Tumgik
#Erkan Taş
darkyayincilik · 3 months
Text
Başpehlivan Yine Antalya Büyükşehir’den
663’üncü Tarihi Kırkpınar Yağlı Pehlivan Güreşleri’ne Antalya Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Güreşçileri damga vurdu. Başpehlivanlığı ikinci kez üst üste Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin güreşçisi Yusuf Can Zeybek kazanırken, son üç yılda Kırkpınar’da final müsabakasında Antalya Büyükşehir Belediyesi güreşçileri boy gösterdi. Başkan Muhittin Böcek de başkanlık döneminde 7’nci kez altın…
0 notes
seslimeram · 2 years
Text
Söz Neye Yarar...
Tumblr media
Her yer alabildiğine simsiyah, kapkaranlık! Her gün bir öncesini aşan, bir öncesinden çok daha açık bir biçimde o mahvın sembolleriyle donatılıyor. “Cerahat”, gökten değil yerden hiç değil doğrudan ekranlardan, sokağa düşen gölgelerden, baş amirinden, rezil faşistine hep bir biçimde süreğen kılınarak güncelleniyor. İstem dışı, yok yere değil dosdoğru tümü birden yıkıcılık ekseni güncellenirken simsiyah, kapkaranlık bir yerin istikameti de açıkça belirleniyor, dipsiz bir dehliz. Ezber edilmiş cümlelerin, hep aynı yerden çıkagelen alenen akla seza demeçlerin, eylem ve kanun hamlelerinin paralelinde yeni ülke nam sahnenin her nasıl bir istimlak işlemine tabi olunduğu artık giz değildir. Cerahat yüceltildikçe erkan için iktidar makamının öncelikleri sıralanarak, duraksamak nedir bilinmeksizin karanlığın tonları arasında dolaşıma çıkılır. Laf olsun diye değildir hiçbir şey, her şey tastamam belli bir hesap kitap döngüsü içinde, sadece çok daha fazla eza ve daha derin, kalıcı bir siyahın imali içindir, zifiri karanlık.
Yirmi bir yıllı iktidar pratiğinin suna geldiği her şey benzerini daha öncesinde görmemiş ola gelenler için acı bir tecrübenin ta kendisidir. Bütünüyle dünü sırtlanarak, yepyeni bir ülkeyi var ediyoruz / edeceğiz bak bu seçimde ettiğimizi kanıtlayacağız derken baş amir ile avenesi olmakta olan o kapkaranlık hallerin yekununda bir ülkenin demirbaş kılınma halidir. Bütün, derli toplu bir biçimde var edilmiş olan şey kapkaranlık bir temsilyetin ta kendisidir, budur artık ülke. Bunca doğrudan var edilmiş müdahalelerle bir biçimde tüm o hayat imgesinin zayi edildiği yerdir yeni ülke. Her şeyin, hemen her yerin simsiyah, zifiri kapkaranlığa rehin olunmasının köşe bentleri sürekli güncel kılınan yerdir işte yeni, yeni, yepyeni ülke. Bir bahis açalım şurada, Bianet’ten aktaralım. “Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin haftalık Meclis grup toplantısında gündemi değerlendirdi.
Amasra’daki iş cinayetine değinen Buldan şunları söyledi:
“41 yaşam hikâyesini kaybettik”
“Ölümün adı kara. Amasra’da 41 canı, 41 yaşam hikâyesini kaybettik. Acımız gerçekten çok büyük, üzüntümüz derin. Kaybettiğimiz canlara Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Evet, tarifsiz bir acı yaşıyoruz. Bu kesinlikle bir kaza değildir, göz göre göre gelen bir cinayettir.
“Amasra Soma’nın, Ermenek’in, Zonguldak’ın, Elbistan’ın, Siirt ve Şırnak’ın devamıdır. Hayatların yok olup gitmesinin nedeni denetimsizliktir, cezasızlıktır, kâr hırsıdır, üretim baskısıdır. Kâr azalmasın diye gerekli önlemlerin alınmamasıdır.
“Bir yılda 1359 işçi hayatını kaybetti”
“AKP-MHP iktidarının yönetim zihniyetinin bu ülkeyi nasıl işçi mezarlığına çevirdiğine hepimiz tanığız. Sadece bir yıl içerisinde 1359 işçi hayatını kaybetti.
“AKP Genel Başkanı bir de çıkmış bütün boyutlarıyla soruşturulacağını söylüyor. Buna nasıl inanalım? Hemen ardından da “kader planı” diyerek tedbirsizliği ve katliamı meşrulaştırma çabası içerisine girdi.
“Kesinlikle kader planı değildir. İşçilerin canı ve kanı üzerinden yapılan kâr ve sömürü planıdır asıl sebep. Emekçinin canı üzerine kurulan zenginler sofrasıdır asıl sebep.
“Cezasızlık şirketleri cesaretlendiriyor”
“İktidarınızın bu konudaki sicilini Soma’dan çok iyi biliyoruz. Tam 8 yıl oldu ve ortada adalet yok. 301 madencinin katledilmesinin sorumluları iktidar tarafından korundu, kollanmaya da devam ediyor. Üstelik işçilerin kafasına tekme atan özel kalem müdürünüzü de ekonomi ataşesi yaparak ödüllendirdiniz.
“Soma için hukuk mücadelesi veren Sevgili Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay tutukludur. Buradan kendilerine selamlarımızı ve saygılarımızı gönderiyorum. İşte tam da bu cezasızlık politikasıdır maden şirketlerini asıl cesaretlendiren.
“Sayıştay uyardı, gereği yapılmadı”
“Sayıştay'ın denetimlerinde tespit ettiği risklerle ilgili olarak Türkiye Taş Kömürü İşletmesine ciddi uyarılarda bulunulmuş. Ama kimse dinlememiş. Bu uyarıların gereği yapılmadı. İşçinin canı azalabilir ama kâr asla azalmasın! İşte bu iktidarın zihniyeti tam da budur.
“HDP olarak, bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız ve kapatılmasına asla izin vermeyeceğiz. Yaşamını yitiren bir madencinin eşi “Üzerini örtmeyin, bu bir cinayettir” diye haykırdı. Biz de buradan söz veriyoruz. Evet, Amasra’yı unutmayacağız, unutturmayacağız. Üzerinin örtülmesine asla izin vermeyeceğiz.
“Parti olarak elbette ki heyetimiz ilk günden Bartın’a gitti, gerekli incelemelerde bulundu. İşçilerle ve sendikayla görüşmeler gerçekleştirdi. Raporumuzu da en kısa sürede kamuoyuyla paylaşacağız.
“Türkiye’nin en büyük işletmesi AKP”
“Ülke olarak yaşadığımız yoksulluğun, sefaletin, ölümlerin ve adaletsizliklerin nedeni AKP-MHP iktidarının oluşturduğu büyük rant ve talan düzenidir. Rant düzenleri her yerinden patlamaktadır. Kirlilik, artık halının altına sığmayacak boyutlara varmıştır. Sayıştay raporları çürümenin boyutlarını çok net ortaya koymaktadır. Bartın’da iş sağlığı ve güvenliğine gelince kaynak yok ama başka yerlere gelince kaynak çok.
“Merkez Bankası bürokratları için hukuka aykırı bir biçimde yapılan 45 milyon liralık özel sağlık sigortası harcamasına bolca para var, TMSF bürokratlarının 18 milyon liralık özel sağlık giderine para var ama işçinin can güvenliği için bu ülkede kaynak ne yazık ki yok!
“Bartın’da ve diğer maden işletmelerinde iş güvenliği için gerekli ekipman ve teçhizata kaynak yok ama günlük mal ve hizmet giderine 5 milyon TL harcayan Saray için sınırsız kaynak var. Türkiye’nin en büyük işletmesi de AKP’dir, Saray’dır. Türkiye’yi resmen işletiyorlar.”
Bütünüyle simsiyah nedir, neye tekabül eder bugün bu raddede, Pervin Buldan’ın anlaşılır kılmaya çalıştığı imgelemden görünendir. Yaşamın ��arçur edilmesinin, her durumda dini bir siyasi angajman haline dönüştürüp, onunla insanları bir iş cinayetinde dahi hizada tam ve eksiksiz tutma gayretinin hazin suretini işler bütün konuşması boyunca. Şirketleşmiş ol büyük şirketlerin var ettiği kötülüğe hami, bunu kılavuz bilen, gören ve belleyen bir aklın her nasıl büyük bir kötülüğe devam ettiği Bartın, Amasra Maden cinayeti sonrasında da en kestirmeden bilinendir, görünen köye kılavuza hacet yoktur. Malum yirmi dört saatlik sürede çıkartılan naaşlardan kıvanç, her şeyi, hemen her türden olduğu gibi kötülüğü, akla seza yıkımı, bildiğiniz cinayetin ta kendisini kader diye geçiştirmekten kaçınmayanların karşısında hayat ne alemdedir? Medeniyetini yok ederek, çürüterek, katlederek, kesintisiz bir biçimde zapturapt altına almak için dayatmaları var ederek, aralıksız terörü sahiplenip, can yakarak var edenlerin elinde Amasra’da, Ermenek, Şırnak, Soma gibi unutturulacak bir mesele mi kalacaktır? Simsiyah dediğimiz vakit çıkagelen bu cerahat halinin sunduğu her şey kötülük dolu bir ülkeyi bildirirken, bu cinayet silsilesi karşısında kim / kimler, her nasıl hesap verecektir!
Ayça Söylemez’in Bianet’teki haberidir: Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Barın, Amasra’daki iş cinayetine dair savcılığa başvuru yaptı.
Başvuruda, olayın meydana geldiği ocakta, işçi eksikliği, metan sorunu, kömür tozu sorunu başta olmak üzere çok ciddi ve ağır ihlallerin söz konusu olduğunu belirttiler.
Bartın Cumhuriyet Başsavcılığına dün iletilen dilekçede, iş cinayetinin meydana geldiği ocağın, 14 Ekim 2022 saat 18:15 itibarı ile “suç mahalli” olmasına rağmen, şüphelilerin halen etkin şekilde tasarrufta bulunduğu bir alan olduğu ifade edildi:
“Şüpheli sıfatını taşıyacak kişilerin buraya müdahalesi engellenmeli. Halen kamu gücünü kullanabilen kişiler olmaları, idari ve diğer yetkilerini kullanarak delil karartma ihtimallerinin yüksek olması, gerçekleşen işçi katliamının toplumda çok büyük infial yaratması nedeniyle tutuklanmaları, aynı gerekçelerle haklarında gerekli diğer emniyet tedbirlerinin alınması gerekmektedir.”
Savcılık dün ocakta inceleme yaptı, bugün de keşif için maden ocağına gidecek.
“TTK yetkilileri suç mahallinden uzaklaştırılmalı”
Dilekçede, madenlerde daha önce meydana gelen iş cinayetlerine dair soruşturma süreçleri hatırlatıldı:
“Soruşturmada şüpheli sıfatında olma olasılığı olan kişilerin etkin bir şekilde ocak içerisinde bulundukları ve tüm sürece müdahale ettiklerini gözlemledik. Soma, Ermenek ve Karadon'da yaşanan maden katliamlarına ilişkin soruşturma/kovuşturma süreçleri göz önüne alındığında;
“Sulh Ceza Hakimi ve bağımsız bilirkişi heyetleri vasıtası ile keşif yapılması, bu süre boyunca başta Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK) ve Amasra Taş Kömürü İşletme (TİM) Müessesesi müdürlüğünde yetkili pozisyonda bulunanların tamamının suç mahallinden uzaklaştırılması; idari görevlilerin soruşturma yapmasına izin verilmemesi ve delillerin kaybolmaması için soruşturma makamı tarafından önlem alması gereklidir.”
“Bağımsız bilirkişi” talebi
Savcılığa yapılan başvuruda, soruşturmada bağımsız uzmanların görev alması gerektiği ifade edildi:
“Keşif sırasında bağımsız bilirkişiler (maden havalandırması konusunda uzman, maden iş sağlığı güvenliği konusunda uzman, elektrik konusunda uzman, maden jeolojisi konusunda uzman) bulundurulması;
“Bilirkişilerin gerek bu işletme gerekse başka işletmeler ile bağlantısının olmamasının sağlanması;
“Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile irtibata geçilerek bağımsız bilirkişilerce olay yerinde keşif sırasında gözlem yapılmasına, uzman mütalaası alınmasına imkan tanınması gereklidir.”
