Tumgik
#ölmez çiçek diğer isimleri
Text
Türkiye Helichrysum Taksonlarının Türkçe ve Diğer Dillerdeki İsimleri
Türkiye Helichrysum Taksonlarının Türkçe ve Diğer Dillerdeki İsimleri
Tumblr media
#Anadolu, #BilimselIsimlendirme, #BitkiIsimlendirmesi, #BitkiIsimleri, #BitkiYöreselIsimleri, #BotanikKaynaklar, #CarlLinnaeus, #Cins, #Dil, #Etnobotanik, #GelenekselKullanım, #HalkTıbbı, #HelichrysumCinsi, #IkiliIsimlendirme, #Isimlendirme, #Karmaşıklık, #ÖlmezÇiçeğinDiğerDillerdeIsimleri, #ÖlmezÇiçeğinIsimlendirilmesi, #ÖlmezÇiçekDiğerIsimleri, #Tanımlama, #TürEpiteti, #YaygınIsimler, #YöreselIsimlendirme https://is.gd/rTqPPz https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/makaleler/turkiye-helichrysum-taksonlarinin-turkce-ve-diger-dillerdeki-isimleri/
Türkiye Helichrysum Taksonlarının Türkçe ve Diğer Dillerdeki İsimleri makalesi Halil Erhan Eroğlu’nun yazdığı ve Avrasya Terim Dergisi, 2018, 6 (1): 26 – 34 Eurasscience Journals yayımlanan makalesidir.
TÜRKİYE HELICHRYSUM TAKSONLARININ TÜRKÇE VE DİĞER DİLLERDEKİ İSİMLERİ
Anadolu, tarih boyunca birçok farklı medeniyet ve kültüre ev sahipliği yapmış olmasından dolayı, farklı kültürlerin izlerini taşımaktadır. Farklı kültürlere ait izler bitkilerin yöresel isimlerinde de görülmektedir. Örneğin Helichrysum Mill. cinsi genel olarak “ölmez çiçek” olarak bilinse de Anadolu’nun farklı yerlerinde bu bitkiye çok farklı isimler verilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye Helichrysum türlerinin yöresel isimlerini, yabancı yaygın isimlerini ve kökenlerini araştırmaktır. Bu çalışmada, Türkiye’de doğal olarak yayılış gösteren 30 Helichrysum taksonuna ait toplam 63 yöresel isim sunulmuştur. H. arenarium, H. graveolens, H. orientale, H. plicatum, H. sanguineum ve H. stoechas gibi bazı türler daha fazla yöresel isme sahiplerdir. Bu türler halk tarafından yaygın olarak kullanılan ve Türkiye’de geniş bir yayılış alanına sahip türler olduklarından dolayı farklı yörelerde farklı yöresel isimler ile ifade edilmişlerdir.
Helichrysum türlerinin yöresel isimleri arasında anlamı oldukça belirgin terimler olmasına rağmen; halk dilinde yaygın olarak kullanılmayan bazı terimlerde bulunmaktadır. Bu terimlerin sözlük anlamları ve kullanıldığı yöreler incelendiği zaman; bitki renkleri, açmış veya açmamış çiçeklerinin görünüş şekilleri ve yayılış alanları gibi faktörlerin yöresel isimlendirmede etkili oldukları görülmektedir. Helichrysum türlerinde en fazla görülen yöresel isimler “ölmez çiçek”, “altın otu”, “sarı çiçek” ve “yayla çiçeği” terimleridir. “Püren” (H. arenarium), “kırmızı guddeme” (H. sanguineum), “beyaz kurna” (H. pamphylicum) ve “yoğurt çiçeği” (H. orientale) gibi tek bir türe özgü yöresel isimlerde bulunmaktadır. Bu çalışmada, Helichrysum türlerinin yabancı yaygın isimleri de verilmiştir. Türkçe tam terim karşılığı bulunmayan yabancı yaygın isimlerin anlamları araştırılarak, “köri”, “sarı lüle” ve “ihtişamlı/görkemli herdemtaze” gibi Anadolu’da kullanılmayan isimler ilk kez bu çalışma ile verilmiştir.
Giriş
Dil, insanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma şeklidir (TDK, 2018a). Bu amaçla medeniyetlerin ve kültürlerin en temel unsurlarından olan dillerin oluşumunda ve gelişiminde isimlendirme önemli bir yer tutar. İsimlendirme, bir kimseyi veya bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya ve bildirmeye yarayan söz dizisidir. İsimlendirme sonucu ortaya çıkan bu söz dizileri ise isim olarak adlandırılır (TDK, 2018a).
Bitkilerin isimlendirilmesinde iki temel modelden söz etmek gerekir. Bunlardan birincisi bilimsel isimlendirme, ikincisi ise yöresel isimlendirme olarak ifade edilir. Bilimsel isimlendirmenin temeli Carolus von Linnaeus tarafından 1753 yılında yayınlanan “Species Plantarum” adlı esere dayanır (Yavuz, 2016:19).
Bu eserde ilk kez ifade edilen ve halen günümüzde de kullanılan “ikili isimlendirme” modeli canlıların bilimsel isimlerini oluşturur. Latince iki kelimeden oluşan bu modele göre önce cins, sonra türün adını belirleyen sıfat ya da isim olan tür epiteti yazılır. Tür epiteti genellikle türün belirli bir özelliğini ifade etmesine rağmen, tek başına bir türü nitelendiremez (Yavuz, 2016:19). Bu nedenle birden fazla türde aynı epitet olabilir. Örneğin, tür epitetleri vulgaris olan fasulye (Phaseolus vulgaris L.), yabani kayısı (Armeniaca vulgaris Lam.) ve pancar (Beta vulgaris L.) birbirlerinden oldukça farklı türlerdir. Yöresel isimlendirme temelini ise belirli bir bölgedeki insanların çevresindeki bitkileri tanıma ve farklı amaçlarla yararlanma isteği oluşturur. Böylece insanlar bitkilerden faydalanmak veya varsa zararlı etkilerinden uzak durmak amacıyla kolayca tanımlanmalarına önem vermişler ve özelliklerine göre de bitkileri isimlendirmişlerdir (Doğan ve Tuzlacı, 2015:24). Bitkilerin yöresel isimleri etnobotanik araştırmaları vasıtasıyla sağlanan bilgi ve birikimlerin önemli bir kısmını oluşturur (Şenkardeş ve Tuzlacı, 2016:30).
Araştırma konusunu oluşturan Helichrysum Mill. cinsinin bilimsel ismi Yunanca “helios” (güneş) ve “krysos” (altın) kelimelerinden köken almıştır. Helichrysum türleri özellikle safra düzenleyici özellikleri ve diüretik etkilerinden dolayı uzun zamandan beri geleneksel halk tıbbında genellikle çay olarak kullanılmaktadır (Sezik ve ark., 2001:7). Ayrıca böbrek hastalıklarında ve böbrek taşı düşürülmesinde, karın, mide ve böbrek ağrılarında, kalp atışlarının düzenlenmesinde, karaciğer rahatsızlıklarında, sarılık hastalığında, yanık ve yaraların iyileştirilmesinde, el ve ayak çatlaklarında, ishalde, astımda ve kulak rahatsızlıklarında da kullanılmaktadır (Tuzlacı, 1989:102; Baytop, 2007:220; Eroğlu, 2008:53). Halk tarafından yaygın olarak kullanılmasından dolayı, Anadolu’nun farklı yerlerinde bu bitkiye çok farklı isimler verilmektedir. Bunun yanında Helichrysum cinsi genel olarak “ölmez çiçek” olarak bilinir. Avrupa’da ise “everlasting”, “sun gold” (İngiltere), “eternelle”, “immortelle” (Fransa), “cmin” (Rusya), “strombloem”, “strumblume”, “immortelle” (Hollanda), “elicriso”, “solfini”, “fignamica” (İtalya), “evöighedablomst” (Danimarka), “koçanki” (Polonya), “smill”, “molec”, “neven” (Çek Cumhuriyeti) şeklinde isimlendirilmektedir (Aslan, 1994:7).
