#Azez
Explore tagged Tumblr posts
Text
Anlatılanla Hakikat Arasında...
Bildirilen ile yaşanan arasındaki uçurum hali hayatın üç yüz altmış beş gün, altı saatini her anlamda her şekilde çitliyor. Bütünüyle kuşatılan yaşamlarımızın orta yerinde açık, aleni, belirgin bir biçimde muğlak olagelen bir cerahat halinin esirleri ilan ediliyoruz her an her şekilde. Tümüyle kendine vazife belleyenlerin elinde ite kaka, bata çıka, hep dibe, hep sonsuz bir girdabın içine yuvarlanıyor insan / akıl / töz. Uçurum o kadar keskin bir hal dahilinde var ediliyor ki, kimse nasıl buralara demirlediğini ülkenin sorgulamaya tek bir an olsun çabalamıyor. Başlangıcının gerisine düşmüş olagelen bir demokrasi meselini, hiçbir türlü var edilememiş hürriyet aksını, düşünsel / eylemsel bağımsızlığın tam suretini her haliyle hayatı muhafaza etme gayretinin unutturulduğu bir zeminde bildirilen ile artık yegane gerçeklik kılınan yaşanmışlıklar arasında derin yarlar belirginleşiyor. Hiçbir vakit olmadığı kadar yakıcı, delici, delirtici.
İki haftanın gündeminde kendine çokça yer bulan bir hakikat söz konusu; Suriye. Bildirile gelenlerle yaşananların arasındaki uçurumun çokça zehir edileni bildirdiği bir sarmalın ta kendisine dönüştürülen yerden insanlık namına tek bir iyi haberin var edilemediği bir hali güncenin içinde yaşam sınırlandırılır. Zorbalığına kimsenin hayır diyemeyeceği Esad’a ait ol elli bir yıl, Baas partisinin tek kılındığı toplamdaki altmış bir yıllık devinimin, otokrat iktidarın devrilmesinin ardından çıkagelen tablonun vahameti bunu bildirecektir. Kaç parça oldukları muamma, Suriye Milli Ordusu nam çatı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin dolaylı ya da doğrudan katkı / arka toplayıcısı kılındığı Özgür Suriye Taburu, Türkmen İslam Birliği, Sultan Mahmud / Murat Tugayları, Uygur ve Çeçen uyruklu milisler, kiralık bir örgüt olarak varlığını sürdüre duran, daha düne kadar terörist bildirilen El Kaide maşası Heyet Tahrir Al-Şam önderliğinde ortaya çıkan cihadist yapının var ettiği her şey o yıkımların devamlılığına dair endişeyi de var eder. Güncelliğin sınırlarında iş bu memleketin her sorunu tamamlanmış, halledilmiş gibi yıkıcılıkta pay sahibi olup yeniden ol Büyük Türkiye, Turan sevdası, Osmanlı mirası Şam, Halep diyerek çıkılan güzergahta o terör devletlerinin taşeronu olarak iş bölüştürücü olagelen, harami bir iktidarı yerle bir ettirip, yerine ikame edilenle çok daha acıyı var edebilecek bir cürete sahip çıkılmasıdır misal bir örnek. Bildirilen ile yaşatılan arasındaki uçurumun gövde gösterisi, dünyaya kimin kimin sahibi olduğuna dair rivayetler bitmeyen toprak hırsının, zulmün binbir türlü hal ve yönteminin yeniden biçimlendirilmesine ön ayak olunan bir tahayyülü birleştirir.
Her şeyiyle makus bir talih denilen, oldu bitti devletlerin var ettiği / bütünlediği belirgin bir yıkım sarmalının mükerrer imalidir. Yeniden on üç yıllık yıkımın en başından bir kez daha imaline çaba sarf edilir. Cihatçı çetelerin var ettiği yağma, soygun, ganimet savaşları kimi kentlerde yapmaya çalıştıkları katliamlar ile Nusayriler, Hristiyanlar, Kürtler, Ezidiler topyekun bir kez daha hedef kılınırlar. Cerahati imal edip, sonra da biz ne yapıyoruz bile diyemeyen bir ülkenin teşvik ve onamasıyla birlikte Suriye’deki birliğin de, yeni kurulan yönetim şemasının da dünkü kadar ağır, ezici ve yıkıcılıktan imal edildiği görünür olacaktır, olur. HTŞ nam yapının başındaki Golani’nin ılımlılık mesajlarının yanında, Rojava topraklarındaki yaşayan başta Kürtler olmak üzere hiçbir halkın var olma mücadelesinin kaile alınmayacak olduğunu bizatihi Türk devletinin ol destek attığı çetelerle yürüttüğü operasyonlarda bildirilir. Yaşamın Suriye sınırları içinde kalakalan bir hayat memat mücadelesini, terörist faaliyet olarak gören, kentlerini, insanlarını, hayatta var olma biçimlerini, seslerini ve soluklarını bu haliyle, birlikte muhafaza etmek isteyen insanlara saldırılır. YPG’nin varlığını PKK ile bir edince, ya da SDG-QSD’nin her kimliğin kendi hayat hakkını savunması için, Işid ya da başka bir cihatçı çete ile mücadele etmesini sorun teşkil ederek oraları da ilhak ve istimlak edilmesini tahayyül eder. Türkiye’nin savunduğu tezlerin, anlatılanların Efrin’den Mare ve Tel Rifat’a, Tel Abyad’da Serekani’ye bir çürümenin ta kendisini oluşturduğu konuşulmasın / bildirilmesin istenir. Yerlerinden edilen insanlar, katledilmeye bugün hala devam olunan doğal zenginlikler, bitimsiz bir kinle, hayatın kökten lağvına uğraşılan birer sahneye dönüştürülen Türkiye işgali altındaki bölgeler ol Rojava’nın kalanında yapılmak istenenleri de bildirir. Bu tahayyül, istimlak ve ilhak pratiklerinin elinde taşınan onca cihatçı ile kurumsallaştırılan Türkiye olgusunun Suriye topraklarının geleceğinde her nasıl bir karanlığı imale evrildiği görenler için büyük birer soru işaretidir.
Nicesinden / daha nice örnekle birlikte var edilebilecek bir uçurum tahayyülünün, sınırları hep muğlak katliamcılık / istimlak ve tehciri savuna gelen bu devletin var ettiği şeylere bir son ek olarak Menbiç’teki kuşatma hali ve sonrasında yaşatılanlar ilave edilebilir. Kobane ile bağlantıyı sağlayan, Qerekozak köprüsü ve civarındaki şiddetli çatışmaların ve Türkiye Devletinin üniformasıyla, askeriyle Cihatçı çetelerin el ele verdiği bir karanlığı belgeleyen iki gazeteci katledilir. “Kuzey ve Doğu Suriye'deki gelişmeleri takip eden gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, dün saat 15.20 sularında Tişrîn Barajı ve Sirîn beldesi arasındaki yolda hedef alındı. İki gazeteci, Türkiye'nin SİHA saldırında katledildi. Aracın şoförü Ezîz Hec Bozan ise yaralandı. Daştan ve Cihan Bilgin, 8 Aralık’tan bu yana Tişrîn Barajı ve Qerekozak Köprüsü’nde yaşanan gelişmeleri takip ediyordu.”
