#5 Temmuz caddesi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Hayatımın Hikayesi
06.02.2023. Ne olduğunu anlamadan yataktan fırladım. Saatten haberim yok. İskenderun Ramada otel 13. katta 1303 numaralı odadayım. 5 Şubat akşamı geldim otele. Yukardaki fotoğrafta görünen binanın sola, denize bakan, cadde tarafındaki köşe oda ancak bize görünen tarafta değil diğer tarafta. Otel 5. Temmuz caddesinin üzerinde. Bir yanında deprem başladığında hemen yıkılan Pera rezidans, diğer…
View On WordPress
#5 Temmuz caddesi#6 Şubat 2023#Atatürk caddesi#çapa balık evi#belediye#deprem#Grand Akçalı#Hataylı otel#ilham vahidov#kahve#la perla butik otel#PAC meydanı#Pera rezidans#Petek pastanesi#Ramada İskendrun#starbucks#tayfur sökmen caddesi#İskenderun
8 notes
·
View notes
Text
CHP İpsala yönetiminden İpsala Belediyesi’ne eleştiri
https://pazaryerigundem.com/haber/183001/chp-ipsala-yonetiminden-ipsala-belediyesine-elestiri/
CHP İpsala yönetiminden İpsala Belediyesi’ne eleştiri
Cumhuriyet Halk Partisi İpsala İlçe Başkanlığı tarafından 5 Temmuz Cuma günü gerçekleştirilen belediye meclis toplantısının ardından yazılı bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
Erdoğan DEMİR /EDİRNE (İGFA) – Yapılan açıklamada, son gerçekleştirilen belediye meclis toplantısında alınan kararlara ilişkin vatandaşlar bilgilendirildi.
İPSALALI PERSONELLER İŞTEN ÇIKARILDI, ÇEVRE İLÇELERDEN İSTİHDAM SAĞLANDI
CHP İpsala İlçe Başkanlığı, 5 Temmuz Çarşamba günü gerçekleştirilen belediye meclis toplantısının ardından gerçekleştirdiği yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi, “Son gerçekleştirilen belediye meclis toplantısının 2. Gündem maddesinde, İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü’nün vermiş olduğu bilgiye dayanarak, belediyemizde 1 mühendis, 1 itfaiye eri, 1 tahsildar için çalışma kadroları açılmıştır. Bu kişiler göreve başlamıştır. Belediye meclis üyemiz Ahmet Türenli, bu 3 kişinin kimler olduğunu, hangi kurumlardan transfer edildiğini, nerelerde ikamet ettiklerini sormuştur. Aldığı yanıt sonucunda 2 personelin Keşan Belediyesi’nden, tahsildarın ise Enez Belediyesi’nden geçişinin yapıldığı öğrenilmiştir. Bunun üzerine bir diğer meclis üyemiz olan Hüseyin Solak konuya ilişkin söz alarak bu atamaların siyasi olup, olmadığını, bahsi geçen kişilerin ilçemizde ikamet edip, etmediklerini ve ilçemizde bu çalışma şartlarına sahip İpsalalı olup, olmadığını sormuştur. Bu durum göstermiştir ki, Mehmet Kerman, İpsalalı personeli İpsala Belediyesi’nden işten çıkarıp, çevre ilçelere istihdam sağlamıştır. Yoksa İpsala Belediyesi’ni 5 sene boyunca çevre ilçelerin eski AKP’li belediye başkanları mı yönetecektir ?”
3 PARTİNİN ORTAK KARARIYLA ENEZ CADDESİ’NİN İSMİ DEĞİŞTİ
CHP İpsala İlçe Başkanlığı’nın devam eden açıklamasında Enez Caddesi’nin isminin değiştirilmesi konusuna da açıklık getirildi. Konuya ilişkin şu açıklamalarda bulunuldu: “Aynı belediye meclis toplantısının gündeminin 3. Maddesinde yer alan bir caddeye, Mehmet Kerman’ın isteği üzerine, Ak Parti İpsala Belediye Meclis Üyesi Özcan Tosun’un önerisiyle Dr. Sadık Ahmet’in isminin verilmesi konusu da kamuoyunda çarpıtılanın aksine 3 siyasi partinin ortak kararıyla kabul edilmiştir. Enez Caddesi’nin isminin Dr. Sadık Ahmet Caddesi olarak değiştirilmesini, Ak Parti Meclis Üyesi Özcan Tosun önermiştir. AK Parti, CHP ve MHP, Enez Caddesi’nin isminin Dr. Sadık Ahmet Caddesi olarak değiştirilmesine evet demiştir. Fakat oylamaya geçilmeden önce belediye meclis üyemiz Mehmet Hüseyin konuya ilişkin söz alarak, grubu adına grup olarak çekincelerini dile getirmiş ve öneride bulunmuştur. Meclis üyesi Hüseyin, Enez Caddesi’nde çok fazla ticari işletme olduğunu belirtmiş, bu durumun adres değişikliklerin de sorunlar yaratabileceğini belirtmiştir. CHP grubu, oylamaya geçilmeden önce toplantıya ara verilmesini istemiş ve konuya ilişkin Keşan Ticaret ve Sanayi Odası yetkililerinden bilgi alınmış, isim değişikliğinin herhangi bir sorun yaratmayacağının bilgisi alındığı için oylamaya gidilmiştir. CHP meclis grubu, ayrıca Hastane Caddesi’nin veya fuar alanının isminin Dr. Sadık Ahmet olarak değiştirilmesini önermiştir. Meclis üyemiz Hüseyin ayrıca İpsala’da Dr. Sadık Ahmet ve tüm Batı Trakya Türkleri’ni anma amaçlı bir Anıtpark önerisinde bulunmuştur.”
İPSALA BELEDİYESİ 1 DÜĞÜN SALONU KARŞILIĞINDA, 35 DÜKKAN KAYBEDİYOR
CHP İpsala İlçe Başkanlığı son olarak kamuoyunda yaşanan TOKİ ve yeni düğün salonu konusuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Konuya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Belediye meclis toplantısının 4. Gündem maddesi olan TOKİ ile ilgili olan görüşmelerde, Mehmet Kerman, mülkiyeti İpsala Belediyesi’ne ait olmayan fakat maliye hazinesi tarafından spor kompleksi olarak belediyemize tahsis edilen arsayı, hakkı olmadığı halde TOKİ’ye vermeye kalkmıştır. Fakat zaten arsa, şu an İpsala Belediyesi’nin mülkü değildir. Dolayısıyla Sayın Kerman, belediyeye ait olmayan arsayı TOKİ’ye nasıl verecektir ? Meclis üyelerimizin konuya ilişkin ısrarlı müdahalesi sonucunda gündem maddesi değiştirilmiştir. CHP meclis grubumuzun ve ilçe başkanlığımızın ilçemize gerçekleştirilecek her türlü konut yatırımına desteği tamdır. Tek dileğimiz, zemin etütleri yapılmış, güvenilir konutlar yapılmasıdır. Son olarak Pazar yeri alanında ve ziraat odası karşısında olan araziye, 35 dükkan ve iş yerinin verilip karşılığında düğün salonu alınması hakkında kamuoyunu bilgilendirmek istiyoruz. Bu teklif, belediye meclis grubumuza mantıklı gelmeyip, belediyemizin öz bütçesiyle yapılmasını teklif ettik. Yapılan oylama sonucunda AKP-MHP işbirliğiyle düğün salonu projesi 35 dükkanın müteahhite verilmesi sonuc
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Başkan Yardımcısı Fahri Arkan 5. Sapanca Elsanatları Festivali için Kolları Sıvadı Yapılacak olan El Sanatları Festivali”ni 20-23 Temmuz tarihlerinde Sapanca Festival Fuar Alan çalışmalarında bizzat yer alan Sapanca belediye Başkanı Fahri Arkan, İtfaiye Hortumunu eline alarak çalışmalara katıldı. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/baskan-yardimcisi-fahri-arkan-5-sapanca-elsanatlari-festivali-icin-kollari-sivadi-9049.html
Görenler başkanın cefakar ve vefakar çalışmalarından dolayı tebrik etti.
Çalışma Arkadaşı Hortumu Bir ucundan tuttu, Başkan Yardımcısı Fahri Arkan TİTİZLİKLE Yıkadı. O anlar Kameralara yansıdı..
Geleneksel el sanatlarımız, binlerce yıllık tarihin içinde zengin bir mozaik ile harmanlanarak Anadolu’nun kültürel mirasını oluşturdu.
Çeşitli nedenlerle unutulmaya yüz tutan bazı geleneksel el sanatlarımız ise günümüze kadar büyük çaba gösterilerek yaşatıldı.
Bu nedenle Festival’in öncelikli amacı, somut olmayan kültürel miraslarımız kapsamında yer alan, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarımızın korunması, yaşatılması ve bir sonraki nesillere aktarılmasını sağlamak olarak belirlenmiştir.
Bu amaç doğrultusunda yapılacak olan “El Sanatları Festivali”ni 20-23 Temmuz tarihlerinde Sapanca Festival Fuar Alanı’nda ziyaret edebilirsiniz.
4 gün sürecek olan festivalde; gümüş işleme, el yapımı bebekler, el ürünü kıyafetler, yine el emeği dekoratif ürünler, resim, takı, deri işçiliği, taş baskısı, cam sanatı, ahşap boyama gibi geleneksel el sanatlarının yansıra, el emeği yiyecek ve içeceklerin yer alacağı en az 150 stant bulunacağı öngörülüyor
Kırkpınar Melih Kibar Sahil Yolu Caddesi sonunda bulunan Sapanca Festival ve Fuar Alanı'nda gerçekleştirilecek olan festivalde stantların yanı sıra her akşam farklı bir sanatçı sahne alacak.
Festivale katılacak sanatçılar ve sahne alacağı tarihler şöyle: 20 Temmuz Perşembe Emre ALTUĞl, 21 Temmuz Cuma Sapanca'nın Sesleri, 22 Temmuz Cumartesi Kurşat GÜLER , 23 Temmuz Pazar Dj, Murat Uyar, Zeynep Dizdar yer alıyor.
#festival #istanbul #turkey #music #konser #etkinlik #dance #ankara #instagood #izmir #müzik #sahne #summer #türkiye #party #antalya #eğlence #travel #love #tbt #life #instagram #fest #event #fashion #canlıperformans #beach #art #instalike #photooftheday
0 notes
Text
Antalya E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu
İLETİŞİM BİLGİLERİ Adres : Kepez Mahallesi 5 Temmuz Kurtuluş Caddesi, No:69 Kepez / ANTALYA Telefon : 0 242 221 23 23 – 221 09 91 Faks : 0 242 221 53 33 E-posta : [email protected] Read the full article
0 notes
Text
Aynı Gemide Olmayanların Meramı...
Demokrasi istencinin, mefhumunun, meselinin alenen alaşağı edildiği günlerden geçiyor iş bu ülke. Üç sene öncesinde atlatıldığı zikredilen darbe teşebbüsünün her nasıl, her ne şekilde güncel olduğunu bildiren bir ülkede “demokrasinin” atıl bıraktırılmasına tanıklık ediyoruz. Darbeci kliğin yapmak isteyip de yapamadıklarını bugün bir hakikat kılmaya çalışan bir düzenin içerisinde sıradanın demokrasi tahayyülü hiç ediliyor bunu yaşıyoruz. Kendi kendini yönetme halinin temel dayanak kılındığı demokrasi istencinde varılan yer, ulaşılan eşik, onun resen bile imkansız bırakıldığını gösteriyor. Verili olan hakların talanı bir yana, haklarının tastamam üstünün çizilmesi öte yana temel hak ve özgürlüklerin bir daha geriye dönülemeyecek kadar tahrip olunmasının meselidir izahatına giriştiğimiz.
Sıradan olanın yaşamını onarılamayacak kadar yıkıma rehin etmek devamlılık halini alır. Darbe teşebbüsünün ardını derin ve kalıcı yıkımlara çıkartmak derdine düşülendir. Erk, muktedir, iktidarı aracılığıyla attığı hemen her adımda bu yıkım halini günceller. Karar hükmünde kararnamelerden, bir gecede tasarıdan kanuna dönüştürülen torba kanunlardan, bölge illerindeki düşük yoğunluklu savaştan, ekonomik dar boğazın tam ortasında halen ve halen vatandaşa bindirilen yüklere, mütemadiyen bir yıkım, yeniden ve yeniden yok etme hali güncellenir. Çürümüşlük içerisinde yeni / büyük / güçlü nidaları atılırken orta yerde bir memleket geriye bırakılmaz, kimse bunu konuşmaz!
Bir bu halle / yıkım teşebbüsü ile sınırlı kalmaz demokrasi mefhumunun hiçleştirilmesi. Demokrasinin adı bile anılamaz kılınsın diye tahayyül hakikat kılınır. Her adımda hemen her günde, her vakada bu hali bir kez daha süreğen kılmaya çalışır muktedir. Yepyeni ola gelen Türkiye bu cerahat sarmalı içerisinde bir o yana, bir bu yana sallandırılıp, her günü eksiltilen bir menzil kılınır. Demokrasi istencinin tanımlanamaz kılınması kesintisiz olan bir deneyim kılınır. Yeni ülke şablonu güncellenirken, bir fırsat olarak görülen darbenin o kliğin var etmeye çalıştığı karanlığın, eksik bıraktığı yeniden biçimlendirilir. Bir ülkenin dönüşümü sınırlandırmalarla, zorbalıkla ve giderek sıradan olanın hayatı çitlenerek elde edilmeye çalışılır. Böylesinden mülhem bir ülke bina olunur.
Bu kadar afaki bir halle demokrasi istencinin yerle yeksan edilmesi süreğenleştirilendir. Yaşatılan, yaratılmış olan demokrasi tahayyülünün hiçleştirilmesini ihtiva eder. Bu halle bir bu doğrultuda yeni ülke, ileri demokrasi, durmak yok yola devam vs. tabirlerinin tüm o refakatinde gerileme / eksiltme kesintisiz kılınır. Gerileyen şey bir ülkede yaşama hal ve istencinin ta kendisidir. Onun olmazla bileşenlerinden demokrasi tahayyülü zayi edilendir açık ve seçik olarak. Kesintisiz bir halde, duraksamak nedir bilmeden bir menzilde yaşam tahayyülü hiçleştirilmektedir. Verili hakların talan edildiği bir saha gerçekliğe kavuşur iş bu sahnede. Yeni ülke cürümler üstünde yürüyen bir sathı mahaldir.
