#Reflü Bitkisel Çözüm
Explore tagged Tumblr posts
sagliksihhat · 1 year ago
Text
Gece Öksürüğü Nasıl Geçer-Gece Öksürüğünün Nedenleri
Tüm gün boyunca kendinizi hissetmenize rağmen yatağa yattığınızda şiddetli öksürük nöbetleri ile karşı karşıya kalıyor olabilirsiniz. Yaşam kalitenizi etkileyen ve geceleri uykusuz kalmanıza neden olan rahatsızlık çoğunlukla boğaz yolunda oluşan alerjik birtakım reaksiyonlardan kaynaklanmaktadır. Ancak gece öksürüğü nöbetlerinin başka nedenleri de bulunmaktadır. Şimdi gece öksürük sebepleri nelerdir? Gece öksürüğü tedavisi mümkün müdür bunlara kısaca göz atalım.
Tumblr media
Astım:
Birçok insan astım hastalığıyla baş etmeye çalışmaktadır astım hastalığın belirtileri kişiden kişiye değişmekle birlikte çoğunlukla boğazda oluşan hırıltılı öksürük, astım şikayetinin en önemli belirtiler arasında görülmektedir. Astım öksürüğü genelde kuru ve nöbet şeklinde gelen öksürük türüdür.
Sinüzit:
Özellikle geceleri oluşan öksürük nöbetlerinin ve buna akıntısının en önemli nedenlerinden bir tanesi de sinüzit rahatsızlığıdır. Sinüzitin sebepleri arasında alerjik bir takım etkenler olabileceği gibi sinüs boşluklarının iltihabi enfeksiyonundan kaynaklanan sinüs iltihabı sinüzite neden olabilmektedir.
Asit reflü hastalığı:
Asit reflü hastalığı da gece öksürüğün nedenleri arasındadır. Özellikle sırtüstü veya yatay vaziyette uzun olduğunda midedeki asit yemek borusuna doğru hareket etmekte ve yemek borusu tahriş ederek reflü denilen hastalığa neden olmaktadır. Reflü nedeniyle oluşan mide yanması ve kuru öksürük akşam yemeklerinde daha az yemekle önemli ölçüde giderilebilmektedir.
İlaç kullanımı:
Birtakım ilaçlar örneğin yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan haplar gece kuru öksürük şeklinde yan etki oluşturabilmektedir. Böyle bir durum ile karşı karşıya kalırsanız doktorunuza ilacın yan etkisini acilen iletmeniz faydanıza olacaktır.
Gece Öksürüğü Nasıl Geçer          
Gece öksürüğünü tedavi edebilmek için öncelikle öksürüğe neden olan rahatsızlın ne olduğunu tespit ve teşhis etmek gerekmektedir. Şayet alerjik bir reaksiyon dolayısıyla alerjik astım veya sinüzit oluşmuşsa bu durumda söz konusu rahatsızlığın antihistaminik bir takım ilaçlarla tedavisi mümkün olabileceği gibi alerji aşısı denilen özel bir alerji tedavisi yöntemiyle de geceleri oluşan kuru öksürük tedavi edilebilir. Ayrıca soğan, sarımsak ve pırasa gibi bitkisel çözüm kürleri ile kuru öksürüğe kesin çözüm bulunabilir.
Önceki içeriğimiz için: Hamilelikte Saç Boyamak Zararlı mı-Gebelikte Saç Boyamanın Zararları Var mı?
0 notes
saglikhaberleri · 6 years ago
Text
Reflü Nedir? Belirtileri Neler? Neden Olur? Nasıl Geçer? Ne İyi Gelir?
Reflü Nedir? Belirtileri Neler? Neden Olur? Nasıl Geçer? Ne İyi Gelir?
Gastrit hastalığının belirtileri ile karıştırılan reflü nedir? Nedenleri nelerdir? Mide asidinin yemek borusuna kaçması olarak bilinen reflünün temel belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?
Reflü Nedir? Neden Olur?
Tıbbi anlamda Gastro Özofagenal Reflü ( GÖRH ) olarak bilinen reflü, yiyecekler ile mide asidinin yemek borusuna kaçmasıdır. Yemek borusu ile uzun süre temas halinde olan mide…
View On WordPress
0 notes
erkantopuz · 5 years ago
Photo
Tumblr media
🍌Muz sindirime yararlıdır. Sindirim bozukluklarını düzeltir. Lif açısından oldukça zengindir ve kabızlığa iyi gelir. 🍌Potasyum açısından zengin olan muz, böbrekler için de faydalıdır. 🍌Muz, kalp sağlığı için oldukça önemlidir. Kan basıncını dengeler ve kalp kaslarını güçlendirir. 🍌Triptofan proteinini serotonine çevirir; serotonin ise mutlu hissetmeyi sağlar. Bu nedenle depresyon, stres ve yorgunluğa çözüm olabilir. 🍌B6 vitamini içeren muz, şeker düzeyini düzenler böylelikle regl öncesi sendromu yaşayan bir kadının ruh hâlini iyileştirmeye yardımcı olur. 🍌Yüksek potasyum ve düşük tuz içeren muz, tansiyona iyi gelir. 🍌Saçları güçlendirir, kırılmasını önler. 🍌Tok tutucu özelliği olan muz, sık sık yemek yemeyi azaltır. 🍌Enerji verir. 🍌Cilt rahatsızlıklarını gidermede yardımcıdır. Siyah noktaları ve akneleri azaltır. 🍌Muz kansere yakalanma riskini azaltır. 🍌A, C ve E vitaminlerini içerdiği için göz sağlığına faydalıdır. 🍌Muz kalsiyum içerir; böylelikle kemikleri güçlendirmede yardımcıdır. 🍌Kas ağrılarına ve kramplarına iyi gelir. 🍌Mideyi korur ve reflü gibi mide rahatsızlıklarına iyi gelir. 🍌Muz böbrek kanseri riskini azaltır. -Prof.Dr.Erkan Topuz- #ciltgüzelliği #uyku #zayıflamakistiyorum #alternatiftıp #sağlıklıbeslenme #annesütü #yemek #estetik #ciltlekeleri #zayıflama #kiloalmakistiyorum #sağlıklıyaşıyoruz #bitkiseltedavi #sağlıklıbeslenme #sağlıklıyaşam #health #ciltbakımı #dolgu #diyet #saçdökülmesi #sağlıklıbeslen #zayıflama #erkantopuz #bitkisel #botoks #kollajen #güzelliksırları #güzellik #sağlıkhaberleri #türkkahvesi #yemektarifleri (Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi) https://www.instagram.com/p/B7nzK46BwJb/?igshid=jz33bzrmi2o5
0 notes
kadinsagligin · 8 years ago
Text
Reflü olan bebekler için annelere tavsiyeler!
Reflü olan bebekler için annelere tavsiyeler!
Çocuklarda çok sık rastlanan mide içeriğinin yemek yemek borusuna hatta ağza değin geri gelmesi hali olan reflü, bebeklerde 1’inci aydan itibaren görülmeye başlar ve kusmalara neden olur.
Bebeklerde besin şeklinin değerlendirildiğini, gıda hataları nedeniyle de reflü olabileceğini söyleyen Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ “Anneler özellikle bebeklerin beslenmesini cesaretlendirmek ve sabaha değin uyumalarını karşılamak için yatmadan önce ya da uykuda bebelerini beslerler. Ancak bu reflüyü artırır. böylece yapılmamalıdır. Özellikle reflüsü olan bebekler ve çocuklar son öğününden iki saat sonradan yatırılmalıdır” diyor.
1) Ilk Olarak beslenme şekli ve çevre koşulları düzeltilmelidir. Reflü tanısı alan çocukta yatak başı 30 derece dek yükseltilmelidir. Bilhassa sol alt pozisyonda yatırılmaları reflüyü azaltır.
2) Reflüsü olduğundan şüphe edilen bebeklerin beslenmesinde dikkat edilecek nokta, kusmalar sebebiyle bebeğin bayağı koşullarda beslenmesini sürdürememesidir. bu nedenle bebek fazla yakından takip edilmeli ahenkli olarak kilo artışı izlenmelidir.
3) Az miktarda, sıkça beslenmelidir. Her beslenmeden daha sonra gazı çıkarılmalıdır.
4) Bebeklerin palavracı emzik kullanmaları da reflü tedavisinde yardımsever olabilir. Emzik bebekte tükürük salgısını ve bağırsak hareketlerini artırarak reflü olasılığını azaltır.
5) Anne sütü ile beslenen bebeklerde reflü belirtileri daha eksik görülür. Verilen besinlerin koyulaştırılması veya keçi boynuzu tozu katılmış özel mamalar kullanılabilir.
6) İnek sütü alerjisi varsa diyetten inek sütü çıkartılmalıdır.
7) Faizsiz sigara içimi de reflüyü arttırır. böylece evde sigara içilmemelidir.
8) Büyük çocuklarda reflüyü arttıran çikolata, fazla yağlı baharatlı, acılı, ekşili cips, ketçap, mayonez, hardal, soğan, sarımsak gibi gıdalar, asitli gazlı içecekler yasaklanmalıdır.
9) Öğün miktarları ufak tutulmalı, ideal beden ağırlığı korunmalı, akşam yemekleri yatmadan minimum 2 saat önce yenmeli, yemeklerden daha sonra asgari 1 saat yatar pozisyon alınmamalıdır.
10) Karın içi basıncını eksilmek amacı ile fazla sıkı elbiseler giydirilmemeli, kemerler çok sıkılmamalıdır.
Tedavisi nasıl yapılır?
Reflü hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlar ise yemek borusu kapakçığının basıncını artırarak, mide içeriğinin yemek yemek borusuna kaçışını önler, mide boşalmasını kolaylaştırır, mide asidini nötralize eder ya da azaltır. İlaçla tedaviye cevap alınamadığı geçici solunum durması, ani bebek ölümü tehdidi gibi ciddi belirtiler varsa, darlık gelişmişse, doğuştan olan kalp hastalığı ya da akıl özürlü çocuklarda ender olarak cerrahi tedavi uygulanabilir.
Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ, reflüsü olan bebekler ve çocuklar için annelere önerilerde bulundu.
Kaynak: Kadın Sağlığı, Kadın Sağlık Rehberi
0 notes
makyajveciltbakimi · 8 years ago
Text
Reflü olan bebekler için annelere tavsiyeler!
Reflü olan bebekler için annelere tavsiyeler!
Çocuklarda çok sık rastlanan mide içeriğinin yemek yemek borusuna hatta ağza değin geri gelmesi hali olan reflü, bebeklerde 1’inci aydan itibaren görülmeye başlar ve kusmalara neden olur.
Bebeklerde besin şeklinin değerlendirildiğini, gıda hataları nedeniyle de reflü olabileceğini söyleyen Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ “Anneler özellikle bebeklerin beslenmesini cesaretlendirmek ve sabaha değin uyumalarını karşılamak için yatmadan önce ya da uykuda bebelerini beslerler. Ancak bu reflüyü artırır. böylece yapılmamalıdır. Özellikle reflüsü olan bebekler ve çocuklar son öğününden iki saat sonradan yatırılmalıdır” diyor.
1) Ilk Olarak beslenme şekli ve çevre koşulları düzeltilmelidir. Reflü tanısı alan çocukta yatak başı 30 derece dek yükseltilmelidir. Bilhassa sol alt pozisyonda yatırılmaları reflüyü azaltır.
2) Reflüsü olduğundan şüphe edilen bebeklerin beslenmesinde dikkat edilecek nokta, kusmalar sebebiyle bebeğin bayağı koşullarda beslenmesini sürdürememesidir. bu nedenle bebek fazla yakından takip edilmeli ahenkli olarak kilo artışı izlenmelidir.
3) Az miktarda, sıkça beslenmelidir. Her beslenmeden daha sonra gazı çıkarılmalıdır.
4) Bebeklerin palavracı emzik kullanmaları da reflü tedavisinde yardımsever olabilir. Emzik bebekte tükürük salgısını ve bağırsak hareketlerini artırarak reflü olasılığını azaltır.
5) Anne sütü ile beslenen bebeklerde reflü belirtileri daha eksik görülür. Verilen besinlerin koyulaştırılması veya keçi boynuzu tozu katılmış özel mamalar kullanılabilir.
6) İnek sütü alerjisi varsa diyetten inek sütü çıkartılmalıdır.
7) Faizsiz sigara içimi de reflüyü arttırır. böylece evde sigara içilmemelidir.
8) Büyük çocuklarda reflüyü arttıran çikolata, fazla yağlı baharatlı, acılı, ekşili cips, ketçap, mayonez, hardal, soğan, sarımsak gibi gıdalar, asitli gazlı içecekler yasaklanmalıdır.
9) Öğün miktarları ufak tutulmalı, ideal beden ağırlığı korunmalı, akşam yemekleri yatmadan minimum 2 saat önce yenmeli, yemeklerden daha sonra asgari 1 saat yatar pozisyon alınmamalıdır.
10) Karın içi basıncını eksilmek amacı ile fazla sıkı elbiseler giydirilmemeli, kemerler çok sıkılmamalıdır.
Tedavisi nasıl yapılır?
Reflü hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlar ise yemek borusu kapakçığının basıncını artırarak, mide içeriğinin yemek yemek borusuna kaçışını önler, mide boşalmasını kolaylaştırır, mide asidini nötralize eder ya da azaltır. İlaçla tedaviye cevap alınamadığı geçici solunum durması, ani bebek ölümü tehdidi gibi ciddi belirtiler varsa, darlık gelişmişse, doğuştan olan kalp hastalığı ya da akıl özürlü çocuklarda ender olarak cerrahi tedavi uygulanabilir.
Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ, reflüsü olan bebekler ve çocuklar için annelere önerilerde bulundu.
Kaynak: Makyaj Önerileri, Cilt Bakımı Yöntemleri
0 notes
kadinlarsacbakimi · 8 years ago
Text
Reflü olan bebekler için annelere tavsiyeler!
Reflü olan bebekler için annelere tavsiyeler!
Çocuklarda çok sık rastlanan mide içeriğinin yemek yemek borusuna hatta ağza değin geri gelmesi hali olan reflü, bebeklerde 1’inci aydan itibaren görülmeye başlar ve kusmalara neden olur.
Bebeklerde besin şeklinin değerlendirildiğini, gıda hataları nedeniyle de reflü olabileceğini söyleyen Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ “Anneler özellikle bebeklerin beslenmesini cesaretlendirmek ve sabaha değin uyumalarını karşılamak için yatmadan önce ya da uykuda bebelerini beslerler. Ancak bu reflüyü artırır. böylece yapılmamalıdır. Özellikle reflüsü olan bebekler ve çocuklar son öğününden iki saat sonradan yatırılmalıdır” diyor.
1) Ilk Olarak beslenme şekli ve çevre koşulları düzeltilmelidir. Reflü tanısı alan çocukta yatak başı 30 derece dek yükseltilmelidir. Bilhassa sol alt pozisyonda yatırılmaları reflüyü azaltır.
2) Reflüsü olduğundan şüphe edilen bebeklerin beslenmesinde dikkat edilecek nokta, kusmalar sebebiyle bebeğin bayağı koşullarda beslenmesini sürdürememesidir. bu nedenle bebek fazla yakından takip edilmeli ahenkli olarak kilo artışı izlenmelidir.
3) Az miktarda, sıkça beslenmelidir. Her beslenmeden daha sonra gazı çıkarılmalıdır.
4) Bebeklerin palavracı emzik kullanmaları da reflü tedavisinde yardımsever olabilir. Emzik bebekte tükürük salgısını ve bağırsak hareketlerini artırarak reflü olasılığını azaltır.
5) Anne sütü ile beslenen bebeklerde reflü belirtileri daha eksik görülür. Verilen besinlerin koyulaştırılması veya keçi boynuzu tozu katılmış özel mamalar kullanılabilir.
6) İnek sütü alerjisi varsa diyetten inek sütü çıkartılmalıdır.
7) Faizsiz sigara içimi de reflüyü arttırır. böylece evde sigara içilmemelidir.
8) Büyük çocuklarda reflüyü arttıran çikolata, fazla yağlı baharatlı, acılı, ekşili cips, ketçap, mayonez, hardal, soğan, sarımsak gibi gıdalar, asitli gazlı içecekler yasaklanmalıdır.
9) Öğün miktarları ufak tutulmalı, ideal beden ağırlığı korunmalı, akşam yemekleri yatmadan minimum 2 saat önce yenmeli, yemeklerden daha sonra asgari 1 saat yatar pozisyon alınmamalıdır.
10) Karın içi basıncını eksilmek amacı ile fazla sıkı elbiseler giydirilmemeli, kemerler çok sıkılmamalıdır.
Tedavisi nasıl yapılır?
Reflü hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlar ise yemek borusu kapakçığının basıncını artırarak, mide içeriğinin yemek yemek borusuna kaçışını önler, mide boşalmasını kolaylaştırır, mide asidini nötralize eder ya da azaltır. İlaçla tedaviye cevap alınamadığı geçici solunum durması, ani bebek ölümü tehdidi gibi ciddi belirtiler varsa, darlık gelişmişse, doğuştan olan kalp hastalığı ya da akıl özürlü çocuklarda ender olarak cerrahi tedavi uygulanabilir.
Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ, reflüsü olan bebekler ve çocuklar için annelere önerilerde bulundu.
Kaynak: Saç Bakımı, Saç Bakımı Önerileri
0 notes
bayanguzelliksirlari · 8 years ago
Text
Reflü olan bebekler için annelere tavsiyeler!
Reflü olan bebekler için annelere tavsiyeler!
Çocuklarda çok sık rastlanan mide içeriğinin yemek yemek borusuna hatta ağza değin geri gelmesi hali olan reflü, bebeklerde 1’inci aydan itibaren görülmeye başlar ve kusmalara neden olur.
Bebeklerde besin şeklinin değerlendirildiğini, gıda hataları nedeniyle de reflü olabileceğini söyleyen Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ “Anneler özellikle bebeklerin beslenmesini cesaretlendirmek ve sabaha değin uyumalarını karşılamak için yatmadan önce ya da uykuda bebelerini beslerler. Ancak bu reflüyü artırır. böylece yapılmamalıdır. Özellikle reflüsü olan bebekler ve çocuklar son öğününden iki saat sonradan yatırılmalıdır” diyor.
1) Ilk Olarak beslenme şekli ve çevre koşulları düzeltilmelidir. Reflü tanısı alan çocukta yatak başı 30 derece dek yükseltilmelidir. Bilhassa sol alt pozisyonda yatırılmaları reflüyü azaltır.
2) Reflüsü olduğundan şüphe edilen bebeklerin beslenmesinde dikkat edilecek nokta, kusmalar sebebiyle bebeğin bayağı koşullarda beslenmesini sürdürememesidir. bu nedenle bebek fazla yakından takip edilmeli ahenkli olarak kilo artışı izlenmelidir.
3) Az miktarda, sıkça beslenmelidir. Her beslenmeden daha sonra gazı çıkarılmalıdır.
4) Bebeklerin palavracı emzik kullanmaları da reflü tedavisinde yardımsever olabilir. Emzik bebekte tükürük salgısını ve bağırsak hareketlerini artırarak reflü olasılığını azaltır.
5) Anne sütü ile beslenen bebeklerde reflü belirtileri daha eksik görülür. Verilen besinlerin koyulaştırılması veya keçi boynuzu tozu katılmış özel mamalar kullanılabilir.
6) İnek sütü alerjisi varsa diyetten inek sütü çıkartılmalıdır.
