#doğa olayı

[shahinelected]

🇦🇿 İldırımlı mənzərələri sevirəm! Səsinin gurultusu, İnsanın daxilini titrətmək iqtidarında olması, ətrafı özünəməxsus bir şəkildə işıqlandırması! Qısası ildırımın əzəməti böyükdür, çünki o, Əzəmətli Hökmdarın (Allahın) Qüdrətinin təcəssümüdür!

🇷🇺 Обожаю виды с молнией! Рев его голоса, способность потрясти изнутри человека, уникальным образом озаряя окружающую среду! Короче говоря, великолепие молнии велико, потому что она является воплощением Силы Всевышнего (Бога)!

🇹🇷 Yıldırım manzaralarını seviyorum! Sesinin uğultusu, insanın içini sarsma yeteneği, çevreyi eşsiz bir şekilde aydınlatması! Kısacası yıldırımın ihtişamı büyüktür, çünkü o, Yüce Hükmüdar'ın (Allah) Kudretinin tecessümüdür!

#shahinelected #ildırım #yıldırım #allah #yaradılış #yaratılış #молния #творец #всевышний

[yzadiary]

duygularını yansıtan bir doğa olayı olsaydı ne olurdu

tsunami

[rajaz]

yağmur eşsiz bir doğa olayı. bir şeylerin yolunda gittiğini hissettiriyor

[savasbitti]

"insana karışmanın allah'a katışmaktan daha güç olduğunu düşünüyordu. orada bir büyük kabul, merhamet ve anlayış vardı aslında ve ona yetişme gayreti insana süfli de gelmiyor, yetişme olmasa da elini uzatabildiğinde boşa yorulmuş olmuyordu. her adım cevap alamasa da bir mesafeydi, anlıyordu. yol büsbütün manalı ve incelticiydi. incelmek ucunda kopma da olsa hareketti, sönen bir gezegen, kayan bir yıldız, tutulmuş bir güneş, patlamış bir yanardağ, taşmış bir nehir ona kötü gelmiyordu. doğa, doğa olayı olmadan sadece bir doğa resmiydi zaten. onu doğa yapan hareketti, afetti, yeni bir oluşun yolu afetten geçiyordu resme bakmaktan değil. ama mesela bir eşe doğru yola çıksa bu yol seziyordu ki kendi afeti olacak ve helak olacak, yol da bulup alamayacak, boşa oyalanacaktı. oysa doğa afeti yeni bir oluşa geçmek demektir ve onun muhakkak bir afet ile geçmesi gerekiyordu."

kıyamet emeklisi, şule gürbüz

[gunestozuperisi]

Sevgilim, aşkın bir doğa olayı. Değişken ama tutkulu ve her şeye rağmen ölçülü. Bunalımlarının yağmura, kışın bir çiçeğe gebe her zaman. Yanımda olman yetmez bana. Evrenin işleyişinde de arayıp bulduğum sensin. Bırak ekosistem kendi işini halletsin. Sen yeter ki benim etrafımda dön, kendiliğinden gelir bana dört mevsim.

- fp

[halimecan]

Beyazın Mutluluğa Dönüşen Yolu

Kar, bazen sadece bir doğa olayı değildir; bir dönüm noktasıdır, bir umut ışığıdır. Geçtiğimiz günlerde, karın düşüşüyle birlikte hepimiz çocuk gibi şenlendik. Ülke olarak, belki de çok uzun zamandır ihtiyacımız olan bir şeydi bu. Karın beyaz örtüsü, sadece doğayı değil, aynı zamanda ruhumuzu da sardı. Bir günde olsa, Türkiye beyaz örtüsüyle birlikte mutluluk örtüsüne büründü.