Demokrasi istencinin sıradanın elinden çalınması bir gaile değil, temel amaç, odak, yolla yordam kılınmaktadır. Müştereklerimiz bunca afaki bir biçimde bir devamlılık dahilinde, ulaşılmaz görülenlerin elinden çıkma yerle bir etme hallerinin dümen suyunda aralıksız hiç kılınmaya çalışılmaktadır. Darbeci kliğin var etmek istediğini bugün yeniden “imal” edebilmek yolunda yürünendir. Onca zaman sonra varlığı tescil olunmuş olan ülkenin var ettiği hakikat böylesine bariz bir cürüm sarmalıdır. Her gün bir cerahat güncellemesi söz konusudur.
Hemen her gün bir kez daha yıkıma meyil verilmeye devam olunandır. Demokrasi halinin ve mefhumunun çürütülmesi kesintisiz bir teşebbüsler toplamı kılınandır. “Modernleşme” bahsi zikredilirken, yenilik lafzı kurulurken, janjanlı paketlerle sunulurken biteviye olan / kılınan bir fecaat ülküsünün yeniden cilalanıp parlatılmaktadır. Demokrasi tahayyülü aksi istikamete yönlendirilip içi boşaltıldıkça, ekranlardan yalanlar zikredilirken yerle yeksan etme tahayyülleri gerçek kılındıkça, yıkım fırsat olarak görüldükçe iş bu menzilde yaşama hali de içler acısı kılınır. Meram eylemek istediğimiz şey bizatihi bu bahistir. Böylesine bariz bir istençle, asmalı kesmeli hemen her gün tehdidin bini bir paraya darbecilerin feci aklı onlardan çok sahiplenilerek, maklube yeyip yeni hocalar var ederek bir demokrasinin muhafazası söz konusu olmaz.
Düzen içinden olmayan, sayılmayan, görülmeyenler için hayatın pamuk ipliğine bağlılığı kesintisizdir. Duraksamadan işlemeye devam edilen mevzu bu yükleniştir. Trabzon’un ol Çaykara ilçesine bağlı Uzungöl’ünde Kürdistan flaması taşıyan bir kafile geçen hafta linç olunur. Lalettayin değil, doğrudan kesintisiz bir cüretle, patavatsızca değil sistemin ol tahayyülü doğrultusunda insanların canlarını yakmak / yakabilmek kesintisiz kılınır. Bu yerde hayatın böylesine açıktan zapturapt alınabilirliği düşündürücüdür. Baş Amirin ve ol şürekasının, zevatın medyasından hukuk sistemindeki hemen hemen tüm unsurlarının hedef göstermesiyle bir menzilde yaşamsallık, Kürd kimliğinden olana reva görülmez.
İsmi, cismi, yaşamdaki yeri ve konumu ötekileştirilmekten hemen hiç ayrıştırılmayan bir halka gözdağı yeniden biçimlendirilir. Yaratılan, güncellenen ve devamlılığı sağlama alınmak istenen bu menzilde ırkçılığın bir siyaset formundan sokağı yangın yerine bariz bir halde çevirmeye aracı kılınmasıdır. Yaratılan, güncellenen, devamlılığı için çabalanan mesel bu kadar keskin bir yol ayrımında, kardeşlik denilenin, seksen iki milyonu kapsar diye bildirilen bir yeni ülke şablonunda ötekilerin bir kez daha def olunmasıdır. Bunun her neresi yenidir!
Linç olunan Suriye’li mültecilerden, mahallerde gerçekleştirilen pogrom / yağma / talan provalarına, gayrimüslim kesime yönelik nokta atışlarından, bir asır öncesinin tahayyülü ve taleplerine geri dönmelerde olduğu gibi Kürd düşmanlığının vardığı boyut da ülkedeki demokrasinin halini kesintisiz bildirmektedir. Bir toprak parçasında hayatın esemesinin hiç edilmesi güncellenendir. Demokrasi istencinin lafta koyulduğu günlerden geçiyoruz. Behemehal var edilen bir karanlık döngünün her yeri kapsadığı bir sahneden bildiriyoruz. Cürümler el üstünde tutulurken, var edilenin ne muğlak, ne de mübalağa olduğunu artık alenen görüyoruz, duyuyoruz. Hemen her duyumuz ile ağrılarımız ve korkularımızla bir başımıza koyuluyoruz. Cümlenin ortasında, cennet diye anılan bir sahnede cehennemin ta kendisine mahkum ediliyoruz. Bir cendere halinin meskun mahallinde sözümüzü sesimizi arıyoruz.
Artı Gerçek’ten aktaralım: “Manisa’nın Turgutlu ilçesine bağlı İstasyonaltı Mahallesi Suriyeli aileyi linç etme girişimine sahne oldu. İddiaya göre, İstasyonaltı Mahallesi, İstekli Sokak’ta oturan Suriyeli bir aile, bugün (15 Temmuz 2019) saat 13.30 sıralarında, sokakta oyun oynayan çocuklardan rahatsız olup, azarladı. Çocukların durumu anlattığı yakınları ile Suriyeli aile arasında tartışma çıktı. Tartışma, çevredeki diğer kişilerin de katılmasıyla büyüyüp, kavgaya dönüştü. Kavgada, sırtından bıçaklanan Erdal Çelik ile taş veya sopa gibi sert bir cisimle başına vurulan Fırat Çiftçi, yaralandı.
Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye çok sayıda polis, jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Polis ekipleri, gerginliği biber gazı sıkıp, havaya ateş ederek önlemeye çalıştı. Polis, Suriyeli ailenin yaşadığı evin önünde toplanan kalabalığı uzaklaştırdı. Ardından da Suriyeli ailenin 5 ferdi, sığındıkları evlerinden çıkartılarak, daha güvenli bir yere götürüldü. Olayda yaralanan 2 kişi ise Turgutlu Devlet Hastanesi’ne kaldırılıp, tedaviye alındı. Tedaviye alınan yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi.”
Mültecinin Türkçe bilmemesinin bedelini onları linç etmeye gayret ederek gösteren bir ülkenin varlığının düşündürücülüğüdür bir noktada sorun. Demokrasi istencinin alenen alaşağı edildiği, yaşama saygının sıfırlanmaya koşar adım götürüldüğü, yıkımın ve basit bir biçimde çürümenin güncellendiği yerde hayat her ne hale koyulandır sorguluyor musunuz, hiç ayırdına varıyor musunuz? Bu kadar katran karanlığının ortasında kendisi gibi olmayana şu üç günlük dünyayı dar etmekten ötesini var etmeyen akıl karşısında ses / söz var edebiliyor musunuz? Sesinizi kendinize duyurabiliyor musunuz?
Mezopotamya Ajansı’ndan aktaralım: “Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü'nün sabaha karşı düzenlediği operasyon sonucu bir evde öldürülen Mücahit Yılmaz'ın infaz edildiğine dair kuşkular ortaya çıktı. Emniyete bağlı özel hareket polisleri, Bağlar ilçesi Karacadağ Caddesi üzerinde bulunan Ahmet ve Birsen Yoldaş çiftinin evine sabaha karşı baskın düzenledi. Bir apartmanın 3'üncü katına yapılan baskında Mücahit Yılmaz adlı kişi öldürüldü. İçişleri Bakanlığı, "çatışma yaşandığına" dair bir ifade kullanmadan Yılmaz'ın "kırsal alandan gelerek şehirde faaliyet yürüten örgüt mensubu" olduğunu açıkladı. Görgü tanıklarının ifadeleri ve olayın yaşandığı evdeki bulgular, "Yılmaz infaz mı edildi" sorusunu akıllara getirdi.
Görgü tanıklarının ifadeleri ise, infaz kuşkularını güçlendiriyor. Teşhis için balkonda bulunan Yılmaz'ın cenazesinin üzerine götürülen görgü tanıkları, Yılmaz'ın cenazesinin yanında herhangi bir silahın bulunmadığını söyledi. Mutfak dolabında iki adet mermi izinin olduğu ve dışarıdan ateş edilmiş olabileceği kaydedildi.
Bu bulgulara göre, Mücahit Yılmaz ya üçüncü katta bulunan evin balkonunda dışarıdan açılan ateşle vuruldu ya da baskın sırasında evin balkonuna götürülerek öldürüldü. Baskın sonucu gözaltına alınan Ahmet ve Birsen Yoldaş çiftinin görgü tanıklığı, olayın aydınlatılması için önemli olacak.
İçişleri Bakanlığın açıklaması şöyledir: "İç güvenlik operasyonları kapsamında, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü birimlerince düzenlenen operasyonda, terör örgütünün kırsal alandan gelerek şehirde faaliyet yürüttüğü tespit edilen BTÖ mensubu Mücahit Yılmaz etkisiz hale getirilmiş, 2 kişi gözaltına alınmıştır. Etkisiz hale getirilen şahsın kaldığı yerde yapılan aramada, başkası adına düzenlenmiş sahte kimlik, silah, mühimmat ve çok sayıda örgütsel doküman ele geçirilmiştir."”
Bir insanın canının alınması bunca kolay kılınan bir sahada ne şimdi vardır ne de gelecek. Bir tahayyül olmaktan ötede yaşama düşürülen gölgelerin, bölge illerinde yapılanların ol tek istikameti daha büyük kırımlardır. Mücahit Yılmaz katledilirken, geçtiğimiz yıllarda pek çok insanın infazı aynen mot-a-mot bu şekilde gerçek kılınmıştır. Geçtiğimiz günlerde Ayaz ve Nûpelda kardeşlerin Dersim’de saklanmış mayınlar yüzünden katledilmesinden, Ceylan Önkol’a, Nihat Kazanhan’a, Uğur Kaymaz’ın babasıyla sokak ortasında infazından, Cemile Çağırga, Medeni Yıldırım, Taybet İnan, panzer arkasında naaşı sürüklenen Hacı Lokman Birlik’e, Cizre bodrumlarında katledilen yüzün üstündeki insana birörnek, benzeş yıkımların yolunda yürünen bir menzil güncellenir. Böylesinden bir ülke var edilebilir mi?
Demokrasi tahayyülünün yerle yeksan edildiği bir yerde, bir asır öncesinden de karanlığa yollanmış bir sahnede nedir hayatın ehemmiyetini bildirecek / bunca yıkımın sonunun sahi ama sahiden de hayırlı olmadığını sergileyecek olan. Canlar çalınırken, gün çalınırken, bir ihtimal değil sahiden de yarınlar şimdi dahilinde yerle bir edilirken, her yan kan, kırım ve gözyaşı ile sulanırken, Hasankeyf’i sular altında bırakmaya ant içmiş olanların orman yakmaları eksikmiş gibi doğayı enikonu katlederken, bölge illerini açık birer karakola çevirmişken, Batı Türkiye bugün demokrasinin d’sinden bihaber ekranlar ne sunarsa onunla yetinsin diye dört dönülürken nasıl bir tahayyül geriye kalacaktır. Bu hazin döngüden bir ülke imal edilebilir mi?
Birgün Gazetesi’nden aktaralım: “İstanbul Valiliği, İstanbul’da kaydı olmayan Suriyelilerin kentten ayrılması için tarih verdi. Valilik’ten yapılan 7 maddelik açıklama şöyle:
1. İlimizde ikamet izinli 522.381 yabancı uyruklu, geçici koruma kapsamında 547.479 Suriyeli misafir olmak üzere toplam 1.069.860 kayıtlı yabancı bulunmaktadır.
2. Düzensiz göçle mücadele çalışmaları kapsamında ülkemize yasadışı yollardan giren düzensiz göçmenlerin yakalanarak sınır dışı edilmelerine devam edilmektedir.
3. Geçici koruma kapsamında olmayan (kayıtsız ve/veya kimliği bulunmayan) Suriye uyruklu yabancılar, İçişleri Bakanlığımızın talimatı ile belirlenen illere sevk edilmektedir. İstanbul, geçici koruma kaydına kapalıdır.
4. Geçici koruma kapsamında olmakla birlikte, İstanbul ilinde kaydı olmayan (diğer illere kayıtlı) Suriye uyruklu yabancıların, kayıtlı bulundukları illere geri dönmeleri için 20 Ağustos 2019 tarihine kadar süre verilmiştir. Belirtilen süre sonunda geri dönmediği tespit edilenler, İçişleri Bakanlığımızın talimatı doğrultusunda kayıtlı oldukları illere sevk edileceklerdir.
5. İlimizde yasal kalış hakkı bulunan yabancıların; yaşanabilecek mağduriyetlerin önlenebilmesi amacıyla Pasaport Kanunu ve Geçici Koruma Yönetmeliği hükümleri gereğince kolluk kuvvetleri tarafından yapılan kontrol ve denetimlerde göstermek üzere pasaport ve/veya Geçici Koruma Kimlik Belgelerini yanlarında bulundurmalarını önemle rica ediyoruz.
6. İlimiz otogar, gar, havalimanları ve tüm ulaşım vasıtalarında, “Yol İzin Belgesi” kontrolleri sürekli olarak yapılacak, geçerli belgesi olmayan geçici koruma kapsamındaki Suriyeli misafirler, kayıtlı olduğu illere geri gönderilecektir.
7. Valiliğimiz koordinasyonunda düzensiz göçle mücadele çalışmaları, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda kesintisiz devam edecektir.”
Bir menzilde eksik kalan hangi cerahat varsa onu yeniden imal eden bir ülke yönetiminin var ettiği şeylerdir en baştan bu yana anlatmaya çalıştığımız. Bir düzensizlikler silsilesini var edip en olmayacak şeyleri bugünlere taşıyan aklın var ettiği cerahatin nesnelliğidir iş bu raddede düşündürücü olan. Bir koca asır sonra, Kürd’ün ötekileştirilmesi gibi, gayrimüslim’in varlığının reddiyesi gibi, Suriye’den gelmiş mültecileri de yok saymak, yok etmenin kıyısına taşımak güncellene gelir. Bu kadar açık bir tehcir çağrısının varlığı bile demokrasi bahsinde ne halde olduğunu “yeni ülkenin” göstere gelmektedir. Dıştan içe bir süreğen halle memleket tahayyülü yıkıma terk edilendir.
Açık seçik bir halde yaşama düşürülen gölgelerin ardının kırımlara çıktığı bir yerden söz ediyoruz. Sıradan olanın hayat hakkının hiç sayıldığı bir menzilden anlatıyoruz. Demokrasi ediminin neden / nasıl / ne hakla sıradana reva görülmediğinin sorgulanmadığı ve dahası unutturulmaya yüz tutulduğu bir yerde yarın hiç ama hiç kimseler için güvenli değildir bunu bildiriyoruz. Demokrasi tahayyülünün alaşağı olunduğu yerde hakkın da ol hukukun da, hürriyetin de, ifade özgürlüğünün de, yaşama gailesinin de çürütülmesi ardışık kılınır. Yolun / yönün / günün / geleceğin böylesine katran karasına rehin olunması sahiden de canınızı yakmıyor mu? Bu kadar kesif / keskin / kesintisiz çürüme bir hakikatken, nereye kadar görmezden geleceksiniz, gemi su alıyor. Bu gemiden açıkça sayılmayanların geleceği çalınıyor, umursuyor musunuz, sahiden, sahiden, sahiden....