Anadolu insanı yıllardan beri bitkilerden yararlanmasına rağmen, botanik kaynaklarda geçen bitkilerin bilimsel isimlerini hemen hemen hiç bilmemektedir. Buna karşılık halk tarafından kullanılan bitki yöresel isimleri de çoğunlukla bilimsel eserlerde yer almamaktadır. Bu gibi durumlar bitkilerin hem tanımlanmasında hem de kullanılmasında bazı karmaşıklıklara neden olmaktadır. Örneğin aynı bitkiye farklı yörelerde farklı isimler verilebildiği gibi, bir isim birden fazla bitki için kullanılabilmektedir (Sevgi ve Kızılarslan, 2013:18). Bu duruma bir örnek olarak Helichrysum türlerine verilen yöresel isimler verilebilir. Helichrysum cinsi genel olarak “ölmez çiçek” olarak bilinse de Anadolu’nun farklı yerlerinde bu bitkiye çok farklı isimler verilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye Helichrysum türlerinin yöresel isimlerini, yabancı yaygın isimlerini ve kökenlerini araştırmaktır.
Amaç ve yöntem
Çalışma kapsamında ilk olarak “Türkiye Bitkileri Listesi” (Güner ve ark., 2012) adlı eser örnek alınarak Türkiye Helichrysum türleri bilimsel isimlerine göre alfabetik olarak listelenmiştir. Daha sonra tarama ve karşılaştırma yöntemi kullanılarak, ilgili kaynaklardaki Helichrysum türlerinin yöresel isimlerine yönelik terimler toplanmıştır. Helichrysum türlerinin yöresel isimlerinin karşılaştırılmasında bu konuda başlıca iki temel eser olan “Türkiye Bitkileri Sözlüğü” (Tuzlacı, 2011:989- 993) ve “Türkçe Bitki Adları Sözlüğü” (Baytop, 2007:220) isimli kitaplar; birçok yöresel bilgi ve farklı illere ait çalışmalar içeren “Türkiye Helichrysum Mill.
(Asteraceae) Taksonlarının Genotoksik Etkilerinin Belirlenmesi” (Eroğlu, 2008:55-58) isimli doktora tezi ve diğer kaynaklardan yararlanılmıştır. Diğer kaynaklar sadece bir veya birkaç taksonun yöresel isimlerini rapor eden çalışmalardır (Tanker ve Sezik, 1978:19; Baytop, 1984; Meriçli ve ark., 1984:112; Ayanoğlu ve ark., 2002:406; Çubukçu, 2002:148; Demir, 2005:2; Ezer, 2006:226; Özçelik ve ark., 2006:360; Eroğlu ve ark., 2010a:254; Eroğlu ve ark., 2010b:376; Doğan, 2016:1; Kalaycı, 2017:1). Ayrıca “Türkiye Bitkileri Listesi” (Güner ve ark., 2012) isimli kitapta Türkiye Florasında yer alan tüm bitki taksonlarına bir Türkçe karşılık verilmiştir. Bu terimlerden dolayı ilgili eser çalışmamızda karşılaştırma materyali olarak kullanılmıştır.
Halk dilinde çok yaygın kullanılmayan isimlerin anlamlarının belirlenmesinde Türk Dil Kurumu Sözlükleri olan Güncel Türkçe Sözlük (TDK, 2018a) ve Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü (TDK, 2018b) kullanılmıştır. Türkiye Helichrysum türlerinin diğer toplumlarda ve dillerdeki yöresel isimlerinin belirlenmesi, detaylı bir şekilde internet veritabanlarının taranması ile gerçekleştirilmiştir (Denver Botanic Gardens, 2018; IUCN, 2018; Tropicos®, 2018; USDA, 2018; Wikispecies, 2018)
Bulgular ve tartışma
Araştırmalar sonucu tespit edilen Helichrysum türlerinin yöresel isimleri, bitkilerin bilimsel isimlerine göre alfabetik olarak verilmiştir (Çizelge 1). Bu verilere göre 30 Helichrysum taksonuna ait toplam 63 yöresel isim belirlenmiştir. Çizelge 1’de görüldüğü gibi, H. arenarium, H. graveolens, H. orientale, H. plicatum, H. sanguineum ve H. stoechas gibi bazı türler, diğer türlere göre daha fazla yöresel isme sahiplerdir. Yöresel isimlendirmenin temelini ise belirli bir bölgedeki insanların çevresindeki bitkileri tanıma ve farklı amaçlarla yararlanma isteği oluşturur. Türkiye’de özellikle bu altı tür idrar ve safra arttırıcı ve taş düşürücü olarak halk tarafından kullanılmaktadır (Baytop, 2007:220). Yaygın olarak kullanıldıkları içinde farklı yörelerde farklı yöresel isimler ile ifade edilmişlerdir. Farklı yörelerde kullanımları için ise geniş bir yayılışa sahip olmaları gerekir. H. sanguineum dışındaki diğer beş tür Türkiye’de geniş bir doğal yayılış alanına sahiptir (Güner ve ark.,2012).
Çizelge 1. Türkiye Helichrysum türlerinin bilimsel, yöresel isimleri ve Güner ve ark. 2012’nin verdiği isimler
Bilimsel İsim  Yöresel İsimler  Güner ve ark., 2012  
verdiği isimler
Baytop, 
2007
Tuzlacı, 2011  Eroğlu, 2008  Diğer  
Kaynaklar*
H. arenarium
(L.) Moench
Ölmez çiçek
Güneş çiçeği
Güneş çiçeği
Ölmez çiçek
Püren
Sarı çiçek
Çınrağ çiçeği
Ölmez çiçek
Güneş çiçeği
Herdemtaze
Güve otu
Kovan otu
Arı çiçeği
Sarı kediayağı
Altın otu
Ölmez çiçek
Solmaz çiçek
Ölmez çiçek
subsp.
– aucheri 
Yayla çiçeği
– erzincanicum 
Erzincan altın otu
– rubicundum 
Yayla gülü
H. armenium
DC.
Altın otu Saman çiçeği
Sarı çiçek
Altın otu
subsp.
– armenium 
Altın otu
– araxinum 
Aras altın otu
H. artvinense
P.H.Davis &
Kupicha
Ölmez çiçek
Solmaz çiçek
Artvin ölmezi H.
chasmolycicum
P.H.Davis
Altın çiçek Altın çiçek Kaya ölmezi H. chionophilum Boiss. & Balansa Altın otu
Ölmez çiçek
Ölmez çiçek Yayla hencecaliği H. compactum
Boiss.
