#Mehmet Kur
Explore tagged Tumblr posts
Text
Ian Stewart – Dünyayı Değiştiren 17 Denklem (2025)
‘Dünyayı Değiştiren 17 Denklem’, matematiğin gücünü ve insanlık tarihini şekillendiren önemli denklemleri anlaşılır bir dille anlatıyor. Yazar, karmaşık matematiksel formülleri basitleştirerek, bu denklemlerin günlük hayatımızdaki ve bilimsel keşiflerdeki etkilerini gözler önüne seriyor. Kitapta yer alan 17 denklem, Pisagor teoremi gibi temel bir matematiksel ilkeden, modern fiziğin karmaşık…

View On WordPress
0 notes
Text
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten KKM Açıklaması
New Post has been published on https://lefkosa.com.tr/hazine-ve-maliye-bakani-mehmet-simsekten-kkm-aciklamasi-33672/
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten KKM Açıklaması

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kur Korumalı Mevduat (KKM) ile ilgili son gelişmeleri ve stratejileri açıkladı. Ekonomik istikrarı sağlamak ve yatırımcı güvenini artırmak amacıyla yapılan düzenlemeleri öğrenin.
https://lefkosa.com.tr/hazine-ve-maliye-bakani-mehmet-simsekten-kkm-aciklamasi-33672/ --------
#2023#ekonomi#Hazine ve Maliye Bakanlığı#Kkm#Kur Korumalı Mevduat#makro finansal istikrar#Mehmet Şimşek#mevduat#Türk Lirası#Ekonomi
0 notes
Text
Carry Trade Riski
Global piyasalarda yeniden gündeme gelmiş olmakla birlikte, Türkiye'nin bugün karşı karşıya kaldığı en ciddi ekonomik risklerden biridir. Yüksek faiz veren ülkeler, düşük faizle borçlanan yatırımcılar için cazibe merkezi haline gelirken, Türkiye gibi ülkelerde kısa vadeli sermaye girişlerini artırsa da uzun vadede ciddi ekonomik kırılganlıklara yol açar.

Yerel seçimlerden sonra yüce devletimizin resmi rezerv varlıklarının g��sterdiği artış, bazıları için övünme kaynağı oldu. Sorun, döviz rezervindeki artışlar değil, bu artışların nasıl sağlandığı ve neyle sonuçlanacağıdır. O sıcak paraların Türkiye'de kalıcı olmayacağını ve yabancılara yüksek faiz ödeye ödeye Türkiye'nin ciddi anlamda soyulacağını anlamak için 1000 tane gösterge aramaya gerek yok.
Bazı muhalif kesimlerin bile ilk etapta "rasyonel" olarak tanımladığı Mehmet Şimşek, ülkeyi sonu hiç iyi görünmeyen bir sarmalın içine soktu. Devletin KKM ve rezerv eriterek kur tutma çabaları gibi fiyasko stratejilerinden, "doları baskılama" hususunda ne kadar beceriksiz olduğunu zaten biliyorduk. Türkiye'yi carry trade cenneti yapmak da ödenmesi gereken acı faturayı biraz daha ertelemek amacıyla girilmiş başka bir yol oldu.
Takdir edersiniz ki cennet vatanımız, ani ekonomik ve politik şoklar ülkesi. Bu nedenle, bu ülke zaten yatırımcıların güvenini sarsarak ani sermaye çıkışlarına neden olmak için biçilmiş kaftan. Türkiye'de Japonların uyguladığı gibi yüklü bir carry trade dönüşlü senaryonun bırakacağı enkaz, Türkiye için hayal edilemez boyutta olabilir. Elbette, böyle bir şeyin gerçekleşmemesini dilerim.
Türk lirasının değerine gelirsek, Türk lirasının değer kaybetmesi zaten uzun vadede önüne geçilebilecek bir şey değil. Asıl sorun, devletin bu konuda hem başarısız olacak hem de başarısız olurken ülkeyi daha da batıracak olması. Yabancı yatırımcıların cazip bulduğu yüksek faiz oranları, Türkiye için ciddi bir maliyet.
Tahmin edebileceğiniz üzere, bu dandik ekonomi yönetiminin sonucunda bütçe üzerindeki baskının acısı da, kamu bütçelerinin bu kadar çarçur edildiği bir ülkede daha fazla vergi artışı ile halktan çıkarılacaktır. Ekonomiyi idare edenler bunu gizlemiyor zaten. Her gün "daha fazla vergi alacağız" diye bağırıyorlar.
Nihayetinde, TL'yi değerli kılmanın, enflasyonu azaltmanın ve refah seviyesini sürdürülebilir olarak yükseltmenin yolu, kur korumalı mevduat gibi patlayacak suni sistemler getirmek değildi. Rezerv eriterek kuru tutmaya çalışmak değildi. Kredi genişlemesi ve piyasaya hunharca para sürülmesi değildi. Ülkeyi yabancılar için carry trade cenneti yapmak da değil.
Türkiye'nin başına ne geldiyse, zaten bu kafa yapısından geldi. Türkiye'nin sürdürülebilir olmayan suni yöntemlerle olduğundan daha iyiymiş gibi gösterilen bir ekonomiye değil, gerçekten iyileşen bir ekonomiye ihtiyacı var. Bu da öncelikle iş piyasasının önündeki engellerin kaldırılması ve deregülasyon ile mümkün olabilir. Ankara'da belirlenip Van'da da İstanbul'da da geçerli olmak üzere belirlenen asgari ücret gibi saçmalıklara son verilmesi, odalara üyelik zorunluluğunun kaldırılması, zorunlu sigorta adı altında yapılan soygunun bitirilmesi, iş kurma süreçlerinin hızlandırılması, bürokratik engellerin minimize edilmesi, gereksiz kamu kurumlarının kapatılması (tasarruf demiyorum, kapatılması), kamu masraflarının azaltılması ile ortaya çıkan imkanla vergilerin minimize edilmesi ve millete yük olan ÖTV gibi bazı vergilerin tamamen kaldırılması ile mümkün olabilir.
Kısacası, bu listeye eklenebilecek birçok yapısal sorun kenarda dururken, her kim size "bakın döviz rezervlerimiz artıyor" diyerek rasyonel ekonomi politikasından söz ediyorsa, yalan söylüyordur.
2 notes
·
View notes
Note
Selamün aleyküm. Bana Arapça yazı ve kelimeler öğrenebileceğim kitap tavsiye eder misiniz?
Ve aleyküm selam rahmetullahi ve berakatüh anonim. Çok bekletmemişizdir umarım bu aralar buraya vaktimiz kalmıyor. Hakkınızı helal edin.
Naçizane faydalı gördüğümüz bir kaç tavsiye bırakalım sonrasında da ehil hocalarımıza soralım.
Medrese usulü ve modern Arapçada çok az farklar oluyo. Medrese usulünde emsile bina avamil olarak ilerlerken modern Arapçada kelime ağırlıklı olduğunu farkettim. Birinde ezber ağırlıklı birinde kelime idi. İkisi birbiriyle desteklenirse harika olur diye düşünüyorum. Anladığım kadarıyla sizde kelime ağırlıklı okumak istiyorsunuz hatta belkide Kur'an'ı Kerim'i okuyarak anlamak istiyorsunuz 🥺 🤲🏻Aklıma ilk Muhammed Ali Can hocanın eğitimleri geldi. Her ünitede kelimeler oluyor ve günlük ödev yapma. Kendi kendimize öğreniyoruz bir nevi. Kendi kitabı var tamamen bu eğitim de kullanılan. Kurlar var şuan 2. Kurdayız 3. Kur Kur'an'ı Kerim Arapçası oluyoo bu bizleri de heyecanlandırıyor. Kelime bilince ve bu kelime de Kur'an'ı Kerim'de denk gelince insan bir heyecanlanıyor. Hatta bazen bir ayet olunca...
Onların bağlantısını bırakayım medrese usulü istersenizde inşaallah şehrinizde vardır bu eğitimi veren. YouTube da hocalar var ama bir hocanın yönetiminde daha farklı oluyo. Hele başlangıç aşaması bizim gibi sıfırsa.
Mehmet maksudoğlunun kitabı vardı başlangıç olarak kitapçıdan bir inceleyebilirsiniz. Mehmet Talu hocanın kitabı vardı birde hocamızda derslerde kullanırdı arada ama bizzat kullanmadık çok tavsiye ederdi sadece. (Sarf nahiv derslerinde ). Kitap olarak bunları biliyorum hocalarımızın tavsiyeleri vardır. Bizde yine sorarız inşaallah. Arapça zor bir dil olduğu için tek başına yeterli olmayabilir ve bir rehber de olmalı yolu gösterecek.
https://www.whatsarapp.site/
Muhammed Ali Can hocanın siteside burası tek şart arapça harfleri yazıyor olmak. Kur'an'ı Kerim biliyorsanız Osmanlıcanız varsa zor olmaz eğer yoksa harflerin bitişip bitişmemesi ayrımını buradan öğretirim kolaylıkla yazarsınız. Hatta Osmanlıcada öğretiriz ama matbu:) (daha kolay olduğu için.) Kısaca bahsetmiştik bu bağlantı da üzerine basarak açabilirsiniz
Tabi bunlar kendimizin informal bir şekilde ettiği deneyimler. İlahiyat açıktan nasip oldu bizlere. Ehil biri değiliz dua isteriz rabbim ilmimizi artırsın ilmiyle amel edenlerden eylesin. Kur'an'ı Kerim'i anlayarak okumayı nasip etsin 🤲🏻
Bir kaç bildiğim ilahiyatcı ve medrese hocası bırakayım tavsiyeleri vardır elbet. Yanlış birşey demişsek hatalarımızı da düzeltmiş olurlar anonim olup tavsiye vermek isteyenler de varsa kapımız açıktır.🍁
#uzun olmuşş hakkınızı helal edin vaktinizi çok almaz inşaallah#bunlar yabancı gelirse tek tek kavramları açıklayabilirim zaten içerisine girince çok hakim olursunuz.#devamı yorumda
7 notes
·
View notes
Text
Bursa Büyükşehir’den ‘Kariyer ve İstihdam Buluşması’
https://pazaryerigundem.com/haber/222313/bursa-buyuksehirden-kariyer-ve-istihdam-bulusmasi/ -
Bursa Büyükşehir’den ‘Kariyer ve İstihdam Buluşması’

Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Karacabey Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen ‘Karacabey Kariyer ve İstihdam Buluşması’, işverenler ile iş arayanları ve meslek lisesi ile meslek yüksekokulu öğrencilerini buluşturdu.
BURSA (İGFA) – Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Karacabey Belediyesi iş birliğiyle 25-26 Nisan tarihlerinde düzenlenen ‘Karacabey Kariyer ve İstihdam Buluşması’, istihdam alanındaki ihtiyaçların karşılanmasını ve sürdürülebilir bir istihdam süreci oluşturulmasını amaçlıyor. Karacabey Ergün Koç Kültür Merkezi’nde düzenlenen buluşmaya toplam 23 firma katılım sağlarken, ‘Dijital çağda yeni kariyer fırsatları’ söyleşisi ve ‘Özgeçmiş hazırlama ve mülakat süreçleri’ semineri gerçekleştirildi. Kariyer ve İstihdam Buluşması’nın açılış törenine, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, Karacabey Belediye Başkan Yardımcısı Bora Akın, Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanı Bircan Uysal, meslek lisesi ve meslek yüksekokulu öğrencileri ile vatandaşlar katıldı. Açılış öncesinde stantları gezen protokol üyeleri firma yetkilileri, öğrenciler ve vatandaşlarla sohbet etti.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in liderliğinde kente hizmet etmeye devam ettiklerini söyleyen Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, kentte yaşayan insanların daha mutlu ve huzurlu olması için hizmet etmeye devam edeceklerini belirtti. Türkiye’nin en önemli sorunlarından birinin nitelikli iş gücü ile işvereni buluşturamamak olduğunu dile getiren Yıldız, iş dünyası ile üniversiteleri, gençleri ve iş arayanları buluşturabilmek için Karacabey Kariyer ve İstihdam Buluşması’nı düzenlediklerini hatırlattı. Göreve geldikleri günden bu yana toplam 37 bin 720 iş arayan adaya ulaştıklarını söyleyen Yıldız, “13 bin 884 kişiyle yüz yüze görüşme sağladık. 132 firma ile kurduğumuz güçlü iş birlikleri sayesinde 2104 kişiyi işe yerleştirdik. Biz yalnızca istihdamdan söz etmiyoruz. Aynı zamanda hayatlara dokunuyoruz. Bursa İş Ofisimiz bünyesinde bugüne kadar 20 toplu iş görüşmesi düzenledik. Farklı sektörlerden firmalarla yaklaşık 750 iş arayan adayı bir araya getirdik. Üniversitelerimizle iş birliği içinde seminerler, eğitimler, kariyer etkinlikleri düzenliyoruz. BESOB ile uluslararası projeler yürütüyor, mesleki eğitim ve belgelendirme destekleri sunuyoruz. Bursa’nın geleceği üretken, eğitimli ve çalışan insanlarla kurulacak. Biz bu yolda birlikte yürüyoruz. Etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.
Karacabey Belediye Başkan Yardımcısı Bora Akın, gençlerin iş arayışını ve vatandaşların iş bilgisini doğru bir zeminde buluşturmak adına Kariyer ve İstihdam Buluşması’nın düzenlenmesine katkı sağladıklarını söyledi. Karacabey’in üretimin yanında istihdamda da örnek bir ilçe olduğunu belirten Akın, sanayi kuruluşları, meslek odaları, üniversiteler ve İş-Kur ile güçlü iş birlikleri geliştirdiklerini ifade etti. Karacabey’in birçok fırsat barındırdığını dile getiren Akın, işverenlerin ilçenin iş gücüne de güvenmesini istedi.
Açılış konuşmalarının ardından moderatörlüğünü Bursa Uludağ Üniversitesi İşletme Bölümü Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalı Öğretim üyesi Pr

