#dündenyarına
Explore tagged Tumblr posts
Link
dizinin başarısı zihinlerimizin aşina olduğu kurgusundan çok özellikle Anya Taylor-Joy’un olağanüstü oyunculuğu, efsane müzikler ve insanın zihniyle kalbini tam on ikiden vuran muhteşem sinematografisinde yatıyor. Tüm oyuncuların, her detayında oldukça gerçekçi olan satranç sahnelerindeki performanslarını ise, efsanevi eski şampiyon Garry Kasparov ve dünyaca ünlü Satranç Eğitmeni Bruce Pandolfini‘nin danışmanlığına borçlu. Bütün bunlar bir araya gelince, sizin de yedi bölümlük diziyi bir film kısalığında hissetmenize sebep oluyor.Eğer izlemeye başlayacaksanız kendinize uzun bir zaman dilimi ayırın. Çünkü diziyi bitirmeden ekran başından kalkamayacaksınız. Satranç temalı en iyi film olduğunu söylersem abartmış olmam.
DEVAMINI OKU : https://www.booksiay.com/the-queens-gambit-rekabetci-zekanin-guzelligi/ilknur-akpinar-yucedag/
2 notes
·
View notes
Text
senfonik rocktan iyileşmez hüzünlere
Rotayı müzikten uzaklaştırmamak gerekiyor. Eski İlhan İrem şarkılarına tekrardan kavuşmanın heyecanı bir yana, geçtiğimiz haftalarda yepyeni bir albüm bizi heyecanlandırdı. Birazcık Pop Birazcık Sezen”, de sevilmeyecek bir albüm değil. Altı senelik hasreti dindiren dolu dolu bir emek verme.Son zamanlarda yazdığım tüm yazılar neredeyse aynı cümleyle başlıyor: Memleket fena. Ahval o denli etkiledi ki bizi, müzikten söz etmek artık ayıp sayılıyor. Buna rağmen, ısrar ve inatla sözü müziğegetirmek, rotayı müziğin uzağına çevirmemek gerekiyor. Şarkılar, sığındığımız bir liman olmanın ötesinde, hislerimize tercüman olduğundan kıymetli. Bunun için de onları her dem lügatımızda dolaştırmak, en doğrusu. Piyasa bu aralar fena fakat bunu kıran şeyler var. Yüzümüzü güldüren gelişmelerden biri, plak piyasasının canlanması. Acayip bir canlanma bu fakat, olsun. Özensiz baskılar, dijitalden meydana getirilen kayıtlar bir yana, sahiden fazlaca güzel işler de yapılıyor. Bir sürü şeyden söz edebilirim fakat plak mevzuunu başka bir yazıya bırakayım, yakın dönemde piyasaya çıkan iki albümden söz edeyim… İlhan İrem, piyasada CD olarak bulunan tüm albümlerini plak olarak çıkartmaya karar verdi. Senelerdir arşivcilerin peşinden koştuğu albümler, yeni kapaklarıyla nihayet ortalığa çıkıyor. 1981 tarihindeki efsaneleşmiş albüm “Bezgin”, “Bezginin Gizli saklı saklı Mektupları” adıyla raflarda yerini aldı bile. Yanına, bugüne dek plak formatında asla basılmamış “Dünden Yarına” albümü de iliştirilmiş üstelik. Bu kadarla kalmayacak, söylediğim benzer halde, tüm İlhan İrem albümleri art arda yayımlanacak. İLHAN İREM’İN ROCK’A GEÇİŞİNİ BULMAK MÜMKÜN
“Bezgin”, 12 Eylül’ün karanlık günlerinde piyasaya çıkan bir albüm. “Bezgin”, 12 Eylül’ün karanlık günlerinde piyasaya çıkan bir albüm. İlhan İrem’e nazaran “ışık ve sevginin karanlık kozası”. İçinde, şahane “Olanlar Olmuş”un olduğu bir başyapıt. “Yemyeşil Bir Deniz Gözlerin”den “Ben Değilim”e uzanan diğeri şarkılar, cabası! Bir dönem naif aşk şarkıları söyleyen İlhan İrem’in senfonik rock’a geçişinin izlerini bu albümde bulmak mümkün. Bilhassa “Olanlar Olmuş”, “sonrası”nın habercisi. İlhan İrem fanatikleri için hususi bir yerde duran “Bezgin”, 2000 senesinde değişik bir kapak ve miksle piyasaya sürümüş, bu yeni halinin adı “Bezginin Gizli saklı saklı Mektupları” olmuştu. “Dünden Yarına” ise, gene