#beni onlara verme
Explore tagged Tumblr posts
sen-de-oku · 3 months ago
Text
Bir yaraya nasıl dokunacağını bilen kadınlar hiç acıtmazlar.
Tarık Tufan (Beni Onlara Verme)
40 notes · View notes
yeryuzugokyuzu · 2 years ago
Text
“Nefes darlığından, bu iç sıkıntısından kurtulabilmek için kendi kendime hikâyeler anlatmaya başladım. Gerçekliği bozarak, ruhumu ayakta tutmaya çalışıyordum.”
Tarık Tufan · Beni Onlara Verme
14 notes · View notes
selin-n · 2 months ago
Text
Bol köpüklü, duble bi'kahve ☕
Yorgunluğunu alır___//🍂☕
Senin için____//☕🍂💙🦋
Hani tam da gönlün yorgunken,
Bir cümle duyarsın da kalbindeki kuşlar havalanır,
Rengi değişir her şeyin.
Başını gökyüzüne çevirip gülümsersin
Yaşamak o kısacık andır işte
Bazen de tek bir cümle...
Seni seviyorum___evet💙🦋
Seçil Oğuz
Tumblr media Tumblr media
Beni vur, beni onlara verme........!!💙🦋
Tumblr media Tumblr media
104 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 5 months ago
Text
Tumblr media
"Allâh'ım! Ben sana Allâh (isminle) dua ediyorum. Sana Rahmân (isminle) dua ediyorum. Sana Berr ve Rahîm (isminle) dua ediyorum. Sana bildiğim ve bilmediğim tüm güzel isimlerinle dua ediyorum.
Allâh'ım, yapmış olduğu adaletsiz uygulamalarla çalışanların vazife yapma aşkını şevkini kıran, onları hizmetten küstüren idarecileri, çalışmayanlara, hizmeti aksatanlara göz yuman, hizmeti hakkıyla yapanlara da hakkını vermeyip onlara zulmeden, adaletsizlik yapan idarecileri sana havale ediyorum. Onlara fırsat verme ya Rabbi.
İlahi! Kusursuz olan Allâh, Ehad, Bedi' ve Kadir isimlerini şefaatçı kılıp niyazla Sen' den istiyorum!
Kadri muazzam olan ismin hürmetine Sen' den niyaz ediyorum
Ya Hayy, ya Kayyum! Allah, Ehad, Bedi' ve Basit isimlerini şefaatçı yaparak ve ümitle Sana yalvarıyorum.
Ey yaratma mertebelerinin en yükseğinde bulunan Allâh'ım! Sabit ve Cebbâr isimlerinin hakki, uyumaz sıfatın ve ateşleri söndüren Halîm ismin hürmeti için!
Ey çabuk imdada koşan Rabbim! Allâh, Ehâd isimlerinin ve dualara süratle cevap veren Bedi' isminin hürmetine Sana yalvarıyorum.
Kayyum ismin hürmetine dualarımı kabul et
Sen her türlü noksandan münezzehsin, ey yaratma ve her an yoktan çoklukla var etme mertebesinin en yükseğinde bulunan ve ölüleri en kerimane tarzda dirilten Allâh'ım!
Bir araya getirilmiş hece harflerinin hakkı için,
Yüce İsm-i A'zamın ve Kur'an'ın her tarafı kuşatan nuruyla irademe yerleştirilen harflerin sırrı hürmetine dualarımı kabul buyur
Ne olur ism-i Cebbar'ınla, bana bir heybet ve celal giydir ve düşmanlarımın ellerini benden çektir
Kadri Yüce, Selam, Aziz ve Celil ism-i şeriflerinin hürmetine beni her türlü düşman ve hasetçiden koru!
Bunu Celal, Rauf, Münezzeh, Kuddüs ve kendisiyle karanlıkların dağıldığı Rahim isimlerinin nuruyla lütfet!
Ey Rabbim! O nur ile ihtiyaçlarımı gider. Selâm ve Hayy ism-i şeriflerinle hacetimi suratle yerine getir.
Ma'bud, Hû, Samed ve Şehîd isimlerinin hürmetine ey Yüce! Kâfi isminle işlerimi kolaylaştır!
