Tumgik
#halk tıbbı
Text
Türkiye Helichrysum Taksonlarının Türkçe ve Diğer Dillerdeki İsimleri
Türkiye Helichrysum Taksonlarının Türkçe ve Diğer Dillerdeki İsimleri
Tumblr media
#Anadolu, #BilimselIsimlendirme, #BitkiIsimlendirmesi, #BitkiIsimleri, #BitkiYöreselIsimleri, #BotanikKaynaklar, #CarlLinnaeus, #Cins, #Dil, #Etnobotanik, #GelenekselKullanım, #HalkTıbbı, #HelichrysumCinsi, #IkiliIsimlendirme, #Isimlendirme, #Karmaşıklık, #ÖlmezÇiçeğinDiğerDillerdeIsimleri, #ÖlmezÇiçeğinIsimlendirilmesi, #ÖlmezÇiçekDiğerIsimleri, #Tanımlama, #TürEpiteti, #YaygınIsimler, #YöreselIsimlendirme https://is.gd/rTqPPz https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/makaleler/turkiye-helichrysum-taksonlarinin-turkce-ve-diger-dillerdeki-isimleri/
Türkiye Helichrysum Taksonlarının Türkçe ve Diğer Dillerdeki İsimleri makalesi Halil Erhan Eroğlu’nun yazdığı ve Avrasya Terim Dergisi, 2018, 6 (1): 26 – 34 Eurasscience Journals yayımlanan makalesidir.
TÜRKİYE HELICHRYSUM TAKSONLARININ TÜRKÇE VE DİĞER DİLLERDEKİ İSİMLERİ
Anadolu, tarih boyunca birçok farklı medeniyet ve kültüre ev sahipliği yapmış olmasından dolayı, farklı kültürlerin izlerini taşımaktadır. Farklı kültürlere ait izler bitkilerin yöresel isimlerinde de görülmektedir. Örneğin Helichrysum Mill. cinsi genel olarak “ölmez çiçek” olarak bilinse de Anadolu’nun farklı yerlerinde bu bitkiye çok farklı isimler verilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye Helichrysum türlerinin yöresel isimlerini, yabancı yaygın isimlerini ve kökenlerini araştırmaktır. Bu çalışmada, Türkiye’de doğal olarak yayılış gösteren 30 Helichrysum taksonuna ait toplam 63 yöresel isim sunulmuştur. H. arenarium, H. graveolens, H. orientale, H. plicatum, H. sanguineum ve H. stoechas gibi bazı türler daha fazla yöresel isme sahiplerdir. Bu türler halk tarafından yaygın olarak kullanılan ve Türkiye’de geniş bir yayılış alanına sahip türler olduklarından dolayı farklı yörelerde farklı yöresel isimler ile ifade edilmişlerdir.
Helichrysum türlerinin yöresel isimleri arasında anlamı oldukça belirgin terimler olmasına rağmen; halk dilinde yaygın olarak kullanılmayan bazı terimlerde bulunmaktadır. Bu terimlerin sözlük anlamları ve kullanıldığı yöreler incelendiği zaman; bitki renkleri, açmış veya açmamış çiçeklerinin görünüş şekilleri ve yayılış alanları gibi faktörlerin yöresel isimlendirmede etkili oldukları görülmektedir. Helichrysum türlerinde en fazla görülen yöresel isimler “ölmez çiçek”, “altın otu”, “sarı çiçek” ve “yayla çiçeği” terimleridir. “Püren” (H. arenarium), “kırmızı guddeme” (H. sanguineum), “beyaz kurna” (H. pamphylicum) ve “yoğurt çiçeği” (H. orientale) gibi tek bir türe özgü yöresel isimlerde bulunmaktadır. Bu çalışmada, Helichrysum türlerinin yabancı yaygın isimleri de verilmiştir. Türkçe tam terim karşılığı bulunmayan yabancı yaygın isimlerin anlamları araştırılarak, “köri”, “sarı lüle” ve “ihtişamlı/görkemli herdemtaze” gibi Anadolu’da kullanılmayan isimler ilk kez bu çalışma ile verilmiştir.
Giriş
Dil, insanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma şeklidir (TDK, 2018a). Bu amaçla medeniyetlerin ve kültürlerin en temel unsurlarından olan dillerin oluşumunda ve gelişiminde isimlendirme önemli bir yer tutar. İsimlendirme, bir kimseyi veya bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya ve bildirmeye yarayan söz dizisidir. İsimlendirme sonucu ortaya çıkan bu söz dizileri ise isim olarak adlandırılır (TDK, 2018a).
Bitkilerin isimlendirilmesinde iki temel modelden söz etmek gerekir. Bunlardan birincisi bilimsel isimlendirme, ikincisi ise yöresel isimlendirme olarak ifade edilir. Bilimsel isimlendirmenin temeli Carolus von Linnaeus tarafından 1753 yılında yayınlanan “Species Plantarum” adlı esere dayanır (Yavuz, 2016:19).
Bu eserde ilk kez ifade edilen ve halen günümüzde de kullanılan “ikili isimlendirme” modeli canlıların bilimsel isimlerini oluşturur. Latince iki kelimeden oluşan bu modele göre önce cins, sonra türün adını belirleyen sıfat ya da isim olan tür epiteti yazılır. Tür epiteti genellikle türün belirli bir özelliğini ifade etmesine rağmen, tek başına bir türü nitelendiremez (Yavuz, 2016:19). Bu nedenle birden fazla türde aynı epitet olabilir. Örneğin, tür epitetleri vulgaris olan fasulye (Phaseolus vulgaris L.), yabani kayısı (Armeniaca vulgaris Lam.) ve pancar (Beta vulgaris L.) birbirlerinden oldukça farklı türlerdir. Yöresel isimlendirme temelini ise belirli bir bölgedeki insanların çevresindeki bitkileri tanıma ve farklı amaçlarla yararlanma isteği oluşturur. Böylece insanlar bitkilerden faydalanmak veya varsa zararlı etkilerinden uzak durmak amacıyla kolayca tanımlanmalarına önem vermişler ve özelliklerine göre de bitkileri isimlendirmişlerdir (Doğan ve Tuzlacı, 2015:24). Bitkilerin yöresel isimleri etnobotanik araştırmaları vasıtasıyla sağlanan bilgi ve birikimlerin önemli bir kısmını oluşturur (Şenkardeş ve Tuzlacı, 2016:30).
Araştırma konusunu oluşturan Helichrysum Mill. cinsinin bilimsel ismi Yunanca “helios” (güneş) ve “krysos” (altın) kelimelerinden köken almıştır. Helichrysum türleri özellikle safra düzenleyici özellikleri ve diüretik etkilerinden dolayı uzun zamandan beri geleneksel halk tıbbında genellikle çay olarak kullanılmaktadır (Sezik ve ark., 2001:7). Ayrıca böbrek hastalıklarında ve böbrek taşı düşürülmesinde, karın, mide ve böbrek ağrılarında, kalp atışlarının düzenlenmesinde, karaciğer rahatsızlıklarında, sarılık hastalığında, yanık ve yaraların iyileştirilmesinde, el ve ayak çatlaklarında, ishalde, astımda ve kulak rahatsızlıklarında da kullanılmaktadır (Tuzlacı, 1989:102; Baytop, 2007:220; Eroğlu, 2008:53). Halk tarafından yaygın olarak kullanılmasından dolayı, Anadolu’nun farklı yerlerinde bu bitkiye çok farklı isimler verilmektedir. Bunun yanında Helichrysum cinsi genel olarak “ölmez çiçek” olarak bilinir. Avrupa’da ise “everlasting”, “sun gold” (İngiltere), “eternelle”, “immortelle” (Fransa), “cmin” (Rusya), “strombloem”, “strumblume”, “immortelle” (Hollanda), “elicriso”, “solfini”, “fignamica” (İtalya), “evöighedablomst” (Danimarka), “koçanki” (Polonya), “smill”, “molec”, “neven” (Çek Cumhuriyeti) şeklinde isimlendirilmektedir (Aslan, 1994:7).
Anadolu insanı yıllardan beri bitkilerden yararlanmasına rağmen, botanik kaynaklarda geçen bitkilerin bilimsel isimlerini hemen hemen hiç bilmemektedir. Buna karşılık halk tarafından kullanılan bitki yöresel isimleri de çoğunlukla bilimsel eserlerde yer almamaktadır. Bu gibi durumlar bitkilerin hem tanımlanmasında hem de kullanılmasında bazı karmaşıklıklara neden olmaktadır. Örneğin aynı bitkiye farklı yörelerde farklı isimler verilebildiği gibi, bir isim birden fazla bitki için kullanılabilmektedir (Sevgi ve Kızılarslan, 2013:18). Bu duruma bir örnek olarak Helichrysum türlerine verilen yöresel isimler verilebilir. Helichrysum cinsi genel olarak “ölmez çiçek” olarak bilinse de Anadolu’nun farklı yerlerinde bu bitkiye çok farklı isimler verilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye Helichrysum türlerinin yöresel isimlerini, yabancı yaygın isimlerini ve kökenlerini araştırmaktır.
Amaç ve yöntem
Çalışma kapsamında ilk olarak “Türkiye Bitkileri Listesi” (Güner ve ark., 2012) adlı eser örnek alınarak Türkiye Helichrysum türleri bilimsel isimlerine göre alfabetik olarak listelenmiştir. Daha sonra tarama ve karşılaştırma yöntemi kullanılarak, ilgili kaynaklardaki Helichrysum türlerinin yöresel isimlerine yönelik terimler toplanmıştır. Helichrysum türlerinin yöresel isimlerinin karşılaştırılmasında bu konuda başlıca iki temel eser olan “Türkiye Bitkileri Sözlüğü” (Tuzlacı, 2011:989- 993) ve “Türkçe Bitki Adları Sözlüğü” (Baytop, 2007:220) isimli kitaplar; birçok yöresel bilgi ve farklı illere ait çalışmalar içeren “Türkiye Helichrysum Mill.
(Asteraceae) Taksonlarının Genotoksik Etkilerinin Belirlenmesi” (Eroğlu, 2008:55-58) isimli doktora tezi ve diğer kaynaklardan yararlanılmıştır. Diğer kaynaklar sadece bir veya birkaç taksonun yöresel isimlerini rapor eden çalışmalardır (Tanker ve Sezik, 1978:19; Baytop, 1984; Meriçli ve ark., 1984:112; Ayanoğlu ve ark., 2002:406; Çubukçu, 2002:148; Demir, 2005:2; Ezer, 2006:226; Özçelik ve ark., 2006:360; Eroğlu ve ark., 2010a:254; Eroğlu ve ark., 2010b:376; Doğan, 2016:1; Kalaycı, 2017:1). Ayrıca “Türkiye Bitkileri Listesi” (Güner ve ark., 2012) isimli kitapta Türkiye Florasında yer alan tüm bitki taksonlarına bir Türkçe karşılık verilmiştir. Bu terimlerden dolayı ilgili eser çalışmamızda karşılaştırma materyali olarak kullanılmıştır.
Halk dilinde çok yaygın kullanılmayan isimlerin anlamlarının belirlenmesinde Türk Dil Kurumu Sözlükleri olan Güncel Türkçe Sözlük (TDK, 2018a) ve Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü (TDK, 2018b) kullanılmıştır. Türkiye Helichrysum türlerinin diğer toplumlarda ve dillerdeki yöresel isimlerinin belirlenmesi, detaylı bir şekilde internet veritabanlarının taranması ile gerçekleştirilmiştir (Denver Botanic Gardens, 2018; IUCN, 2018; Tropicos®, 2018; USDA, 2018; Wikispecies, 2018)
Bulgular ve tartışma
Araştırmalar sonucu tespit edilen Helichrysum türlerinin yöresel isimleri, bitkilerin bilimsel isimlerine göre alfabetik olarak verilmiştir (Çizelge 1). Bu verilere göre 30 Helichrysum taksonuna ait toplam 63 yöresel isim belirlenmiştir. Çizelge 1’de görüldüğü gibi, H. arenarium, H. graveolens, H. orientale, H. plicatum, H. sanguineum ve H. stoechas gibi bazı türler, diğer türlere göre daha fazla yöresel isme sahiplerdir. Yöresel isimlendirmenin temelini ise belirli bir bölgedeki insanların çevresindeki bitkileri tanıma ve farklı amaçlarla yararlanma isteği oluşturur. Türkiye’de özellikle bu altı tür idrar ve safra arttırıcı ve taş düşürücü olarak halk tarafından kullanılmaktadır (Baytop, 2007:220). Yaygın olarak kullanıldıkları içinde farklı yörelerde farklı yöresel isimler ile ifade edilmişlerdir. Farklı yörelerde kullanımları için ise geniş bir yayılışa sahip olmaları gerekir. H. sanguineum dışındaki diğer beş tür Türkiye’de geniş bir doğal yayılış alanına sahiptir (Güner ve ark.,2012).
Çizelge 1. Türkiye Helichrysum türlerinin bilimsel, yöresel isimleri ve Güner ve ark. 2012’nin verdiği isimler
Bilimsel İsim  Yöresel İsimler  Güner ve ark., 2012  
verdiği isimler
Baytop, 
2007
Tuzlacı, 2011  Eroğlu, 2008  Diğer  
Kaynaklar*
H. arenarium
(L.) Moench
Ölmez çiçek
Güneş çiçeği
Güneş çiçeği
Ölmez çiçek
Püren
Sarı çiçek
Çınrağ çiçeği
Ölmez çiçek
Güneş çiçeği
Herdemtaze
Güve otu
Kovan otu
Arı çiçeği
Sarı kediayağı
Altın otu
Ölmez çiçek
Solmaz çiçek
Ölmez çiçek
subsp.
– aucheri 
Yayla çiçeği
– erzincanicum 
Erzincan altın otu
– rubicundum 
Yayla gülü
H. armenium
DC.
Altın otu Saman çiçeği
Sarı çiçek
Altın otu
subsp.
– armenium 
Altın otu
– araxinum 
Aras altın otu
H. artvinense
P.H.Davis &
Kupicha
Ölmez çiçek
Solmaz çiçek
Artvin ölmezi H.
chasmolycicum
P.H.Davis
Altın çiçek Altın çiçek Kaya ölmezi H. chionophilum Boiss. & Balansa Altın otu
Ölmez çiçek
Ölmez çiçek Yayla hencecaliği H. compactum
Boiss.
Altın otu
Herdemtaze
Altın Otu
Herdemtaze
Böbrek altın otu H. goulandriorum E. Georgiadou Bozuntu H. graveolens
(M.Bieb.) Sweet
Güve otu Arı çiçeği
Güve otu
Yayla çiçeği
Güve otu
Altın otu
Yayla çiçeği
Ölmez çiçek
Saman çiçeği
Yayla çiçeği Hencecalik H. heywoodianum P.H.Davis Kadim altın otu H. italicum
(Roth) G.Don
Balkaymak H. kitianum
Yıldız
Alaycık çiçeği H. luteoalbum
(L.) Rchb.
Saman çiçeği H. noeanum
Boiss.
Ölmez otu
Sarı çiçek
Kağıt çiçeği
Altun otu,
Yayla çiçeği
Gülazar H. orientale
(L.) Gaertn.
Solmaz çiçek Solmaz sarı
çiçek
Altın otu
Balkaymağı
Bohça çiçeği
Bozağan
Saman çiçeği
Sarı solmaz
Yılan çiçeği
Yoğurt çiçeği
Solmaz çiçek
Solmaz sarı çiçek  Sarı solmaz
Sarı solmaz H. pallasii
(Spreng.) Ledeb.
Altunbaş otu
Sarı çiçek
Yayla çiçeği
Ölmez çiçek Kocaman çiçeği
Çizelge 1’in devamı
Bilimsel İsim Yöresel İsimler Güner ve ark.,
2012 verdiği
isimler
Baytop,
2007
Tuzlacı, 2011 Eroğlu, 2008 Diğer
Kaynaklar*
H. pamphylicum P.H.Davis & Kupicha Beyaz kurna Ölmez çiçek Beyaz kurna H. peshmenianum S.Erik Solmaz otu H. plicatum
DC.
Arı çiçeği
Bozoğlan
Yayla çiçeği
Altın çiçeği
Arı çiçeği
Bozoğlan
Herdem güzeli Herdemtaze
Kaymak çiçeği Koyungözü
Sarı çiçek
Sarılık çiçeği
Savran
Yayla çiçeği
Çıngra çiçeği
Arı çiçeği
Bozoğlan
Yayla çiçeği
Altın otu
Herdemtaze
Ölmez çiçek
Sarılık çiçeği
Altın Otu
Herdemtaze
Ölmez çiçek
Sarılık çiçeği
Mantuvar çiçeği
Mantuvar
subsp.
– plicatum
Mantuvar
subsp.
– isauricum
Savran
subsp.
– polyphyllum
Kalisar çiçeği
subsp.
– pseudoplicatum
Bozoğlan
H. sanguineum
(L.) Kostel
Kırmızı
guddeme
çiçeği
Kırmızı
guddeme
Kırmızı
kudama
Kırmızı leblebi  çiçeği
Kırmızı guddeme  çiçeği
Guddeme çiçeği
Guddeme çiçeği Kırmızı guddeme H. sivasicum
Kit Tan & Yıldız
Sivas ölmezi H. stoechas
(L.) Moench
Altın çiçeği Guddeme
çiçeği
Altın otu
Altınbaşak otu Ayna çiçeği
Bozlağan
Bozoğlan
Gudama
Kaymak çiçeği Keklik otu
Kudama çiçeği Mantı çiçeği
Mantuvar
Sarı çay
Sarı çiçek
Sarı çiçekli ot
Sarı solmaz
Yılan çiçeği
Altın çiçeği
Guddeme çiçeği
Ölmez çiçek
Yayla çiçeği
Altın otu
Ölmez çiçek Kudama H. unicapitatum
Şenol, Seçmen &
B.Öztürk
Mantı çiçeği H. yuksekovaense Yıld. Reşko altın otu H. yurterianum
Y.Gemici, Kit Tan,  H.Yıldırım &
M.Gemici
Gümüş hencecalik
*Tanker ve Sezik, 1978:19; Baytop, 1984; Meriçli ve ark., 1984:112; Ayanoğlu ve ark., 2002:406; Çubukçu, 2002:148; Demir, 2005:2; Ezer, 2006:226; Özçelik ve ark., 2006:360; Eroğlu ve ark., 2010a:254; Eroğlu ve ark., 2010b:376; Doğan, 2016:1; Kalaycı, 2017:1.
Helichrysum cinsi türlerinin yöresel isimleri arasında, ölmez çiçek, solmaz çiçek, sarı solmaz, güneş çiçeği, altın çiçeği, altın otu, yayla çiçeği, herdemtaze, kağıt çiçeği, kocaman çiçeği, güve otu, arı çiçeği, saman çiçeği, bozoğlan, sarılık çiçeği, kovan otu gibi anlamı oldukça belirgin terimler olmasına rağmen; halk dilinde çok yaygın kullanılmayan bazı terimler de türlerin isimlendirilmesinde kullanılmıştır. Bu terimlerin söz lükteki gerçek anlamları alfabetik sırada ve kullanıldığı yöreler ile birlikte aşağıda verilmiştir. Bu gerçek anlamlara göre; bazı terimlerin bitkilere isim olarak verilme nedeni kolayca anlaşılırken, bazılarının ise neden verildiği anlaşılamamaktadır.
Alaycık: Üzeri dal veya hasırla örtülen çoban evi, tarla, bostan, bağ kulübesi, çardak “Telin köyü, Gürün (Sivas), Merkez Hüyük köyü, Şarkışla (Sivas); Bayat (Afyonkarahisar); Kızık köyü, Artova (Tokat); Göksun (Kahramanmaraş); Varyanlı köyü (Kahramanmaraş); Çepni köyü, Gemerek (Sivas); Kadirli (Osmaniye); Misis (Adana)” (TDK, 2018b). “Niğde” (Tuzlacı, 2011:989).
Balkaymak: Balkaymağı “Muğla” (Tuzlacı, 2011:991). İki renkli “İğdir köyü, Çivril (Denizli); Sivrihisar (Eskişehir); İstanbul; Merzifon (Amasya); Çukurbağ köyü, Ermenek (Karaman); Çukurkuyu beldesi, Bor (Niğde); Kızılca beldesi, Bor (Niğde)” (TDK, 2018b).
Bozağan: Bozguncu, geçimsiz, mızıkçı (TDK, 2018b). “Mersin” (Tuzlacı, 2011:991). Bozlağan “Muğla” (Tuzlacı, 2011:992).