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2019
Görseller – Kerem UZEL
#yara#arzihal#türkiye gerçeği#hayat hakkı#mefhum#mesel#yıkıcılık#günce#anarşizan#ahlaksızlık#çürüme#devlet102#yıldırı#yıkım#insanlık suçları#ayrımcılık#amed#katliam#kötülük#barışmak#mülteciler#insan hakları#demokrasi#akp#kötücül söylem#fenafillah#insanlar#name
1 note
·
View note
Text
LEVENT YALÇIN VEFAT ETTİ
LEVENT YALÇIN VEFAT ETTİ
Tekirdağ Süleymanpaşa peştemalcı caddesi sakinlerinden pazarcı esnafı Levent Yalçın vefat etti. Merhumun cenazesi 5 Temmuz 2022 Özdoyuran camiinde ikindi namazına müteakip kılınacak cenaze namazı sonrası defnedilecek.
View On WordPress
0 notes
Text
Frank Pais KİMDİR ?
(7 Aralık 1934 - 30 Temmuz 1957) Fulgencio Batista rejiminin devrilmesi için mücadele eden Kübalı devrimci. Yoğunlukla Sierra Maestra'da faaliyet gösteren Fidel Castro'nun 26 Temmuz Hareketinin şehir örgütlenmesi sorumlusuydu. 30 Temmuz 1957 günü Santiago de Cuba sokaklarında tutuklandıktan sonra polis tarafından yargısız infaz edilerek öldürülmüştür. Anısı bugün Küba'da çok sayıda yerin isminde yaşatılmaktadır.
Küba Devrimindeki yeri
İlk yıllar
Babası Protestan bir rahip olan Francisco País Pesqueira, annesi ise Francisco País Pesqueira'dır. Her ikisi de İspanya'dan Küba'ya göçmüştür. Babası Santiago de Cuba'daki ilk Baptist Kiliseyi kurmuştur. Babasının o daha 5 yaşındayken hayatını kaybetmesi üzerine aile mali sorunlar çekmeye başlamıştır. Frank mimarlık eğitimine başlasa da Oriente Eğitim Fakültesine başlamış, 6 Temmuz 1953 tarihinde de mezun olmuştur.
Şehir örgütlenmesi
Darbeyle başa gelmiş olan Fulgencio Batista rejimi sonraki dönemde Fidel Castro'nun 26 Temmuz Hareketi tarafından alaşağı edilse de Sierra Maestra'da gerilla mücadelesi başlamadan önce de şehirdeki mücadele oldukça gelişmişti. Batista karşıtı lise ve üniversite öğrencileri, sendikalar, Küba Komünist Partisine bağlı gruplar iktidara karşı kavgayı şehirlere taşımış durumdadır. Başarısız Moncada Kışlası saldırısına katılan Frank Pais şehirde rejim karşıtı örgütlenmeyi Ulusal Devrimci Eylem adıyla başlatır. Örgütlenme ilk başlarda genç öğrenci ve işçilerden oluşmaktadır. Silah edinmeye çalışan grup üyeleri yasadışı bir gazete de basmayı ihmal etmezler. Frank, 1955 yılındaki afla serbest kalan ve Meksika'ya geçen Fidel Castro'nun 26 Temmuz Hareketine katılmaya karar verir ve Oriente eyaleti sorumlusu olur. Granma adlı tekneyle Küba'ya çıkmak üzere gelen Castro ve devrimcilerin kolayca dağlara ulaşması için bir şaşırtıcı saldırı planlanır. Buna göre Frank Pais ve şehir örgütlenmesi 30 Kasım 1956 günü Santiago de Cuba kentinde silahlı bir ayaklanma başlatır ve 4 gün boyunca hükûmet birliklerine kafa tutar. 1957 yılı Mayıs ayındaki davasında yoğun kamuoyu baskısı sonucu salıverilir. Artık Sierra Maestra'ya ulaşmış olan gerillaların desteklenmesinde görev alır.
Öldürülmesi👇🏻
30 Haziran 1957 günü yine bir devrimci olan küçük kardeşi Josué Pais, Santiago polisi tarafından öldürülür. Temmuz ayı boyunca polis sistematik olarak onu arar. 30 Temmuz günü Raúl Pujol ile birlikte saklandıkları evde polis tarafından kuşatılırlar. Kaçmaya çalışırken yakalanan devrimciler, kentin dış mahallelerinden birisine götürülerek infaz edilir. Ölüm haberinin duyulması üzerine cenaze töreni 26 Temmuz Hareketinin gövde gösterisi şeklinde geçecek, işçiler kentte genel grev ilan edeceklerdir.
Geleneği
Frank Pais'in öldürüldüğü gün Devrim Şehitleri Günü olarak belirlenmiştir. Sierra Maestra'daki Raul Castro komutasında faaliyet yürüten cepheye Frank Pais Cephesi adı verilmiştir. Devrimden sonra ise Pais'in San Bartolom�� Caddesi No.226'daki doğduğu ev müze haline getirilmiştir. Ayrıca Holguin'deki havaalana onun adı verilmiştir.
http://www.historyofcuba.com/history/pais.htm
#küba#cuba#devrimcilerin katli#revolution#frank pais#fidel castro#che guvera#cuban missile crisis#batista#devrimci işçi sendikaları konfederasyonu#tek yol devrim#devrimci
1 note
·
View note
Photo
'Dans teklifi' cinayeti sanığına, indirimsiz müebbet istendi Antalya'da 5'inci kez dans teklifinin reddedilmesi üzerine eline bıçak alan ve kendisine engel olmak için arkasından sarılan Gökhan Demirtaş'ı (23) bıçaklayarak öldüren Metehan Kurtulget (25) hakkında, 'kasten insan öldürme' suçundan indirimsiz ömür boyu hapis talep edildi. Olay, 27 Temmuz saat 23.00 sıralarında, Konyaaltı Caddesi Beach Park'taki eğlence merkezinde meydana ge... Devamı ve Detaylar için https://www.kamuweb.com/gundem/dans-teklifi-cinayeti-sanigina-indirimsiz-muebbet-istendi.html
0 notes
Text
Eskişehir'de asfalt onarım çalışmaları sürüyor
https://pazaryerigundem.com/haber/181100/eskisehirde-asfalt-onarim-calismalari-suruyor/
Eskişehir'de asfalt onarım çalışmaları sürüyor
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, 4 Temmuz 22.00 ile 5 Temmuz 08.00 saatleri arasında Ertuğrulgazi Mahallesi Çilem Caddesi üzerinde asfalt onarım ve yenileme çalışması yapılacağını belirterek sürücüleri uyardı.
ESKİŞEHİR (İGFA) – Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı ekiplerinin çalışmaları aralıksız sürüyor.
Ertuğrulgazi Mahallesi Çilem Caddesi üzerinde yapılacak çalışma nedeniyle sürücüleri uyaran yetkililer, “Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığımızca Ertuğrulgazi Mahallesi Çilem Caddesi üzerinde asfalt onarım ve yenileme çalışmaları yapılacaktır. İlgili cadde; 04.07.2024 tarihi saat 22.00 ile 05.07.2024 saat 08.00 arası trafiğe kapatılacak olup, sürücülerin alternatif güzergâhları kullanmaları önemle rica olunur. Ayrıca Temmuz ayı içerisinde şehrimiz diğer köprüler, ana cadde ve bulvarlarında da gece çalışmalarımız devam edecek olup, trafik kapatma hususlarında çalışmalar öncesinde bilgilendirme yapılacaktır.” dediler.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Karamürsel Belediyesi 5 Katlı İşyerini Kiraya Veriyor
https://www.voorgo.com/haber/gundem/karamursel-belediyesi.html
Karamürsel Belediyesi 5 Katlı İşyerini Kiraya Veriyor
4 Temmuz Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi No:2 Karamürsel / Kocaeli adresindeki belediye Hizmet Binası yanında bulunan 5 katlı işyeri, işletilmek üzere açık teklif usulü ile tahmini bedel üzerinden artırım yapılmak suretiyle ihale edilerek kiraya verilecek. İhalesi, 29.12.2020 Salı günü saat 10,00 ‘da Belediye Meclis Toplantı odasında Belediye Encümeni huzurunda yapılacak. Tahmini aylık kira bedeli 12.000,00 TL […] Devamını Oku…
0 notes
Text
NEREDE YAŞIYORSAN O’SUN
Yaşadığımız coğrafyanın psikolojimizi nasıl etkilediğini düşünürken, 2016’da yazdığım şu satırları buluyorum. "İnsanoğlu düzeni bozulunca, ayarı bozulmuş saate dönüyormuş. Ya ileriden gidiyormuş kaçarak, ya geriden geliyormuş durarak..."
Geçtiğimiz haftaki yazıya gelen yorumların iki ortak noktası var.
Birincisi; göç edenlerin Türkiye'nin kendilerine travma yaşattığını, göçtükleri ülkede ilk başlarda maddi-manevi olarak zorlansalar da, yıllar içinde daha mutlu ve huzurlu bireyler haline geldiklerini söylemeleri.
İkincisi ise Kanada'ya nasıl göç edileceği...
Kanada'ya nasıl göç edileceği, kişinin üstüne dikilmesi gereken kıyafet gibi bir şey... Tek bir yol, yöntem yok. Önümüzdeki haftalarda bu konuyu ana başlıkları ile sizlerle paylaşacağım. Bu hafta ilk konuya odaklanmak istiyorum. Gerçekten yaşadığımız yer psikolojimizi etkiliyor mu? Nerede yaşıyorsak, o muyuz? Hazreti Mevlana "Ne arıyorsan, sen osun" der. Göçenler huzur arıyor olabilir mi? Zihnim hızlıca 2016 yılına gidiyor. Bilgisayarımda o günlerde yazdığım bir yazımı buluyorum.
13 Mart: Ankara Patlaması, en az 34 ölü, 125 yaralı.
14 Mart: "Terörle Yaşamaya Alışacağız" demeci.
15 Mart: Sur'da yaşananlara dikkat çeken 3 barış akademisyeni tutuklanıyor. Boğaziçi Köprüsü terk edilmiş şüpheli araç nedeniyle trafiğe kapatılıyor ve insanlar saatlerce evine ulaşamıyor.
16 Mart: "Ben gidersem, devlet yıkılır" demeci.
17 Mart: İstanbul Alman Konsolosluğu ve Ankara Büyükelçiliği boşaltılıyor. Alman Lisesi, Galatasaray Lisesi, Pierre Loti gibi okullar tatil ediliyor.
18 Mart: Hafta sonu gerçekleşebilecek olası bir bombalı saldırı ihtimaline karşılık, kalabalık yerlerden uzak durmak gerektiği, kulaktan kulağa konuşulmaya başlanıyor.
19 Mart: "Olası saldırı" gerçekleşiyor. İstiklal Caddesi Patlaması, 5 ölü, 7'si ağır 39 yaralı.
20 Mart: Bütün İstanbul ev hapsinde... Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin oynatılmasında önce bir sakınca görülmüyor, sonra seyircisiz oynatma kararı alınıyor. Daha sonra ise alınan kuvvetli istihbarat nedeniyle maç iptal ediliyor.
21 Mart: Nevruz Bayramı... İstanbulluları bayram korkusu sarıyor. Çocuklar okula gönderilmiyor. Psikolojisi bozulan vatandaşlar işe gitmiyor. Reza Zarrab Amerika'da tutuklanıyor.
22 Mart: Brüksel Havaalanı'nda meydana gelen iki patlamada toplam 34 kişi hayatını kaybediyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Ensar Vakfı'ndaki tacizci öğretmeni ve vakfı savunarak "Böyle bir şeyin bir kere olmuş olması, bir kurumu karalamak için yeterli değildir" diyor.
23 Mart: Mecidiyeköy'de bomba yüklü olduğu tahmin edilen bir araç tespit ediliyor ve Mecidiyeköy trafiğe kapatılıyor. İnsanlar saatlerce evine varamıyor. Ali Ağaoğlu ortanca (!) hanımını da alarak İstiklal Caddesi'ne terör kurbanlarını anmaya gidiyor. Fakirler karanfil bırakırken, o gül bırakıyor.
24 Mart: Sokaklarda eli kalaşnikoflu, kar maskeli polisler rastgele çevirme yapıyor.
25 Mart sabahı 06:55'te çalan saatin alarmıyla uyanıyorum. Çocuklara kahvaltı hazırlıyorum, onları okula yollarken sarılıyorum. Gözlerim doluyor, bir daha sarılıyorum.
Son 12 gündür yaşadıklarımızı aklıma geldiği şekliyle sıralamaya çalışıyorum. Ortaya yukarıdaki liste çıkıyor. Allahı var, sağlam liste! Bu yüzden üzerime hasıl olan ağlamaklı ve paranoyak hâl konusunda endişelenmiyorum. "Normal olsam, anormal olurdum" diyorum içimden...
Saat 08.30 olduğuna ve dışarıdan herhangi bir patlama sesi gelmediğine göre çocuklarımın sağ salim okula vardığını anlıyorum ve şükrediyorum. O an kıvranıyorum. Evine varamayan çocuklar kalbime kezzap atıyor. Destina Peri, Kerim, Ozan ve diğerleri...
İşe gitmek için yola çıkıyorum. Levent Metro İstasyonu'nun önünde trafik sıkışınca, nefes alıp vermem sıklaşıyor. Kaygılı ya da korkak bir tip değilimdir. Ama itiraf etmem gerekirse, korkuyorum. Trafiğin açılması ile birlikte gaza basıyorum. Nereden kimden kaçıyorum bilmiyorum, ama içimden gelen ilkel bir hayatta kalma güdüsü bana gaza bastırıyor, hem de köküne kadar...
Dönüş yolunda trafik polisleri arabamı durduruyor. Biri kimliğimi isterken, diğeri sağ kapıdan içeri giriyor ve torpido gözünü açıyor. "Silah var mı?" diyor sırıtarak... Sanırım espri yapıyor, ama anlamıyorum. Sonra bilgisayar çantamı izinsiz alıp açıyor, "Burada ne var?" diye sorarken bacaklarıma da dikiz atmayı ihmal etmiyor. Kimliğimi alan diğer polis "Hakkında arama emri var, in aşağı" diyor. "Ne var? Pardon, anlamadım" derken, dudaklarım titriyor. "Hadi hadi yürü, şaka yaptık!" diyor sonra... Kendimi aşağılanmış hissediyorum. Dikiz aynasından geriye bakarken, yine o kar maskeli, kalaşnikoflu polisleri görüyorum.