7) Faizsiz sigara içimi de reflüyü arttırır. böylece evde sigara içilmemelidir.
8) Büyük çocuklarda reflüyü arttıran çikolata, fazla yağlı baharatlı, acılı, ekşili cips, ketçap, mayonez, hardal, soğan, sarımsak gibi gıdalar, asitli gazlı içecekler yasaklanmalıdır.
9) Öğün miktarları ufak tutulmalı, ideal beden ağırlığı korunmalı, akşam yemekleri yatmadan minimum 2 saat önce yenmeli, yemeklerden daha sonra asgari 1 saat yatar pozisyon alınmamalıdır.
10) Karın içi basıncını eksilmek amacı ile fazla sıkı elbiseler giydirilmemeli, kemerler çok sıkılmamalıdır.
Tedavisi nasıl yapılır?
Reflü hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlar ise yemek borusu kapakçığının basıncını artırarak, mide içeriğinin yemek yemek borusuna kaçışını önler, mide boşalmasını kolaylaştırır, mide asidini nötralize eder ya da azaltır. İlaçla tedaviye cevap alınamadığı geçici solunum durması, ani bebek ölümü tehdidi gibi ciddi belirtiler varsa, darlık gelişmişse, doğuştan olan kalp hastalığı ya da akıl özürlü çocuklarda ender olarak cerrahi tedavi uygulanabilir.
Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ, reflüsü olan bebekler ve çocuklar için annelere önerilerde bulundu.
Kaynak: Güzellik Sırları, Kadın Güzellik Sırları
0 notes
cinselsaglikrehberi · 8 years ago
Text
Reflü olan bebekler için annelere tavsiyeler!
Reflü olan bebekler için annelere tavsiyeler!
Çocuklarda çok sık rastlanan mide içeriğinin yemek yemek borusuna hatta ağza değin geri gelmesi hali olan reflü, bebeklerde 1’inci aydan itibaren görülmeye başlar ve kusmalara neden olur.
Bebeklerde besin şeklinin değerlendirildiğini, gıda hataları nedeniyle de reflü olabileceğini söyleyen Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ “Anneler özellikle bebeklerin beslenmesini cesaretlendirmek ve sabaha değin uyumalarını karşılamak için yatmadan önce ya da uykuda bebelerini beslerler. Ancak bu reflüyü artırır. böylece yapılmamalıdır. Özellikle reflüsü olan bebekler ve çocuklar son öğününden iki saat sonradan yatırılmalıdır” diyor.
1) Ilk Olarak beslenme şekli ve çevre koşulları düzeltilmelidir. Reflü tanısı alan çocukta yatak başı 30 derece dek yükseltilmelidir. Bilhassa sol alt pozisyonda yatırılmaları reflüyü azaltır.
2) Reflüsü olduğundan şüphe edilen bebeklerin beslenmesinde dikkat edilecek nokta, kusmalar sebebiyle bebeğin bayağı koşullarda beslenmesini sürdürememesidir. bu nedenle bebek fazla yakından takip edilmeli ahenkli olarak kilo artışı izlenmelidir.
3) Az miktarda, sıkça beslenmelidir. Her beslenmeden daha sonra gazı çıkarılmalıdır.
4) Bebeklerin palavracı emzik kullanmaları da reflü tedavisinde yardımsever olabilir. Emzik bebekte tükürük salgısını ve bağırsak hareketlerini artırarak reflü olasılığını azaltır.
5) Anne sütü ile beslenen bebeklerde reflü belirtileri daha eksik görülür. Verilen besinlerin koyulaştırılması veya keçi boynuzu tozu katılmış özel mamalar kullanılabilir.
6) İnek sütü alerjisi varsa diyetten inek sütü çıkartılmalıdır.
7) Faizsiz sigara içimi de reflüyü arttırır. böylece evde sigara içilmemelidir.
8) Büyük çocuklarda reflüyü arttıran çikolata, fazla yağlı baharatlı, acılı, ekşili cips, ketçap, mayonez, hardal, soğan, sarımsak gibi gıdalar, asitli gazlı içecekler yasaklanmalıdır.
9) Öğün miktarları ufak tutulmalı, ideal beden ağırlığı korunmalı, akşam yemekleri yatmadan minimum 2 saat önce yenmeli, yemeklerden daha sonra asgari 1 saat yatar pozisyon alınmamalıdır.
10) Karın içi basıncını eksilmek amacı ile fazla sıkı elbiseler giydirilmemeli, kemerler çok sıkılmamalıdır.
Tedavisi nasıl yapılır?
Reflü hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlar ise yemek borusu kapakçığının basıncını artırarak, mide içeriğinin yemek yemek borusuna kaçışını önler, mide boşalmasını kolaylaştırır, mide asidini nötralize eder ya da azaltır. İlaçla tedaviye cevap alınamadığı geçici solunum durması, ani bebek ölümü tehdidi gibi ciddi belirtiler varsa, darlık gelişmişse, doğuştan olan kalp hastalığı ya da akıl özürlü çocuklarda ender olarak cerrahi tedavi uygulanabilir.
Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ, reflüsü olan bebekler ve çocuklar için annelere önerilerde bulundu.
Kaynak: Cinsel Sağlık Rehberi, Kadın Cinsel Sağlık
0 notes
haberlersaglik · 6 years ago
Text
Agiz Kokusu Nedenleri Ve cozumleri
Ağız kokusu keza kişiyi hem de karşısındakileri rahatsız eden bir sorundur ve sizler için makalemizde ağız kokusunun nedenlerini ve çözüm yöntemlerini paylaştık. Ağız neden kokar ve ağız kokusu nasıl giderilir buyurun makalemizden öğrenelim.
Çoğu kez ağız kokusunu nefesi kokan kişiden önce etrafındaki kişiler fark eder ve bu koşul ağız kokusu şikayeti yaşamış bireyleri fazla zorlama bir vaziyet içine sürükler. Çok yakını olmadığı sürece kimse kimseye, ağzı kokan kişinin kırılmasından ve utanmasından dolayo kolay kolay ‘ağzın kokuyor’ diyemez. Ancak sürekli mesafeli bir şekilde durmaya çalışır. Tıp dilinde ağız kokusu problemine ‘halitosis‘ denilmektedir ve ağız kokusunu özetle nefesin tatsız, kötü bir şekilde kokması olarak tanımlayabiliriz.
Nedenine yan olarak ağız kokusu zaman zaman ortaya meydana çıkan veyahut daimi devam eden bir yakıntı şeklinde görülebilir. Çoğu vakada ağızda bulunan (bilhassa dilin arka tarafında) milyonlarca bakteri ağız kokusunun esas sebepleri başında gelmektedir.. Ağız içindeki sıcak, nemli şartlar bu bakterilerin büyümesi için ideal bir ortam olduklarında, ağız kokusu husule gelebilir. Ağız kokusu genelde ağızla alakalı bir meseleden kaynaklansa da, bazı hastalıkların sonucunda da ortaya çıkmaktadır. İşte ağız kokusunun nedenleri ve ağız kokusu için çözüm önerileri.
Ağız Kokusu Niçin Olur?
Ağız ve diş temizliğine yeteri itina gösterilmemesi
Beslenmede tüketilenler
Uzun vakit açlık ve perhiz uygulaması
Ağız kuruluğu sorununun olması
Sigara ve alkol kullanımı
Sabahleyin uykusundan uyanma
Akut enfeksiyon varlığı
bazı ilaçlar
Ağız, diş ve diş eti hastalıkları
Diyabet
Reflü
Karaciğer ve böbrek hastalıkları
Solunum sistemi hastalıkları
Sinüzit ve geniz akıntısı
Süt Şekeri intoleransı
Ağız Kokusuna Çözümler
Günde iki defa dişlerinizi fırçalamaya özen gösterin ve florürlü diş macunu kullanmanın. Dürüst ve düzenli biçimde diş fırçalamak ağız kokusunu önlemek ve gidermek için atılacak en kayda değer adımlardan bir tanesidir.
Diş fırçanızı 3 ayda bir değiştirin ve fırça satın alırken yumuşak kıllı diş fırçalarını seçmeye itina gösterin.
Dilinizi de fırçalamaya özen gösterin çünkü dilin arka tarafındaki bakteriler de ağız kokusu nedeni. Bu bakterilerin giderilmesi ve kötü kokuların önlenmesi için dişler kadar dilin de fırçalanması gereklidir.
Diş ipi kullanın.
Antibakteriyel ağız gargarası kullanın.
Tatsız sakız çiğneyin.
Senede bir kez dişlerinizi yoklama ettirin.
Sigarayı bırakın.
Bol bol su için.
Beslenmenize uyarı edin.
Ağız kokusu yapan hastalıklarınızı bir lahza evvel tedavi ettirin.
Ağız Kokusu Nedenleri Ve Çözümleri
Gokcek Market - ibrahim Gokcek - Sifali Bitkiler https://blog.gokcekmarket.com/agiz-kokusu-nedenleri-ve-cozumleri/ Şifalı Bitkiler, Bitkisel Ürünler, Bitkisel Tedavi
0 notes
ayse-ozsoy-blog · 7 years ago
Text
Tek kitaplık dev sağlık kütüphanesi: Tam Şifa
Tumblr media
"Tanrı dert verip derman aratmasın…" Neredeyse, tüm hastaların ve hasta yakınlarının dilinden düşürmediği bir duadır bu! Elinizdeki kitap, bir ihtimal bu duaların karşılığı olarak ortaya çıktı. Hastalık derdine derman ararken doğru bir yol seyretmek adına ‘tam’ bir şifa deposu... İç hastalıkları ve tıbbi onkoloji uzmanı olan Prof. Dr. Canfeza Sezgin, binlerce bilimsel yayını tarandıktan sonrasında, hekimlik tecrübelerini de katarak 2000’i aşkın referansla bu kitabı yazdı. Tam Şifa bu anlamda hem dünyada hem de devletimizde bir ilk! Gerek kapsamı, gerek kolay anlaşılır sistematiği gerekse iyileştirici faydası açısından bir ilk. Tüm hastalıklarla ilgili; genel bilgiler, bulgu ve emareler, tıbbi tedavi önerileri, rejim değişimleri, yaşam seçimi değişimleri, gıda takviyeleri ve bitkisel içerikli takviyeler ayrı başlıklar altında halk diliyle anlatılıyor. Hastalıklara bakılırsa farkı tıbbi çayların ve yağ karışımlarının formülü de veriliyor.