Mezopotamya Ajansından iliştirelim: “Türkiye'nin SİHA saldırısında katledilen gazeteci Cihan Bilgin'in taziyesine yürüyüş düzenleyerek giden kitle, miraslarına sahip çıkacakları mesajını verdi.
Türkiye’nin gerçekleştirdiği SİHA saldırısında katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için taziye ziyaretleri devam ediyor. Mêrdîn’in Mîdyad ilçesinde Cihan Bilgin için kurulan taziyeye aralarında DEM Parti, DBP, TJA yönetimleri ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ile Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği'nin (MKG) de bulunduğu yüzlerce kişi yürüyüş gerçekleştirerek, taziye ziyaretinde bulundu. İlk olarak kadınlar için kurulan taziyeyi ziyaret eden kitle ardından yürüyüş ile Hacı İsa Arslan Taziyeevine geçti. Katledilen gazetecilerin fotoğraflarının taşındığı yürüyüş boyunca “Şehîd namirin”, “Özgür basın susturulamaz”, “Jin jiyan azadî” ve “Bijî berxwedana Rojava” sloganlarını atıldı.
Polisin “Şehîd namirin” sloganına yönelik tehditlerine kitle daha gür bir sesle “Şehîd namirin” sloganı atarak karşılık verdi. Yürüyüşün ardından Cihan Bilgin’in anne ve babası ile aile fertleri taziye evinin önünde kitleyi karşıladı. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunun ardından konuşmalar yapıldı.
‘Çözümün Adresi İmralı’
MEBYA-DER Eşbaşkanı Gurbet Tekin, "Gurbettelli Ersöz ve Apê Musa'nın öğrencileriydi onlar” dedi. Gurbet Tekin, konuşmasının devamında “Nazım Daştan ve Cihan Bilgin şahsında tüm Kürdistan şehitlerini saygıyla anıyoruz. Özgür Basın olmasa halkın hiç bir şeyden haberi olmayacak. Özgür Basın doğru habercilikle bize verdikleri bilgilerden kaynaklı hedef haline geliyorlar. Onlar da gerçeğin ortaya çıkmaması için katledildiler. Rojava DAİŞ'i yenmişti. Yok etmişti. Herkesin Rojava'ya yönelik gerçekleşen saldırılara karşı ses olması gerekir. Çözümün adresi de İmralı'dan geçiyor. Sayın Abdullah Öcalan özgür olmadığı sürece bu kan ve bu acı devam edecek ve bu topraklara barış gelmeyecek" ifadelerini kullandı.
‘Miraslarına Sahip Çıkacağız’
Ardından DGF adına söz alan Jinnews muhabiri Öznur Değer de "Bize bıraktıkları mirası her geçen gün daha da büyüteceğiz. Amaçlarına ulaşması için mücadele edeceğiz. Türkiye'nin oyunlarını herkesin görmesi için haykırdık. Rojava ve Kürtler üzerinde yürütülen özel savaş politikalarını herkesin görmesi için duyurduk. Bu yüzden gözaltına alındık, tutuklandık, işkence gördük. Fakat Cihan Bilgin ve Nazım Daştan sınırın ötesinde hakikati kamuoyuna duyurmak istediler. Kürt halkının ve Rojava halklarının sesini bütün dünyaya duyurmak istedikleri için katledildiler. Kelimeler anlamsız kalıyor. Söz veriyoruz ki Türkiye'nin Rojava’da oynamak istediği oyunları boşa çıkaracağız. Kobanê'nin, Rojava'nın, Kürt halkının sesi olacağız. Söz veriyoruz ki miraslarına sahip çıkacağız ve büyüyeceğiz. Özgür Basını susturamazsınız. Cihan ve Nazım gitti fakat onlarcası gelecek. Hiç bir zaman hakikatlerini, sözlerini, kalemlerini ve kameralarını yerde bırakmayacağız" dedi.
‘Özgür Günlere Ulaşacağız’
DEM Parti Milletvekili Beritan Güneş Altın ise "Tüm zorluklara rağmen Özgür Basın hakikati yazmaktan vazgeçmeyecek. Hakikati yazan, duyuran iki arkadaşımızı kaybettik. Çok üzgünüz. Nazım ve Bilgin sadece gazeteci değillerdi ayni zamanda Rojava'nın hafızasıydılar. Onlar Türkiye ve uluslararası devletlerin kirli oyunlarını ortaya çıkardıkları için katledildi. Nazım ve Bilgin arkadaş son olarak ‘Tarih bizi bekliyor’ demişlerdi. Biz de buradan bizi bekleyen tarihe mutlaka ulaşacağımızı belirtiyoruz. Özgür günlere mutlaka ulaşacağız" dedi.
‘Hakikati Arıyordu’
Cihan Bilgin’in annesi Katibe Bilgin ve babası Nesim Bilgin taziyeye katılanlara teşekkür ederken, anne Katibe Bilgin, “Kızım Kürdistan’ın şehididir. Kızım gazetecilik yapıyordu. Gerçekleri, hakikati arıyordu. Kızım bu uğurda mücadele etti ve şehit düştü. Hepimizin başı sağ olsun” dedi.”
Anlatılanlarla hakikatin arasındaki uçurum giderek daha keskin bir halde belirginleşiyor. Her yıkım, her cinayet, hemen her tahakküm hamlesi, tehdit ve beraberindeki nice eylem ortasında herkese masallar anlatılıp, demokratik bir ülkeye yardımcı olunuyor bizler ol Suriye’nin refahını istiyoruz derken olan biten yeniden insanlarının canına göz koymak, hayat çalmakla var edilen bir sistematik şiddet sarmalını göstere geliyor. Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in bildirdikleri, var edilmiş olagelen cerahat sarmalına dönüştürülmek bir biçimde esarete mahkum kılınmak istenen bir yerin / menzilin / duruşun her nasıl imal edildiğini de göstere gelir. Her faaliyeti bir insanlık suçu olagelenlerin, başkalarının evinde var etmeye çalıştıkları yıkıcılık her gün bir bedele dönüştürülür. Daştan ve Bilgin’in kameralarına, yazdıklarına kaydedilmiş olan şey Rojava devriminin, onunla birlikte bütün o menzilde kök salmış bir yaşama tutunma iradesinin, direnişin de köküne kibrit suyu dökmek isteyen zihniyeti de ifşa eder. Katledilmeleri ardından Şişhane’de yapılmak istenen basın açıklamasında da onlarca gazeteci gözaltına alınır. Duraksamayan, sonu hiç gelmeyen bir öteki olgusunu işleyip duran, bir yandan eşitlik derken öte yandan cürmün ta kendisine arka çıkan zorbalıkla yoluna devam diyen ülke canlı yayınlarda aktarılır. Anlatılanla hakikatin arasındaki farklılık bir kere daha, bir asırdan uzunca bir zaman sonrasında yeniden hayat memat mücadelesinin nasıl da zorunlu ikilemler, süreğen bir tehdit, ardışık bir varlığı sorgulama tahayyülleriyle birlikte zehirlenmek istendiğini göstere gelir. Barışmaktan imtinayla kaçınan bir devletin, komşusu, sınırın içi dışı hep bir olana (Kürd, Ezidi, Arap, Süryani, Ermeni ve herkese) vereceği yegane şey daha büyük elem midir! Artık yetmedi mi?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: From Kobane – Mauricio LIMA – The New York Times
Meramda Paylaşılan Haberler
Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin Katledildi - Mezopotamya Ajansı https://mezopotamyaajansi40.com/tum-haberler/content/view/261984
Katledilen Gazeteciler İçin Yürüyüş: Miraslarına Sahip Çıkacağız - Mezopotamya Ajansı https://mezopotamyaajansi40.com/tum-haberler/content/view/262149
#meram#yaşam hakkı#rojava#direniş#kürd#söz hakkı#cerahat#cürüm#1915#yıkıcılık#yok etme#tehcir#hayat memat#demokrasi#eşitlik#iç savaş#kötülük#kobane#efrin#azez#serekani#kürd direnişi#mezopotamya#süryaniler#kötülük sarmalı#insan101#türk devleti#taşeron#çeteler#biyopolitika
0 notes
Text
#x men#x men first class#azezal#powers#teleport#teleporter#jumper#devil#gothic#emo#movies#films#movie clips#cinema#film clips#marvel#villians#anti hero#antagonist
2 notes
·
View notes
Text
I mwiss Azezal....I wnat to eb hunam agnain...
