#ilim ehli
Explore tagged Tumblr posts
derdiderun · 1 year ago
Text
Tumblr media
"Onlar Görmüyorlar Mı Biz Yeryüzünü Etrafından Git Gide Eksiltiyoruz."
(Rad Suresi/41)
Ata Bin Ebû Rebah Rahmetullahi aleyh, "Buradaki "Eksiltmeden Kasıt! Toplumdaki Fakihlerin Ve En İyilerin Vefat Etmesidir" demiştir.
52 notes · View notes
teneres · 2 years ago
Text
Tumblr media
Muhakkik Şeyh Aliyyu'l-Kârî el-Hanefi'de kimi Hanefi imamlarından nakilde bulunarak şöyle demiştir;
"Onlara lanet edilmesinin sebebi, ya onların yüceltmek için Peygamberlerinin kabirlerine doğru secde etmeleridir ki, bu ise apaçık bir şirktir; ya da onların Yüce Allah için namaz kılmayı peygamberlerin defnedildikleri yerde yapmaları ve onların kabirleri üzerinde secde edip namaz kılarken kabirlerine yönelmeleridir. Böylelikle onlar Yüce Allah'a ibadet ederken peygamberleri yüceltmede aşırıya gitmiş oluyorlardı. İşte gizli şirk denilen şey budur. Çünkü bunda, Allah'ın izin vermediği bir şekilde, herhangi bir yaratığa tazim vardır. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bunu, ümmetine ya Yahudi adetlerine benzediğinden, yahut ta gizli şirk ihtiva ettiğinden dolayı yasaklamıştır. Nitekim şerh yapan bazı büyük âlimlerimiz de böyle demişlerdir. Bir rivayette gelen 'onların yaptıklarının benzerini yapmaktan sakındırıyordu' ifadesi de bunu desteklemektedir."
|| Mirkatu'l-Mefâtih Şerhu Mişkâti'l-Mesabih (1/456)
2 notes · View notes
hamiraa · 7 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Muâz b. Cebel radıyallâhu anh, şöyle dedi:
"İlim öğrenin. Çünkü Allah için ilim öğrenmek haşyet, ilim talep etmek ibadet, ilmi müzakere etmek tesbih, arayıp bulmak cihad, bilmeyene ilim öğretmek sadaka ve ehli olana aktarmak Allah'a yakınlık vesilesidir. İlim, tek başına kalındığı zaman bir dost, yalnızlıkta da arkadaştır."
Câmiu Beyani'l İlmi ve Fadlihi, 1/54,55
103 notes · View notes
urvetulvuskaa · 11 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Abdullah b. Mes'ud radiyallahu anh. arkadaşlarına şöyle dedi:
"İlim pınarları olunuz. Zamanınızı evlerinizde geçiriniz. Gecelerin lambaları olunuz. Elbiseleriniz eski olsun ama kalpleriniz yeni olsun. Yer ehli sizi tanımasın fakat gök ehli sizi tanısın."
(Ebû Nu'aym, Hilye, 1,177)
..
213 notes · View notes
hengamedebiri · 4 months ago
Text
Tumblr media
İlim ehli der ki : " Biz, Kur'ân okumak ve mânâlarını tedebbür etmek kadar, şu kalbi yumuşatan başka bir şey bulamadık."
|Ebû Nuaym el-İsfehânî, Hilyetu'l-Evliyâ
25 notes · View notes
ruhu-mesrur · 5 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
nereden başlayacağım biliyor musunuz?
'en başından' ruhum bugünlerde karmakarışık bir halde, ilmin kıymetini yeniden yeniden anladığım günlerdeyim..
hâni Efendimiz ﷺ buyuruyor ya; ya öğrenen ol, ya öğreten.. ya da bunları sevip onlara hizmetçi ol. ama asla beşinci olma!
düşünmeli insan 'acaba ben kaçıncıyım?' fakülteden öğrendiğim zâhiri ilimlerin bana hiç bir faydasının olmadığının, aksine sanki beni daha da dibe çektiğini farkediyorum.. ne ben her hangi birisinde mâhirim, ne de herhangi birisi benim fikrimde mâhir.
Kabuk bağladı yaramı efendim.. ruhum göğüs kafesime sığmıyor, bildiklerimi toplasam bir iğne ucuna denk gelmiyor..
