#Gastrit Bitkisel Tedavi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Avakado Nasıl Yenir? Faydaları Nelerdir? Avokado Tarifleri
Avakado Nasıl Yenir? Faydaları Nelerdir? Avokado Tarifleri
#Antioksidan, #Avokado, #AvokadoEzmesi, #AvokadoFaydaları, #AvokadoNasılYenir, #AvokadoSalatası, #AvokadoYaprağı, #AvokadoYaprağıÇayı, #Beslenme, #BitkiselTedavi, #BöbrekTaşı, #BöbrekTaşıDüşürme, #FırındaAvokado, #Gastrit, #Glutathion, #IdrarYoluIltihabı, #MideÜlseri, #Prostat, #SafraKesesiTaşı, #Sağlık, #TıbbiBitkiler, #TıbbiVeAromatikBitkiler https://is.gd/2oN4o8 https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/yemekler/avakado-nasil-yenir-faydalari-nelerdir-avokado-tarifleri/
Avakado Nasıl Yenir? Avakadonun Faydaları Nelerdir? Adı bilinse de beslenme sistemimize girmeyen meyvelerden birisi avokado. Tam olgunlaşmış bir avakado ile çok güzel salatalar ve ezmeler hazırlamak mümkün. Hatta resimde gördüğünüz gibi pişirerek de tüketilebilir. Avokado faydaları saymakla bitmeyen bir besindir. Avokado yaprağı ‘da çok faydalıdır.
Avakado Faydaları Nelerdir?
Çok zengin bir mineral ve vitamin kaynağıdır. A, C ve E vitaminleri bakımından zengin olup, yetersiz beslenenler için tavsiye edilir. C ve E vitaminleri ile birlikte yapısında bulunan diğer bileşimler güçlü antioksidan olmasını sağlayarak; kalp-damar ve bağışıklık sağlığını korur, yaşlanma etkilerini geciktirir.
İlginizi çekebilir: Avokado Yağı
Avakado Nasıl Yenir?
Bu değerli meyveyi kullanmak isteyenlerin en çok sorduğu soru: Avakado Nasıl Yenir sorusudur. Avakadoyu olgunlaştırarak yemek gerekmektedir. Avokadonun ham olanı sert olur ve acımsı bir tadı vardır. Marketten temin edilen bu meyve; oda koşullarında 3-4 gün bekletilerek yumuşaması ve renginin koyulaşması sağlanır. Olgunlaştıktan sonra ise yapılan tarifler:
Avakado Ezmesi ve Avakado Salatası Nasıl Yapılır?
Olgunlaşan meyve, uzunlamasına ortadan ikiye kesilir ve çekirdeği çıkarılır. İnce ince dilimler halinde doğranır, tuzu baharat ve limon eklenerek salatası yapılır. Dilenirse; soğan, nane, maydanoz, domates eklenebilir. Avakado ezilip yukarıdaki tarif aynen uygulandığında ise avakado ezmesi elde edilmiş olur.
Aynı şekilde; ezilmiş olan meyveye sarımsaklı yoğurt karıştırılarak yenebilir. Bunun yanında Omleti, sotesi de yapılabilir.
Avakado Salatası Tarifi
Malzemeler:
3 tane avokado
1 tane limon
1 adet kırmız biber
1 adet salatalık
Biraz maydonoz
İsteğe göre az miktarda kuru veya yeşil soğan
1 diş sarımsak
1 adet domates
Biraz roka ve tereotu
Zeytinyağı ve birazda tuz
Avakado Salatası Yapılışı: Avakadolar kabuklarından bir kaşık yardımıyla ayrılır. ( Kabukları bir tabak şeklinde bırakmaya özen göstermek gerekir. Süs için tabiki ). Kalan meyveli kısım bıçakla ince dilimlenir. Üzerine, yukarıda yazılan doğranmış sebzeler eklenir. Tuz, limon ve zeytinyağı eklenerek, bu karışım kabukların içine doldurulur ve doğal bir görünüm elde edilir.
Avakado Ezmesi
Malzemeler:
1 adet olgun avokado
1 diş dövülmüş sarımsak
Yarım limonun suyu
2 yemek kaşığı dövülmüş ceviz
1 tatlı kaşığı sızma zeytin yağı
Az miktarda karabiber ve tuz
Yapılışı: Avakodo ikiye kesilir ve bir kaşıkla içi oyulur, oyulan kısım çatalla ezilir. Diğer malzemeler eklenip iyice karıştırılır. Elde edilen karışım kabuklara dökülerek servis yapılır. Olgun avakadoyu ikiye kesin. Çekirdeğini çıkarıp içini tatlı kaşığıyla oyun. Kabuklarını servis ederken kullanabilirsiniz. Oyduğunuz kısmı çatalla ezin. Diğer malzemeleri ekleyip iyice karıştırın. Avokado kabuklarına ezmeyi koyup servis edin.
Fırında Avokado Nasıl Yapılır?
Bir adet avokado alınır ve içi yarılarak çekirdeği çıkarılır. Fırın, 110-120 dereceye ısıtılır ve avokado içerisine atılır. Arzu ettiğiniz kıvama gelene kadar, 30-40 dakika arası fırında pişirilir.
Böbrek Taşlarını Düşürmek için Avakado Yaprağı Çayı Nasıl Yapılır?
Avakado Yaprağı Faydaları
Avokado yaprağı da çok faydalıdır. Böbrek taşı ve safra kesesi taşında, böbrek, prostat ve idrar yolları iltihaplarında, mide ülseri ve gastrit gibi pek çok alanda kullanılır. İçeriğinde bulunan glutathion güçlü bir antioksidan olup çok iyi bir hücre koruyucusudur.
Böbrek taşlarını düşürmek için avakado yaprağı çayının yapılışı:
1 yemek kaşığı kurutulmuş avokado yaprağı kaynamakta olan bir bardak suyun içine atılır ve kısık ateşte 6-7 dakika kaynatılır. Bu çay üç gün boyunca günde bir çay bardağı kadar içilir. Daha sonra bir kaç gün ara verilerek tekrar demlenerek devam edilebilir.
#antioksidan#avokado#avokado ezmesi#avokado faydaları#avokado nasıl yenir#avokado salatası#avokado yaprağı#Avokado Yaprağı Çayı#beslenme#bitkisel tedavi#Böbrek Taşı#böbrek taşı düşürme#fırında avokado#Gastrit#glutathion#idrar yolu iltihabı#mide ülseri#prostat#safra kesesi taşı#sağlık#Tıbbi bitkiler#tıbbi ve aromatik bitkiler
0 notes
Text
Gastrit nedir? Gastritin belirtileri nelerdir?
Gastrit nedir? Gastritin belirtileri nelerdir?
En çok görülen rahatsızlıklardan biri olan gastrit, kişinin yaşam kalitesini düşürür. Sindirim problemlerinden en acı verici olan gastrit mide iltihaplanması olarak da biliniyor. Peki gastrit nedir? Gastritin belirtileri nelerdir ve tedavisi var mıdır? Sizler için midenin işleyişini bozan gastrit hakkında merak edilenleri araştırdık. Tüm sorular haberin detayında…
Mide içerdiği asidik su ve…
View On WordPress
#besinler#gastrit#Gastrit bitkisel tedavi#Gastrit nedir#Gastrite ne iyi gelir#Gastritin belirtileri#Gastritin tedavisi#mide#sure#tedavi
1 note
·
View note
Text
Gastrit Belirtileri Neler? Gastrit Neden Olur? Gastrite Ne İyi Gelir?
Gastrit Belirtileri Neler? Gastrit Neden Olur? Gastrite Ne İyi Gelir?
Mide mukozası anlamına gelen mide zarının iltihaplanarak tahriş olması ile ortaya çıkan gastritin olumsuz etkilerini en aza indirmek için basit ve etkili yöntemler önerilmektedir. Dikkat edilmediği zaman büyük sıkıntılar çıkaran gastritin nedenleri, belirtileri, doğal tedavi yöntemleri nelerdir?
Gastrit Nedir?
Genelde yanlış beslenme sonucunda ortaya çıkan gastrit nedirve nasıl ortaya çıkar? Son…
View On WordPress
#Gastrit Belirtileri Nelerdir#Gastrit Bitkisel Tedavi#Gastrit İçin Öneriler#Gastrit Kürü#Gastrit Neden Olur#Gastrit Nedir#Gastrit Saraçoğlu Kürü#Gastrite Ne İyi Gelir#Gastriti Olanlar Ne Yemeli#Gastritte Nelere Dikkat Edilmeli
0 notes
Text
Meyan kökü nedir? Meyan kökü şerbeti tarifi!
Meyan kökü nedir? Meyan kökü şerbeti tarifi! Ramazan ayının vazgeçilmez besinlerinden biri olan meyan kökü şerbeti tamamen doğal ve bitkisel bir ürün olarak karşımızı çıkmaktadır.
Meyan Kökü nedir?
Meyan Kökü nedir Meyan kökü, asırlardır mide ve solunum problemlerinin tedavisinde kullanılan, şifalı bir bitkidir. Lifli kökleri tatlandırıcı olarak kullanılan meyan kökü, yönlendirici olduğu için Çin tıbbında, ‘kılavuz ilaç’ olarak kabul edilmektedir.
Meyan kökü neden tatlıdır?
Kökün tatlılığı, içeriğinde bulunan ve şekerden 50 kat daha tatlı olan glisirizik asitten kaynaklanır. Günümüzde öksürük ve soğuk algınlığı, mide hastalıkları, bağırsak iltihabı, kabızlık, menopoz semptomları da dahi pek çok rahatsızlığın tedavisinde kullanılmaktadır.
Meyan kökü nerelerde kullanılır?
Cilt ve saç bakımı için çok faydalı olan meyan kökü, baharat olarak, bitkisel ilaç olarak, şampuan yapımında ve gıda ürünlerine tat vermek için yaygın olarak kullanılır. Güçlü bir şeker aromasına sahip meyan kökü kaynatılarak şerbeti yapılır ve yaz aylarında bolca tüketilir. Çoğumuzun adını duyduğu ama faydalarını tam olarak bilmediği bitkilerden biridir. Aslında yöre yöre çeşitli illerde farklı isimlerle anılır ve bu isimle bilinir.
On bir ayın sultanı olarak nitelendirilen Ramazan ayında sıkça tüketilen şerbet, Osmanlı’dan günümüze sofralardaki yerini korumaktadır. Anadolu’da çok eski tarihlerden beri tüketilen şerbet türleri arasından en bilineni meyan kökü şerbetidir.
