#Yeni Çağrı Gazetesi
Explore tagged Tumblr posts
Text
12 Eylül Güncellenirken
Bir hayat imgesi mahvediliyor. Bile isteye, her dönemeçte, biraz daha afaki bir biçimde ol yurt tahayyülünün sınırlamaları ile birlikte bir hayat mefhumu yok edilmenin eşiğine otuz iki kısım tekmili birden taşınıyor. Devletlinin suna geldiği her yönelim, seçenek diye var ettiği her hamlenin sonunda bir kere daha hayat imgesinde onarılması imkansız bir başka yara var ediliyor. Kesintisiz kılınmış olagelen tahakküm, denetim ve gözetimle beraberce şekillendirilirken normatif altüst edilmiş oluyor. Büsbütün cerahat üstünden ilerleyen bir yerde hayat imgesinin kapsamı / içeriği, sıradan insanlar için var ettiği ifade küflendirilip, çürümeye terk ediliyor. Bir koca asırdır sürdürüle duran bir tahayyülün, demokrasinin ta kendisini var etmek adına olmadığı her defasında biraz daha belirgin kılınıyor. Darbelerle birlikte yol / yön tayinine girişilmiş olagelen bir menzilde hayatın ehemmiyet verilebilen bir mefhum olmadığı zaten aşikardır. Gel gelelim bununla sınırlı kalmayıp, günümüzün kör karanlığının temellerinin her nasıl atıldığını da göstere gelen bir kırılma anı vardır. O 12 Eylül 1980’in sunduğu, var ettiği, önünü açtığı şey bütünüyle hayat imgesinin mahvını ihtiva eder.
1980’den başlayarak günümüze kadar sürgit yinelenen, devamlılığı sağlama alınmış olan her tahakküm çabasında bir kere daha yüzleşilmeyen geçmişin var ettiği bir mahva tanık oluruz. Düzeni muhafaza ettiğini bildiren Kenan Evren nam zibidinin devlet önceliğimiz diye sunduğu derin bir cerahat halini savunan, din, iman imal edip, pazarlayıp öte yandan da cürmü pişiren, aralıksız linci var eden bir sistematik yapılandırma günümüz ülkesinde de karşılığını bulur.
Bianet’ten aktaralım: “12 Eylül askeri darbesinin 43'üncü yıl dönümü dolayısıyla İstanbul ve Diyarbakır'da yapılan açıklamalarda, bir sivil anayasa ve Diyarbakır 5 No.'lu Cezaevi'nin "İnsan Hakları Müzesi'ne" dönüştürülmesi talebi yükseldi.
Mezopotamya Ajansı ayrıca, aralarında Dersim, Urfa, Hatay, Mersin'in de bulunduğu bir çok kentte darbede yitirilenleri anma ve darbe liderlerini lanetlemeye dönük toplantılar gerçekleştiğini bildirdi.
İstanbul
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Gümüşsuyu'daki eski TRT Radyosu binası önünde açıklama yaptı. Siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcilerinin katıldığı açıklamada, "12 Eylül'ün 43'üncü yılında ne darbe ne diktatörlük acil demokrasi acil insan hakları" pankartı taşındı.
Konuşanlardan, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, 12 Eylül'de yaşananları hatırlattı. Yeni darbelerin yaşanmaması için aralarında "Darbe kurumlarını kapatmak, hak ihlallerine neden olan yasaları tüm sonuçları ile ortadan kaldırmak, darbecileri ve darbe sürecinde işlenen suçları cezalandırmak, darbe nedeniyle doğan zararların giderini de kapsayacak şekilde onarıcı adaleti sağlamak, hak ve özgürlükleri evrensel ölçülerde genişletmek ve baskıdan kurtarmak, demokratik ve özgürlükleri esas alan yeni bir anayasa yapılması, demokratikleşme yanında çatışma çözümü ve pozitif barışı sağlamak ve kurumsallaştırmak" da olan önlemler önerdi.
12 Eylül öncesi toplumsal hareketlerin başını çeken kuşağın adını taşıyan "78'liler Girişimi", Taksim Kazancı Yokuşu başında açıklama yaptı. 12 Eylül darbesini protesto eden dövizleri taşıyan katılımcılarla gerçekleştirilen açıklamaya, çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Konuşmalar sık sık, "Gün gelecek devran dönecek darbeciler halka hesap verecek" sloganlarıyla kesildi.