Bozuntu: Bağbozumu sırasında/sonrasında toplanılan üzüm “Malatya” (TDK, 2018b). Bozulmuş bir şeyin kalan bölümleri, döküntü. Kendinde bulunması gereken nitelikleri taşımayan kimse veya şey. Bazı hastalıklarda görülen çıban, leke, uçuk, kızarıklık vb. belirti (TDK, 2018a).
Çınrağ, Çıngra: Çıngırak “Kayseri” (Tuzlacı, 2011:990); “Kahramanmaraş” (Tuzlacı, 2011:992).
Guddeme: Gudde; beze, şişkinlik (TDK, 2018a). “Antakya (Hatay)” (Tuzlacı, 2011:992).
Gülazar: Gülazer; sarı, altın gül (TDK, 2018b). “Malatya” (Tuzlacı, 2011:992).
Hencecalık: Hence; leğen “Mersin ve çevresi” (TDK, 2018b).
Kalisar: Türk Dil Kurumu sözlükleri ve diğer sözlükler detaylı bir şekilde taranmasına rağmen bu terimin kelime anlamı tespit edilememiştir. “Giresun” ve çevresinde kullanılan bir yöresel isimdir (Tuzlacı, 2011:992).
Kudama: Leblebi “Kilis; Antakya (Hatay)” (TDK, 2018b). Leblebi çiçeği “Antakya (Hatay)” (Tuzlacı, 2011:989).
Kurna: Hamam ve banyolarda musluk altında bulunan, içinde su biriktirilen, yuvarlak, mermer, taş veya plastik tekne (TDK, 2018a). Musluk “Bayat (Afyonkarahisar); Emirdağ (Afyonkarahisar); Manisa; Çayağzı köyü, Şavşat (Artvin); Lüleburgaz (Kırklareli)” (TDK, 2018b). “Antalya (Tuzlacı, 2011:991)”
Mantuvar: Kulak ağrısını geçirmek için kullanılan, çiçekleri güzel kokulu ve sarı renkli bir kır bitkisi. Sarı renkli, tüylü bir kır çiçeği “Kadirli (Osmaniye); Adana” (TDK, 2018b). “Kahramanmaraş; Konya”; Mantıfar “Kahramanmaraş” (Tuzlacı, 2011:992).
Püren: Sarı, kırmızı çiçek açan, ufak yapraklı, arıların çok sevdiği bir çeşit ot. Süpürge otu “Kavak köyü, Yeşilova (Burdur)”. Güz mevsiminde, yaylalardaki ağaçların yaprakları üstünde oluşan, arıların çok sevdiği yapışkan bir sıvı “Mut (Mersin)” (TDK, 2018b). “Aksaray” (Tuzlacı, 2011:990).
Reşko: Hakkari, Cilo dağı Uludoruk zirvesine verilen isim. TDK sözlüklerinde bu terim geçmediği için başka sözlükten yararlanılmıştır (Ekşi Sözlük, 2018).
Terimlerin anlamlarından anlaşılacağı üzere bitkilerin isimlendirmeleri yapılırken: H. arenarium, H. plicatum ve H. noeanum gibi türlere renklerinden dolayı “püren”, “mantuvar”, “gülazar”; H. stoechas, H. pamphylicum, H. sanguineum gibi türlere açmış veya açmamış çiçeklerinin görünüş şekillerinden dolayı “guddeme”, “hencecalık”, “kudama”, “kurna”, “bozuntu”; H. yuksekovaense türüne ise yayılış gösterdiği yerden dolayı “reşko” isimleri verilmiştir.
Bazen bir yöresel isim farklı cinslere ait türlere veya bir cinsin birden fazla taksonuna verilebilmektedir (Sevgi ve Kızılarslan, 2013:18) ve durum Helichrysum cinsinde de görülmektedir. Örneğin “ölmez çiçek” ve “altın otu” terimleri sekiz türe, “sarı çiçek” ve “yayla çiçeği” terimleri altı türe yöresel isim olarak verilmiştir. Bazen de bir yöresel isim tek bir türe özgüdür. Örneğin “püren” terimi sadece H. arenarium için, “kırmızı guddeme” terimi sadece H. sanguineum için, “beyaz kurna” terimi sadece H. pamphylicum için ve “yoğurt çiçeği” terimi sadece H. orientale için yöresel isim olarak verilmiştir (Çizelge 1).
Bazı Helichrysum türlerinin tür altı kate gorilerinin de yöresel isimleri bilinmektedir (Tuzlacı, 2011:989-993). Bu türlere H. arenarium, H. plicatum ve H. stoechas örnek olarak verilebilir (Çizelge 2).
Helichrysum cinsi türlerinin diğer toplumlardaki ve dillerdeki yöresel isimleri genellikle Türkiye yöresel isimleri ile benzerlik göstermektedir (Çizelge 3). Bu benzerliğe paralel olarak “ölmez çiçek”, “solmaz çiçek”, “sarı çiçek”, “herdemtaze” ve “saman çiçeği” terimleri yabancı isimlerde yaygın olarak kullanılmıştır. Ana dolu’da H. armenium, H. graveolens ve H.orientale türleri için kullanılan “saman çiçeği” yöresel isminin karşılığı olan ingilizce “strawflower” terimi diğer toplumlarda H. bracteatum (Vent.) Haw. türü için kullanılmaktadır. Benzer şekilde, H. noeanum türü için kullanılan “kağıt çiçeği” isminin karşılığı olan ingilizce “paper daisy” terimi de diğer toplumlarda H. bracteatum (Vent.) Haw. türü için kullanılmaktadır. Bu tür Türkiye florasında bulunmamaktadır. H. italicum türü için İngilizce, Almanca ve İsveççe dillerinde kullanılan “curry” kelimesinin Türkçe tam terim karşılığı bulunmamaktadır. H. italicum türüne, yaprakları güçlü koku yaydığı için köri bitkisi ismi verilmiştir.
H. stoechas türü için İngilizce ve İtalyanca dillerinde kullanılan “goldilocks” ve “fignamica” keli melerinin Türkçe tam terim karşılıkları bulun mamaktadır. “Goldilocks” kelimesi tam olarak karşılık gelmese de “altın otu” yöresel ismini akla getirmektedir. Türkçe kaynaklardaki en çok rastlanan karşılığı ise “Goldilocks ve Üç Ayı” masalının kahramanı olan sarışın kızdır. Sarışın masal kahramanının “Goldilocks” ismi masalda “sarı lüleli” olarak geç-mektedir ve birçok Helichrysum türünün yöresel ismi olan “sarı çiçek” ile arasında bir anlam yakınlığı bulunmaktadır. H. stoechas türü için kullanılan “Prakthedblomster” (İsveççe) kelimesinin karşılığı olan “ihtişamlı/görkemli her demtaze” terimi, Anadolu’da Helichrysum türlerine yöresel isim olarak verilmemiştir. Bunun yerine “herdemtaze” terimi H. arenarium, H. compactum ve H. plicatum türleri için kullanılmaktadır.
Sonuç
Bu çalışmada, Türkiye’de doğal olarak yayılış gösteren 30 Helichrysum türüne ait toplam 63 yöresel isim sunulmuştur. H. arenarium, H. graveolens, H. orientale, H. plicatum, H. sanguineum ve H. stoechas gibi bazı türler, diğer türlere göre daha fazla yöresel isme sahiplerdir. H. stoechas subsp. barrelieri en fazla yöresel isme sahip taksondur.
Çizelge 2. Bazı Helichrysum alttürlerinin bilimsel ve yöresel isimleri.
Bilimsel İsim  Yöresel İsim H. arenarium subsp. aucheri Arı otu
Çınrağ çiçeği
Mantuvar
Ölmez çiçek
Sarı çiçek
Yayla çiçeği
H. arenarium subsp.
rubicundum
Yayla çiçeği
Yayla gülü
H. plicatum subsp. plicatum Altın çiçeği
Altın otu
Amel otu
Çoban çiçeği
Gülazar
Kalisar çiçeği
Koyun çiçeği
Koyuncuk çiçeği
Mantuvar
Oğul otu
Ölmez çiçek
Sarı çiçek
Sarıbaş
Solmaz çiçek
Yayla çiçeği
Yayla otu
H. plicatum subsp.
polyphyllum
Çıngırak çiçeği
Çıngra çiçeği
Kaymak çiçeği
Mantıfar
H. stoechas subsp. barrelieri Altın otu
Altınbaşak otu
Ayna çiçeği
Bozlağan
Bozoğlan
Gudama
Kaymak çiçeği
Keklik otu
Kudama
Leblebi çiçeği
Mantı çiçeği
Mantuvar
Sarı çay
Sarı çiçek
Sarı solmaz
Yılan çiçeği
Helichrysum türleri için kullanılan isimler arasında anlamı oldukça belirgin terimler olmasına rağmen; halk dilinde çok yaygın kullanılmayan “alaycık”, “balkaymak”, “bozağan”, “bozuntu”, “çınrağ”, “çıngra”, “guddeme”, “gülazar”, “hencecalık”, “kalisar”, “kudama”, “kurna”, “mantuvar”, “püren” ve “reşko” gibi bazı terimlerde vardır. Bu terimlerin sözlük anlamları açıklanarak, kullanıldıkları yöreler verilmiştir. Bu terimlerin anlamları incelendiği zaman; bitkilerin isimlendirmeleri yapılırken: renklerinden dolayı
“püren”, “mantuvar”, “gülazar”; açmış veya açmamış çiçeklerinin görünüş şekillerinden dolayı “guddeme”, “hencecalık”, “kudama”, “kurna”, “bozuntu”; yayılış gösterdiği yerden dolayı “reşko” gibi isimler verilmiştir.
Çizelge 3. Bazı Türkiye Helichrysum türlerinin diğer dillerdeki isimleri.
Bilimsel İsim  Yaygın İsimler (Dil)* H. arenarium Sandy everlasting (İngilizce)
Yellow (İngilizce)
Yellow everlasting daisy (İngilizce) Dwarf everlasting (İngilizce)
Sand-strohblume (Almanca)
Hedblomster (İsveççe)
Цмен пясчаны (Rusça)
Цмин песча’ный (Rusça)
H. armenium Armenian everlasting (İngilizce) H. italicum Immortelle (İngilizce)
Curryplant (İngilizce)
Currystrauch (Almanca)
Curryeternell (İsveççe)
H. luteoalbum Gelbweißes scheinruhrkraut (Almanca) Gnaphale blanc jaunâtre (Fransızca) Bleekgele droogbloem (Felemenkçe) Szarota żółtobiała (Lehçe) H. orientale Busketernell (İsveççe) H. plicatum Turkish Helichrysum (İngilizce) H. stoechas Goldilocks (İngilizce)
Eternal flower (İngilizce)
Prakthedblomster (İsveççe)
Mittelmeer-strohblume (Almanca)  Immortelle des sables (Fransızca)  Fignamica (İtalyanca)
*Denver Botanic Gardens, 2018; IUCN, 2018; Tropicos®, 2018; USDA, 2018; Wikispecies, 2018.
“Ölmez çiçek”, “altın otu”, “sarı çiçek” ve “yayla çiçeği” terimleri Helichrysum cinsinde en fazla görülen yöresel isimlerdir. “Püren” (H. arenarium), “kır mızı guddeme” (H. sanguineum), “beyaz kurna” (H. pamphylicum) ve “yoğurt çiçeği” (H. orientale) gibi tek bir türe özgü yöresel isimlerde bulunmaktadır. Tür altı kategorisinde yer alan H. arenarium subsp. aucheri, H. arenarium subsp. rubicundum, H. plicatum subsp. plicatum, H. plicatum subsp. polyphyllum ve H. stoechas subsp. barrelieri taksonlarının yöresel isimleri verilmiştir (Çizelge 2).
Helichrysum türlerinin diğer dillerdeki yaygın isimleri araştırılarak, Türkçe karşılıkları tespit edilmiş ve Anadolu’daki yöresel isimlere olan benzerlikleri göste rilmiştir. Türkçe tam terim karşılığı bulunmayan yabancı yaygın isimlerin anlamları araştırılarak, “köri”, “sarı lüle” ve “ihtişamlı/görkemli herdemtaze” gibi Ana dolu’da kullanılmayan isimler ilk kez bu çalışma ile belirlenmiştir.
Çalışma konusunu oluşturan Helichrysum Türkiye’de idrar ve safra arttırıcı ve taş düşürücü olarak geleneksel halk tıbbında kullanılmaktadır. Yaygın kullanımlarından dolayı farklı yörelerde farklı yöresel isimler ile ifade edilmektedirler. Özellikle tıbbi amaçlı kullanılan türlerin isimlerinin net olmasının ve karışıklığa meydan vermemesinin önemi bu çalışma ile bir kez daha vurgulanmaktadır.
0 notes
devrimcikadinlar · 2 years
Photo
Tumblr media
"Bana sen diye hitap edemezsin. Okuduğunuz fakültelerde yıllarca eğitim verdim, bana sen diye hitap etmenizi kabul etmiyorum. 64 yaşındayım. İnsanlık onuruna aykırı şekilde Ankara’dan buraya kelepçeyle getirildim. Benim üst seviyede fıtığım var. Beş buçuk saat boyunca kelepçeliydim. Ben elinde silah olan birisi değilim, benim tek silahım kalemim, beynim.Ben de bu suçlamaların üzerimdeki etkisini bilemiyorum ama kim olduğumu da unutmadım.Mesleğimi, kimliğinden bağımsız tüm insanları görünür kılma çabasıyla sürdürdüm. Takdir edersiniz ki yıllarımı verdiğim adli tıbba, iddianameyi yazan ve adli tıbbı bildiğini iddia eden savcıdan daha çok hakimim. Videodaki belirtiler üzerine yaptığım tıbbi değerlendirme bir ön tanıdır. Tanıya erişebilmek için de etkili ve bağımsız bir soruşturma ve belgeleme gerekmektedir. Neyse ki Milli Savunma Bakanlığı, Mecliste soruşturma yapacağını söyledi. Ama bağımsız mıydı? Hayır. Bir insan hakları savunucusu olarak ifade özgürlüğü ve toplumun haber alma hakkını savunma sorumluluğum vardır. Bir kamusal entelektüel olarak soru sorma, kamuya hakikat bildirme talebim bilim insanı sorumluluğunun yanı sıra yurttaş olmamın sorumluluğundandır. Hekimlik insana dair, insanlığa karşı suçların karşısında durmaktan, zeytinimize, arımıza sahip çıkmaya, savaşlardan iklim değişikliğine kadar her türden halk sağlığına zarar veren unsurun karşısında durmaktır. Nazım Hikmet’in de dediği gibi 'yaşamak ciddi iştir'.” 
Şebnem Korur Fincancı
39 notes · View notes
pazaryerigundem · 3 months
Text
Kocaeli'nde özel çocuklardan özel marifet
https://pazaryerigundem.com/haber/178492/kocaelinde-ozel-cocuklardan-ozel-marifet/
Kocaeli'nde özel çocuklardan özel marifet
Tumblr media
Kocaeli Büyükşehir’in desteği ile kurulan Buğday Tanesi’nde, sebze ve aromatik bitki yetiştiren özel öğrenciler doğayla iç içe eğitim alıyor
KOCAELİ (İGFA) – Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Gölcük Down Sendromlular Derneği iş birliğiyle Gölcük Nüzhetiye Mahallesi’nde özel öğrencilerin rehabilitasyonu için kurulan Buğday Tanesi Engelsiz Sosyal Yaşam ve Eğitim Köyü’nde özel bireyler, diktikleri aromatik bitkilerin hasadını yaptı. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştıracak, onların sosyal hayata ve gündelik yaşama katılımını sağlayacak projeler üreterek, mutluluklarına ve sevinçlerine ortak oluyor. Bu doğrultuda Büyükşehir’in desteğiyle Gölcük Down Sendromlular Derneği iş birliğinde, Gölcük Nüzhetiye Mahallesi’ndeki Buğday Tanesi Engelsiz Sosyal Yaşam ve Eğitim Köyü kuruldu. Özel bireyler, Tıbbı Aromatik Bitkiler Projesi (TABİP) kapsamında, yaklaşık 7-8 ay önce 2 dönüm alanda toprakla buluşturdukları biberiye, kekik ve melisa (oğul otu) fidelerinin hasadını gerçekleştirdi. Hasat törenine Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanı Numan Balaban, Gölcük Belediye Başkan Yardımcısı İbrahim Uzuner, Gölcük Down Sendromlular Dernek Başkanı Belgin Abanoz, Nüzhetiye Mahalle Muhtarı Mehmet Sertoğlu, özel bireyler ve aileleri katıldı.
ÖZEL BİREYLER TOPRAKLA VE DOĞAYLA İÇ İÇE
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Dairesi Tarımsal Hizmetler Şube Müdürlüğünce yürütülen proje doğrultusunda, köyde oluşturulan arazide aromatik bitkiler yetiştiren özel öğrencilere, doğayla iç içe eğitim imkanı sunuluyor. Büyükşehir Belediyesi ziraat mühendislerince öğrencilere tarlada uygulamalı olarak aromatik bitki yetiştiriciliği öğretildi. Yaklaşık 7-8 ay önce diktikleri fidelerin hasadını yapan özel bireyler, daha sonra biber, domates, taze fasulye sebzelerinin fidelerini dikti. Ayrıca Büyükşehir’in kurduğu modern serada ise sebze yetiştiriyor. Program sonunda düzenlenen eğlencede güzel bir gün geçiren özel bireyler, desteklerinden dolayı Başkan Büyükakın’a teşekkür etti.
Tumblr media
HAYATA TUTUNMALARI SAĞLANIYOR
Buğday Tanesi Engelsiz Sosyal Yaşam ve Eğitim Merkezi Köyü’nde down sendromlu ve zihinsel engelli bireylere yönelik günlük yaşam becerileri, yemek yapabilme, çamaşır katlayabilme, ütü yapabilme, öz bakım, müzik, halk oyunları gibi daha pek çok konuda eğitim verilerek hayata tutunmaları sağlanıyor. Büyükşehir Belediyesinin işbirliği ile açılan Gölcük Nüzhetiye Mahallesinde (Döşeme Köyü) bulunan 120 öğrenci kapasitesine sahip merkezde kütüphane, dinlenme alanı, 2 grup eğitim sınıfı, 1 uygulama evi, 6 bireysel eğitim sınıfı, sera ve aromatik bitkilerin ekimine uygun halen getirilen 2 dönüm bahçe yer alıyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanı Numan Balaban, etkinlikte özel bireylere, Başkan Tahir Büyükakın’ın selamlarını ileterek, Büyükşehir olarak her zaman yanlarında olduklarını belirtti.
“BAŞKANIMIZA BİZE GÜVENDİĞİ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Gölcük Down Sendromlular Dernek Başkanı Belgin Abanoz, Buğday Tanesi Engelsiz Sosyal Yaşam ve Eğitim Merkezi Köyü’nün, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle kurulduğunu belirterek, burada hem eğitim hem sosyal hayat hem tarım hem spor hem de buğday değirmeninde mısır unu ve yapımı ve birçok değerler eğitimi dersleri yapıldığını söyledi.  Çocukların tüm gün eğitim görecekleri alanın son derece güvenli ve sağlıklı olduğunu ifade eden Abanoz, “Uzman eğitim kadromuzla beraber çocuklarımıza burada hizmet veriyoruz. Yaklaşık 7-8 ay önce dikimini yaptığımız kekik, melisa ve biberiyelerin hasadını yaptık. Fasulye ve mısır ekimimiz gerçekleştirdik. Bizlere inanarak destek veren Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Büyükakın’a ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
“ÇOCUKLARIN ÖZGÜVENİ ARTTI”
Down sendromlu, zihinsel engelli ve otizimli gençlerin uygulamalı eğitim aldığı köyün halka açık olduğunu dile getiren Abanoz, “Herkes gelip burada çocuklarla beraber bahçede, tarlada çalışabilir, Ekim ve hasat yapabilir. Biz çocuklarımızı toplumla kaynaştırmaya, sosyal hayatın içinde tutmaya çalışıyoruz.  Toprakla ve doğayla içi çe olmak çocukların rehabilitasyonu açısından çok faydalı oluyor. Onların özgüvenini artırıyor. Toprak şifadır, onların negatif enerjilerini çekiyor. Çok faydalı oluyor.” Değerlendirmesinde bulundu.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
birpaylass · 4 years
Text
Dudak Dolgusu Nasıl Yapılır
BirPaylaş Paylaşım Platformu https://birpaylas.com/dudak-dolgusu-nasil-yapilir.html
Dudak Dolgusu Nasıl Yapılır
Tumblr media
Dudak Dolgusu Nasıl Yapılır
Merhaba sevgili kadın okuyucularımız. Bugün sizlere çok merak edilen Dudak Dolgusu Nasıl Yapılır. Dudak Dolgusu yapmadan önce dikkat edilmesi gereken şeyleri, Dudak dolgusu nekadar sürede yapılır. Sorularına cevablar bulmaya çalışıcaz.