Bizim de yazımızda bu şifalı bitkiden bahsetmemizin sebeplerinden biri hem içinde birçok tıbbi açıdan yararlı madde bulundurması hem de tüm dünyanın bu bitkiden tıpta yararlanmasıdır.
Meyan Kökü nasıl tüketilir?
Kök kısımları kullanılmasının yanı sıra çayı yapılarak da tüketilebilir. Siz de evinizde mutlaka bu şifalı bitkiyi bulundurmalı ve faydalarından yararlanmalısınız.
Meyan Kökü Şerbeti Tarifi
Meyan kökü şerbeti yapımı için;
1 kök meyan kökü
3 litre su
3 litre su Tencereye konur. Eğer meyan kökü şerbetini akşam vakti hazırlıyorsanız, meyan köklerini beklemeye almak için sabaha kadar bekletin. Ancak, meyan kökü şerbetini hızlıca içmek istiyorsanız 1,5 saat kadar suda bekletmeniz yeterli olacaktır. 1.5 saat bekledikten sonra meyan kökleri lifleri tencerenin içinden sıkılarak alınır. Daha sonra bir süzgeçle süzerek bir kaba boşaltılır.
Tamamen meyan kökü şerbeti olması için meyan kökleri tülbentten geçirilerek iyi bir şekilde süzülür. Bu süzme işlemi bir kez daha tekrarlanarak şerbetin içinde tortu ve yabancı madde olmasını engellemiş olursunuz. Meyan kökü şerbeti hazırlarken en önemli püf nokta, dibinde tortu birikmemesidir. Şişelere doldurulduktan sonra meyan kökü şerbeti tüketime hazırdır.
Meyan kökü şerbetini köpürtmek için ise, şerbetçilerin yaptığı gibi yüksek bir yerden bardağa meyan kökü şerbetini dökerek rahatlıkla köpürtebilirsiniz
İçindeki Maddeler (Etken Maddeler) Ve İçeriği
Glikoz, sakaroz, nişasta, tanen, asparagin, yağ, zamk, reçine, çok tatlı olan glycyrhizik asidi ve glychrizin içermektedir.
Meyan kökü halk Arasında ; “Tatlı kök, boyam, piyam ve biyam” adlarıyla da anılır. Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında sarı, mavimsi mor veya kahverengi renkli çiçekler açan, genellikle akarsu kenarlarındaki kumlukları seven bir bitkidir.
7-15 cm boyunda parçalı yaprakları ve toprağın altında boyu 1 metreye ulaşan bir kök yapısı vardır. Bazı türlerin kökleri acıdır, bazı türlerin kökleri ise tatlıdır.
Genellikle sonbahar bitiminde Eylül – Ekim aylarında toplanır, kurutulur ve kullanım için saklanır.
Meyan Kökünün Faydaları
Bağışıklık sistemini güçlendirdiğini belirten Sağlık Uzmanları; “Ses kısıklığına iyi gelir, balgam sökülmesi, öksürük gibi rahatsızlıklar için de kullanılır.
Ateş düşürücü ve hücrelerdeki tahrişe bağlı ağrıları azaltıcı etkisi de vardır. İdrar söktürücü etkisi de bulunan meyan kökü, midedeki ülser, gastrit gibi mide hastalıklarına fayda sağlar. Kabızlığa karşı da iyi gelen meyan kökü, kramp çözücü olarak da kullanılabilir.
Meyan kökü siroz gibi karaciğer hastalıklarına fayda sağladığı gibi akne, sivilce, sedef hastalığı gibi ciltte oluşan problemler için de meyan kökü kullanılabilir.” dediler.
Meyan kökü hakkında uzman görüşleri
Meyan kökü tüketiminin vücudumuz için çok yararlı olduğunu belirten uzmanlar; “Ağız içindeki yaralar için de meyan kökü gargara yapılarak faydalı olabilir. Tansiyonun düzene sokulması ve addison hastalığı için de meyan kökü ile tedavi sağlanabilir. Birçok kişinin yakındığı peptik ülsere karşı koruma sağlar.
Böbrek üstü bezi hastalıklarına karşı kullanılması da meyan kökü faydaları arasındadır. Hormonal dengesizliklere karşı kullanılabilir. Meyan kökü ayrıca, karaciğeri korur.
Kışın sıkça karşılaştığımız hastalıklardan olan soğuk algınlığı, grip, nezle, bronşit, balgam oluşması gibi üst solunum yolu rahatsızlıklarına karşı şifa sağlar. Kışın sık sık karşılaştığımız ses kısıklığına karşı da koruma sağlar.
Dalak, böbrek ve karaciğere fayda sağlar. Vücudu toksinlerden korur. Antimikrobiyal, antioksidan ve tonik özellikleri vardır. Gut hastalığına karşı da kullanılabilir.
Ferahlatıcı ve rahatlatıcı etkisi vardır. Vücuttaki çıbanlar ve yaraları iyileştirir. Sindirim sistemini rahatlatır, hazımsızlığı ve kabızlığı önler. Mesane taşlarına ve idrara çıkma zorluğuna karşı tüketilebilir.
Ağzınızda çıkan aftlar için gargara yapmak suretiyle kullanabilirsiniz. Egzama için jel haline getirilerek kullanılır. Adet dönemi veya menopoz sorunlarına fayda sağlayabilir.
Yapılan araştırmalarda kolon ve meme kanserine karşı koruma sağladığı görülmüştür. Polistik over sendromu rahatsızlığı çekenler de bu şifalı bitkiyi tüketmelidir. Kronik yorgunluğa fayda sağlaması da meyan kökünün faydaları arasındadır. Tüberküloz, baş dönmesi gibi rahatsızlıklara karşı da kullanılabilir.
Balgam söktürücü olarak günde 3 kez 1 gr. bu şifalı bitkinin tozu yutulur. Gastrit ve ülser tedavisi için günde 20-25 gr. meyan kökü çiğnenerek tedavi sağlanabileceği gibi, 30 gr. meyan kökü tozu ile 1 tatlı kaşığı ketenotu 1 litre suda 20 dakika kaynatılarak bu sıvıdan günde 3 bardak içilebilir. Bu sıvı öksürük tedavisine de uygundur.” diye belirttiler. (Kaynak: Milliyet / AA / Haberiskelesi)
Meyan Kökü Çayı Nasıl Hazırlanır?
Meyan kökü çayı hazırlamak için 3 bardak suyun içine Antik Kuruyemiş’ten satın aldığınız 3 tatlı kaşığı meyan kökü karıştırılır, 20 dakika kadar kaynatılır.
Daha sonra 10 dakika kadar da kaynatılmaya devam edilir ve soğuduktan sonra meyan kökü çayı tüketilebilir.
Peki, meyan kökü çayı ne zaman içilmelidir ya da günde kaç kez içilmelidir?
Meyan kökü çayını açken veya yemeklerden sonra tüketebilirsiniz.
Öğle yemeği ve akşam yemeğinden sonra bir bardak içilebilir. Meyan kökü bilinen etkilerinden dolayı bu şifalı bitkinin çayı ve meyan kökü şerbeti olarak tüketilebilir. Sağlık için birçok faydası bulunan meyan kökü, bazı yan etkileri dolayısıyla dikkatli tüketilmelidir.
Meyan Kökünün Zararları ve Yan Etkileri nelerdir?
Fazla tüketilirse eklemlerde ve yüzde ödem oluşturabilir, yüksek tansiyona sebep olabilir ve vücutta potasyum kaybına yol açabilir.
Bu yüzden bu bitkinin fazla tüketilmesi zararlıdır. Ayrıca vücutta sıvı birikmesine ve böbrek rahatsızlığına yol açabilir. Bu şifalı bitkinin faydaları kadar zararları da bulunabilir.
Öncelikle şunu bilmelisiniz ki her bitkinin fazlası zarardır ve meyan kökünün de aşırı kullanımı zarar verebilir. Ayrıca bazı durumlarda, bazı kişilerin kullanmaması gerekir.
Gebelik yani hamilelik sırasında ve emziren bayanların kullanmamasını tavsiye ederiz.
Anemi yani kansızlık hastalığı bulunanlar ile hipertansiyon yani yüksek tansiyon hastaları kullanmamalıdır.
Çocukların da tüketmemesini tavsiye ederiz. Fazla miktarda tüketilirse yüksek tansiyona ya da baş ağrısına sebep olur.
Demirhindi nedir? Demirhindi şerbeti tarifi…
0 notes
Photo
Bahçemizden söküp fotoğrafını çektiğim Althea officinalisin (Tıbbi hatmi) kullanımı neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Bugün sizlere binlerce yıldır (3000 yıllık geçmiş) tedavi amaçlı kullanılan tıbbi hatminin kökünden bahsedeceğim. 🍃Geleneksel olarak geçmişte; soğuk algınlığı, öksürük, boğazda irritasyon, sindirim rahatlatıcı,idrar sökütürücü, ağrı giderici, deri üzerinde çeşitli hastalıklar, yara iyileşmesi dahil birçok hastalıkta kullanılmıştır. 🍃Bitkinin kökü önemli miktarda müsilaj içerir ve özellikle müköz memnranlarda ( öksürük, zatüre gibi solunum yolları hastalıkları ,ülser, kabızlık, gastrit, reflü özafajit, üriner sistem taşları ve enfeksiyonlarında ) rahatlatıcıdır. 🍃Hatmi kökü yüksek tansiyon hastalarında kullanılan ace inhibitörlerinin (kaptopril, enapril vb.)yan etkisi öksürüğe karşı klinik çalışmalarda etkili bulunmuştur. 🍃Kökü antioksidandan zengindir flavanoidler, fenolik asitler ve ayrıca asparajin aminoasidi bulunur. 🍃Kökünün extraktı bitkisel birçok öksürük şurubunun içerisinde bulunur. 🍃Ağız kuruluğuna karşı etkilidir tükrük bezlerindeki salgıyı arttırır.Kronik öksürükte etkilidir. 🍃Geçirgen bağırsak senromu ibs gastrit vb durumlarda rahatlatıcı etkisi mevcuttur. 🍃Hayvan deneylerinde peptik ülsere karşı zencefille kullanımı etkili bulunmuştur. 🍃Reflü ve mide yanması gibi durumlarda rahatlatıcı etkiye sahiptir. Yatıştırıcı etkisi vardır. 🍃Ciltte egzemada böcek sokmalarında yanıkta etkili bulınmuştur. (Polisakkarit “ içeriğinden dolayı) 🍃313 çocukta yapılan klinik çalışmada kuru öksürükte etkili olmuştur. Öksürüğün şiddeti ve sıklığını azaltmıştır. 🍃Koronavirüste kuru öksürük ve bronşit givi durumlarda zencefil ile birlikte kullanımı önerilebilir. (Ben öneriyorum ve kullanıyorum) 🍃Bitkinin 3-5 gr kurutulmuş kökleri dekoksiyon ve maserasyon yöntemi ile su içerisinde hazırlanıp gün içesinde 3-4 kez 30-40 ml verilebilir. 🍃Özellikle kan sulandırıcılarla kullanımına dikkat edilmeli operasyondan 2 hafta önce kesilmesi önerilir. #korona #reflü #gastrit #covid_19 #koronavirüsü #drnatureco #fitoterapi #corona #öksürük #bitkisel #bitkiseltedavi #ülser #egzema KAYNAKLAR ⬇️⬇️⬇️ yorumlarda https://www.instagram.com/p/CIgOSlFg1en/?igshid=jg03364yjf1o
#korona#reflü#gastrit#covid_19#koronavirüsü#drnatureco#fitoterapi#corona#öksürük#bitkisel#bitkiseltedavi#ülser#egzema
0 notes
Text
Dilara Koçak’tan Hazımsızlık ve Kabızlık İçin Öneri: Zerdaçal ve Zencefil Kombinasyonu
Hazımsızlık ve kabızlık toplumda en sık görülen sindirim sistemi problemlerinin başında geliyor. Son dönemde evde kalmaktan dolayı azalan fiziksel aktivite ve beslenme düzeninin değişmesi de bu şikayetlerin artmasına neden oluyor. Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, hazımsızlığa karşı zerdeçal-zencefil kombinasyonunu, kabızlık sorununun çözümü içinse triphala, rezene ve sinemaki özütlerini öneriyor. Koçak, önerilerine bir de şu uyarıyı ekliyor: “Bu bitkileri mutfaktaki standart kullanma alışkanlığımız gibi değil, tedavi edici özelliklerinden faydalanmak için özel formlarda kontrollü ekstrakt olarak almayız.”