Abdullah b. Mes'ud رضي الله عنه arkadaşlarına şöyle dedi "İlim pınarları olunuz, zamanınızı evlerinizde geçiriniz, gecelerin lambaları olunuz, elbiseleriniz eski olsun ama kalpleriniz yeni olsun, yer ehli sizi tanımasın fakat gök ehli sizi tanısın."
📍(Ebû Nu'aym, Hilye, 1,177)
sâhi, biz kimin tanıdığı olma derdindeyiz, gök ehlinin mi yer ehlinin mi? bile bile bilmediğini öğrenir ya insan, diplomaların bize verdiği ucub ile hakiki ilim'den beri kaldık.. sâhi neydi hakiki ilim?büyük müctehidlerin ilim halkalarına katılmak için evinden yuvandan ayrı kalmak mı? bir tane hadisi şerifi öğrenmek adına rıhle yapmak mı? bu nasıl aşk... bu aşk'a hangi yürek dayanır..Alimler, peygamberler... Onlar Allah'u Tealadan ilmi istediler ilmi talep ettiler, çünkü onların ilmi arttıkça Marifetullahı da arttı. Allah azze ve celleyi daha yakın tanıdılar, şah damarında yakınlığından bir iman ile hayat geçirdiler
.•Dünyayı mahşere açılan bir kapı olarak gördüler. Vur hâ vur! HAKK'a yürüdüler.
•Aziz olan ilmi bırakıp zelil olan dünyayı tercih etmek Allah'u Teala'ya muhalefet etmektir..
"İlimden daha kurtarıcı bir kılavuz yoktur."
"İlim aklın ışığıdır." demiş "HZ.Ali"
ilim öğrenmek için yola çıkmak gerek ve sen bu yola çıkmaya niyet etmişsin, yolun açık, ilmin bereketli olsun 🌹
27 notes · View notes
hiraset · 8 months ago
Text
İlim ehli der ki: Biz, Kur'ân okumak ve mânâlarını tedebbür etmek kadar, şu kalbi yumuşatan başka bir şey bulamadık.
Tumblr media
24 notes · View notes
hattabi · 9 months ago
Text
Tumblr media
Ramazan Ayının İsimlendirilmesi
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki: "Ramazan geldiğinde cennet kapıları açılır."
İlim ehli "Ramazan geldi, Ramazan gitti" diyen kimsenin sözünde ihtilâf etti.
Mâlik ashâbı dedi ki: "Ramazan ayı" demek yerine "Ramazan" denilmesi kerih görülür. Ramazan'ın Allah'ın isimlerinden bir isim olduğunu iddia ettiler. Bu Mücâhid ve Hasen'den rivayet edilmiştir. Ancak o ikisinden bu sâbit değildir.
İkinci bir görüş vardır ki, onlar "Ramazan ayı" denilmesi makbuldür, eğer onu bu aya yönelten bir karine (delil) varsa, o zaman hadîste geldiği üzere "Ramazan geldi" demekte bir sakınca yoktur. Bu Ahmed ve Şafiî'nin kavlidir.
Ebûbekir dedi ki: Bende bunu diyorum.
| el-işraf ala mezahibu ehli'l-ilm 224.
24 notes · View notes
yinedemeliha · 11 months ago
Text
Bir yıla daha girerken Ya Allah, sevdiklerimi koru ve onlara yakın eyle Ya Rabbi, onları Kur'an ehli ve teheccüd ehli kıl, onlara ahirette faydalı olacak ilim ve zenginlik ver, onların huylarını yumuşat.
17 notes · View notes
ilmiyyat1453 · 9 months ago
Text
Derdi ve kederi olana nebevî bir ilâç..
Ubeyy b. Ka'b Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Ben sana çokça salât ediyorum, fakat duâlarımdan ne kadarını senin için ayırayım?’ diye sordu. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “Dilediğin kadarını.” buyurdu. Ubeyy: ‘Dörtte birini?’ deyince, “Dilediğin kadar. Ancak eğer arttırırsan bu senin için daha hayırlıdır.” buyurdu. Ubeyy ‘Ü��te biri?’ dedi, buyurdu ki: “Dilediğin kadar. Ancak şayet arttırırsan bu senin için daha hayırlıdır.” Ubeyy ‘Duâmın yarısını sana mı ayırayım?’ deyince Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yine “Dilediğin kadar. Ancak eğer arttırırsan bu senin için daha hayırlıdır.” buyurdu. Bunun üzerine Ubeyy b. Kab, “Öyleyse duâmın tamâmını senin için mi ayırayım?” diye sordu.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“İşte eğer böyle yaparsan, o vakit bu duâların sıkıntılarına kâfi gelir ve günahının bağışlanmasına sebeb olur.”