Birçok yerin sokakları karla kaplanmışken, insanlar içindeki neşeyi serbest bıraktı. Eğlenmeye, gülmeye, çocuk olmayı o kadar çok özlemişiz ki, karla yapılan adamlar bile sadece bir figür olmaktan çıktı. Farklı şekillerde, farklı yüzlerde kar adamlar, aslında toplumun ne kadar yaratıcı olduğunu, fırsat verilse ne kadar farklı yollarla eğlenip üretebileceğimizi gösterdi.

Geriye dönüp bakınca, bu anın bize hatırlattığı bir başka önemli şey daha var: Coğrafya kader midir? Belki de öyledir. Ancak, coğrafya ne olursa olsun, insanlar bu topraklarda yaşamaktan büyük bir keyif alır. Kendi yaratıcı gücümüzü, azmimizi ve eğlenceye olan tutkumuzu daima gösterebiliriz. Kar, işte tam da bunu hatırlattı bize: Ne olursa olsun, mutlu olmayı başarabiliriz.

Türkiye’nin, hem geçmişinde hem de bugününde çok sayıda zorlukla karşılaştığına şüphe yok. Ancak bu zorlukların üstesinden gelmek, birlikte gülüp eğlenmek, karla yapılan adamlar gibi küçük ama önemli anlarda bir araya gelmekle mümkün. Birbirimize destek olduğumuzda, eğlencenin ve mutluluğun ne kadar basit ve erişilebilir olduğunu fark ediyoruz.

Umarım, çokça eğlendiğimiz, gülüp güzel anılar biriktirdiğimiz Türkiye için, gelecekte her şeyin daha iyi olduğu zamanları yaşarız. Karın getirdiği mutluluk, belki de sadece başlangıçtır. Kalanını biz yaratacağız.

[aesthetic-symbols]

iPhone Emoji Kopyala: Emojileri Kolayca Kopyalayın ve Paylaşın!

iPhone emojileri, metinlere duygusal ifade katmanın popüler bir yoludur. "iPhone emoji kopyala" arayışı, özellikle iOS emojilerini hızla kopyalayıp farklı platformlarda paylaşmak isteyenler arasında yaygındır. Bu yazıda, iPhone emojilerini nasıl kopyalayabileceğinizi ve en çok kullanılan emojilerden bazılarını nasıl kullanabileceğinizi inceleyeceğiz.

iPhone Emojilerini Kopyalamak İçin Adımlar

iPhone’da Emoji Klavyesini Açın: iPhone klavyenizde, emojilere ulaşmak için dünya sembolüne (🌐) dokunun ve emoji klavyesini açın.

Kopyalamak İstediğiniz Emojiyi Seçin: Bir emojiye dokunarak mesaj veya not uygulamasında paylaşın.

Emojiyi Kopyalayın: Seçilen emojiyi basılı tutarak "Kopyala" seçeneğini belirleyin.

İstediğiniz Yere Yapıştırın: Sosyal medya platformlarında veya diğer uygulamalarda emojiyi yapıştırarak kullanın.

Alternatif olarak, emojilerinizi daha kolay kopyalamak için iPhone emoji kopyala araçlarını kullanabilirsiniz. Bu tür web sitelerinde iOS emojilerini seçip tek tıklamayla kopyalayabilir ve istediğiniz yerde yapıştırabilirsiniz. Bu araçlar, özellikle iOS cihazı olmayan kullanıcılar için çok pratiktir.

Popüler iPhone Emojileri ve Kullanım Örnekleri

1. ❤️ Kalp Emojisi

Anlamı: Sevgi, şefkat veya takdir ifade eder.

Kullanım Örneği: "Seni çok seviyorum ❤️" ya da "Harika bir iş çıkardın! ❤️"

2. 😂 Gözlerinden Yaş Gelen Gülme

Anlamı: Komik bir duruma gülmek veya çok gülmek anlamında kullanılır.

Kullanım Örneği: "Duyduğum en komik şaka! 😂😂"

3. 😍 Kalp Gözlü Emoji

Anlamı: Beğeni veya hayranlık gösterir.

