Tumgik
#korunma savunma bağışıklık ve çevreye uyum
hudaicakmak · 4 years
Note
Hüdai Bey selamunaleyküm. Size soru sormak için bu siteye üye olmuş bulunmaktayım. Acaba Lenski deneyi hakkında ne düşünüyorsunuz. Fosillerin dili kitabınızı bir kaç gündür ilgiyle, soluksuz okumaktayım. Evrimciler Lenski deneyinin, evrimin kanıtı olduğunu söylüyorlar. Acaba 20 yıldan fazla süren bu deney tersinimi mi ispatladı, evrimi mi?
Ve aleykümüsselam kardeşim..Zaman katrilyonlarca yıl geçse de (bırakınız bir organik molekülü) bir kulübe harabesi bile oluşturamaz. Katrilyonlarca yılda bir kulübe harabesi dahi oluşturamayan zaman bir kaç on sene içinde nice mermer sarayları viraneye döndürebilir. Buna zamanın tersinim etkisi diyoruz. Canlılar ise mermer saraylardan milyarlarca kat daha kompleks yapılardır. Canlılar kaçınılmaz olan tersinim etkilerinden korunma savunma bağışıklık ve çevreye uyum düzen, sistem ve mekanizmalarını kullanarak nispeten korunurlar ama yine de tersinme uğrarlar. Canlılara tersinim genelde yaralanma, sakatlanma, hastalanma, yaşlanma vb olumsuzluklar halinde gözlenir. Ölüm tersinimn doğal sonucudur. Evrim denen şey temelden yanlıştır. Anlattıkların genelde akıl karıştırma, algı oluşturma amaçlıdır.
2 notes · View notes
bilimveyaratilis · 3 years
Text
CANLILIK NEDİR? NE DEĞİLDİR?
Bir yapının canlı olarak nitelenebilmesi için üç temel özelliğe sahip olması gerekir. Aksi halde varlıklarını koruyamazlar; yaşayıp, üreyemezler.
1)- Tüm canlılar her şeyden önce varlıklarını korumalıdır. Bunun için var oldukları İLK ANLARDAN İTİBAREN korunma, savunma, bağışıklık ve çevreye uyum; düzenler, sistemler ve mekanizmalara sahip olmak zorundadırlar. Aksi halde varlıklarını koruyamazlar; yaşayıp, üreyemezler.
2)-Tüm canlılar var oldukları ilk anlardan itibaren beslenme için gereken düzenleri, sistemleri ve mekanizmaları sahip olmak zorundadır. Aksi halde yaşamlarını devam ettiremezler.
3)-Tüm canlılar en azından yaşamlarının bir bölümünde üreme için gerekli olan düzenleri, sistemleri ve mekanizmalarını sahip olmak zorundadır. Aksi halde nesillerini devam ettirmez, yok olup giderlerdi.
Canlı bedenleri ultra kompleks yapılardır. Rastlantılarla oluşmazlar.
Fosiller yaşamaya hazır halde EKSİKSİZ var olmuş; yaşamış ve üremiş canlılardan kalmadır. Kademeli oluşumun değil (evrim denen şey) YARATILIŞIN kanıtlarıdır.
0 notes
ateizmdini · 5 years
Photo
Tumblr media
BAKTERİLER VE ANTİBİYOTİKLER
Bakteriler dünyada ilk görülen canlılardandır ve yaklaşık 4 milyar yıldan beri varlıklarını sürdürmektedir.
 O dönem katmanlarında bol miktarlarda fosilleri gözleniyor.
Evrim denen şeye göre bakteriler; KOASERVAT denilen, rastlantılarla bir araya gelmiş birkaç biomolekülün evrilmesi sonucu oluşmuş..
Fakat bu imkansızdır.
Bakterilerde diğer canlı türleri gibi uygun yer ve zamanlarda, yeterli cins ve sayılarda, yaşamaya ve üremeye hazır halde, eksiksiz var olmuşlardır. 
Bunun başka yolu yordamı yoktur. Kademeli oluşum imkansızdır.
Bakterilerde diğer canlı türleri gibi canlılığın temel özelliklerini eksiksiz sahiptirler.
Bu özellikler:
a)-korunma savunma bağışıklık ve çevreye uyum b)- beslenme c)- üreme… düzenler sistemler ve mekanizmalar bütünlükleridir. 
Bunlardan herhangi birine sahip olmayanlar varlıklarını koruyamazlar, yaşayamazlar, üreyemezler.  Zaman içinde yok olup giderler.
Evrim denen şey değişerek gelişim ve türlerden türlere geçmeyi temel alır. İtiraz edilse de gerçek budur.Değişerek gelişim mutasyonların en azından bir kısmının FAYDALI olmasını gerektirir.
Fakat canlı hücreleri ve bedenleri gibi ultra kompleks yapılarda rastlantısal mutasyonların FAYDALI olmaları imkansızdır. 
Bu öngörü başta termodinamik olmak üzere tüm doğal kanunlarla çelişir.Mutasyonların tümü az yada çok zararlıdır. 
Bu gerçek evrim denen şeyi temelden yıkar. Diğer ifade ile evrim ÖLÜ doğmuş bir teoridir.
Fakat ateistler pagan dinlerinin çöküp yok olmasına neden olacak bu GERÇEĞİ kabul etmek istemezler. 
Doğal kanunlarla çeliştiği halde az da olsa bir kısım mutasyonların faydalı olduklarını iddia etmeye MECBUR kalmışlardır.
Ateist evrimcilerin faydalı mutasyonlar konusunda öne sürdükleri en büyük kanıt bakterilerin antibiyotiklere direnç kazanmalarıdır.
Fakat olayın evrimle uzaktan yakından ilgisi yoktur.Bakteriler antibiyotiklerle karşılaştıklarında doğal olarak sahip oldukları korunma, savunma bağışıklık ve çevreye uyum düzenler, sistemler, mekanizmalar eyleme geçer ve korunma mekanizmaları oluşturur. Buna bağışıklık kazanma - aşılanma deniyor.