Reklam ( Dudak Dolgusu Ne Kadar Sürer )
Nabız Nedir?
Uyku Hafıza ve Ruh 
Kanser ve Hormon Dengesi
Papatya Faydaları
Kahve ve Çaya Dikkat
Vucudumuzu Tanıyalım
Suyun Önemi
Güncel yaşamın sitresi sıkıntıları kadınların kendilerine bakım yapmayı zorlaştıran unsurlardan sadece birtanesi. Son haftalarda haberlerde çıkan Dudak dolgusu mağdurları çıktıkça, uyarıları vermekte geç kaldığımızı düşünüyorum. Merdiven altı halk tabiriyle işi bilmeyen kendini doktor veya bilir kişi olarak tanıtan, aslında işi hiç bilmeyen veyahut birkaç kez yapmış kişilerce ciddi derecede mağdur, olan kadın sayısı çoğalmaya başladı. Öncelikle yan etkilerini yazmakla başlayalım.
Dudak Dolgusu Yan Etkileri Nelerdir?
Alt ve Üst dudak işlemlerinde gözle görülür Hacim artışı hissedilir.
Öncelikle Dolgu yapılan yüzeyde kendiliğinden geçicek şekilde kızarıklık, şişmeler meydana gelicektir. Çok abartılı olmıycak şekilde hafif şişkinlik ve kızartı.
En önemli etkisi Bilir kişi Uzman doktorlar tarafından yapılıcağından emin olmanızdır. Estetik ameliyat gerektirmeyen işlem gibi gözüksede, Tıbbı bir işlem olduğunu aklınızdan çıkarmayın aslında, yan sanayi ürünler sıvıların çiltte çok ciddi hasarlar bırakıcağını unutmayın. Geri dönüşü olmayan yola girdiğinizde iş işten geçicektir.
Dolgu’yu Nekadar Sürede Yaptırabilirim?
Yapılan Dudak dolgusu istenilen bölgeye uygulama yapıldığı kadar, değişkenlik göstermektedir. Uzmanlara göre cerrahi uygulamadan haricen, tamamen farklı malzeme dolgusu kullanıldıgından. İnsan vucudu hyalüronik asitin emilmesi zaman içerisinde değişkenlik göstererek 12 ile 14 ay arasında Hekimlerin uyarılarına dikkat edilerek yapılabilir.
!! Dikkat !!
Aklınızdan çıkarmayacağınız tek şey Uygun sıvı kullanılması ve en önemlisi ise başarılı Uzman estetik doktorlarına yaptırmanız. Yanlışlar geçirilmiş bir kazadan sonra geri dönüşü olmayacak, kadar geç kalınmış olabilir.
0 notes
fisiltihaberleri · 7 months
Text
Tumblr media
Geleneksel Çin tıbbı, 200 ülkede kullanılıyor Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı (ÇHSDK) 14. Ulusal Komitesi 2. Toplantısı’na katılan Çin Tıbbı Akademisi’ne bağlı Xiyuan Hastanesi’nin Dalak ve Mide Hastalıkları Enstitüsü Başkanı Tang Xudong, Çin tıbbının dünya çapında yaklaşık 200 ülke ve bölgeye yayıldığını belirtti. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/geleneksel-cin-tibbi-200-ulkede-kullaniliyor-10485.html
#çin #russia #dubai #özbekistan #bulgaria #azerbaycan #türkmenistan #ukraine #mısır #istanbul #türkiye #paris #iran #yunanistan #italya #moskova #milano #baku #cezayir #ürdün #tunus #japan #libya #suriye #ırak #fas #lubnan #style #fashion #polonya
0 notes
trakyadans · 7 years
Text
Peter Dimkov
Народният лечител Петър Димков, известен и само с името ЛЕЧИТЕЛЯТ, завинаги ще остане в сърцата на хората, потърсили помощта му и намерили изцеление от неговата ръка.ПЕТЪР ДИМКОВ е роден на 19 декември 1886 г. в София, в семейството на свещеника Иван Димков. Началното си образование получава в столичното училище “Денкоглу”. През 1899 г. заминава в Петербург – Русия, където завършва военно…
View On WordPress
0 notes
dogadanmucizeler · 3 years
Photo
Tumblr media
Corona'dan korunmak! Hazırlayan: Eczacı S. HADJİEVA Kaynak: Bulgaristan Halk Tıbbı Kitabından alınmıştır. Büyük Halk Tıbbı Ustası Bulgar Petar DİMKOV tarafından 75 yıl boyunca araştırılmış ve uygulanmıştır. 1975’lerde Bulgaristan’da kitap basılmıştır. http://dogadanmucizeler.com/2020/10/15/coronadan-korunmak/ https://www.instagram.com/p/CYykUWBNv1l/?utm_medium=tumblr
0 notes
aksaminsefasi · 3 years
Text
Tıpta İstişare
Doğrusu bugüne kadar hemen hiç kullanmadığım bir kelime ile ilgili yazı yazmak isteği biraz da kelimenin farklı dillerdeki karşılıklarından birinin “TIP” la çok ilgili olması nedeniyle oldu. Arapça’ dan dilimize girmiş olan “istişare”, “yol gösteren” anlamına gelen “şara” sözcüğünden türemiş olup, Türk Dili Kurumu sözlüğünde anlamı “ danışma” olarak geçiyor. “İstişare etmek” ise “danışmak” olarak anlamlandırılmış. Buradan hareketle “istişare eden” “danışan”, “istişare edilinen”, “danışılan” kelimelerini de türetmek mümkün. Bu türetmelerden görüldüğü gibi “istişare” en az iki kişi arasında olmakta, danışılan kişi danışana yol göstermektedir.
“İstişare” nin “TIP” ile ilgisi Fransızca “consultation” dan okunduğu şekliyle dilimize girmiş olan  “konsültasyon” kelimesi ile eş anlamlı olmasıdır. Sözlük anlamı fikir alışverişinde bulunma, danışma ve istişare olan “konsültasyon” bir doktorun kendi branşı dışında teşhis etmekte zorlandığı hastalıklar için konunun uzmanı hekimlere danışması, yardım almasıdır. Örneğin şeker hastalığı olan bir hastayı takip ve tedavi eden bir iç hastalıkları veya endokrin hastalıkları uzmanının; şeker hastalığında sıkça görülen göz problemini göz hastalıkları uzmanına, sinir sistemi ile problemleri nöroloji uzmanına danışması; ya da safra taşı  ve şeker hastalığı olan hastayı ameliyat edecek olan genel cerrahın hastanın şekerinin düzenlenmesi için iç hastalıkları ya da endokrin uzmanına danışması gibi.
Altı yıllık Tıp Fakültesi eğitimini tamamlayıp mezun olan doktor “pratisyen” doktordur. Tıp konusunda vücudun anatomisi, fizyolojisi, koruyucu hekimlik ilkeleri, tanı yöntemleri, genel tedavi prensipleri konusunda bilgiyle donatılmış olarak okulu bitirir. Canlıların en karmaşık ve çoklu organ sistemine sahip olan insanlığın bir o kadar da çok hastalığı ve bunlardan korunma ve tanı yöntemleri,  tedavi prensipleri vardır. İşte bu karmaşıklığın çözümü tıpta uzmanlaşma ile sağlanmaya çalışılmıştır. Günümüzde halk sağlığı, aile hekimliği, acil tıp, spor hekimliği, iç hastalıkları, genel cerrahi, çocuk hastalıkları ve sağlığı, kadın hastalıkları ve doğum, enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji, göz hastalıkları, kulak burun boğaz hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları ve cerrahisi, göğüs hastalıkları ve cerrahisi, cilt hastalıkları (dermatoloji), fizik tedavi ve rehabilitasyon, nöroloji, beyin cerrahisi, psikiyatri, ortopedi ve travmatoloji, radyoloji, biyokimya, mikrobiyoloji gibi çok sayıda ana dal ve gastroenteroloji, endokrinoloji, hematoloji, onkoloji, gastroenteroloji cerrahisi, çocuk cerrahisi, radyasyon onkolojisi, gibi yan dallarda uzmanlık eğitimi veren yan dal uzmanlık alanı mevcuttur. Doğaldır ki bu kadar geniş alanda hizmet veren bir bilim dalında Tıp Fakültesi’nden yeni mezun olmuş bir pratisyen doktorun bilgisi genel bilgiler ile sınırlı olacaktır. Daha detaylı bilgi;  süresi branşlara göre 3-5 yıl arasında değişen uzmanlık eğitimi ile elde edilir. Bu eğitim boyunca pratisyen doktorun unvanı “uzmanlık öğrencisi” veya “asistan” olur. Uzmanlık eğitimini tamamlayıp tezini yazan ve uzmanlık sınavını başaran uzmanlık öğrencisi veya asistan, iç hastalıkları uzmanı (dahiliye uzmanı veya dahiliyeci), genel cerrah, kardiyolog, radyolog, nörolog, psikiyatrist, gastroenterolog, endokrinolog, hematolog, onkolog gibi eğitim gördüğü uzmanlık alanının uzmanlık unvanı ile anılmaya hak kazanır. Tıpta konsültasyon ancak yukarıda bir kısmının isminden bahsedilmiş olan uzmanlık alanlarından birinde uzmanlık eğitimini tamamlamış olan “uzman doktor” ile yapılır. Bazen de hastanın durumu daha karmaşık olup birden fazla doktor aynı anda konsültasyon yaparak hasta için en doğru tanı ve tedavinin yapılması (hastalığın yönetimi) sağlanır. Bazı  hastalıklar ve branşlarda ise hasta için en uygun hastalık yönetimi birkaç doktorun ortak kararı ile alınması gerekir ki bu da bir tür “danışma kurulu” olan “tıbbı konsey” lerin ortak kararı ile elde edilir. Örneğin karaciğer kanseri (hepatosellüler kanser) olan bir hastada hastalığın yönetiminin nasıl yapılacağı içinde gastroenterolog, hepatolog, karaciğer nakli yapabilen genel cerrahi veya gastroenteroloji cerrahisi uzmanı, girişimsel radyolog ve onkolog tan oluşan “hepatosellüler kanser konseyi” ile kararlaştırılır. Yine birçok kalp hastasında hastal��ğın  ilaçla mı, anjiografik yöntemlerle mi yoksa ameliyatla mı tedavi edileceği “kardiyoloji ve kardiyovasküler cerrahi konseyi”nde karara bağlanır. Bütün bu danışarak karar almanın (istişare etmenin, konsültasyon yapmanın) amacı hastaya en az zarar vererek en fazla yararı sağlamaktır.
Kuşkusuz kullandığımız her kelimenin öz dilimiz olan “Türkçe” olması hepimizin arzusudur. Karamanoğlu Mehmed Bey‘in 13 Mayıs 1277’de “Bugünden sonra hiç kimse divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil konuşmayacak” fermanı ile güzel Türkçe’miz “devlet dili” ilân edilmiştir. Ancak zaman içinde dünya üzerindeki bütün dillerde olduğu gibi Türkçeye de birçok dilden girmiş, örneğin “konsültasyon” gibi bazı kelimeler  o kadar benimsenmiş ve kanıksanmış ki bunları Türkçe karşılığı ile veya başka bir kelime ile değiştirmenin pratik bir yararı yoktur. Bu nedenle tıpta yıllardır kullanılan “konsültasyon” kelimesinin “danışma” ile değiştirilmesi çok olası görünmediği gibi “istişare” kelimesi de tutkunları tarafından kullanılmaya devam edecektir.
0 notes
harikablogbu · 3 years
Text
Bahcesehir Veteriner Tavsiye 89
Veteriner ne iş yapar?
📷
Tek Sağlık DNA'mızda var. Dünyanın nasıl değiştiğine ve bunun hayvanlar, insanlar ve çevre üzerindeki etkisine bağlıyız. bahçeşehir acil veteriner Araştırma Programları, küresel ölçekte hayvan ve insan sağlığını etkileyen gerçek dünya sorunlarını çözmeyi amaçlamaktadır.
Breadcrumb Ana Sayfa RUSVM Blog Hakkında Veteriner Hekimler Ne Yapar? Veterinerler Ne Yapar? 22 Tem 2020 Veteriner Hekimliği Doktoru Share facebook twitter linkedin email Elbette, veterinerler hasta evcil hayvanlarımıza bakıyor, ancak bu, talep gören bu alandaki geniş (ve büyüyen) çeşitli kariyer yollarından sadece biri. Hayvanlara karşı her zaman bir sevginiz vardı. Onlara bakım sağlamaya, en sağlıklı hayatlarını yaşamalarına yardımcı olmaya çekiliyorsunuz. Ancak bu ilgiyi bir kariyere dönüştürmeye hazır olup olmadığınızı nasıl anlarsınız? Son zamanlarda veteriner hekimliği alanında kariyer yapma fikri aklınızdan geçtiyse, iyi bir arkadaşsınız ve harika bir zamanlamanız var.
Bahçeşehir en yakın veteriner tıbbı çeşitli bir alandır ve büyüyen bir alandır: ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu'na göre, veteriner hekimlerin istihdamının 2018'den 2028'e kadar %18 artması bekleniyor - bu süre boyunca tüm meslekler için öngörülen büyüme oranının üç katından fazla. Yine de, birçok insan veteriner hekimlerin ne yaptığını düşündüğünde, tek referans çerçeveleri, evcil hayvanlarını bakım için yerel bir hayvan kliniğine götürdüklerinde gördükleri veya deneyimledikleri şeydir. Veterinerlik mesleğinin gerçekliği, özel muayenehane kliniklerinden halk sağlığı araştırma kuruluşlarına, biyofarmasötik firmalarına ve topluluk hayvan barınaklarına kadar çok çeşitli ortamlarda bulunan lisanslı veteriner hekimler için kariyer fırsatları ile çok daha geniştir.
Ayrıca, veteriner hekimler için uzmanlıklar neredeyse beşeri tıptaki kadar geniş kapsamlıdır. Küçük hayvan bahçeşehir nöbetçi veteriner cerrahisi doçenti ve yardımcı doçent Dr. Ryan Cavanaugh, “Genel halkın çoğu, bizi sadece temel düzeyde hayvanlarla ilgilendiğimizi düşünüyor ve tıbbımızın ne kadar gelişmiş olduğunun farkında değiller” diyor. Kitts'teki Ross Üniversitesi Veterinerlik Okulu'nda klinik yerleştirme için dekan. Peki, bir veteriner ne yapar ve günümüzde veterinerlik alanında bir kariyer sizi nereye götürebilir? Temel bilgiler—veterinerler ne yapar Veterinerler, hayvanlara sağlık hizmeti sağlama konusunda doktora çalışmalarını tamamlamış tıp uzmanlarıdır.
Veteriner hekimlerin sağlayabileceği hizmet yelpazesi, sağlık ve zindelik değerlendirmeleri ve değerlendirmeleri, koruyucu tıp (aşılar dahil), ilaç reçetesi, cerrahi hizmetler, rehabilitasyon ve palyatif bakım dahil olmak üzere insan doktorlarının sağladığı hizmetleri kapsar. Veteriner hekimler ayrıca bahçeşehir veteriner hayvan popülasyonu kontrol hizmetleri (örneğin, köpekler ve kediler için kısırlaştırma/kısırlaştırma ameliyatı) sağlayabilir ve özellikle insan sağlığı tehditleriyle ilgili olduklarından, hayvan sağlığı tehditleri konusunda halk sağlığı yetkililerine danışmanlık hizmeti verebilirler.
Veteriner hekimlerin uzmanlığı, örneğin yerel bir hayvan popülasyonunda bir hastalık salgını tespit edildiğinde halk sağlığı politikasını bilgilendirmeye yardımcı olabilir. Veterinerler, bir hastalığın hayvanlar arasında veya hayvanlarla insanlar arasında ne kadar kolay bulaştığına dair önemli bir bakış açısı sağlayabilir. Bir çiftlikte büyüdüyseniz, “Veteriner ne iş yapar?” Ev evcil hayvanlarının (refakatçi hayvanların) baskın olduğu bir kentsel veya banliyö bölgesinde büyüdüğünüzden oldukça farklı olabilir. Bir hayvan çiftliği veya çiftliğinde veteriner hekimler, gıda kaynağı olarak yetiştirilen hayvan popülasyonları için değerlendirme ve bakım sağlar. Bir at çiftliği için, at veterinerleri, yarış, etkinlik veya at tedavisi için yetiştirilen atların sağlık bakımının yönetilmesine yardımcı olur.
Büyük tarım şirketleri veya devlet kurumları (örneğin, ABD Tarım Bakanlığı) için çalışan veteriner hekimler, gıda tedarikinin güvenliğini sağlamaya yardımcı olmak için gıda işleme tesisi denetimleri yapabilir. Ve veteriner hekimlerin çoğu günlük işlerinde hayvanlarla uygulamalı uğraşırken, bazı veterinerler klinik bakım sağlamaya odaklanmayan kariyer yollarını seçiyor. Biyomedikal araştırmalarda, hayvanlar için yeni ilaçlar geliştirmede ve ayrıca evsiz, istismara uğramış veya ihmal edilmiş hayvanlar için hayvan barınaklarına öncülük etmek için yöneticilere ve topluluk sosyal yardım uzmanlarına ihtiyaç duyulan barınak tıbbı alanında bolca fırsat var.
VET OLMAK NE GEREKİR? Hayvan popülasyonunun türünden bağımsız olarak, bahçeşehir veteriner tavsiye için ortak ev hayvanları, egzotik hayvanlar, çiftlik hayvanları veya yaban hayatı ile çalışmayı isteyebilirsiniz, akredite bir veteriner okulunda Veterinerlik Doktoru (DVM) programını tamamlamanız gerekir. . Veterinerlik okuluna kabul oldukça rekabetçidir ve eğitimin seyri - tipik olarak 3,25 ila 4 yıl arası- titizdir. Veterinerlik okulları, güçlü bir akademik geçmişe ve lisans eğitimlerinde başarı kaydına ve GRE'lerinde yüksek puanlara sahip öğrencileri kabul etmeye çalışır. Veteriner okuluna başvuran adaylar ayrıca veterinerlik ortamında gönüllülük ve/veya ücretli iş yapma konusunda önemli deneyime sahip olmalı ve hayvan bakımı uzmanından tavsiye mektupları sunmalıdır.
0 notes
campplay · 3 years
Text
Aloe suyu ile popüler bir tarif. Gerçek bir şifa kaynağı!
Aloe suyu ile popüler bir tarif. Gerçek bir şifa kaynağı!
Aloe vera bitkisi (azvay) en faydalı ve etkili şifalı bitkilerden biridir. İnsanlar bu bitkinin faydalarını çağımızdan önce biliyorlardı ve çeşitli tıbbi amaçlar için kullanıyorlardı. Eski Doğu tıbbının kitaplarından birinde “ölümsüzlük tıbbı” için bir reçete bulundu. Bu tarifte aloe suyu da vardı. Aloe vera, halk hekimliğinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte, sadece halk tıbbı…
View On WordPress
0 notes
Text
Makine öğrenmesi yöntemleri kullanılarak toprağın şifalı bitkilere uygunluğunun haritalandırılması
Makine öğrenmesi yöntemleri kullanılarak toprağın şifalı bitkilere uygunluğunun haritalandırılması
#AşırıHasat, #BitkiBiyokütlesi, #BitkiGenotipleri, #BiyolojikÇeşitlilik, #CBSAraçları, #Çeşitlilik, #CoğrafiBilgiSistemleri, #EkosistemHizmetleri, #FenotipikÖzellikler, #GelenekselTıp, #GMPGIS, #GübrelemeOranı, #HabitatKaybı, #HasatSüresi, #IklimDeğişikliği, #IlaçKeşfi, #JeoUzaysalVeriler, #KoropletHaritası, #KuantumCoğrafiBilgiSistemi, #MakineÖğrenimi, #MekansalAnaliz, #Metabolitler, #NesliTükenmekteOlanBitkiler, #QGIS, #ŞifalıBitkiBüyümesi, #ŞifalıBitkiDağılımı, #ŞifalıBitkiler, #SulamaProgramı, #SürdürülebilirYönetim, #Sürdürülebilirlik, #TıbbiBitkilerinKorunması, #ToprakUygunluğuHaritalandırması, #UzaktanAlgılama, #VeriAnalizi, #VeriMadenciliği, #Verimlilik https://is.gd/VEi5H5 https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/makaleler/makine-ogrenmesi-yontemleri-kullanilarak-topragin-sifali-bitkilere-uygunlugunun-haritalandirilmasi/
Makine öğrenmesi yöntemleri kullanılarak toprağın şifalı bitkilere uygunluğunun haritalandırılması ile ilgili makaleyi ilgisini çekecek akademik çalışma meraklıları için çevrildi.