0 notes
Text
Mehmet Şimşek'in Kadın Kolları Kongresi'nde Yaptığı Açıklamalar

Mehmet Şimşek'ten Kadın Kolları Kongresi'nde Açıklamalar Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, partisinin Genel Merkez binasında düzenlenen AKP Ankara Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi’ne katıldı. Burada yaptığı konuşmada, asgari ücretin AKP hükümetinden önce yalnızca 184 lira olduğunu ve günümüzde 22 bin liraya yükseldiğini belirtti. Şimşek, "Enflasyondan arındırıldığında bu rakam yüzde 293 artmış durumda. Böyle bir dönem yaşanmamıştı. Çalışanları bundan sonra da enflasyona ezdirmeyeceğiz. En düşük memur maaşı ise 392 liradan neredeyse 44 bin liraya çıkmış durumda. Dolar bazında 238 dolardan bin 220 doların üzerine yükselmiş bulunuyor. Yani dolara göre 5 kat bir artış söz konusu. Böyle bir dönem daha önce yaşanmamıştı." dedi. Şimşek, emekli maaşlarına da değinerek, "En düşük emekli maaşı 66 lirayken, bugün bu rakam neredeyse 14 bin 500 liraya çıkmış durumda. Dolar bazında bu da 40 dolardan 400 doların üzerine çıkmış. Bu dönemde en düşük emekli maaşında 10 katlık bir artış yaşandı." şeklinde konuştu. “Verileri Alenen Çarpıtmış” Bakan Şimşek’in bu açıklamalarına yanıt veren DİSK-AR araştırmacısı ve BirGün yazarı Prof. Dr. Aziz Çelik, sosyal medya hesabından şu ifadeleri kullandı: "Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in söylediklerinin hangi birini düzeltelim! Mehmet Bey verileri alenen çarpıtmış! Aralık 2002'de Bakan Bey’in partisi iktidara geldiğinde, net asgari ücret 184 TL, işçilerin en düşük emekli aylığı 257 TL, en düşük memur emekli aylığı 376 TL ve en düşük esnaf emekli aylığı ise 150 TL idi." dedi. Çelik, "Sizin en düşük emekli aylığı dediğiniz 66 TL, en düşük emekli aylığı değildi. Bu, emeklilerin çok küçük bir kesimin yararlandığı Bağ-Kur Tarım emeklisi aylığıydı. Bağ-Kur tarım sigortalılarının sigortalılar içindeki payı ise sadece yüzde 1,5-2 arasındadır. Emekliler arasındaki en büyük grup işçilerdir." diye ekledi. Çelik, açıklamalarını sürdürerek, "En düşük işçi emekli aylığı 2002’de partiniz iktidara geldiğinde asgari ücretin yüzde 39,6 üzerindeydi. Bu hesaba göre şu anda 31 bin TL civarında olması gerekirdi. En düşük memur emekli aylığı asgari ücretin yüzde 104 üzerindeydi. Bu hesaba göre şu an 45 bin TL olmalıydı. En düşük esnaf emekli aylığı ise asgari ücretin yüzde 81,5’i düzeyindeydi. Şu an 18 bin TL olmalıydı!" ifadelerini kullandı. Son olarak, "Siz ne yaptınız? En düşük emekli aylığını herkes için 14 bin 469 TL yaptınız (14 bin 500 bile yapmadınız)! Övündüğünüz bu! En düşük emekli aylığını asgari ücretin yüzde 65,4’üne düşürdünüz." diyerek durumu eleştirdi. Çelik, gerçek verileri ve durumu ortaya koyarak, "Halep ordaysa arşın burada @memetsimsek Bey. Aşağıda da kanıtı var!" diyerek sözlerini tamamladı. Read the full article
#AKP#asgariücret#AzizÇelik#DİSK-AR#emeklimaaşları#enflasyon#KadınKollarıKongresi#malidurum#MehmetŞimşek#sosyalpolitikalar
0 notes
Text
Kasım 4
Geçen haftanın yoğunluğu şu an bile başımı döndürüyor. Pazartesi ve salı günlerinde yatmışken bir anda tempoya başlayınca neye uğradığımı şaşırdım ister istemez. Çarşamba günü kurs, perşembe yazı atölyesi, cuma günü bebelerimle eğlenmece ve cumartesi günü de atamı ziyarete gittik.
Yaşlanmışım.
Bahsetmek istediğim asıl gün cuma günü. Sabah altı buçuk gibi kalkıp otobüs kalkış saatine yetişmeye çalıştım. Hemen otobüse geçtik ve neler yapacağımız hakkında konuşmaya başladık. Temelde 2 gruba ayrılmıştık: dışarda ve içerde şeklinde. Dışardaki grup yerlere çeşitli oyunlar çizecek, diğer grup da derslere girip çocuklara oyun oynatacaktı. Gittiğimiz okul ilkokul+ortaokul şeklindeydi ve çok şubeleri yoktu. Sınıf başına 2 kişi düşmesi gerekirken bazı ayarlamalar sonunda ben tek kişi olarak 3/B sınıfının yolunu tuttum. Ne kadar telaşlandığımı anlatamam çünkü hazır değildim işte. Meslekteki korkum da o aslında. Yapacaklarımızın, diyeceklerimizin çocuklar üzerinde nasıl etkileri olduğunu derslerde öğrendikten sonra bir şeyler yapmaya çekiniyor insan ister istemez. Bu stresle beraber en üst katın yolunu tuttum. Kapı önünde girsem mi girmesem mi diye kendi içimde hesap yaparken hocanın da gelmesiyle sınıfa girdim.
16 çift heyecanlı, meraklı gözler... Çocuklarım benim. Başta hocayla kısaca konuştuktan sonra sınıfa dönüp kendimi tanıttım. Ve her öğrenciye adlarıyla hitap ederek tanıştım. Bir anda öğrenemezdim elbette o yüzden minik bir isim oyunu oynadık. Ritimli bir şekilde kendimi tanıttım ve benden sonraki kişinin de ilk beni sonra kendisini, sonraki kişinin de ilk beni sonra arkadaşını ve en son kendisini tanıtacağı şeklinde ilerleyen bir oyundu bu. Sonrasında yarı yarı kendime güvenirken beni denemelerini istedim. Miraç, Ravza, Nisa, Furkan, Şengöz Ömer, Ömer Bulut, Erdem, Ahmet, Eymen, Tuana, Ahsen, Mehmet, Zeynep, Hifanur, Yusuf ve Mustafa. Sıra düzenleri U şeklindeydi sadece 4 kişinin sırası önde duruyor, O gibi gözüküyordu daha çok.
Neysem.
Adlarını ezberlediğim için çocuklarımın sevinci dışında hocanın şaşkınlığı da vardı sınıfta. Kaç haftadır kendisinin bile zor ezberlediğini söyledi. Biraz gururlandım. Oysaki bu oyundan önce yüz hafızam pek iyi değildir diye belirtmiştim çocuklarıma.
Arada sırada bana bir şeyler vermek isteyen öğrencilerim vardı. Bu yıl da hazır meslek etiği dersini alırken onları maalesef ki geri çevirmek zorunda kaldım. Başta -kulüp kuralı olarak- not bile alamayız diye bilirken sonradan bunun doğru olmadığını öğrenmem ile birlikte sonrasında yaptık bir şeyler.
Başta sınıfın bana alışması açısından sevdikleri oyunları sordum ve onları oynadım. Deve-cüce, Simon diyor ki, gece-gündüz gibi oyunların yanında akıllı tahtadan çarkıfelek, tabu, adam asmaca gibi oyunlar da oynadık. İlk dersten sonra sınıfın öğretmeni beni öğrencilerle başbaşa bırakmış, biraz daha rahatlamıştık.
Birkaç kriz durumu olsa da bir şekilde toparladım ama iki tanesi biraz zordu. Bir tenefüs arasından sonra çocuklarım sınıfta kavga var diye beni çağırdılar. Hemen sınıfa koştuğumda hiçbir şey yoktu. Olayı sorduğumda Eymen'in arkadaşlarını rahatsız ettiğini, vurduğunu söylediler. Olanları anladıktan sonra zaten yanımda olan Eymen'in hizasına inip nedenini sordum, cevap yoktu. Sınıfı biraz sakinleştirdikten sonra bunlar kendisine yapılsa onun da bunu sevmeyeceğini söyleyip tartıştığı kızı gösterdim ve özür dilemek ister misin diye sordum. Başını aşağı yukarı sallayınca elinden tutup kızın -Hifanur'un- yanına gittik. Dile bakalım diye teşvik verdikten sonra tokalaştılar. İkiniz de iyi misin, diye sorup onlardan da onay alınca oturabileceklerini söyledim. Sonrasında Hifanur, kendisinden özür dilenmiş olsa da bunun burada bitmeyeceğini, her böyle olduğunu söyledi. Ondan destek alan sınıf hemen başladılar gürültüye. 15 kişi benim üstüme çullansa bir anda ben de ne yapacağımı şaşırırdım, hemen toparlanıp sınıfı sessizleştirdim -böyle demek de garip oldu sınıfı toparladım işte-. Ve öğretmen modum açıldı:
"Hayatımızda sevdiğimiz insanlar olduğu kadar sevmediğimiz insanlar, bizi seven insanlar olduğu kadar sevmeyen insanlar olacak. Herkesi sevmek zorunda değiliz ama herkesle bu tür ortamlarda iyi geçinmek zorunda kalabiliriz. Mesela yurtta kalan biri olarak ben kimseyi tanımıyordum odada ama hepimiz aynı odada uyuyor, ödev yapıyor, su içiyoruz. Tanımıyorduk birbirimizi ama tanıştık sizler gibi. Şimdi diyeceksiniz hiç sıkıntı olmuyor mu? Olmaz olur mu? Olduğu zaman iki taraf da kendini açıklıyor 'Ben bundan rahatsızım, şundan rahatsızım.' diye. Ve bunlara göre de orta yolu buluyorlar. Mesela gece birisi flaş mı açtı ve rahatsız mı oldum ben ondan. Sadece ben flaştan rahatsız olduğumu o da ışığa ihtiyacı olduğunu söylerse olayı çözemeyiz. Ama ışığı az kısma orta noktasında buluşursak çözebiliriz."
dedim. Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir hem sizlere hem çocuklarıma.
Yarım saatlik yemek arasından sonra dışardaki oyunlarına geçmeden ki son dersimizde onlardan bana not yazmalarını istedim. Biraz çekingen olsalar da "Bana boş bir A4 verseniz de sizden geleceğinden dolayı ben onu yine de saklarım." dedikten sonra hemen başladılar karalamaya. Tahtadan arka plan müziği -Disney müzikleri lütfen- açtıktan sonra hemen harıl harıl başladılar yazmaya. Kimisi resim çizmiş, kimisi not yazmış, kimisi kağıda zarf şeklini verip mektup yapmış, kimisi de kağıda yazı yazıp üzerine bant yapıştırıp üstünü tahta kalemiyle boyayıp kazı-kazan efekti vermişti. Çok yaratıcı benim yavrularım. Kağıtları alırken hepsine güzel olmuş demenin yanında onlara özel yorumlar yaptım ki geçiştiriyorum sanmasınlar onları. Notların sonuyla tenefüs zili çaldı ve bahçeye geçtik. Bütün okul halat çekme, ip atlama, voleybol, halka, pinpon topunu geçirme gibi oyunlar oynadık. Yüzlerini boyadık, balonlar dağıttık, iki palyaçomuzla oyunlar oynattık ve sonda da veda ettik. Hep ağızlarından düşmeyen 'Bir daha gelecek misiniz?' sorusuna evet diyememek üzdü beni. Her öğrencimle vedalaştım ve özellikle Eymen'in neşeli bir yüzle "Görüşürüz öğretmenim!" diyişine gülümseyerek "Güle gülee!" dedikten sonra bir yere çömerek tatlı yorgunluğuma güldüm.
Şimdi de sizi notlardan birkaçıyla baş başa bırakıyorum.


