Tumgik
#çok tatlı şeyler
yakazakalb · 1 year
Text
Tumblr media
Seni sevmeye dağlardan başlıyorum
Kalbine yenilmek diyorlar buna.
Yürürsen yakındır, bakarsan uzak
Derinleşiyor birden, evet, yaşamak.
.
28 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Şöyle bir şey
7 notes · View notes
kalopcia · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
14 notes · View notes
sehirlambalari · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
8 notes · View notes
saksibitkisiyim · 1 year
Text
bu gece çok sevilmiş hissettim
7 notes · View notes
damnfeds-prev · 2 years
Text
uyanık olsaydınız da size bi kahve yapsaydım
5 notes · View notes
napoftustar · 3 months
Text
eğer hassas kalpli biriyseniz annenizin günlüğünü okumayın✨️✨️
0 notes
arbrenu · 8 months
Text
Bir hayalin gerçekleşmesi çok az insanın başına gelebilecek bir fekakettir.
Düşünürken yüzünüzü ikiye ayıran o kocaman, içten gülümsemenin yavaş yavaş solması halidir.
Her şeye sahip olduğunuzu düşünürler.
Her şeye sahip olamazsınız.
Hiç kimse her şeye sahip değildir.
Gökyüzüne bakarken kulağınıza müzik dolması hali, güneşin ışıldaması ya da yıldızların parlaması, size başarabilirsin hissi veren tatlı bir rüzgar.
Bahar gibi bir koku derin derin içinize çektiğiniz.
Hala hayal kurabiliyorken böyle hissedersiniz.
Bunun mevsimle ilgisi yoktur, o his insana fırtına izlettirir omuzların diktir, yerle gök bir olur ama sen fırtınanın dizginlerini elinde tutuyorsun önemi olmaz.
Hayal kurabilmek böyle hissettirir.
Sonra bedeller ödemeye başlarsın, bu normal diye düşünürsün hiçbir yol bir de hayallere giden yol yıldız tozları ile kaplanmamıştır ki zaten.
Fedakarlıklar gelir ardından.
Evetler ve hayırlar konuşabildiğin tek kelimeler olur.
Evetler hep kendinden daha fazla vermen gereken anlar içindir.
Bir sen üşümeye başlarsın o mevsimde, üzerine bir kazak giyer devam edersin.
Hayırlar vazgeçtiklerin içindir.
Gidemediğin yerler, göremediğin insanlar, vakit ayırmadığın küçük anlar ve küçük mutluluklar.
Ellerin ve ayakların buz keser ama sorun değil, soğuğa alıştın.
Artık gülümsemediğini fark edeceksin.
Yatmak için uzandığında kıpır kıpır bir heyecanla düşler kuramadığını, yapman gereken bir yığın işi daha boşluklara sıkıştırmaya çalıştığını fark ettiğinde yüzündeki tüm kaslar artık gülümsememeye alışmıştı.
Yetişebileceğini düşündüğün anlar olacak ama hiçvir zaman sadece seninle ilgili olmayacak.
Çünkü bu dünyada her şey ekip işidir.
Kimse tek başına mahvetmez hayatını.
Bunun için bir ordu kalabalık bazen de bir avuç insan yeter.
Mevsimlerden bahar olacak, yaz kavuracak ama sen üşümeye devam edeceksin.
Sana yolu göstereceklerini mi sandın?
O gülümsemeyi ve minnetleri saklamalıydın.
Sana sadece eğerler verecekler.
Eğer bunu istiyorsan buna razı gelmelisin.
Eğer bunu istiyorsan önce bunun altından kalkmalısın.
Eğer kazanmak istiyorsan en çok benim cebimi doldurmalısın.
Eğer iyi olmak istiyorsan önce bana bunu kanıtlamalısın.
Yıldızların artık o kadar parlak ve çekici olmadığını mı düşünmeye başladın?
Karanlık hala o kadar yakınında değil halbuki.
Yol gözünde büyür, sapmadığın o sapaklarda kaçırdıkların paçalarına yapışır.
İnsan bir günde kaybetmez, kaybetmek disiplin gerektirir.
Kendinden çaldığın her “biraz daha zaman”da biraz daha kaybeder.
Zaman bir uzvunla bile ödeyemeyeceğin kadar pahalıdır.
Ama sen ne kolay verdin cebinde onca yıldır birikmiş taşlar gibi.
Kenarında ağlayıp durduğun denizlerin dibi zamanla mı dolu sandın?
Hayır, anladın ama çok yol aldın.
Buraya kadar geldim sonuna gitmeliyim dediğinde kaybetme işinde en iyilerinden biri oldun.
Boş yere mi yazıyor tabelalarda köprüden önceki son çıkış diye.
Geri dönemeyeceğin yerler vardı ve sen şimdi o çizgiyi de aştın.
Başardığın şeyler yok değil, bunca kayıba kimin olmazdı ki?
Ama gökyüzüne bakıp gülümseyerek hayal kurabilir misin şimdi?
Hangisi zor?
İşte yıldızlar böyle terk eder insanı.
Baksan gökyüzü hala mavi.
482 notes · View notes
sexcxsblog · 2 months
Text
NASIL BAŞLADI 13
Aradan uzun aylar geçti ben 17 yi bitirmeye ramak kalmıştı. Semih abim üniversiteyi başka şehirde okuyordu ve hala bitmemişti. Ara tatil ve yaz tatilleri dışında pek eve gelmez geldiği zaman da dışarda arkadaşlarıyla takılırdı. Benimle hiç konuşmuyordu. Yaşadığımız şeyler ve beni kendi gözünde sürekli arkadaşlarına vermesi herhalde şimdi kafasına dank etmiş yüzüme bile bakmıyordu. Mesut abi ile Ali abi bir şehirde birlikte işe girmiş ve tarihe karışmışlardı. Fikret abi ise karısının oyuncağı kum çuvalı olmuş ne derse yapıyordu. Öyle aslan bşr erkek nasıl bu denli pısırık oldu anlayamadım. Büyük ihtimalle kısır oluşu özgüvenini sarmış evliliği sona ermesin diye her şeyi alttan alıyordu. Bu durum üzücü olsa da bana yaptıklarından sonra hak etmişti. Babam hem Semih abimi hem de küçük kardeşim Selim’i okutmak için harıl harıl çalışıyordu. Fikret abinin babasına olan borcunu bitirmiş ama para tatlı geldiği için başka işlerde de çalışmaya devam etti. Tır şöförlüğü yapıyordu artık. Bazen bir hafta bazense iki hafta sonra eve gelirdi. Küçük kardeşimle beraber yaşıyorduk çoğu zaman. Gözümde çok silik bir çocuktu. Sabah okula gider akşam gelince gecelere kadar çocuklar ile oyun oynar eve yatmaya gelirdi. Bildiğin otel gibi. O yüzden benim sex hayatıma hiçbir zaman şahit olmadı. Dedim ya sadece uyumak ve yemek yemek için eve gelirdi.