Bakteriler neredeyse dört milyar yıldan beri yaşam dünyasında olmalıdır. 
Bu uzun süreçte doğal olarak inanılmaz sayılarda ÇEŞİTLENMİŞLER ve pek çok sayıda antibiyotiklerle karşılaşmış olmalıdır.
Bu gün henüz keşfetmediğimiz, bilmediğimiz antibiyotiklere dirençli bakteriler vardır.
Buna bir kanıt vereyim.
Kanada da on milyon yıllık insan eli değmemiş bir mağarada günümüz antibiyotiklerine dirençli bakteriler bulundu.
Hala evrim denen şeyin bilimsel gerçek olduğuna inanıyor musunuz?
 VAROLUŞUN EN BÜYÜK GERÇEĞİ TERSİNİMDİR.
Tersinim gerçekliği inkar edilemez doğal bir kanundur.
Ateizmin güdümünde olan pek çok yanlışlar, vahim hatalar içeren günümüz bilimi TERSİNİM temelinde yeniden kurgulanacak, gerçek mecrasına dönecektir.
0 notes
evrimveislam · 5 years
Photo
Tumblr media
CANLILIK NEDİR?
İlk canlılık nasıl oluştu bilimin temel sorusudur. 
Cevabını aramadan önce "canlılığın ne olduğunu" doğru tanımlamak gerekir.
Canlılık:
1)-Korunma - savunma - bağışıklık ve çevreye uyum
2)-Beslenme,
3)-üreme,
düzenler, sistemler ve mekanizmalarına sahip olan ve ihtiyacına göre kullanabilen kompleks yapılardır.
Bu üç özelliğe canlılığın olmazsa olmazları denilir.
Canlılar yaşama ve üreme amaçlı var edilmişlerdir. Tek AMAÇLARI yaşamak ve üremektir. Bunun için tüm imkanlarını sonuna kadar kullanırlar.
Canlılar kompleks yapılar olduklarından kaçınılmaz olarak tersinime uğrarlar.
Tüm düzenler sistemler sahibi yapılar gibi canlılarda varlıklarını sonsuza kadar koruyamazlar.
Ölüm tersinimin doğal sonucudur. 
Ölüm tersinimin inkarı mümkün olmayan en büyük kanıtıdır.
Tersinim evrimin tam karşıtıdır.
0 notes
tersinimvebilim · 3 years
Text
BAJAU KABİLESİ VE EVRİM
Filipinlerde yaşayan BAJAU kabilesi hayatlarının tümünü denizlerde su altında avlanarak geçirir. Normal insanlara göre su altına nefeslerini daha uzun süre tutabilirler.
Fareden evrildiklerini inananlar bu olayı evrime kanıt diye gösteriyor..
Onlar göre Bajau kabilesi fertleri evrilmişler, amfibiyen olmuşlarmış..
Bu tür iddiaları ancak evrim denen şeyin ve canlılığın ne olduğunu bilmeyen fakat evrim denen şeyin gerçekliğini körü körüne gönülden inanmışlar yapabilir.
Tüm canlılar varlıklarını korumak, yaşamak ve üremek amacına uygun EKSİKSİZ var olmuşlardır.
Eksiksiz var olmak zorundadırlar çünkü en küçük bir eksiklik, aksaklık o canlının varlığını korumasını, yaşamasını ve üremesini engel olabilir. Bu nedenle canlılar kademeli oluşmazlar.
Tüm canlılar her şeyden önce var oldukları ilk anlardan itibaren varlıklarını korumak zorundadır ki yaşayıp üreyebilsinler.
Bu nedenle tüm canlılar ilk anlardan itibaren korunma, savunma, bağışıklık ve çevreye uyum denilen düzenlere, sistemlere, mekanizmalara sahip olmak zorundadır.
Bu muazzam bir yapılanmadır ve yaşamın olmazsa olmazlarının birincisidir.
Canlı bedenleri ihtiyaç olduğunda bu düzenleri, sistemleri, mekanizmaları eyleme geçirir. Bu olaylar dizimi bir korunma refleksidir. Bu arada canlı bedenlerinde ihtiyaca uygun bazı değişimler oluşur.
Örneğin çok sert bir iklime sahip Yakutistan’da atların tüyleri ayı tüyleri gibi uzun uzundur. Hiç kimse atlar ayılara evrildi demez, diyemez çünkü at yine attır. Başka bir türe evrilmemiştir..
Bajau kabilesi hayatlarının büyük bölümünü su altında geçirdiklerinden nefeslerini mümkün olduğunca uzun süre tutmak zorunda kaldıklarından bedenleri de buna tepki vermiş ve dalakları büyümüştür.
Bu tıpkı bir koşucunun bacak kaslarının büyüyüp güçlenmesi gibidir. Fenotip mutasyonlardır ve son derece doğaldır.
Bajau kabilesi çocukları bu özelliği doğdukları anda sahip değildir. Suya girip çıktıkça nefeslerini tuttukça zaman içinde oluşur ve gelişir.
Bajau kabilesi fertleri normal insanlara göre su altın da nefeslerini daha uzun süre tutmaları, buna mecbur kalmaları bu insanlarda pek çok sağlık sorunlarının oluşmasına da yol açar. Normalden uzun süre oksijensiz kalmak o insanları daha kolay, sık güçlü YIPRATIR.. Ömürlerini kısaltır. BU İSE EVRİM DEĞİL TERSİNİMDİR
Olay bir çevreye uyum zorlamasıdır. Değişim gerçekleşmiş ise bu gen havuzları dahilindedir. Ekleme, zenginleşme (evrim denen şey) oluşmamıştır. Canlıların zaten sahip oldukları yaşamın olmazsa olmazlarının birincisi olan düzenlerin, sistemlerin, mekanizmaların eyleme geçmesi halidir. Sonradan oluşma değildir. Evrimle ilgisi yoktur..