Tumblr media
Profesör Sezgin kitabını şu şekilde konu alıyor: “Bütüncül tıp yaklaşımında sağlık sorunlarının tek bir organın yada sistemin hastalığından ziyade, vücudun bütününde bir soruna bağlı geliştiği kabul edilmektedir. Bu görüşe inanmam sebebi ile hastalıklarda tıbbi tedavinin yanı sıra beslenme seçimi, yaşam seçimi, besin takviyeleri ve bitkisel destekleri de içeren bir kitaba büyük gerekseme duyulduğunu gördüm. Senelerce yaptığım araştırma ve bilgilerimi bir tek sağlık çalışanlarına değil, tüm insanlara açık ve anlaşılır bir halde sunmam gerektiğine inandım. Sadece bu şekilde beni destekleyen ve inanan insanlara hak ettikleri hizmeti verebileceğimi düşündüm…” Bu kitap, hakkaten tek kitaplık dev sağlık kütüphanesi! 952 sayfa, 2329 bilimsel referans ve bir tek 45 TL. A’dan Z’ye tüm hastalıklara karşı bütüncül korunma zırhı artık elinizde! Tam şifa sizin elinizde! İyileşmenin anahtarı artık sizde! Elinizden düşürmeyin! Kitabın Bölümleri: Ağır Metal Zehirlenmesi Adale Romatizması (Fibromiyalji) Âdet Düzensizliği Âdet Kanamasının Azca Gelmesi (Hipomenore) Âdet Kanamasının Oldukca Gelmesi (Hipermenore, Menoraji) Ağrılı Âdet Görme (Dismenore) Ağız Kokusu (Halitozis) Ağız Yaraları (AFT) Akciğer Kanseri Akdeniz Ateşi (FMF) Akrep Sokması Alerji Alkol Bağımlılığı Alt Islatma (İdrar İnkontinansı) Alzheimer Hastalığı (AH) Amipli Dizanteri Anne Sütünün Azlığı Anoreksiya Nervoza Anüs Kaşıntısı (Pruritis Ani) Iltihap Arı Sokması Arpacık (Hordeolum) Astım Aşırı Terleme Ateş Ayak Burkulması Ayak, Cilt ve Tırnak Mantarı Bacak Ülserleri Bademcik İltihabı (Tonsillit, Anjin) Bağırsak Gazı Bağırsak Solucanları (Parazitleri) Bahar Yorgunluğu Baş Ağrıları Baş Dönmesi (Vertigo) Bel Ağrısı (Lumbalji) Bel Soğukluğu (Gonore) Gıda Zehirlenmesi Bitlenme Boğaz Ağrısı Boyun Tutulması Böbrek İltihabı Böbrek Taşı Böbrek Yetmezliği Böcek Sokması Bronşit Kronik (Müzmin, Süregen) Bronşit Bulantı Burun Kanaması Burun Tıkanıklığı Crohn Hastalığı (İltihabi Bağırsak Hastalığı-İBH) Cinsel Soğukluk (Frijidite) Çarpıntı (Taşikardi) Çiller Çölyak (Glüten Enteropatisi) Çürük ve Morarma Damar Sertliği (Ateroskleroz) Depresyon Deri Kuruluğu (Kserosis) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite (DEHA) Bozukluğu Diş Ağrısı Diş Çürükleri Diş Eti İltihabı (Gingivit) Divertikülit Diyabet (Şeker Hastalığı) Egzama Eklem Ağrısı (Artralji) ve İltihabı (Artrit) Eklem Kireçlenmesi (Osteoartroz) Kaygı, Korku (Anksiyete) Endometriyozis Nüzul (İnme) Gastrit Gece Körlüğü Göz İltihabı (Konjunktivit), Göz Kanlanması, Göz Kaşıntısı Göz Tansiyonu (Glokom) Grip Gut Hastalığı Güneş Çarpması Güneş Yanığı Hazımsızlık (Dispepsi) Hemoroid (Basur) Hepatit Hıçkırık HIV ve AIDS Hipoglisemi (Kan Şekeri Düşüklüğü) Hipotiroidi (Tiroit Bezinin Azca Emek harcaması) İdrar Yollarında Yanma (Dizüri) İktidarsızlık (Erektil Disfonksiyon, İmpotans, Sertleşememe) İltihabi Eklem Romatizması (Romatoid Artrit-RA) İshal İşitme Kaybı İştahsızlık Kabızlık (Konstipasyon) Kalınbağırsak Kanseri Kalp Ağrısı (Anjina Pektoris) Kalp Yetmezliği Kansızlık (Anemi) Karaciğer Yağlanması Karın Ağrısı Karpal Tünel Sendromu Kaşıntı Katarakt Kekemelik Kemik Erimesi (Osteoporoz) Kıl Kurdu (Enterobiyozis) Kısırlık (İnfertilite) Kızamık (Rubeola) Kolesterol Yüksekliği (Hiperkolesterolemi) Kramp Kulak İltihabı (Otit) Kulak Çınlaması (Tinnitus) Kurdeşen (Ürtiker) Lenfoma Lökoplaki Meme İltihabı (Mastit) Meme Kanseri Menopoz Meniere Hastalığı Metabolik Sendrom (İnsülin Direnci) Mide Kanseri Mide ve Onikiparmak Bağırsağı Ülseri (Peptik Ülser) Mide Yanması (Reflü) Migren Multipl Skleroz Miyom Nasır Nevrasteni Nezle Nöropati (Sinir Hasarı) Otizm Ödem Pap Smear Testinin Anormal Olması (Servikal Displazi) Parkinson Preeklampsi (Gebelik Zehirlenmesi) Prostat Büyümesi (Benign Prostat Hipertrofisi) Prostat İltihabı (Prostatit) Işınım Retinopati Saç Dökülmesi (Alopesi) Saç ve Sakal Ağarması Saçkıran Saçların Kepeklenmesi Safra Taşları Saman Nezlesi (Alerjik Rinit) Sara (Epilepsi) Sarı Nokta Hastalığı (Makula Dejenerasyonu) Seboraik Dermatit Sedef Hastalığı (Psöriyazis) Ses Kısıklığı Siğil (Verruka) Sinüzit Siroz Sistemik Lupus Eritematozus Sivilce (Akne Vulgaris) Spastik Kolon Hastalığı (Kırılgan Bağırsak Sendromu, İrritabl Bağırsak Sendromu) Şişmanlık (Aşırı kiloluluk) Çocukluk Çağlarında Şişmanlık/Aşırı kiloluluk Gerilim Düşüklüğü (Hipotansiyon) Gerilim Yüksekliği (Hipertansiyon) Tırnak Kırılması Tiroit Bezinin Oldukca Emek harcaması (Hipertiroidi) Uçuk (Herpes) Uykusuzluk Ülseratif Kolit Vajina Akıntısı (Vajinit) Varis Vitiligo Yanık Yaralar Yaşa Bağlı, Bilişsel Fonksiyonlarda Yitik Bitkinlik (Kronik Bitkinlik Sendromu, Tükenmişlik) Yumurtalık Kanseri Zatürree (Pnömoni) Zona Prof. Dr. Canfeza Sezgin kimdir? Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 1993 yılı mezunudur. 1999 senesinde aynı fakültede İç Hastalıkları Uzmanı, 2001 senesinde da Tıbbi Onkoloji Uzmanı olmuştur. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı’nda 2006 senesinde Tıbbi Onkoloji Doçenti, 2013 senesinde da Tıbbi Onkoloji Profesörü unvanını almıştır. Kendisinin bilhassa tümör hücre hatları üstünde yapılmış araştırmaları ve meme kanseri başta olmak suretiyle çeşitli mevzularda yazılmış yüzü aşkın internasyonal ve ulusal dergilerde yayımlanmış makalesi, kitap bölümleri ve toplantılarda sunulmuş araştırmaları bulunmaktadır. Kanserde Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları mevzusuna hususi ilgisi olması sebebi ile Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nin 2006 senesinde düzenlemiş olduğu Fitoterapi kursunu, sonrasında da 3 basamaklı Hipnoz kursunu tamamlamıştır. Bilhassa nutrisyonel ve bitkisel takviyelerin değerlendirilmesi mevzusunda bilimsel toplantılarda konuşmaları, olay sunumları, kitap ve kitap bölümleri bulunmaktadır. Hangi Kansere Hangi Nebat? adlı kitabı 2010 senesinde yayımlanmıştır. Türkiye’nin kendi alanında uzman 13 bilim insanı ile beraber yazdığı Kansere Çözüm Var adlı kitabı da 2011 senesinde basılmıştır. 2012 senesinde Türkiye Klinikleri Dergisi Tıbbi Onkoloji Hususi Sayısı olan Onkolojide Tamamlayıcı-Destek Tedaviler Hususi Sayısı Editörlüğü’nü yapmıştır. 2014 senesinde Türkiye Bilimsel Akademisi Ulusal Kanser Politikaları Çalıştayı’nda ‘Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Masası’nda çalışmıştır. 2015 senesinde II. Türk Tıp Dünyası Kurultayı’nda Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Emek harcama Grubunda hizmet vermiştir. T.C. Sağlık Bakanlığı’nın Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Bilimsel Danışma Kurulu’nda vazife almıştır. Kanserin tıbbi tedavisi ve tamamlayıcı destek tedavileri ile ilgili bilimsel toplantılarda, yazılı ve görsel basında görüşüne başvurulmaktadır. İstanbul Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Tıbbi Onkoloji Kliniği’nin kurulmasına onculuk etmiştir. Ailesinde kanser hastalığı bulunan evlatların ruhsal ve toplumsal açıdan desteklenmesi, eğitimlerine katkı sağlanması için ücretsiz bir şekilde hizmet veren ‘Kanserle Savaşan Ailelerin Tahsil Gören Çocuklarına Destek Derneği’ni 26 Mayıs 2014 tarihinde, İzmir’in Göztepe semtinde gönüllülerle birlikte kurmuştur. Özetlemek gerekirse KANSADER olarak isimlendirilen derneğin başkanlığını yürütmektedir. İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı olan Prof. Sezgin, Mart 2015’ten itibaren mesleğine İstanbul’da kendi muayenehanesinde devam etmektedir. Evli ve bir adam çocuk babasıdır. ‘Tam Şifa’ Teknik Özellikler Yazar: Prof. Dr. Canfeza Sezgin Yayınevi: Hayykitap Sayfa sayısı: 952 Fiyatı: 45 TL
Tumblr media
OKUDUYSANIZ yada IZLEDIYSENIZ PAYLAŞIN LÜTFEN HERKES OKUSUN Read the full article
0 notes
sifalihersey-blog · 7 years ago
Text
Boğaz Ağrısına İyi Gelen Bitki Çayları
Tumblr media
Malumunuz, güz geldi, havalar serinlemeye başladı. Hal bu şekilde olunca da soğuk algınlığı, grip, nezle derken boğaz ağrısıyla geçen aylar da başlamış oluyor. Gündüz bir şeyler yiyip içerken, akşam yatarken çok da bir şey yokken nasıl oluyor da sabahları dayanılmaz boğaz ağrısıyla uyanıyoruz ve minimum öğleye kadar bu ağrıdan konuşmakta bile zorlanıyoruz. Hatta enfeksiyon kaynaklı bir durumsa kimi zaman günlerce boğaz ağrısı çekebiliyoruz. En ufak bir ağrıda, sızı da doktora gidip antibiyotik almak da aslına bakarsak bir çözüm değil. Şundan dolayı artık bir rutin haline gelen kışın kullandığımız antibiyotiklerin iç organlarımıza ve bağışıklık sistemimize de zarar verdiğini biliyoruz. O vakit ilk olarak boğaz ağrısı neden olur, sonrada boğaz ağrısını hangi bitkisel, doğal reçetelerle geçirebiliriz diye bir bakalım.