Her Üç Kişiden Biri Hazımsızlık ve Kabızlık Çekiyor
Uzman Diyetisyen Dilara Koçak Kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen hazımsızlık ve şişkinlik gibi mide sorunlarının önüne geçmek için neler önerirsiniz? Eğer hazımsızlık ya da şişkinlik gibi bir problem yaşanıyorsa bunun birçok sebebi olabilir. Stres, uyku düzeninin bozukluğu, hareketsizlik ve yanlış beslenme sindirim sorunlarına ve hazımsızlığa sebep olabiliyor. Bu sorunlar sık yaşanıyorsa günlük hayatta sık tüketilen bazı gıdalar, vücuda dost olmayabilir. Bu problemleri yaşıyorsanız, doğru besinleri seçmeyi öğrenmenizde fayda var. Özellikle hazımsızlık şikayetiniz varsa, mideye baskı yapmamak için az yağlı besinleri seçmeli, gün içinde az ve sık beslenme prensibini benimsemelisiniz. Sindirimi rahatlatmak için doymuş yağlardan uzak durmanızda ve besinleri çok sıcak ya da çok soğuk tercih etmemenizde fayda var. Kuru baklagilleri, süt grubu besinleri de vücudunuzda yarattığı hissi takip ederek tüketmeye özen gösterin.
Hazımsızlık İçin Kimyasal değil, fitoterapi ürünlerini tercih edin
Halk arasında mide koruyucu ilaçlar olarak anılan proton pompa inhibitörleri (PPI), mide problemlerinde doktorlar tarafından sıklıkla reçete ediliyor. Diğer yandan bu tarz ürünlerin uzun vadeli kullanımında, ters etki göstereceğine dair işaretler var. Mide koruyucu ilaçlar gerçekten mideyi koruyor mu? Midenin esas görevi olan sindirim görevini PPI türevi ürünler baskılar. Mide mukozasını korumak isterken, midenin esas fonksiyonunu elinden almamak lazım. Gerçek bir mide koruyucunun; mide mukozasını korurken, sindirim görevini aksatmayacak bir ürün olması gerekir. Böyle ürünler şu an kimyasal ajanlardan ziyade fitoterapi ürünlerinde mevcut. Bu konuyu biraz açar mısınız? Fitoterapötik ürünleri nasıl anlamamız gerekir? Fitoterapötik ürünler; belirli bir hastalığın tedavisinde kullanılmak üzere, bilimsel araştırmaları yapılmış, kaynağını bitkisel özütlerden alan takviye edici gıdalardır. Bu tarz ürünlerin araştırma ve geliştirme süreçleri; ilaç prosedürlerine benzerdir. Peki; hazımsızlık ve şişkinlik gibi mide problemlerinde kullanılacak fitoterapötik ürünler var mıdır? Bilgi verebilir misiniz? Bu konuda pek çok bitkisel özüt mevcut. Fakat önemli olan, bilimsel düzlemde klinik çalışmalar ile desteklenmiş ürünleri kullanmak. Öne çıkan bitkisel preparatlardan ikisi ise; zerdeçal ve zencefil ekstreleri. Fakat bunları; mutfaktaki kullanma alışkanlığımız gibi değil, özel formlarda almalıyız, zira bitkilerin tedavi edici özelliğinden faydalanmak ile bitkileri gündelik hayatımızda besin değeri olarak tüketmenin ayrımını doğru yapmamız gerekir.
Ülser ve Gastrite Özel Kombinasyon!
Peki bu özütler nasıl kullanılmalı? Herkes kullanabilir mi? Ülseri, gastrit problemlerini gidermede etkili mi? Bu tarz bitkisel ürünlerde, üretim teknolojisi oldukça önemli. Her iki bitkinin özütünün sinerjisinin artırılması, biyoyararlanımının yükseltilmesi esastır. Zerdeçal ve zencefil özütlerini içeren özel kombinasyona ‘phytoprotect’ ismi veriliyor. Bu özütü içeren ürünleri kullanabilirsiniz. Bazı eşlik eden hastalıklarda olabileceği için riskli gruplarda doktor reçetesi ile alınmasında fayda var.
Söktürücü Ürünler Tembelliğe Yol Açabilir
Sıklıkla görülen sindirim sistemi sorunlarından biri de kabızlık. COVID 19 döneminde hareket ve egzersizin azalması kabızlık sorunun daha sık görülmesine neden oluyor. Hem sebebi hem de çözümü noktasında neler söylersiniz? Kabızlık; basit bir anlatımla bağırsak hareketlerinin yetersiz olmasıdır. Hareketsizlik, yetersiz sıvı tüketimi, stres ve kötü beslenme kabızlığı tetikleyebiliyor. Özellikle son dönemde koronavirüs sebebiyle evde kaldığımız sürenin artması, egzersizin azalması, stres seviyesinin yükselmesi bu şikayeti yaşayanların sayısını daha da artırabiliyor. Özellikle yanlış beslenme alışkanlıkları bağırsak florasını etkiliyor ve sindirimle ilgili sorunlara sebep olabiliyor. Kabızlık probleminin çözümü aslında nedeninde yatıyor. Doğru beslenme ve düzenli egzersiz ile bu sorunu büyük ölçüde çözebilirsiniz. Kabızlık probleminden kurtulmak için yapılan en büyük hatalardan biri de söktürücü ürünlerin kullanılmasıdır. Oysa ki bu ürünler bağırsaklarınızdaki faydalı mikroorganizmaları da kaybetmenize sebep olur ve sonrasında bağırsak tembelliği yaşamanıza neden olabilir. Kullanılacak ürünlerin doğal olması, mukozayı desteklemesi, tuvalete çıkma anında spazm oluşturmaması ve bağırsak tembelliği yapmaması çok önemli. Son yıllarda triphala bitkisinin bağırsak sağlığındaki etkisini sık duymaya başladık, bu bitki ile ilgili biraz bilgi verir misiniz? Triphala ayurvedik bir bitkidir. Temelde 3 bitkinin karışımından oluşur. Bağırsak mukozasını dengeler, bağırsak detoksunda kullanılır. Yararlı bakterilerin üremesini teşvik eder. Antioksidan etkisiyle bağırsak mukozasını onarır. Rezene tohumu özütleri ve sinameki yaprağını kabızlığı gidermede nasıl etkili oluyor? Bu bitkiler özellikle gaz spazmlarına karşı oldukça etkililer. Dolayısıyla kabızlığın yanı sıra spazmların azalmasına yardımcı olarak sindirimi rahatlatmaya destek olurlar. Ancak standardize doz ve doğru kullanım önemli. Bazı vakalarda yanlış sinameki kullanımı istenmeyen ve kalıcı sorunlara sebep olabiliyor.
Doz ayarı için özel ekstreleri kullanın!
Peki bu bitkileri nasıl kullanmalıyız, çayını mı demlemek gerekir, başka bir şekilde mi almamız lazım? Bu bitkileri evde kullanarak faydalı olan dozlarını yakalamamız zor olabiliyor, fayda sağlayabilmek için yeterli dozda ve doğru şekilde tüketmek gerekiyor. Bu sebeple özel ekstre kombinasyonlarının tercih edilmesi, bu konuda güvenilir markaların kullanılmasını ben daha fazla tavsiye ediyorum. Son dönemde insanlar sağlıklarını koruyabilmek için kimyasal ilaçlar yerine daha doğal fitoterapi ürünlerini tercih ediyor. Bu yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz? Besinlerin hastalıklardan korunmada veya tedavide ilaç olarak kullanılması aslında çok eski yıllara dayanıyor. Çok eski yıllarda Hipokrat’ın bir sözü vardı; besinler ilacınız, ilacınız besininiz olsun... Dolayısıyla aslında hepimiz bir şekilde birçok besinden faydalanıyor, şifa buluyoruz. Bu anlamda araştırmaların yapılması ve bitkilerin, besinlerin ilaçlar yerine kullanılabilmesi için ben fitoterapi bilimini çok önemsiyorum. İlginizi çekebilir: Göz Sarılığı Nedir? Nasıl Tedavi Edilir? Read the full article
0 notes
Text
Gastrit ve Tedavisi Hakkında Bilmeniz Gereken 6 Madde
Gastrit hastalığı midede kaynaklanan bir problemdir. Midenin iç bölgesindeki mukoza mekanizmasında oluşan iltihaplanma nedeni ile ortaya çıkmaktadır. Bu rahatsızlık toplum içerisinde azımsanmayacak kadar çoktur. Sıklıkla görülen bu hastalık, ilk başlarda akut seyretse de daha sonra kronikleşebiliyor. Gastrit mide rahatsızlıkları arasında en az zarar veren hastalıklardandır. Ancak ilerleyen evrelerde kalıcı hasarlara neden olabilir. Gastritin ülserde daha az hasar bıraktığı ifade ediliyor. Ancak gastritin ülsere çevrilebileceği de belirtiliyor. Gastrit çok yaygın bir hastalıktır ve laboratuvar sonuçları bu rahatsızlığın iki kişide bir görüldüğünü ortaya koyuyor. Bu kadar yaygın olmasına rağmen gastrit belirtileri hemen hissedilen bir hastalık değildir. Dolayısıyla bir çok kişi bu rahatsızlığı yaşadığını dahi anlayamayabiliyor. Bu nedenle geç fark ediliyor ve hastalığın tedavisi daha da zorlaşıyor. Gastrit vücudumuzda bakteri kaynaklı bir enfeksiyon şeklinde otaya çıkmakta ve bu bakterilere uygun antibiyotiklerle tedavi yapılmaktadır. Eğer gastrit şikayetiniz uzun süreli devam ediyorsa kronik, kısa süreli ise akut gastrit olarak ifade ediliyor. 1. Gastritin Nedenleri Nelerdir?