Tirmizî | 2457
• Bu hadîsten hareketle ilim ehli der ki, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e salât etmek sıkıntı ve kederden kurtulmaya vesîledir.
اللهم صل وسلم على نبينا محمد.
10 notes · View notes
mnsrykt · 1 year ago
Text
"İbni Hazm adlı bir âlim vardır, Zahirî mezhebinin başlarındandır. Ehli sünnet ve fıkıh mezhepleri bu zata ağır tepki göstermişlerdir. O da zaten sivri dilli olduğundan, karşısındakilerin de dilinin keskinleşmesine biraz sebep olmuştur. Zehebi rahmetullahi aleyh, Siyeru Alâmi'n-Nübelâ isimli eserinde talebeye edep öğrettiği satırlarda İbni Hazm ismini de zikretmiş, hatalarını sayıp dökmüştür. İmamlarımıza nasıl zarar verdiği, yanlış açıklamalarının nelere sebep olduğu gibi türlü hatayı sayar ve okur da zanneder ki müellif artık İbn-i Hazm'ı vurup öldürecektir. Fakat konuyu bitirirken Zehebi, okurlara 'Bak, ilim talebesi!' der, 'Ömrünü kütüphanelerde geçirmiş birine sakın hakaret etme, o hak ettiği cevabı emsallerinden almıştır. Sen haddini bilmeli, onun ümmetimizin büyüklerinden biri olduğunu unutmamalısın.' demiştir. Edep budur, İslâm budur."
22 notes · View notes
umuttherzamanvar · 17 days ago
Text
Tumblr media
el-Munkız Mine'd-Dalal (GAZALİ)
KELAM İLMİ AMACI NETİCESİ
Önce işe Kelam ilminden başlayarak giriştim.
Bu ilmi öğrenmeye ve üzerinde düşünmeye çalıştım. Bu nedenle bu alanda konunun uzmanı kişilerin yazmış oldukları kitapları okuyup inceledim ve aynı zamanda bu alanda yazılmasını istediğim eserleri de yazdım.
Çalışmam sırasında gördüm ki bu ilim, kendi alanında hedefine ulaşmış olmakla birlikte, benim arayışlarıma cevap verecek bir konumda değildir.
Bunu anladım.
Bunun bir tek amacı vardı;
Ehli Sünnet akidesine sahip çıkmak ve onu bid'at ehlinin çarpıtmalarından, yanlışlarından korumaktı.
Esasen Allah Teâlâ, Resulü'nün diliyle kullarının kalbine bu inancın
Hak olduğunu yerleştirmiştir.
Bunda onların hem dinlerinin ve hem de dünyalarının salahı ve kurtuluşu vardır.
Zaten Kur'an-ı Kerim ve haberler/ hadisler de bunu dile getiriyorlar.
İşin sonrasında ise
şeytan, bid'atçıların vesveselerini, Sünnete aykırı bir şekilde kulların kafasına sokmaya başladı.
SAYFA 74
Halk da şeytanın bu vesveselerini dillerine dolamak suretiyle neredeyse Hak ehlinin akidelerini, şüpheye düşürür hale getirdiler.
İşte bunun üzerine yüce Allah, Kelamcılar adıyla bir gurubu ortaya çıkarmıştır.
Kelamcılar, ortaya koymuş oldukları düzenli bir uygulama yoluyla, bidatçilerin Sünnet aleyhine oluşturdukları iftira kampanyasını yine sünnet yoluyla teyit etmek suretiyle önlemeye çalışmışlardır.
İşte Kelam ilmi ve kelamcılar da bu şekilde ortaya çıkmış oldu.
Bunlardan bir kısmı, yüce Allah'ın kendilerine göstermiş olduğu yolda, en güzel bir şekilde sünneti savunma yolunu sürdürmüşlerdir.
Nübüvvet yoluyla kazanılan inancı savunarak, onu değiştirmek isteyen bid'at ehlinin karşısına dikilmişlerdir.