Ama aradan geçen zamanda o da artık ergenliğin o yoğun duygularına kapılmış eve sokmadığım çocuk evden çıkmaz olmuştu. 16 sına yeni basmış azgın teke gibi evde dolanıyordu. Abimin laptopunu sahiplenmiş büyük ihtimalle porno izliyordu. Ben de uzun bir süre yarrak yemediğim için amımın ve götümün deliği eski halini almıştı. Dışarı gönlümce çıkamıyordum. Babam eskisi gibi evde olmadığı için yasak koymuştu. Evde temizlik yemek yapmaktan başka bir şey yapmıyordum. Günün geri kalan vakitlerinde televizyon izliyor ordaki erkekleri düşünüp azıyordum. Erkeksizlik çok zordu.
Geçenlerde bir gün kardeşim okuldan sonra eve geldi. Üstü başı pis içinde kıyafetleri yırtılmış. Noldu diye sordum. Arkadaşı ile kavga ettim dedi. O haline çok üzüldüm.
-üstünü çıkar banyo edeyim seni
-abla saçmalama çocuk muyum ben
-çok konuşma elimde büyüdün az yıkamadım seni
Zor bela ikna edip duşa soktum. Ama ayakta duramadığı için tabure getirdim. Üstünde sadece boxerla tabureye oturdu. Bende beyaz bir t-shirt altımda da yine beyaz bir tayt ile yanına geldim. Suya açıp yavaş yavaş yıkamaya başladım. Çok pis dayak yemişti. Her yeri boya ağzı yüzü kan içindeydi.
-nasıl oldu bu
-boşver abla
-söylesene
-kız meselesi abla işte kurcalama
Kardeşimi yıkarken su ister istemez üstüme gelmişti. Evde tek olduğumdan ne kilot ne de sütyen takardım sevmezdim de işin doğrusu. Islanan yerlerde memelerim olduğu gibi belli oluyordu. Nedendir bilmem ama kardeşimi bir tehdit olarak görmüyordum benim gözümde bir çocuktu bir de elimde büyümüştü. Ama herhalde kardeşim böyle düşünmüyor. Göğüslerime kaçamak bakışlar atıyordu. Önünü de eliyle gizliyordu. Ben çok aldırmadım. Çocuk diye. Her yerini yıkadıktan (avret yerleri hariç) sonra
-avret yerlerini yıka sonra üstünü yıka gel de yaralarına merhem süreyim
-tamam abla geliyorum birazdan
Banyodan çıktım. Üstümü değiştirdim atletimsi bir şey giydim salona geçtim. Atlet biraz büyük olduğundan memelerimi zor kapıyordu. Zaten çoğu annemindi. Kardeşim altına şort giyip yanıma geldi ben de yaralarına merhem sürüyor kanamış yerlere yara bandı takıyordum. Bu arada kardeşim kaçamak bakışlarla yine memelerimin yarısını zar zor kapatan atletime kaçamak bakışlar atıyordu.
-bir daha kavga ettiğimi duymucam tamam mı selim
-tamam ablacım
Uzun zaman sonra ablacım demişti. Ben televizyonun karşısına geçtim güzel bir dizi arıyordum kardeşimde tam karşımda duruyordu. Çoktan odasına geçer diye düşünmüştüm ama oturuyor çaktırmadan beni seyrediyordu. Ona da hak vermek lazımdı. Bana hiç o niyetle bakmıyordu ya da görmüyordu beni. Şimdi ise gözleri açılmıştı.
-e ablacım senin sevgilin var mı
-ne sevgilisi be evden çıktığım mı var nerden yapıcam
-çıksan var ya herkes seninle sevgili olmak ister
-diyorsun keşke ama işte çok zor
-boşver ablacım hem olsaydı kıskanırdım seni
-niyeymiş o
Bir an duraksadı. Kekeleyerek
-bir sen varsın yanımda ondan
-ya selimm gel buraya
Yanıma geldi. Sarıldım ben de. Büyük ihtimalle memelerimin yumuşaklığını hissetmişti ve hoşuna da gitti galiba uzun bir süre bırakmadı beni.
-tamam yeter bu kadar duygusallık ödevin yok mu senin
-var ama sana sarılmak bana iyi geliyor
-görende ilk defa sarılıyoruz zanneder eşek sıpası
-nolur biraz böyle yatalım mı
-iyi tamam
Biraz kenara kaydım yanıma geldi sarıldım. Başı göğsümün bir tık üstündeydi. Çataldan her yerim görünüyordu. Memelerim onu baya azdırmış olmalı ki hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. O şekil beraber yattık. Ben uyumuşum. Uyandığım kaşık pozisyonundaydık. Kardeşim siki kalmış amımı zorluyordu. Bir eli de göğsümdeydi. Aha dedim bu da beni sikmek istiyor belli. Bir anda doğrulunca kardeşim koltuktan yere düştü.
-iyi misin selim
-iyiyim ablacım çok iyiyim
Önünü saklamaya çalışıyordu. Sonra odasına doğru gitti. Elimi amımın olduğu yere attığımda bir ıslaklık vardı. Galiba kardeşim götüme sürtünerek oraya boşalmıştı. Odasına doğru giderken. Alıcı göz ile baktım. Gerçekten de büyümüştü. Esmer teni spor yaptığı için hacimli vücudu çok güzel görünüyordu. Belki de erkeksizliğimin ilacı oydu.