Tumblr media
Boğaz ağrısı neden olur?Boğaz ağrısına sebep olan temel etkenler çoğu zaman virüsler ve bakterilerdir. Sadece larenjite, akut larengotrakeit, sinüzit, allerjik rinit, reflü, akciğer enfeksiyonları ve tümörler de boğaz ağrısının sebepleri arasındadır. Boğaz ağrısı buna sebep olan enfeksiyon etkenine bağlı olarak bulaşıcı da olabilmektedir.Hangi hastalıklar boğaz ağrısına sebep olur?Soğuk algınlığı,Mononükleoz,Kızamık,Su çiçeği ve çoğu zaman viral hastalıklar boğaz ağrısı ile kendini gösterir.Sadece boğaz ağrısı ile bağlantılı olan bakteri enfeksiyonları içinde; bademcik iltihabı ve difteri gösterilebilir.Boğaz ağrısında ne vakit doktora gitmeli?Şiddetli olan yada bir haftadan daha uzun devam eden boğaz ağrısında,Yutkunmada yada nefes almada ciddi güçlük çekildiğinde,Uzunlukta acıyan, ağrıyan yada şişmiş lenf düğümleri olduğunda,Boğazın arka kısmında irin, isilik oluştuğunda,Uzun soluklu ses kısıklığı durumunda,Tükürük ve balgamda kan olduğunda,Gözlerin hafifçe içe doğru göçtüğü durumlardaÇok şiddetli bitkinlik halinde,Daha seyrek olarak idrar çıkma durumunda zaman kaybetmeden doktora gidilmelidir.Aslına bakarsak sebebi her ne olursa olsun boğaz ağrılarını azaltmak ve boğazı yumuşatmak için bazı bitkilerden yardım alınabilir. Bitki çayları boğaz enfeksiyonlarının geçmesine ve öksürüğün de hafifleyip boğazın tahriş olmasının önlenmesine destek sunar.
Tumblr media
Meyan kökü çayıMeyan kökü, boğaz enfeksiyonların iyileştirilmesi için çok uzun senelerdir kullanılan bir bitkidir. Meyan kökü çayı, boğaz enfeksiyonunun yanında ağız içi yaraları, ülser, alerji ve viral enfeksiyonlar için de faydalıdır. Demlenerek hazırlanan çay soğuduktan sonrasında günde 3-4 kez gargara yapmak ve içmek için kullanılabilir.
Tumblr media
AdaçayıSoğuk algınlığı durumlarında ��oğunlukla adaçayı tüketilir. Bu bağlamda boğaz enfeksiyonu ve öksürük için oldukça yararlı olan adaçayı, anti mikrobiyal ve anti-inflamatuar niteliği ile boğaz enfeksiyonunu azaltır. Bilhassa de adaçayına limon ilave ederek tüketildiğinde vücut için ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için gereksinim duyulan C vitamini desteği alınmış olur.
Tumblr media
Okaliptüs çayıSon dönemlerde sıkça duyduğumuz, sıkça karşımıza çıkan okaliptüs çayı; grip ve üst solunum hastalıklarında oldukça popüler bir bitki çayı haline gelmiştir. Okaliptüs çayı, boğazı yatıştırıcı hususi durumunun yanı sıra bronşit ve sinüzit ağrılarını da azaltır. Hem çay olarak tüketilebilir hem de hazırlanan çay ile gargara yapılabilir.
Tumblr media
Papatya çayıPapatya çayı; sinirleri yatıştırıcı, karın ve mide ağrılarını hafifletici ve uykuyu düzenleyici bir özelliğe haiz olduğundan derhal her evde bulunmakta, tüketilmektedir. Bunlara ek olarak papatya çayı boğaz ağrısı ve enfeksiyonu için de çok etkilidir. Ek olarak soğumuş papatya çayı ile gargara yapmak enfeksiyonlar ve ağız içi sağlığı için önemlidir.
Tumblr media
Nane çayıNanenin muhteviyatında bulunan uçucu bileşenler enfeksiyonların giderilmesine ve boğazın yumuşamasına, boğaz kuruluğunun giderilmesine destek sağlar. Bu yüzden boğaz ağrısı yaşandığı günlerde günde 1- 2 fincan nane çayı tüketilebilir.
Tumblr media
Nar kabuğu çayıNar hem bir meyve olarak içi tüketildiğinde hem de kabuğu tüketildiğinde sağlığa pek çok faydası bulunur. Nar kabuğunda bulunan polifenolik bileşenler boğaz enfeksiyonlarına neden olan bakterilerin tesirini azaltır ve boğaz ağrısını hafifletebilir. Bunun için taze narın kabuğu ile ya da narın kabuğunu kurutup saklayarak çay şeklinde demleyip içmek önerilir.