-Ey celal sahibi! Ve ey Halim! Sen' in yardımınla açılacak bir ilmin sırlarıyla bana bir ikram lutfeyle!
Sırları kesin ve inkişaf etmiş Kur'an-ı Hakim'in nurani ve açık ifadeleriyle beni her türlü korku ve sıkıntıdan kurtar.
Ey celâl sahibi ve ey kırık gönülleri üzüntüden kurtarıp saran! "Kün=ol" fiilinin "Kâfi hürmetine beni koru!
Tehlikeler deryasında beni güvende kıl ve o deryadan en hayırlı bir selâmet sahiline çıkmayı ihsan eyle. Sen' sin benim sığınağım. Sıkıntılar ancak Sen' inle ortadan kalkar.
-Rahmet olan yağmurun sağnak hâli gibi üzerime rızık yağdır. Her ne kadar günahta aşırı da gitseler âlemlerin ümidi yalnız Sen' sin!
Ey Celâl Sahibi! Basîr ism-i şerifin hürmetine düşmanlarımızı sağır, dilsiz, kör ve konuşamaz eyle!
Ey Gerçek Ma'bûd, yâ Hû ve yâ Hayre'l-Hâhkîn! Ve ey bizim için rızıklar cömertliğinden coşup gelen!
Her yönden gelen düşmanı Sen' in yardımınla defederiz. Sen de isminle onlara uzaktan atar ve onları dağıtırsın.
Ey Celâl Sahibi! Çöl kelerinin, yanına koşarak gelip şikâyetini arz ettiği Zât'ın (Hz. Muhammed'in) şanı hürmetine onları yüzüstü ve yardımsız bırak!
-Yâ İlâhî! Benim ümidim ve seyyidim yalnız Sen' sin. Beni tahkir etmek isteyen ordunun düzenini
Kesin yeminlerin (Yeminle başladığın Kur'ân sûre ve âyetleri) ve muhtevaları hürmetine, bütün zararlıların tuzaklarını benden defet!
-Hak ism-i şerifin hürmetine duamı kabul buyur, benim yanımda ol, düşmanlarıma karşı bana kâfi gel, çünkü artık onlar çok ileri gittiler.
Ey Rab ve Rahmân olan Allâh'ım! Hiç şüphesiz Sen hak ma'-bûdsun! Ey kuvvetli mededkârım! Şiddetli fırtınalar peş peşe kopmaktadır.
Kâfirlerden korunmak ve düşmana şiddetle hücum etmek ancak Sen' in yardımınladır. Sen' in yüce kapına gelip sığınan kimsenin karanlığı dağılır.
-Tâ Hâ, Yâ Sîn, Tâ Sîn ve Tâ Sîn Mîm (Kasas ve Şuara Sûreleri hürmetine bize yönelip gelen bir saadete ermek için bizim yardımc��mız ol!
Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd (Meryem) Sûresi ile, bizi dört bir yandan kuşatan kem gözlere karşı korunuruz ve bu bize yeter.
Hâ Mîm Ayn Sîn Kaf (Şûra) Sûresi bizi koruyan sığınağımız olsun; onun karşısında dağlar bile sarsılır.
Kâf, Nûn ve Hâ Mîm Sûreleri hürmetine bu himayeyi gerçekleştir... Duhân Sûresinde de muhkem kılınmış bir sır vardır.
Elif Lâm ile başlayan sûreler, Nisa Sûresi, Mâide Sûresi, En'âm Sûresi ve nurlu kılınmış Nûr Sûresi hürmetine...
Amme, Abese, Nâziat, Tank, Ve's-Semâi Zâti'l-BUrûci ve Zilzâl sûreleri hürmetine...
Tebâreke, Nûn, Seele Sâilün, Tehmîz (Hümeze), İze'ş-Şemsü Küvvirat Sûreleri hakkı için...
Zâriyât, Necm ve Kamer Sûreleri hürmetine dualarımı kabul buyur
-Hizb hizb, âyet âyet, okuyucuların okudukları ve inmiş olanlar adedince Kur'ân Sûreleri hakkı için.
Ey Mevlâm! Kendilerine kitab indirdiğin her peygambere ihsanda bulunan fazlını diliyorum.
Âyetü'l-Kübrâ hürmetine dualarımı kabul buyur
O harfler Merih yıldızı gibi yüksek ve âlîdir. Asâ-yı Musa ismiyle karanlıklar dağılır.