Riskler biliniyordu, önlem alınmadı
Dilekçede, iş cinayetiyle ilgili şu değerlendirme yer aldı:
“İşçi sayısındaki eksiklikler, metan sorunu, kömür tozu sorunu başta olmak üzere Sayıştay, TKK faaliyet raporlarında ve birçok kurum ve kuruluş tarafından çeşitli yıllarda defalarca tespit edilmiş ve raporlanmıştır. Bu eksikliklerin yaratacağı riskler bilinmesine rağmen uzun yıllar boyunca giderilmemesi özellikle şüphelilerden üst düzey yönetim kadrosunda bulunanların kusur ve sorumluluklarını arttırmaktadır.
Yeraltı maden işletmeciliği yüksek risk barındıran bir çalışma alanıdır. Risklerin yüksek olması, ortaya çıkması muhtemel risklerin çok daha özenli bir şekilde planlanması, riskleri gözönünde bulundurarak üretim faaliyetinin yürütülmesi, güncel teknolojik olanaklardan yararlanma ile bu alandaki riskler çok rahatlıkla minimize edilebilir ve ortadan kaldırılabilir.
Dünyanın birçok ülkesinde yeraltı maden işletmeleri faaliyetlerine devam etmekte, fakat ülkemizde olduğu gibi işçi ölümleri olmamakta ve benzer nitelikte maden katliamları yaşanmamaktadır. Bu durum, Enerji Bakanlığı, TTK, TKİ başta olmak üzere kamu kurumlarının, işçi sağlığı ve iş güvenliğini merkeze almayan, güncel bilimsel ve teknolojik gelişmelerden faydalanmayan sadece daha fazla üretim ve kar amaçlı hareket ettiklerini, olası riskleri ve işçi ölümlerini umursamadıklarını göstermektedir.
TTK, SGK ve Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurumu'nda bölgenin denetiminden sorumlu görevlilerin sorumluluklarını yerine getirmemiş olması da bu katliamın nedenlerinden biridir. Gerekli denetimler ve alınması gerekenler tedbirler yapılmış olsa 41 maden işçisi yaşamını yitirmemiş olacaktı.
Şüphelilerin, az sayıda işçiyle çok daha fazla üretim yapmak ve kar hırsı nedeniyle göz göre gelen bu işçi katliamını umursamadıkları, hiçbir önlem almadıkları açıkça görülmektedir.”
Şüphelilerin tutuklanması istendi
ÇHD’nin Savcılıktan talepleri şöyle:
“Belirlenecek şüpheliler ve soruşturma sırasında ortaya çıkacak faillerin tespiti ile tutuklanmalarına;
Delillerin toplanabilmesi ve delillere erişim yetkileri bulunan şüphelilerin delil karartmasının engellenmesi için şüphelilerin maden sahasına girişinin yasaklanmasına;
Teknik inceleme için gerekli olan bilgi ve belgelerin öncelikle maden işletmesine ait idari bina içerisindeki örneklerine vakit kaybetmeksizin el konulmasına, aynı zamanda TTK ve ilgili kurumlardan onaylı örneklerinin temin edilmesine karar verilmesini talep ederiz.”
Gerek Ayça Söylemez’in Bianet’te aktardığı gibi, gerekse de mecliste Özgür Özel’den ol Erkan Baş’a kadar bir elin parmaklarını geçmeyen bir temsilin / vekilin ısrarla bildirdiği bir ihmal silsilesi kırk bir insanın hayatına mal olmasıdır. Devletlinin kendisini kanunların yerine konumlandırdığı bir sahnede, ihmal, örtbas etme, sorunları çözmeme nihai anlamda o yıkımı da beraberinde getirir. Sağır sultanın duyduğu, sayıştay raporunda aleni bir biçimde devlet kurumu / ilgili bakanlık ve işletmenin sorgulandığı, çözüm yollarına dair önerilerin var edildiği bir zeminde, kulağın üstüne yatılarak kapatılan şeyin bugün bir kırıma dönüştüğü gerçekliği değilse nedir ki simsiyah! Yetkili nam temsilin, cinayetin ta kendisi var edildikten sonra, o cinayet mahallinde halen bulunabilmelerinin hesabını kim, kimler nasıl verecektir? Öncesi ve sonrasında çıkagelen her detayla, Soma, Ermenek, ol Şırnak gibi pek çok başka yerde, yüzlerce insanın canını çalan bir kara düzen temsilinin, kömür için verilen mücadelede yaşam hakları ellerinden alınanlar unutturulduğu gibi bu hal, şu şartlarla o Bartın da mı unutturulmak istenmektedir, nedir yani? Gerisi haberin sınırları içerisindeki yetkilileri, yetkilerini kullanıp inisiyatif almaya çağıran metindedir, sahiden görüyor musunuz?
Her yer simsiyah, alabildiğine kapkaranlık kılınıyor. Cerahat öylesine, laf ola beri gele bir mesel olmaktan öte, elle tutulabilir, gözle görülebilir, hayatın tam da merkezine odaklanıp durulurken ortaya çıkan imge simsiyah bir hali bildiriyor. Grup toplantılarında sallana sallana, mangalda kül bırakılmadan var edilen nutuklardaki dozajın tersinde bambaşka bir yarayı var eden, dönüştüren bir akım var artık. Hayatın enerjisini sömüren, gündelik halin ortasında yükseltilen yıkım, sınırlandırma, yok etme hallerini yutmaya devam diyen bir akıl / akım / eylem toplamı var ediliyor. Biyolojik politikanın ekseni, düzen diye çıkagelen akım / mekanizmanın suna geldiği her şey çok daha kalıcı / derin yıkımlara çıka geliyor. Birinci haftasını geride bırakan bir yaranın, mevzu, mesel olunmasının ister adına dezenformasyon yasası deyin, isterseniz iktidar / muhalefeti şehit / kurban diye durulsun o halle örtülmesinin utancında hangi gün aydınlık kalabilir ki? Simsiyah, kapkaranlık bir hal dört bir yanı kuşatmaya devam ederken, sözün, esirgenen her şeyi geri kazanabilmek adına bir eylem olduğunu kim fark edecektir? Ne zaman anlamına varılacaktır ki! Onca afaki, o kadar değersizleştirilen yaşam idesini bir seçim / sandık, gündelik laf ebelikleri, sonsuz bir gümbürtü daha örtbas ettirebilecek midir, etsin midir? Ya sonrası, ya ötesi, ya bir sonraki küçük kıyamet...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2022
Görsel: Amasra Madeninde Bekleyiş – AP – New York Post
2 notes · View notes
aykutiltertr · 5 days
Video
youtube
Kara Kaşlı Yar Söyle Derdini - Aylin Demir ✩ Ritim Karaoke (Uşşak Minör ...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/cuthxkrVTH0 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Kara Kaşlı Yar Söyle Derdini - Aylin Demir ✩ Ritim Karaoke (Uşşak Minör 9/8 Aksak Roman Anonim) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ...         ⭐ 🎧 ╰┈➤    https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupOEfZtqVL7TCfXo25sP5jCu ➤ ESER ADI                : KARA KAŞLI YAR SÖYLE DERDİNİ ➤ SÖZ GÜFTE            : ERKAN ŞÖLEN & ANONİM ➤ BESTE - MÜZİK      : ANONİM ➤ USÜL                       : 9/8 AKSAK (ROMAN) ➤ MAKAM - DİZİ        : UŞŞAK - MİNÖR ➤ YÖRESİ İL İLÇE      : BULGARİSTAN BALKAN TRAKYA ➤ KAYNAK KİŞİ         : ? ��� ARANJÖR              : ? ➤ ENSTRÜMANLAR : KEYBOARD (EMPROVİZE), KLARNET ➤ KİMLER OKUDU    : ŞAKİR ÖNER GÜNHAN, YILDIRAY ÇINAR, AYLİN DEMİR, COŞKUN SABAH, NEVRA GÜNAY TOSUN, FAHRİYE GÜNEY ➤ FİRMA - ŞİRKETİ   : ST MÜZİK (SİNAN TOPRAK) -  OYNA MÜZİK Aylin Demir "Karakaşlı Yar “isimli çalışması Oyna Müzik YouTube kanalında ve tüm dijital platformlarda yayında #karakaşlıyar #romanhavası #aylindemir Yapım: Sinan Toprak Müzik Prodüksiyon Prodüktör: Sinan Toprak Söz:Erkan Şölen - Anonim Müzik: Anonim Düzenleme: Onur Çetin Müzik Yönetmeni: Gökhan Kantos Klip: Turgay Ceylaner Klavye:Tanju Bahçeci Perküsyon: Cengiz Ercümer Asma Davul : Cem Bergamalı Kayıt: Stüdyo St Asistan: Yusuf Çiftçi                                   ŞARKI SÖZÜ ve AKORU Kara Kaşlı Yar ( şarkı sözü ile ) Sevda nedir bilmeyenin vay haline vay Akan yaşı silmeyenin vay haline vay Kara kaşlı yar söyle derdini Ne bileyim ben senin cama geldiğini Candan sevdiğini gönül verdiğini Dünya güzeli gelse vay haline vay Seni benden alamaz vay haline vay "Rumeli türküleri" kategorisindeki sayfalar Bu kategoride yer alan toplam 143 sayfanın 143 adedi aşağıdadır. A A Benim Mor Çiçeğim Adile'nin Zvenosu Birinci Oldu Ah Ne Bakarsın Hayın Ahmet'in Saçları Kınalı Ak Güvercin Olaydım Aksâdeler Giyer Boylu Da Boyunca Akşam Oldu Cün Kavuşti Al Kadifeden Fistanı Alan Çayırlarında Koyun Güdersin Aldı Beni İki Kaşın Arası Aldım Çorap Örmeye Alıverin Bağlamamı Çalayım Aliş'imin Kaşları Kare Altın Tabakta Vişne Arabalar Hana Vardı Dayandı (Rumeli) Arabaya Taş Koydum Arap Atı Gibi Sallar Başını (Rumeli) Arda Boylarına Ben Kendim Gittim Ata Binesim Geldi (Rumeli) Aç Aç Kolların Gel Gel Yanıma (Bulgaristan) Açan Doktor Değildin Niçin Açtın Yaremi (Rumeli) Ağlarım Çağlar Gibi Aşağıki Mahalleden Geçtin mi B Babuba Bahçe Duvarından Aştım Bahçede Yeşil Çınar Balkan Güzeli Be Gemici Gemici Kullan Dümeni Ben Bir Göçmen Kızı Gördüm Tuna Boyunda Ben Bir Sabah Erken Kalktım Ben Bir Çoban Kızı Gördüm Çay Kenarında Ben Türk Çocuğuyum Bir Alçacık Gügem Dalı Bir Beyaz Güvercin Olsam Bir Evler Yaptırdım Ramize'm Bir Fırtına Tuttu Bizi Deryaya Kardı Bizim Sahraların Başı Bre Kızım Sana Potin Alayım mı Bugün Benim Efkarım Var Bulut Gelir Seher ile Buna Er Meydanı Derler Bursa'dan Alma Tuzu Buğdaylar Orağa Geldi Bülbülüm Altın Kafeste D Dağlar Dağlar Viran Dağlar Demirciler Demir Döver Tunç Olur (Rumeli) Denizin Dibi Derin Drama Köprüsü Bre Hasan E Elveda Dost Deli Gönül Elveda Estergon Kal'ası Su Başı Durak Aman Evlerine Varagele Usandım Evlerinin Önü Handır Evlermizin Önü Nane Maydanoz Eğildi Şar Dağı Eğildi F Fındık Serdim Harmana Fındıklı Bizim Yolumuz Fistan Biçtim Dar Geldi Nuriyem G Geline Bak Geline (Rumeli) Gemi de Yelken Açmaz mı Gemi Kalkar Sulara Akar Geyik Ağıtı Gide Gide Yarelerim Dirildi Gine de Şahlanıyor Kolbaşının Kır Atı Git Git İşine Gitme Hamdim Gitme H Haticem Hokka Hokka Lokumları Hotina'nın Ufak Taşı I Idam Ne Idam Irmak Kenarında Bir Kuru Meşe K Kahve İçtim Fincandan Kahvenin Önünden Gelir Geçersin (Rumeli) Kale Kaleye Karşı (Rumeli) Kaleden İndir Beni Kalk Gelin Hanım Karanfil Oylum Oylum (Rumeli) Kayadan İndir Beni Keçicim Kim Ne Derse Desin Kızma Darılma Kır Beygiri Nallatalım Kırat Kırat Nallı Kırat (Rumeli) Kırcaali'yle Arda Arası Kız Pınar Başında Testi Doldurur (Rumeli) Küçük Ayşe L Leylam'ın Bakışları (Rumeli) Lofça'nın Ardında Kaya M Manastır'ın Ortasında Var Bir Havuz Mavrova'dan Aldım Sümbül Mayıs Gelince Maçin Dağı Maçin Dağı Mezarımı Kızlar Kazsın Meço İbiram Dedikleri Bir Keleş Oğlan Muradiye Gider Koştan Yolmaya N Ne Hoş İmiş Kalkandelen Ovası Ne Mahzun Durursun O O Yazmanın Kenarı Ocak Başında Kaldım Odalar Yaptırdım Döşedemedim Odana Serdim Halı Oğlan Oğlan Kalk Gidelim (Rumeli)
0 notes
karaca2508-blog · 15 days
Text
Ağustos Ayı İş Cinayetleri Raporu!