Tıbbi bitkilerin yetersiz korunması verimliliklerini etkileyebilir. Geleneksel değerlendirmeler ve stratejiler genellikle zaman alıcıdır ve hatalarla bağlantılıdır. Bitkilerin kullanımı yüzyıllardır geleneksel tıp sisteminin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Ancak iklim değişikliği, aşırı hasat ve habitat kaybı nedeniyle sürdürülebilirliği ve korunması kritik önem taşıyor. Çalışma, makine öğrenimi algoritmalarının, haritalama ve mekansal analiz için güçlü bir araç olan coğrafi bilgi sistemlerinin (GIS) ve toprak bilgilerinin, gerçek öngörü için hızlı karar verme yaklaşımına nasıl katkıda bulunabileceğini ve belirli bölgelerdeki hassas şifalı bitkilerin verimliliğini nasıl artırabileceğini ortaya koyuyor ilaç keşfini teşvik etmek.
Toprak, şifalı bitkiler ve CBS bilgileri üzerinde makine öğrenimi ve veri madenciliği tekniklerine dayanan veri analizi, bitkilerin büyümesini besleyecek bir harita üzerinde hızlı ve etkili sonuçları tahmin edebilir. Çalışma, kuantum coğrafi bilgi sistemi aracını kullanarak yeni bir veri kümesinin oluşturulmasını içeriyor ve ekstra ağaç sınıflandırıcı (EXTC), rastgele orman, torbalama sınıflandırıcı, aşırı gradyan artırma ve k en yakın komşu gibi farklı denetlenen algoritmalar uygulayarak savunmasız bitkileri tavsiye ediyor.
EXTC kullanılarak kullanıcıya iki benzersiz yaklaşım önerilmektedir; birincisi, belirli bir alt bölge türü için uygun toprak sınıfları, ikinci olarak kullanıcı tarafından toprak türü için ilgili alt bölge etiketleri ortaya çıkarılmakta ve son olarak potansiyel şifalı bitkiler ve bunların korunma durumları ortaya konulmaktadır. sınıflandırılmış toprak/alt bölge için koroplet haritası kullanılarak görselleştirilmiştir.
Araştırma, EXTC’nin sırasıyla %99,01 ve %98,76 doğruluk oranıyla diğer modellerle karşılaştırıldığında hem toprak hem de alt bölge sınıflandırmalarında olağanüstü performans sergilediği sonucuna varıyor. Yaklaşım, haritalar aracılığıyla toprak mevcudiyetine veya belirli bölgelere dayalı olarak şifalı bitkileri korumakla ilgilenen genel halk, biyoloji bilimi araştırmacıları ve korumacılar için kapsamlı ve hızlı bir referans olarak hizmet etmeye odaklanıyor.
Nesli tükenmekte olan şifalı bitkiler, aşırı hasat, habitat kaybı, iklim değişikliği, istilacı türler, hastalıklar ve zararlılar gibi birçok faktör nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ayurveda, Siddha, Unani ve Tibet tıbbı gibi geleneksel Hint tıbbı sistemlerinde köklü olan bu bitkiler, hem geleneksel hem de modern farmasötiklerde büyük değere sahiptir. Önemli sağlık yararları sağlıyorlar ve onlara bağımlı olan milyonlarca insana gelir fırsatları sunuyorlar. Bu tür nesli tükenmekte olan bitkilerin örnekleri arasında Saussaurea lappa (Kuth), Picorrhiza kurroa (Kutki), Ginkgo biloba (Kız kılı ağacı), Swertia chirata (Chirayata), Gymnema sylvestre (Gurmar), Tinospora cordifolia (Giloy), Salaca oblonga (Salak), Holostemma yer alır. (Jivanti), Celastrus panikulata (Malkangni), Oroxylum indicum (Shyonaka), Glycyrrhiza glabra (Meyankökü), Tylophora indica (Antamul), Bacopa monnieri (Brahmi) ve Rauwolfia serpentina (Sarpagandha). Bu bitkiler, anti-inflamatuar, anti-diyabetik, anti-mikrobiyal, anti-kanser, nöroprotektif, hepatoprotektif ve immünomodülatör etkiler arasında değişen çeşitli tıbbi özelliklere sahiptir. Ek olarak, Snakeroot’tan reserpin ve Himalaya Porsukağacından paklitaksel gibi farmasötiklerde kullanılan değerli bileşik kaynakları olarak da hizmet ederler . Ayrıca, bu bitkilerden birkaçı, Jatamansi yağı ve Red Sanders ahşabı 1 gibi aromatik veya kereste nitelikleri nedeniyle takdir edilmektedir .
Bu bitkilerin toplanması ağırlıklı olarak vahşi doğada, özellikle de sert koşullara dayandıkları ve yavaş yenilenme oranları sergiledikleri Himalayaların dağlık bölgelerinde meydana gelir. Son yıllarda doğal ve bitkisel ürünlerin popülaritesinin artması nedeniyle iç ve dış pazarda bu bitkilere olan talep artmıştır. Sonuç olarak, sürdürülemez hasat uygulamaları ve aşırı kullanım, bu bitkilerin doğal ortamlarında hayatta kalmalarına ciddi tehditler oluşturmaktadır. IUCN (Uluslararası Doğayı Koruma Birliği) ve TRAFFIC (Birleşik Krallık’ta kayıtlı sivil toplum kuruluşu) 2 tarafından hazırlanan yakın tarihli bir rapora göre Hindistan, Asya’da doğadan toplanan bitki ilacı endüstrisi için bir merkez konumundadır. Bununla birlikte, iç ve dış ilaç pazarlarının taleplerini karşılamak için aşırı toplama nedeniyle bazı hayati türlerde kayda değer düşüşler yaşanmıştır.
Bu bitkileri hedef alan koruma çabaları3 , tıbbi özelliklerine bağlı olarak milyonlarca kişinin refahı ve geçimi için büyük önem taşıyor. Ayrıca bu bitkilerin korunması biyolojik çeşitliliğin korunması ve ekosistem hizmetlerinin sürdürülmesi açısından hayati öneme sahiptir. Bununla birlikte, türlerin durumu ve dağılımına ilişkin yetersiz veri, yetersiz yasal ve politika çerçeveleri, mevcut düzenlemelerin optimal düzeyde uygulanmaması ve icrası, yerel topluluklar ve paydaşlar arasında yetersiz katılım ve farkındalık, sınırlı fon ve teknik destek gibi çeşitli zorluklar etkili koruma girişimlerini engellemektedir. ve arazi kullanımında çatışan çıkarlar. Bu nedenle, devlet kurumları, araştırma kurumları, koruma kuruluşları, endüstri birlikleri, tüccarlar, koleksiyoncular, şifacılar, tüketiciler ve medya gibi çeşitli paydaşlar arasındaki acil işbirliği eylemleri, bu bitkilerin sürdürülebilir yönetimini ve kullanımını sağlamalıdır.
Makine öğrenimi (ML), şifalı bitkilerin çeşitli parametrelerde büyümesine aktif olarak katkıda bulunur. Çok azı bitki biyokütlesi ve metabolitlerinin verimini, kalitesini ve çeşitliliğini artırma sürecindedir. Genetik, çevre ve biyotikler de dahil olmak üzere birçok faktör şifalı bitkilerin büyümesini etkiler. ML teknikleri yukarıdaki faktörlerin analiz edilmesine ve şifalı bitkilere yönelik yetiştirme koşullarının ve uygulamalarının optimize edilmesine yardımcı olabilir. Örneğin ML, fenotipik ve fizyolojik özelliklerine göre tıbbi bitkiler için en uygun hasat süresini, sulama programını, gübreleme oranını, haşere kontrol stratejisini ve hasat sonrası işlemleri tahmin etme yeteneğine sahiptir4 . ML algoritmaları, genetik ve moleküler belirteçlere dayalı olarak çeşitli iklim bölgeleri ve toprak türleri için optimum bitki türlerini veya genotiplerini belirleyebilir. Sistematik bir inceleme, farklı ML tekniklerinin birinci sınıf mahsullerdeki özellikleri nasıl seçebildiğini ortaya koyuyor 5 . Ayrıca dijital görüntüleri kullanarak şifalı bitkileri yapraklarının renk, damar, şekil gibi özelliklerine göre kategorize edebiliyor. Derin öğrenme kavramlarının uygulanması Hindistan’ın şifalı bitkilerini tanımayı oldukça destekler 6 . Kışlık buğday ve sarımsak gibi mahsuller , çok kaynaklı uzaktan algılama bilgilerine dayanarak tanımlanır7 .
Kuantum Coğrafi Bilgi Sistemi (QGIS) gibi CBS (Coğrafi Bilgi Sistemi) araçlarıyla birleştirilmiş makine öğrenimi teknikleri, coğrafi verileri ve toprak türlerini dikkate alarak belirli bölgelerde şifalı bitkilerin büyümesine büyük ölçüde yardımcı olabilir 8 . Jeo-uzaysal veriler, belirli bir alandaki farklı değişkenler arasındaki mekansal kalıpların ve ilişkilerin anlaşılmasında, belirli şifalı bitkilerin yetiştirilmesi için uygun bölgelerin belirlenmesinde ve hedeflenen yönetim stratejilerinin uygulanmasında önemli bir rol oynar9 . CBS aracı, coğrafi verilerin düzenlenmesi, analiz edilmesi ve görselleştirilmesi için sağlam bir çerçeve sağlar. Bilim adamları, açık kaynaklı bir araç olan QGIS’in, çeşitli veri türlerinin entegre edilmesine ve görselleştirilmesine olanak sağladığını ortaya koyuyor. QGIS’te şekil dosyalarını kullanarak katmanlar ekleyerek, araştırmacılar birden fazla veri kümesini kolaylıkla birleştirebilir ve şifalı bitkilerin 10 dağılımına ilişkin mekansal analiz gerçekleştirebilir . Araştırmacılar 11 ekolojik olarak uygun bölgelerin çevresel bilgilerini analiz etmek ve böylece şifalı bitkilerin korunmasına ve tanıtılmasına rehberlik etmek için bir GMPGIS (Küresel Tıbbi Bitki Coğrafi Bilgi Sistemi) geliştirmeyi tartışıyorlar.
Şifalı bitkilerin bilgisi, potansiyel kullanımları ve sessizce yok olmaları halk tarafından değil yerli kullanıcılar tarafından bilinmektedir. İlaçlar yoluyla dolaylı kimyasalların tüketiminden kaçınarak yan etkilere neden olan sağlıklı bir bitkisel yaşam sürdürebilmek için bu eksikliğin giderilmesi çok önemlidir. Ancak en iyi yaklaşım, bitkilerden elde edilen uygun maliyetli ilaçlara güvenmektir. Çalışma, potansiyel şifalı bitkileri (savunmasız şifalı bitkiler) toprak türü ve ilgi bölgesi bilgisiyle tanımlayarak büyümelerini artıracak bir çözümü hedeflemeye odaklandı. Her şifalı bitkinin bulunduğu toprak türü ve uygun bölge, şifalı bitkilerin tüm tıbbi özelliklerini koruyarak yüksek kalitede yetiştirilmesi için çok önemlidir. Yukarıdaki faktörlerin kapsamlı bir şekilde anlaşılması, büyümenin arttırılmasında hayati bir rol oynar. Araştırma, toprağın dokusal türleri ile tıbbi bitkilerin dağılımı arasındaki ilişkiyi anlamak için güçlü bir yaklaşım olarak makine öğrenimi algoritmaları, QGIS gibi CBS araçları, coğrafi veriler ve toprak bilgilerini içeren yeni bir kombinasyon önermektedir. Paydaşlar, bu teknikleri kullanarak şifalı bitkilerin yetiştirilmesi ve yönetimi konusunda kolay kararlar alabilir, sonuçta sürdürülebilir uygulamaları ve tedavi edici bitki kaynaklarının korunmasını destekleyebilirler. Bu çalışma, şifalı bitkilerin, potansiyel kullanımları paydaşları tarafından bilinmeden önce sessizce ortadan kaybolması konusuna odaklanmak açısından çok önemlidir.
Mevcut araştırmanın motivasyonu, doğal çözümlerin ve sürdürülebilir uygulamaların son derece değerli olduğu bir çağda hassas bitkileri yetiştirmek için tavsiye prosedürünü optimize etme konusundaki otoriter ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır. Haritada ideal konuma sahip bitkilerin doğru şekilde tanınması için çok önemlidir. Bu nedenle, denetimli öğrenmeden, CBS’den ve toprak bazlı analizden yararlanmak, nesli tükenmekte olan tıbbi bitki örtüsünün sürdürülebilir kullanımı, hasadı ve yetiştirilmesinde devrim yaratma konusunda büyük bir potansiyele sahiptir.
Potansiyel üretim bölgelerini vurgulamak için toprak tipini ve CBS bilgilerini temel parametreler olarak kullanan bir bölgedeki hassas şifalı bitkilerin büyümesi için denetimli bir öğrenme (karar ağacı) algoritması kullanan bir öneri modelinin tasarımı için önerilen metodolojinin başlıca katkıları (1) Enlem, boylam, toprak türü ve bölge gibi nitelikleri çıkararak QGIS kullanarak belirli bir ilgi bölgesi (Karnataka, Hindistan’ın güney eyaleti) için 160.492 satırlık özel veri kümesinin oluşturulması. (2) Seçilen bir bölgenin (Hindistan) nesli tükenmekte olan şifalı bitkilerine odaklanan, korunma durumları, toprak tipi ve bölge adı gibi niteliklere sahip yeni bir özel veri tabanı oluşturun. (3) Tasarlanan yaklaşım, belirli bir bölgedeki belirli bir toprak türü için yerleri ve potansiyel tıbbi bitki türlerini tavsiye eder ve ayrıca belirli bir seçim b��lgesi için toprak türünü ve potansiyel tıbbi bitki türlerini önerir. (4) Tahmin edilen sonuçlar, paydaşlar arasındaki bilgiyi harita üzerinde görüntüleyerek geliştirmek için koroplet haritasını kullanan önerilen şifalı bitki(ler)i ortaya koymaktadır.
Makalenin organizasyonu şu şekildedir: İlgili çalışmalar bölümünde, farklı çalışmaların, çeşitli teknikler kullanılarak şifalı bitkilerin tanımlanmasına nasıl katkıda bulunduğu anlatılmaktadır. Metodoloji bölümü, hassas bitkileri haritalar üzerinde konumlandırarak önerilen sistemi tasarlamak ve geliştirmek için önerilen stratejiler hakkında kısa bilgiler vermektedir. Sonuçlar ve tartışma bölümü, karar ağacı tekniğinden ve CBS tabanlı modellerden elde edilen sonuçların ilgili bölge (Karnataka bölgesi) üzerinde doğrulanmasını açıklamaktadır. Önerilen sistem, etkinliğini ortaya koymak için ilgili diğer çalışmalarla karşılaştırılmıştır. Son olarak sonuç bölümü, önerilen yaklaşımın (nesli tükenmekte olan) şifalı bitkilerin büyümesi üzerindeki etkisini ve bunların dünya için önemini ortaya koymaktadır.
Hindistan dünyanın “Tıp Bahçesi” olarak bilinen bir ülkedir 12 . Hindistan, etnobotanik açıdan kayda değer 9.500 tür ve yerli sağlık uygulamaları ve modern tıp sistemi için tıbbi değeri olan 7.500 şifalı bitki türünden oluşan zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir 13 , 14 . Antik dönemden bu yana, Hint şifalı bitkileri Hindistan’ın geleneksel sağlık sistemi için ana hammadde kaynağı olmuş ve bu nedenle Hindistan’ın muazzam nüfusunun 15 geçimini sağlamıştır . Hindistan’da şifalı bitkileri korumak için yalnızca hassas bitkileri listeleyerek çeşitli yaklaşımlar benimsenmiştir. Araştırmacılar, bu şifalı bitkilerle ilgili ayrıntılara kolay erişim sağlamanın öneminin altını çiziyor; çünkü paydaşların bu bitkilerin büyümesini ve bilgilerini geliştirmesi çok önemli 16 . Tıbbi bitkilerin verimli şekilde yetiştirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması için farklı taktiklerin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Şifalı bitkilerin neslinin tükenmesi genel bitki türlerine göre daha yüksek oranda artıyor. Geleneksel yaklaşımın yorucu, verimsiz ve hataya açık olması nedeniyle bu şifalı bitkilerin uygun toprakta, bölgede ve diğer çevresel faktörlerde yeniden yetiştirilmesi bilgisi paydaşlar için kritik öneme sahiptir.
Küresel bir tıbbi bitki coğrafi bilgi sistemi (11) , hem toprak hem de iklim değişikliklerini dikkate alarak tıbbi bitkileri korumak ve tanıtmak için uygun bölgeler hakkındaki çeşitli bilgileri analiz eden küresel bitkilere ilişkin coğrafi bilgileri kullanır. Dünya çapında bitki yetiştirme potansiyeli yüksek bölgeleri sergilediler. Herhangi bir ilgi alanı için şekil dosyalarının (GIS katmanları) çıkarılması ve şifalı bitkiler ile rakım arasındaki korelasyonun çizilmesi yoluyla GIS verilerinin 17 kullanılması . CBS teknikleri, küresel öneme sahip şifalı bitkileri vurgulayarak kuzeybatı Ürdün bölgesi için tehdit altındaki bitki noktalarının ve olası koruma sıcak noktalarının tanınmasına yardımcı olur. CBS araçları, araştırma çalışmasını geliştirmek için farklı ilgi alanlarına genişletilebilir. Araştırmacılar18 , daha düşük bir maliyetle halk için COVID-19’u denetlemek amacıyla nutrasötik olarak hizmet edebilecek olası şifalı bitkilere ( Angelica keiskei, Ecklonia cava, Torreya nucifera ve çok daha fazlası) odaklandı. Çalışma, SARS-CoV 3CL’yi iyileştirmek için tıbbi bitki bileşiklerinin kullanımı ve bunların önleyici etkileri hakkında bilgi almak için Scopus, Web of Science, PubMed ve Google Scholar gibi birden fazla kaynaktan (arama motorları) elde edilen gerçeklerin derlenmesini sunuyor. Toplanan şifalı otlar geleneksel olarak hastalık (SARS-CoV) enfeksiyonunu hafifletmek için kullanılıyor ve bildirilen bileşikler SARS’a karşı anti-ilaçlar elde etmek için kullanılıyor. Bu doğrultuda güvenli kaynak olan bu tür şifalı bitkilerin bir an önce korunması ve bir ülkenin ekonomik ürünü olarak bol miktarda yetiştirilmesi gerekmektedir.
Araştırmacılar , doğadaki çeşitli türlerin korunmasını kontrol etmek için birkaç koruma telafisi ve farklı çerçevelerin avantajlarını önerdiler19 . Bitki türlerinin tanınmasında tercih edilen seçenek olarak şifalı bitkileri yaprak görüntülerinden tanımlamak için bir tanıma sistemi tasarlamak ve geliştirmek önemli ve devam eden bir araştırmadır 20 . Bilim adamları, bitki türlerini karmaşık arka planlara sahip yaprak görüntülerinden tanımlamak için verimli bir sistem tasarladılar 21 . Yaprak görüntülerini kullanarak bitki türlerini tanımlamak için hesaplama açısından verimli bir mimari önerildi22 . Çeşitli görüntü işleme ve makine öğrenme teknikleri kullanılarak, verilen giriş görüntüsünden birçok özellik türü otomatik olarak çıkarılabilir. Şifalı bitkilerin güçlü sınıflandırıcılar geliştirilerek sınıflandırılması, güvenilir ve etkili ML algoritmaları 23 kullanılarak türlerin gerçek zamanlı olarak tanınmasına yardımcı olur . İnceleme, yaprağın özelliklerini çıkarmak için kullanılan farklı görüntü işleme yaklaşımlarını ve bunların otomatik olarak tanınmasına yardımcı olan kamuya açık bitki yaprağı veritabanlarını sunmaktadır. Tıbbi bitkilerin sınıflandırılması ve korunmasına yönelik araştırma alanı belirgin bir şekilde devam etmektedir ve bunun geliştirilmesi için bir dizi fırsat mevcuttur. Bununla birlikte, otomatik bir sınıflandırma sistemi ve bitki konumunun haritalarda belirlenmesi, yerel nüfus için şifalı otların büyümesini artırmak için en uygun çözüm olacaktır.