Altın otu
Herdemtaze
Altın Otu
Herdemtaze
Böbrek altın otu H. goulandriorum E. Georgiadou Bozuntu H. graveolens
(M.Bieb.) Sweet
Güve otu Arı çiçeği
Güve otu
Yayla çiçeği
Güve otu
Altın otu
Yayla çiçeği
Ölmez çiçek
Saman çiçeği
Yayla çiçeği Hencecalik H. heywoodianum P.H.Davis Kadim altın otu H. italicum
(Roth) G.Don
Balkaymak H. kitianum
Yıldız
Alaycık çiçeği H. luteoalbum
(L.) Rchb.
Saman çiçeği H. noeanum
Boiss.
Ölmez otu
Sarı çiçek
Kağıt çiçeği
Altun otu,
Yayla çiçeği
Gülazar H. orientale
(L.) Gaertn.
Solmaz çiçek Solmaz sarı
çiçek
Altın otu
Balkaymağı
Bohça çiçeği
Bozağan
Saman çiçeği
Sarı solmaz
Yılan çiçeği
Yoğurt çiçeği
Solmaz çiçek
Solmaz sarı çiçek  Sarı solmaz
Sarı solmaz H. pallasii
(Spreng.) Ledeb.
Altunbaş otu
Sarı çiçek
Yayla çiçeği
Ölmez çiçek Kocaman çiçeği
Çizelge 1’in devamı
Bilimsel İsim Yöresel İsimler Güner ve ark.,
2012 verdiği
isimler
Baytop,
2007
Tuzlacı, 2011 Eroğlu, 2008 Diğer
Kaynaklar*
H. pamphylicum P.H.Davis & Kupicha Beyaz kurna Ölmez çiçek Beyaz kurna H. peshmenianum S.Erik Solmaz otu H. plicatum
DC.
Arı çiçeği
Bozoğlan
Yayla çiçeği
Altın çiçeği
Arı çiçeği
Bozoğlan
Herdem güzeli Herdemtaze
Kaymak çiçeği Koyungözü
Sarı çiçek
Sarılık çiçeği
Savran
Yayla çiçeği
Çıngra çiçeği
Arı çiçeği
Bozoğlan
Yayla çiçeği
Altın otu
Herdemtaze
Ölmez çiçek
Sarılık çiçeği
Altın Otu
Herdemtaze
Ölmez çiçek
Sarılık çiçeği
Mantuvar çiçeği
Mantuvar
subsp.
– plicatum
Mantuvar
subsp.
– isauricum
Savran
subsp.
– polyphyllum
Kalisar çiçeği
subsp.
– pseudoplicatum
Bozoğlan
H. sanguineum
(L.) Kostel
Kırmızı
guddeme
çiçeği
Kırmızı
guddeme
Kırmızı
kudama
Kırmızı leblebi  çiçeği
Kırmızı guddeme  çiçeği
Guddeme çiçeği
Guddeme çiçeği Kırmızı guddeme H. sivasicum
Kit Tan & Yıldız
Sivas ölmezi H. stoechas
(L.) Moench
Altın çiçeği Guddeme
çiçeği
Altın otu
Altınbaşak otu Ayna çiçeği
Bozlağan
Bozoğlan
Gudama
Kaymak çiçeği Keklik otu
Kudama çiçeği Mantı çiçeği
Mantuvar
Sarı çay
Sarı çiçek
Sarı çiçekli ot
Sarı solmaz
Yılan çiçeği
Altın çiçeği
Guddeme çiçeği
Ölmez çiçek
Yayla çiçeği
Altın otu
Ölmez çiçek Kudama H. unicapitatum
Şenol, Seçmen &
B.Öztürk
Mantı çiçeği H. yuksekovaense Yıld. Reşko altın otu H. yurterianum
Y.Gemici, Kit Tan,  H.Yıldırım &
M.Gemici
Gümüş hencecalik
*Tanker ve Sezik, 1978:19; Baytop, 1984; Meriçli ve ark., 1984:112; Ayanoğlu ve ark., 2002:406; Çubukçu, 2002:148; Demir, 2005:2; Ezer, 2006:226; Özçelik ve ark., 2006:360; Eroğlu ve ark., 2010a:254; Eroğlu ve ark., 2010b:376; Doğan, 2016:1; Kalaycı, 2017:1.
Helichrysum cinsi türlerinin yöresel isimleri arasında, ölmez çiçek, solmaz çiçek, sarı solmaz, güneş çiçeği, altın çiçeği, altın otu, yayla çiçeği, herdemtaze, kağıt çiçeği, kocaman çiçeği, güve otu, arı çiçeği, saman çiçeği, bozoğlan, sarılık çiçeği, kovan otu gibi anlamı oldukça belirgin terimler olmasına rağmen; halk dilinde çok yaygın kullanılmayan bazı terimler de türlerin isimlendirilmesinde kullanılmıştır. Bu terimlerin söz lükteki gerçek anlamları alfabetik sırada ve kullanıldığı yöreler ile birlikte aşağıda verilmiştir. Bu gerçek anlamlara göre; bazı terimlerin bitkilere isim olarak verilme nedeni kolayca anlaşılırken, bazılarının ise neden verildiği anlaşılamamaktadır.
Alaycık: Üzeri dal veya hasırla örtülen çoban evi, tarla, bostan, bağ kulübesi, çardak “Telin köyü, Gürün (Sivas), Merkez Hüyük köyü, Şarkışla (Sivas); Bayat (Afyonkarahisar); Kızık köyü, Artova (Tokat); Göksun (Kahramanmaraş); Varyanlı köyü (Kahramanmaraş); Çepni köyü, Gemerek (Sivas); Kadirli (Osmaniye); Misis (Adana)” (TDK, 2018b). “Niğde” (Tuzlacı, 2011:989).
Balkaymak: Balkaymağı “Muğla” (Tuzlacı, 2011:991). İki renkli “İğdir köyü, Çivril (Denizli); Sivrihisar (Eskişehir); İstanbul; Merzifon (Amasya); Çukurbağ köyü, Ermenek (Karaman); Çukurkuyu beldesi, Bor (Niğde); Kızılca beldesi, Bor (Niğde)” (TDK, 2018b).
Bozağan: Bozguncu, geçimsiz, mızıkçı (TDK, 2018b). “Mersin” (Tuzlacı, 2011:991). Bozlağan “Muğla” (Tuzlacı, 2011:992).
Bozuntu: Bağbozumu sırasında/sonrasında toplanılan üzüm “Malatya” (TDK, 2018b). Bozulmuş bir şeyin kalan bölümleri, döküntü. Kendinde bulunması gereken nitelikleri taşımayan kimse veya şey. Bazı hastalıklarda görülen çıban, leke, uçuk, kızarıklık vb. belirti (TDK, 2018a).
Çınrağ, Çıngra: Çıngırak “Kayseri” (Tuzlacı, 2011:990); “Kahramanmaraş” (Tuzlacı, 2011:992).
Guddeme: Gudde; beze, şişkinlik (TDK, 2018a). “Antakya (Hatay)” (Tuzlacı, 2011:992).
Gülazar: Gülazer; sarı, altın gül (TDK, 2018b). “Malatya” (Tuzlacı, 2011:992).
Hencecalık: Hence; leğen “Mersin ve çevresi” (TDK, 2018b).