0 notes
Text
Bakan Şimşek'ten KKM açıklaması: TL'ye güven artıyor
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk Lirası’na olan güvenin arttığını belirterek, “KKM hesaplarının kademeli olarak azaltılmasında ciddi bir mesafe aldık” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kur korumalı mevduat verilerindeki düşüşü değerlendirdi. Şimşek, X hesabından yaptığı paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “TL’ye güven artıyor. Programımızın önemli amaçlarından biri olan KKM…
0 notes
Link
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, döviz cinsinden kur korumalı mevduatta şirketlerin vergi avantajını temmuzda yenilemeyeceklerini açıkladı. https://devrimcidinnno.wordpress.com/2024/06/08/hazine-ve-maliye-bakani-mehmet-simsek-doviz-cinsinden-kur-korumali-mevduatta-sirketlerin-vergi-avantajini-temmuzda-yenilemeyeceklerini-acikladi/ Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, döviz cinsinden kur korumalı mevduatta şirketlerin vergi avantajını temmuzda yenilemeyeceklerini açıkladı.
0 notes
Text

Maarif Platformundan Müfredat Çağrısı, DERS KİTAPLARI ÖĞRENCİYİ MENFAATÇİ ZİHNİYETE VE MATERYALİST ANLAYIŞA SAHİP KILIYOR
Mesleki eğitime ve ahlâka dayalı yeni bir müfredat yapılanması hayata geçirilmeli Bir grup akademisyen MEB’in Yeni Ders Programlarını (Müfredat) değerlendirdi Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni müfredat taslağını inceleyen Maarif Platformu, eğitimciler ve akademisyenlerin katkılarıyla bir öneri paketi sunarak açıklamada bulundu.
KATKI SUNANLAR Abdullah Eker (Dr. Öğretim Üyesi, Balıkesir Üniversitesi, Eğitim Fakültesi), Adem Tatlı (Prof. Dr., emekli akademisyen, yazar), Ahmet Barut (Eğitim uzmanı, öğretmen), Ali Çankırılı (pedagog, yazar), Behçet Erol (Prof. Dr., Dicle Üniversitesi, Eğitim Fakültesi), Burhan Akpınar (Prof. Dr., Fırat Üniversitesi, Eğitim Fakültesi), Gürkan Ergen (Doç. Dr., 18 Mart Çanakkale Üniversitesi, Eğitim Fakültesi), Fatih Mehmet Coşkun (Doç. Dr., Medeniyet Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Fakültesi), İsmail Aydoğan (Prof. Dr., Kırıkkale Ünivesitesi, Eğitim Fakültesi), Mahmut Kaplan (Prof. Dr., Edebiyatçı yazar, Beykent Üniversitesi), Osman Çakmak (Prof. Dr., İstanbul Rumeli Üniversitesi), Özkan Sapsağlam (Doç. Dr. Yıldız Teknik Üniversitesi, Eğitim Fakültesi), Said Ceyhan (Doç. Dr., Bartın Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi), Tahsin Gülhan (Eğitim Yönetim Danışmanı)
Haber kaynağı: Haber 7, Eğitimcilerden müfredat analizi! İşte öneriler - Haber 7 GÜNCEL Rapor: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredat Çalışmaları Hakkında Öneriler – Maarif Platformu https://www.fisiltihaberleri.com/haber/maarif-platformundan-mufredat-cagrisi-ders-kitaplari-ogrenciyi-menfaatci-zihniyete-ve-materyalist-anlayisa-sahip-kiliyor-10951.html
#eğitim #istanbul #çocuk #okul #türkiye #izmir #kurs #öğrenci #antalya #öğretmen #ankara #tbt #sağlık #tasarım #eğlence #üniversite #çocukgelişimi #egitim #turkey #bursa #gelişim #spor #psikoloji #education #saç #haber #galatasaray #mizah #göktürk #sanat
0 notes
Text
Şimşek: Kur oynaklığı durdu, enflasyon Haziran'dan itibaren düşecek
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin açılışında konuşma yaptı. Bakan Şimşek, konuşmasında ekonomik programın doğru çalıştığını, verilen kararların pozitif etkilerinin hissedilmeye başladığını ve fiyat istikrarını sağlamak konusunda önemli mesafeler katedildiğini belirtti. Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ), Sapanca’da başladı. Zirvenin açılış konuşmasını Hazine ve Maliye…

View On WordPress
0 notes
Text
Karanlığın Esiri...