Tumblr media
Ağustos ayı iş cinayetleri raporuna göre, yedisi çocuk işçi olmak üzere, en az 165 çalışan, iş cinayetlerine kurban gitti!. Türkiye’de iş cinayetleri artarak devam ediyor. Çocuk ve genç çalışanların ölüm oranlarındaki artış, yüksekten düşme ve elektrik çarpması gibi basit önlemlerle engellenebilecek ölümler, meslek hastalıkları, can almaya devam ediyor. Çocuk işçi ölümleri, mevsimlik tarım işçiliği, çobanlık, besicilik gibi işkollarında yoğunlaştı. Genç işçi ölümleri ise özellikle sanayi, inşaat ve moto kuryelik gibi sektörlerde arttı. Çocuk ve genç çalışanların ölüm oranlarındaki artış, yüksekten düşme ve elektrik çarpması gibi basit önlemlerle engellenebilecek ölümler ve, meslek hastalıkları, bir kader değil, iş cinayetidir!
Ağustos Ayı İş Cinayetleri
Daha 16 yaşındaydı!
Tumblr media
Konya’da, Karapınar Mesleki Eğitim Merkezi öğrencisi 16 yaşındaki, Eren Dağ, çalıştığı sondaj firmasıyla, Akören mevkisine gitti. Dağ, burada, bir tarlada kuyu açmak için, sondaj çalışması yapılırken, elektrik akımına kapıldı. Ereğli Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Eren Dağ, doktorların tüm müdahalesine rağmen, kurtarılamadı. Dağ’ın abisi, Musa Dağ’ın da, aynı iş yerinde çalıştığı öğrenildi. 16 yaşında, gençliğinin baharındaydı!
Tumblr media
Niğde’nin, Selçuk mahallesinde, yapımı devam eden 15 katlı inşaatın 9. katında, alçıpan işi yapan, 16 yaşındaki Osman, dengesini kaybederek düştü. 19 Yaşında, Hayata Veda Etti!
Tumblr media
Konya'nın Kulu ilçesinde, inşaatta, elektrik işleri yapan 19 yaşındaki, Muhammet Ali Kılıç, 5. kattan, asansör boşluğuna düşerek, yaşamını kaybetti! Yalova'da iş cinayetleri Yalova'da, Beşiktaş Tersanesinde çalışan, 22 yaşındaki Doğanay Kurt ve, 33 yaşındaki Mehmet Kesik, gemide boya yapma işlemi için “boom” adı verilen, insan kaldırma platformuna bindi. Yaklaşık 15 metre yükseğe çıkan işçiler, sepetin bağlantı noktasında yaşanan kopma nedeniyle, zemine düştü. İşçiler, olay yerinde yaşamlarını kaybettiler. Emekli olduğu halde çalışmak zorundaydı!
Tumblr media
Zonguldak'ın Kilimli ilçesine bağlı, Bölüm Mahallesi’nde ruhsatsız işletilen maden ocağında çalışan 54 yaşındaki Ayhan Yılmaz, 6 saat göçük altında kalarak, yaşamını kaybetti. Ayhan Yılmaz’ın, 10 yıl önce, özel bir maden ocağından emekli olduğu, ancak emekli maaşının yetersiz olması nedeniyle, madencilik yapmaya devam ettiği öğrenildi. Evinde, Torunlarıyla Vakit Geçirmesi Gerekirken...
Tumblr media
Evinde oturup, torunlarıyla vakit geçirmesi gerekirken, ekonomik zorluklar nedeniyle, zor şartlar altında çalışan, 61 yaşındaki Faruk Özer, Aksaray’da, asfalt çalışması sırasında, greyderin altında kalarak, yaşamını kaybetti! İhmaller Zinciri!
Tumblr media
İstanbul, Tuzla, Tepeören Mahallesi’nde bir villanın alt yapı çalışmalarında, kanal döşemesi için kazı yapıldığı sırada, işçilerin kanal borusu temizliği yapmak için, 6 metre yüksekliğindeki alana indikleri sırada toprak kayması meydana geldi. 2 işçi göçük altında kalarak hayatını kaybetti. İhmal Kazası Daha!
Tumblr media
Hakkari Yüksekova’da, çalıştığı yüksek gerilim hattında, elektrik kesilmediği hâlde, kesildiği şeklinde gelen, yanlış bilgi üzerine, çıktığı elektrik direğinde, akıma kapılması sonrası, direkten düşmesi sonucu meydana gelen iş kazasında, 45 yaşındaki Ali Doğrul, hayatını kaybetti. İş Makinalarının altında kaldılar!
Tumblr media
İstanbul, Sarıyer'de, bir inşaat alanında, yük indiren hafriyat kamyonunun yanında bulunan, 44 yaşındaki inşaat işçisi Abdülkadir Doğan, kamyonun yan yatması sonucu altında kalarak, yaşamını kaybetti!  
Tumblr media
Karaman, Çoğlu köyünde bulunan taş ocağında, kum yükleme işi yaptığı sırada, iş makinesinin devrilmesi sonucu altında kalan, 55 yaşındaki Mehmet Ovalı, hayatını kaybetti.  
Tumblr media
Kütahya'nın, Domaniç ilçesine bağlı, Muhacırlar köyünde bulunan maden ocağının girişinde meydana gelen olayda, yük taşıyan iş makinesinin, gaz telinin kopması sonucu, sürücü kontrolü kaybetti. Kontrolden çıkan iş makinesi, ocak girişinde bulunan, 41 yaşındaki Erkan Dibekli’nin üzerine devrildi. İş makinesi ile duvar arasında sıkışan Dibekli, tüm müdahalelere rağmen, yaşamını kaybetti!  
Tumblr media
İzmir, Bergama’nın, Ürkütler Mahallesi’nde bulunan, Rüzgar Enerji Santrali şantiyesinde çalışan, 47 yaşındaki Vural Meydan, iş makinesiyle, 100 metrelik uçurumdan yuvarlanarak, hayatını kaybetti!   Yüksekten Düşerek Can Verdiler!
Tumblr media
İstanbul, Şişli'de, yıkılan alışveriş merkezinin yerine yapılan, rezidans inşaatında çalışan işçi, kalıpları söktüğü sırada dengesini kaybederek 10 metre yüksekten düştü, yaşamını kaybetti!  
Tumblr media
Batman, Organize Sanayi bölgesinde bulunan, tekstil fabrikası inşaatında çalışırken, yüksekten düşen, Ali Kizar, kaldırıldığı hastanede, iç kanama sonucu, yaşam mücadelesini, kaybetti.  
Tumblr media
Denizli’nin Acıpayam ilçesinde, devam eden bir inşaatta çalışan, 42 yaşındaki inşaat işçisi Ramazan Soy, 4. katta çalıştığı esnada, dengesini kaybederek zemine düştü ve yaşamını kaybetti!  
Tumblr media
Çorum, Bahçelievler Mahallesi’nde devlet hastanesinin önünde yaptırılan, poliklinik inşaatında çalışan, 38 yaşındaki Soner Arslan, inşaatın ikinci katından beton zemine düşerek, hayatını kaybetti!  
Tumblr media
Erzincan, İnönü Mahallesinde bulunan, 3 katlı okul inşaatının çatısında çalışan, 58 yaşındaki Safa Celep, dengesini kaybederek zemine düştü. Tedavi altına alınan Celep, yapılan müdahaleye rağmen, kurtarılamadı.  
Tumblr media
Diyarbakır'ın, Yenişehir ilçesi, Şehitlik Mahallesi’ndeki bir inşaatta çalışan, asansör ustası, 25 yaşındaki işçi, 13. kattan asansör boşluğuna düşerek, olay yerinde yaşamını kaybetti!  
Tumblr media
Osmaniye'nin Kadirli ilçesi, Cemalpaşa Mahallesi’ndeki bir inşaatın, 4. katında çalışan, 36 yaşındaki, Rıdvan Çalkovan, dengesini kaybederek, beton zemine düştü. Sağlık ekiplerince hastaneye kaldırılan Çalkovan, müdahaleye rağmen kurtarılamadı.  
Tumblr media
Şanlıurfa’nın, Bozova ilçesi, Atatürk Barajı’nda, saha güvenlik görevlisi olarak çalışan, 44 yaşındaki, Serdar Bağıran, dengesini kaybederek yüksekten kayalık bir alana düşerek, yaşamını kaybetti!  
Tumblr media
Aydın’ın, Nazilli ilçesine bağlı, Pınarbaşı Mahallesi, 677. sokak üzerindeki bir inşaatın, 3. katında çalışan, 30 yaşındaki, Sezai Altındağ, dengesini kaybederek, metrelerce yükseklikten toprak zemine düştü. Olay yerinde yaşamını kaybetti!  
Tumblr media
Mersin’in, Erdemli ilçesine bağlı, Akdeniz Mahallesi, Yunus Bey Caddesindeki, bitme aşamasına gelen 8 katlı bir inşaatta, çelik kapılarını takmaya gelen, 50 yaşındaki Muhyettin Akar, 6. katta dengesini kaybedip, asansör boşluğuna düşerek, olay yerinde yaşamını kaybetti!  
Tumblr media
İstanbul, Maltepe, Çınar mahallesinde, 4 katlı bina inşaatında çalışan 53 yaşındaki Mustafa Aydın, merdivene, el arabasıyla kum döktüğü sırada, dengesini kaybederek, asansör boşluğundan zemine düştü. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, inşaatın zeminine düşen Mustafa Aydın’ın, olay yerinde hayatını kaybettiğini tespit etti.  
Tumblr media
Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde, bir binanın çatısında, onarım işinde çalışan, 61 yaşındaki, Rıza İpek, dengesini kaybedip çatıdan düşerek, hayatını kaybetti!  
Tumblr media
Konya'nın, Meram ilçesi, Küçük Kovanağzı Mahallesi, Taşkıran Sokak’ta, 6 katlı bir apartmanın inşaatında çalışan, 43 yaşındaki Mustafa Bitmiş, 5. kattan, dengesini kaybederek düştü. Olay yerine gelen sağlık ekiplerince, hayatını kaybettiği bildirildi.
Tumblr media
Erzincan, İnönü Mahallesinde bulunan, 3 katlı okul inşaatının çatısında çalışan, 58 yaşındaki Safa Celep, dengesini kaybederek zemine düştü. Tedavi altına alınan Celep, yapılan müdahaleye rağmen, kurtarılamadı.   Elektrik Akımına Kapıldılar!
Tumblr media
Tekirdağ’ın, Malkara ilçesinde bulunan, bir GSM şirketine ait direkte, bakım ve onarım yapmak için, direğe çıkan Tarık Baş, elektrik akımına kapılarak, hayatını kaybetti!  
Tumblr media
Tekirdağ, Hayrabolu, Alpullu Caddesi’nde yaşanan, elektrik arızasını gidermek için bölgeye gelen, Trakya Elektrik Dağıtım personeli, Tayfun Öztürk, çıktığı elektrik direğinde, akıma kapılarak, yaşamını kaybetti!  
Tumblr media
Hakkari Yüksekova’da, çalıştığı yüksek gerilim hattında, elektrik kesilmediği hâlde, kesildiği şeklinde gelen, yanlış bilgi üzerine, çıktığı elektrik direğinde, akıma kapılması sonrası, direkten düşmesi sonucu meydana gelen iş kazasında, 45 yaşındaki Ali Doğrul, hayatını kaybetti.
Tumblr media
Düzce’de bulunan, bir metal fabrikasında çalışan, 43 yaşındaki, Serdar Bozok, elektrik akımına kapılarak, olay yerinde yaşamını kaybetti!
Tumblr media
16 yaşındaki çocuk işçi, elektrik akımına kapılarak yaşamını kaybetti Konya’da, Karapınar Mesleki Eğitim Merkezi öğrencisi 16 yaşındaki, Eren Dağ, çalıştığı sondaj firmasıyla, Akören mevkisine gitti. Dağ, burada, bir tarlada kuyu açmak için, sondaj çalışması yapılırken, elektrik akımına kapıldı. Read the full article
0 notes
pazaryerigundem · 3 months
Text
Çalı'da başpehlivan Enes Doğan  oldu
https://pazaryerigundem.com/haber/176383/calida-baspehlivan-enes-dogan-oldu/
Çalı'da başpehlivan Enes Doğan  oldu
Tumblr media
Nilüfer Belediyesi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl birlikte düzenlediği 62. Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri, 800’ü aşkın pehlivanın kıyasıya mücadelesine sahne oldu. Gün boyu süren ve halkın büyük ilgi gösterdiği güreşlerde çekişmeli geçen mücadelelerin sonunda Enes Doğan başpehlivan oldu.