#obey me roleplay#obey me swd#obey me rp blog#obey me maddi#obey me#obey me fandom#him#obey me rp#obey me shall we date#her
4 notes
·
View notes
Text
Prince of Persia inspired playlist
Warning: not culturally accurate
1- Yalhaaa Habibis - Tony Mouzayek
2- Shik Shak Shok - Hassan Abu el Seoud
3 - Leyla Ya Leyla - Emad Sayyah
youtube
4- Allahalek Ya Sidi - Ishtar Alabina
5- Nour El Ein - Amr Diab
6 - Dudu - Tarkan
7- Ah Ya Albi - Hakim
8- Azes Alaya - Marcus Viana
9- Allah, Allah Ya Baba - Sidi Mansour
youtube
10 - Basina Bela Olorum - Tarkan
Bonus :
Dum Tek Tek - Hadise
For @taurielthepirateking
#Spotify#prince of persia playlist#aka songs to listen to while I think of Dastan#arabic pop#turkish pop#bellydance music#not all the songs are on Spotify so i added youtube links
5 notes
·
View notes
Quote
أُعظم فكرة الموسيقى بداخلي، وأهذبها، وبجمالها أبني لها قصورًا عظمى إلى أن تكبر وتستقر.
ajyal-azez: أُعظم فكرة الموسيقى بداخلي، وأهذبها، وبجمالها أبني لها قصورًا عظمى إلى أن تكبر وتستقر.
3 notes
·
View notes
Text
To inform Mrlians President's wealth
Introduction Hello there! If you want to know more about Naira Marley, a British, Nigerian singer, songwriter, and Rapper, you’ve come to the right place. Let’s dive into the fascinating world of Azez ADeshina Fashla, better known as Naira Marley, and find out how she made her fortune. Name Azeez Adsina Fashla (Naira Marley) Work Bait, Songwriter, Rapper Birthday May 10, 1991 Place of…
0 notes
Text
#57
Abebuley Abib Abub Adodak Adudoy Afef Afufipep Ahohunaafuf Ahuhanoongung Amam Amim Ampump Amumuf Ananac Anganguqen Apap Apapeq Apup Arderd Arderdukiupip Ardurd Aruroyeidud Ashasher Asheshim Ashishukat Ashishuqeazuz Asosatoedid Asosureufuf Astast Astest Astistar Astistisoanin Atet Athothox Atuterianen Azaz Azez Azezic Carir Cariroq Cazuz Cedidar Cegog Cehahapuitheth Ceriroliubab Cestestaq Cetat Cezuzof Cirderd Cithithum Codedun Cosesas Coshash Cothath Cozuzalof Cumpampel Cuviviqieviv Ebeb Ebobok Ebobunueziz Eded Efofon Egeg Ehuhural Ekekes Ekokelef Ekukax Eleler Emem Emim Empompum Enen Engangurap Engong Epap Epep Epepon Erarik Erdardul Erdord Erdordopuistost Erdurd Erurot Esesem Esis Esos Estast Estist Etatax Etheth Ezuz Fadudokiehah Fahih Famamek Fapepuyeistist Favuvotoq Fedadeqic Fepupapof Ferderdak Fetitoruk Fihah Fingongis Fishashaxeeshush Fistestocuq Fitot Fivovex Folelaret Fotit Foviv Furer Furir Fuvivuceuvev Ibab Ibob Ibobixeevuv Ided Idudiyif Ififeq Igag Igagepauzaz Igog Igogatauror Iheh Ihihamux Ihihef Ihoh Ilol Imimes Imimoniurer Impemp Impimp Impimpuqax Imum Inunofuampomp Ipapuy Ipop Irar Irdard Irdarduq Irdird Irur Isesor Ishoshomeordird Ishushus Isos Istest Istist Ithith Itit Ivav Izaz Izez Izuzom
Kadud Kakukeqeefif Kampomp Kanun Kapup Kengingineinon Ketutaqoastist Kifafum Kihoh Kikekotaigig Kilelumuesus Kirdurdeqiothith Kististeram Kistost Kitotaf Kivev Kofaf Kokuk Kompomp Kongongim Kovevokiigig Kuhohumuushesh Kulil Kungengiyaumpump Kupupupoc Kurdurdim Labob Ladud Lampamp Larar Latutik Legog Lengeng Lenging Lerdordineampomp Letotun Libebusaisus Libubic Limum Lirdirder Lithothuc Lizez Lobib Lonon Ludideq Lugeg Lusesim Luvuvur Malel Mardard Matetiroofof Medad Mehuh Mengung Methuthakuemom Mimpump Mizozequs Mobab Mompempic Mongingel Moraruq Mordard Mostastemel Motut Mufufeyoanon Mukekiqoidod Murarok Mustosteman Nalilexif Nangung Napepex Napup Nastust Nefef Nepepinip Nepipil Nestost Nezizulas Nihehiy Nobab Nodad Nogag Nogig Nokik Nolel Nongang Nordurdop Nostist Notutix Nozaz Nubobax Nunenexom Nutheth Obebutis Obibot Odod Ofaf Ofifuful Ofof Ofofam Ogag Ogugek Ohahix Okek Okekuyit Okuk Olal Olalep Omamil Omimasaukik Omom Ompampar Ompimp Ompump Omumoc Ongang Onunan Opap Opepefuenon Opop Opup Opupif Osheshap Osheshey Oshish Oshushaxil Oshushuq Ostestaq Ostistit Ostost Ostustef Osusar Otet Othathif Othathuf Othith Otot Otut Oviv Ovovex Ovovoq Oziz Ozuzepaegeg Pabib Pafof Pegig Pekukas Penging Pethuth Pigeg Pihah Pihohicoomim Pobebap Pofuf Pohohiq Pokekax Poses Pozezefiangong Pugigeq Pumim Purdard Puvovatak Puvuvec Puvuviqeugog Qadodeceabeb Qarir Qasasuxiahah Qevav Qinin Qisheshil Qithith Qopipunauziz Qopupulaq Qordurdaq Qubebafiufif Rapap Rarir Rastustuc Rathothuf Refef Relolafuuhih Remomuqiordird Renonum Repopat Rimpempafaungang Ririruxuc Rolal Romem Rongungicof Ropipiraofif Rugeg Rununol Samum Sarur Sasis Savevokes Selul