Bu ara dünya nefes tutma şampiyonunun Bajau kabilesi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir kişiye ait olduğunu belirtelim..
Fareden evrildiklerini inananlar evrim denen şeyin gerçek olduğunu insanlara İNANDIRMAK, algı oluşturmak, beyinleri yıkamak için her şeyi yapıyor, her yolu deniyorlar.
Bu tür doğal olayları bol bol suiistimal ediyorlar.
Çok dikkatli olunuz.
Ateizm denen pagan dinden kendinizi ve çocuklarınızı koruyunuz..
Evrim denen şeyin bu pagan dinin temel İNANCI olduğunu unutmayınız..
BİLİMİN TEMEL GERÇEĞİ EVRİM DEĞİL TERSİNİMDİR..
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Text
 ÖNCE ŞU GERÇEKLERİ ÖĞRENELİM.
Bir yapının canlı olarak nitelenebilmesi için en azından ve en baştan: a)-Korunma, savunma bağışıklık ve çevreye uyum; b)-Beslenme, c)-Üreme düzenler, sistemler ve mekanizmalarına sahip olmak zorundadır. Yarım çeyrek eksik canlıların varlıklarını korumaları ve üremeleri mümkün değildir. Ekolojik düzen buna izin vermez.
Buna göre canlı türleri uygun yer ve zamanlarda yeterli cins ve sayılar da yaşamaya ve üremeye hazır halde eksiksiz var olmak zorundadır.
Canlıların türlerine özel gen havuzları vardır.
Türler arasında aşılması mümkün olmayan engeller vardır. Biyolojide buna tür yalıtımı deniyor.
Türlerden türlere geçiş imkansızdır.
Canlılar gen havuzları dahilinde çeşitlenirler. Evrim dilinde buna varyasyonlar deniyor.
Eşeyli üreme (karışmalı kalıtım) neredeyse sonsuz sayıda genetik kombinasyon imkanı sağlar.
Yaşam zenginliğinin kaynağı gen havuzları dahilinde doğal olarak oluşan çeşitlenmedir.
Canlı hücre ve bedenleri ultra kompleks yapılardır. Binlerce düzenler sistemler ve mekanizmaların bütünlüğündedir.
Evrim değişerek gelişimi, faydalı genetik mutasyonların diğer nesillere aktarımı ve biriktirilmesini temel alır.
Canlı hücre ve bedenler vb.. gibi kompleks yapılardaki mutasyon denilen rastlantısal değişimler termodinamiğin ikinci kanunu gereği az yada çok zararlıdır.
Bilinçli yapılan genetik mutasyonlar (yapay evrim denilen şey) evrim değildir. Evrim doğal olmalıdır. İçine bilinç karışmamalıdır.
Yapay mutasyonların faydalı oldukları oldukça şüphelidir. Genetiği değiştirilmiş organizmalardan (GDO’lu ürünlerden) vebadan kaçar gibi kaçıyoruz.
Doğal olan en güzeldir. Bu da canlı türlerinin ilk ortaya çıktıklarında mükemmel, eksiksiz yapılarda olduklarının en büyük kanıtıdır.
Genetik mutasyonlar eşeyli üreme sırasında genelde yok olur. Diğer nesiller aktarılır ise genetik hastalıklara neden olurlar.
Yüzlerce genetik hastalığın olması evrimin yanlış olduğuna kanıttır.
EVRİM DEĞİL TERSİNİM GERÇEKTİR.
Tersinim evrenseldir.
0 notes
bilimveyaratilis · 3 years
Text
DOĞAL KANUNLAR
Bilime yön veren, yol gösterip şekillendiren doğal kanunlar pek çoktur. Konumuzla doğrudan ilgili olduğundan bilimin temellerinden olan kanunlardan sadece birinden (termodinamik kanunlarından) bahsedeceğim.
Termodinamiğin birinci kanunu enerjinin sakımı kanunudur. Bu kanuna göre hiçbir enerji yoktan var, vardan da yok olmaz. Sadece şekil değiştirir.
Maddeler yoğunlaşmış enerji paketçikleri olduğundan bu kanun aynı zamanda maddenin sakımı kanunudur.
Bu kanuna göre var olan bir şeyi yok demekle yok olmaz. yok olan bir şey de var demekle var olmaz.
Bir şeyin varlığını ya da yokluğunu bilimsel yöntemlerle ortaya konulmuş kanıtlar belirler. Duyu organlarımız kısıtlı ve yanılabilir olduğundan bilimsel konularda kanıt olmaz. Görmüyorum, duymuyorum, hissetmiyorum bilimsel kanıt değildir.
Termodinamiğin ikinci kanunu enerjinin DAİMA çok olan yerden az olan yer doğru akacağını belirtir.
Düzenler sistemler sahibi yapılar karmaşa ortamlarına göre enerji yönünden daha zengindir.
Kanun gereği düzen ve sistem sahibi yapıların enerjisi zaman içinde enerjisi az olan ortama (karmaşaya) doğru akacaktır. Bu da düzen ve sistem sahibi yapıların zaman için de enerjilerini kaybedeceği, düzensizlikler, kaoslar ortamına sürükleneceği anlamına gelir.
Düzen ve sistem sahibi yapılarda zaman için de oluşan bu tür olumsuz değişimlere "TERSİNİM" diyoruz.
Tersinim düzen ve sistem sahibi yapıların oluşum şekline ve zamana göre değişir; azalır veya çoğalır. Fakat engel olunamaz, sıfırlanamaz.
Konunun önemi nedeniyle bir kaç örnek verelim.