Gastritin en yaygın nedenleri arasında aşırı alkol tüketimi ve uzun süren ilaç kullanımı gösterilmektedir. Özellikle sürekli aspirin gibi ilaçları sürekli kullanmak zorunda olanlar midedeki bakterilerin çoğalmasına ve bu bakterilerin bir takım enfeksiyonlar ortaya çıkarmasına neden oluyor. Gastritin bir diğer sebebi ise sürekli ve fazla stresle yaşamaktır. Stresin bağışıklık sistemine verdiği zarar nedeni ile bir çok hastalık ortaya çıkabiliyor. Bunlardan biri de gastrittir. Bu rahatsızlık uyuşturucu madde kullanımı gibi nedenlerle de ortaya çıkmaktadır. 2. Akut Gastrit Belirtileri?
Kronik ve akut gastritler temelde aynı hastalık olsa dahi bir takım farklılıkları bulunmaktadır. Özellikle akut gastrit olan hastalarda kanama gözlenmektedir ve bu kanama sindirim sisteminin üstünde oluşmaktadır. Ayrıca midede bulantı, ekşime, normalden daha fazla geğirme durumu ve midenizin üst kısımlarında görülen kanamalar şeklindedir. 3. Gastrit Tedavisi ve Süresi
Gastrit tedavisi hassas olan bir rahatsızlıktır. Bu nedenle bu alanda uzman bir doktora görünmeniz gerekmektedir. Uzman doktor endoskopi ile midenize yemek borusundan incelemelerde bulunacak, dışkı ve kan testi ile de sonuçlarını değerlendirecektir. Yapılan tetkikler sonucu sizler için en uygun tedavi seçeneği değerlendirilecek ve tedaviye başlanacaktır. Doktorunuza danışarak tedavinize destek olacak ve daha kolay bir tedavi süreci yaşatacak bitkisel kürler kullanabilirsiniz. 4. Tedavi Sürecinde Yediklerinize Dikkat Etmelisiniz
Her hastalıkta olduğu gibi gastritin de tedavi sürecinde beslendiğiniz gıdalara dikkat etmelisiniz. Özelikle tuzlu ve yağlı yemekleri tüketmemeli, sıklıkla ilaç kullanmamalısınız. Hazır gıdalar gibi kimyasal katkı maddesi içeren gıdalar tüketmemelisiniz. Gastrit tedavisi sürecinde tükettiğiniz gıdalar hastalığınızı doğrudan etkileyebilir. Çok hassas bir denge ile mükemmel bir şekilde çalışan vücudumuz, tekrar eski dengesini bulabilmesi için hassas bir süreçten geçmektedir. Bu nedenle tükettiğiniz gıdalar hastalığın daha da ilerlemesine ve kronik gastrite dönüşmesine neden olabilir. Tüm bu problemlerin yanı sıra tedavinizin başarı ile tamamlanması durumu da azalacaktır. Tükettiğiniz gıdalar midenizdeki asit dengesini bozabildiği gibi normal düzeye gelmesine de yardımcı olabilir. Bu nedenle doktorunuzun sizlere yapacağı tavsiyeleri dikkatle dinlemeli ve asit içerikli gıdalardan uzak durmalısınız. 5. Gastrit Tedavisinde Nasıl Beslenilmeli
Uzmanlar gastrit tedavisinde hastalara bir çok tavsiyede bulunmaktadır. Bu tavsiyeler dikkatli bir şekilde uygulandığında tedavi oranı oldukça yükselmektedir. Bunlar; Tedavi sürecinde tüketeceğiniz gıdaların lokmaları küçük olmalıdır, Yemeğinizi hızlı tüketmemeli, sakin ve normalden biraz daha yavaş çiğneyerek tüketmelisiniz, Gıdaları çok sıcak veya soğuk bir şekilde tüketmemelisiniz, Ayakta yemek yememelisiniz, Geceleri yemek yemekten kaçınmalısınız şeklindedir. 6. Gastrit Tedavisinde Spor Yapmak
Yemekten sonra yapacağınız hareketler yiyeceklerin daha kolay sindirilmesine yardımcı olmaktadır. Hatta uzmanlar günde en az 30 dakika yürüyüş yapılması gerektiğini ifade etmektedir. Ancak hastalık süreçlerinde yapacağımız hareketlere dikkat etmeliyiz. Yemekten sonra yapacağınız ağır egzersizler gastriti daha da kötü bir hale getirebilir. Bunun yanı sıra emekten sonra hiçbir şey yapmadan hemen uzanmak da midede bir takım problemlere yol açabilir. Özellikle mide sıvısının yemek borusuna çıkması bu tür durumlar nedeni ile sıklıkla görülmektedir. Bu yazımızda sizlere bir mide rahatsızlığı olan gastriti anlattık. Gastritin tedavisi ve tedavi sürecinde neler yapılması gerektiğinden bahsettik. Sizler de yaşadığınız tecrübeleri yorum kısmında ifade ederek gelecek diğer ziyaretçilere yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca eklemek istediğiniz veya sormak istediğiniz tüm bilgileri de yine burada ifade edebilirsiniz. Gastrit hastalığı ve tedavisine yönelik bilgileri derlerken milliyet, gastrit, medicalpark, sabah internet sitelerini ziyaret ettik ve bilgilerimizi kontrol ettik. Yazımıza kaynaklık eden bu sitelere teşekkürü bir borç biliriz. Read the full article
#gastritbelirtilerivetedavisi#gastritbelirtisivetedavisi#gastrittedavisivebeslenme#gastritvetedaviyöntemleri#gastritvetedavisi
0 notes
Text
REFLÜ VE MİDE PROBLEMİNİZ VARMI?
Genel sorun mide olsa da tanılar farklı olabiliyor.
Gastrit ile reflü birbirinden farklıdır!Belirtileri birbirine benzese de GÖRH ve gastrit birbirinden çok farklıdır. Sindirimle ilgili bir problem yaşandığında akıllara ilk gastrit ve reflü hastalıkları gelir.
“Gastrit, midede iltihabi ve yangısal rahatsızlıkların oluşmasına neden olur. Bakteriyel bir enfeksiyona ya da tahrişe bağlı sebepler ile…
View On WordPress
#alternatif tıp#bitkisel tedavi#doğal gastrit tedavisi#doğal mide tedavisi#doğal reflü tedavisi#doğal tedavi#en faydalı bitkiler#en faydalı sebzeler#mide agrısı#mide yanması#patates#patates şifası#patates suyu
0 notes
Text
Dilara Koçak’tan hazımsızlık ve kabızlık için öneri
Hazımsızlığı zerdeçal-zencefil kombinasyonu ile kabızlık sorununu triphala özütleriyle giderin
Hazımsızlık ve kabızlık toplumda en sık görülen sindirim sistemi problemlerinin başında geliyor. Son dönemde evde kalmaktan dolayı azalan fiziksel aktivite ve beslenme düzeninin değişmesi de bu şikayetlerin artmasına neden oluyor. Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, hazımsızlığa karşı zerdeçal-zencefil kombinasyonunu, kabızlık sorununun çözümü içinse triphala, rezene ve sinemaki özütlerini öneriyor. Koçak önerilerine bir de şu uyarıyı ekliyor: “Bu bitkileri mutfaktaki standart kullanma alışkanlığımız gibi değil, tedavi edici özelliklerinden faydalanmak için özel formlarda kontrollü ekstrakt olarak almayız.”
Hazımsızlık, özellikle içinde bulunduğumuz modern çağda üç kişiden birinde görülüyor. Stresle birlikte gittikçe doğal ve sağlıklı olmaktan uzaklaşan beslenme şekilleri hazımsızlığın daha sık görülmesine yol açıyor. Kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen hazımsızlık ve şişkinlik gibi mide sorunlarının önüne geçmek için neler önerirsiniz? Eğer hazımsızlık ya da şişkinlik gibi bir problem yaşanıyorsa bunun birçok sebebi olabilir. Stres, uyku düzeninin bozukluğu, hareketsizlik ve yanlış beslenme sindirim sorunlarına ve hazımsızlığa sebep olabiliyor. Bu sorunlar sık yaşanıyorsa günlük hayatta sık tüketilen bazı gıdalar, vücuda dost olmayabilir. Bu problemleri yaşıyorsanız, doğru besinleri seçmeyi öğrenmenizde fayda var. Özellikle hazımsızlık şikayetiniz varsa, mideye baskı yapmamak için az yağlı besinleri seçmeli, gün içinde az ve sık beslenme prensibini benimsemelisiniz. Sindirimi rahatlatmak için doymuş yağlardan uzak durmanızda ve besinleri çok sıcak ya da çok soğuk tercih etmemenizde fayda var. Kuru baklagilleri, süt grubu besinleri de vücudunuzda yarattığı hissi takip ederek tüketmeye özen gösterin.
Kimyasal değil, fitoterapi ürünlerini tercih edin
Halk arasında mide koruyucu ilaçlar olarak anılan proton pompa inhibitörleri (PPI), mide problemlerinde doktorlar tarafından sıklıkla reçete ediliyor. Diğer yandan bu tarz ürünlerin uzun vadeli kullanımında, ters etki göstereceğine dair işaretler var. Mide koruyucu ilaçlar gerçekten mideyi koruyor mu?
Midenin esas görevi olan sindirim görevini PPI türevi ürünler baskılar. Mide mukozasını korumak isterken, midenin esas fonksiyonunu elinden almamak lazım. Gerçek bir mide koruyucunun; mide mukozasını korurken, sindirim görevini aksatmayacak bir ürün olması gerekir. Böyle ürünler şu an kimyasal ajanlardan ziyade fitoterapi ürünlerinde mevcut.
Bu konuyu biraz açar mısınız? Fitoterapötik ürünleri nasıl anlamamız gerekir?