Kullanım Örneği: "O fotoğrafa bayıldım! 😍"

4. 🥳 Kutlama Yapan Emoji

Anlamı: Mutlu bir olayı veya kutlamayı ifade eder.

Kullanım Örneği: "Doğum günün kutlu olsun! 🥳🎉"

5. 👍 Beğeni

Anlamı: Bir şeyin onaylandığını veya beğenildiğini gösterir.

Kullanım Örneği: "Harika bir fikir! 👍"

iPhone Emojilerini Web Üzerinden Kopyalamak İçin En İyi Siteler

1. EmojiCopy.com: Emoji çeşitlerini barındırır ve iOS emojilerini kopyalamanızı sağlar.

2. Emojipedia: Emojilerin anlamlarını öğrenmek ve kopyalamak için geniş bir kaynak.

3. iPhone Emoji Kopyala Araçları: iPhone emojilerini kopyalamak için birçok site, popüler iOS emojilerine kolayca erişim sunar.

iPhone Emojilerinin Sosyal Medyada Kullanımı

Günümüzde emojiler, sosyal medya iletişiminin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Sosyal medya paylaşımlarında, emojilerin uygun bir şekilde kullanılması, mesajınıza daha fazla duygu katabilir. Örneğin:

Instagram: Fotoğraflarınıza anlam katmak için emojiler ekleyebilirsiniz. Örneğin, güzel bir manzara fotoğrafı için "Doğa harikası 😍🌅" ifadesi popülerdir.

Twitter: Mesajlarınıza dikkat çekmek için emojiler kullanabilirsiniz, özellikle tweet uzunluğu sınırlı olduğunda emojiler kısaca hislerinizi yansıtır.

WhatsApp ve Mesajlaşma Uygulamaları: Kişisel sohbetlerde duygu belirtmek için emojiler oldukça etkilidir. Örneğin, birine teşekkür etmek için "Teşekkürler! 🙏" ifadesini kullanabilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

1. iPhone emojilerini Android'de nasıl kullanabilirim? Birçok uygulama ve web sitesi, iPhone emojileri Android cihazlarda kopyalamanıza ve yapıştırmanıza olanak tanır.

2. iPhone emoji kopyala aracı güvenilir mi? Güvenilir kaynaklardan emoji kopyalamak, cihazınıza zarar vermez ve gizliliğinizi etkilemez.

3. Hangi emojiler en popüler? ❤️, 😂, 😍 ve 👍 gibi emojiler en popüler olanlardan bazılarıdır.

4. Emojileri nasıl daha anlamlı kullanabilirim? Emojilerinizi duruma ve hislerinize göre seçmek, mesajlarınızın anlamını güçlendirir. Örneğin, sevgi belirtmek için kalp veya mutluluğunuzu göstermek için gülen yüzler kullanabilirsiniz.

"iPhone emoji kopyala" araçları sayesinde bu eğlenceli simgeleri daha kolay bir şekilde kullanabilir ve sosyal medya deneyiminizi zenginleştirebilirsiniz.

[hisboslugu]

birlikte oturduğumuz parklara senden sonra da gittim. epeyce vakit geçirdim ve kaybettim ve üzgündüm. bitiremediğim şarapları diplerine boşalttığım mavi ladinler, büyümüş. çocuklar gördüm, oyunlarına büyük bir ciddiyetle devam eden. bağ değil, büyü bozulmuş köpek gibi pişmanım... aynı anda hem sana, hem kendime, hem tabiata yerli yersiz küfürler sıralarken bir taraftan öptüğüm diğer kızlar da aklımdan geçmedi değil ama sen başkaydın. şarabın içinde aspirin baş ağrısına engel olur diyen tıp öğrencisi... niye yalan söyledi? olsaydın da konuşsaydık... hiçbir yere sığamıyorum, oh mu olsun ki bana? gidenler bildiklerini de beraberinde götürür. ay tutuldu misal dün, sıradan bir doğa olayı ama aklım ermedi, boş boş baktım havaya. olsaydın da anlatsaydın, kafam böyle karışmazdı. olmadı öpüşürdük, aklıma takılmazdı...