İlhan İrem’in deyişiyle, “iyileşmez hüzünlerden senfonik rock ve mistik huzura giden yolda, İlhan İrem’in özde aynı olan değişik dönemlerindeki seyircilerini buluşturan geçiş albümü”. “Boşver Dost” adıyla da malum “Haydi Sil Gözlerini” başta olmak suretiyle, “Yazık Oldu Yarınlara”, “Anlasana”, “Sensiz de Yaşanıyor” benzer halde eski “hit”leri, “Ali Veli Maria” benzer halde yeni şarkılarla kaynaştıran bir albüm bu. İlhan İrem diskografisindeki geçiş albümlerinden ikincisi. Eski İlhan İrem şarkılarına tekrardan kavuşmanın heyecanı bir yana, geçtiğimiz haftalarda yepyeni bir albüm bizi heyecanlandırdı. Yeni Sezen Aksu albümü, “Birazcık Pop Birazcık Sezen”. Bu ara müzik konuşmamıza vesile albüm bu. Her her neyse ki… Altı senedir albüm yapmayan sanatçı, 16 şarkıyla huzurda. İçlerinden biri, “Benim Karanlık Yanım”, daha ilkin The Secret Trio’nun “Three of Us” albümünde karşımıza çıkmış bir Ara Dinkçiyan bestesi. Diğeri şarkılar yeni.
İlhan İrem, piyasada CD olarak bulunan tüm albümlerini plak olarak çıkartmaya karar verdi. Şüphesiz bir vuslat bu. Son albümü “Öptüm”ü, Aralık 2011’de piyasaya veren Sezen Aksu, arada geçer sürede kimi toplama albümlerde karşımıza çıktı fakat bu, “yeni” Sezen Aksu şarkılarını bekleyen hayranlarını doygunluk etmedi. “Birazcık Pop Birazcık Sezen”, seneler sonrasında, her anlamda bizi mutlu eden bir albüm oldu. Geçtiğimiz yıl tam da bu zamanlarda son konserini veren, sonrasında ortalıktan kaybolan Sezen Aksu’nun şarkıları, alıştığımız, bildiğimiz, sevdiğimiz Sezen’le bizi tekrardan bir araya getiriyor. Albümde “Sezen” kısmı ağırlıklı. Gökay Semercioğlu’nun gitarıyla renklenen albümün açılış şarkısı “İsyancı”, albümün rengini ortaya koyan bir şarkı bununla birlikte… “Baba Evi”, sözleriyle vuruyor: “Baba evindeyim bugün tepemde dolunay / Iyi mi doluyum birikmiş yalnızlıklar / Ayın umrunda mı cama vurmuş şavkı / Insanoğlunun biri de tutturmuş damar bir şarkı…” “Erkin Baba’ya şükranla” notu düşülen “İhanetten Geri Kalan”, arabeske göz kırpan müziğiyle, açılıştan bu yana devam eden “damar” hattın zirvesi. Peşinden gelen Sibel Algan şarkısı “Hakkımda Konuşmuşsun”, hattı bozmuyor. İlk dinleyişte çarpan şarkılardan… Sonrasındaki “Canımsın Sen”, favorim. Albümün “pop” kısmına giriş şarkısı. Peşinden gelen Şehrazat şarkısı “Manifesto” ile erken bir zirveye ulaşıyor bu hat. “Köz” ve “Kördüğüm” (adlarından da anlaşılacağı suretiyle) gene bildik Sezen hattı. Rob Dougan bestesi “Ben Kedim Yatağım”, damarın dibi. Sonlara doğru, özlediğimiz muzip şarkılara da rastlıyoruz: “Oh Oh” – “Seni Bölgeler” hattından ilerleyen “Hu Hu” ve ismiyle müsemma “Koca Kıçlı”… İkisinin içinde sıkışmış kalmış “Üfle de Söneyim”, albümün en güzellerinden. Kapanışı icra eden “Göç” de öyleki. Bir de sürprizi var albümün: Onur Özdemir’in bestelediği Sakin şarkısı “Iyi sabahlar Işgören Bey” –ki 2012 senesinde, “Kurtlu Kuyu” adıyla yayımlanmıştı. “Birazcık Pop Birazcık Sezen”, sevilmeyecek bir albüm değil. Altı senelik hasreti dindiren dolu dolu bir emek verme. Sezen Aksu, çıkınında biriktirdiklerini önümüze koyarken porsiyonu büyük tutmuş fakat insan gene de doyamıyor. 