Tumblr media
Karanfil çayıKaranfil, muhteviyatında bulunan öjenol adlı uçucu bileşen yardımıyla çok yararlı bir besindir. Bilhassa ağız ve boğaz yolu enfeksiyonlarında antiseptik ve ağrı giderici olarak karanfil kullanılabilir. Bunun için karanfil çayı hazırlayıp içmek ya da karanfili çiğnemek yararlı olur.Hamilelik döneminde boğaz ağrısına iyi gelecek bitkisel tavsiyelerHamilelik döneminde ilaç kullanılması asla önerilmez ve çoğu zaman tehlikeli bulunur. Bu sebeple de bu dönemdeki sorunlara bitkisel, doğal çareler bulmak en doğrusudur. Bu bağlamda boğaz ağrısı çok şiddetli değilse bir fincan ılık çay boğazı yumuşatacak, ağrıyı da hafifletecektir. Pozitif tesirini çoğaltmak için çaya bir miktar bal ve limon eklemek önerilir. Hatta hem boğaz ağrısından kurtulmak hem de daha rahat bir uyku için yatmadan ilkin ılık bir suyun içine yarım limonu sıkmak ve bir çay kaşığı bal ekleyip içmek çok yararlı olacaktır. Hamilelik döneminde boğaz ağrısı için bitkisel tavsiyeler:Zencefil çayı tıpkı düzgüsel dönemlerde olduğu gibi hamilelik döneminde de yaşanmış olan boğaz ağrısı için uygundur. Zencefili rendeleyip bir bardak sıcak suyun içine koyup demlemek yeterlidir. Peşinden zencefil süzülür ve çay hazır olur. Çaya bal ve limon ilave edilerek tüketilebilir.Ilık suya bir çay kaşığı kadar tuz ilave edilerek bu su ile günde 2 kez gargara yapılabilir.2-3 diş sarımsak ağızda iyice çiğnendikten sonrasında yutulursa, doğal bir antibiyotik olarak boğaz ağrısını hafifletir.Yukarıda anlattığımız gibi nar kabuğu ile meydana getirilen çay hamilelik döneminde boğaz ağrısını geçirir.1 yiyecek kaşığı hardal tohumu iyice dövüldükten sonrasında 1 yiyecek kaşığı bal, yarım limon suyu ve yarım tatlı kaşığı tuz ile karıştırılır. İçine 1 su bardağı su ilave edilerek kaynatılır. Karışım ılık olduktan sonrasında gargara yapılır.Boğaz ağrısı için hazırlanan çayları tüketecek olanlara tavsiyelerUzun süre, doğrusu 2 – 3 gün süresince geçmeyen boğaz ağrısında doktora başvurup tıbbi tedavi almak en doğrusu olacaktır.Boğaz ağrısına ateş, kusma, ishal gibi problemler da eşlik ediyorsa zaman kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.Her hangi bir hastalık ve bu hastalığın tedavisi için kullanılan bir ilaç var ise bitkisel çözümler almadan ilkin doktora danışmak gerekir. Zira bu bitkilerin mevcud hastalık üstünde nasıl bir tesir yaratacağı ve kullanılan ilaçlarla bitkilerin birleşiminin nelere yol açacağı bilinmemektedir.Bilhassa hamilelik ve emzirme dönemlerinde yaşanmış olan boğaz ağrıları için bitkisel tedaviler uygulanmadan öncesinde doktora danışmak en doğrusudur.Bitki çayları hazırlanırken bitkinin su ile beraber kaynatılması, bitkinin ihtiva ettiği yararlı maddelerin tesirini azaltabilir. Bu sebeple bitki çaylarının taze kaynamış sıcak suyun içine atılıp ateş söndürüldükten sonrasında 10- 15 dakika bekletilerek demlenmesi önerilir. Read the full article
0 notes
hastaliksaglikvideolari · 8 years ago
Text
Mide Asidi Masalı, Reflüye Doğal Çözüm, Reflü Hakkında, Reflü Tedavisi
Bitki Bilimci ve Araştırmacı Yazar İbrahim Gökçek Mide Asidi Masalı, Reflüye Doğal Çözüm, Reflü Hakkında, Reflü Tedavisi, Reflü Çayı, Proton Pompası İnhibitörleri, Bebeklerde Reflü, Reflü Hakkında Bilinen Yanlışlar, Anason, Papatya, Kaküle, Rezene, Kimyon, Herbalist, Şifa, Doğal Tedavi, Bitkisel Tedavi, Bitkisel Ürünler, Bitkisel Çözümler, Alternatif Tıp, Şifalı Bitkiler, Bitkisel Şifa, Hastalıklar, İlaçlar, Bitkisel İlaç, Hekim, Herbalist, Doktor, Kronik, Akut, Deva, Aromaterapi, Fitoterapi, Homeopati, Cemre Abı Hayat, Cemre Bitkisel ile ilgili soruları cevaplıyor. http://www.dogaltedavi.net http://www.bitkiseltedavi.com Sağlık Videoları Tedavi Videoları, sifa market, sifali bitkiler
0 notes
itsbelinceltme-blog · 8 years ago
Text
Aloevera Mucizesinin Kullanım Alanları
New Post has been published on http://www.belinceltme.com/aloevera-mucizesinin-kullanim-alanlari/
Aloevera Mucizesinin Kullanım Alanları
Aloevera Mucizesinin Kullanım Alanları
Kadınlar ciltlerini en önemli giysileri olarak görmektedir. O nedenle ciltleri için yaptıkları bakım onlar için çok önemlidir. Bu bakımı yaparken en çok dikkat etmeleri gereken şey kullandıkları malzemelerdir. Kimyasal maddelerle oluşturulmuş cilt bakım ürünlerinden ziyade bitkisel yollarla güzelleşmeyi deneyen bayanlar daha olumlu sonuçlar almaktadır. Çünkü kimyasal maddelerden oluşan cilt bakım ürünleri geçici bir güzellik vermektedir ve zamanla cildi tahriş ederek cildin ph değerini bozmaktadır. Bu da ileriki yaşlarda cilt sorunlarıyla karşılaşmalarına neden olmaktadır.
Aloevera Mucizesinin Kullanım Alanları
Kimyasallıktan sıyrılıp bitkisel yollarda çözüm bulmak isteyen bayanların en çok tercih ettiği yöntemlerden birisi “Aloevera” bitkisiyle yapılan bakımlardır. Aslında bu bitkinin pek çok rahatsızlığın çaresinde mucizevi bir etkisinin olduğu geçen yıllarda çok fazla bilinmemektedir. Fakat artık teknolojinin gelişmesi ve doğru bilgiye ulaşılabilirliğin artmasıyla birlikte günümüzde bilinen bir bitki olmuştur. Bu sayede yüzyıllar öncesinde, tıbbın geride kaldığı zamanlarda insanların tedavi olmakta kullandığı bitki günümüzde de insanları cezbetmeye başlamıştır. Her türlü rahatsızlığında bu bitkideki jeli kullanan insanlar şifa bulmaktadır. Hatta bu nedendendir ki eski mısırlılar tarafından “ölümsüzlük bitkisi” olarak adlandırılmaktadır.Aloevera’nın insan sağlığına kattığı bazı mucizeler şunlardır:
Aloevera’nın Saç Bakımındaki Mucizevi Etkisi
Aloevera bitkisini ortadan kırıp içinden çıkan jeli saçınıza uyguladığınızda saç derinizin kökleri yenilenmektedir ve kan dolaşımı hızlanmaktadır. Saç bakımı Bu, saçınızın daha çok beslenmesini sağlamaktadır. Beslenen saçlar nem dengesine kavuşacaktır. Saç bakımı Yenilenen ve beslenen saç kökleri daha gür ve güçlü saçların çıkmasını sağlamaktadır. Ayrıca saç diplerindeki kuruluk giderek kepek problemi ortadan kalkacaktır. Kuaförde yıpranmış saçlar, yanlış yöntemlerin uygulanmasıyla yahut fazla kimyasalla temas etmiş saçlar Aloevera’nın mucizevi jeli sayesinde canlılık kazanmıştır ve saça sağlıklı bir görüntü vermiştir. Saç bakımı mucizevi etkinin farkına varan şampuan firmaları bu özü zaman zaman ürünlerinde kullanmaktadır. Aynı şekilde Aloevera jeli kullanılan saç bakım kremleri üretilmeye başlanmıştır. Saç bakımı
Aloevera Mucizesinin Kullanım Alanları
 Aloevera’nın Cilt Bakımındaki Mucizevi Etkisi
Aloevera ister direk ister maske yapılarak cilde uygulanabilmektedir. Güzellik sırları İçinde bulunan bileşenler sayesinde cildi yenileyici bir etkiye sahiptir. Güzellik sırları Tahriş olan, yara olan bir bölgeye sürüldüğünde bu yenileyici etkisi sayenizde yaraları geçirmektedir. Güneş yanıklarının oluşturduğu lekelere ve vücuttaki çatlakların giderilmesine de yaramaktadır. Güzellik sırları Sivilce konusunda sıkıntı yaşayan bayanlar tarafından kullanılan Aloevera ciltteki sivilceleri temizlemektedir ve cildin nem dengesini ayarlayarak bebeksi bir cilde kavuşmasını sağlamaktadır. Güzellik sırları Cilde parlaklık ve gençlik veren Aloevera, yaşlanma kırışıklıklarından kurtulup genç görünüme kavuşmak isteyen bayanlar için de tavsiye edilen bir bitki olmuştur.
Aloevera Mucizesinin Kullanım Alanları
Aloevera’nın Hastalıkları İyileştirmedeki Mucizevi Rolü 
 Aloevera, 90’lı yıllardan bu yana pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır ve tıbbın günümüze kıyasla daha geride kaldığı eski zamanlarda insanlar bu bitkinin mucizevi etkisi sayesinde şifa bulmuştur. Bakteri oluşumunu önleyici özelliği ve hasarlı bölgeleri yenileyici özelliği bunda etkili olmuştur. Hepatit, reflü, kolestrol, kanser, pamukçuk, kemik erimesi gibi hastalıklar bunlara örnektir. Günümüzde ilaçlara ya da kremlere Aloevera özü katılarak yine bu hastalıklara şifa bulmak için çalışılmaktadır.
0 notes
Text
Aloevera Mucizesinin Kullanım Alanları
Aloevera Mucizesinin Kullanım Alanları
Kadınlar ciltlerini en önemli giysileri olarak görmektedir. O nedenle ciltleri için yaptıkları bakım onlar için çok önemlidir. Bu bakımı yaparken en çok dikkat etmeleri gereken şey kullandıkları malzemelerdir. Kimyasal maddelerle oluşturulmuş cilt bakım ürünlerinden ziyade bitkisel yollarla güzelleşmeyi deneyen bayanlar daha olumlu sonuçlar almaktadır. Çünkü kimyasal maddelerden oluşan cilt bakım ürünleri geçici bir güzellik vermektedir ve zamanla cildi tahriş ederek cildin ph değerini bozmaktadır. Bu da ileriki yaşlarda cilt sorunlarıyla karşılaşmalarına neden olmaktadır.