Kalisar: Türk Dil Kurumu sözlükleri ve diğer sözlükler detaylı bir şekilde taranmasına rağmen bu terimin kelime anlamı tespit edilememiştir. “Giresun” ve çevresinde kullanılan bir yöresel isimdir (Tuzlacı, 2011:992).
Kudama: Leblebi “Kilis; Antakya (Hatay)” (TDK, 2018b). Leblebi çiçeği “Antakya (Hatay)” (Tuzlacı, 2011:989).
Kurna: Hamam ve banyolarda musluk altında bulunan, içinde su biriktirilen, yuvarlak, mermer, taş veya plastik tekne (TDK, 2018a). Musluk “Bayat (Afyonkarahisar); Emirdağ (Afyonkarahisar); Manisa; Çayağzı köyü, Şavşat (Artvin); Lüleburgaz (Kırklareli)” (TDK, 2018b). “Antalya (Tuzlacı, 2011:991)”
Mantuvar: Kulak ağrısını geçirmek için kullanılan, çiçekleri güzel kokulu ve sarı renkli bir kır bitkisi. Sarı renkli, tüylü bir kır çiçeği “Kadirli (Osmaniye); Adana” (TDK, 2018b). “Kahramanmaraş; Konya”; Mantıfar “Kahramanmaraş” (Tuzlacı, 2011:992).
Püren: Sarı, kırmızı çiçek açan, ufak yapraklı, arıların çok sevdiği bir çeşit ot. Süpürge otu “Kavak köyü, Yeşilova (Burdur)”. Güz mevsiminde, yaylalardaki ağaçların yaprakları üstünde oluşan, arıların çok sevdiği yapışkan bir sıvı “Mut (Mersin)” (TDK, 2018b). “Aksaray” (Tuzlacı, 2011:990).
Reşko: Hakkari, Cilo dağı Uludoruk zirvesine verilen isim. TDK sözlüklerinde bu terim geçmediği için başka sözlükten yararlanılmıştır (Ekşi Sözlük, 2018).
Terimlerin anlamlarından anlaşılacağı üzere bitkilerin isimlendirmeleri yapılırken: H. arenarium, H. plicatum ve H. noeanum gibi türlere renklerinden dolayı “püren”, “mantuvar”, “gülazar”; H. stoechas, H. pamphylicum, H. sanguineum gibi türlere açmış veya açmamış çiçeklerinin görünüş şekillerinden dolayı “guddeme”, “hencecalık”, “kudama”, “kurna”, “bozuntu”; H. yuksekovaense türüne ise yayılış gösterdiği yerden dolayı “reşko” isimleri verilmiştir.
Bazen bir yöresel isim farklı cinslere ait türlere veya bir cinsin birden fazla taksonuna verilebilmektedir (Sevgi ve Kızılarslan, 2013:18) ve durum Helichrysum cinsinde de görülmektedir. Örneğin “ölmez çiçek” ve “altın otu” terimleri sekiz türe, “sarı çiçek” ve “yayla çiçeği” terimleri altı türe yöresel isim olarak verilmiştir. Bazen de bir yöresel isim tek bir türe özgüdür. Örneğin “püren” terimi sadece H. arenarium için, “kırmızı guddeme” terimi sadece H. sanguineum için, “beyaz kurna” terimi sadece H. pamphylicum için ve “yoğurt çiçeği” terimi sadece H. orientale için yöresel isim olarak verilmiştir (Çizelge 1).
Bazı Helichrysum türlerinin tür altı kate gorilerinin de yöresel isimleri bilinmektedir (Tuzlacı, 2011:989-993). Bu türlere H. arenarium, H. plicatum ve H. stoechas örnek olarak verilebilir (Çizelge 2).
Helichrysum cinsi türlerinin diğer toplumlardaki ve dillerdeki yöresel isimleri genellikle Türkiye yöresel isimleri ile benzerlik göstermektedir (Çizelge 3). Bu benzerliğe paralel olarak “ölmez çiçek”, “solmaz çiçek”, “sarı çiçek”, “herdemtaze” ve “saman çiçeği” terimleri yabancı isimlerde yaygın olarak kullanılmıştır. Ana dolu’da H. armenium, H. graveolens ve H.orientale türleri için kullanılan “saman çiçeği” yöresel isminin karşılığı olan ingilizce “strawflower” terimi diğer toplumlarda H. bracteatum (Vent.) Haw. türü için kullanılmaktadır. Benzer şekilde, H. noeanum türü için kullanılan “kağıt çiçeği” isminin karşılığı olan ingilizce “paper daisy” terimi de diğer toplumlarda H. bracteatum (Vent.) Haw. türü için kullanılmaktadır. Bu tür Türkiye florasında bulunmamaktadır. H. italicum türü için İngilizce, Almanca ve İsveççe dillerinde kullanılan “curry” kelimesinin Türkçe tam terim karşılığı bulunmamaktadır. H. italicum türüne, yaprakları güçlü koku yaydığı için köri bitkisi ismi verilmiştir.
H. stoechas türü için İngilizce ve İtalyanca dillerinde kullanılan “goldilocks” ve “fignamica” keli melerinin Türkçe tam terim karşılıkları bulun mamaktadır. “Goldilocks” kelimesi tam olarak karşılık gelmese de “altın otu” yöresel ismini akla getirmektedir. Türkçe kaynaklardaki en çok rastlanan karşılığı ise “Goldilocks ve Üç Ayı” masalının kahramanı olan sarışın kızdır. Sarışın masal kahramanının “Goldilocks” ismi masalda “sarı lüleli” olarak geç-mektedir ve birçok Helichrysum türünün yöresel ismi olan “sarı çiçek” ile arasında bir anlam yakınlığı bulunmaktadır. H. stoechas türü için kullanılan “Prakthedblomster” (İsveççe) kelimesinin karşılığı olan “ihtişamlı/görkemli her demtaze” terimi, Anadolu’da Helichrysum türlerine yöresel isim olarak verilmemiştir. Bunun yerine “herdemtaze” terimi H. arenarium, H. compactum ve H. plicatum türleri için kullanılmaktadır.
Sonuç
Bu çalışmada, Türkiye’de doğal olarak yayılış gösteren 30 Helichrysum türüne ait toplam 63 yöresel isim sunulmuştur. H. arenarium, H. graveolens, H. orientale, H. plicatum, H. sanguineum ve H. stoechas gibi bazı türler, diğer türlere göre daha fazla yöresel isme sahiplerdir. H. stoechas subsp. barrelieri en fazla yöresel isme sahip taksondur.
Çizelge 2. Bazı Helichrysum alttürlerinin bilimsel ve yöresel isimleri.
