#Değer bilmek
Explore tagged Tumblr posts
onderkaracay · 11 months ago
Text
Tumblr media
Zamanın yaratıcılığı sayesinde, değeri bilinmeyen insanların değerini hatırlatacak insanlar ile sınanırız.
Önder KARAÇAY
15 notes · View notes
damladanummana · 1 year ago
Text
Gerçek Değer
Değerini bilmeyenlerin, eline bırakma kendini, Tez zamanda çıkar hayatından değerini bilmeyenleri Mustafa Murat Güngör 20.01.2024
Tumblr media
View On WordPress
4 notes · View notes
mel-inoe · 1 year ago
Text
ulan doğum günümü 6-7 yıllık arkadaşlarım hiç sallamadı (önceki gün buluşmamıza rağmen) daha bu sene tanıştığım arkadaşlarım parti yapmak falan istedi. amasyaya döndüğümde kutlayacaklarmış. ne diyim ayıp lan çok gariban geçirdim bu seneyi.
9 notes · View notes
geceninelfeneri · 2 years ago
Text
Sorsan ben ne yaptım derler.. ama kaybedince kıymet bilirler…
54 notes · View notes
uranuseyolculuk · 1 year ago
Text
Bilmem nasıl bakar bana gözleri
Bilmem nasıl konuşur benle sesi
Bilmem nasıl dururuz yan yana
Bilmem görürmüyüm hiç kanlı canlı
Bilmem...
Ama hep merak ederim...
@uranuseyolculuk
2 notes · View notes
monaros-a · 2 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
"Nasılsa var" Diye değerini bilmedikleri
ve "Her zaman aynı yerde duruyor diye
" Gözlerinin görmedikleri var insanların.
Değer bilmek için kaybetmek mi gerek..?¿
Alıntı..🍂🕊️🌙
313 notes · View notes
caglayimm · 10 months ago
Text
iyikilerin başında,her neşenin her umudun her duygunun içinde sen.Her şeyin sana bağlı olduğunu bilmek hayattaki en güzel limana sahip olmak.Sana olan aşkımın derinliğini ifade etmek için kelimeler asla tek başına yeterli değil,bu yüzden her saatim her dakikam her saniyem seninle geçsin istiyorum. Ben seninle büyümeyi seviyorum.Bana karşı yumuşayan sabrını seviyorum .Her şey karmaşığa sardığında tüm bunlarla beraber elimden tutup benimle ayağa kalkmanı seviyorum .Gülüşündeki kalabalığı suratındaki yalnızlığı basit şeylerin içinden binlerce anlam çıkarmanı değer verme şeklini seviyorum.Heyecanlanınca parlayan gözlerini cehennem gibi bir dünyada bana armağanmışcasına karşımda duran o eşsiz gülümsemeni hiçbir tarifi olmayan sarılmalarını beni çocuk gibi sevmelerini seviyorum sevgilim.Olduğum gibi kabul edişine aşığım seni sonsuza kadar dinleyeceğimi öpeceğimi sarılacağımı ve bunları hiç düşünmeden ömrümü harcayabileceğimi biliyorum, çünkü seninle olduğum her an evimi buluyorum.Yaşlandığımda saçlarıma griler düştüğünde hala deli gibi sevmek istediğim tek kişi sen olacaksın. sana basitçe bir ilgi duyamıyorum, tek odağım sensin her tenime dokundukça sevginle beni sar istiyorum.Sen hayatımda var olduğun sürece kopardığım tüm papatyaların yaprakları hep seni söyleyecek hep sana yöneltecek beni.Sana her baktığımda gülüşünle tekrardan doğuyorum kahkalarında melodiyi sözlerinde şiirleri duydum sanki üzerime gölge düşmüş beni aydınlatan tek kişi sensin.Ne için mi sen?Benden öncede vardın benden sonrada varsın sana aşkla tutunmam bu yüzden.En iyi arkadaşım,en iyi dostum,canım sevgilim seni ilk tanıdığım günden beri ruhuma sığınak aradığım haykırışlarımın duyulduğu limanımsın sen içimi koruyansın beni herşeyden sakınan el üstünde tutansın işte bu yüzden sana sığındım senden önce gözlerim kördü bu dünyaya sen geldin ve ışık tuttun bana.Küssem de sevdin kızsan da sevdin vazgeçmedin benden üşüdüğümde sarıldın küsüp gittiğimde bile ellerimden tuttun.. hayatımda olduğun her güne şükrediyorum çünkü birçok şey bizi birbirimize kavuşacağımız anı engelleyebilirdi hayatımda olduğun süreçten beri minnettarım sana sonsuz dünya da beni buldun ışığım oldun sevilmeye değer her ne varsa hepsi sende toplanmış sevgilim gökyüzündeki son yıldız yanıp kavrulana kadar seninleyim.bütün vakitlerimi hatta daha çoğunu sana ayırmak istiyorum seninle çekilecek fotoğraflar gidilecek mekanlar ıslanılacak yağmurlar bakılacak gökyüzü geçirilecek bir ömür var bende. seni daha fazla sevmek istiyorum her milimine kadar beğenmediğin her zerreni sevmek istiyorum yapılan uzun yolculuktan sonra dinlenecek tek evim sen ol istiyorum başıma gelen en güzel felaketimsin simsiyah olan dünyamda bembeyaz hayallerimsin Seni çok seviyorum sevgilim,iyiki doğdun iyi ki hayatıma girdin nice mutlu yaşlara sevgilimm❤️
231 notes · View notes
psikolojikseanslar · 9 months ago
Text
Bir insana değer vermek, özen göstermek onunla ilgilenmek, onun kıymetini bilmek bir kültürdür. Bunun eğitimi yok kitaplarda da yazmaz. Zerafet ve nezaket gerektirir. Yolu insan olmaktan geçer.
130 notes · View notes
bugunhaber · 1 month ago
Text
Tumblr media
Haber Takibinin Günlük Yaşamımıza Katkısı
Haber okumak sadece bir alışkanlık değil, aynı zamanda hayatımıza değer katan bir eylem. Güncel olayları takip ederek hem çevremizden haberdar oluruz hem de bilinçli kararlar alma yeteneğimizi geliştiririz. Peki, siz gündemi ne kadar yakından takip ediyorsunuz?
Haber Neden Önemlidir?
Bilginin güç olduğu bir dünyada, haber bizi bu güce ulaştırır. Dünyada neler olduğunu bilmek, hem kişisel hem de toplumsal hayatımızı şekillendirir. Ekonomik gelişmelerden sağlıkla ilgili yeniliklere kadar her konuda bilgilenmek, olayları doğru yorumlamamıza yardımcı olur.
Doğru Kaynağı Seçin
Ancak her bilgi doğru değildir! Bu yüzden, güvenilir ve tarafsız haber kaynaklarını tercih etmek kritik bir öneme sahiptir. Unutmayın, doğru bilgi sizi ileriye taşır, yanlış bilgi ise yanıltır.
41 notes · View notes
felsefebilim · 1 year ago
Text
Albert Camus, "Hayat Hiçbir Şey Değildir, İtina İle Yaşayınız" Sözüyle Ne Demek İster?
Tumblr media
Sizce Fransız düşünür Albert Camus ünlü sözü;
"Hayat hiçbir şey değildir, itina ile yaşayınız." ile ne demek istemişti?
Albert Camus, birçokları tarafından varoluşçu bir düşünür olarak kategorize edilmiştir. Bunun en büyük sebebi, Camus'un hayatı anlamsız ve saçma bulmasında yatar. Özellikle ona ün getiren "Veba" ve "Yabancı" eserleri hayatın anlamsızlığı, saçmalığı ve hayata karşı iktidarsızlık fikirleri üzerine kurulmuş çalışmalardır. Hatta bu bakış açısıyla absürdist olduğu da söylenmiştir. Absürdizm, uyumsuzluk felsefesi olarak da bilinir.
