılması gerekebilir. Bu sayede hem anlaşılırlık sağlanır hem de oyunun atmosferi korunur. Teknik açıdan bakıldığında, bir Türkçe yamanın oluşturulması oldukça zahmetli bir süreçtir. İlk adımda tüm metinlerin toplanması gerekir ki bu genellikle binlerce satırlık veri demektir. Daha sonra bu verilerin doğru şekilde çevrilmesi ve test edilmesi gereklidir ki burada hataların minimuma indirilmesi amaçlanır. Çeviri işlemi tamamlandıktan sonra yapılan testlerde olası hatalar belirlenir ve düzeltilir. Oyuncu toplulukları arasında yaygın olan modlama kültürü de burada önemli rol oynar; çünkü birçok bağımsız geliştirici veya gönüllü ekipler tarafından hazırlanan yamalar mevcuttur. Gönüllüler tarafından hazırlanan yamalar çoğu zaman profesyonel projeler kadar kaliteli olabilir fakat dikkat edilmesi gereken nokta güvenilir kaynaklardan indirilmeleridir. Yamalar ayrıca kullanıcı geri bildirimlerine açık olmalıdır; böylece sürekli güncellenerek iyileştirilebilirler. Kullanıcı yorumları doğrultusunda yapılan düzenlemelerle birlikte hata oranı düşürülürken genel memnuniyet artırılır. Sonuç olarak, Depersonalization gibi kapsamlı oyunlarda dil engellerini aşmak için kullanılan Türkçe yamalar büyük faydalar sağlarlar: Oyuncu deneyimini zenginleştirirken aynı zamanda daha geniş kitlelere ulaşmayı mümkün kılarlar. Bu nedenle yerelleştirme çalışmaları sadece ticari değil aynı zamanda kültürel açıdan da değerlidir. Böylelikle farklı dillerden insanlar ortak paydalarda buluşarak benzer deneyimleri paylaşma şansı yakalayabilirler. Oyun dünyasında çeşitliliğin artmasıyla birlikte herkes kendi ana diliyle en iyi şekilde eğlenme fırsatını elde eder. Depersonalization’ın sunduğu büyülü dünyanın kapıları, Türkçe yama sayesinde artık çok daha fazla kişi için aralanmış durumda ve her geçen gün yeni maceralara atılmak isteyenlerle dolup taşıyor. Depersonalization Türkçe Yama: Adım Adım Kurulum Rehberi Depersonalization, birçok oyuncunun merakla beklediği ve deneyimlemek istediği bir oyun olarak öne çıkıyor. Ancak, oyunu tam anlamıyla anlayabilmek ve keyfini çıkarabilmek için dil bariyerlerini aşmak önemli bir gereklilik haline geliyor. Bu noktada Türkçe yama devreye giriyor ve kullanıcıların oyunu kendi ana dillerinde oynamalarına olanak tanıyor. Bu makalede, Depersonalization Türkçe yamasının adım adım nasıl kurulacağını detaylı bir şekilde ele alacağız. İlk olarak, gerekli dosyaların indirilmesiyle başlamak gerekiyor. İnternette çeşitli kaynaklardan erişilebilen bu yamayı güvenilir bir siteden indirmeniz önemlidir. Dosya genellikle sıkıştırılmış (ZIP veya RAR) formatında sunulur; bu nedenle WinRAR veya 7-Zip gibi bir yazılım kullanarak dosyaları açmanız gerekebilir.
Dosyaları başarıyla indirdikten sonra sıra kurulum işlemlerine geliyor. İlk adımda oyunun kurulu olduğu dizini bulmalısınız. Genellikle "C:Program Files" veya "C:Program Files (x86)" altında yer alan oyun klasörüne giderek doğru dizini tespit edebilirsiniz. Eğer Steam üzerinden oynuyorsanız, Steam kütüphanenizdeki Depersonalization oyununa sağ tıklayarak "Yerel Dosyalar" sekmesinden "Gözat" seçeneğini kullanabilirsiniz. Dizini belirledikten sonra indirdiğiniz yama dosyasını buraya kopyalamanız gerekecek. Yamanın içinde bulunan tüm dosya ve klasörleri seçerek doğrudan oyun dizinine yapıştırın ve mevcut dosyaların üzerine yazmayı kabul edin. Bu işlem sırasında herhangi bir hata mesajı ile karşılaşırsanız, yönetici yetkileriyle çalıştırdığınızdan emin olun ya da antivirüs programınızı geçici olarak devre dışı bırakmayı deneyin. Yamayı başarılı bir şekilde kopyaladıktan sonra bazı ek ayarlamalar yapmak gerekebilir. Oyun içi dil seçeneklerinden Türkçeyi seçebilmek için öncelikle oyunu başlatın ve ana menüden “Ayarlar” bölümüne girin. Buradan “Dil” sekmesine ulaşarak Türkçeyi tercih edin; eğer bu seçenek görünmüyorsa yamayı doğru yere kopyaladığınızdan emin olmak adına önceki adımları tekrar gözden geçirin. Kurulum tamamlandıktan sonra oyununuzu yeniden başlatarak değişikliklerin etkili olup olmadığını kontrol edebilirsiniz. Menülerin yanı sıra diyaloglar ve alt yazılar da dahil olmak üzere tüm metinlerin Türkçeye çevrildiğinden emin olunmalıdır. Sonuç olarak, Depersonalization oyununda daha iyi bir deneyim yaşamak isteyenler için Türkçe yama büyük kolaylık sağlar ancak dikkat edilmesi gereken birkaç kritik nokta vardır: Doğru kaynaktan indirilen yamayı uygun biçimde yüklemek ve gerekli izinleri vermek bunların başında gelirken olası sorunları çözme konusunda temel bilgisayar bilgisine sahip olmak işinizi oldukça kolaylaştıracaktır. Bu rehberde belirtilen adımları takip ederek siz de Depersonalization’ı tamamen anladığınız dilde oynayabilir; böylece hikaye derinliklerine dalarken hiçbir detayı kaçırmadan en üst düzeyde keyif alabilirsiniz.