Aloevera Mucizesinin Kullanım Alanları
Kimyasallıktan sıyrılıp bitkisel yollarda çözüm bulmak isteyen bayanların en çok tercih ettiği yöntemlerden birisi “Aloevera” bitkisiyle yapılan bakımlardır. Aslında bu bitkinin pek çok rahatsızlığın çaresinde mucizevi bir etkisinin olduğu geçen yıllarda çok fazla bilinmemektedir. Fakat artık teknolojinin gelişmesi ve doğru bilgiye ulaşılabilirliğin artmasıyla birlikte günümüzde bilinen bir bitki olmuştur. Bu sayede yüzyıllar öncesinde, tıbbın geride kaldığı zamanlarda insanların tedavi olmakta kullandığı bitki günümüzde de insanları cezbetmeye başlamıştır. Her türlü rahatsızlığında bu bitkideki jeli kullanan insanlar şifa bulmaktadır. Hatta bu nedendendir ki eski mısırlılar tarafından “ölümsüzlük bitkisi” olarak adlandırılmaktadır.Aloevera’nın insan sağlığına kattığı bazı mucizeler şunlardır:
Aloevera’nın Saç Bakımındaki Mucizevi Etkisi
Aloevera bitkisini ortadan kırıp içinden çıkan jeli saçınıza uyguladığınızda saç derinizin kökleri yenilenmektedir ve kan dolaşımı hızlanmaktadır. Saç bakımı Bu, saçınızın daha çok beslenmesini sağlamaktadır. Beslenen saçlar nem dengesine kavuşacaktır. Saç bakımı Yenilenen ve beslenen saç kökleri daha gür ve güçlü saçların çıkmasını sağlamaktadır. Ayrıca saç diplerindeki kuruluk giderek kepek problemi ortadan kalkacaktır. Kuaförde yıpranmış saçlar, yanlış yöntemlerin uygulanmasıyla yahut fazla kimyasalla temas etmiş saçlar Aloevera’nın mucizevi jeli sayesinde canlılık kazanmıştır ve saça sağlıklı bir görüntü vermiştir. Saç bakımı mucizevi etkinin farkına varan şampuan firmaları bu özü zaman zaman ürünlerinde kullanmaktadır. Aynı şekilde Aloevera jeli kullanılan saç bakım kremleri üretilmeye başlanmıştır. Saç bakımı
Aloevera Mucizesinin Kullanım Alanları
 Aloevera’nın Cilt Bakımındaki Mucizevi Etkisi
Aloevera ister direk ister maske yapılarak cilde uygulanabilmektedir. Güzellik sırları İçinde bulunan bileşenler sayesinde cildi yenileyici bir etkiye sahiptir. Güzellik sırları Tahriş olan, yara olan bir bölgeye sürüldüğünde bu yenileyici etkisi sayenizde yaraları geçirmektedir. Güneş yanıklarının oluşturduğu lekelere ve vücuttaki çatlakların giderilmesine de yaramaktadır. Güzellik sırları Sivilce konusunda sıkıntı yaşayan bayanlar tarafından kullanılan Aloevera ciltteki sivilceleri temizlemektedir ve cildin nem dengesini ayarlayarak bebeksi bir cilde kavuşmasını sağlamaktadır. Güzellik sırları Cilde parlaklık ve gençlik veren Aloevera, yaşlanma kırışıklıklarından kurtulup genç görünüme kavuşmak isteyen bayanlar için de tavsiye edilen bir bitki olmuştur.
Aloevera Mucizesinin Kullanım Alanları
Aloevera’nın Hastalıkları İyileştirmedeki Mucizevi Rolü 
 Aloevera, 90’lı yıllardan bu yana pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır ve tıbbın günümüze kıyasla daha geride kaldığı eski zamanlarda insanlar bu bitkinin mucizevi etkisi sayesinde şifa bulmuştur. Bakteri oluşumunu önleyici özelliği ve hasarlı bölgeleri yenileyici özelliği bunda etkili olmuştur. Hepatit, reflü, kolestrol, kanser, pamukçuk, kemik erimesi gibi hastalıklar bunlara örnektir. Günümüzde ilaçlara ya da kremlere Aloevera özü katılarak yine bu hastalıklara şifa bulmak için çalışılmaktadır.
Aloevera Mucizesinin Kullanım Alanları
0 notes
sivilcevetedavisi-blog · 8 years ago
Text
Hazımsızlık Nedenleri Nedir ? Nasıl geçer ?
Hazımsızlık Nedenleri Nedir ? Nasıl geçer ?
Hazımsızlık nedir bilemeyen bir kişiye etrafınızda çok nadir rastlarsınız. Yeme – içmelerden sonra pek çok kişiyi etkileyen oldukça yaygın bir meseledir.
  Tıp dilinde dispepsi olarak adlandırılır ve kendi başına bir hastalık olarak kabul edilmez. Daha çok altta yatan başka bir meseleye işaret ediyor olabilir. Hazımsızlık sindirimle alakalı bir dizi yakıntısı ortaya çıkarır.
Kapı aralar diye sorduğumuzda, hazımsızlık temel olarak mide çeperindeki savunucu tabakanın asit sebebiyle bozulmasıyla ortaya çıkar, tahriş ve ağrıya kapı aralayabilir. Midede asit balanslarını bozan çeşitli nedenleri ise yazının devamında, hazımsızlığın diğer tetikleyicileri ile beraber okuyabilirsiniz.
Hazımsızlıkta ağrı, karnın üst bölümünde veyahut göğüste hissedilebilir. Diğer taraftan hazımsızlık çekenler en çok şişkinlik hissinden, sıkıntı veren bir tokluk ve doluluk hissinden veya mide yanmasından yakınırlar. Sık sık geğirme ve gaz çıkarma ihtiyacı hissedilir. Ağızda acı bir tat oluşur. Hazımsızlığın diğer belirtileri arasında bulantı, kusma ve iştah kaybı da sayılabilir.
Hazımsızlık Neden Olur?
Hazımsızlık ve mide yanması benzer nedenlerle tetiklenebilir. Hazımsızlık kişilerin değişik şekillerde ve başka başka nedenlerle yakıntıcı oldukları bir tecrübe olabilir. Nedenlerine baktığımızda stresten yeme hızına kadar uzanan pek çok ayrı etken görebiliriz. Bazen birkaç neden aynı anda hazımsızlık üzerinde tesirlidir.
  Yeme Şekli
Öğünlerde büyük porsiyonlara yer vermek, fazla yemek, midenin çok fazla asit üretmesine kapı aralayabilir. Fiziksel olarak mideyi çok doldurmak baskı yapacağından, bu vaziyet mide asidinin yemek borusuna doğru kaçmasına sebep olabilir. Görüldüğü gibi çok fazla yemek yemek birkaç koldan hazımsızlığı tetikler. Mantıklı porsiyonlarda veya gün içinde azar azar birkaç öğün tüketmek hazmı kolaylaştıracaktır.
Gayri muntazam ya da çok hızlı yemek yemek midedeki asit düzeylerinin normale dönmesi için yeterince vakit tanınmaması mananına gelir. İş veya hane işi şartları gereği yaşanan koşuşturmaca esnasında sık sık gayri muntazam ve hızlı şekilde öğünlerin geçiştirilmesi hazımsızlığı da tetikler.
Hareket halindeyken veyahut yatmadan hemen önce yemek yemek, mide asidinin yemek borusuna doğru çıkmasını kolaylaştırır. En son yenilen yemekle yatağa girme arasında en az 2-3 saat olması önerilir. Yatmadan hemen önce yemek yemek hem hazımsızlığa hem de uykusuzluğa sebep olabilir.
Gıda Tercihi
Yağlı gıdalar midede daha uzun müddet kalır zira yağların sindirimi daha zordur.
Yemek borusu ile mide arasında halka biçiminde, büzgen adale denilen bir adale grubu bulunur. Bu adale asit ve yiyeceklerin midede kalmasını ve tekrar yukarıya çıkmamasını salar. Çikolata ve nane gibi yiyeceklerin bu adale üzerinde gevşetici bir tesiri olabilir. Bu da asidin tekrar yemek borusuna tırmanmasına neden olabilir.
Baharatlı yiyecekler, soğan ve domates ürünleri hazımsızlığı tetikleyebilir. Asitli gıdalardan kaçınmak hazmı kolaylaştıracaktır.
İçecek Tercihi
Kafeinli ve içkili içecekler midede asit oranını arttırabilir. Çok yemediğiniz veya gıdanıza dikkat ettiğiniz halde hazımsızlık yakıntınız varsa bu vaziyetin sorumlusu içecek alışkanlıklarınız olabilir.
Çok sıcak içecekler ile turunçgil suları da hazımsızlıkta tetikleyici olarak bilinir.
Gebelik
Gebelikte hormonal değişimler hasebiyle sindirim konusunda problemler yaşanabilir. Mide yanması, bulantı, hazımsızlık gibi yakıntılara sık rastlanır. Anne adayları doktorlarıyla görüşerek hangi tedbirleri alabileceklerini müracaat edebilir. Gebelikte doktorun önermediği hiçbir ilaç veyahut bitkisel çözüm kullanılmamalıdır.
Gebelikte anne karnında büyüyen bebek fiziksel olarak anne adayının sindirim sistemine baskı yapar. Bu da bir takım sindirim yakıntılarına sebep olabilir.
Diğer Nedenler
Stres
Bir takım kalp, astım, romatizma ve tansiyon ilaçları, doğum kontrol hapları, tiroid hapları, antibiyotik, aspirin kullanımı
Fazla kilolu olmak
Gıda intoleransı
Mideye baskı yapacak kadar dar elbiseler giymek
Sigara içmek
Az hareket etmek
Hazımsızlığa Kapı aralayan Hastalıklar
Bir takım hastalıklar ve sıhhat meseleleri hazımsızlıkta rol oynayabilir; ancak bu tip rahatsızlıklarda çoğunlukla sık kusma, kilo kaybı, iştah kaybı, kansızlık, erken doyma, yutma zorluğu gibi başka belirtiler de görülür. Her hazımsızlık yakıntısı hemen ciddi bir hastalığa işaret etmez. Ancak ne sıklıkta hazımsızlık yaşandığı, ortaya çıkan belirtilerin şiddeti ve genelde hazımsızlıkla bağdaştırılmayan çeşitli belirtiler de görülüyorsa, bir doktora müracaat etmek en doğrusu olacaktır.
Yemek borusunda reflü
Safra kesesi, pankreas hastalıkları
Mide ülseri, gastrit benzeri her türlü mide hastalığı
Huzursuz bağırsak belirtisi
Çölyak hastalığı
Safra taşı
Kabızlık
Pankreas irini (pankreatit)
Tiroid meseleleri
Mide kanseri
Mide hareketlerinde meseleler
Mide boşalmasında gecikme gibi sindirim sistemi bozuklukları / hastalıkları
Hazımsızlık Mı Kalp Krizi Mi?
Hazımsızlık belirtileri ile kalp krizi belirtileri arasında bir benzerlik olduğu doğrudur. Ancak kalp krizinde terleme, göğüs, boyun, çene ve kol ağrısı, soluk darlığı gibi başka belirtiler de hazımsızlık belirtilerine eşlik edebilir.