78 notes · View notes
kisa-hikayeler · 2 months
Text
Arkadaşım karısını sikmemi istedi
Bekar olduğu dönemlerde, beraber bir barda takilirken bi hatun ayarlamistik ilk grup sex imizi ozaman yapmistik o uatun ile bi süre böyle 3 lu takildigimiz olmuştu, bazen tek tek de takiliyorduk , gecenlerde arkadasimla sohbet ederken, bu konuyu açtı, çok keyifliydi ozamanlar yine öyle bir şeyler yapmak istiyorum dedi , hatta bazen hayal ediyorum yatakta mine yi sikerken dedi bu arada mine karisi , olur niye olmasin bulalim birini yapalim dedim , hazirda olan var niye baskasina bakalim dedi , kim var dedim mine var dedi , ben bi sustum , susma anladigin gibi işte dedi , bunu mine ye soyleyemedim ama sana söylüyorum, yürü tatlı tatlı karima al altina sik , sonra zaman içinde grubada geceriz dedi , bak eminsin dimi dedim evet dedi , ben mineye ufaktan yurumelere basladim , mine de bunun farkina varmisti aslinda ama belirli bir cizgiyi gecmiyordu , eşine de bahsetmiyordu durumdan , bahsetse soylerdi kocasi bana çünkü, aslinda herkes bu durumu istiyordu ama açık açık konusulamiyor gibi bir durum vardi ortada , artik ne olacaksa olsun moduna gectim mine ile musait zamanda bas basa kaldigimizda acik acik konusmaya karar verdim , konuya ufaktan girmeye basladim , ben kocami aldatamam seviyorum onu heleki sen en yakin arkadasisin olmaz bunu hic konusmamis olalim dedi , peki ya kocan da isterse böyle bir şeyi dedim , nasıl yani dedi , sen onu seviyorsun , oda seni seviyor , o yüzden size birde ben gerek belki dedim niye böyle dusunmuyorsun , mutlulugunuza benimle mutluluk katmak , kocamda isterse olabilir tabi ye gitmeye basladi muhabbet , derken artik altima almistim 3 umuzde herseyi biliyor ama bilmiyor u oynuyorduk 1 sene kadar böyle devam ettikten sonra artik grup muhabbetine basladik ucumuz ayni yatakta olabilmistik artik.
56 notes · View notes
noksanbiri · 10 months
Text
evet nereden başlayayım. kalbimden geçse bu kadar çok istesem belki olmazdı. uygulama üzerinden bi iş başvurusu yaptım ama böyle olsun olsun gibisinden değil. olursa olur gibisinden. neyse dün çağırdılar görüştüm bugünde iş başı yaptım. mutfak yardımcısı olarak. bugün gittim başladım tabii. kendimi bildim bileli çalışıyorum ama telefonun ve sigaranın yasak olduğu hiçbir işte çalışmadım şimdiye kadar. böyle deyince çok büyük bir şeymiş gibi gözüküyor ama hiçte öyle değilmiş. sigarayı hiç bu kadar uzun süre içmemezlik yapmamıştım herhalde. yasak derken öyle molada falanda içmek yok he gerçekten içeriye girip dışarıya çıkıncaya kadar yasak. ilk günüm baya eğlenceli geçti zaten buradan da biliyorsunuzdur elim yatkın bazı şeylere ama açık mutfak bambaşka bir şeymiş. bol bol Balaban köftesi yaptım, mantı tabakladım, tatlı tabakladım, gavurdağ salatası yaptım iki tanede güveç pişirdim. bi koşturmaca var ama keyifli herkes saygısında. belediyeden haber gelinceye kadar burada bir süre takılma kararı aldım. nasıl oldu bilmiyorum ama bir günde böyle bir şey oldu. kötü mü oldu? hayır. işe giderken öksürüyordum ben hastalıktan kaldı sanıyordum ama sigaradanmış. bi nevi uzaklaşmakta iyi gelecektir diye düşünüyorum. şimdilik haberlerim böyle. sevgiyle. 🌱
Tumblr media Tumblr media
160 notes · View notes
selin-n · 3 months
Text
💙🥀🕊️
Tumblr media Tumblr media
Değişiyor insan, vallahi değişiyor.
Mesela ben, öyle çok değiştim ki..
Bir kere bir selam verdiğime açmıyorum hemen, ne evimin ne gönlümün kapısını artık öyle.
Emin olamıyorum kimseden kendim kadar.
İçimden geçeni söylemiyorum kırıldığımdan beri en yakınımdakilere, susmayı öğrendim istemesem de.
Tatlı söze aldanmıyorum uzun zamandır, samimiyet konusunda epey yol almışlığım var.
Kırdığım tabularım, kızdığım eski bir ben var bir de.
Küskün de değilim kimseye, bu kadar iyiniyet vallahi fazlaydı kırılgan kalbime.
Affedemediğim şeyler var elbette ama yine de teşekkür ederim gözümün açılmasında emeği geçenlere....
inan durak taş
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
💙🥀🕊️
88 notes · View notes
yurekferahligi · 5 months
Text
Tumblr media
Ne zamandır evde değiliz sulu yemek yiyemiyoruz diye bugün bi çorba yapayım dedim çorba yaparken baktım süt çok bir tatlı yapayım dedim, eşim ne zamandır istiyor diye hadi bi de poğaça yapayım dedim (tartışmış ve işe giderken beni öpmemesine rağmen) çorba dolaba kalktı gün menüsü yaptım yedik. Sonra eşimi kuzeninin eşi aradı istanbuldakiler Kocaeli’den geçiyorlarmış gelelim diye eşim konum yolladı 9 km varmış aramızda 10 dakika sonra geldiler. Kime niyet kime kısmet müthiş oldu. Böyle ev temiz ve tatlı bir şeyler de hazır olunca bayılıyorum misafir ağırlamaya. Çay koydum hemen ya şeymanur ne hamaratsın falan dedi eşimin kuzeni :)) evimizi çok beğendiler bu insanlarla aramızda çok güzel bir bağ oldu. Eşim abisi gibi seviyor kuzeninin eşini. Tanıdığım en müthiş insanlardan biridir e abi. İnşallah biraz toparlanınca tekrar gelecekler biz İstanbul’a gittiğimizde her seferinde onları ziyaret ediyoruz 6 ay önce evlatlarını kaybettikleri bir trafik kazası geçirmişlerdi ailecek çok zor dönemlerden geçiyorlar her ayrılışımızda e abinin gözleri dolar ve ona iyi geldiğimizi biliriz ve bizi hiç uğurlamak istemez başka odaya falan geçer. Çok zor bir şey. İşte böyle bir kek hikayesi.
57 notes · View notes
japonyamesken · 1 day
Text
dünya köyü
Tumblr media Tumblr media
Üniversitedeki binlerce öğrencinin seçebileceği ve kontejanının 24 kişilik olduğu bi ders var. Böyle elevator pitch hazırlama, networking kurma üzerine. Biraz da arkadaşımın zoruyla kaydolmuştum, beklediğimden çok daha güzel geçiyor 🧿 İlk defa Güney Afrika beyazı bi hocam oldu mesela. (Ve inanılmaz tatlı, yardımsever, işinde harika biri🫠❣️)
İşte sabah tam ikinci derse başlayacakken sınıfın diğer köşesinden bi adam geldi, bizden büyük görünen, saçları ara ara beyazlamış birisi.
“Pardon siz X misiniz?” dedi bana. Ben de “Evet…???” dedim ama imza listesi gibi bir şey falan verecek diye düşündüm. Bu sefer de
“Babanız Y hoca mı?” diye sordu. Daha şaşırıp “Evet..???” dedim.