[sensedim1938]

Dinlerin bazı faydaları vardır.

Bazı yaşadıklarınız veya gördükleriniz şuanki modern yaşamda sizleri belirli bir dine düşman yapabilir, ama bilimin ilerlemesi için dinler, yani mitler şarttı.

Bundan 15 bin yıl önce yaşayan insanlar açıklayamadıkları ne kadar doğa olayı varsa önce tanrılara atfettiler, daha sonra açıklayınca başka açıklayamadıkları bir konuyu başka bir tanrısal özelliğe veya dini bir efsaneye dayandırdılar.

Şu an hemen hemen her şeyi açıklıyor olmamız yine dinler sayesindedir. Ayrıca dinler toplulukları bir arada ortak bir paydada birleştirdikleri gibi, insanlara plesebo etkisi olarak da faydaları olmuştur. Kolluk güçlerinin ve mobese kameralarının olmadığı bir ortamda “birisi sizi 24 saat gözetliyor” diye oluşturulan din olgusu, gelişmemiş hukuk sisteminde suç oranını düşürüp, asayişi de sağlamıştır. Ayrıca bir insanı savaşta elinde mızrak olan kalabalığın içine yollamak için de ölümden sonra yaşam da tüm dinlerin ortak paydası ve faydasıdır.

[shahinelected]

🇦🇿 Nyu Yorkda günəş tutulmasından əvvəl, quşlarda anomaliyalar aşkarlanıb!

🇷🇺 Перед солнечным затмением в Нью-Йорке у птиц были обнаружены аномалии!

🇹🇷 New York'ta güneş tutulmasından önce kuşlarda anomaliler tespit edilmiş!

#shahinelected #təbiət #doğa #природа #паранормальное #paranormal #anomaliya #anomali #аномалия

[aynodndr]

Kayseri’de yaşanmış gerçek bir hikaye

Bu olay Kayseri’nin Bünyan ilçesi’nde yaşanmış. Olay Alfred Hitchcock’un meşhur korku filmlerini bile çok gerilerde bırakacak kadar tüyler ürpertici.

Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardınız? Kendisi Bünyanli olmayan, politikayla uğraşmış ve halen Kayseri’de yasayan iş adamı, 22 Şubat 2005 tarihinde Bünyan sınırında, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, bir benzin istasyonuna

girer.

Lokantaya oturur ve orada kalabalık toplulukla birlikte bir ufak rakı içer. Yürüyüş mesafesindeki Bünyan’a gitmek için, lokantadan çıkar. Ancak dışarısı hem zifiri karanlıktır hem de korkunç bir kar-tipi fırtınası başlamıştır. Benzin istasyonuna yaklaşık 300 metre mesafedeki, Bünyan’a dönüş yolu kenarına varır. Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan’a ulaşma derdindedir. Fırtına daha da şiddetlenir. Adam bir-kaç adım ötesini bile görememektedir. Gelip-geçen bir araba da yoktur.

Nihayet karanlıklar içerisinde, hayalet gibi yavaş yavaş yaklaşan bir arabanın iki farını fark eder. Arabanın, tam önünde yavaşlamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve arabaya biner. Kapıyı kapatır, araba yeniden hareket eder. İçeridekilere merhaba demek ister. Ama o da ne? Arabada kimse olmadigi gibi, direksiyonda da kimse yoktur. Birden paniğe kapılır.

Korkuyla, hemen arabadan atlayıp, oradan koşarak uzaklaşmak ister ama hem araba hızlanmış, hem de korku ile dizleri bağlanmış, hareket edemez hale gelmiştir. Araba

keskin bir viraja doğru yaklaşır. Adam dua etmeye baslar. Tüm günahları için tövbe eder. Arabayı durdurması için Allah’a yalvarır. Tam bu esnada, pencereden bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak sert virajdan arabanın doğru yola dönmesini sağlar. Her tehlikeli dönemece yaklaştıkça, Allah’a yalvarış ve yakarışı artar ve her seferinde de bir el dışarıdan uzanıp, direksiyonu çevirir.