Evimiz düzenler sistemler sahibi kompleks bir yapıdır. Zaman içinde doğal şartlarda ve kaçınılmaz olarak bir yerleri eskir, yıpranır, akar, kokar, çürüri TERSİNİME UĞRAR. Bizde elimizden geldiğince evimizi tamiratlar, düzeltmeler eklemeler vb. yaparak tersinim etkilerinden korumaya, tersinim etkilerini azaltıp ömrünü artırmaya çalışırız.
Arabamızda bir düzenler sistemler sahibi kompleks bir yapıdır. Arabamızın yapısına kulanım şekline, zamana göre bir yerleri eskir çürür, yıpranır, boyaları akar, bozulur; az ya da çok tersinime uğrar.
Canlılarda tersinim yaralanma, sakatlanma, hastalanma, yaşlanma, organları yitirme, körelme vb olumsuzluklar halinde gözlenir.
Canlı bedenleri ultra-ultra kompleks yapılardır. Bu nedenle canlılar var oldukları ilk anlardan itibaren tersinim etkilerine karşı korunma, savunma, bağışıklık, çevreye uyum düzenler sistemler ve mekanizmalara sahiptirler.
İlk anlardan itibaren bu düzenlere, sistemlere, mekanizmalara sahip olmayan canlıların varlıklarını korumaları, yaşamaları ve üremeleri mümkün değildir.
Termodinamik kanunlarına göre enerji çok olan yerden az olan yere doğru aktığından zaman içinde enerji düzeyleri dengeye gelecek demektir. Buna termodinamiğin sıfırıncı kanunu denir.
Bu kanun auynı zamanda evrenimizin akıbetini ifade etmektedir. Tersinime göre evrendeki enerji devinimi termodinamiğin üçüncü yasasına göre sıfıra doğru yaklaşacak fakat asla sıfır olmayacak; evrenimiz gittikçe ağırlaşan sonsuz uykusuna dalacaktır.
Görüleceği gibi termodinamik yasaları düzen ve sistem sahibi yapılar zaman içinde rastlantılarla oluşabilir (evrim denen şey) öngörüsü ile temelden çelişir.
Taraftarları evrim denen şey bu yaman çelişkiden kurtarmak için termodinamiğin ikinci kanunu sadece kapalı sistemlerde geçerlidir. Açık sistemlerde geçersizdir diye iddia edelerse de şu üç nedenle doğru değildir.
1)- Evrende gerçek anlamda kapalı sistem yoktur. Her yer şu yada bu şekilde enerji giriş çıkışına açıktır.
2)- Açık bir sistem olan dünyamızda tersinim rahatlıkla gözlenip sınanabildiği gibi yaşanıyor.
3)-Enerji girişlerinden sadece faydalanma düzen ve sistem sahibi yapılar yararlanabilir. Örneğin kimi bitkiler klorofili en baştan sahip olmasa idi asla fotosentez yapamayacaktı. Fotosentez mekanizmalarının rastlantılarla oluşması ise imkansızdır.
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Photo
Tumblr media
FOSİLLER EVRİMİN DEĞİL TERSİNİMİN KANITLARIDIR.
Evrim denen şeyin kuşlar dinozorlardan evrildi iddiası tam bir saçmalıklar dizimidir.
Kuşlarla dinozorlar arasında sentetik evrim denen şeyin temeli olan genotip mutasyonlarla oluşmaları imkansız olan devasa boyutlarda pek çok farklılık vardır.
Arzu edenler konu ile ilgili önceki yazılarıma bakabilirler.
Canlılar ilk anlardan itibaren
a)-Korunma, savunma, bağışıklık, çevreye uyum düzen, sistem ve mekanizmalarına,
b)-Beslenme düzen, sistem ve mekanizmalarına,
c)-Üreme düzen ,sistem ve mekanizmalarına sahip olmak zorundadır.
Buna canlılığın olmazsa olmaz özellikleri denilir.
Canlı türleri uygun yer ve zamanlarda, yeterli cins ve sayılarda yaşamaya ve üremeye hazır halde eksiksiz var olmuşlardır.
Yarım, çeyrek, eksik canlıların yaşamaları ve üremeleri, varlıklarını devam ettirmeleri imkansızdır.
Bu açık bir gerçektir.
Geçmiş yaşamın izleri olan fosiller de bunu rahatlıkla gözlüyoruz.
Fosiller canlıların yaşamaya ve üremeye hazır halde eksiksiz var olduklarının yadsınamaz kanıtlarıdır.
Ateist evrimciler evrim denen şeye kanıttır diyorlarsa canlıların kademeli var olduklarını yani geçmişte yaşamış canlıların günümüzde yaşayanlara göre kimi eksiklikler içerdiklerini fosillerde göstermek zorundadır.
Ateist evrimciler soralım.
Yaşamsal organlarından herhangi birisi olmayan canlıya ait fosil var mı?
Ya da günümüzde yaşayanlar aynı türün geçmişte yaşayanlarından hangi farklı, fazla organa sahiptir?
EVRİM YANLIŞTIR.
DOĞRU OLAN TERSİNİMDİR.
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Photo
Tumblr media
YAŞAMIN HARİKA CANLILARI BAKTERİLER
Bakteriler yaşam dünyasında ilk görülen canlılardır. Yaklaşık dört milyar yıldan beri yaşam dünyasında olup başka türlere evrilmemişlerdir ama inanılmaz sayılarda çeşitlenmişlerdir.
Evrilmemişlerdir çünkü ilk ortaya çıktıkları dönemlere ait kayaç tabakalarında rastlanan fosillerle günümüz bakterileri temelde aynı yapıdadır.
Bakteriler oksijenin olduğu yerlerde, oksijenin olmadığı yerlerde, çok soğuk yerlerde, kaynama derecesine yakın sıcak yerlerde, atmosferin üst tabakalarında, nemli yerlerde, kurak yerlerde.. yaşayıp üreyebilir.