İnsan hakları savunucusu Nimet Tanrıkulu, Özgür Gündem gazetesi ile dayanıştığı gerekçesiyle hakkında 1 yıl 3 ay hapis cezası verilen ve adli kontrol kararıyla serbet bırakılması gerekirken tutuklanan 78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can'ın sağlık sorunlarını hatırlattı. Tanrıkulu, Can'ın serbest bırakılması için çağrı yaptı.
78'liler Girişimi üyelerinden İsmet Evren, "Türkiye'nin resmi muhalefetinin12 Eylül rejimi ile uzlaşmasının bedeli Erdoğancı tekçi rejim oldu" dedi. "Erdoğan['ın], darbeden 20 yıl sonra hazır bulduğu antidemokratik anayasayı ve yasaları kendi siyasi yükselişi için sonuna kadar kullandı[ğını]" öne süren Evren, "Gelinen noktada savaş ve çatışma ortamı toplumsal ayrıştırma, yoksullukla terbiye etme, kaygı ve korku iklimi eşliğinde, iktidarı sürdürme ve siyaset yapma biçimi olarak sürdürülüyor" dedi.
Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk ise, tüm darbelere rağmen ülkede demokrasi ve barış arayışlarının sürdüğünü belirterek, darbe zihniyetine karşı mücadelenin sürdürülmesi çağrısında bulundu.
Talepler
Kazancı Yokuşu başındaki buluşmada şu talepler sıralandı:
▶ 12 Eylül darbesinden bu yana hükumetlerin değişmesiyle birlikte kısmi değiştirmelerle sürdürülen 1980 Darbe Anayasasının kaldırılarak; demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi ve sosyal bir anayasanın toplumsal bir mutabakat ile yapılması
▶ Diyarbakır 5 No.'lu Askeri Cezaevi'nin her karesinde yaşanan gerçekliğe bağlı kalarak, büyük insanlık ve ülke için "İnsan Hakları Müzesi"ne dönüştürülmesi
▶ Toplumsal barışın, adaletin, kolektif ve bireysel hak ve özgürlüklerin sağlandığı, baskının ve şiddetin değil özgürlüğün ve eşitliğin olduğu Demokratik Cumhuriyette yaşamak
Hatay
İHD İskenderun Şubesi, deprem sonrası etkinliklerini sürdürdüğü konteynerde açıklama yaptı. İHD Hatay İl Eşbaşkanı Ayten Kılınç, 12 Eylül darbesinde yer alanlar hakkında etkili bir soruşturma başlatılmadığını ifade etti. Kılınç, yeni bir toplumsal sözleşme ve demokratik bir anayasaya ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
İHD Hatay Şubesi de 12 Eylül darbesinin yıldönümü nedeniyle yazılı açıklama yaptı: "Militer değer yargılarına, hiyerarşik ilişkilere ve biat kültürüne karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. 12 Eylül bir milat değildir. Militarizm bu coğrafyanın maalesef ki siyasi geleneğinin özünü oluşturmaktadır. Bu nedenle insan hakları savunucuları olarak 12 Eylül askeri darbesinin yıldönümünde militarizme karşı olan tutumumuzu bir kez daha tüm kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
Mersin
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu ve Mersin 78'liler Girişimi Derneği, Özgür Çocuk Parkı'nda açıklama yaptı. 78'liler Girişimi Derneği Başkanı Yeşim Dağgeçen, demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasa talebinde bulundu. Dağgeçen, "Tüm cezaevlerinde yaşanan ve Diyarbakır 5 No.'lu Askeri Cezaevinin her karesinde yaşanan gerçekliğe bağlı kalarak, büyük insanlık için 'İnsan Hakları Müzesine' dönüştürülmesini talep ediyoruz" dedi.
Diyarbakır 5 No.'lu Cezaevi önünde açıklama
Amed 78'liler Dayanışma ve Araştırma Derneği ve İHD, darbe döneminde i��kence merkezlerinden biri olan 5 No.'lu Cezaevi önünde açıklama yaptı. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) milletvekilleri Adalet Kaya, Mehmet Kamaç ve Cengiz Çandar ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun yanı sıra çok sayıda kişi açıklamaya katıldı.
Açıklamanın Kürtçesini 78'liler Derneği üyesi Hüseyin Barış, Türkçesini ise İHD Şube Başkanı Ercan Yılmaz okudu. Açıklamada, darbenin var olan sorunları daha da derinleştirdiği ve günümüzdeki birçok sorun ve ağır hak ihlalinin nedeni olduğu vurgulandı. Açıklamada, "12 Eylül Askeri Darbesi sonrası Kürt halkının hafızasından asla silinmeyecek ağır insan hakları ihlallerine konu suçların işlendiği bir merkez haline gelen Diyarbakır 5 No.'lu Askeri Cezaevi'nin her karesinde yaşanan gerçekliğe bağlı kalınarak, büyük insanlık ve ülke için İnsan Hakları Müzesi'ne dönüştürülmesini talep ediyoruz" çağrısı yapıldı.
Tanrıkulu: 12 Eylül faşist darbeydi
CHP Diyarbakır Milletvekili ve avukat Sezgin Tanrıkulu, cezaevinin birçok işkence ve zalimliğe tanıklık ettiğini söyledi. Tanrıkulu, "Geçmişle hesaplaşmadan, yüzleşmeden bu travmaları aşamayız. 12 Eylül darbesi Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir-komuta zinciri içerisinde gerçekleştirdiği faşist darbeydi. Mutlaka mutlaka bu faşist darbeyi yapan zihniyetten gerçek anlamda hesap soracağız" dedi.
Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç, "Türkiye'de gerçekleşen bütün siyasi darbelerin temelinde çözümsüzlüğe mahkum edilmiş Kürt meselesi vardır. Kürt meselesi çözülmeden bu ülkede darbecilik son bulmaz. Bugün bu coğrafyada darbe rejimine dönüştürülmüş kayyım pratiğini görüyoruz. İnsanlar 80 darbesini arar hale geldi. Kürt meselesi başta olmak üzere demokratik yaşam inşası için geçmişle yüzleşilmesi gerekiyor." dedi.
Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya da, şiddetin 1980 darbesinden bu yana güncelleşerek devam ettiğini ifade etti. Kaya, "Burası tam bir hafıza mekânı. İnsan aklının alamayacağı şiddet yeri olarak burası utanç müzesi olarak kalmalıdır" dedi.
5 No.'lu cezaevinde tutuklu kalan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Eşbaşkanı Hayrettin Altun da, "Diyarbakır 5 No.'lu cezaevi İnsan Hakları Müzesi olsun." dedi.”
Birbiri içerisine geçmiş / devinimi sağlama alınmış, yıkıcılığı halen etken olagelen bir hal, bir durumu bildiriyor 12 Eylül 1980. Televizyon dizilerinde ucundan kıyısından var edilip ah vah ettirilenin gerçeklikte yanı başımızda durması mesel olunmasın isteniyor, hala ve hala. Düzen kendi bekasını, noktasına virgülüne o yıkıcı odaktan halen temin ederken tüm o hali savunmayı sürdürürken, yüzleşmekten inatla kaçınılan karanlık her gün yeniden bu sathı mahalli kuşatıyor. Ne demokrasi, ne adalet, ne hak, ne hürriyet! Hiçbirisinin izinin dahi kalmadığı, esamesinin okunmadığı bir karanlık tabloyu sindirin buyuruluyor. Bir de yaşayın. Bütünüyle, kendisinden saymadığına var ettiği yıkıcılığın faturaları günbegün ve anbean yeniden biçimlendirilirken cerahate esaretin yolunda yürünsün isteniyor. İtirazlara kulak kapatılan, sorgulamaların mümkün olmadığının zapturaptla, şiddetle bütünleş sunula geldiği bir zeminde yürüyor memleket. Bütünüyle aksettirilen her meselde, yaşana duran her vakada kendini görünür kılan bir tehdit döngüsünde, demokrasicilik oynanıyor o kenan zibidisinin suna geldiği perspektife dört elle sarılarak bir menzilin yaşatmama idesi güncelleniyor. On iki eylül biraz da budur. Bu hallerdir.
Derme çatma bir anayasa, her yerinden patlak vermeye hazır ve nazır olagelen bir demokrasi anlayışının da bu döngüye dahil olduğunu bildirmek elzemdir. Dini siyasi bir araç, entegrasyonun temeli olarak ele alan, hürriyeti, hakkaniyeti, elzem olagelen insanlık haklarının tamamını kendisince dönüştüren, kendi bildiği gibi çekip çeviren bir ikilimin ve yönetim anlayışının sundukları zaten başlı başına bir yazı konusudur. 12 Eylül 1980’in halen nerelerde var edilebiliyor olduğunu dizilerde değil sokakta, gündelik hayatın tam ol ortasındaki zapturapt altına almalarda görürüz. Bir gün, kayıp yakınlarının eylemlerindeki o kuşatma, daha sokağa adım atıldığında İstiklal Caddesinin açık mapushane kılınmasında görürüz mesela. Her hafta on / yirmi, otuz insanın derdest edilip gözaltına alınmasından.
Birkaç sokak ötede İnsan Hakları Derneği önünde tutsak yakınlarının eylemlerinin daracık bir sokağa, bir kapı, iki metrekare alana sıkıştırılmasında görünür misal 12 Eylül 1980. Buraları bilmiyorsanız, Bakur Kürdistan’ının sokaklarında zırhlıların var ettiği şiddet / terörün ta kendisinden görebilirsiniz misal 12 Eylül 1980 hal ve bahsini. 30 Ağustos’ta Şirnex merkezinde zırhlı aracın çarptığı 12 yaşındaki Tajdin Adal’ın yaşadığı kafa travması, bir çocuğu dahi düşman görebilen zihniyetten okunabilir misal 12 Eylül 1980.
Hakların talan edildiği, görece gündelik yaşamın toptan / tek tip bir akıma dönüştürüldüğü, bununla boğuntuya konulduğu zeminde, terörörö dışında kalakalan hayatın da nasıl mahvına çalışıldığına dair belki de yetkin bir önerme olarak Türk Kadın Voleybol takımı için kullanılagelen uygunsuz tanımlar eklenebilir. En son Cuma günü bir İstanbul camisinde verilen vaazda kendilerinin hedef kılınması, Filenin sultanları tabirini hakir görmekten, kadına yönelik şiddeti olumlamaya, bunları dinden çıkış görüp inanarak bir kere daha ayrıştırmayı var ederek bir menzil bina olunmaya devam edilir. Daha gayri kabul addedilen Hristiyan halkların, ezel ebet öteki addedilen Ezidilerin, Alevilerin ve bir biçimde ötekisinin de ötekisi olagelen LGBTİ+ insanların başına getirilenlerle cümbür cinnet bir yurt tahayyülü zaten o 12 Eylül 1980’in her nereye evrildiğini, nerelerde başımıza dikildiğini de göstere gelir, geliyor da.
Bir hayat imgesi mahvediliyor. Toplumsal yaraların birbiri üstüne eklendiği, hiçbir zamanaşımının var edilemeyeceği afaki olan mesellere, olay ve olgulara müdahalelerle bir hayat imgesi çürümeye terk ediliyor. Bugün yaşadığımız raddede 12 Eylül 1980 ile yüzleşmek, o karanlığı bina eden temsilin adalet önündeki hesap sorulmasının akıbeti çoktan unutturuldu. Giden gitti, tüm o zorba takımına resmi törenler düzenlenip, isimleri yad edildi. Bir zamanların kötülük dolu temsilleri gibi kimilerinin halen hayranlık beslediği, bir odakta eylemlerini onamayı tercih edebildiği bir zeminde mutlak otokrasi, kalıcı bir zorbalık tahayyülü içerisinde hayat pratikleri paramparçadır. Bir habis döngü ki onca yıldır hayat her anlamda zehir edilendir. Öylesine bariz bir tahayyüldür ki hiç kimse ama hiç kimselerden saklanmadan ulu orta güncellenendir. Yeni Türkiye, yüzüncü yıl ve sair seslendirmelerin arasında bir hayalet, kötülüğün, beşeriye düşman olagelen bir aklın tezahürü / gölgesi güncellenmeye devam ediliyor. Yaralar artık ağırlığımızı da aşıyor her anlamda. Bir girdap halinin ortasında hayat imgesinin / kapsamının çürütülmesiyle tek bir iyi gün gelmeyeceği de bildiriliyor. İçinize siniyor mu böyle bir ülke, sahiden de...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Getty Images – BBC Türkçe Servisi
#meram#arzihal#türkiye gerçekliği#12 eylül#katran karanlığı#evren#kötülük#karanlık çağ#zorbalık#askeri darbe#demokrasi101#siyasa#pratik#hayat hakkı#dönüşüm#insan hakları#eylem#geleceksizlik#deneysel işler#metin#akıl#yordam#hakkaniyet
1 note
·
View note
Link
HDP’nin söz konusu çıkışı ve sonraki açıklamaları Buldan'ın çıkışının, “Altılı Masa”nın aday belirleme sürecinde HDP'yi muhatap almasına yönelik bir çağrı
0 notes
Text
Yeni Çağrı Gazetesi 19 Ağustos 2018 Pazar Tarihli Gazete Sayfaları
Yeni Çağrı Gazetesi 19 Ağustos 2018 Pazar Tarihli Gazete Sayfaları
View On WordPress
2 notes
·
View notes
Text
Yeni Çağrı Gazetesi 21 Mayıs 2018 Pazartesi Tarihli Gazete Sayfaları
Yeni Çağrı Gazetesi 21 Mayıs 2018 Pazartesi Tarihli Gazete Sayfaları
View On WordPress
1 note
·
View note
Photo
Göle giren İranlı kardeşlerden 1’i boğuldu, 3’ü kurtarıldı MALATYA - Merkez ilçe Battalgazi'de bulunan Atabey İskelesi'ne ailesiyle gelen İran uyruklu Yasemin Amerikahali, Rana Nourzeh, Maria Nourzeh ve ismi henüz öğrenilemeyen kardeşler serinlemek için Karayakaya baraj gölüne girdi.