65 dakika bir çırpıda geçiyor, tekrardan başa dönülüyor ve albüm onlarca kere dinleniyor. Kendi adıma konuşayım, fazlaca zamandır bu şekilde heyecanla dinlediğim bir albüm karşıma çıkmamıştı. Sezen Aksu diskografisi göz önüne alındığında, “Bahane”den bu yana en sevdiğim albüm oldu bu. “Işık Doğudan Yükselir” öncesini özleyen bir Sezen Aksu hayranı olduğum düşünülürse, fazlaca zamandır beklediğim albüme kavuştuğum için mutluyum. Dilerim, bir sonraki adımı için fazlaca beklemez. Başta söyledim: Rotayı müzikten uzaklaştırmamak gerekiyor. Yeni Sezen Aksu albümü, treni rayına oturtmak için birebir. İlhan İrem plaklarını onun yanına koyarsanız hele, tam gaz ilerlersiniz. Şu fena günlerde, insana kendini iyi hissettiren gelişmeler bunlar. Her her neyse ki…
Kaynak : https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2017/01/29/biraz-ilhan-biraz-sezen/ Read the full article
0 notes
Video
MATRIX TRILOGY– Kırmızı Mı, Mavi Mi? “Mavi hapı alırsan bu hikâye sona erer, yatağında uyanırsın ve istediğin her neyse ona inanırsın. Kırmızı hapı alırsan, Harikalar Diyarı’nda kalırsın. Ben de sana tavşan deliğinin ne kadar derin olduğunu gösteririm. Unutma… Sana vadettiğim tek şey gerçek. Fazlası değil.” Morpheus / Matrix 🎬 Uyku Tanrısı Hypnos ve Gece Tanrıçası Nyx’in oğlu; Düşler Tanrısı” Morpheus, NEO’ya kırmızı ve mavi hapları uzattığında, takvimler Milenyumun eşiğinde 1999 yılını gösteriyordu… O yıl deprem İstanbul’u 7,4 şiddetinde sallarken, Matrix serisinin ilk filmi de dünyayı salladı… Aynı yıl, Düşler Tanrısı Morpheus, bizim de iki elimize iki hazine bıraktı. Biz de NEO gibi “Beyaz Tavşan”ın peşindeydik. Serinin ilk filmini kucaklarımızda ikizlerimizle seyrettik. O günden sonra, dünyamız algılarımızda çok değişti. Artık farkındalığımız başka bir boyuta taşındı...📽 *** “Neden burada olduğunu biliyorum. Ne yaptığını biliyorum. Neden az uyuduğunu… Yalnız yaşadığını ve her gece bilgisayar önünde neden sabahladığını biliyorum. Onu arıyorsun. Biliyorum, çünkü ben de bir zamanlar aynı şeyi arıyordum. Sonra o beni bulduğunda aslında onu değil, bir yanıtı aradığımı söyledi. Bizi harekete geçiren soru bu Neo. Seni buraya getiren de bu soru. Soruyu biliyorsun… Tıpkı benim gibi.”🎬 Yazının devamını profilimdeki linkten okuyabilirsiniz. #matrix #matrixtriology #wachowski #neo #morpheus #trinity #keanureeves #booksiay #film #oscars #dizi #tavsiye #booksiay #dündenyarına #eniyi #izliyorum #yaziyorum #ilknurakpinaryucedag @ilknurakpinaryucedag @booksiay_kitap https://www.instagram.com/p/CAJOUT4n0lb/?igshid=1ee2d2wlddlef
#matrix#matrixtriology#wachowski#neo#morpheus#trinity#keanureeves#booksiay#film#oscars#dizi#tavsiye#dündenyarına#eniyi#izliyorum#yaziyorum#ilknurakpinaryucedag
2 notes
·
View notes
Video
SHERLOCK – Agnostik Dahinin Hafıza Sarayında Beş Çayı “Yürüdüğümüz yol ne zaman ayağımıza dolanır? Yol ne zaman tek bir güzergâhı olan, bir nehre döner? Ölüm, hepimizi Samarra’da bekliyor…” Sherlock Holmes 📽 Cumberbatch ’in SHERLOCK’u tüm zamanların en iyisi olmayı başardı.Cumberbatch ’in modern Sherlock Holmes karakteri kredi kartı, cep telefonu, otomobil, uçak gibi günümüze ait araç gereçleri kullanırken, Martin Freeman’ın hayat verdiği Dr. John Watson ise online yazılar yayınlayan bir bloger… 🎬 Sherlock, sadece dedektifler ve araştırmacıların ipuçları peşinde koştuğu bir yapım değil. İnsan ilişkileri ve sosyal yönden zayıf olan Sherlock, savaş gazisi Dr. John Watson (Martin Freeman) karakteri ile zıt olmasına rağmen ilişkilerini