Yaklaşık dört milyar yıldan beri yaşam sahnesinde olmaları, dünyanın bu uzun süreçte geçirdiği çetin dönemlerde yaşamayı ve üremeyi başarmaları çok geniş korunma, savunma, bağışıklık, çevreye uyum, beslenme, üreme düzenler, sistemler ve mekanizmalara sahip olmaları nedeniyledir.
Bütün bunlar sonradan oluşma (evrilme) değildir. Var oldukları ilk anlardan itibaren sahiptirler.
Bakteriler en olmadık yerlerde yaşamayı başarmış tek canlı türüdür.
Sadece bu gerçek bile evrim denen şeyi temelden çökertir.
Bakterilerin temel yapısı prokaryot yani çekirdeksiz hücredir.
Hücre; hücre duvarı ve hücre zarı, içinde dağınık halde DNA, RNA, ribozomlar, yağ tanecikleri, glikojen, proteinler ve %90 oranlarında su bulunan sitoplazmadan oluşur.
Bakterilerin çeşitlerine göre sahip olduğu yapılarda ayrıntı farklılıkları olabilir.
Kimi bakteriler fotosentez yapabilir.
Aktif hareket edenlerde bulunan bakteri kamçısı mükemmel bir biyomotordur.
Bakteriler toz zerreciklerine, su damlacıklarına tutunarak uzak mesafelere taşınabilir.
Bazı bakterilerde de hücre duvarının dışında polisakkaritlerden oluşmuş koruyucu bir kapsül bulunur.
Bakterilerin yüzeylere ve birbirlerine tutunmak için pilus denen kısa uzantıları vardır. Piluslar aynı zamanda iki bakteri arasında DNA aktarımında rol alır.
Bakteri DNA'sı zar ile çevrili değildir. Katılım maddesi sitoplazmada, çekirdek alanı denilen bölgede bulunur, halkasal bir DNA molekülünden oluşur.
Bazı bakterilerde bu DNA'nın dışında plazmit adı verilen yapılar da bulunmaktadır.
Plazmitler küçük halkasal yapıya sahip, kendini eşleyebilen DNA parçacıklarıdır. Bakterilerde bazı özelliklerle ilgili genetik bilginin bir bakteriden diğerine taşınmasında, zor koşullara karşı direnç oluşumunda avantaj sağlar. Bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç kazanması bu yapıların aktarımı ile sağlanır.
Bakteriler uygun olmayan ortam şartlarında hayatta kalabilmek için endospor oluşturur.
Endosporlar olumsuz koşullara dayanıklı, metabolizması yavaşlamış yapılardır.
Hücre, kromozomunu kopyalarken bir kopyasını da dayanıklı bir duvar ile çevirir ve olumsuz koşullarda hücre parçalansa bile çok dayanıklı olan endospor hayatta kalır.
Bu; yüksek ve düşük sıcaklık durumlarında meydana gelir.
Bakteriler çok düşük sıcaklıklarda endospor halde uzun yıllarca var olabilir. Örneğin buzullarda binlerce yıllık bakterilere rastlanmıştır.
Kaynama derecesine yakın sıcaklıklara kadar yaşamaya başarsalar da daha üst seviyelerde endospor bakteriyi koruyamaz.
Bakteriler eşeysiz olarak bölünme ile çoğalırlar. İdeal şartlarda bölünen bakteri 20 dakika sonra gelişimini tamamlayarak tekrar bölünme geçirebilir. Bu da inanılmaz derede hızlı çoğalma demektir.
Bir bakteriden, aynı çeşit bir başka bakteriye genetik aktarım yapabilir. Evrim dilinde buna gen transferi deniyor.
Gen transferi bakterilerin yapılarını koruma mekanizmasıdır.
Her hangi bir nedenle genetik materyali tersinime uğramış bakteriler aynı cins bir başka bakteriden gen transferi yaparak bozulan genetik bilgilerini düzeltebilir.
Nice milyar yıllardan beri yapılarını korumaları yaşamayı başarmalarının sırrı buradadır.
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Photo
Tumblr media
KOASERVATLAR
Evrimciler ilk canlılık nasıl oluştu sorusunun evrimin konusu olmadığını iddia eder.
Rastlantılarla oluştuğu varsayılan bir canlı hücresinin zaman içinde değişip gelişerek yaşam dünyasını oluşturduğunu iddia eden bir teorinin ilk canlılığın nasıl oluştuğu konusuyla ilgilenmediğini iddia etmesi hayli ilgi çekicidir.
Evrimciler gerçekte ilk canlılığın nasıl oluştuğu konusuyla yakından hem de çok yakından ilgileniyorlardı. Bu konuda pek çok deney yaptılar. Fakat tüm çabaları sonuçsuz kaldı. DNA keşfedilince elleri böğürlerinde kaldı. Bu konudaki ümitlerini tamamen bitirdiler. İlk canlılık evrimin konusu değil demeye başladılar.. 
Ateist prof. Richard Dawkins bile “ilk canlı hücresinin rastlantılarla oluşması olanaksızdır hem de çok olanaksız” demeye mecbur kaldı
.İlk canlılığın nasıl oluştuğu evrimin konusu değildir demek bu konuda aciz kalmışlığın en veciz ifadesidir.
Evrimciler ilk canlılık evrimin konusu değildir derler ama yalan, yanlış, genelde saptırılmış, bilimsel yönden en küçük değeri olmayan saçmalıkları okullarımızda bilim diye öğretmekten de geri kalmıyorlar.
Bu yazı dizimde evrim aşamalarını kısa bölümler halinde değinip eleştirimi yapağım.
Bir yapının canlı olarak tanımlanması için canlılığın olmazsa olmaz üç temel özelliğini sahip olmak zorundadır.
1)-korunma, savunma bağışıklık çevreye uyum düzen, sistem ve mekanizmalarına..
2)-Beslenme düzen sistem ve mekanizmalarına
3)-Üreme düzen sistem ve mekanizmalarına sahip olmak zorundadır.