İş çıkışı... Sıradan bir gün... Benim ülkem mi burası?
Annemi arıyorum. Ne olduğunu ona anlatmıyorum ama annemin sesini duymak, içimdeki korunmaya muhtaç çocuğa iyi geliyor.
Çocuklarımın doktorunun onlar küçükken söylediği bir laf vardı: "Çocuklar rutinleri sever. Düzenleri bozulursa huzursuz olurlar, o yüzden mümkün olduğunca düzenlerini bozmayın." Fark ediyorum ki, bu laf yetişkinler için de geçerliymiş. İnsanlar düzeni bozulunca, ayarı bozulmuş saate dönüyormuş. “Ya ileriden gidiyormuş kaçarak, ya geriden geliyormuş durarak... "
Bu satırlar şimdi hem çok yakın, hem çok uzak. Çünkü insanın düzeni bozulunca cesareti de artıyormuş. O düzeni kendi için daha da bozmaktan, kökten değiştirmekten çekinmiyormuş.
Okuduğum bir makaleye göre* büyüdüğümüz ve yaşadığımız mahalleler, şehirler, ülkeler ve bu yerlerin sosyal ve kültürel özellikleri, davranışlarımızı, düşüncelerimizi, ve duygularımızı etkiliyor. Son 10 yılda yapılan araştırmalar insanların psikolojik karakterleriyle, yaşadıkları yer arasında bağlantı olduğunu gösteriyor. Buna coğrafi psikoloji deniyor.
Aynı makaleye göre birçok kişi en temel psikolojik ihtiyaçlarının karşılanması için göç ediyor. Ancak kimimiz, kendimizi ve kültürümüzü de yanımızda taşıyıp gittiğimiz yeri değiştirmeye katkıda bulunuyoruz. Kimimiz ise gittiğimiz yerin bizi değiştirmesine, iyileştirmesine izin veriyoruz. Bazen de her ikisini birlikte yapıyoruz.
* https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fpsyg.2020.00536/full** Deniz Ülke Arıboğan'ın "Travmaların Gölgesinde - Politik Psikoloji" isimli kitabı, İnkılap Yayınları'ndan taze çıkmış. İlgilenenlerin bilgisine...
Temmuz 22, 2020 | T24* | Göç Hikayeleri
AYŞE ACAR | NEREDE YAŞIYORSAN O’SUN
#Göç Hikayeleri#T24#Köşe Yazıları#2016#Toplumsal Hafıza#Terör Olayları#Kanada Notları#Göç#Trajik olaylar#Kader#Coğrafya ve Toplum#AKP Dönemi#Kaos
0 notes
Text
İstanbullu Dikkat...
İstanbul'da yarın düzenlenecek Vodafone 41. İstanbul Maratonu nedeniyle maraton bitimine kadar yarın bazı yollar kapatılacak. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, yarın koşulacak olan Vodafone 41. İstanbul Maratonu ile ilgili olarak alınan emniyet tedbirleri kapsamında, parkur güzergahları ve bu güzergahlara çıkan tüm yollar, yarış sabahı saat 06.00'dan itibaren etkinlik bitimine kadar trafiğe kapalı olacak. Açıklamaya göre, trafiğe kapanan yollar şöyle: BAKIRKÖY, FATİH VE ZEYTİNBURNU'NDA KAPANACAK YOLLAR Kadir has Caddesi Unkapanı köprüsü altından Eminönü istikametine akım verilmeyecek, Unkapanı Köprüsü Eminönü Ragıp Gümüşpala Caddesi istikametine dönüş yapılmayacak, Atatürk Bulvarı Aksaray istikametinden ve Unkapanı köprü Tarlabaşı Bulvarından gelen akım Eminönü istikameti, katılımlar kapatılacak, Ragıp Gümüşpala Caddesi ile bağlı sokak ve caddeler (Eminönü Sahil yolu), Cemil Birsel Caddesi ve Galata Köprüsü (iki yönlü trafiğe kapatılacaktır), Reşadiye Caddesi (Sirkeci Sahil yolu), Ankara Caddesi, araba vapurları girişleri, Gülhane Parkı sahil alt girişleri, Ayasofya Meydan, Alemdar Caddesi, At Meydanı Caddesi, Divanyolu Caddesi, Cankurtaran (Ahırkapı Sokak ve Ahırkapı İskele Sokak'tan sahil istikametine dönüş yapılmayacak), Çatladıkapı (Aksakal Sokak ve Küçük Ayasofya Caddesi'nden sahil istikametine dönüş yapılmayacak), Kumkapı (Kumluk Sokak'tan sahil istikametine dönüş yapılmayacak), Kumkapı ve Balıkçılar Çarşısı çıkışlar, Namık Kemal Caddesi (Küçüklanga Caddesinden itibaren kapatılacak), Langa Bostan Sokak, Sahil Kennedy Caddesi (Sirkeci - Bakırköy arası), Rauf Orbay Caddesi (Havuzlu Kavşaktan itibaren kapanacak) Atatürk Havalimanı Caddesinden (Havuzlu Kavşak) Sirkeci istikameti ve Yeşilyurt İstasyon Caddesinden (Havuzlu Kavşak) Sirkeci istikameti kapatılacak." Öte yandan Avrasya Tüneli Avrupa yakası girişi, Unkapanı Köprüsünden sahil yolu havuzlu kavşak arası komple çift yönlü kapatılacak. BAKIRKÖY VE FATİH'TE ALTERNATİF YOLLAR Alternatif yollar ise; Atatürk Bulvarı, Fevzipaşa Caddesi, Yavuz Selim Caddesi, Şehzadebaşı Caddesi, Vezneciler Caddesi, Kadırga Liman Caddesi, Türkeli Caddesi, Vatan Caddesi, Millet Caddesi, Aksu Caddesi ve Ekrem Kurt Bulvarı, Eski Havaalanı ve Yeni Havaalanı Caddeleri ve Demiryolu Caddesi olarak belirlendi. BEYOĞLU VE BEŞİKTAŞ'TA KAPANACAK YOLLAR Beyoğlu ve Beşiktaş'ta ise şu yollar trafiğe kapatıldı: Zincirlikuyu D-100 kuzey katılımı (Kuzeye mecburi yön yapılacaktır), Metrobüs durakları (Beşiktaş istikameti), ATV önü - Hoş Sohbet Sokak ve civarı, Merkez Komutanlığı ışıklar, Opel Gerçek önü, Sait Çiftçi Köprü katılımı (E-5 güney katılım), Sabancı Lisesi önü, Yıldız ışıklar, Akdoğan Sokak girişi, Ressam Hamdibey Sokak, Bostancı Veli Sokak, Abbasağa Sokak, Hasfırın Sokak, Serencebey Sokak, Ortaköy dönüşleri, Beşiktaş Meydan, Vestel ışıklar, Palangalar ışıklar, Ortaköy Meydan, Kadırgalar Caddesi toprak yol dönüşleri, Mete kavşağı, Gümüş Cadde başı (Taksim), Gümüşsuyundan toprak yola iniş, Dolmabahçe ışıklar, Kahve Dünyası önü (Setüstü gelişi), Akyol Cadde başı, Meclis-i Mebusan yokuşu başı, Aydilimi Pastanesi yanı, Kabataş ışıklar, Fındıklı ışıklar, Deniz liman çıkışı, Salı Pazarı ışıklar, Boğazkesen Cadde gelişi, Boğazkesen ışıklar, Tophane ışıklar, Nargileciler çıkışı, Revani Sokak gelişi, Kemeraltı ışıklar, Karaköy meydan, Perşembe pazarı ışıklar, Azap kapıdan Tarlabaşına mecburi istikamet, Kardeşim Sokak, Kasımpaşa'dan Tarlabaşına mecburi yön (Unkapanına akım verilmeyecek), Perşembe pazarından Tarlabaşına mecburi yön (Unkapanına akım verilmeyecek), Şişhane meydandan bankalar cadde girişi, Tarlabaşı'ndan perşembe pazarına giriş, Şişhane ışıklardan Kasımpaşa'ya mecburi yön, Kasımpaşa'dan Unkapanı köprü ayrımı, Perşembe pazarından Unkapanı köprü ayrımı. BEYOĞLU VE BEŞİKTAŞ'TA ALTERNATİF YOLLAR Alternatif yolları kullanmak isteyenler, Ortaköy istikametinden gelenler, eski Yıldız Caddesi Barbaros Bulvarı'na yönlendirilecek. Gümüşsuyu Caddesi'nden gelenler, Miralay Şefik Bey Sokak'tan Divan kavşağına, Mete kavşağından gelenler, Divan Kavşağına yönlendirilecek. Balmumcu'dan gelen akım, Merkez Komutanlığından ters istikamete tekrar Balmumcu'ya verilecek. Dolmabahçe ve Sütlüce tünellerini kullanacak olanlar, Şişli Bomonti Akar Caddesi'ne yönlendirilecek, Tarlabaşı Bulvarı ve Yedikuyular Caddesi ise trafiğe açık olacak. ANADOLU YAKASINDA KAPANACAK YOLLAR Anadolu yakasında da Kısıklı Caddesi Neşet Bey Sokak kavşağı (Altunizade Köprü istikametine trafik akımı kapatılacak), Kuşbakışı Caddesi Petrol-İş önünden D-100 Karayolu güney katılım, Mahir iz Caddesi Kısıklı Caddesi kavşağı yaya üst geçidi önü (Altunizade Köprü istikametine trafik akımı kapatılacak) Tophanelioğlu Caddesi Gold Bilgisayar önü D-100 güney-kuzey katılım, Beylerbeyi Abdullahağa Caddesi'nden 15 Temmuz Şehitler Köprüsü kuzey katılım, Gümüşyolu Caddesi Babanakkaş Sokak kavşağı (Beylerbeyi istikametine trafik akımı kapatılacak), Abdullahağa Caddesi Kuzguncuk tünel çıkışı (Beylerbeyi köprü katılım istikameti trafiğe kapatılacak), Batı Ataşehir Kızıl Begonya Sokak'tan Kuzey Çevreyolu Rıdvan Dedeoğlu viyadüğü istikametine katılım, Şile Yolu Kuzey Libadiye Kavşaktan Vecdi Diker Tünel istikameti, Avrasya Tüneli Asya Yakası girişi trafiğe kapatılacak. ANADOLU YAKASINDA ALTERNATİF YOLLAR Anadolu yakasında kullanılabilecek alternatif yollar ise Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, D-100 Karayolu ve Nuhkuyusu Caddesi olacak. ÇEVRE YOLLARINDA KAPANACAK YOLLAR Çevre yollarında kapanacak yollar ise, Güney Zincirlikuyu ayrımı (Güney O-1 karayolundan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne gelen akım tamamen kesilerek Büyükdere - Balmumcu/Levent - Sarıyer ayrımına yönlendirilecektir), Kuzey Uzunçayır rampa kapama noktası (Akım Sabiha Gökçen ayrımlarından Çamlıca bağlantı yoluna verilecektir), Kuzey Çamlıca gişelerden geliş Mimar Sinan Camisi karşısı kapama noktası (Akım Ataşehir yan yola verilecektir), Kuzey Ataşehir yan yol Çamlıca gişelerden geliş istikameti kapama noktası (Yan yola verilen akım Ataşehir Barbaros Yenisahra ayrımına yönlendirilecektir), Kuzey TEM katılım kapama noktası (O-1 kuzey yoldan gelen akım 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne verilmeyecektir), Kuzey Tem bağlantı yolu Mustafa Kemal ayrımları (Mustafa Kemal ayrımlarından ters yön kapaması yapılacak.) trafiğe kapalı olacak. ÇEVRE YOLLARINDAKİ ALTERNATİF YOLLAR 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nü kullanacak tüm sürücüler kapatma noktalarından en kısa güzergahtan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü istikametine yönlendirilecek. 15 TEMMUZ KÖPRÜSÜ VE AVRASYA TÜNELİ KAPALI OLACAK Ayrıca 15 Temmuz Şehitler Köprüsü 03 Kasım Pazar günü saat 03.00'te Avrasya Tüneli ise saat 05.00'te her iki yönde trafiğe kapatılacak ve en son geçen yarışmacının ardından kademeli olarak trafiğe açılacak. Read the full article
0 notes
Text
Yeni bir gönderi var Burs Veren Kurumlar ve Vakıflar
New Post has been published on https://krediburs.com/istanbul-kagithanede-burs-veren-kurumlar-2019-guncel-liste.html
İstanbul Kağıthane'de Burs Veren Kurumlar-2019 Güncel Liste
İstanbul Kağıthane’de burs veren kurumları inceleyeceğimiz bu yazımızda, İstanbul Kağıthane’de il ve ilçelerinde Burs veren vakıf ve kurumlara değineceğiz.
1-Burslara Kimler Başvurabilir?
Ortaokul, Lise, Üniversite ve yüksek öğretimde eğitim gören, Atatürk ilke ve İnkılaplarına bağlı, eğitim hayatında başarılı ve yüz kızartıcı suçları bulunmayan maddi desteğe ihtiyacı olan, her birey başvuru yapabilir.
Birçok kişi İstanbul Kağıthane’de üniversite öğrencilerine burs veren kurumları şu günlerde araştırma içerisine Girmiştir. Bizde sizler için İstanbul Kağıthane’de öğrenci burslarını araştırarak İstanbul Kağıthane’de burs veren vakıfları aşağıda tablo halinde yer verdik. Öncelikle belirtmekte de fayda var,
Bunlardan birinci husus bazı burs veren vakıflar; üniversite öğrencilerine burs ya da lise öğrencilerine burs olarak ayrı kontenjanlar açmaktadır.
İkinci husus olarak her vakıf bir ya da iki dönem olarak burs başvuruları açmakta sadece bu dönemlerde burs başvurularını kabul etmektedir. Başvuru tarihlerini geçirmezseniz burs alma şansınız artacaktır.
Üçüncü olarak, başarı durumunuzu gösteren Transkript dökümü isteyebilirler. Eğer trankript notlarınız iyi ve zayıf dersiniz yoksa burs başvurularını değerlendirirken üst sıralarda olacaksınız.
Dördüncü husus ise ihtiyaç sahiplerini belirlemek için ailenizin Bordo Dökümünü isteyebilirler. Eğer ailenizin gelir durumu iyi ise başvuran adaylar arasında son sıralarda yer alabilirsiniz. Bu gibi pek çok önemli noktalar vardır.
2-Burs Başvuru Şartları
I- TC Vatandaşı olmak,
II- Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı birey olmak.