KONUŞACAĞIZ! deyip yerine geçtifkfkfkffl
Ders çıkışı yanıma geldi ve konuştuk. Ankara’da bir üniversitede hocaymış ve babamın doktora öğrencisinin doktora öğrencisiymiş gibi bir şey. Ve işin daha da ilginci yanımdaki araştırma görevlisi olan arkadaşımla aynı üniversitede çalışıyor çıktılar. Veee hepimiz JM ile Hollanda’dayız. Böyle enteresan tesadüfler ve denk gelişler yumağı içinde hissediyorum kendimi.
Canım sıkkın olduğu ve bi an önce arkadaşımla kahvaltı planımıza geçelim istediğim için konuşmayı kısa kestik. Ama tanıdık birilerine denk gelmiş olmanın tazelediği bi güvendelik hissettim yine.
Ve tüm Türkiye akın akın buraya geliyor sanırım. Başka bir açıklama bulamıyorum. Kaldı ki burası Hollanda için ilk üçte yer alan büyüklükte bi şehir bile değil. Dünyayı küçücük bi köy haline getirmişiz gerçekten 🏯🎎🍡
PS: Operasyon Bentley’i gerçekleştirdim. Litvanya’yı aramama biraz şaşırdılar. Kafamda yapsam mı yapmasam mı dediğim bi şeyi yapıp listeden çizdiğim için mutluyum. Artık öncelik sıralaması yapıp aslında öncelik olmayan şeyler için üzülmeyi de bırakıyoruz, hadi bakalım🌸
20 Eylül 2024
27 notes · View notes
alexay76 · 1 year
Text
Götümün Yırtılmasına Bakma, Hepsini Kökle
Selam ben Dilek. Daha önceki hikayemde bir çiftle aramızda geçen sikişmeyi anlatmıştım. ��imdi de başka bir çiftle sikişmemizi yazmak istiyorum.
Kocamla haftasonunda akşam yemeğinden sonra bir gece klubüne eğlenmeye gitmiştik. Dans ediyor, oynuyorduk ve içkilerimizi yudumluyorduk. Ordan bir kadının kocamı kestiğini gördüm. Kocama çaktırmadan kadını şöyle baştan aşağı süzdüm, inceledim. Beyaz bir askılı tişört giymiş üstüne, altına da kırmızı dar bir mini etek, sarı saçlı, gayet hoş bir kadındı. İri göğüslü, omuzlarına kadar uzanan düz saçları, kalçaları ve bacakları gayet düzgün, sexi bir vücudu vardı. Sonra dans etmeye devam ettik. Bir ara kocama kadını göstererek, “Şu kadın deminden beri seni kesiyor, o kadını sikmek istermisin?” dedim. Kocam şok oldu, önce bana baktı, sonra da kadına baktı, “Güzel ve hoşmuş! İsterdim, ama olmaz! Kadın belki çok azgın birisi çıkar, bilemeyiz ki. Sen zaten azgınsın, o da azgın çıkarsa ikinize birden yetemem, sonra seni azmış halinle ihmal ederim, azgın olunca manyak gibi oluyorsun, çıldırıyorsun, bunu da bir sürtük için göze alamam! Ama evli bir çift olsalardı, ozaman farklı olurdu!” dedi. Sonra masamıza oturduk. Kadına bakıyordum, halen kocamı kesiyordu.
Bir ara ben lavaboya gitmem gerektiği için masadan kalktım. Lavaboya gittim, elimi yüzümü yıkadım, makyajımı tazeledim ve masaya dönmek için lavabodan çıktım. Yerime giderken o sürtüğe bakındım, bir baktım masada bir adamla oturuyordu. Vay orospu dedim içimden, bulmuş kendine bir adam. Adama baktım, gayet hoş ve karizmatik bir adam, turnayı gözünden vurmuş sürtük dedim. Sürtük benim kocama baktı baktı, sonunda bunun yanında karı var, ben boşa zaman kaybetmeyeyim dedi herhalde diye içimden geçirdim. Yanlarından geçerken çokta samimilerdi, demek adam karizmatik olduğu kadar da hızlıymış diye düşündüm. Kocamın yanına gittim oturdum ve kocama, “Senin sürtük çok karizmatik bir adam bulmuş, baksana!” dedim. Kocam da dönüp baktıktan sonra, “Harbiden sürtükmüş, gördün mü, iyi ki seni dinlememişim, değil mi?” dedi, gülüştük.
Nedense kendimi o sürtükle yanındaki adama bakmaktan alamıyordum. Bakarken de aklıma değişik değişik şeyler geliyor ve azıyordum. Amım tatlı tatlı karıncalanmaya başladığında, elimi kocamın önüne attım ve masanın altından başladım okşamaya. Kocamın siki hemen ayaklandı, zaten hep hazır kıta gibi anında hazır olur, iç çamaşırı da giymez, yaz kış demez, sadece pantolonu çeker çıkar dışarı. Fermuarını açıp sikini aldım elime, başladım oynamaya. Kocamın da hoşuna gitmeye başladı ve suratının şekli değişti. Ben de amımın ıslanmaya başladığını hissediyordum. Gözümü kapadım konsantre olmak için. Kocamdan hafif iniltiler geliyordu, iyice zevke gelmişti. Ben de onun iniltilerini duyarak kendimden geçiyordum. Amım artık sırılsıklamdı. Dayanamadım ve elimi eteğimin altından amıma atıp okşamaya başladım. 2-3 okşamaya kalmadan titreyerek Orgazm oldum…
Elim halen kocamın sikindeydi, oynuyordum. Derken kocam, “Ee ben de geliyorum, ne yapacağız şimdi, her yere akacak, rezil olacağız!” dedi, ama hissediyorum patlamamak için zor tutuyor kendini. “Dur!” dedim, yere sigara paketini attım, onu almaya çalışıyormuş gibi masanın altından kocamın sikini ağzıma aldım ve almamla bir volkan gibi ağzıma boşalmaya başladı. Hepsini yutmuştum, dölleri gırtlağımdan aşağı sıcak sıcak aktı mideme gitti. Kocamın masanın altına uzattığı peçeteyle ağzımı ve sikini temizledim ve sigarayı yerden aldım, doğruldum. Ama kocam daha çok azmıştı, “Bu bana yetmedi, sikim halen taş gibi sert, bu böyle olmayacak, hadi tuvalete gidelim!” dedi. Haklıydı, ben de aynı duygular içindeydim. Her an görülme ve yakalanma korkusu beni de azdırmış ve adrenelini artırmıştı. “Tamam, gidelim!” dedim. Kalkarken kafamı çevirdim ki, o kadın bize bakıyordu. Acaba bizi gördü mü, seyretti mi diye içimden geçirmedim değil valla. Biz tuvalete giderken de bizi izliyordu…
İlk ben girdim tuvalete, baktım içerde kimse yoktu, kocama, “Gel!” dedim. Geldi ve tuvalettin kapısını kapattı. Hemen eteğimi kaldırdı, tangamı kenara sıyırıp beni domaltarak, sikini amıma kanırttıra kanıttıra, yardıra yardıra sokmaya başladı. Hepsini köklediğinde derin bir, “Oohhh!” çekmiştim. Ve kocam başladı amıma pompalamaya. O amıma git gel yaptıkça, ben uçuyor, zevkten 4 köşe oluyordum, inliyor, hafiften çığlıklar atıyordum. Ben daha fazla dayanamayıp titreyerek boşalmaya başladım. Ama kocam halen amımı yırtarcasına beni sikmeye, amıma pompalamaya devam ediyordu. Derken tuvaletin dış kapısı açıldı. Kocam durdu ve kulağıma, “Birileri geldi, sus sesini çıkarma!” dedi. Ben de, “Sikini amımdan çıkarma, bırak içimde kalsın!” dedim. Az sonra bir kadın şarkı söyeleyerek yandaki tuavalete girdi, şırıl şırıl işedi ve lavaboda elini yıkayıp çıktı. Kocam da hemen tüm hızıyla beni sikmeye devam etti. Beni birkez daha boşalttıktan sonra, “Geliyorum!” dedi ve sikini amımdan çıkardı. Hemen döndüm ağzıma ağzıma aldım ve boşaldı. Döllerini yuttuktan sonra temizlendik, silindik, ağzmı çalkaladım, çıktık tuvaletten, yerimize doğru yürümeye başladık.