Her özellik kendi içinde yüzlerce düzenler sistemler ve mekanizmalar içerir.Bu nedenle en ilkel canlı bile düzenler sistemler ve mekanizmalara sahip kompleks yapılardır.
Bu özelliklerden herhangi birini sahip olmayan yapılar canlı olarak nitelenemez. Varlıklarını koruyamaz, yaşayamaz ve üreyemez. Canlıların varlığını koruma, yaşama ve üreme amacını yerine getiremez. Doğa bu tür yarım eksik, canlı niteliğini tam kazanmamış yapıları hemen elemine eder.
Bu bilgiden sonra devam edelim.
Evrim denen şeye göre her nasıl oluşmuşsa oluşmuş bir kaç biomolekül bir araya gelmiş, koesarvat denilen ilk ilkel canlıları oluşturmuş.
Birkaç aminoasitten oluşma bu ilkel canlı canlılığın olmaza olmaz özelliklerine taşıyor muydu?
Bilim bu soruya hayır cevabını veriyor. Evrimcilerde bunu kabul ediyor.
O halde bu yarım yamalak genelde saçma ve yanlış bilgiler neden çocuklarımıza öğretiliyor?
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Photo
Tumblr media
KOMPLEKS YAPILAR
Birden fazla düzen ve sistem sahibi yapıların oluşturduklarına KOMPLEKS yapılar denilir.
Canlı bedenleri ULTRA - ULTRA KOMPLEKS yapılardır.
İster tek, isterse çok hücreli olsun tüm canlılar her şeyden önce varlıklarını korumaya, yaşamaya ve üremeye çalışırlar.Bunun için milyonlarca düzen ve sistem sahibi yapılara ihtiyaçları vardır. Bunlara canlılığın OLMAZSA OLMAZ ÖZELLİKLERİ denilir.
Canlı türleri uygun yer ve zamanlarda, yeterli cins ve sayılarda, yaşamaya ve üremeye hazır halde EKSİKSİZ var olmuşlardır.Yarım, eksik canlıların varlıklarını korumaları; yaşayıp üremeleri imkansızdır.
Yarım, eksik oluşan ya da bu hallere gelen, getirilen tüm canlılar doğal kanunlar gereği elemine edilirler.Biz buna DOĞAL ELENME diyoruz.
Doğal elenme EVRİM teorisinin temellerinden olan DOĞAL SELEKSİYON öngörüsünün tam KARŞITIDIR.
Düzen ve sistem sahibi yapılar zaman içinde ve kaçınılmaz olarak tersinime uğrarlar. Bu nedenle tersinim doğal bir kanundur.Yapılar ne kadar ayrıntılı ise tersinim o kadar çok ve çeşitlidir.
Ulra - ultra kompleks ve ayrıntılı yapılar olan canlıların tümü varlıklarını korumak için en baştan; korunma, savunma, bağışıklık ve çevreye uyum düzen, sistem ve mekanizmalarına sahip olmak zorundadır.Bu zorunluluk; yaşamın olmazsa olmaz özelliklerinin birincisidir.
Bu özellikleri en baştan eksiksiz sahip olmayan hiç bir canlı varlığını koruyamaz. Dolaysıyla yaşayıp üreyemez.Yaşam avantajlarını yeterince sahip olmayanlar (örneğin yavrular) zayıflatanlar ( örneğin yaşlananlar)yitirenler (örneğin hastalananlar, yaralananlar, sakatlananlar) diğerlerine göre daha kolay ELENİRLER.Bu bir doğal elenmedir..
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Photo
Tumblr media
KUŞLARIN EVRİMİ SAÇMALIĞI-13   FOSİLLER EVRİMİN DEĞİL TERSİNİMİN KANITLARIDIR.
Evrim denen şeye göre canlılar kademe kademe değişip gelişmiş, türlerden türlere geçmiş miş.
Önce bir düzeltme yapalım.
Evrime temel olduğu varsayılan değişerek gelişimde canlının çevreye uyumunun herhangi bir etkisi yoktur.Yani çevreye uyum evrim değildir.
Canlıların çevreye uyumu ilk andan itibaren sahip olmak zorunda oldukları korunma, savunma, bağışıklık ve çevreye uyum düzen sistem ve mekanizmaların eyleme geçmesinin sonuçlarıdır. Sonradan oluşma değildir.
Bu; canlıların olmazsa olmaz özelliklerinin birincisidir.
Bu özelliğe en baştan sahip olmayan canlılar varlıklarını koruyamazlar; yaşayıp üreyemezler. Doğa kanunları gereği hemen elemine olurlar.
Evrim denen şeyin kastettiği değişimler mutasyonların genetikte oluşturduklarıdır.
Bir örnek vereyim.
Soğukkanlı, yumurtlayarak üreyen bir sürüngen her nasılsa sıcakkanlı, doğuran, yavrularını emziren bir canlıya örneğin bir fareye evrilmiş olsun
Fare eşeyli ürediği için en azından erkekli dişili, yaşamaya ve üremeye hazır halde evrilmek zorundadır.
Soğukkanlı, yumurtlayarak üreyen bir sürüngenden; sıcakkanlı doğurarak çoğalan yavrularını emziren erkekli dişili, yaşamaya ve üremeye hazır halde bir çift fare evrilir mi?
Hayali en geniş bir ateist bile bu soruya evet diye cevap vermez.
Fakat daha ilginç, akıl almaz iddialar bundan sonradır.
Her nasılsa oluştuğu varsayılan farenin DNA’sı mutasyonlara uğruyor. İhtiva ettiği fare bilgileri rastlantılarla değişiyor. Her nasıl oldu ise diğer nesillere aktarılıyor.
Değişe değişe, gelişe gelişe balinaların fillerin mamutların develerin, gergedanların, domuzların, primatların, insanların... bir kaç milyon memelinin DNAlarını oluşturuyor.