Sonunda kendisini biraz toparlar, ayaklarını kımıldatır. “Ya Allah koru beni…” deyip, kapıyı açmasıyla birlikte, kendisini arabadan dışarı fırlatır. Bir kaç takla attıktan sonra, şarampolde kendisine gelir.

Defalarca 1 fatiha 3 ıhlası şerif okuyarak, Bünyan’a yürüyerek ulaşır ve bir kahvehaneye girer. Üstü başı ıslak ve şoka girmiş haldedir. Kendisini tanıyanlar hemen sobanın başına alırlar. Eline bir çay verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, başına gelen doğa üstü ve korkunç olayı anlatır. Olayı dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kişinin aklı başında ve toplumsal sorumluluk taşıyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik oluşur. Yaklaşık yarım saat sonra, aynı kahvehaneye Koyunabdal Köyü’nden iki kişi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada,

gelenlerden birisi, diğerine şunları söyler :

-Ahmet baksana, su sobanın başında oturan gerizekali, bizim araba yolda kalınca, biz arabayı iterken, arabaya binip-inen öküz değil mi?

Aziz Nesin

[alasestrellas]

Bulunduğum çağdan midem bulanıyor. Olumlama yapmaya çalışıyorum her seferinde. Hayvanlar var, ağaçlar, şu koca gökyüzü, denizler, çiçekler, iç açan doğa, karşılaştığım bebekler ile göz göze geliş andaki içimi kaplayan his, küçük çocukların kahkahası, annemin tebessümü, iş hayatında karşılaştığım teyze/amcaların anlattığı hikayeler onların derdine sorun bulduğum an omzuma hafif dokunmaları ve iyi dilekler de bulunmaları, sevdiğim insanların iyi hissettiği anlar. Aslında çok bir olayı yok yaşamın. Küçücük dokunuşlar ile baş döndürcü anlar yaşanılabilir insan doğası gereği. Fakat öyle bir an geliyor ki kusasım içimden atasım geliyor buraya ait ne varsa içimde. Katledilen onca can, bilinçsiz yapılan onca işlem, ölümün kucağına bilerek bırakılan onca masum, hayvanlara yapılan muamele, doğaya verilen zarar, sevdiklerimizin yitimi, ayrılıklar, insanların sevgi anlayışının hiçliği, çocukluğun sınırlanıp doğduğun an da olgunlaşmak zorunda bırakılmak, düşüncesizlik, birbirini kovalayan ilişki sarmalı.. Gözümüzün önünde yok oluyoruz. Ses çıkarıyoruz ama kulaklar sağır. Gösteriyoruz gözler kör. Görmek ve duymamak için tonlarca bahane ve insan. Her gün daha güzel olacak diye kalktığımız sabahlarımıza güneş doğmaz oldu, bu son olsun diye düşünüp yattığımız geceler ise kabus. İnsansal hislerimizi bastırmaktan hiçbir duyguyu gerçek anlamda anlayamaz olduk. Geçmişimizi, geleceğimizi özellikle bu anımızı sınırlar olduk. Korkunç. Bu çağa, hiçbir yere ait hissedememek korkunç. Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek. Bu sözü içimden kötü hissettiğimde, kan dondurucu haberler gördüğümde, kendi yaşamıma dair bir olumsuzluk yaşadığımda, sevdiklerim iyi hissetmediğinde, her ne kadar bu zamanlar da tekrar etsem de bu çağa inancım yok benim. Bu çağın insanlarının yaptıkları, düşündükleri, yazdıklarını gördükçe olmayan inancım daha da dibe çöküyor. Geçer mi? Geçmeyecek. Daha kötü olacak mıyız? Bu gidişle evet. Ürkütücü bir geleceği, yarın değil sadece bir dakika sonrası için bile tetikte bekler oldum. Bu çağın insanı değilim desem de bu çağın içinde nefes aldığım için bile utanıyorum.