Fitoterapötik ürünler; belirli bir hastalığın tedavisinde kullanılmak üzere, bilimsel araştırmaları yapılmış, kaynağını bitkisel özütlerden alan takviye edici gıdalardır. Bu tarz ürünlerin araştırma ve geliştirme süreçleri; ilaç prosedürlerine benzerdir.
Uzman Diyetisyen Dilara Koçak
Peki; hazımsızlık ve şişkinlik gibi mide problemlerinde kullanılacak fitoterapötik ürünler var mıdır? Bilgi verebilir misiniz?
Bu konuda pek çok bitkisel özüt mevcut. Fakat önemli olan, bilimsel düzlemde klinik çalışmalar ile desteklenmiş ürünleri kullanmak. Öne çıkan bitkisel preparatlardan ikisi ise; zerdeçal ve zencefil ekstreleri. Fakat bunları; mutfaktaki kullanma alışkanlığımız gibi değil, özel formlarda almalıyız, zira bitkilerin tedavi edici özelliğinden faydalanmak ile bitkileri gündelik hayatımızda besin değeri olarak tüketmenin ayrımını doğru yapmamız gerekir.
Ülser ve gastrite özel kombinasyon!
Peki bu özütler nasıl kullanılmalı? Herkes kullanabilir mi? Ülseri, gastrit problemlerini gidermede etkili mi?
Bu tarz bitkisel ürünlerde, üretim teknolojisi oldukça önemli. Her iki bitkinin özütünün sinerjisinin artırılması, biyoyararlanımının yükseltilmesi esastır. Zerdeçal ve zencefil özütlerini içeren özel kombinasyona ‘phytoprotect’ ismi veriliyor. Bu özütü içeren ürünleri kullanabilirsiniz. Bazı eşlik eden hastalıklarda olabileceği için riskli gruplarda doktor reçetesi ile alınmasında fayda var.
Söktürücü ürünler tembelliğe yol açabilir
Sıklıkla görülen sindirim sistemi sorunlarından biri de kabızlık. COVID 19 döneminde hareket ve egzersizin azalması kabızlık sorunun daha sık görülmesine neden oluyor. Hem sebebi hem de çözümü noktasında neler söylersiniz? Kabızlık; basit bir anlatımla bağırsak hareketlerinin yetersiz olmasıdır. Hareketsizlik, yetersiz sıvı tüketimi, stres ve kötü beslenme kabızlığı tetikleyebiliyor. Özellikle son dönemde koronavirüs sebebiyle evde kaldığımız sürenin artması, egzersizin azalması, stres seviyesinin yükselmesi bu şikayeti yaşayanların sayısını daha da artırabiliyor. Özellikle yanlış beslenme alışkanlıkları bağırsak florasını etkiliyor ve sindirimle ilgili sorunlara sebep olabiliyor. Kabızlık probleminin çözümü aslında nedeninde yatıyor. Doğru beslenme ve düzenli egzersiz ile bu sorunu büyük ölçüde çözebilirsiniz. Kabızlık probleminden kurtulmak için yapılan en büyük hatalardan biri de söktürücü ürünlerin kullanılmasıdır. Oysa ki bu ürünler bağırsaklarınızdaki faydalı mikroorganizmaları da kaybetmenize sebep olur ve sonrasında bağırsak tembelliği yaşamanıza neden olabilir. Kullanılacak ürünlerin doğal olması, mukozayı desteklemesi, tuvalete çıkma anında spazm oluşturmaması ve bağırsak tembelliği yapmaması çok önemli.
Son yıllarda triphala bitkisinin bağırsak sağlığındaki etkisini sık duymaya başladık, bu bitki ile ilgili biraz bilgi verir misiniz? Triphala ayurvedik bir bitkidir. Temelde 3 bitkinin karışımından oluşur. Bağırsak mukozasını dengeler, bağırsak detoksunda kullanılır. Yararlı bakterilerin üremesini teşvik eder. Antioksidan etkisiyle bağırsak mukozasını onarır.
Rezene tohumu özütleri ve sinameki yaprağını kabızlığı gidermede nasıl etkili oluyor? Bu bitkiler özellikle gaz spazmlarına karşı oldukça etkililer. Dolayısıyla kabızlığın yanı sıra spazmların azalmasına yardımcı olarak sindirimi rahatlatmaya destek olurlar. Ancak standardize doz ve doğru kullanım önemli. Bazı vakalarda yanlış sinameki kullanımı istenmeyen ve kalıcı sorunlara sebep olabiliyor.
Doz ayarı için özel ekstreleri kullanın!
Peki bu bitkileri nasıl kullanmalıyız, çayını mı demlemek gerekir, başka bir şekilde mi almamız lazım?
Bu bitkileri evde kullanarak faydalı olan dozlarını yakalamamız zor olabiliyor, fayda sağlayabilmek için yeterli dozda ve doğru şekilde tüketmek gerekiyor. Bu sebeple özel ekstre kombinasyonlarının tercih edilmesi, bu konuda güvenilir markaların kullanılmasını ben daha fazla tavsiye ediyorum.
Son dönemde insanlar sağlıklarını koruyabilmek için kimyasal ilaçlar yerine daha doğal fitoterapi ürünlerini tercih ediyor. Bu yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz? Besinlerin hastalıklardan korunmada veya tedavide ilaç olarak kullanılması aslında çok eski yıllara dayanıyor. Çok eski yıllarda Hipokrat’ın bir sözü vardı; besinler ilacınız, ilacınız besininiz olsun… Dolayısıyla aslında hepimiz bir şekilde birçok besinden faydalanıyor, şifa buluyoruz. Bu anlamda araştırmaların yapılması ve bitkilerin, besinlerin ilaçlar yerine kullanılabilmesi için ben fitoterapi bilimini çok önemsiyorum.
source https://saglik.kocaali.com/dilara-kocaktan-hazimsizlik-ve-kabizlik-icin-oneri/
0 notes
Text
DENEYİN
28 MAYIS 2007 MEHMET SELİM SARAÇOĞLU Çinli Dostum İksir 47 yaşında ve yaklaşık 4 yıldır tip-2 diyabet hastasıyım. Şeker hastalığım için başlangıçta 850 mg.lık Glukofen tablet kullandım, daha sonra bu yetersiz kalınca Glimax tabletler de aldım. Sonuçta açlık kan şekerim 180-200 değerleri civarındaydı. Yaklaşık 1,5-2 ay önce yakın bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine Murat Bey'le, dolayısiyle "iksir"le tanıştım. İksire başlamadan önce 200 değerinde olan açlık kan şekerim 3 gün içerisinde 120 değerine indi. Her gün sadece aç karnına 1 bardak iksir içmekle, bozuk olan moralim düzeldi ve umutlarım yeşerdi. Uyuşuk, miskin hâlim düzelmiş ve hayat bana, dolu, anlamlı, güzel gelmeğe başlamıştı. Bu iksir sayesinde daha önceleri umursamadığım, bağırsak sorunum, reflü, yorgun kaslarım ve prostat hastası gibi olan idrar çıkışlarım düzelmiş, büyük ve küçük abdestim düzene girmişti. İksir, hiç diyet yapmadan belimdeki ve karnımdaki yağlanmayı azaltarak kilo vermemi sağladı. Açlık kan şekerim zaman zaman fazla düştüğü için ilk önce glifix ve glimax tabletlerini kullanmamaya başladım. Daha sonra Glukofen'i de bıraktım. En önemlisi, şeker hastası olduğum için tatlılardan uzak duruyordum ve tatlılar beni cezbediyordu. Ama iksir sayesinde tatlı hevesim de geçti. Artık günlük hayatımda daha enerjik, düzensiz büyük-küçük abdest gibi sorunları olmayan biriyim. Sanırım bu sıvı benim için, ayrılması zor lezzeti kadar, değerli ve yaşam kalitemi yükseltecek önemdedir. Yalnız şunu da belirtmeliyim ki; bu iksir sayesinde artan enerjim sonucu, yaşıma aldırmadan ve şuursuzca yaptığım hareketler sonucu belimi incittim ve birkaç gün yürüme zorluğu çektim!.. Teşekkürler Çinli dostum ve Murat Bey... 28.05.2007 Mehmet Selim Saraçoğlu NOT: BU KULLANICIMIZ RESMİ İZİNLERİ ALABİLME SÜRECİNDE KENDİ İSTEĞİYLE VE BİZE DUYDUĞU GÜVENLE KOMBUÇAY KULLANMIŞTIR)
17 MAYIS 2007 FATMA GÖKKAYA Günümüzde alternatif tıp ve bitkisel tedavi yöntemleri yaygın hale geldi. Ben de eskiden beri bu tedavi yöntemlerine karşı aşırı ilgi duyan ve elimden geldiği kadar araştıran biriyim. Detaycı bir yapım vardır. Yeni çıkan tedavi yöntemlerini araştırır, bilgi sahibi olur, bana uygun olduğunu algıladıysam kullanmayı tercih ederim. Yaşam İksiri Çayı'nı içmeden önce aynı şekilde inceledim ve içmeğe karar verdim. Başladığım günlerde, reflü, gastrit, ayak ve diz ağrıları, yorgunluk, sabahları zor kalkma gibi şikâyetlerim vardı. Bunların yanı sıra iş ve ev hayatı yoğun olan, sorumlulukları çok olan biriyim. Bundan dolayı stresli oluyorum. Çayı içmeye başladıktan belirli bir süre sonra ayak ve diz ağrılarımda azalma, midemde rahatlama hissettim, sabahları daha dinç ve canlı kalkmaya başladım. Bedenimde bir arınma dönemi yaşadığımı hissediyor ve çok mutlu oluyorum. Bu güzelliği paylaşıp herkesin sağlığına kavuşmasını arzu ettiğimden dolayı arkadaşlarıma söyledim, birçoğu içmeye başladı. Onlardaki etkisinin de olumlu olduğunu duyduğumda mutluluğum daha da artıyor. Bu imkânı bize sağlayan Murat Bey'e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Fatma GÖKKAYA Yedi Uyuyanlar Yavuz'un Yeri Selçuk / İZMİR NOT: BU KULLANICIMIZ RESMİ İZİNLERİ ALMA SÜRECİNDE KENDİ İSTEĞİYLE VE BİZE DUYDUĞU GÜVENLE KOMBUÇAY KULLANMIŞTIR)
0 notes
Text
Sığla Yağı Nedir ? Sağlığa ve Cilde Faydaları Nelerdir ?
New Post has been published on https://www.kadinaozelsirlar.com/sigla-yagi-nedir-sagliga-ve-cilde-faydalari-nelerdir/
Sığla Yağı Nedir ? Sağlığa ve Cilde Faydaları Nelerdir ?