III- Maddi durumu iyi olmayıp, desteğe ihtiyaç duymak ve herhangi bir kurum yada kuruluştan ücret ve maaş almıyor olmak.
IV- Başarı Koşulları:
– Ara sınıflar için başarısız dersi olmamak ve genel net ortalaması 4 üzerinden en az iki buçuk (Yüz üzerinden not verilen üniversitelerde en az altmış) olup bir üst sınıfa geçiş hakkını kazanmış olmak (Not ortalaması uygun olsa bile üçten fazla başarısız dersi olanlar başvuru yapamaz).
– Yüksek öğrenime yeni kayıt yaptıranlar için, fakülte veya yüksek okula giriş puan sırasına göre önde olmak. krediburs.com
V- Karakteri ve milli duyguları bakımından sağlam ve güvenilir olmak.
Zorlu bir eğitim öğretim yılı daha başlamak üzere. Şimdiden burs veren vakıfları araştırarak önümüzdeki eğitim öğretim döneminde bursiyer olabilirsiniz. Birden fazla kuruma başvuru yapabilirsiniz. Bu size kalmış bir durumdur. Sonuçta hangi kurum veya vakıftan burs alacağınızın garantisi yok.
Aşağıda yer alan listelerdeki kurum ve vakıfları ziyaret ederek burs başvuru forumunu doldurmanız burs başvurusu için yeterli olacaktır.
Aşağıda yer alan Burs Veren Vakıfların listesi; https://www.vgm.gov.tr/vakiflar/sayfalar/burs-veren-vak%c4%b1flar.Aspx URL adresi üzerinden alınmıştır. Bir yanlışlık olduğunu düşünüyorsanız Vakıflar Genel Müdürlüğü ile iletişime geçebilir ve [email protected] Adresine mail atarak bildirebilirsiniz.
Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü sayfasında yer alan 3000+ vakıf bulunduğundan tet tek kontrol etme şansımız olmamıştır. Aralarında FETO-PYD terör örgütüne ait olan vakıflar olabilir. Gördüğünüz yasaklı vakıfları da bu mail adresinden bize bildirirseniz listemizden kaldırmamıza yardımcı olursunuz.
3-İstanbul Kağıthane’de Geri Ödemesiz Karşılıksız Burs Veren Kurumlar! Güncel Liste 2019
ADİLCEVAZ SOSYAL EĞİTİM KÜLTÜR VE TARİH VAKFI (ADİLSEV)SEYRANTEPE MAHALLESİ ÇAĞDAŞ SOK NO: 19 / 9 KAĞITHANE /İSTANBULİSTANBUL / KAĞITHANEBERMEK VAKFIGÜRSEL SEVİLEN SOKAK NO: 65 KAĞITHANE /İSTANBULİSTANBUL / KAĞITHANECENGİZ TOPEL VAKFIHÜRRİYET İZZETPAŞA CAD. NO: 1 / A 34403 KAĞITHANE /İSTANBULİSTANBUL / KAĞITHANEÇAĞLAYAN VAKFIÇAĞLAYAN MAHALLESİ VATAN CADDESİ NO: 3 KAĞITHANE /İSTANBULİSTANBUL / KAĞITHANEEĞİTİM VE KÜLTÜR HİZMETLERİ VAKFIÇAĞLAYAN MAH. VATAN CAD. SİNANPAŞA SOK. NO: 8 / 1 34403 KAĞITHANE /İSTANBULİSTANBUL / KAĞITHANEENGELSİZ EĞİTİM VAKFI (ENEV)TELSİZLER MAHALLESİ BOĞAZKALE SOKAK NEF 163 PLAZA KAT:2 D:186 KAĞITHANE /İSTANBULİSTANBUL / KAĞITHANEGENÇ HAYAT VAKFIYEŞİLCE MAH. YUNUS EMRE CADDESİ, DALGIÇ SOKAK NO: NO:1 / KAT:3 D:4 34418 KAĞITHANE /İSTANBULİSTANBUL / KAĞITHANEHASENAT İSLAM İLİMLERİ İHYA VAKFISEYRANTEPE MH. CESUR SK NO: 69 / 1 KAĞITHANE /İSTANBULİSTANBUL / KAĞITHANEİLAÇ VE KİMYA ENDÜSTRİSİ ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME VAKFI (İKEV)ORTABAYIR TALATPAŞA CADDESİ NO: 78 KAĞITHANE /İSTANBULİSTANBUL / KAĞITHANEİLHAN KOMAN KÜLTÜR VE SANAT VAKFISULTAN SELİM MAH. YAMAÇ SOKAK NO: 8 / GİRİŞ KAT 34415 KAĞITHANE /İSTANBULİSTANBUL / KAĞITHANEİSTANBUL ŞOFÖR VE OTOMOBİLCİ ESNAF ÇOCUKLARINI EĞİTİM VE YARDIMLAŞMA VAKFISEYRANTEPE İBRAHİMKARAOĞLANOĞLU CAD. NO: 3 / 5 34418 KAĞITHANE /İSTANBULİSTANBUL / KAĞITHANEKOYULHİSAR VE KÖYLERİ HİZMET VAKFI (KODAV)ÇAĞLAYAN, MERKEZ SEÇKİN SOKAK NO: 2-4/A / OFİS N.111 KAĞITHANE /İSTANBULİSTANBUL / KAĞITHANESADABAD VAKFIGÜLTEPE TALATPAŞA CD. NO: 186 / 201 34410 KAĞITHANE /İSTANBULİSTANBUL / KAĞITHANE
4-Burs Başvurusunda İstenen Belgeler
İstanbul Kağıthane’de karşılıksız burs veren vakıflar ve kurumlar genellikle her kurum/vakıf kendi sitesi üzerinde “Burs başvuru formu” yayınlamaktadır. Burs başvurularında istenilen belgeler genel olarak şunlardır.
Başvuru formu
Nüfus cüzdanı fotokopisi.
Ayrıca nüfus müdürlüğün veya muhtarlıktan alınmış vukuatlı nüfus dökümü.
Ayrıca aile adresini gösterir ikametgah belgesi.
Eğitim öğretim kurumundan alınmış onaylı öğrenci belgesi.
Öğrenci adına açılmış bankamatik hesabını gösteren hesap cüzdanı fotokopisi.
Ailenin finansal durumunu gösteren belgeler (Maaş bordrosu, serbest çalışanlar için gelir vergisi beyannamesinin fotokopisi, emekliler için aylık maaşı gösterir banka extresi veya hesap cüzdanı fotokopisi, geliri olmayanlar için Sosyal Güvenlik Kurumundan anne ve baba adına kayıt olmadığına dair belge)…
Ara sınıflarda öğrenim gören öğrenciler: Öğrenim süresince aldıkları dersleri, notları, genel not ortalamasını gösteren öğretim kurumundan onaylı not dökümü belgesini (transkript).
Yüksek öğrenime yeni kayıt yaptıranlar; LYS ve ÖSYS Sonuç Belgelerinin örneğini..
Gibi belgeler istenmektedir. Bunun nedeni burs verirken değerlendirme kriterlerine göre sıralama yapmak için kullanılmaktadır. Peki burs verirken ihtiyaç sahipleri neye göre belirleniyor derseniz aşağıda detaylı bilgi bulabilirsiniz.
5-Burs Verilecek Kişilerin Seçimi
İstanbul Kağıthane’de burs alacağınız kurum tarafından bir komisyon kurulacaktır. Bu burs komisyonu bursiyerler arasından yukarıda belirtilen şartları taşıyan kişileri seçip belirli kriter (maddi olanak,başarı) ile sıralama yaparak asıl ve yedek üye belirlenecektir. Kazanan asıl ve yedek üyeler kurumun sitesinde ilan edilecek ve süreç ona göre devam edecektir. Eğer asıl üye eksik evrak vs tamamlamaz veya süreyi geçirirse sıra yedek üyelerden devam edecektir.
6-Burslar Ne Zaman Ödenmeye Başlanır?
İstanbul Kağıthane’de burs veren şirketler ve kurumlar, burs komisyonunun sonuçları ilanından sonra, gerekli belgeleri tamamlaması için 1 aylık süre tanınır. Bu süreçte eksiklerini gideren adaylara en geç bir ay içinde (kurumdan kuruma değişiklik göstermektedir) ödeme yapmaya başlanır. Vakıflar ve şirketler 9 ay boyunca burs vermeye devam etmektedir. Yaz tatilinde burs verilmemektedir.
7-Burs Ne Zaman Kesilir
Her şirket ve vakıf-kurum kendi belirlediği dönem kadar vermektedir. Bazı şirketler 12 ay bazıları ise 9 ay olarak burs ilanında belirtir. Genellikle 9 ay süre ile burs vermekte olup burslar 9 ayın hitamı olan Haziran-Temmuz ayında kesilmektedir.
8-Sonuç
İstanbul Kağıthane’de burs veren vakıflar dernekler yukarıda listelenmiştir. Bunun haricinde ikametiniz olan yer veya okuduğunuz yerde burs veren vakıflara da başvuru yapmanız burs alma ihtimalini de güçlendirecektir. Burs başvuru yaparken bunu dikkate almalısınız.
#İstanbul Kağıthane'de burs#İstanbul Kağıthane'de burs veren kurumlar#İstanbul Kağıthane'de burs veren vakıflar
0 notes
Text
Albaraka Türk saat kaçta açılıyor kaçta kapanıyor?
Türkiye'deki 4 katılım bankasından biri olan Albaraka Türk Katılım Bankası, faizsiz bankacılık alanındaki finansal kuruluşların öncülerinden biri olarak 1984'te kuruluş çalışmalarını tamamlayıp 1985 yılında faaliyete başlamıştır. Albaraka Türk’ün 31.12.2013 tarihi itibariyle ortaklık yapısının içinde yabancı ortakların payı %66,10, yerli ortakların payı %10,82 ve halka açık olan pay ise %23,08'dir. ALBARAKA TÜRK ÇALIŞMA SAATLERİ 2019 Albaraka Türk Katılım Bankası şubeleri hafta içi her gün mesaiye sabah saat 09:00’da başlar. 12:30 ile 13:30 arasında öğle tatili veren banka akşam saat 17:00’de kapanmaktadır. Albaraka Türk hafta sonu yani Cumartesi ve Pazar günleri kapalıdır. Albaraka Türk şubeleri Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı gibi dini bayramlarda ve 1 Ocak, 23 Nisan, 1 Mayıs, 19 Mayıs, 15 Temmuz, 30 Ağustos ve 29 Ekim gibi resmi tatil günlerinde hizmet vermemektedir. ALBARAKA TÜRK KATILIM BANKASI İLETİŞİM BİLGİLERİ Albaraka Türk Merkez Binası, Saray Mahallesi Dr.Adnan Büyükdeniz Caddesi No:6 34768 Ümraniye/ İstanbul adresinde bulunmaktadır. Albaraka Merkez Şubesine 0 216 666 01 01 numaralı telefon veya 0 216 666 16 00 faks numaraları ile ulaşabilirsiniz. Albaraka Türk Müşteri Hizmetleri telefon numarası 444 5 666 Albaraka Türk Bireysel Telefon Bankacılığı telefon numarası 0 850 222 5 666 Read the full article
0 notes
Text
Ah Eshot Ah!!!! - Bölüm 6
Bazen bu yazıyı hala nasıl yazabildiğime şaşırıyorum. Dile kolay, 5 sene olmuş(İlk yazı 2014'te yazıldı). Ama daha şaşırdığım bir şey varsa o da belediyenin her sene bana deli gibi malzeme çıkarması. O kadar çok şey var ki yazabileceğim ne kadar uzun olacağını kestiremiyorum. Bu kadar çok malzeme çıkarması iyi mi kötü işte ona yazıda değineceğim. Klasik girişi yapmak gerekirse; Konu: Bitmek tükenmek bilmeyen Eshot ve İzmir Ulaşımındaki değişimler. Not: Yukarıda da yazdığım gibi ne kadar uzun olur bilmiyorum. Yılı genel olarak özetlemem gerekirse kararsızlıkla durmaksızın devam eden değişiklik. Sadece bir yerde değil birden fazla yerde devam eden değişiklik söz konusu. Bazen aynı kısa sürede birden fazla değişim gerçekleşiyor. Ve takip etmesi gerçekten güçleşebiliyor. Örneklerle bu durumu daha iyi açıklayabileceğim inancındayım. Ana konu örneklerine girmeden önce konu konu gideceğimi ve konu içindeki gelişmeleri kronolojik olarak ele alacağımı belirtmem lazım. Düz bir çizgide gitmek yerine ileri-geri gidecek şekilde olacka da denebilir. Arada kendi deneyimlerime de değineceğim. Hatta bununla başlayacağım. Öncelikle Buca'da Tınaztepe'ye uzak oturan biri olarak 476-465 vb. araçların Tınaztepe maceralarını devam etmekle birlikte hiç binme ihtiyacım olmadığı için binmiyordum. Bir gün okul çıkışı hava yağmurlu olunca bunlardan birine binme girişiminde bulundum. Hayatımın en acayip yol gidişatını gördüm. Anadolu'da here yere giden tren gibi Tınaztepe'nin her yerine gidiyordu. 2-3 defa çok yakın yerlerden geçtiğini görünce yok artık dedim. Gerçekten garipti. Ama daha bineceğim inancında değilim gerekmedikçe. Aslında bu anlattığım geçen yılın yazısının konusu ama o dönem yazmadığım için şimdi yazıyorum. Geçen Yaz uzun bir aradan sonra tatile çıkınca uzun zamandır yapmadığım kadar uzun bir otobüs yolculuğu yaptım. Hatta aralarından en uzunu olabilir. 775 sağ olsun 106 duraklı otobüs görmemi sağladı. 102. durakta inince bir ömür geçiyor. Tek avantajı durakların çoğunda durmaması. Ama 1,5 saat belediye otobüsü yoruyor. Hele ki eşyalarla. En son Balıklıova'ya giderken yaşamıştım bunu sanırım. 725'ti sanki aracın numarası. Orada da "Gittiğin Kadar Öde" sistemine geçildiği için pek de teyit etme şansım yok gibi. Otobüslerdeki de aşağıda anlatacağım. Ondan dolayı şimdilik değinmiyorum. Bir diğer yaptığım şey de 277(Tınaztepe-Otogar'a)'ye binmek oldu. Açıkçası zevkliydi. Yolları garip olsa da trafik çok da yoktu. Bir diğer trafik yoğunluğunun olmadığı yer de Baykuş ve son seferler. 415'in son seferini ve 940'a bindim. Uzun zamandır bu kadar zevk almamıştım yollarda. Geçen sene yeni midibüs boyutunda araçların alındığından bahsetmiştim. O araçlara binme şansına eriştim. Açıkçası engelli vatandaşlarımız için güzel tasarlanan bir araç olmuş. Metroda olan açılır-kapanır sandalye de doğru tercih. Bir de otobüs bilgi tabelası sorunsalı var. Kentkart döneminde düzgün çalışan sistemi kaldırıldıktan sonra hala adam akıllı bir sistem yoktu. 2019 itibariyle ile test süreci başlamıştı. Hatta hep alakasız araçlar gösteriliyordu. Şimdi ise birçok yerde düzgün çalışmaya başladı. Ama hala çalışmadığı yerler var. Durağa tabela asmak daha pratikti. Niye ayrı bir direkle bağladılar o da ayrı bir konu. Geçen seneki konu başlıklarından biri Konak Tramvayı idi. O da bir senesini doldurdu. Geçen sene Konak Tramvayı'nın güzergahını anlatırken Hocazade Cami öncesinde bir bölgenin trafiğe kapalı olduğunu yazmıştım. Aslında orası trafiğe kapalı değilmiş. Hiç değilse geçen araçlar sorunsuz şekilde geçebiliyor. Ama tek şerit olacak ki tramvay yolunun yanında tek yön olan başka bir yol var. Garip göründüğünü söylemem gerekli. Bir de Mustafa Kemal Sahil Bulvarı'nda aktif otobüsün olmaması garip. Sadece 202 geçiyor ama o da Adnan Ahmet Saygun'a kadar durmuyor. Onun dışında diğer araçlar İnönü Caddesi üzerinden gidiyor. Tertemiz trafik oluyor denebilir o tarafta. Açıkçası tramvayın kendi ait yolu olduğu için bunu anlayabiliyorum ama yine bir alternatif olabilirmiş. 121-70 kafası gibi demek isterdim ama 15 Haziran 2019 itibariyle o kanatta da gelişmeler var. Onu da aşağıda anlatacağım. Her şeye aşağıda değineceğim diyorum çünkü zaten konuları düzgün işlemek zorken sürekli bölersem işler daha da karmaşık bir hal alacak gibi duruyor. Bu arada tramvay ve yoğun saatlerde eklenen araçlar(121-70-80-90 vs.) aynı anda olunca sandığım kadar kötü trafik olmadığını gördüğümü belirtmem lazım. Ama rahatlama da görmedim.