BURSA (İGFA) – Nilüfer Belediyesi’nin, Bursa Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde bu yıl 62’ncisini düzenlediği Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri güreşseverlere unutulmaz anlar yaşattı. 14 kategoride 800’ü aşkın pehlivan, hünerlerini sergilemek için bu yıl Çalı er meydanına çıktı.
Tumblr media
62. Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri, Çalı Meydanı’ndan kortej yürüyüşüyle başladı. Koca Mestan’ın mezarlıktaki kabrini ziyaret eden kortej, alana kutlamalar eşliğinde girdi. Şenlik havasında geçen etkinliğe Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in yanı sıra, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Murat Karakoyun, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, CHP Orhaneli İlçe Başkanı Yaşar Aslan, İYİ Parti Nilüfer İlçe Başkanı Osman Uçar, geçmiş dönem Milli Eğitim ve Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan, Susurluk Kaymakamı Muammer Köken Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü Başkanı Muhammet Aydın, Nilüfer Belediyespor Kulübü  Başkanı Muharrem Or, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Ağası Seyfettin Selim ve Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri Ağası Hakan Söğünmez ile çok sayıda siyasi, iş insanı, Türkiye’nin farklı bölgelerinde düzenlenen güreşlerin ağaları ve güreşseverler katıldı.
Antalya, Balıkesir, Ankara, Çorum, Samsun gibi Türkiye’nin dört bir yanından pehlivanın dereceye girmek için ter döktüğü 62. Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri’nde, İsmail Balaban, Orhan Okulu, Mustafa Taş, Fatih Atlı, Osman Aynur, Yusuf Can Zeybek ve Mehmet Yeşil Yeşil’in de aralarında bulunduğu 36 başpehlivan, şampiyonluk için yarıştı.
700 YILLIK GELENEK
Güreşleri ilgiyle takip eden Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir yaptığı konuşmada Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri’nin 700 yıllık geçmişine dikkat çekti. Türklerin tarihi boyunca ata sporu güreşin var olduğunu dile getiren Başkan Şadi Özdemir, “Bu yıl 62’ncisini düzenlediğimiz Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri’nin gelişip, yaşatılması için Nilüfer Belediyesi olarak çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise 62 yıldır devam eden bu organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti. Başkan Bozbey, önümüzdeki dönemde Nilüfer Belediyesi ile iş birliklerini artırarak Çalı’yı, 2’nci bir Kırkpınar haline getirmeyi hedeflediklerini söyledi.
Ata sporu güreşin gelecek nesillere aktarılmasının sorumluluğuyla hareket ettiklerini ifade eden Tarihi Geleneksel Çalı Güreşleri Ağası Hakan Söğünmez de destekleri için Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e teşekkür etti.
Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri’nde gelecek yılın ağası da yapılan açık artırmada belli oldu. Bursalı iş insanları Hakan Söğünmez, Zafer Ok ve Zeki Acar’ın katıldığı ağalık ihalesini 2 milyon 216 bin TL ile mevcut ağa Hakan Söğünmez aldı. Söğünmez’e altın kemerini Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey vererek, birlikte seyircileri selamladı.
KAZANANLAR MADALYALARINI ALDI
Gün boyu süren müsabakaların sonunda Enes Doğan ve Mustafa Taş altın kemer için Çalı er meydanına çıktı. Kıyasıya geçen mücadelenin sonunda rakibini mağlup eden Enes Doğan, 62. Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri’nin başpehlivanı oldu. Dereceye başpehlivanlara madalyalarını ve ödüllerini Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Aydın Saldız, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin ve Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri Ağası Hakan Söğünmez verdi. Gün sonunda farklı kategorilerde dereceye giren pehlivanlar da madalya ve ödüllerini aldı.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
gundembuca · 5 months
Text
İzmir Büyükşehir belediye Meclisinde komisyonlar belli oldu kim hangi komisyonda ?
Tumblr media
Meclis Birinci Başkan Vekilliği görevine CHP’li Altan İnanç, İkinci Başkan Vekilliği’ne ise CHP’li Mehmet Atilla Baysak seçildi.  GRUP BAŞKANVEKİLLERİ VE SÖZCÜLERİ BELLİ OLDU  CHP Grup Başkanvekili Zafer Levent Yıldır, CHP Grup Sözcüsü ise Elvin Sönmez Güler oldu.  AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, Grup Sözcüsü ise Nail Kocabaş oldu. MHP Grup Başkanvekili ve Grup Sözcüsü ise Bahadır Altınkeser oldu. DİVAN KATİP ÜYELERİ SEÇİLDİ  CHP’den Mustafa Vatansever, Uygar Kanmış, Doğukan Maltepe, Sultan İpekli Aksoy, Cumhur İttifakı’ndan ise Enes Uğuz seçildi ENCÜMEN ÜYELERİ SEÇİLDİ   Encümen Üyeleri CHP’den Saadet Çağlın, Erol Güngör, Kazım Umdular, Zafer Levent Yıldır, Hidayet Petin oldu. ESHOT İDARE ENCÜMEN ÜYELERİ SEÇİLDİ ESHOT İdare Encümenleri gizli oy ile seçildi. CHP’den Erhan Erdil, Mehmet Türkbay, Leman Tunus olarak belirlendi.   BİRLİKLER Ege Belediyeler Birliği’ne CHP’den Sedef Cem, Tarihi Kentler Birliği’ne CHP’den İsmail Sarı, Devrim Akseki, Onur Topuz seçildi. Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’ne CHP’den Osman Yurtseven, İbrahim Öz, Banu Gençkan seçildi. İzmir Kuş Cennetini Koruma ve Geliştirme Birliği’ne CHP’den Savaş Dağdeviren, Aras Kaynarca, Özgür Korkmaz, Erdal Karagöz, Yalçın Kaya, Leman Tunus, Elvin Sönmez Güler, Hatice Semerci, Cumhur İttifakı’ndan Sezgin Özgen, Ferhat Uysal, Bahadır Altınkeser ve Adem Öztürk seçildi.   MECLİS İHTİSAS KOMİSYONLARININ ÜYELERİ BELİRLENDİ  İmar ve Bayındırlık Komisyonu: CHP’den Zafer Levent Yıldır, Esra Koçdemir, Nilüfer Bakoğlu Aşık, Mustafa Genç, Aras Kaynarca, Onur Topuz, Yağmur Yudakul Özkan, Cumhur İttifakı’ndan Uğur İnan Atmaca, Selma Kısa.  Çevre ve Sağlık Komisyonu: CHP’den Saadet Çağlın, Mustafa Vatansever, Raife Karabatak, Tülay Horasan, Günay Önder, Hatice Semerci, Metin Erkan, Cumhur İttifakı’ndan Mustafa Bahar, Gizem Akyüz Duman.   Plan ve Bütçe Komisyonu: CHP’den Candaş Yeter, Tamer İmal, Hazer Öztürk ışık, Onur Saatli Görkem çolak, Zümer Timur Mert, Şepnem Türe, Cumhur İttifakı’ndan Kazım Erten, Ercan Tekin.  Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu: CHP’den Hacer Taş Gültepe, Nurcan Adıgüzel, Tuğçe Gülcüler, Ferdi Hepyılmaz, Ege Batu Eltez, Neriman Baltacı Türkeri, Gökalp Erhan Güzel, Cumhur İttifakı’ndan ise Dilaver Kişili ile Fırat Eroğlu.   Ulaşım Komisyonu: CHP’den Barış Dalgıç, Çiler Güler, Osman Yurtseven, Ulaş İsmail Şenol, Niyazi Arslan, Ufuk Akyol, Eşref Çakır, Cumhur İttifakı’ndan Bahadır Altınkeser ve Ümit Cingöz.  Hukuk Komisyonu: CHP’den Rıfat Özer, Mehmet Türkbay, Muhittin Cumhur Şener, İpek Kul, Ümran Göçen, Ceren Türer Uykal, Ahmet Cemil Balyeli, Cumhur İttifakı’ndan Burçin Kevser Sevil, Özgür Kaner. Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Komisyonu: CHP’den Mehmet Atilla Baysak, Aras Kaynarca, Ali Eren Alibeşeoğlu, Celal Yıldız, Volkan Koçanalı, Ayhan Kaya, Hazel Öztürk Işık, Cumhur İttifakı’ndan Abdulhakim Evin, Hilal Sadıkoğlu Akar.   Turizm ve Fuarcılık Komisyonu: CHP’den Onur Saatli, Melda Erbaykent, Seyhan Müşerref Kuralı, Aylin Özdemir, Metin Kıral, Hüseyin Okan Ürkmez, Savaş Dağdeviren, Cumhur İttifakı’ndan Serkan Özbek, Derya Pala.   Tarım, Orman ve Hayvancılık Komisyonu: CHP’den Ali Bor, Gazanfer Yavaş, Şükrü Süreroğlu, Nail Kahraman, Selçuk Karakülçe, Deniz Vural, Erdal Karagöz, Cumhur İttifakı’ndan Halil Deveci, Hasan Aytaç Baştuğ.  Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu: CHP’den Hacer Taş Gültepe, Neriman Balcı Türkeri, Semiha Memiş Saraç, Gizem Çetinkaya Ülker, Bilge Kasırga Sözcü, Hatice Semerci, İbrahim Öz, Cumhur İttifakı’ndan Hakan Yıldız, Burçin Kevser Sevil.   Kent Konseyi Komisyonu: CHP’den Erdoğan Çoban, Banu Ayhan, Nurcan Adıgüzel, Mehmet Çıtak, İsmail Yüzer, Bekir Gündoğdu, Rıfat Özer, Cumhur İttifakı’ndan Hakan Yıldız, Mesut Yaşar Aybar. Engelsiz İzmir Komisyonu: CHP’den Leman Tunus, Devrim Akseki, Semiha Memiş Saraç, Raife Karabatak, Günay Önder, Doğukan Maltepe, Memet Eren, Cumhur İttifakı’ndan Emrah Erol, Yetkin Yıldız.   Sokak Hayvanlarını Koruma Komisyonu: CHP'den .Hidayet Petin, Selçuk Karakülçe, Yağmur Yurdakul Özkan, Esra Koçdemir, Hediye Kaya, Memet Eren, Erdal Karagöz, Cumhur İttifakı’ndan İsa Nezir, Feyzullah Ergin.   Deprem ve Afet Komisyonu: CHP’den Barış Dalgıç, Tuğçe Gülcüler, Ali Eren Alibeşeoğlu, Rüzgar Sönmez, Ahmet Cemil Balyeli, Niyazi Arslan, Mustafa Genç, Cumhur İttifakı’ndan Nail Kocabaş, Okan Bildirici.  Esnaf, Meslek Odaları ve Tüketiciyi Koruma Komisyonu: CHP’den Mehmet Mithat Salepçioğlu, Yakup Yenice, Muhittin Cumhur Şener, Osman Selim Tok, Bekir Gündoğdu, Ayhan Kaya, Mehmet Çıtak, Cumhur İttifakı’ndan Latif Aydemir, Hakan Kalfaoğlu.  Sosyal Politikalar Komisyonu: CHP’den Şükrü Süreroğlu, Gizem Çetinkaya Ülker, Mehmet Cengiz Sarıoğlu, Banu Gençkan, Kamil Taşal, Mustafa Vatansever, Yakup Yenice, Cumhur İttifakı’ndan Sebahattin Güzel, Erdal Seyitler.  Kentsel Dönüşüm ve Konut Politikaları Komisyonu: CHP’den Saygın İkiz, Nilüfer Bakoğlu Aşık, Yunus Nadi Ergen, Ufuk Aykol, Ali Bor, İsmail Sarı, Hediye Kaya, Cumhur İttifakı’ndan Adem Öztürk, Sezgin Özgen. Kooperatifler ve Pazar Yerleri Komisyonu: CHP’den Banu Ayhan, Doğuş Bayır, Mehmet Mithat Salepçioğlu, Abdulvahap Batıhan, Gazanfer Yavaş, Erhan Erdil, Celal Yıldız, Cumhur İttifakı’ndan Mehmet Emin Davran, İsmail Hancı.   Deniz, Kıyı Alanları ve Limanlar Komisyonu: CHP'den Altan İnanç, Gözde Çelik Özoğul, Gazi Gençoğlu, Ümran Göçen, Erol Güngör, Nuri Caferoğlu, Ferdi Hepyılmaz, Cumhur İttifakı’ndan Ferhat Uysal Mesut Yaşar Aybar.  Sürdürülebilir Enerji ve İklim Değişikliği Komisyonu: CHP’den Ege Batu Eltez, Mükremin Zülkadiroğlu, İsmail Sarı, Dinçer Gözmen, Ahmet Güney, Saygın İkiz, Umut Ergül, Cumhur İttifakı’ndan da Oktay Salduz, Mehmet Çeltikcoğlu.  Çocuk Hakları ve Çocuk Dostu Kent Komisyonu: CHP’den Osman Selim Tok, Orhan Berber, Kamil Taşal, Ender Beyazyıldırım, Özge Özkarakaş Eseroğlu, Sultan İpekli Aksoy, İsmail Yüzer, Cumhur İttifakı’ndan Sebahattin Güzel, Hilal Sadıkoğlu Akar.  Gençlik, Üniversiteler ve İstihdam Geliştirme Komisyonu: CHP’den Ender Beyazyıldırım, Şepnem  Türe, Yalçın Kaya, Görkem Çolak, Emel Ürper, Sedef Cem, Candaş Yeter, Cumhur İttifakı’ndan Enes Uğuz, Sercan Akman.  Organize Sanayi Bölgeleri Komisyonu: CHP’den Kazım Umdular, Gözde Çelik Özoğlu, Kamil Taşal, Volkan Koçanalı, Mükremin Zülkadiroğlu, Uygar Kanmış, Ulaş İsmail Şenol, Cumhur İttifakı’ndan Hüsnü Boztepe, Erdem Öksüz.  İleri Yaş Çalışmaları Komisyonu: CHP'den Abdulvahap Batıhan, Seyhan Müşerref Kuralı, Metin Kıral, Gökalp Erhan Güzel, Tülay Horasan, Melda Erbaykent, Cumhur İttifakı’ndan Yusuf Mert, Mustafa Öztürk. Yılın En Çalışkan ve Başarılı Kadın Siyasetçileri Hacer Taş ve Seher Canerler https://www.youtube.com/watch?v=jjRBFD9zalQ&list=PLd_PqdoHX47lb1ZG-g_Yim4xaVK3BxeVl&index=9 Read the full article