Bangladeş’in Khulna bölgesi için toprak serilerinin tahmini ve belirli bir toprak için uygun ürün verimine ilişkin öneriler sunulmaktadır24 . Rastgele orman, kNN (k en yakın komşu) ve SVM (destek vektör makinesi) gibi benimsenen makine öğrenimi sınıflandırıcıları, toprak sınıflandırmasında daha iyi doğruluk gösterir. DVM modeli %94,95 doğruluk oranıyla diğer iki teknikten daha iyi performans gösterdi. Önerilen sistem, seçilen toprak etiketlerini sınıflandırmış ve birden fazla veri tabanını birleştirerek uygun mahsuller önermiş ve gelecekteki kapsam olarak farklı ilgi alanlarının dikkate alınmasını önermiştir.
Brezilya bölgesindeki tıbbi bitkileri sınıflandırmaya yönelik otomatik bir sistem, tıbbi bitkileri yaprak görüntülerinden tanımada iyi bir sınıflandırma doğruluğu sergilemek için karar ağacı algoritması ve rastgele orman tekniği 25 gibi denetlenen öğrenicileri benimsemiştir. Rastgele orman sınıflandırıcısı, bitkileri renk ve doku özellikleri gibi benzersiz özelliklerine göre tanımlamak için en yüksek doğruluk oranını ve düşük tahmin süresini gösterdi. Araştırmacılar26 , potansiyel büyüme bölgesinin tanınması için ideal bir çözüm sağlayan CBS ve uzaktan algılama verilerini birleştirerek Taxus baccata bitkisini kanser karşıtı yeteneklerle beslemenin önemini ortaya koydu . Bir çalışma27 , atığı taşıyan kamyon için en uygun rotayı vurgulayarak Güney Kore’deki atığı yönetmek için QGIS’i görsel analiz olarak kullanan bir yaklaşım önerdi. Önerilen yaklaşım, atık yönetimi operasyonlarının planlanması ve optimize edilmesinde daha iyi performans analizi gösterdi. Şifalı bitkilerin özel gereksinimlere sahip olması nedeniyle arazi veya toprak uygunluğu, şifalı bitkileri korumak için potansiyel büyüme noktalarının belirlenmesinde önemli bir rol oynar 28 , 29 .
Ankette, hassas bitkilerin korunması ve yetiştirilmesi konusunda geniş bir kapsamın olduğunun vurgulanması dikkat çekicidir. Quantum GIS tekniği ve toprak bilgisinin birlikte bitkilerin korunması ve potansiyel üretim noktalarının belirlenmesine etkili bir şekilde katkıda bulunduğu açıktır. CBS’yi mekansal veri tabanı olarak kullanmak ve QGIS’ten elde edilen toprak bilgilerini kullanmak, hassas şifalı bitkilerin büyümesini desteklemek için sistematik bir yaklaşım olabilir. Yukarıdaki teknikleri makine öğrenimi algoritmalarıyla birleştiren otomatik, kullanıcı dostu bir sistemin, IUCN kırmızı listesinde yer alan tıbbi bitkilerin yok olma durumuna ulaşmadan önce kritik öneme sahip olduğu kanıtlanmıştır.
Çalışma alanı
Hindistan’ın güneybatı bölgesinde yer alan Karnataka eyaleti, Dünya Jeodezik Sistemi (WGS) 84 verilerine göre 11° 30ʹ Kuzey enlemleri ile 18° 30ʹ Kuzey enlemleri ve 74° Doğu ila 78° 30ʹ Doğu boylamları ile sınırlandırılmıştır. Bölge toplam 191.791 km² yüzölçümüne sahip olup, ülke toplam yüzölçümünün yaklaşık %5,83’ünü oluşturmaktadır. Yaklaşık 400 x 750 km’lik coğrafi genişliğe sahip Karnataka, Hindistan’ın batı ve doğu ghatlarının kesiştiği Deccan yarımadasının batı kesiminde yer alıyor. Karnataka, ovalar, tepeler, platolar ve kıyı alanlarının karışımından oluşan farklı topografya nedeniyle çeşitli iklimlere sahiptir. Mevcut farklı toprak doku türleri arasında kil, tınlı, killi tınlı, kumlu tınlı ve kumlu killi tınlı bulunmaktadır . Şekil 1 Karnataka’nın konumunu ve toprak dağılımını göstermektedir.
Önerilen çalışma alanı, Karnataka, Hindistan ve toprak doku türleri.
Veri toplama
Veri toplama sürecinin ilk adımı, FAO (Gıda ve Tarım Örgütü) web kaynağından bir şekil dosyası oluşturmayı içerir. Şekil dosyası, ESRI (Environmental Systems Research Institute, Inc.) tarafından geliştirilen ve coğrafi bir veri kümesini ve onun coğrafi-uzamsal niteliklerini temsil eden birden fazla dosyadan oluşan bir formattır. Noktalar, çizgiler ve çokgenler gibi coğrafi özellikler hakkında bilgi depolayan standart bir jeouzaysal vektör verisidir. Şekil dosyası QGIS 3.30’s-Hertogenbosch’a aktarılır. QGIS, coğrafi verileri etkili bir şekilde yöneten ve işleyen, yaygın olarak kullanılan ve saygın bir açık kaynaklı yazılımdır. Kullanıcıların, şekil dosyaları da dahil olmak üzere farklı formatlardaki coğrafi verileri içe aktarmasına, görselleştirmesine, analiz etmesine ve değiştirmesine olanak tanır.
Verilerin ön işlenmesi
Toprak türü analizi bağlamında FAO şekil dosyası, farklı toprak doku türlerini veya sınıflarını temsil eden çokgenlerin yanı sıra bunların özelliklerini tanımlayan nitelik verilerini içerir. İçe aktarılan şekil dosyası, ilgilenilen belirli bölgeyi, bu durumda Karnataka bölgesini izole etmek için kırpılır. Karnataka’nın taslağı, ülkeye özgü coğrafi veri kümeleri sağlayan bir web kaynağı olan DIVA-GIS’ten alınmıştır. Hindistan’ın jeo-uzamsal dosyasının “idari alanı”, QGIS’e aktarılarak ve Karnataka bölgesini FAO’nun dünya toprak haritasından çıkarmak için bir maske katmanı olarak kullanılarak kullanılıyor.
Yukarıdaki süreç, arzu edilen ilgi alanının analizine odaklanır. Karnataka bölgesine karşılık gelen kırpılmış katman, seçilen bölgeye göre uyarlanmış ayrı bir veri kümesi sağlayarak yeni bir katman olarak dışa aktarılır. Dışa aktarılan bu katman, konuma göre birleştirme nitelikleri gibi jeouzaysal araçlar ve teknikler kullanılarak daha fazla işlenir ve analiz edilir . Veri toplamanın ayrıntılı adımları Algoritma-01’de açıklanmıştır.
Algoritma-01: Veri toplama
Girdi: FAO’dan alınan şekil dosyası
Çıktı: Enlem, boylam, bölge ve toprak türü gibi nitelikleri içeren CSV (virgülle ayrılmış değerler) dosyası
Adım 1: Şekil dosyasını FAO web kaynağından edinin.
Adım 2: Şekil dosyasını QGIS’e aktarın.
Adım 3: Belirli bir bölgeye (Karnataka, Hindistan) karşılık gelen katmanı kırpın ve yeni bir katman olarak dışa aktarın.
Adım 4: QGIS’i kullanarak seçilen bölgenin enlem ve boylamlarını kırpılmış katmandan çıkarın.
Adım 5: Dışa aktarılan katmanı geopandas kitaplığını kullanarak işleyin ve coğrafi veri çerçevesini bir CSV dosyası olarak dışa aktarın.
Adım 6: Veri kümesindeki nitelik sütunları, belirli bir bölgenin enlemini, boylamını, bölgesini ve toprak tipini içerir.
Adım 7: Dışa aktarılan CSV, karar ağacı algoritmalarının sınıflandırmayı gerçekleştirmesi için veri kümesi görevi görecektir.
QGIS kullanılarak, çıkarma işlemi için coğrafi birim görevi gören 0,01 derece enlem çözünürlüğüne sahip ızgara tabanlı bir yaklaşım kullanılarak 160.492 satırdan oluşan kapsamlı bir veri kümesi oluşturulur. Bu ince taneli ızgara, Karnataka bölgesini temsil eden şekil dosyası üzerine bindirilerek, her ızgara hücresi içindeki veri noktalarının hassas bir şekilde tanımlanmasına ve çıkarılmasına olanak tanır. Çıkarılan veri kümesindeki her veri noktası, enlem ve boylam koordinatlarıyla tanımlanan belirli bir konuma karşılık gelir. Ek olarak veri seti, Karnataka’daki belirli alanlar hakkında bağlamsal bilgi sağlayan alt bölge adlarını da içerir. Ayrıca, toprak özelliklerine ilişkin değerli bilgiler her veri noktasıyla ilişkilendirilerek daha sonraki toprak tipi analizi ve araştırmasını kolaylaştırır.
Izgara kaplama tekniğinden elde edilen kapsamlı veri setinden yararlanılarak, toprak özelliklerinin yerel düzeyde ayrıntılı bir şekilde araştırılması mümkün hale gelir. Karnataka bölgesi içindeki mekansal bilginin bu gelişmiş tanecikliliği, (1) Kil , (2) Tınlı , (3) Killi tınlı , (4) Kumlu tınlı , (5) Kumlu gibi çeşitli toprak doku türlerinin detaylı coğrafi analizine ve araştırılmasına olanak tanır. killi balçık ve (6) Su . QGIS kullanılarak çıkarılan Karnataka alt bölgeleri şunlardır: (1) Bidar , (2) Gulbarga , (3) Belgaum , (4) Bijapur , (5) Bagalkot , (6) Raichur , (7) Koppal, ( 8) Uttar Kannand , ( 9) Shimoga , (10) Udupi , (11) Chikmagalur , (12) Dakshin Kannad , (13) Hassan , (14) Kodagu , (15) Gadag , (16) Dharwad , (17) Bellary , (18) Haveri , (19) Davanagere , (20) Chitradurga , (21) Tumkur , (22) Mysore , (23) Mandya , (24) Chamrajnagar , (25) Bangalore Rural , (26) Kolar , (27) Bangalore Urban . Tablo 1 , Karnataka bölgesi için toprak ve konum gibi özellikleri içeren veri seti-1 örneğini detaylandırmaktadır.
Tablo 1 İncelenen bir bölge için konum ve toprağın istatistiksel özelliklerini oluşturan veri seti-1 örneği.
# Latitude (N) Longitude (E) Soil type Region in Karnataka 1 17° 42′ 18.432ʹʹ 76° 41′ 47.4972ʹʹ Clay Bidar 2 17° 26′ 42.432ʹʹ 77° 11′ 47.4972ʹʹ Clay loam Gulbarga 3 15° 17′ 6.432ʹʹ 76° 39′ 23.508ʹʹ Loam Bellary 4 13° 58′ 30.432ʹʹ 75° 26′ 11.508ʹʹ Sandy clay Loam Shimoga 5 14° 17′ 6.432ʹʹ 74° 28′ 35.508ʹʹ Sandy loam Uttar Kannad
Tıbbi bitkilerde doğru veri toplanması, onların botanik özelliklerinin ve korunma durumlarının anlaşılmasında çok önemli bir rol oynar. Sivil toplum ve hükümet kuruluşlarının üye olduğu bir birlik olan IUCN, botanik adları ve korunma durumları da dahil olmak üzere tıbbi bitkilerin kapsamlı ve küresel olarak tanınan bir listesini sağlar. Nesli tükenme riskini ve tür dağılımını sağlayan tehdit altındaki türlerin kırmızı listesini oluşturmuştur30 . IUCN’deki kırmızı liste, türlere (a) DD olarak veri eksikliği, (b) EN olarak tehlikede, (c) LC olarak en az endişe verici, (d) NE olarak değerlendirilmedi, (e) Tehdide yakın gibi sıralı bir tehdit kategorisi atar. NT olarak ve (f) Yok olma riski göstergelerine dayanan niceliksel kriterlere göre değerlendirme yoluyla VU olarak Hassas . Tablo 2’de şifalı bitkiler, korunma durumları ve toprak tipiyle birlikte örnek veri seti-2 gösterilmektedir.
Tablo 2 İncelenen koruma durumu için şifalı bitkileri ve toprak türünü oluşturan veri seti-2 örneği.
# Toprak tipi Tıbbi bitkinin botanik adı Koruma durumu 1 Kumlu killi balçık Aphanamixis polistachya LC 2 balçık Cinnamomum macrocarpum VU 3 Kil Plectranthus caninus LC 4 Kumlu balçık Jatropha gossypiifolia LC 5 balçık Zinnia Peruviana kuzeydoğu 6 Killi toprak Exacum iki renkli TR 7 Kumlu balçık Carica papaya GG
Karar ağacı algoritması
Birçok makine öğrenimi algoritması türünden denetimli ve denetimsiz öğrenme algoritmaları, makinenin verileri nasıl topladığı ve öğrendiğine bağlı olarak tipik olarak ayrılan iki ana türdür. Önerilen çalışma, girdi ve çıktı gösterimine sahip bir veritabanındaki kodlanmış öğrenme akışının makine deneyimini elde ettiği denetimli öğrenme algoritmalarını göstermektedir. Veritabanındaki numuneler olarak bilinen gözlemler, girdi olarak özelliklerden ve çıktı olarak hedef etiketlerinden oluşur. Denetimli algoritmaların temel amacı, girdileri ilgili çıktılara yüksek doğrulukla eşlemektir. Tüm denetlenen algoritmalar Denklem 2’de gösterildiği gibi özetlenmiştir. ( 1 ) düzenli ampirik risk minimizasyonu konusunu açıklamaktadır.
Burada Kayıp , y i gerçek değerini, xi giriş değişkenli ( f ) modelinden elde edilen değerle karşılaştıran kayıp fonksiyonunu ifade eder . İlk terim uyumun kalitesini ölçer, ikinci terim ise karmaşık modellerde aşırı uyumu önlemek içindir. Karar ağaçları (DT), bu çalışmada benimsenen denetimli bir algoritmadır.
DT, ampirik risk minimizasyonu ve dikdörtgen bölgelerde benimsenen açgözlü buluşsal mantık olarak kayıpların karelerinin toplamını kullanır. Esas olarak sürekli ve kategorik girdi ve çıktı değişkenleri dahil olmak üzere sınıflandırma konularına yoğunlaşmaktadır31 . Öncelikle örnekleri ayıran özellikler dikkate alınarak örnekler homojen kümelere ayrılır. DT’de benimsenen terminoloji kök (sadece tüm örnekleri içeren giden oklarla ağacın başlangıcı), yapraklar (kararın tamamlandığı terminal düğümü), düğümler, dal ve budamadır (aşırı uyumu önlemek için ağacın bir kısmının kaldırılması). ). Numuneler, bilgi kazanımı, Gini, varyansın azaltılması ve ki-kare 32 gibi çeşitli tekniklere dayanarak aşamalı olarak bölünür .
Entropi, belirli bir özelliğin sınıflandırılmasıyla ilişkili belirsizlik düzeyini ölçer. Tüm öğeler tek bir sınıfla özel olarak hizalandığında, entropi, kesin ve kesin sınıflandırmayı gösteren bir saflık durumuna ulaşır. Entropi metriği 0 ile 1 arasında değişir; 0, tüm öğelerin belirli bir sınıfla veya tekil bir hakim sınıfla belirgin bir şekilde ilişkili olduğu mükemmel sınıflandırma saflığını temsil eder. Tersine, 1’lik bir entropi değeri, maksimum belirsizlik seviyesini belirtir ve çeşitli sınıflar arasında öğelerin rastgele ve ayrım gözetmeyen bir dağılımını gösterir. Matematiksel olarak Entropi Eşitlik 2’de gösterildiği gibi ifade edilir. ( 2 )
Alternatif olarak Gini safsızlığı olarak da adlandırılan Gini Endeksi, rastgele seçilen belirli bir özellik için yanlış sınıflandırma olasılığını ölçer. Tüm unsurlar yalnızca tek bir sınıfla ilişkilendirildiğinde kusursuz bir sınıflandırma anlamına gelen bir saflık durumuna ulaşır. Entropiye benzer şekilde, Gini endeksi 0 ile 1 arasındaki sayısal aralığı kapsar. 0 değeri, tüm öğelerin belirli bir sınıfa atandığı veya tekil bir sınıfın geçerli olduğu kusursuz sınıflandırma saflığını belirtir. Tersine, 1 değeri, öğelerin farklı sınıflar arasında gelişigüzel dağılımını belirtir. 0,5’lik bir Gini Endeksi değeri, öğelerin birden fazla sınıfa eşit bir şekilde dağıtıldığını gösterir. Matematiksel olarak Gini İndeksi Eşitlik 2’de gösterildiği gibi ifade edilir. ( 3 )
Ağaç tabanlı algoritmalar, doğruluk parametresini geliştirmek için topluluk tekniğini benimser. Topluluk yöntemi, zayıf öğrenenleri güçlü, yüksek performanslı öğrenenlere ulaşmak için birleştirir33 . Torbalama ve güçlendirme, topluluk öğreniminde iki tür tekniktir. Torbalama, aynı birincil veri kümesinin bir alt örnek serisi için birden fazla sınıflandırıcı sonucunu birleştirir. Örneklerin rastgele seçilip tekrarlanmasıyla çeşitli alt veri kümeleri oluşturulur. Her alt veri kümesi için bir model oluşturulur ve tüm model yanıtlarının ortalaması, modu veya medyanı hesaplanarak nihai tahmin oluşturulur. Elde edilen sonuçlar birincil olanlardan daha sağlamdır. Torbalama kapsamındaki teknikler kümesi rastgele orman ve ekstra ağaçlar algoritmasıdır.
Güçlendirme tekniği, zayıf öğrencileri güçlü öğrencilere dönüştürür. Nihai tahmin, ağırlıklı ortalama yaklaşımını kullanarak diğer tahminleri birleştirir. Torbalamadan kritik fark, öğrenenlerin sırayla oluşturulmasıdır. Torbalamada yapılan her ağaç bağımsız olurken, güçlendirmede ağaçlar yanlış sınıflandırılan örnekler dikkate alınarak oluşturulur ve ağırlıklar daha sonraki alt kümelerdeki zor durumlar dikkate alınarak yeniden dağıtılır. Güçlendirme tekniği örnekleri Ada boost ve XGBoost’tur.
Rastgele orman
Ekstra ağaç sınıflandırıcısı, rastgele orman (RF) ve XGBoost gibi DT algoritmaları, topluluk öğrenme yöntemlerinden ortaya çıkan ML teknikleridir. RF, sınıflandırmayı gerçekleştirmek için her ağacın giriş vektörünün en çok yinelenen bant değerlerine oy verdiği karar ağaçlarının bir birleşimidir. Tahmine dayalı ağaçlar, torbalama veya güçlendirme yoluyla girdi veri kümesinden rastgele büyütülür. Giriş veri kümesi, sınıf etiketleri arasındaki farklılığı en üst düzeye çıkarmaya ve böylece alt kümeler oluşturarak en iyi bölünmeyi tanımlamaya yardımcı olan Gini indeksi veya bilgi kazancı gibi ölçümler kullanılarak bölünür. RF hakkında daha fazla ayrıntı Refs’te bulunabilir. 34 , 35 .
Ekstra ağaç sınıflandırıcısı
Son derece rastgeleleştirilmiş bir ağaç olarak da bilinen ekstra ağaç sınıflandırıcı (EXTC) 36 , sınıflandırma için bağımsız karar ağaçları oluşturur ve sınıflandırma modelinin varyansını azaltmak için sağlam rastgeleleştirme yöntemleri içerir. RF ve EXTC arasındaki kritik farklar şunlardır: (a) EXTC, her bir ağacı oluşturmak için eğitim setinin tamamını kullanırken RF, torbalama tekniğini uygular. (b) Düğümler (değişken ve değişken indeks) EXTC’de rastgele seçilir. Buna karşılık, RF en iyi bölme, değişkenlerin ve değişken indeksinin rastgele bir değişken alt kümesinden optimize edilmesiyle gerçekleştirilir, bu da ağaçların ilişkisiz ve çeşitlendirilmiş olmasını sağlar.
EXTC, RF’ye kıyasla hesaplama verimliliği açısından belirgin bir avantaj sunar. Rastgeleleştirme yaklaşımı, RF’ye kıyasla karar ağaçlarının daha hızlı oluşturulmasını sağlar. RF, en uygun olanı belirlemek için çok sayıda potansiyel bölmeyi değerlendirir ve önemli miktarda hesaplama kaynağı tüketirken, EXTC, kapsamlı bir değerlendirme olmaksızın rastgele bölmeler kullanır ve bu da daha hızlı eğitim sürelerine yol açar. Bu hız avantajı, EXTC’yi özellikle kapsamlı veri kümelerinin veya hesaplama verimliliğinin öncelikli olduğu senaryoların işlenmesi için uygun hale getirir.