Tramvay noktasında belirtmem gereken birkaç şey var. Hem Karşıyaka hem de Konak tramvayı öncesi uzun süren bir ön işletim süreci oldu. Bu süreçte ücretsizdi. Hatta ikisine de ilk kez ücretsiz bindim. Bu sürecin böyle olması güzel ama 7 ayda 2 kez zam göreceğimize bu sürecin çok daha kısa tutulmasını tercih ederdim. Bir başka konu da tramvayın durağının bulunduğu alanda validatörlerin tek yönlü olması bana sinir bozucu geliyor. İki yönden binecek şekilde tasarım yapılsa daha mantıklı olurdu gibi.
Konak Tramvayı ile belli araçların güzergahları ve saatlerinin ciddi ölçüde değiştiğinden bahsetmiştim. 121 ve 70 de hatta bu grubun içerisindeydi. İlk bu değişiklik yapıldıktan bir hafta sonra bazı araçların güzergahı değişti. Öncelikle Pazar günü olmayacak şekilde düzenlendi ve Refik Saydam'dan Şair Eşref'e alındı yolu. Sanırım ilk başta da Şair Eşref'teydi. Sonra son anda değiştirilerek başladı ve sonrasında yine değişti. Hata başta kısa ve uzun hatların saat farkı keskindi daha sonrasında sırayla çıkmaya başladılar sene içinde. Bu kadar değişiklik kesinlikle yorucu. İnsanlar bu kadar sık değişiklik ile uğraşmak zorunda değil. Bu yine tramvaydı, alternatif hattı derken anlaşılır. Bir de Fahrettin Altay sorunsalı var. Orada daha garip. Ona da değineceğim. Yukarıda zamdan bahsetmiştim. Bana göre en sinir bozucu şeylerden biri zamdı sene içinde. 7 ayda 2 kez zam gördük. Son 4-5 yıldır ekonomik şartlar sürekli zamma sürüklüyor. Bu süreçte %50'ye yakın zam geldiğini hesaba katınca düşündürücü bence. Bu arada Temmuz ayındaki zamda güzel de sövdüm. Tahminim yerel seçimden uzak tutmak için böyle yapıldığı yönünde ama bu durumun sinir bozucu olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Hatta o dönem sitede vs. duyuru göremedim ben. Oldu bittiye geldi bir anda. Bir de dini bayramlarda ulaşım tamamen ücretsiz, millî bayramlarda ise 1 kuruş olacak şekilde ayarlandı. Bundan sonra zam gelirse ben bu karardan bilirim. Bence çok da gereği yoktu bu şekilde yapmanın. Ayrıca alınmasını planlanan elektrikli araçlar da alınmadı. Ben yine indirim yerine o araçların alınmasını tercih ederim. Halk Taşıtı uygulaması da işin başka bir boyutu. Sabah 06:00-07:00 ve 19:00-20:00 arası ulaşım %50 indirimli(ücretsiz diye hatalı yazmışım öncecsinde). Saatler yoğun olmayan saatler olsa da fikir güzel ama ekonomik boyutu da önemli. Aziz Kocaoğlu sürekli ulaşımı sübvanse ediyoruz direniyoruz dedikten sonra hep zam yaptı. Tunç Soyer ise aksi yönde hareket ediyor. İlginç bir durum. Umarım kötü bir etkisi olmaz bunun. Zamdan daha nefret ettiğim bir şey varsa o da İzban greviydi. Haftalarca sürdü ve insanlara bıkkınlık verdi. İlk etapta az da olsa sefer vardı ama mahkeme -hoşuma gitmese de bence haklı olarak- grev kırıcı hareket olarak buldu. İşler tam felç oldu. 6356 sayılı kanunun verdiği yetkiyle ertelenmesi sona erdirdi denebilir. O süreçte anlaşıldı. Bu süreçte Şirinyer İzban'dan Çiğli gibi birçok yere dolmuş konuldu. Ek otobüsler konuldu(773-843-844-856), havalimanı araçları gibi birçok araca ek sefer eklendi.Ama işin havalimanı kısmı faciaydı. 202 iyi hoş ama Konak Vergi Dairesi'nden YKM'ye kadar bavul çekince ölüyorsunuz. Aslında Esbaş ile Havalimanı arası ekspres bir hat konsaydı pratik olurdu bence. Esbaş'a erişim birçok yerden kolay. Şirinyer İzban'dan, Konak'tan erişimi çok da zor değil açıkçası. Grev süresince İzmir Metro'da da grev tehlikesi oldu bir ara. O olsaydı ben düşünemiyorum insanlar ne yapardı. İşte bu noktada yıllardır söylediğim "farklı alternatif" mantığının önemini anlıyoruz. Burada alternatif felaket senaryoları için değil istenen ana planla uygulanmak üzere olması gerekli. Eğer bu olsaydı, sadece o araçların sefer sayıları arttırılabilirdi. Bu sandalyenin ayak sayısını arttırmak gibi. Bir ayak eksilince hemen yıkılmaz böylece. Tramvayda da eleştirdiğim bir şey bu. Grev dışında bir de 11 Ocak'ta 1 saatlik kontak kapatma eylemi oldu. Belediye önünde açıklama yapan sendikaya(DİSK) polis müdahalesi gelince Eshot kontak kapattı bir saatliğine(İzulaş kapatmadı). İzban grevi dönemindeyken n'oluyoruz demek için bir başka neden oldu bu da. Değişiklik noktasında ilginç değişiklikler oldu. 104 yeniden Adatepe son durak olacak şekilde ayarlandı(415 ve 70 sonrasında etti 3). Değişim aralıkları uzun olabilir ama yine de hoş değil bence. Daha ilginç olanı 671 ve 800'un durak sayısı azaltıldı. 671 Tınaztepe'den Şirinyer İzban'a, 800 ise Otogar'dan Bornova Metro'ya çekildi. Devrilmediler ama iyi darbe aldılar diyebilirim. Belediye gerçekten eski sistemi sonuna dek yok etmek istiyor. Aktarmalarla daha rahat kontrol sağlanıyor belki ama bu kadar değişimi de kafa kaldırmıyor. Şirinyer'de 878'e daha temiz de bir yük biniyor. Yanlış değilsem 671 sabahları Tınaztepe Yerleşkesi'ne giriyordu. Ama bir arkadaşım buna çözüm olarak 671+171(Koşu durağından aktarma ile) yolunu bulmuş. Mantıklı açıkçası. Ama genel kitle 878'i kullanacaktır. Sene içindeki genel gözlemlerimden biri de burada. Trafik noktasında Alsancak'a yönelik çok şey var ama Buca'ya yönelik pek çözüm yok. Olmaması trajik bence. Hala gecenin bilmem kaçında saçma bir trafik var Buca'da. Bilmeyenler için Buca İzmir'in en kalabalık ilçesi. Alternatifsizlik var yol konusunda ama bu bir çözüm bulunmaması için yeterli neden değil. Tamam mesela 671 kalktı ama 878'in önemi arttı. Bu Karşıyaka Tramvayı hizmete sunulacağı dönemde Karşıyaka İskele'den Bostanlı'ya giden araçların çoğunun Karşıyaka İskele'den başlayacak şekilde düzenlenmesi gibi. Tamam araç kalktı ama yine aynı şekilde hareket olacak o yolda. Ne kadar verimli olur bilmiyorum. Bakalım yerel seçimlerde sürekli battı-çıktılardan bahsedildi. Yapımı yine eziyetli olacaktır ama rahatlatacaksa katlanılır bence. Bunu zaman gösterecek. Kaliteli çözüme giden bir yol olduğu sürece sorun yok. Değişimin bir başka kanadı ilçe otobüslerindeki "Gittiğin Kadar Öde" sistemine geçilmesiyle oldu. Daha önce anlatmıştım, sadece arka kapılarda iade için validatör var. Arka kapıdan inmeyi teşvik etse de otobüs kalabalık olunca gereksiz bir bekleme süresi ekleyebiliyor. Bu futboldaki VAR ile gelen gereksiz bekleme süreleri gibi. Neyse, şu ana dek 5 araç değiştiğini gördüm. Balıklıova-İYTE-Bademler-Urla-Seferihisar için sırasıyla 981-982-983-984-985 hatları daha önceki hatların yerine aldı. Gittiğin Kadar Öde demişken belirtmem gereken iki şey var. İlki İzban'da 90 dakikanız var mı diyenlerden kurtulmak güzel. İkincisi siteden duraklar arası ne kadar tutacağına bakmak güzel ama durak ve istasyonlarda bunun için bir tabela konabilirmiş. Bence pratik olurdu. Bir de artı para sisteminde iadeyi unutanların başka bir araca bindiği zaman iade haklarının yapnması hoş değil. Eksi bakiye'de bu sorunun da önüne geçilebilirdi ama belediye bunu tercih etti. Sene içinde bayağı bir araç kaldırıldı. İlk olarak 107-172-706-753-825-916 kaldırıldı. Bu Eshot'un kendi değerlendirmeleri içinde olan bir şeydi. Benim için beklenmedik olan yoğun saatlerde çalışan araçların(121-70-80-90) kaldırılması oldu. Hatta 802 vs. de kaldırıldı. 10 Haziran civarı vs. öğrendim ki 15 Haziran itibarıyla bu araçlar kaldırılıyordu. Zaten yan alternatifleri vardı ama onlar Alsancak'ın içinden geçmiyorlardı(921, 680, 690, 470 vs. gibi). Aslında 121 gibi araçlar tam da alternatifli sistem anlayışıma uyuyordu ama belediye kaldırmayı tercih etti. Dürüst olmam lazım karışıktı ama insanlar hangisi gelirse binerim anlayışını benimsemişti son saat düzenlemesi ile. Tabi bu benim için bir devrin sonu gibi bir şey. Eskiden Konak'tan 121-120-361 ile Karşıyaka'ya gittiğimi ilk yazımda anlatmıştım. Artık böyle bir imkan kalmadı. İzban ile gitmeyi sevmediğim için Halkapınar(543) veya Alsancak(921) üzerinden gitmek benim tercih ettiğim yol olacak. 70 de benim için pratik bir araçtı. Ne kadar Mezarlıkbaşı ölüm olsa da severdim seni 70. Özleyeceğim sanırım ikisini de. Son olarak 121'e de doğum günümde binmiş olmak da ilginç oldu benim için. Merak ettiğim Konak'ta yeşil alanın bir kısmını(Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi Yanı) durak ve yol yaptılar. 121-802 vs. oradaydı. Ne olacak bilmiyorum. (Bu seride okuduğu ilk yazı bu olanlar için not: Araçlarla duygusal bağım yok, çocukluğumda sık bindiğim araçların bu şekilde kalktığını görünce çocukluğumdan bir parça yok olmuş gibi hissediyorum sadece). Yalnız bu değişiklik niye üniversite sınavının olduğu gün yapıldı ona kafam basmadı. Yaz saatlerine de bugün geçildi, ona da tamam ama Pazartesi başlanabilirdi bence. Kritik dönemde değişiklik de ilginç tercih. Güzergah değişiklikleri noktasında bu sene sadece bir aracın güzergahının uzadığını gördüm. O da 490 oldu. O da 2 durak mı ne uzadı. Üçyol Metro'nun öteki tarafına geçmesi gerekliydi bence ama. İlla ki başka araçlar da vardır bu şekilde ama bir tek bunu gördüm. Değişiklikler noktasında vatandaş talebi ile değişen 873'ü de es geçmemek lazım. 4 Şubat'ta araç sefere başlamış, 18'inde vatandaşların yoğun talebi nedeniyle düzenlemeye gidilmiş. Ve gelelim Fahrettin Altay'a. Şu ana kadar defalarca kez değişim kelimesini kullandım bu yazıda. Fahrettin Altay'da ise bu bahsettiklerimden daha beter bir durum söz konusu. Bir arkadaş ortamında bu yazı serisinin mevzusu geçtiğinde orada oturup her gün okul için Buca'ya gelen bir arkadaştan öğrendiklerim gerçekten şaşırttı(2018 Temmuz-Ağustos dönemi içinde geçen bir konuşmaydı). O taraflar konusunda cahil olduğum için benim açımdan da ilgi çekici oldu. Başlamadan söyleyeyim. Orada yaşamadığım için tam etkileri noktasında net fikrim yok ama anlatılanları değerlendirince hiç de hoş bir tablo yok ortada. Fahrettin Altay'da birçok ilçeye giden dolmuş, birçok yere giden otobüs ve tramvay tek meydanda toplanmış durumda idi. Ancak o bölgede sürekli bir değişim hali söz konusu. Eskiden meydan civarında olan beyaz dolmuşlar Engelliler Parkı tarafına taşınmış. Bazı araçların güzergahları neredeyse her ay değişir noktaya gelmiş. Bazı otobüslerin son durakları değiştirilmiş. Belediye bunu kafasına göre yapmıyor aslında. Orada İstinye Park AVM -adını sövdüğüm- ve otel inşaatı var. Ve inşaatın olduğu yer tahmin edersiniz ki otobüslerin ve dolmuşların olduğu taraf. Böyle olunca yer düzenlemesi gerekli oldu. Ama tıpkı yukarıda bahsettiklerim gibi belediye tam bir çözüm bulamayınca adeta deneme yanılma yoluyla işin içinden çıkmaya çalışmış. Modern belediyecilikte deneme yanılma yolu ne kadar var bilmiyorum ama insanların bu denli değişime maruz kalması anormal bir durum. Sık sık olan değişim bir süre sonra insanı