Ancak kelamcılar, bu alanda yaptıkları savunmalarını, hasım diye kabul ettikleri kesimin metot ve uygulamaları ile cevaplamaya kalkışmışlardır.
Bu durum onları, hasımlarına ya taklit yoluyla veya İcma-i ümmet yoluyla yahut da mücerret Kur'an'dan ve hadislerden hareketle onlara teslim olmak zorunluluğunu doğurmuştur.
Kelamcılar daha çok, hasım (düşman) olarak gördükleri tarafın çelişkilerini bulup ortaya çıkarmaya gayret göstermişler ve bu açıdan da onları kınarlarken, hesaba çekerken, hasımlarının esas aldıkları gerekçelerle, onları yenmeye çaba göstermişlerdir.
Bu yol, pek de yararlı bir uygulama değildir.
Çünkü sadece zaruriyattan olan zorunlu şeyleri esas almanın dışında, bir
başka seçenek aramıyorlardı. İş bu noktaya gelip dayandığında, kelam ilmi de benim için yeterli gelmedi.
Derdime bir çare olmadığı gibi hakkında şüpheye düştüğüm konuda da bana şifa olmadı.
Evet, Kelamcıların sayısı arttıkça bu konuya dalanların sayıları çoğaldıkça süre uzadıkça uzamaya başladı. Çünkü kelamcılar, sünneti savunacakları yerde, bunu bırakıp bunun yerine eşyanın hakikatini araştırmaya koyuldular.
İşi o denli ileri götürdüler ki cevheri/özü, mayayı ve arazı, özle ilgisi olmayan şeyleri, bunlara ait hükümleri görüşüp konuşmaya, bunlara kafa yormaya kalkıştılar.
Oysaki onların seçtikleri bu ilmin amacı bu değildi.
Onların kelamı;
bu alanda asıl amaçlanan hedeften saptı, hedefini şaşırdı, varmak istediği yere ulaşamadı.
Böylesi bir gayret, halk arasında meydana gelen anlaşmazlıklar sebebiyle ortaya çıkan karanlıkları da silmeye yetmedi.
Gerçi bu ilim benim dışımdakiler için bir yarar sağlamayacağı manasına gelmez.
Başkalarının bundan yararlanabilme ihtimalini uzak bir ihtimal olarak görmüyorum.
SAYFA 75
Aksine ben, bunun bazıları için gerçekleşmiş olabileceğinden de hiçbir zaman kuşku duymuyorum.
Fakat bu, öyle bir yararlanma ve bilgilenmedir ki, hiçbir zaman öncül bilgilerden hareketle kazanılan değil, taklitle karışık bir bilgi olmuştur.
Şu anda asıl amaç, benim kendi durumumdur.
Yoksa ben, kelam ilmiyle yetinip onda derdinin şifasını
bulmuş olanlara bir şey diyecek değilim.
Öte taraftan
şifa veren ilaçlar da, hastalıklara göre değişiklik gösterir.
Nice ilaçlar var ki, ondan bir hasta yararlanmış olabilir ve fakat bir diğeri ise aynı ilaçtan rahatsızlanmış olabilir.
#EL-#MUNKIZU #MİNE'D-#DALAL
#GERÇEĞİN #PEŞİNDEN #KOŞANLARIN #KISIMLARI
#KELAM #İLMİ #AMACI #VE #NETİCESİ
#İMAM-I #GAZÂLÎ
2 notes · View notes
sadrusseria · 10 months ago
Text
‏قال العلامة حماد الأنصاري رحمه الله تعالى: سئل الإمام مالك: كيف حصّلت هذا العلم؟
فقال:
"بقولي: (ما شاء الله لاحول ولا قوة إلَّا بالله)"
وهذا الدعاء فيه شبه إجماع من أهل
العلم أن من افتتح به الدرس يُفتح عليه.
📖: المجموع - (٤٨٢/٢)
Allâme Hammâd el-Ensârî aktarıyor:
İmâm Mâlik'e, "Bu ilmi nasıl elde ettin?" diye sorulduğunda şöyle cevap verdi:
“Mâşâalah, Lâ Havle ve Lâ Kuvvete İlla Billâh” zikriyle.
Kim bu duâyla derse başlarsa ona hayırlı kapılar açılır diye ilim ehli neredeyse bu duâda icmâ etmişlerdir.