Bilimsel İsim  Yöresel İsim H. arenarium subsp. aucheri Arı otu
Çınrağ çiçeği
Mantuvar
Ölmez çiçek
Sarı çiçek
Yayla çiçeği
H. arenarium subsp.
rubicundum
Yayla çiçeği
Yayla gülü
H. plicatum subsp. plicatum Altın çiçeği
Altın otu
Amel otu
Çoban çiçeği
Gülazar
Kalisar çiçeği
Koyun çiçeği
Koyuncuk çiçeği
Mantuvar
Oğul otu
Ölmez çiçek
Sarı çiçek
Sarıbaş
Solmaz çiçek
Yayla çiçeği
Yayla otu
H. plicatum subsp.
polyphyllum
Çıngırak çiçeği
Çıngra çiçeği
Kaymak çiçeği
Mantıfar
H. stoechas subsp. barrelieri Altın otu
Altınbaşak otu
Ayna çiçeği
Bozlağan
Bozoğlan
Gudama
Kaymak çiçeği
Keklik otu
Kudama
Leblebi çiçeği
Mantı çiçeği
Mantuvar
Sarı çay
Sarı çiçek
Sarı solmaz
Yılan çiçeği
Helichrysum türleri için kullanılan isimler arasında anlamı oldukça belirgin terimler olmasına rağmen; halk dilinde çok yaygın kullanılmayan “alaycık”, “balkaymak”, “bozağan”, “bozuntu”, “çınrağ”, “çıngra”, “guddeme”, “gülazar”, “hencecalık”, “kalisar”, “kudama”, “kurna”, “mantuvar”, “püren” ve “reşko” gibi bazı terimlerde vardır. Bu terimlerin sözlük anlamları açıklanarak, kullanıldıkları yöreler verilmiştir. Bu terimlerin anlamları incelendiği zaman; bitkilerin isimlendirmeleri yapılırken: renklerinden dolayı
“püren”, “mantuvar”, “gülazar”; açmış veya açmamış çiçeklerinin görünüş şekillerinden dolayı “guddeme”, “hencecalık”, “kudama”, “kurna”, “bozuntu”; yayılış gösterdiği yerden dolayı “reşko” gibi isimler verilmiştir.
Çizelge 3. Bazı Türkiye Helichrysum türlerinin diğer dillerdeki isimleri.
Bilimsel İsim  Yaygın İsimler (Dil)* H. arenarium Sandy everlasting (İngilizce)
Yellow (İngilizce)
Yellow everlasting daisy (İngilizce) Dwarf everlasting (İngilizce)
Sand-strohblume (Almanca)
Hedblomster (İsveççe)
Цмен пясчаны (Rusça)
Цмин песча’ный (Rusça)
H. armenium Armenian everlasting (İngilizce) H. italicum Immortelle (İngilizce)
Curryplant (İngilizce)
Currystrauch (Almanca)
Curryeternell (İsveççe)
H. luteoalbum Gelbweißes scheinruhrkraut (Almanca) Gnaphale blanc jaunâtre (Fransızca) Bleekgele droogbloem (Felemenkçe) Szarota żółtobiała (Lehçe) H. orientale Busketernell (İsveççe) H. plicatum Turkish Helichrysum (İngilizce) H. stoechas Goldilocks (İngilizce)
Eternal flower (İngilizce)
Prakthedblomster (İsveççe)
Mittelmeer-strohblume (Almanca)  Immortelle des sables (Fransızca)  Fignamica (İtalyanca)
*Denver Botanic Gardens, 2018; IUCN, 2018; Tropicos®, 2018; USDA, 2018; Wikispecies, 2018.
“Ölmez çiçek”, “altın otu”, “sarı çiçek” ve “yayla çiçeği” terimleri Helichrysum cinsinde en fazla görülen yöresel isimlerdir. “Püren” (H. arenarium), “kır mızı guddeme” (H. sanguineum), “beyaz kurna” (H. pamphylicum) ve “yoğurt çiçeği” (H. orientale) gibi tek bir türe özgü yöresel isimlerde bulunmaktadır. Tür altı kategorisinde yer alan H. arenarium subsp. aucheri, H. arenarium subsp. rubicundum, H. plicatum subsp. plicatum, H. plicatum subsp. polyphyllum ve H. stoechas subsp. barrelieri taksonlarının yöresel isimleri verilmiştir (Çizelge 2).
Helichrysum türlerinin diğer dillerdeki yaygın isimleri araştırılarak, Türkçe karşılıkları tespit edilmiş ve Anadolu’daki yöresel isimlere olan benzerlikleri göste rilmiştir. Türkçe tam terim karşılığı bulunmayan yabancı yaygın isimlerin anlamları araştırılarak, “köri”, “sarı lüle” ve “ihtişamlı/görkemli herdemtaze” gibi Ana dolu’da kullanılmayan isimler ilk kez bu çalışma ile belirlenmiştir.
Çalışma konusunu oluşturan Helichrysum Türkiye’de idrar ve safra arttırıcı ve taş düşürücü olarak geleneksel halk tıbbında kullanılmaktadır. Yaygın kullanımlarından dolayı farklı yörelerde farklı yöresel isimler ile ifade edilmektedirler. Özellikle tıbbi amaçlı kullanılan türlerin isimlerinin net olmasının ve karışıklığa meydan vermemesinin önemi bu çalışma ile bir kez daha vurgulanmaktadır.
0 notes
seslimeram · 6 years
Text
Yaşatan Yer Bahsi Artık Bir Masaldır...
Tumblr media
Yarım yamalak, eğri, eğrelti değil sadece bütün bu sıfatların üstünden güncellenerek ilerleyen bir toplamla yeni ülke inşası tamamlanıyor. Bilindik, aşina, değdiği yerde yaralar açan, hayatı bildiğimiz tüm anlamlarıyla çürüten bir aklın var ettikleriyle o cennet denilen yer, cehennemin suretlerinden bir başkası kılınıyor / erdirdiliyor. Üstüne bina edilen her yeni ile bu mefhum bir hakikat kılınıyor. Gerçekliğe kavuşturulmuş olan zalimanelik, birbirini tamamlayan ol kötücü haller toplamı ve ne kadar zorlama şey varsa bunların birleşiminde “menzil” var ediliyor. Zor bela değil bile isteye yaşamın kıyısındaki bir yer imi gerçekliğini yakalıyor.
Eğreltilik, toptan bir ayrıştırma, mütemadiyen linç, süreğen terörize etme hamleleri ve hiç bitimsiz olan nefretle bir ülkenin yıkımı o yeni olanın yapılandırılmasına devam olunuyor. Vardığımız yer iç kıyan, zihni çürüten o hayat imine yer / olanak ve imkan bırakmayandır. “Biyo-iktidar” yaptım oldu halleriyle bir kez daha yaşama eylemini dönüştürmektedir. Var etmeye çalıştığı düzenekle bu sahneyi yaşamdan alıkoymaya çalışmaktadır. Genel geçer değil doğrudan ve kesintisiz olarak bu yurdun yaşatmazlık hali tescillenmektedir artık. Bildiğimiz hemen bütün “insani değerler” zararda ziyandadır, bile isteye çarçur edilendir, aleni heder olunandır.
“Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Diyarbakır merkezli 9 ilde gazeteci ve siyasetçilere dönük operasyon düzenlendi. Savcılık soruşturması kapsamında 151 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldı, 183 eve baskın düzenlendi ve 100’ü aşkın kişi gözaltına alındı. Operasyon ardından İçişleri Bakanlığı ve soruşturmayı yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan peş peşe açıklamalar yapıldı. Operasyonun, 19 Eylül’de yapılan “İsimsiz ihbar” ve 12 Eylül’de “Firar” isimli gizli tanığın beyanları sonucu başlatıldığı ortaya ç��ktı.” Aralarında gazeteciler Abdurrahman Gök, Kibriye Evren, Esra Solin Dal, Semiha Alankuş, Cihan Ölmez ve Lezgin Akdeniz ile HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Mehmet Şerif Çamçı’nın da bulunduğu yaklaşık 100 kişi gözaltına alınır.