Bunların sırrını kendime şefaatçi ederek Senden niyazda bulunuyorum.
Ey Mevlâm! Kendisiyle çağrıldığında bütün işlerin kolaylaştığı isminle (İsm-i A'zam) Sana yalvarıyorum.
İlâhî! Peygamberlerin Sana manen yaklaşmak için kendilerine şefaatçi kıldıkları kelimeler hürmetine güçsüzlüğüme merhamet et. Günahlarımı bağışla.
Ey Yaratıcım ve Seyyidim (Efendim)! İhtiyacımı yerine getir! İşlerimi Sana havale ediyorum.
-Ya Rabbi! Hz. Muhammed'i (a.s.m.) ve burada toplanan güzel isimlerini şefaatçi ederek Sen' den niyaz ediyorum!
-O seçilmiş Muhammed'e (a.s.m.) ve bütün Âline yeryüzünün bitkileri ve kıyamete kadar esen rüzgâr adedince salât eyle!
Parıldayan şimşeklerle birlikte bulutlardan dökülen yağmurlar adedince ve yeri göğü dolduracak kadar salât eyle!
Bizzat Hz. Allâh'ın ve meleklerinin ona salât ve selâm getirmesi (Onun büyüklüğünü göstermesi bakımından) sana yeter.
O halde sen de, yıllar ve günler sürdükçe ve güneş ışık saçmaya devam ettikçe, sürekli olarak ve şefaatini dileyerek ona salât getir.
Âl-i Hâşim'den (Haşim Oğullarından) o paklara, hacılar Kâbeyi ziyaret edip onu selâmlamaları adedince selâm eyle!
-Yâ İlâhî! Hz. Ebû Bekir ve Ömer, Hz. Osman ve sarsılmaz Haydar hürmetine (Allah'ın Arslanı Hz. Ali'den) razı ol!
Aynı şekilde bütün Âl ve Ashabın, evliya ve salihler ve bunlara tâbi herkesten hürmetine dualarımı kabul buyur.amin
8 notes · View notes
sarapsevenkedi · 11 months ago
Text
Beni vur beni onlara verme
18 notes · View notes
biktim-amk-hayattan · 6 days ago
Text
beni vur, beni onlara verme.
3 notes · View notes
halimecan · 15 days ago
Text
Tumblr media
Bugün Var Yarın Yokuz
Hayat, ne kadar hızlı geçiyor, farkında mıyız? Günler, aylar ve yıllar birbirini kovalar, biz ise çoğu zaman koşturmaca içinde kayboluruz. Her bir gün bir fırsat sunar ama biz, çoğunlukla bu fırsatları görmeden geçeriz. İleriye bakarken, zamanın ne kadar hızlı geçtiğini kavrayamazken, gözümüzün önünden geçen anlar kaybolur gider. Bazen bir kelime, bazen bir bakış, bazen de bir sarılma, tüm o kaybolan zamanları hatırlamamıza neden olabilir. "Gel yanıma sar beni, bugün var yarın yokuz," diyen bir insan, aslında bize çok şey söyler.
Hepimiz yaşamın geçici olduğunu biliriz ama çoğu zaman bu farkındalıkla yaşamıyoruz. "Yarına belki" deriz, "Bugün değil, sonra yaparım" deriz. Oysa hayat, her anı kaçırmamamız gereken bir fırsattır. Birinin yanına oturmak, ona sarılmak, zamanın hızlı akışında kaybolmamaktır. Bugün, sahip olduğumuz tek gerçek zaman dilimidir. Yarın belki gelir, belki gelmez. Dün ise artık geride kaldı. O yüzden, bugünü yaşamadan geçirmemek gerekir.
Birinin bize "Gel yanıma sar beni" demesi, aslında en kıymetli hediyedir. Bu, sadece fiziksel bir yakınlık istemek değil, duygusal bir bağ kurma, bir insanın kalbine dokunma çağrısıdır. Sarılmak, insanın en samimi halidir. Kelimeler bazen yetersiz kalabilir ama bir sarılma, tüm hisleri anlatan bir dil olabilir.