yürütmeye çalışırken zorlanıyor. Bu nedenle dizi, diğer Sherlock dizilerinden farklı olarak duyguları derinlemesine incelemeyi, insan ve toplum psikolojisini, zihnin derinliklerini ve felsefeyi de ön planda kullanmış. Birbirlerini zıtlıklarıyla tamamlayan bu sıradışı ikiliden çok keyifle izlenen bir takım çıkmış. Eğer kitap okumaya ara verdiyseniz 🎬ve daha önce izlemediyseniz, mutlaka listenize ekleyin. Yazının devamı ve daha fazlasını profildeki linkten diziler bölümünden okuyabilirsiniz 📽 #sherlock #sherlockholmes #sirarthurconandoyle #benedictcumberbatch #booksiay #martinfreeman #dündenyarına @booksiay_kitap #100kitap100yazi #kitap #100kitap #100yazi #edebiyat #okuyorum #izliyorum #yaziyorum #ilknurakpinaryucedag @ilknurakpinaryucedag (Planet Earth) https://www.instagram.com/p/B_PmCiplOWz/?igshid=1w59vpmy0yie8
#sherlock#sherlockholmes#sirarthurconandoyle#benedictcumberbatch#booksiay#martinfreeman#dündenyarına#100kitap100yazi#kitap#100kitap#100yazi#edebiyat#okuyorum#izliyorum#yaziyorum#ilknurakpinaryucedag
2 notes
·
View notes
Photo
HOMODEUS- Yarının Kısa bir Tarihi Bir ortaçağ Kralının sarayından daha konforlu olan evlerimiz ve sosyal hayatımız var. Artık, açlıktan, savaştan ve hastalıklardan ölenlerin sayısı ilk çağlarla karşılaştırıldığında oldukça azalmış durumda. Bu sayede dünya nüfusu hızla çoğalıyor. Yazarımız bunun üzerine soruyor: “Kıtlık, salgın ve savaşlar sona erdiyse, insanlık daha önce eşi benzeri görülmemiş bir refah ve barış dönemine girdiyse, beklenen yaşam süresi hızla yükseliyorsa insanlar bunlarla mutlu olmalılar değil mi?” Kitap ilk bölümdeki bu soruya da uzun bir cevap niteliği taşıyor. Bana göre bu sorunun cevabını tek cümlesinde vermiş: “İnsanlar gerçek mutluluğa erişmek için haz arayışlarını hızlandırmamalı, aksine yavaşlatmalıdır.” ...📖📚 Düşünsenize “ÜÇÜNCÜ BİN YILIN ŞAFAĞINDAYIZ”. Atalarımız, binlerce yıl boyunca hayallerinde ve kehanetlerinde “gelecek bu günleri” görebilmek için her yolu denediler ve biz şu an o gelecekteyiz. Ancak kitap bittiğinde, bir filmin en heyecanlı sahnesinde elektrik kesilmiş gibi hissediyorsunuz ve kafanızı kaldırıp kendi kendinize soruyorsunuz: “Şimdi ne olacak?” Aslında kitabın içinde bu soruya birçok kez yanıt vermiş olan yazar, en çarpıcı olanlarından birini şu cümleye saklanmış: “İNSANLAR SAĞLIK, MUTLULUK VE GÜCÜN PEŞİNDE BİR BİR ÖZELLİKLERİNİ DEĞİŞTERECEKLER, TA Kİ ARTIK İNSAN OLMADIKLARI GÜNE DEK…”📚 Yazının tamamini profildeki linkte "kitaplar" bölümünden okuyabilirsiniz 📖 #homodeusabriefhistoryoftomorrow #homodeus #yuvalnoahharari #booksiay #dündenyarına #100kitap100yazi #kitap #100kitap #100yazi #edebiyat #okuyorum #izliyorum #yaziyorum #ilknurakpinaryucedag @ilknurakpinaryucedag #life #hayat (Planet Earth) https://www.instagram.com/p/B-16Xp0hKtB/?igshid=12uvoqcijjf2d
#homodeusabriefhistoryoftomorrow#homodeus#yuvalnoahharari#booksiay#dündenyarına#100kitap100yazi#kitap#100kitap#100yazi#edebiyat#okuyorum#izliyorum#yaziyorum#ilknurakpinaryucedag#life#hayat
1 note
·
View note
Photo