Sığla ağacından elde edilen sığla yağı, iyi bir antiseptik olma özelliği ile bilinir. Sığla yağı, sığla ağacının gövdesine atılan çizikle elde edilir. Çizikten salgı çıkar ve kabuklar önce kazınıp çıkarılır. Daha sonra kaynatılıp preslenerek yağ ortaya çıkarılır. Sığla yağı çok eski zamanlardan beri bilinen ve kullanılan bir yağdır.
Günlük kabuğu olarak da bilinir. Halk arasında tütsü maddesi olarak kullanılır. Eski çağlarda da üretimi yapılmış bir yağdır. Evliya Çelebi’nin seyahat notları içinde sığla yağına ait bilgiler bulunur. Seyahat notlarında küçük bir ağaç üzerinden sığla yağı elde edildiği ve Mısırdan Hindistan’a kadar gönderildiği ayrıca bu yağın cüzam hastalarında kullanıldığı yazılıdır.
Sığla Yağı Nedir?
Türkiye’nin Muğla ili ve çevresinde yetişen sığla ağacı, ağaç gövdesinden sızan reçineye verilen isimdir. Açık kahverengi rengi olan, yapışkan özelliği olan bir ürün olarak karşımıza çıkar. Marmaris, Köyceğiz ve Fethiye bölgelerinde yetiştiği bilinir. Donuk ve mat yapısı ile bilinir. Sığla yağı yanmamış olan, mantarlaşma oluşmamış ve sağlıklı olan ağaçlardan elde edilir.
Sığla Yağının Sağlığa Faydaları
Sağlık alanında bitkisel tedavi olarak kullanılır. Sağlığa pek çok faydası bulunur. Bu faydalardan bazıları, reflü, ülser ve gastrit gibi mide hastalıklarına iyi gelmesidir. Yanık ve yaraların iyileştirilmesinde, solunum yolu rahatsızlıklarında, bağırsak hastalıklarında ve cilt hastalıklarında da kullanılması ile bilinir.
Vücut direncini artırır. Öksürüğe ve balgam söktürmede faydalıdır. Düzenli kullanılmak sureti ile egzama ve mantar sorununu ortadan kaldırır. Stresi azaltmaya, ağrı ve iltihapları gidermeye, uykuya dalmayı kolaylaştırmaya, hafıza güçlendirmeye, mikropları öldürmeye yarayan bir yağdır. Yağın içinde bulunan bileşiklerin ağrı geçirme özelliği bulunur. Bu sayede romatizma ağrılarına iyi geldiği bilinir.
Kireçlenme problemlerinin geçmesine yardımcı olarak, vücutta bulunan iltihapların oluşmasını engelleme özelliği vardır. Kabızlık sorunu yaşayanların bir bardak su içine bir iki damla damlatmak şekli ile tüketmeleri önerilir. Su içerisinde tüketemeyenlerin ise, bir yemek kaşığı bal ile sığla yağının 1 veya 2 damla damla karıştırılması şeklinde tüketmeleri tavsiye edilir.
Sığla Yağının Cilde Faydaları
Sığla yağının cilt üzerinde pek çok olumlu etkisi vardır. Cildi yumuşatma ve nemlendirme özellikleri bulunur. Cilt üzerinde bulunan herhangi bir yara olduğunda, üzerine sürülmek sureti ile kullanıldığında hem yaranın iyileşmesine hem de mikrop kapma durumlarında katkı sağlar. Yaşlanma karşıtı olarak cilde sürülerek uygulanabilir. Sığla yağı dünyaca ünlü maskelerin içinde bulunur. Cilt renk tonunu eşitleme özelliğinin yanı sıra, cildi güçlendirerek elastikiyet kaybını önleme özelliği bulunur.
Sığla Yağını Nasıl Kullanabilirsiniz?
Sığla yağı, sabunda, ilaçta ve kozmetik alanında kullanılır. Kullanım şekli kişiden kişiye değişiklikler gösterir. Aç karnına kullanılması istenilen etkiyi artırma konusunda fayda sağlayacağı söylenir. Banyoda stresi azaltmak amacı ile kullanılır. Küvetin doldurulması sureti ile ılık suyun içine birkaç damla sığla yağı eklenerek kullanılır.
Ağrıların giderilmesi amacı ile ağrıyan bölgelere masaj yaparak sürülür. Soğuk algınlığı ve gribin giderilmesinde kullanılır. Hazımsızlık sorunu yaşayan kişilerin içerek kullanması tavsiye edilir. Alerjik bir cilde sahip olanlar önce vücutlarının bir yerine sürüp bekleyerek denemelidir.
Sığla Yağının Kokusu Nasıldır?
Sığla yağı parfüm, eczacılık gibi sektörlerde hoş kokması sebebi ile buhur olarak kullanılır. Parfümeri sektöründe farklı malzemelerin kullanılmasından dolayı eski talep yoktur. Kokusunun güzel olması sebebi ile sabun yapımında da kullanılır. Tahine benzer rengi ile bilinen sığla yağının kendine özel aroması vardır.
0 notes
Text
Sığla Yağı Nedir ? Sağlığa ve Cilde Faydaları Nelerdir ?
New Post has been published on https://www.kadinaozelsirlar.com/sigla-yagi-nedir-sagliga-ve-cilde-faydalari-nelerdir/
Sığla Yağı Nedir ? Sağlığa ve Cilde Faydaları Nelerdir ?
Sığla ağacından elde edilen sığla yağı, iyi bir antiseptik olma özelliği ile bilinir. Sığla yağı, sığla ağacının gövdesine atılan çizikle elde edilir. Çizikten salgı çıkar ve kabuklar önce kazınıp çıkarılır. Daha sonra kaynatılıp preslenerek yağ ortaya çıkarılır. Sığla yağı çok eski zamanlardan beri bilinen ve kullanılan bir yağdır.
Günlük kabuğu olarak da bilinir. Halk arasında tütsü maddesi olarak kullanılır. Eski çağlarda da üretimi yapılmış bir yağdır. Evliya Çelebi’nin seyahat notları içinde sığla yağına ait bilgiler bulunur. Seyahat notlarında küçük bir ağaç üzerinden sığla yağı elde edildiği ve Mısırdan Hindistan’a kadar gönderildiği ayrıca bu yağın cüzam hastalarında kullanıldığı yazılıdır.
Sığla Yağı Nedir?
Türkiye’nin Muğla ili ve çevresinde yetişen sığla ağacı, ağaç gövdesinden sızan reçineye verilen isimdir. Açık kahverengi rengi olan, yapışkan özelliği olan bir ürün olarak karşımıza çıkar. Marmaris, Köyceğiz ve Fethiye bölgelerinde yetiştiği bilinir. Donuk ve mat yapısı ile bilinir. Sığla yağı yanmamış olan, mantarlaşma oluşmamış ve sağlıklı olan ağaçlardan elde edilir.
Sığla Yağının Sağlığa Faydaları
Sağlık alanında bitkisel tedavi olarak kullanılır. Sağlığa pek çok faydası bulunur. Bu faydalardan bazıları, reflü, ülser ve gastrit gibi mide hastalıklarına iyi gelmesidir. Yanık ve yaraların iyileştirilmesinde, solunum yolu rahatsızlıklarında, bağırsak hastalıklarında ve cilt hastalıklarında da kullanılması ile bilinir.
Vücut direncini artırır. Öksürüğe ve balgam söktürmede faydalıdır. Düzenli kullanılmak sureti ile egzama ve mantar sorununu ortadan kaldırır. Stresi azaltmaya, ağrı ve iltihapları gidermeye, uykuya dalmayı kolaylaştırmaya, hafıza güçlendirmeye, mikropları öldürmeye yarayan bir yağdır. Yağın içinde bulunan bileşiklerin ağrı geçirme özelliği bulunur. Bu sayede romatizma ağrılarına iyi geldiği bilinir.
Kireçlenme problemlerinin geçmesine yardımcı olarak, vücutta bulunan iltihapların oluşmasını engelleme özelliği vardır. Kabızlık sorunu yaşayanların bir bardak su içine bir iki damla damlatmak şekli ile tüketmeleri önerilir. Su içerisinde tüketemeyenlerin ise, bir yemek kaşığı bal ile sığla yağının 1 veya 2 damla damla karıştırılması şeklinde tüketmeleri tavsiye edilir.
Sığla Yağının Cilde Faydaları
Sığla yağının cilt üzerinde pek çok olumlu etkisi vardır. Cildi yumuşatma ve nemlendirme özellikleri bulunur. Cilt üzerinde bulunan herhangi bir yara olduğunda, üzerine sürülmek sureti ile kullanıldığında hem yaranın iyileşmesine hem de mikrop kapma durumlarında katkı sağlar. Yaşlanma karşıtı olarak cilde sürülerek uygulanabilir. Sığla yağı dünyaca ünlü maskelerin içinde bulunur. Cilt renk tonunu eşitleme özelliğinin yanı sıra, cildi güçlendirerek elastikiyet kaybını önleme özelliği bulunur.
Sığla Yağını Nasıl Kullanabilirsiniz?
Sığla yağı, sabunda, ilaçta ve kozmetik alanında kullanılır. Kullanım şekli kişiden kişiye değişiklikler gösterir. Aç karnına kullanılması istenilen etkiyi artırma konusunda fayda sağlayacağı söylenir. Banyoda stresi azaltmak amacı ile kullanılır. Küvetin doldurulması sureti ile ılık suyun içine birkaç damla sığla yağı eklenerek kullanılır.
Ağrıların giderilmesi amacı ile ağrıyan bölgelere masaj yaparak sürülür. Soğuk algınlığı ve gribin giderilmesinde kullanılır. Hazımsızlık sorunu yaşayan kişilerin içerek kullanması tavsiye edilir. Alerjik bir cilde sahip olanlar önce vücutlarının bir yerine sürüp bekleyerek denemelidir.
Sığla Yağının Kokusu Nasıldır?
Sığla yağı parfüm, eczacılık gibi sektörlerde hoş kokması sebebi ile buhur olarak kullanılır. Parfümeri sektöründe farklı malzemelerin kullanılmasından dolayı eski talep yoktur. Kokusunun güzel olması sebebi ile sabun yapımında da kullanılır. Tahine benzer rengi ile bilinen sığla yağının kendine özel aroması vardır.
0 notes
Text
Sığla Yağı Nedir ? Sağlığa ve Cilde Faydaları Nelerdir ?
https://www.kadinaozelsirlar.com/sigla-yagi-nedir-sagliga-ve-cilde-faydalari-nelerdir/
Sığla Yağı Nedir ? Sağlığa ve Cilde Faydaları Nelerdir ?