Günlük hayatın içinde kayboluruz. İşler, sorumluluklar, yapılacaklar… Ama bir gün, hızla geçen zamanın farkına varırız. Kimi zaman bir kayıp, kimi zaman bir ayrılık, bizlere zamanın hızla geçtiğini hatırlatır. Belki de en çok ihtiyacımız olan şey, yanımızda olan insanlara sarılmaktır. Çünkü bir sarılma, sadece o anın değil, tüm bir ömrün anlamını taşır. Her şeyin geçici olduğu bir dünyada, birlikte geçirdiğimiz her anın kıymeti büyüktür.
O yüzden, "bugün var yarın yokuz" diyerek, sevdiğimiz insanlara daha çok sarılmalıyız. Onlara değer vermeli, yanlarında olduğumuzu hissettirmeliyiz. Sarılmak, sadece fiziksel bir yakınlık değil, ruhsal bir bağ kurmaktır. Birini sıkıca sarıkladığınızda, ona ne kadar değerli olduğunu ve bir anlığına da olsa her şeyin durduğunu hissettirebilirsiniz.
Bugün Sarıl, Yarın Ne Olur Belli Olmaz.
Yaşadığımız anların değerini bilmeliyiz. Zaman, bazen elimizden kayıp giderken, biz farkına varamayız. "Gel yanıma sar beni, bugün var yarın yokuz" sözleri, bir hatırlatmadır. Hayat ne kadar belirsizse, sevdiklerimizle geçirdiğimiz anların değeri de o kadar büyüktür. Bu yüzden, bugün yanımızdaki insanlara sarılalım, onlara değer verelim. Zamanın geçiciliğine inat, birlikte olduğumuz her anı kıymetli kılalım.
5 notes · View notes
simdiicimdengeldi · 4 months ago
Text
Beni vur
Beni onlara verme...
...Başka bir şey dinlemek istemiyorum. Başa dön bir daha... Bir daha... Bir daha...
4 notes · View notes
kaybolsun · 2 months ago
Text
aylık ölmüşümü görme fazında ilk kez büyükbabamı gördüm galiba. sonra babam geldi tabii. nörmal baba rüyası; ölmemiş aslında biz öldü sanmışız.
büyükbabamınki ilginçti. galiba birkaç gün önce düşünmüştüm, ellilerinde felç geçirip "yavaşladıktan" sonra şeker gibi bir adam olmuştu. ama biz çocuklara karşı hep şeker gibiydi büyükbabam. adamın dramı büyük. ağabeyi vefat edince, kendisi 14 yaşındayken 16 yaşındaki yengesiyle evlendiriliyor. ilkten kabul etmiş, gençlik herhâlde. ama sonra utanmış. babannem hiç beni alıp bir yere çıkarmadı derdi de, yıllar sonra aklım başıma gelince neden çıkarmadığını anladım. kendi hâlinde hayta bir delikanlı imiş. kimseye bir zararı olmamış. hırslı, becerikli babannemin narativinden öğrendik her şeyi çocukluğumuzda. nimet hovardalık etti, nimet paraları yedi savurdu, komar oynadı içki içti vs vs. ama büyükbabam hiçbir torununu üzmedi, kırmadı, hep güldürdük onu.
rüyamda 99'da ölmüşmüş de, sonra bir yerde birinin albümünde fotoğrafını görüyorum. ben ağlamaya başlayınca biri, bak, tanıdı diyor. büyükbabam onlara geçmişini hiç anlatmamış. ben ağlıyorum ama nasıl bir ağlama, içim sökülüyor. konuşamıyorum ağlamaktan. sonra öğreniyorum ki bizden kaçmış, izini kaybettirmiş, biz öldü sanmışız. o, bir yerde başka bir aileye eklenmiş. onlara babalık etmiş ve sevilmiş. sonra ne zaman öldü diyorum, 2004'te diyorlar. yalnızca 5 sene yaşamış bizden sonra. öyle olunca azıcık rahatlıyorum yine de. çok şey kaçırmamışım. ama asıl rahatlık ölmemiş olması tabii. ölmesindense gidip bir yerlerde bizi "aldatması" mutlu ediyor beni. hem mutluymuş da onlarla, çok sevilmiş. gerçek sevgi benimki ha :) fatiha okudum. çok az vakit geçirdim büyükbabamla, felç geçirdiğinde yatılıdaydım. (1990) döndüğümde annem o meşum kötü haber verme sesiyle "eve gidip büyükbabanı görünce ağlama" demişti. görünce niye ağlayayım ki diye düşünmüştüm. hasta olmuş yatıyor yani bu beni niye ağlatsın :)) on yaşında insanın düşüncelerine nüfuz etmek zor.