0 notes
Text
Far Cry 5'e Arapça Dil Seçeneği De Ekleniyor
Merakla beklenen oyunlardan Far Cry 5, öğrenilene göre Arapça dilde sunulabilir. Bu konuda detaylı sızıntılara ulaşıldı. İşte gelişmeler…
Popüler video oyunu serilerinden Far Cry, farklı yapısı ile dikkat çeken bir proje ve seriyi bildiğiniz gibi ünlü yapımcı Ubisoft üstlenmekte. Ubisoft, kendi içerisinde dini ve milli olarak pek çok farklı yapıda insan barındırıyor. Mesela şirket bünyesinde müslüman da çalışıyor farklı dinlere mensup olanlar da. Zaten bildiğiniz gibi evrensel bir firma ve Far Cry oyunu da tüm dünyaca oynanan bir oyun.
İşte Ubisoft bu sebepten ötürü Far Cry 5’i oynarken insanların anlayarak oynamasını istiyor. Pek çok dilde çevirisi bulunmasına rağmen Arapça dili oyun şirketleri tarafından çok önemsenmiyor. Fakat şu günlerde elimize ulaşan yeni bir bilgiye göre Ubisoft, Far Cry 5 için Arapça çalışmalarına başladı. Oyunu Orta Doğu bölgesinde pek çok insanın oynayacağı tahmin ediliyor ve bu yüzden onlara da dil desteği sağlanmak isteniyor.
Türkçe Destek Olacak Mı?
Oyunun Arapça dil desteği alacağı yönünde pek çok sızıntı olmasına karşın Türkçe dil seçeneğinin ekleneceğine dair en ufak bir ipucu yok. Ubisoft’un da şu ana kadar Türkçe dil seçeneği konusunda maalesef duyarsız kaldığını ifade etmek gerekiyor. Yine de eğer Türkçe dil seçeneğinin geleceğine dair bir sızıntıya ulaşırsak muhakkak sizlere iletiriz.
Unlited Goose Game Dünyanın En İlginç Oyunu Olmaya Aday!
Far Cry 5'e Arapça Dil Seçeneği De Ekleniyor
0 notes
Text
Turkgame.com
https://www.turkgame.com/far-cry-5e-arapca-dil-secenegi-de-ekleniyor/
Far Cry 5'e Arapça Dil Seçeneği De Ekleniyor
Merakla beklenen oyunlardan Far Cry 5, öğrenilene göre Arapça dilde sunulabilir. Bu konuda detaylı sızıntılara ulaşıldı. İşte gelişmeler…
Popüler video oyunu serilerinden Far Cry, farklı yapısı ile dikkat çeken bir proje ve seriyi bildiğiniz gibi ünlü yapımcı Ubisoft üstlenmekte. Ubisoft, kendi içerisinde dini ve milli olarak pek çok farklı yapıda insan barındırıyor. Mesela şirket bünyesinde müslüman da çalışıyor farklı dinlere mensup olanlar da. Zaten bildiğiniz gibi evrensel bir firma ve Far Cry oyunu da tüm dünyaca oynanan bir oyun.
İşte Ubisoft bu sebepten ötürü Far Cry 5’i oynarken insanların anlayarak oynamasını istiyor. Pek çok dilde çevirisi bulunmasına rağmen Arapça dili oyun şirketleri tarafından çok önemsenmiyor. Fakat şu günlerde elimize ulaşan yeni bir bilgiye göre Ubisoft, Far Cry 5 için Arapça çalışmalarına başladı. Oyunu Orta Doğu bölgesinde pek çok insanın oynayacağı tahmin ediliyor ve bu yüzden onlara da dil desteği sağlanmak isteniyor.
Türkçe Destek Olacak Mı?
Oyunun Arapça dil desteği alacağı yönünde pek çok sızıntı olmasına karşın Türkçe dil seçeneğinin ekleneceğine dair en ufak bir ipucu yok. Ubisoft’un da şu ana kadar Türkçe dil seçeneği konusunda maalesef duyarsız kaldığını ifade etmek gerekiyor. Yine de eğer Türkçe dil seçeneğinin geleceğine dair bir sızıntıya ulaşırsak muhakkak sizlere iletiriz.