yoruyor. Değişime karşı olmak saçma ama fazlası daha da saçma. Zaten bu sene belediye sürekli deneme yanılma yoluyla iş yapıyor gibi bir hali var. Bu noktada anlamak güç gerçekten. Bir de Üçkuyular'a bu dolmuşlar vs. için Terminal yapılacak. O dönem daha ne olabilir bilmiyorum. Bölgeyi tam bilmediğim için net konuşamam ama daha sıkıntı getirecek gibi. Umarım getirmez. İşin İstinye Park boyutu daha vahim. Sürekli dava açılıyor, inşaat duruyor. Sonra yeni raporlarla vs. inşaat devam ediyor. Orada bu şekilde bir kısır döngü söz konusu. Durum bu haldeyken nasıl bu izin verildi onu da anlamış değilim. Ama sorun yarattığı kesin. İstinye Park hakkında şunu söylemeden edemeyeceğim. O nasıl bir vizyonsuz isimdir? AVM grubusun anladık ama İzmir'deyiz. Alt marka olabilir. Migros'un Tansaş ve Kipa'yı yutmasını hala sevmesem de kısmen anlıyorum ama bu tamamen saçma. Benzer vizyonsuzluk Bornova'da da var. Avcılar Caddebostan diye inşaat yapıyorlar. Hadi inşaat firmasının adı Avcılar onu anladık(ki yine farklı isim olabilirdi), Caddebostan nedir? Buca'ya da Nişantaşı Resort yapın da tam olsun. Anlamak güç bazı şeyleri. Dahası, o bölgede AVM dünyanın en gereksiz şeylerinden biri. Balçova'ya, İnciraltı'na, Selway'e çok da uzak değil. Orada yeteri kadar AVM varken Fahrettin Altay'a AVM yapmak niye? Orada çok gereksiz bir karmaşaya sebep olması yetmezmiş gibi ortada kocaman ilginç bir yapı olacak. Kızılay AVM gibi de değil orası. Oraya harcanan paraya da üzülüyorum. İstedikleri kadar iyi bir yer yapsınlar benim için hep gereksiz olacak. Geçen sene de yazmışım ama yine yazma ihtiyacı hissettim. Bu konuda gerekli/gereksiz öfkemi kustuğuma göre yazıya devam edebilirim. Geçen sene artı para sistemi yerine eksi bakiye sisteminin neden daha mantıklı olduğunu anlatmıştım. Belediye de Artı Para'daki sorunu görmüş olacak ki Tükenmez Kart sistemini tanıttı. Bu sayede otomatik ödeme talimatı verir gibi kartı sisteme tanıtıp bakiye belli bir miktarın altına düştüğünde otomatik olarak yükleme yapacak. Fikir güzel ama kredi kartı gerektiriyor. Kredi kartı kullanımımız yüksek olsa da 18 yaş altı grup için sorun olabilir. Ya da herkes kredi kartı kullanmak zorunda değil. Güzel fikir ama herkesi kapsamıyor gibi. Benim otobüsle çok işim olmadığı için kullanmadım. Ama merak ettiğim bir şey var?. Kredi kartı limiti dolunca yükleme yapamadığında bildirim vs. veriyor mu? Umarım veriyordur yoksa tatsız olur. İstisnai bir durum ama yine de merak ettim. Eshot kanadındaki ilgi çekici bir diğer gelişme mobil uygulama noktasında. Aslında ilk Eshot online.eshot.gov.tr üzerinden kart yükleme, kart tanıtma gibi işlemlere başladı. Gerek Tükenmez Kart, gerek online yükleme yapmanın yanı sıra kullanım detaylarını görme, durak alarmı gibi güzel özellikler de var. Güzel de çalışıyor. Sitenin ilk yayına girdiği dönemde mobil uygulama pek de parlak değildi. Araç takibi yoktu, kartı silmek sıkıntılıydı. Zaten önceki yazıların birinde bahsetmiştim. Bizde Ankara'nın tersine site daha başarılı demiştim. Yaklaşık bir hafta önce mobil uygulama güncellenmiş. Hatta yazıyı yazmadan önce kontrol ettim. Önceki uygulamaya göre çok başarılı. Öyle ki, haritadan iki farklı nokta seçince direkt nasıl gidebileceğinizi anlatıyor(harita Google altyapısını kullanıyor). Bazen yolu uzatıyor. Mesela Buca Erdem Caddesi'ni başlangıç, Karşıyaka Girne'yi bitiş noktası seçtiğimde bana "önce Üçyol Metro'ya sonra oradan Halkapınar'a oradan da Girne'ye giden araca bin" şeklinde bir yol gösterdi ama ben Halkapınar'a Şirinyer İzban'dan daha rahat ulaşabilirim. Bu değil ki niteliksiz bir uygulama. Gayet güzel kafa açar, alternatif üretmenize yardımcı olur. Gerektiği anda hayat kurtarabilir.
Sevmediğim iki şey var. Biri Online İşlemler'in üye olmaya yönlendirecek şekilde kafa karıştıran yapısı. Yanlışlıkla üye olabilirsiniz. Üye olmak iyi amka üye olmak istemeyenin bu denli kafasını karıştırmamak gerekli. Diğeri ise araçları güzergah üzerinden takip edebildiğimiz sistem. Çok geç güncelleme yapıyor. Bazen 1 dakikadan daha uzun sürüyor. Ankara'da ben canlı takip edebiliyordum. İnternetim mi sıkıntılı diye düşünenler için 24 megabit internet hızım var ve gayet memnunum. Bu geliştirilirse güzel olur. Bir de kart kişiselleştirme konusunda ilginç bir sorun yaşadım. Uzun sürede kartım kayıtlı olmasına rağmen kart doğrulanmadı. Silip yeniden kaydedince düzeldi. Bu arada kart doğrulanmazsa kullanım detayı görme gibi özellikler kullanılamıyor. Sonuç olarak beğendim. Sene içinde ilgimi çeken diğer konulardan biri de Bayraklı İskelesi oldu. Eskiden Kordon'daki Palet restoran oraya taşınarak iskele yapılmış. 2016'da ise rağbet az olduğu için kapanmış. Şimdi ise Bayraklı'ya yeni bir iskele yapılıyor. Olan varken yenisini yapmak mantıksız bence. Ki WowTurkey(Türkiye'deki en köklü forumlardan biridir)'de birçok kişi kapatılan Bayraklı İskelesi'nin aktarma merkezi olması gerektiğini söylüyor. Bununla birçok sorun da çözülebilir. Okuyunca hak veriyorsunuz. Linki buraya bırakıyorum. http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=24862&start=40 Yıl içindeki favori anım ise kesinlikle Ocak döneminde Konak Metro'daki anımdı. Twitter'da anlattım ama burada yazmazsam olmaz. Açıköğretim sınavı sonrası eve dönerken Konak Metro'da kartıma yükleme yapayım dedim. Tam yükleme yapacağım sırada yabancı bir ağabeyimiz(Rumen veya Gürcü idi sanırım) metroya nasıl giriş yapabileceğini soruyordu. Görevliler de kart alman lazım veya birine para ver o bassın dedi. En yakında ben olunca benden istedi. Sonrasında verdiği para çok vs. anlatmaya çalıştım ama olmadı. Sınav sonrası çok da odağım yerinde olmadığı için yukarı çıkartıp kart aldırmak gelmedi aklıma. Verdi parayı yükledim, kartı bastım o geçti, teşekkür etti. Sonrasında ben de metrodan çıktım(Sadece yükleme için inmiştim). Biraz ilerleyince kafamda bir şeyler aydınlanmaya başladı. Şimdi öncelikle ağabeyimizin verdiği para bayağı fazlaydı. Oradan zaten kârdaydım. Ama asıl olay adama öğrenci basmamdaydı. Bana kalan para daha fazla olduğu gibi, belediyeyi de yanlışlıkla kazıkladım. Dahası ve en ibretlik kısmı, oradan gelen 90 dakika ile eve beleşten gitmiş oldum. Gereksiz bir gülme aldı beni o an. Başıma bazen gerçekten ilginç şeyler geliyor. Eğlenmiştim.
Son olarak üniversiteler için var olan hatlardaki gelişmeleri yazıp ana konuları sonlandırayım. İYTE'ye yönelik olarak Urla'dan 882, Fahrettin Altay'dan Gittiğin Kadar Öde sistemine dahil olan 982 konuldu. Katip Çelebi için 596 numaralı araç Egekent Aktarma'dan var. Bakırçay Üniversitesi için ise Ulukent İzban'dan 750-757-850 otobüsleri varmış. İzmir Ekonomi Üniversitesi için de 480-950-969 varmış. Yaşar ve Ege Üniversitesi zaten İzmir Metro ile rahat ulaşılabiliyor onlara girmiyorum. Bu paragrafa asıl girmeme neden olan 290-390 ve 690 da normalde yazın kaldırıldı ve siteden ulaşılamazdı. Şu an ise siteden ulaşılıyor. Hatta sitede 882'nin okullar açılana dek çalışmayacağı bilgisi varken(ki 982 yok) 290-390 ve 690 için böyle bir duyuru yok. Eğer doğru ise tespitim güzel haber. Yaz okulu vs. derken sıkıntı oluyordu birçok kişi için. Muhtemelen buradakilerin birçoğu çoktan vardı ama hem yeni görmem hem toplu olarak yazıda bulunmasını istediğim için buraya yazıyorum.
Saatlerdir yazdığım sevgili yazının ana konularını bitirdim desem yeridir. Bundan sonraki kısımda kısa kısa gördüğüm belli şeyleri, belli haberleri yazacağım(Araya sıkıştıramadığım ve konunun dağılmaması için bu yola gidiyorum). Arada yorum katarak tabi ki.
-21 Temmuz 2018'de sitede bir hata sonucu birçok araç görünmedi. Birçok kişi kendi aradığı araç olmayınca bu araç kaldırıldı mı diye düşündü.
-Japonya'da ulaşım kartı alışverişte de kullanılıyormuş. Daha önce yazdım mı bilmiyorum ama bunun olması mantıklı. Bazen basit bir şey almak istenirken pratik olabilir.
-Tüm ülkede tek ulaşım kartı projesi çıktı. İstanbulkart'ın tek kart olması fikri var. Bence saçma. Hele ki Kentkart'ın etki alanını düşününce. Kentkart ile anlaşmak daha pratik. Öte yandan her ilde kart arama sorunundan kurtaracak olsa da kart koleksiyonu yapmak isteyeni üzer sanırım. Ama onlar kaç kişi ben de bilmiyorum.
-Ankara'da otobüslerde kredi kartı dönemi başlamış(Temassız kredi kartları için). Ulaşım kartı noktasında pratik bir çözüm. Hele ki şehir dışından gelen adam için. Hatta orada yaşayan biri kartı evde unutsa bile sorun olmaz bence.
-Oturağı olmayan birçok durağa dar da olsa oturak yapıldı. İlginç görünmüyor değil bazı yerlerde. Ayrıca durak cepleri maviye boyandı. Ama ilk boyandığı dönemdeki koku çok ağırdı.
-Sene içinde aklıma gelen şeylerden biri Uçan Yol'u kullanıp Alsancak tarafına inen araç olmaması. Esasen 36 Gümrük'e gitse de pratik olabilir. Hala tam anlamıyla kullanılmadığını düşünüyorum Uçan Yol'un. 36-415-304 çok da güzel kullanıyor.
-Gaziemir'deki Fuar İzmir'de fuar olduğunda 92-610-650(Üçyol-Gaziemir Semt Garajı-Fahrettin Altay'dan Fuar İzmir'e) gibi hatlar ortaya çıkıyor. Bayramdaki Kabristan araçları gibi.-Bir ara 1111 numaralı bir test otobüsü gördüm ama daha sonrasında bir şey görmedim onunla ilgili.
-Japonlar İzmir'deki elektrikli otobüsleri incelemeye gelmişler. Eshot'un sitesinde bu Japonlar çatıya çıktı şeklinde haber edildi. Elektrikli otobüs konusunda birçok yere referans oldu.
-Tramİzmir tramvayları TSE belgesi aldı. Yeni almış olmaları bana geldi. Ama almaları güzel. Otobüsler de almış.
-Buca Metro'suna başlanamaması noktasında kredi onayının gecikmesi ve bu süreçte doların fırlaması etkiliymiş.
-Evka-3 Metro ile Bornova Merkez arası yeni bir metro planı varmış(Bornova Metro değil). İlginç buldum ama orada oturan bir arkadaşıma sordum mantıksız değil dedi. Ama bence daha öncelikli yerler var.
-Narlıdere Tramvayı son gaz devam ederken Çiğli için de bir tramvay yapılacak. Katip Çelebi için iyi haber olmalı.
-Halkapınar-Karabağlar-Havalimanı Metro hattı projesi var. İzban'daki yüke azaltmaya yönelik mi bilmiyorum ama kesinlikle garip buldum. Buca Metrosu arada kaynamaz umarım. Ama Artı Para'dan kaçmak için güzel yol.
- Urla'dan vapur seferleri başladı. Belli güzergahlardan oraya seferler devam ediyor. Karantina İskelesi faaliyete geçti.
-Belediye kişisel kartların başkaları tarafından kullanılmasından nasıl bıktıysa otobüslere uyarı astı.
-Adatepe'yi ikiye bölen garaja geçit konulmuş. Böylece araçlar için olmasa da yayalar için sorun çözüldü.-Baykuş seferleri artık vapur, metro ve tramvay için de var. İlgili düzenlemeler yapıldı.
-İzmir'de fayton devri kapanıyor.
-Belediye kadın şoför istihdam etti.