Mezopotamya Ajansı’ndan aktaralım: “Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı açıklamada, operasyonun 2017/9879 ve 2018/5079 soruşturmalar kapsamında yapıldığını ifade ederek, “PKK/KCK terör örgütünün KCK/TM yapılanması (sözde Toplumsal alan sorumlusu, Kadın Alan Yapılanması (TJA), İdeolojik Alan, Kent Meclisleri, Kurye İşbirlikçi, Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Basın Yayın Kültür Yapılanması, Yerel Yönetimler Komisyonu ve Siyasi Partiler vb. alanlarına) yönelik toplam 9 ilde operasyon gerçekleştirilmiştir” şeklinde gerekçelendirdi.”
Gözaltına alınanlardan arasında bulunan bir kişinin ifade tutanağında, 19 Eylül 2018 tarihinde Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’ne yapılan 2037860 sayılı ihbar telefonu üzerine operasyon başladığı ortaya çıktı. İsim verilmeyen söz konusu ihbarda, “Kolay gelsin. KCK'lılar bişeyler yapıyor abi. Gizli toplantılar yapıyular. Iraka kandile arbile gidip geliyolar. Bazen pasaportla bazen kaçak gidip geliyular. Orda toplantı yapıp emirleri türkiyeye getiriyolar. Avrupayada gidip toplantı yapıyolar. Diyarbakırda çok fazla evleri var. bu evlerde gizli toplantılar yapıyolar. Durdurun bunları adım gizli kalsın” ifadeleri tutanaklara yansıdı.
Savcılık, ihbarla birlikte yapılan operasyonu 12 Eylül 2018 tarihinde “Firar” isimli gizli tanığın beyanlarına dayandırdı. Söz konusu gizli tanık ise verdiği ifadede şu beyanlarda bulundu: “PKK/KCK terör örgütünün ideolojisi ve terör örgütünün felsefesiyle yetiştirilmesi, örgütün en başta gelen hedefleri arasında yer almaktadır. PKK/KCK terör örgütünün ideolojisini benimsemiş örgüt mensuplarının yetiştirilmesi ve terör örgütü elebaşının fikir ve sistemiyle yetişip Bağımsız Kürdistan’ın inşası amacıyla KCK yapılanmasının alanlarında faaliyet yürütme kapasitesine sahip kadro yetiştirmeye yönelik ideolojik ve örgütsel eğitimler veren ve bu eğitime katılacak örgüt mensuplarına yönelik çalışma yapan alandır. Örgütün diğer yapılanmaları ile koordine içerisinde hareket etmektedirler.
TJA, DTK, Kent yürütmeleri, Toplumsal alan çalışması yürüten örgüt mensupları, örgütün siyasi alanı olan siyasi partilerin (HDP,DBP) ve örgütün legal/illegal diğer alanlarından yönlendirilen belirli potansiyele sahip bireylerinin örgütün belirlediği güvenli evlerde ideolojik olarak eğitilmesi ile sorumlu olan alandır. Bu eğitimler bir çok defalar HDP ve DBP organizesinde ve hatta bu kurumlara ait binaların sadece belirli kişilerin girebildiği kozmik odalarında verilmektedir.”
Gazetecilerin, siyasetçilerin, parti üyelerinin evlerine baskınların kapılar kırılarak, büyük bir bozgunculuk hissiyatı ile yıkım var edilir. Doksanların tahakkümünü, bir asır öncesindeki ol devletli aklının soykırıma yolladığı Ermeni aydınlarda olduğu gibi cüretle yeniden işlemek bu sahada hakikat kılınır. Yeni yeni diye anılan menzilin var ettiği, güncelliğini sağlama aldığı şey bir tehdit / yıldırı ikliminden başkası değildir bir kez daha.
İçimize dert olması gereken bir düzlemin imali hemen her şekilde hayatlar içerisinde kalıp, geleceğimiz nice olur diye sorgulamamız gerekirken oluşan sessizlikle bir bütün olarak kalıcı kılınır. Gözaltına alınan salt / sırf bir kanaat, bir kimlik ya da siyaset akımı değildir, bugünün, bugünden de yarına lağvedilmesi gailesinin sonucunda oluşan cerahatli eylemdir. Yıldırının ol tahakkümün varlığı kesintisiz kılınırken Bay E’nin hedef aldığı ötekilerin başına getirilecek olanların da bir ön gösterimidir var edilen.
Yaraları hemen her gün çoğaltılan bir yerde bununla, bu tehdit ve yıldırı düzeneğiyle yaşamın zapturapt altına alınması arzulanandır. Cüretle o hiddet ve linç erimleriyle ortaklaşa yaşamda varım / varız çığlığı boğulmakta, onca yıkıma rağmen direncin çürütülmesi, sonlandırılması da talep olunmaktadır. Bu sahanın, şu ülke denilen yerin istikameti toplamda bir haftalık süre dahilinde dört yüz civarında insanın gözaltına alındığı süreçte belirgin olur. Gözaltına alınan 100’ü aşkın kişiden 20’si, emniyetteki ifadelerinin ardından serbest bırakılır. Diyarbakır merkezli 9 ilde 2017 ve 2018 tarihinde açılan soruşturmalar kapsamında yürütülen operasyon kapsamında aralarında gazeteciler ve siyasetçilerin bulunduğu 100’ü aşkın kişi, Salı sabaha karşı evlerine düzenlenen baskınlar sonucu gözaltına alınmıştır. Batman, Mardin, Adana, İstanbul ve diğer kentlerde gözaltına alınınlar da Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne getirilir. Burada ifadesi alınan Neslihan Karacadağ, Leyla Tekdağ, Engin Karabayiğit, Şehmus Karayıl (HDP yöneticisi), Muazzez Canpolat (HDP eski yöneticisi), Nalan Özaydın (TUHAD-FED), Veysel Özekti (BTS), Fuat Özdemir (Tüm Bel-Sen), Habibe Ekinci, Halise Yavuz, Pınar Sıraç Kalkan, Ruken Koyun, Ayşe Koyun, Necla Tanrış, Naci Tanrıkulu, Hanım Biçimli, Ruken Akçan, Lamia Kumral, Emel Özgen ve Zehra Özdemir Salı gece serbest bırakılır.