Sofafacal Sokik Sosus Soteter Suthotheyuy Tabeb Tagogek Takukas Tangungiteikik Tebab Tehih Tenging Tepop Tethuth Tezuzen Tifef Tiloloxif Timpumpic Tirdardoxuigog Tirdord Tithuthosuurir Tivovuf Tomum Totutatit Tufaf Tupip Tupup Tuvov Ubob Udedaceipip Ufif Ufuf Ufufaqex Ugogasax Ukokomiufof Ukukalootheth Ulal Umim Umimof Umpimp Umpump Umumiceuthath Unan Unen Ungang Ungangip Ungongor Unin Ununex Urdordemiopup Urdurdes Urer Ushash Ushisheyoizaz Ustostin Usus Uthath Utheth Uthuthimuampump Utut Uvovilak Uziz Uzuzac Xaninoq Xasisiciifuf Xereropeilol Xigig Xishush Xobebal Xoheheq Xolul Xordird Xordord Xothith Xudad Xurdordat Xuthothayun Yaded Yalulusut Yefofotoogog Yekikuyiifof Yelil Yenunoyaonun Yesas Yezazef Yilelofaodid Yimem Yinanuric Yirar Yufofut Yumum Yustastofoirur Yustastuqeesus Yuzuzek
0 notes
Text
https://www.gofundme.com/f/xnj8y-for-family?attribution_id=sl:9478a8bf-a7d4-43ec-b126-eef488d54732&utm_campaign=man_sharesheet_dash&utm_medium=customer&utm_source=whatsapp Sondos and his family are starving because of Israel’s manufactured famine. Please help them if you can!
0 notes
Text
Benjamin Franklin
The jetsons
Yogi bear
Boxtrolls
Nightmare before Christmas
A land before time
Octodad
katamari prince
Madagascar
Robot devil
Disenchanted
Shadow wizard money gang
Sack boy
Sam and max
Hagrid
Robin Hood
Alvin and the chipmunks
Twitter bird
Triangle factory guy
In the night garden
Octonauts
Baby Jake
Ghost cod
Plato
Isaac newton
The twits
Digdug
Q!bert
Wreck it Ralph
Bfg
Charlie and the choclate factory
Queen Elizabeth the second
Queen Victoria
King Henry VIII
Edmund mcmillen
More Isaac characters, azezeal, cain
More bible characters, beelzebub, cain.
Mary magdelane
Mary (ghosts)
Boudicca
Pride flags
Countries
Vladimir putin
Teddy roosevelt
Kamala Harris
GIMP mascot
Spy x family more
Concepts (music, language, etc)
Fargos mutant mod characters
Hatsune miku
Miku binder Jefferson
Richard ayoade
Peanut butter jelly time banana
Snoop dog
Big brother (1984)
Animal farm characters
Einstein
Midas
Pot of greed
Super greed
More bible characters (Lilith)
Barney
Rev love joy
Kirk van houten
Duffman
Julius hibbert
More hunger games (trainer, sister, villain)
Buccarati
Guido mista
The noid
Ham burgaler
Grimace
Clippy
Kabru (dungeon meshi guy)
The seven deadly sins
Huma kavula
Police officer
Eddie and lou
Cleveland
The UK
French person
Bobo buddy
Van Gogh
The Mona Lisa
Eli (half life)
Barney (half life)
Chase
Rubble
The DM
the other 2 gorgons
Hermes
Achilles
Arachne (spider lady who crossed Athena)
Athena
Aphrodite
Apoim(Pokémon)
Dawn
Lord krump
Olivia
Bobbery
Wolf man
Frankenstein
Frankensteins monster
The creature from the black lagoon
Ed Sheeran
Big Ben
Totoro
Arrietty
Ponyo
No face
Howl
Calficer
Kiki
Witch of the wastes
Porco Rosso
Han Solo
Jack sparrow
Peter Pan
Wendy
Captain Hook
Lego joker
Lego Batman
Alfred
The riddler
Beavis
Butthead
Dorothy
Scarecrow
Cowardly lion
Tin man
The wicked witch of the west
The wizard of oz
Rocky
Barbie
Ken
Tarzan
Jane
George of the jungle
Wally (where’s wally)
Kermit
Fozzie
Animal
Miss piggy
Scooter
Gonzo
Rowlf the dog
rizzo the rat
Pepe
Dr Bunsen honeydew
Beaker
statler and waldorf
Swedish chef
Sam eagle
Sweetums
Walter
Camilla the chicken
Elmo
Big bird
Count countula
Oscar the grump
Professor squackencluck
jeopardy mouse
Count duckula
Nero
Dawn crumhorn
Isambard King Kong Brunel
Quark
Pandaminion
Stanley
The narrator
Micheal Myers
Jason voorhees
Jack the Ripper
The muffin man
The gingerbread man
The runaway pancake
Sweeney Todd
Burke and hare
Mad hatter
Alice
Tweedle dum and tweedle Dee
Cheshire Cat
Queen of hearts
March hare
Generic cowboy
Billy the kid
The lizard cowboy movie rango
Dust papyrus
Red dead redemption guy
Zombie
Cotl angel guy
Ratau
A Crumpet
Caesar
Nero (Roman emperor)
Brutus
Shakespeare
Dr. House
Billy Joel
Ziggy stardust
Major Tom
Lord snooty
Bash street kids
Paddington
Rabbit (whinnie the Pooh)
Heffalump (Winnie the Pooh)
Elvis Presley
Hong Kong phoeey
Dick dastardly
Inspector gadget
Lady Gaga
Labyrinth
Davy Crockett
John Lennon
Superpets the hamster thing
Malcolm X
Martin Luther king
Jamie Oliver
Moomins
Pied piper
Little red riding hood
Bjorn (peggle)
Erina
Gary charmers
Catgirl
Mary(had a little lamb)
Nimona
The tortoise and the hare
Charlie (bit my finger)
Shy guy
Booster
Teddy bear
Dracula
Shaun the sheep
Timmy time!