Sığla ağacından elde edilen sığla yağı, iyi bir antiseptik olma özelliği ile bilinir. Sığla yağı, sığla ağacının gövdesine atılan çizikle elde edilir. Çizikten salgı çıkar ve kabuklar önce kazınıp çıkarılır. Daha sonra kaynatılıp preslenerek yağ ortaya çıkarılır. Sığla yağı çok eski zamanlardan beri bilinen ve kullanılan bir yağdır.
Günlük kabuğu olarak da bilinir. Halk arasında tütsü maddesi olarak kullanılır. Eski çağlarda da üretimi yapılmış bir yağdır. Evliya Çelebi’nin seyahat notları içinde sığla yağına ait bilgiler bulunur. Seyahat notlarında küçük bir ağaç üzerinden sığla yağı elde edildiği ve Mısırdan Hindistan’a kadar gönderildiği ayrıca bu yağın cüzam hastalarında kullanıldığı yazılıdır.
Sığla Yağı Nedir?
Türkiye’nin Muğla ili ve çevresinde yetişen sığla ağacı, ağaç gövdesinden sızan reçineye verilen isimdir. Açık kahverengi rengi olan, yapışkan özelliği olan bir ürün olarak karşımıza çıkar. Marmaris, Köyceğiz ve Fethiye bölgelerinde yetiştiği bilinir. Donuk ve mat yapısı ile bilinir. Sığla yağı yanmamış olan, mantarlaşma oluşmamış ve sağlıklı olan ağaçlardan elde edilir.
Sığla Yağının Sağlığa Faydaları
Sağlık alanında bitkisel tedavi olarak kullanılır. Sağlığa pek çok faydası bulunur. Bu faydalardan bazıları, reflü, ülser ve gastrit gibi mide hastalıklarına iyi gelmesidir. Yanık ve yaraların iyileştirilmesinde, solunum yolu rahatsızlıklarında, bağırsak hastalıklarında ve cilt hastalıklarında da kullanılması ile bilinir.
Vücut direncini artırır. Öksürüğe ve balgam söktürmede faydalıdır. Düzenli kullanılmak sureti ile egzama ve mantar sorununu ortadan kaldırır. Stresi azaltmaya, ağrı ve iltihapları gidermeye, uykuya dalmayı kolaylaştırmaya, hafıza güçlendirmeye, mikropları öldürmeye yarayan bir yağdır. Yağın içinde bulunan bileşiklerin ağrı geçirme özelliği bulunur. Bu sayede romatizma ağrılarına iyi geldiği bilinir.
Kireçlenme problemlerinin geçmesine yardımcı olarak, vücutta bulunan iltihapların oluşmasını engelleme özelliği vardır. Kabızlık sorunu yaşayanların bir bardak su içine bir iki damla damlatmak şekli ile tüketmeleri önerilir. Su içerisinde tüketemeyenlerin ise, bir yemek kaşığı bal ile sığla yağının 1 veya 2 damla damla karıştırılması şeklinde tüketmeleri tavsiye edilir.
Sığla Yağının Cilde Faydaları
Sığla yağının cilt üzerinde pek çok olumlu etkisi vardır. Cildi yumuşatma ve nemlendirme özellikleri bulunur. Cilt üzerinde bulunan herhangi bir yara olduğunda, üzerine sürülmek sureti ile kullanıldığında hem yaranın iyileşmesine hem de mikrop kapma durumlarında katkı sağlar. Yaşlanma karşıtı olarak cilde sürülerek uygulanabilir. Sığla yağı dünyaca ünlü maskelerin içinde bulunur. Cilt renk tonunu eşitleme özelliğinin yanı sıra, cildi güçlendirerek elastikiyet kaybını önleme özelliği bulunur.
Sığla Yağını Nasıl Kullanabilirsiniz?
Sığla yağı, sabunda, ilaçta ve kozmetik alanında kullanılır. Kullanım şekli kişiden kişiye değişiklikler gösterir. Aç karnına kullanılması istenilen etkiyi artırma konusunda fayda sağlayacağı söylenir. Banyoda stresi azaltmak amacı ile kullanılır. Küvetin doldurulması sureti ile ılık suyun içine birkaç damla sığla yağı eklenerek kullanılır.
Ağrıların giderilmesi amacı ile ağrıyan bölgelere masaj yaparak sürülür. Soğuk algınlığı ve gribin giderilmesinde kullanılır. Hazımsızlık sorunu yaşayan kişilerin içerek kullanması tavsiye edilir. Alerjik bir cilde sahip olanlar önce vücutlarının bir yerine sürüp bekleyerek denemelidir.
Sığla Yağının Kokusu Nasıldır?
Sığla yağı parfüm, eczacılık gibi sektörlerde hoş kokması sebebi ile buhur olarak kullanılır. Parfümeri sektöründe farklı malzemelerin kullanılmasından dolayı eski talep yoktur. Kokusunun güzel olması sebebi ile sabun yapımında da kullanılır. Tahine benzer rengi ile bilinen sığla yağının kendine özel aroması vardır.
0 notes
Text
Reflü Nedir? Belirtileri Neler? Neden Olur? Nasıl Geçer? Ne İyi Gelir?
Reflü Nedir? Belirtileri Neler? Neden Olur? Nasıl Geçer? Ne İyi Gelir?
Gastrit hastalığının belirtileri ile karıştırılan reflü nedir? Nedenleri nelerdir? Mide asidinin yemek borusuna kaçması olarak bilinen reflünün temel belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?
Reflü Nedir? Neden Olur?
Tıbbi anlamda Gastro Özofagenal Reflü ( GÖRH ) olarak bilinen reflü, yiyecekler ile mide asidinin yemek borusuna kaçmasıdır. Yemek borusu ile uzun süre temas halinde olan mide…
View On WordPress
#Reflü Belirtileri Neler#Reflü Bitkisel Çözüm#Reflü Neden Olur#Reflü Nedir#Reflü Tedavi Evde#Reflü Tedavisi Nasıl#Reflüde Nelere Dikkat Edilmeli#Reflüye Ne İyi Gelir
0 notes
Text
Mide Bulantısı Nedenleri + Mide Bulantısına Ne İyi Gelir? Doğal Öneriler
Mide bulantısı, hem psikolojik hem de fiziksel olarak bir dizi faktörle ortaya çıkarılabilir. Mide bulantısı semptomları, bağırsak tıkanıklığı , güçlü negatif duygu ya da vücutta toksik birikme gibi bir tehdit nedeniyle beyne gönderilen mesajlardan etkilenir.
Mide bulantısı vücudun farklı mekanizmalarından gelen uyarılar sonucunda midede bulantı hissinin ortaya çıkması ve kusmaya kadar varabilen bir tepkidir. Mide bulantısı için mide hastalığı demek doğru değildir. Mide bulantısına terleme, soluk beniz, aşırı tükürük salgılama, kalbin yavaş atması, tansiyonun düşmesi ve iştahsızlık da eşlik edebilir. Kusma, beynin ‘medulla oblongata’ bölümünün arka kısmında bulunan ‘kusma merkezi’ tarafından düzenlenir.
Geleneksel tıp antihistaminik ilaçlar ve bulantıyı gidermek için diğer ilaçları gerektirse de, bulantı için bazı doğal ilaçlar da vardır, bunların bir kısmı zaten mutfağınızda bulunmaktadır. Zencefil, B6 vitamini, papatya çayı ve limon, nane uçucu yağı ve kenevir yağı , bulantıdan tamamen doğal bir şekilde kurtulmaya yardımcı olur.
Mide Bulantısından Kurtulmanın Doğal Yolları
1. Zencefil
Zencefil kullanımı çoğu insan için güvenlidir. Ancak kan basıncınız düşükse veya kan inceltici kullanıyorsanız zencefil alımını sınırlamalısınız. Birçok çalışma zencefilin çeşitli durumlarda mide bulantısını azaltmada etkili olduğunu desteklemektedir. Örneğin;hamilelik sırasında zencefil tüketmek bulantı azaltmak için etkili olabilir.
Bulantıdan kurtulmak için gün boyunca zencefil çayı içebilirsiniz.
Kök zencefili dilimleyin ,bu dilimleri 10 dakika kaynar suda bekletip süzerek zencefil çayınızı içebilirsiniz.
2. B6 Vitamin takviyesi
B6 vitamini , hazımsızlık ve gebelik mide bulantısını azaltma tedavisi dahil olmak üzere çeşitli fiziksel ve psikolojik işlevlerde önemli bir rol oynar. Bulantıdan kurtulmak için, semptomlar ortadan kalkıncaya kadar günde üç kez 25 miligram B6 vitamini alın. (Doktor kontrolünde)
3. Nane aromaterapi
Nane yağı, mide astarı ve kolon üzerindeki antiemetik ve antispazmodik etkileri için tavsiye edilir. Gastrointestinal sistemdeki nane yağının olası bir mekanizması, serotonin ve bir nörotransmiter gibi davranan P maddesi ile oluşan kas kasılmalarının inhibisyonudur . Birçok çalışma, postoperatif bulantı ve kusmayı azaltmada nane yağının etkinliğini göstermiştir. Nane yağını ,boynunuzun arkasına ve ayak tabanlarına bir ila iki damla sürmeyi deneyin. Ayrıca serin veya ılık su banyosuna beş ila 10 damla nane yağı ekleyebilir veya soğuk bir komprese iki ila üç damla ekleyebilir ve başınızın üzerine koyabilirsiniz. Bununla birlikte nane yağı koklamak bulantı azaltmada etkili bir yöntemdir.
4. Papatya Çayı
Papatya çayı, dünyanın en popüler bitkisel çaylarından biridir. Aslında, her gün yaklaşık bir milyon bardak tüketiliyor. papatya sindirim sistemi gevşetici olarak değerlendirilmiştir ve bulantı, kusma, hazımsızlık, kabızlık ve ishal gibi çeşitli gastrointestinal rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmıştır . Mide bulantısından kurtulmak, mideyi yatıştırmak ve bağırsaklarda yiyecek taşıyan kasları gevşeterek bulantıdan kurtulmaya yardımcı olur.
5. Limon
Limon, vücudun herhangi bir bölgesinden toksinleri temizleyebilme yeteneğiyle bilinir, ama bunun mide bulantısı için doğal bir ilaç olduğunu da biliyor muydunuz?
100 kişilik gebe bir gruba uygulanan bir çalışmada limon, ve badem esansiyel yağlarının kokularını bulantı hissettikleri anda içlerine çekmeleri istendi.4 günlük çalışmanın sonunda limon koklayan kişiler mide bulantılarının badem yağı koklayanlara göre %9 daha düşük seviyede değerlendirdi.