0 notes
aykutilter · 7 months
Video
youtube
Meslek Sırrı Bıçak Bilemenin İncelikleri Körelen Bıçaklarınızı Atmayın E...  Bileyci Erkan Durmuş Bey 0546 454 6934 Meslek Sırrı Kanalından Ulaşın Daha Keskin, Daha Etkili: Bıçak Nasıl Bilenir? Körelen bıçaklarını etkili bir şekilde evinde bilemek Bununla birlikte bıçak bileme yöntemlerine hakim olduğun ve en körelmişinden bile bıçaklar nasıl bilenir keşfettiğin zaman kimsenin seni mutfaktan çıkaramayacağı kesin! Haydi şimdi hep birlikte mutfakta geçirdiğin vakti daha keyifli ve daha efektif hale getirecek bıçak bileme tekniklerine bakalım. Bıçağımın Bilenmesi Gerektiğini Nasıl Anlarım? Bir domatesi havaya fırlatıp tek bir bıçak hamlesiyle onu mükemmel 5 dilime ayırmak ancak hayallerimizde - ve belki de çizgi filmlerde - olur. Bununla birlikte "iyi" ve "keskin" olarak nitelendirebileceğimiz bir bıçağın bu üst düzey performansa erişemese de her türlü yiyeceği çabasız ve zahmetsiz bir biçimde dilimleyebiliyor olması lazım. Peki, bıçağının bileme zamanının geldiğini nasıl anlarsın? Eline bir adet meyve alıp kendine şu soruları sorarak: Meyveyi keserken gereğinden fazla güç uygulamak zorunda kalıyor muyum? Bıçak meyveden tek seferde geçiyor mu yoksa onu ileri geri ittirmem mi gerekiyor? Meyveye aşırı derecede baskı uyguladığım için meyve şeklini kaybediyor mu? Ortaya çıkan dilimler birbiri ile farklı büyüklükte ve yamuk yumuk mu? Bileme Taşı ile Bıçak Nasıl Bilenir? Bileme taşı, aslında çoğunlukla zımpara kağıdından oluşan bir dikdörtgen bloktan ibarettir ve bıçak sırtının etkili bir biçimde düzeltilmesine ve yenilenmesine yardımcı olur. Çoğu bileme bıçağı kullanım öncesi suya batırılma tekniği ile ufak bir ön hazırlık gerektirir, bu yüzden de bileme taşı ile bıçak bilemeden önce ürünün kullanım talimatlarını güzelce okumak gerekir. Bu işlemi 5-10 dakika kadar süreyle gerçekleştirdikten sonra yapman gereken tek şey, bıçağı bileme taşına 20 derecelik açı ile tutarak her iki tarafını da nazikçe taş üzerinde sürüklemektir. Eğer bileme taşının kurumaya başladığını fark edersen, işlem sırasında üzerine bir miktar daha su ekleyebilirsin. Masatla Bıçak Nasıl Bilenir? Masatla bıçak bilerken uygulaman gereken adımlar ise şu şekilde: Masatı dik bir şekilde sert bir zemine yerleştir ve tutacağından sıkıca tut. Bıçağın en kalın kısmını 15-20 derecelik açı ile masata yaslayarak aşağı ve yukarı hareketlerle bileme işlemine başla. Bu işlemi, bıçağın en kalın olan kısmından en sivri ve ince olan kısmına kadar gelecek şekilde bıçak sırtının tamamına uygula. Bıçak Bilerken En Sık Düşülen Hatalar Tüm bileme taşlarının aynı olduğunu varsaymak: Bileme taşları, bıçak tipine, keskinliğine ve amacına göre değişebilen ürünlerdir. Bu yüzden de bıçağını bir bileme taşı ile bilemeye başlamadan önce onun kullandığın bıçak tipine uygun olup olmadığını teyit etmen gerekiyor. Yanlış bileme taşı ebatı seçmek: Eğer büyük bir bileme taşın varsa ve küçük bir bıçak bilemeye niyetlendiysen sorun yok; ancak küçük bir bileme taşında şef bıçağı, ekmek bıçağı ya da bu tarz büyük bıçaklar bilemek uygun değildir. Küçük bileme taşları daha çok meyve bıçağı ya da soyma bıçağı gibi küçük bıçaklar için tasarlanır. Bileme taşında su yerine yağ kullanmak: Bileme taşlarını su ile ıslattığında bıçağın derinlemesine taşın içerisine girmesini sağlayabilirsin. Ancak sırf daha parlak bir bıçak yüzeyi elde edebilmek için su yerine yağ tercih ettiğinde bıçaktan bileme işlemi sonrası elde etmeyi amaçladığın keskinliği alamayabilirsin. Bıçağı yanlış açıda bilemek: İster bileme taşı ister masat kullanıyor ol, bileme işlemi esnasında en kritik nokta başvurduğun açıdır. Her iki ürün için de genel olarak tavsiye edilen bileme açısı 20 derecedir. Bununla birlikte aşırı derecede körelmiş bir bıçak için bu açıyı 10 dereceye kadar düşürmen de gerekebilir. Bileme işleminize favori bıçağınla başlamak: Eğer bıçak nasıl bilenir konusunda pek bir tecrüben yoksa, ilk bileme deneyiminde bir heves en sevdiğin bıçağı test etmen oldukça riskli olabilir. Bileme tekniklerini oturtana ve senin için en doğru kullanım yöntemini keşfedene kadar pratiğini nispeten daha düşük maliyetli ve harcanabilir bıçaklarda yapmanda fayda var. Bıçaklarımı Ne Sıklıkla Bilemeliyim? İşin aslına bakarsan bıçak bileme, bir gereklilikten ziyade amatör şefler ve evde yemek yapmayı sevenler için bir hobiye dönüşebiliyor. Bir bıçağı bileme taşı üzerinde biliçsizce gezdirmek kimisi için terapi niteliği bile taşıyabiliyor. Bununla birlikte elbette bıçaklarını her gün bilemeni gerektiren bir durum söz konusu değil. Bıçaklarının yukarıda bahsettiğimiz soruları sorduktan sonra köreldiğini anladığın anda onları bilemen yeterli olacaktır. Bir bıçağı gereksiz yere ve körelmemişken bilemek, keskinliğine faydadan çok zarar sağlayacağı gibi kullanım ömrünü de bir hayli kısaltabilir. Bıçak bileme sıklığında şeflerin uyguladığı genel kural, paslanmaz çelik şef bıçaklarının 2 ila 4 kullanım arasında bileniyor olmasıdır. Karbon temelli çelikten elde edilen bıçakların - yani aslında çoğumuzun evinde kullandığı bıçak türlerinin - senede bir kez bilenmesi yeterlidir.
0 notes
tarimormanhaber · 2 years
Text
50 Küçükbaş Hayvanın Telef Olması Sonrasında Harekete Geçildi
50 Küçükbaş Hayvanın Telef Olması Sonrasında Harekete Geçildi
Batman’ın Beşiri ilçesinde, merada otlatıldıktan sonra köye getirilen 750 küçükbaştan 50’si öldü. Hayvanların telef olması üzerine Tarım ve Orman İl Müdürlüğünce inceleme başlatıldı. Beşiri ilçesine bağlı Yakacık köyünde besicilik yapan Erkan Kangül ve Cemalettin Taş, 750 küçükbaşı otlamaları için meraya götürdü. Merada otlatıldıktan sonra köye getirilen hayvanlardan 50’si hastalık belirtisi…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Yazar Kapaklıkaya Battalgazi'de Sevenleriyle Buluştu
Tumblr media
Eğitim ve kültürel hizmetler kapsamında ülkemizin önde gelen isimlerini Malatyalılarla buluşturmaya devam eden Battalgazi Belediyesi tarafından ailelere rehberlik etmesi amacıyla hayata geçirilen “Aile Akademisi” program��nın konuğu Eğitimci-Yazar Alişan Kapaklıkaya, Battalgazi’deki hayranlarıyla bir araya geldi.
Tumblr media
Toplumun yapı taşı olan aileyi korumak ve ebeveyn çocuk ilişkilerini daha sağlıklı hale getirmek amacıyla Battalgazi Belediyesi tarafından hayat geçirilen “Aile Akademisi” programları konferans dizisinin üçüncüsü Eğitimci-Yazar Alişan Kapaklıkaya’nın katılımıyla yapıldı. Konferans dizisi kapsamında Yazar Hatice Kübra Tongar ve Uzman Aile Danışmanı ve Yazar Saliha Erdim’i Battalgazililerle buluşturan Battalgazi Belediyesi, önceki akşamda Yazar Kapaklıkaya’yı Şehit Ömer Halisdemir Konferans Salonu’nda sevenleriyle buluşturdu. Kişisel gelişim alanında önemli kitaplar yazan ve katıldığı birçok programda katılımcılara önemli bilgiler veren Yazar Kapaklıkaya, ailelere teknoloji ile aile arasındaki bağlar hakkında önemli tavsiyelerde bulundu. “Siyah Pantolon” hikayesi başta olmak üzere anlattığı duygu yüklü yaşanmış olaylarla 7’den 70’e herkesin ilgiyle takip ettiği programda katılımcılar, yaklaşık 2 saat süren programın ardından Yazar Kapaklıkaya ile hatıra fotoğrafı çektirerek, kitaplarını imzalattırdı. YAZAR KAPAKLIKAYA’NIN ÇOCUKLUĞUNA YAPTIĞI ÖZEL YOLCULUK Düzenlenen konferans öncesi Battalgazi’deki tarihi mekanları da gezen Yazar Kapaklıkaya, bugüne kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış tarih başkenti ilçeye adeta hayran kaldı. Bir kez daha geleceğini belirten Yazar Kapaklıkaya, tarihi mekanları gezdiği anılarını sosyal medyadan da paylaşmayı ihmal etmedi. Yazar Kapaklıkaya, özellikle Osmanlı döneminin son sivil mimari eserlerinden olan 132 yıllık Battalgazi Yaşam Müzesi’ne (Poyraz Konağı) hayran kaldı. Kerpiç, taş ve ahşap kullanılarak, iki katlı ve dikdörtgen planlı inşa edilen, ahşap merdivenleri, harem, selamlık ve hayat adı verilen bölümlerden oluşan konakta çocukluğuna doğru uzun bir yolculuğa çıkan Yazar Kapaklıkaya, bir kez daha gelmek için söz verdiği Battalgazi’de tertip edilen programdan ötürü Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder’e özel olarak teşekkürlerini iletti.