Megamind
Kung fu panda
Tangled
Alan turing
Charles Babbage
Picasso
Jan misali
princess Diana
Walt Disney
Steven after not surviving
David Attenborough
James cordon
More lego movie
More toys
Jack in the box
Star signs (Virgo etc)
Apollo
Emojis
Donkey Kong jr
Psycho cannibal guy
Flork of cows mr rich
Petaly
Mike
Pearl
Mrs puff
Pain girl
Ramshackle
Nigel and marmalade
The one with the three eyed guy
Gloink king
Pikit
Gooseworx bounty hunter girl and that series in general
Goncharov
Destiel
Hamlet
Ood
Mars rover
Elon musk
Buzz aldrin
Neil Armstrong
Danny devito
Rory pond
Gummy bear
Smaug
Bard the bowman
Beorn
Big hero six
King of the hill
moral Orel
Rocky horror picture show
Death note
Starman earthbound
More Star Wars
Leia
Droids
Jabba the Hutt
Boba fett
Baby yoda
Palpatine
Lotr orc
Beaty and the beast
Douglas adams
Jimminy cricket
Winston Churchill
Even older Joseph
Duolingo bird
Pinky and the brain
Orson wells
KEKW guy
Animaniacs
Captain caveman
Risk of rain
Steve Harley
Chess peices
Rosa parks
Super paper Mario
Newer paper Mario partners
Koopalings
Red dwarf
Ghengis khan
Matt groening
Pandora
Sontaran
The silence
More futurama- Sal, old lady, roberto, bird lawyer, cops,
Crash bandicoot villains and girl
Monsier bloque Mario and Luigi
Oddish
Gary
Arceus
Wonder over yonder
The office
More roald dahl characters
Roald Dahl
Mariah Carey
Hansel and gretel
The three little pigs
Star Trek
Monster prom
All the doctors
The man who sold the world
Professor oak
More ut yellow
Harambe
David tennant
1 note
·
View note
Text
4 Random Dungeon Names
The tower of the flourishing armorsmith
The ultramarine hive of Bina the Calm
The tomb of Azez the Drunken Canibal
The flourishing delve of Areuna the Hollow Lord
0 notes
Text
“Valiler Açıklama Yapmamı İstedi” Dedi…
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Suriyeli birinin Kayseri’de Suriyeli 7 yaşındaki bir kız çocuğunu taciz etmesi ve olayın duyulmasının ardından kentte halk tarafından, göçmen mahallesinde yaşanan şiddet olayları, göçmenlerin evlerine, iş yerlerine, araçlarına yönelik saldırılar hakkında açıklama yaparak, sükunet çağrısı yaptı. Özdağ, bazı valilerin kendisinden yaşanan saldırılar sonrasında kendisinden açıklama yapmasını istediklerini belirterek, halka “tepkinizi, öfkenizi sokağa değil sandığa yönlendirin” çağrısı yaptı. Türkiye Bayrağı Saldırıları ve Suriye İlişkilerini Değerlendirdi Özdağ instagramda yayımladığı açıklamada, “Ülkemize yönelik stratejik göç mühendisliğini, adeta düzenlenmiş kavimler göçünü engellemeye yönelik mücadele Türk kamuoyunda dikkatle izlendi ve büyük takdir toplandı. Zafer Partisi’ne oy versin, vermesin, AK Parti’ye, Milliyetçi Hareket Partisi’ne, Cumhuriyet Halk Partisi’ne, İYİ Parti’ye, Saadet Partisi’ne ve diğer partilere oy veren değerli seçmenlerimiz Zafer Partisi’nin sığınmacı ve kaçakların vatanlarına yollanması konusundaki görüşünü güçlü bir şekilde desteklediler. Bütün saldırılara rağmen, bütün iftiralara, yalanlara, tehditlere, tutuklama girişimlerine ve tutuklamalara rağmen Zafer Partililer hiç taviz vermeden bugüne kadar mücadelelerini hukukun içinde kaldı. Suriye ile görüşme için bazı adımlar atılmaya başladı ve bu çerçevede birkaç gün önce Erdoğan bir açıklama yaparak yıllardan beri şeytanlaştırdığı, yıllardan beri şeytanlaştırdığı, Suriye Cumhurbaşkanı Beşer Esad’la eski günlerde olduğu gibi görüşebileceğini ifade etti. Ama daha önemlisi Suriye’nin kuzeyinde Türkiye, Rusya ve Suriye arasında yapılan görüşmeler neticesinde doğrudan ticari ilişkilerin de yürümesini sağlayacak Türkiye ile Suriye arasında bir kapı açıldı. Ve yine Zafer Partisi’nin vermiş olduğu mücadele sivil toplum alanına da sıçradı. Sığınmacı yükü altına ezilen Gaziantep’te önce 41 sivil toplum örgütü yeter artık Gaziantep bu yükü taşıyamıyor şeklinde bir rapor ortaya koydu. Gaziantep Sanayi ve Ticaret Ulusu Başkanları ayrı ayrı yeter artık dediler” dedi. “Türk tırlarına saldırılarla mesaj veriliyor” “Türk tırlarına yönelik saldırılar başladı. Daha sonra diğer alanlarda Afrin dahil olmak, Azez dahil olmak üzere Türk binalarına, Türk tırlarına ve Türk silahlı kuvvetlileri birliklerine yönelik saldırılar gerçekleşmeye başladı. Böylece Türkiye’ye şu mesaj verilmek isteniyor. Beşer Esad’la görüşemezsin, Suriye’yle bize haraç vermeden ticaret yapamazsın ve Gaziantep’teki kaçakları Suriye’ye yollayamazsın. Bu kabul edilecek bir şey değil” diyen Özdağ “Kayseri’de İşte bu olaylar olurken Kayseri’de de bir Suriyeli, 6 yaşındaki çocuğa bir Suriyeli tarafından saldırıda bulunuldu, taciz. Olay polis tarafından teşvik edildi. Polis gidip bu kişiyi gözaltına almak istediğinde şımartılmış Suriyeliler. Yıllardan beri kendilerini yasalarının üzerinde verildiler. Türk polisine direndiler. Bunun üzerine Kayserililer de polise destek vermek için önce sokağa çıktılar. Sonra çok ciddi bir şekilde olaylar büyüdü, kontrol dışına çıktı. Değerli yurttaşlarım haklısınız. 