Hazımsızlıktan sık yakınan biri değilseniz veya ortaya çıkan belirtiler size normal gelmiyorsa ve yukarıda saydığımız diğer kalp krizi belirtileri de söz konusuysa, hemen en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelisiniz.
Hazımsızlık Nasıl Önlenir?
40 yaş üstü kişilerde hazımsızlık yakıntısı varsa, hazımsızlığı kendiliğinden gidermeye çalışmak yerine ilk olarak kesinlikle bir doktor kontrolü önerilir. Bunun dışında genel hazımsızlık belirtileri dışında iştah kaybı, kilo kaybı, sık kusma, koyu renk dışkı, yutma sırasında zorlanma ya da ağrı gibi çeşitli hastalıkları akla getirebilecek daha şiddetli belirtiler varsa, yeniden yaş fark etmeksizin önce bir doktor kontrolü gerekir.
Hazımsızlık genellikle spontane birkaç saat içerisinde geçer ya da reçetesiz de satılan mide asidi ilaçları ile deşarj olma sağlanabilir. Ancak hazımsızlığı baştan önlemek için yapabilecekleriniz de vardır.
Gün içerisinde küçük ve az yağlı yiyecekler içeren öğünler tüketilmelidir. Ağır yiyeceklerden, geç yenen gece öğünlerden sakınılmalıdır.
Hızlı yemek yemekten kaçınılmalıdır. Hızlı yeme alışkanlığı başlarda sizi zorlayabilir ancak her öğünde dikkat ederek bu alışkanlık geride bırakılabilir.
Kahve, gazlı veya içkili içeceklerin tüketimi sınırlandırılmalıdır.
Aspirin veyahut ağrı kesici gibi ilaçlar doktor tavsiyesi ile kullanılmıyorsa, ara verilmelidir. Şayet doktor tavsiyesi ile kullandığınız ilacın hazımsızlığa sebep olduğunu düşünüyorsanız doktora müracaat etmeden ilacı bırakmamalı, yakıntınızı size ilacı yazan doktora bildirmelisiniz.
Dinlenmeye zaman ayrılmalıdır.
Fiziksel ve duygusal stresi azaltmanın yolları araştırılmalıdır. Stres vücutta çeşitli hormonlar üzerinde tesirli olur ve çeşitli sağlık meselelerini tetikler. Mide de stresten negatif istikamette etkilenir.
Hazımsızlık Nasıl Giderilir?
Hazımsızlığın başka bir hastalıktan kaynaklanmadığını bildiğiniz durumlarda kendiniz de hazımsızlığı gidermek için bazı kolay yollara müracaat edebilirsiniz.
Eczaneden reçetesiz olarak satın alabileceğiniz, mide asidini tertip eden hazımsızlık ilaçları tedarik edebilirsiniz. İlaç dolabınızda bu tip bir ilacın bulunması fazla kaçırdığınız bir yemek sonrası işe yarayacaktır.
Şekersiz sakız çiğnemek, tükürük salgısını arttırarak hazımsızlık belirtilerini tetikleyen asidin seyrelmesini veya temizlenmesini sağlayabilir, hazımsızlık belirtilerini yatıştırabilir.
Yudum yudum, ağır ağır içeceğiniz kafeinsiz bir nebat çayı ya da yalnızca su, hazımsızlığı gidermede yardımcı olabilir. Su tercihini ılık sudan yana yapmalısınız zira soğuk su mide adalemelerini tetikleyebilir ve hazımsızlık ağrısına kapı aralar.
Yemek sonrası yavaş tempoda bir yürüyüşün yararı dokunabilir. Hareket sayesinde yiyeceklerin bağırsaktaki yolculuğu kolaylaşır. Böylelikle rahatsızlık veren o doluluk hissi de azalır. Hafif bir egzersiz de midenin ivedi boşalmasına yardımcı olacaktır. Ancak ağır egzersizden kaçınmalısınız yoksa hazımsızlık belirtileri daha da şiddetlenir.
Nane yağı hazımsızlık için sık önerilir fakat unutulmamalı ki mide yanması yakıntısı olan kişilerde nane yağı vaziyeti daha da kötüleştirebilir.
Hazımsızlık Nasıl Teşhis Edilir?
Hazımsızlığı teşhis etmek için doktor önce hastanın tıbbi geçmişini, yakıntıcı olduğu belirtileri dinler ve fiziksel kontrol yapar. Hastadan mide ve bağırsak röntgeni isteyebilir.
Şayet doktor hazımsızlık nedeni olarak peptik ülsere sebep olan bir bakteri türünden şüpheleniyorsa kan, nefes veya dışkı testleri yapılmasını isteyebilir.
Endoskopi, hazımsızlık yakıntınında yemek borusu, mide ve bağırsağın görüntülenmesini sağlayan, başlıca tetkik yollarından biridir.
Hazımsızlık teşhisinde reflü veya enfeksiyon olasılıklarını elemek üzere de tetkikler yapılabilir.
Hazımsızlık Nedenleri Nedir ? Nasıl geçer ?
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Avusturya Sen Jorj Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meral Kayahan, günlük hayatta sık sık karşılaşılan küçük şeylerin sağlığa zarar verebildiğini belirtti. Sağlığı tehdit eden küçük ayrıntılar hususunda dikkatli olunması ve tedbirler alınması önerisinde bulunan Dr. Meral Kayahan, şöyle konuştu: Dar ayakkabılar. Neyi tetikliyor?  Ayak krampları: Bir ya da birden fazla kas demetinde birden görülebilen, kısa, bazı durumlarda 10 dakikaya varan kasılmalara kramp ismi verilir. Kas krampları ani başlayan ve kişiye oldukça fazla acı veren kas kasılmalarıdır. Kas kramplarında magnezyum, potasyum ve kalsiyum eksiklikleri kramplara zemin hazırlar. Aşırı terleme durumlarından sıvı ve mineral kaybına bağlı olarak kramplar oluşur. Ayrıca ayak taban düşüklüğü veya aşırı taban kavisi bacak ve ayak kaslarını zorlamasına neden olur. Tüm bunların sebebi ayağa uygun olmayan dar bir ayakkabı veya çok yüksek topuklar neden olabilir. Beslenmede çözüm: Beslenmelinde bazı değişikliklerle potasyumdan zengin gıdalar tüketilmeli örneğin biraz kurutulmuş meyve, bir bardak domates suyu, portakal, muz ve patates yenilebilir. Sigara tüketilmemeli, kafein azaltılmalıdır. Kalsiyum takviyesi için süt ve süt ürünleri önerilir. Ayrıca ayağın anatomik yapısına uygun ortopedik ayakkabı kullanılmalı ve yüksek topuklu ayakkabılardan kaçınmak gerekir. Sıcak duş neyi tetikliyor?  Cilt kuruluğu: Sıcak su ile uzun süren ve banyo köpükleri ile yapılan duşları deri kuruluğunu artırır. Sıcak su ciltteki nem miktarını azaltır, deri yüzeyindeki bütün lipitleri koruyucu tabakayı eritmektedir. Aşırı miktarda kahve neyi tetikliyor?  Mide ağrısı: Aşırı kahve içen kişi, fazla miktarda kafein almış demektir. 1 cay fincanı kahvede yaklaşık 100mg kafein vardır. Alınan kafein miktarına bağlı olarak mide asit sekresyonu artar, mide de yanma ekşime reflü özofagit ve epigastriumda ağrı oluşur. Ayrıca stres hormonlarının salgılanmasına neden olarak yine mide asit sekresyonunu artırır. Yemek sonrası rahatlatıcı nane çayı neyi tetikliyor?  Mide ekşimesi: Nane çayı tüm dünyada tüketilen bitki çayları içinde en popüler olanıdır. Nane çayı içindeki mentol mide ve sindirim sisteminde salgıların artışına, kaslarda gevşeme, bunların neticesinde gazın giderilmesine neden olur. Ancak nane çayı gastro özafageal reflü hastalığı, gastrit ve peptik ülseri olan şahıslarda rahatsızlık yaratabilir. Neden olduğu mide asit salgısındaki artış, hiperasiditeye ve spazm çözücü etki ile özofagogastrik sfinkterde gevşeme ile mide asidinin geriye kaçışı ile reflü şikyetlerinin artmasına neden olur. Peynirli sosisli sandviç neyi tetikliyor?  Baş ağrısı: Peynir tiramin isimli bir amino asit içerir. Sosisse nitrit içerir. Bu iki madde başınızdaki kan dolaşımında değişiklik yaratır. Bu da damarlar daralıp genişledikçe başınızda zonklama hissetmenize neden olur. Zamansız yatmak neyi tetikliyor?  Öfke kontrolsüzlüğü/kilo alımı/depresyon. Kişinin uyku gereksinimi 7-8 saattir. Fakat bu gereksinim kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. Fizyolojik hastalıklar ve ilaçlar uyku düzenini olumsuz etkileyebilir. Uyku sorununa yol açabilecek bazı psikolojik etkiler arasında ise stres, artmış korkular ve olumsuz düşünceleri sayabiliriz. Ayrıca aşırı çay ve kahve tüketmek uyumadan önce aşırı yemek yeme veya aşırı sıvı tüketmek, gün boyunca hareketsiz kalmak gürültülü uyku ortamı uykusuzluğa neden olabilir. Yetersiz uykunun yan etkileri, gündüz uykulu hissetme, yorgunluk, dikkat eksikliği, unutkanlık, öfke kontrolsüzlüğü. Ve depresyondur. Kişi bu sorunların üstesinden gelebilmek için iş yerinde aşırı yiyecek tüketebilir hazır işlenmiş gıdalar aşırı şekerli içecekleri tüketebilir, bu durum uyku saatlerinde gece de olabilir. Uykusu kaçan kişi yiyeceklere saldırabilir. Metabolizmanın en yavaş olduğu saatlerde alınan yiyecekler yağ olarak depolanır ve obezite gelişebilir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes