#Bey Haram
Explore tagged Tumblr posts
Text
Athener Kaffee-Tagebuch: Thessaloniki - Frühstück am Meer
Nicht weit vom Markt liegt der historische Marktplatz von Thessaloniki, die Ruinen eines römischen Forums aus dem 2. Jahrhundert mit restauriertem Amphitheater sowie ausgegrabenen Gängen und Bögen. Dabei ist die Stadt um einiges älter. Thessaloniki wurde 315 v. Chr. von dem makedonischen König Kassandros als Thessalonike gegründet, benannt nach seiner Frau, einer Halbschwester Alexanders des…
View On WordPress
#Aimilianos Lazaridis#Alexander der Große#Atistotelous Square#Bey Haram#Eleftherios Venizelos#Kassandros#Platia Aristotélous#Platia Aristotelous#Römisches Forum#Thessalien#Thessaloniki
1 note
·
View note
Note
Selamun aleykum. Bloğunuzu yeni keşfettim, size sorulan soruların güzel cevaplanması beni de bir soru sormaya itti. Çıkmaz sokakta olan biri var. Maalesef 3 yıl boyunca haram yollarla görüşüp uzun zamandır da nişanlı olan çiftlerden biri karşıdakini bırakırsa bunun cezası nedir.. Sevgiden dolayı başta karşı tarafta göremediği şeyleri nişanlılık sürecinde gördüyse..? Dış görünüş, ailelerin uyumsuzluğu, maddi uyumsuzluk vs.. Ne tavsiye edersiniz?
Aleykum esselam.
Size ilk olarak tavsiyem evleneceğiniz kişiyi malı, güzelliği ve soyu ilkeleri üzerine değil dini ve ahlakı üzerine belirlemenizdir. Nitekim bu (eş) seçimine dair Allah Rasûlü'nden tavsiye hadis varid olmuştur. Kişinin malı da güzelliği de soyu da geçicidir, bir imtihanı ile bunlar tersine döner de malını, güzelliğini ve şerefini kaybeder. Dini ve ahlakı ise samimiyeti çizgisinde devamlı kalır.
Maalesef günümüzde nişan adı altında evlenecek adaylar uzun yıllar haram olan yakınlık ile birliktelik yaşıyor. Bu uzun süreçte ise evliliğin başında olması gereken sevgi, merhamet ve ünsiyet birbirlerine karşı azaldıkça azalıyor. Bu da ister istemez aralarında -evlilik öncesi ve sonrası- kalıcı bir soğukluğa sebebiyet veriyor. Evliliğe atılan ilk adım Allah'ın gazab ettiği bir yolda ilerleyince de o evliliğin bir bereketi de kalmıyor. Asıl olması gereken ise, evlenilecek eşi tanımak için çevresinden araştırma yapıp, dininden ve ahlakından emin olup, eşlerin de birbirlerine denk olduğu aşikar olduktan sonra nikah kıyılmasıdır. Eğer durum aksi ise yani dininden, ahlakından ve denkliğinden yana bir kusur var ise, veyahut karşı tarafa içiniz ısınmamış ise nişanın usulüne uygun şekilde bozulmasında bir beis bilmiyorum. Evlilik kader iledir, bununla birlikte bir ömür beraber yaşayacağınız kişiyi seçmek de sizin elinizde. İleride yaşanması muhtemel olan olumsuzlukları düşünün, tartın, birlikte konuşun, fıkıh ve tecrübe sahibi kimselere danışın, istihare edin ve Allah'tan hakkınızda hayırlı olana ulaşmak için dua ediniz. Rabbim sizlere salih/saliha bir eş ve zurriyetler nasip etsin.
8 notes
·
View notes
Text
İsra ve Mirac Gecemiz Mübarek Olsun.
İsra ve Mi’rac!
Evvela kısaca bu iki kelimeyi lügat manası ve harfleri itibariyle anlamağa çalışalım.
بسم الله الرحمن الرحيم
“İsr” kelime olarak “gece yürüme”
“Mir’ac” ise “merdiven yükselme” demektir.
Kur’anı Kerimin bir çok yerinde “Ya beni israil” denildiğinde bu lakap bize evvela Yakub (as) oğullarını ve soyunu hatırlatmaktadır.
Kardeşi ile aralarında meydana gelmiş bir anlaşmazlık yüzünden bulunduğu yeri terkederken geceleri yürüyerek yol aldığından kendisine bu lakab verilmiştir.
Bu gün için ise “isr” kelimesinin ifadesi! (Bir mana ile türkçede kullandığımız Esra ismi) “ey gece yürüyen” yani “gece kalkıp mana aleminde namaz dua zikr ve tefekkürle (yol alan) Allah dostlarının çocukları” manasında olmalıdır.
“İSRA” (elif sin ra) harflerinden meydana gelen bu kelime de;
elif → insan; (birinci)
sin → insan;
ra → rububiyyet hakikatlerini ifade etmektedir.
- Buradaki (elif) yani birinci insan daha henüz insanlık mertebesine erişmemiş ancak kendisinde bu kabiliyet ve gayret bulunan ve namzet olan insandır
- İkinci insan (sin) ise gerçek insan olma yolunda yürüyen ve benliğini aşan kimse demektir.
- (ra) Rububiyet yani esma isimler mertebesini ifade etmektedir.
➔ Böylece Mi’rac’ın birinci bölümünün mertebe ve ifadesi:
Hak yolunda seyr’ini sürdüren kişinin belirli eğilimlerle kendisini “rububiyyet” “esma” alemi itibariyle tanımaya başlamasıdır.
-----------------
“Mİ'RAC” (mim ra elif cim) harflerinden oluşmuştur.
Mi’racın ikinci kısmını ifade eden bu kelimede
mim → ha¬kikati Muhammedî
ra → Rahmaniyet
elif → Ahadiyet
cim → Cemal-i İlahidir.
➔ Hal böyle olunca çıkan mana:
“Ey gönül aleminde yürüyerek esma alemine ulaşan oradan Hakikat-i Muhammedi ile Rahmaniyet alemini idrak ederek sıfat zat ve Ahadiyet mertebelerine yükselip böylece ilahi cemali seyre başlayan kimse” olmakladır.
İşte bu oluşum insanlığın TEMEL GAYESİ dir. Yani BU ÂLEMİN HAKİKATİNİ ve KENDİ HAKİKATİNİ İDRAK ETMEKTEDİR.
-----------------
Ey salik! Dikkat et ki bu olay aynı zamanda senin de Mi’racın’dır.
➔ “Regaib” gecesi itibariyle Hakk’a olan rağbetin arttığında
➔ “Mevlüt” gecesi ile ifadesini bulan “Hakikat-i Muhammedi” gönlünde doğar.
➔ Faaliyele geçen Hakikat-i Muhammedi yaşamı güçlenerek “Berat” gecesi ifadesiyle nefsinden kurtuluşun beratını alır ve
➔ Mi’rac yolculuğuna çıkmaya namzet olursun. Gayretini eksiltmezsen yoluna devam edersin.
Mi’rac Hz. Rasûlüllah’ın seyri süluk’udur.
Ümmetleri olmamız hasebiyle bizim de Mi’racdan nasibimiz vardır. Bunu belirtmek için hadisi şerifte “NAMAZ MÜMİNİN MİRACIDIR” buyurmuştur.
▪️ “esra” “yürüttü” yani kendi gerçek hakikatine yürüttü
▪️ “bi abdihi” “kulu ile” yani abdiyyet ve ulûhiyet mertebeleri ile
▪️ “leylen” “gecenin bir vaktinde” yani beşeriyetinden yok olduğunda
▪️ “minel mescidil harami ilel mescidil aksa”
“Mescid-i Haram¬dan Mescid-i Aksa ya” “yürüttü”
Şimdi; ayet-i kerimenin bu bölümünde akla bir sual geliyor,
- Niçin Mi’rac doğrudan “Kabe-i şerif”den olmadı da Kuds-ü şerife gidip oradan vaki oldu?
- El cevap:
▪️Çünkü Kabe-i şerif “BEYTULLAH”tır. “Allahın evi” “MAKAM-I ZAT”tır, mertebe-i ahadiyyet’tir.
Orada gerçek anlamda var olan daima “GÖNÜL MİRACI”ndadır.
Hz. Rasullullah devamlı Hakkı’ın huzurunda olduğundan devamlı Mi’rac halindeydi.
▪️Bu oluşumu ümmetlerine de bildirmesi için zahiren de Mi’racın olması gerekiyordu. Bunun için zat aleminin dışına çıkılması lazım geldi ki tekrar zat alemine dönüş yani MİRAÇ mümkün olsun.
Ey talib-i Hakk! Kendi hakikatini ve alemin hakikatinı iyi anlamaya çalış.
➔ Üzerinde bulunduğun şu dünyada birimsel varlığınla ve nefsinle yaşarsan orası sana “ESFEL-İ SAFİLİN” "aşağıların aşağısı" olur.
➔ Eğer gerçek kimliğinle ilahi benliğinle yaşarsan orası senin “KUDS'ÜN” mukaddes şehrin ve “BEY-TÜL MAKDİS” mukaddes evin olur.
Oradan da Hacc’ını ifa ederek “BEYTULLAH”a dahil olursan “ALLAH EHLİ/ EHLULLAH” zat ehli olur ve emin beldenin sakinleri arasına girerek ebedî zat ehli olursun.
“Tefekkür gibi ibadet yoktur” (Hadis-i Şerif 712)
Bu Hadis-i şerifin özünü çok iyi anlamamız gerekmekledir.
Ne yazık ki fiilî ibadetleri ibadetin son menzili zannedip sadece şekilleri ile iktifa etmeye çalışıyoruz.
Tefekkürün bizleri nerelere yükselteceği bu Hadis-i Şerif ile çok güzel ifade edilmektedir.
“Ne var alemde o var Ademde” ki söze bakarak “KAAB-I KAVSEYN”i kendimizde arayalım.
“Allah nezdinde en mutlunuz onlardır ki sabah ve akşam Allah cemalini görürler.
Bu öyle bir zevktir ki bütün bedenî zevklere nisbeti, büyük dış deniz bir damlaya nispeti gibidir.” (Hadis i Şerif 54)
✔ Müthiş bir ifade yorumunu siz yapın.
“Rabbınızı gördüğünüz zaman onu ay’ı gördüğünüz gibi (aşikar tecelli ettiğini) görürsünüz.” (Hadis-i şerif 55)
“Günahkar olduğun halde Allah’ın cemal tecellisin! göremezsin” (Hadis-i şerif 56)
Günah yükün üstünde olduğu müddetçe Cenab-ı Hakk’ı müşahede etmen mümkün değildir.
Şu hayatta gerçek mutluluğun kapısı secdeye açılan kapıdan geçiyor. Allah'ın zikri olmadan huzur yok.
Allah c.c cümlemizi kurtarsın.
Mirac gecemiz miracımız olsun inşâAllah
2 notes
·
View notes
Text
Sometimes I wonder if I will ever stop being depressed or take antidepressants or visiting Psychatrists or therapists to fix my shit . I can’t seem to cope with life . And it’s getting worse as it nears my wedding . I can’t deal with that kind of stress and change .
I hate that . I just want to hide in a hole and skip the wedding and everyone .
I really really really want to leave my job . And not mention how shitty the currency is at the moment . The financial distress .
The fact that I know about my dad and the other woman . I faced him but I know it didn’t end . The secret and that it eats me up on the k side .
The fact that I chose premarital counselling because I’m scared of our problems and not bei f able to fix it .
And my start up that is going down the drain. . And I am not even there anymore .
My mom is obsessing over me . She fills up the hole in her life by shopping for me or excessively planning my wedding or try to fix my flaws .
I hate my world .
I think I chose the wrong career . I feel that I will never shine as a woman in this career .
People at work are getting increasingly bitchy. Fuck them all . It’s just bad for my health .
I can’t talk the pain from all the discs in my back . Not to mention the new wart in my food . It is painful everywhere .
I know it’s Ramadan . But I want to be okay but I also want things to somehow end without it being haram . That I just stop feeling or existing .
#spilledink#allah#mytxt#mywords#love#mywriting#wes#weddingblues#dysfunctional family#depression#my anxiety#chronic depression#enough is enough#work drama#recession#toxic work environment
5 notes
·
View notes
Text
maide93
لَيْسَ عَلَى الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ ف۪يمَا طَعِمُٓوا اِذَا مَا اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا ثُمَّ اتَّقَوْا وَاَحْسَنُواۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَ۟
İman edip sâlih âmeller işleyenler üzerine, bundan böyle sakındıkları ve güzel işlere devam ettikleri, sonra takva ve imanlarında kökleştikleri, daha sonra bu takva ile beraber güzel işlerle meşgul oldukları takdirde, önceden (haram kılınmazdan evvel) tattıkları şeylerde, üzerlerine bir günah yoktur. Allah, iyilik yapanları sever.
(ali fikri yavuz meali)
İman edip salih ameller işleyenlere; Allah’a karşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. Allah, iyilik edenleri sever.
(dib meali)
İyman edib de salâhlı salâhlı işler yapan kimseler bundan böyle sakındıkları ve iymanlarında sebat ile salih salih işlerine devam eyledikleri, sonra takvâlarında ve iymanlarında rüsuh buldukları, sonra bu takvâ ile beraber her yaptığını güzel yapan ihsan mertebesine erdikleri takdirde mukaddema tattıklarında kendilerine bir beis yoktur, Allah muhsinleri sever.
(elmalılı orijinal meali)
2 notes
·
View notes
Text
Dahabiya Crucero por el Nilo: Una Experiencia Única
Si buscas una manera exclusiva y tranquila de explorar el Nilo, un Dahabiya Crucero Nilo es la opción ideal. Estos barcos tradicionales de lujo te permiten navegar por el río en un ambiente íntimo, ofreciendo una experiencia más personal y relajante en comparación con los grandes cruceros.
Al Batros y El Bey: Las Mejores Dahabiyas del Nilo
Al Batros Dahabiya Crucero por el Nilo y El Bey Dahabiya Crucero por el Nilo son dos de las mejores opciones para aquellos que desean una experiencia más exclusiva. Estos cruceros combinan comodidad y lujo, permitiéndote disfrutar de vistas espectaculares y visitas a los templos más emblemáticos de Egipto, todo mientras navegas a lo largo del majestuoso Nilo.
Cruceros de Lujo por El Nilo: Una Aventura Inolvidable
Los Cruceros de lujo por El Nilo te ofrecen una experiencia de navegación única, con itinerarios que incluyen visitas a lugares históricos, como Luxor, Asuán y los templos de Kom Ombo. Estas opciones son perfectas para aquellos que buscan unas Vacaciones en Cruceros por el Nilo llenas de comodidad y elegancia.
Viajes a Egipto Baratos y Paquetes de Lujo
Si prefieres explorar Egipto con un presupuesto más ajustado, Viajes a Egipto Baratos son una excelente opción. Sin embargo, si buscas algo más exclusivo, puedes optar por Viajes de Lujo en Egipto, que incluyen paquetes luna de miel en Egipto o experiencias más privadas como el Creative om Calthom Dahabiya Crucero por el Nilo.
Excursiones en El Cairo y Viajes Cortos en Egipto
Con ETB Tours Egypt, puedes combinar tu Crucero por el Nilo desde El Cairo con emocionantes Excursiones en El Cairo. Además, hay opciones como los Viajes Cortos en Egipto que permiten disfrutar de lo mejor de las ciudades más importantes en poco tiempo. No olvides explorar el Viajes Mar Rojo en Egipto para completar tu viaje.
Para contactarnos: Correo electrónico: [email protected] Celular y WhatsApp: +201021100873 Dirección: 4 El Lebeny Axis, Nazlet Al Batran, Al Haram, Giza, Egipto
0 notes
Video
youtube
Yunus Gibi - Muazzez Ersoy ✩ Ritim Karaoke (Hüseyni Minör 9/8 Aksak Best... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/I-UnOfQmUI4 ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Yunus Gibi - Muazzez Ersoy ✩ Ritim Karaoke (Hüseyni Minör 9/8 Aksak Beste Erdoğan Berker) @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI : YUNUS GİBİ SÖZ GÜFTE : AYTEN BAYKAL BESTE - MÜZİK: M.ERDOĞAN BERKER USÜL : 9/8 AKSAK MAKAM - DİZİ : HÜSEYNİ (KARDEŞLERİ : BEYATİ UŞŞAK KARCİĞAR) MİNÖR Composer: M. Erdoğan Berker Lyricist: Ayten Baykal Provided to YouTube by Poll Production Yunus Gibi · Muazzez Ersoy Kraliçeden Nostaljiler ℗ Poll Production Released on: 2022-12-09 Sana öyle hasretim ki Bir çabam yok, bir çabam yok varam diye Sana öyle hasretim ki Bir çabam yok, bir çabam yok varam diye Yandım amma susuzluktan İçmiyorum, içmiyorum haram diye Yandım amma susuzluktan İçmiyorum, içmiyorum haram diye Bana cansın, gönlüme yâr Nasıl tatlı, nasıl tatlı özlemin var Bana cansın, gönlüme yâr Nasıl tatlı, nasıl tatlı özlemin var Dolaştırsan diyar diyar Bir gün demem, bir gün demem "Aman!" diye Dolaştırsan diyar diyar Bir gün demem, bir gün demem "Aman!" diye Gözüm sende gönlüm, gönlüm, gönlüm sende Ben yok oldum artık bende Gözüm sende, gönlüm sende Ben yok oldum artık bende Çağırsan da, "Gel" desen de İnan gelmem, inan gеlmem ferman diye Çağırsan da, "Gеl" desen de İnan gelmem, inan gelmem ferman diye HÜSEYNÎ حسيني Türk mûsikisinde bir perde ve makamın adı. Müellif: İSMAİL HAKKI ÖZKAN Hüseynî Perdesi. Türk mûsikisi ses sistemi içinde tiz sekizlinin dokuzuncu perdesi olan sesin adıdır. Herhangi bir değiştirme (ârıza) işareti taşımayan ana perdelerden olan bu ses ayrıca nevâ perdesine bir tanînî diyezi veya acem perdesine bir bakiye bemolü getirilerek elde edilebilir. Bugün kullanılan Batı mûsikisi nota sisteminde portenin dördüncü aralığına yazılır, adı “mi”dir. YÜRÜK AKSAK Türk mûsikisi usullerinden. Müellif: İSMAİL HAKKI ÖZKAN Dokuz zamanlı aksak usulünün en yürük mertebesidir. Türk mûsikisi usul sisteminde küçük usul sınıfına giren aksak usulünün 9/4’lük mertebesine ağır aksak, 9/8’lik mertebesine aksak, 9/16’lık mertebesine de yürük aksak adı verilir (ayrıca bk. ORTA AKSAK). Ancak uygulamada bu usuldeki eserlerin başına 9/16 yazılması tercih edilmemiştir. Bunun yerine yine 9/8 yazılır ve portede usul rakamının üzerine “yürük” veya “yürük aksak” ibaresi konularak usulün gidişi belli edilir. Bu usul aksak usulünde olduğu gibi, kendi formunda dört zamanlı sofyan usulü ile yine kendi formunda beş zamanlı bir Türk aksağı usulünün (bir dört zamanla bir beş zamanın) birbirine eklenmesinden meydana gelmiştir. Görüldüğü gibi yürük aksak usulünün yapı bakımından ağır aksak ve aksak usulünden hiçbir farkı yoktur. Bu sebeple bazı müellifler yürük aksak adlı ayrı bir usulün bulunduğunu kabul etmemişlerdir. Ancak usulün çok yürük oluşu bu usuldeki eserlerin icrası sırasında usul ile takibini yani vuruluşunu güçleştirir. Ayrıca yine bu usuldeki sözlü eserlerin güfte taksimi de (prozodi) diğer aksak usullerden farklıdır. Dolayısıyla Rauf Yektâ Bey yürük aksak usulünü çifte sofyan diye adlandırmış ve şemasını da şu şekilde kaydetmiştir: Muazzez Ersoy Doğum Hatice Yıldız Levent 9 Ağustos 1958 (65 yaşında) Uzunköprü, Edirne, Türkiye Başladığı yer Türkiye Tarzlar Klasik Türk müziği, Fantezi, Arabesk Çalgılar Vokal Etkin yıllar 1982-günümüz Müzik şirketi Elenor Müzik (1991-1992) Raks (1993) Levent Müzik Yapım (1994-2000) DMC (2002, 2013-günümüz) Avrupa (2004-2006) Öncü Müzik (2007-2010) Resmî site MuazzezErsoy.net Hatice Yıldız Levent ya da sahne adıyla Muazzez Ersoy (d. 9 Ağustos 1958; Uzunköprü, Edirne) klasik Türk müziği sanatçısıdır. 33. Türkiye Hükûmetinde Kültür Bakanlığının tavsiyesiyle verilmeye başlanan Devlet Sanatçısı ünvanına 1998'delayık görülen sanatçı, seslendirdiği nostaljik şarkılardaki başarısından dolayı "Nostalji Kraliçesi"olarak da[3] bilinir. Sanatçı 2006 yılında Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütünün “iyi niyet elçisi”seçilmiştir.[5] Erdoğan Berker (16 Temmuz 1932 / 5 Eylül 1997) Erdoğan Berker (16 Temmuz 1932 Ankara'da doğdu.İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara 'da tamamladı. Ud çalan babası ve sesi güzel olan annesinden etkilenerek müziğe küçük yaşlarda ilgi duydu. Üniversite yıllarında Necdet Varol ve Nevzat Sümer ‘den makam ve usul dersleri aldı.
0 notes
Text
Fatwa MUI: Transaksi Short Selling di Bursa Saham Haram
JAKARTA (Arrahmah.id) – Dewan Syariah Nasional-Majelis Ulama Indonesia (DSN-MUI) menegaskan transaksi short selling dalam perdagangan saham di Bursa Efek Indonesia (BEI) haram. Hal ini sesuai Fatwa DSN-MUI No. 80 Tahun 2011 tentang Penerapan Prinsip Syariah dalam Mekanisme Perdagangan Efek Bersifat Ekuitas di Pasar Reguler Bursa Efek. Short selling adalah praktik jual beli saham di mana investor…
View On WordPress
0 notes
Text
Bangkok: Wiederherstellung der diplomatischen Beziehungen zu Saudi-Arabien eröffnet neue Möglichkeiten für Thailand
Die Wiederherstellung der diplomatischen Beziehungen zwischen Thailand und Saudi-Arabien im Jahr 2022 nach einer 30-jährigen Pause hat Thailand neue Möglichkeiten eröffnet, die Nachfrage nach seinen Halal-Produkten auf den Märkten des Nahen Ostens zu erschließen. Die weltweite muslimische Bevölkerung beträgt rund 2 Milliarden und wird bis 2030 voraussichtlich 25 % der Gesamtbevölkerung ausmachen. Thaweelap Rittapirom, Präsident der Islamic Bank of Thailand (IBank), sagte, dass Produkte, die in muslimisch geprägten Ländern verkauft werden, als Halal zertifiziert sein müssen. Es wird erwartet, dass der Weltmarkt für Halal-Lebensmittel bis 2027 einen Wert von mehr als 2 Billionen US-Dollar haben wird, wobei Thailands Anteil an diesem Markt etwa 300 Milliarden US-Dollar beträgt.
Die Wiederherstellung der diplomatischen Beziehungen zwischen Thailand und Saudi-Arabien im Jahr 2022 nach einer 30-jährigen Pause hat Thailand neue Möglichkeiten eröffnet, die Nachfrage nach seinen Halal-Produkten auf den Märkten des Nahen Ostens zu erschließen. Obwohl Thailand eine muslimische Minderheitsbevölkerung hat, hat das Land großes Potenzial, ein Zentrum für die Produktion von Halal-Lebensmitteln und -Getränken in der Region zu werden. Unternehmer müssen die neuesten Trends und Entwicklungen in der Branche im Auge behalten, um den dynamischen Anforderungen der wachsenden Verbraucherbasis gerecht zu werden, wenn sie in diesem hart umkämpften Markt Fuß fassen wollen, sagte Herr Thaweelap. GRENZEN NAVIGIEREN Er sagte, wenn die Leute an Halal denken, denken die meisten, dass es sich nur auf Lebensmittel bezieht. Laut Islam umfasst Halal jeden Aspekt des täglichen Lebens eines Muslims, einschließlich Kleidung, Arbeitsbedingungen und Finanzen. Praktizierende Muslime bewegen sich zwischen den Grenzen von halal , dem arabischen Wort für erlaubt, und haram , arabisch für verboten. Definitionen dessen, was als Halal oder Haram gilt, basieren auf den islamischen Lehren im Koran, der die allgemeinen Prinzipien in Bezug auf Halal-Lebensmittel darlegt und Sauberkeit und Reinheit in der gesamten Wertschöpfungskette von der Produktion über den Vertrieb bis zum Konsum betont. Darüber hinaus gilt die Zahlung oder der Erhalt von Zinsen aufgrund der islamischen Überzeugung als verboten, dass Geld nicht dazu verwendet werden sollte, mehr Geld zu generieren, sondern dazu verwendet werden sollte, Handel und Investitionen in produktive Aktivitäten zu erleichtern. Dieses Zinsverbot hat erhebliche Auswirkungen auf die Wirtschaft, da es die Entwicklung produktiver Aktivitäten fördert und Spekulation und übermäßige Risikobereitschaft verhindert. Manche Menschen glauben, dass es die soziale Gerechtigkeit fördert, indem es sicherstellt, dass der Reichtum gerecht verteilt wird und dass alle Mitglieder einer Gesellschaft an den Vorteilen des Wirtschaftswachstums teilhaben. Der Begriff Tayyib bedeutet gut, rein und unbefleckt. Scharia-Gelehrte und Akteure in der Halal-Industrie interessieren sich erneut für das Konzept des Tayyib. Tayyiban , das sich auf nachhaltige Praktiken bezieht, berücksichtigt im Einklang mit den islamischen Lehren den Schutz der Gesundheit, Lebensmittelsicherheit, Tierrechte, die Umwelt, soziale Gerechtigkeit und das Wohlergehen im Lebensmittelproduktionsprozess.
Besucher unterhalten sich während des Festivals „Halal Mahanakhon 2023: Der Charme der arabischen Wüste“, bei dem arabisches Essen und Mode im Einkaufszentrum Seacon Square Srinakarin präsentiert werden. Somchai Poomlard Zusätzlich zu den Möglichkeiten für Lebensmittelexporte verfügt Thailand über Potenzial für Halal-Tourismus, da das Land mehr muslimische Touristen anzieht, die von Reisezielen angelockt werden, die sich an praktizierende Muslime richten. Brasilien ist der weltweit größte Exporteur von Halal-Lebensmitteln, während Thailand hinter Indonesien und Malaysia an dritter Stelle in Asien steht. Marktwissen „Ich denke, Thailand muss den Halal-Markt und seine sich entwickelnden Bedürfnisse wirklich verstehen und eine Industriepolitik umsetzen, die den dynamischen Anforderungen dieser wachsenden Verbraucherbasis gerecht wird, sowie eine kontinuierliche staatliche Unterstützung“, sagte Herr Thaweelap. Die Halal-zertifizierten Produkte und Dienstleistungen des Landes gelten als Handelspass für den Eintritt in die Märkte islamischer Länder. Allerdings müsse Thailand seine Halal-Zertifizierung verbessern, während die Konkurrenten Malaysia und Indonesien ihre Standards erhöhen, sagte er. Saudi-Arabien ist Thailands zweitgrößter Exportmarkt im Nahen Osten mit enormem Wachstumspotenzial, da das Jahreseinkommen 20.000 US-Dollar pro Person beträgt und die Bevölkerung insgesamt 37,4 Millionen beträgt. Der Wert des Handels zwischen den beiden Nationen stieg im Jahr 2022 nach der Wiederherstellung der diplomatischen Beziehungen um 40 %. Um den saudi-arabischen Markt zu verstehen, muss man das Dokument „Vision 2030“ lesen, das die Strategie des Landes zur Diversifizierung seiner Wirtschaft und zur Verringerung der Abhängigkeit von Öleinnahmen darlegt und gleichzeitig ausländische Direktinvestitionen anzieht, um das Wirtschaftswachstum anzukurbeln, Arbeitsplätze zu schaffen, das Wissen über neue Technologien zu erweitern usw. „Die Wettbewerbsfähigkeit verbessern“, sagte Herr Thaweelap. Saudi-Arabien werde weithin als wichtiger Vermögensmarkt im Nahen Osten angesehen, mit einem massiven Konsum von Luxusprodukten, sagte er. Allerdings seien im Land viele Wanderarbeiter beschäftigt, insbesondere aus Südasien, die über eine geringere Kaufkraft verfügten, sagte Herr Thaweelap. Er sagte, wenn thailändische Produkte den Standards der Verbraucher in Saudi-Arabien entsprechen könnten, könnten thailändische Unternehmer zu wichtigen Lieferanten von Lebensmitteln und Getränken für andere Mitgliedsstaaten des Golf-Kooperationsrates werden, darunter Bahrain, Kuwait, Oman, Katar und die Vereinigten Arabischen Emirate. Diese Staaten gelten als „neue Grenze“ für thailändische Exporteure. Eine Kombination aus Unruhen und Bürgerkriegen in der Region, geopolitischem Wettbewerb und der Schieferenergierevolution hat den Nahen Osten dramatisch verändert. In Saudi-Arabien gibt es mehr Führungskräfte in den Vierzigern, die gut ausgebildet sind und die Fähigkeit haben, die Zukunft des Landes zu gestalten, sagte Herr Thaweelap. Sie hätten einen fruchtbaren Boden für Veränderungen geschaffen – von kulturellen und sozialen Veränderungen bis hin zu ehrgeizigen Investitionen in Nachhaltigkeit und innovativer Urbanisierung durch wegweisende Projekte, sagte er. Die Zukunft in der Region sehe vielversprechend aus, sagte Herr Thaweelap. ZERTIFIZIERUNGSREGELN Die Zertifizierung wird zu einem wichtigen Exportstandard, um den Halal-Markt zu erschließen. Der Verkauf von Produkten in diesem Segment erfordere Klarheit und Transparenz in Bezug auf Kommunikation und Einhaltung von Standards, sagte er. Da der Halal-Markt in den letzten fünf Jahren immer wettbewerbsintensiver geworden ist, müssen sich Unternehmer durch eine verbesserte Umsetzung der Halal-Standards auszeichnen, wie es in Malaysia geschehen ist, sagte Herr Thaweelap. Die Ausweitung der Halal-Zertifizierungsstandards erfordert die Schaffung von Wissen, damit Unternehmer sowohl lokale Vorschriften als auch internationale Standards wie den Hazard Analysis and Critical Control Point (HACCP) und die Good Manufacturing Practice (GMP) einhalten können, sagte er. Das Konzept von Halal umfasst nicht nur das Scharia- Recht (islamisches Religionsrecht), sondern auch Hygiene und Aspekte der Lebensmittelsicherheit. Große Unternehmen dürften kein Problem damit haben, auf dem Halal-Markt zu konkurrieren, da sie bereits Waren von hoher Qualität produzieren, sagte Herr Thaweelap. Im Gegensatz dazu seien kleine und mittlere Unternehmen verpflichtet, ihre Produktionsstandards zu verbessern, indem sie Teil einer robusten Lieferkette werden, um die Einhaltung von Halal-Standards sicherzustellen, oder indem sie ihre Produkte und Dienstleistungen durch Mehrwert differenzieren. FINANZIELLE UNTERSTÜTZUNG Finanzinstitute wie die IBank seien bereit, Kredite an Unternehmer zu vergeben, die nach Halal-Standards produzieren möchten, sagte Herr Thaweelap. Am 15. Juli 2023 arbeitete die IBank mit der Export-Import Bank of Thailand zusammen, um ein Halal-Unternehmer-Exportprogramm zu implementieren, und veranstaltete gemeinsam ein Seminar. Das Seminar bot den Teilnehmern die Gelegenheit, Einblicke in die Chancen und Herausforderungen für den Eintritt thailändischer Produkte in Halal-Märkte zu gewinnen und gleichzeitig das Verständnis für die Halal-Zertifizierung zu verbessern. Das Projekt untersuchte auch das Potenzial, muslimische Verbrauchergruppen über Online-Handelsplattformen zu erreichen, sagte er. Die IBank habe thailändischen Unternehmern den Export von Halal-Produkten nach Malaysia erleichtert, darunter Hühnerprodukte, verarbeitete Lebensmittel und Kosmetika, sagte Herr Thaweelap. Die Bank habe das Ziel, später auch Schwellenländer wie den Nahen Osten zu erreichen, sagte er. / Bangkok Post Beta Beta-Funktion Read the full article
0 notes
Text
Ayşe Hür
1/22 Aşağıdaki iddia yanlış. Doğrusu: Türklere modern futbolu sevdirenler Osmanlı Devleti’nin tebaası olan Yahudiler, Rumlar, Ermeniler ve Levantenlerdi. Osmanlı ülkesindeki ilk futbol karşılaşması, 1875’te Selanik’te, 1880’lerde İzmir’de, 1890’larda ise İstanbul’da yapıldı.
2/22 Bu işin öncüsü olanlar, tütün ve pamuk ticaretiyle uğraşan İngiliz aileler ile yanlarında çalışanlardı. Onların yaptıkları ilk maçları, İzmir-İstanbul’un Rum-Ermeni-İngiliz karmalarının maçları, bunları da Kadıköylü Rumlarla Ermenilerin rekabeti izledi.
3/22 Müslüman-Türk gençleri ise yabancıların bu eğlenceli yaşamını gıptayla izlemekle yetindiler; çünkü hem Sultan II. Abdülhamit futbolu ‘haram’ sayıyordu, hem de muhafazakâr halk bu tür etkinliklere ‘gavur işi’ diye bakıyordu.
4/22 Bu bakışın temelinde, Kuran’ın insanoğlunun bütün eğlencelerini yasaklarken sadece Tirmiz��’nin sahih olduğunu söylediği bir hadiste “Atıcılık, at terbiyesi ve eş ile oynaşma dışında her oyun batıldır” denmesi yatıyordu.
5/22 Abdülhamid’in gazabından kurtulmak için, 1901’de ilk futbol kulüplerini ‘Black Stockings’ (Siyah Çoraplar) adıyla kuran Müslüman/Türkler, daha ilk maçlarında Rumlara karşı 4-1 yenik iken, ünlü jurnalci başı Ali Şamil ve adamlarına yakalandılar.
6/22 Maçta Türk tarafının tek golünü atan Fuad Hüsnü Bey, maçı izlemeye gelen babası Hüseyin Hüsnü Paşa’nın faytonuna atlayarak kaçabilmiş, yakalanan diğer kurucu Reşat Danyal Bey, mensubu olduğu Hariciye Nezareti tarafından ceza olarak Tahran Sefareti’ne sürülmüştü.
7/22 Fuad Hüsnü Bey de sonra yakalanarak Divan-ı Harb’e verilecekti. Hüsnü Bey zorla da olsa paçayı ihtarla kurtardı ama bir daha da ‘Black Stockings’ adını duyan olmadı. 1903’te 26 Müslüman-Türk genci tarafından kurulan Beşiktaş takımı da aynı akıbeti paylaştı.
8/22 Kulüp yöneticileri Abdülhamid’in başyaveri Mehmed Paşa’nın himmetiyle, bir daha futbol oynamamak kaydıyla cezalandırılmaktan kurtuldular da kulüp, Osmanlı Bereket Jimnastik Mektebi adıyla faaliyete devam edebildi. Abdülhamid’in futbolcuları hafiye olarak kullanmak istediği
9/22 için okula izin verdiği rivayet edilir. İzmir’de ise 1905’te Amerikan Koleji öğrencileri Talat (Erboy), Şerif Remzi (Reyent), Sabri Süleymanoviç ve Nejat Evliyazade, okul takımlarıyla sahaya çıkan ilk Türk futbolcular oldular. Ancak bu gençler, dönemin
10/22 İzmir Valisi Kâmil Paşa’nın baskıları sonucu okullarından uzaklaştırılarak cezalandırıldılar. Halk arasında ‘Pazar Ligi’ diye anılan ‘Constantinople Football League’ adlı ilk lig, 1904’te oluşturuldu. Moda, Elpis ve Imogene takımlarının mücadelesinde ilk kupayı,
11/22 İngiltere Sefaret gemisi tayfalarının takımı Imogene kaldırdı. Türkler bundan sonra cesaretlerini topladılar ve 1905’te Galatasaray, 1907’de Fenerbahçe kulüpleri kuruldu. 1908’de II. Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte Vefa, Beykoz, Türk İdman Ocağı, Darülfünun ve
12/22 Şehremaneti takımları başta olmak üzere sayısız yerli kulüp açıldı ve 1912’de İstanbul’da, sadece Türk takımları için ‘Cuma Ligi’ adıyla yeni bir lig kurulması icap etti. Anadolu’da ise Rum ve Ermenilerin kurduğu 100’den fazla spor kulübünün kendi futbol ligleri vardı.
13/22 İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC), İzmir’de yıllardır faaliyet gösteren Panianios, Apollon, Pelops, Evangelidis, İskos, Krakoviri, Midilli Karması gibi Rum; Vaspurakan ve Armenion gibi Ermeni, Maccabi gibi Yahudi takımlarına karşı “sağlam bedenli, millî şuura
14/22 sahip Türk gençleri yetiştirmek” için 1912’de Karşıyaka Spor Kulübü’nü (nam-ı diğer ‘Kaf Sin Kaf’), 1914’te “Rum, Ermeni ve İngilizlere karşı ‘milli tavır’ koymak üzere” Altay Kulübü’nü kurdu. Aynı yıl Altay’ın Ermeni takımı Armenion’u yenerek kupayı alması;
15/22 1916-1917’de tüm Rum ve Ermeni takımlarını yenmesi, "milli" kulüp tarihinin en şanlı sayfalarını oluşturdu. Bu arada, İTC’nin Türkçülük politikaları uyarınca Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüplerinin tüzükleri ‘millîleştirilmişti’ bile.
16/22 Futbolun 'millî şuuru' oluşturmak üzere kullanılması Mütareke yıllarında (1918-1922) hız kazandı. İstanbul’da işgalci Fransız ve İngilizler ile Türkler arasında kıran kırana maçlar yapıldı, kazananlar adeta savaşı kazanmış gibi sevindiler. Öyle ki, İşgal Güçleri Komutanlığı
17/22 1920’de 50 maçın 41’ini kazanan, dördünü berabere bitiren, sadece beşinde yenilen Fenerbahçe Kulübü’nü kapatmak ihtiyacını duydu. Fenerbahçe ve Karşıyaka’nın pek çok futbolcusu Millî Mücadele’ye katıldıkları için İşgal Güçleri tarafından cezalandırıldılar.
18/22 1921’de İstanbul Rumlarının gözde takımı Pera ile Türk takımları Fenerbahçe ve Union Club (İttihatspor) arasındaki maçlar bir nevi Türk-Yunan savaşı gibi geçiyordu. Rumlar ‘Zito Venizelos!’ (Yaşasın Venizelos!) diye tezahürat yaparken,
19/22 Türk seyirciler İnebolu’yu bombalayan Yunan savaş gemisi Kılkış’ın bayrağını yakmışlardı. Aynı dönemde İzmir’de kırmızı forma üzerine beyaz bir kuşakla sahaya çıkan İdman Yurdu Kulübü ile Yunanistan bayrağının renkleri olan mavi beyazlı formasıyla
20/22 Apollon takımının maçları, adeta cephedeki çarpışmaların tekrarı gibiydi. Söke’de bile halk, tepkisini futbol takımıyla gösteriyordu; öyle ki işgalci İtalyan kuvvetleri bir kez bile Söke takımını yenememekten şikâyet ediyordu.
21/22 Futbolun millî kimliğin inşasındaki rolü Cumhuriyet döneminde de devam etti. 14 Mart 1923’te oluşturulmak istenen modern kültürün simgelerinden biri olarak Gençlerbirliği kuruldu. 1932’de Türk Tarih Tezi’nin parçası olarak Kaşgarlı Mahmud'un Divan-ı Lügat-it Türk ve
22/22 Seyyid Ali Ekber’in Hıtay-ı Nâme'sinde Orta Asya’daki Türk topluluklarının kuzu derisinden topla futbol benzeri bir oyun oynadıkları, bu oyuna ‘tepük’ dediklerinden kalkarak “dünya yüzünde futbolu Türklerin icat ettiği” iddia edilerek futbolun Türkleştirilmesine başlandı.😉
https://twitter.com/HurAyse/status/1741135608699924775?t=SFo5Bl3XGnnN_SrIitHiwg&s=19
0 notes
Text
im herzen des sahel
roman von djaïli amadou amal
erschienen 2023
im orlanda verlag
isbn: 978-3-949545-39-9
(von tobias bruns)
im hohen norden kameruns lebt die junge faydé mit ihrer mutter und ihren brüdern und bestellt den hof ganz allein, nachdem ihr vater von den terroristen der boko haram verschleppt oder getötet wurde. die region leidet seit langem unter den immer wiederkehrenden angriffen, plünderungen und brandschatzungen der extremisten - noch dazu leidet die region immer stärker unter dem klimawandel, der dürre über den landstrich bringt. an sich sind alle inzwischen auf geschenke von verwandten angewiesen, die in die städte geflüchtet sind, um dort ein auskommen für sich und den rest der familie zu finden, die im dorf verblieben sind. obwohl faydés schullaufbahn vielversprechend lief, kann sich die familie ihren weiteren besuch nicht leisten und um ihrer mutter und den brüdern zu helfen zieht auch faydé in die stadt und arbeitet als dienstmädchen im haus einer angesehenen muslimischen familie. als christin, also in dieser Region ungläubige hat sie einen schweren stand, doch arbeitet sich gut ein, während boko haram weiterhin als bedrohung über allen schwebt - egal welcher religion man angehört. faydé arbeitet sich sehr gut ein, kann sogar mit hilfe eines verwandten ihrer arbeitgeber weiter die schule besuchen und trotzdem ihrer mutter im dorf helfen. doch die dorfidylle hält nicht lang und auch ihre mutter und geschwister müssen zuflucht in der stadt suchen, doch während all dieser zeit breitet sich weiteres ungemach in faydés leben aus, als sie eine beziehung mit dem verwandten ihrer arbeitgeber eingeht, der sie so gefördert hat - sie, christin und "bäuerin" vom land und er, muslim aus der städtischen oberschicht, der zudem kurz vor der versprochenen heirat steht, die schon lange angebahnt wurde von seinen eltern...
man könnte erst einmal meinen: ein alter hut - mädchen aus der unterschicht und mann aus der oberschicht verlieben sich und erkämpfen aller widerstände ob dieser "unmöglichen" verbindung zum trotz ihren weg ins gemeinsame glück. soweit, so bekannt. doch weit gefehlt djaïli amadou aman erzählt zwar einen roman, der eine tragische liebesgeschichte beinhaltet, doch ebenso eine geschichte über gesellschaftliche brüche, über religiösität und scheinheiligkeit, über städtisches leben und solches im kleinen dorf, über die Gemeinschaft und das zusammenleben, über das leben in andauernder bedrohung durch terror, der allzeit die dort lebenden menschen überkommen kann und den menschgemachten klimawandel, der im gegensatz zu dem uns in europa bekannten leben in anderen regionen der welt schon täglich physisch im eigenen leben spürbar ist - ob unseres noch anhaltenden reichtums im globalen norden kennt man dies hier immer noch eher aus den nachrichten, als das man es am eigenen leib erlebt (abgesehen von manchem extremwetterereignis). ein roman mit einer hohen einfühlsamkeit, mit der freude am leben allem zum trotz und einer dann ebenso harten konfrontation mit der realität, die vor den kopf stößt. ein wunderbarer roman, bei dem einem die figuren zu herzen gehen und man am ende des romans das gefühl hat, man hätte mit der lektüre eben gerade erst begonnen - was eine ereignisreiche kurzweiligkeit die autorin erzeugt ist wahrlich beachtlich!
#im herzen des sahel#djaïli amadou amal#orlanda verlag#orlanda#roman#Rezension#philosophenstreik#tobias bruns#kritik#kamerun#literatur#lesenmachtglücklich#literaturkritik
0 notes
Text
Pariser Platz. Okt 2023
Langsam mach ich mir doch Gedanken. Wenn erstmal die Sharia-Hamas-und-Hetze-Nazis (wasn Kompositum) die Macht übernommen haben, isses auch vorbei mit Musik und Bildern. Und mit dem geliebten Nikotin. Kameras? Haram! Kaffee wird noch erlaubt sein. Gut Nacht, geliebtes Leben.
Halal sind dann nur noch abstrakte Aquarellmalerei oder dieser Spirographen-Scheiß. Und es wird kein Entkommen geben, weil es in GB, USA und Canada genauso Daesh-mäßig abgeht wie in Deutschland. Frankreich sowieso, da schneiden sie Dir jetzt schon den Kopf ab, wenn Du was falsches sagst oder dem Mufti nicht mit Ehrerbietung begegnet bist.
Wahrscheinlich werd ich dann als Selbstmordattentäter enden. Oh Gott, schreib sowas nicht, sonst stehst Du gleich bei Frau voll der Leiden auf der Terrorliste. Die passende Überwachungs-Software kauft sie grad in China ein. Und bunt diverses Beten bis ne Beule wächst üben sie wahrscheinlich auch schon in Bruxelles.
0 notes
Text
Kriteria dan Daftar Saham Syariah Terbaik Indonesia 2022
Sudah banyak orang yang melakukan investasi saham agar mendapatkan penghasilan tambahan. Diantara banyaknya saham ini ada saham syariah terbaik yang pelaksanaannya sudah sesuai dengan syariat Islam.
Ada berbagai daftar saham syariah terbaik 2022 yang bisa Anda coba untuk bisa mendapatkan keuntungan. Jenis saham ini banyak diincar oleh para investor muslim karena dirasa lebih aman karena berpedoman pada prinsip Islam. Lalu, apa sajakah daftarnya? Mari kita simak bersama.