11 seneden beri Türkiye çok büyük bir yükü omuzlarında taşımak zorunda kalıyor. AK Parti’nin yanlış politikalarından dolayı 13 milyon sığınmacı ve kaçağı aştı. Her bir sınırımızdan 1000-1250 kişi girmeye devam ediyor. Öfkelenmekte haklısınız, tepki göstermek de haklısınız. Ancak bu tepki eğer son birkaç günde olduğu gibi sokakta şiddet hareketlerine başvurmak şeklinde olursa, Suriyelilerin evlerini iş yerlerini basmak şeklinde olursa bu ülkemizi karıştırmak için bu stratejik göç mühendisliğini yapmak isteyenlere hizmet etmek olur. Onlar da bunu istiyorlar zaten.” diye konuştu. “Öfkenizi sokağa değil sandığa yönlendirin” Türk Silahlı Kuvvetlerinin, şu anda Suriye’nin kuzeyinde bölgede gerçekleşen taşkınlıkları kontrol altına almak isterken, Mehmetçiğe verebilecek en büyük desteğin ne olduğuna dair konuşan Özdağ şunları söyledi: “En büyük destek öfkenizi sokağa değil sandığa yönlendirmek olmalı. Lütfen haklısınız kızmakta, öfkelenmekte haklısınız. Belki size bunları birkaç günden beri söylediğim için bana da kızıyorsunuz. Ama şundan emin olabilirsiniz. Hepinizden daha fazla. Belki Türkiye’de en fazla sığınmacıların vatanlarına dönmesine, kaçakların vatanlarına yollanması konusunu gündeme getiren adeta 2011 sonrasında bütün hayatını bu konuya ayırmış ve milli güvenlik konularında hiçbirinizin sahip olmadığı denisinde, Türk Devleti’ne ve Türk milletine yakışır bir şekilde yollayacağız. Bunun yolu sokakta şiddet değil, bunun yolu sandıkta oyudur değerli arkadaşlarım. Hepinizi tekrar sevgi, saygıyla selamlarken şunu da bilmenizi özellikle rica ediyorum.” “Bazı Valiler Benden Açıklama Yapmamı İstedi” Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Suriye’nin kuzeyinde gerçekleşen hadiseleri, Türkiye’nin değişik illerinde gerçekleşen olayları ve olay girişimlerini yakından takip ediyoruz. İl başkanlarıma talimat verdim. Provokasyon girişimlerini il emniyet müdürlerine derhal bildiriyorlar. Bazı valiler il başkanlarımız aracılığıyla benden açıklama yapmamı rica ettiler. Devlet bizim devletimiz. Ülke bizim ülkemiz. Türkiye bizim vatanımız. Hep birlikte bu vatana sahip çıkacağız. Paylaşmayacağız, terk etmeyeceğiz, vatanı savunacağız. Ama bunu doğru şekilde yapacağız.” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) Read the full article
0 notes
Text
Yaşamı Savunmak
Kesintisiz kılınan bir cerahat ikliminde günün dünden ağır, kurşuni bir griliğe rehin edilip mahvedilmesine tanığız. Baş efendi ve beraberindeki kurmaylarının yirmi iki yıllık iktidar pratiği dönüşümünü mutlak, kati, keskin yara verme istemiyle biçimlendirdiği bir yerde ikamet ediyoruz. Cerahat kesintisiz kılınırken, yara verme istemi her günü ağır sınavların meseli kılar. Biyopolitik bir tahakküm nesnelliği var edilir. Günbegün, anbean zorbalığın ol iktidar eliyle yol verdiği ama sermaye ama medya ama seçilmiş, semirmiş zümrelerin suç ortaklığında demokrasinin pejmürde kılınması söz konusu olur. Hayat berhava, umut hep harap viran yerle yeksan. Hiçbir fecaatin sonu var edemediği, kafi görülmediği yerde gündelik yaşamın tarumar edilmesinin yönelimi kesintisiz kılınır. Duraksamayan bariz ve belirgin bir mahvetme istemi her günü zehirleyen bir tahakkümün arasız ve fasılasız tüm bu denetim, gözetim ve tahakküm üçlemesinin ortasında her eylem sıran insana zulmün ta kendisi olarak geri döner. Hayat imgesi, eylemselliği kuşatılırken geriye simsiyah zifiri bir karanlık devinim kalır, bırakılır.
Gündelik yaşam idesini mahveden yönetim katının aralıksız yirmi iki yıllık seyrüseferinin ulaştırdığı merhale, Türkiye sınırlarında cerahatin öncelendiği bir yeri bildirir. Hiç kimse, ama hiç kimseleri sevmeyen, kendisine benzetemediği kimse onu -düşman bilen belleyen bir akımın sunabileceği yegane şey daha derin cürümdür. Vazedilen, kesintisiz bir gerçek kılınarak her günün başat ögesi addedilen tahakkümün var ettiği her şey ile o kısır döngü, bu bitimsiz fasit daire her günün sabiti olur. Cerahat sahibinin, devletin de yönetimin de tek sahibi biziz, biz diyerek var ettiği her şeyin ceberut olagelen akla seza hallerin belirli bir toplamı olduğu açıktır. Sınırın dışında Suriye’de, işgal edilmiş Afrin, Mare, Azez, Tel Rifat ve Menbiç’te, yol verilerek ilerlemiş olagelen, bir zamanların terör şebekesi olarak anılan Heyet tahrir Şam ve beraberindeki nice oluşumun / çetenin suna geldiği kıyıcılığın ta kendisini finanse edebilmenin daha büyük korkuları satmak olduğunu göstere gelen bir tiyatro var edilir. Yok ediciliği Kürd gün yüzü görmesin, azınlık halklarının tamamının o Suriye’de tek bir an olsun rahatı olmasın / kalmasın diye var edilebilecek her eylemsellik ile birlikte sınırın içine anlatılacak bir masal / fetih imgesinin tumturaklı yollarında cerahat hali kesintisiz kılınır. Eldeki imkanları ölümü var etmek için kullana gelen bir akıl sahibi iktidar eliyle o yıkımın harı yükseltilirken sınırın içindeki ekonomik ve sosyal olan çöküş mevzu edilmesin istenir. Her durumda tahakkümün esiri kılınmış olagelen yerdeki o yıkım / eksiltme / yoksunluk dert olmasın istenir. Bunca kötülüğün ortasında o hayatın her nasıl çitlendiği zaten açık açık var edilirken konuşulmayanlar birer ikişer gerçeğimiz olur.
Sendika.org’a bağlanalım: “İnsanca Yaşam, Güvenceli Çalışma Hakkımı Ver” diyenler Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelerek bugün (15 Aralık) saat 12.00’de Çankaya Belediyesi önünde bir araya geldi.
Çankaya Belediyesi önünde bir araya gelenler saat 13.00’te Meclis’e doğru yürüyüşe geçecekti. “İşçi ve emekçilere sorulmadan görüşülen asgari ücret komisyonları, kadınlara yaşam bırakmayan, çiftçilere ürettirmeyen, emekçileri taşerona mahkum eden, doğayı rant için talan eden politikalara karşı insanca yaşam taleplerimizi haykıracağız” denilerek yapılan çağrı ile “Çalışırken ölmek istemiyoruz”, “Sendikal özgürlük istiyoruz”, “Çalışmak zulüm, emeklilik ölüm olmasın”, “Madenlerde kamu ve özel farkına son”, “Herkese kadro var da postacıya yok mu”, “Krizin bedelini çiftçiye ödetemezsiniz! Adil bir taban fiyatı hakkımı ver”, “Depo işçisi köle değildir”, “Öğretmenler taban maaş hakkı istiyor”, “Öğretmenler belirli süreli iş sözleşmesi hakkı istiyor”, “Kentleri aydınlatan enerji işçileri geçinemiyor”, “Kreş hakkımı ver”, “Eşit işe eşit ücret”, “6284’ü uygula”, “İnşaat işçisi köle değildir” yazılı dövizleri taşıyanlar buluştukları yerlerden Çankaya Belediyesi önüne geçti.