Tam yerimize oturduk ki, o kadın geldi, selam verdi, “Oturbailirmiyim? Ben Damla!” dedi. Ben şaşkın şaşkın bakarken elini uzattı. “Ben de Dilek!” dedim. Kadın, “Memnun oldum!” dedi. “Ben de!” dedim, ama hiçde memnun olmamıştım inanın. Bozuntuya vermedim ve istemeyerek kocamı tanıştırdım. Kadın gülümsedi, “Vay be, demek eşiniz! Ben de sevgilisiniz sanmıştım. Çünkü sanki yeni tanışmış, sexe aç gibi dans ediyordunuz!” dedi. Ben de, “Benim 15 yıllık eşimdir kendisi!” dedim. Damla hayretle, “Vayyy, bunca sene sonra bile bu sevgi, bu aşk, bu isteriklik, biribirinize doymamışlık, susuzluk! Böyle evli çiftler kaldı mı? Sizi tebrik ediyorum!” dedi ve arkasını dönüp, “Orda oturan da benim eşim, yani evlendik. Hep heyecan arayan tipleriz, değişiklikler yaparız. O bana karışmaz, ben de ona!” dedi. Kocam hemen lafa dalıp, “Bu nasıl evlilik? Böyle evlilik olur mu hiç?” dedi.
Ben de Damla’ya, “Çağırın eşinizi de madem, gelsin tanışalım!” deyince, kocam bana ters ters baktı. Kadın ise kocasına el hareketiyle (Gel!) diye işaret etti ve bana dönüp, “Demin masanın altında ne yaptığınızı ve devamını tuvalette getirdiğinizi biliyorum. Siz de bizim gibi fantazi dolu renkli kişilere benziyorsunuz! Bu arada eşimin adı da Alp!” dedi. Alp geldi, tanışma faslından sonra birer içki söyledik, başladık sohbete. Damla hemen, “Masanın altında yaptıklarınız dikkatimi çok çekti, ama birşey göremedim, Alp’e de söyledim ne yaptığınızı, ikimiz de çok heyecanlandık, biz de çok fantaziler yaparız, ama siz bizi geçtiniz, biz okadarına cesaret edemedik şimdiye kadar!” dedi. Muhabbet böyle sexten başladı, hep sexten devam etti, saatler saatleri geçti ve Damla, “Hadi kalkın, bize gidiyoruz!” dedi. Kocamla birbirimize baktık ve “Tamam!” dedik. Hesabı ödeyip kalktık. Taksiye atlayıp doğru onların evine…
Üsküdarda bir apartmanın önünde durduk. Gayet nezih bir muhitti, temiz güzel bir bina, kocaman bir bahçeli girişi vardı. Girdik, çıktık yukarı. Damla dairelerinin kapısını açıp, “İşte bizim sıcak sex yuvamız!” diyerek buyur etti. Geçtik içeri. Damla, “Ben birer kahve yapayım da, kendimize gelelim!” dedi. Oturduk kahvelerimizi beklerken Alple sohbet muhabbet ediyorduk. Alp durmadan bana bakıyor, “Çok güzelsin, çok çekicisin, kocan çok şanslı, kıskandım kocanı!” deyip duruyor. Kocam da sinirden adamın üstüne atlayacak gibi bakıp, gözlerinden ateş fışkırıyordu, “Evet şanslıyım, ama senin karın da güzel, karınla ilgilensen, daha da sevsen, senin karın da çok çekici olur!” dedi.