Unlited Goose Game Dünyanın En İlginç Oyunu Olmaya Aday!
0 notes
Text
Voxox APK indir [v1.2.9]
Burada yeni bir indir işlemi paylaştık.. http://indir.party/voxox-apk-indir-v1-2-9/
Voxox APK indir [v1.2.9]
Voxox APK indir işlemini hemen indir butonuna basarak başlatabilirsiniz. VOXOX – ARKADAŞLAR İLE BİRLİKTE BAĞLANIR! Voxox, herhangi bir Voxox kullanıcısını ücretsiz olarak dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir Voxox kullanıcısı ile aramanıza ve mesajlaştırabilmenizi sağlayan ücretsiz bir uygulamadır – Sınırsız Olmaz!
Süper düşük tarifelerimizle Voxox’da olmasa da, herkesi arayın veya mesaj gönderin. p>
Yalnızca 1 ABD doları için, ABD varış yerlerine 100, herhangi bir uluslararası varış noktasına 20 mesaj gönderin veya 100 dakika boyunca konuşun. p>
Voxox uygulaması ayrıca aşağıdaki ücretsiz özelliklere sahiptir: ÜCRETSİZ bir ABD Telefon Numarası ile gelen çağrıları alma – Reach Me ile dünyadaki her telefon numarasına çağrı yönlendirmesi! Sesli mesaj transkripsiyonlu sesli mesajlar Çağrı Kaydı Dil Çevirisi – Düzinelerce dilde SMS mesajlarını gerçek zamanlı çevirin. Konferans Araması Doğrudan ve Grup Mesajlaşma Fotoğraf, Video, Konum ve İletişim Paylaşımı
android oyun, android Voxox APK, apk indir, son sürüm, Voxox APK, Voxox APK android, Voxox APK full indir, Voxox APK indir, Voxox APK şimdi indir, Voxox APK türkçe APK indir
#android oyun#android Voxox APK#apk indir#son sürüm#Voxox APK#Voxox APK android#Voxox APK full indir#Voxox APK indir#Voxox APK şimdi indir#Voxox APK türkçe#Apk indir
0 notes
Photo
Far Cry Primal Türkçe Çeviri Hakkında Merhabalar, bildiğiniz üzere Far Cry Primal oyunu mükemmel bir şekilde piyasada rağbet görüyor oynayanı seveni ve özellikle Türkiye'de oynayan kitlesi iyi fakat Türk oyuncular için oyun piyasaya sürülürken Türkçe yama yapılmadı, bunun üzerine gönüllü bir grup Türkçe çevirisi için uğraşıyor mu?
0 notes
Text
New Post has been published on Oyuna Dön
New Post has been published on http://oyunadon.com/rise-of-the-tomb-raider-efsanesi-turkce-oldu/
Rise of the Tomb Raider Efsanesi Türkçe Oldu!
Rise of the Raider yani Tomb Raider Yükselişi oyunu aksiyon ve macera yapısına sahiptir. Dünya çapında sevilen oyunun ülkemizde de hayranları epeyce fazla. Lara Croft ounun bu serisinde ölümsüzlüğün sırrını keşfetmek için mücade ediyor. heyecanlandırıcı bulmacaların yer aldığı oyunda antik yazıların şifrelerini çözmemiz gerekiyor. Oyun İngilizce olduğu için ne yazık ama bir takım kullanıcılar bütün olarak keyif alamıyordu. Ama oyunun %75’lik çevirisi geçtiğimiz günlerde bir oyuncu göre yayınlandı. Oyunun çevirisinde oyunun senaryosu hakkında daha iyi data alabiliyoruz.
Tomb Raider Yükselişi Türkçe yama neler getiriyor? Oyunun Türkçe yaması menü, altyazı ve mantıksal bağ modunda etkileşimleri sunuyor. Kitap, belge gibi uzun metinler halen İngilizce olarak bu yamada yer alıyor. Çünkü oyunun %100 Türkçe yaması değil %75’lik kısmı Türkçe.
Kısmen Türkçe olan Rise of the Tomb Raider oyununu Türkçe olarak bitirmek isteyenler bu yama ile bu isteklerini gerçekleştirebilecekler. Henüz teftiş aşamasında olan İngilizce kısımlar yamada mevcut.
Rise of the Tomb Raider Türkçe yama nasıl kurulur? İndireceğiniz dosya v1.0 build 668.1_64 sürümü ile düzenli olup 3 GB büyüklüğündedir. Türkçe yama ile lgili bütün detaylara aşağıda bulunan temas üzerinden ulaşabilirsiniz.
Rise of the Tomb Raider Türkçe yamasını indirmek için buraya TIKLAYINIZ.
Peki siz oyunu Türkçe olarak oynamayı düşünüyor musunuz?
#rise of the tomb raider crack#rise of the tomb raider pc çıkış tarihi#tomb raider 2013#tomb raider a survivor is born#tomb raider rise of the
0 notes