2 notes · View notes
kitaplarinicindeyasayankiz · 3 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Bugün talebelerim Duygu ve Ebrar beni görmeye yeni kursuma geldiler. Orada biraz oturduktan sonra onlara gittik. Beraber olduğumuz zaman ben yemek yaparken Duygu bana hep manevi destek verirdi ve yaptığım yemeğin tadına bakardı. Aynı zamanda sohbet ederdik. Bugün de pilav ve sufle yapmamı istedi. O da her zamanki manevi destek verme ve tadım görevlerini yerine getirdi. Mekan farklı olsa da o günleri yaşamış gibi olduk. Çok güzeldi ve çok kıymetli. Özlemişiz...
4 notes · View notes
sen-de-oku · 4 months ago
Text
Acımızı saçtığımız her yeri yurt edinme umudu var mıdır?
Tarık Tufan (Beni Onlara Verme)
21 notes · View notes
imastrid77 · 3 months ago
Text
not criminals.
"Adım Dean Winchester, kova burcuyum. Gün batımlarını, sahilde yürüyüşü ve oynak kadınları severim.”
Dean sırıtarak kameraya konuştu. Polis kaşlarını çattı.
“Kendini komik mi sanıyorsun?”
"Bence tatlıyım.”
"Kız arkadaşınla her ne haltlar karıştırıyorsanız dosyanızda bulunacak. Avukat tutun Winchester.”
_________________________________________________
"Onları bıraktım mı dedin?!” Sam öfkeyle şeytana bağırdı.
"Polisler geliyordu, vakit yoktu.” Lucia gözlerini devirdi.
"Siktir git!” Sam yeniden bağırdı.
"Eğer beni görselerdi, bu gördükleri son şey olurdu Winchester.” Lucia ayağa kalktı ve kapıdan çıkarak kayıplara karıştı.
"Şimdi ne bok yiyeceğiz?” Bobby birasını yudumlarken konuştu.
Sam kaşlarını çattı, yumruklarını sıkarak Audria'ya baktı.
Audria gülümsedi, anladı.
Sam Audria'nın iplerini çözdü.
"Pekala.” Audria serbest kaldı. Bacakları ve kolları uyuştuğundan yavaşça ayağa kalktı.
"Prison Break vol2. Hazır mısınız?”
"Buna pişman olacağız.” Bobby homurdandı.
"Onu o lanet şeytanla iş yapmadan önce düşünecektin, Bobby.” Sam gerginlikle konuştu.
"Bir kaç malzemeye ihtiyacım var beyler. İzninizle?” Audria alayla konuştu.
Tumblr media
_________________________________________________
"İzinsiz mülke giriş, 5 defa.” Kadın alayla konuştu. Juliet kadına baktı. Kadın konuşmasına devam etti.
"Cinayete teşebbüs, 3 defa. Mezar yağmalama ve mezar kundaklama 30 defa. Bizim bildiğimiz. Cinayet mahallinde sayısız kez görünme. Gizli kimlikler. Kendini FBI ajanı olarak tanıtma. Ve şimdide aptal bir müzayededen aptal bir nesne çalma. Kimsiniz Bayan Singer. Ve kusurs bakmayın, ne biçim bir fetiş bu?” kadın gülümsedi.
Juliet yüzünü buruşturdu.
"Ew, ne fetişi?”
"Bu tam bir sapık işi. Sevgilin ve sen bu işte uzman gibisiniz. Basit bir doktor hayatı ya da pastacılık o kadar zor muydu?”
"İnan bana o lanet hayatı denedim.” Juliet onun duyamayacağı şekilde mırıldandı. Ve bu seferr sesli konıştu.
“Sevgilim? Kim sevgilim?” kaşlarını çattı.
Kadın, Juliet'in önüne bazı fotoğraflar yığdı.
Dean ve Juliet'in eski fotoğrafları. Bunları nasıl bulmuşlardı?