Salı gününden bu yana Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’nde 98 kişi halen gözaltında tutuluyor. Gazeteciler Abdurrahman Gök, Semiha Alankuş, Lezgin Akdeniz, Kibriye Evren, Esra Solin Dal ve Cihan Ölmez ile Yeni Yaşam Gazetesi dağıtımcıları Hayat Özmez ve Savaş Aslan, operasyon kapsamında gözaltına alınan isimler arasındadır. Operasyon kapsamında gözaltına alınan siyasetçilerin isimleri ise Mezopotamya Ajansı’na göre şöyledir: DTK Eşbaşkanlık Divanı üyeleri Hasan Hüseyin Ebem, Mehmet Nuri Özdemir, Hüseyin Kaya, Hilmi Aydoğdu, Adnan Akgül, Eda Bazencir; DTK Daimi Meclis Üyesi Ruken Kılıç, HDP İl Eşbaşkanı Şerif Çamçı, Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyesi Prof. Dr. Nurettin Turgay, HDP basın çalışanı Vedat Dağ, HDP PM Üyesi Eylem Ceylan, DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Seher Tümer, DBP PM Üyesi Nevriye Çur, DTK Haklar ve İnançlar Komisyonu Üyesi Sebahattin Dinç; TJA aktivistleri Figen Ekti, Yüksel Baran, Elif Harran, Figen Aras, Hülya Biçen (HDP Silvan eski ilçe başkanı), Nuran Gunbati (Silvan Belediye Meclis Üyesi), Sercan Doğan ile Mekiye Ormancı; Songül Tamriş, Selma Metin, Nimet Yürek, Aygül Alagündüz, Dılnaz Ekmekçi, Ahmet Aslan, Zeki Baran, Pınar Tekin, Ferit Aktepe, Mehmet Ay, Rıfat Roni, Leyla Ayaz, Şati Hayme, Kadriye Özcanlı, Mehmet Temizyüz, Evindar Aydın, Zana Döner, Mahir Koyun, Muzaffer Ulaş, Mehtap Metin, Abbas Aslan, Sema Koç, Emrullah Kalkan, Mehmet Akdoğan (Yazar), Necdet Sezgin, Hatice Şen, Derya Aslan, Selda Erten, Hasan Çiçek, Siyajin Nefise Yıldırmaz, Sidar Aydın, Fahri Azbay, Müslime Kalkan, Cengiz Sökmen, Celal Yoldaş, Abbas Çelik, Hüseyin Barış, Necmettin Alkan, Zelal Bilgin, Berivan Elter, Barış Koyun, Pınar Işık, Hasan Pençe, Ayşe Zengin, Mustafa Ocaklık, Turki Gültekin, Zeliha Gümüş, Emine Turan, Yasemin Özer, Kıyasettin Kurt, Eşref Yaşa, Aliye Tok, Kadriye Fidan, Azad Başeymez, Sezai Bulut, Tuba Dündar, Azize Abiş, Koçer Sason Yapıcı, Hanifi Barış, Kenan Yıldırım, Metin Sukati, Azize İnalhan, Ferit Aktaş, Rıdvan Aslan, Ayşe Dicle, Nazan Opan, Gülistan Yıldız ve soyadı öğrenilemeye Zin isimli kadın.
Tumblr media
Gözdağı ve yıldırı bu eksende tek geçerli yönetim biçimi olarak ol devletliden sıradan olana Bakur Kürdistan’ı sathı mahallinden günbegün paylaştırılandır. Gözaltına alarak, eksiltmeyi süreğen kılarak, seçim çalışmalarına daha aylar varken siyasi soykırım tezgahlarını yineleyip aralıksız olarak insanları terörize ederek yaşam hakkı yağmalanır. Seda Taşkın, Mezopotamya Ajansı ve daha öncesinde Dicle Haber Ajansı muhabiridir. Hakkında “Ciddi ihbar var” denilerek tutuklanan gazeteci Seda Taşkın’a 7 yıl 6 ay hapis cezası verilir.
Savunmasından kısa bir bölüm alıntılayalım: “Şuan cezaevinde olan 80 yaşındaki Sise Bingöl’ün evine gidişi hakkında yöneltilen suçlamaya Taşkın, “Sise Bingöl'ün tutuklanması Türkiye kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve 80 milyon insanın dikkatini çekti. Bir haberci olarak bununla ilgilenmek istedim. Torunu ve kızı ile görüştüm. Tabi haberi giremedim. Emniyete bir evraka imza atmam için çağrıldım. Ondan sonra gözaltına alındım. Hayatımda ilk kez gözaltına alındım.  TEM’de gözaltındayken ilk olarak çıplak arama dayatıldı. Karşı çıktım. Müsaade etmedim. Daha sonra ters kelepçelenerek zorla aranacağım tehdidine maruz kaldım. Suçu kesin bir insanmışım gibi emniyette çirkin yaklaşımlara maruz kaldım. Hem fiziki hem de psikolojik işkenceye maruz kaldım” diye belirtti. Uzun tutukluluk haline dikkat çeken Taşkın, “Kaçma şüphesi ve delil karartma ihtimalim varmış. Zaten ilk gözaltından çıktıktan sonra ne telefonum ne de mesleki ekipmanlarımın hiçbiri geri verilmedi. Ben nasıl delil karartabilirim? İkinci defa gözaltına alınarak tutuklandığım gün ben Ankara emniyetinde imzamı atmıştım. Düzenli olarak adli kontrol hükümlülüklerimi yerine getiriyordum” dedi.”
Mahkeme heyeti Seda Taşkın hakkında, “örgüt propagandası yapmak” suçundan 3 yıl 4 ay, “Örgüte üye olmamakla beraber yardım ve yataklık yapmak” suçundan ise 4 yıl 2 ay olmak üzere toplam 7 yıl 6 ay hapis cezası verir. Düzenin sağladığı yegane şey sabit kılınan cerahat, onun üstüne bina edilmiş olan tahakküm ve hiç kesintisiz yıldırma politikasıdır. Seda Taşkın da nice gazeteci gibi, mesleğini icra ederken tutsak kılınan, yazdığı hakikati bildirmek için ol çabaya düştüğünden terörist bilinen, öyle ifşa olunandır. Hakkın, hukukun yerine ikame olma gayretine düşülen şey bir faşist devlet aygıtıdır. Ne ki yüzlerce insanın bir anda gözaltına sevk olunduğu, onlarca insanın mahkemelerde süründürülüp, Taşkın gibi gazetecilerin mahpushane dahiline terk edildiği bir menzilde sessizlik de bütün büyük yıkımları tamamlamaktadır.
Bir yarın tahayyülünün tükettirilmesi bunca kesintisiz hakikattir. Çoraklaştırılmış enikonu sessizliği tam teşekküllü kılınmış bir yerin / yurdun ya da adı her neyse de bariz çukurun istikameti / geleceği bu yıldırı düzeninde şekillendirilendir. 1915’in karanlığını bina eden aklın, cumhuriyetin kuruluşundan sonra yaratılan her dönemeçte düşman bilinene yapılmış tehdit ve yok etme çabasının, doksanlardaki o onarılmamış yaralar sahnesinin yeniden ve yine yeniden kurulduğu / var edildiği yerdeki meseledir bütün bu yağma döngüsü.
Gözaltı, gözdağı, tecrit ve tehdidin bir başka ayağı olarak yaşatmama, yaşamın var edildiği sahaları zapturapt altına alma çabasından sorgulayabilmek mümkündür. Yaşamı hınçla tükettiririlen bir mefhum kılmak bu topraklarda süreğen bir devletli tavrıdır. Onun en son yansısı, Amed çevresindeki baskılardan, operasyon diye tecrit politikasından okunabilecektir. Yangın yeri kılınan ülkede yaralar kesintisizdir. Bir menzil sınırlarında, o sınırlarda yaşamaya çalışan yurttaşı kendinden saymayan, gel gelelim yurttaş olduğu açık olanlara karşıtlıkla onların haklarına taciz / taarruz süreğendir. Lice kırsalında yaratılan katran karanlığı, Türkiye denilen ülkenin gerisinde uygulanan tahakküm en keskin ve yıkıcı suretidir. Bugün bu menzilin yaşatmazlığı tescil olunmakta, hiddetle hayat yağmalanmaktadır.