SAPIENS- Hayvanlardan Tanrılara Oldukça uzun ve karmaşık olan hikâyemizi akıcı bir dille anlatan Yuval Noah Harari, serinin ilk kitabının sonsözünde, “Tanrıya Dönüşen Hayvan” bölümünde, hepimizi endişelendiren soruyu son cümlede soruyor: 📌NE İSTEDİĞİNİ BİLMEYEN, TATMİNSİZ VE SORUMSUZ TANRILARDAN DAHA TEHLİKELİ BİR ŞEY OLABİLİR Mİ?📌 Yuval Noah Harari/Sapiens 📖 Harari eldeki tüm verilerin ışığında nereden geldiğimizi, neler yaptığımızı ve etkilerini tüm belge ve kaynaklarıyla sorguluyor. Kitap boyunca gezegenimizi “ ev “ tanımında kullanarak tüm çekmeceleri ve dolapları karıştırıyor. Kirli çamaşırlarımızı ortaya koyarken çıkmayan lekeleri de gözler önüne seriyor. Yaradılışı için en büyük tehditler olan kıtlık, salgınlar ve savaşlardan sağ çıkan insanlığın uzak ufuklarına bakıyor ve önündeki yeni tehditleri gösteriyor.📚 Yazının devamını profildeki linkten kitaplar bölümünden okuyabilirsiniz 👆 #sapiens #hayvanlardantanrilara #yuvalnoahharari #homodeus #21yüzyıl21ders #booksiay #dündenyarına #100kitap100yazi #kitap #100kitap #100yazi #edebiyat #okuyorum #izliyorum #yaziyorum #ilknurakpinaryucedag @ilknurakpinaryucedag (Planet Earth) https://www.instagram.com/p/B-rWuUCFqYS/?igshid=1gvyos1z3q9kr
#sapiens#hayvanlardantanrilara#yuvalnoahharari#homodeus#21yüzyıl21ders#booksiay#dündenyarına#100kitap100yazi#kitap#100kitap#100yazi#edebiyat#okuyorum#izliyorum#yaziyorum#ilknurakpinaryucedag
1 note
·
View note
Photo
TANRILAR OKULU- “Bu Kitap, Bir Harita ve Kaçış Planıdır.” Özellikle 21. Yy başından itibaren yükselen refah seviyesi, genişleyen konfor alanları insanoğluna farklı kaygılar yaşatırken, farkındalıklarımız da körelmeye başladı. İnsanlar, yaşadıkları duygusal boşluktan bir kaçış noktası bulmaya çalıştılar. Modernite dünyasında, mantık ve verimlilik odaklı zihinlerde, dini mitler bu boşluğu doldurmaya yetmedi. Bunun üzerine uzmanlar tarafından sıklıkla ifade edilen “İnsan” olmanın ilkeleri, etik kuralları ile ilgili yeni felsefi konuşmalar ,yazılar ve uygulamalar dört bir yanımızı sarmaya başladı...📖 D’Anna modernite içinde bu farkındalığı ilk geliştirenlerden biri oldu. Farkındalık denen şeyin kendine yolculuk olduğunu, tekâmülün bireyden geçtiğini ifade eden ilk manifestosunu yazdı. İddialı bir isim kullanarak, manifestosunun adını, dilimize “Tanrılar Okulu” olarak çevrilen “La Scuola Degli Dei” olarak belirledi. 📚 Tanrilar Okulu tekrar tekrar okumak isteyeceğiniz bir kitap. Her okuduğunuzda yeni keşiflerde bulunacağınız bir evren 📚 @ilknur Akpınar Yücedağ Aralık 2019 Yazının devamını profilimdeki linkten kitaplar bölümünden okuyabilirsiniz 👆 #tanrılarokulu #lascuoladeglidei #stefanodanna #dreamer #antagonist #booksiay #dündenyarına #100kitap100yazi #kitap #100kitap #100yazi #edebiyat #okuyorum #izliyorum #yaziyorum #ilknurakpinaryucedag (Planet Earth) https://www.instagram.com/p/B-ort3JFr_2/?igshid=f7pfhfqjxalb
#tanrılarokulu#lascuoladeglidei#stefanodanna#dreamer#antagonist#booksiay#dündenyarına#100kitap100yazi#kitap#100kitap#100yazi#edebiyat#okuyorum#izliyorum#yaziyorum#ilknurakpinaryucedag
1 note
·
View note
Link
Freud, bir üniversite anfisinde karşısındaki tıp uzmanlarına bu konuşmayı yaparken bilimde çığır açacağının farkında değildi. Üstelik bu farklı görüşü anlatabilmek ve karşısındaki bilim insanlarını ikna etmek için heyecandan öte endişeliydi. Dönemin alimleri olan ve sonraları isimleri ancak Freud nedeniyle anılan bu konservatif uzmanlar, bildikleriyle yetinmeyi tercih ediyorlardı. Karşılarındaki genç ve yetenekli adamdan çekiniyorlar , hatta korkuyorlardı. Ona şarlatan muamelesi yaparak, susturmaya çalışıyorlardı.