Tumblr media
BAŞKAN GÜDER: “İLÇEMİZDE GÜZEL BİR KONFERANS DİZİSİ BAŞLATTIK” Program öncesi kısa bir konuşma gerçekleştiren Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, “Öncelikle bugün düzenlediğimiz bu güzel programa katılan tüm katılımcılara ve kıymetli Alişan Kapaklıkaya hocamıza hoş geldiniz diyorum. Battalgazi’mizde güzel bir konferans dizisi başlattık. Şuanda da düzenlediğimiz konferans dizisinin üçüncüsünü gerçekleştiriyoruz. Hınca hınç dolan salonumuzda birkaç şey söylemek istiyorum. Aile her şeyin başlangıcıdır. İnsanın hayatında olmazsa olmazıdır. İşte ailede bizim olmazsa olmazlarımızdandır. Aile olmak için birey olmak lazım. Bireyler aileyi meydana getirir. Birey mutlu olursa aile mutlu olur. Aile mutlu olursa topluluklar mutlu olur. Hepimizin amacı bu mutluluğu birbirimize yaşatabilmektir. Bizlerde sizlerle bu mutluluğu beraberce yaşayabilmek adına birçok programlar düzenliyoruz ve şuanda da bu programlardan birindeyiz. Bu yıl Aile Akademisi programlarıyla sizlerle beraber olmaya çalışıyoruz. Bu tür programlarımız Battalgazi’mizde artarak devam edecektir” dedi. Program sonunda Eğitimci-Yazar Alişan Kapaklıkaya şahsına gösterilen yoğun ilgi ve alakadan dolayı teşekkürlerini sunarken, Battalgazi İlçe Kaymakamı Erkan Savar ve Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder’de Yazar Kapaklıkaya’ya hediye takdiminde bulundu. Read the full article
0 notes
lyrics724 · 2 years
Text
İndi Gardım
[“İndi Gardım” için şarkı sözleri] [Giriş: Sufle] Bana o gece nasıl baktın inanamazsın gitti aklım ah sen ne güzelsin eyvah[Verse 1: Mertkan Erkan Ah sensiz olmaz Günüm gecem her şeyim senin olsun Al benden durma Sensizken taş bu kalp Renksiz sessiz bu şehir sen yoksan[Nakarat: Sufle] Ama yine Ben senden geçemem Denedim bunu Görmezden gelemem Ne yapsam olmaz Senden vazgecemеm Bu lanet beni Bir…
View On WordPress
0 notes
Text
Metroda Sikime Sürtünen Türbanlı! (Erkan 24 Y., İstanbul)
Selam. Ben İstanbulda özel bir Üniversitede okuyan öğrenci bir gencim. Anlatacağım olay 2 hafta önce başıma geldi. O gün arabam bakımda olduğu için okuluma metro ile gittim. Akşamüstü tekrar evime dönerken metro çok kalabalıktı, insanlar sıkış tıkıştı ve ben de araya kaynadım. 2 durak sonra, başı kapalı, ama yüzü ve vücudu çok güzel bir kız bindi. İster istemez gözüm kaydı. Uzun boylu, güzel bir kızdı. 1 durak sonra çoğu insanın inip bindiği bir durağa geldik ve içerdekiler inince, kız da benim olduğum tarafa geldi ve tekrar insanlar bindi. Ama kızdan gözümü alamıyordum. Bir ara göz göze geldik, sonra arkasını döndü ve gitgide bana yaklaştı...
1-2 dakika sonra resmen bana sürtünüyordu. Götüyle, dar pantolonumda kalkan sikimi buldu ve sikime sürtmeye başladı. Ben de kalabalıktan istifade tek elle tutunuyor, bir yandan da nefesimi ensesine veriyordum. Kızın çok güzel taş gibi kalçaları vardı. Resmen terliyordum metroda. Metro tekrar durduğu zaman, kulağına eğildim ve evimin olduğunu, yalnız yaşadığımı, eve gidebileceğimizi söyledim. "Olmaz!" dedi. Ben biraz ısrar edince, "Sana güvenemem!" dedi. Ben de kalçalarını sıkıp, "Bence güvenmelisin! Bu durakta inecem, gel benimle!" dedim, arkama bakmadan indim metrodan. Yürüyen merdivene geldiğimde, arkamdan seslendi, "Bakar mısın? Eve gitmeyelim, ama bir çay içelim!" dedi. Bir Cafeye oturup çay içmeye başladık. Adının Elif olduğunu söyleyip, muhasebeci olduğundan, ailesinin çok tutucu olduğundan falan bahsetti. Fakat ben konuyu bir şekilde evimin yakın olduğuna, gidip orda sohbete devam edebileceğimize getirip, onu eve gitmeye ikna ettim.
Yürüye yürüye geldik evime. Eve girince oturduk, ne içmek istediğini sordum. Kahve içmek istediğini söyledi. 2 tane Nescafe yaptım ve tekrar konuşmaya başladık. Bana, ilk defa böyle birşey yaptığını, fakat ilkbaşta yanlışlıkla olduğunu, sonradan hoşuna gittiği için bana sürtündüğünü açıkladı. Ben de, "Burda yanlızız, kendini rahat bırak ve hoşuna giden şeyleri rahat rahat yap!" diyerek gülümsedim. Gözlerimin içine uzunca baktı ve birden dudaklarıma yapıştı... Öyle acemice öpüyordu ki, daha önce hiç öpüşmemişti, belliydi. Yaklaşık bir 4-5 dakika sadece öpüştük. Sonra ben elimi pardesüsünün üstünden göğsüne atınca, bir anda irkildi ve "Yapma!" dedi. Fakat ben öpmeyi bırakmadım ve elimi çekmeden göğüslerini okşamaya başladım. Nefes alışları hızlanmıştı. Ben de bundan istifade elimi kazağının altından sütyenin içine soktum ve uçları dimdik olan göğüslerini okşamaya başladım.
O kadar heycanlanmıştı ki, sanki o an boşalacaktı. Biraz daha okşadıktan sonra kazağını çıkarmasını söyledim. İlk başta yok falan dese de kabul etti ve 2 dakkia sonra o muhteşem dimdik göğüsleri emmeye başladım. Çok hızlı nefes alıyordu ve kafamı göğüsüne bastırıyordu. Sonra elini tutup pantolonumun üzerine koydum. Kalkmış sikimi pantolonumun üstünden okşuyordu, fakat hem utanıyor, hemde çok acemiydi. Göğüslerini emerken sikimi pantolondan çıkardım ve eline verdim. Öyle dikkatli bakıyordu ki sikime, ilk defa canlı bir yarak gördüğü belliydi. Sonra, "Hadi biraz ağzına al!" dedim. "Olmaz, yapamam!" dedi. "Hadi canım, bak sana zarar vermeyeceğim, ama bir dene en azından!" deyince, "Peki!" dedi ve ağzına aldı. Çok acemice yalıyordu, ama ben kafasını tutup biraz bastırınca, acemice de olsa çok hoşuma gitmişti. Başörtüsünü çıkarmadı, ama çok güzel sakso çekiyordu.
Yaklaşık 5-6 dakika sakso çekti ve ben bu arada amını pantolonunun üstünden okşuyordum. Düğmesini açınca, sikimi ağzından çıkarıp, "Olmaz, açma!" dedi. Ben yine de, "Sen devam et canım!" deyip onu hiç dinlemeden açtım ve zor da olsa pantolonunu indirdim. Bembeyaz bacakları çok güzel ve tamamen tüysüzdü, muhteşemdi. Sonra külodunun üstünden amını okşamaya başladım. Zaten külodu sırılsıklam olmuştu, ben de bundan cesaret alıp elimi içine soktum. "Lütfen yapma, ben bakireyim!" dedi. "Korkma zarar vermeyeceğim, ne sana, ne kızlığına!" dedim ve koltuğa yatırıp başladım amını yalamaya. Kızdan acayip acayip sesler gelmeye başladı ve 2 dakika içinde çığlık çığlığa orgazm olup boşaldı. Yüzünde güller açmıştı, sevinçten ağzı kulaklarına varmıştı resmen. "Bakıyorum da çok hoşuna gitti?" dedim. "Evet! Çok hoşuma gitti, çok güzeldi, Haticenin dediği kadar varmış!" dedi. "Hatice de kim?" dedim. "Boşver, sonra anlatırım, komşumuzun kızı..." dedi.
Ben üstelemedim ve dudağına bir öpücük kondurduktan sonra, sikimi ağzına verdim. "Sıra ben de mi?" dedi. "Evet!" dedim. "Ama ağzıma boşalma! Tamam mı?" dedi. "Tamam!" dedim ve başladı sakso çekmeye. Sakso çekerken, ben yine amını okşuyordum. Amından akan sularla ıslattığım parmağımı göt deliğine sokmaya çalışınca, bu yine irkildi ve "Yapma!" dedi. Fakat dinlemedim ve parmağımı yavaş yavaş götüne sokmaya başladım. Parmağımı götüne tamamen soktuğumda artık hiç karışmıyordu bana, ben de başladım sokup sokup çıkarmaya. Daha sonra 2 parmağımla yaptım ve baktım hoşuna gidiyor, "Hadi dön arkanı, götten sikecem!" dedim. "Hayır, lütfen yapma, o kocaman şey nasıl girer ordan, ilk sefer böyle şeyler yaşıyorum, olmaz, lütfen, çok acıyormuş!" dese de, acıtmayacağıma söz vererek ikna ettim ve domalttım. Ağzında ıslatmış olduğum yarrağımı ağır ağır götüne iteledim. Kafası girene kadar çok canı yandı, fakat tamamı girdikten sonra 1-2 dakika hiç kıpırdamadan bekledim ve alışınca yavaş yavaş git gel yapmaya başladım. Daracıktı ve sıcacıktı götünün içi. 10-15 dakika götünü siktikten sonra çıkardım ve ağzına verdim ve ona boşalacağımı söylemeden ağzına boşaldım...
Ağzına boşalacağımı beklemediği için biraz irkildi, fakat o kadar iğrenmedi. Hemen banyoya koştu ve döllerimi lavaboya tükürdü ve ağzını yüzünü yıkamaya başladı. Tam lavaboya eğilmiş yüzünü yıkarken ben de gittim banyoya, arkasına dayandım ve boynunu öpmeye, elimi önüne atıp amını okşamaya başladım. Amını okşayınca hemen sulanıyor, vıcık vıcık oluyordu, dayanamıyordu belliydi. Ben de azgınlığımla inmemiş olan sikimi dayadım tekrar götüne. Biraz canı yandı, ama sonra iyice eğildi ve yaklaşık bir 10-15 dakika daha siktim götünü lavabonun önünde. Götünü sikerken amını okşadığım için de, o şekilde 2 defa daha boşaldı. Sonunda boşalmak üzereydim, "Geliyorum aşkım!" dediğimde, "Yine ağzıma mı istiyorsun aşkım?" dedi. "Hayır götüne boşalacam!" dedim. "Boşal aşkım!" dedi. Artık ben durmuştum, o ileri geri yapıyordu ve derken buna kenetlendiğim gibi götünün içine boşaldım.
Çok güzel kalçaları vardı ve sıkmamdan kıpkırmızı olmuştu. Sikimi götünden çıkarınca döndü ve duş alıp alamıyacağını sordu ve tabiki alabileceğini söyledim, hemen duşa girdi. İlk o an çıkardı eşarbını, çok güzel kahverengi saçları vardı ve beline kadar iniyordu. O duş alırken ben tekrar azdım ve yanına gelmek istediğimi söyledim. "Gel aşkım!" dedi. Duşun altına girip onu önüme çömelttip tekrar sakso çektirmeye başladım. Ama dikkatimi çekti, artık zevkle yapıyordu ve resmen emzik gibi emiyordu sikimi. Ayağa kaldırıp domalttım ve tekrar geçirdim götüne. Ama bu sefer ben hiç hareket etmiyordum, sadece o kendisi ileri geri oynatıyordu götünü. Daracık götü suyun altında mest ediyordu beni. Ben de onu mest etmek için amını okşuyordum. 5-6 dakika içinde inlemeleri yükseldi ve tekrar orgazm oldu. Ben de gelmek üzere olduğumu söyledim bu sefer daha sert vurmaya başladı götünü. "Geliyorum aşkım!" diyerek götünden çıktım ve bir anda önüme diz çöktürüp ağzına verdim. Ve hiç çıkarmadan sakso çekerek bütün döllerimi yuttu...
Beni çok mutlu ettiğini söyledim ve banyodan çıktık. Giyinip biraz sohbet ettik. Bu yaşadıklarının ilk defa olduğunu, ama benimle tekrar olacağını, şimdi hemen gitmesi gerektiğini söyledi. Birbirimize telefon numaralarımızı verdik ve gitti.