Engellemelerin çoğaltıldığı, hayatın bir biçimde zapturapt altına alınmasının hala bunca yıldırı ve cendere ikliminde eksik bulunduğu yerde, ‘Bakur Kürdistan’ı geleceğimizi / gelecek olanın ta kendisini bildiriyor. Görünen, var edilen, süreğen kılınıp şekillendirilen hemen her şey tüm o fecaati kalıcı kılıyor. Savcılıkta ifadesi alınan gazeteciler Esra Solin Dal, Semiha Alankuş ve Mehmet Akdoğan, siyasetçiler; Figen Aras Kaplan, Hasan Hüseyin Ebem, Hüseyin Kaya, Fatma Gül, Azize İnanhan, Mehmet Nuri Özdemir, Hasan Çiçek, Hikmet Aralan, Yasemin Özer, Yüksel Baran, Prof. Dr. Nurettin Turgay, Vedat Dağ, Nejdet Sezgin, Tuğba Dündar, Zeki Baran, Nuran Günbati ve Mehmet Şenpolat adli kontrol şartıyla mahkemeye gönderildi.  Mahkemeye sevk edilen 20 kişi, ifadelerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılır.
Savcılıkta ifadesi alınan Fahri Özbay, Gülistan Yıldız, Abbas Aslan, Leyla Ayaz, Dilnaz Ekmekçi, Barış Koyun, Aygül Alagündüz, Adnan Akgül, Ayşan Kanuş Zengin, Ahmet Aslan, Zülküf Koyun ve Savaş Aslan ise "örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuklanma talebiyle mahkemeye gönderildi. Mahkemeye gönderilen 13 kişinin işlemleri Cuma günü halen sürmektedir. Diyarbakır'da gözaltına alınan gazetecilerden Abdurahman Gök, Lezgin Akdeniz ve Cihan Ölmez gözaltına alındıktan 4 gün sonra serbest bırakılır. Gazeteci Kibriye Evren ise tutuklanır.
Artı Gerçek’ten alıntılayalım: “Muş'un Varto ilçesinde güvenlik güçlerinin 'dur' ihtarına uymadığı gerekçesiyle takibe alınan otomobildeki 2'si kadın 5 kişi zırhlı araçtan açılan ateş sonucu öldürüldü. İl Jandarma Komutanlığı'nın açıklamasında, 'çatışmada öldürüldü' denilen 5 kişinin öldürüldüğü ana ilişkin yayınlanan görüntülerde, teslim olan kişilere bir askerin "teslim oldu vurmayın" itirazına rağmen araçtaki komutan tarafından 'vur emri' verildiği görülüyor. İnfaz görüntüleri kameralardadır. Gör��ntüde, zırhlı araçla takip edilen otomobile uzun süre ateş ediliyor. Lastikleri patlayan otomobilin sürücü kapısından elleri yukarda çıkan bir kişi teslim olarak araçtan uzaklaşıyor. Sürücünün ardından araçtan çıkan ve silahlı olduğu görülen diğer kişi koşarak uzaklaşırken açılan ateş sonucu öldürülüyor. Zırhlı araç bu kez namlusunu araca çevirip tarıyor. Daha sonra hem aracın diğer kapısından çıkan silahsız bir kişi hem de teslim olan araç sürücüsü kurşunların hedefi oluyor.”
Amed’in Lice ve Hani kırsalındaki altmışın üstündeki köydeki yoğun baskı ve sokağa çıkma yasakları 4 Ekim’den 12 Ekim tarihine kadar uygulanır. Cerahat öylesine pektir ki, yaşayan insanların hakları defalarca taciz olunur. Bir kez kolluğa güç verildi mi neler yapılabildiğini bildiğimiz doksanlı yıllar kararlılıkla yeniden imal olunur. 12 Ekim günü abluka sonlanmış olduğu bilgisi düşerken, Lice’nin Birlik Mahallesi’ne giriş çıkışların tam olarak sağlanmadığı ajanslara düşer. Teyakkuz halinde hayatlara gözdağı verilmeye, olur olmadık baskılamalarla o yaşam istencinin köküne kibrit suyu dökülmeye devam olunmaktadır.
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli Lice'de kısa bir açıklamada bulunur. Diyarbakır merkezli operasyonlar ve yargılamalara dikkat çeken Temelli, şunları söyledi: “Yargı, siyaset vesayet altında karar veriyor. Bu hükümlerin vicdanlarda da toplumda da karşılığı yoktur. Türkiye’de yaşayan herkesi sürece duyarlı olmaya davet ediyoruz. Bu AKP’nin seçim kampanyasıdır. Bu kampanya şiddete ve zulme dayalıdır. Bu kampanya HDP ve Kürt düşmanlığına dayalıdır. Bütün çıplaklığı ile bir kez daha açığa çıkmıştır. Şiddet ve işkence ile operasyon gerçekleştirilmiştir. Bunların hesabını soracağız. Devletin kolluk güçleri bir kamu görevlisidir. Bunu unutmuş, sarayın emrine girerek, terör estiriyorlar. Kamu görevlisi iktidarın söylediği her şeyi yapmak zorunda değildir. Suç içeriyorsa eğer iktidar gidince adalet yakanıza yapışacaktır. Biz sizin yakanıza yapışacağız.”
Temelli, Lice’de ilan edilen sokağa çıkma yasakları ve askeri operasyonlara ilişkin, “Büyük bir suç da Lice’de işleniyor. 1925’ten beri bu suç işleniyor. Bir asırdır bu suç işleniyor. İnsanlar katlediliyor. Yine böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Lice asla siyasi iradesini teslim etmeyecektir. Bu iktidar bu iradeyi kırmak dışında bir şey peşinde değil. Seçim çalışmalarını da getirip buna bağlıyor” diye konuştu.  
Bilindik, aşina, değdiği yerde yaralar açan, hayatı bildiğimiz tüm anlamlarıyla çürüten bir aklın var ettikleriyle o cennet denilen yer, cehennemin suretlerinden bir başkası kılınıyor. Yukarıdaki satırlar boyunca süregelen anlatım, yaşatılan zulüm bu hali yeryüzünde yeniden ve yeniden var etme istencinin boyutunu da bildirmektedir. Geleceği çokta zayi edilmiş bu sınır, şu yerde artık şimdinin de canına göz dikilmektedir. Bakur Kürdistan’ı salt bir gösteren ve bir bildiren olarak yeterince hazin bir Türkiye portresinde deney sahası kılınmaya devam olunandır. Cerahatin sırtını sıvazlayan, kötülüğün mümessilliğini üstlenmeye devam edenler sayesine yaşamdan eser kalmamaktadır. Yaşatan yer bahsi artık bir masaldır, tıpkı bu ülke bir hukuk devletidir denilip durulurken var edilen çürütme gibi, yok edilendir. Yaşamla ilintisi eksik gedik kalan her nüvesi çürütülen bir meseldir, tıpkı olmayan demokrasinin var edildiğini söyleyen devletlûnun bahislerinden sonra çıkan fırtınalar gibi... Yaşatmak meseli üstünkörü değil bile isteye yok edilendir... karanlık her yerdedir!
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2018
Görseller - Anna BURNS + Michael BODIAM Craft Silent But Violent Mushroom Clouds All Images Courtesy Of Anna BURNS + Michael BODIAM v/ Designboom
0 notes