Belirsiz değil handiyse her durumda, hemen her şekilde hesaplı ve kitaplı bir yönelim var ediliyor. Müştereklerimiz bahsinin bir istikametteki varlığı, etkisi, güncelliği, gerçekliği o hesaplı kitaplı yollardan geçilirken un ufak ediliyor. Cerahat hayatı kuşatıp dururken, erk, muktedir kendi bekası adına yarınların talan olunması gerçekliğini var ediyor. Bir bunun yolunda ilerliyor. Onca kabus var edilirken bütün bunlar bir hülya gibi davranılıyor. Oysa gerçeklik ile anlatılanlar arasındaki uçurum kalıcı kılınıyor. Oysa gerçek pejmürde, saklı tutmaya hacet görülmeden yoksunluk, yoksulluk ve yarınsız kılmaktır. Vizyon denilerek çıkartıla gelen her hamlenin sunduğu bir benzersiz yıkım imgesi kılınıyor bu raddede. Tümden ve doğrudan muktedir tahayyülü olagelen pratikleri bu yıkımı daimi bir mesele kılıyor. Doymak nedir bilmeyen oburlukları, gözü dönmüşlük haliyle hayatın hemen her günü o yıkım bahsinin esiri kılınıyor. Müştereklerimiz olagelen idelerin, düşünce ve hali eylem örgülerinin, hak kavramı bahsinin yıkımı o aralıkta güncelleniyor.
Doğrudan güncellenen her tahakküm veçhesiyle birlikte belirsiz değil doğrudan hesap ve kitaplı bir yönelim herkese takdim ediliyor. Cerahat ekseni yeniden biçimlendirilirken ol masalların kıyısında hiçbir hakikatin görünür kılınmayacağı bildiriliyor. Geleceksizliğini bir motif kılarak, her zamanki gibi seçim sathı mahallinin yetmiş günlük süreci sakız gibi sündürülerek bir demokrasi deneyiminden bahis açılmaya çalışılıyor. Gerçeklikte ise o tek adamın savunduğu, bildiği ve kimselerden esirgemediği bir iktidar pratiğinin aralıksız ve muğlak olmayan boyunduruğunu var etmek tahayyülü işleniyor. Kaybedilmiş İstanbul ve Ankara özelinden iktidar pratiklerinin her nasıl akçeli işlerdeki aksamayı var ettiği hiç kesintisiz bildirilirken bunların müşterek bir yaşam idesinin iyileştirilmesi için değil de ol muktedirin bekası adına savunulduğu göz ardı olunuyor. Bay İmamoğlu mesel olarak dahi görülmüyor. Bile isteye erkanı muktedirin seçim propagandası şehirde canı / pestili çıka gelenleri değil o devletli kademesinin nasıl akçelerden uzak kılındığına ah vah edilen hal ve tavırları bildiriyor. Yaygın medyanın da işareti almasıyla birlikte İstanbul ve Ankara’yı birlikte geri almanın keyfi üstüne meseller çizilip duruyor. Oysa yalın gerçek dediğimiz gibi bir kere daha sıradan için fecaati önleme, yaraları sarma değildir. Kangrenleşmiş olan sorunlarıyla bir başına kim hayatta kalırsa onunla yola devam olunabilecek bir ülkenin var edilmesidir. Kesintisiz kılınan her hamleyle bu pratik yirmi iki yıldır bu ülkenin hem içinden geçti, hem geleceğini un ufak etti. Sorun eden var mıdır ola?
Birkan Bulut’un Evrensel Gazetesindeki haberidir: “Genel seçimlerden sonra daha “akılcı” diyerek düşük faiz politikasını terk eden ve emekçiler için daha acı reçeteye başvuran Erdoğan yönetimi, yerel seçimler yaklaşırken kesenin ağzını açıp açmamak arasında kaldı. Prof. Dr. Murat Birdal’a göre Erdoğan sandıkta kendisini göremezse söylem değiştirebilir.
Genel seçimlere faiz indirimi ve yüksek kur politikasıyla giderek büyüme rakamlarını önceleyen Erdoğan yönetimi, seçim ekonomisini devreye sokmuştu. Zenginin daha da zenginleştiği bir servet aktarımına dönüşen enflasyon artışının bedeli ise halka hayat pahalığı olarak fatura edildi.
Seçimler bitince, ekonomi yönetiminde yapılan değişiklikle “rasyonal politika”nın devreye sokulduğu ilan edildi. Gözünü yurt dışı yatırımlara çevirerek ülke ülke kaynak arayışına giren Erdoğan yönetimi, daha önce söylediklerinin tam aksine yüksek faiz ve kemer sıkma politikalarını uygulaması için Hazine ve Maliye Bakanı atadığı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’a tam destek mesajları verdi. Erkan’ın Türkiye’ye gelince ailesinin yanına taşındığını söylemesi, Şimşek’in kamu kurumlarında kalem kağıtta bile tasarruf edilmesini istemesi aslında düşük ücret, azalan kamu harcamaları ve artan vergiler konusunda “Biz de kemer sıkıyoruz” mesajları olarak kayda geçti.
Ancak yerel seçimler yaklaştıkça beklenen oldu. Seçimlerde kamu kaynaklarının daha fazla kullanılması ve ekonomik vaatlerde bulunulmasını isteyen AKP’deki birçok isim, mevcut ekonomi politikalarında gevşeme bekliyor. Basına da yansıyan tartışmalar, bugüne kadar seçim ekonomisinden beslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat Bakan Şimşek’e “Seçime kadar kesenin ağzını aç” dediği iddialarına kadar vardı.
Şimşek: Seçim Ekonomisi Olmayacak
Emeklilere zam tartışması içerideki tartışmaları daha da görünür kıldı. Bakan Mehmet Şimşek, sonunda sosyal medya hesabından açıklama yaparak, “Seçim ekonomisi iddiaları gerçeği yansıtmıyor. 2024 yılında bütçe hedeflerimizi tutturmakta kararlıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü destekleriyle program hedeflerimize ulaşmak için gerekli politikaları kararlılıkla uyguluyoruz” dedi.
Kısa Vadede Piyasa Güveni Sağlanamadı
Süreci değerlendiren İktisatçı Prof. Dr. Murat Birdal, ekonomideki göstergelerin iktidar açısından yerel seçimlerin zor geçeceğine işaret ettiğini kaydetti. Para politikalarının gevşetilmesine dair taleplerin öne çıkacağının öngörüldüğünü belirten Birdal, seçim yaklaşırken parti içinden de itirazlar olmasının beklendiğini söyledi.
Enflasyon ve kur istikrarında iktidarın zor durumda olduğunu belirten Birdal, “Bazı adımlar atması lazım, çünkü sermaye girişi sağlanamıyor. Seçimden sonra kısa vadede piyasadan istediği güveni sağlayamadılar. Yabancı sermaye çevreleri de beklentilerinin asıl olarak seçimden sonra devreye sokulacağı inancındaydı. Bundan dolayı işlevsiz kaldı vaatler. Seçim öncesi keskin bir adım olamaz ama seçimden sonra vatandaş ekonomik açıdan daha fazla zorlanacak” dedi.
Muhalefet cephesindeki dağınıklığın iktidarın lehine olduğunu ifade eden Birdal, seçimleri kazanacağını düşünürse Erdoğan’ın çok geri adım atmayacağını ama sıkıştığını görürse kesenin ağzını açacağını dile getirdi.
Politika Değişirse Günah Keçisi İlan Edilir
Mehmet Şimşek’in daha önce de partide böyle bir ayrışma yaşadığını hatırlatan Birdal, “Şimşek bir ekonomi politikası için Türkiye’ye getirildi. Bundan bir sapma yaşanacaksa Şimşek’e ihtiyaç yok. Daha önce de parti içinde suçlanmıştı. Benzer bir değişimde yine günah keçisi ilan edilir ve yoksullaştırmanın sorumlusu Şimşek olduğu ilan edilir” dedi.”
Hesaplı kitaplı bir yönelim olarak yoksun kılma, yoksullaştırma düşünsel bir eylem olmaktan ötede hayatın hakikatine dönüştürülüyor. Duraksamadan imal olunan her hamle bir yönetim anlayışının suna geldiği her tahayyül bu kadar sıradan olanın gündelik dertleri ya da yaralarını çözmek bir yana onları kalıcılaştıran, ümitsizliği aralıksız gerçek kılan bir paylaşıma dönüştürülüyor. Şimşek ve ekibinin radikal dönüşümü var etmek bir yana tüm o sermayenin / iktidar çevrelerinin tahayyülleri doğrultusunda eyledikleri hamlelerin bariz bir biçimde sıradan hayatı için her şeyin tepetakla edildiği bir güncelliği var etmesi arasız, fasılasız bir gerçekliğe dönüşür. Onca zamandır güncellenen her hamleyle, bariz bir halde o yoksunluk paydaş kılınırken, siyasetin başındaki temsilin müdahaleleriyle birlikte yalın, gerçekten gerçek bir cürmün sahnesi bina olunandır. Müşterek bir yaşam idesinin kurgusu ve gerçekliği artık aleni tarumar ediliyor. Bundan da zerre-i miskal gocunulmuyor. Aleni bir halde süreğen kılınmış olan ekonomi politiğin giderek daha belirgin bir halde sadaka kılınmış asgari ücretle bir hayatta var olma gayretini sürdürdüğü açığa düşüyor. Ne olur ki bu hallerle! Tümüyle bir nobranlık, zengini çok daha zengin kılan bir düzlemde hakiki bir eşitliği var etmek bir yana ele tutuşturulan üç otuz kuruşla yaşayın buyurması devamı sağlanan bir şeyken ne olur ki hayat, nasıl olur ki!
Yeni Yaşam Gazetesinden aktaralım: “Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AİHM’in Demirtaş, Kavala ve Atalay kararlarına siyasi baktığını, Yargıtay kararlarının da AYM kararları kadar bağlayıcı olduğunu savundu.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, katıldığı bir programda Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, iş insanı Osman Kavala ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın tutukluluklarına dair konuştu. Tunç, AİHM’in bu davalara (Kavala-Demirtaş davası) siyasi yaklaştığını savunarak, “Kararı ortaya çıkaran deliller hukuki açıdan değerlendirmiyor. Türk yargımız bu davalardaki kararlar Yargıtay’dan geçmiş olan kararlar” dedi.
‘Bir takım sorunlar ortaya çıktı’
Bakan Tunç, şunları söyledi: “Anayasamızda yüksek mahkemelerimiz var. AYM de yüksek mahkemeler kısmında sayılıyor. Hepsinin görev alanları belli. AYM-Yargıtay arasındaki görüş farkı sebebi anayasamızın bazı maddelerinin son değişikliklerle bireysel başvuru ile birtakım sorunlar ortaya çıktı. Kanun koyucu sorun çıkmasın diye hükümler de koymuştu. Anayasada vekillerin tutukluluğu konusunda suçüstü olan ağır cezalık suçlar hariç deniyor. Atalay’ınki seçimden önce başlayan bir dava. Anayasal düzene karşı suçlar Atalay’ınki. Bu suçlar kanunla düzenlenmiş. Terör suçları şu şu maddelerdir deniyor. AYM diyor ki Anayasa’nın 14. maddesindeki suçlar belirsiz diyor, Yargıtay da bu suçlar düzenlenmiştir diyor. Daha önce de uygulamaları var zaten diyor. 83 ve 14. maddesini uygulanmaz hale getiriyorsunuz diyor.”
‘Kararları farklı yorumluyorlar’
İki mahkemenin de yıpratılmaması gerektiğini kaydeden Tunç, AYM kararları kadar Yargıtay kararlarının da bağlayıcı olduğunu savundu. Tunç, “Verilen bir karar noktasında iki mahkememiz anayasa maddelerini farklı yorumluyor. Sorunun kaynağı anayasa. 184 kez değişiklik yapıldı. AYM’nin yapısında adliye mahkemelerinde verilen kararların da gitmesini sağlarsanız süper bir uygulama olur. AYM’ye gelen bireysel başvuruları Yargıtay ve Danıştay’dan gelen üyeler incelesin diye bir hüküm olabilir” dedi.
Belirsiz değil handiyse her durumda, hemen her şekilde hesaplı ve kitaplı bir yönelim var ediliyor. Tümüyle iktidar pratiğinin sunduğu şeylerle bir kere daha dönüşüm var edilmeye çalışılıyor. Eğri, eğrelti, eksik gedik kılınan demokrasi pratiği, ekonomi tahayyülü gibi ol adaletin de yarım, sonucu etkisiz kılınmasının hallerinde bir kere daha hesaplı kitaplı bir istikamet devşiriliyor. Darbeci Kenan efendinin tahayyülü olarak, mutabık kalındığı ileri sürülen bir yamalı bohça anayasanın geçerliliği hala söz konusuyken onun güncel bir siyasi düşün üstündeki etkisinin iktidarın şablonuna göre dönüşümü var edilmek isteniyor bir kere daha. Baş Amirin aralıksız bir biçimde hedef kılmaktan çekinmediği iş insanı Osman Kavala, Türkiye İşçi Partisi Hatay vekili Can Atalay, eksi Halkların Demokratik Partisi eşgenel başkanı Selahattin Demirtaş gibi toplumsal dinamiklerin peşi sıra sözü ve eylemleriyle bu ülkedeki demokrasi pratiğine bir adım olsun yaklaşılsın diye çaba sarf eden insanların esareti sorgulanmasın isteniyor. Tümden madun siyasetin, başat temsilcisi olagelen bu sığ, sağcı, siyasal islami yapının diskuru, kapsadıkları dışında kalan herkesi bir anlamda terörist / terörize ederek hak kavramı yerle yeksan edilmeye çalışılıyor. Duru durağı olmayan bir yıkıcılık, kuşatma haline devam diyor, yenilenmiş olduğu zikredilen şu ülke!
Müştereklerimiz mefhumunun yerle yeksan olunduğu bir zeminde hakkaniyet kavramının da miadı doldurulur. Her şey bağlamından kopartılıp çürümenin esiri kılınırken belirsiz değil doğrudan hesaplı kitaplı bir mahvetme hali güncelleniyor. Demokrasi, eşitlik, adalet kavramlarının kökünden talan olunduğu, gündelik zorbalık diline haiz iktidar pratiklerinin her şekilde, pragmatist bir döngüyü yeniden var ettiği ülke gerçekliği karşımıza çıkartılır. Kabus her anlamda hülya gibi pazarlanmaya devam olunuyor. Cumhuriyet idesini, yüzüncü yılında bir sivil düşün temsilini var edemeyen aklın, onca nobran tantanası arasında çıkagelen her şey bu mutlak / kati olan hesaplı kitaplı yıkımı imlemeye devam ediyor. Bildiğimiz, gördüğümüz nihayetinde bir ülke titrinin iyice altının oyulmasıdır. Her hesaplı hamle, ister sosyopolitik, ister ekonomik, isterse de hakkaniyet bahislerinden olsun bu kadar yalın bir çürümenin, sosyal çökertmenin yolunu açar. Memleket memleket olmaktan alıkonulurken geriye koca bir cüruf kalır. Ortalık kesif, keskin bir karanlığın esiridir, bilin yani, öyle!
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Uriel Sinai – Getty Images – CNN
#mesel#meram#anlam#ülke#gerçek#tahayyül#biyopolitik#sosyal#sosyopolitik#hayat meseli#cürüm#karanlık çağ#demokrasi101#adalet#hukuk#ceza hukuku#terör#yorgun#demokrasi ne halde?#cumhuriyet#yüzüncü yıl#aidiyet#anlamak#türkiye gerçeği#başka ülke#ustalık eseri#cüruf#karanlık
1 note
·
View note
Text
Şanlıurfa'da GAP Eylem Planı Toplantısı: Enflasyon ve Para Politikası Üzerine Açıklamalar
New Post has been published on https://lefkosa.com.tr/sanliurfada-gap-eylem-plani-toplantisi-enflasyon-ve-para-politikasi-uzerine-aciklamalar-30678/
Şanlıurfa'da GAP Eylem Planı Toplantısı: Enflasyon ve Para Politikası Üzerine Açıklamalar

Şanlıurfa’da gerçekleştirilen GAP Eylem Planı Toplantısı’nda enflasyon ve para politikası üzerine önemli açıklamalar yapıldı. Ekonomik gelişmeler ve stratejiler hakkında detaylı bilgi almak için toplantı notlarını inceleyin.
https://lefkosa.com.tr/sanliurfada-gap-eylem-plani-toplantisi-enflasyon-ve-para-politikasi-uzerine-aciklamalar-30678/ --------
#enflasyon#GAP Eylem Planı#Kur Korumalı Mevduat#Mehmet Şimşek#Merkez Bankası#para politikası#Şanlıurfa#tarım kredileri#tüketici kredileri#Yönetilen ve Yönlendirilen Fiyatlar#Ekonomi
0 notes
Text
Powerverkäufer Masterkurs von Mehmet Göker

Der Powerverkäufer Masterkurs mit Mehmet Göker und Dirk Kreuter: Das sind die Inhalte Der Powerverkäufer Masterkurs von Mehmet E. Göker und Dirk Kreuter ist ein umfassendes Online-Seminar, das dir alles bietet, was du brauchst, um ein erfolgreicher Verkäufer, Führungskraft oder Unternehmer zu werden. Der Kurs ist in drei Kategorien unterteilt und umfasst zehn Kapitel, die sich auf die wichtigsten Fähigkeiten und Werkzeuge konzentrieren, die du benötigst, um im Verkauf erfolgreich zu sein. In der ersten Kategorie lernst du, wie du als Verkäufer erfolgreich sein kannst. Du wirst erfahren, wie du dich selbst motivierst, deine Ziele erreichst und deine Werkzeuge effektiv einsetzt, um Verkäufe abzuschließen. In der zweiten Kategorie geht es darum, wie du als Führungskraft erfolgreich sein kannst. Du lernst, wie du Mitarbeiter motivierst, Menschen entwickelst und ein erfolgreiches Team aufbaust. In der dritten Kategorie erfährst du, wie du als Unternehmer erfolgreich sein kannst. Du lernst, wie du dein Unternehmen aufbaust, dein Mindset und deine Einstellung veränderst, Entscheidungen triffst und Kontrolle über dein Unternehmen behältst. Darüber hinaus gibt es im Kurs eine Fülle von wertvollen Informationen, die dich motivieren, inspirieren und dir helfen werden, dein volles Potenzial zu entfalten. Du wirst lernen, wie du mit Niederlagen umgehst, wie du in dich selbst investierst und wie du ein Mindset aus Stahl entwickelst, um erfolgreich zu sein. Außerdem wird Mehmet E. Göker seine persönlichen Systeme für seinen Erfolg mit dir teilen und dir Lehrgeschichten aus seinen Fehlern erzählen, damit du aus ihnen lernen und sie nicht wiederholen musst. Mit dem Powerverkäufer Masterkurs von Mehmet E. Göker und Dirk Kreuter wirst du in der Lage sein, dein Verkaufspotenzial zu maximieren und erfolgreich im Verkauf, als Führungskraft oder Unternehmer zu sein. Also zögere nicht und sichere dir jetzt den Zugang zu diesem umfassenden Online-Seminar! Mehmet Göker und Dirk Kreuter Dirk Kreuter, einer der bekanntesten Verkaufstrainer Deutschlands, hat Mehmet E. Göker persönlich um ein Interview gebeten. Mehmet E. Göker war beeindruckt von seiner Mission, eine Million Menschen in Deutschland zu besseren Verkäufern auszubilden. Und Mehmet E. Göker entschied sich, diesen Weg gemeinsam mit Dirk Kreuter zu gehen. Gemeinsam haben sie einen Kurs entwickelt, der dich in nur einem Jahr reicher, größer und mächtiger machen kann als alles, was du bisher erreicht hast. Der Kurs ist kein schnelles Reich-Werden-Programm, sondern ein umfassender Lehrgang, der auf Dirk Kreuters jahrelanger Erfahrung als Verkaufstrainer basiert. Es ist kein Geheimnis, dass Warren Buffet, einer der erfolgreichsten Investoren aller Zeiten, der Meinung ist, dass die wichtigste Investition die in die eigene Ausbildung ist. Und das aus gutem Grund. Dirk und Mehmet wollen dir helfen, das Beste aus dir herauszuholen und dein volles Potential zu entfalten. Dieser Kurs ist jetzt für eine Testgruppe verfügbar und die Plätze sind begrenzt. Wenn du also Teil dieser exklusiven Gruppe sein möchtest und bereit bist, in dich selbst zu investieren, um ein erfolgreicher Verkäufer zu werden, dann zögere nicht und melde dich jetzt an. Wer ist Mehmet Göker? Mehmet Göker ist eine bekannte Persönlichkeit im Versicherungsgeschäft und hat 2003 das Einzelunternehmen MEG Versicherungsspezialist e. K. gegründet. Mit seinen innovativen Ideen und einem schnellen Wachstum konnte er früh erfolgreich sein und hat sein Unternehmen stetig erweitert. Die MEG AG hatte Ende 2006 bereits 150 Mitarbeiter. Leider geriet Göker später in Schwierigkeiten und musste sich wegen mehrerer Verfahren gegen ihn verantworten. Es wurde sogar ein internationaler Haftbefehl gegen ihn ausgestellt, woraufhin er in die Türkei floh, um der Verhaftung zu entgehen. Trotz dieser schwierigen Zeit hat er es geschafft, wieder auf die Beine zu kommen und ist nun wieder auf dem deutschen Versicherungsmarkt aktiv. Allerdings gibt es Berichte darüber, dass er erneut in missbräuchliche Vertriebsmethoden involviert ist. Diesmal schult er Mitarbeiter auf das sogenannte "Göker-Konzept", bei dem telefonisch per Kaltakquise "Tarifoptimierungen" zu Krankenversicherungen verkauft werden. Trotzdem gibt es Hoffnung, dass Göker in naher Zukunft nach Deutschland zurückkehrt und vielleicht sogar wieder seine erfolgreiche Karriere im Versicherungsgeschäft fortsetzen kann. Du erhältst mit dem Powerverkäufer Masterkurs mit Mehmet Göker Dieser Kurs ist für all jene geeignet, die ihre Verkaufsfähigkeiten auf ein neues Level bringen und sich als Verkäufer, Führungskraft oder Unternehmer weiterentwickeln möchten. Der Inhalt des Kurses ist in drei Kategorien unterteilt, die auf die genauen Fähigkeiten eingehen, die für jede Rolle benötigt werden. Als Teilnehmer des Kurses erhältst du direkten Zugang zu allen drei Modulen und 10 Kapiteln des Kurses, inklusive Audiodateien und PDF-Zusammenfassungen der wichtigsten Inhalte. Der gesamte Kurs hat einen Wert von 6950,00€, doch du erhältst ihn zu einem Bruchteil des Seminarpreises. Erfahre von Mehmet Göker, einem der bekanntesten Verkaufstrainer Deutschlands, was es bedeutet, seine Ziele, Vorstellungen und Wünsche fest ins Auge zu fassen und unbarmherzig an seinem Willen zu schaffen festzuhalten. Lerne von ihm, welche Werkzeuge und Instrumente er auf seinem Weg zum Erfolg genutzt hat und welche Literatur ihn am meisten inspiriert hat. Dirk Kreuter, ein gefragter Verkaufstrainer und Coach, wird dir hilfreiche Tipps und Tricks zum Thema Führung und Mitarbeitermotivation geben. Denn jeder Macher und Denker ist nur so stark wie seine Mitstreiter und eine Kette nur so stark, wie sein schwächstes Glied. Auch wirst du von ihm lernen, wie wichtig Mindset und Einstellung für deinen Erfolg sind und wie du mit Rückschlägen und Niederlagen umgehen kannst. Der Powerverkäufer Masterkurs ist nicht nur eine Sammlung von Verkaufstechniken und -strategien, sondern ein komplettes System, das dich auf dem Weg zum Erfolg begleitet. Du wirst lernen, wie du als Verkäufer, Führungskraft oder Unternehmer deine Ziele erreichen und dein volles Potenzial ausschöpfen kannst. Sei dabei in der Testgruppe und erlebe selbst, wie der Powerverkäufer Masterkurs dich in nur einem Jahr reicher, größer und mächtiger machen kann, als alles, was du in den letzten Jahren erreicht hast. Die Plätze sind begrenzt, also sichere dir jetzt deinen Platz in der Testgruppe und sei Teil dieser exklusiven Erfolgsgruppe. Details: Powerverkäufer Masterkurs von Mehmet Göker Preismodell Einmalzahlung, Wahlweise Ratenzahlung Umfang Lernvideos Zielgruppe Akquise, Marketing Profis, Online Marketer, Sales Funnels, Verkauf, Vertrieb Lesen Sie den ganzen Artikel
0 notes
Link
[ad_1] Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’na göre, Başkan’ın Banka faaliyetleri ve para politikası uygulamaları hakkında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nu bilgilendirmesi gerekiyor.Olağan Meclis buluşması bu kez TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında 3 Ekim’de toplanacak komisyonda gerçekleşecek. Milletvekilleriyle ilk kez bir araya gelecek Erkan’ın burada küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi, enflasyon ve para politikası çerçevesinde kapsamlı bir konuşma yapması bekleniyor.Merkez Bankası Başkanı’nın sunumunda ayrıca son dönemde alınan faiz ve kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasına ilişkin kararlar sonrasında yaşanan gelişmelere de değineceğine yönelik tahminler yapılıyor.Bloomberg HT’nin haberine göre Erkan’ın komisyona, TBMM’ye gelmesi planlanan Merkez Bankası’yla ilgili yasal düzenlemeler hakkında da bilgi vermesi de planlanıyor. [ad_2]
0 notes
Text
Dünyaca ünlü omurga uzmanları İstanbul’da buluştu
https://pazaryerigundem.com/haber/221597/dunyaca-unlu-omurga-uzmanlari-istanbulda-bulustu/ -
Dünyaca ünlü omurga uzmanları İstanbul’da buluştu