Çankaya Belediyesi önünde bir araya gelenlere polis saldırdı. Polis saldırısına sloganlarla ablukayı aşanlar Kızılay’da yürüyüşe geçti.
Ziya Gökalp Caddesi üzerinden Meşrutiyet Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçenlere birçok noktada polis saldırdı. Polis saldırısıyla gözaltına alınanlara tepki gösterenler de birçok yerde gözaltına alındı. Polisin darp ederek gözaltına aldığı birçok kişinin ağır yaralandığı belirtiliyor.
Ayrıca gözaltına alınmayan birçok kişi de Kızılay çevresindeki çeşitli yerlerde ambulans çağrılarak hastanelere kaldırıldı.
Polisin bir yurttaşın kaşını yardığı, bir başka yurttaşın kolunu bükerek omzundan çıkardığı anlar çevredeki yurttaşlar tarafından da tepkiyle karşılandı.
Sendika.Org muhabirleri Tankut Serttaş ve Nisan Çıra da önce görüntü aldıkları telefon ve kameralarına el konulduktan sonra darp edilerek gözaltına alındı.
Hakkımı Ver diyenlerin Ankara buluşmasına polis saldırısı oldu. Gözaltına alınanların serbest bırakılması talebiyle kampanya grubu bir çağrı yaptı. Saat 16.00’da Madenci Anıtı’nda bir araya gelenler gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep etti.
Gözaltına alınanların serbest bırakılması talebiyle bir araya gelenlerin önü polis tarafından kesilse de eylem “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganıyla ve “İnsanca yaşam ve güvenceli çalışma Hakkımı Ver” yazılı pankartın açılmasıyla başladı.”
Tümüyle bariz, her günün büyüyen Türkiye masalını tamamen boşa düşüren bir tahayyülü bildirir, şu birkaç paragraflık haber. Bir biçimde yaşama tutunma çabasının önünün her nasıl punt bulundu mu var edilebildiğini örnekleyen, cerahat sarmalının her nasıl güncel bir mefhuma dönüştüğünün nişanesi, demokrasi nutukları atılırken var edilmiş şiddetin tam da ortasında görünür. Haklarını talep etmek, insanca yaşamak, eşit ve adil bir ülkenin gerçekliğini sorgulamak, geçim sıkıntısından dem vurabilmek bunu bizatihi asgari ücretin, kör karanlık üç otuz kuruşa esaretini sürdürmeye çabalayanlara bir uyarı olmasına dair mücadele engellenir. Türkiye, Türkiye’den büyüktür diye cümle kura gelen baş efendi, memleketinin öz yurttaşlarına dahi ayrımcılığı var ederek nasıl büyüklük taslamaya devam olunacağını gösterir. Demokratikleşme iddiasını zayi etmiş olagelen bir sahnede kurşuni griliğin her nasıl cenderelerle çıka geldiği meydandadır.
Evrensel Gazetesinden aktaralım: “Patron örgütü MESS’in yüzde 40 zam dayatmasını kabul etmeyen Birleşik Metal-İş üyesi işçilerin grevi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Resmi Gazete'de yayımlanan kararıyla yasaklandı.
Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası'yla (MESS) yürütülen toplu iş sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası; GridSolutions, Hitachi Energy, Schneider Elektrik ve Arıtaş Kriyojenik fabrikalar��ndaki greve çıkmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan kararla grev "milli güvenliği bozucu nitelikte" olduğu gerekçesiyle 60 gün süreyle ertelendi.
Resmi Gazete'de yayımlanan karar'da şu ifadeler yer aldı: "Ekli listede belirtilen işyerlerinde Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından alınmış olan grev kararlarının, milli güvenliği bozucu nitelikte görüldüğünden altmış gün süreyle ertelenmesine, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 63 üncü maddesi gereğince karar verilmiştir."
BİRLEŞİK METAL-İŞ GENEL BAŞKANI ATAR: MESS'E ÖZEL, ADRESE TESLİM
Söz konusu grev yasağı kararına ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar, bugün (14 Aralık) saat 11'de sendika genel merkezinde basın toplantısı yapacaklarını duyurdu. "Grevlerimizi çıktığımız anki kararlılığımız ve anayasal güvencemiz çerçevesinde sürdürüyoruz" diyen Atar, paylaşımında şu ifadeleri kullandı.
"Grevlerimizin devam ettiği ve grev uygulama kararlarımızı tebliğ ettiğimiz MESS’e üye işletmeler için 14.12.2024 tarih ve 9231 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla alınan , MESS’ e özel , adrese teslim, TC Anayasa mahkemesi kararlarına, Hakka ve hukuka aykırı '60 gün süreyle grev Erteleme' adı altındaki Grev Yasağına ilişkin görüşlerimizi ve mücadelemize yönelik kararlarımızı , 14.12.2024 günü Saat 11.00 de Genel Merkezimizde yapacağımız basın toplantısıyla açıklayacağız. Grevlerimizi çıktığımız anki kararlılığımız ve anayasal güvencemiz çerçevesinde sürdürüyoruz."
BİN 500'Ü AŞKIN İŞÇİ GREVE ÇIKMIŞTI
Hitachi işletmesinin Kartal, Tuzla, Dilovası ve Dudullu'daki fabrikalarında 4 Aralık’ta başlayan grev sürerken; dün de (13 Aralık Cuma) Schneider Elektrik’in Kocaeli Çayırova’da ve Manisa’da bulunan fabrikaları ile Gebze’deki Grid Solutions fabrikasında işçiler şalteri indirmişti. Böylelikle grevde olan Birleşik Metal-İş üyesi işçilerin sayısı bin 500’ü aşmıştı. MESS’in sefalet zammı dayatmasını Kabul etmeyen Birleşik Metal-İş üyesi işçiler talepleri karşılanana kadar greve çıkmıştı.
GREV SÜRECİNE NASIL GELİNDİ?
Aylardır MESS ile toplu sözleşme sürecinde olan Birleşik Metal-İş MESS’e bağlı 4 işletme ve bir süre önce MESS’ten ayrılan bir işletme ile birlikte toplam 5 işletme için görüşmelere 9 Ağustos’ta başladı. Görüşmelerin başladığı 60 günlük süre içinde MESS ile 5 toplantı yaptı. Birleşik Metal-İş üyeleri ücret zammı olarak ilk 6 aylık dönem için ortalamada yüzde 125 ücret artışı talep etmişti. Ancak MESS 3 yıllık yüzde 40 zam dayattı. Toplantılarda sonuç alamayan sendika ve işçiler grev aşamasına geldi. 2 bin üyeyi kapsayan sözleşmede 5 işletmeye bağlı 9 fabrikada grev süreci içine girildi.