O sırada Damla kahvelerle geldi. Üstünü de değişmiş, kırmızı tayt ve sarı bir atlet giymiş ki, tamamen şeffaf gibiydi. Amı götü tamamen piyasada ve göğüslerinin uçlarına kadar belli oluyordu. Kocama baktım, Damlayı o halde görür görmez çadırı kurmuştu ve bu sefer hiç saklamıyordu. Kocam Damlaya, “Çok sexi olmuşsun, üstündekileri de hiç giymeseydin bari, her yerin gözüküyor belli oluyor!” dedi. Damla da, “Hiç giymesem yanlış anlaşılırdı, hem sexi ve erotik olmazdı!” dedi. Alp de Damlaya, “Haklısın hayatım!” diyerek, kalkıp benim soluma doğru oturdu ve “Öyle değil mi Dilek?” dedi ve bana sarıldı. Ben şaşırmıştım, ama bu kadar iltifata, akşamdan beri bu kadar sex sohbetine ve benim orda yaptıklarımı bildikten sonra bu normaldi. Ve buraya sikişmek için gelmiştik. Tabi doğal olarak ilk hareketin de ondan gelmesi normaldi…
Damla da Alpten yüreklenerekten kocamın dizinin dibine oturdu ve kocamın önüne elini attı, “Çadırı kurmuşsun, kocaman gözüküyor!” diyerek avuçladı ve fermuarı açmaya başladı. O sırada Alp te benim göğüslerimi avuçlayarak, tişortümü çıkarıp sütyenimi çözdü ve göğüslerimi dışarı salar salmaz yalamaya, emmeye ve ısırmaya başladı. Ben kendimden yavaşca geçmeye başlamıştım bile. Elimi onun sikine attım, bayağı kalkmış olan sikini avuçlamaya başladım. Yan tarafa baktım, Damla bayağı hızlı çıkmıştı, kocamın sikini ağzına almış, saksoya başlamıştı bile. Ama ağzına sığmıyordu, arada ağzından çıkarıp, “Ne kadar büyükmüş bu!” diyerek tekrar ağzına sokuyor, tekar çıkarıp eline alıyor, Alp’e gösteriyor, “Gözün yarak görsün kocacım!” deyip tekrar ağzına alıyordu…
Ben de Alp’in (kocamın sikinden küçük olan) sikini çıkardığımda hemen yalamaya başlamıştım. O da eteğimin altından benim amımı kurcalamaya başlamış, okşuyor, avuçluyordu. Eteğimi ben çıkarıp attım, o da tangamı çıkardı ve “Sırıl sıklam olmuş, bu am yanıyor!” diyerek bacak arama yumuluverdi. Sulanmış amıma attığı dil darbeleri beni kendimden geçirmişti. Artık ben sarsılarak Orgazm oluyordum. “Alp yala zevk suyumu, ziyan etme pınarımı!” dedim. O da, “Hiç ziyan edermiyim, böyle sulu amcığı bulmuşum!” dedi. Amımın sularını da yaladıktan sonra üzerimizde kalan son parça giysileri de çıkardık, ikimiz de çırıl çıplaktık. Alpte her yerimi okşarken, ben de onun sikini yalıyordum halen. Sonunda Alp te, “Geliyorum!” diyerek ağzımdan çıkarıp göğüslerimin üstüne boşaldı…
Alp’in sıcak sıcak döllerini ben göğsüme yayarken, kocamın, “Geliyorum Damla!” sesiyle kafamı çevirdim onlara baktım. Damla da kocamın sikini ağzından çıkarıp, “Ağzıma boşalt döllerini erkeğim!” diye kocaman açtı ağzını. Kocam da inleyerek boşaldı Damlanın ağzına. Damla kocamın döllerini yuttuktan sonra kocamı soydu. Kendi de taytını çıkarıp attı kenara ve kocamın daha dimdik bir füze gibi duran sikinin üstüne oturuverdi. Ben de, “Hadi Alp, seninkini de kaldırayım da, önce götümü sik, götüm kaşınıyor, kaşı götümü!” dedim ve Alpin sikini aldım ağzıma. Hazır duruma geldiğinde ben domaldım, Alp kalktı ve arkamda yerini aldı, götüme dayadı sikini. Zaten benim göt kocamın sikine alışık olduğundan, Alp’in sikini çar çabuk alıverdim götüme ve bir, “Oohhhh!” çektim…
Bu sırada Damla çığlıklar atıyor, kocam onu susturmak için dudağını dudaklarıyla kapatıp, bağırmaması için uğraşıyordu. Komşular kalkacak gelecek şikayet edecekmiş falan, Damla’nın hiç umrunda değildi, çok zevk aldığı ve kocam tarafından çok iyi sikildiği her halinden belliydi. Ha bire kocamın yarağı üzerinde zıplıyor, kıvranıyor, kocamın kollarını sıkıyordu. Hem acı, hem de zevk aldığı anlaşılıyordu. Alp ise götüme pompalıyor ve beni zevkten uçuruyor, bir yandan da amımı okşuyor, beni daha da zevke getiriyordu. Ve ben tekrar Orgazm olduğumda, Alp te götümün içine döllerini boşaltmıştı bile. Dölleri götümden akıyor, bacaklarımın arasına süzülüyordu. Ama bu sefer Alpinki de inmemişti ve götümden çıkarıp, sikindeki dölleri biraz temizledikten sonra, kavrulan amıma sikini sürterek, “Sulanmış şeftaline sokacağım şimdi, hazır ol, uçuracağım seni!” diyordu…
Alp amıma sürterken bir anda amıma sert bir giriş yapmıştı ki, bu benim herzaman çok hoşuma giderdi, “Ohhhhh!” çektim. Alp’in sikini içimde tamamını hissetmek için bacaklarımı ve amımın kaslarını sıktım. Bu da Alp’in çok hoşuna gitmiş olacak ki inliyordu ve daha hızlı gidip gelmeye başlamıştı. Ben de onu gaza getirmek için amımın kaslarını ve bacaklarımı arada sımsıkı sıkıp yine bırakıyor ve “Kökle Alp, kökle!” diye inliyordum. Bir ara göğüslerimde bir el hissettim, baktım bu Damla idi. Göğüslerimi sıkarken, bana, “Kız Dilek, senin bu kocan ne güzel sikiyor, kaç defa boşaldığımı bilmiyorum, ama kocanın yarağı içimde halen taş gibi! Alp nasıl sikiyor, iyi mi?” dedi. “Evet, iyi sikiyor!” dedim Alp’i rencide etmemek için (Öyle soru sorulur mu bu ortamda, adamın şevkini mi kıralım?). Alp te, (İyi sikiyor!) lafımı duyunca, daha bir gayretle pompalıyordu ve ben de harika bir Orgazm yaşıyordum.
Kocam da Damlayı sikerken nihayet, “Geliyorum!” deyince, Damla, “Ben de tekrar geliyorum, hadi beraber boşalalım! İçime boşal! Sıcak sıcak istiyorum döllerini içime!” dedi ve ikisi birden inlemeye başladılar. O sırada onlara inat yaparmışım gibi, “Ben de geliyorum Alp! Sen de benim içime boşal hadi sikicim!” dedim. Ve hakikaten de 4 kişi birden boşalmıştık. Her tarafımız döllerden yapış yapış olmuştu…
Biraz soluklandıktan sonra Damla, “Hadi temizlenelim, sıra Tostlarda Dilekciğim, Tost yiyeceğiz!” dedi. Damla ile banyoya gidip duş aldık geldik, sonra da kocalarımız sırayla gidip duşlarını aldılar. Damla, “Dilekciğim sen misafirsin, önce seni Tost yapsınlar, sonra da beni!” dedi. “Tamam!” dedim. Damla hemen kocamın yanına gitti, kocamın sikini yalamaya başladı. Ağzına sığmadığı halde sığdırmaya çalışıyor, hepsini ağzına almaya çalışıyordu. Ben de Alpin sikini aldım ağzıma, başladık Tost için ön hazırlıklara. Az sonra ikisinin de sikleri hazırdı….