Benim de ilk defa böyle birşey başıma geliyordu. O ilk sikişmemizin üstünden 2 hafta geçti ve bu 2 haftada 3 kere daha sikiştik. Evden rahat çıkabilmesi için, birdahaki sefere yanında komşusunun kızı Haticeyi de getirip getiremeyeceğini sorduğunda, şaka yollu, "Tabii getirebilirsin aşkım, hem onu da sikerim!" dedim. Suratıma sinsice bakıp güldü. "Ne oldu?" dedim. "Hiiç..." dedi. Söylemesi için ısrar edince, "Senden Haticeye bahsettim, o da senle sikişmek için can atıyor zaten. Hem o bakire değil, nişanlısı sikip bırakmış!" dedi. Hatice de aynı kendisi gibi başı kapalı biriymiş. Şimdi heycanla birdahaki sefere Haticeyle birlikte sikişmeye gelmelerini bekliyorum...
Herkese böyle şans ve bol sikişler diliyorum!
[Erkan]
158 notes · View notes
darkyayincilik · 6 months
Text
'Üç Günlük Dünya' 3 Mayıs’ta vizyona giriyor
Geçtiğimiz günlerde çekimleri İstanbul Tarlabaşı’nda tamamlanan filmin yapımcılığını Levent Hançer, Çetin Çaçur ve filmin başrol oyuncularından Erkan Çelik üstleniyor. Erkan Çelik “ izleyenleri beş dakikada bir güldürmeye söz veriyoruz” iddiasında bulunuyor. Filmin yönetmen koltuğunda usta yönetmen Caner Erzincan otururken, başrollerini Bülent Emrah Parlak, Erkan Petekkaya, Batuhan Sert ve Erkan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
artvango · 4 years
Text
Tumblr media Tumblr media
24 notes · View notes
aykutiltertr · 5 months
Video
youtube
Gitme - Reynmen ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Türkçe Pop)  Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: ( Join this channel to enjoy privileges.) ✩ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join Şarkının Orijinal Versiyonunu Linkten Dinleyip Ritim Karaokesiyle Çalışabilirsiniz. ✩ https://youtu.be/ziqStxHvg9A Aykut ilter Ritim Karaoke Kanalıma Abone Olun Beğenip Paylaşın. Gitme - Reynmen ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Türkçe Pop) Söz: Serdar Ortaç Müzik: William Enriguel Guillermo Düzenleme: Ozan Çolakoğlu Mix-Mastering: Utku Ünsal Yönetmen: Melih Kun Görüntü Yönetmeni: Ömer Berkli Uygulayıcı Yapımcı: Evrensel Derman Yapım Asistanları: Halit Heval Sarı, Semih Gül Kamera Ekibi: Ferhat Baş, Arif Baş, Alperen Çetinkaya Işık Şefi: Bülent Yenidünya Best Boy: Erkan Şahin Işık Asistanları:Ersin Bağçecik, Hikmet Erkan Taş, Yahya Kesgin Set Amiri: Bilal Çiman Set Asistanları: Sinan Dinler , Ersin Bıyık, Mustafa Furkan İrik Dansçılar: Katia İngrid Ornella Kouame, Kemal Alp Ermiş , Soykan Ermiş Kurgu: Mert Halili Color: Musap Çelik Bm Elimde olsa kalbine taht kuracaktım Vakit gelince                           A Ben bu buhranlı çağı atlatıp F#m              Bm Sana esir olacaktım Bm Düşünüyorduk seninle aynı şeyleri Zaman gelince                       A Unutmuyorduk eski günleri F#m                 Bm Bu kalpte tek olacaktık Em Nasıl güzeldi elini tutmak G                  F# Dudaklarında mühür olmak    ( Bm    ( Ne olur gitme    ( Am                         Bm    ( Ufak tefek şeylere kızıp gitme    (     Am                        Bm 0    ( Ne yapmadım ki sen çok istedin de I  (  Am                  Bm    ( Yavaş yavaş kabul edelim    (          Am    ( Senin ilacın benim. Reynmen Madde Tartışma Oku Bekleyen değişiklikler Değiştir Kaynağı değiştir Geçmişi gör Araçlar Vikipedi, özgür ansiklopedi Reynmen Reynmen Müzikonair Doğum Yusuf Aktaş 6 Aralık 1995 (28 yaşında) İstanbul, Türkiye İkamet İstanbul Eğitim İstanbul Aydın Üniversitesi, Nişantaşı Üniversitesi Meslek İnternet ünlüsü, şarkıcı Etkin yıllar 2015-günümüz Reynmen ya da doğum adıyla Yusuf Aktaş (d. 6 Aralık 1995, İstanbul), Türk vlogger, internet ünlüsü ve şarkıcıdır. Scorp ve YouTube'da paylaştığı videolar ile tanındı. Aktaş'ın YouTube kanalı, Mayıs 2023 verilerine göre en çok abonesi olan 25. Türk YouTube kanalıdır.[1] İlk yılları Yusuf Aktaş 6 Aralık 1995 tarihinde doğdu. Sivaslı olan Yusuf Aktaş’ın babası Azerbaycan göçmenidir.[2][daha iyi kaynak gerekli] İlköğretimi Ahmet Kabaklı İlköğretim Okulunda okurken Fatih Sultan Mehmet İlköğretim Okuluna nakil olmuş ve ilköğretimi orada tamamlamıştır. Daha sonra Bahçeşehir İMKB Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesine yazılmıştır. Ancak oradan da mezun olmadan Başakşehir Lisesine geçiş yapmış son olarak oradan da ayrılarak açıköğretimden liseyi tamamlamıştır. Aktaş, tanınmadan önce babasıyla halde meyve sebze ticareti ve pazarcılık yapmıştır.[3] İstanbul Aydın Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı kazanan Aktaş, daha sonra geçiş yaparak günümüzde Nişantaşı Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı okumaktadır.[4][5][6] Kariyeri Aktaş, Scorp isimli video paylaşım ve canlı yayın uygulamasında çekmiş olduğu videolar ile bir anda sosyal medyanın en çok takip edilen isimleri arasında yer aldı. Daha sonra platformunu YouTube'a kaydıran Aktaş, fenomen Berkcan Güven ile #Biziz adında bir şarkı çıkardı. Enes Batur'un "YouTuberların Düşüşü" adlı diss şarkısında kendi isminin geçmesine ithafen "Enes Batur'u aradım" adında bir video çekerek yaklaşık 400.000 abone kazandı. Ancak daha sonra bu videoyu kaldırdı. 2019 yılının Ocak ayında "Derdim Olsun" adlı şarkı ile Türkiye çapında büyük yankı uyandırdı. Daha sonra 2019 yazında "Ela" adlı müzik videosu ile Türkiye'nin en çok izlenen videoları arasına girdi. Reynmen, 2019 yılında Houze Istanbul ismini verdiği müzik şirketini kurdu. Son EP'si RnBesk'i de bu şirket üzerinden yayımladı. EP'deki parçalardan "Hevesim Yok", "Yoksun Başımda", "Radyoda Neşet" ve "Dolunay" klipsiz olarak, "Leila" adlı parçasını ise video klipli olarak çıkarttı. Houze Istanbul bünyesinde henüz Yusuf Aktaş'ın kurumsal iletişimini sağlayan asistanı Burak Koşar ve şirketin müzik direktörlüğünü yapan Oğulcan Nihat bulunuyor. Şirketin merkez ofisi ise İstanbul'da bulunmaktadır. Tartışmalar İzlenme sayısı sahtekârlığı iddiası Aktaş'ın 2019'da yayınlamış olduğu "Ela" adlı parçanın YouTube'da izlenme sayısından çok beğeniye sahip olması Işın Karaca tarafından eleştirildi ve Aktaş YouTube sistemini manipüle etmekle suçlandı. Aktaş bunun üzerine "Cahil olmak ne güzel şey, her şeyi biliyorsunuz. Hayır üzülüyorum, inanmış bir de bu söylediğine. Bayağı ingilizcesini yazıp inandırmış, yazık günah ya Allah'ım esirgesin" yorumunda bulundu ve Instagram hesabında sorulmuş bir soruda cevap olarak isim vermeden Karaca'ya küfür içeren bir gönderme yaptı.[7][8] Demet Akalın da izlenme sayısı ile ilgili bir sahtekârlık olduğunu iddia eden bir paylaşımı beğendi.[9]
0 notes
seslimeram · 3 years
Text
Karanlık Meseli
Tumblr media
Her şeyin birbirine düğümlendiği bir karanlık hasıl oluyor. Memleketin yaşatan bir sahne, bir yer olma idesinin önüne setler yükseltildikçe, içinde kalakalınan mefhumun çok daha açık bir biçimde karanlığa rehineliği güncelleniyor. Bir asra yaklaşmış olan demokrasinin var edilme mücadelesinin artık toptan taca atıldığı, umursanmadığı yerde olmakta olanın, her gün bir kademe daha karanlığın dümenine su taşımak olduğu ortaya seriliyor bir artık bir hala bu hakikattir. Baskın bir biçimde dönüşen rejimin gizli, örtük değil doğrudan açık ve yalın bir biçimde çeteleşmiş olmasından, gündelik hayatı artık geri dönüşü imkansız ol normalinden almaya vesile kılınmış covid-19 salgın sürecini bir yönlendirme olarak ülke denilen şu sahada kullanmasına, doğrudan doğruya eksiltmeleri bir hiza bildirici, baskının ta kendisini bir hiza bildirici olarak vesile kılmasına, her şekilde bütün bağlantılarla kara, kapkaranlık menzil kendiliğinden görünür kılınıyor. Her yan simsiyah, zifiri karanlık.
Dört bir yandan kesif kokular yükseliyor artık. Bütün bütün bir menzilin dönüşümünü her nasıl bir biçimde devletli eliyle kurumsallaştırılmış olduğunun örnekleri çoğaltılıyor. Hep daha büyük yalanlar, arkası önü kestirilemeyen, sınırsız yalanlar, tirat ve nutuklarla bariz bir devinim hasıl oluyor. Her şeyin tersine doğru yollanırken, cürüm cürmü takip ederken, yıkımlara her gün yenileri eklenirken, kaybettirilmiş olanın akıbeti sorgulanamaz kılınıp, yepyeni gedikler açılırken, yoksulluk almış başını gitmişken, çaresizlik tek ortak değerin ta kendisi kılınırken, karanlık dört bir yanı kuşatırken ötelemeler kesintisiz kılınıyor. Her şey bu minvalde, her gün aralıksız bir biçimde bu sis bulutu, kesif koku, derin ve dipsiz o çürüme emarelerine rehin ediliyor. Baş efendi, baş faşistiyle birlikte bütün kadroları, tüm o bakanları ve bir türlü hakikatten ses etmeyen temsilleriyle birlikte bir deney sahnesinin varlığını güncelliyor.
Güzellemeler yapılan ülkenin hakikatten kopukluğu, katran karanlığını doğrudan eksiksiz bir biçimde bir siyasi manevra addetmesi ve doğrudan hayatımıza sabitlemesi söz konusu olandır. Siyasal İslam ile ırkçı hizbin birbirini tamamladığı bir yerde, geçmişten imal edip bugünlere taşınmış olan tek tip bir ülkeyi var etmek / tek kimlikten mülhem bir olgu sabiti ile durumu da günü de kurtarmaya çalışmak söz konusu edilendir. Bayram mesajlarından birisini tabutlar geldikçe millet olunur lafzını edebilen içişleri nazırı mı çete başı mı nedir bilinmeyen zatın dilinden dökülenler o klikler arasındaki mutabakatın istikametini ele verir hiç kesintisiz. Kendisi hakkında ortaya serilen hiçbir iç etme, yağma, soyup soğana çevirme bahsini mevzu etmeyip doğrudan inkarla, geçiştirebileceği kadar geçiştirerek bir yeni doğru imaline girişir bay içişleri. Haddizatında çürümenin evreleri arasında yollanıp dururken bir ülke, olabildiğince bambaşka odaklardan bahisler açıp, illa ki faşizmi yine, yine yeniden yüceltip, bir argüman bir çıkış noktası olarak yeniden ölümü kutsayarak bir çıkış sağlanır. Karanlığı daha ne ifade edebilecek her ne vardır ki sahiden ama sahiden?
Son 3 günde; Afyon'da Kürt işçiler saldırıya uğradı, 7 kişi yaralandı. Ankara'da Kürt aile saldırıya uğradı, 4 yaralı vardır. Konya'da Kürt aile saldırıya uğradı 1 kişi öldürüldü! Mezopotamya Ajansı'ndan Berna Kişin'in haberinden buraya iliştirelim: “Konya’nın Meram ilçesinde bulunan Çarıklıköy’de 20 yıldır ikamet eden Diyarbakırlı aileye ırkçı saldırı gerçekleşti. En az 60 kişi olan ırkçı grup, Kürt aileye silahla saldırdı. Saldırıda aile fertlerinden Hakim Dal (43) öldürüldü. Karahüyük’de yaşayan saldırgan grubun daha önce de aileyi defalarca kez tehdit ettiği öğrenildi.
Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan saldırıda katledilen Hakim Dal'ın kardeşi Hamdi Dal, Kürt olduklarından kaynaklı saldırının gerçekleştiğini ifade etti. Dal, “Biz Kürt olduğumuz için bizi istemiyorlardı. Bize ‘buraları satıp gideceksiniz’ diyorlardı. Çevre köylerde yaşayan insanlar da bize baskı yapıyorlardı, buradan gitmemizi istiyorlardı. Daha önce de zaman zaman bizi tehdit ettikleri oldu. Gece saatlerinde köyümüzde bulunan boş arazide çobanlar hayvan otlatırken tartışma başladı. Tartışma sonrasında Karahüyük’den en az 60 kişilik bir grup silahlarla geldiler. Önce amcamın oğluna saçma attılar. Biz üç kişiydik ve çoban kavgasını bahane ederek Kürt olduğumuz için keyfi olarak bize saldırdılar. Ağabeyim saldırıda yaşamını yitirdi” dedi.
Görgü tanıklarından Mehmet Emin ise aileye yönelik saldırıların ilk olmadığına dikkati çekerek, “Aile hayvancılıkla geçiniyor. Uzun zamandır bu köyde yaşıyorlar. Daha önce de aileye karşı en az 3 defa saldırı girişiminde bulunuldu. Olayın azmettiricisi de muhtardır. Muhtar köylüleri aileye karşı kışkırtıyordu. Muhtar gözaltına alındı. Onun dışında gözaltına alınan kimse yok” şeklinde konuştu.
Konya’nın Meram ilçesinde bulunan Bahçeşehir Mahallesi'nde yaşayan bir Kürt aile de 12 Temmuz’da aynı mahallede yaşayan ırkçı grup saldırmıştı. “Biz ülkücüyüz, sizi burada yaşatmayacağız” tehditleriyle saldırı gerçekleştiren ırkçı grup 4’ü kadın olan 7 kişilik aileyi ağır yaralamıştı.”
Daha öncesinde de ol listeye eklenen saldırılar, tacizler ve can almalarla mülhem bir fasit döngü yeniden var edilir. İyi de bundan ala karanlık söz konusu edilebilir mi sahiden de? İnsanların kimliklerini birer tehdit olarak görüp, bilen akılların var ettiği her tehdit, hemen arkasından çıkagelen her saldırı bir yıkıma, bir cana kasta, bir hayat çalmaya evrilirken şu sahada kim güvendedir. 1915’in alna mıh gibi kazınmış olan inkarla da / yüzsüzce utanma nedir bilmeden inkarla geçiştirilmek istenen sözde bahsinin nasıl kanlı canlı bir hakikatin ta kendisine dönüştüğü de mi mesele değildir sahiden nedir allasen? Her şeyin ama her bir şeyin birbirine bağlantısının kaybettirildiği, üstünün örtülmeye çalışıldığı, yok addedildiği bir sahnede bunca can kırığı her neyi var edecektir, derin bir ayrışmadan gayrı? Hayatları muhafaza etmeyi değil tam aksine belirli kodlarla biçimlendirmeyi, sınırlamayı, eksiksiz bir biçimde dönüşümü “tek kimliğe” göre zorlayan / çabalayan bir muktedir sayesinde bu karanlık / bu katran karası hal hiç biter / tükenir mi? Daha kaç kere, daha kaç yerde, kaç insana saldırılacak, canına kastedilecek, malına göz konulacak, hayatı elinden çalınacaktır daha kaç kere! Kaç yıkımdan sonra nihayetinde ilk kaybın neden bunca mühim olduğuna uyanılacaktır, daha kaç cehennemden sonra?
Gazete Karınca’dan aktaralım: “Yeni Şafak gazetesi, Kürtlere yönelik son dönemde artan saldırılara karşı ortak açıklama yapan baroları, manşetten hedef gösterdi. Baro başkanları, manşete tepki gösterdi.
İktidar yanlısı Yeni Şafak gazetesi, ırkçı saldırılara karşı ortak açıklama yapan bölge barolarını hedef alarak, saldırıların “sıradan anlaşmazlıklar” olduğunu öne sürdü.
Adıyaman, Ağrı, Bingöl, Bitlis, Batman, Dersim, Diyarbakır, Hakkari, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Urfa, Şırnak ve Van baroları, Kürtlere yönelik son saldırılara karşı ortak bir açıklama yapmıştı.
Bugün “Kandil’in baronları” manşetiyle çıkan Yeni Şafak, ırkçı saldırıların “sıradan anlaşmazlıklar” üzerinden yaşandığını iddia ederek, baroları “etnik provokasyon” yapmakla hedef aldı.
Hedef gösterilen bazı baro başkanları, ırkçı saldırıları “sıradan anlaşmazlıklar” üzerinden yaşandığını iddia eden gazeteye karşı Basın Konseyi’ni göreve çağırdı.
Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, şu paylaşımı yaptı:Türkiye’de ırkçılığın bir tezahürü de medyadaki bu yaklaşımdır. Irkçı saiklerle yapılan saldırıları salt adli vaka göstermeye çalışan dil, ırkçılığın devamıdır. Baroları hedef gösteren bu tetikçi manşeti esefle kınıyorum. Bu hedef göstermenin hesabını yargı önünde soracağız.
Batman Baro Başkanı Erkan Şenses ise, paylaşımında Basın Konseyi’ni etiketleyerek, şu çağrıyı yaptı: Irkçı saldırıları sıradan anlaşmazlık olarak gösterip baroları hedef gösteren bu manşeti en güçlü biçimde kınıyorum. Irksal nefreti ve hoşgörüsüzlüğü teşvik eden, destekleyen ve haklı gören bu manşete karşı Basın Konseyi’ni göreve çağırıyorum.”
Saldırganların sırtlarının sıvazlanıp salıverildikleri şu yukarıdaki tartışma sırasında paldır küldür gözlerden kaçırılır. Konya’da saldırıya uğrayan Diyarbakır’lı ailenin avukatından aktaralım: Av. Abdurrahman Karabulut twitter hesabından tepkisini şu şekilde dile getirir: “50-60 kişi taş, silah ve sopalar ile üç kişiye saldırıp muvekkilimi katlediyor 1 kişi tutuklandı diğer saldırganların hepsi serbest. Hani TCK 37. madde kapsamında fikir ve eylem birliği içerisinde, fiil üzerinde hakimiyet ilkesi?”
Bir asırdan uzunca bir süredir devamlılığı sağlama alınan ötekileştirme hallerinin her ne hale dönüştüğü, artık kontrolü tamamen saraya ait olan yaygın medyanın bariz bir ırkçı saldırıyı dahi mevzu etmeyin, sonra provokasyon deriz yollu göndermesinin utancı açık bir biçimde işlevselleştirilir. 1915’in karanlığından, 1919-23, 1937 yılları gibi mihenk taşı olmuş dönemeçlerde, 6-7 Eylül 1955 gibi memleketin alnına çalınmış en hazin karalardan birisi olan bir pogrom çabasında ortaya serilen ne varsa bir kere daha güncellenmek istenir o medya organı tarafından. 2015 seçimlerinden hemen sonra çıkagelen şiddetin ol devletin sübvanse ettiği yıkımların, devlet elinin değdiği kırımların bir benzerini yeniden güncelleyebilmek çabasında olunandır. Bir hafta içerisinde onca noktada cereyan ettiği, var olduğu ortaya çıkan tüm saldırıların, birbirinin devamı olan bir yok etme kültürünün de bir parçası olduğu ortaya çıkmaktadır. Böylesine kördüğüm olmuş bir sahada, her şeyi birbirine karıştıran bir nefret / ayrım / yıkım güncelliğinde, o devletin var ettikleri ile bir tek iyi gün söz konusu olur mu? Bakur Kürdistan’ı ve ülkenin kalanında, Kürd kimliğini ayrıştırmak, soruşturmalara gerek görmemek, suçluları kollamak bütün bu kısır döngüde bir çıkış bırakmayacaktır. Komşularının başına getirilenlere ses etmeyen bir ülkenin de geleceği söz konusu edilemeyecektir bilelim.
Bir karanlıklar silsilesi hasıl oluyor. Baş efendiden başlayarak kendine gazete titrini halen yakıştıran paçavra parçalarında ortaya serilenlere duraksız, sonsuz bir kısır döngü varlığı sürgit yineleniyor. Öznesi öteki olarak kodlanmış her vakada bir kere daha büyük / afaki bir yok sayma kültürü devreye konuluyor. Milli ve yerli şablonunun sağladığı tüm aleni perspektiflerle hayatlara düşürülen devletli gölgesi sorgulanmasın isteniyor. Bütün artık en açık tabiriyle çürüten bir menzili göstere geliyor. Kuralın, kaidenin, hak ve hukukun tüm o nutuklarda sündürülüp çekiştirilen demokrasi, eşitlik, hürriyet kavramlarının aleni çöpe basıldığı, katliamlarla, cinayetlerle, yıldırı ve tehdit döngüleriyle açığa düşüyor. Her gün bir kesim, her gün yepyeni bir suret / yapı / anlam yıkıma uğratılıyor. Hayat paçavra bir meseleye, o da hasbelkader yaşanan bir deneyime dönüştürülüyor. Bayram, seyranın telaşı geçtiğine göre, bütün bu karanlıklar silsilesi içerisinde her nasıl hayat muhafaza edilecektir, dert etmenin vakti değil midir? Her gün bir yerlerde bir komşumuz, bir insan, bir kimlik, bir yaşama gayreti, bir çatı, hedef kılınıyor. Hayatın muhafazasını var etmeye tenezzül etmeyecek, daha bunca afaki bir kırılmayı bile onarmaya çaba sarf etmeyecekse şu ülkenin toplumları onca medeniyet söylemi, iktidarın gölgesinin değdiği her günü yok böyle çürüyor, şöyle eksiliyor bu ülke nidasının bir anlamı kalır mı? Düşünüyor musunuz?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2021
Görsel: Sketch – The Last Lunch – Serwan BARAN – Architectural Digest
1 note · View note
gundembuca · 2 years
Text
Buca depreminde balkondan Düşerek hayatını kaybeden Efe Altay Saral, toprağa verildi.
Tumblr media
Buca'da önceki gün meydana gelen 4.9 büyüklüğündeki depremde evinin balkonundan düşen ve hastanede hayatını kaybeden Efe Altay Saral (18), gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurlandı. AFAD verilerine göre, 4 Kasım Cuma günü saat 03.29'da merkez üssü İzmir'in Buca ilçesinde olmak üzere 4.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Paniğe neden olan depremde 1'i ağır 7 kişi yaralanırken, bir camii minaresi yıkılırken, 20’ye yakın binada da çatlaklar oluştu. GÖZYAŞLARIYLA UĞURLANDI Otopsinin ardından Saral’ın cenazesi, bu sabah yakınlarınca teslim alındı ve namaz için Şirinyer Merkez Camii’ne getirildi. Cenazeye Efe Altay Saral’ın annesi Selma Saral, ablası Zeynep Asena Saral, Buca Kaymakamı Mahmut Nedim Tuncer, Buca ilçe Emniyet Müdürü, Adem Köpük, Buca Belediye Başkanı Erkan Kılıç, AK Parti Buca ilçe başkanı Hakan Kalfaoğlu, CHP ilçe başkanı Hacer Taş, Muhtarlar birliği Başkanı Sedat erşahin, Belediye başkan yardımcısı Eşref Çakır yakınları ve arkadaşları katıldı.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Efe Altay’ın annesi ve ablası, tabut başında uzun süre gözyaşı döktü. Kılınan namazın ardından Efe Altay Saral’ın cenazesi, Gökdere Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Tumblr media
YARALILARIN TEDAVİLERİ SÜRÜYOR Öte yandan depremde yaralanan 5 kişiden 3’ünün Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, diğerlerinin ise Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Çiğli Eğitim ve Araştırma Üniversite’nde tedavilerine devam edildiği, yaralıların hayati tehlikelerinin olmadığı ve tedavilerinin sürdüğü öğrenildi. HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR Ayrıca merkez üssü Buca olan depremde hasar gören yapıların belirlenmesi için İzmir, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü ekiplerince dün başlatılan hasar tespit çalışmalarının sürdüğü belirtildi. Ekiplerin her ihbarı kontrol ettikleri, şu ana kadar herhangi bir yıkımla karşılaşmadıkları kaydedildi. Read the full article
0 notes