Omurga cerrahisinde dünyanın önde gelen uzmanlarını bir araya getiren ‘İstanbul Spine Masters 2025’, Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Hastanesi ev sahipliğinde Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Yerleşkesi İbni Sina Oditoryumu’nda gerçekleştiriyor. Oditoryum, 27 Nisan’a kadar sürecek.
İSTANBUL (İGFA) – Omurga cerrahisinde dünyanın önde gelen uzmanlarını bir araya getiren “İstanbul Spine Masters 2025”, 24-27 Nisan 2025 tarihleri arasında Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Hastanesi ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştiriliyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Yerleşkesi İbni Sina Oditoryumundaki etkinliğin açılışında konuşan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, NPİSTANBUL Yönetim Kurulu Başkanı Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, toplantının üniversitenin kuruluş misyonuyla derin bir tematik bağı olduğunu ifade etti.

2018 yılında Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın ikinci beyin hastanesini kurduklarını anımsatan Prof. Dr. Tarhan, “Bugün yaklaşık 4 bini uluslararası olmak üzere 24 bin öğrencimiz var. Nörobilim ve nöropazarlama gibi lisansüstü programlarda Türkiye’de öncüyüz. Beyin ve omurilik cerrahisi grubu olarak sizleri aramızda görmek bizim için büyük bir mutluluk. Deneyimlerin ve bilginin paylaşıldığı, aktarıldığı bu tür toplantılara destek vermek bizim için onurdur” diye konuştu.
Kongre Başkan Yardımcısı ve NPİSTANBUL Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Onur Yaman, İstanbul Spine Masters etkinliğinin 2015 yılında başlandığını dile getirerek, Covid dönemi haricinde, bu döneme kadar da sürekli düzenlendiğini ve bütün dünyadan Almanya’dan Kore’ye, Portekiz’den Japonya’ya, Amerika’dan Tunus’a, Mısır’a kadar uzmanların gelip sunumlarını yaptıklarını hatırlattı.
“Katılımcılar, omurga cerrahisindeki en güncel literatürü paylaşıp kendi deneyimlerini aktarıyor.” diyen Prof. Dr. Onur Yaman, “Omurga cerrahisinde travma, dejeneratif hastalıklar, deformiteler ve konjenital anomaliler gibi birçok alanda dünyanın önde gelen uzmanları, en güncel literatürü paylaşarak kendi klinik deneyimlerini aktarıyor. Toplantılar yalnızca teorik sunumlarla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda canlı cerrahi uygulamalarla da destekleniyor. Bu yılki organizasyonda iki ayrı kurs programı düzenleniyor. Bunlardan ilki, temel eğitimlerin verildiği ‘basic kurs’. Bu kursta, dört masaya ayrılmış gruplar halinde beşer-altışar kişilik ekiplerle çalışılıyor. Katılımcı cerrahlar, boyun omurgasına vida yerleştirme, sırt omurgasına vida takma gibi işlemleri maketler üzerinde birebir uygulama şansı buluyor. Böylece teorik bilgiler, pratik deneyimle pekiştiriliyor” diye konuştu.
ROBOT YARDIMIYLA AMELİYAT SİMÜLASYONLARI…
Katılımcıların, anatomik yapıya oldukça uyumlu modeller üzerinde pratik yapma fırsatı bulacağını söyleyen Prof. Dr. Onur Yaman, “Öğleden sonra ise ileri düzey kurs kapsamında, özel olarak tasarlanmış bir omurga cerrahisi eğitim merkezinde uygulamalı çalışmalar gerçekleştirilecek. Bu merkezde, omurganın yapısı sisteme tanıtılarak robot yardımıyla ameliyat simülasyonları yapılacak. Katılımcılar, modeller üzerinde robot destekli cerrahi pratiği gerçekleştirme imkânı elde edecek. Bu toplantı neden önemli? Çünkü dünyanın dört bir yanından omurga cerrahisinde uzmanlaşmış hekimler bir araya gelerek bilgi ve deneyimlerini paylaşıyor. Türkiye olarak böylesine prestijli bir organizasyona ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz.” İfadelerini kullandı.
DR. YAMAN: “TÜRKİYE OMURGA CERRAHİSİNDE DÜNYADAKİ İLERİ ÜLKELER SEVİYESİNDE”
Yaman, özellikle vurgulamak gerekir ki, Türkiye omurga cerrahisinde dünyadaki ileri ülkelerle aynı seviyede, hatta birçok alanda öncü konumdadır.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Etkinliğin açılışında Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, Ortadoğu Omurga Derneği Kurucusu Prof. Dr. Mehmet Zileli, Ortadoğu Omurga Derneği Başkanı Mohammad Zohair Shaker, Uluslararası Omurga Akademisi Başkanı Oscar L. Alves, Uluslararası Omurga Akademisi Başkanı Jutty Parthiban da açılış konuşmaları gerçekleştirdi.

0 notes