0 notes
Photo
Alpaslan-1 Barajı’nda bir ilk MUŞ - Murat Nehri üzerinde yaptırılan ve 40'ar MWA'lık iki tribünü Ağustos 2012'de diğer iki tribünü ise Kasım 2012'de devreye alınan Alparslan-1 Barajı Hidroelektrik Santrali'nde yaklaşık 351 milyon 207 bin 794 kilovatsaat elektrik üretiliyor.
0 notes
Text
Ankara Barosu’nun Kıbrıs’ta neler oluyor konulu paneli
Ankara Barosu’nun Kıbrıs’ta neler oluyor konulu paneli
Kıbrıs’ta Rumların 1950 yılında Enosis için yaptıkları halk oylamasının okullarda kutlanması amacı ile aldıkları Meclis Kararı, 16 Şubat günü Lefkoşa’da yapılan toplantıda krize neden olmuş, GKRY lideri Anastasiadis kaba bir şekilde kapıyı çarparak salonu terketmişti. BM’in de katıldığı toplantının ardından Anastasiadis’in “Bir kaç dakika ara istedim, geri döndüğümde Mustafa Akıncı gitmişti, asıl…
View On WordPress
2 notes
·
View notes
Text
MEVSİMLERDEN KIŞ...
MEVSİMLERDEN KIŞ…
Mevsimlerden kış, yüreğim kül beyaz bulutlarken pencere kenarında oturmuş, beyaz hüznün hakim olduğu sokağın ucundaki mendil satan çocuklara, ayakkabı boyayan yavrucaklara simitçi amcaya dalıp gidiyorum… Ah o altın kafeslerde saklanası umutlarından bir parçada olsa çalsam, sonra da umuda kefen biçmiş insanlara dağıltsam diyorum. Derinlemesine bakıyorum da mendil satan çocuklara, ayakkabı boyayan…
View On WordPress
1 note
·
View note
Photo
Yeni Çağrı Gazetesi 15 Şubat 2017 Çarşamba Tarihli Resmi İlanları
2 notes
·
View notes
Text
Yeni Çağrı Gazetesi 1 Nisan 2020 Çarşamba Tarihli Gazete Sayfaları
</p
View On WordPress
0 notes
Text
Yeni Çağrı Gazetesi 31 Mart 2020 Salı Tarihli Gazete Sayfaları
</p
View On WordPress
0 notes
Text
Yeni Çağrı Gazetesi 26 Mart 2020 Perşembe Tarihli Gazete Sayfaları
</p
View On WordPress
0 notes
Text
Yeni Çağrı Gazetesi 23 Mart 2020 Pazartesi Tarihli Gazete Sayfaları
View On WordPress
0 notes
Text
Yeni Çağrı Gazetesi 22 Mart 2020 Pazar Tarihli Gazete Sayfaları
View On WordPress
0 notes
Text
Yeni Çağrı Gazetesi 21 Mart 2020 Cumartesi Tarihli Gazete Sayfaları
View On WordPress
0 notes
Text
Yeni Çağrı Gazetesi 20 Mart 2020 Cuma Tarihli Gazete Sayfaları
View On WordPress
0 notes