Ben, kim hangi deliğime sokacak gibisinden bakarken, Alp, “Götüne ben sokacam Dileğin!” dedi. Kocam yere uzandı, ben de bir çırpıda hasret kaldığım yarağı yemek için amımı hedefleyerek üstüne oturmaya başladım. Herzamanki gibi kocamın siki kanırttıra kanırttıra, yara yara amıma girdi ve derin bir “Oohhhhh!” çektim. Alp te arkamda dizinin üstüne çökerek, yavaşça götüme girdi. Hep hayallerimdeki Tostu bir kere daha yiyordum. Kocam alttan amımı, Alp üstten götümü sikmeye ve pompalamaya başladıklarında ben çığlıklar atıyordum. Damla da bazen benim göğüslerimi mıncıklıyordu, bazen de kocalarımızın taşaklarını ağzına alıyordu. Onlar da amıma götüme gittikçe seri çalışıyorlar, beni bulutların üzerine çıkarıyorlardı. Ben ardı ardına Orgazmlar olurken, habire pompalıyorlardı….
Alp daha fazla dayanamayarak boşaldı ve çıktı götümden. Damla da hemen götümü yalamaya başladı. Götümden akan Alpin döllerini yalayıp yuttuktan sonra da, kocamın taşaklarını yalıyordu. Arada bir benim amıma da dil darbeleri atıyor, yarılmış amcığımdan akan suları içiyordu. Derken kocam, “Geliyorum!” diyerek, amıma tazyikli bir şekilde boşalmaya başladı. Boşalırken sikinin damarlarının genişlediğini içimde hissediyordum resmen. Ben artık tükenmiştim, belki 8-9 defa boşalmıştım, amım götüm kıpkırmızydı ve bacaklarımın arasından döller süzülüyordu. Ama kocalarımızın işi daha bitmemişti, bir de Damla’yı tost yapacaklardı. Damla da sabırsızlanıyordu, heyecandan yerinde duramıyordu orospu.
Ben bir kez daha duş alıp geldiğimde, Damla her ikisinin de siklerini hazırlamaya başlamıştı bile. Sırayla birinin sikini ağzına alırken, ötekinin sikini eliyle sıvazlıyordu. Kocamın siki dikilmeye başlamıştı, ama Alp’inki bir türlü kalkmıyordu, küçük Alp ölmüştü dirilmiyordu bir türlü. Damla gülerek, “Kocacığım ben Tost olmadan sakın tutukluk yapmasın, valla intikam olsun diye götüne Vibratörü sokarım görürsün günü!” deyince gülüştük. Damlaya, “Merak etme ben şimdi kaldırırım onu!” dedim ve yanaştım Alp’in sikine, emmeye yalamaya başladım. Azdırmak için de, “Hadi Alp, beni sikip inlettiğin gibi, şu orospu karını sik de aklı başına gelsin, Tost nasıl olunurmuş anlasın! Yırt orospunun amını, kocam zaten götünü yırtacak, o koca siki göte almak kolay değil, hele ki alışık değilse! Hadi sikicim, hadi erkeğim, karını Tost yaptıktan sonra, sen bu yarakla beni bile bir daha siker, amımın ateşini söndürüsün!” deyince, siki kalkmaya başladı. Taşaklarını da emiyordum ki, siki taş gibi oldu. Ve Alp te hazırdı artık.
Damla görünce, “Ohh be, biran çok korktum Tost olamıyacağım diye! Hemen uzan Alp, oturayım seninki sönmeden, 2 yarrağı da içimde hissedeyim!” dedi. Alp uzanınca, Damla hemen üstüne çıktı ve bir çırpıda amına alıverdi Alp’in sikini. Öne eğilerek götünü kaldırdı ve “Sıra şimdi esas oğlanda!” dedi. Damla acele ediyordu Alp’inki inmesin diye, biryandan da heyecandan titriyordu. Ve sonunda Damla için beklenen an gelmişti. Kocam da arkasında diz çökerek yerini aldı ve Damlanın götünün yanaklarını ayırarak sikine doğru çekti. Ben kocamın sikini tuttum, kolay girsin diye biraz yalayıp ıslattım ve Damlanın götüne hedefledim. “Yavaş sok!” dedim. Ben biliyordum nede olsa girerken ne acı verdiğini, alışmış olsam da. Kocam hafiften zorlayınca, Damla acıyla bağırdı. Ben hemen Damlaya, “Bu böyle girmez, krem var mı?” dedim. “Çekmecede vazelin var!” dedi. Vazelini getirdim sürdüm götüne, parmağımı da içine soktum, deliğin içini de iyicene yağladım. Kocamın yarağına da biraz sürdüm, tekrar hedefleyip, “Hadi!” dedim…
Kocam bastırınca yarağının kafası Damlanın göte girdi, ama Damla acıyla bağırıyordu. Kocam, “Damlacığım, istersen vaz geçelim, götün yırtılacak!” dedi. Damla da, “Devam et! Bırak yırtılsın, sok artık şunu götüme, içimde hissetmek istiyorum!” dedi. Kocam da iyice zorladı ve biraz daha soktu. Ama daha tam girmemişti. Ben Damlanın götünden kanların sızdığını gördüm ve kocama, “Çıkar, yırttın, kadının götü kanıyor!” dedim. Damla müdahele etti, “Çıkarmaaa! Bırak kanasın, her zaman nerden bulacam bu yarrağı, yırt götümü, ama yeter ki artık sok!” dedi. Kocam da, “Pekala!” dedi ve kökledi. Ama ne köklemek! Damlanın acıdan gözlerinden yaş gelmişti. Nefes alamıyordu orospu, amam halen vazgeçmeyip, “Aldım işte, hadi pompala artık! Sikin beni erkeklerim!��� diye bağırıyordu…
Ve pompalamaya başladılar. Bir süre sonra Damlanın acıyla bağırtıları inlemelere dönüştü. Zevk almaya başladığı anlaşılıyordu. Onlar Damlayı Tost halinde sikerlerken, ben de izliyordum. Özellikle Damlayı seyrediyor, ondaki cesareti, bu isteği gördükçe ona gıpta ile bakıyordum. Doğrusu hoşuma gidiyordu. Kocam başka bir kadını sikiyor, hem de tost yapıyor, ben de seyrediyordum, ne güzel zevkti. Ama çok geçmeden Alp bağırarak Damlanın amına boşaldı ve siki amından pırttı çıktı. Alp şimdi Damlanın altında yatak vazifesi yapıyordu ve kocam Damlanın götünü sikmeye devam ediyordu. Kocam bu gece nerden baksan 5-6 kere boşalmıştı, ama halen bitmez tükenmez bir enerji vardı. Ne iyi seçim yapmışım da onunla evlenmişim diye düşünürken, ben de amımı okşuyor kendimi tatmin ediyordum. Alp te olduğu yerde, kocam her köklediğinde sallanan Damlanın göğüslerini seyrediyordu. Belli ki Damlanın zevk alması onun da hoşuna gidiyordu….