Ona göre yaşamak tamamen absürt bir eylemdir. Dünya insanlara ne bir anlam ne de net amaç sunar; üstüne üstlük sürekli bir anlam arayışı içinde olmamız beklenen bulanık bir şeydir. İşte bu tamamen absürt, saçma bir durumdur. Bir yandan yaşayıp hayata değer vermeye çalışmak, diğer taraftan da ölümlü olduğunun farkında olmak ve hayatının elbet bir gün sona ereceğini bilmek tam bir absürtlüktür. Üstelik bu dualizm (yaşam-ölüm) hayatın bir çok alanında da karşımıza çıkar (keder-sevinç, iyi-kötü); bu durumu da Camus, hayatın absürtlüğünü desteklemek için kullanır. Yaşamın anlamsızlığı, anlam bulunabilecek ya da yok edilebilecek bir şey değildir. O nedenle intihar eylemi de bu anlamsızlık içinde saçmadır.
Kısacası Camus, yukarıdaki sözü ile de hayata bir anlam yüklemenin anlamsızlığından bahseder, onu dilediğiniz gibi yaşayın der. İster kalıplardan, toplumsal normlardan kopuk, ister büründüğünüz ya da size atfedilen rollere girerek...
64 notes · View notes
damladanummana · 9 months ago
Text
Yol Ver
Değmez arkadaşlar, değerinizi bilmiyorsa, verdiğiniz emeğin farkında değilse değmezzz…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
kur-an-ve-risalei-nur · 7 months ago
Text
Tumblr media
⭐⭐⭐⭐⭐
İnsanın ruhuna bahar gelmeli!
Tam şuan kaldırıp kafamızı gökyüzüne bakalım ve gülümseyelim. Sonra etrafında ki insanlara gülümse. Hiç olmazsa, yaşadığın hâlâ nefes alıp verebildiğin için kocaman gülümse hayata.
Dünyayı yaşanılır yapan biziz. Hevesle yaptığımız işlerimiz, mutluluk dolu hayal ettiklerimiz.
En son ne zaman içten, samimice gözlerimizin içi gülene kadar gülümsedik?
Hatırlamıyorsak, bir an önce bizi geri çeken, hayat enerjini bitiren şeyleri bırakalım inşaallah...
O akıttığımız gözyaşı, kederden, gamdan, tasadan olmasın. Sevinçten, aşktan, huzurdan olsun.
Tamam...
Zor gelen bazı anlar vardır hepimizin hayatında. Bunun üstesinden nasıl gelineceğini düşündüğümüz zamanlar.
Ama inanın biz hep en kötüsünü düşünüyoruz ve içten içe kahrediyoruz ruhumuzu.
Bir üzülüyoruz, iki yıpratıyoruz, üçüncüde uyarı alıyoruz. Uyarılara rağmen devam edersek dördüncü şansı göremeyebiliriz.
Bize sunulan bu harikulade hayatta, güzellikleri yaşamadan göçüp gideriz...
Benim arkamdan sevdiklerim yataklara düşecekler, hastalanacaklar diye düşünmeyin derim ben. Çünkü insanoğlu alışır.
Bir ağlar, ikincisinde kendisi siler gözünün yaşını. Tek bir nedeni vardır, kendisi hayattadır...
Sağlıklıdır ve yaşamaya devam etmek zorundadır... Sahip olduklarının kıymetini bilmek, değer vermek zorundadır.
Ama siz kendinizi o uzun, çıkılmaz sandığınız derin kuyunun içinden çıkamadığınız için, bitmiştir her şey.
Nacizane küçük tavsiyem sizlere ; Her saniyenizin kıymetini doya doya çıkarın. İbadetlerimizde daha hassas daha dikkatli olarak bu Ahiret hazırlığını başarı ile sürdürelim inşaallah...
Sevdiğiniz insanlara sımsıkı sarılın.
Hiçbir şeyi ertelemeyin ne olursa olsun geçmişi arkanızda bırakmayı, geleceğin daha gelmediğini ve sadece bu güne odaklanıp ânı yaşayıp tevekkül ve sabırla Rabbime sığınıp Ona teslim olarak
"Mevlâm neyler neylerse güzel eyler" teslimiyetini öğrenin ki canınız daha fazla yanmasın.