[savasbitti]

bir nüshanın sonunda yazan ifade "be meded toñdı sovukdan bin otuzda her deryâ" tarih kaydı düşürülmüş. miladi takvime göre 1621 yılına denk geliyor ve şöyle bir bağlantı da buldum:

[isayldrm]

Harika bir doğa olayı

[veradansatirlar]

6 Şubat’tan beri her doğa olayı korkmama sebep

[mutareke]

NADA

Hiç. Kitabın ortalarında, “neden kitabın adına hiç demiş” diye düşünmeye başladım. O ana kadar okuduklarım bu isim için uygunsuz kaçmış diye değil de, ana karakterin hiçliği ne kadar keskin tecrübe ettiğini sezdiğim için sanırım.

İspanya iç savaşı sonrası, Franko rejiminin ilk zamanları. Çok da önemli değil, sınırların ve rejimlerin, etkilerinden kaçılmazmış sanılan o yüce baba buyruklarının işleyemeyeceği kadar keskin bir hiçlik. Yetim ve öksüz bir kızımız var. Taşradan geliyor Barselona’ya, üniversite okumak için. En son hâlâ bebek sayılabileceği bir yaşta gördüğü ninesinin evine. Nine  evleri, çocukların kurulu düzeni en net hâliyle tecrübe ettikleri yerlerdir muhtemelen. Özellikle ilk çocukların. İlk çocuk, kendi ana babasının evine her şeyden önce tedirginlik getirir. Ama ninesinin evinde endişe kaynağı değil, hayatın olağan akışının, doğal döngünün sevimli ama sıradan bir yüzüdür çocuk. Ruhu sükûn bulabilecek kadar yaşlanmış nine ve dedesinin tebessümle takip ettiği sıradan bir doğa olayı. Yoksulluğun gelip yerleşmediği evlerde böyledir bu. Ama yetimimiz Andrea’nın sığındığı ev, torunların tayın bedeli için paralarından artırarak ninelerine verdikleri, yaşlı kadının bu parayı kabul etmekten başka çaresinin olmadığı bir ev. Kitabın ortalarında, ev ahalisinin kaçınamadığı tek şeyin bu çaresizliği kabullenmek olduğunu görüyoruz. Onur ve haysiyeti korumaya yönelik içte kabaran her duygunun, insanın gırtlağına dayanıp da sese dönüşecek olduğu her an hiçleştiği o ev.

Bir de kötü karakterimiz var. Bir tane değil kötü karakterimiz ama bu Roman, onlar arasında sırf kötülük yapmak için kötülük yapan o adam. O kötülüğü seçmeseymiş diğerleri zaten iyi olmanın bir yolunu bulurmuş dedirten adam. Çaresizlik dışında bir otoritenin kalmadığı evde, her şeyin ve herkesin sahibi olmayı kendisine hak gören ve hiçlikle bir otorite yarışına tutuşan adam.

Kazanmak dışında bir derdi olmayan Roman’ın tüm hayatını mahvettiği, izzet-i nefsini ezdiği ve ezdirdiği bir Gloria, hayatını tamir etmenin bir yolu olduğuna inandığı bir anı şöyle tarif ediyor kitabın ortalarında: “Bir romanın sonu gibiydi. Bütün üzüntülerin sonu gibiydi. Daha kötüsünün başlayacağını nereden bilebilirdim?” Bu cümleden sonra kitap, bir yarım kitap kadar daha ilerliyor. Okuduğunuz onca şeyden sonra biraz olsun içinizin rahatlamasına izin verecek bir sonla da bitiyor. Sonra dönüp yukarıda alıntıladığım cümleyi tekrar okuyorsunuz.