-Bir ara Konak'ta otobüs beklerken kalkan otobüslerden birinden vidavari bir parça fırladı. Hareket memurluğuna götürdüğümde ise birazdan kapım kapanmıyor diye arar diye muhabbet geçti. İlginçti.
Yaklaşık 4 saattir yazdığım bu yazının nihayet sonuna gelmeyi başardım. Dediğim gibi her sene belediye nasıl bu kadar şey çıkarmayı başarıyor şaşırıyorum. Ve yetişmek zor oluyor. Açıkçası daha güzel odaklanabileceğim günde yazmak isterdim ama maalesef uygun vaktim uzun süre olmayacak. Umarım konuyu çok dağıtmamışımdır ya da çok tekrara düşmemişimdir. Fazla şey yazdığımda ister istemez kaçabiliyor ipin ucu. Son olarak son anda 121 ve 70'in kaldırılması ne kadar hayatımı çok etkilemeyecek olsa da üzdü. Dediğim gibi çocukluğumdan bir parça daha gitmiş gibi hissediyorum. O yüzden en alta buna hitaben bir şarkı bırakıyorum. Baştan söyleyeyim, şarkı alakasızlar alakasızı. Ondan dolayı linke tıklayana kadar adını göremeyeceksiniz ama nedense aklıma ilk gelen şarkı bu odu. Ondandır bunu koymam. Buraya kadar gelmeyi başardıysanız sabrınız için teşekkür ederim. Bakalım zaman bize İzmir'de daha neler gösterecek? Güle Güle 121, Güle Güle 70 https://www.youtube.com/watch?v=1TZhxL5Z8aI
0 notes
Text
Akzirve Strada ile Bahçeşehir’e yeni bir yaşam şekli sunacak
Akzirve Gayrimenkul, İstanbul’un en çok değerlenen bölgelerinden biri olan Bahçeşehir’de yükselen Strada projesi ile ilgi odağı haline geldi. Mart ayında projenin ilk etabında söz verilen zamanlamada satışlarını tamamlayarak, teslimlere başlayan Strada’da, Temmuz 2019’da yaşam başlıyor. Yarım asırlık uluslararası tecrübesinden sonra, 2010 yılında Pega Kartal projesi ile Türk gayrimenkul sektörüne adım atan uluslararası yatırımcı Akzirve Gayrimenkul, Strada projesini hayata geçirirken, yeni projeleri için de çalışmalarına devam ediyor… Dikkat çekici mimarisi, avantajlı fiyatları, sosyal ve spor olanakları ile Bahçeşehir’de yükselen “Strada” projesinde de ilgi odağı haline gelen Akzirve Gayrimenkul, projenin ilk etabının satışlarını tamamladı. Bu kapsamda 747 konutun teslimine başlayan Akzirve Gayrimenkul, yeşil ile zengin peyzaj ve avlu konsepti ile tasarladığı perakende alanlarında da kiralamalara başladı. Strada Cadde’de günümüzün sevilen markaları yerlerini seçmeye başladı… 914 m2’de farklı yaş grupları ve aile ile bütünleşmiş eğlence noktası ve 2.670 m2’de File Market ile alışveriş deneyiminin hissedileceği markalar öncelikli olarak kapılarını açmaya hazırlanıyor. Beyaz yakalı ve şehir profesyonelleri tercihi Bahçeşehir İstanbul’un en değerli bölgelerinden biri olan Bahçeşehir’in çevre ilçelerin aksine daha farklı yaşam tarzı olan bir demografiye sahip olduğunu belirten Akzirve Gayrimenkul Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Müftüoğlu, gelişim aşamasında olmasına rağmen, daha estetik ve daha planlı bir yerleşim planlamasına sahip olan Bahçeşehir’in büyümesini sürdürdüğüne dikkat çekti. Bahçeşehir bölgesine, özellikle şehirden kaçma isteği duyan beyaz yakalı ve şehir profesyonelinin yoğun ilgi gösterdiğini kaydeden Abdullah Müftüoğlu, “Bunun yanı sıra alışveriş, gezi, doğal alanlar ve parklarıyla da Bahçeşehir tercih edilen bir bölge haline geldi. Bizde Mercedes Bulvarı’ı ile Atatürk Caddesi’ni kucaklayan caddemizde, yeşil bulvarımız ve özel meydanlarımız ile hayatı kucaklayan cadde mağazalarını hayata geçirdik. Burada da perakendenin sevilen markaları ile yeni bir alışveriş ve eğlence noktası yaratacağız” dedi. Üç etapta 2.500 konutluk proje Strada Projesi ile İstanbul’un en değerli bölgelerinden biri olan Bahçeşehir’e yeni bir yaşam şekli sunacaklarını belirten Abdullah Müftüoğlu, “İtalyanca’da cadde anlamına gelen Strada projemiz 3 etaptan oluşuyor. İlk etabımız Strada’da, yüksek ivmeli bir satış grafiğinde, bir yıl içinde 600 konut satışı gerçekleştirerek, birinci etapta yer alan 747 konutun satışını tamamlayarak, teslimlere başladık. Tüm etapları tamamlandığında 2500 konuta ulaşacağımız Strada Projesi’nde ilk etabında Temmuz ayında yaşam başlıyor” dedi. Strada projesi kapsamında 100'ün üzerinde bağımsız bölümden oluşan perakende alanlarının da yer aldığına dikkat çeken Abdullah Müftüoğlu, 3. Etabı ise yeni konsepti, yeni planlaması ile yeni bir proje gibi değerlendirerek, hayata geçireceklerini” söyledi. Projede ‘Kent İçinde Kent’ konsepti uygulandı Tasarımı ünlü mimar Bünyamin Derman tarafından yapılan Strada’da proje alanı şehrin gelişim aksında, üçüncü havalimanı, üçüncü köprü ve bağlantı yollarına yakın, merkezi bir konumda bulunuyor. DB Mimarlık Kurucusu Bünyamin Derman projenin bölgeyle uyumunu şöyle ifade ediyor: “Bu yerleşke kentsel sürekliliği kent örgüsü ve peyzaj olarak kesintiye uğratmayan, siluete katkı sağlanarak onu tamamlayan ve kütlesel farklılaşmalarıyla farklı tercihleri, çeşitliliği, kentin ruhunu yansıtan bir yaşam alanı. Hem farklı fonksiyon hem de farklı metrekareler ve plan çözümlerinde tasarlanmış kullanım alanları, rezidans, konut ve ticaret kullanıcıları için seçenekler ortaya koyuyor. Binalar gerek arazi ile kurdukları ilişki, gerekse mimari ve mekansal kurgulanışları ile kullanıcıları için zengin etkinlik ve etkileşim alanlarına sahip. Bu alanlar hem yapı blokları arasında hem de zeminde yer alıyor. Strada, kent dinamiklerinin, denge ve uyum içinde, ‘kent içinde kent’ konseptiyle yorumlandığı bir proje.” Proje caddesiyle de dikkat çekecek Strada, kullanılan malzeme kalitesi ve ünitelerde her metrekarenin kullanışlı bir şekilde planlanmasıyla da ayrıcalıklı bir yaşam vaat ediyor. Proje kapsamında 100’ün üzerinde mağaza, kafe ve restoranın yer aldığı Strada Cadde modayı, lezzeti, aile boyu eğlenceyi içine alan bir yaşam sunuyor. Meydanlar, sokaklar, avlular ve parklarla parçalanan yapı kütleleri, yapısal özellikleri ve çevresiyle kurduğu ilişkiyle de emsallerinden ayrılıyor. Zemindeki avlular, blok girişlerindeki lobiler, ara katlardaki bahçeler, çocuk oyun alanları, meydanlar, yapıların zemin ve birinci katlarındaki ticari ve sosyal alanlar insanların bir araya geldikleri ortak yaşam alanlarını oluşturuyor. Proje içerisinde 1800 metrekarelik sosyal donatı alanında ise; havuz, sauna, fitness& pilates birimi, cafeler, teraslar yer alıyor. Strada’da sosyal alanlar konut kullanıcılarının bir araya geldikleri, sosyalleştikleri sportif ve rekreatif alanlar olarak kurgulandı. Özel Fiyatlarla Ev sahibi Olma Zamanı… Özel Yatırım Fırsatını Kaçırmayın Özel dizaynı ile bir yaşam merkezi olarak hayata geçen Strada’da, 60 m2 ile 290 m2 arasında 1+1'den 5+1 dublekse kadar değişen daire alternatifleri; balkon ve teras alanlarıyla dikkat çekiyor. Strada projesinde daireler 390.000 TL’den başlıyor ve peşin ödeme de %20 indirim, proje bünyesinde 36 ay vade ve 0,98 ile 120 ay vade gibi özel banka kredisi imkanları sunuyor. Yabancı satışta da özel fiyat ve özel ödeme planları sunan Akzirve, vatandaşlık hizmetlerini ise ücretsiz olarak gerçekleştiriyor. Zengin sosyal yaşam alanları ve işletme güvencesiyle dikkat çeken proje; tüm yaşam alanlarında özel malzemelerin kullanıldığı, ahşap, taş ve alüminyum doğrama ile zengin, İç aydınlatmalarda led ışıklar ile donatılmış, akıllı ev güvenlik sistemine sahip detayları ile dikkat çekiyor. Aynı zamanda tüm daireler, 1. Sınıf full ankastre ve özel dizayn mutfak ve banyo tasarımları ile göz dolduruyor. Proje satışlarında ilk günden bugüne kaliteli hizmet anlayışı ile dairelerin yatırım değerini koruyan Akzirve Gayrimenkul, dairelerin yatırım değerlendirmesi ve 2. El satış&kiralama hizmetlerini ev sahipleri için sunuyor. Strada Satış Ofisi grubunun bir parçası olarak hizmet veren 2. el satış ve kiralama ekibi, güçlü bir reklam zinciri ve bölgenin önemli gayrimenkul acenteleri iş birliği ile hizmet verecek olup, proje fonksiyonları arasındaki sinerjiyi de değerlendirmeyi amaçlıyor. Strada yönetimi için özel bir ekip ile hizmet verecek olan projede düşük aidat ücretleri ise ev sahipleri için yatırımlarına daha ilk günden değer katacak. Akzirve Strada Projesi’nin Özellikleri - 102 dönüm arsa alanı - 3 farklı etap - 2.500 bağımsız bölüm - 107 adet ticari ünite ile alışveriş caddesi - - 1+1'den 5+1'e kadar farklı daire - dubleks daire alternatifleri - TEM Otoyolu'na hızlı bağlantı - Avrupa'nın en büyük havalimanı olan İstanbul Havalimanı 20 dakika - Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kanal İstanbul yakın mesafede - Otobüs ve yeni açılacak metro istasyonlarıyla kolay ulaşım Akzirve Strada Projesi Künyesi Toplam arsa alanı :102.346 m2 Toplam İnşaat alanı :475.5948 m2 Yatırım Değeri : 1,8 Milyar TL STRADA I Satışa başlama tarihi : 31 Ekim 2016 Teslim Tarihi : Mart 2019 Arsa Alanı :34.084 m2 İnşaat Alanı :155.000 m2 Konut sayısı :747 Blok sayısı : 7 Kat Sayısı : 16 Perakende alanı :31 adet özel perakende alanı / 8.466 m2 Marketten çocuk eğlence alanına kadar değişen sevilen markalar Sosyal alan m2 :1.800 m2 Peysaj alanı m2 :23.800 m2 STRADA II Arsa Alanı :30.308 m2 İnşaat Alanı :165.482 m2 Satışa başlama tarihi :KASIM 2017 Konut sayısı :747 Blok sayısı :6 Kat Sayısı :16 Perakende Alanı :49 adet özel perakende alanı – 12.656 m2 Sosyal alan m2 :1120 m2 Peysaj alanı m2 :20.200 m2 Akzirve Projesi Mahal Listesi Radye temel Betonarme karkas yapı Betonarme sınıfı yüksek mukavemetli C 40/50 sınıfı beton ve B420C çelik sınıfı Güçlendirilmiş alüminyum profiller ile pencere doğramaları ve Isıcam patentli iklim kontrollü çift cam Yerli ve yabancı 1. sınıf tüm inşaat malzemeleri ile 7 blok 747 konut, 31 ticari alan ile Strada ve 6 blok 880 konut ve 49 ticari alan ile Strada II… Merkezi ısıtma ve soğutma sistemi (pay ölçerli) ile daire içi özel konfor ECA marka panel radyatör, banyolarda havlupan tipi radyatör Multi split ve/veya split klima altyapısı (salon ve ebeveyn yatak odalarında) 24 saat sıcak su temini (ölçülebilir soğuk ve sıcak su kullanımı) Binanın tüm mekanlarını (daire, ortak alan, ticari alan) %100 destekleyen jeneratör KONE marka 3 adet yolcu ve 1 adet acil durum asansörü CCTV tipi kapalı devre güvenlik kamera sistemi (70 adet güvenlik amaçlı kapalı devre kamera sistemi) Site güvenlik noktası ile iletişimi sağlayan görüntülü interkom Interkom sistemine bağlı pır dedektörü ( B-TICINO ) ile daire içi güvenlik 32 adet uydu kanalı TÜRKSAT-HOTBİRD ile Digiturk ve D-Smart altyapısı Türk Telekom ve Superonline fiber optik internet ve telefon altyapısı Her daireye tahsisli otopark ve depo alanları Plaka tanımlı araç tanıma sistemi KALE marka yüksek güvenlik sınıfında daire giriş kapıları TEKAĞAÇ marka ahşap iç kapı ve ahşap vestiyer dolabı SERANİT marka aşınma direnci yüksek seramik (Banyo ve mutfak) Sınıf laminant parke (Salon ve odalarda) INTEMA marka mutfak dolapları VITRA banyo dolapları TEKA marka Eviye, VİTRA ARTEMA marka armatür (mutfakta) VİTRA ARTEMA marka rezervuar, Aquanit duş teknesi ve armatürler (mutfakta) SIEMENS marka ocak, fırın, davlumbaz, ankastre bulaşık makinası 7/24 güvenlik, genel teknik hizmetleri, genel temizlik hizmetleri ile kaliteli hizmet odaklı yönetim hizmetleri 1800 m2 Kapalı Sosyal Tesis içinde ; Kapalı yüzme havuzu, Bay ve Bayan Sauna, Bay ve Bayan Masaj Odaları, Fitness Salonu, Pilates Salonu, Kafeterya, Çocuk Oyun Alanı, Açık Sosyal Tesis Alanları ; Çocuk açık yüzme havuzu, Mini Basketbol sahası Çocuk oyun alanı, Süs havuzları. Strada iç bünyesinde 2. el satış ve kiralama hizmeti Talebe göre özel mobilya hizmeti Read the full article
0 notes