Kriteria Saham Syariah
Perlu diketahui bahwa yang dimaksud dengan saham syariah berdasarkan Bursa Efek Indonesia adalah hasil yang didapatkan dari saham yang tidak bertentangan dengan prinsip syariah.
Setidaknya, ada dua jenis saham syariah yang sudah diakui oleh Indonesia. Pertama adalah saham yang sudah memenuhi syarat seleksi saham syariah. Hal tersebut sebagaimana dicantumkan dalam peraturan OJK №35/POJK.04/2017.
Jenis saham syariah yang kedua adalah saham yang dicatatkan sebagai saham syariah yang dilakukan oleh perusahaan publik atau emiten. Hal ini juga sudah diatur dalam peraturan berikut ini: OJK №17/POJK.04/2015.
Untuk memenuhi kriteria seleksi saham syariah berdasarkan pada aturan OJK, maka ada beberapa hal yang perlu dipenuhi. Diantaranya adalah sebagai berikut
1. Tidak Melakukan Beberapa Kegiatan Usaha yang Dilarang
Syarat pertama sebuah perusahaan masuk ke saham syariah adalah tidak boleh menjalankan kegiatan usaha yang terlarang baik secara hukum maupun agama agar tidak melanggar syariat.
Poin-poin penting larangan kegiatan tersebut adalah berkaitan dengan:
· Perjudian atau permainan yang termasuk dalam judi.
· Perdagangan yang sudah dilarang menurut Islam seperti penawaran palsu atau tidak ada barang atau jasa.
· Jual beli yang mengandung ketidakpastian atau judi.
· Memproduksi, menyebarluaskan, menjual, atau menyediakan barang yang haram atau merusak moral dan memberikan mudarat.
· Melakukan transaksi yang mengandung suap.
2. Memenuhi Rasio Keuangan
Syarat atau kriteria selanjutnya yaitu memenuhi rasio keuangan yang berdasarkan:
· Total utang yang berdasarkan bunga dibandingkan seluruh aset yang dimiliki tidak melebihi 45%.
· Seluruh pendapatan bunga dan pendapatan yang tidak halal dibandingkan dengan jumlah total revenue dan berbagai pendapatan lainnya tidak melebihi 10%.
Jika semua syarat tersebut dipenuhi maka saham tersebut sudah bisa dikatakan sebagai saham syariah. Dari berbagai saham syariah ini, Anda perlu memilih yang terbaik sehingga berikut ini akan diberikan rekomendasinya.
Daftar Saham Syariah Terbaik Indonesia 2022
Perlu diketahui bahwa emiten dalam daftar berikut sudah termasuk dalam indeks saham syariah Indonesia. Contohnya pada Jakarta Islamic Index 70 (JII70 Index).
JII70 Index tersebut adalah indeks saham yang berbasis syariah dan sudah dirilis sejak 2018 yang lalu. Di dalam konstituen tersebut hanya ada 70 saham syariah yang paling likuid sehingga memiliki potensi besar dan menguntungkan. Semua itu sudah tertulis dalam BEI.
Sebelum lanjutnya ke daftar saham syariah terbaik, Anda harus mengetahui beberapa kriteria likuiditas sampai akhirnya terpilihlah 70 saham syariah terbaik itu. Berikut adalah syaratnya:
· Saham syariah tersebut sudah tercatat dalam kurun waktu 6 bulan terakhir dalam konstituen Indeks Saham Syariah.
· Hasil seleksi dari 150 saham menurut tingkat rata-rata kapitalisasi yang paling tinggi dalam waktu 1 tahun terakhir.
· Kemudian, dari 150 saham tersebut akhirnya diambil 70 yang juga berlandaskan pada rata-rata nilai transaksi harian yang ada pada pasar reguler paling tinggi.
Akhirnya, terpilihlah 70 saham terbaik yang memiliki potensi tinggi untuk gemilang di tahun 2022. Diantara saham tersebut antara lain sebagai berikut:
1. PT Bank Syariah Indonesia Tbk
Jenis saham syariah terbaik yang pertama adalah PT Bank Syariah Indonesia Tbk atau BRIS. Perusahaan ini termasuk dalam emiten yang memiliki keuntungan bersih yang menggiurkan. Di tahun 2021 saja, labanya mencapai Rp 3,02 triliun.
Kemudian, jumlah tersebut terus mengalami peningkatan sampai pada akhirnya naik hingga 38.45% tahunnya.
Tidak hanya laba bersih, kinerja dari pengelolaan dana ini juga naik sekitar 5,1% dari tahun 2020 ke 2021. Dari yang awalnya Rp 16,9 triliun bertambah menjadi Rp 17,8 triliun.
2. PT Bank BTPN Syariah Tbk
Saham syariah terbaik berikutnya adalah PT Bank BTPN Syariah yang disingkat dengan BTPS. Di tahun lalu, bank ini mencatat performa keuangannya yang bagus. Laba bersih yang dihasilkannya di tahun 2021 mencapai 116% secara tahunan.
Dari kemajuan inilah, BTPS terus meningkatkan kualitas dan pelayanan bagi nasabahnya agar lebih banyak jumlah nasabah yang tersedia. Hal ini dibuktikan dengan meningkatnya jumlah nasabah di BTPS.
Diketahui bahwa saat ini ada sekitar 6 juta nasabah yang sudah mendaftar ke BTPS. Sedangkan 4 jutanya adalah nasabah aktif.
3. PT Adaro Energy (ADRO)
Berikutnya adalah PT Adaro Energy (ADRO) yang sudah membuat perkembangan yang baik untuk saham syariahnya. Di tahun 2021 ADRO sudah memberikan pertumbuhan yang meningkat dibandingkan dengan tahun sebelumnya meski menghadapi beberapa rintangan.
Perusahaan pertambahan ini pernah merugi sampai 88 ribu US dollar di dua tahun sebelumnya (2020). Namun, ADRO kemudian berhasil meningkatkan labanya di tahun 2021 tepatnya di bulan September dengan kenaikan yang luar biasa.
Di tahun tersebut, emiten ini mendapatkan laba sampai dengan Rp 745 miliar. Yang berperan meningkatkan laba tersebut yaitu dari batu bara yang kian meningkat. Kenaikan ini diprediksi akan terus berlanjut di tahun 2022.
4. PT Japfa Comfeed Indonesia
Emiten dengan kode JPFA ini adalah perusahaan yang terkenal dan termasuk dalam saham syariah terbaik. Perusahaan tersebut bergerak di bidang peternakan yang membuat produksinya banyak dibutuhkan.
Diketahui bahwa di kuartal ketiga 2021, PT Japfa Comfeed Indonesia telah memberikan penilaian yang positif karena mencapai Rp 1,6 triliun. Jumlah ini terbilang sangat besar dibandingkan di tahun sebelumnya (2020) yang membuat labanya hanya mencapai Rp 190 miliar.
Adanya peningkatan yang signifikan inilah yang membuat JPFA disebut telah berhasil meningkatkan keuntungannya menjadi lebih baik sehingga perusahaan ini berhasil rebound dengan rentang jumlah keuntungan yang besar.
Diketahui, pada 6 Januari 2022, saham Japfa dijual sampai Rp 1.740 tiap sahamnya. Harga tersebut diprediksi akan stabil.
5. PT Indofood CBP Sukses Makmur
Saham syariah terbaik selanjutnya dan sudah termasuk dalam JII70 yaitu ICBP atau PT Indofood CBP Sukses Makmur. Saham yang ada di perusahaan ini adalah Fast Moving Consumer Goods (FMCG).
Saham ini termasuk salah satu saham dengan penghasilan yang tinggi. Hal tersebut terbukti dari pendapatannya yang besar yaitu sampai Rp 42,6 triliun. Sedangkan untuk keuntungannya di tahun 2021 pada bulan September adalah Rp 6,2 triliun.