Ve gülümseyin ki, hayat size hep ' Bahar ' olsun.
Şifa olsun...
____________°🌺💞🌸°______________
🎀
23 notes · View notes
yildizabenzeyen · 12 hours ago
Note
Bugün telefonuma erişimim olmadı. Ama zamanla, düşüncelerinde haklı olabileceğin bazı noktalar üzerine kafa yordum ve içtenlikle özür dilemek istiyorum. Keşke bu konuşmayı yüz yüze yapabilseydik; belki de kaderin bizi bir gün bir yerde kesiştirebileceğini düşünüyorum. Bazen, en çok kaçındığımız şeyler tam da başımıza gelenler olmuyor mu? Şunu bil ki, sana karşı her zaman bir saygım ve kendi etik sınırlarım var. Hiçbir şeyi "zorla oldu"ya çevirmek istemem, bu yüzden sana rahatsızlık vermemek adına geri çekileceğim. Hatta belki bir daha hesabıma bile giriş yapmam. Ama bana, aklından geçenleri bilmek istediğini söyledin o yüzden hissettiklerimi tüm açıklığıyla yazacağım. Öncelikle, seni düşündüğüm kadar akıllı bulmuyorum. Belki zekisin, ama pratik zekana olan düşkünlüğün karşısında gardını indiriyorsun. Bu satırları iki kez okuyacağını da düşünüyorum. Dürüstlük konusuna gelirsek, en azından bazı yerlerde şeffaf olmadığını hissettim. Kendi isteklerin ve arzuların konusunda oldukça çocukça ve bencil bir tarafın var; yine de insanları anlama konusunda şaşırtıcı derecede olgunsun. Bu garip bir denge, hatta biraz ürkütücü. Bir de şu "engelleme butonlarıyla" olan samimiyetin… Hukuk okumadım ama özellikle son engellemenden beri "müebbet" yemişim gibi hissettim. Bir ara, engelleyip sonra engeli kaldırdığın bir döngü vardı hatırlıyorum. O dönemde seninle olan dinamikleri anlamaya çalıştım ama bir türlü çözememiştim. İlk tanıştığımızda, belli bir süreden sonra soğuk sıcak tavırların dikkatimi çekmişti. Sanki beni aynalıyordun.. ortak yönlerimiz üzerinden bir oyun oynuyor gibiydin. Elbette bunun ardındaki olası nedenlere burada değinemeyeceğim. Fakat hiçbir şey bu kadar kusursuz olamazdı. Bu yüzden, tehlikeli biri olduğunu düşünmeye başladım. Zamanla, bana değer vermediğini hissettim ve bu his, aramızda giderek büyüyen bir mesafeye dönüştü. Bu kırılmaların ardından hayatımıza kaç farklı vücudun girip çıktığını, hangi duyguların gelip geçtiğini bilmiyorum. Ama sonrasında tekrar konuşmaya başladık. Bu süreçte, sana güvenimi çoğunlukla kaybettiğim için kendimi korumaya aldım. Telefonlarını açmamanın, bazı şeylerin ciddileşmesine neden olacağını düşündüm. Belki de bu, yalnızca kendimi koruma refleksimdi. Ama bir yandan, kendime verdiğim bu radikal kararın ağırlığıyla seni kaybettiğimi hissetmek beni daha da kırdı neticede bu kadar uğraşacağını düşünmemiştim. Seni sevdim. Hem de çok sevdim ben. Ama mantıklı olmaya çalışmanın bana zarar vermeyeceğini düşündüm. Oysa açtığım yaraları nasıl iyileştirebileceğimi bile düşünmeden hareket ettim. Mesela, ilk özlediğim şey hep sesin oldu. Sesini çok orijinal ve etkileyici buluyorum. Hedeflerin arasında olmayabilir ama bir gün seslendirmen olsan, inan bana, harikalar yaratabilirsin. Seninle konuşmak ise başka bir hikaye… Her konuşmamızda, seni daha iyi anlamak için tekrar tekrar doğup yeniden ölüyor gibiydim. Ama özümde hep aynı kalıyordum, seni seven biri. Ve her defasında, senin de beni sevdiğine inanıyordum. Son olarak, kendine olan savaşını artık bir kenara bırakmanı dilerim. Tek düşmanın kendinle olan savaşınsa, bu savaşa bir beyaz bayrak sallaman belki de özgürlüğün olurdu. Çünkü kendini sevmekte zorlanıyorsun ama aynı zamanda kendine kıyamıyorsun. Ve bu satırları okuyorsan, şu anda ayakta durmayı başarıyorsun. Kendine sevgiyi öğretmeye çalıştığın için seninle gerçekten gurur duyuyorum. Çünkü, kendini seven bir insan, aslında sevmeyi bilen biridir.