Bu katmerli saçmalıklar saçmalığı da evrimsel gerçek sayılıyor.
Bu iddiaya katmerli bir çüşşş denilir.
Fosiller yaşamaya ve üremeye hazır canlıların geçmişte yaşadıklarını gösteren kanıtlardır.
Tersinim sonucu kimi canlı türleri yok olmuştur.
Evrim yanlıştır.
DOĞRU OLAN TERSİNİMDİR.
0 notes
hudaicakmak · 5 years
Photo
Tumblr media
KUŞLARIN EVRİMİ SAÇMALIĞI-10 FOSİLLER EVRİMİN DEĞİL TERSİNİMİN KANITLARIDIR.
Evrim denen şeyin kuşlar dinozorlardan evrildi iddiası tam bir saçmalıklar dizimidir.
Kuşlarla dinozorlar arasında sentetik evrim denen şeyin temeli olan genotip mutasyonlarla oluşmaları imkansız olan devasa boyutlarda pek çok farklılık vardır.
Arzu edenler konu ile ilgili önceki yazılarıma bakabilirler.
Canlılar ilk anlardan itibaren
a)-Korunma, savunma, bağışıklık, çevreye uyum düzen, sistem ve mekanizmalarına,
b)-Beslenme düzen, sistem ve mekanizmalarına,
c)-Üreme düzen ,sistem ve mekanizmalarına sahip olmak zorundadır.
Buna canlılığın olmazsa olmaz özellikleri denilir.
Canlı türleri uygun yer ve zamanlarda, yeterli cins ve sayılarda yaşamaya ve üremeye hazır halde eksiksiz var olmuşlardır.
Yarım, çeyrek, eksik canlıların yaşamaları ve üremeleri, varlıklarını devam ettirmeleri imkansızdır.
Bu açık bir gerçektir.
Geçmiş yaşamın izleri olan fosiller de bunu rahatlıkla gözlüyoruz.
Fosiller canlıların yaşamaya ve üremeye hazır halde eksiksiz var olduklarının yadsınamaz kanıtlarıdır.
Ateist evrimciler evrim denen şeye kanıttır diyorlarsa canlıların kademeli var olduklarını yani geçmişte yaşamış canlıların günümüzde yaşayanlara göre kimi eksiklikler içerdiklerini fosillerde göstermek zorundadır.
Ateist evrimciler soralım.
Yaşamsal organlarından herhangi birisi olmayan canlıya ait fosil var mı?
Ya da günümüzde yaşayanlar aynı türün geçmişte yaşayanlarından hangi farklı, fazla organa sahiptir?
EVRİM YANLIŞTIR.
DOĞRU OLAN TERSİNİMDİR.
0 notes
bilimveyaratilis · 3 years
Text
BU YAZIM KURALLARIMIZA AYKIRI DİYE FACEBOOK TARAFINDAN ENGELLENDİ.
Hüdai Çakmak
15)- Elementleri oluşturan atom ve moleküller atom içi parçacıkların eksi ve artı elektrik yüklü yapıları gereği zaman içinde kademeli oluşmazlar. Başlangıçtan itibaren bir düzen içinde varolmak zorundadırlar. Elementlerin oluşumu kademeli fisyon (bölünme) şeklindedir. Sonunda en basit element olan hidrojen ortaya çıkar. 16)-Elementlerin füzyon (birleşme) sonucu oluştuğu varsayımı gözlem, deney ve mantıksal çıkarımlara dayanmadan çok, güdümlü bilimin temellerine uygun olduğu için ortaya atılmıştır. Akıl mantık ve bilim dışı pek çok çelişkiler içerir. 17)-Bir yapının canlı olarak nitelenebilmesi için en azından korunma - savunma - bağışıklık ve çevreye uyum – beslenme – üreme özelliklerini eksiksiz sahip olması gerekir. Bu nedenle en basit canlı bile düzen ve sistemlerin bütünselliğindedir. Rastlantılarla oluşamaz. 18)-Her canlı türünün uygun yer ve zamanlarda yeterli sayılarda var edilmiş bir arı ırkı vardır. 19)-Canlılarda zaman içinde gözlenen değişmeler gen havuzu dâhilinde oluşur. Bu yolla çeşitlenirler. Irklar dar alanda çeşitlenmeler sonucu oluşurlar.. 20)-Gen havuzundaki değişimler kesinlikle tersinim yönündedir. 21)-Türlerden türlere geçiş mümkün değildir. Bu tür oluşumun önünde aşılması mümkün olmayan doğal engeller vardır. 22)-Tüm canlılar ekolojik sistemin bir parçasıdır. Her canlının bu sistemde bir yeri ve görevi vardır. İnsanlarda buna dahildir. 23)-Tüm canlılar yapılarını ve yaşam avantajlarını korumaya çalışırlar. Koruyamayanlar elenir. Buna doğal elenme denir. Doğal elenme doğal seleksiyonun tam karşıtıdır. 24)-Canlıların korunma -savunma - bağışıklık ve çevreye uyum düzen sistem ve mekanizmaları ZARARLILARDAN korunma mantığıyla kurgulanmıştır. Canlılar faydalıları seçmezler. Bu nedenle faydalıları seçip üstünlük sağlayanlar diğerlerini eler mantığındaki doğal seleksiyon yanlıştır. 25)-Canlılarda üreme doğal YENİLENME şeklidir. Canlılar bu yolla varlıklarını (yapılarını) uzun süreçlerde koruyup- nesillerini sürdürebilirler. 26)-Irklar daralan (allopatrik) çeşitlenme ve seksüel seçilim sonucu meydana gelmiştir. 27)-Doğal olan en güzeldir. Doğallığı korumak zorundayız. Bilim, tersinim sonucu bozulan doğallığı düzeltme yönünde çabalamayı, geri kazanmayı ana gaye edinmelidir. İnsanoğlu bu konuda birinci derecede sorumlu ve görevlidir. 28)-İnsanlar doğanın efendisi olma kadar bir parçası ve baş sorumlusudur. 