6. PT Telkom Indonesia Tbk
Saham syariah terbaik berikutnya adalah dari perusahaan telekomunikasi terbesar di Indonesia yaitu PT Telkom Indonesia Tbk. Banyak layanan yang diberikannya tidak hanya untuk komunikasi tetapi juga memiliki jaringan internet.
Tak heran apabila saham di PT Telkom Indonesia Tbk cukup menggiurkan. Sebagai emiten telekomunikasi, dirinya berhasil mencatatkan keuangannya dengan penghasilan mencapai Rp 106 triliun yang terjadi di kuartal ketiga pada 2021.
Selanjutnya, untuk laba di tahun yang sama juga berhasil meningkatkannya sampai Rp 25,7 triliun. Nominal ini tentu bernilai besar sehinga banyak para investor yang menanamkan modalnya di perusahaan ini.
Baik pendapatan dan laba yang dihasilkannya di tahun 2021 terjadi peningkatan yang baik dibandingkan dengan tahun selanjutnya. Oleh sebab itu, termasuk saham syariah terbaik yang memiliki potensi positif di tahun 2022.
7. PT Elang Mahkota Teknologi Tbk
PT Elang Mahkota Teknologi Tbk atau yang disingkat dengan Emtek termasuk daftar saham syariah terbaik. Melalui emiten ini, diperkirakan akan menjadi pilihan yang strategis dan potensial di 2022.
Salah satu alasannya adalah karena masuknya mitra baru yaitu Singtel dan Grab yang terjadi di saham bank digital membuatnya memiliki kinerja yang cemerlang di 2022 ini.
Saham Syariah Lainnya
Selain yang sudah dijelaskan di atas, masih ada banyak saham syariah lainnya yang bisa Anda pertimbangkan. Apabila Anda menjadi investor, penting untuk memperhatikan penghasilan yang diberikan oleh perusahaan tersebut sampai dengan laba bersih yang didapatkannya.
Dengan demikian, Anda bisa memprediksi secara tepat mana perusahaan yang cocok untuk dipilih. Berikut ini adalah sebagian saham yang sudah termasuk dalam Jakarta Islamic Index sebagai di tahun 2021 adalah sebagai berikut:
· Aneka Tambang Tbk — Kode ANTM
· Barito Pasific Tbk — Kode BRPT
· Bukalapak.com — Kode BUKA
· Charoen Pokphand Indonesia Tbk — Kode emitennya adalah CPIN
· Kalbe Farma Tbk — Kode KLBF
· Vale Indonesia Tbk — Kode INCO
Penutup
Demikian penjelasan lengkap mengenai saham syariah terbaik yang bisa Anda miliki. Namun, pastikan untuk melakukan riset lanjutan mengenai perusahaan tersebut meski sudah dinilai cukup potensial untuk mendapatkan keuntungan yang besar. Selamat mencoba.
Artikel sumber bisa ditemui di link ini Kumpulan Blog ABA Invest bisa ditemui di link ini
0 notes
Text
Polis asker/mit/sada/ içişleri/ordu/emniyet/mhp-papucumun milliyetçileri/mülteciler hazırlarsa ÇOŞALIM🎉CB Erdoğanın 2 milyon borcu varmış her 2 damat ve çocuklarına YAZIKLAR OLSUN!Bilâl bey-Sümeyye hanım beraber iş yapıyorlar diğer oğul neydi adı Sevim Çağlayanı ezen gemileri var şaşkın damatın sihası ihası var çokomelli damat 128 milyarı götürdü babalarının minnacık borcunu ödemiyorlar yani itibardan tasarruf olmaz biz aramızda para toplayıp ödeyelim sarayın 1 saatlik masrafı bile değil Türkiyenin ayıpı nee kötü birşey yazmadım Ülkemin saygınlığını kredisini düşünüyorum aile hayırsız çıktı Allah hiç kimseyi kimseye muhtaç etmesin😭Oğana kim plan hazırlayacak derin devletin milliyetçi artıkları fena kandırdılar azeroğlunu bekle seni CB yapacaklar gükeceğim yoktu dönüştürüldün gardaşım😂Bu defa gerçekten tutuklanacağım Hakkınızı haram edin bu ülkede helâl yiyen sevilmez bu bile bana 30 yıl ceza çıkartır!
instagram
0 notes
Text
Zamzam Well
The Zamzam well was recently renovated in 2018 by the Saudi authorities. The project involved cleaning of the areas around the Zamzam well by removing the debris of concrete and steel used in the old cellar of the Grand Mosque.[35][36][37][38] During Ramadan, 100 samples are tested every day to ensure that the water is in good quality.[38]
Historical controversy
Edit
Cholera epidemics and the Hajj had become an issue of debate since a 1866 CE International Sanitary Conference in Istanbul. The conference however identified British steam-ships transporting Indian Muslims to the Hajj as mainly responsible for the globalisation of cholera. The Ottoman state consequently instituted a quarantine system using the Red Sea to protect public health. Britain tried to undermine this system in the coming decades fearing public backlash in India and restrictions on its ability to engage in free trade.
The first controversy surrounding the safety of water from the Zamzam Well began in 1883 CE. In 1881 CE, James Zohrab, British Consul in Jeddah sent samples of Zamzam water to Edward Frankland, who published his findings in 1883 CE. Frankland claimed the water from the well to be six times more contaminated by animal waste than sewage in London. Arguing that due to human waste being simply buried in the ground in Mecca, the groundwater had become highly contaminated and a source of cholera. This situation, coupled with the city's visitors from all around the Muslim world, is meant to have spread the disease effectively throughout it. He ultimately called for the closure of Zamzam as a public health measure to protect the people of Asia and Europe.
Frankland's report became the basis for a treatise presented to the Ottoman Board of Health by the Dutch emissary thereto. The treaty was received very negatively and interpreted to be anti-Islamic propaganda. Mehmed Şakir Bey, an epidemiologist, was so outraged that he consulted Bonkowsky Paşa, the Sultan's head chemist, and Ahmet Efendi, professor of chemistry at the Ottoman War College, for further scientific inquiry. Their testing revealed nothing dangerous about the water of Zamzam. By comparing their results to the results Frankland had published they began to publicly doubt the authenticity of his sample, as his sample was almost as saline as sea water. Additionally they explained that the water in Mecca's aqueducts and that from Zamzam came from entirely different sources, that pilgrims did not so much as bathe near the Masjid al-Haram, and that Zamzam could not be a cholera source because Mecca did not see annual cholera epidemics during the Hajj.
Related to their doubts of the water's authenticity they began to speculate that Yusuf Kudzi, a British protected person and associate of Zohrab, had been the source of the water and had contaminated the water to embarrass the Muslim world. Kudzi was of Russian-Jewish ancestry, he had been born in Jerusalem and was a convert to Islam. The Ottoman establishment of that time had grown to doubt the authenticity of any Muslim cooperating with the British, conceptualising them as not truly Muslim and possibly as being spies.
Britain's intellectuals ended up rejecting Robert Koch's (presently widely accepted) findings of cholera being caused by bacteria. They kept arguing that cholera must be caused by local factors and in a manner which cannot be mediated via quarantine. British scientists would continue publishing anti-Zamzam and anti-contagionist articles up to 1895 CE. Their anti-contagionist views would fall further and further away from scientific consensus in the following decades. Concurrently Ottoman authorities continued to invest into persistent and successful efforts seeking to maintain and improve water quality throughout Arabia.[39]
0 notes
Text
İktidardaki arkadaşlar için sadece içki içmek günah.
Haram mal, faiz, rüşvet, beytülmali çalmak, kul hakkı yemek, yetimin garibin gurebanın hakkını yemek hakkındaki günahlar için özel fetva alıp, bu günahları dibine kadar işlemekte hiçbir beis görmüyorlar.
Lütfü Türkkan
3 notes
·
View notes