Hani hep anne olmak istediğimi ama hiçbir zaman anne olmayacağımı söylüyorum ya. Annemin dediği gibi bencil olduğum için değil kaybetmekten çok korktuğum için. Seninle birlikteyken bir şeyler oldu. O an seni benim yüzümden kaybedeceğim düşüncesine kapıldım dolayısıyla kendimi geri çektim. O ara senin bir okyanusun ortasında çırpındığını görebiliyordum ama hiçbir şey yapamadım. Sanki canını yakıcakmışım gibi hissettim. Dondum kaldım. Çok korktum sadece kaybetmekten. Hiçbi şey yapamadım. Belki seninle o zaman paylaşmalıydım bunları. Ama tüm korkularını görebiliyodum. Bu bana canavarmışım gibi hissettirdi. Diyosun ya tehlikeli biri olduğunu olduğunu düşünmeye başladım. Sadece sen düşünmedin bana da iliklerime kadar hissettirdin bunu. şunu bilmeni isterim ki senin için bi hayal kırıklığı olmaktan çok korktum. korkularını haklı çıkarmaktan çok korktum… sen gittin. Kabuslarımla baş başa kaldım. Uzun bir aradan sonra tekrar yazdığında cevap vermemeliydim ama çok özlemiştim. Tutamadım kendimi. Yine bencillik yaptım özür dilerim. Eğer en başından kabul etseydim bazı şeyleri tenime başka tenlerin değmesine izin vermezdim. Kendimle en çok bu konuda savaştım. Sana aşık olmadığıma kendimi ikna etmeye çalıştım durdum. Benim için söylemesi çok zor ama ben sana aşıktım sevgilim. Çok sevdim. Hâlâ. Ben hâlâ... Bu sevgi çok korkutucuydu benim için. Hani demiştim ya ne olursa olsun sana sarılacağım. Ne olursa olsun bir gün buluşalım. Yer ve tarih belirlemiştik. Hatırlıyor musun? 18 ağustos. O gün benim yeniden doğduğum gün. O yüzden o gün. Saat 17.00 yıl? Hatırlamıyorum ama sanırım her 18 ağustos geldiğinde elime her gitme fırsatı geçtiğinde eyfel kulesinin altında seni bekliyor olacağım sevgilim… çünkü ne olursa olsun sana sarılmadan bu dünyadan ayrılmak istemiyorum ben.
7 notes · View notes
halimecan · 19 days ago
Text
Tumblr media
Dirisini Mutlu Etmediğiniz Bu Hayatta, Ölüsüne Ağlamayın
Bazen hayat, gözlerimizin önünde bir gölge gibi geçip giderken, sevdiklerimize yeterince vakit ayıramadığımızı fark ederiz. O an ne kadar kıymetli olduklarını, ne kadar çok sevgiyi hak ettiklerini... Ama işte o an, genellikle çok geçtir. Çünkü "dirisini mutlu etmediğiniz bu hayatta, ölüsüne ağlamayın." derken, aslında kaybettiğimizin acısıyla kendimizi cezalandırıyoruz.