“Kod adınızı bilmek ister misiniz? Günümüzün Bonnie ve Clyde'ı.”
"Havalı sayılır.” Juliet alayla güldü.
“Hapishanede çürüyecek olan çift olarak değiştirmeyi düşünüyoruz. Kulağa şimdi nasıl geliyor?”
"Hala havalı.”
Tumblr media
_________________________________________________
"Sam yardım istiyor Flinn.” Castiel bir çocuk parkında oturan Flinn'in yanına geldi ve oturdu.
"Cevap verme. Daha büyük işlerimiz var.” Flinn salıncakta çocuğunu sallayan kadına ve küçük kıza baktı. Castiel ile göz teması kurmadı. Yönetmek çok yorucu hale gelmişti. Sakinliğe ihtiyacı vardı ve varoluştan beri insanları izlemeyi seviyordu. Bunu kimseye söylemese de.
“Ama onlara ihtiyacımız var.” Castiel konuştu.
"Onlar oradan çıkacak. Audria yardım edecek.”
Flinn peşlerine bir ajan takmıştı. Her haberi alıyordu. Ne kadar yorucu olsada düzeni inanıyordu ve onu korumaya yemin etti.
"Lucia'yı yakalayın. Canlı.”
Castiel başıyla onayladı, tek kelime etmeden ordan kayboldu.
Tumblr media
_________________________________________________
“Zihin kontrolü?”
"Kısa süreli. Eğer kontrol edemezsem adamın kafası patlayacaktır. Kirlenmeyi istemeyiz, değil mi?” Audria kaseye malzemeleri dökerken konuştu.
"Ne kadar zamanları var?” Bobby kollarını önünde kavuşturup sordu.
"7 dakika, 25 saniye.”
Bobby kaşlarını çattı.
“o aptalların olayı anlaması 7 dakika sürer.”
"O zaman dua edelim. 25 saniye onların çıkması için yeterli olsun.” Audria büyülü sözleri fısıldamadan önce konuştu.
"Dua pek olası gözükmüyor. Castiel cevap vermedi.”
Tumblr media
_________________________________________________
8 saat geçti.
"İtiraf etmeniz sizin lehinize Bay Winchester. Gerçi yakalanmadan önce kız arkadaşını kurtarmak için 3 polis memurumuza zarar vermeniz akıl alır gibi değil.”
"Çeneni tahmini ne zaman kapatırsın?”
"Suçunuza suç katmakta başarılar.”
Bir kaç dakika sonra Dean ve Memur aynı anda çalan kapıya baktı. Memur tok bir sesle konuştu.
“Gir.”
İkiside gelen kişiye baktı.
"Oh, Memur Downey? Burada ne arıyorsunuz?” memur kaşlarını çatarak işe yeni başlamış stajyere baktı.
"Bazı dosyalar getirmem söylendi, efendim. Ve Memur Harrison sizi çağırıyor.”
"Pekala dosyaları bana ver ve sen bu adama göz kulak ol. Onunla istediğini yapabilirsin.” Memur göz kırparak odadan çıktı.
Dean kaşlarını çattı, Memur Downey gergince gülümsedi. Ve Dean'e döndü.
"Naber Dean?” Hızla Dean'in kelepçelerini çıkarmaya başladı.
"Audria?” Dean hızla ellerini kelepçeden kurtardu ve ayağa kalktı.
"Dur! Temiz olup olmadığını kontrol etmeliyim.”
Dean kafasıyla onayladı ve Audria'nın kontrolündeki stajyer Downey, koridora çıktı.
Downey, Dean'e kelepçeleri taktı. Dean küfretti.
“Ne yapıyorsun lan?” Downey fısıldadı.
“Sessiz ol. İnsanlar senin burda başıboş dolandığını görmemeli. Seni başka bir karakola aktaracağız. Sözde.” Bir kaç koridor geçtiler ve bir kapının önünden durdular. Downey kapıyı açtı. Juliet gözlerine devirerek mırıldandı.
“Sonunda. O kadının ciddi olacağını düşünmeyr başlamıştım. Yani görüyorsun, ben böyle boktan bir yerde yaşlanıp ölmem. Şanlı bir ölüm bana çok yakışırdı.” alayla konuştu.