XGBoost
DT tekniğini temel alan popüler bir ML algoritması olan aşırı degrade güçlendirme (XGBoost) 37 , birçok DT içeren bir orman oluşturur. Bu teknik, daha zayıf tahmincileri entegre etmek ve güçlü tahmincileri gerçekleştirmek için seri veri seti eğitim prosedürünü kullanır. Aşırı uyum sorunu, modelleme prosedürü sırasında düzenlileştirme teriminin getirilmesiyle hafifletilir. Hedef fonksiyonunu en düşük değere ulaşana kadar (eğitim durur) optimize etmek için art arda eğitim veren bir topluluk tekniğidir.
Torbalama sınıflandırıcı
Torbalama olarak bilinen Bootstrap AGGregatING, sınıflandırıcıları orijinal eğitim seti T  =  t 1 , t 2 ,…t n üzerinde rastgele eğiten bir topluluk tekniğidir ; burada i’inci örneği ve n — toplam örneği temsil eder . Teknik, ortalama alma veya oylama yöntemini benimseyerek her tahmini nihai tahminde birleştirir. Torbalama sınıflandırıcısı modelin varyansını azaltır ve böylece aşırı uyum sorununu azaltır. Torbalama sınıflandırıcı topluluğu Denklem 2’de gösterildiği gibi temsil edilebilir. ( 4 )
Önerilen yöntem
Ana amaç, Karnataka bölgesi için toprak ve CBS verilerini kullanarak hassas şifalı bitkileri ve bunların potansiyel büyüme noktalarını korumak için önerilerde bulunmaktır. Yaklaşım, Karnataka bölgesinin 27 alt bölgesini ve altı toprak doku tipini dikkate aldı; burada kullanıcılar toprak tipini veya önerilen sistemin verimli bir şekilde yetiştirilebilecek potansiyel şifalı bitkileri önerdiği ilgi alanını seçebiliyor. Önerilen yaklaşım üç aşamadan oluşmaktadır: veri toplama, sınıflandırma ve öneri. Önerilen yöntemin veri toplama aşaması iki farklı aşamayı içermektedir; enlem, boylam, alt bölgeler ve bunlara karşılık gelen topraklar gibi nitelikleri içeren veri seti-1 ve hassas tıbbi bitki botanik isimleri, korunma durumları ve uygun toprak gibi nitelikleri içeren veri seti-2 doku türleri. Şekil 2 , önerilen sistemi ( GeoHerb ) oluşturmak için benimsenen yaklaşımın ayrıntılı akışını göstermektedir . Sınıflandırma aşamasında, kullanıcı girdisine (toprak türü veya bölgesi) dayalı olarak, ilgili çıktıyı sınıflandırmak için ML modeli geliştirilir (girdi olarak toprak türü için hedef etiket, onun alt bölgesidir ve girdi olarak alt bölge için hedef, uygun toprak türü). Bu nedenle, çıktı etiketlerini tahmin etmek için iki ML modeli tasarlanmıştır. Karar ağacı tabanlı modellerin dışında benimsenen alternatif bir yaklaşım da kNN sınıflandırma algoritmasıdır. Algoritma, özellik noktası mesafesini ölçmek için Öklid mesafesini uygulamaktan oluşur. Algoritma k (en yakın komşu) değerine göre farklı davranışlar gösterir. Çalışmada k=5 için varsayılan parametre kullanılmıştır.
Şekil 2: GeoHerb için önerilen yaklaşım.
Üçüncü aşamada (öneri), sınıflandırma aşamasından türetilen önerilen bitki türleri, tahmin edilen toprak doku türlerinin mekansal dağılım modellerini tasvir etmek için renk kodlu alanlar kullanan bir jeo-uzaysal görselleştirme tekniği olan koroplet haritaya kusursuz bir şekilde entegre edilir ve ilişkili bitki toplulukları. Bu coğrafi görselleştirme tekniği, tematik gölgeleme ve renk gradyanlarından yararlanarak, ilgilenilen bölgedeki bitki bolluğunun, tür zenginliğinin ve ekolojik bölgelemenin görselleştirilmesine olanak tanır. Kullanıcılar harita ile etkileşim kurarak bitki simgelerine tıklayarak detaylı botanik bilgilere ulaşabiliyor. Bu, toprak özellikleri, bitki uygunluğu ve coğrafi bağlam arasındaki karmaşık ilişkilerin daha iyi anlaşılmasını sağlar. Choropleth haritası, bitki-çevre etkileşimlerini araştırmak ve analiz etmek, ekolojik yönetim ve arazi kullanımı planlama çabalarında bilinçli karar vermeyi kolaylaştırmak için değerli bir araçtır.
Araştırma, tıbbi bitkilerin büyümesine yüksek oranda katkıda bulunan toprak, CBS bilgileri, tıbbi bitki botanik adları ve koruma durumu gibi özellikleri seçerek yeni veri kümeleri oluşturmanın zorluğunu araştırıyor. Araştırmada ele alınan şifalı bitkiler IUCN kayıtlarına göre hassastır. Rastgele orman, XGBoost, kNN, torbalama sınıflandırıcı ve ekstra ağaç sınıflandırıcı gibi ML modelleri ile geliştirilen sistem, belirli toprak veya bölgeye verimli bir şekilde yetişmeye uygun şifalı bitkileri yüksek doğruluk oranıyla tahmin etmektedir. Önerilen ekstra ağaç sınıflandırıcısı, önerilen diğer modellerden daha yüksek bir doğruluk oranı sergiliyor.
Çalışmanın amacı, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan şifalı bitkiler sorununun üstesinden gelmek için topluma hizmet etmek ve bu bitkilerin büyümelerini artırma konusunda halka ve paydaşlara büyük ölçüde yardımcı olmayı amaçlıyor.
Sonuçlar ve tartışma
Önerilen bu yaklaşım, (a) girdi olarak verilen alt bölge için toprak tipini ve (b) verilen toprak tipi girdisi için en uygun alt bölgeyi tahmin etmeyi amaçlamaktadır. Tahmin edilen değerler, o bölgenin veya toprak tipinin büyümesini ve gelişmesini artırmak için uygun şifalı bitkileri göstermek üzere haritada gösterilir. Araştırma, toprak haritalarından coğrafi verileri çıkarmak için QGIS’i kullanarak veri kümesi-1 ve veri kümesi-2’nin oluşturulmasını kolaylaştırdı. Şekil 3, Karnataka bölgesinde mevcut olan çeşitli toprak tipi dağılımlarının yüzdesini açıkça göstermektedir. Benzer şekilde Şekil 4 , Karnataka’nın farklı alt bölgeleri için toprak doku türlerinin dağılımını göstermektedir. Veri seti-2’de ele alınan 150 şifalı bitkinin dağılımı ve bunların IUCN’den alınan ilgili koruma durumları Şekil 5’te gösterilmektedir . Pek çok bitkinin tehlike altında olduğu, değerlendirilmediği veya hassas olduğu açıktır. Bu nedenle, bitki koruma acil bir ihtiyaçtır.
Karnataka bölgesi için altı toprak türünün yüzde dağılımı.
Şekil 4: Karnataka bölgesinin yirmi yedi alt bölgesi için toprak dağılımı.
Şekil 5: Hindistan’ın Karnataka bölgesi için şifalı bitkilerin korunma durumlarına göre dağılımı.
Önerilen tahmin RF, EXTC, torbalama, XGBoost ve kNN gibi birçok sınıflandırıcının uygulanmasını içermektedir. Her sınıflandırıcı algoritma, iyi bir tahmin performansı sağlayacak şekilde ayarlanması gereken bir dizi parametreye sahiptir. Ayarlanan parametrelerden bazıları şunlardır: (a) RF ve EXTC sınıflandırıcısı: n tahmin edici  = 100; kriter  = gini; minimum örnek bölünmesi  = 2 ve minimum örnek yaprağı  = 1. (b) XGBoost: güçlendirici  = gbtree, öğrenme oranı  = 0,3, gama  = 0, maksimum derinlik  = 6 ve minimum çocuk ağırlığı  = 1. (c) Torbalama Sınıflandırıcısı: n tahmin ediciler  = 10, maksimum örnekler  = 1,0, maksimum özellikler  = 1,0. Performans metriklerine göre en iyi model seçilir. Tablo 3 , sınıflandırma modellerinin performans ölçümlerini göstermekte ve belirli alt bölgeler içindeki toprak doku türlerini kategorize etmedeki doğruluk ölçümlerine ilişkin bilgiler sunmaktadır. Benzer şekilde Tablo 4 , sınıflandırma modellerinin performans ölçümlerini sergileyerek, bunların toprak dokusal türleri için alt bölgeleri sınıflandırmadaki doğruluğu hakkında değerli bilgiler sağlar. Tablo 3 ve 4 , 80:20 oranında (tren seti — 128.393 satır ve test seti — 32.099 satır) bölünmüş veri seti için değerleri gösterir ve modellerin kategorize etmedeki etkinliğini vurgulayan temel bir referans görevi görür.
Tablo 3 Verilen alt bölge için toprak tipinin sınıflandırılmasına yönelik performans ölçütleri.
Model F1 score (%) Precision (%) Recall (%) Accuracy (%) Training Testing Random forest 98.74 98.77 98.70 100 98.27 EXTC 98.77 98.83 98.71 100 99.01 XGBoost 97.83 97.66 97.99 98.57 97.44 kNN 98.86 98.87 98.85 99.69 97.58
Tablo 4 Verilen toprak tipi için alt bölgelerin sınıflandırılmasına yönelik performans ölçütleri.
Model F1 score (%) Precision (%) Recall (%) Accuracy train (%) Accuracy test (%) Random forest 98.53 98.53 98.53 100 98.05 EXTC 98.63 98.63 98.63 100 98.76 Bagging 98.54 98.54 98.54 99.89 97.94 kNN 98.62 98.62 98.62 99.48 97.29
Tablo 3 ve 4’te sunulan sınıflandırma modellerini değerlendirirken , tüm modeller için farklı parametrelerin kullanıldığının, sırasıyla toprak tipi ve alt bölgenin sınıflandırılmasında elde edilen dikkat çekici performansın altının çizilmesi dikkat çekicidir. Farklı parametre konfigürasyonu, manüel ayarlama veya kişiselleştirmeden yoksun olarak modelin kendine özgü yeteneklerini yansıtır. Buna rağmen, f1 puanı, hassasiyet, doğruluk ve geri çağırma gibi elde edilen performans ölçümleri, toprak doku türlerinin alt bölgeler içinde (ve bunun tersi) kategorize edilmesinde dikkate değer oranlar ve etkinlik sergiliyor.
En iyi performansı sergileyen modeller vurgulanmıştır ve Tablo 4’te XGBoost’un, ilk değerlendirmedeki ortalamanın altındaki performansından dolayı verilen toprak doku türlerine göre alt bölgeleri sınıflandırmak için kullanılmadığı, sonuçlarının istenen doğruluk seviyesini gösteremediği ve Diğer modellerle karşılaştırıldığında verimlilik. Buna karşılık, torbalama sınıflandırıcısı , birden fazla hedef sütunu (toprak dokusal türleri) desteklememe sınırlaması nedeniyle Tablo 3’te gösterilen alt bölgeler içindeki toprak tipi sınıflandırmasında kullanılmaz . Yukarıdaki sonuç, diğer modellerle karşılaştırıldığında doğru ve güvenilir sınıflandırmayı sağlamak için EXTC ve RF’nin seçildiğini göstermektedir.
Ancak kNN algoritması, karar ağacı tabanlı modellerin her iki sınıflandırmasında da rekabetçi doğruluk göstermiştir. Özellikle EXTC sınıflandırıcısı çapraz doğrulama puanlarında diğer tüm modellerden daha iyi performans gösterdi. EXTC tarafından tutarlı bir şekilde elde edilen yüksek doğruluk, veri kümesindeki temel kalıpları ve varyasyonları, verilerin farklı katmanlarında yakalama ve kullanma konusundaki etkinliğini göstermektedir. Bu nedenle, mevcut araştırma tahminleri açısından diğer sınıflandırıcılarla karşılaştırıldığında en iyi performansı gösteren EXTC ile yola devam edildi.
Şekil 2’deki sonuçlar. Şekil 6 ve 7, sırasıyla toprak ve alt bölgenin sınıflandırılması için EXTC modelinin sağlamlığını ve güvenilirliğini vurgulamaktadır. Benimsenen çapraz doğrulama süreci, 5’lik k-kat değerini kullanmıştır; bunun için EXTC, alt bölgeler içindeki toprak doku türlerini sınıflandırmak için %99,01 ve toprak doku türlerine dayalı olarak alt bölgeleri kategorize etmek için %98,76’lık tutarlı bir üst doğruluk göstermiştir. Çapraz doğrulama puanlarının gösterdiği sağlamlık ayrıca, incelenen sınıflandırma modellerinin alt bölgeler içindeki toprak doku türlerini ve bunun tersini etkili bir şekilde sınıflandırabileceği ve bu modellerin jeo-uzaysal analiz, çevresel çalışmalar ve ilgili alanlarda değerli araçlar haline gelebileceği fikrini desteklemektedir.
Şekil 6: Zemin sınıflarının sınıflandırılmasına yönelik EXTC’nin test doğruluk oranının diğer modellerle karşılaştırılması.
Şekil 7: Alt bölge sınıflarının sınıflandırılması için EXTC’nin test doğruluk oranının diğer modellerle karşılaştırılması.
Araştırma, kullanıcı tarafından seçilen toprak tipine veya alt bölgeye göre en uygun şifalı bitkiyi önermek için geliştirilen EXTC sınıflandırıcı algoritmasına sahip ML modeli olan iki veri kümesi kullanılarak sonuçlandırılmaktadır. EXTC ve RF sınıflandırıcılarının en iyi performans gösteren modeller olarak ortaya çıktığı titiz bir değerlendirme sonucunda belirlendi. EXTC, çeşitli ölçümlerde sürekli olarak yüksek doğruluk sergileyerek sınıflandırmadaki sağlamlığını ve güvenilirliğini vurguladığından, çalışmadaki en iyi model olarak seçilmiştir. Bir koroplet görselleştirmesi, sonuçların kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını sağlayarak, toprak ve bitkiler için anlamlı renk temsiliyle haritalarda sonuçların sezgisel ve bilgilendirici bir şekilde temsil edilmesini sağlar.
Şekil 8, EXTC modelinin kullanıcı tarafından seçilen belirli alt bölgeler içindeki toprak dokusal türlerinin dağılımına ilişkin performansını ve koruma durumlarına göre karşılık gelen şifalı bitkinin tavsiyesini elde etmek için yürütülen farklı deneylerden elde edilen değerli bilgiler sunan grafiklerden oluşan bir kolajı göstermektedir. . Şekil 8a’daki grafik, kullanıcı tarafından seçilen alt bölge ( Belgaum ) içindeki toprak dağılımını gösterir ve farklı toprak dokusal türlerini ve mekansal kapsamını vurgular. Şekil 8b , Belgaum alt bölgesi içindeki killi toprakta yetişen, LC olarak koruma statüsüne sahip önerilen şifalı bitkileri belirterek yukarıdaki bilgiyi tamamlamaktadır .
Şekil 8: ( a ) Belgaum alt bölgesindeki toprağın dağılımı . ( b ) Belgaum alt bölgesindeki LC bitkilerinin grafiği.
Şekil 9, Karnataka bölgesindeki kullanıcı tarafından seçilen toprak tipi ( killi tınlı ) için şifalı bitki önerilerinin ayrıntılarını vermektedir . Şekil 9a’daki grafik , Karnataka’daki killi-tınlı toprağın dağılımını göstermektedir. Şekil 9b , Dakshin Kannad alt bölgesi içindeki killi-tınlı toprakta yetişen EN olarak koruma statüsüne sahip şifalı bitkilerin tavsiyesini belirterek yukarıdaki bilgiyi tamamlamaktadır .
Şekil 9: ( a ) Karnataka’daki killi tınlı toprağın dağılımı . ( b ) Dakshin Kannad alt bölgesinde potansiyel olarak yetiştirilebilen EN otlarının grafiği .
Tablo 5 ve 6’da ayrıntıları verilen yanlış sınıflandırma sonuçlarından , EXTC modelinin aşırı uyum sorununun üstesinden gelmesi ve yüksek bir orana genelleme yapmasıyla ilgili gözlemler aşağıdadır. Toprak sınıflandırmasında fark edilen yanlış sınıflandırma, iki toprak doku tipinin sınırındadır. Örneğin, Belgaum bölgesindeki dağınık toprak doku türleri, Şekil 8a’da görüldüğü gibi kil, killi tınlı ve kumlu killi tınlıdır . Benzer şekilde, Tablo 6’da gözlemlenen birkaç yanlış sınıflandırılmış sonuç, ortak sınırı paylaşan alt bölgelerden kaynaklanmaktadır. Örneğin, Karnataka bölgesindeki killi-tınlı toprağın dağınık dağılımı Şekil 9a’da görülmektedir . Belirli bir toprağa veya bölgeye ait potansiyel şifalı bitkiler son kullanıcılara koroplet harita kullanılarak gösterildiğinden bu yanlış sınıflandırmalar önemsizdir.
Tablo 5 Toprak sınıflandırmasına ilişkin yanlış sınıflandırma analizi.
# Toprak tipi Toplam numuneler # Doğru sınıflandırma # Yanlış sınıflandırma Hata (%) 0 Kil 9396 9314 82 0.87 1 Killi toprak 13.849 13.676 173 1.25 2 balçık 665 637 28 4.21 3 Kumlu killi balçık 7895 7843 52 0,66 4 Kumlu balçık 145 134 11 7.59 5 su 149 143 6 4.03 Toplam 31.950 31.589 361 3
Tablo 6 Alt bölge sınıflandırmasına ilişkin yanlış sınıflandırma analizi.
# Alt bölgeler # Örnekler # Doğru sınıflandırma # Yanlış sınıflandırma Hata (%) 1 Bagalkot 1081 1067 14 1.30 2 Bangalor Kırsalı 937 910 27 2.88 3 Bangalor Kentsel 360 346 14 3.89 4 Belgaum 2252 2234 18 0.80 5 Bellary 1435 1420 15 1.05 6 Bidar 916 910 6 0,66 7 Bijapur 1693 1682 11 0,65 8 Çamrajnagar 947 939 8 0,84 9 Çikmagalur 1252 1230 22 1.76 10 Çitradurga 1388 1374 14 1.01 11 Dakshin Kannad 746 736 10 1.34 12 Davanagere 1027 1003 24 2.34 13 Dharwad 729 717 12 1.65 14 Gadağ 806 789 17 2.11 15 Gülbarga 2734 2721 13 0,48 16 Hasan 1184 1161 23 1.94 17 Haveri 793 772 21 2.65 18 kodagu 693 681 12 1.73 19 Kolar 1406 1396 10 0.71 20 Koppal 975 953 22 2.26 21 Mandya 820 805 15 1.83 22 Mysore 1047 1032 15 1.43 23 Raichur 1422 1407 15 1.05 24 Şimoga 1295 1267 28 2.16 25 Tümkur 1811 1786 25 1.38 26 Udupi 678 670 8 1.18 27 Uttar Kannad 1672 1659 13 0,78 Toplam 32.099 31.684 415 1.5
Yukarıdaki sonuçlar, mevcut araştırmada tasarlanan yaklaşımın, belirli bölgelerin veya ilgili toprağın şifalı bitkileri hakkında geniş bilgi sağladığını açıkça belirtmektedir. Dolayısıyla model, sessizce yok olan hassas bitkilerin büyümesini teşvik etmeyi vaat ediyor. Yukarıdaki bilgilerin yayılması şifalı bitkilerin paydaşlarına ulaşmada en iyi yaklaşımlardan biridir.
Tablo 7 önerilen sistem sonuçlarını ilgili çalışmalarla karşılaştırmaktadır. Önerilen EXTC modelinin, zemin sınıflandırmasına yönelik diğer ilgili çalışmalarla karşılaştırıldığında daha iyi doğruluk gösterdiğini açıkça göstermektedir. GeoHerb’in sınırlaması, bitki türlerini tahmin etmek için bölgenin iklim koşullarını dikkate almamasıdır. Çalışmanın tüm bulguları, maruz kalan şifalı bitkilerin toprak ve bölge sınıflandırmasından tavsiye edilmesine ilişkin karar verme süreçlerini desteklemek için coğrafi analiz ve makine öğrenimi tekniklerini birleştirmenin potansiyel yönünü göstermektedir.
Tablo 7 Önerilen sistemin toprak sınıflandırmasına ilişkin çalışmalarla karşılaştırılması.