Bulantıdan limonla kurtulmak için, taze bir limonu kesip kokusunu içinize çekebilirsiniz.
6.Kenevir Yağı
Tartışmalı kenevir yağı , sağlık koşullarını tedavi etmek için binlerce yıldır kullanılan doğal olarak büyüyen bir bitkidir. Temple Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki araştırmacılar, birçok kannabinoid reseptörünün, gıda alımının, bulantı ve kusmanın, mide salgılanmasının ve ağ tıkanıklığının düzenlenmesi, bağırsak iltihabı ve bağırsakta hücre çoğalmasının düzenlenmesinde rol oynadığını bulmuşlardır. Bununla birlikte, hamileyseniz, kenevir ya da herhangi bir kenevir ürünü kullanmayın. Hamile iken kenevir kullanan kadınların, çocuklarının doğum kusurlarıyla veya çok düşük ağırlıklarla doğma riskini artırabileceği konusunda bazı kanıtlar vardır.
Mide bulantısını azaltmak için daha fazla ipucu
Mide bulantısından nasıl kurtulacağına dair altı doğal yoldan başka, burada semptomları hafifletebilecek birkaç ipucu var.
Açık havaya çıkıp, derin derin nefes alın. Açık havada yapılan yürüyüşler sizi odaklandığınız mide bulantısından uzaklaştırır.
Kolonya ya da size iyi hissettiren güzel ve ferahlatan kokular koklanabilir.
Mide bulantısına baş dönmesi de eklenmişse kendinizi zorlamamalı ve dinlenmelisiniz. Kısa bir uyku ve ya sırt üstü 30 dakika kadar uzanmak bulantının azalmasına yardımcı
olacaktır.
Bulunduğunuz ortamda kötü kokular varsa oradan hemen uzaklaşın. Baskın kokular mide bulantısının en büyük tetikleyicisidir.
Mide bulantınıza nelerin neden olabileceğini düşünün. Gıda alerjisine karşın son 12 saatte yediklerinizi aklınızdan geçirin.
Nane –limon gibi bitki çayları içebilirsiniz.
İçeceğiniz içecekleri yavaş yavaş midenize baskı yapmadan içmelisiniz.
Yağlı ve ağır yiyeceklerden uzak durun.
Yemek yedikten sonra en az 30 dakika yatmayın. Bu aynı zamanda reflüyü de tetikler.
Hamileler mide bulantısında bunları uygulayabilir;
Mide bulandıran yiyecek ve kokulardan uzak durmalıdır.
Bebeğin beslenemediği korkusundan kurtulmak, bebeğin her koşulda besleneceği ve aşırı endişe duymanın mideyi daha çok etkileyeceği bilinmelidir.
Aşırı koku yayan çiçek, deterjan vb. eşyaların uzak yerlere, balkona vs. konması gerekir.
Sabah kusmaları için yataktan kalkmadan evvel yatar pozisyondayken bir miktar tuzlu kraker vb. şeyleri tüketmek gerekir. Bu şekilde rutin kusmalar büyük ölçüde engellenecektir.
Papatya, ıhlamur çayları ve içlerine sıkılan limon, mide bulantısını azaltmaya yardımcı olacaktır.
Kekik çayı 12 haftadan sonra tüketilebilir. 12 haftadan evvel tüketilmesi hamileler için risk taşıyabilir.
Taze zencefilden yapılan çay mide bulantılarını büyük ölçüde önleyecektir. Çayın yerine zencefil koklamak da mide bulantısını bastırır.
Mide bulantısının nedenleri
Bulantıyı hissettiğinizde, beynin “kusma merkezi” adı verilen kısmı vücudun veya beynin diğer bölümlerinden gelen mesajlara tepki gösterir. Kusma merkezi, medulla oblongata’nın bir parçası olan ve kusmayı başlatmak için mesajlar alan kemoreseptör tetikleme bölgesi olarak adlandırılan bir alan içerir.
Bu kimyasal mesajlar, aşağıdakiler dahil olmak üzere bir dizi kaynaktan gönderilir:
Mide bulantısının ilk akla gelen nedenleri şöyledir;
Mide-bağırsak enfeksiyonları
Gıda zehirlenmeleri
Ani başlayan gastritler
Mide hastalıkları
Akut gastrit
Araç tutmaları
İlaç kullanımı (kemoterapi, ağrı kesiciler
Alkol kullanımı
Stres ve anksiyete
Gebelik
Vertigo, kulak çınlaması
Migren
Tansiyon ve şeker düşüklüğü
Beyin tümörü
Laktoz intoleransı, çölyak hastalığı
Mide bulantısı deyince ilk akla gelen durumlardan biri de hamileliktir. Özellikle hamileliğin ilk aylarında sıklıkla bulantı görülebilir. Bu dönemde görülen mide bulantısı genellikle fizyolojik nedenlere bağlı olarak gelişir ve hamilelerin neredeyse 4’te 3’ünün ortak şikayetidir. Hamilelik döneminde artan mide bulantısının nedeni artan östrojen ve Beta HCG hormonlarının seviyeleridir.
Birçok nedene bağlı olarak gelişen mide bulantısı ardından gelen kusma hissiyle birleşince kişileri son derece huzursuz eder. Bulantıların ardında araba tutması, koku, stres ve hamilelik gibi hafif sebepler olduğu gibi, ciddi hastalıklar da olabilir. Ciddi hastalıkların habercisi olabilen mide bulantısına organik mide bulantısı da denir. Organik mide bulantılarının ardında; gıda zehirlenmesi, beyin tümörü, menenjit, vertigo, bağırsak iltihabı, reflü, migren, gastrit, ülser, apandisit vb. pek çok hastalık olabilmektedir.
Mide bulantısı belirtileri
Mide bulantısı semptomları ağrılı değildir, ancak çok rahatsız edici ve genellikle tanımlanması zordur. Bulantı hissi, göğüste, üst batında veya boğazın arkasında yaşanır.
Bulantı genellikle baş dönmesi, baş ağrısı, kusma, karın ağrısı ve ishal ile ilişkilidir.
Kusmaya yol açan bulantı, ciltte değişikliklere, dudak ve ağız kurumasına, batık gözlere, gözyaşı olmadan ağrımasına, susuzluğa ve hızlı solumaya neden olan su kaybına yol açabilir . Çocuklar, belirtileri fark etmedikleri için dehidratasyon riskiyle karşı karşıyadır, bu nedenle hasta çocuklara bakmakta olan yetişkinlerin bol miktarda sıvı sağlaması ve bu semptomlara dikkat etmeleri önemlidir.
Mide bulantısı için yardımcı yöntemler
Dimenhidrinat gibi reçetesiz antihistaminikler , bulantı, tutukluk, kusma ve baş dönmesinden kurtulmak için yaygın olarak kullanılır. Dimenhidrinat genellikle hareket hastalığını önlemek için ağızdan almak için bir tablet olarak verilir. Hamileyseniz veya ameliyat geçiriyorsanız dimenhidrinat kullanmadan önce sağlık uzmanınıza danışmanız önemlidir. Bazı yan etkiler arasında uyuşukluk, baş ağrısı, bulanık görme, ağız kuruluğu ve koordinasyon problemleri sayılabilir.
2007 yılında yapılan bir çalışmada, 170 gebe kadına gebelikte mide bulantısı ve kusma tedavisinde dimenhidrinat ve zencefil verilmiştir. Katılımcılar günde iki kez bir kapsül zencefil veya günde iki kez 50 miligram dimenhidrinat içeren bir kapsül aldı. Sunulan verilerden, zencefil, bulantı ve kusmanın tedavisinde dimenhidrinat kadar etkiliydi ve çok az yan etkiye sahiptir.
Skopolamin transdermal , anestezi ve cerrahi müdahaleden kaynaklanan bulantı ve kusmayı önlemek için kullanılan deri bantıdır . Hareket hastalığında ortaya çıkan doğal maddelerin dengesizliğini düzelterek çalışır ve bulantıya yol açan sinyalleri engeller. Bant, bulanık görme, ağız kuruluğu, baş dönmesi, terleme, kabızlık ve hafif kaşıntıya neden olabilir. Hamileyseniz, skopolamin transdermal kullanmadan önce sağlık uzmanınıza başvurduğunuzdan emin olun.
Bulantıdan Nasıl Kurtuluruz
Mide bulantısı beyindeki kusma merkezine mesaj gönderen bir tetikleyiciden kaynaklanır. Mesajlar mide ve bağırsaklardan, beynin diğer bölgelerinden, duyulardan, iç kulaktan veya vücuttan / kan dolaşımından gönderilebilir. Bulantı genellikle baş ağrısı, baş dönmesi, kusma, karın ağrısı ve ishal ile ilişkilidir. Zencefil veya papatya çayı içmek, nane yağı kullanmak, limon emmek veya koklamak, B6 vitamini takviyesi almak ve aşırı durumlarda küçük miktarlarda esrar yağı kullanmak gibi bulantıdan kurtulmanın doğal yolları vardır. Bazı yaşam tarzı değişiklikleri,temiz hava almak, bol su içmek, kafanıza serin bir kompres uygulamak ve gün boyunca daha küçük öğünler yemek dahil olmak üzere mide bulantısını azaltmaya da yardımcı olabilir.
Mide Bulantısında Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?
Mide bulantısıyla birlikte aşağıdaki şikayetler de görülüyorsa vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Göğüs ağrısı
Şiddetli karın ağrısı veya krampları
Şiddetli ishal
Bulanık görme
Bayılma
Zihin karışıklığı
Soğuk, nemli, soluk cilt
Yüksek ateş ve boyun ağrıları
Kusmuk içinde dışkı kokusu veya kan
Hızlı nefes alma veya çarpıntı gibi belirtiler ciddi sağlık problemlerinin habercisidir.
Tıkanma, basınç, tahriş, enfeksiyon veya kabızlığa tepki gösteren mide ve bağırsaklar
Kan dolaşımında bir dengesizlik veya anormallik yaşayabilen vücut
Bir tümörün büyümesinden artan baskı yaşayabilen beyin
Endişe, tükenme, kaygı ve korku gibi duygular
Görme duyusu, tat, koku ve acı hissi de dahil olmak üzere duyular
Gözlerden gelen mesajlar iç kulağınkiyle veya denge merkeziyle uyuşmadığı zaman, hareket hastalığının, baş dönmesi mesajlarını beyne gönderen iç kulaktır
The post Mide Bulantısı Nedenleri + Mide Bulantısına Ne İyi Gelir? Doğal Öneriler appeared first on DustyLips.com.
Kaynak: https://ift.tt/2NMB5ht
0 notes