Eğer, farklı düşünüyorsanız her zaman dışlanırsınız, söz konusu bilimsel konular ve uzman kişiler ise daha kuvvetli dışlanırsınız…
Son yıllarda dizi jenerikleri, gerek görsellik gerek ses açısından o kadar etkileyici olmaya başladı ki introyu atlayamıyorsunuz. Özellikle de her bölümde farklı bir çalışma hazırlanmışsa. Artık introlar da kendi içinde bir takipçiye sahip ve sanatseverler özellikle dikkat ediyordur diye düşünüyorum. devamı linkte..
1 note
·
View note
Link
ANÁΓKH (Kader), asırlar önce bu sözcüğü bu duvara yazan kişi, kuşaklar boyunca kaybolup gitmiş, sözcük de kilisenin duvarlarından silinmiş ve belki de kısa süre sonra bu kilise de dünyadan silinip gidecek. Bu kitap bu sözcük adına kaleme alındı.”
19.yy’ın başlarında Notre Dame kilisesinin yıkılma düşüncesi ortalıkta gezmekteydi. Bunun üzerine Victor Hugo böylesine bir yapının yıkılmaması için elini taşın altına koydu ve ilk romanını 6 aylık bir sürede yazdı. Eser halkın dikkatini tekrardan bu kiliseye çekmeyi başarmış ve kilisenin yenilenmesinde büyük rol oynamıştır. Sanatın ve sanatçının toplum üzerindeki etkisinin ne denli önemli olduğunun somut bir kanıtıdır.
Notre dame Fransızca “Hanımefendi” anlamına gelir... devamı linkte.
#notre dame#notredamdeparis#notre dame de paris#victor hugo#booksiay#eren özvatan#eren ozvatan#dünden yarına#dündenyarına
1 note
·
View note
Photo
“Platon der ki: günün birinde filozoflar kral ya da krallar filozof olursa, insanlık o zaman mutluluğa kavuşur.” Ütopya / Thomas More Thomas More’un “Ütopya”sı, Güney yarım küresinde bir adadır. Hikâye, bu adada yaşamış, Amerigo Vespucci ile kader birliği yapmış, Portekiz’li bir gemici olan Raphael’in, ada halkının kurduğu düzenin mükemmelliğini Avrupa’ya tanıtması biçiminde sürer. Ütopya, idealize edilmiş kurgusal bir tasarımdır aslında ve Platon’un “Devlet” fikrine dayanır. Az sayıda ama etkili yasalarla eşitliği sağlar, sefaleti ve sefahati dengeler, tüm sınıfları eşit seviyeye getirir. Toplumda topyekûn bir hoşgörü ve ortak çalışma vardır. Herkes her şeye sahiptir. Sadece düzenli ve disiplinli bir çalışmayla bütün ihtiyaçlar karşılanır....📖 Yazımızın konusu Thomas More ve onun en ünlü hayali olan ”Utopia”sı… Ek olarak gençler dikkat; birbirleriyle ne alakası var diye sorma ihtimaliniz olan Erasmus, Tudor Hanedanı, Boleyn kızlarına da değineceğiz.📚 DEVAMI İÇİN PROFILDEKI LINKE TIKLAYIN👆 #utopia #ütopya #thomasmore #tudor #anneboleyn #erasmus #booksiay #dündenyarına #100kitap100yazi #kitap #100kitap #100yazi #edebiyat #okuyorum #izliyorum #yaziyorum #ilknurakpinaryucadag @ilknurakpinaryucedag (Planet Earth) https://www.instagram.com/p/B-b4QdGls0U/?igshid=q0yg6c3sptq6
#utopia#ütopya#thomasmore#tudor#anneboleyn#erasmus#booksiay#dündenyarına#100kitap100yazi#kitap#100kitap#100yazi#edebiyat#okuyorum#izliyorum#yaziyorum#ilknurakpinaryucadag