8 notes · View notes
muhimmat · 2 months ago
Text
İbn Kayyım (rahimehullah) şöyle demiştir:
Bazı ilim ehli der ki: "Lâ edrî/Bilmiyorum demeyi öğren! Şayet "Lâ edrî/Bilmiyorum" dersen; bilinceye kadar sana öğretirler. Şayet "Edrî/Biliyorum" dersen bilemeyinceye kadar sana sorarlar."
|İ'lâmu'l-Muvakki'în 4/168
2 notes · View notes
naftalin2027 · 2 months ago
Text
Herkes İçin SiYER (21.Bölüm)
✓Allahim benden en çok razı olduğun anda emanetini al amin..
✓Musluman küfürden merhamet dilenmez
✓Bizim 2 alanda mücadelemiz var
*İlim bilgi
*İktisat
✓Tevhit adalet meşveret olmazsa olmazımizdir
✓Yaptığin iş Allah ve Resulü nün yolunda ise sende onun ehli beytindensin mesele soy değil yol meselesidir
✓Harp stratejidir
✓Allah Resulünun sırdaşı ümmetin kara kutusu huzeyfetul yemane ranh
✓Munafikligindan endişe etmeyen münafıktir
✓Sır saklamak adamlığın kalitesini gösterir
~nedir nifak?
✓İslamdan dem vurup onunla amel etmemendir.
✓Hendek gazvesi ile şirkin beli kırılıyor.
Herkes İçin SiYER
Muhammed Emin Yıldırım
2 notes · View notes
teneres · 5 months ago
Text
Tumblr media
Muhammed Zahid el-Kevseri'nin "muhaddislerin sultanı" diyerek andığı ve O'nun şehid düştüğünü söylediği (bkz. Fıkhu Ehli Irak 75 ve Mukaddimetu Nasbu'r-Raye 47. İki eser de Kevseri'ye aittir) Hanefi mezhebi alimlerinden Muhammed Tahir el-Fetteni (v.1578) şöyle demiştir;
İnsanlardan kimisi peygamberlerin ve salihlerin kabirleri yanında namaz kılmak, orada dua edip onlardan ihtiyaçlarını istemek için oraya ziyarete gitmektedir. "Böyle bir şey MÜSLÜMAN ÂLİMLERİNİN HİÇBİRİNİN YANINDA CAİZ DEĞİLDİR." Zira ibadet etmek, ihtiyaçları talep etmek ve yardım dilemek şüphesiz sadece Allah'a yapılması gereken şeylerdir ve bunlar O'nun (kullar üzerindeki) hakkıdır.
Mecmau Bihari'l-Envar, 2/444
Yine başka bir yerde duanın ibadetin özü ve esası olduğunu beyan etmiş ve bu sebeple duanın sadece tek olarak Allah'a yapılması gerektiğini belirtmiştir.
Mecmau Bihari'l-Envar, 4/549
DİPNOT: Muhammed Zahid el-Kevseri'yi özellikle belirtmemin sebebi, bu zatın koyu bir Vehhabi düşmanı olmasıdır. Aslen Türk'tür ve Osmanlı'nın son döneminde Düzce'de doğmuştur. Osmanlı'nın yıkılışı sebebiyle Mısır'a gitmiş ve orada ilim hayatına devam etmiştir. Türkiye'de Ebubekir Sifil, İhsan Şenocak'ın başını çektiği bazı kesimler Kevseri'yi övüp, eserlerini basmışlardır. Bu kesimin yanında evliyaya seslenilmez, kabirdekinden yardım istenilmez dediğinizde anında Vehhabi damgası yersiniz. Buyursunlar, zirve gördükleri Kevseri'nin tezkiye ettiği ve yine kendilerini nispet ettikleri Hanefi mezhebinden bir alimin bu konuda sözleri. Onların ve takipçilerinin bunu deyince hemen; seslenilen velinin kendinden menkul güç sahibi olduğuna inanılırsa ancak şirk olur yoksa Allah'ın asıl güç sahibi olduğuna inanılırsa problem olmaz demelerine ASLA KANMAYIN. Mekke müşrikleri, Yunan, Roma ve Hint putperestleri gibi değildi. Onlarla alakalı şirk ayetlerini, nüzul sebeplerini, sahabenin tefsirini ve siyerde cahiliye ile alakalı inanç ve davranışları dikkatli okuyun.
6 notes · View notes