29)-İnsanlık dünyanın kaynaklarını har vurup harman savuran, doğallığı zehirleyip bozan, modern kölelik düzeni oluşturan tüketim ekonomisinden süratle kurtulmalı; zaman, akıl ve enerjisini doğal görevine yönlendirmelidir. 30)-Dünyanın askere ve silaha ihtiyacı yoktur. Bu ve tüketim ekonomisi yönünde harcanan güç, para ve zamanı dünyamızı daha doğal, daha verimli, daha güzel bir hale getirmek için kullanmalıyız. 31)-Tersinimde doğal aile birinci plandadır. Doğal aileler anaerkildir. Anne ailenin tartışılmaz reisidir. Baba dahil diğer aile bireyleri anneye yardımla görevlidirler. 32)-Anne ve çocuklar kesin olarak toplumun dolaysıyla devlet himayesinde, desteğinde, her türlü koruması altında olmalıdır. Anneleri çocuklarından ayırmama dikkat edilmeli; kadınlarımız, kızlarımız bu doğal görevlerine uygun eğitilmeli, annelik birinci görevleri olmalıdır. 33-Bu günkü adalet mekanizması güdümlü bilim ve mantığın etkisi altında olup tam bir keşmekeş içindedir. Sosyal düzen ateizm felsefesinin temellerine endekslenmiştir. Süratle tarafsız bilime dönülmelidir. Ciltler dolusu kanunlarımız olmasına rağmen suçluluk önlenemektedir. Kanunlar herkesin anlayıp uygulayabileceği şekilde basitleştirilmelidir. 34)-Suç=ceza- iyilik=mükafat sistemi uygulanmalı ve taviz verilmemelidir. 35)-Suçlular hapislere atılma yerine teşhir ve sürgün cezası uygulanmalıdır. Bu konuda pek çok öneri yapılabilir. Konuyu sosyal tersinimde ayrıntılı ele alacağız. Görüleceği gibi tersinim bilimsel bir devrimi müjdeler. Tersinim ve Hüdai Çakmak imzalı tüm yazılarımız alın teri ve göz nuru mahsulleri olup kaynak gösterme kaydıyla alıntı yapmaya açıktır. Tersinim yazılarını yabancı dillere çevirip yayarak bu büyük kültürel
değişime katkıda bulununuz ve katkılarınızı tercüme yazı ile birlikte [email protected] adresimize bildiriniz.
0 notes
bilimveyaratilis · 3 years
Text
Tumblr media
CANLILIK NEDİR? NE DEĞİLDİR?
Bir yapının canlı olarak nitelenebilmesi için üç temel özelliğe sahip olması gerekir. Aksi halde varlıklarını koruyamazlar; yaşayıp, üreyemezler.
1)- Tüm canlılar her şeyden önce varlıklarını korumalıdır. Bunun için var oldukları İLK ANLARDAN İTİBAREN korunma, savunma, bağışıklık ve çevreye uyum; düzenler, sistemler ve mekanizmalara sahip olmak zorundadırlar. Aksi halde varlıklarını koruyamazlar; yaşayıp, üreyemezler.
2)-Tüm canlılar var oldukları ilk anlardan itibaren beslenme için gereken düzenleri, sistemleri ve mekanizmaları sahip olmak zorundadır. Aksi halde yaşamlarını devam ettiremezler.
Beslenme, ekolojik düzen içinde tam bir çevrim halindedir. Bu düzende her canlının yaşamsal görevleri vardır. Canlıların ortaya çıkışı bu düzene uygun olmalıdır.
3)-Tüm canlılar en azından yaşamlarının bir bölümünde üreme için gerekli olan düzenleri, sistemleri ve mekanizmalarını sahip olmak zorundadır. Aksi halde nesillerini devam ettirmez, yok olup giderlerdi.
Canlı bedenleri ultra kompleks yapılardır. Rastlantılarla oluşmazlar.
Bütün bunları derleyip toparlarsak canlı türlerinin uygun yer ve zamanlarda, yeterli cins ve sayılarda, yaşamaya ve üremeye hazır halde eksiksiz var oldukları, kademeli oluşmalarının imkansız olduğu rahatlıkla anlaşılır.
Fosiller yaşamaya hazır halde EKSİKSİZ var olmuş; yaşamış ve üremiş canlılardan kalmadır. Kademeli oluşumun değil (evrim denen şey) YARATILIŞIN kanıtlarıdır.
0 notes
bilimveyaratilis · 3 years
Text
CANLILAR
Varlığına korumaya yaşamaya ve üremeye göre oluşmuş ultra kompleks yapılara canlılık denir.
Bir canlı hücresi insanlığın tarihinde karşılaştığı en kompleks yapıdır.
Bu tür yapılar zaman içinde rastlantılarla oluşmazlar. Tam tersine çok ve çeşitli şekillerde tersinime uğrarlar.
Canlılarda tersinim genelde yaralanma, sakatlanma, hastalanma, yaşlanma vb. OLUMSUZLUKLAR halinde gözlenir. Ölüm tersinimin kaçınılmaz sonucudur.
Bir yapının canlı olarak nitelenebilmesi için var oldukları ilk anlardan itibaren:
1)- Korunma savunma bağışıklık ve çevreye uyum düzen, sistem ve mekanizmalarına,
2)- Beslenme düzen sistem ve mekanizmalarına
3)-üreme düzen sistem ve mekanizmalarına sahip olmak zorundadır. Aksi halde varlıklarını koruyamazlar, beslenip üreyemezler. Her özellik kendi içinde binlerce düzenler, sistemler mekanizmalar içerdiğinden canlı hücreleri ve bedenler ultra kompleks yapılardır.
Tumblr media
0 notes