1 note
·
View note
Photo
“Bir şeyi gerçekten istersen, demişti yaşlı adam ona, “Onu gerçekleştirmen için bütün evren işbirliği yapar” Simyacı / Paulo Coelho Dostlar tiyatrosunda 1996 yılında Genco Erkal’ın sesinden girişteki cümleyi duyduğum zaman vurulmuştum “Simyacı ”ya… Henüz yirmili yaşlarımın ortasında olduğum için hayattan büyük beklentilerim ve isteklerim vardı. Tüm bunların arasına düşen bu cümle, sihirli bir değnek gibiydi. Gerçekten istemek gerçekleştirmenin tek kuralı, diyordu. Sanki “Lambadaki Cin” çıkmış ve size sınırsız dilek hakkı veriyor gibi…📖📚 Yazının devamını biolinkte " kitaplar" bölümünden okuyabilirsiniz. #simyacı #paulocoelho #100kitap100yazi #okuyorum #izliyorum #yaziyorum #booksiay #yaziyorum #booksiay #dündenyarına #gercekmucizelerinmasalı #godael #koronagunleri (Planet Earth) https://www.instagram.com/p/B-EiMH0lyx7/?igshid=q6yxohgo3xq
#simyacı#paulocoelho#100kitap100yazi#okuyorum#izliyorum#yaziyorum#booksiay#dündenyarına#gercekmucizelerinmasalı#godael#koronagunleri
1 note
·
View note
Photo
Atılgan'da Kaptan Kirk her bölümde bu cumleyi soylerdi: Kaptanın seyir defteri, yıldız tarihi...!" Ben de diyorum ki; Booksiay seyir defterinden merhaba, yildiz tarihi 16 Mart 2020. Okullar, resmî olarak 3 hafta tatil edildi. Sokaklarda maskeli insanlar dolaşıyor, anneler, babalar çalışıyor, çocuklar okula gitmiyor. Bankamatiklerde paralar, marketlerde raflar talan ediliyor. Toplu taşıma terkedildi, kendimizi koruyoruz, zamanımızı öldürüyoruz. Dünyada nereye baksak "panik" var. "Panik" virüsten daha hızlı ve tehlikeli yayılıyor. Tum dengeler, konfor alanları bozuluyor.Sıradışı bir sosyal deneyde gibiyiz. Corona Virüs” karantilarının konuşulduğu, her gün yeni bir krizin kapımızı çaldığı “Gezegen evimizde” tarihe düştüğümüz notlar çoğalacak gibi görünüyor. #okuyorum #izliyorum #yaziyorum #booksiay #dündenyarına #kitap #dizi #film #16032020 (Planet Earth) https://www.instagram.com/p/B9yda8Ghm9h/?igshid=9afsijfuj6xe
1 note
·
View note
Link
Kayıp Tanrılar Ülkesi – Ahmet Ümit
“Hayat, sevgiden çok daha büyüktür, çok daha derin çok daha karmaşık.”
Kayıp Tanrılar Ülkesi romanında Ahmet Ümit, toplumsal göç sorunu, cinsiyet ve ırk ayrımcılığı temalarına değinirken, bir cinayet vakasını psikolojik, sosyolojik, antropolojik çözümlemelerin olduğu tarihsel derinliği olan bir perspektife yerleştiriyor.
Ahmet Ümit, suç anatomisini ve suçun bireysel, toplumsal yansımalarını başarıyla yazıyor. Agatha Christie ’nin Hercule Poirot, Peyami Safa ’nın Cingöz Recai serisindeki Başkomiser Mehmet Rıza karakterlerine benzerlik gösteren, yarattığı Başkomiser Nevzat ile de okuyucusunu derinden etkiliyor.
0 notes
Link
0 notes
Link
0 notes