Dean kaşlarını çattı.
“Kalk.”
“Gerizekalı, ellerime bak.”
Downey hızla kelepçeleri açtı ve Juliet ayağa kalktı. Üstünü düzeltti ve masanın üzerinden gizlice Dean ve Juliet'e ait olan bir fotoğrafı cebine koydu. Bunu neden yaptığını anlamadı. Hisler mi?
Downey onları karakolun arka çıkışına yönlendirdi.
“Sağdan düz gidin. İkinci aralıktan sola sapın, 3. Aralıktan sağa doğru gidin. Koşun.”
Dean ve Juliet kaşlarını çattı ve Downey ağrıyan başını tutarak “Koşun!” dedi.
Belli ki Audria kontrolü kaybediyordu.
Dean ve Juliet hızla denileni yaptı ve koşmaya başladılar. Talimatları izlediler ve yolun sonundaki Sam'i impala'nın içinde şoför koltuğunda oturuken gördüler ve hızla arabaya bindiler.
Kaçış arabası.
Tumblr media
_________________________________
Juliet ve Dean elinde kahveyle Bobby'nin evindeki koltuğa yığılmışlardı. Sonunda biraz olsun huzur.
“O kadın ve adam sana ne sordu?” Dean gerginlikle sordu.
Juliet mırıldandı, ona bakamadı. Eğer baksaydı Dean'in onun yalan söylediğini anlayacağını biliyordu.
“Hiç bir şey. Sana?”
“Hiç bir şey.”
Juliet yavaşça paltosunun cebinden sarkan fotoğrafa baktı ve hızla cebine geri soktu.
Tumblr media
________________________________
“Sana ihtiyacımız vardı Castiel!”
“Meşguldüm! Yapabileceğinizi düşündüm ki yaptınız!”
“Artık birine borçluyum.” Sam derin bir nefes verdi.
“Bende burdayım, biliyorsunuz.” Audria mırıldandı.
Castiel homurdandı ve konuştu.
“Bir kasabada büyük karışıklıklar oluyor. Onu araştırıyordum.”
“Nasıl karışıklıklar?”
“7 büyük günah gibi.”
Tumblr media
3 notes · View notes
laviniapricity · 2 years ago
Note
Beni vur, beni onlara verme Külüm al uzak yollara savur Dağılsın dağlara, dağılsın bu sevdamız Ama sen ağlama dur
Ah, senin ellerine..
Uzanamam, yerdeyim..
O masum hayallere..
Varamam, ölmekteyim..
30 notes · View notes
birharabe · 1 year ago
Text
toplulukların çoğu ataerkildir," dedi. "erkek egemenliği altında çok fazla şiddet yaşanıyor. bundan kadınlar, çocuklar, hayvanlar kadar erkekler de zarar görüyor. kötü eğitim ve aşağılık kompleksi, bir sürü canlının hayatına mal oluyor. bir gün bir oğlum olursa, ona bir kadından daha zayıf olmanın erkekliğinden bir şey götürmeyeceğini öğrettiğimden emin olacağım." (...)
"sence bunu zayıf hissettikleri için mi yapıyorlar?" bunu anlamanın bir yolu var mıydı, emin değildim. ne olursa olsun, birine zarar verme düşüncesi benim için dehşet vericiydi.