Düşünün bir an, yanınızda biri var. Belki bir eş, belki bir dost, belki de bir aile büyüğünüz… O kadar yakınızdalar ki, onları hep yanınızda olacak sanırsınız. Ama bir sabah uyanıp da onların artık sizinle olmadığını fark ettiğinizde, kalbiniz sızlamaz mı? Sadece kaybetmekle kalmazsınız, bir de tüm o zamansızca harcanan fırsatlar, gösterilmeyen sevgiler ve söylenmeyen “seni seviyorum”lar da peşinizden gelir.
Hayat, bizlere sevdiklerimize değer vermek için ne kadar çok fırsat sunduğunun farkında bile değiliz. Ama bir gün bir bakarız, tüm o fırsatlar tükenmiştir. Geriye sadece bir mezar taşına yazılmış bir isim ve içimizdeki derin bir boşluk kalır. O boşluk, onları hayattayken mutlu edemediğimizin, onlara gereken sevgiyi veremediğimizin acısıyla büyür. İşte o zaman, “Keşke…” demek gelir içimizden. Keşke daha fazla zaman geçirseydim, keşke her anını değerli kılsaydım, keşke daha çok sevseydim.
Ama işte o keşkeler hiçbir işe yaramaz. Ölüm, bir kez geldiğinde geri dönüp düzeltebileceğimiz bir şey değildir. O yüzden sevdiklerimize değer vermek, onları hayatın her anında mutlu etmek, bugünün en büyük görevidir. Çünkü birinin arkasından ağlamak kolaydır; ama onun yanında iken ona göstereceğiniz ilgi, sevgiyi ve saygıyı kaybetmek, bir ömür boyu taşıyacağınız bir acıya dönüşür.
Bir cenazede ağlamak, kaybı kabul etmek, geriye sadece bir hüzün bırakır. Ama o kaybın öncesinde, hayatınızda o kişiyle geçirdiğiniz her anın kıymetini bilmek, ona olan sevgiyi her fırsatta ifade etmek, işte bu gerçek bir kayıp yaşamamaktır.
Sevdiğiniz insanlar hayattayken onları mutlulukla sarın. Birlikte gülün, birlikte ağlayın, birlikte yaşayın. Çünkü bir gün, gözlerinizin önünden kayıp gitmeden önce onları tam anlamıyla hissetmedikçe, onları kaybettikten sonra ağlamak sadece vicdan azabını büyütür. “Dirisini mutlu etmediğiniz bu hayatta, ölüsüne ağlamayın.”
Hayat ne kadar kısa ve değerli. Sevdiklerinize olan sevgiyi hayattayken hissettirin, onlara sarılın, her anı paylaşın. Çünkü kayıplar sonradan gelir, ama sevgiyi kaybetmek, belki de hayatın en acı gerçeğidir.
11 notes · View notes
ayten-ali · 2 months ago
Text
Tumblr media
Kimse son veda ne zamandır bilmez ki...
❉᭄•Herkese karşı nazik olun, veda anları zaman yok orada ...
‏كن لطيفاً مع الكل فهناك لحظة وداع ليس لها وقت
┈┈┈┈┈┈┈┈❉᭄•
Çünkü; "ÖLÜMÜN SAATİ YOK!"
|- Değerli Kardeşlerim, kıymet bilmek, kaybedince arkasından ağlamak değil, yanındayken veya hayatınızdaki insanların değerini hayattayken bilmek, değer vermektir.
- Allah, (insanlar) öleceği zaman ruhlarını alır.
۞Zumer 42
>> Ölüm gelmeden önce kıymet bilin, değer verin, helalleşin... Çünkü ölüm haktır!
- Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi (ölümünü) ertelemez.
۞Munafikun 9
┈┈┈┈┈┈┈┈❉᭄•
*Dünya Fani Ölüm Ani *
*Tefekkür*
18 notes · View notes
pleasantkittyphilosopher · 11 months ago
Text
Tumblr media
Bir insana değer vermek,
özen göstermek,
Onun kıymetini bilmek de bir kültürdür.
Bunun eğitimi yoktur,
kitaplarda yazmaz.
Yolu insan olmaktan geçer. 💕
29 notes · View notes