# Referanslar Yöntem Kesinlik (%) 1 Aydın ve ark. 38 Karar ağacı sınıflandırıcısı (CART) 90.66 2 Azmin ve ark. 39 Rastgele orman 97.23 3 Önerilen sistem EXTC 99.01
Çözüm
Araştırma, CBS ve makine öğrenimi tekniklerini kullanarak belirli bölgelerdeki hassas tıbbi bitkilerin başlıklarını tahmin etme olanaklarını araştırıyor. Tahmin, hastalıkları tedavi etmek ve yeni ilaç keşfine yardımcı olmak için ana kaynak oldukları için şifalı bitkileri korumayı ve büyümelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. QGIS aracı, GIS ve toprak bilgilerini FAO web kaynağından alır. Hassas bitkilere ve bunların korunma durumlarına ilişkin veri seti IUCN kayıtlarından alınmıştır. Metodoloji, özellikle örnek olay çalışması olarak seçilen Hindistan’ın güney bölgesi Karnataka’ya uygulanmıştır. Bölge 27 alt bölge ve altı farklı toprak doku tipinden oluşmaktadır.
GeoHerb tarafından tasarlanan sistem aracılığıyla kullanıcıya, verimli bir şekilde yetiştirilebilecek potansiyel şifalı bitkileri (hassas) tahmin etmek için girdi olarak toprak tipini veya ilgilenilen alt bölgeyi sağlama seçeneği sunulur. Rastgele orman, ekstra ağaç sınıflandırıcı, torbalama sınıflandırıcı, XGBoost ve kNN gibi basit sınıflandırma algoritmalarının yanı sıra çok az karar ağacı tekniği kullanılmaktadır. Önerilen veri kümeleri, toprak bilgilerinin yer aldığı 160.492 satırlık konum ve koruma durumlarıyla birlikte 150 bitkiden oluşuyor. Veri kümesindeki beş makine öğrenimi modeli denemesi, rekabetçi doğruluk oranlarını sergiledi. Özellikle, ekstra ağaçlar sınıflandırıcısı her iki model için de (sırasıyla alt bölge etiketleri ve toprak tipi etiketleri tahmini) %98,76 ve %99,01 doğruluk sunmuştur.
CBS’nin ve makine öğrenimi algoritması tarafından yönlendirilen toprak analizinin yakınsaması, hassas şifalı bitkilerin anlaşılmasında, ihtiyaçlarının karşılanmasında ve sürdürülebilir kullanımında devrim yaratıyor. Öngörülen tasarım, toplumun ve sağlık uygulamalarının iyileştirilmesini teşvik eden modern teknikler ile geleneksel yaklaşımlar arasındaki boşluğu doldurduğu için en son teknolojiye sahip bir yaklaşımdır. Benimsenen yöntem, şifalı bitkilerin haritalar aracılığıyla hızlı bir şekilde analiz edilmesini sağlar. Pek çok şifalı bitki ülkenin ekonomik ürünü olduğundan paydaşlarının birçoğu büyük oranda faydalanmaktadır. Çalışma, makine öğreniminde diğer öğrenme algoritmalarını uygulamak ve hassas bitkilerin büyümesine ve genel mahsullerin üretimine katkıda bulunan farklı ülkelerde CBS’yi uygulamak ve uygun iklim ve coğrafi konum bilgilerini çıkarmak için QGIS’e birçok katman eklemek üzere genişletilebilir. otlar için.
Veri kullanılabilirliği
Mevcut çalışma sırasında kullanılan ve/veya analiz edilen veri kümeleri, makul talep üzerine ilgili yazardan temin edilebilir.
0 notes
sohbetblue · 3 years
Text
Mayalar Kimdir? Maya Uygarlığı
Tumblr media
Maya uygarlığı ile ilgili günümüzde hala devam eden teoriler söz konusudur. Antik çağın en gelişmiş medeniyetlerinden biri olması sebebiyle ilgi çekici özelliklere sahiptir. Yeme içme, konaklama, giyim, astroloji, din ve hatta tıp alanlarında çok farklı uygulamaları mevcuttu. Mayalar kimdir? Nasıl bir kültüre sahiptiler? Nasıl yok oldular? Mayalar ile ilgili tüm bilgileri bu yazımızda derledik. Maya Uygarlığı Ne Zaman Nerede Yaşamıştır? Her anlamda antik dünyanın en çok ilgi çeken medeniyetlerinden biri olmayı başarmış olan maya uygarlığı Meksika’nın Yucatan yarımadası, Belize ve Guatemala’da kurulmuştur. MÖ binli yıllarda kurulan bu efsanevi uygarlık MS 600’lü yıllarda medeniyet anlamında zirve yapmayı başarmıştır. Gerek yapıları gerekse yaşam şekilleri sebebiyle antik dünyanın oldukça ileri toplumlarından biri haline gelmiştir. Günümüzde hala Meksika’nın belirli bölgelerinde maya dili konuşulduğu bilinmektedir. Tarihe ışık tutan yapılarından birçoğu günümüze ulaşmamış olsada yapılan arkeolojik çalışmalar maya medeniyeti hakkında detaylı bilgilere ulaşılmasına neden olmuştur. Bölgede birçok farklı arkeolojik çalışma yürütülmüş olsada uzmanlara göre yoğun tropik ormanların derinlerinden çok daha fazla yerleşim yeri bulunmaktadır. Mayaların Yaşam Biçimleri ve Genel Özellikleri Orta Amerika uygarlığı olan mayaların temel besin kaynağı mısırdı. Mısır ekip biçerek hayatlarını idame ettiren halk mısırdan çeşitli yiyecekler yapabilmekteydi. Hamurlar açarak börek haline getirebildikleri gibi, mısırla içecekte yapabilmekteydiler. Bölgede fazla yetişmesine bağlı olarak kakao da sıklıkla kullanılmaktaydı. Sütlerin içerisinde ve yemeklere aroma katması amacıyla kullanılan kakao su ile de karıştırılarak tüketilmekteydi. Şifa kaynağı olarak kullanılan bitkiler kimi zaman kaynatılarak ilaç haline getirilirken kimi zaman yemek için kullanılmaktaydı. Her anlamda antik çağın en gelişmiş özelliklerini taşıyan maya uygarlığı besin konusunda da çeşitliliğe sahipti. Bilim, matematik, geometri ve tıbbı konularda kendilerini geliştirmeyi başarmış bir toplumdur. Tarım döneminde yükselişe geçmekle birlikte kuraklığın etkisiyle sefalet söz konusu olmaya başlamıştır. Birçok medeniyette de olduğu gibi birlikte yaşama iç güdüsü bulunmaktaydı. Kan bağı olan aileler büyük evlerde toplu halde yaşayarak hayatlarını idame ettirmekteydi. Bu durum özellikle halk arasında yaygınlaşmıştı. Gerek korunma, gerekse besinlerin paylaştırılması acısından oldukça önemli bir görev üstlenmekteydi. Toplu halde yaşanması olası karışıklıklar ve hırsızlıkların önüne geçmekteydi. Toplu halde yaşayan ailelerde iş bölümü durumu bile söz konusuydu. Kimileri ekip biçerken kimileri ise hayvan avlamaktaydı. İş bölümü sebebiyle olası karşılıklılar ortadan kalkarak düzenli bir yaşam şekline sahip olunuyordu. Ticaretin para ile yapılmaması her şeyi doğrudan etkilemekteydi. Takas yolu ile alışveriş yapılarak ekonomik düzen sağlanmaktaydı. Mayaların İlginç Uygulamaları Yazılı tabletlerden, kireç taşı yapılarına kadar her türlü detay Maya uygarlığı hakkında detaylı bilgilere ulaşılmasına neden olmuştur. Uygarlık içerisinde birbirinden farklı birçok inanış ve batıl inançlar söz konusudur. Özellikle üst sınıf aile bireylerinin kolaylıkla anlaşılabilmesi için farklı metotlar uygulanmıştır. Birçok kişiye saçma gelen bu uygulamalar üst sınıf kişilerin kölelerden kolaylıkla ayrılabilmesi için uygulanan bir yöntem olmuştur. Düz alın, şaşı göz ve kemerli burun asil insanların ortak özelliği haline getirilmiştir. Bunlar; •Bebeklerde fontanel olarak adlandırılan kafa kemiklerinin birleşme noktasına tahta bastırılarak, kafanın düz hale gelmesi amaçlanmaktaydı. Üst sınıfa mensup ailelerin bebekleri üzerinde sıklıkla uyguladığı bir yöntemdir. •Oldukça anlaşılması güç olan bir diğer yöntem ise bebeklerin gözlerinin şaşı olması için yapılan unsurlardır. İki kaş arasından sarkıtılan bir demir parçası ile bebeklerin gözlerinin şaşı olması sağlanırdı. Bu durumun tam olarak ne sebeple yapıldığı hakkında net bir bilgi olmamakla birlikte birçok varsayım bulunmaktadır. Maya Kültürü Hakkında İlginç Bilgiler Maya uygarlığı ile ilgili günümüzde hala devam eden teoriler söz konusudur. Antik çağın en gelişmiş medeniyetlerinden biri olması sebebiyle ilgi çekici bir özelliğe sahiptir. Yeme içme, konaklama, giyim, astroloji, din ve hatta tıp alanlarında çok farklı uygulamaları mevcuttu. Fakat belirli şeylerin nasıl uygulandığı ve ne şekilde bulunduğu ile ilgili kesin bir bilgiye rastlanmamıştır. Yapılan arkeolojik çalışmalarda ele geçen verilere bakıldığında hayranlık uyandıracak unsurlar göze çarpmaktadır. •Saç teli ile yaralara dikiş işlemi yapılabilmekteydi. Çok ince iğneler yardımıyla saç teli kullanılarak büyük yaraların kısa sürede tedavi edilebilmesi sağlanıyordu. •Diş ağrılarının önüne geçilebilmesi ise protez dişler veya diş dolguları yapılabilmekteydi. •Birçok farklı bitki karıştırılarak kimyasal maddeler elde edilebiliyordu, bunlar kimi zaman bir yaranın enfeksiyon kapmasını engellemek için kimi zamanda kötü ruhlardan arınmak için kullanılıyordu. •Maya kalıntıları arkeolojik kazılarda en çok dikkat çeken unsurlardan biri olmuştur. Kireç taşından yapılmış devasa yapılar mısır piramitlerini andırmaktadır. •En gelişmiş yazı sistemine sahip uygarlıklardan biri maya uygarlığı olmuştur. Mayaların Gelenekleri Ve Dini İnanışları Maya geleneklerinde din anlayışı oldukça önemli bir yere sahiptir. Ruhsal gök olarak nitelendirdikleri din katmanları mevcuttu. Yer altı dünyasına olan inanışları sebebiyle sürekli dua eder ve dua ritüelleri düzenlerlerdi. Ruhsal gök unsurunsun 13 farklı ilahı bulunduğu düşünülmekteydi. Gök katının ışıklar ile oluştuğuna inanılmaktaydı. Maya Şamanizmi olarak nitelendirilen dinde yer altının 9 kattan oluştuğu ve bu katları Mitnal adının verildiği bilinmektedir. Mayalar Nasıl Yok Oldu? Maya uygarlığının yok olmasıyla ilgili günümüzde birçok teori mevcuttur. Bunlardan ilki uygarlığın kuraklık sebebiyle yok olduğu ihtimalidir. İklim koşullarına ayak uyduramamaya bağlı olarak medeniyetin yok olduğu tahmin edilmektedir. Fakat bu durum tek başına yeterli olmamakla birlikte birçok farklı etkende söz konusu olmuştur. Mayaların yalnızca bir değil iki kez çöküş yaşadığı yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Uzmanların yaptıkları araştırmalarda yaşanılan buhranların yavaşça medeniyetin yok olmasına neden olduğunu ortaya çıkarmıştır. Gerek savaşlarda art arda alınan mağlubiyetler gerekse sert iklim koşulları mayaların 930 yılında tamamen yok olmasına neden olmuştur. Yeterli su ve tarım alanlarının bulanabilmesi sebebiyle sürekli arayış ve savaş halinde olmaları da yok olmasını doğrudan etkileyen faktörler arasındadır. Maya Takvimi Kaç Gündür? Maya takvimine göre her bir yıl her biri 20 günlük 18 aydan oluşuyordu. Ayrıca “haab” denilen 5 ekstra gün daha vardı. “Tun” adı verilen 360 günlük periyot Maya takviminin temelini oluşturuyordu. Maya takviminde ikinci bir sistem daha vardı. Bu sisteme göre 20 tun 7200 gün veya 1 katun; 20 katun 14.400 gün veya 1 baktun olarak adlandırılmaktaydı. Ay ve günlerin katlarından oluşan Maya takvimi bu şekilde 23.040 milyon günden veya 63 milyon yıldan oluşan 1 alautun’a kadar devam etmekteydi. Read the full article
0 notes
ketomanlife · 4 years
Text
Tumblr media
Bu makale, en azından kısmen ketojenik diyete dayalı sağlık iyileştirmelerini tartışmaktadır. Profesör Loren Cordain ve The Paleo Diet® editoryal inceleme kurulu da dahil olmak üzere diğerleri, genel halk için uzun vadeli ketojenik diyet önermiyor veya onaylamıyor. Kısa süreli kullanıldığında veya multipl skleroz, Alzheimer ve diğer hastalıklar için terapötik bir önlem olarak kullanıldığında etkili olabileceğini kabul ediyorlar.]
Dr. Terry Wahls'ın kitabı The Wahls Protocol: Paleo ilkelerini kullanarak tüm kronik otoimmün hastalıkları tedavi etmenin yeni ve radikal bir yolu olan [1], emekliler veya otoimmün rahatsızlıklarla karşılaşan herkes için hayati önem taşıyan konuları vurgulamaktadır. Ama aynı zamanda kitabın ana ifşasından da mütevazı bir şekilde kaçınıyor: Wahls'ın kendi kişisel deneyimi, şiddetli multipl skleroz semptomlarını çarpıcı biçimde iyileştiriyor.
Hevesli bir dövüş sanatçısı ve bisikletçi olan ilk MS tanısı konduğunda Wahls, ilaçlar ve kemoterapi dahil en iyi geleneksel tıbbi bakıma rağmen giderek zayıfladı. Yedi yıl içinde tekerlekli sandalyeye mahkum oldu, sadece iki bastonla kısa mesafeler yürüyebildi.
Kendine sıkı sıkıya bağlı bir geleneksel hekim olarak Batı tıbbının ötesine bakması gerektiğini fark etti ve kendi araştırmasına başladı. Bu, sağlığını o kadar çarpıcı bir şekilde iyileştiren dikkatlice hazırlanmış, titiz bir diyet ve yaşam tarzı müdahalesi ile sonuçlandı, dört ayda baston veya yardım olmadan yürüyebildi ve beş ayda bir bisiklete binebildi (10 yıl sonra ilk kez). Hem standart Batı diyetinin neden olduğu sağlık sorunlarının farkındalığını artırmaya hem de kişisel sonuçlarını çoğaltmak için klinik araştırmalara adanmış olarak bugün tamamen aktif olmaya devam ediyor.
Bunların hiçbirini nasıl bilmiyordum? ( Wahls Protokolünden , s. 5)
Google ve PubMed'de geçirilen saatler sonunda Wahls'ı Paleolitik veya Atalar diyetine yönlendirdi ve bu diyet kendi protokolünün ve iyileşmesinin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Profesör Loren Cordain'e, Paleo Diyeti: Yemek İçin Tasarlandığınız Yiyecekleri Yiyerek Sağlıklı Olun adlı kitabı da dahil olmak üzere, araştırmasında güçlü bir erken etki olarak kredi veriyor . [2] Wahls, geleneksel Batı (vejeteryan) diyetini kademeli olarak bıraktı ve deneme yanılma yoluyla, yoğun mikro ve bitkisel besin açısından zengin bir tam gıda rejimini sıfırdan tasarladı. Amacı sadece işlenmiş gıdalar, tahıllar ve baklagiller gibi batı temel gıda maddelerini çıkarmak değil, beyin sağlığını geliştirmek için gereken tüm vitamin ve minerallerin optimal seviyelerini eklemek - takviyeleri değil gıda kullanarak.
Wahls'ın MS semptomlarını iyileştirmiş gibi görünen, sebzeler, bazı meyveler ve sağlıklı yağlar üzerinde ağır olan makro besinlerin dengesi "hafif ketozis" ile sonuçlanır. Protokolü ayrıca düzenli egzersiz, toksin azaltma, e-stim, tüm vücut titreşimi ve stresi azaltmayı da içerir. Bazı takviyeler kullanılabilir, ancak besinlerin büyük kısmı işlenmemiş gıdalardan elde edilir. Tanınmış TED konuşması [3] kısaca protokolünü tanıtıyor ve olağanüstü kişisel dirilişini anlatıyor. 2011'de kaydedildiği zaman olduğu gibi bugün de tam zamanında. 3 milyondan fazla görüntülendi (bu yazı itibariyle).
Birçok koşul, tek etiyoloji
Wahls, çoğu kronik sağlık sorununu ve özellikle MS gibi otoimmün durumları esasen aynı hastalık olarak görmektedir [4]:
“Hastalığın birincil nedeni, mitokondriyal disfonksiyon ve hücre membran disfonksiyonu nedeniyle biyokimyasal disfonksiyon / hızlandırılmış yaşlanmadır. Bu iki şeyi düzeltin - hücreler organları onarmaya başlar, organlar iyi çalışır, yaşlanma yavaşlar ve çoğu zaman tersine döner ve farmakolojik müdahalelere duyulan ihtiyaç azalır ve reçeteli ilaçları sürekli olarak azaltmalı ve çoğu zaman ortadan kaldırmalıyız… ” [5]
Bir e-posta röportajında ​​Wahls, protokolünü kullanarak "birden fazla uzmanlık alanında geniş bir hastalık durumu yelpazesinde" başarıyı rapor ederek hem hastalara yardımcı oluyor hem de daha önce şüpheci olan meslektaşlarının yaklaşımını yeniden gözden geçirmesine neden oluyor. [5] Hücresel beslenmeyi , mitokondrinin çoğalmasını ve güçlendirilmesini (her bir hücredeki "motorlar" veya enerji üreten alt yapılar) ve optimal biyokimyasal süreçleri eski haline getirmek için tüm kişiyi tedavi etmenin önemini vurguluyor .
MS araştırması sırasında kendi tıbbi uygulamasına işlevsel tıbbı ekleyen Wahls, aynı zamanda temel bütün-gıda, bütün-kişi protokolünün en azından maliyetli bir test ve takviye-yoğun işlevsel yaklaşımlar kadar etkili olabileceğini belirtiyor. Pek çok hastanın bulduğu gibi, iyi işlevsel uygulayıcılar azdır ve tipik olarak sağlık sigortası kapsamında değildir. Genişletilmiş fonksiyonel tedavi, evde gıda bütçesindeki mütevazı bir artışa karşı egzotik laboratuar çalışmaları da dahil olmak üzere binlerce dolara mal olabilir ve bazı fonlar stres azaltma, doğal detoks ve egzersiz için ayrılmıştır.
Protokolünün başarısına rağmen Wahls, tıbbi gözetimin, özellikle MS ve ilaç kullanan diğer otoimmün hastalar için hala önemli olduğuna dikkat çekiyor. Her birey farklı tepki verir. Wahls, protokolün lipid profili, homosistein, insülin ve A1C seviyeleri dahil olmak üzere standart göstergelere göre izlenmesini önerir. Ayarlamalar gerekliyse, bunlar tipik olarak çeşitli sebzelerin, hedeflenen takviyelerin veya muhtemelen tüketilen diyet yağ miktarının oranlarındaki değişiklikleri içerir.
Protokolde Paleo vs Keto
Wahls Protokolü, her gün altı ila dokuz fincan sebze (ve bazı meyveler) üzerine kurulu üç farklı diyet veya diyet seviyesi sunar. Wahls, şeker, tahıl, patates ve süt ürünleri gibi klasik Batı beslenme stresini ortadan kaldırmanın ilk zorluğunu kabul ediyor. Bunlar önce vurgulanmaz, sonra kısıtlanır ve son olarak "Wahls Paleo Plus" adı verilen üçüncü seviyede ortadan kaldırılır. Bu seviye, "hafif" ketozu hedefler ve MS semptomlarını tersine çevirdiği için Wahls tarafından kredilendirilir.
Wahllar, her seviyede egzersiz, e-stim, detoks ve stres azaltmayı içerir.
"Wahls Paleo Plus", diğer ketojenik planlara kıyasla alışılmadık derecede besleyicidir ve hindistancevizi sütü, deniz yosunu, sakatat ve otla beslenen veya diğer özenle elde edilen diğer ketojenik planlara kıyasla en az altı bardak yeşillik, kükürt açısından zengin ve renkli sebzeler içerir. protein. Ketoz tutarlı olmalıdır (ancak aralıklı olabilir.)