"o tür insanlarla empati kurmak istemiyorum." (...) "ana sebeplerinden biri bu olmalı. kendini karşısındakinden daha aşağıda ve zayıf görmesi ama bunu kabul edememesi. kadınlardan daha üstün oldukları söylenerek büyütülüyorlar, kadınları korumaları gerektiğini düşünüyorlar." (...) "aslında kadınların buna ihtiyacı yok, insanlar kadın ya da erkek fark etmeden onlara zarar vermemeleri konusunda eğitilmeli.çoğu rahatsız olduğu durumda kendini öldürmeye kalkışmaz ama karşısındakini soğukkanlı bir şekilde öldürebilir çünkü kimse onlara, kendine zarar verme ihtimalini anlatmaz, bu genellikle ihtimal dışıdır." (...) "öte yandan, her zaman 'sen erkek adamsın' derler. kendi zayıflıkları ve yetersizlikleri onları saldırganlaştırır, beynini kullanamayan insanlardan bahsediyoruz elbette. reddedilmek... kendilerini öyle üstün görürler ki bu ihtimali kabullenemezler. olayın sevgiyle ilgisi yok, bunları 'aşk cinayeti' diyerek haber yaparlar hep ama bu aslında 'üstünlük cinayeti'dir. 'sen beni bıraktın ve acı çekiyorum' değil, 'sen beni bırakamazsın' inancı yatar temelinde. ve kıskançlık... insan hayatında, sevgi adı altına koyulmuş en büyük zorbalık bana kalırsa. yine kendine güveni olmayan insanların kalkışacağı ilkellikler bunlar. hayatta hiçbir başarısı olmayan, muhtemelen tembel ve beceriksiz,çabalamayı bilmeyen ama bunu kabul edemeyip kendisinden fiziksel olarak daha güçsüz bir canlı karşısında yapılan gövde gösterisi." (...) "dünyanın her yanı, sadece o gün yapılan yemeği beğenmediği için eşine şiddet uygulayan, kendini adam sanan haysiyetsizlerle dolu ama bu insanlar, bir yumurta kırmaktan acizdir mesela. kadınları insan olarak, birey olarak görmez böyleleri; onları malı gibi görürler. 'sen benimsin' lafının altında da bu görüş yatar." (...) "bir av gibi seçip beğenerek alabilecekleri bir şey sanırlar kadınları. reddedildiklerinde de takıntı ve saplantıya dönüşür." (...) "en üzücü olan ise toplumların, farkında olmadan kadınları insan olarak değil de işçi gibi görmesi ve göstermesi. yemek yapıp çocuk bakarlar, iş yerinde erkeklerden daha çok çalışmak zorundadırlar. bir de eğer işlerinde başarılı olurlarsa başka türlü yaftalanırlar." (...) "evlenip yuva kurmalıdır ki başına bir şey gelmesin, bir kadın kendi hayatını yaşarken başına neden bir şey gelsin ki !ama aileler, onları bu ihtimali kafalarına kakarak büyütür. aksine erkekleri büyütmeleri gerekiyor, kız çocuklarına verilen nasihatlerin sadece yarısı erkek çocuklarına verilse bu kadar başına buyruk ve 'erkeksin, istediğini yaparsın', 'erkeksin, bir şey olmaz' ana fikriyle büyütülmese, kadınlar hayatlarını görünmez bir korkuyla, bir kafesin içinde yaşamak zorunda kalmazdı." (...) "iki çocuğun var, birini diğerinden korumak için ona sürekli geride durmasını, sessiz kalmasını tembihliyorsun; diğeri de durum öyle olmalı sanıyor. aileden gelen terbiye bir ağacın köküne benzer, kök nasılsa ağaç da öyle yetişir. toplumlar da böyledir; nasıl öğrendilerse öyle öğretmeye, bir şeyi doğrusuna yanlışına bakmadan o şekilde aktarmaya devam ederler, sonuç ortada ama hiç kimse dönüp neyi yanlış yaptığını sorgulamıyor."
9 notes · View notes
womanhidinginbooks · 1 year ago
Note
Ruhuma musallat olmuş o uçurumların kenarında yaşayabilmek için aylardır bıkmadan usanmadan çocukluğumun yüzlerini,
sokaklarını, ağrılarını yazıyorum. Delirmişçesine, hafızamın kuytu, karanlık, ıssız yerlerine, çocukluğuma, ilk gençliğime, utançlarıma, kavgalarıma bakıyorum bir şeyler bulabilmek için. Ne arıyorum?
Bu kadar öykünün içinde aradığım nedir? Bir kere de mutlu bitsin şu hikâyelerin sonu diyenlere ne cevap vereceğim?
Bir kere sevdiğinin yüzüne baksa ölecek âşıklar. Güzelliğini bir yara gibi taşıyan kadınlar. Gururundan ölenler, gidenler, tam söyleyecekken susanlar, yıkık krallıkların prensesleri.
(Tarık Tufan, Beni Onlara Verme)
.
3 notes · View notes
opecemogozlerden · 1 year ago
Text
"Vur" demiştim gözlerimi kapayıp dudaklarına fısıldayarak sancıyla,"Onlara verme. Öldür beni."
4 notes · View notes