MESS üyesi Grid Solutions, Hitachi Energy, Schneider Elektrik ve Arıtaş Kriyojenik ile MESS’ten ayrılan Green Transfo fabrikalarında, Birleşik Metal-İş üyesi 2 bin işçi adına süren toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinin tıkanması nedeniyle alınan grev kararı ilk olarak 4 Aralık’ta Hitachi’de hayata geçirildi. Dilovası, Kartal, Dudullu ve Tuzla’daki 4 fabrikada 500 işçi grev pankartlarını fabrikalara astı. Dün de (13 Aralık Cuma) Schneider Elektrik’in Kocaeli Çayırova’da ve Manisa’da bulunan fabrikaları ile Gebze’deki Grid Solutions fabrikasında greve çıkıldı. Kocaeli/Çayırova’da bulunan Green Transfo Energy fabrikasında ise işçiler grev için 25 Aralık gününü bekliyordu.”
Her şeyin birbiri içerisine geçtiği, dönüşümsüz bir tahakküm nesnelliği çatısı altında verili hakların da talan olunduğu bir zemin gerçekliği içerisindeyiz. Kesintisiz kılınan bir cerahat ikliminde günün dünden ağır, kurşuni bir griliğe rehin edilip mahvedilmesine tanığız. Sermayenin suna geldiği daraltma hallerinin, yaşamı kuşatma, engelleme çaba ve gayretkeşliğinin ortasında bütünüyle bir hak gasbını göstere gelen ol grev kırıcılık / engelleme hallerinin ortasında hiç kimselere güvenli bir yarının konulmadığı bir kez daha açık edilir. Hak arama mücadelesinin, emeğinin tam karşılığını talep etmenin milli güvenlik sorunu kılındığı / bilindiği bir zeminde cerahat her yeri kuşatır. Laf ola beri gele değil doğrudan hayatın mahvına çaba sarf edilen bir ülke imaline devam olunur. Hayat sahiden de böylesi ucuz mesellere rehin, her anı çalınabilen, yerle bir olunan bir meselin ta kendisine dönüştürüldükten sonra geriye ne kalacaktır. Umudu, ümidi, var olma hakkını, sözü, sesi, eylemi her şeyi ama her bir şeyi çalan, yağmalayan, un ufak eden bir iktidar pratiği karşısında yaşamı savunmayı düşünmek, eylemek ne zamandır?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Muradov Does Kickass Annie DeForge-Style! - Roman MURADOV – Flickr
Meramda Paylaşılan Haberler
İnsanca Yaşam ve Güvenceli Çalışma Talebiyle #HakkımıVer Diyenler Ankara’da Buluştu: Çok Sayıda Kişi Gözaltına Alındı - Sendika.org https://sendika.org/2024/12/insanca-yasam-ve-guvenceli-calisma-talebiyle-hakkimiver-diyenler-ankarada-bulustu-cok-sayida-kisi-gozaltina-alindi-716505
Hakkımı Ver Diyenler Gözaltına Alınanların Serbest Bırakılması Talebiyle Eylemde - Sendika.org https://sendika.org/2024/12/hakkimi-ver-diyenler-gozaltina-alinanlarin-serbest-birakilmasi-talebiyle-eylemde-716522
Metal İşçilerinin Grevi Cumhurbaşkanı Kararıyla Yasaklandı - Evrensel https://www.evrensel.net/haber/536840/metal-iscilerinin-grevi-cumhurbaskani-karariyla-yasaklandi
#söz hakkı#yara#mücadele#emek#direniş#başka türkiye vardır#cerahat#hayat hakkı#anlamak#dövüş#yıkıcılık#eksen#türkiye nereye?#prekarya#grev#yasak hemşerim#cürüm#çürüme hali#kötülük#anlam#biyopolitika#ak parti
0 notes
Link
Şahan Gökbakar, sığınmacı meselesine sessiz kalamadı: Ülkeyi yok edecek bir sorun, çözüm aramalıyız
1 note
·
View note
Text
Sacked Plateau PDP lawmakers return to court, seek reinstatement
The 16 sacked members of the Plateau State House of Assembly, under the platform of the Peoples Democratic Party, PDP, have approached the Court of Appeal, seeking to set aside the earlier judgement of the same court that nullified their elections. we recalls that the Court of Appeal had nullified the election of all the PDP lawmakers in the State Assembly on the ground that their party lacked structure to sponsor candidates in the election. However, the sacked legislators have insisted that they are still members of the House following the Supreme Court’s judgement affirming the election of Governor Caleb Mutfwang, whose case was also nullified at the Court of Appeal. They believe that the Supreme Court’s judgement has vindicated them. The sacked lawmakers, including Bala Fwanje Ndat and Datugun Paul Naankot, among others, in their motion on notice, with suit No: CA/J/33M/2024 and CA/J/31/M/2024, said pursuant to order 6 rules 1 of the Court of Appeal, 2021, they should be reinstated into the House. This was part of their reliefs presented by their counsel, Garba Paul, SAN, who argued that both the election tribunal and the Court of Appeal lacked jurisdiction over the subject matter. The sacked legislators said their ground as contained in the motions were predicated upon the fact that, “the judgement of the Court delivered on the 24th day of November, 2023, is a nullity.” They are seeking “An order setting aside the decision of this Honourable court in appeal No. CA/J/EP/PL/SHA/62/2023, Dagogot Karyt Owen & Anor Vs Independent National Electoral Commission (INEC), & Ors on 24th November, 2023, per E.O Williams-Dawodu, Abdul-Azez Waziri and E.O Abang, JCA.” According to them, the Supreme Court judgement that validated the nomination and sponsorship of Plateau State Governor, Caleb Mutfwang, suffices that the Court of Appeal should set aside its earlier judgement. we recalls that the lawmakers had made an attempt to return to the House of Assembly, a move that nearly triggered a political crisis in the state. At the moment, members of the APC who are beneficiaries of the Court of Appeal judgement are yet to be sworn-in by the Speaker of the House, Gabriel Dewan Kudagbena. The Speaker hinged his decision on conflicting court orders. Read the full article
0 notes
Text
🖤 Have you ever tried eyelash or eyebrow serum? I've been using both from @azezebeauty for the past few weeks and have already noticed a huge difference in the fullness and thickness! I'm on week 4 and can't wait to see how they look at week 6!
🖤 The Azeze #eyelash growth Serum is an oil free pllant-based, cruelty free formula that you can even use with lash extensions. Love how it promotes lash density and length with no harsh chemicals. It's easy to use too- I simply apply it in the morning before my makeup and again before bed after I wash my makeup off. The precision applicator makes it so easy to smoothly glides the serum along the roots of my upper eyelashes the same way I would apply my liquid eyeliner.
🖤 The Azeze #eyebrow growth is also an oil free, plant based, chemical free formula never tested on animals. Love how it's also safe to use on tattooed or micro-bladed brows. Super easy to use too - I put it on in the morning before my makeup and then before bed after I take my makeup off. I use the precision applicator to trace the serum along the contours of my eyebrows.
🖤 If you've been wanting thicker fuller eyelashes and brows the natural way visit #azezebeauty to learn more about this safe, plant based luxury eyelash and eyebrow growth serum.
https://azeze.com
1 note
·
View note
Note
Check azezal
Azazel, hero name "Bomber"!
Quirk, “Boomer”; self explanatory, but he can make just about anything explode. He's got quite the explosive personality!
0 notes