Ben de bu arada kendi kendimi okşayarak tekrar boşalmıştım. Damlaya baktım, gözleri kaymış, götüne kocamın yarrağı girip çıktıkça ıhılıyordu sadece. Merak ettim, elimi amına attım yokladım, daha boşalmamıştı. Amına parmaklarımı sokup çıkarmaya başlayınca, orospu yüksek sesle inlemeye başladı ve “Ohhh, çok güzel, daha hızlı yap!” dedi. Ben amını parmaklamayı hızlandırınca çığlıklar atarak Orgazm oldu. Bir tek kocam boşalmamıştı daha, onun da taşaklarını okşamaya başladım. Kocam nihayet, “Geliyorum!” diye bağırdı. Damla hemen, “Çıkma sakın, hepsini götüme boşalt!” dedi ve kocam da götüne boşaldı. Kocam Damlanın götünden yarağını çıkaracağı zaman, Damla, “Çıkma, çıkma! Bırak orda kalsın küçülene kadar!” deyip, bu sefer kendisi götünü ileri geri yaparak kocamın yarağına gidip gelmeye başladı. Anlaşılan kocamın yarağını götten yemeye alışmış ve zevk alıyordu…
Sonunda kocamın yarağı küçülünce çıkardı Damlanın götünden. Alp halen Damlanın altında yattığından, son manzarayı göremedi tabii: Damlanın kocaman açılmış göt deliği yavaş yavaş kapanırken izlemek müthiş zevkliydi. Kocamla banyoya gittik, adam akıllı bir duş aldık. Artık evimize gitmenin zamanı gelmişti. Birbirimize teşekkür ederek ayrıldık ordan 🙂
259 notes · View notes
hermes-0 · 2 months
Text
7. BÖLÜM
GÜNEŞ YENİDEN DOĞUYOR
Sabah olduğunda, güneşin ilk ışıkları odaya doldu. T, gözlerini açtığında S’nin gülümseyen yüzüyle karşılaştı. “Günaydın,” dedi S, yumuşak bir sesle. T, gülümseyerek karşılık verdi. “Günaydın, aşkım.” İkisinin üzerinde de tatlı bir yorgunluk vardı Yatakta biraz daha vakit geçirdiler, birbirlerine sarılarak yeni bir güne başlamanın mutluluğunu hissettiler. T, S’nin saçlarını nazikçe okşarken, “Bu sabah her şey çok güzel,” dedi. S, “Evet, seninle her sabah güzel,” diye yanıtladı. Birden akıllarına dün gece okumayı bıraktıkları gizemli günlük geldi. T, “Günlüğü okumaya devam edelim mi?” diye sordu. S, heyecanla başını salladı. “Evet, belki de bu sabah sırrı çözebiliriz.”Günlüğü eline alan T, kaldıkları yerden okumaya başladı. Günlükte, eski bir kulübede yaşayan bir çiftin hikayesi anlatılıyordu. Ancak, çiftin isimleri T ve S’nin isimleriyle aynıydı. Bu durum, ikisini de daha da şaşırttı.“Bu çift biz miyiz?” diye sordu S, şaşkınlıkla. “Ama bu nasıl mümkün olabilir?”T, günlüğün sayfalarını hızla çevirdi. Her sayfada, çiftin yaşadığı anılar ve maceralar anlatılıyordu. Ancak, bazı sayfalarda yazılar silinmiş ve okunamaz hale gelmişti. Bu durum, günlüğün sırrını çözmeyi daha da zorlaştırıyordu.“Bu günlüğü çözmemiz gerekiyor,” dedi T, kararlılıkla. “Belki de bu fotoğrafların ve günlüğün sırrını çözerek, geçmişimizle ilgili önemli bir gerçeği öğrenebiliriz.”S, T’ye bakarak gülümsedi. “Evet, birlikte bu sırrı çözeceğiz,” dedi. Günlüğü okumaya devam eden S, “Geçmiş, şimdi ve gelecek arasında sıkışıp kalmış bir ruhun sancıları” yazısını gördü. Bu cümle, S’nin iç dünyasında derin bir yankı uyandırdı. Tam o anda, S derin bir nefes aldı ve T’ye döndü. “Bu günlükte yazılanlar, sanki benim iç dünyamı anlatıyor,” dedi. “Geçmişin yükü ve geleceğin korkuları arasında sıkışıp kalmış gibiyim. Varoluş ve yok oluş arasında bir yerdeyim.”
T, S’nin elini tuttu ve gözlerinin içine baktı. “Ben de aynı şeyleri hissediyorum,” dedi. “Geçmişteki hatalarım ve gelecekteki belirsizlikler beni de sıkıştırıyor. Ama belki de bu günlük, bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Belki de önemli olan, şu anı nasıl yaşadığımız.”
S, T’nin sözleriyle biraz rahatladı. “Evet, belki de haklısın,” dedi. “Geçmişin gölgeleri ve geleceğin belirsizlikleri arasında kaybolmak yerine, şu anın değerini anlamalıyız.” T, S’nin elini daha sıkı tutarak, “Birlikte bu anı yaşayalım,” dedi. “Geçmişin yükünü ve geleceğin korkularını bir kenara bırakalım.”
O an, ikisi de varoluşsal sancılarının aslında insan olmanın bir parçası olduğunu fark ettiler. Geçmişin gölgeleri ve geleceğin belirsizlikleri arasında, şu anın değerini anlamaya başladılar. Günlük, onların hayatlarına yeni bir perspektif kazandırmıştı. T ve S, birbirlerine sarılarak, bu anın huzurunu ve anlamını derinlemesine hissettiler.
Günlükte yazanlar, onların iç dünyalarını yansıtan bir ayna gibiydi. Her bir cümle, onların duygusal yolculuklarını ve içsel çatışmalarını anlatıyordu. T, “Bu günlük, bizim için bir rehber olabilir,” dedi. “Geçmişin hatalarından ders alarak ve geleceğin belirsizliklerine rağmen, şu anı en iyi şekilde yaşayabiliriz.”
S, T’nin sözlerine katılarak, “Evet, bu günlük bize bir şeyler öğretmeye çalışıyor,” dedi. “Belki de önemli olan, geçmişin ve geleceğin ötesinde, şu anın değerini anlamak.” T, S’ye bakarak, “Birlikte bu yolculuğu sürdüreceğiz,” dedi. “Ne olursa olsun, birbirimize destek olacağız.”
O an, ikisi de varoluşsal sancılarının aslında birer fırsat olduğunu fark ettiler. Geçmişin gölgeleri ve geleceğin belirsizlikleri arasında, şu anın değerini anlamaya başladılar. Günlük, onların hayatlarına yeni bir perspektif kazandırmıştı. T ve S, birbirlerine sarılarak, bu anın huzurunu ve anlamını derinlemesine hissettiler.
25 notes · View notes