Bununla birlikte, Wahls, hiçbir modern (veya atadan) avcı-toplayıcı popülasyonun yıl boyunca ketojenik bir diyet uygulamadığını ve bu web sitesinde belirttiğimiz gibi , ketoziste süresiz olarak kalmanın pratik veya hatta arzu edilmeyebileceğini gözlemlemektedir. . Periyodik oruç tutma (veya oruç taklit eden diyet), diğer kalori kısıtlamaları ve ketojenik bir diyetin bir bireyin etnik kökeninin kış mevsimiyle eşleştirilmesi yoluyla bisiklet sürmeyi tercih etti. [5]
Bu, her yıl cömert bir süre için terapötik ketozu teşvik eder, otofajiyi ve detoksifikasyonu teşvik etmek için ara sıra kontrollü oruçtan yararlanır ve "Wahls Paleo" da (ikinci seviye protokol.)
"Wahls Paleo" araştırma sonuçları
Wahls [6], hastalarının çoğunun diyetin ikinci seviyesini veya "Wahls Paleo" yu seçtiğini tahmin ediyor. Temel olarak dokuz bardak sebze ile birçok ortak Paleo kuralını takip eder. Glüten içeren yiyeceklere izin verilmez ve baklagiller, esmer pirinç veya patates gibi nişastalar ciddi şekilde sınırlıdır (haftada en fazla iki porsiyon).
Kitaplarında (ve internette) sabırlı başarının anekdot kanıtı güçlüdür, ancak Wahls ağızdan ağza sözlerin ötesine geçmiştir. Tipik olarak "Wahls Paleo" düzeyinde [5] müdahalesi, birçok çalışmada MS semptomlarında iyileşme veya tersine dönme göstermiştir.
İlk olarak 2019'da PloS One'da yayınlanan bir çalışma, lipid profillerindeki değişiklikleri ve yorgunluk puanlamasındaki ilgili gelişmeleri izledi. Müdahale (diyet artı e-stim, egzersiz ve stres azaltma) 12 ay boyunca progresif MS'in birincil semptomu olan yorgunluğu ölçülebilir şekilde azalttı. [7]
Aynı müdahalenin, ilk olarak Dejeneratif Nörolojik ve Nöromüsküler Hastalıkta yayınlanan bir 2017 çalışmasında, öncelikle hafif ila orta dereceli ilerleyici MS hastalarında yürüyüş ve dengeyi iyileştirdiği gösterilmiştir . [8] Wahls, bazı önemli iyileştirmelerin gösterildiği ilgili bir YouTube videosu paylaştı. [5,9]
İlk olarak The Journal of the American College of Nutrition'da yayınlanan bir başka önemli 2017 çalışması, duygudurum, bilişsel ve yürütme işlevi ve anksiyete için progresif MS hasta puanlarının Wahls müdahalesi tarafından ölçülebilir şekilde iyileştirildiğini gösterdi [10]. Yazarlar, özellikle, Paleolitik diyet bileşeninin, egzersiz veya stres yönetiminden daha doğrudan ruh halini ve bilişi geliştirdiğini belirtti. Yorgunluk, anksiyete ve depresyon puanları daha kademeli olarak arttı, ancak birkaç ay sonra önemli iyileşme gösterdi.
Son olarak, ilk olarak Nutrients'te yayınlanan bir 2019 araştırması, "Wahls Paleo" yu standart bir Amerikan "sağlıklı diyeti" ile karşılaştırdı. Geleneksel beslenme önyargısı, Wahls'ın tavsiyelerine karşı dikkatli bir şekilde dengelenmiştir ve besin yoğunluğunun her iki diyette de karşılaştırılabilir olduğu sonucuna varılmıştır (özellikle Wahls diyetinin takip edilmesi "güvenli") [11]
Dr. Wahls'ın çalışması, tüm otoimmün hastalıkların tedavisi için önemli çıkarımlara sahiptir. MS gibi uzun süredir devam eden, ilerleyici güçten düşüren bir hastalığın semptomlarını tersine çevirmedeki başarısı, çok daha geniş bir tanınmayı hak ediyor.
0 notes
ROMANLA KONUŞMA DENEMESİ
BİR ROMANLA KONUŞMA DENEMESİ ( İlk 100 sayfa )
“SENİ HALK ADINA ÖLÜME MAHKUM EDİYORUM”
Kitabın ismi ürperti uyandırabilir. Birilerini bir şey adına ölüme mahkum ediyorsunuz. İnsan; ölüme mahkumdur. Her gün; on binlerce çocuk, genç, yaşlı, kadın bir’in ve birilerinin yasaları-adı konmamış yasaları-ayaklanmış güdüleri-örgütlü çıkarları yüzünden ölüme mahkum yaşıyor. Ve evet düşman’la birlikte yaşamayı da öğrenmek gerek. Düşman mutlak yok edilmesi gereken bir kötülük değil. Kötü; mutlak olarak dışımızda cereyan eden bir şey değil. Kötünün cezasını zaman belirler. Zaman hızlı ve elinizde olması gereken bir şeyse; ölüm de elinizdedir. Çok korkutucu. Ama anlaşılması gerekiyor.
Romanın ismini ilk annemden duymuştum, ürpererek söylüyordu. 70lerde henüz ilk gençlik çağlarında kendisine okutulan “iyi kitapları” yad ediyordu, fakat bu kitaba gelince yüzü ekşiyordu.Canlı olan bu kitaptı.”İyi kitaplar” ölüydü demek ki.
Bu kitabı bir de sevgilisinin evinde görmüştü. Kitap 1970lerden kalmaydı.Parça parçaydı. Sergilenecek kadar dik duramıyordu, ciltlenecek kadar da değerli değildi. Müjdeler olsun kitap yaşıyordu canlıydı.
Hayır.Saçmalamıyorum.Her olayı idam ediyorsunuz. Uğultunuzun gölgesinin düştüğü yerde fikir yeşermiyor.Bu kitap etiket ve estetik anlayışınız dışındadır. Kıyıya vurmuş. Uğultunun dışına çıkmış. Kimse bu kitabın yanında kahveyle poz vermez. Değerlidir o yüzden. Kitabı uğultunun içerisine sokmak ve bir soluk bir ses olmasını istiyorum. 
Kitabı okumadan seviyorum. İlk bakışım olumludur.
“Savaşta ölen arkadaşlarımın anısına”diyor yazar. Savaşta ölen çok, savaşta ölenin bir arkadaşı var mı. Hemen aklıma Ulaş geliyor. Onun arkadaşları var. Sonra bir yığın benim etrafımda dönen düşünce. Neyse kendimizi temize çekelim. Yaşam da bir savaştır. Ya da savaşla kurulanın tortusunda yaşıyoruz. Ya da en temel belirleyici gücünü savaşa göre örgütleyen-ordunun kıyısında bazen de tam göbeğinde yaşıyoruz. Fabrikada ve okulda yaşıyoruz. Okuldan veya askerden kaçanlarla denk düşüyoruz. Disiplinlerin ve zor’ların kuşattığı bir iklimi soluyoruz. Ekonomik zor, politik zor, cinsel zor, ulusal zor, türsel zor.
Bu zor’ların kuşatmasında kendi olmak ve kendin olmak yarığında buluyoruz kendimizi. Benliğimiz de yarılmayı unuturcasına saldırıyor yaşama. zor’umuza gidiyor böylesi yaşam. Taş yerinde ağır demiyor ve yuvarlanmaya başlıyoruz. Roman kahramanı Mitka gibi. Fakat o sürüden ayrılmış. Ve koyunlardan ordu kurmuş. Halk ordusunun, partizanların bir neferi olmuş. Arzuları ve dışa dönük kıpırtılara dönük ilgisini koruyarak ve bastırarak. Kadın olmuş mu ? Cinsel fark’a dair hiçbir şey yok. Bir sıfat olarak anlatılıyor. İşçi kız’lardık diyorlar kendilerine. Koyun ordusunda bir olmak için; işçi olmak gerek. İşçi suretinde ve işçi varlığında bir’lik aranıyor. Ondan gayrı bir farka da yarığa da gerek yok. 
BİRİNCİ BÖLÜM: Aşan bilir karlı dağın ardını. Bilir ve kaçar. Kahraman da kaçıyor. Bilerek ve görerek. Babanın ve ailenin şiddetine; iç-göçe direniyor. Çocuk işçileri, elleri kopan işçileri, acıyı oyalayan, yoksula çaresiz ve dermansız kalan  tıbbı ve annenin ölümünü görüyor. Kır hayatı ne romantik ne de büyük bir oydaşı halinde nakışlanmış sandık içi hatıra değil. Canlı ve çelişik bir hayat. Arzuları var. Kentlere kaçıyor.
İKİNCİ BÖLÜM: Yaprak kıpırdasın. Canlı ve dengemizi sarsan bir şeyler olsun. Ordu gibi fabrika. Askerleştirilen genç kadınlar. Makineleşen işçiler. İçeri ne ışığın ne bir gazetedeki kıpırtılı haberin ne de arzuları kışkırtan bir şeyin sesi var. Çalışırsa hastalıktan ölmek, çalışmazsa açlıktan ölmek var. Çıkış yok. Ne bir örgüt ne de bir aşk var.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: Herkes kımıldar. Kımıldadı. Varım dedi. Kendine biçileni reddetdi.Yerleşik olana itiraz etti. Konumundan firar etti. Parmak salladı ustabaşı. İskan etti, eğitti, çitledi, fideledi, su verdi. Toprak gibi şekil verdi. Toprak yerinden firar etti. Fideler ayaklanıp kendince köklendiler. İlk isyan çıktı. Biz bu yemeği yemiyoruz.
DÖRDÜNCÜ-BEŞİNCİ BÖLÜM: Şeylerin olağan düzeninin dışındayız. Taş yerinde ağır değil. Ne filozofun ne patronun ne de ustabaşının bir’iyiz. Bedenimizdeki ikiliğe yenik düştük. Arzuya açıldık. Güneş ışığına kırlara. Sonra yeniden bir olduk. Partinin bir’i, proletaryanın bir’i tarih yapıcıların bir’i. Aylaklıktan doğduk, artık disiplinli olmalıyız. Bizim bir’in de iyi’si var. İyi bir partili, iyi bir işçi , iyi bir komünist. Zora zor. Disipline karşı disiplin.
ALTINCI BÖLÜM: Grev yaptık. Öz disiplinimizi konuşturduk. Çelikleştik. Fakat iş işleyişimiz var. Yuvarlanan taş değiliz. Fakat yine de yuvarlandık. Çelikten boşandı sinirlerimiz. Güldük ve şiir okuduk. Şarkıların iklimi geldi arkasından. Şiire ve şarkıya polis jopu ve hücre ile karşılık verdiler. Bana acıdı polis. Yeni evliydim. Aile-devletin bir üyesiydim. Serbest bıraktılar beni. Fabrikada grev bitti. Biter ve yeniden başlarız. Yoldaş devlete-SSCB’ye üretim yapıyoruz. Hırsla çalıştık. Ve parti-devletimizin şefi daha iyi bir asker olmamızı istedi. Asker olmaya hazırlanıyoruz.
YEDİNCİ BÖLÜM:  Savaş çıktı. İlan edilmiş ve ayan-beyan bir savaş. Bizim dışımızda çıktığını söylemedik, savaş-barış-yaşam üzerine düşünmeden; savaşın cephesinde konumlandık. Ne güzel. Bizim bir’imiz biliyordu. Yuvarlanan taş’lardık, çelik ve bir olduk. Fakat gözümüz dışardaki ve içimizdeki kıpırtıya karşı açıktı. Yanıt verecek. Hazırlanacaktık. Onların ordusu olmayacak, onlara mermi, yiyecek üretmeyecektik. Zor’du. Zor’a zor. Kocam götürülse de yine geriye bir BİZ/BİZİMKİLER kalıyordu.
Kitabın ilk 100 sayfası böyle. Güzel parçalandık ve  güzel birleştik. Hayatta parçalanma ve ayrışma “doğal” ve “olağan”dır. Fakat ve parçalanma/ayrışmaların üstesinden gelme işi kolay değildir. Felsefeler hep BİR’i aradılar. Önce ilk nedeni/ sonra iyi’yi/ sonra tanrı’yı. Yüce olan ve hepimizin bağlanması gereken, ortak olanı aradılar. Prangalar ve ordular kurdular. Yurt kurdular. Sınır çizdiler. Kural koydular. Sürü kurdular. Çoban oldular. Çok gülerdi ve kesin şu şiiri derdi antik filozof: koyunlar ordu mu kurarmış. Filozof hayretle ağzını açmış bakıyordu: halk ordu kurmuştu. Tek tük eşkiya değildi bunlar. Kendindeydi. Partizan savaşına başladılar. Saygıyla veya sevgiyle anmıyoruz. Onları siyah beyaz resimlerin çerçevesinde bırakmıyor. Onları şimdiki zamanda bir dost gibi muhattab alıyoruz. Eksiği bizim fazlası bizim.Partizanlar halkın dostudur. Partizanlar halkın ruhunun ve bilincinin zıttıdır. 
1 note · View note
lfmcn · 4 years
Text
Göz Arpacığı Neden Olur ve İt Dirseğini Önlemenin Yolları
İt Dirseği Nedir?
Halk arasında hem it dirseği hemde arpacık olarak bilinen bu hastalık, tıbbı açıdan iki farklı grupta incelenir. Aniden ortaya çıkan (akut) ya da uzun süre süren (kronik) bir enfeksiyon hastalığıdır. Göz kapağının içerisinde bulunan kıkırdak şeklindeki yapının akut veya kronik iltihap olarak bilinir. İt dirseği genellikle göz kapağında oluşur. Fakat nadiren de olsa iç kısımda da oluşabilir. Mümkün olduğunca erken teşhis ve tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. İltihap kendi kendine geçip iyileşse bile orada kalıcı olarak durabilir. Hatta, göz kapağındaki iltihap zamanla yayılma gösterip göz çevresini de etkiler.
Tumblr media
İt Dirseği Neden Olur?
İt dirseği, enfeksiyonel bir göz rahatsızlığıdır. Bir insanın vücudunda, vücuttaki hücre sayısından on veya bin katı kadar bakteri çeşidi bulunur. Çoğunluğu yıkanma ile yok olmaz. Vücudun direncini git gide düşürür ve vücudu bakterilere karşı savaşamayacak hale getirir. Böylece dışardan herhangi bir bakterinin girmesine gerek kalmadan da göz kapağında it dirseği oluşabilir.
 Misal, yaz aylarında uykusuz kaldığınızda, güneşin altında durmanız gereken zamandan fazla durduğunuzda, it dirseğiyle karşı karşıya kalabilirsiniz. Temiz olmayan ortamlarda it dirseği oluşumunu tetikler. Genetik yatkınlığa bağlı bir hastalık değildir. Fakat it dirseği bulunan kişiyle aynı ortamda kalan diğer aile fertlerinin de vücut dirençleri düşükse bazı fertler de de it dirseği oluşabilir.
İt Dirseği Nasıl Teşhis Edilir?
Göz kapağında sıklıkla it dirseğinin çıkması, vücut direncinin düştüğünün habercisi olabilir. Vücut direncinin düşmesine it dirseğinden başka nedenlerde sebebiyet verebilir. Örneğin stres, düzensiz yaşam, vücutta bulunan başka bir enfeksiyon varlığı vb durumlar da it dirseğinin oluşmasında etkilidir. Bu nedenle it dirseği hastalığı sürekli tekrarlanan hastalar doktora gözükmelidir. Gereken durumlarda başka uzmanlara görülmeleri de gerekebilir. Enfeksiyon tekrarlıyorsa vücutta bir sorun olduğu anlamına gelir. Bu gibi sorunların teşhis edilmesi son derece önemlidir.
İt Dirseği Tedavisi Nasıl Yapılır?
Tedavideki ilk  ve önemli maddelerden biri vücut direncini yüksek tutmaktır. Tedavi erken ve doğru bir şekilde yapılırsa  hastalığın kendini tekrarlama oranı düşer. İt dirseği erken tedavi edilirse, damla tedavisi uygulamak yeterli olur. Göz çevresine yayılmış ise antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar tedaviye ilave edilir. İlaçlar doktor kontrolü altında alınır. Hasta kendisi alıp kullanmamalıdır.  Belirli aşamaları geçtikten sonra it dirseği küçülmeye başlar ve kronik hale bürünür. Zaman sonra ilaçlarla tedavi edilemeyecek hale gelir ve cerrahi tedavi gerekebilir. Cerrahi müdahale sayesinde it dirseğinin içi boşaltılır. Ameliyat olunmasına rağmen gözün başka bölümlerinde oluşma ihtimali vardır. Bu yüzden it dirseği ameliyatı geçirmiş kişilerde vücut direncini yüksek tutmak gerekir.
İt Dirseği Kendi Kendine İyileşir mi?
Hastaların çoğunluğu it dirseğinin kendi kendine geçtiğini düşünürler. İt dirseği çıkan yetişkinlerde veya çocuklarda bu durum tekrarlandığı için kendiliğinden geçeceği düşünülür. İlk çıktığında kendiliğinden geçebilir fakat hastalık kendini sınırlar ve kapağın içinde yaşamaya devam eder. İt dirseği gözün  aynı bölümlerinde çıkmayabilir. Göz kapağında  bir çok bez vardır ve bu bezlerin farklı bölümlerinde arpacık çıkar. Bu sebeple it dirseği çıktığında mutlaka bir göz doktoruna gidilmelidir.
Tumblr media
Gözde İt Dirseği Çıkması Nasıl Önlenir?
1. Gözde sıklıkla arpacık oluşması durumunda kesinlikle göz doktoruna ve bunun yanı sıra aile hekimine veya iç hastalıkları uzmanına götürülmesi gerekir. 2. İt dirseği ilk çıktığında mümkün olduğu kadar elle temas edilmemeli. 3. Fazla dokunulduğu zaman göz çevresine yayılabilir. Bu yüzden yeni başladığında göz doktoruna gidilmelidir. 4. İt dirseği çıkan göze kesinlikle makyaj yapılmamalıdır. 5. Gözde lens varsa it dirseği geçene kadar lens çıkarılmalıdır. 6. İt dirseğinden korunmak için el ve yüz temizliğine dikkat edilmelidir. 7. İt dirseği  geçene kadar A ve E vitamini bol bol tüketilmelidir.
İt Dirseği Olan Göze Uygulanan Yanlış Tedavi Yöntemleri
1. Gözünde it dirseği çıkan hastalar sarımsağın iyi geleceğini zannederek sarımsak koyarlar. Bu, göz enfeksiyonunu artırabilir. 2. Kimi hastalar it dirseği olan göz kapağındaki kirpikleri koparmanın doğru bir tedavi yöntemi olduğunu düşünürler. Bu tarz uygulamalar doğru değildir. Enfeksiyonlu gözden kirpik koparmak daha çok tahrişe yol açtığından kullanılmaması ve yapılmaması gerekir. Read the full article
0 notes
fiftycolorsoforange · 5 years
Text
Terapi öykülerinde genelde odasında danışanla seansta bir psikiyatrist gelir aklımıza. 15 öyküden oluşan bu kitapta 2.öyküde 79 baharı dr small henüz asistan dr. Daha çok hastane nöbetlerinde acil servise gelen vakalarını görüyoruz. Ve hastadaki anormal durumun gerçekten psikiyatrik bir durumdan mı yoksa inme, parkinson, beyin tümörü, menenjit, hipoglisemi gibi gibi başka tıbbı bir rahatsızlığın semptomu olup olmadığını araştırıyor. 3.hikayede psikiyatrist 80 yılından bir anısını anlatıyor ve dikkatimi çeken o senede abd de boşanma esnasında bir çiftin dr dan danışmanlık alması ki bu ülkemize son yıllarda yeni yeni ancak çok bilinçli kesimin aldığı bir destek.
4.hikayede yine 80 yilinda bir ilkokulda gosteriye hazirlanan kız çocuklarında topluluktaki aşırı heyecan, stresin kitle histerisine sebep oluşunu irdeliyor. 84 yılında geçen 5.hikayede 80li yılların başın da abdde diğer branştan hekimlerce psikiyatri alanının bilimden çok spekülasyona dayalı değersiz bir uzmanlık alanı olarak görüldüğünden bahsetmiş. Ancak antidepresan ve antipsikotik ilaçların gelişmesi tıp camiasında psikiyatrinin saygınlığını arttırmış. Salt terapinin, değil halk, tıp camiasında bile "boş konuşma(!)" gibi algılandığı dönemler.
0 notes